Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 ARAUK1993 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
KağıtkülahsızNoel düşünülemezNoel Gecesı geçüğimız Cuma gecesiydi.
Dün. Noel Günü'ydü. Bugün bir şey değil.
Pazar tatili sadece. Yann ve öbürgün de ta-
til. Sonra ikibuçuk gün var arada. Gelecek
cuma akşamı, Türkiye'dekı gibi tatil. Cu-
martesi-Pazar-Pazartesi tatil. Noel resmen
3 Ocak günü bitecek. Ama tütsülü kafa-
lann ayılması için daha en az bir hafla gere-
kecek.
Noel çünkü Hıristiyanlann en kutsal
bayramı. Ve en alkollü, en tıkınmasyonu
boî olanı. Rehaveti en zor geçeni.
Bilgisayar oyunlan eski tür tombalanın
yerini'de alsa. baa şeyler değjşmiyor. Noel
yemeklerinde en vazgeçilmezi, iki ucundan
iki kişinin âsılarak çekip "pıf diye küçük
bir paürtı ile ikiye ayırdığı boru şeklindeki
kağıt rulodan çıkan plastik "hediyelik'*ler
ve krepon kağıdından külah. Bu külah,
Noel'de olmazsa olmaz. Noel Gecesi 24
Arahk'da yenilen geleneksel yemekte kafa-
ya oturtmak adet.
Bu. Noel öncesinde verilen ardı kesilmez
"ofis partifcri"nde de şeften sekretere, mü-
dürden memura kadar herkesin kafası-
ndadır. Noel denildi mi akla gelen Noel
Baba kadar, kiliselerde sakin sakin okunan
dualar ve hep birlikte söylenen ilahiler.
ışıklı çam ağaçlan ve pınltılı süslemeler ka-
dar Noel geleneğinin bir parçası bu külah.
Fransızlar eskiden badem şekenni kre-
pon kağıdına sararmış. I847'de İngiliz ak-
tarTom Smith. bunlann içine manıler koy-
maya başlamış. Çok tutmuş bu iş. Bakmış
ki bunu sadece Noel öncesinde artan alı-
şveriş sırasında yapıp sonra bırakmasına
hıç neden yok, badem şekerlerini ınce uzun
borulara koymaya başlamış. İçi nasıl açıla-
cak? İki kişi çekiştirecek.
Kağıt yırtılırken bir de mini-patlama ol-
sun bari demiş. Bunu da özel bir kağıtla
sağlamış.
Kolay yırtılmayan, ama bir çektin mi pat
diye yırtılan türden. Ve 1870'de borunun
içine bir de kağıttan külah koymuş. Tabii
bürüp dürerek. İşte geleneklerine son dere-
ce bağlı İngilizler. aktar beyin buluşuna
bayılıyor.
Elbette başka tür külahlarda var. Plasti-
ği, kartonu, parlağı. matı. çene altmdan
lastikle tutturulanı. Ama ingiliz usulü
kağıt külah. sadece İngjltere'de değil. bü-
tün eski kolonilerde. Avustralya. Güney
Afrika, Hong Kong ve Fiji'de de hala po-
püjer.
Üstelik gelenek gereği. külahın iğreti
oturması gerekiyor. Bu da sınıfsal geçim-
sizliği çok yüksek olan İngiliz hallu için,
sınıfsal engelleri hiç olmazsa kısa bir süre
için dahi olsa ortadan kaldıran (kaldırdığı
sarulan) bir şıklık.
Aşkınolmadığı
yerdegerçekyoktur
Kayıp ilanı: Aşık aranıyor
Artık eskisi kadar sık rastlan-
mıyor aşık olanlara. aşklara. Geçim
derdinde herkes. Maddi gercksinim-
leröneçıktıartık. Açık vegızlifuhuş
doğallaştı; karşılıksız sevme dönemi
bitti.
Üstelik kadınlann özgüriük ve
eşıtlik savaşımının bazı sonuçlannın
aıleyı zayıflattığı. boşanmalan
artırdığı öne sürülüyor...
Adım başı karşılaşıyorum bu
yargılarla. Rusya toplumu ve basını
böylesine kötümser. aşk konusun-
da. Büsbütün haksız olduklannı
söylemek olanaksız. Tümüyle des-
teklemek zor; hem acı.
Sararmış kağıtlara yazılmış bazı
"güzel sözler"e bakma gereksinimı
duyuyorum. Aşka daha sık rast-
landığı dönemlerde, Rus büyüklen
ne demişler aşk üzerine diye...
Aleksândr Puşkin, "Aşkın ol-
madtğı yerde gerçek de yoktur" dı-
yor.
Aleksândr Blok da aynı kesinlikte
yazıyor: "İnsan olmak için \ apılacak
tek şey sevmektir; aşk ağını her yana
savurmak, ağa takılaniarı birer birer
toplamaktır."
Ivan Bunin onlan bir başka vak-
laşımla destekliyor: "Mutsuz aşk
olur mu hiç? Dünyanın en acıklı mö-
ziği bile, insana mutluluk vermez
mi?.."
Anton Çeho\ ısc. bir yerde "Erkek-
siz kadın solar, kadınsız erkek aptal-
laşır" diyor. Bir başka yerdeyse
daha kötümser görünüyor: "Kimse
rçimi/deki sıradan insanîara aşık ol-
mak istemiyor; ne kötü!"
Kadın >e aşk konularındaçoksayı-
da kötümser anlatım kullandığı bili-
nen F>odor Dostoyevski'run. evlihk-
le ilgili şöyle bir yargısı var: "Evlilik,
HAKAN
AKSAY
her türlü gururlu nıhun ve her türlü
bağuraulığuı ahlaki ölümü demek-
tir."
Bir başka ilginç yaklaşım da Ser-
gey Yesenin'e ait: "Bir kez sevetı bir
daha sevemez; bir kez yanmış olanı
bir daha kimse yakamaz."
Andrey Platonov, belki de en katı
yargılardan birini savunuyor: "Aşk
peşinde koşunlar, tophımsal işlevi ol-
ma> anlardır."
Aleksândr Grin şöyle bir genelle-
me yapıyor: "Bir kadının iki yolu
vardır: Birincisi se>diğine gider, ikin-
cisi birlikte rahat edeceğine."
Yalnız yollar değil, Rus büyükle-
rinin aşk. kadın ve evlilik üzerine
yazdıklan da birbirinden oldukça
farkh.
Bu fark yalnız Rus büyüklerine
özgü değil tabii. Bizde de bu konu-
larda birbirinden çok farkh göriişler
dile getinlmemiş mi?
Orneğin. defalarca aşık olan
Nazım Hikmet. şu dizeleri yazacak
kadar bağlıdır aşka:
"Gelsene dedi bana. / Kalsana dedi
bana. / Gülsene dedi bana. / Ölsene
dedi bana. / Geldim, kaldım, güldüm,
öldüm."
Oysa Orhan Veli öyle mi:
"Bütün güzel kadmlar zannettiler
ki / Aşk üstüne y a/dığım her şiir ken-
dileri için yazılmıştır. / Bense daima
üzüntüsünü çektim / Onları iş olsun
diye yazdığımı bilmenin."
Noel'i
buruk
bir sevinçle
kutiamak
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN '
ClintonaüesiNoelalışverişindeABD Başkanı Bill Clinton, bu yıl Noel'e buruk bir sevinçle girdi.
Beyaz Saray'daki ilk Noeli olan Clinton geçen haftayı kendisine
yöneltilen suçlamalaraltında geçirdi. Clinton. Arkansas valisiykcn
evlilik dışı ilişkileri olduğuna ilişkin suçlamalardan ailesini korumak
amacıyla Noel haftası ailesinin yanından hiç aynlmadı. EL§i Hilary, 13
yaşındaki kızı Chaelsae ile birlikte Noel alışverişine çıkan Clinton.
Noelgecesini dar bir aileçevresiylebirlikte BeyazSaray'da kutladı
Kocdsının evlilik dışı ilişkileri olmadığı ve mutlu bir ailc olduklannı her
konuşmasında vurgulayan Hilary Clinton da Noel gecesi kocasının
yanından hiç aynlmadı. Clinton ailesi tutucu Amerikan halkının bu
söylentilerdenetkilcnmemesi için bütün bir haftayı mutlu biraile
tablosu vererek geçirdiler. Noel öncesi alışvenşe hepbırlikte çıkan aile
Noel gecesi Washington Ulusal Katedralinegiderek kalabalık bir
grupla birlikte ilahiler söylediler. Katedral'de Amerikan halkına bir
mcsaj gönderen Clinton "Herkese mutlu NoeUerdilhorunı. Gelin hep
birlikte çe\ remize ve rüm dün\ ay a barış getirmek için çalışalım dedi."
Televizyondaki haber programında,
Saraybosnalılann, daha önce çoktan ke-
silip kullanılmış olan ağaçlann. şimdi de
köklerini kazarak çıkarmaya çalışmalan
gösterildi. Aynı anda İsveç halkının
Noel ve yılbaşı tatilinde evlerini şenlen-
dirmek, çevresinde şarkı söyleyerek dön-
mek için kullanacaklan cam ağaçlannın
sokak ve meydanlarda satışına başlanı-
yordu. Her yıl 2-3 milyon ağaç. bu amaç-
la yetiştirilrnekte ve tatil bitince de bal-
konlardan bahçelere fırlatılmakta...
İsveçliler, bunda yalnız değıller; Noel
ağacı süslemek, bütün İskandinavya'da
çok yaygın bir gelenek. Yine de ınsan ke-
yifliyi görünce keyifsizı. toku görünce açı
düşünmeden duramıyor. Belki yurtdışı-
nda yaşayanlar, uzaktakiler konusunda
daha duyarlılar; sevdiklerini içlerinde
yaşatmaya daha düşkünler. Bilmiyo-
rum; ancak şurası kesin kı bu yılbaşı, eğ-
lenmek için güzelce giyinip süslendikten
sonra sokağa çıkan her genç kızı gör-
düğümde; İstanbul'da kendi evinde, giz-
lendiği koltuğun arkasında tek kurşunla
polis tarafından öldürüldüğü ıçın yeni
yılı göremeyecek olan liseli kızı düşüne-
ceğim. Gece ilerleyip, kahkahalar sokak-
lara taştıkça gözümün önüne, bu kızın
talıhsız annesinin ağlayan yüzü gelecek...
İsveçliler, yerinde izleyerek öğrendik-
len gerçeklerden daha çok etkılenıyor-
lar. Be nedenle, gittikleri ülkelerde sor-
duklan sorular, çoğu kez epey şaşırtıa
oluyor evsahipleri için: dönünce anlattı-
klan da, buradakileri etkiliyor aynı şekil-
de. Ülkenin çocuklara yardım için kurul-
muş en büyük örgütünün başkanı Karin
Söder, Saraybosna"dan yenı döndü. Ga-
zetecilere. hastaneye getırilen \arali ve
ölü çocuklan anlatırken yüzünü göre-
cektiniz. Ressam olup, şaşkınlığın ve
hüznün resmini çizmek isterdıniz. Karin
Söder, Sırplann çocuklan özellikle hedef
aldıklannı söylüyor. "Bir halkın gelece-
ğini yok etmek istiyorlar" diyor. Sanınm
onun da aklı. bu y ıl sonu. başka konular-
la meşgul olacakür. Bir çocuğun yüzü,
bir annenin bakışlan. süslü. aydınlaül-
mış çam ağaanın dallan arasından gö-
rünecektir ona. Artık onun için Saray-
bosna. hiç de uzak değildir Stocİc-
holm'e...
ARMAGAN FUARI'NDA
18-31 ARAUK 1993
EN
GÜZEL
İARMAĞAN
'KİTAPT1R
IMZA GUNU
BUGUN
26Arahk Pazar 14.00-16.00
YALVAÇ URAL SEVIM AK
YARIN
27 Araiık Pazartesi 14.00-16.00
FÜSUN ERBULAK
fc Heraün 11.00-20 00
FM Fuar Merkezı. M AVNİ SÖZEN Cad. Mecidiyeköy
Tel. 275 42 23
FM
MALİ İŞLER VE FİNANSM AN
MÜDÜRÜ ARANIYOR
Danışmanlığını yaptığımız, İstanburda faaliyette bulunan büyük bir hiz-
met işletmesi için, konusunda deneyimli. Mali Işler ve Finansman Müdürü
aranmaktadır. İlgılilerin. özgeçmişlerini de içeren dilekçeleri ile aşağıdaki
adrese yazılı olarak başvurmalan rica olunur.
Akın Erdem Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.
Şehit Muhtar Cad. Vo; 13 D. 12
80090 Taksim - İSTANBL'L
Yılbaşında yeniden
akdeııizli
isliktal Cad. BÜYÜkparmakkapı Sok.
No:27/I Taksim / Istanbul
Tel: 249 56 60
Ispaııyolgençliği
söz dinlemez oldu
' 'günümüz için bir ayin
ŞEYH BEDREDDİN DESTANI
Nâzım Hikmet
TUNCEL KURTİZ
veSEMA
DtMOve.
Yer : Yerebatan Sarayı
Tarih: 23-24-25 Araiık. saat 19.30
26 Araiık saat 17.00 Son oyun
Davetiyeler, Yerebatan Sarayı gişesinde; 522 12 59.
SORUMLUSU
Genel Muhasebede 3 yıl deneyimli
* Mevzuata yatkın
* Üniversîte mezuruı
* Tercihan Link bilen
* Askerliğini yapmış
* Bay veya Bayan eleman
P.K. 888 Sirkeci / ISTANBUL
Romanlannız ve Ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel: 554 08 04
T.C.
MERSİN 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo: 1992 413
Davaa Vakjflar Genel MüdürlüğiTne izafeten Adana Vakıflar
Bölge Mûdürlüğû ile davalılar Kostantin Nadir mirasçılan arasında
tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında: davalılar Vik-
torya Ibrahım Elhajı. Mişel Kostanlın Nader. Fılıp Kostantin Na-
der. Cezar (Kayzer) Kostantin Nader. Nıkola Kostantin Nader.
jskender Nader (Kostantin), Aleksandıra Selım Hayat. Elıas Anuın
İskender Nader ve Hanne Nader'e (Jan Teres İskender Nader) da\a
dilekçesi \e duruşma günü adresleri tespit edilemediğinden. teblığ
edılemediğinden adı geçen davalılara 13.5.1992 günlü dava dılekçesı-
nin ve duruşma gününün ilanen teblığıne karar verilmiş olup.
karar gereğince:
Davacı Vakıflar Genel Müdurlüğü vekili A\. Haluk Polal. 13.5
1992 günlü dava dilckçesınde: İçel ili. merkez Mesudiye Mahallesi.
240 ada, 4 parsel ve 241 ada 7 parsel sayılı taşınmazlann Valide Sul-
tan Vakfı'ndan icare tayinli olduğunu. ancak tapuda malik olarak
Lübnan uynıklu Kostantin Nadir görüldüğünü, Kostantin Nadır'ın
Mersin 2. Aslive Hukuk Mahkemesi'nden vcnlcn 20.3.1985 tarih ve
977/1108sayıhilamı ilefirarı olduğunu 13 Eylül 1331 tarih ve351 sa-
>ılı kanun ılc 15 Nısan 1339 tarih ve 333 sa>ı!ı Envali Metruke Ka-
nunlan gereğince, ya bana uyruklu fıraki ve mûtegayyip eşhastan
kişılenn malları meıruken Vakıflar Genel Müdurlüğü adına intikal
etügini. bu konuda Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 12 3 1980 tarihı ile
ilamı bulunduğunu. 2828 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 2. maddesinın
son paragrafında da (bu madde gereğince mülkıyetin mutasanflarına
geçmiş olan gayri menkullerden maliklenn Hazine'den başka vans
bırakmadan ölümlerı halindc mülkıyetin malülen vakfına rücueder)
denıldiğinı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde halen yürürlük-
te bulunan ve bu konuda genelgeleri bulunduğunu. bu nedenle firan
ve mülegayyip eşhastan olan Kostanlin Nader adına kayılı Valide
Sultan Vakfi'ndan icra tayinli 240 ada, 4 parsel ile 241 ada. 7 parsel
sayılı laşınmazlann Koslantin Nadır adına olan tapu kayıllannın ıp-
tali ılc adı geçen taşınmazların Vakıflar Genel Müdurlüğü adına tcs-
ciline karar venlmesinı ıslemij olduğundan, yukarıda isımlcri yazılı
davalılannbudavaııcıigilı ıbrazctmck ıstediklcri belgclcn 25 3 1994
gününe kadarduruşmayagelırmesı \eya kendilerinin duruşmaya gel-
meleri. duruşmaya gelmedıklcri. bu belgelen ibraz etmediklcri ya da
bir vekil tarafından temsil ettırilmedıklerı takdırde yargılamaya yok-
luklannda dcvr.m cdıkccği ve karar venlcceği hususu ilanen teblığ
olunur. 15.12.1993
Basın: 50558
l^^M^C'est la vie! ^^^HJ
J A Z Z C L U B
^ Y l L B f l Ş l P R R T İ S t ^
1 VİVİAN ARALoHnRüzaon 1
1 X GORDON LEE Piono £ 2
"T" TAHSİNÜNÜVARjozzûuarter T
_ b ı 251II 10»liesl«nnlıen)inM«nü,smazH'i<İJ.700 000,-Tl«l«*Kİd 2W.M0.-Tl _
Zsantral Hotel Rool, Sıratehriler Tel: 2511110 (Pım k.iç ktr^n vvrtn ıttan.) £.
ILAN
T.C.
ELBİSTAN 2. İCRA TETKİK MERCtİ
HAKİMLİĞİ
EsasNo: 1990/21
Karar No: 1993/23
Davaa: SSK Genel Müdurlüğü Ankara
Vekılı: A\ ukat Taha Tannverdi M.Maraş
Davalılar: 1- Muhittin Kılıç Elbistan
Vekili: Avukat Hasan Ucak, Elbistan
2- Uğur Eke. Hoş Dere Cad. 115 15. Yukan Ayrana Ankara
Dava. İstihkak İddiası
DavaTarihi: 17.9.1990
Karar Tanhi: 11.5.1993
Davaa SSK vekili mahkememize verdıği 17.9 1993 tariMi dava di-
lekçesınde: davalılardan Uğur Eke'nin SSK'ya ait Elbistan ılçesinde-
kı hastanevi müteahhit olarak yaptınrken işi tamamlamadan bıraktı-
ğını. hastanede bulunan kurumlanna ait mallan davalılardan Muhit-
tin Kılıç'ın Uğur Ekc'den olan alacağı nedenıyle Elbistan İcra
Müdürluğü'nün 1990,368 sayılı takıp dosyasında haczettırdiğinı.
haczedilen bu mallann Uğur Eke'ye ait olmayıp, kendı kurumlanna
ait olduğundan bahisle istıhkak iddıasında bulunmuş. mahkemece
yapılan >argılama sonucunda 11 5 1993 tarihli karar ile istihkak id-
diasının rcddine karar venlmiştir Verilen bu karar. davalı Uğur
Eke'nın açık adresi tespit edılemediğinden tebliğyapılamamışolmak-
la:
Yukanda taraflan ve numarası yazılı bulunan davanın ret olduğu-
na ilişkin kararın. davalı Uğur Ekc"yc ilanen teblığıne. ilan tarihinin
teblığ tarihı saulucağı ilanen teblığ olunur.
Basın 53654
Sız hiç
l
genç' oldunuz mu?
Yaşınız onbeş yırmibeş aralan
oldu mu hıç? Başkalannın isle-
dığı gibi değil de. ıçinizden gel-
diğı gıbı. dolu dolu yaşadınız
mı? 'Dünü" düşünmeden. 'gele-
ceği* düşünmeden bugünü ya-
şadınız mı korkusuz? İçinızde
sıcacık kan. tüm kurallan çiğ-
neyıp "Bu, yaşamakrır!" diye
bağınp doludizaın koştunuz
mu?
Bir gençliktır. onbeş/yirmi-
beş. belli yaşlann içinden geçer
gıdersıniz. ama yaşayamazsı-
nız. Bir yaşamdtr biter gıder;
doğru mu yanlış mı bilemezsi-
niz. Haydı baştan. diyemezsi-
niz. İçinizdeki bu ateş, bu kan.
yann aynı değildir. Daha dur-
gun mudur. ateşli midir: daha
korkak mıdır. yüreklı midir bıl-
mem. ama aynı değildir. deği-
şiktir. yenileyemezsıniz, var
edemezsıniz bir daha.
Bir şeyler oldu İspanyol
gençlığine. Söz dinlemez oldu.
Kurallara uymaz oldu. Ardına
bakmadan. önüne bakmadan
koşturuyor. Hiç ölmeyecekmiş
gibi koşturuyor; yann ölüvere-
cekmiş gibi son damlasına de-
ğin "an'mı yaşıyor. Doymuyor.
sonsuzu istıyor. Çılgınlık bit-
mesin istiyor. zaman yetmiyor:
geceleri gündüzleri birleştiri-
yor. Değer mi üzülmeye. deger
mi hüzün katmaya böylesine
kısacık yaşantıya?
Değmez. İspanyol gençliğine
vız gelir hüzün. Ekonomi vız
gelir. işsizlik v ız gider. Hem, vız
gelip vız gıtmese ne yazar? Du-
yarlı olsan ne yazar toplumun
'sorunlarına"? Kimın elinde, eğ-
ri bellı dünvanın eğriliklerini
düzeltmek? Üzüldüğünle kahr-
sın. o kadar. Yaşamana bak.
Doludızgin. Bir bakan, gençle-
rin enenilerini hafta sonlannda
Bakalao Yollan'nda tüketme-
lenne üzülüyor. Nerede tüket-
meli gençlik enerjisini?
Doludizgın 'Bakalao Yol-
lan'nda' İspanyol gençliği. so-
rumsuzluğu yaşıyor yaşamınçt-
kmazlaruıda. Alabildiğine ko-
şuyor Bakalao Yollan'nda.
Çok geç olmadan. ıçindeki kan
soğumadan. Bakalao. monna
balığı demek. Neden bu ismi
koymuşldr pek belli değil. Şehir
dışlannda üç beş on bin kişilik
dcv dıskolara gıden yollara de-
nıliyor. Bakalao Yollan. Mon-
na balığıyla kimın. nasıl. ne za-
man bir ilgı kurduğunu bilen
yok.
Bakalao diskolannda alkollü
içkiler değil. bir şişe su ile *hap'
içilir. Sonra içki içilmez. İçki,
hapın etkisini alır yoksa. Ve
uyuşturur içki. bayar, uyutur.
Bakalao Yollan'nın en temel
prensibi. en az kırk sekiz saat
hiç uyumamak, gözlerini kırp-
madan doludizgin yaşamaktır.
Coca cola, uykuya karşı ve su-
suzluğu gidermek için içilebilir.
Fransa, İngiltere. Amenka
gençliğının çoktan tanıştığı bu
'aşk haplarr, İspanya'da ancak
yayılmaya başladı. Bir hafta so-
nunda -gençliğin deyimiyle bir
weekend"de- yanm milyon genç
aşk hapı alıyor. Extask, ya da
kısaca X denilen aşk haplan, ilk
kez 1898 yılında bulunmuş.
Daha sonra parkinson hastalı-
ğının tedavisinde kullanılmış.
Metilenodioximetanfetamina
ya da MDMA denilen bir kim-
yasal madde içeriyor. Zararlan
kesin olarak bilinemiyor. Fay-
dası. beynin çılgmlaştığı bircoş-
kuyuyakalamak.
Gençlerin Bakalao çılgınhğı,
İspanyollann, işsizlik kadar ön-
de gelen, giincel bir sorunlan
oldu çıktı. Özellikle cuma günü
akşamlan bir Bakalao koştur-
macası başlar tüm İspanya'da.
Cçer beşer arabalara doluşur
gençler, Bakalao diskolanna!
Tekdüze, *dom!', 'dom!' bir mü-
ziktir Bakalao müziği. Söz yok-
tur. Söze gerek yoktur. Çılgınh-
ğın sözü yoktur. Gerçek dünya-
nın sıkıntılanndan dışlamak
için kulaklan sağır edercesine
bagjnrmüzik. Sabah olur. Bin-
lerce genç, üç yüz, beş yüz kilo-
metre uzaklarda başka şehirle-
re doğru, başka bir Bakalao
diskosuna doğru yola koyulur.
Madrid'den Valencia'ya, Zara-
goza'ya. Doludizgin. Ve ölüm
beklemektedir yollarda.
Tatsız, yavaş, ağır çekim bir
yaşamı sentetik haplarla ateşle-
miş; doludizgin. sevincin, coş-
kunun doruğunda gençlik. Do-
ruklar alçak geliyor, yetmiyor.