Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT1993CUMA
12 DIZI
DOĞU DÜNYASININ
BÜYÜK«• •• •• ••
pUŞUNURU
İBN SİNASonja- Burchard Brentjes
Tûrkçesi:Oğuz Özügül
Rönesans ve Reform'u etkileyen Doğulular
İbn Sina, Batı dünyasmı
yüzyıllarca etkilemiş ünlü bir
doğu bilginidir. Çok sayıda
araşürması, felsefe, tıp,
matematik üzerine kitaplan hem
Doğu'da hem Batı'da büyük bir
dikkatle incelenmiş, çağdaş tıbbın
kurulmasında büyük etkileri
olmuştur. îbn Sinave îbn Rüşd
gibi İslam bilginleri, Batıdaki
Rönesans ve Reform
hareketlerini düşünceleri ve
araştırmalarıyla etkilemişlerdir.
İbni Sina'nm Batıdaki adh
Avicenna'dır. İki Doğu Alman
felsefe profesörü Burchard
Brentjes ve Sonja Brentjes, İbn
Sina'nın bininci doğum
yıldönümünde, onun yaşamı ve
düşünceleri üzerine bir araştırma
yapmışlar. Bugün başladığımız
dizi, bu araştırmadan baa
bölümleri içermektedir. Çeviriyi
OğuzÖzügül yapmıştır.
Üstad-ı Azanrikendisinden dinleyelim
-1-
Babam Balklıydı. Nuhlbn
Mansur'un hüküm sürdüğü
yıllarda Buhara'ya göçetmişti.
Nuh İbn Mansuryaşadığı
sürece Karmaytanadlı bir
köyün idari kademelerinde
görevliydi: burası Buhara'ya
bağlıcn önemli köylcrden
biriydi. Yakınında Afşanadiye
bir köy daha vardı. babam
annemi işte bu köyden almış ve
kendisi de oraya yerieşmişü. İlk
çocuklan bendim. ardından
kardeşimdünyaya geldi. Bir
süre sonra Buhara'ya taşındık.
ders almak için beni bir Kuran
veedebiyat hocasının yanına
verdiler. Daha lOyaşımı
doldurmadan Kuranı ve
edebiyatın büyük bir
bölümünü öğrenmiş.
özümsemiştim; bu yüzden bana
harika çocuk diyorlardı.
Babam, Batınilerin öğretisine
inanıyordu ve İsmaililer
tarikatına mensuptu. Onlardan
evrensel ruh ve evrensel zeka
düşüncelerini, bu
kavramlardan nasıl söz
ettiklerini ve ne anladıklannı
dinlemişti; kardeşim de bu
tarikata girdi, ama
düşüncelerine kaülmak
elimden gelmiyordu. Beni de bu
öğreıiye inanmam için ikna
etmeyeçalıştılar. Felsefe,
geometri ve Hint ariımetiği
konulannda konuşuyorlardı.
(Babam. Basrah
Ihvan-is-Safa'nın eserlcrini
incelıyor ve üzerinde
düşünüyordu. Bueserleri
zaman zaman ben de
gözönünde bulundurdum.)
Babam beni, manavbk yapan,
Hint aritmetiği (vecebir)
uzmanı sayılan (Matematikçi.
el-Mahmud adında) bir kişinin
yanına verdi, matemaüği
ondan öğrendim.
Sonra Ebu Abduüahet-Natili
Buhara'ya geldi; ona
filozoflann şahı diyorlardı.
Babam kendisinı evimizde
ağırladı,çünkü ondan bir şeyler
öğreneceğimi umuyordu. Natili
gelmeden önoe içühat ilmiyle
ilgilenmiş, zahitlerden (çileci)
Ismafl'in yarunda ders
almıştım. En iyi
öğrencilerinden biriydim ve
bana argüman gösterme
yöntemleri ile insanın rakibini
nasılçürütmesi gerektiğini
öğretti; hem de bu alanda
uzrnan olan kişiierin yaptıklan
gibi. Bundan sonra Natili'nin
yaranda Isagoge'yi incelemeye
başladım. Banacins
tammından söz ettiği zaman,
bu tanırru aynntılanyla ve onun
bugüne kadarduymadığı bir
şekılde incelemeye koyuldum.
Şaşkınhk içinde kalan Natili,
babama, benim başka
mesleklerle değil, sırfilimle
uğraşmamın doğru olacağını
söyledi.
Karşılaştığımız her sorunu
ondan dahi iyi anlıyordum.
Mantıgın basit bölümlerini
birlikte inceleyip bitirene kadar
bu böyle devam etti. Zor
İbn Sincrdan Avicenna'ya
Ebu Aü ei-Hüseyin ibo AbduOah
iho Sina. Arapça ve Acemce
konuşulan bölge halklan için
bueün de büvük bir bilim adamı
vedehadır. 19ve20.yüzyılm
İslam dünyasında Kanun'un
yerini. ancak modern bitimin
yayılmasıyla. modern ders
kitaplan aiabilmiştir. tbn Sina,
Avrupa'da da Avfcenııa adıyla.
17. yüzyılın ortalanna kadar tıp
dersleri ve tedavilerde bir otorite
sayılıyordu; Gtordano Bruno'ya
\ anncaya kadar, Avrupalı
büyük fılozoflar, ona çok şey
borçluydular. Peki bu nasıl
münkün olmuştur? Bağdat'ı
dahı "Batı" sayan bir kişinin
yapıtlan Paris'e. Köln'e ya da
Cremona'ya nasıl ulaşmış.
Arapcası ancak 1593'ıe Roma'da
yayıml:man Kanun'un. 1470 ile
1500 y111an arasında onbeş
Latince ve bir kezde tbranice
basımı yapılarak Avrupa'yıeıkisi
altına alması nasıl
gerçekleşmiştir?
12. yüzyılda Jspanya'da
Hıristiyanlar, çökmekıe olan
tslam devleılerini ellerine
geçirirlerken, yenilenlerin manevi
değerlerine de sahip çıkmışlardır,
bu. aslında pek çok kötülükte
bulunmuşolan Reconquista'nm.
az sayıdaki olumlu işlerinden
biriydi.
712 yıhndan itibaren tspanya,
büyük ölçüde tslam'ın etkisi
altına girmiş, Emevi hanedanı
(755-929)emirlerinin
yönetiminde İslam fspanyası.
gelişmiş bir kültür ülkesi ve
büyük bir devlet haline gelmişti.
Ama sonradan İspanyol-lslam
devleti zayıfdüşmüşve kuzeyden
gelen Hıristiyanlar. 1492yılında
Granada'daki son tslam devleti
de ortadan kalkana kadar,
onlarca, hatta yüzlerce yıl süren
şiddetli ve kanlı savaşlar
sonucunda, Müslümanlan ülke
dışına püskürtmüşkrdir.
Gerçi sayılmayacak kadar çok
şey tahripedilmiş. binlerce
elyazması da okur-yazar
olmayan şövalyeler ve savaş
esirleri tarafından yakılmıştı.
ama yüzlerce yıl süren birliktelik
ve Arap kültürünün. tüm Arap
halklannca ve özellikle Musevi
halkın bir bölümünce
benimsenmesi. önemli yapıtlann.
çeviri yoluyla kazanılmasına
olanak tanımıştır.
Hıristiyan Araplar. Museviler ve
kûltürlüdinadamlan, 12.
yüzyıldan bu yana. diger
yazarlann yanısıra. tbn Sina'yı,
özellikle felsefe ansiklopedisi
"Şifa"yı da Batı dillerine
çeviriyorlardı. En seckin
çevirmenlerden biri de Cremonalı
Gerard adında bir Hıristiyandı.
Eski bir tslam kültür merkezi
olanToledo kenii. aynı zamanda
birçeviri merkeziydi. Burada,
tslam egemenliğindeki
Cordoba'dan 1148 yılında
kaçan. 14. yüzyılda Paris'te
tekrar çevrilen "Şifa"mn ilk
çevirisini Avendavut adıyla
gercekleştiren Musevi asıllı tba
Davud. çevirmen olarak temayûz
ediyordu. tbn Davud aynca tbn
CetnroTun ve ei-Gazali'nin
tezlerinideçevinnişti. Aynı
yıllarda din adamı Dominique
Gımdisarvi (Gundissalinus)
(l 178-1181)de Hıristiyan
Araplann yardımıyla sözü geçen
yazarlann yapıtlannı Latince'ye
çevirmeyeçahşıyordu. 13 ve 14.
yüzyıllarda bu çeviriler defalarca
kopya edilmiş ve Avrupa
üniversitelerinde coşkuyla
karşılanmıştır.
Tıbbın Kanunu ile felsefe. ancak
15. yüzyılda kitap basımı
Avrupa'da yaygınlaştığı zaman
Avrupa kültürünün ortak malı
haline gelebilmiştir. Aynca İbn
Sina. Sufı şiirinde, sadece
dünyevi sevginın övgüsünü
gören tspanyol ve Fransız
troubadoure'lanna kaynak
olmuştur. Suff lerin alegoriye
başvurarak açıkladıklan tann
sevgisi Hıristiyan tarikatlannı
derinden etkilemiş. böylelikle tbn
Sina'nın mirası, değişik
biçimlerde Avrupa geleneklerine
kanşarak özümsenmiştir. tbn Sina'yı ders verirken gösteren bir 12. yözytl minyatürû (Ulusal Kütûphane / Paris)
bölümleri anlamıyordu. Bunun
üzerine manuğı tamamlayana
kadar kendi kendime
çahşmaya ve tefsirleri
incelemeye başladım. Eukbd'in
eserini ele aldığımız zaman da
durum değişmedi. Onun
yönetiminde ilk 5 ya da 6 fıgürü
inceleyip bitirdim, sonra
kitabın geri kalan bölümünü
kendi başıma anlamaya
çalışum. Ardından Almagesfe
geçtim. Kitabın giriş bölümünü
bitirip geometrik Fıgürlere
geldiğim zaman Natili bana
şunlan söyledi:
"Şimdi kendin okumaya
devam et, kitaptaki fıgürleri
anlamaya çalış, sonra gel, sana
doğruyu yanhşlan ayırmayı
öğreteyim."
Boylece, yazann bu kitabıru tek
başıma okumaya başladım.
Natili fıgürlerden birçoğunu,
kendisine gösterip açıkladığım
ana kadar hiç görmemişti.
Bir süre sonra Natili beni
terkederek Gürgen'e,
Harizm-Şahlar'dan Me'mun
ibn Muharamed'in sarayına
gitti. Bense fizik, metafızik
kitaplanndaki metinlerle
tefsirleri incelemeye devam
ettim.
Ve gjtgide ilmin kapılan
önümde açılmaya başladı.'
Daha sonra teorik tıp
konusunda yazılmış kitaplan
okumaya giriştim.
Tıp hiç de zor bir ilim degildi;
kısa süre içinde bu alanda
öylesine temayüz ettim ki, en
haun sayılır hekimler bile
benden ders almaya başladılar.
Hasta ziyaretleri de
yapıyordum ve böylece
deneyimden türetilmiş tedavi
usulleri hakkında tarifi
imkansız derin bir vukuf
kespettim. Bunun yanısıra
içühat ilmini elden bırakmadım
ve bu konuda dersler verdim.
O zamanlar henüz 16
yaşındaydım.
Birçok eser okuyup, inceledim.
Manüğı ve felsefenin bütün
bölümlerini tekrar tekrar
okudum.
O sıralar geceleri çok az
uyuyor, gündüzleri de başka
hiçbirşeylemeşgul
olmuyordum.
Kendime bir dosya hazırladım,
kitaplarda karşılaştığım her
argümanda buradan çıkan
taşımın öncüllerini tespit ediyor
ve bunlan dosyaya kaydederek
sımflandıny ordum.
Sonra bunlardan hangj
somıçlann çıkabileceğini
araştınyor ve bu konuda tüm
hakikatı kavramak nasip olana
kadar. öncüllenn koşuHannı
müşahede ediyordum.
SÜRECEK
I N L E R
IC'SN YÂZD9
Dünya önünde büyük sınav
-19-
Çağdaş, sosyal ve demokratik
Türkiye için kcndini fedaeden
UğurMumcu: Kcmalizm'ın
savunuculanndandı veonun
gibiler, düşünceleriyle ve bu(
>
amaç uğruna ortaya
koyduklan tavırlanyla
hepimizin gönlünde
yaşayacaküT. Bizgelecck
nesiller olarak Mumcu ve onun
gibi demokrasi savunuculannı
asla unutmayacağız ve
unutulmasına izin
vermeyeceğiz. Ve gerekirse bu
ı Uğurlar uğruna canımızı bile
feda edeceğız. Türkiye'yi
yüksek uygarhklar düzeyine
çıkarrnak için Uğur Mumcu'yu
kendimize örnek alacagız.
Kişiler ölür, fakat düşünceler
asla!
Işın Ulaş Ertuğnıl
Bilirim. bilirim kardeş..
Öfkem kmdadır.
Rahat uyu sevgjli Uğur
Abim yok; sana abi diyerekağlıyorum
Haksızlığa, vurguna, soyguna
karşı çağdaş ve demokratik bir
Türkiye mücadelesinde, seni
kaybetmeninacısı ıcerisindeyiz
Uğur, bedenini yok edebilirler,
ancak, o aydınlık
düşüncelerini, devrimci ve
demokrat düşünceleri yok
cdemezler. Bu düşünceler dalga
dalga yayilacakur. Oncüleri de
bizler olacağız. Gözün geride
kalmasın, rahat uyu.
Av.MdunetAIiYazKi
Uğur Mumcu içimizden
biriydi. O bir sıra neferiydi,
gerçek Atatürkçü, gerçek
devrimciydi. O emperyalizme,
ırkçılığa İcarsıydı. Yüreği insan
sevgjsiyledoluydu. Onu
anlatmaya saürlar yetmez.
öldüğünü kabul etmiyorum.
Düşüncelerimizde,
mücadelemizdc yaşayacaktır.
Onu haince katleden karanlık
ellerelanetolsun.
Türel Akıntürk
Sevgili Uğur Mumcu,
Demokrasi vc laiklik,
yenilikçilikteki kararlı
mücadelenizi bundan sonra
gençler olarak daha ileri
safhalara taşımaya kararlıyız.
Sizleri unutmadık,
unutmayacağız.
Necati Akdemir
tsyan ediyorum. bağınyorum,
haykınyorum.
Seni öldürenleri, onlann
düşüncelenni yok etmek
istiyorum. Abim yok; sana abi,
abi diyerek ağlıyorum, o
kadar... AnmetTevfik
Atatürk ilke ve devrimlerinden
ödün vermeyen düşüncelerinle
vecesaretliliğinle bize örnek
oldun. SevgiTi Uğur Mumcu,
sen ölmedin, daıma
yaşayacaksın. Kararlı
düşüncelerinle tüm halka ömek
oldun. Bizler daima seni örnek
alacagız. Hainlerseni
parçalamadı, bizleri parçaladı.
Seni yok etmekle, bu halkı yok
edemezkr. Her zaman seni
saygıyla anacağız.
Ahmet Erdinç Dunnuşoğlu
Sevgili Uğur,
Senin öldürülmen bütün
yurtseverlerin, aydınlann,
sosyaldemokratlann
üzerindeki aymazlığın sonu
olmasını dilerken, öldürülmen
yeniden uyaruş, yeniden doğuş
olacakür.
AdemKurt
Mumcu cinayeti, Adana'da da protesto yüriiyüşkrine nedenoklu. (Fotoğraf: UFUK TEKİN)
Mumcu
Demokrasi mücadelen ilebet
sürecektir.
YaşarSezen
Ölümler biüştir, tükeniştir.
denir.
Ama senin ölümün yeniden
doğuştur.
Türk insanı için. Demokrasi
mücadelesine binlerce meşale
yaktın. Rahat uyu Uğur.
SafihKütükçü
Atatürk ilkeleri, demokrasi,
insan haklan ve laikliğin yiğit
savunucusu, hukukçu gazeteci
yazar, Uğur Mumcu'nun anısı
önünde saygıyla eğiliyorum.
Mücadelen bana daima ışık
tutacaktır.
Yazılannla ve kitaplannla
toplum için demokrasi,
mücadelenle yılmaz bir savaşçı,
örnek bir liderdin. Senin
ölümün bile aydınlık Türkiye
ve dünya önünde en büyük (
sınavdır. İnsanhk adına,
mücadelen önünde saygıyla^
eğiliyorum.
Gamze Alkan
O içimizden biriydi, o bir sıra
neferiydi. Onu katleden
insanhk düşmanı hainler bir
mum söndürdüler, ama kendi
elleriyle bin mum yakmış
oldular. O sahte Atatürkçü
değildi, gerçek Atatürkçü'ydü.
O değerli insanı. değerli
kardeşimizi, hiçbirzaman
unutmayacağız. Mücadelesi,
mücadelcmize ışık tutacak.
Türd Akmtürk
SÜRECEK
ANKARA/ANKA
MÜŞERREF HEKÎMOĞLU
Baskent Toptantılan...
Üzüntümü, karamsarlığımı sanat olaylarıyla aşarım
her zaman. Güzel bir sergiyle, güzel bir oyun ya da kon-
serle karanlığı deler aydıntanınm yeniden, yaşama se-
vincim yeşerir birden. CSO Salonu'na bu umutla gittim
geçen hatta. Çaykovski anısına düzenlenen konserde
Polonyalı piyanist Jablonski'yi dinledim. Başkentli mü-
zikseve?ler Çaykovski yılını Polonyalı sanatçılarla kutladı
o akşam. Orkestrayı da Polonyalı şef Pijaronski yönetti.
Salon yine çok kalabalık SHP lideri ve Başbakan Yar-
dımcısı Inönü de dinleyiciier arasında. Danışmanı Güneş
Gürseler ile ön sırada oturuyor, Polonya elçisiyle konu-
şuyor. Konser arasında önce sanatçılan kutladı, kalaba-
lığa kanştı sonra, soruları yanıtladı, karşı sorular, espri-
lerle sıcak diyaloglar kurdu gençlerle. Sadeliğiyle çevre-
sini çok etkiliyor. Kimi köşelerdeki eleştirilerden söz
edenleri de zarif sözcüklerle düşünceye saygıya, düşün-
ce özgürlüğüne özene çağırıyor. Sözlerinde sitem de
yok, diken de... Demokratik yaşamda üstlendiği görevi
yapmaya kesin kararlı görünüyor. Üzüldüğü, tepki duy-
duğu olayları da bu kararla aşıyor sanırım. Yoksa hükü-
mette de partisinde de çok ilginç, üzücü olaylar yaşanı-
yor değil mi?
Ziller çalınca yeniden Çaykovski'nin müziğine döndük,
konuları da soruları da daha başka boyutlara vardırdık
düşüncemizde. Gözümde Fındıkkıran Balesinden dans-
lar canlanırken siyasal sahnede kırılan potlar, kırık düş-
ler ve umutlar da daha somut çizgilere dönüştü...
Konserden sonra bir tören düzenlendi aşağıda. Chşiş-
leri'nden Büyükelçi Ismet Birsel'e bir plaket verdi CSO
sanatçılan. Kültürel llişkiler Genel Müdürlüğü görevinde
CSO'ya desteği, katkıları nedeniyle. Büyükelçi Birsel An-
kara'dan ayrılıyor, Strasbourg a yeni görevine gidiyor
yakında. CSO'cular ayrılmadan önce teşekkürlerini be-
lirtiyor. Ismet Birsel çok sevindi elbet Odüllenmek her-
kesi sevindirir. Ama bu ödülün ayrı bir önemi var. Bu
plaket Dışişleri Kültürel llişkiler Genel Müdürlüğü' nün
sanat ve kültür olaylarındaki rolünü de simgeliyor.
O sade ödül töreninde CSO'nun belli sorunları ve eski
bir özlemi de gündeme geldi. Yüz altmış yıllık geçmişi
olan bir orkestranın bir plağı, bir kitapçığı yayımlanma-
mış şimdiye kadar. Arada bir belirtirim bu köşede, çok-
sesli müzik çalışmalarında durağan dönemler yaşandı,
Atatürk'ün müzik devrimini yozlaştrma çabaları da aldı
yürüdü. Başkent Ankara'nın çağdaş bir konser salonu
yok hâlâ! Il sayısı artıyor, orkestra sayısı artmıyor! Oysa
halkimızda çoksesliliğe özlem var. Salonlardan taşan
kalabalık, TV'de yayımlanan konserlere duyulan ilgi,
program değişikliğinin yarattığı tepki, alkışların bilinci de
bu özlemi kanıtlıyor bence. Yozlaştırma çabaları tepkisiz
kalmıyor, toplumun duyarlılığı her dalda boy veriyor.
* • •
önceki akşam Toprakbank'ın Yönetim Kurulu Başkanı
Ertuğrul Kumcuoğlu ve Genel Müdür Adnan Şengölge'-
nin düzenlediği kokteylde de hissettim bu duyarlılığı. Er-
tuğrul Kumcuoğlu, Maliye Bakanlığı'nda üst düzeye
varmış bir bürokrat. Müsteşarlık görevinden ayrıldı, bü-
yükelçiliğe atandı sonra, uzun yıllar Kıbns'ta kaldı. Mer-
keze dönüşünden sonra uzmanlık dalında yararlı olacağı
bir göreve atanması beklendi, ama beklentiler gerçek-
leşmedi. Nedenleri meraka değer. Kamu görevinde on-
ca deney ve birikime varan bir bürokrata uzmanlık dalın-
da görev önerilseydi özel sektöre geçer miydi acaba?
Ote yandan DYP'nin^a da SHP'nin belli düzeylere var-
mış bürokratian gözden çıkarma lüksü var mı? Olaylar
bu lüfcsün tutarsızlığını kanıtlıyor galiba. Rozetli bürok-
ratlar koltuklan doldursa da boşluğu dolduramıyor!
Kumcuoğlu'na yeni görevinde başarılar dileyenler sa-
lonlara sığmadı o akşam. Eski bakanlar, yeni bakanlar,
Meclis Başkanı, yardımcıları, milletvekilleri, bankacılar,
maliyeciler, gazeteciler... Sayın Cindoruk kalabalığın ilgi
merkezini oluşturdu kokteylden ayrılıncaya kadar, soru-
ları ve dılekleri yanıtladı gülümseyerek.
Parlamentoda üretken bir işlerlik özlemi bastırıyor gi-
derek. TV ekranına da yansıyan boş sıraları seyretmek-
ten kimse hoşlanmıyor. Kürsülerden halkın beklentileri
doğrultusunda konuşmalar bekleniyor. Laf değil, eylem
üretilmesi isteniyor. Kimi politikacıların, bakanların ve
de Başbakan'tn çok konuşması da hayli eleştiriye uğru-
yor. Haksız bir eleştiri değil galiba. Ayaküstü konuşma-
lar, rastgele demeçler, devlet yaşamtnda kuşkulara yol
açıyor kimi zaman. Belli konuları ayaküstü konuşmak
yanlış yorumlara, olayı çarpıtmaya neden olabilir, devle-
ti yönetenlerin rastgele konuşmamaya özen göstermesi
gerekir, değil mi? Ofkelerini, tepkilerini frenlemeye de
özen göstermeleri gerekir bence. Yoksa en doğal tepki
çirkin gelişmelere yol açabiliyor. Şırnak Valisi'yle Bayın-
dırlık Bakanı arasında yaşanan olaydan söz ederken
"Şık değil" deyişini kullandı bir dostum. Devlet yöneti-
minde de bir şıklık özlemi var elbet. O şıklığı çok deneyli
politikacılar da tutturamıyor kimi zaman. Sayın Demirel'-
in Şırnak Valisi'ni Bakanlar Kurulu'na getirmesini şık
buluyor musunuz? Erdal Inönü de şık kişiliği nedeniyle
yadırganıyor belki. Ertuğrul Kumcuoğlu'nun kokteylinde
de gördüm onu. Biri, CHP'nin kadın kollannda görev
alanlardan söz etti. O da başarılar diledi! Soylentileri din-
lemiyor, gülüp geçiyor. Ama kalabalıkta kaybolmuyor
hiç. Çünkü uzun boylu bir politikacı, kısa boyluiarın tepki-
si de buradan kaynaklanıyor belki de...
Bir kez daha yazdım, boyverenlere yol verilmiyor, ter-
sine, çelme takılıyor, yol almalannı önleyen çabalar gi-
derek yoğunlaşıyor ülkemizde...
Rahmetli Duygu Aykal'm bir balesi canlanıyor gözüm-
de. Boyverenlerin başlarına vurarak yapılan bir dans.
Sahnede bir cüceler topluluğu oluşuyor, dans öyle sürü-
yor.
BULMACA
SOLDANSAĞA:
1/ Kûhistan hükümdan
Keykâvus tarafından ya-
alan ve Mercimek Ahmet
tarafından Türkçeye çev-
rilen ünlü yapıt. 2/ Ele
avuça sığmaz... Matem.
3/ Ünlü bir Roma impa-
ratoru. 4/ Marmara bol-
gesinde bir göl... Bir cet-
vel türü. 5/ Galyum
elementinin simgesi...
İzin. 6/ Dâhi... Yeryüzü
parçası. 7/ Antalya yöre-
sine özgü, kaburga kemi-
ği ve pirinçle yapılan bir yemek...
Bir nota. 8/ Aza.. Güçlü, zinde. 9/
Bir fılm ya da oyunda teknik usta-
lıkla yapılan hile... Avustralya'da
yaşayan bir cins devekuşu.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Çaykovski'nin ünlü bir balesi.
2/ Gözü doymaz, haris... Umursa-
maz. 3/ Kraliçe... Orta Anadolu'-
da bir göl. 4/ Afrika'da yaşayan
bir antilop. 5/ Daha çok boyunda
görülen, lenf düğümlenmelerinin
Şİşkinliğiyle beliren tüberküloz türü... Danimarka'nın plaka
işareti. 6/ Ekonomik alanda kendi kendine yeterli olmaya yöne-
len bir ülkeninrejimi.7/ Eski dilde göz... Afrika'da bir ülke. 8/
Su... İleri sürülerek savunulan düşünce... İşaret. 9/ Güzelin ve
güzel sanatlann doğastru inceleyen felsefe dalı.