23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10ARAUK1993CUMA 12 DIZIYAZI Almanya 'da Refah Partili Erbakaıı m şeylıülislaıııı ŞEYHULISLAM Orıl Çalışlar / Dilek Zaptçıoglu - 6 Ş eyhülislam Ali Yüksel, Milli Görüş ta- raftarhğıııın yanısıra Erbakan'ın da çok yakırıı. Kendısi geçen milletvekili secim- lerinde RP'den Antalya milletvekili adayı idı. Seçimi kazansaydı, şu anda RP'nin sözcülerinden birisi olarak çalışmalanm yürütecekti. Secilemeyince Almanya'daki görevıne devam etti. Almanya'daki bütün önemli toplantılara Necmettin Erbakan'ı çağıran Milli Görüş Teşki- latı, Yûksel'in Almanya'da Şeyhülislam ilan edil- mesiyle, RP liderine yeni bir rnakam da hediye et- miş oldular. Tarihimizdeki geleneksel Şeyhülis- lam'ı düşünürsek, Erbakan-Yüksel ilişkisi de bir anlam kazanır. Erbakan, geleneksel konumu içinde siyasi oto- riteyi temsil ediyor, Yüksel de dini otoriteyi. Gü- nümüz koşullannda bu nasıl gündelik hayata yansıyabilir, ayn bir tartışma konusu. Aradan 70 yügeçmiş. Şeyhülislamlık kurumu bugünün koşullannda nasıl işleyecek? Yüksel, "Ben Idm beni ŞeyhûHslaın kabul ediyorsa onun Şeyhülislamıyıın" diyor. Örneğin Erbakan"ın Şeyhülislanu mı? Çeşitli ilişkilerinden Erbakan'ın Ali Yüksel'e büyük de- verdiği anlaşılıyor. Örneğin Ali Yûksel'in ıydığı nikahlarda veya verdiğı vaazlar sırasında Erbakan'ı şahitler arasında veya dinleyicıler arası- nda görebilirsiniz. Padişahlann Şeyhülislam'ın verdiği vaazlarda bulunmasına benzer bir durum var. Erbakan Pa- dişah olmak ister mi, onun yerinde bulunmak ister mi? 70 yıl sonra içinden böyle bir arzu geçse bile, açı- ktan söylemesini kimse ondan beklemesın. Avrupa Milli Görüş Teşkilatlan Genel Sekreteri Ali Yüksel Şeyhülislam olurken şu yemini etti: Bismillahirrahmanirrahim. Hizmetlerimi kendi çıkarlarımı gözetmeden bana güvenen insanları emrine sunacağıma ve her za- man İslamiyete zarar gelmemesi için çalışarak i>ilikten >ana olacağıma yemin ederim. Bütün icra- atımda Kuran'ı ve İslami gdeuekleri temel alacağıma ve sosyal adaieti, insan haklannı ve bu top- lumda barışçı bir beraberiiği savunacağıına söz veririm. İslam KonseyTnin tüzüğünü ve kurallarını gözeteceğiıne ve F.Almanya Anayasasuıa ve eyalet anayasalarına bağlı kalacağıma ant içerim. Allahın yardımıyla, İslam Konseyi'ne ve cemaat- lerine Alnian toplumunda savgın bir yer kazandırmak için elimden geleni yapacağım ki Konsey kamu vararına verdiği hizmetk bu toplumun oluşumu \e gelişimine katkıda bulunabilsin. Bu çerçevede, değişik inançlara ve dünva görüşlerine sahip insanlarm çattşmasız i>i komşuluk içinde bir arada yaşamalan için dinler arası diyaloğu elimden gekliğince destekleveceğinı.Allah şahidim olsun. Şeyhülislamınyerîüni islamKonseyi'ndeDiyanetgörevMde var Salim Abdullah. - AMGT, kurumunuzla nasıl bir ilişki içinde? Safim Ab- dullah: AMGT, ku- rumumuzu fî- nanse eden derneklerden biridir. Ama 21 kişilik yö- netim kuru- lunda sadece 2 kişiyle tem- sil edilir. Buna geç- meden önce beşinci görev alanımıa belirteyim: Bu, insan haklannı kapsıyor. Sadece Almanya'daki İsla- mi azınlığın değil, İslami ülkelerde yaşayan azınhklann da haklannı koruyoruz. Bugün İslam ülkelerinde takip gören insanlar, azmh- klar vardır. Biz, örneğin Suudi Arabistan hapi- sanelerinden epey tutukluyu kurtarmayı başar- dık. - İslam Arşivi'nin yaptsı nedir? Nasıl finanse ediliyor? Kimler destekliyor? Salim Abdullah: Arşiv, Dünya İslam İConse- yi'nin bir kolu olan Almanya İslam Konseyi'ne bağlıdır En üstte bir Kuratoryum vardır. Bu Kuratoryuma gayrimüslimler de üye olabilir, örneğin Soest kenti Belediye Başkanı buna üye- dir. Kuratoryum. en üst organ olarak kurumun faaliyetlerine büirnsel olarak refakat eder ve yön gösterir. İkinci organımız, Yürütme Kuru- lu'dur. Burada bizi mali açıdan destekleyen derneklerin ve kuruluşlann temsilcileri vardır. Ömeğin AMGTden ıki kişi DİTİB'den de bir kişi vardır. - Diyanet İşleri'nden kim var Yürütme Kuru- hı'nda? Salim Abdullah: Dortmund'dan İsmet özen- gi. Yürütme Kurulu bütçeyi denetler. ancak faa- liyetlerin içeriğine kesinlikle kanşamaz. Bu ku- rula bizi desteklemek isteyen her teşkilat, der- nek temsilci gönderebilir. Tek koşul, Alman Anayasası'nı kabul etmeleridir. Örneğin bir Ce- malettin Kaplan buna üye olamaz. Bu arada belirteyim, Kaplan beni ölümle tehdit ettiği için polis koruması altındayım. Kurulumuza. örne- ğin Alman Anayasası'nı saymayan Türkeş'çiler de üye olamaz. Şart, demokrasiye uymakür. Yürütme Kurulu, on yıl görev yapacak bir yö- neticı seçer. Üçüncü organımız ise Yönetim Kurulu'dur. Yönetim Kurulu Başkanımız, Hamburg'da mühendislikten emekli olan ve DİTİB'e yakın görüşlere sahip Beşir Say'dır. Beşir Say, yanılmıyorsam Türkiye'de uzun yıl- lar bir devlet işletmesinde yöneticilik yapmış. Eşi Almandır. Yönetim Kunılu'ndaki tek Türk odur. - Sizin yeriniz nerede bu organizasyon içinde? Salim Abdullah: İşte en son ben geliyorum! On yıllığına seçilmiş olan benim. Yürütme Ku- rulu'nu faaliyetlerimizden soyutlayıp sadece bütce denetimiyle görevli kılmamız şu nedenle- dir: Eğer bir gün kurula herhangi bir siyasi eği- lim egemen olursa, kurumun bağımsızüğı orta- dan kalkabilır. Bunu engellemek istedik ve böy- le bir yapı kurduk. Amaç, kurumu her türlü si- yasi eğilimden ırak tutmaktır. Yöneticinin ken- disi başlı başına bir kurum olmah ve bağımsız kalmalıdır, dedik. - Peki, Şeyhülislam olan Aü YükseTin konumu bu v apıda nereye oturuyor? Salim Abdullah: Ali Yüksel, İslam Konseyi Başkanı değil. Başkan benim. Kanun koyucu nitelikteki organ ise Konseyin kendisidir. Alü bölüme aynlmış bir Ruhani İşler Idare Ku- rulu'muz var. O kurulun başkanı olarak Şeyhü- lislam, Ali Yûksel'in titridir yalnızca. • Biraz kanşık oldu galiba. Şeyhülislam bikU- ğim kadarıyla en üst otorite olmuyor mu? Salim Abdullah: Hayır. Şeyhülislam her yer- de var. Eskiden Sovyetler BirliğTnin bir Şeyhü- hslamı vardı, şimdi Kazakistan'ın, Tacikıstan'- ın, Uzbekistan'ın birer Şeyhülislam'ı var. 1Ö11APRİU333 DER &9İİ 140 LINEINEUR0P47. Avnıpa Müslümaıı Meseleleri Konferansı'nda Ali Yüksel şeyhülislam olarak konuşma yapıyor. Yanında Necmettin Erbakan var. Şeyhülislam Ali Yüksel: Humeynifetva vermeseydi ] eolmazdı -"Peki biraz düşümin. Şeytan Ayetleri v ay ınlandı Türkiye'de birşey olmadı. Türkiye'de kimse görüşİerinden vazgeçmedi, v ani bir Müslüman okuyup da, "Vav anasını. lslamiv et ne kötüymüş!" deyip v azgeçmedi. İslam dünyası. Salman Rüşdi'nin sözlerine fikri düzey'de bir cevap verir, çürütmeye çalışabilirdi. Daha olgun bir tutum gösterebilirdi. \ ani, tamam. kardeşim söylüv orsa söylesin, > azıyorsa yazsm ne olur ki, gibi bir tutum daha da olgun bir tutum olinaz mıvdı sizceT" -"Tartışırlardı, ondan sonra da. İslam dünyasırun yazarlan. çizerleri derlerdi ki, işte bu adam... ama o adam öyle değil de böyle. Tabii eskiden. Zaten mesela Peygamberimiz, S.A.V. ve onun dönemindeki Müslüman ilim ve irfarun geliştiği ve dünyaya hakikaten medeniyeti takdir edip sunduğu dönemlerde bu tür şeyler yine yazıhp çiziliyordu. Bir kitaba karşı birçok reddiyeler yazıhrdı. O çeşitli açılardan çürütülürdü ve toplum üzerindeki etkisi veya okuyanlann yazanlann üzerindeki etkisi böylelikle yeniden müspete çevrilmiş olurdu. Ama bu dönemde böyle bir usul yavaş yavaş ortadan kalkmış. Öbür taraftan, yani sırf hep berideki dikkaısızliği ortaya koyarak da, yani vebalin çoğunu sergilemek yerine bence ısrarla bunun İngıltere'den, A\ rupa'dan taa Türkiye'ye kadar uzanıp toplumun tahriki. Ama bu niye? Önce şunlar yükseİmedi mi? Aslında Salman Rüşdi'yi bu kadar önemsemeseydi, Iran, Humeyni bir fetva çıkarmasaydı ne dünya Salman Rüşdi'yi bilirdi ne de bu kadar ölen olurdu. Bu iş. E tabi İran'ın da bunda bir hesabı vardı. Yani illa bütün Müslümanlann haklannı ve İslama olan saldınlara cevabı biz veriyoruz, koruyucu biziz diyerek islam topluluğu üzerinde bir avantaj sağlama hesabı olabilir. Gerçi millet olarak bunu düşünmüş olabilirler veya olmayabilirler, ama bu da olabilir. O bakımdan işte zaten o noktaya doğru gidip aynca dünyadakı güçler İslam toplumunuçok iyi tanıyorlar. yani halkı biliyorlar. Bizi idare edenlerden çok daha fazla bizi ve bizi idare edenleri idare edenlerden daha ıvi biliyor. Toplum üzerinde araştırma yapıyorlar. Hangi noktada hassastır, hangi noktayı kurcalarsak bunlan oyuna getirebıliriz, diyorlar. Ve bu bakımdan bu oyunu oynayanlara karşı toplumun ve aydınlanmızın eleşürileri yönelmeli ve onlan suçlu bulma noktasında haklı bir tepki gösterilmeli diye düşünüyorum. Yanı:Aziz Nesin kıtsalıımza dehumJı -Seyhüüslam, her yerdeki bütün Müslüman- lann en üst otoritesi değil midir? Salim Abdullah: Hayır. Bu, Osmanlı İmpara- torluğu zamanında öyleydi. Artık değil. Şey- hülislam'ın Almanya'daki görevi, ruhani mese- leleri idare etmektir. Buradaki İslami başka İslami ülkelerden bağımsız düşünmelisiniz. Şeyhülislam'ın Almanya'da 6 yardımcısı var, bunlann hiçbiri AMGT'li değil. Biri Boşnak ör- neğin. Eğer ben Şeyhülislam'dan memnun de- ğüsem, başı derde girer. Onun işlerini Konsey denetler. - Seyhülislam ne konularda karar veriyor? Salim Abdullah: Cenaze nasıl kalkacak, bir hareket dince caiz midir, bunun gibi konular- dan sorumludur. Bakınız, İslam Konseyi'nde DİTİB yer almıyor. Neden? Çünkü DİTIB Al- manya'daki bağımsız bir teşkilat degildir. Gerçı buradaki dernekler kanunu çerçevesinde kuru- lu, ama tüzüğü Türkiye'deki Diyanet'e bağlıdır, yani devlet İslamı'dır. İslam Konseyi ise saf bir Alman kuruluşudur. Türkiye Cumhuriyeti Essen Başkonsolosu, Soest Belediyesi'ne müracaat ederek belediye başkanından bize toplantılanmız için belediye salonunu tahsisetmemesini istedi. Ama başanh olamadı. Çünkü Türkiye, işlerimize kanşamaz. Türkiye'nin Alman topraklannda hüküm- ranlığı yoktur. - Peki, AMGT, Kuzey Ren Vestfalya'da İslam dinini temsil eden kuruluş olarak resnten tamnmak için uğraş veriyor. Bu konuda bir geüş- me var mı? Salim Abdullah: Hayır. bunda başanh ola- mazlar. Çünkü Türkiye vatandaşlan, Alman Anayasası'na bağlılık yemini edemez. Bu, ger- çek dışıdır. - AMGT ile üişkileriniz ne düzeydedir? Salim Abdullah: Yalnız onlarla değil, bütün cemaatlerle iyi ilişki içindeyiz. Örneğin Alman- ya'da 3-4 Nurcu cemaat vardır, onlarla da iliş- kilerimiz iyidir. Yalnız söylediğim gibi Kaplan cemaatiyle ilişkimiz yok. Keşke Kaplan'ı kabul edecek bir ülke bulunsa da bir an önce sınır dışı edilse! Bana ölüm fetvası çıkarttığı için polis koruması altındayım. - Şeyhülislamlığa Ali Yüksel nasd seçildi? Saiim Abdullah O önerildi ve seçildi, o kadar. Mesela Nurculardan İslam Gençlik Merkezleri Başkanı Bulut da seçilebilirdi. Benim o sırada oy hakkım yoktu. Tekrar ediyorum Ali Yüksel, Şeyhülislam olarak Milli Görüşü, savunamaz! Beş yıllığına seçildi, dört yıh daha var. Sonra yeniden seçim yapılacak. Milli görüş, sadece Konsey'in Yürütme Kurulu'nda iki kişiyle temsil ediliyor, Yönetim Kurulu"nda ise hiç yoktur. Eğer Milli Görüş Almanya'da Türkiye'deki bir partinin propagandasını yapar, parti faali- yeti yaparsa biz buna karşı çıkar. kendimizi sa- vunuruz. Şunu belirtmek istiyorum: Ali Yüksel hakkında Türk basınında çok yanlış yayınlar oldu. Türk gazetelen bir tür hedef yaratmaya çalıştılar. Oysa Ali Yüksel dinbilimcidir (teo- logdur). Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yaptı; DITİB'deçalıştı. - Almanya'da İslam bir öcü gibi gösterilmeye çalışilıyor, bu görüşe katılıyor musunuz? Salim Abdullah: Maalesef doğru. îslam kav- ranmıyor. Evet, köktendinciler var, Süley- mancdar var, ama Almanya'daki Müslüman- lann çoğu aklı başında insanlardır. İşlerini yap- mak, ailelerini geçindirmek, çocuklannı büyüt- mek istiyorlar. Yarın: Tcokrasi çağdas dûoyaya uygun değil İLAN DENİZLİ 2. ASLİYE HUKÜK MAHKEMESt 199M112 Davap Nedim Durmuş vekili tarafından davalı Fethi Karadu- nan aleyhine açılan senet iptali davasında; Cumhuriyet Caddesi Harmanlar Sok. No: 2 Ödemiş adresine da- \ılı Fethi Karaduman adına dava dilekçesi davetiyesinin tebbğedıle- nedıği. soruşturma ıle adresi bulunamadığından davalının, duruşma jûnü olan 21.12.1993 günü saat 9.00'da bizzat bulunması veya bir ••ekille temsil ettırrnesi. gelmediği ve bir vekille temsil etürmedıği tak- tirde davanın yokluğunda görülüp bitirileceği dava dilekçesi daveü- «si tebliği yerine geçmek üzere ılan olunur. Basın: 53020 İLAN KAYSERİ 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1993/369 Esas Davacı Metiye Çelik tarafmdan davalı Salih Çelik aleyhine açı- an boşanma davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sı- asında verilen ara karan gereğince. Davalının tüm araştırmalara rağmen adresi tespıt edilemediğinden ıdı geçenin 24 1.1994 günü saat 9.35'te mahkememizde yapılacak ılan duruşmada hazır bulunması, aksi takdirde duruşmanın yoklu- şında yapılacağı tebliğ olunur. 24.11.1993 Basın: 53031 İLAN T.C. OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1992/89 Karar No: 1993/131 KararTarihi: 11.6.1993 Davacı Hazine tarafından davalılar Emine Giritlioğlu ve Ayşe Ha- ciosmanoğlu ve arkadaşlan hakkında açılan tapu iptal ve tescil dava- sının reddıne dair verilen karan davalılardan Emine Giritlioğlu ile Ayşe Haciosmanoğlu'na aramalara rağmen tebliğedilemediğinden iş bu ilanın gazetede ilanından itibaren 15 gün sonrasına tebliğ etmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 53039 FATİH 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1993,542 istanbul Gaziosmanpasa îmrahor köyü. cilt: 020/02, sayfa: 19, kütük: 66'da nüfusa kayıtlı bulunan Galip ile Adviye'den olma 10.11. 1930 doğumlu Fevaye Yoldaş'a "ağır derecede demans" denilen ruh- sal hastalığın duçar olması nedeniyle yine aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan Şua>ıp ile Fevziye'den olma 15.08.1958 doğumlu olan ve halen.Veledi Karabaş Mah. Çorlulu Ali Paşa Sok. No: 16/9, Şehre- mini-İstanbul adresınde mukim bulunan kıâ Aynur Yoldaş vasi ta- yın edilmişür. Ilan olunur. 07.12.1993 Basın: 12697 OF ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1992/119 Karar No: 1993'150 KararTarihi: 11.6.1993 Hazine tarafından davalılar Ali Türk, Murat Türkoğlu, Halit Ziya Türkoğiu ve Osman Nuri Türkoğlu aleyhine açılan tazminat davası- nın >argılamasının sonunda verilen ret karan tüm aramalara rağmen davalılara tebliğ edilemediğinden, iş bu ilanın gazetede ilanını mütea- kip 15 gün sonunda karann ılgili davalılara tebliğ edılmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 53041 ÇORUM SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MtÎDÜRLÜĞÜ DosyaNo: 1993/111 Çorum ili, Gülabibey Mahallesi, Aşağı Kapaklı mevkıinde. Ada: 290, Parsel: 153'te kayıtlı Bag. 820 m2 Bag olarak yazılmış ise bag vasfını kaybetmiş arsa olarak: 75.000.000 TL muhammen değe- rinde. Yukarda belirtilen gayrimenkul izaleyi şuyu suretiyle saülarak or- taklığın gıderilmesine karar verilmiş olmakla: Birincı satış günü... 10.1.1994 günü saat: 14.00'ten 14.15'e kadar Çorum Belediyesi'ne ait müzayede salonunda yapılacaktır. Bu gün talipli çıkmaz veya tahmin edilen muhammen değerin: %75"ini bulmazsa ıkınci satış günü olan: 20.1.1994 günü aynı yer ve aynı saatte yapılacaktır. Fatma Mualla Kaya, Dudu Nejla Şcngül. Orhan Akant. Serap Akant'a tebliğ yenne geçmek üzere ilanen tebliğ olunur 16.11.1993 Basın: 53073 ANKARA-ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Abidin Dino Sabah telefon. Ali Artun'un sesiyle titredim. Ne söyleyece- ğini biliyorum, ama inanamıyorum. AbMln'siz bir dünya dü- şünemiyorum. - Abidin Bey ile konuşmak için tüm yollar Paris'ten geçti yıllarca, artık geçmeyecek, diyor Ali Artun. Galeri Nev'in kuruluşunu anımsıyorum. On yıl önceyi, iki genç mımar kapımı çaldı, Dino'dan bir mektup, "£//er"sergi- siyle el verdiği Nevcileri tanıtıyor bana. Abidin'in elleriyle çağdaş bir galeriye kavuştu başkentımiz. Dino'nun el verme- si mutlu bir olay yaşamımızda. Aydınlığı, sevgisl dostluğu, yüreğiyle sarar sizi, iter ileriye, güç verir, soluk verir. Yıllarca önce öncü'ye yolladığı bir yazıyı anımsıyorum. Hrtzı Topuz UNESCO'da çalışıyor o zaman. Ankara'ya geldi, Parıs'e dönerken Dino'ya selam yolladım. Postadan bir mek- tup çok geçmeden, zarfta Paris damgası, Dino'dan bir yazı. Yapı-lş Sendıkasından söz ediyor. Paris'te oturuyor ama, başkentın göbeğınde yaşar gibi. Sendika Başkanı Tahlr Oz- tûric'ü de tanıyor. Güzel bir sendıkacıydı Tahir öztürk. Kent eşkıyaları deyimini ilk kez ondan duydum, Cebeci alanında, TİP'ın mitinginde. "Dağlarıaşarakbarajlarkuracağız"^sözle- ri de hâlâ çınlar kulağımda. Dino'nun yazısı o sözlere bir yanıt, bir selam, bir merhaba... Abıdin'e merhaba demek de mutlu bir olay. Paris'te, Istan- bul'da, Ankara da ya da telefonda bir merhabayla mutlanır, boyutlanır insan. Sesı güler, gözleri parlar, o gülüş ve pırıltıy- la çiçekler açar yüreğimızde. Neler canlanıyor gözümde, neler çınlıyor kulağımda... Ünlü romancı Korâtantin Slme- nov'u anımsıyorum. Yıllarca önce Moskova'da, onu görme- yegittim bir akşam, Yazarlar Birliği Başkanı o zaman Çalış- ma odasının duvarında bir Abidin Dino çarptı gözüme. Moskova'da bir sergi açtığı zaman almış. Yakın dost oldukla- rını anlattı, sesı güldü birden. - Yarın Paris'e uçuyorum. Çok seviniyorum, Abidin'le yeni- den buluşacağız, konuşacağız. Ben de çok mutluyum Son yıllarda bi kez Bebek Camiinin avlusunda buluştuk, Nadir Bey'ı uğurlarken. ören'e çağır- dım onlan. Geçen yaz da Emel ve Hamit Batu ile düşler kur- duk. umutlandık ama gerçekleşmedı. Abidin Dino'yu ida'nın doruğunda görmek çok hoş olurdu. Dağ dağa kavuşacaktı Dino da bir ida yaşamımızda. Kimi dostluklarda zaman ve mekân yok olur değil mi? Ka- vuşmadan da buluşur insan. Varlığını, yakınlığını çok uzakta da olsa duyar. Dunyamızdan ayrılsalar da sürer birlikteliği- mız. Aslında ölüme inanmıyorum ben. Sevdiklenm ölrnedi hiç! Kara bir haberle dünya kararıyor, kolumuz kanadımız kı- rılıyor, bir boşluk, biryalnızlık duyuyoruz ama, o boşluk kala- balıktan daha güzel doldurmuyor mu yaşamımızı, kalabalık içinde duyulan yalnızlık daha derin değil mı? Daha neler ko- nuşacağız sözü çınlıyor kulağımda. Galiba tüm dostların ku- lağında. Galeri Nev nisan 94'te 10. kuruluş yılını kutlamaya hazırlanıyor. Bu galerinin isim babası da Abidin Dino. Paris'- te ilk buluşmada tartışmışlar, Nev'i saptamışlar. ilk sergi Dino'nun Eller'ı, sonra kaç Dino sergisi, kaç kitap, 10. yıl için hazırlıklar, Dinolar da gelecek Ankara'ya, başkentli dostlarla ozlem dindırecekler. Bence yine buluşacağız. Dino'nun söz- lerinı yaşayacağız resımlerinde. Ölüm haberınden sonra AH Artun ve Haldun Dostoğlu o sözierle seslendi bize: Ya resim, dıye soruyor Dino, ne işe yarar bunca çılgın or- tamda? Belki hiçbir işe yaramaz. Ama belki bir bayraktır resim. Bir beraberlik çağrısı, kara kadere isyan, bir çeşit kü- für. bir soru, güzel günlere ağıt, ya da korkuları dağıtan ço- cuksu bir oyun, kara içinde ak bir umut, bir sevinç kıvılcımı, ne olursa olsun... Bence Abidin'in portresini çiziyor bu sözler. Her zaman yazarım, vurgularım mutluluğumu, belki de kuşağımın bir armağanı, güzel insanlar var yasamımda. Dünümde, bugü- nümde; kuşkusuz gelecek günferde de otacak. Ozanlar, ya- zarlar, ressamlar, bılım adamlan, dıplomatlar; hangi dalda olursa olsun güzel insanlar. Solmayan çiçekleri onlar üretti yasamımda, onlarla boyutlandım, mutlandım, umutlandım. Onlardan hiç ayrılmadım, öldüklerıne hiç inanmadım... Abidin Dino'dan kaç resim varduvarımda! Değişikdönem- lerden, çiçekler, kentler, adalar, eller, denizler. Paris'ten ge- len bir dost getirdi kimini, kimıni Paris'e gittiğim zaman ver- di. Birini çok beğeniyor resimseverler. Haksız değiller. O resmin özelliği var. Paris'te bir buluşmamızda yaptı onu. Rasgele bir kutu kapağı aldı masasından, fırçasıyla oynama- ya başladı sonra, Güzin Dino'nun da katıldığı güzel bırsöyle- şıyle mor ve sıyahın söyleşisi bütünleşiyor o resimde. Şafa- ğa dönüşen gece gibi bir resim. Sonra kırmızı bir gül, Abi- din'in ımzasında açmış gibi. Yıl 1977, "Müşerref'e artık mutluluk gele"diyor sevgıli Dino. 1977'de mutlu beklentileri- miz vardı gerçekten. 94e yöneliyoruz, hâlâ "büyük gele" diyoruz, ama gelecek elbet. Bir de eller var duvarımda. Nev'- dekı ilk sergısınden. Tek başına duruyor, seyrederken karar veremem. Acaba kimin elleri, belki nasırlı eller, bir emekçi- nın elleri, bir duvarcının. bir maden işçisınin, bir araştırmacı- nın ya da çalgıcının elleri, bir hastayı yaşama döndüren doktorun elleri, bir göz doktorunun, bir beyin cerrahının belki de... Kimin olursa olsun tüm güzellikleri üreten, karanlığı de- len elleri anlatıyor bana. Paris'te, Hıfzı Topuz'un evinde bir geceyı anımsıyorum. Gazeteye yedek yazılar bırakmak için kaç gece uyumadan bındim uçağa. Orly'de Hıfzı ve AvnJ Ar- baş karşıladı beni. Eve gelınce Güzın ve Abidin Dino'yu da buldum. Sorular. yanıtlarla sabaha ulaştık. Ayrılırken Hıfzı'ya döndu Abidin. "Müşerref'i çok konuşturduk, biraz da dinle- sin" dedı. Hıfzı güldü, pıkaba bir bant koydu, kapıyı çektı gitti. Oda Nazım'ın sesiyle doldu birden. Büyük ozanımızla Paris'- te, Seine Nehrınde bir adada, eski bir evde, yattığım odada kurulan rakı sofrasında bir söyleşi bu. Dınoların, Arbaş'ın, Topuzların merhabasıyla tokuşuyor kadehler. Şiırler söyle- niyor, istanbul'dan, Galata Köprüsü'nden söz ediyor Nazım. özlemi yüreğimi sızlatıyor. Küba'yı anlatıyor ve soruyor. Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? Soruyu yaşamıyla yanıtlıyor ressamımız. Tüm yapıtlarm- da bu özlem yok mu, banşa, birlıkteliğe çağrıyla mutsuzluğu da aşıyoruz Dino'yla. Merhaba mutluluğumuzun ressamı... BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 1/ Işığın, pürüzleri bulu- .. nan bir yüzeyin her nok- tasında yansıyarak pek 2 çok doğrultuda yayılması g olayı. 2/ Ele avuca sığma- yan... Memeli bir deniz 4 hayvanı. 3/ Çok küçük c boyutlann ölçülebilmesi- ni sağlayan düzenek. 4/ 6 Gözleri görmeyep... 7 Plan. 5/ Norveçli kâşif Thor Heyerdahl'ın, eski 8 Mısırhlann Amerika'ya g gittiğini kanıtlamak için papirüsten yaptığı ve ikinci sefe- rinde başanya ulaşügı teknenin adı... Evre... Olumsuzluk belirten bir önek. 6/ Takılmış ad. 7/ Ka- rakter... Asma kütüğü. 8/ Bir çeşit sinek... Bir nota. 9/ Duvar ilanı... tngütere ile Fransa arasındaki de- nizinadi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hassas. 2/ Bir şeyin dıştan bakıldı- ğında görülmeyen yüzü... Öğretim ve eğitim sistemi. 3/ Bakla içiyle yapılan zeytinyağh yemek... "Dost bî-perva, felek bî-rahm, devrân bî-sükün / Derd çok hem -derd yok düşman - - - tâli zebun" (Fuzuli). 4/ Yapayreçinever- niği ve tutkalı üretiminde kullanılan beyaz ve billursu toz... Bir nota... Hayat arkadaşı. 5/ "Delişmen, zıpır" anlamında argo sözcük. 6/ Şımanklık. 7/ Işyeri... Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma. 8/ Serdar, başkomutan... Insarun kendi varhğı, özü. 9/ Ayakkabı çekeceği,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle