19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK1993 PAZARTESİ 12 DUNYADAN Moskova sğınmaa istemiyor• İçsavaşınvetutuklamalannülkelerinden kopardığı binlerce insan, vizeleri ve yolculuk biletleri olmaksızın geldikleri Moskova'da yeni bir yaşam kurmayı düşlüyordu. • Cenneti bulmak umuduyla Kafkasya, Afganistan, hatta Somali'den akın eden sığınmacılar, rahata ermek şöyle dursun, 'Sibirya'ya sürülmek7 korkusu yaşıyor. 1 989'da Azerbaycan'dan gelen Ermeni asıllı Vadim Haçaturyan, "Getebüeeeği- mizi düşündüğümüz tek yer Moskova'ydı. Sovyetler Birliği'- nin başkenti, yasamanın merke- ziydi ve burada korunacağımızı ummuştuk" dıyor. Rusya'nın Bırleşmiş Mılletler Sığınmaalar Konvansiyonu ve Protokolünü resmen kabul et- mesinden 10 ay sonra, Mosko- va bugün bile Rus olmayanlara karşı kapılannı kapatmaya çahşıyor. Moskova'ya ayağında, Ba- kü'den kaçarken giydiği terlik- lerle gelen Haçaturyan gibi sığmmacılar, pıllannı pırtılanm toplayıp geriye dönmeleri yö- nünde baskı görüyorlar. Hükûmelin, sığmmacılann otel ve yurtları boşaltıp askeri barakalara yerleştinlmelenne ilışkin büdinsı de bu baskının bir parçası. Sığınmacı haklanmn savu- nuculanndan Svetlana Garmu- şinkina, "Eğer yasa da işin içine girerse, panik çıkar.. Suhumi, Tacikistan ve diğer sıcak savaş noktalarından insanlar geliyor ve geçiei oturma izni bik alarnı- yorlar. Kesinlikle yasadtşj bırakılmış durumdalar" "dıyor. Moskova yetkılilen "propis- kas" olarak adlandınlan otur- ma izninin verilmesinı iyıce zor- laştırdılar. Bu belge ınsanlara kentte yaşama izni veriyor. Kent sakinleri yasal bir işe gire- bilmek. ev tutabilmek, sağlık ve diğer sosyal yardım olanaklan- ndan yararlanmak için propis- kasa sahip olmak zorundalar. Moskova yönetimi, propiska sistemirun kentin büyüyüşünü önlemenin en iyi yolu olduğunu ileri sürûyor. Yaklaşık 10 mil- yonluk nüfusuyla Moskova, Rusya"nın olağanüstü hareket- li. genç ve başka yerlerdeki deh- şetten kaçtıklan için korku dolu insanlan için en büyük çe- kim merkezı olmayı sürdürü- yor. Yetkililer, Moskova'nın çek- Avustun alı bir yardım kunıluşunun inşa ettiği bir bina. Rooianya'daki sokak çocuklaraun bannağı hatine gelmiş. Romanya 'dayeniyıl yeni sorunlar demek Yaşam standartlannın giderek düştüğü ülke, çocuk ölümlerinde birindliğe oynuyor E nflasyon, değerini giderek yiti- ren para, sağlık sorunlan, Çavu- şesku diktatörlüğünü yıkan dev- rhnin dördüncü yıh kfntlamal&nnjfi rrü j • zün katryor. Romanya ile bâşta Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya olmak üzere eski komünist ülkeler arasındaki uçurum giderek genişlıyor. İktıdardaki Romanya Sosyal De- mokrat Partisi'nden Adrian Nasta.se. geçen hafta Transilvanya'nın Roman- ya'ya katılışıran 75. yıldönümü nede- niyle yaptığı konuşmada, "Müyodar- ca Romanm yaşadiğı maddi ve ahlaki çöküntiT'den söz edıyordu. Eski bir kültür bakaru Andrei Plesu da, Devlet Başkanı Ion tliescu'ya yazdığı açık mektupta şunlan söyledi: "Neredeyse herkes, 1989 aralık devri- minden ne etde ettik diye soruyor. Bun- dân kim karançh çıktı? Y anıt hiç de iç açıcı değii. Politik sahnenin tepesinde gördüğümüz manzara diiş kırıklığına neden olabilecek kadar kötü. hatta on- dan da öte." Romanya parası da (üzerinde aslan resmi var), krizin bir göstergesi. Bu yıl değeri 450 dolardan 1.100 dolara düş- tü. Karaborsada ise 1.800 dolardan iş- lem görüyor. Parayla ilgili son şakalardan binnde şöyle deniyor: "Aslaıun yelesi döküiü- yor." Başbakan Nkolae Vacaroiu'nun sol yönelımlı hükümeti, geçen cuma günü. parlamentoda 223'e karşı 236'yla gü- vensizlik oyu sınavını verdı Ancak yeni yıl. rahat bif soluk ahnmasımsağ-- layamayacak. Onbinlerce sendikalı ışçı ve öğrenci. bu ay, yıllık yuzde 250'ye varan enflas- yon oranını ve yüzde 10'a dayanan iş- sızlik oranını protesto için sokaklara döküldü. 1992 eylülünde düzenlenen seçimler- le göreve gelen Vacaoıu. 1990 ekıminde yaşam standartlannın yüzde 60-65'ini karşılamakla övünüyor. Ancak 1990 yıhnda Doğu Avrupa standartlanna göre bıle Romanya'nın yaşam stan- dartlan korkunçtu. Sefalet, dcngesizlik diz boyu. Ro- manya, tüberküloza en çok rastlanan Avrupa ülkesi: 1993'ün ilk üç ayında KK) bin kişinın yüzde 92.7"si lübcrkü- loz tanısıyla hastaneye yattı. 1992'de yeni doğan bebeklerde ölüm oranıyla, Avrupa'da Arnavutluk'un hemen ar- dında yer alıyor. 22.8 müyonluk Romanya nüfusun- da her 12 kışıden birinin hepatit B virü- sü taşıdığj sanılıyor. Batılı hükümetler. Romanya'ya 400 bin adet hepatit B aşı- sı verdi. Ancak. tıp uzmanlan progra- mın tamamlanabilmesi için daha 750 bin aşıya gereksınım duyulduğunu söy- lüyor. The Independent Şeriatıngölgesindeikiülke: CezayirveMısır Kuzey Afrika'nın bu iki ülkesinde şeriat yanlılannın yol açtığı şiddet giderek tırmanıyor. Hükümetler, artık kamu düzenini tehdit eden olaylara dur diyecek farklı çözüm arayışlan içerisinde. K uzey Afrika ülkelerin- den Mısır ve Cezayir'de, şeriatçılann yol açtığı şiddet olaylan giderek ivme ka- zanıyor. iki ülkenin hükümet- leri var güçleriyle şeriatçılara karşı savaş açrruş durumda. Ancak, içinde bulunduklan ko- şullann farklı olması nedeniyle hükümetlerin soruna yaklaşımı farklıhk gösteriyor. Mısır, merkezi bir hükümet geleneğine sahip görece liberal bir ülke. Clkede şeriat yanlıla- nyla hükümet arasındaki çatış- malann boyutlan gün geçtikçe büyüyor. Geçtiğimiz günlerde üç polisin ölümüne yol açan şe- natçılann idam edilmesi duru- mun vehametini ortaya koyu- yor. IŞiddet 228 kişinin ölümüne neden oldu Mısır'da şiddet olaylan son yinnibır ayda 228 kişinin ölümü, 630 kişinin yaralan- masıyla sonuçlandı. Ne var ki, şeriatçılann çoğunlukla güney- de mevzilenmeleri. hükümeti devirme çabalannın başansızlı- kla sonuçlanmasına yol açıyor. Cezayir'de. Mısır'ın tersıne, Fransa'ya karşı verdikleri uzun soluklu bağımsızlık savaşı so- nunda daha şert ve acımasız bir yapı oluştu. Ülke son zamanla- ra kadar da sert bir sosyalist hü- kümet tarafından yönetildi. Şe- riatçılann yol açtığı kargasa, ilk kez ocak 1992'de askeri fslami Selamet Cephesi'nin (FIS) şe- çimlere katılmasını engelle- mesiylebaşladı. Bu tarihten sonra güvenlik güçierinın. şeriatçılann. fslami bir hükümetin kurulmasına karşı çıkan sivillerin de aralan- nda bulunuduğu ıkı bin kişi ya- şamını yitirdi. Son olarak terör 23 ya- bananın ölümüne neden oldu Aşın dinciler ülkedeki tüm ya- bancılan uyararak aralık ayırun başında ülkeyı terketme- sini istedı. Cezayir'de İslami te- rör artık kamu düzenini tehdit eder boyutlara ulaşuğından. ekim ayından sonra yetkililer FIS ile ilişkiye girme karan aldı IŞeriat daha önce de tarih sahnesindeydi Batı. şenatçılık akımmı son zamanlarda ortaya çıkan tek boyutlu bir gelişme olarak de- ğerlendiriyor. Ancak. bu olgu- nun çok eskiden de değişik şe- killerde tarih sahnesinde kendi- ni gösterdiği biliniyor. Islamcılann yalnızca Batı kültüriine saldırdığı gerçeği de artık kabul edilmiyor. Müslü- man ülkelerde zaman zaman yöneticilerin ve liderlerin şeri- atçılardan etkılendiğı görülü- yor. Şenatçı akımın, 1979'da gerçekleşurilen İran Devrimin- den büyük oranda etkilendiği düşünülüyor. Aynca Batı ile Müslüman devletler arasındaki gebşmişlık düzeyleri arasındaki büyoik farkın ve ıletişim araçla- nnın gebşmesmin de şiddet olaylannı körükledığine dikkat cekiliyor. Öte yandan Mısır'da olduğu gibı, teröristlere karşı alınan sert önlemlerin şenatçılann uy- guladığı şiddet eylemlennden bir farkı olmadığı yolunda eleş- tinler giderek yoğunlaşıyor. Aşın dincilerin hükümetleri de- virme çabalannın basünlmaya mahkum olduğu bir gerçek. Ancak, yapıcı önlemlerle des- teklenmeyen ölüm cezalannın uzun dönemde bir yarar sağla- mayacağı anlaşılıyor. Independent tiği gangsterlerle mücadelede de bu sısteme güveniyorlar. İçışlerı Bakanlığı'nın bazı yetki- lileri Moskova'da işlenen dört suçtan üçünün oturma izni ol- mayan kişılerce ışlendiğıni tah- min ediyor. Ne ki, bu oranlann doğruluğunun kanıtlanması güç. Moskova'da ekim ayında konulan olağanustü hal uygu- lamasında polise, oturma izni olmayan kimseleri kent dışına çıkarma yetkisi verildi. Helsinki İzleme Komitesi İnsan Haklan Savunma Gru- buna göre çoğu Kafkasya'dan gelen 9 bin kadar kişi iki hafta ıçınde kent dışına çıkanldığıru açikladı. Diğer bir 10 bin kişilik grup da çıkanlmak için bekleti- liyor. Eski Soyyet cumhuriyetler- den gelen ziyaretçiler ve oturma izni olan kışilerden bir çoğu dövülüyor, çeşıüı şekillerde za- rar görüyor ve kentten atıhyor. Sığınmaalar en çok yaşa- makta olduklan otellerden ve yurtlardan çıkarularak askeri barakalara yerleştirilmelenni bildiren hükümet kararnamesı- nın kcndılennı korkuttuğunu belirtiyor. Kocası ve üç çocuğuyla beş yıldan beri Central Hotel'de ya- şayan Ermeni kökenli Anna Sa- akyan, "Bu kararnameden son- ra umabüeceğimiz en iyi şey Si- birya'ya >erleşrjrilmek. Doğnı dürüst e>imiz olmadan ve büyük olasılıkla bir iş bulamadan ora- faırda nasıl yaşayacağız?" diye soruy or. Hükümet bir süreliğine bu kararnamerun yürütmesıni durdurdu. Bunun tek nederu kı- şlalanna dönmekte olan Rus birlıklerine hangı barakalann gerekli olmadığının henüz açıklığa kavuşmamış olması. Judith Ingram Mosfcova Stadyvmda yargısız infaz Mısır'da bu yıl ruristiere saldırmak suçuyla tutuklanan 49 şeriatçmın yargılandığı askeri da- vada, şeriat yanlıları kendilerira Kuran'dan okuduklan sureleıie savunmuştu. K rasnaya Prensya Stad- yumu'nun duvarlan üzerinde, 4-5 ekim ge- cesi kurşunlananlann anısına dikılen mumlar yanıyor. Du- vann dibindeki yosunun rengi değişmiş üstüne dökülen kan- dan. Korkunç bir yer burası. Kurşunlayanlar OMON (özel polis) mensuplanydı. Ölü- leri oraya yakın bir yerdeki ha- vuza atular. 600 kadar "tııtsak'- 'ın gözaltında tutulduğu, parla- mento binasına yüz metre ka- dar mesafedeki Krasnaya Presnya Stadyumu'ndan çeşitli gazeteler söz ettiler. "Zaferi ka- zananlar" ise bunu ne yalan- ladılar. ne doğruladılar; yalnı- zca sustular. Kurşunlananlar. Beyaz Ev'i savunanlardı. "Lluslararası ka- muoyu"nun tepkısini çekecek ünlü isımler yoktu aralannda. Elbette muhalif milletvekilleri- ni, gazetecileri de kurşuna diz- mek ısterlerdı. Ama cesaretleri yetmedi. Ancak onlan canavar- ca dövmekten geri durmadılar. İşin en korkunç yanı. üst yö- netim içinde, "her türlü" önle- min ahnmasını savunanlar da vardı. Ve bugün de vardır. Sovyetskaya Kalmikya gaze- tesi. cumhuriyetin lideri Ilyum- jınov'un, kanlı olaylan önle- mek için arabuluculuk yapma- ya çalıştığı sıralarda, Nijniy Novgorog Vahsı Nemtsov'un, "Sayın Çemomirdin, ezin onla- n, yok edin!" diye bağırdığını duydugunu yazdı. Katliamın kırkına gününde stadyumun duvarlan önünde toplananlar arasında. oradan sağ çıkanlar da bulunuyordu. Herkeste. trajedının henüz ta- mamlanmadığı gibi rahatsız edıci bir duygu vardı. Ben yıllar önce Alman faşist- lerinin kampında da benzeri duygulan tatmıştun. O zaman olduğu gibi şimdi de aramızda, ölümü anımsatan zayıf, sfelgun ve siyahlı bir kadın dolaşıyor- du. Yanımdaki gence sordum: - Kımdi kurşuna dizilenler. biliyor musun? - Biliyorum. Ben de oraday- dım. Kendilerine "alçak" di- yenleri, ellerini başının üzerinde bırleştırmek ıstemeyenleri kur- şunlandılar. Haç çıkardı ve oradan uzak- laştı. Onu izlerken, Nabatov'un "İdam" adlı şiirini anımsadım. Kimbilir, aklını yitiren ne ka- dar melek Moskova semalann- da ınliyordu şımdi? Moskova'- nın ve bütün Rusya'mn semala- nnda?.. Valeriy Rogov POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMEDKEMAL Herkes Kendi Yarvsmda.Genç muhabirlik yıllarımızda askerlik üstüne haber yazmak kolay değildi. Askerlik haberleri ancak Anadolu Ajansı verirse yazılabilirdi. Demokrasiye yöneidiğimiz 1946'dan sonra terhis haberleri yazılabildi. Ikinci Dünya Savaşı'ndan çıkmıştık, savaş içinde askerlik uzundu, ki- mi kuraların terhisi geliyordu, o zaman yazılıyordu. Pi- yadeler 36 ay, bahriyeliler 40 aydan sonra terhis edili- yordu. Gazetelerde en çok yer alan haberler, kışlalar için terhis, hapishaneler için af haberleriydi. "Yazıyor!.. Terhisi yazıyor!.." dendi mi, gazeteler ka- pışılırdı. "Yazıyor!... Affı yazıyor!." dendi mi, gazeteler elden ele dolaşırdı. Savaş ve hapislik, toplumu sarsan, ilgilendiren haber- lerdi. Bunalımlardan kurtulmak için bazı pencerelerin açılması gerekiyordu. Şimdi bile kışlaların baş haberleri terhis, hapisanelerin de aftır. 1950den sonra Kore'ye asker göndermiştik. Batı ile kaynaşalım, NATO'ya girelim diye yağ yakıyorduk. Genç gazeteciler "Kore'ye asker göndereceğiz" diye yazmışlardı. Vay, sen misin Kore'ye asker gönderece- ğiz diye yazan... Genelkurmay'ın buyruğuyla yazanların hepsini askeri mahkemeye vermişlerdi. Kore'ye asker göndermenin yazılması, askeri sırların açıklanmasıydı. Oysa aradan birkaç gün geçmeden Genelkurmay Kore'- ye asker gönderileceğını kendi açıkladı. O zamanlar öyleydi, yukarıdan buyruk gelmeden aşağıdan böyle haberler yazılmazdı.. Yukarı makamlar söyleyecek, yu- karı makamlar söyledikten sonra da yazılacakt. Şöyle Cumhuriyetin başından 12 Eylül 1980'e kadar gelin, Türkiye dünyanın sıkıyönetimlerle geçen birinci ülkesidir. İktidarın başı sıkıştı mı hemen bir sıkıyönetim ilan edilirdi. Sıkıyönetimle ülkeyi idare etmek kolay ge- lirdi. Geçen yetmiş yılın elli yılı sıkıyönetimlerle geçmış- tir. Sıkıyönetimın mahkemelerine "Divan-ı harb", yöne- timine de "Örfi idare " derlerdi. Birine kızdılar mı, "Sonra örfi idareyi boylarsın!" diye zılgıt geçerlerdi. Sadece askerler değil, siviller de mah- kemeyi boylarlardı. Her yanda bir sıkıyönetim mahke- mesi vardı. Sivil- asker karışık mahkemeye giderlerdi. Savaş sonrasının mahkemeleri sıkıyönetimdi. De- mokrasiye geçtikten sonra da "sivil mahkeme", "askeri maWceme"tartışmaları bitmemiş, uzun sürmüştür. Her- kesin yargısı ayrı olsun denmiştir, ama ayrı olmamış gene birleştirmişlerdir. 1952 solculuk tutuklamasında mahkemenin askeriyede görülebilmesi için sanıkların arasına birkaç da asker katmışlardır Nedenini sorarsa- nız, içlerinde birkaç asker bulunursa dava da askeri mahkemede görülür. Böylece daha gizli oturumlar olur, istenmeyen dava gözden kaçırılırdı. Televizyonda askerlik üstüne bir program yapan Er- han Akyıldız ile Ali Tevfik Berber, askeri mahkemece tutuklanmış, sonra gene askeri mahkemece bırakılmış- tır. Bırakılmışlar ama mahkeme bitmemiştir, sürüyor. Bilinen, sivillerin mahkemesi sivilde, askerlerin mah- kemesi askerde görülür. Sivil mahkeme, askeri mahke- me tartışması olmaz. "Kore'ye asker mi dedin, gel içeriye", "Televizyonda askerlikten mi söz ettin, çık dışarıya..." Sivil mahkeme, askeri mahkeme üstüne tartışmalar daha bir hayli vakti- mizi alacaktır. Demokrasiye açılan penceremiz bir hayli karanlıktır. Demokrasideki ilerlemeye göre pencere aralanacak, gerilemeye göre kapanacaktır. Gene en iyisi, herkesin davası kendi mahkemesinde görülsün... Epeydir böy- leydi, ama sonra biraz karardı. Gene aydınlatalım!.. BULMACA SOLDANSAĞA: 1/Zeytin toplama işçisi. 2/ Mesafe... Işın demeti. 3/ Bir derebeyinin hima- yesine girip kendinı onun hizmetıne adayan kim- se... İşlenmemiş, ekilme- miş toprak. 4/ Bir renk... Yanılgı. 5/ Bakıra çinko katılarak elde edılen san renkte alaşım. 6/ Federico Garcia Lorca'nın tanın- mış bir oyunu... Olağa- 8 nüstü inükte olan. 7/ g Yunan mıtolojisinde aşk tannsı... Dört tekerlekli ve kapalı bir at arabası. 8/«Gizli görevli... Çeşitli metallerden yapılan ince ve uzun nesne. 9/ Dınsel inançlan ol- mayan... Bir görevin yürütülebil- mesi için merkez olarak seçilen yer... Birnota. YLKARIDAN AŞAĞIYA: I/Deniz balıklannı taşımaya yara- yan sepet. 2/ Uzak... Erden çavuşa kadar olan askerlere verilen ad. 3/ Habeş soy lusu... Tasan. 4/ Hindu- izm'in temel ılkesi olan hiçbir varlığı incitmeme anlayışı. 5/ Aksaray ilinde. tüf kayalara oy ulmuş pek çok dınsel yapının bulunduğu ünlü vadi.. Çıplak vücutresmi.6/ Bakınnsimgesi... Boru sesi. 7/ Eskiden Rum korsanlanna verilen ad. 8/ Molib- den elementinin simgesi... Ürüne kanşmış yabana madde. 9/ Hayvan pisliği... Başörtüsü olarak kullanıİan bir tür ipekli do- kuma. DUYURU T.C. EZtNE SULH HUKIJK MAHKEMESİ DosyaNo 1993 15-1993 271 Davaa Gülçın Özdemirve Hidepat Öcal vekili Av Tuncer Karaca tarafından Geyiklı nahiyesı, 2121 parsel sayılı taşınmazın sahibi Is- mail hakkında açılan paylaşım davasının yapılan ve bitinlen açık duruşması sonunda: Ezine Geyiklı nahiyesi Osmangölü mevkiinde kaın 2121 parsel sa- yılı taşınmazın paydaşlığmın saülarak giderilmesine, satır bedelleri üzerinden % 05 oranında karar harcı alınmasına, satışın Ezıne Yazı Işleri Müdürü Erhan Genlik tarafından yapılrnasına, 995.400.- lira yaralama giderinin taraflardan paylan oranında alınmasına, 120.000 - lira ücreti vekaletin taraflardan paylan oranında alınması- na karar verilmış olup Geyiklı nahiyesi 2121 parselın maliki olan İsmail'e karar teblığınin gazete ilanı ile yapılmasına karar venlmış olup. işbu karann davahya davetıye yerine kaim olmak üzere, tebliğ 8 gün içinde temyız edilmedığı takdirde hükmün kesınleşeceğı hususu ilanen duyurulur. Basın: 53669 ÎLAN T.C. GÜLNAR KADASTROMAHKEMESt EsasNo: 1993/86 Davacı Gülnar Saray mahallesinden M. Alı Su tarafından dava- blar Mehmet Yüce'nin mirascılan olan Türkan Yücc, Hacer Çölban, Asuman Yüce ve Ayşe Yüce aleyhlerine mahkememizde açılan tescil davasının yapılan açık duruşmalan sırasında verilen ara karan gere- ğınce Yukarda ısimleri yaalı bulunan davalılann teblıgata yarar açık adreslennin bütün aramalara rağmen temın edilememesı nedeniyle meşruhatlı davetiye ve dava dılekçesi yerine kaım olmak üzere duruş- ma gunü olan 1 3 1994 tarihınde mahkememizde hazır bulunmamız veya kendinizi bir vekille temsıl eturmenız, gelmedığıruz takdirde yokluğunuzda karar verileceği ılan olunur. Basın: 53683
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle