Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 ARAUK1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
GENÇLIK - EGITIM
Buokulda 'engeller' aşılıyor
Anadolu Üniversitesibünyesinde kurulan Engelliler Yüksek Okulunda şimdilik sekiz işitme
engelliyüksekokul öğrencisi ve3-ll yaşları arasında 30 zihinselengelliçocuk öğrenimgörüyor
FİGENATALAY
Binalar, sokaklar, kaldınm-
lar, otobüsler. vapurlar, tuva-
letler, hatta insanlar... hepsi
onlara karşı. Onlar için açılmış
okul sayısı çok az. "NormsJ"
okullar ise onlan kabul etmede
çok isteksiz. Ama bazen tüm
"engeTler aşılabiliyor. Ağır
işitme kaybına karşın ilkokul,
ortaokul. lise bitiriliyor. ÖSS
kazanılıyor, yetenek sınavı da
başanyla geçilerek. üniversite
öğrencisi olunuyor.
Anadolu Cniversitesi bün-
yesinde kurulan Engelliler
Yüksek Okulu, bu öğretim yı-
iında açıldı. Okulda şimdilik
sekiz işitme engelli yüksekokul
öğrencisi ve 3-11 yaşlan ara-
sında 30 zihinsel engelli çocuk
eğitim ve öğrenim görüyor.
Engelliler Yüksek Okulu
Müdürü Ümran Tüfekçioğlu -
nun verdiği bilgiye göre, okul
1992'de çıkan bir yasaya göre
kuruldu ve iki ana bölümü var.
Bunlardan biri, Uygulamab
Güzel Sanatlar Bölümü. Bu
bölümün içinde dört yılbk li-
sans programları olan Sera-
mik. Grafik ve İç Mımarlık ana
sanat dallan bulunuyor. Bu
bölümün içinde aynça iki yılbk
Yapı Ressamhğj Ön Lisans
Programı da var.
Engelliler Yüksek Okulu'nda, zihinsel engelli çocuklara ycmek yeme, tuvalet eğitimi, el yıkama gibi beceriler kazandırılıvor.
İkıncisi, İdari Meslekler Bö-
lümü. Bu bölümde de Bilgısa-
yar Operatörlüğü Ön Lisans
Programı bulunuyor.
Okul açdmadan önce Türki-
ye çapında gazetelere ilan ve-
rilmiş. başvuru koşullan duyu-
rulmuş. Okııla, engelli çocuk-
lann ilk ve ortaöğrenim görme
fırsatlannın çok az olması ne-
deniyle Öğrenci Secme ve Yer-
leştirme Sınavı'nın birinci ba-
samağında başanlı olmuş
yalnızca sekiz işitme engelli ki-
şi başvurmuş. Ümran Tüfekçi-
oğlu. "Milli Eğitim Bakanltğı'-
nın engelli çocuklara yönelik
eğitim »eren ortaokulu yok de-
necek kadar az, lise ise hîç yok.
Ancak gelecek için ümitlerimiz
var. Kaynaştırnıa olgusu yeni.
Şimdi lise mezunu olabilmek
için kaynaştırmanın 11 yıl önce
başlaması gerekirdi" diyor.
Sekiz öğrenci. Seramik, Ya-
pı Ressamhğı ve Bilgisayar
Operatörlüğü bölümlerinde
öğrenim görüyor. Sözel ve ya-
zılı anlatım. dinleme ve anlama
yeteneklerini geliştirebilmelen
için bir yıl hazırlık sınıfında
okuyacak olan öğrencilere, ay-
nca haftada altı saat meslek,
iki saat de mesleki dil eğitimi
veriliyor.
Meral Yorbuk. İzmir Eşref
Paşa Lisesi mezunu. 25 yaşın-
da geçirdiği bir rahatsızlık so-
nucu işitme duyusunuyitirmiş.
Dudak hareketlerini okuyor
ve çok düzgün konuşuyor. On-
ce Açıkögretim Fakültesfne
kaydolmuş. ancak dersleri te-
levizyondan izleyemeyince
vazgeçmış. Diyarbakır Ilahi-
yat Fakültesi'ni kazanmış, te-
TÖT nedeniyle gitmemiş. Yor-
buk. Engelliler Yüksek Oku-
lu'ndan Bilgisayar Operatörü
olarak mezun olmayı amaçh-
yor.
Yapı Ressamlığı bölümün-
de iki öğrenci var.. Murat ve
Engin. Anadolu Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi İç
Mimarlık Bölümü öğretim gö-
revlisi Mehmet Aksöz. öğrenri-
lerinden çok hoşnut. *^Qrgün
öğretimden daha hızlı gidiyo-
nız. İki öğrencim de çok başan-
irdnor.
Engelliler Yüksek Okulu
bünyesinde zihinsel engelli ço-
cuklara da eğitim veriliyor.
3-11 yaşlan arasındaki 30 co-
cuğa yemek yeme, tuvalet eği-
timi. el yıkama. diş fırçalama,
giyinme gibi beceriler kazandı-
nlmasına calışılıyor.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Terzioğlu, Türkiye'de teknolojinin taklit edildiğini söyledi:
ınanmıyoruzfZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Tosun
Terzioğlu. Türkıye'nin bılimselliğe "fazla
inanan bir ülke olmadığını" belirterek
ünıversıtelerin bilimsel araştırma altyapılanru
yeterince oluşturmadıklannı söyledi. Prof.
Dr Terzioğlu. "Teknoloji ithal edebiliriz,
ancak bilim ithal edemeyiz" dıyerek bılımde
geri kaldığı sürece Türkiye'nin iddialı bir ülke
olamayacağını savundu.
TÜBİTAK Başkanı Prof.Dr. Terzioğlu, bu
yıl. 33 üniversiteden gelen 710 projeye destek
verdiklerini belirtip bir ile üçyıl süreleri
kapsayan bu araştırmalariçin verilmesi
öngörülen toplam parasal desteğin 300 milyar
lirarun üzerinde olduğunu bildirdi. Bu parasal
desteğin yeterli olmadığını vurgulayarak
"Üniverşitelere yeterincedestek veremiyoruz"
dedi. TÜBİTAJCın bir süredir, ya> ın vapan
bilim adamlannı özendirme çabasına
başladjğını vurgulayan Prof.Dr. Terzioğlu.
belli dergilerdearaştırmalan yayımlanan
araştırmacılan parasal olarak
ödüllendırdiklerini söyledi. En üst düzey
bilimsel nitelikli makale başına 10 milyon lira
ödül koyduklannı anımsatan Prof.Dr.
Terzioğlu. 6 arahk tarihine kadar 566 öğretim
elemanına bu yıl yayımlanan makaleleri için
toplam iki milyar lira odendiğini, bu
rakamlann yıl sonuna kadar 1500 öğretim
elemanına ve yedi milyar liraya ulaşacağını
vurguladı.
NATO Bilim Komitesi'nin, Sovyetler
Birliği'nin dağılmasından sonra stratejisini
tümüyle değiştirerek ehndeki kaynaklan eski
Sovyetler Birliğini oluşturan cumhuriyetlere
yardım olarak harcamaya başladığını
kaydeden Prof.Dr. Terzioğlu, bunun.
doktora burslannın düşmesineyol açtığını ve
Türkive'vi büvük ölçüdeetkilediğini söyledi.
Prof. Dr. Terzioğlu, şu bilgileri verdi:
"DİE *e TÜBİTAK'ın yaptığı ortak çalısmay a
göre 1991 y ılında Türkiye'de araştırma
geliştirmeye harcanan paranın, CSMH (Gayri
Safi Milli Hasıla) içindeki payı, binde 33.
Çalışan 10 bin nüfus başına düşen araştıncı
sayısı ise 7. Uluslararası bilime katkı
bakımından Türkiye 40. sırada y er alıyor.
Araştırma-geliştirme harcamalarında ö/el
sektör payı ise yüzde 18. Gelişmiş ülkelere
baktığonızda araştırmay a harcanan paranın,
GSMH içindeki payı yüzde 3 dolay ında. 10 biri
çalışan nüfus başına düşen araştıncı sayısı
50'den az değil. Bu, Japony a'da 85.
Araştırma-geliştirme harcamaiarına özel
sektöriin katkısı yüzde 80'in altında değil."
2000"lı>ıllardadün>adarekabctgücününe
emeğin. ne hammaddenin ne de enerjının
ucuzluğunun belirleyeceğini vurgulayan Prof.
Dr. Terzioğlu. "Esasrekabetgücünü.
kullanılan teknolojiyi hangi ülkenin ürettiği ve
nasıl sahip olduğu etkileyecek" dedi.
Türkiye'deçok üst düzeyde araştırma y apah
sanayi kuruluşlannında bulunduğunu,
araştırmayı lüks sayan. ama çok ileri teknoloji
kullanan sanayi kuruluşlannın da
bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr.
Terzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk sanayii. teknoloji satın alarak, taklit
ederek, çalarak çırparak belli bir yere geldi.
Ancak gümrük duvarları kalktığında, şu anda
düny ada ikinci lig taktmları düzeyinde olan
Türk sanay icileri. mahalli lige düşer. Eğer
birinci lig takımı olmak isteniyorsa da
araştırma yapmak gerekir. Teknoloji ithal
edebiliriz, ama bilimi ithal edemeyiz.
Bilimselliğe fazla inanan bir ülke değiliz.
Araştırma ve geliştirmeye sabrı olan insanlar
değiliz. Somut, elle tutuİur sonuçlar istiy oruz.
Ancak üniversite çalışanları olarak önce bizim,
bilime. araştırma ve geliştirmenin önemine
inannıamı/ gerekir. Bilimde kötii olup da
falanca diğer üç alanda iyi oJunabiieceğini
sanmıvonun."
Psikolog Suna Tanaltay, Dr. Erdal Atabek, gençler ve aileler 'genç-aile iletişimini' tartıştı
Gençler, hatayapmakvehatasınıgörmekistiyor
fstanbul Haber Servisi - Bir
grup genç ve aılesi. "Genç-Aile
Uetişüni " konulu panelde bi-
raraya gelerek sorunlannı tar-
üştı.
Modern Eğitim Fen Dersa-
nesi'nce. Dedeman Oteli"nde
gerçekleşen panelde konuşan
gazetemiz yazan Dr. Erdal
Atabek. ailelere seslenerek,
"Çocuklannızın meslek seçİ-
minde zaman içinde değişen
beklenti profilini gözönüne alın.
Eğer bu değişikliği göremezse-
niz karşılıklı istekkrinize cevap
buiamamazsınız" dedi. Aile ıçi
iletişımi. "Hiyerarşik bir Ueti"
olarak nıteleyen Dr. Atabek,
"Gençfer aşın yükümlü kılın-
mamalı. aile içinde, karşılıklı
görev ve anlayış sorumluluğuna
ulaşılmalı. anne ve çocuklaruıa
gösterdikleri fedakaruğı taah-
büt altma aJmamalıIar" dıye
konuştu.
Gençlerdeki özgüven ve oto-
kontrol eksikliğine de değinen
Dr. Atabek, gencin "yasak,
günah, suç" üçgeni içinde sıkı-
şıp kalmaktan kurtanlması ge-
rektiğinı vurguladı.
MODERN EĞİTİM FEN DERSHANESlyfffif
Lise öğrencisi Demet Tuncer, baskıcı olunmamasını isterken, Dr. Erdal Atabek, özgüven eksikliğine dikkat çekti. Paneli,
MEF Genel Mudür \ ardımcısı NazmiArıkan y önetti. Psikolog Suna Tanaltay, se\ginin önemine değindi. Anne-babalar adı-
na konuşan Natık Ergün de, çocuklarıvla ilişkii kurabilmek için onların yaşında neler yaptığını düşündüğünü söyledi.
Psikolog Suna Tanaltay ise
anne-baba ve gençlere, sürekli
kendi rollerini oynamaktan
vazgeçip. karşılanndakilerin
rollerini de yaşamaya çalışma-
lannı öğütledi. Genç-aile ileti-
şiminde sevginin önemini vur-
gulayan Tanaltay,"Keşke ço-
cuklarmıız karşılıklı diyalog >e
fikir açLSindan büyüseler, sevgi
yönünden büyümeseler" dedi.
Lise öğrencisi Demet Tun-
cer. gençlerin anne-babalanyla
tartışarak, ortak noktada bu-
luşmalan gerektığini belirte-
rek, şöyle konuştu:
"Ama baskıcı, kırıcı ve aşağn
layıcı olmamalıyız. Herşeyden
önce birbirimki sevdiğimizi,
saydığımızı hatırlamalıvız. Bı-
rakın hata yapalım. Ama hata-
mızı kendimiz anlayaJım. Yetiş-
kin bir birey olarak fikirlerimizi
savunmak istiyoruz. Ailelerimiz
düşünce ve duygu paylaşımına
bizier gibi hazır değil. Önyargı
ve inattan uzak. demokratik or-
tamlar yaratılmalı. İki kuşağın
arasmda çattşma değil dayantş-
ma olmalı. Anne ve babalarunız
kendi hayallerini bizde yaş»
mak Lstemesinler. Bizim kendi
hayaflerimiz var."
Panele katılan diğer lise öğ-
rencisi Bülcnt Özel ise gencı.
"potansiy eli olan, ancak yeterli
derecede deneyimi bulunmayan
aktif varlık" olarak tanımladı.
Özel. anne-babalara hitaben.
•'Kendiraiz için doğru karar
vermek yarine sizin sözünü/den
çıkmamamızı bekliyorsunu/.
Bize, sizin sözünü/den çıkmadı-
ğunız sürece gmeniyorsunuz.
Bize rehberlik edin. ama gütme-
yin. Boynuz kuiağı geçmelidir,
geçecektir de" diye konuştu.
Anne-babalar adına konu-
şan Naök Ergün. çocuklanyla
ilişki kurabilmek için daha
hoşgöriilü olmaya çalıştığını,
kendisinin onlann yaşında ne-
ler yaptığını gözönünde bulun-
durduğunu söyledi.
Daha sonra izleyiciler, pane-
listlere çeşitli sorular yöneltti-
ler. 17 yaşındaki Peün Kıvanç.
gençlerin her zaman sorumsuz
olarak nitelcndirildiğini belir-
terek. "Bu imajı gençler mi
oluşturuyor? Gerçekten suçlu
olan gençler mi?" dıye sordu.
Psikolog Suna Tanaltay. bu
soruya "Genç insan sonimlu-
luktan değil, zorunluluktan
kaçryor" karşılığını verdi.
Orhan Gencebay ve Prof. Meriç Yazan arabeski tartıştı
Arabesk, yalnızcamüziktedeğil
İstanbul Haber Servisi - Sosyo-kültürel bir olgu
olarak son 40 yıldır ülke gündemindekı yerini koru-
>an "arabesk", İstanbul Üniversitesi Öğrenci Kül-
tür MerkezTnde düzenlenen. Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cnüd Meriç
Yazan ile sanatcı Ornan Gencebay ın katıldığı bir
toplantıda ele alındı. Tiyatro Salonu"nda çok sayıda
öğrencinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Prof.
Dr Ümid Meriç Yazan. arabesk nitelemesinin mü-
zik dışında da kullanılmaya başlandığını söyledi.
"Arabesk roman", "Arabesk deniokrasi" gibi tanı-
mlann da artık sıkça duyoılduğuna değinen Prof.
Dr. Yazan, bu konuyu sadece müzik sosyolojisı
açısmdan değil, artık siyaset ve hatta değişim sosyo-
lojisi açısından irdelemek gerektiğini söyledi.
Sanat yaşamına nasıl başladığını anlatarak söze
giren Orhan Gencebay ise, yaptığı müzik türünün
"arabesk" diye nitelendirilmesine karşı çıktığını yi-
neledı. Müziğe, altı yaşında aldığı klasik batı müzıği
eğitimiyle başladığını söyleyen Gencebay, daha son-
ra da Türk Sanat Müziği ve Halk Müziği ile de ilgi-
lendiğinı. değişen kültür içinde bunlan geliştirmenin
yollannı aradığını söyledi. Gencebay, "Ben böyle bir
başlangıç yaptım. Yanuş divebilirler. Bu onların gö-
rüşü. Ama yaptığım müziğin adına arabesk denemez.
Arabesk, Arap etkinliği demektir. Halbuki benim
müziğim, Avnsturya'dan Çin'e kullanılan oryantal
değerlerin, ortak kültürün serbestliği içinde oluştu"
diye konuştu.
Öğrencilerin sorulannı da yanıtlayan Gencebay,
bir soru üzerine. kaderci olmadığını ancak astroloji
ve astrofizik ile ilgilendiğini belirterek, "Bana göre
herşey programlı ve o programa göre yüriiyor. Bunu
düzenleyene ister bilgisayar deyin ister Aliah. Benim
için bu böyle" yanıtını verdi. Yaptığı müziğin sözle-
rindeki yoğun hüzün temasının nedeni sorulduğun-
da da, Çaykovski, Bach gibi batılı bestecilerin mü-
ziklerinin de hüzün yüklü olduğunu, ancak belki de
sözsüz olduğu için algılanamadığını söyledi. Gence-
bay. arabesk diye nitelcnen olgunun tabulan kabul
etmediğini. bu yüzden de kcndini ycnilcdiği sürece
varlığını sürdürebileceğini sözlerinc ckledi.
Gençliğin Demokratik Üniversite
Kurultayı'na poüs eriRel olmuştu
Oğrencîlerîn bir
günlük açlıkgrevî
Prof. Ümid Meriç Yazan ve Orhan Gencebay, arabeski tartıştı. (AHMET ŞIK)
İstanbul Haber Servisi -
Ümraniye Düğün Salonu'-
nda yapılması planlanan De-
mokratik Üniversite Kurul-
tayı'na izin verilmemesi üze-
rine. DEP ilçe binasında top-
lanan öğrenciler, gözaltına
alınan arkadaşlannın serbest
bırakılması için açbk grevini
başladı. Ancak akşam saatle-
rinde gözaltına alınanlann
serbest bırakılması üzenne
açlık grevine son veren öğ-
renciler binayı boşalttı.
Öğrenciler daha önce gö-
zaltına alınan arkadaşlan
serbest bırakıhncaya ve DEP
binası çe\ resindeki "polis ku-
şatması" kaldınlıncaya ka-
dar açlık grevini sürdürecek-
lerini açıklamışlardı.
Basm açıklaması
Üniversitelerinin demok-
ratikleştirilmesi için yaklaşık
üç aydır kurultay toplama
calışmalan sürdüren üniver-
site öğrencilerinin, Ümraniye
Belediyesi Düğün Salonu'-
nda önceki gün yapacaklan
toplantıya izin verilmemişti.
Kurultay için değişik kentler-
den gelen bırçok öğrenci po-
lisler tarafından geri gönderi-
lirken, kimliksiz olduğu ileri
sürülen yaklaşık 20 öğrenci-
nin de gözaltına alındığj açık-
lanmıştı. Polis denetimini
aşan bir grup öğrenci, düğün
salonunda toplantıya izin ve-
rilmemesi üzerine, Ümraniye
DEP İlçe binasında toplan-
mıştı. Geceyi DEP binasında
geçıren öğrenciler, dün bir
basın açıklaması yaptı.
DEP bınasına gelebılen öğ-
renalerle kurultay cabşması-
nın, polis kuşatması altında
devam ettiği belirtilen açıkla-
mada, çeşitli üniversitelerden
gelen 157 öğrencinin dövüle-
rek gözaltına alındığı ileri sü-
rüldü. Gözaltına alınanlar-
dan bir kısmının daha sonra
serbest bırakıldığını, ancak
sekiz arkadaşlanndan haber
alamadıklannı belirten öğ-
renciler. Demokratik Üni-
versite Kurultayı (DÜK) ça-
lışmalannı yürüten 80 kadar
öğrencinin açlık grevine baş-
ladığını söyledi. Sekiz arka-
daşlanndan haber alıncaya
ve polis kuşatması kaldınlın-
caya kadar açbk grevini sür-
düreceklerini belirten öğren-
ciler. "Bugüne kadar işçinûı,
memunın sendikal hak arama
eyiemierine jopla karşdık ve-
ren devletin bugûn de öğrenci-
lerin özerk-demokratik üni-
versite istemine aynı mantıkla
karşdık verdiğini görüyomz"
dedi.
"Bilimin Bilkent'lere hap-
sedildiği, üniversiteierin
MGK karaıiarıy la yönetildiği
ve bir paralı kışla dunımuna
getirikiiği günümü/de, öğren-
ci gençlik kendi kurultayını
örgütlüyor" denilen açıkla-
mada şu görüşlere yer verildi:
"Her seçinı öncesinde mey-
danlarda 'Konuşan Türkiye
istıyoruz". "Örgütlü toplum
demokrasinin temelıdir" slo-
ganı atanlar, konuşan öğren-
ciyi, polis jopu ve disiplin ko-
vuşturmaları ile karşılıyorlar.
Ancak bizier şunn çok ivi bil-
mekteyiz ki. haklar mücade-
leyle kazanılır."
Akşam saatlerinde gözaltı-
na alınanlann serbest bırakıl-
ması üzerine. DEP'te açlık
grevine başlayan öğrencilerin
de eyiemierine son vererek bi-
nayı boşalttıklan bildirildi.
YÖK Bbskanı Mehmet Sağlam
Gençleri meslek sahibi
yapacak proje gelecek yıl
ANKARA (AA) - YÖK
Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Sağlam, üniversite önündeki
yığılmayı sona erdirecek.
aynı zamanda da gençleri
meslek sahibi yapacak bir
projeyi önümüzdeki yıl uygu-
İamaya sokacaklannı söyle-
di. Prof. Dr. Sağlam. önü-
müzdeki yıl üniversite sınav
lannda açıkta kalan lise me-
zunlannın tamamının meslek
yüksekokullanna yerleştırile-
ceğinı belirterek. "Geçmiş yı-
1lardan birikmiş ve herhaıigi
bir yüksek öğretim programı-
na yerleşememiş 150 bin gen-
cin bu okullara yerieştirilme-
siyle, üniversiteler önündeki
y ığılma sona erecek" dedi.
Üniversiteierin 5"er bin ka-
pasiteli meslek yüksekokulu
açmak ıçın çalışmalara baş-
ladığını bıldiren Prof. Dr.
Sağlam. bu okullann uygula-
maya dayalı eğitim yaparak
gençleri meslek sahibi yapa-
cağjnı kaydetti. Bu okullara,
öncelikle bulunduklan böl-
genın öğrencilerinın yerleştı-
rileceğini anlatan Prof. Dr.
Sağlam. böylelikle yöre
halkının meslek yüksekokul-
lanna destek olmasını plan-
ladıklannı söyledi.
Yeni açılacak meslek yük-
sekokullannda öncelikle böl-
genin ihtiyacına dayalı eğitim
yapılacağını belirten Prof.
Dr. Sağlam, özel idarelerden
de destek göreceklerini kay-
detti.
YÖK Başkanı Prof. Dr.
Mehmet SağJam, üniversiıe
sınavlannın iki aşamalı ola-
rak devam edeceğini belirte-
rek, yeni uygulamayı şöyle
anlatu:
"ÖSS ve ÖYS sonunda
herhaıigi programa gireme-
miş, bir yükseköğretim prog-
ramında kayıtlı olmayan öğ-
rencilere başvuru kılavuzları
gönderilecek. Öğrenciler, ön-
ceu'kle kendi bölgelerindeki
meslek yüksekokullarını ter-
cih ederek istedikleri progra-
ma yerleştirilecekler."
Açıkta kalmaya''Açıkta
açıkiık
YÖK Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Sağlam, üniversite
sınavlan sonunda, 'açıkta
kalan öğrencilerin' sayılannın
kamuoyu tarafından yanlış
algılandığını belirterek şunla-
n söyledi:
"Sına\lar sonucunda açıkta
kalanlarm yarından fazlasuıı,
halen bir üniversitede kayıtlı
olanlar ile üniversiteyi bitir-
dikten sonra tekrar sınava gi-
renler oluşturuyor. Geçmiş y>
llardan birikenlerle birlikte
herhangi bir yükseköğretim
programına yerleştirileme-
yenlerin sayısı 150 bin cb arın-
da. Bunlar yerleştirildikten
sonra yığdma kalmaz."
Prof. Dr. Sağlam, üniversi-
te kontenjanlannın şu anda
bile liseden yeni mezun olan-
lann tamamını alabilecek du-
rumda olduğunu hatırla-
tarak. açıköğretım uygula-
masının bundan sonraki yıl-
larda da devam edeceğini
sözlcrine ckledi.
Birioıı, diğeride on beşyaşında 2 kızım var. Sokakray ü-
rürken veyaarahaylagiderken•. trafık kurallarma u\ nun an
veyasokağa çöp atan birilerinigörseler, hemenyapılan hare-
ketinyanlışlığmı dilegetirirler ve bunun nedeniniararlar.
Diğer taraftan, sonyıtlardagerekbeledıvelerce.gereksede
çevre örgütlennce, üzerinde yaşadığımız dün ı anm bizlere,ge-
lecek kuşaklara bırakacağıtnız bireınanet olduğu temasıslo-
ganlar halinde vurgulanmakta.
Ancak bugidişle, acımasızca kirlettiğımiz İstanbul dan, gele-
ceğin kuşaklarına hiçirşey kalmayacak.
İşte bütün bu veriler bana, eğeryılda 2kez, İsıanbıd Beledive
Bûskanlığı nın vegazetenizin önderliğinde ilk ve orta dereceli
okullarda okuyan öğrencilerin. aynıgün okullaruun
bulunduklan semtsokaklarmıpaylaşarak temizlemelerini,
dahasonradakendi temizledikleribu verlerikirlelen
büyüklerine uyarıdabulunarak, hem dahagençyaşta
sorumluluk duygusuyla tanışacaklarım hem de kendilerine de
daha ilerkikusaklar için enıanet edilen dünyanın temiz
kalmasına katkıları olacağı düşüncesindevim.
Saygılanmla, Murat Yasa
Moda Ferit Tck Sok. No: 20/2 81300 Kadıköy-İstanbul