23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK1993 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER ABD'de dinve toplumsal yapı Baü Avrupa. görmüş geçirmiş, büyük bir kültür birikimine. tarihsel mirasa sahip soylu bir aile gjbidir. Amerika ise tarihi, geçmişi, birikimi olmayan, sonradan görmüş; bu nedenle büyük boyutlarla komplekslerini tatmin eden. gösteriş düşkünü ve aşın tüketim çılgınlığı yaşayan görgüsüz bir aile gibidir. Prof.Dr. SÜLEYMAN ÇELİK 19 Mayıs Üniversitesi S ayın Prof. Niyazi Ök- tem, 13-19 kas'ım tarih- leri arasında Cumhuri- yet'de yayımlanan "Ta- rih sürecinde dinler ve Amerika" başlıklı yazı dizisinde, ABD'deki çeşitli din \ e mez- heplerin kökenlerini yetkin bir şekilde ortaya koydu. Avrupa'nın tersine ABD'de din her zaman öne çıkarılmaya çalışılan ve toplumda baskısı duyulan bir kurum- dur. Bunu paralann tizerine yazarak, her törende bir papaz bulundurarak kiliselerden sık sık canh yayın vaparak gösteri taranda yapmaktadırlar. Baskı nedeniyle herkes dinine bağlı görünmektedir. Fakat görünüşün ter- sine çoğunluk dindar değildir. Kilise- lere büyük oranda bir devam yoktur. örneğin cuma günleri camüerimizde gördüğümüz, kalabalığın sokaklara taşması gibi bir durum pazar giinlen hiçbir kilisede görülmez. Yapılan bi- limsel araştırmalar. Amerikalılann yalnızca %19'unun gerçek anlamda dindar olduklannı göstermıştir. Bu- nunla birlikte dının toplumsal ve siya- sal etkinliğini ve gücünü yadsımak olanaksızdır. Dinin bu ülkedeki önemini anlaya- bilmek ve açiklayabilmek için ABD"- nin toplumsal. siyasal ve ekonomik yapısına bakmak gerekir. Bana göre ûç etmen (faktör) bu konuda önemli rol oynamaktadır. 1- ABD. bilindiğı gibı. göçmenler ülkesidir. Bünyesinde her ırktan. her dinden insanı banndınr. Göç eden in- san memleketinı özler; köklerinden kopmanın. sevdiklerinden aynlmanın Jıüznünü yaşar. Yeterli bir kültür ve bilgi birikimine sahip. kişiliğini kazanmış bir insan gi- deceği yerin koşullannı, karşılaşacağı güçlükleri öngörür ve hazırlıklı olur. Bunlar da sıla özlemi dediğimiz, yuka- ndaki duygulan yaşarlar. Fakat kişi- likleri ayaklannın yere sağlam basma- sını sağlar ve kendilerinden ödün vermeksizin bulunduklan koşullara uyumda güçlük çekmezler. Buna kar- şılık kişiliği gelişmemiş. birikimi olma- yan bir insan kendi küçük dünyasın- dan çıkıp hayal bile edemeyeceği boyutlarda yeni bir yere geldiğinde su- dan çıkmış balığa döner. Kendisini boşlukta duyumsar. İçine düştüğü boşluktan kurtulmak için bir daya- nak, tutunacak dal arar. Kimıleri içine kapanır, geleneklerine sanlır. Aradığı dayanağı dinde bulur. köktendınci akımlara kapılır. Kimıleri alkole ya da uyuşturucu maddelere yönelir. Kimi- len de tüm geçmişini, değer yargılan- ru, dinini inkar eder, protest ya da anarşist akımlara kapılır. Yurtdışında çalışan işçilerimiz ve okuyan öğrenci- lerimiz arasında bu konuda çarpıcı örnekler görûrüz. ABD"yeilk göçenler. Sayın Öktem'- in belirttiği gibı. genellikle cemaatler halinde gitmişler ve dinsel kurumlannı da beraberlerinde taşıyarak büyük öl- çüde dışa kapalı bir yaşam sürmüşler- dir. Dışa kapalı toplumlar gelenekle- rin en katı yaşandığı toplumlardır. Bu yıllarda aynca kiliselerin çok sayıda özgörevli (misyoner) gönderdiği de bı- lınmektedir. Sayısal olarak azalmış olmakla bir- likıe ABD'ye göç bugün de devam etmektedir. 2- ABD, pür kapitalist ekonomik sistemin uygulandığı bir ülkedir. Batı Avnıpa ülkelerinin tersine, şimdiye kadar bir sosyal demokrat parti ikti- dara gelemediği gibi, küçük bir sosyal demokrat muhalefet partisi bile yok- tur. Demokratlar. Cumhuriyetçilere göre bıraz daha özgürlükçü görün- mekle birlikte sosyal demokrasinin çok uzağındadırlar. Bu nedenle çalı- şanlar için. Batı Avrupa standartlann- da işsızlik sigortası ve işgüvenlıği ıçe- ren bir sos>al güvenlık sistemi yoktur. Özel sigorta şirketleri ile kışı arasında. tamamen liberal ekonomi kurallannın geçerlı olduğu bir sosyal güvenlik (ya- ni ne kadar para o kadar güvenlik) sis- temi vardır. Eğer sigortası yoksa apandısıti patlayan hastayı bile ameli- yat etmezler. İşverenler, çalışanlann işine ıstedikleri zaman son venrler. Çalışan kapsamının içine öğretim üye- sinden subayına. genel müdüründen temizlik işçisine kadar herkes girer. Bır kez işe gırdikten sonra emekli olana kadar iş garanüsi söz konusu değildir. Bu durum iş verirru sağlamada büyük bir etken olmakla birlikte. insanlarda gelecek endışesınin doğurduğu büyük bir strese neden olmaktadır. Stres de aynı şekilde. insanlan tutunacak dal arayışına iter. Orada. Avrupa'daki gi- bi işsizlık sigortası olmadığı gibi. ülke- mizdeki gibi aile dayanışması da yok- tur. Yere düşene kimse bakmaz. Tersi- ne. kurt kanununa göre herkes bir şeyler koparmaya çalışır. Bu durumda işsiz insan ya hırsızlık soygun yapacak ya da kıliseye sığınacaktır. 3- Sovvetler Birliği dağılmadan ön- ce ABD'de bü> ük bir komünizm fobi- si vardı. Medyanın sürekli körüklediği bu fobi. bazı kişilerde paranoya şeklinı almıştı. Devlet yıldız savaşlan proje- siyle hayal ötesi silahlar gehşürmeye çalışırken halka da oiası bir nükleer savaşta aylarca yaşayabilecekleri ye- ralü sığınak evlen pazarlanıyordu. Bu şekilde paranoya içine itilmiş halk. so- nuçta komünizme karşı en güçlü pan- zehir olduğu. gene sıstemli bir şekilde öne süriilen dine sanhyordu. Sovyetler dağıldıktan sonra ABD'ye gitmedırn. Ancak devlet. yıldız savaşlan projesini rafa kaldırdığına göre. sanırım insan- lar da fobiden kurtulmuşlardır. Entrika, sahtekarlık... Bu etmenlerin dışında. üst tabakala- nn dindar olmalannda. Sayın Ök- tem'in de belirttiği gibi her türlü entri- ka. sahtekarlık ve yalan-dolanın mübah sayıldığı kapitalist düzende iş- lenni yürütürlerken kazandıklan gü- nahlannı afTettirmek için özel yaşam- lannda koyu bağnaz, tutucu ve biçım- ci bir tutum benimsemeleri üzerinde durulmaktadır. Bunlar ve kuşkusuz toplumbilimci- lerin bunlara ekleyebileceği başka et- menler üst üste geldiğinde her türlü inanç sömürüsüne açık bır toplum or- taya çıkmaktadır. Bundan.ençok kili- seler olmak üzere çeşitli dinler yarar- landığı gibi peygamberliğe hevesle- nenler de yararlanmaktadır. Nitekim günümüzde en çok peygamber ABD'- de ortaya çıkmakta ya da başka ülke- lerde ortaya çıkan peygamberler en çok mündı burada toplayabilmekte- dirler. ABD'yi tanımayanlann düşündük- lerinın tersine, halkının eğitim ve kül- tür düzeyi yüksek değildir. Halkın yansının okuma-yazma bilmediği. hatta İngilizce bilmeyenlerin oranmın 0 o40'ın üzerinde olduğu bildirilmekte- dir. Yükseköğrctimde okullaşma ora- nının, %35'le en yüksek ABD'de olduğu. bizde %15 olduğu. onun için yeni üniversiteler açarak Amerika'ya yetişmemiz gerektiği son günlerde sık sık öne süriilmektedir! ABD için veri- len oran doğrudur, fakat yükseköğre- tim kavramı farkhdır. ABD'de ilk \e ortaöğretim. zorunlu temel eğitımi oluşturur. Temel eğitim veren bu okullann dışında. bizdeki gi- bi bir mesleğe yönelik eğitim veren lisc düzeyinde okullar yoktur. Temel eğiti- mini bitiren öğrenci. öğrenimi süresin- ce aldığt notlan yeterli ise üniversiteye gider. EğeT notlan üniversite eğitimi alabilecek kapasıtede olmadığını gös- teriyorsa meslek okullanna gider. Bu okullar. bizdeki meslek liselerinde ve- rilmeye çalışılan mesleksel eğitim yap- ünrlar. O o35"in ıçıne buralan bitiren- ler de girmektedır. Sonuç ABD. bir süper güç olarak. soğuk savaş yıllannda komünizm karşıtı ül- kelerin liderliğini yaptı. Bugün ise dünyanın tek süper gücü. Bu nedenle dünyayı her zaman etkilemiştir \e et- kılemektedir. Güçlü kitle iletışim araç- ları. ileri bilimsel araştırmalan, yüksek teknoloji üriinü fılmlen, şarkıcılan, fılm yıldızlan \s. araalığı ile kültürel değerleri dünyanın her yanına erişebıl- mekte. sonuçta Amerikan değer yargı- lan ve yaşam tarzı tüm ülkelerde özen- ti yaratabilmekte. yandaş bulabilmek- tedir. Bu konuda resmi politika. dine dayalı ahlak anlayışının ülkede ege- men olduğu propagandasını yapar. Bu amaçla. girişte belirtildiği gibi, din sürekli bir gösteri aracı olarak kulla- nılmaktadır. Aileyeçok önem verildiği gösterilmeye çahşılır. Amenkan ailesi- nin prototıpı olarak yemeğe dua ile başlayan. pazar günleri birlikte kilise- ye giden, sadık. mazbut ve mutlu aile tablolan sunulur. Buna karşılık size takılmaya çalışı- lan pembe gözlüğü çıkanp gerçeklere çıplak gözle baktığınızda. dine dayalı ahlakın sağladığı huzur ve mutluluk içinde yaşayan insanlardan oluşan sağlıklı bir toplum değil, tam tersi bir görüntü ile yüz yüze gelirsiniz. Aile bağlan pek güçlü değildir. Arada sıra- da medyaya yansıyan. politikacılann metres skandallannda görüldüğü üze- re. öne sürüldüğü gibi sadakat ve maz- butluk söz konusu değildir. Alt taba- kalarda daha yaygın olmak üzere, aileler arasında eş değişimi. grup seks yaygındır. . • Batı Avrupa. görmüş geçirmiş. bü- yük bir kültür birikimine. tarihsel mi- rasa sahip soylu bır aile gibidir. Ame- nka ise tarihi. geçmişi. birikimi olma- yan. sonradan görmüş; bu nedenle büyük boyutlarla komplekslerini tat- mın eden. gösteriş düşkünü ve aşın tüketim çılgınlığı yaşayan görgüsüz bır aile gibidir. Biz. Avrupa ülkelerin- den de daha eski bir geçmışe ve tanhe sahibiz. Kimseye övkünmeye gereksi- nimimiz yoktur. Fakat inkara olma- mamız gerektiği gibi gelenekçi ve tutu- cu da olmamahyız. Evrensel kültürel binkımlerden yararlanmalı. akıla dü- şünceyi ve çağdaş bilimi yol gösterici edınmelivız. TARTIŞMA Laiklik D in şurasındaki demeçleri ile büyük lerimiz bizlen aydınlattılar. Laiklik inanç özgürlüğü demekmiş, dinsızük demek değilmış. Laiklik demokrasinin, inanç özgürlüğü de laikliğin olmazsa olmaz koşuludur da, bu yeterli değildir. Laiklik yalnızca inanç özgürlüğü demek olsaydı diğer dinleredeözgürlük lanındığından Osmanlı, Iran, Suriye ve İsrail devleüeri de laik devlel olarak nitelenir ve laiklik karşıtlan var olmazdı. Din ve inanç insana özgü bir duygudur. Devlet tüzel kişiliği insan değildir ki duygulan, inançlan vedini olsun. Laiklik devletindinsiz fakat her tür inanç özgürlüğünün güvencesi olması. hiç kımsenin hiçbir din adına devlet düzenine burnunu sokmaması demektir. Laiklik kadın haklan, kadınlann başbakan da olabilmeleri demektir. Laiklik devletin dinler arasında ayınm gözetmemesi. din aynmına dayalı uluslararası örgüt ve toplantılara katılmaması, çoğunluk dinı dışındaki dinlen yayanlann gözaltına alınmamalan demektir. Laiklik kaçak cami inşaatlanna karşın. İmar Yasası kendisını yetkili kılmışken beledıye başkanının Patrikhane ruhsatı için DışişJeri Bakanlığı izninegerek duymaması demektir. Laiklik bir başbakanın parti grubunda "Siz isterseniz haUfeüği de getirebilirsiniz" diyememesi. demektir. _ . . . ,, Cengız Alatlı PENCERE Ideolojiler Oldü mû?.. Acun Issız Kaldı mı?..Tarihin sonu mu geldi?.. Amerikalı Japon Fukuyama'ya bakarsan. ak sakallı, kabak kafalı, beyaz giysilı "Tarih Baba " sızlere ömür.. Sovyetler yıkıhnca Tarıh Baba dayanamamış, fücceten öl- müş. Artık tarih yok.. 21'inci yüzyılda okullardan belki tarih dersini de kaldmrlar. çocuklar savaşlann yıllanyla krallann ve sultanların adlarını ezberlemekten kurtulur... Fukuyama'ya göre insanlığın görüp görebileceği son top- lum modeli -sosyal demokrası degil- "liberal demokrasi..." Oysa Marks "komünizm " diyordu Amerikalı Japon, Marks'ı almış, Hegei'e vurmuş, geçmişle geleceğı bir guzel harman edip ahkâmını kesmiş. - Tarihin sonu geldi.. - Pekineolacak?.. - Her şey daha guzel olacak... - Yeni Dünya Duzeni kuruldu ya, artık tarihin sonu geldi, ideolojilere paydos... • Eskiden ülkemizde bir hastalık salgındı. her işte bir "ideolo- ji" aranırdı, Rrfat llgaz 'Sınıf adlı kitabında okul sınıfından mı söz açmış, hemen yakasına yapışılırdı: - Bu şiirler ideolojik .. Ya Nâzım?.. Tepeden tırnağa ıdeolojik değil miydi?. Siyasi polıs ideoloji peşindeydi, meyhanelerde ideoloji yapılıpyapılmadığını ajan- lar izliyorlardı Okulda kuçücük öğrenci siyasal iki laf etti mi, öğretmen korkudan bayılıyor, müdür ne yapacağını saşırıyor, Milli Eğitim Bakanı zıvanadan çıkıyor, on yaşında çocuk kara- kola taşınıyordu Her sıirde oyküde. sözde. köşe yazısında, romanda, denemede lafta ideoloji keşfeden bilirkişiler vardı. Devlet rüzgârda başından uçan şapkasının peşinde koşan adam gibi ideoloji kovalıyordu; şimdı rahat bir soluk alabilecek mi?. Çunkü diyorlar ki- - Ideolojiler öldu... • Peki ideoloji gerçekten öldü mu?. Ne münasebet!. Eskiden ideoloji meraklıları bu seytan işini Moskova'dan it- hal ederlerdı, bu kezVVashıngton malları gumrükleri sardı. Biz "Yerli Mallar Haftası 'nı çoktan geride bıraktık, ideolojinin de en iyısi Amerika'dan geliyor; ideoloji bankaları ne güne duru- yor? Onlar üretsinler, paketlesınler, yollasınlar, biz içerde piyasaya sürelım . Tarıhinın hiçbir döneminde olmadığı kadar Türkiye ideolojik bombardıman altındadır Üniversiteler, gazeteler, televızyon- lar, radyolar, okullar. dergiler, kitaplar. broşurlerden oluşan iletisım dunyasında, nereye el atsan, altından aynı ideoloji çı- kıyor. Nedıro?. Liboşızm!.. •k Eh, boyle olunca ne zararı var''. Bir yandan "tarihin sonu geldi ' diyerek ideolojilere fatiha okurken öte yandan libo- şızm " ahmak ıslatan yağmuru gibi iliklerimize işlerse bir taşla kaç kus vurursun? Hem ideolojik beyin yıkamayı "ideolojiler oldu" diye yaparsan, piyasaya sürduğun ideolojiyi de ideoloji değilmiş gibi pazarlamak kurnazhğını gerçekleştirmış olmaz mısın?. El elden üstündür... Az gelişmişlık parayla pulla değil, enayilikle, dangalaklıkla, budalalıkla ölçülüyor Peki tarihin sonu geldi mi?.. Tarih insan içindır.. İnsan tarih için değil. Bu iki fotoğraf arasında ne fark var? Hiçfarkyok... Çünkü Efes size, yaşamın her anında, yılbaşı keyfini, geleneğini, coşkusunu sunar. Efes'le her yemek, her davet, " her buluşma mutlu bir şölendir... 1994'e girerken "yılbaşı geleneği"mİ2d yine Efes'lerle, sürdürelim. | Güzel bir dünya, güzel günler diliyoruz:.. PUsen EXTRA EFES PILSENBira ve Malt Grubu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle