Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK1993 PAZARTESİ
12 DUNYADAN
Moskova sğınmaa istemiyor• İçsavaşınvetutuklamalannülkelerinden kopardığı binlerce
insan, vizeleri ve yolculuk biletleri olmaksızın geldikleri
Moskova'da yeni bir yaşam kurmayı düşlüyordu.
• Cenneti bulmak umuduyla Kafkasya, Afganistan, hatta
Somali'den akın eden sığınmacılar, rahata ermek şöyle dursun,
'Sibirya'ya sürülmek7
korkusu yaşıyor.
1
989'da Azerbaycan'dan
gelen Ermeni asıllı Vadim
Haçaturyan, "Getebüeeeği-
mizi düşündüğümüz tek yer
Moskova'ydı. Sovyetler Birliği'-
nin başkenti, yasamanın merke-
ziydi ve burada korunacağımızı
ummuştuk" dıyor.
Rusya'nın Bırleşmiş Mılletler
Sığınmaalar Konvansiyonu ve
Protokolünü resmen kabul et-
mesinden 10 ay sonra, Mosko-
va bugün bile Rus olmayanlara
karşı kapılannı kapatmaya
çahşıyor.
Moskova'ya ayağında, Ba-
kü'den kaçarken giydiği terlik-
lerle gelen Haçaturyan gibi
sığmmacılar, pıllannı pırtılanm
toplayıp geriye dönmeleri yö-
nünde baskı görüyorlar.
Hükûmelin, sığmmacılann
otel ve yurtları boşaltıp askeri
barakalara yerleştinlmelenne
ilışkin büdinsı de bu baskının
bir parçası.
Sığınmacı haklanmn savu-
nuculanndan Svetlana Garmu-
şinkina, "Eğer yasa da işin içine
girerse, panik çıkar.. Suhumi,
Tacikistan ve diğer sıcak savaş
noktalarından insanlar geliyor
ve geçiei oturma izni bik alarnı-
yorlar. Kesinlikle yasadtşj
bırakılmış durumdalar" "dıyor.
Moskova yetkılilen "propis-
kas" olarak adlandınlan otur-
ma izninin verilmesinı iyıce zor-
laştırdılar. Bu belge ınsanlara
kentte yaşama izni veriyor.
Kent sakinleri yasal bir işe gire-
bilmek. ev tutabilmek, sağlık ve
diğer sosyal yardım olanaklan-
ndan yararlanmak için propis-
kasa sahip olmak zorundalar.
Moskova yönetimi, propiska
sistemirun kentin büyüyüşünü
önlemenin en iyi yolu olduğunu
ileri sürûyor. Yaklaşık 10 mil-
yonluk nüfusuyla Moskova,
Rusya"nın olağanüstü hareket-
li. genç ve başka yerlerdeki deh-
şetten kaçtıklan için korku
dolu insanlan için en büyük çe-
kim merkezı olmayı sürdürü-
yor.
Yetkililer, Moskova'nın çek-
Avustun alı bir yardım kunıluşunun inşa ettiği bir bina. Rooianya'daki sokak çocuklaraun bannağı hatine gelmiş.
Romanya 'dayeniyıl yeni sorunlar demek
Yaşam standartlannın giderek düştüğü ülke, çocuk ölümlerinde birindliğe oynuyor
E
nflasyon, değerini giderek yiti-
ren para, sağlık sorunlan, Çavu-
şesku diktatörlüğünü yıkan dev-
rhnin dördüncü yıh kfntlamal&nnjfi rrü
j
•
zün katryor. Romanya ile bâşta Çek
Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya
olmak üzere eski komünist ülkeler
arasındaki uçurum giderek genişlıyor.
İktıdardaki Romanya Sosyal De-
mokrat Partisi'nden Adrian Nasta.se.
geçen hafta Transilvanya'nın Roman-
ya'ya katılışıran 75. yıldönümü nede-
niyle yaptığı konuşmada, "Müyodar-
ca Romanm yaşadiğı maddi ve ahlaki
çöküntiT'den söz edıyordu.
Eski bir kültür bakaru Andrei Plesu
da, Devlet Başkanı Ion tliescu'ya
yazdığı açık mektupta şunlan söyledi:
"Neredeyse herkes, 1989 aralık devri-
minden ne etde ettik diye soruyor. Bun-
dân kim karançh çıktı? Y anıt hiç de iç
açıcı değii. Politik sahnenin tepesinde
gördüğümüz manzara diiş kırıklığına
neden olabilecek kadar kötü. hatta on-
dan da öte."
Romanya parası da (üzerinde aslan
resmi var), krizin bir göstergesi. Bu yıl
değeri 450 dolardan 1.100 dolara düş-
tü. Karaborsada ise 1.800 dolardan iş-
lem görüyor.
Parayla ilgili son şakalardan binnde
şöyle deniyor: "Aslaıun yelesi döküiü-
yor."
Başbakan Nkolae Vacaroiu'nun sol
yönelımlı hükümeti, geçen cuma günü.
parlamentoda 223'e karşı 236'yla gü-
vensizlik oyu sınavını verdı Ancak
yeni yıl. rahat bif soluk ahnmasımsağ--
layamayacak.
Onbinlerce sendikalı ışçı ve öğrenci.
bu ay, yıllık yuzde 250'ye varan enflas-
yon oranını ve yüzde 10'a dayanan iş-
sızlik oranını protesto için sokaklara
döküldü.
1992 eylülünde düzenlenen seçimler-
le göreve gelen Vacaoıu. 1990 ekıminde
yaşam standartlannın yüzde 60-65'ini
karşılamakla övünüyor. Ancak 1990
yıhnda Doğu Avrupa standartlanna
göre bıle Romanya'nın yaşam stan-
dartlan korkunçtu.
Sefalet, dcngesizlik diz boyu. Ro-
manya, tüberküloza en çok rastlanan
Avrupa ülkesi: 1993'ün ilk üç ayında
KK) bin kişinın yüzde 92.7"si lübcrkü-
loz tanısıyla hastaneye yattı. 1992'de
yeni doğan bebeklerde ölüm oranıyla,
Avrupa'da Arnavutluk'un hemen ar-
dında yer alıyor.
22.8 müyonluk Romanya nüfusun-
da her 12 kışıden birinin hepatit B virü-
sü taşıdığj sanılıyor. Batılı hükümetler.
Romanya'ya 400 bin adet hepatit B aşı-
sı verdi. Ancak. tıp uzmanlan progra-
mın tamamlanabilmesi için daha 750
bin aşıya gereksınım duyulduğunu söy-
lüyor.
The Independent
Şeriatıngölgesindeikiülke: CezayirveMısır
Kuzey Afrika'nın bu iki ülkesinde şeriat
yanlılannın yol açtığı şiddet giderek
tırmanıyor. Hükümetler, artık kamu
düzenini tehdit eden olaylara dur diyecek
farklı çözüm arayışlan içerisinde.
K
uzey Afrika ülkelerin-
den Mısır ve Cezayir'de,
şeriatçılann yol açtığı
şiddet olaylan giderek ivme ka-
zanıyor. iki ülkenin hükümet-
leri var güçleriyle şeriatçılara
karşı savaş açrruş durumda.
Ancak, içinde bulunduklan ko-
şullann farklı olması nedeniyle
hükümetlerin soruna yaklaşımı
farklıhk gösteriyor.
Mısır, merkezi bir hükümet
geleneğine sahip görece liberal
bir ülke. Clkede şeriat yanlıla-
nyla hükümet arasındaki çatış-
malann boyutlan gün geçtikçe
büyüyor. Geçtiğimiz günlerde
üç polisin ölümüne yol açan şe-
natçılann idam edilmesi duru-
mun vehametini ortaya koyu-
yor.
IŞiddet 228 kişinin
ölümüne neden oldu
Mısır'da şiddet olaylan son
yinnibır ayda 228 kişinin
ölümü, 630 kişinin yaralan-
masıyla sonuçlandı. Ne var ki,
şeriatçılann çoğunlukla güney-
de mevzilenmeleri. hükümeti
devirme çabalannın başansızlı-
kla sonuçlanmasına yol açıyor.
Cezayir'de. Mısır'ın tersıne,
Fransa'ya karşı verdikleri uzun
soluklu bağımsızlık savaşı so-
nunda daha şert ve acımasız bir
yapı oluştu. Ülke son zamanla-
ra kadar da sert bir sosyalist hü-
kümet tarafından yönetildi. Şe-
riatçılann yol açtığı kargasa, ilk
kez ocak 1992'de askeri fslami
Selamet Cephesi'nin (FIS) şe-
çimlere katılmasını engelle-
mesiylebaşladı.
Bu tarihten sonra güvenlik
güçierinın. şeriatçılann. fslami
bir hükümetin kurulmasına
karşı çıkan sivillerin de aralan-
nda bulunuduğu ıkı bin kişi ya-
şamını yitirdi.
Son olarak terör 23 ya-
bananın ölümüne neden oldu
Aşın dinciler ülkedeki tüm ya-
bancılan uyararak aralık
ayırun başında ülkeyı terketme-
sini istedı. Cezayir'de İslami te-
rör artık kamu düzenini tehdit
eder boyutlara ulaşuğından.
ekim ayından sonra yetkililer
FIS ile ilişkiye girme karan aldı
IŞeriat daha önce de
tarih sahnesindeydi
Batı. şenatçılık akımmı son
zamanlarda ortaya çıkan tek
boyutlu bir gelişme olarak de-
ğerlendiriyor. Ancak. bu olgu-
nun çok eskiden de değişik şe-
killerde tarih sahnesinde kendi-
ni gösterdiği biliniyor.
Islamcılann yalnızca Batı
kültüriine saldırdığı gerçeği de
artık kabul edilmiyor. Müslü-
man ülkelerde zaman zaman
yöneticilerin ve liderlerin şeri-
atçılardan etkılendiğı görülü-
yor. Şenatçı akımın, 1979'da
gerçekleşurilen İran Devrimin-
den büyük oranda etkilendiği
düşünülüyor. Aynca Batı ile
Müslüman devletler arasındaki
gebşmişlık düzeyleri arasındaki
büyoik farkın ve ıletişim araçla-
nnın gebşmesmin de şiddet
olaylannı körükledığine dikkat
cekiliyor.
Öte yandan Mısır'da olduğu
gibı, teröristlere karşı alınan
sert önlemlerin şenatçılann uy-
guladığı şiddet eylemlennden
bir farkı olmadığı yolunda eleş-
tinler giderek yoğunlaşıyor.
Aşın dincilerin hükümetleri de-
virme çabalannın basünlmaya
mahkum olduğu bir gerçek.
Ancak, yapıcı önlemlerle des-
teklenmeyen ölüm cezalannın
uzun dönemde bir yarar sağla-
mayacağı anlaşılıyor.
Independent
tiği gangsterlerle mücadelede
de bu sısteme güveniyorlar.
İçışlerı Bakanlığı'nın bazı yetki-
lileri Moskova'da işlenen dört
suçtan üçünün oturma izni ol-
mayan kişılerce ışlendiğıni tah-
min ediyor. Ne ki, bu oranlann
doğruluğunun kanıtlanması
güç.
Moskova'da ekim ayında
konulan olağanustü hal uygu-
lamasında polise, oturma izni
olmayan kimseleri kent dışına
çıkarma yetkisi verildi.
Helsinki İzleme Komitesi
İnsan Haklan Savunma Gru-
buna göre çoğu Kafkasya'dan
gelen 9 bin kadar kişi iki hafta
ıçınde kent dışına çıkanldığıru
açikladı. Diğer bir 10 bin kişilik
grup da çıkanlmak için bekleti-
liyor.
Eski Soyyet cumhuriyetler-
den gelen ziyaretçiler ve oturma
izni olan kışilerden bir çoğu
dövülüyor, çeşıüı şekillerde za-
rar görüyor ve kentten atıhyor.
Sığınmaalar en çok yaşa-
makta olduklan otellerden ve
yurtlardan çıkarularak askeri
barakalara yerleştirilmelenni
bildiren hükümet kararnamesı-
nın kcndılennı korkuttuğunu
belirtiyor.
Kocası ve üç çocuğuyla beş
yıldan beri Central Hotel'de ya-
şayan Ermeni kökenli Anna Sa-
akyan, "Bu kararnameden son-
ra umabüeceğimiz en iyi şey Si-
birya'ya >erleşrjrilmek. Doğnı
dürüst e>imiz olmadan ve büyük
olasılıkla bir iş bulamadan ora-
faırda nasıl yaşayacağız?" diye
soruy or.
Hükümet bir süreliğine bu
kararnamerun yürütmesıni
durdurdu. Bunun tek nederu kı-
şlalanna dönmekte olan Rus
birlıklerine hangı barakalann
gerekli olmadığının henüz
açıklığa kavuşmamış olması.
Judith Ingram
Mosfcova
Stadyvmda
yargısız
infaz
Mısır'da bu yıl ruristiere saldırmak suçuyla tutuklanan 49 şeriatçmın yargılandığı askeri da-
vada, şeriat yanlıları kendilerira Kuran'dan okuduklan sureleıie savunmuştu.
K
rasnaya Prensya Stad-
yumu'nun duvarlan
üzerinde, 4-5 ekim ge-
cesi kurşunlananlann anısına
dikılen mumlar yanıyor. Du-
vann dibindeki yosunun rengi
değişmiş üstüne dökülen kan-
dan. Korkunç bir yer burası.
Kurşunlayanlar OMON
(özel polis) mensuplanydı. Ölü-
leri oraya yakın bir yerdeki ha-
vuza atular. 600 kadar "tııtsak'-
'ın gözaltında tutulduğu, parla-
mento binasına yüz metre ka-
dar mesafedeki Krasnaya
Presnya Stadyumu'ndan çeşitli
gazeteler söz ettiler. "Zaferi ka-
zananlar" ise bunu ne yalan-
ladılar. ne doğruladılar; yalnı-
zca sustular.
Kurşunlananlar. Beyaz Ev'i
savunanlardı. "Lluslararası ka-
muoyu"nun tepkısini çekecek
ünlü isımler yoktu aralannda.
Elbette muhalif milletvekilleri-
ni, gazetecileri de kurşuna diz-
mek ısterlerdı. Ama cesaretleri
yetmedi. Ancak onlan canavar-
ca dövmekten geri durmadılar.
İşin en korkunç yanı. üst yö-
netim içinde, "her türlü" önle-
min ahnmasını savunanlar da
vardı. Ve bugün de vardır.
Sovyetskaya Kalmikya gaze-
tesi. cumhuriyetin lideri Ilyum-
jınov'un, kanlı olaylan önle-
mek için arabuluculuk yapma-
ya çalıştığı sıralarda, Nijniy
Novgorog Vahsı Nemtsov'un,
"Sayın Çemomirdin, ezin onla-
n, yok edin!" diye bağırdığını
duydugunu yazdı.
Katliamın kırkına gününde
stadyumun duvarlan önünde
toplananlar arasında. oradan
sağ çıkanlar da bulunuyordu.
Herkeste. trajedının henüz ta-
mamlanmadığı gibi rahatsız
edıci bir duygu vardı.
Ben yıllar önce Alman faşist-
lerinin kampında da benzeri
duygulan tatmıştun. O zaman
olduğu gibi şimdi de aramızda,
ölümü anımsatan zayıf, sfelgun
ve siyahlı bir kadın dolaşıyor-
du. Yanımdaki gence sordum:
- Kımdi kurşuna dizilenler.
biliyor musun?
- Biliyorum. Ben de oraday-
dım. Kendilerine "alçak" di-
yenleri, ellerini başının üzerinde
bırleştırmek ıstemeyenleri kur-
şunlandılar.
Haç çıkardı ve oradan uzak-
laştı. Onu izlerken, Nabatov'un
"İdam" adlı şiirini anımsadım.
Kimbilir, aklını yitiren ne ka-
dar melek Moskova semalann-
da ınliyordu şımdi? Moskova'-
nın ve bütün Rusya'mn semala-
nnda?..
Valeriy Rogov
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMEDKEMAL
Herkes Kendi Yarvsmda.Genç muhabirlik yıllarımızda askerlik üstüne haber
yazmak kolay değildi. Askerlik haberleri ancak Anadolu
Ajansı verirse yazılabilirdi. Demokrasiye yöneidiğimiz
1946'dan sonra terhis haberleri yazılabildi. Ikinci Dünya
Savaşı'ndan çıkmıştık, savaş içinde askerlik uzundu, ki-
mi kuraların terhisi geliyordu, o zaman yazılıyordu. Pi-
yadeler 36 ay, bahriyeliler 40 aydan sonra terhis edili-
yordu. Gazetelerde en çok yer alan haberler, kışlalar
için terhis, hapishaneler için af haberleriydi.
"Yazıyor!.. Terhisi yazıyor!.." dendi mi, gazeteler ka-
pışılırdı.
"Yazıyor!... Affı yazıyor!." dendi mi, gazeteler elden
ele dolaşırdı.
Savaş ve hapislik, toplumu sarsan, ilgilendiren haber-
lerdi. Bunalımlardan kurtulmak için bazı pencerelerin
açılması gerekiyordu. Şimdi bile kışlaların baş haberleri
terhis, hapisanelerin de aftır.
1950den sonra Kore'ye asker göndermiştik. Batı ile
kaynaşalım, NATO'ya girelim diye yağ yakıyorduk.
Genç gazeteciler "Kore'ye asker göndereceğiz" diye
yazmışlardı. Vay, sen misin Kore'ye asker gönderece-
ğiz diye yazan... Genelkurmay'ın buyruğuyla yazanların
hepsini askeri mahkemeye vermişlerdi. Kore'ye asker
göndermenin yazılması, askeri sırların açıklanmasıydı.
Oysa aradan birkaç gün geçmeden Genelkurmay Kore'-
ye asker gönderileceğını kendi açıkladı. O zamanlar
öyleydi, yukarıdan buyruk gelmeden aşağıdan böyle
haberler yazılmazdı.. Yukarı makamlar söyleyecek, yu-
karı makamlar söyledikten sonra da yazılacakt.
Şöyle Cumhuriyetin başından 12 Eylül 1980'e kadar
gelin, Türkiye dünyanın sıkıyönetimlerle geçen birinci
ülkesidir. İktidarın başı sıkıştı mı hemen bir sıkıyönetim
ilan edilirdi. Sıkıyönetimle ülkeyi idare etmek kolay ge-
lirdi. Geçen yetmiş yılın elli yılı sıkıyönetimlerle geçmış-
tir. Sıkıyönetimın mahkemelerine "Divan-ı harb", yöne-
timine de "Örfi idare " derlerdi.
Birine kızdılar mı, "Sonra örfi idareyi boylarsın!" diye
zılgıt geçerlerdi. Sadece askerler değil, siviller de mah-
kemeyi boylarlardı. Her yanda bir sıkıyönetim mahke-
mesi vardı. Sivil- asker karışık mahkemeye giderlerdi.
Savaş sonrasının mahkemeleri sıkıyönetimdi. De-
mokrasiye geçtikten sonra da "sivil mahkeme", "askeri
maWceme"tartışmaları bitmemiş, uzun sürmüştür. Her-
kesin yargısı ayrı olsun denmiştir, ama ayrı olmamış
gene birleştirmişlerdir. 1952 solculuk tutuklamasında
mahkemenin askeriyede görülebilmesi için sanıkların
arasına birkaç da asker katmışlardır Nedenini sorarsa-
nız, içlerinde birkaç asker bulunursa dava da askeri
mahkemede görülür. Böylece daha gizli oturumlar olur,
istenmeyen dava gözden kaçırılırdı.
Televizyonda askerlik üstüne bir program yapan Er-
han Akyıldız ile Ali Tevfik Berber, askeri mahkemece
tutuklanmış, sonra gene askeri mahkemece bırakılmış-
tır. Bırakılmışlar ama mahkeme bitmemiştir, sürüyor.
Bilinen, sivillerin mahkemesi sivilde, askerlerin mah-
kemesi askerde görülür. Sivil mahkeme, askeri mahke-
me tartışması olmaz.
"Kore'ye asker mi dedin, gel içeriye", "Televizyonda
askerlikten mi söz ettin, çık dışarıya..." Sivil mahkeme,
askeri mahkeme üstüne tartışmalar daha bir hayli vakti-
mizi alacaktır.
Demokrasiye açılan penceremiz bir hayli karanlıktır.
Demokrasideki ilerlemeye göre pencere aralanacak,
gerilemeye göre kapanacaktır. Gene en iyisi, herkesin
davası kendi mahkemesinde görülsün... Epeydir böy-
leydi, ama sonra biraz karardı. Gene aydınlatalım!..
BULMACA
SOLDANSAĞA:
1/Zeytin toplama işçisi.
2/ Mesafe... Işın demeti.
3/ Bir derebeyinin hima-
yesine girip kendinı onun
hizmetıne adayan kim-
se... İşlenmemiş, ekilme-
miş toprak. 4/ Bir renk...
Yanılgı. 5/ Bakıra çinko
katılarak elde edılen san
renkte alaşım. 6/ Federico
Garcia Lorca'nın tanın-
mış bir oyunu... Olağa- 8
nüstü inükte olan. 7/ g
Yunan mıtolojisinde aşk
tannsı... Dört tekerlekli ve kapalı
bir at arabası. 8/«Gizli görevli...
Çeşitli metallerden yapılan ince ve
uzun nesne. 9/ Dınsel inançlan ol-
mayan... Bir görevin yürütülebil-
mesi için merkez olarak seçilen
yer... Birnota.
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
I/Deniz balıklannı taşımaya yara-
yan sepet. 2/ Uzak... Erden çavuşa
kadar olan askerlere verilen ad. 3/
Habeş soy lusu... Tasan. 4/ Hindu-
izm'in temel ılkesi olan hiçbir varlığı incitmeme anlayışı. 5/
Aksaray ilinde. tüf kayalara oy ulmuş pek çok dınsel yapının
bulunduğu ünlü vadi.. Çıplak vücutresmi.6/ Bakınnsimgesi...
Boru sesi. 7/ Eskiden Rum korsanlanna verilen ad. 8/ Molib-
den elementinin simgesi... Ürüne kanşmış yabana madde. 9/
Hayvan pisliği... Başörtüsü olarak kullanıİan bir tür ipekli do-
kuma.
DUYURU
T.C.
EZtNE SULH HUKIJK MAHKEMESİ
DosyaNo 1993 15-1993 271
Davaa Gülçın Özdemirve Hidepat Öcal vekili Av Tuncer Karaca
tarafından Geyiklı nahiyesı, 2121 parsel sayılı taşınmazın sahibi Is-
mail hakkında açılan paylaşım davasının yapılan ve bitinlen açık
duruşması sonunda:
Ezine Geyiklı nahiyesi Osmangölü mevkiinde kaın 2121 parsel sa-
yılı taşınmazın paydaşlığmın saülarak giderilmesine, satır bedelleri
üzerinden % 05 oranında karar harcı alınmasına, satışın Ezıne Yazı
Işleri Müdürü Erhan Genlik tarafından yapılrnasına, 995.400.- lira
yaralama giderinin taraflardan paylan oranında alınmasına,
120.000 - lira ücreti vekaletin taraflardan paylan oranında alınması-
na karar verilmış olup Geyiklı nahiyesi 2121 parselın maliki olan
İsmail'e karar teblığınin gazete ilanı ile yapılmasına karar venlmış
olup. işbu karann davahya davetıye yerine kaim olmak üzere, tebliğ 8
gün içinde temyız edilmedığı takdirde hükmün kesınleşeceğı hususu
ilanen duyurulur.
Basın: 53669
ÎLAN
T.C.
GÜLNAR KADASTROMAHKEMESt
EsasNo: 1993/86
Davacı Gülnar Saray mahallesinden M. Alı Su tarafından dava-
blar Mehmet Yüce'nin mirascılan olan Türkan Yücc, Hacer Çölban,
Asuman Yüce ve Ayşe Yüce aleyhlerine mahkememizde açılan tescil
davasının yapılan açık duruşmalan sırasında verilen ara karan gere-
ğınce
Yukarda ısimleri yaalı bulunan davalılann teblıgata yarar açık
adreslennin bütün aramalara rağmen temın edilememesı nedeniyle
meşruhatlı davetiye ve dava dılekçesi yerine kaım olmak üzere duruş-
ma gunü olan 1 3 1994 tarihınde mahkememizde hazır bulunmamız
veya kendinizi bir vekille temsıl eturmenız, gelmedığıruz takdirde
yokluğunuzda karar verileceği ılan olunur.
Basın: 53683