Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT1993CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Anlamsız BirKonuşmaMELİH CEVDET ANDAY
Y
ahya Kemal. 'Bu şun-
mı ( şurda ) söyle-
dım" derdı, "yazdım"
demezdı Çok eskıye
dayanan bır gelenektır
bu Demek şıır söyle-
nır, yaalmaz Homeros o buyuk şıınnı
soyledığınde yaa yoktu Troya'da. Ak-
halar Anadolu'ya yerleşelı yaklaşık üç
yûz yıl olmuştu Saa ıle söyleyen bu
Anadolu'lu ozan, ıstılacılann torunla-
nna unlü savaşı ve o savaşın unlü kah-
ramanlan Hektor ıle Akhıleus'un ba-
ştndan geçenlen anlatıyordu Elbette
buna bır gece toplantısı yetmeyeceğı
ıçın öykusünun arkasını ertesı akşama
bırakıyordu Ertesı akşam ıse, dınleyı-
cılere konuyu ansıtmak ıçın, tam kal-
dığı yerden değıl. bıraz öncesınden alı-
yordu O zaman şıınn ölçusu (veznı)
vardı, ama uyağı (kafiyesı) yoktu. ölçü
belleğe ışlıyordu ve şıır toplumun bel-
ieğı ıdı Gazetedekı odamda bunlan
duşünerek cuma yazımı yazmağa
haarlaruyordum. kapı açıldı Ganı
Gızgın gırdı ıçen Epey olmuştu gö-
nışmeyelı, oysa Ganı araya bunca gun
gırdığını bılmezmışçeane,
- Geçen haftakı yazında, okurunun
sorusunu neden yannlamadın'' dedı
- Hangı soru°
- Şunn umımını ıstıyordu scnden
- Ben şıınn tanımını bılmem kı'
Ganı Gırgın,
- tnsan, uğraşının tanımını bılmez
mı9
dedı
Ben
- Kımse bılmez kendı uğraşının tanı-
mını. dıye yanıtladım onu
- Omür boyu şıır vazdın demek
onun ne olduğunu bılmeden, oyle mı°
- Yo. o kadar da değıl. kısa sozlen
alt alta yazarak kuranm şıın
Ganı Gırgın sözûmü kestı
- Ne kadar kısa0
Sının nedır bunun0
Kaç sozcuk9
Ayağa kalktım. ellenmı pantolonu-
mun ceplenne soktum
- Bır solukta söylenebılecek soz ka-
dar, dedım
- Ne demek o9
Sorguya çekılmıştım, kendımı
alamıyordum
- Bak Ganı, dedım, bız soluk venr-
ken konuşuruz Bu sure ıçınde de an-
cak sekız on sozcük söyleyebıhnz Şıır-
de bır dızenın uzunluğunu bu soluk
gücu belırler Dızenın bellı vurgulara
göre kurulduğunu da hesaba katar-
san, belleğımızın ışı ne kadar kolayla-
şacaktır, anlarsın
- Yazı ve baskı makınesı bulundu-
ğuna göre bcllcğı neden kullanalım9
Açar kıtabı, okuruz
- Evet, yazı ve kıtap edebıyata çok
genış bır okur kıtlesı kazandırmışür.
ama şun daha da belleğe ıtelerruştır
Şıır, öyku olmaktan kurtuldukça bel-
leğı kendıne sığınak seçer olmuştur
Neden dersen, duzyazıya dayanan
edebıyaü belleğımızde tutmak zorun-
da değılızdır, onu anlanz ve bır yana
bırakınz, bır süre sonra gene okumak
üzere Ama şıın anlamamıza gerek
yoktur
- Şıır anlamsız bır şey demek
- Sana bugun ne oldu Ganı' Şıın mı,
yoksa benı mı yermek ıstıyorsun0
- Alt alta dızdığın kısa sozlenn an-
lamı olmavacak mı9
- Bu anlam duşkünlüğunu bır tûrlu
anlayamıyorum Onu hıçbır yerde,
hıçbır şeyde ararruvoruz da şıırde an-
voruz
- Anlamsız bır şey bızı kendıne
bağlayabıhr mı°
- Elbette Orneğın aşk Aşkın ne
olduğunu bılıyor musun9
- Aşk bızı delıve çevınr, kalbımızın
aüşını arttınr, ıştıhamızı kapar, uy-
kumuzu kaçınr
- Yanılıyorsun, bunlar aşkın gos-
tergelen, kendısı değıl
- Ne demek0
- Ö> le ya, çıçek nedır sence0
- Kokusu, rengı, belb bır yumu-
şaklığı olan bır bıtkı
- Sen çıçeğın ozelhklennı sayıvorsun
Ganı ama çıçeğı tanımladığını sanı-
yorsun, o>sa çıçeğı bır türlu göremı-
yorsun
Ganı Gırgın, smırlı sınırh güldü
- Sıkışınca ışı felsefeye dokuyorsun,
dedı
Ben
- Felsefenın sence anlamı var mı°
dıye sordum
-Varelbet dedı
- öyleyse ne dedığımı anladın
- Hayır anlamadım, çünkü konu-
muzfelsefedeğıl,şur Şıırde,butunsa-
natlar gıbı ortaya konan bır şeydır,
somuttur, vardır Onu aşk gıbı duvgu-
sal bır olayla karşılaştırarak kurnazh-
ğa kaçıyorsun Çıçek ıse doğanın bır
yaratığıdır. ınsan elınden çıkmamıştır
Sanatlann ortak >aru ınsan elınden
çıkmış olmalandır
- Ne dedığını sakın unutma Ganı1
- Unutur muyum hıç'
- Denızın anlamı nedır sence0
- Soyledım y. a, ben ınsan elınden çık-
mış şeylerden sözedıyorum, sanatlar-
dan
- Öyleyse yağmurun da anlamını
aramayacaksın
- Aranm aramam sana ne'
Doğru konuş1
Sen vağmurun,
denızın anlamını hıç aramadın Ganı
Doğanın anJamı olamaz. o sadece
vardır o kadar Bır şeyın anlamı ol-
ması ıçın, onun bılınçlı bır yaratık elın-
den, ınsan elınden çıkması gerekmıyor
mu°
- Evet, öyle
- Şımdı bır sanat yapıtma gelelım
Örneğın, mımann elınden çıkan bır
yapıya
- Evet0
- Bu yapı ne gıbı şeylerden yapümış
olabılır9
- Taş, tuğla, tahta
- Pekı, ben bunlardan taşı abyorum
Taştan yapılmış bır yapı düşunuyo-
rum şımdı Onun anlamını ortaya çı-
karmağa çalışacağım
Ganı, tarüşmayı kazanmış gıbı gûl-
du
- Ha yaşa dedı
Ben şoyle surdurdüm sozumu
- Taş bır doğa parçasıdır, değıl mı9
- Evet
- Öyleyse bır anlamı yoktur
- Anlam, onun mımar elıyle üst üste,
yan yana konmasındadır
- Ha yaşa1
Işte ben de sözcuklen ust
uste, yan yanı koyuyorum, ortaya şıır
çıkıyor
Ganı >ennden fırladı, omuzlanndan
tuttu benı
- Bu benzetmeyı yûrütemezsın, dedı
Evet, taşın anlamı yoktur, ama sozcu-
ğün mutlaka bır anlamı vardır Bun-
dan ötünı de şunn anlamı vardır, anla-
mı olan şey ıse tanımlanabıhr Anladın
mı şımdı9
- Anlamadım Sözcuğûn bır değıl,
bırkaç anlamı vardır, aynca ben onu
anlam bakımından daha da zengın-
leşürebılınm İmgelem yolu ıle ona
yenı anlamlar katanm
- Ne katarsan kat, anlamdan kurtu-
luş yoktur Sen sözcûklen yan yana,
üst uste koyarken bellı bır anlam go-
zetmektesnidır Başanh olup ol-
madığını da bu belırler ışte
- Şaır, şıınnı yazarken, çıçeğın,
aşkın, denızın, yağmurun, ölumün an-
lamını bubnaya çalışır Oysa bunlann
anlamlan olmadığıru konuşmuştuk
- Sen sozcûklenn anlamı yoktur mu
demek ıstıyorsun7
- Sözcük anlamı bır toplum anlaş-
masıdır
- Pekı yağmurun anlamı0
- Bunu ancak şur bulur
Dostum Ganı Gırgın,
- Sen benımle şaka mı edıyorsun9
dedı
- Evet, dedım
- Neden9
- Çunku şur şakadır, doga da şa-
kadır
Ganı Gırgın vedalaşmadan gıtü
Böyle anlamsız bır konuşma yüzün-
den bana danldı mı yoksa9
ARADABIR
RECEP BÎLCİNER
Bir Pazar'ın Tepkiteri
Bu yazdıklarım, bır pazar günunun yazıya dokulmüş
fotoğrafıdır
Televızyonun karşısına geçtım Görduklerımden, duy-
duklarımdan dehşete kapıldım Gözlerım görme zevkını
yıtırdı, kapadım, kulaklarım dınleme zevkını yıtırdı, tıka-
dım
Televızyonların sayısı arttikça, eskı ayları kesıp yıldız
yapmak gıbı lyılerı, guzel şeylen parçalara boldüler
Butunluk kayboldu Boluk porçük şeylerın adı sanat ol-
du Guzelın, estetığın yozlaşmış gorüntusune sanatçı
denılmeye başlandı
Seyırcıyı somurme zanaatı, tellenıp pullanıp sanat kılı-
ğına sokulunca, bunu yapanlara da sonuna bır (çı) ekle-
yerek sanatçı yaptılar
Goğus ve popo teşhır edenler dansöz, göbek ve kalça
kıvırmakla unlenenlerın kımı assolıst kımı yerlı TV dızı-
lerırte yıldız oldu Bılgısı, yeteneğı değıl skandallarla
unlenmış olması yeterlı sayıldı
Dahası, kendıne mafya babalanndan bır destekçı bu-
lunca baş tacı edıldı Medya dunyasının sureklı konukla-
rı oldu
Televızyonlarımızda komedi adına komıklık, esprı adı-
na, kullanıla kullanıla porsumuş sululuklar ıtıbarlı oldu,
mûstehcen -çoğu zaman- mustehrek düzeyıne ındı
Ucuz, duzeysız Amerıkan fılmlerı, Guney Amerıka dı-
zılerı, toplum olarak tek merakımız halıne geldı Kendı
dertlerımızı, hatta uzak-yakın çevremızın sorunlarını
unutupodızılerdekıkışılerleozdeşleşbk Ahlarla vahlar-
la, kımımız o dızılerdekı kışılerın yerıne koyduk kendımı-
zı
Yerlı film ve dızılerın bazıları 'ulan'la başlıyor, 'be' ıle
süruyor Sıdıklı dışkılı, bol kufürlu konuşmalarla süslenı-
yor
Sonra kulüplerın futbolcu transferı yarışına gırmelerı
gıbı yenı kurulan, kurulma aşamasında olan televızyon-
lar şohret transferı yarışındalar Şohretlı olsun da ne
olursa olsun, bır şeyler yapsın da ne yaparsa yapsın
Ne ıçerık, ne estetık
Kımı programm yapımcılan da kendılerını one çıkar-
mak ya da programına çağırdığı kışılerle seyırcı onunde
eğlenıp hoş vakıt geçırmek peşınde, ıncırçekırdeğını dol-
durmayan ya da toplumu hıç mı hıç ılgılendırmeyen ko-
nuşmalarla çalıyorlar zamanlarımızı
Kımılerı de program yerıne goğus ve bacaklarını su-
nuyorlar seyırcıye Cılveler, benı de gor gıbılerden kırıt-
malar
Ya sarkılar ya şarkılar' Bu kanalı açıyorsun aynı şar-
kı Şu kanalı açıyorsun yıneoşarkı Kıvtr kıvır kalça, co-
mertçe açılıp saçılmış goğusler Şarkı mı soyluyor, go-
bek mı atıyor, yoksa strtptız mı yapacak, bellı değıl
Şarktcıysa goze, dansçıysa sekse yonelık yaptıkları,
sanata yonelık değıl
Televızyon konuşmalarında, fılm dublajlarında başla-
yan Turkçeye saygısızlık ozel radyolarda cınayete do-
nuştu Duzgun bırTurkçe kurguyu anlaşılır konuşma bı-
çımını yenı kuşaklara unutturmaya çalışıyorlar Geç kal-
madan Turk Dılını Koruma Yasası" çıkarılmahdır
Tartışmaya açıyorum
Bu yazdıklarım, televızyona tepkılerım
Ya medyanın yazılı basını'? Basının magazın eklerı,
magazın basınında çıkan çarpıcı resımler Sosyete, de-
dıkodu, hele hele sanat, sanatçı (') haberlerı Bunlan
ozetlersek gorduğumuz manzara şu
Kım kaçıncı sevgılısınden -aslında evlılık dışı bırlıkte
yaşamaktan- ayrılmış, yenı bır erkek bulmuştur ya da
erkekse, kadın bulmuştur
7
Kım dudağını, kım göğuslerı-
nı sılıkonla şışırmıştır? Kım lensının rengını değıştırdı,
kım burun amelıyatı oldu, kım karnındakı, poposundakı
yağlan aldırdı? Kım kımınle basıldı, kım kocasını kım
kansını aldatiyor? Kım eşcınsel, kım lezbıyen? Kım,
hangı mafya babasınm korumasında'? Ve kım kıme kat,
luks otomobıl aldı?
Hangı beyzade hangı lokalde kımınle eğlendı? Gaze-
te sayfası değıl, reklam pazarı Bu dedıkodular, bu şışır-
meler bu skandal dızılerı kımılerının haremını arttırı-
yor o kadar Rezalet ıtıbar göruyor, erdem (fazılet)
arka plana ıtılıyor'
Of, yeter" Pompeının ılk gunlerınde mı, yoksa son
günlerınde mıyız7
OKURLARDAN
Sanatçı olmak ?
Atıldıklan sanat dallanyla ılgılı olarak, addı bır eğıüm
gormeden bır günde sınema sanatcısı, yanm gunde sohst,
assolıstvb olmak sanınm bızlere ozgûdür Vebusozumona
sanatçılann adamını bularak çeşıtlı ıletışım organlanyla
bızlere empoze edılmesı, şışınlmesı de doğrusu şaşılacak bır
olgudur
Anlaşılan güzel sanaüa gûzel fızığı bırbınnden ayırt
edemıyomz
1
Sanat bu denh hafıfe alınırsa, kuşkusuz bebrlı bır estetık
anlayışa ulaşmış çevrelerce ılgı gormeyecekür
ömerNida
TARTIŞMA
Yürekten kutluyoruz
A fyon Arkeolojı
i ^ Muzesı. Roma
ğ ^k Dönemı'neaıt
^ L ^ ^ 'seçkın' kuçuk boy
ğ ^L mermer
M. -Mhevkellenvle
unludur Oncekıvıllardall
Kultur Mudürluğü yaptığım
Af>on ılındeadı geçen müzevı
kezlerce zıyaret ettım Çoğu lcez
muzede sergılenen eserlenn
guzelhğını gorkemmı
dostlanmla paylaştım Sozünu
ettığım muzeden lOAralık
1992 tanhınde 8 adet mermer
heykelle 38 adet bronz ve
pısmıs toprak eserlenn
çalındığını du\ unca > ürefım
yandı Çalınan eserlenn
arasında, eşı benzenplmayan
Artemış heykelıyle, Üçlu
Hekate'nm olduğunu
oğrenınce uzüntum daha çok
arttı
Kısa bır sure sonra Afyon
Arkeolojı Muzesı'ndeıî çalınan
eserlenn kaçakçılannı. şımdı
forev yaptığım Antalya'nın
imnıvet Mudürluğü Ma!ı Şube
Ekıbı nın yakaladığını
oğrenınce çok sevındım Adı
geçen Malı Şube ekıbı.
amınnden memuruna, eskı eser
kaçakçılanna karşı deneyımlı,
bınkımlı Kaçakçılann üzenne,
meslekı bır görevden öte, eskı
eserlere karşı -gerçekten- özel
bır sevgılen olduğundan geceyı
gunduze katarak olağanüstü
Bırtıtızlıkleveduvarfilıkla
gıdıyorlar Buduyarlıve
odünsuzçalışmalannın
>onucunda yakın yıllarda
bolgede yapılan bırçok eser
kaçakçılığını kulturmırası
talanını, hırsızbklan ortaya
çıkardılar Son olarak da^ bır ay
gıbı kısa bır surede Afyon
Arkeolojı Muzesı'nden çalınan
seçkın eserlenn bulunmasını
sağladılar
Bır kültüren olarak, bu
ınsanlann üstun gayretlervu,
duyarlı ve bılınçlı çalışmalannı
görmezlıkten gclemezdık
Amınnden memuruna Antalya
Emnıyet Mudürluğü Malı Şube
Ekıplennı kutluyor,
başanlannın sureklı olmasını
dılıyorum
MusaSeyirci
Antalya
. «-»"^ 3-,
Muhalefetin anası
,^^ ^ r - uhalefetin
1 ^ / • ananınverini
I ^k / I dolduramadı.
I W I Baba
A V M iktidarda
daha başanlı.
12 Eylül'ün iktidara getırdıği
parti de ana muhalefete
aJtematıf olamıvor. Ana
muhalefetin birincil görevi,
cumhuriyetın ilkeleri ile
demokratik hak ve ozgurhıkleri
sa>unmaktır. Busavunma
öncelıkle savunulan ilkekrie
çelişen > asa hukumlerınin ıptalı
tsterniiİe \na\asa
Mahkemesı'nde dava açıJarak
>apılır Da» a açma konusunda
vetkilı organ \e kuruluşların en
onde geienı ana muhalefet
partisidir. CHP ve SH P ana
muhalefet donemlennde bu
görevlennı başarı ıle
sürdürdüler Lıberalpartiler
ilkelere karşı çıkmasalar da
hatta son döoeraierde
demokratik hak ve özgurlükler
konusunda onemlı katküarda
bulunmuş da olsalar, kendi
iktidarları döneminde
çıkardıklan birçok kanunu iptal
etmişve27\1avısl96()
dev riminin ulusa armağanı )üce
kuruiuşu tanımtjolmamak için
ana muhalefet donemlennde
Anavasa Mahkemesı'ndehic
dava açmıvorlar. ^ argı
organları da dava açmasa
Anavasa Mahkemesı üyeleri boş
kalacak. Iktıdarboşluklannı
ana muhalefet boşlukları
dönetnieri izlhor. Sosyal
demokratların guncel sorunu tek
başına iktidar olamamak gıbı
sarunubnası. Bölünmeler sonucu
Dim\ at'a pirince giderken
es dekı bulgurdan otduk.
Parhlı ve çoğunluğu partisiz tüm
sosv al demokrat tabân her üç
lıdenn de ulke ıçın v azgeçümez
olduğunda bırleşıjor re btrini
diğerlerine \ eğlemek istemiyor.
Ancak lıderlenn de partilerin,
liderlenn partısı olmayıp oy
veren tabanın partısı oiduğunu
dıkkate alması gerekir. SHP ve
DSP'nın v ar oluş sureten Sayın
İnönü ve Ecevıt'in yaşam
süreleri ile sınırlıdır. Âtatürk'ön,
devlet kuran devrimleri
gerçekleştıren parüsi CH P'nin
adı Sayın Bavkal'dan
soyutianmış oiarak hep var
oiacaktır. Uderini beğensek de
beğeranesekdebuluşmaCHP
deolmalıdır.
İnöni'nün özverili
kişüigindenveSHP
milfctvekilkrinden beklenen
topiuca ve derhal partiterinden
aynlıp CH Pde >er ahnalandır.
SHP örgötü keıidileriııi koşarak
izJeyecek, bu tür bir çozüm
hükümeti de etkiiemev ecektir.
12 Eylül'e karşı çıkufor, 12
Eylûl otmasaydı simdi CHPde
olacaklardı.CHFde
toplanarak 12 Eylûl'uo izlerini
aleUm.
CengizAJatiı
Y.Müh. Mımar
Yorgun Savaşçı'nın verdiği ders
Y
ıllar sonra bır
ozel televızvon
kuruiuşu
"Yorgun
Savaşçf
filmmın yenıden
çekımı ıçın gınşımde
bulununca, TRT (her nasılsa)
filmın 2 ınçlık bır kopyasını
elde edı\ erdı Böylece bır sanat
esennın yakılarak ımhası
şeklmdekı karabasan sona
ermışoldu Ancak. bu hılkat
ganbesı olaylarzıncın
nedenıyle onemlı bır hukuksal
sorun tekrargundemegelmış
oldu
Bır sanat esen. malıkınce vok
edılebılır mı9
Bütun goruşler '"guzel sanat
eserlen' uzennde
odaklanmıştır ve "Yorgun
Savaşçı "seruvenındekıdurum.
aşağıda ızah edeceğımız gıbı,
bıraz farklıdır
Bır sınema esennın
oluşmasından sonra da
hukuksal açıdan. ıkı tur
mulkıyet soz konusudur
Bınncısı, Mnema esennın
(fızıksel olarak) cısımleştığı,
yanı kaydedıldığı seluloıt veya
manyeükşent uzenndekı
"maddı mulkıyet , ıkıncısııse
bumaddı mulkıyet unsurunun
"ışlenmesı, çoğaltılması,
dağıtımı, temsılı ve
radyo-televızyonla
yayımlanması" şeklındekı malı
haklarla. manevı haklara ılışkın
' fıkrimulkıyet' tır
FSEK m 8 t 4 te "Bır sınema
esennın sahıbı onu ımal
ettırendır' denılmekte ve
yaratıcı kışılere "eser
sahıplığmde' yer
venlmemektedır Mevcut
hükme göre TRT tarafından
ımal ettınlen Yorgun Savaşçı
filmının "eser sahıplığı"
sıfatının TRT Kurumu'na an
olduğu açıktır Ancak. ımal
ettıren olmakla 'eser sahıbı"
sayılan TRT ımal ettırdığı
sınema esennın yok edılmesıne
tek başına karar verebılır mı9
Bır sınema esenne ılışkın 'eser
sahıplığı' sıfatının
saptanmasmdakı kıstas,
FSEK m 8 f 4 tekı "Bır sınema
esennın sahıbı onu ımal
ettırendır" hukmunde yer
almakla beraber buhukum
yasada (esas olarak) malı
haklann beiırlenmesı amacı> la
yeralmıştır Bunakarşın
FSEK m 80, sınema
eserlennde "başrol alanlar,
senaryo sahıbı, bestea, reıısor.
operator, koro veya orkestra
şefı " gıbı kışılere fılm ve
reklamlarda adlannın
belırtılmesı hakkını
tanımaktadır Eserımha
edıldığmdeFSEK m 80'deyer
alan bu hak da ıster ıstemez
ortadan kalkacağına gore bu
kışılenn esenn ımhasına karşı
çıkma hakkı doğaldır Bu
sebeple soz konusu kışılenn de
esenn ımhası açısından mane\ı
hak sahıbı olduğunu kabul
etmekgerekmektedır Kaldıkı
bır sınema esen (genellıkle)
"senaryo" şeklınde bır edebı
eser ve "fılm muzığı" şeklınde
bır müzık esen ıçenr Bu
ıtıbarla, gerek senanst gerekse
bestecı. sınema esennın
ımhdsına karşı çıkma açısından
ozel bır yetkıye sahıptırler
Yorgun Savaşçı'nın ımhası
karannda.filmınsenanslının
vefilmmuzığı bestecısının
onayı olmadığı ıse açıktır
Eğer bu kışıler dahı (senanst.
vonetmen, oyuncular,
bestecı ) filmın yakılmasına
nza gostermış olsalardı.
Yorgun Savaşçı'nın ımhası
gene hukuka aykın oiurdu
Çunku dığereserturlennde
olduğu gıbı bır sınema esen de
(gelecekte) aslında onu
yaratanlann ya da ımal
ettırenlenn değıl 'evrensei
toplumun" malı oiacaktır Bu
sonucun hukuksal kanıtını
bütun ulkelenn hukuk
normlanndakı "koruma
surelen' ndegonnek
mümkundur Orneğın,
FSEK m 29 uyannca Turk
Hukuku'nda bır sınema
esennın korunma süresı 20
yıldır Alenıyet tanhınden
ıtıbaren başlayan bu surenın
bıtımınden sonra
FSEK m 26 f 1 uyannca herkes
o sınema esennden
faydalanabılır Buda
gostermektedırkı fıkn hukuk
normlanndakı ana fıkır bır
sınema esennın (gelecektekı)
sahıbının de "ımal ettıren"
değıl "evrensei toplum"
olduğudur O halde, evrensei
bır değer olan sınema esennın
gelecektekı sahıbı olan
"evrensei toplum"un onayı
olmadan hıçbır eser ya da
sınema esen, bu esen "ımal
ettıren"ce ortadan
kaldınlamayacaktır
Evrensei toplumun onayı
nedır
0
Evrensei toplumun
gorüşünun görecelı olduğu
dene>ımlerle kanıtlanmışür
Öncelıkle dar çerçevelı
yapay ulusalyargılann
ev rensel değerler ıçensınde yen
yoktur
Dün "sakıncah" olan
göruşler ya da kışıler bugun el
üstundetutulabılır Dolayısıyla
uydurma "kamu duzenı"
gerekçelen bır esenn yok
edılmesınde hıçbır şekılde ılen
surulmemelı ve bundan böyle
de gundeme getınlmemelıdır
Aksı lakdırde. yaşadığımız
orneklerle de belırlendığı gıbı
ıkına cumhunyetçılere
"Tu rklye'deeleştın lemeyen
tabular vardır" şeklınde yapay
savlar olanağ) sağlanmış olur kı
bundan ulusal ya da ev rensel
değerler açısından hıçbır
olumlu sonuçalınamayacağı
açıkür
GürselÜstün
Avukat
PENCERE
GizHTÜiMN?.
Nevşehır E Tıpı Kapalı Cezaevı nden 18 tutuklu kaçtı
Kımı gazete ' Buyuk Fırar dıye başlık atmış, bızım ga-
zetenın başlığı olayı tam anlamında yansıtıyor
'Kacacaklannı herkes bılıyordu '
Bılmez olur mu7
Bır cezaevınde 35 metrelık tunel kazılacak da yönetı-
mın haberı olmayacak
Nevşehır cezaevınden kuşlar uçmuş1
Ne zaman uç-
tukları sabahleyın yapılan yoklamada ortaya çıkmış
Oysa hapıshane yonetımı daha once bırkaç kez uyarıl-
mıs Adalet Bakanı Seyfı Oktay Cezaevı yetkılılerını
son 20 gun ıçınde ıkı kez uyarmıştık' demış
•
Tunel kazarak mapusaneden kaçmak belkı de ılk ha-
pıshane kuruldugundan ben geçerlıdır Bu yolda nıce
roman ya da oyku yazıldı fılm çevnldı Bu fılmlerden bı-
rını de ben 'ıçerde' ıken yaşadım 29 Kasım 1971 gunu
Maltepe Askerı Cezaevı'nden beş kışı tunelden kaçmış-
lardı
Mahır Çayan Cıhan Alptekın, Ulaş Bardakçı, Ömer
Ayna ve Zıya Yılmaz bır gece pırrr dıye uçtular
Ancak konacakları yer yoktu
Bır gun anılarımı yazabılırsem o donemı ayrınttlanyla
anlatmak ısterım ancak nıce deneyımle saptanmıştır kı
bır cezaevınde tunel kazılıyorsa, çoğu kışının haberı
oiur
Maltepe tutukevınde tunel kazıldığını ılk kez Sarp Ku-
ray'dan duymuştum 83 ler davasında yargılanan Sarp,
yığıt bır denız teğmenıydı 12 Mart ara rejımınde ılk ış-
kence tezgâhlarından bırınden geçırılmış, bızım koğuşa
getırılmıştı, onurunun kırıldığını duşunuyordu, durgun-
du
- Sarp, dedım bılıyorsun Celal Bayar komıtacıdır
Onun bır sozu var Celal Bey der kı bunun gıbı donem-
lerde kelleyı kurtardın mı gerısı kolaydır
Sarp, bu sözumu sonradan bana bırkaç kez anımsarb,
ama tunel kazılırken ayranı kabarmıştı, yureğı pır pır
edıyordu hapıshanenın dort duvarından kurtulup ey-
lemlere katılmakozlemının baskısı altındaydı Gerçekte,
o gunlerde Maltepe tutukevınde yatan eylemcı gençle-
rın çoğunda bu eğılım ağır basıyordu
Tunel kazılıyordu
Pekı tunel kazılırken çıkan topraklar ne oluyordu?
Uçup havaya kanşmıyordu toprak, koğuştakı dolaplara
tıkıştırılıyor, çuvallara konuyordu
Güz mevsımı gelmış, yağmurlar başlamıştı Gençler
avluda top oynuyor, yatıp yuvarlanıyor, çamur ıçınde ko-
ğuşlara donuyorlardı Bu yontemle ustalıklı bır 'gızleme
ışlemım de yurutüyorlar arada sırada benı de çağırıyor-
lardı
- Abı geisene top oynayalım
Ben bu kadar ortalıkta yurutulen bır tunel kazma işle-
mının cezaevı yonetımınden nasıl gızlı kalabıldığıne
şaşarak ve çağrının neden yapıldığını bılerek hep aynı
yanıtı verıyordum
- Bır başka gun
Sarp, hapıshanede onder durumundaydı, ısteseydı tü-
nelden kaçacak ekıbe kattlabılırdı
- Sarp, dedım bu ışın sonu yok, bu tezgâhı kuranlar,
kafanlan oldurecekler, sakın gıtme
1
Maltepe tutukevı, Maltepe Zırhlı Tugayı'nın ortayerın-
de bır bına ıdı Kolay mı tunel kazıp kaçmak?
Ama Mahır Çayan ve arkadaşları kaçınca, (ya da kaçı-
rılınca) o gunün koşullarında Turkıye'ye sankı bır atom
bombası duştu sıyasal ve askerı butun dengelerdeğıştı,
Maltepe Zırhlı Tugayı ndakı butun subaylar hallaç pa-
muğu gıbı atıldı
Çayan'ın kaçırılmasıyla amaçlanan hedefe ulaşılmış-
tı
•
Bır cezaevınde tunel kazılabılıyorsa, ıkı nedenı vardır
Ya cezaevı yonetımı, koğuşlara ve ıçerdekılere hâkım
değıldır gereklı denetımı yapamıyor demektır
Ya da yetkılıler bellı bır amaçla tunel kazıcılara bıle bı-
le goz yummaktadırlar
Nevşehır de hangı neden ağır bastı?
(JGUR MÜMCÜ
Hokon HKTflŞ, Ferzon BflTUM, Şeukı BflTUM,
Gulın Onot BflVIR, Izzettın BfiVIR,
Buket Çokor 6ENÇ, Omer 6ENÇ, Huseyın 6ULEB,
Fethıye GURflV, Couıdon KflUURMflCIOGLü,
Ibrohım KELEŞ, Suzon LftSCH, Paul LflSCH,
Ercon 0LME2, Mehmet SEMİZ,
Goloy SRKIROGULLflRI, Gokoy ŞflKIROGULLfiRI,
Nıloy Ergen ŞEN, Bulent ŞEN, Tuloy Gulboğ TEKIN,
Hosan TEKIN, Belgın TUFfiN, Kemal TUFRN,
Esın UfiflNTflŞ, Tuncny UGRNTRŞ, Serpıl VRLÇINRLP,
Seuım Temızel VRLINKILIÇ, Berkı VflLINKILIÇ,
Ercon VRUUZ, Semo VURTTRŞ
Demokrasi ve insan haklannın
yılmaz savunucusu
UĞUR
MIMCU
Seninleyiz.
SENKRON-TV
SESLENDİRME
SANATÇILARI