18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12ŞUBAT1993CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Kahvecfnin akasyatem •GAZİANTEP(AA)- Trafık kazasında yaşamını yitiren devkt ve maliye eski bakanlanndan Adıutn Kahveri'nin, Macaristan'dan esinlenerek haarladığı "akasya balcılığı projesi" kapsamında, Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta yapılan çalışmalarda önemli başan sağlandı. Sanayide canlaıınıa •ANKARA(AA)-Ocak ayında imalat sanayiinde kapasilc kullanım oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 3.9 puan artarak yüzde 79.3'e yükseldi. Geçen yıl ocak ayında imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı yüzde 75.4 olarak gercekleşmişti. Bu arada ocak ayında imalat sanayii genelinde üretimde arüş olmasma karşılık işyerleri en çok talepyetersizliğinden şikayetçi oldular. TanmaHaç • ANKARA(AA)-Zirai mücadele ilacı ve hammaddesi ithalatında, Gümrük Vergisi veToplu Konut Fonu alınmayacak. Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu Karan'na görezırai mücadele ilaç ve teknik maddelennin, teknik madde imalinde kullamlan hammaddelerin, çekici tuzaklar ile hidrolize proteni ihtiva eden cezbedicilerin ithali, Tanm ve Köyişleri Takanlığı'nın uygun görmesi ıcaydıyla, Gümrük Vergisi vc Toplu Konut Fonu"ndan muaf olarak yapılabilecek. TESK'tenBağ-Kur tasartsına destek • ANKARA (AA) - Türkiye Esnaf ve Sanatkarlan Konfcderasyonu Genel Başkanı Derviş Günday, TBMM'de grubu bulunan lüm sıyasi partilereçağnda bulunarak 'Bağ-Kur'u kurtarmak isliyorsanız, TBMMgündeminde bulunan Bağ-Kuryasa tasansuu en kısa süredeel birliği yasalaştınn' dedi. Voftswagen'den rekop • VVOLFSBURG (ANKA) - Volkswagen şırketler gurubu 1992 yılında satış rekonınu kırdı. Volkswagen'den yapılan açıklamaya göre 1992 yılında 236 milyon araç satıldı. Burakamın 1991 yılına göre 150 bınlik bir artış oluşturduğu belirtildi. AT'deUmHyon işsizIBRÜKSEL(AA)-Aralık 1992 işsizlik oranının, Avrupa Topluluğu genelinde bir önceki yılın aynı dönemine göre binde 9 oranında artış kaydederek yüzde9.9'a ulaşügı bikiinldı. ATistatistikbürosu Eurostat. AT genelinde, 1992 yılı ortalama işsizlik oranının ise 1991 yılında kaydedilen yüzde 8.7'lik yıllık ortalama işsizlik oranının binde 8 üzerine çıkarak yüzde 9.5'e ulaştığmı açıkladi. •BlJRSA (AA) - Türk-İş 8. BölgeTemsilcisi Mehmet Kanca, son günlerdeişten çıkışlarda aruşlar olduğunu ileri sürdü. Kanca, işten çıkarmalann özellikle toplusözleşme görüşmelerinin bağıtlanmasından sonra yoğunlaştığına dikkali çekerek Bursa'da ocak ayında 100 kişinin işten çıkanldığını. bu rakamın daha da artmasından endişe duyduğunu, işverenlerin kardan fedakarhk etmedikleri sürecebu olaylann süreceğini kaydetıi. TahsinKaran ESİADüyesi « İZMİR (Cumhuriyet Ege Jörosu) - Vestel Şırketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Karan da Ege Sanayidler ve İşadamlan Dcrneği'ne (ESIAD) üye oldu. Karan'ın kaülımıyla ESİAD"ın üyesayısı 110'a ulaştı. Pmar'danyem üriMer • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Pınar Süt "Soslu Puding've"Krem Karamel" adlı iki toz ürünü satışa sundu. Çok kısa sürede hazırlanarak ikram edilebilecek olan bu ürünlerin buzdolabında soğutulduklan sonra tüketilmesi öneriliyor. Hükümet vergide eşitlik sağlarken, vergi adaletini yok ediyor Dar gelirli bahane mdirim şahane• Çalışan ve işveren kesimleri düşük gelirlilerden kesilen yüzde 25'lik Gelir Vergisi'nin yüzde 10'a düşürülmesini beklerken, hükümetin tüm gelir gruplanm bir tutarak hepsinde 5'er puanlık vergi indirimi öngörmesi, yüksek gelirlilereyarayacak. BÜLENT K1ZANLIK Hükümetin dar gelirlilerin vergi yükünü hafıfletmek ge- rekçesiyle Gelir Vergisi oran- lannda gelecek yıl için öngör- düğü indirim, üst gelir gruplart- na yarayacak. Işverenler de dahil toplumun lüm kesimleri, en düşük ücret grubuna uygulanan yüzde 25'- lik, vergi oranının yüzde 10'a düşürülmesini istiyorlardı. Hü- kümet ise, ortaya koyduğu ya- sal düzenlemeyle düşük gelirli- lerle yüksek gelirlileri bir tut- muş oldu. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kuru- lu'nca onaylanarak Meclis'e sevkedilen yasa tasansı sayesin- de, yüksek gelir grubunun yılın ilk aylanndan itibaren ödeme- ye başlaması gereken yüzde 40-50 arasındaki vergi oranlan- nda da 5"er puan indirime gjdi- kcek. • Bakanlar Kurulu'ndan geçerek Meclis'e sevkedilen yasa tasansı sayesinde, ilk dilimdekiler vergi indiriminden ayda 100 bin ile 200 bin lira arasında karh çıkarlarken, üst gelir grubunun aylık kazanımı 1 milyon lirayı aşacak. riminin sadece asgari ücreı ve diğer düşük gelirlileri kap- sadığını ifade etti. Türkiyc'dc Gelir Vergisi mükelleflerinin büyük kısmını ilk 3 dilime giren ve yüzde 25-35 arasında vergi- lendirilen düşük gelirlilerin oluşturduğunu. toplam vergi- nin büyük bölümünün de bun- lardan toplandığını anlatan İzzettin Önder. "Bunlann vergi oranında yapılacak 1 puanlık indirim bile, toplam vergi lahsi- latında önemli bir yekün tutar" dedi. Hükümetin alt dilimler için yüksek bir vergi indirime gidemediğini vurgulayan Ön- der, üst vergi dilimlerinin mü- kellef sayısı ve vergi tutan açısı- ndan önemli rakam ifade elme- diğini kaydcderck. "Keşke en yüksek gelir grubu için yüzde 50'lik vergi oranı korunabilse>- di" şeklinde konuştu. ^ ^ % / ^ jrl ^1 ^\ ' I ^ \ J/\J \ i N V '' / Lu A /J 'A.> \ Hs .—^ M MIKRO DINÇ TAYANÇ lşverenler de karşı Dar gelirlilerle üst gelir grup- lannın aynı oranda vergi indiri- minden yararlandınlması so- nucu. örncğin brüt maaşı 3-5 milyon lira arasında olan düşük gelir dilimlerinde bu yılın ra- kamlanyla aylık ortalama ka- zanç 100 bin-200 bin lira seviye- sinde kalırken, brüt maaşı 10 milyon liranın üzerinde olan yüksek gelirlilerin aylık ka- zanımı 500 bin liradan başlayıp 1 milyon lirayı aşacak. Büyük bölümunü memurlar- la işcilerin oluşturduğu düşük gelir gruplannın yüksek oranda vergilendirilmesinden ijveren- ler de zarar görüyor. Ocretin önemli bölümünün vergi yo- luyla kesintiye uğraması nede- niyle işçi sendikalan daha yük- sek ücret artışı talepleriyle loplu sözleşme masasına oturuyor- lar. İşveren kesimı bu nedenle bugünkü vergi kesintilerinin düşürülerek bundan net ücret- lerc katkı sağlanması ve böyle- ce ücret pazarlıklannm rahat- laulması için çabalıyor. Türki- ye İşveren Sendikalan Konfe- derasyonu (TİSK) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), ilk dilime uygulanan yüzde 25'lik verginin yüzde 10'a indirilmesini isterken, iş dünyasının etkin kumluşu TÜŞİAD da, düşük gelirliye vergi indirimi yapılması gerek- tiğini savunuyor. Lobiciliğe devam TOBB Başkanı Yaüm Erez- in kanun tasansı bu şekilde Meclis'e gönderildiği halde, ilk dilimin vergi oranının yüzde 10'luk seviyeye düşürülmesi, bu sağlanamazsa Bakanlar Kuru- lu'na tanınması öngörülen, "1la- ve 5 puanlık düşüş" yetkisinin bu grup için kullanılması konu- sunda lobi yapmaya devam et- tiği belirtiliyor. Hükümetin sadece düşük ge- Hrlilcr için bcklencn vergi indiri- minden üst gruplan da yarar- landırması, "Vergide eşitlik sağlanmaya çalışılırken, vergi adaleli daha da yok ediliyor" biçıminde yorumlandı. "Bu şe- kilde vergi adaleti gerçekleşmiş olmuyor" diyen İstanbul Üni- versitesi İktisal Fakültesi öğre- tim üyesi Prof. Dr. İzzettin On- der, koalisyon orlaklanndan SHP'nin öngördüğü vergi indi- DİSK'in tepkileri DİSK de. hükümetin beklc- nene cevap vermeyen vergi in- dirimine tepki gösterdi. DİSK Mali Daire Başkanı Hulusi Karh, "Yüzde 25 olan ilk dilim oranı yüzde 10'a indirilmclidir. Yüksek gelir gruplan oranla- nnın indirilmesini yanlış bulu- yoruz. Vergi sistemi az kaza- nandan az, çok kazanandan çok olmahdır. " dedi. 1982 Anayasası'nın dahi "Sosyal Devlel" ilkesini ortadan kaklı- ramadığını savunan Karh, bu anlayışla asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını istedi. Yasa tasansı, bakanlıklar arasında rekabete yol açtı w Gula\ kapanın elinde kalacak^^^™ _ ııtitcloriraci ctonHartlar ŞEBNEM GÜNGÖR ANKARA - Joplum sağlıgı açısmdan büyük önem taşı- masına karşm, bugüne kadar çağdaşlıktan yoksun, yıllar önce çıkanlmış yönetmeliklerle denetlenmeye çahşılan gıda- lann üretim ve tüketim şart- lannındüzentenmestiçin Sağlık Bakanlığı ile Tanm Bakanlığı kollan sıvadı. Daha önce, çok sayıda ba- kanlık ile belediyeler arasında yetki karmaşasına neden olan mevzuaün, tek bir yasa halindc düzenlenmesi için her iki ba- kanlık da ayn ayn yasa tasan- lanhazırladı. Ancak bakanhklann bir- birlerinden bağımsız olarak ha- zırladıklan lasanlarda, "yetki ve sorumluluk" açısmdan farklı görüşlere yer verildiği dikkat çekti. Her iki bakanbk da tasanlannda yctkinin kendi- lerinde olması gerektiği görüşü- nü savunuyor. Tanım karmaşası Tanm Bakanhğı'nca hazır- lanan yasada, tütün ve sadece Tanm ile sağlık bakanlıklan ayn ayn hazırladıklan yasa taslaklannda, gıdalann üretimden tüketime kadar tüm denetim yetküerinin kendi ellerinde bulunması gerekti- ğini savunuyorlar. Necmettin Cevheri Yddınm Aktuna ilaç olarak kullanılanlar hariç olmak üzere, "içkiler, sakızlar. jıkletler ile insanlar tarafından yenilen ve içilen ham, yan veya tam işlenmiş her türlü madde" gıda olarak tammlanıyor. Ta- sanda, gıda maddesi üretcn iş- yerlerine bakanlıktan izin alma zorunluluğu getirilirkcn. işlet- mecilere, gıda sicilinc kaydol- manın yanı sıra ürcttikleri gıda maddelennin bileşiminde bulu- nan maddeleri bir beyanname ile bakanlığa bildirme yüküm- lülüğü getiriliyor. Tasanda gıda maddelerine ilişkin rek- lamlann içerikleri de düzenleni- yor. Buna görc gıda maddelennin etiket, ambalaj ve reklamlan- nda, tükeciyi yanılUa, tedavi edici özclliği olduğunu iddia cdici beyanlann bulunması ya- saklanıyor. Tasanda. yurtdışından ithal cdilecek gıda maddelennin gümrüklerde kontrol edilmesi esası benimsenirken bu madde- lerin Türk mevzuatı ve ulusla- rarası gıda standarllanna uy- maması durumunda serbest bölgeler hariç olmak üzere yur- üçine sokulması yasaklanıyor. Tasanda. izinsız faaliyet gös- leren gıda işletmelerine 1,5 mil- yon liraya kadar para ve kapat- ma cczası vcrilmesi öngörülür- kcn, tasanda belirlilen teknik ve hijyenik şarüara uymayan işletmelere verilecek cezanın, 2.5 milyon liradan aşağı ola- mayacağı belirtiliyor. Tasanda, uluslararası siandarllara uygun olmayan gıdalan ithal edenlere ise 1,5 ile 10 milyon lira arası- nda para cezası verilmesi öngö- rülüyor. Sağlık cephesi Sağlık Bakanhğı'nın hazır- ladığı sağlık yasa tasansında ise konu "beslenme ve gıda güven- liği" başlığı altında ele alınıyor. Bakanlığın lasansında, "Her türlü gıda maddesinin imali, hazırlanması. tartılması, ko- runması, dağıtımı ve halkın tü- ketimine sunumu ile ilgili bütün aşamalar, kamu sağhğının ko- runması açısmdan Bakanlı- ğımızın denetimine tabidir" dc- nilerek, bu denetimin belediye bulunan yerlerde belirlenecek esaslar çerçjevesınde belediye- krce dc yürütülebileceği, ancak belediyelerin bakanlik tarafı- ndan sürekh kontrol edileceği ifade ediliyor. Sağlık Bakanlığı da haa- rladığı tasanda, tıpkı Tanm Bakanlığı gibi, "ruhsat verme, kontrol ve denetim yetkisinin" kendisinde olduğu görüşü doğ- rultusunda hükümlere yer veri- yor. Sat(may)ıcı - Al(may)ıcı Alışveriş' dendiğinde aklıma ilk gelen 'satıcı' ve alıcı' kavramları olurdu. Öyle ya, ortada bir mal' varsa, bunun bir satanı, bir de alanı olmaz mı? Son günlerde anlıyorum ki olmaz'mış! Geçenlerde çıktım Bağdat Caddesi'nde yürüyorum. Zamanım çok, ayın da başı.. Canım alışveriş yapmakisti- yor. 'Potansiyeli' hayli yüksek bir ahcıyim kısacası. 'Alıcı gözüm' vitrinlerde yürüyorum... Iskandinav tipi mutfak donanımı satan bir dükkanın önünde durdum. Ha- nidir, salt kapaklı bir kutu niyetine kullandığım mutfak do- labının içine döner raf alacağım. Vitrin, öylesine göz- kamaştırıcı donanımlarla dolu ki burada muüaka vardır' düşüncesiyle, içeri süzülüyorum. 'Satıcı' olduğuna inan- dığim genç hanım hemen seyirtiyor. Istediğimi anlatyo- rum. Daha doğrusu, anlattığımı sanıyorum. Anlamaz göz- lerle bakıyor bir süre. Sonra 'bu boyutlarda bir şey bula- mazsınız' diye.kesiyor sözümü. Oysa aradığım dönerli raf takımını iskandinav ülkelerinde yayımlanmış bir dergide görüp begenmişim. Bunu da anlatmaya çalışıyorum, ama gözlerindeki anlamsızlık degişmiyor. 'Bunlar stan- darttır1 demekle yetiniyor ve bana, gereğinden fazla za- man ayırdığını belirtir biçımde, omuzlarını silkerek Bula- mazsınız' diyor kısaca. Sonra, boş dükkanın içindeki ha- yalı ahcılarla ilgilenmek zorunluluğu duymuşçasma uzaklaşıveriyor. Oysa bulacağımı' biliyorum. Üstelik fi- yatı da 300 bin lira dolayında... Demek ki şimdilik de olsa 300 bin liram cebimde kalıyor* Mutfak donanımında alıcılık hevesimi gideremeyince, aslındadevlet kuruluşu olup da yoğun reklam kampanya- larıyla özel sektör mantığına geçtiğini' duyuran bir giyim mağazasına takılıyor bu kez de alıcı gözüm. Çok güzel gömlek ve kazaklar var vitrinde Gönül bu ya, dolap ol- madı, bari gömlek-kazak aıayım' diye giriyorum içeri Satıcı olduğunu sandığım kişi bu kez bir erkek llgiyle tez- gahın ardından doğruluyor. Istedığim numarayı söylüyor ve gömleklere seyirtiyorum ki 'satıcı' ünleniyor bedenle- rimiz standarttır!' Bu kez anlamaz gözlerle bakma sırası bana geçiyor! Kendimi toparlayıp 'iyi, ben birini giyer ba- karım. Uyuyorsa 3-4 renk alacağım' diyorum. Sert serl bakarak 'her gelen bir gömlek denese, akşama kadar açıp katlamaktan başka iş yapamayız' diyor. Oysa, burası da hayali müşterilerle dolu!. Anlaşıldı, tanesi 125 binden 3 gömleğin bedeli olması gereken 375 bin liram da cebi- me kalıyor! Kazak fiyatını hesaplamaksızın, kendimi dışarı atıyorum Alıcı'lık damarım hala kabarık! Bu yüzden, yılmıyor ve yürümeyi sürdürüyorum. Ama bu kez öyle bir roal' iste- meli ki canım, girdiğim dükkandan almış' olarak ay- rılmalıyım! En çok çeşit ne satıcısında' bulunur? Ayaît- kabıcılarda... Arşimet'i sokağa fırlatan buluculuk' mut- luluğuyla, gördügüm ilk ayakkabıcıdan içeri dalıyorum Bu kez üç satıcı' birden atılıyor üzerime. Ayakkabı nu- maramı söylüyorum. Bunun da standardı' olacak değil ya! Meğer varmış! Üst üste denediğim üç-beş modelden sonra, 'satıcı' küçünseyici bakışlarını bana kaldırıp ayağınız standartlara uymuyor. Erkek ayakkabısı dedi- ğin 40tan başlar!' diye kestirip atıyor. Üç satıcı birden, hayali müşterilerden boşalmrş dükkanın içindeki sohbet- lerınedönüyorlar. Kırk bu kadar yıldır beni taşıyan ve hep ayakkabılı dolaşan ayaklarımdan, beynime bir suçluluk duygusu yayılıyor ki sormayın! Doğrulup kapıya yönelir- ken, cebimde kalan paranın en azından 250 bin lira oldu- ğuyla avutuyorum kendimi. Dışardaki soğuğu yer yemez kendime geliyorum bu kez! Ben 'alıcı'yım. Çünkü, hem alma niyetim var hem de bu niyetimi gerçekleştirecek param... Üstelik ne almak is- tediğimi de biliyorum... Ama karşımdaküerın satmak ni- yeti yok! O halde, ben de al(may)ıcr olurum. Zaten onlar 'sat(may)ıcı' olup çıkmamışlar mı? Derın bir soluk alıp, alıcı gözlerimi, almayıcı gözlerimle değiştiriyorum. Kafama takılan konu; koca caddede bun- ca dükkan var, vitrinleri dopdolu, ıçleri bomboş... Demek ki ya alıcı yok ya da satmasını bilen. Bu koşu'.larda. bunca dükkan nasıl yaşıyor? Dükkanları sahıpleri' mi, yoksa 'maaş-ücretli' çalışanlar(!) mı işletiyor? Yoksa, en iyisi standart' maüara uygun gelecek 'standaıf satıa-alıcı tip- lerinin mi geliştirilmesi gerek? Bunlan unutmak istercesi- ne bir soluk daha alıyor ve neyse, hayali de olsa, cebinde kalan paramın tutarı 925 bin lira ya, sen ona bak' deyip önüme ilk yanaşan taksiye atlıyorum Ana fikir: Para kazandıran mal' değil, satma' sanahdır. Anafikrin anafikri: Her dükkanın kendine göre bir stan- dart' saptadığı ticaret ortamlannda standart dışı' olan- ların parası cebinde kalır. Ekim-ocak ihracatı 4 milyar dolar Tekstildeişler tıkınnda•Türkiye, geçen yılın ilk 10 aymda, 133 ülkeye yaklaşık 4.5 milyon dolarlık tekstil ve konfeksiyon urunu sattı. ANKARA (AA) - HDTM'- nin verilerine göre Türkiye'- nin ocak-ekim dönemindeki tekstil ihracatı, önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 23 artarak 3 milyar 551.2 mil- yon dolardan 4 milyar 366.9 milyon dolara yükseldi. Bu dönemde en fazla leksül ve konfeksiyon ürünü satılan ülkeler Almanya. Ingiltere, ABD ve Fransa oldu. Tekstil ve konfeksiyon ihracatının yüzde 42'si Almanya'ya, yapılırken İngjltere, Fransa ve ABD'ye yapılan tekstil ve konfeksiyon ihracaünın top- lam içindeki payı yüzde 10'lar düzeyinde gerçekleşti. 1991 yılı ocak-ekim döne- minde, 1 milyar 589.4 milyon dolar olan Almanya'ya tekstil ve konfeksiyon ürünü ihracatı, yüzde 16.7 oranında artarak geçen yılın aynı döneminde 1 milyar 855.4 milyon dolara yükseldi. Geçen yıl ilk 10 ayda, Ingiltere'ye 397.7 milyon do- larlık. ABD'ye 323.8 milyon dolarlık, Fransa'ya ise 304.5 milyon dolarlık tekstil ve kon- feksiyon ihraç cdildi. Almanya, lngilterc, ABD ve Fransa'dan sonra en fazla tekstil ve konfeksiyon ihracaü yapılan ülkeler, İtalya, Hollan- da. Belçika-Lüksemburg, Po- lonya. S.Arabistan ve İran oldu. Bu ülkelere toplam ihra- cat, 1991'in 10 aylık dönemin- de 3 milyar 10.4 milyon dolar iken geçen yıl. tekstil ve kon- feksiyon ihracatının yüzde 84'ü bu ülkelere yapıldı. Sadece VW ve BMW'nin durumu 'halhce' Âlmanya'da "kuııuzıışık9 Tekstil ihracatında ilk on ülke (bin dolar) Almanya İngiltere ABD Fransa italya Hollanda Bel-Lüksemburq Polonya S.Arabistan iran ' Lıste toplamı TtpİMiTtiu. imi 1.589.452 276.212 231.282 239.177 254.418 164.709 102.766 57.529 66.010 28.906 3.010.461 Î.561.Z56 1992 1.855.434 397.771 323.826 304.588 240.835 212.972 99.844 97.966 91.069 77.593 3.701.890 4.888.917 Artış lyta*) 16.73 44.01 40.01 27.35 -5.34 29.30 -2.84 70.29 37.96 168.43 22.96 22.97 • Buyılbunahm yaşayacağı çok önceden kestirilen Alrnan otomobil sanayiinde beklenen oldu ve Fransızlann Citroen'i bütün Alman arabalannı geride bırakarak satış birincisi oldu. FRANKFURT (AA) - Al- manya'da otomobil sanayiinde başgösteren kriz, bu yılın ilk ayı icinde de kendini hissettirirken 1992 yılına ait satış rakamlan ekonomi açısmdan moral bo- zucu oldu. Alman yapımı olo- mobiller arasında sadece Volkswagen (VW) ile BMW- nin satışı artış kaydederken VW aynı zamanda Almanya'- nın en çok satan otomobili un- vanını da aldı. Yerli ve yabana otomobille- rin tümü arasındaki değ^rlen- dirmede Fransız yapımı Citro- en satış artış yüzdesi ile en ba- şanh otomobil seçildi. Favorilersafdışı Alman Federal Motorlu Araçlar Dairesi'nden edinilen bilgjlere göre geçen yıl içinde Almanya'da 3 milyon 900 mil- yon otomobil satışı gerçekleşti. Opel, Ford. Mercedes gibi Almanya'nın önde gelen mar- kalannda 1992 yılı satışlannda önemli bir düşüş gözlenirken Japon otomobiİleri de Alman piyasasındaki durgunluktan nasibini aldı ve bu markalann satışında düşüşlcr görüldü. Almanya'nın en çok satan otomobili unvanını 813 bin sa- tış gerçekleştirerek ve 1991'e Zararı 7.4 milyar dolar Ford kazaya uğradıDETROIT (AA) - ABD'ran 2 numaralı otomobil üreticisi Ford Motor Co'nun geçen yılki kaybının 7.4 milyar dolar olduğu bildirildi. Firmanın geçen yıl personel için yaptığı bir defalık emeklilik ve sağlık tazminatları ödemelerinin kaybı 7.5 milyar dolara çıkarttığı kaydedildi. Ford Motor'un, hisse başına geçen yıl 15.61 dolar zarar ettirdiği de açıklamada yer aldı. Geçen yılki vcrilere göre, Kord'a bağlı Financial SenicesGrupbir yıl öncesine göre yüzde 11 'lik bir artışla kazancmı 1.03 milyar dolara çıkartırkenotomotiv sektöründe dünya çapındaki faaliyetleri bak unından zararı 1991 y ılına göre geçen yıl 3.2 milyar dolardan 1.5 milyar dolara geriledi. Fırmanın sadece ABD'deki tşterinden uğradığı zarar ise geçen yıl 1991'e göre 2.2 milyar dolardan 405 milyar dolara geriledi. ABD dtşındaki ülkelerdcki faaliyetierinde ise Ford'un zararı geçen yıl bir önceki yıla göre 970 ırdlyon dolardan 1.1 milyar dolara yükseldi. Ford Başkanı HaroM Polingise gerçekte verilerin tehliketi bir gelecek sergilemediklerini ileri sürdü. Ford başkanı, dünyadaki ekonomik durgunluk göz önüne alınırsa, uluslararası fîrmaların bu ölçüde zarara uğnunalannın büyük sürpriz olmayacağı yorunıumı da yaptı. göre yüzde 3.2'lik bir artışla Volksvvagcn kazandı. Volks- wagen'i 658 binlik satışla Opel izledi, ancak Opel'in satışlann- da 1991 yılına göre yüzde 8.3 oranında bir gerileme kaydedil- di. En çok satan üçüncü marka ise Ford oldu. Ford, geçen yıl 375 adet otomobil satışı gerçek- leştirirken bir önceki yıla göre yüzde 12 gibi önemli bir oranda gerileme kaydetti. VNV'nin dışında. geçen yılı artı rakamlarla kapatan diğer Alman otomobili ise BMW ol- du. BMW, piyasadaki durgun- luğa rağmen, yeni cıkardığı mo- dellerle başan grafığini yükselt- li ve yüzde 5.5 oranında birartı- şla 244 bin otomobil salışı ger- çeklcştirdı. Alman otomobil üreticileri arasında satışla en büyük geri- leme sıralamasında ise Merce- des birinci oldu. Mercedes'ın satışı 1992'de bir önceki yıla göre yüzde 12.1 oranında aza- larak 256 bin otomobildc kaldı. Japon hüsranı Alman piyasasında 1992 yı- lında yaşanan durgunluktan Japon otomobilleri de nasibini aldı. Japon markalan arasında satış grafıği 1991'e göre en fazla düşen Mitsubishi oldu. Mitsu- bishi'nin satışı geçen yıl yüzde 34.5 gibi rekor bir oranda geri- ledi. Durgunluktan eıkilenenlcr arasında satışlan yuzdc 10.6 oranında gerileycn Toyota, yüzde 10.5 oranında gerileyen Honda ile satışlan yüzde 9.9 oranında gerileyen Nissan da yer aldı. Mazda'nın satışlan ısc geçen yıl yüzde 7.9 oranında düştü. 6^ trilyonluk ek KDV'yi ödemiyor TEKEL'den Maliye'ye dumanaltı • Tüketicinin, yıllardır sigara ve alkollü içkileri alırken TEKEL'e 'farkında bile ol- maksızın' ödediği KDV, Maliye'nin kasasına giremiyor ve dolayısıyla da 'hizmet olarak' yeniden kendisine dönemiyor. ANKARA (ATSKA) - Maliye, kendisine bağlı Te- kel'e tahakkuk ettirdiği 8 iriV- yon liraya yakın ek vergiyi geçen yıl da tahsil edemedi. Tekel, yıllardır KDV Yasası uyannca sigara ve alkollü iç- kilerin satışı üzerinden alman yüzde 50 oranındaki ek ver- giyi Maliye'ye ödemiyor. Yüzde 12\\ tahsil edildi Maliye ve Gümrük Ba- kanlığı verıierine göre tütün mamullerı ile alkollü içkiler üzerinden alman ek Katma Değer Vergisi tahakkuku ge- çen yıl sonunda 7 trilyon 875 milyar liraya yükseldi. Ta- hakkuk eden bu verginin sa- dece 175 milyar liralık bölü- mü tahsil edilebildi. Diğer bir deyişle Maliye, Tekel'e ta- hakkuk ettirdiği ek verginin sadece yüzde 2.2'sini tahsil edebildi. Vergi geliri düşüyor Ek vergideki bu tahsilat düşüklüğü. toplam vergı tah- silat oranını. dolayısıyla da genel bütçe gelirleri tahsilat oranını önemli ölçüde aşağı çekiyor. Örneğin Tekel, tahakkuk eden bu verginin tümünü ödeseydi. Maliye tahukkuk ettirdiği verginin yüzde 86'- sını tahsil etmiş olacaktı. Maliye 1992 yılında ta- hakkuk ettirdiği verginin yüzde 81.7'sini tahsil edebil- mişti. Tekel, 1991 yılında da aynı şekilde tahakkuk ettiri- len 3 trilyon 597 milyar li- ralık ek verginin sadece 589 milyar lirasını ödeınişti. Ek vergi nedir? Ek vergi, 1985 yılı başı- ndan itibaren yürürlüğe gi- ren Katma Değer Vergisi ya- sası ile getirilmişti. KDV Ya- sası uyannca, sigara, puro. pipo tütünleri, kıyılmış tü- tün, enfiye, tombeki vle ben- zeri tütün ürünleri ile her tür- lü alkollü içkılerin satışından yüzde 50 oranında el vergi alınıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle