18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT1993 ÇARŞAMBA HABERLER Biyoloji kitabına bölücü davası • ANKARA (ANKA)- Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı, Biyolog Edip PoJat'ın 83 bilki ve 9 hayvan türününkürtdilinden türetildiğine yer verdiği, "Bilim Dilinde Kürdistan" adlı incclcme kitabında bölücülük yapıldığı gerekçesiylc da va açtı. Savcıhk. Polat'la birliklc kitabın önsöz yazan İsmail Beşikçi vc yayıncı Vedat Yeniçeri'nin de anti-terör yasası uyannca cczalandınlmasını istcdi. Yargılamaya Ankara DGM'debaşlandı. Dün yapılan duruşmada kcndisinin değil, biyoloji biliminın yargılandığını söyleyen Polaı. bilimde tahrifata gidilmcsini cleştirdi. Polat ve Beşikçi hakkında 5 yıla kadar hapis vc 100 milyon liraya kadar ağır para cczası, Yeniçeri hakkında da 100 milyon liradanaz olmamak üzere ağır para cczasına çarpunlmalan isteniyor. Elazığ'da kaybolan IHD Şube Başkanı Can ile Kaya'dan hala haber yok Kuşkularkontrgerülada CemErdem 14 yaşındaki kayıp • İstanbul Haber Senisi -14 yaşındaki C'em Erdem'den iki aydırhaberalınamıyor. Firar sonrası sıkı güvenlik önlcmlcri alınan Bayrampaşa Cezacvi önünde tutuklu yakınlan içeriden haber almaya çalışırkcn Ccm'in annesi Semiye Erdem de oğlunun cezaevinde olup olmadığını öğrenmek için demirkapı önünde bekliyor. Oğlunun bazcn evden kaçtığını ama geri döndügünö söyleyen Erdem cezacvinden tahKyc olan bir şahsın kendisinenot göndererek oğlunu Bayrampaşa Cezaevi'nde gördüğünü bildirdiğini ama hiçbiryetkiliye ulaşamadığını söyledi. Cezaevi kapısında inceleme yapmak için izin bekleyen ANAP İstanbul Milleivekili Halit Dumankaya. kendisinden >ardım islcycn Semiye Erdcm'e oğlunun durumuyla ilgileneceğine ilişkin olarak söz verdi. Erdem daha sonra Metris Cezacvi'ne de başvuruda bulundu, ancak buradan da bilgi edinemedi. Yurt Haberleri Senisi - Ela- ağ'da kaybolan İnsan Haklan Derneği Elazığ Şubc Başkanı Avukat Metin Can ilc Doktor Hasan Kaya'dan dün de haber alınamadı. Aralannda si>ası parti örgütlerinin dc bulundu- ğu 7 demokratik kuruluş Ela- zığ'da bir açıklama yaparak olayı, "Yeni bir faili meçhul ci- naycl" olarak nilclcdilcr. Çağ- daş Hukukçular Derneği (ÇHD) Can ve Kaya'nın bu- lunması için Adalct vc İçışlcri bakanlıklanna başvurduklannı bildırdi. Bu arada Uluslararası Af Örgütü Acil Komitcsi'nın kayıplarla ilgili olarak toplan- dı. Elazığ'da bazı dcmokralik kiıle örgütjen de olayı proteslo için SHP İl Merkezi'ndc açlık grncvinc başladılar. İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can, 21 şubat pazar günü saal 19.00civanndaevin- den telcfonla aranarak, Malat- ya yolunda hukuki bir oJay ol- duğu ve bir yaralı bulunduğu gerekçcsiyîe olay yerine çağnl- Metin Can • Öncekigünhenüzbelİrlenemeyenbir şekilde kaybolan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Elazığ İnsan Haklan Derneği Başkanı Avukat Metin Can ile doktor Hasan Kaya'nın yaşamlanndan endişeediliyor. Demokratik kitleörgütleri olayın kontrgerillanın işi olduğunu söyleyerek protesto eylemleri başlattı. Hasan Ka\a dı. Can, bunun üzcrine Dr. Ha- san Kaya'yı da yanına alarak Kaya'nın oiomobiliyle oiay ye- rinc gitıi. Ancak bundan sonra bir daha kendilerinden haber alınamadı. Can'ın cvini önccki gün telcfonla arayan ve kendisi- ni Vedat olarak tanıtan bir kişi, "Mclin Can vc Hasan Kaya'yı öldürdük. Başınız sağolsun" dedi. Araba bulundu İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ve Dr. Hasan Kaya'nın kullandıklan oiomo- bil önccki gün akşam saatlerin- de Elazığ'a birkaç kilomctre uzaklıktaki Yazılıkonak yakın- lannda bulundu. Yapılan ince- li olduğu belirtiler. Dün Elazığ SHP il binasında. SHP. CHP, İHD. Eğıt-Sen. lemede arabada bulunan bazı Sağlık-Sen, Tüm Sağlık-Scn ve eşyalann yerlerinin değiştirildi- TÖDEF dernek başkanlan da ği vc küllüklerin kullanıldığı bc- lirlendi. Can'ın cvini dün yine öğlen saatlerinde arayan bir kişi bu kez de "Mclin Can'ı scrbcsl bırakacağız. ancak Hasan Kaya elimizde" dedi. Kaybolma olayıyla ilgili ola- rak Elazığ'da yetkililer herhan- gi bir açıklama yapmazkcn. Cumhuriyet Savcılığı Metin Can'ın cşi Fatma Can'ın acıkla- malan doğrultusunda harckel edildiğini vc soruşlurmanın giz- yaptıklan ortak açıklamada. Metin Can ile Hasan Kaya'nın ani bir şekilde ortadan kaybol- malannın ncdcninin konırgcril- la işi olduğunu ılcri sürdülcr Cumhuriyel Ankara Büro- su'nun habcrinc göre Çağdaş Hukukçular Derneği, olayı, "yeni bir faili meçhul" olarak nitelendirdi. Dernek Genel Başkanı ŞenaJ Sarıhan, Adalct ve İçişleri bakanlıklanna olayla ilgili önlcm alınması için başvu- rulduğunu, ancak yapılan so- ruşlurmanın "özcnsiz" olduğu- nu söyledi. İHD Gcnel Başkanı Akın Birdal da son döncmlcrdc der- nek ve yöneticılerin üzcrindeki lehdil vcbaskılarıncina>ctcdö- nüşlüğünü vurgulayarak. "İn- san hakları savunucularının katledilmcsinin sorumluları hcr kimlcrse, yakalanıp ortaya çı- kanlmalıdır. Aksi takdirdc, so- rumluluğu devlclın üzerindc kalacaktır" dcdı. Bu arada Elazığ'da dün saat 14.30 sıralannda aralannda Metin Can'ın eşi Fatma Can, Doktor Hasan Kaya'nın kar- deşi Mevlüt Kaya, SHP ve CHP ilçe başkanlan ile yönetim kuruiu üyeleri ve bazı sendika yöneticilennin de bulunduğu bir grup, İHD binasından vila- yete yüriidü. Polis gözetıminde hareket eden gruptakiler. vali ile görüşerek endişelerini dile getirdiler ve yardım istediler. İnsan Haklan Vakfı, 1992 İnsan Haklan raporunu açıkladı: Dılalleralanıı vermeyebaşladı • Yavuz Önen, düzenlediği ba- sın toplantısında vakfın 1992 Türkiye İnsan Haklan raporu- nu açıkladı. Önen, 1992 yılı içinde siyasal ve toplumsal nite- likli olaylar nedeniyle 2 bin 933 kişinin yaşamını kaybettiğini bildirdi. ANKARA (ANKA) - Türkiye İnsan Haklan. Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Yavuz Önen. 1992'de siyasi ve loplum- sal nedenlcrle yaşanan olaylarda 2 bin 933 kişinin yaşamını kaybettiğini söyle- di. 1992'deki insan haklan ihlallcrindc I99l_'e görc iki kat artış olduğunu bildi- ren önen, "Türkiye'de insan haklan ih- lallcri, alarrn veriyor" diyc konuştu. Yavuz Önen. düzenlediği basın lop- lantısında vakfın 1992 Türkiye İnsan Haklan raporunu açıkladı. Önen, 1992 yılı içinde siyasal vc loplumsal nilcliklı olaylar nedeniyle 2 bin 933 kişinin yaşa- mını kaybelliğini bildirdi. Raporda ölümlcrin ncdenlcrini çcşiıli katcgorilcr- dedeğerlendirdiklerini belirten Oncn'in vcrdiğı bilgiye göre 1992 içindcki ölüm ola>iarı dağılımı şu şekilde gcrçekleştı: Rapor kitap halinde yay ınlandı. "Gözallı 17. Ncvruz olaylannda 92, Şırnak benzeri olaylarda 41, göstencile- rc alcş açılması üzcrine 26, cv baskınla- nnda 63. dur ihlann uymama sonucu 103, mayın pallaması sonucu 38, faili meçhul cinayetlerde 360 sivilleri hcdcf alan saldınlarda 189, silahlı saldın vc suikastlerdc 285 çatışmalarda ölen gü- venlik görevlilcri 747, çatışmalarda ölen militanlan 972." 1992 içinde 594 kişinin işkencegördü- ğünün belirten Önen, öldürülen gazete- ci sayısının da 13 olduğunu bildirdi. 1992 yılı içindcki ölümlerin 1991'in iki kalı olduğunu ifade eden Önen. "Tür- kiye'de insan haklan ihlalleri çanlan çalıyor. Biralarm vcriyoraslında. Gcncl bir icpkisizlik egemen sadece hükümetc dcğil, siyasi parlilcrdc. parlamcnloda vc killc örgütlcrindc dc bu duyarsızlık ya- şanıyor" dedi. Güncydoğu'da yaşama özgürlüğü vc can güvcnliği sortınu dışında. diğcr dc- mokralik sorunlann öncmsizhalegcldi- ğini bclirtcn Önen, "Bölgcdc dcmokra- lik yaşam durma noktasında. Bölgcdc banşçı yönelimin zamanı gelmişlir. Ola- ğanüslü Hal Bölgesi yangın yeri" diye konuştu. Yavuz Önen, vakfın işkcncc tcdavisi- nc yönelik hızmetlcrinc dc dcğincrck. 1992 yılında 394 kişinin tedavi olmak üzcre kuruma başvurduğunu bildirdi. Kürt Aydın İnsiyatifi'nin, Kürt realitesi sempozyumu 27 şubatta Eren: Âmaçsomut adııtılaratıııak İç Politika Servisi- Mehmet Ali Eren, 27 şubatta düzenJeyeeekleri. "Kürt realitesini tanımanın gerekleri" adlı sempozyumun, bu konuda somut adımlar atılabilmesine katkıda bulunmaktan ibaret olduğunu söyledi. Halkın Emek Partisi'nin, sempoz\ umu "HEP1 drjla> an >eni bir siyasi oluşumun zemini" olarak değerlendirmesi ve katılmama kararı alması üzerine. sempoz> umu duzenleyen Kürt Aydın Jnsi_\ alifi Topluluğu adına Mehmet Ali Eren bir açıklama >aptı. HEP'in açıklamasının gerçeği yansıtmadığını belirten Eren, şunları kaydetti: "Birincisi HEPin sempozyuma yeterii ağırlıkta çağnimadığı görüşü haksız ve iyi niyetten uzaktır. Diğer siyasi partilerden iki yada üç kişi çağrılıvken HEP'den dokuz kişi çağn listemizde yeralmaktadır. Hepsine davetiyeleri de gönderilmiştir. İkinci husus, sempozyumu düzenle>enlerin HEP'e karşı yeni bir alternatif geliştirme niyetinde oldukları tezi ise tamamen hayal üriinödür". HEP eski millcrvekili Mehmet Ali Eren. sempozyumu düzenlemekteki tek amaçlarının Kürt realitesinin gerekleri konusunda somut adımların atılabilmesine katkıda bulunmak olduğunu kaydetti. Kapatmaya sııskım kabrtayacağız ANKARA (Cumnuri- yet Bürosu> Halkın EmckPartisi (HEP) Par- ti Mcclisi, parlinin ka- patılması girişimlcrinc karşı. uluslararası kuruluşlardüzcyin- de girişimlcrde bulunma karan aldı HEP Gcncl Başkanı Ahmet Türk. par- tinin kapatılmasının "tclafisi ım- kansız" sonuçlardoğuracağına dikkal çekerek, parti mcclisındc bu sonuçlara dikkal çekmek için gcrckli girişimlcrde bulunulmasının kararlaştınldığını açı- kladı. HEP Parli Mcclisi'ndc. "Güney- doğu'da halkın yaşadığı sıkınlıları ye- rinde saptamak amaayla. 2-10 mart larihlcri arasında. Diyarbakır başta olmak üzere bölge gezisinc çıkılması. partinin kapatılma karanyla gelebile- cek hcr lürlü yasak ve yapUnnun gö- ğüslcnmesi. parlinin kapatılmasııun doğuracağı sonuçlara dikkal çekmek için demokratik kitle örgütleri. dış lcmsilcilikler. uluslararası kurum \c kuruluşlar düzcyindc çok yönlü girı- şimlerdc bulunulması. Ncvruz Bay- ramfnın banş ve kardeşlik günü ola- rak kullanılması için gerekli girişimler- de bulunulması" kararlaşlırıldı. HEP Genel Başkanı Ahmct Türk, parli meclisi sonrasında yaptığı açıkla- mada. koalisyon hükümetinin \aat vc iddialanndan tamamen uzaklaşlığını kaydcdcrck. 44 parti yöncticisinin. fai- li meçhul cinayetc kurban giltiğını be- lirtti. Türk. ülkede çağdaş infaz sis- lemlcri >crinc "12 Eylül infaz uygula- malan"nın gündemc gctirilmcye çalı- şıldığını da ifadccderek. parli alcyhinc alınan kapatma karanna karşı suskun kalmayacaklannı vurguladı. TEŞEKKÜRLER Bir "fikr-i müstakim" "Sakıncalı Piyade"ydin, "perakende değişimler"in adamı değil. Bıraktıkların için sonsuz teşekkürler. Seni saygıyla anıyoruz, unutmayacağız. Meltera-Mehmet Cüç, Fttreva-Omttr Ereoy, IVııran-Şrnol Konukçu, Övkü-Jan Paçal. Feryal Çevikft*. Şule Çizmeri, Ender Erkek. Mi>ase İlknur. Ayşe Önal, Lamia Torunlu, Figen Turna. Nihal Mete İln Demokrasinin, Atatürk devrimlerinin, laikliğin, insan hak ve özgürlüklerinin yürekli savunucusu, dürüst insan UĞUR MUMCU'nun katledilmesini şiddetle kınıyoruz. BURSA NURİ ERBAK LİSESİ VE İLKOKULU ÖĞRETMENLERİ İHD Urfa Şubesi Yönetim Kuruiu Üyesi KEMALKHJÇ öldürüldü. Diğer katledilen üyelerimiz insanlarımız gibi onunda "faili belli'dir. Biliyoruz. Bu saldırılar insan hakları savunucularını yıldıramaz. İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2 > İSTANBUL ŞUBESİ İLAN SARIYER I. ASLİYEHUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992/627 Esas Davaci Belkıs Okşar larafından mahkememizde açılan soyadı tas- hihi davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Oazjanlep, Nizip, Tahtani, cilt: 013-2, s: 6, kiitük: 26'da nüfusa ka- yıtlı Servet ile Fatma Hani'den olma l%9 doğumlu davacı Belkız Ok- şar'ın soy ismini Köseoğlu olarak tashinine karar verilmişlir. llan olunur. Basın: 1879 ÇAGRI İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARININ KATLEDİLMEŞİNE DUR DİYELİM! Dün İHD Urfa Şubesi yöneticisi gazeteci Kemal Kı- lıç öldürüldü. Bugün İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ve arkadaşı Dr. Hasan Kaya kayıbedildi. Tüm insanları ve kuruluşları duyarlıhğa ve tavır al- maya çağırıyoruz. 4 İNSAN HAKLARI DERNEĞİ *£s İSTANBUL ŞUBESİ İLAN T.C BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas: 992/749 Davacı Niyazi Yıldız vekili davalı Birgül Yıldız aleyhine evlendikle- ri günden beri ruhen ve fikren anlaşamadıklarından evlilik birliğinin temelden sar'sılması nedeni ile boşanma davası açmış, davalının bil- dirilen NATO yolu üstu Bahar sok. No: 13 Çengelköy adrcsine çıka- nlan davalının mahkememizde 22.3.1993 gunii saat 10.25'te yapıla- cak duruşmaya bizzal gelmediği ya da kendisini vekille lemsi) eıtir- mediği takdirde duruşmanın yokluğunda yapılarak karar verileceği ilanen tebliğ olunur. 8.2.1993 Basın: 1872 İLAN FATİH 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992/36 Davacı Metin özkan vekili larafından davalı Feride Özkan aleyhi- ne açılan boşanma davasında; Hâkimliğimizin 1992/36 esas 1993/40 karar sayılı ve 3.2.1993 gun- lü kararı ile İstanbul Falih, Melekhatıın mah. cilt: 050/04, sayfa 98, kiitük 307'de nüfusta kayıtlı olan lsmet ve Macideden olma davacı Metin Özkan ile llyas ve Fatma'dan olma davalı Feride Özkan'ın M.K. 134. maddesi gereğince boşanmalarına, bakiye 7.200 TL. ilam harcı- nın davacıdan alınarak Hazine'ye verilmesine 6.2.1992'den başlatıl- mak uzere davalı eş için aylık 450.000. TL ledbir nafakasının davacı- dan alınarak davalıya verilmesine dair 3.2.1993 tarihinde davacı veki- linin yuzunde davalının yokluğunda karar verilmiş olup adresi tespiı edilemeyen davalı Feride Özkan'a tebligat yerine geçmek üzere ilan yolu ile tebliğ olunur. 19.2.1993 Basın. 1866 12MART1971'DEN PORTRELER Sırrı Öztürk I Sorun Yayınları 1«i«t Şull • Tek kitap siparifleri posta pulu karftlığında, • Toplu siparijler (beşer-onar adet) % 25 indirimli-ödemeli, * Yurtdıjı siparişler, üıeri fiyal ve PTT giderleri eklenerek, * Kilabcvlerine % 40 ödemeli-indirimli gönderilir. Sorun Yayınları Piyerluti Caddesi No: 8> D/2-A Çemberlitaş - İstanbul Tlf: 518 44 78 KİTAPÇILARDAN ARAYINIZ İsianbul Trafik Şube Müdurlıiğü'nden aldığım 505351 seri numaralı surucü belgemi ve Kadıköy Nufus Müdürluğu'ndcn vcrılmc DO2-O38OO? numaralı nufus cuzdanınıı yııirdııu. AYŞEGÜL ER/Ş fAMVÇ) METROPOL ATILLADORSAY AIDS Denen Bir Bela... "Denkraum", Almanca'da "düşünme alanı" anlamına geliyor. Berlin'de Museum fur Naturkinde'nin hemen yanıbaşında, eski usul taşlarla döşeli bir küçük yol. Ama özelliğı, taşların her birinin üzerinde son yıllarda AIDS'- ten olmüş ünlü kişilerin, sanatçıların adlarının kazıları olması. Böylece yol boyunca yürürken Rock Hudson- dan Miles Davis'e, Jean-Paul Aren'dan Michel Fouca- ulty'ya, Freddıe Mercury'den Anthony Perkins'e çeşitli ünlülerin adlannı görmek mümkün... Evet AIDS belası karşısında ınsanlığa bir "düşünme alanı", hatta bir düşünme kampanyası gerek. BizTüriye olarak henüz olayın tam anlamıyla farkına varamadık. Ama Batı dünyasında AIDS konusunda yaşanan, artk gerçek bir paniğe düşüşmek üzere. Bizim sanatçılanmız da ölüyor. Ama -Allaha şükür- şimdilik AIDS'ten değil Yurda döner dönmez sevgili Ya- man Okay'ınölüm haberiyle şok geçirdim. Cenazesine bile yetişmek fırsatıml olmadı. Bu "erken ölüm" gerçek- ten üzücüydü. Rahmeti bol olsun.. Berlin'de Yaman'ın ağırlaştığı haberiyle birlikte, ga- zeteye yazmıştım, Israil'in önde gelen yönetmeni Anos Gutman'ın ölümünü ve Ingiliz sinemasının "harika ço- cuğu" Derek Jarman'ın ölüm döşeğinde olduğunu öğ- rendik ikisini de yaşamdan çekip almaya savaşan ça- ğın belası AIDSGti. Gün geçmiyor ki Batı'nın sanat merkezleri ünlü bir sa- natçınm AIDS'e yenik düştüğü haberiyle çalkalanma- sın... Berlin'deki üzücü haberlerle kafam doluvken yolda aldığım Le Nouvel Obsevateur'ün son sayısı, konuyu apak yapıyor ve "sanat tehlikede" başlığını kullanıyor- du. Derginin verdiği isim listesi ve de sayılar gerçekten ürkütücüydü. Daha 1990da, Parıste sanat çevresinde yapılmış bir inceleme, yaşları 20 ila 45 arasındaki erkek ölümlerinin %60'ımn AIDS dolayısıyla olduğunu belirli- yordu. Hastalık, New York'ta tam bir panik yaratmıştı. özellik- le bale ve resim çevreleri dehşet içindeydi. East Vil- lage'da 1983te 200 sanat galerisinden günümüzde sa- dece bir tane kalmıştı. Yine New York'ta Opera-Gar- nier'nin genel sanat yöneticisi Brigitte Lefevre, baleçev- resi için şöyle diyordu: "Her gün birileri ölüyor. Artık bir- birimizden haber sormaya bile cesaret edemiyoruz. Tek yaptığımız, telefon defterimizden her gün bir iki adı daha karalamak." Fransa'da balenin yanı sıra edebiyat ve felsefe de çok kayıp vermişti, veriyordu. Rudolf Nureyev'den önce ve sonra Lucas van Dapperen, Dominique Baguet, Jacqu- es Garnier, Jorge Dana gibi ünlü baletler, aynı biçimde ölen Arnie Zane, Alvin Ailey gibi Amerikalı meslektaşla- rına katılıyorlardı. Hastalığını açıklamak yürekliliğini gösteren ilk yazar olan Jean-Paul Aren'u Michel Fouca- ult, Herve Guibert, Gilles Barbedette, Bernard-Marie Koltes, Pascal de Duve, Copi gibi adlar izlemişti. Sinema da olaydan nasibini alıyordu. Rock Hudson, Anthony Perkins, "Geceyarısı Ekspresi'nin başoyuncu- su Brad Davis, yönetmen Tony Rıchardson gibi adlar, iik akla gelenlerdi. Ölume mahkum olduğunu bilen genç Fransız yazarı Cyril Collard, deneyimlerini "Vahşi Ge- celfer-Las Nuits Fauves" adlı bir romana döküyor. ro- mandan "bizzat" uyarladığı film ise, içerdiği gerçekçi- likle izleyenlerin tokatgibi çarpan bir yapıta dönüşüyor- du. (Berlin şenliğindedegösterilen bufilmi istanbul şen- lığinde izleyeceğiz.) Velhasıl AIDS Batı'da tam bir afet halini almış bulunu- yor. Boyutları öylesine büyüyor ki artık bu olay karşısın- da klasik ahlakçı tavnyla "tanrısal ceza " kavramına sığınmak ve "madem öyle yaşadılar, böyle de ölsünler" demek olanağı kalmıyor. Belli bir cinsel seçimin, belli bir yaşam biçiminin bedeli böylesine ağır biçimde mi ödenmeli? Ya o yaşam biçimini, o toplumu meydan oku- ma ve içgüdülerınin peşinde gitme kararını uygulama- mış, son derece "normal" bir cinsellik sürmüş kişiler de tehdit altındaysa? Ve hastalık, içlerınden geldiği gibi yaşadıkları ölçüde içlerinden geldiği gibi üreten, benzersiz sanat yapıtları ve performansları ortaya koyan, yaptıklarıyla, yazıları, fikirleri, besteleri, dansları, filmleri ve resimleriyleyaşa- mı gerçekten yaşanır kılan ve adına "sanatçı" dediğimiz o yetenekli, ayrıcalıklı insanlar grubuna karşı neredeyse özel bir saldırıya geçmişse? Her gün yaptıklarıyla bizi hayran bırakmış o yaratıcılar grubunun zaten çok sınırlı olan sayıları birer-ikişer eksilmekteyse? Artık AIDS bizim sorunumuz değil, öyle yaşayanlar düşünsün diyebilir, bu modern çağ vebasının kaygısın- dan ve ona karşı bir şeyler yapmanın gerekliliğinden, sorumluluğundan uzak kalabilir miyiz? Bela kişi olarak ve toplum olarak bizim de kapımızı çalmadan önce üze- rinde düşünülmesi gereken bir soru. ANAP Cüneydogu'da Heyet, tarbşmalı kadroları araştırdı ERGUNAKSOY ŞIRNAK- ANAP Güncydo- ğu hcycti Şırnakta Olağaniistü Hal Bölgc Valiliğı'nce tahsis edilen kadrolann dağıtımı ko- nusunda ortaya atılan iddıalan araşlırdılar. Koalisyon hükü- mdindc krizc yolaçan Şırnak Valisi Mustafa Malay. vicda- ncn rahal olduğunu. Bakanlar Kurulu'nda halkın taleplerini die gelirdiğini belirterek, "Dev- lclc kiiskün dcğilim. Şırnak'ta görcv yapmanm şcrefmi taşıyo- rum" dedi. Güncydoğu'da incelcmclcri- ni sürdürcn ANAP Millctvckil- leri Eyüp Aşık. Yaşar Eryılmaz, Edip Gaydalı. Hasan Çakır. Şe- rif Bedirtıanoğlu, Yusuf Pamuk dün Şırnak'la Olağaniistü Hal Bölge Valiliği kapsamına gircn illcrc dağıtılan kadrolarla ilgili şikaycllcri dinlcdiler. ANAP'h millctsckillcri Tür- kiye'de bir anda günün adamı olan vc koalisyon hükümetinde krize yolaçan Şırnak Valisi Muslafa Malay'la da bir saat görüşerek bilgi aktılar. Vali Malay, başlangıçtan bu- güne dcğın yaşanan gclişmelcri aktardıktan sonra tarafsızlık ve dürüstlüğü ilkc edindiğini, hiç bir çıkar bcklcmcdiğini bclirtc- rck şunları söyledi: "Bakanlar Kurulu'nda va- tandaşlann ıslcmlcrini dilc gc- tırdim. Vali olarak da bu bcnım görcvımdir. İnsanların para karşılığında işc sokulduğundan Şırnak halkının huzursuz oldu- |unu anlattım. Ancak sayın ba- kanımız üzücü sözler sarfetti. Şırnak'la ise adam sokuluyor ne benim haberim. ne de ilgili müdürlüğün bilgisi var. Lislelcr faxla geliyor. Ancak işe alınan- lar in midir, cin midir belli değil. Kendi çapımıza göre bir araş- lırma yaplık, işe gircnlerin bir çoğunun Şırnak'la Şırnak'lı ol- makla ilgileri yok. Bu bölgeden işe alınan bazı kişilerin ise özel arabalannın ol- duğunu ve market çalıştırdıkla- nnı öğrendik. Olacak iş değil, bir aileden üç kişiye iş verilmiş. Oysa bizim ilkemiz ihliyaa olanlara iş vermektir. Tabii va- tandaş bunlan duyuyor, görü- >or sıkıntıyı da biz çekiyoruz. Bunu gören vatanadaşın devJe- te güvenmesi gerektiğini nasıl söyleyebilirsiniz. Kimsenin gücü beni şu veya bu partinin adamı olarak suçlamaya yet- mcz." ANAP hcyct başkanı Trab- zon Millctvckli Eyüp Aşık da , devletin ve hükümetin kadrolar konusunda imtihandan gcçtiği- ni belirlerek, '" Millct seyredi- yor. Bakalım nasıl tavır sergilc- yecekler. Biz bu işi poliüka ha- vasına sokmadan biz dc scy- rcdiyoruz. Bakalım devlet hü- kümct bu imtihandan nasıl çı- kacak" diye konuşlu. ANAP millctvckillcri daha sonra Cumhuriyet Meydanf- nda toplanan valandaşlarla gö- rüşerek yaşanan gelişmelerme ilgili düşüncclerini saptamaya çalıştılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle