20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARAUK1993 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI Alıııaııyönetici: Şeyhülislamın herhangibîr yetkisi yok Almanya'da Refah Partili ŞEYHUUSLAM Oral Çalışlar / Dilek Zaptçıogto - 4 Ai lman Parlamentosu Bundestag'- ın"Lobi ListesTnde başka Türk der- nelden de vardı. Örneğin. Alman- a'daki Türk sosyal demokratlann çau örgütlerinden biri olan HDF. Sosyal Demokrat Halk Demekleri Federas- yonu da listeye Türklerin çıkarlannı temsil etme iddiası ile adını yazdırmıştı. Aynı şekilde bugün Berlin'de, Hamburg"da. Münih'te ku- rulan bir Türk derneği. adını kolayhkla listeye kaydettirebilirdi. Bunun için para dahı öde- mesi gerekmiyordu. Amaç. demokraük bir toplumda vatandaşlann millet\ekillerine ses- lerini duvurabilecekleri, bağlayıcı olmayan bir sistem yaratmaktı. İslam Konseyi'nin toplantılanna, örneğin Şeyhüüslam'ın hilat giyme törenine Alman yetkililerin, Soest kentı beledıye başkanının katılmış olması. "Alman devlefinin bu demeği ülkedekj MüslümanJarın yegane temsilcisi" olarak tanıdığı anlamına geliyor muydu peki? Neden bazı Alman yetkililer törene katılmış, girişime onay \ermişlerdi? Konuyu Almanya'da en çok Türkün. do- layısıyla en çok Müslümanın yaşadığı Berlin kenti Yabancılar Daıresi yetkiüsi Hans Kem- merer ile görüştük. Kemmerer. "Almanya'da Ali Yükselin Şeyhüüslam seçikliği't *yolundakı bilgi üzerine hayretler içinde kaldı. Bunun ya- sal olarak tanınmasının imkansız olduğunu, Alman yasalannın böyle bir kurumun tanı- nmasına olanak vermcdiğmi söyledi ve hatta daha da ileri giderek. "Bir şahsın çıkıp Şeyhfi- lislam ilan edilmesi. Alman Ceza kanunu'ndaki 'Ldnsiz ünv an kullanımı' maddesinin kapsamına girer ve cezalandırılır"dıyordu Kemmerer. özellikle Avrupa Miili Görüş TeşkilatJan gibi Alman Anayasayı Koruma TeşkilatTnca izle- nen birörgütün genel sekreterinin Şeyhülislam titrini almasının kendilen açısından "vahim ve kabul edilemez bir gelişme"olardk niteliyordu. Yetkiliye göre "Milli Görüş, Almanya'daki bü- tûn Miîslümanları temsil etmiyordu ve İslam'ın Almanya'da tek bir temsilci örgütü ya da başı olamazdı". Peki o halde Soest Belediye Baş- karu niçin Şeyhülislam hilat giyme törenine katılmıştı? Neden Kuzey Ren Vestfalya eyale- tinde Türk çocuklanna seçrneli okutulan İsla- mi din dersinin müfredaü İslam Konseyi adlı dernek tarafından hazırlanıyor. öğretmenler bu dernekçe yönlendiriliyordu? Yanı: Alman yetküf: DiyaMt isiari görevlileri yetersiz* ErkeklerinçokeşlilikihtiyaçlanHBİstiyaalarla ilişkileri nasd vürüriivorsuıuız? ALİ YÜKSEL- Onlar bize bazı konularda destek oluyorgibi davranıyorlar. Ama iki yüzlülük yapıyorlar. Ortodoksluğun kurucusu Martin Lüıher. katolikJerden ve Türklerden insan suretindeşeytanlar olarak sözediyor. Görüldüğü yerde öldüriilmelidir diyor. Bunun doğru olmadığını açıklamadığınızsürecesizinleilişki kurmayız tutumunu alıyoruz. Siz bizim >-üzümüze gülseniz de şeyhiniz lideriniz böyledir diyoruz. - MHPIiler son dönemlerde Türk-fslanı sentezi formülüne sanldılar \e İslami cepheye yönelik yoğun bir propaganda içine girdiler. Aramzda bu açıdan bir sonın çıkmıyor mu? ALİ YÜKSEL- Tabii onlar örgütçülük yönünden bır ha> lı eğjtilmişler. Elbette bunu deniyorlar. Yapmak ıçin uğraştılar. uğraşıy orlar da. Fakat çok inatçı olanlar hançeridıleriçimızde -Size biatla ilgili bir soru sormuştum. Şeyhinlslan olduğunza göre size ımislüınanların biat enııesi gerekmiy or mu? ALİ YÜKSEL- Havır İslam da biatemire yapılır. Devlet reisi, İslam ordusunun kumanda yerinde olandır. Şeyhülislani isegerek geçmişte, gerkse şimdi. biat edilmesi gereken kişi değildir. - Şöyle bir deneme sorusu sonnak tsn'yonım. Katolik Kilisesi kendisine bağlı cemaatten geneletde çalışan kadın dahil olmak üzere kilise vergisi alıy or. Siz de cami >ergisi abnaktan söz ediyorsunuz. Geneievdeçalışan kadındanda vergi alacak mtsuıız? ALİ YÜKSEL- Siz buradaki bir anlayışla İslami kanştınyorsunuz. Burada kilise vergisi diye bir olay var. İslam'da yok. İslam'da zekat var. belirli kişilerden. o da zenginlerden alınır. Aynca Islamın hakım olduğu yerde genelev olmayacak ki. Nedeni mi?Toleranssızlıktan degjl. Böyle şeylere ihtiyaç kalmayacak. - Neden kalmayacak? ALt YÜKSEL- Birden fazla evliliğe müsaade edildiğinden dolayı. Erkeğin fıtratında bir kadınla yeünmek yok. Erkeğin fıtratında olan bu isteği İslam sınırlıyor. Türkıye'de tek evlilik var diye. herkes tek evlilikle yetiniyor mu? - Ya kadınlar. onlar tek evlilikle yetinmek zorundalar mı? ALİ YÜKSEL- Ama şimdı... - Erkek tarafından bakıyorsunuz... ALİYÜKSEL - Bu konununda izahı var. Kadın ve erkeğin pskolojik yapısından kaynaklanan izahı var. Erkekteki sevgi kadındakinden bunu bırnizamasokmuş. İslamın bu kuralı koyduğu zaman da. erkekler dörtten fazla kadınla yaüyormuş. Bir belirsizlik varmış. İslam buna sınır getirmiş. Bu tür ilişkiler psikolojik yönden dengeyi bozacak şeyler. Artist kesiminden. sanatçı kesiminden. bilmem ne kesiminden. Birsürü bunalım geçiriyor bunlar. Yani yaptıklan işin, kendilen için faydalı olduğunu göstermez. Fiili olarak bunu yapmış olsalar bıle pskilojik yönden birsürüdengesizlikler oluyor. -Ellerinde imkanları var, hem dedaha fazla erkek elde etme şanslan var, bunu neden kuUanraıvavun divor. Tıpkısizin gibi. ALİ YÜKSEL- fstatistikler, intiharlann zengin kesimler arasında daha çok olduğunu gösteriyor. - Bunun zenginlikie bir ilgisi yok. Düm ada nııfus dağılımına baktığımız zaman, kadınlarla erkekler say ı bakımından hemen hemen dengede. O zaman genelet in ortaya çıkması. kadın erkek sayısının yebnezugi değO. Erkekler dört evlilik yapma hakkına sahipier. Hatta bu daha da ileri göriirülüy or, dört evlilik erkeği tarmin etroezse cariye alma - Kadın bütü'n e\in yiikünü çekiyor. Üstüne üsrlük dışarıda da çalışıyor. ALİ YÜKSEL- İslamdaonlanyapmak zorunda değil. - Erkek... ALİ YÜKSEL- Peygamberimizinyaşamı bu konuda örnektir. - Ben Hazreti Muhanınied'in y aşammı sormuyonım. Bugünün düny asında İslam erkekleri, geçmişte tarihi /orunlulukların ortay a çıkardığı olguları birer kural haline getirip. kendilerine uy gun bir dü/en kurmak istiyorlar. İslam duny asındaki bazı kadınlar da bu noktaya dikkat çekiyorlar. Diy orlar ki erkekler geçmiş olay lan kendi leblerine yontuyorlar. ALİ YÜKSEL- Tabiı bu gibi ıstısmarlar olabilir. İnsanlann özellikle erdem noktasında tam doruğa erişmemiş, tam erdemlilik kazanmamış toplumlarda. her kesimin bunuistismaretmesı mümkündür. Kadınlar da. erkekler de yapabilır. Erkekler bıraz daha fazla yaprnış olabilirler. - İslamivet bir yana. Örneğin Avrupa'da kadın da. erkek de çalışıyor. Ama akşam e\e gelindiği >akit eski alışkanlıkların bir MOSLEMISCHE REVUE 3. («9.) Jh*. Jull - Sep»ember 1993 Muharnun - RaW I 1414 H. N 09.10-733 A» Yuoet Zweı JaimvteSc KjmRdKi Zaıınira Mateacogea Vcrteg, RoJalaıod um! Hassin .ra Ta» A» Gr 5. Tea Aut da AıiKit 9a bürorsKi Spcoe uol M^tji • 'lat •t. Bcöeuta-<g cto Batnı an * &îv<r dcr" Mamci des Scü Fsr-e Şeyhülislam Ali Y'üksel, ikinci eşi Fatma Sevgi ile bir kongre sırasında. birazdaha fazla. Birerkek aynı derecede bir kaç kadını sevebiliyor. - Bu sizin yorumunuz. ALİ YÜKSEL- Yooo.. - Bazı kadınlar da, bir erkekle yetinemediklerini soylüvorlar. Böyk yaşay an kadınlar da var. ALİ YÜKSEL- Bunuonlarsnfhani Freud'un tutup Hz.Adem teorisini kanıtlamak için söylüv orlar. - Yok, yok, gereekten böy le y aşayanlar var. Erkekler yaşıyorda kadınlar neden yaşamaşın. ALİ YÜKSEL- Sırf İslamın görüşünü çürütmek içm böyle söylüyorlar. Danvin teorisini kanıtlamak için. - Alakası yok. İslamla da bir ilgisi yok. Burada İslamiy eti tartışmıyoruz, sizin anlayışınızı tartışıyoruz. Sanatçılanmızın. artistkrimİ7İn bir kısmı bo'y le yaşıyor. Bunlar kadın veya erkek fark etmiyor. Olanaklan olduğu için böyle y aşay abiliyorlar. Bir kadının dört beş tane se> «ilisi olabiliyor, sevgililerinideğiştirebiliyor. Erkekler nasıl yapıyorşa öyle yapıyorlar. ALfYt'KSEL-Bizbusınırsızilişkiye karşıyız. Erkek olsun kadın olsun. İslam hakkı da doğuvor. Yani ücrerle kadın alma. ALİ YÜKSEL- O yanlış. Cariye hukuku apayn. O, savaşın olduğu yıllarda ancak kadın esirlerden canye edinebiliniyor. - Dört sınırının aşıldığı çok örnek var. ALİ YÜKSEL- E.. Tabiı şey. savaş olduğu vakit, kadın kölelere cariye ismi verilir. Onlar olduğu zaman dört sının aşılmış oluyor. O bakmdan bugün erkeklerin farklı olan bir taraflan var. Erkeklerin şorumluluğu kadınlardan daha fazladır. İslam inanana göre. Yükün bir tanesi nimet, külfet meselesidir. Yükü fazla olanın hakkı da biraz fazladır. - Bu sizin iddianız, bu iddiamza bağlı olarak çok kadın alabileceğinizi söylüy orsunuz. kadınlar da bizim sorumluluklanmız daha fazladır. Çocuk doğruyoruz, ev hizmerlerini üsrleniyonız, fazJadan bir de para kazanmak için çalçıyoruz divoıiar. ALİ YÜKSEL- îşte hepsi bu yani... Çocuk doğuruyorlar. Bir de onlann asli görevı annelik. Kadınlannendoruklaşmış haz duyduklan şey annelik gibi ulvibirduygu. İkincisiçocuklan hayata hazırlama göre\i. İşte hepsi bu onlann, bu ikisıni yerine getirseîer... parçası olarak kadın yeniden erkeğin hizmetine giriyor. Erkeğin tek başına çalıştığı koşuliarda. belki anlaşılır birdunım. Ama bugünün düny asında bu konu İslamiyet adına. gelenekler adına tstismar ediliyor. ALİ YÜKSEL-Tabii siz bütünbunlan ortaya koyarken İslamın hakim olmadığı bir toplumdan misal veriyorsunuz. - Kadın erkek ortak çalışıy or. Eve geidikleri zaman ikinci birişçıkıyor.e» işi.çocukların bakımı, bulaşıklarıa y ıkanması... ALİ YÜKSEL- Bütiin bunlan niye yapıyorlar. Nıye ikisi çalışıyor? - Geçimlerini sağlamak için, ALİ YÜKSEL-İkıkişı çalışıyor,ikıkat para alıyor, her şeyı yapabiliyor, ama ınsan yine huzursuz.Maksat mutlu olmaksa, ikısininçalışması ve çok para girmesiyle mutlu olunmaz. Ben bunuanlatmak istiyorum. - Ben başka şeye itiraz ediy orum." ALİ YÜKSEL-Anlıyorûm. Yann:AHYikselSıvas'ı değerlendirıyor FATIH4. SULH HUKLTC HÂKİMLİĞİ'NDEN 1993-983 Mahkememizden venlen 16.11.1993 tarih ve 1993/912-946 esas- karar sayılı ilam ile Seyitömer Mah. Ali Şir Nevai Sok. No: 5 l'de ikamet eden 1.10.1976 doğumlu Birgül Yılmaz'a aynı yerde ıkamet eden amcası Turan Ydmaz vasi tayin edilmiştir. » İlan olunur. 24.11 1993 Basın: 12665 KADIKÖY İKtNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞPNDEN 1987,526 vesayet Eğitim Mah. Kuyubaşı Nahitbey Sk. No: 28. D: 3 Kadıkoy adresinde ikamet eden Mehmet Kara'nın rahatsızlığı nedeni ile vesayet aluna alınmasına ve kendisine aynı adreste mukim kardeşi Sadullah Kara'mn vasi tavinıne karar verildi. İlan olunur. 29.9.1992 Basın: 12642 KADIKÖYİKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ 1993/791 vesayet Erenköy, Etem Efendi Cad Fınn Sk. No: 24 Budak Apt.'da ika- met eden Deniz GöTün akıl hastahğı nedeni ile vesayet altına alınma- sına ve kendisine Çobanyıldızı Sk. Tan apt. 22/38'de ikamet eden kardeşi Gediz GöTün vasi tayinıne karar verildi. İlanolunur. 27.10.1993 Basın: 12637 SARIYERSULH HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN Mahkememızın 26.11 1993 tarih 993y 730 esas 993 1065 karar sayı- lı ilamı ile Gıresun Şebinkarahisar. Sultankonağı köyü, 052 01 cılt. 52. sayfa, 15. hanede nüfusa kayıtb Nazim ile Kezban"dan 13 8 1954"- de doğma Zeynep Ceylan'a annesi Kezban Gümüş'ün vasi olarak atanmasına karar verilmiştır İlan olunur. 3 12ı 1993 Basın: 12621 Şeyhülislam Yüksel'in ardındakigüç İslamArşivi "Almanya İslam Arşivi" adı altında faaliyet gösteren dernek. Dünya İslam Kongresi"nindirektifıylekuruldu. 1927"- de Suriyeli Müslüman Muhammed Nafı Çelebi'nin Berlin'de kurmuş olduğu ilk İslam Arşivi'nin devamını oluşturduğu iddiasında. Bugün Salim Abdullah'ınyönettiği Arşiv. 1971'den bu yana çalışmalannı sürdürüyor. Önce Almanya"nın Saarb- riicken kentindeydi. 1982de Soest'a taşındı. Vakfa dö- nüştürülmek istenen dernek, adının çağrtşımının ötesinde yalnız belge arşivi ve kütüphane olarak hizmet vermiyor. Tüzüğüne göre derneğin Almanya'daki bütün Müslümanlann her türlü ihtiyacına ve çıkanna yönelik çalıştığı. bu tüzükteyer almasa bile bir tür "temsil" ışlevi yerine getirmek istediği gö- rülüyor. Soest"ta dernek sicilindc 781 nolu sayfada "kamu yaranna çalışan dernek" olarak tescili yapılmış. Tüzüğunde hedeflerini şöyle sıralıyor: 1) F.Almanya'daki Müslümanlann dinsel yaşamının korun- ması. desteklenmesi. dünyaya yayılmış bir din olarak İslami>e- tin cemaat çıkarlannın gözetilmcsı. 2) Almanya'daki Müslüman azınlık hakkındaki belgelerin toplanıp derîenmesi. Alman Müslümanlann dinsel ve sosyal çı- karlannın gözetilmesi. Arşıvin faaliyet alanı böyle geniş tanımlandıktan sonra şu noktalar dikkat çekiyor: İslam Arşivi. resmi dairelere. belediye- lere. kamu ve özel kuruluşlara ıs- tek üzerine İslam hakkında bilır- kişi raporlan hazırlıyor. Yani tslam'ı yorumlama ve sorulara açıklık getirme .vetkisini temsil ediyor. Bu cerçevede Almanya"dakı en büyük Müslümangrubuoluş- turan Türklerin dini sorunlannı temsil ediyor. En önemli işlevle- rinden biri. Kuzey Ren Vestfalya eyalctindcki bütün okullarda İslami din dersinin nabzını elinde tutması. "Bağımsız" din öğret- menlenni Soest'taki İslam Arşi- vi eğitiyor. okullardaki İslami din dersi müfredatı ve kitaplan İslam Arşivj'nce hazırlanıyor. Kuzey Ren Vestfalya. Almanya'da en çok Türkün yaşadığı eyalet. 500 bini aşkın Türk vatandaşını banndırdığı için İslam Arşivi'nin etkisi büyük. Çocuklar ve gençler kamplarda eğitiliyor. Eğitim çalışmalan özellikle kız çocuklar üzerinde yoğun olarak sürdürülüyor. 24 Eylül 1982"de sicile kavdını yaptıran dernek. tüzüğunde Dünya İslam Kongresi'ne bağlı olarak kurulduğunu açıkça belirtiyor ama Almanya'ya has bir kuruluş olduğundan Kongre'nin tü- züğünden özerk çahştığını söylüyor. islam Arşivi'nı kim finanse ediyor? 1984'e kadar bağışlarla finanse edildiği belirtilen Arşıv. o ta- rihte bir "İslam Arşivini Yaşatma ve Koruma Derneği" ku- rularak fınansmanı bu ikinci derncğe kaydınlmış. 18 yaşından büyük herkesin üye olabildği Arşiv. üyelerinden aidalalmıyor. "Almanya'daki Müslüman cemaatlerin bağışlanyla ayakta kaldğını" söylüyor. Arşiv Almanya'da medj alara gönderilen 3-4 sayfalık bir haf- talık bülten çıkartıyor. "İslam Haberlen" adlı bültenın yıllık aboneücreti240Mark. Bunun yanısıraüçayda bir "Muslimisc- he Revue" dergisi yayımlanıyor. Arşi\ın asıl işlevi. belge top- lamak ve araştırmaalann hizmetine sunmak. Arşiv kul- lanımını kolaylaştırmak üzere bir ad ve konu dızini hazı- rlanmış. YanKİslam Konseyi Başkanı Salim Abdullah şcyhûlisJamı nasd atadıkiapım aalatıyor. İslam Arşivi. resmi dairelere, belediyelere, kamu ve özel kuruluşlara istek üzerine İslam hakkında bilirkişi raporlan hazırlıyor. tLAN T.C. TORUL SULH CEZA MAHKEMESİ EsasNo: 1991,75 Karar No: 1991/134 Mütecaviz sarhoşluk suçundan sanık Garip ve Hava'dan olma 1958 doğumlu, Adana ili, Seyhan ilcesı Mestanzade Mahallesi nüfu- suna kayıtlı Ömer Faruk Yöriik hakkında müsnet suçtan yapılan yargılama sonunda; Sanığın eylemine uyan TCK 572 1. maddesi gereğince 180.000 TL. hafif para cezası ile cezalandınlmasına dair venlen 12.12.1991 tarihli hüküm yapılan tüm aramalara rağmen sanığa tebliğ edilemediğin- den, karann gazete de ilanen tebbğine karar venlmiş olup. 7201 sayılı Tebligat Yasasf nın 29. ve mûteakip maddeleri uyannca gazete de ıla- nına: Karann ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra kesinleşmiş sayılaca- a ve ilan ücretınin kendisinden alınacağı ilan olunur. 12.11.1993 Basın: 49192 POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Antolojkle Şairfer... Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyuboğlu, bir gün Oktay RJfafa, "fiana bir damla kırmızı ver, sana kocaman bir yangın çıkarayım" der. Oktay Rifat kırmızıyı verir mi, vermez mi; Bedri Rahmi yangını çıkarır mı, çıkarmaz mı bilmiyoruz. Bir söylentidir söylenir durur. Bu söylentiye bir yenisini de ben ekleyeyim. Şair Ah- metNecdet, bir gün SeyyitNezir'e, "Bana 10Oşairle500 şiir ver, sana kocaman birantolojiyapayım"öer. Ahmet Necdet alır 100 şairle 500 şiiri, adı "Modern Türk Şiiri" olan bir antoloji yapar. Şairler Ahmet Haşlm'le başlıyor, kûçük İskender'le bitiyor. Tam 100 şair. Antolojileri çok severim. Açtım mı bir sayfayı unuttu- ğum nice şairleri anımsarım, niceleriyle karşılaşırım. Arımet Necdet'in antolojisi Ahmet Haşim'le başlıyor. Bu Yahya Kemal'le de olabilirdi. Yahya Kemal, bu antoloji- yi sağ olsa da görseydi çok kızardı, Haşım den sonraki sırayı aldı diye. Haşimden şöyle geliyor: Mukaddime, Merdiven, Bir Günün Sonunda Arzu, Karanfil, Bülbül: Bir gamlı hazânın seherinde, Israre ne hâcet yine bülbül? Bil kalbimizin bahcelerinde, Cân verdi senin söylediğin gül! Şimdi de Yahya Kemal'den: Açık Deniz Rûhunla karşı karşıya kaldım o medgünü, Şekvânı din.'edim, ezelimuzdarip deniz! Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz. Ardından Itri, Bir Başka Tepeden, Kar Musikileri, Vus- lat... Faruk Nafiz'den sayfalar tutan "Han Duvarları" geli- yordu. Antolojileri severim dedim. Sayfaları çevirdikçe, ne yalan söyleyeyim önce kendimi ararım, var mıyım, yok muyum. Varsam sevinirim, içim gönenir. Yoksa el- bette üzülürüm. Çoktan unutulmuş olan bir antoloji öyküsü vardır. Bundan 50 yıl kadar önce, delikanlı şairlik günlerimizin yoldaşı Nedim Çapman, Ali Tomrukçu takma adıyla "48 Şair" diye bir antoloji yapmıştı. Tek partinin aman ver- mez sıkı günlerinde bunu göze almıştı. Antolojide takma adla Nâzım Hikmetde vardı. Kitap yayımlanır yayımlart- maz ilk ağızda hemen el koydular. foplattlar demiyo- rum, "el koydular." Nedim'in babası elektrik şirketinde memurdu. Dayanamadı, oğlunu Amerika'ya gönderdi. Işittik ki, Amerikan ordusuna yazılıp asker olmuş. Ame- rika savaş içinde, askere ihtiyacı var. Nedim de olmuş bir güzel Amerikan askeri... Ataç, okurları kolaylığa yöneltiyor diye antolojilerden pek hazzetmezdi. Böyle derlemelere antoloji de demez, "gü/deste"derdi. Bu antolojiyi düzenlerken Ahmet Necdet'in de bir yön- temi var "Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi kitaplı- ğıyla, eleştirmen Mehmet H. Dogan'/n zengin şiirkolek- siyonundan yararlandığmı" söylüyor. Değerli edebiyat tarihçisi Rauf Mutluay'ın şu sözlerini de alıyor: "... Kuşkusuz hiçbir şair, bir antolojide yer aldığı için yücelip değerlenmez, gözükmediği zaman küçülüp önemsizleşmeyeceği gibi... Bir antolojinin sayfaları; içindeki sanatçıların değil, hazırlayıcısının beğeni ve bilgice sınava girdiği yerdir." Antolojiler yönünden rahmetli Hhami Soysal'ın dü- zenlediği ve birkaç baskl yapan, "20. Yüzyıf Türk Şiiri" unutulmamalıdır. ilhami Soysal, konuyu antolojinin akı- şına göre sürekli sıcak tutmasını bilmiştir. Şairdeki geli- şim ve ilerleme antolojiye alınan örneklerede yansımış- tr. Şiirdeki akışı, Yahya Kemal'den iki dizelik bir örnek alarak pekiştirebiliriz. Yahya Kemal, Paris'te bir Os- manlı şairi değil, bir Baudelaire-perestşairdir, şöyle: Paris'te genç iken koyu Baudelaire-perest idim Balkonla. yolculukla, güzellikle mest idim Şairler, gençliklerinde, birşaire vurgun olur... Biz bu antoloji ve şiir işleriyle uğraşırken, acı bir ha- ber geldi Paris'ten. Abidin Dino öldü... Acısıyla yanıyc- ruz BULMACA SOLDANSAĞA: JL 2_3. 4 1/ Sevilen müzik yapıtla- nndan seçilmiş bölümle- rin sıralanmasıyla oluşan müzik parçası. 2/ Bır gıda maddesi... İki yer arasın- daki gidiş geüş. 3/ Bir sanayi ya da ticaret işlet- mesinde aynı süre içinde çalışanlann tümü... Oy- lumlu. 4/ Bilgisiz, kültûr- süz kimse... Satrancta bir taş. 5/ Akdeniz Bölgesi'- 8 ! nde çok yetişen ve lezzetli kökleri sebze olarak kuJ- lanılan bir bitki. 6/ Havadaki su buhan... Ürdün'ün başkenti. 7/ Kapı, pencere ya da kapak kenar- lanna açılan dik açılı girinti... Ku- zu sesi. 8/ Kapı ya da dolap kanat- lannın kenanna çakılan çıta... Argoda karnı aç ya da parasız kimse. 9/ Akıl... Uzakhk anlat- makta kullanılan söz... Aynntıya inmeyen. yüzeyde kalan. YUKARIDAN AŞAĞrYA: 1/ Mi- de özsuyıında bulunan ve protein- lerin sindirimine yardıma olan enzim... Bir gösterme afatı. 2/ Yapısına girdiği sözcüğe "kendi kendine" anlamı katan yaban- a önek... Halk edebiyatında aruzölçüsüyleyazılan şiir tûrlerin- den biri. 3/ Bir çeşit uzun konçlu çizme. 4/Resim ya da heykelde çıplak çocuk biçiminde temsil edilen aşk meJeklenne venlen ad... Tarih öncesine dayanan efsane. 5/ Muğla'nın bir üçesi... Tann. 6/ Eski Mısır'da güneş tannsı... İçınden zor çüüür du- rum. 7/ Işitme duyusu... Duman lekesi. 8/ Şarkı, türkü... Sama- nından aynlmamış arpa, buğday yığınlan.9/ Kibarca olmayan, bayağı. İLAN T.C. BAKIRKÖY5. SULHHUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1993/669 KararNo: 1993*945 Davacı Doğan Demirezen tarafından mahçur, Yurdagül Demire- zen'e vasi tayini için açılan davarun mahkememizde yapüan açık yar- gılaması sonunda: Davanın kabulü ile. Kastamonu ili Taşköprö ilçesi, Pirahmetli Köyü cilt 13001. sayfa 2 ve kütük sıra no 1'de nüfusa kayıtb ve halen İstanbul Göngören Tozkoparan Mah. 800 Konutlar. A-41 Blok, Daire 2'de ikamet eden Tayfur ve Aliye Fatma kızı 11.3.1950 doğum- lu Yurdagül Demirezen (Bülbül)'in hacir aJtına alınmasına ve kendi- sine aynı yer ve hanede nüfusa kayıtlı ve aynı yerdç mukim Engin ve Yurdagül oğlu 18.1.1968 doğumlu Doğan Demirezen'in TMK'nun 355. maddesi gereğince vasi olarak nasb ve tayinine 19.11.1993 tarihli celsede karar \erilmiştir. İlanolunur. 30.11.1993 Basın: 12618
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle