Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7KASIM1993PAZAR
10 PAZAR KONUKLAKI
Medeni
Kanun
Değişikliği Sadecedogarkenmi eşifler?Sunuş: Medeni Kanun değişiklik tasansı, Bakanlar birlikte, özellikle aileyaşamında eşit haklardan ve eskiAdalet Bakanı Mahmut Oltan Sımgurlu ve
Kurulu'ndan geçerek TBMM'ye geldi. Şimdiki yararlanmalarını öngörüyor. Tasarıyla Hgiliolarak, Medeni Kanun 'da değişiklik tasarısının
halde tasarı, ilgilikomisyonlaragirmek için sıra bazı değişiklikleringeleneksel Türk aileyapısına ters mimarı, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı
bekliyor. Değişiklik tasarısı kadınların, erkeklerle düşeceğinisavunan AN A P Gümüşhane Milletvekili Prof. Aysel Çelikelilekonuştuk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar M.Oltan Sungurlu Eski Adalet Bakanı Prof. Aysel Çelikel Hukukçu
ÇefikekDıdkalankadmmvayhaBneedeni Kanun değişiklik tasansı
Bakanlar Kurulu'ndan geçti ve
Mectis 'e sevkedtM. Şu anda ügi-
£ konüsyonlarda görüşübnek
için bekliyor. TBMM Genel Ku-
rulu'na ne zaman gelebitir? Bu
konuda herhangi bir tahrran yapabia'yor
musunuz?
ÇELİKEL - Medeni Kanun değişikliği
tasan halindedir. Meclıs'te ilgili komis-
yonlara sırayla girecek, tartışılacak. Belki
kabul edüecek, belki baa değişikliklere
uğrayacak. O değişiklikler çerçevesinde
komisyonlardan geçtikten sonra genel ku-
rula gelecek. Genel kurulda önce tümü
ûzerinde konuşulacak, sonra maddelere
geçilecek; kabul edilecek, ya da edilmeye-
cek. Meclis'te de baa değişikliklere uğra-
yabilir.
Ne zaman görüşüleceği konusunda ise
hiçbir işaret almadım, duymadım. Tabii
bu Meclis'ın gûndemiyle, gündemin yo-
ğunluğuyla ilgili. Bir de bu konunun yasa-
laşmasını isteyip istememekle ilgili. Önem
veriliyorsa daha öncelikli olarak komis-
yonlardan geçmesinı ve Meclis'e gelmesıni
sağlamak mümkün.
- Belki de Medeni Kanun değişikBğinden
daha önemügörülen Kanun Hükmünde Ka-
rarnameler ve başka yasa tasanlan günde-
min daha ön sırahannda yer alnus olabilir
mi?
ÇELÎKEL - Dışandan gördüğüm ka-
danyla Mechs iyi, hızlı çahşmıyor, bekle-
nen yasalan çıkarmıyor. Hatta Kanun
Hükmünde Kararnameler'in ıptalınin ge-
rekçesi de yasama organının görevini yap-
ması, icranın yasamaya kanşmaması gere-
ğiydi^Oysa Meclis hızlı çalışsaydı belki de
hükümet Kanun Hük-
münde Kararname ya-
parak işi hızlandırma-
ya çalışmayacaktı.
Esas olan tabii ki yasa-
ma organından geçme-
sidir. Son derece yavaş
bir mekanizma var.
Sayın milletvekilleri de
son derece devamsız ve
isteksiz. Hatta 27 şu-
batta Medeni Kanun'-
un yıldönümü nede-
niyle haarladığımız
Medeni Kanun deği-
şikliklerinı ve bununla
ilgili 100 bin imzayı
alarak bütün Türkiye'-
den kadın dernekleri
başkanlan. temsilcileri
olarak TBMM'ye git-
tik. Meclis Başkanı
Sayın Cındoruk'a im-
zayı verdik. O arada da
bir oturum izledik.
Medeni Kanun'un yı-
Idönümü olduğu için
orada partiler adına
konuşmalar yapıla-
caktı. Onlan da duy-
mak istedik. Yaklaşık
70-80 kadın vardı ve
bunlar herhangi kadı-
nlar değıldi. Her biri
örgüt temsilcisi. seçkin
kişilerdi. Ne yaak ki
bu konu konuşulurken
Meclis'te enfazla 30-40
kişi vardı.
Hiç ilgi göstermedi-
ler. Siyasetin içinde ol-
mayan bizler için bu,
bir hayal kınkiğı ya-
rattı. Ama sonradan
denildi ki: "Bütün otummlar böykdir. Me-
ğer ki kendileri için çok önemü olan bir
konu olsun."
- Tasan hahndeki Medeni Kanun deği-
şikliği ne getiriyor?
ÇELİKEL - Bu, 1926'nın Medeni Ka-
nunu'dur. 19001ü yıllanru İsviçre Medeni
Kanunu'ndan alınmış olduğu için yak-
laşık 90 yıllık bir geçmışi vardır. Bu kanu-
nun çağımıza, günümüz koşullanna. gü-
nümüzün insan haklan anlayışına uygun
olarak yeniden düzenlenmesi zorunludur.
Örneğın çocuklann durumuyla ilgili ko-
nulann da ele alınması gerekiyor.
İ.Ü. Kadın Sorunlan Araştırma Merke-
zi olarak hazırladığımız bu kanun laslağı-
nda kadın konusu ele alınmıştır.
Bizim hazırladığımız taslakla Devlet
BakanlığYndan gecip Sayın Başbakan'ın
Meclis'e sunduğu taslak hemen hemen
ayru hükümleri taşıyor. Bu taslak kadının
durumunu iki bakımdan düzeltmek iste-
mektedir.
- Bu noktalar nekr?
ÇELİKEL - Bunlardan birisi evli
kadının aile içinde kocasıyla ve çocuk-
lanyla olan ılişkilerindeki statüsünün dü-
zeltilmesi. İkinci kategoride ise mallarla il-
gili konular var. Yani biri kadının şahsıy-
la, kişiliğiyle ilgili olaylar; diğeri ekonomik
güvencesi. aile içinde edinilen mallarla ilgi-
li değişiklikler. Şüphesız başka değjşiklık-
ler de düşünülebilır. Ama önce böyle bir
paket hazırlayalım sonra başka bir paket
hazırlanabilir, karanna varmıştık. Bu de-
ğişiklikler kadınlann bütün sorunlarını
çözecek diye bir iddiamız yok. Çok daha
değışık yasalarda, çok daha değişık konu-
lar için gündeme gelmelidir.
- Bir boşanma durumunda erkek, bu nud-
lan ben yaptım, bana aittir, ahp giderim, <£-
yemesin diye bu hükümier getiriliyor, an-
ladığım kadanyla...
ÇELİKEL - Boşanmanın zorlaştın-
lması, kolaylaştınlması, ya da şartlannın
•İstediğimiz değişikliklerden biri de
kadının ayn bir ikametgahının olmasıdır.
Ya da aile birliğinin reisi kocadır
hükmünün kaldınlmasını istiyoruz
değiştiribnesi konusunda herhangi bir
önenmiz olmadı. Mevcut taslakta da yok.
- Peki, ama boşanmanın zor koşuuara
bağh obnast sizce insan haklanna uygun
mu?
ÇELtKEL - Her iki eş de boşanmayı is-
tıyorsa zaten "anlaşmalı boşanma" diye
bir sistem var.
Boşanma kolay olmamalı
Ama taraflardan biri istemiyorsa bo-
şanma o kadar da kolay olmamalı. özgür-
lüklenn en geniş olduğu Batı ülkelennde
bile otomatık boşanma sistemi yok. Bu,
bir takım kriterlere bağlanmış. Oysa, bi-
zim bugünkü sistemirrüzde bir boşanma
davasının reddedümesi ve karann kesin-
leşmesınden üç yıl geçtikten sonra hiç kim-
senın kusuruna bakmaya gerek olmadan,
hiçbir şey incelenmeden yeni dava açıldığı-
nda boşanma kesinleşmış oluyor. Geçen
yıl bu sürerun daha kısaltılması için bir ka-
nun tasansı verildi. Bu, epeyce de tepkiye
yol açmıştı. Daha kısaltılması gerçekten
kadınlann aleyhınedir. Çünkü bugün,
kadınlann yasal ve toplumsal olarak aile
içinde bulunduklan bir statü var.
gelirle bağlantılı, kadının yoksul olması
şartına bağlıdır. Tabii düzenleme "kadm"
kelimesiyle değil. "eşterden biri" olarak
yapılıyor. Ama toplumda boşanmak iste-
meyen, çoğunlukla kadınlardır. Çünkü bu
durumda kadınlar mağdur otmaktadır.
Boşanma, mal rejimi acısından birinci
önemli olaydır. İkinci önemli olay ise
ölümdür. Ölüm halinde miras haklan eşe
çok az miktarda tanınmaktadır.
- Kaçta kaç oluyor?
ÇELİKEL - Çocuklanyla birlikteyse
dörtte bir mülkiyettir. lntifa olayını
kaldırdüar. Aslında intifa kadınlar için
önemliydi.
- Neden-
ÇELİKEL - Başka malı olmayan eş için
intifa önemliydi. Çünkü yansında hayat
boyu yaşama hakkı vardı. Şimdı ise dul
kalan kadının dörtte birinin mülkiyetine
sahıp oluyor. Geri kalaru ise çocuk-
lannındır.
- Peki, vasiyet neden yeterti obnuyor?
ÇELİKEL - Vasiyet çok sınırlıdır. Çün-
kü mırasçılann "rnahfuz hisse" dediğimiz
saklı paylan vardır. Ona tecavüz edilemez.
Onun için vasiyet çok ufak oranda etkili
•Toplumumuzda boşanmak istemeyen, çoğunlukla kadınlardır
Çünkü sonuçta kadınlar mağdur olmaktadır. Boşanma, mal
rejimi acısından birinci öneırüi olaydır. İkinci ise ölümdür.
Ölüm halinde miras haklan eşe çok az miktarda yansıyor.
Bir de toplumda evienmenin algılanış
biçimi var. Kadınlar hep. bir ailenin içinde
yaşayacakmış gibi bir düşünceyle evleni-
yorlar "Kocam her konuda yetkilidir. Bü-
tün yetküer zaten ondadır. E>in reisi de
odur." düşüncesindeler.
Evlenmek, kadın için hep kocasına
bağh olarak sosyal ve ekonomik statü ka-
zanmak olarak algılanıyor.
- Bu, ne derece doğru bir düşünce?
ÇELİKEL - Bu. yanlış bir anlayış. Çün-
kü günün birinde bu evlilik sona erebili-
yor. Bütün hayatıruzı, örneğin kırk yıl bo-
yunca, bu erkek bana bakacak umuduyla
ona bağladıysanız sonuç bu oluyor.
Yıllar geçtikten sonra koca, kansını be-
ğenmeyebilir. Bunun sonucunda da bo-
şanmak ister Ama yasalar kadını eve hap-
setmişse, ev kadınİığı modelini ona ver-
mişse. toplumsal anlayış da kadını eve
bağlamışsa o kadın bütün ömrünü çocuk-
lan ve evin hizmetleriyle tüketmişse bu bo-
şanma çok da süratli olmamalı.
Mallar nasıl paylaştınlacak
Yasalan, eşlenn eşitliklerine göre kimlik
ve kişiliklerini geliştırmelerine uygun bir
biçimde değiştirmek gerekir. Aynca evlilik
süresince edinilen mallann evlilik sona er-
diği zaman hakca paylaşılmasını öngöre-
cek bir sistem ve kadınlann toplumda
ayakta durabileceklerine yakın bir sistemi
öngörecek yasal bir değişiklik getirildiği
takdirde boşanmanın kolaylaştınlması
düşünülebilır. Bugünkü ortamda bu ko-
laylaştırma kadınlan gerçekten yoksul du-
rumda bırakmakta, çocuklanna muhtaç
hale getinnektedir.
Bir adam düşünün ki 20-25 yıl sonra
evini terk ediyor ve boşanmak istiyor.
Kadın ne yapacaktır
0
25 yıllık emeği nasıl
değerlendinlecektir? Bugünkü yasalar
buna yanıt verecek durumda değil. Ve-
rilen. küçük bir nafakadır. O nafaka da
olabilir. Ama evlilik süresince edinilmiş
mallara katılma rejimi kanuni rejim ola-
rak kabul edilirse ölüm halinde de sağ ka-
lan eş evlilik süresindeki bu mallardan
yanm payı zaten alacaktır. Ondan sonra
da zaten miras payını alacaktır. Bu, olduk-
ça güvenceli bir sistem olarak görünüyor.
- Yeni taslakta bu husus var nu?
ÇELİKEL - Evet, var. Bu. ıdeal olarak
iyi bir sistem gibi görünüyor. Ancak bu-
nun bazı sakıncalan da var. Deniliyor ki:
"Kadınlar için bu sistemi özellikle öngörü-
yorsamz çok girişimci. mal-mülk sahibi
kadınlar da var. Bu sistem kabul edilirse
kadınlann zaranna olur."
Bir boşanma durumunda bu kez daha
fazla kadının malı kocaya gıdecek düşün-
cesi var. Bu açıdan bize bazı sorular yönel-
tiliyor. Ancak, biz sistemi getirirken kadın
ya da erkek aynmı yapmıyoruz. "Eşler di-
yoruz. Sadece "kadmlar" deseydik, bu
yanlış olurdu. Çünkü sıstemin eşitliğe da-
yalı ve hakca olmasını istiyoruz. Bundan
kadınlar yararlanacaksa arada sırada. ge-
rektiği zaman kocalar da yararlanacak.
Ama burada Türkiye'deki kadınlann ço-
ğunluğu bundan yararlanacaktır.
Bu sisteme yapılan başka bir eleştiri de
var. Deniyor ki: "Bu, İsviçre'de beş yıldır
uygulanmakta. Bazı hesap zorluklan olu-
yor." Çünkü bu sistemde taksim yapıldıgı
zaman kadının kişisei mallan. kocamn ki-
şisel mallan diye ayn kategoriler var. Bun-
lar miras kalmış, bağış yapdmış mallardır.
Ortak mallara girmezler. Bu da tabii çok
doğal.
Bir de evlilik süresince edinilen mallan
belirleyen kategoriler var. Deniyor ki: "Bu
iki kategori mal birbirinden nasıl aynlacak?
Bunlarda zorluk olacaktır. Bir de evlilik sü-
resince kişisei mal satümış, başka bir mal
alınmışsa bu ne olacak?"
Bunun da kanunda yeri var. Kişisei mal
satılmış, yerine yeni bir mal alınmışsa tabii
ki yenisi de yine onun kişisei malıdır
Ya da şu söylenebiliyor "Kötü niyedi
bir eş varsa ve boşamnaya niyetliyse, daha
önceden mallan elinden çıkarabilir." Buna
karşı da tasanda hüküm var. Şunu belirte-
yim: Bu tasan İsviçre Medeni Kanunu de-
ğişikliğinden alınmıştır. Bunlar ne benim,
ne bakanhğın yarattığı hükümler... De-
nenmiş, bir bilim kurulunun haarladığı
hükürnlerdir. Orada da yine kötü niyetîe
elden çıkanlan mallar için geri alma biçi-
minde birtakım hükümler getirilmiştir. Bir
de şu söyleniyor: "Zaten yargı vükömöz
fazla. Şimdi bir sürü problem olacak ve
yargıya gibnek zonında kalmacak."
Bunlar haklı eleştırüer olarak görülme-
lidır. Ama acaba savunmak istediğirniz
hakca paylaşımı ortadan kaldıracak nite-
likte midir? Yargı yükümüz dolu olabilir.
Bu da bir uyuşmazlıktır. bu da kişi hak-
lannın korunmasıdır. Dolayısıyla bu da
yargıya gidecektir. Adaletın hızlı yürüye-
bilmesi için demokratik bir yargı reformu
hala yapılmayacaksa bunun kusurunu bu
sisteme bağlamak doğru değil. O bakı-
mdan ben sistemi benimsiyor ve adaletli
bir sistem olduğunu düşünüyorum. Fakat
işin bir yanı da şu: Her halükârda bugünkü
durumun süratle değişmesi gerekiyor. Bu
değişmeye artık hukukçular da ittifakla
karar verdiler, buna inandüar. Ama mal
rejimi değişikliğınin bu zorluklan nedeniy-
le diyorlar ki: "Bu. problem doğurabüir.
Bunun yerine eşJerin ölüm halinde miras
paylannı yükseltelim. Ve boşanma halinde
de özel bir tazminat düzenlemesi yapalun.
Ve bu edinilmiş mallara katılma rejüninm
bukuksal zorluklanndan kurtulaüm."
- Peki hangisi daha pratik?
ÇELİKEL - Evet, hangisi daha gerçek-
çi. hangisi daha pratik?
Bunlann yeniden bir
sempozyumda incelen-
mesi gerekiyor. Ama
herkesin fikir birliğjnde
olduğu bir şey var ki bu-
günkü sistem kadınlar
için adaletsizdir Ben
yine ısrarla, edinilmiş
mallara katılma rejimi-
nin kanuni rejim ol-
masının kadın haklan
bakımından ve ailede
elde edilmiş mal
varlığının ortak ohna
düşüncesinden hareket
ettiğimizde daha adil,
daha doğru. daha hakça
paylaşım olduğunu dü-
şünüyorum. Aile bir or-
taklıknr, yaşam birlikte-
üğidir ve görevler pay-
laşılmıştır. Eşlerin biri
e\ de, diğeri dışanda
çalışır. Bunu terazıye
koyarak ekonomik ola-
rak ölçmek doğru değil-
dır. Eşdeğer ağırlıktacİır,
insani olarak eşdeğerdir.
Ve elde edilen sonuçlar-
da da her iki tarafın or-
tak hakkı olmahdır.
-Bvrde kaduun evlense
daU genç kızhk soyadua
yasal olarak kuüanabil-
mesi konusundaki deği-
şiklik vardı...
ÇELİKEL - Bazı de-
ğişiklikler var ki ilk bakı-
şta hiç önemli değilmiş
gibi görünüyor. Kadın
kendi soyadını konısa
ne olur, kocasının so-
yadını alsa ne olur. diye düşünülebilir.
Istediğımiz değişikliklerden bir başkası
kadının ayn bir ikametgahının olmasıdır.
Ya da aile birliğinin reisi kocadır hükmü-
nün kaldınlmasını istiyoruz. Bunlar hiç
önemli sonuçlar doğurmayacakmış gibi
görünüyor. Aslında bu ve bunun gibi deği-
şiklikler. evli kadının kişiliğinin gelişmesi-
ne ve kimliğini korumasına yönelik deği-
şiklikler. Kendine güvenmesini sağlaya-
cak. değışiklikler.
Soyadı sorunu
Soyadı meselesi de bunlann bir parçası.
Bugünkü sistemde şu öngörülmüş: Kadın
artık kendi ailesinden aynlıyor; kimliğini
de bu"akıyor; kocasının ailesinin bir ferdi
oluyor. Yaklaşım bu. Dolayısıyla ko-
casınm soyadını taşıyacak. Bir kere bu an-
layış kadının bağımsız kimliğini ve kişiliği-
nı korumasına, tek başına ayakta dur-
masına, hatta dış dünyaya açılmasına.
çalışma yaşarmna katılmasına, işe girip
para kazanmasına engeldir. Çünkü evlen-
mekle tamamıyla başka kişilerin iradesine
terkedilmiştir. Yani bekârkensahipolduğu
haklan terk etmiş, evlenmekle adeta başka
bir aileye, başka bir kişiye bağlı olmuştur.
- Sözünü ettiğiniz istisnalar nedir?
ÇELİKEL - Eğer kadın kocasının so-
yadıyla bir kimlik kazanmış, ünlü bir kişi
olmuşsa, toplumun tanıdığı bir kişi haline
gelmişse, kendisinin bu soyadını kullan-
makta ekonomik, kişisei çıkan varsa, bu
konuda yargıcın izniyle kocasının so-
yadını boşandıktan sonra da kullanabil-
mesine olanak tanınmıştır. Ancak burada
bir ince nokta bulunuyor. Kocamn buna,
kendi çıkarlanna aykm olduğu konusun-
da itiraz hakkı vardır. Ama yine de takdir
hakkı mahkemededir. Sık sık kullamlan
gerekçe, kadın gayri ahlaki bir yaşam sü-
rüyor, onun için de kendi soyadımın artık
onun tarafından kullarulmasırıi istemiyo-
rum. biçimindedir.
Ben ayaküstü
evlenip,
ayaküstü
boşanmadan
yana değilim.
Sungurlu: Erkekler
dahaçokeziliyor
akanlar Kurulu'ndan geçerek
TBMM'ye sevkedilen yeni Me-
deni Kanun değişiklik tasarısını
nasıl değerlendmvorsunuz?
SUNGURLU Bakanlar Ku-
rulu'ndan geçerek Türkiye Bü-
yük Millet Meclisi'ne sevk edilen Medeni
Kanun değişiklik tasansı henüz komis-
yonlara intikal etmemiştir. Medeni Ka-
nun'da değişiklik öngören bu tasanyı
şimdi buldurdum. Ve ancak bir gözata-
bildim. Değerlendirmelerimde bu sebep-
le de noksanlıklar olabilir.
Türkiye'de son yıllarda kadının ezil-
mişliği yolunda bazı kesimlerde yeni ce-
reyanlar türemiş ve Türk insanırun
başının taa, gözünün nuru değerli
varbğmuz kadına rcklam dünyasında,
gösteri dünyasında ve daha başka fıziksel
ısusmar sahasında yapılan küçültücü
davranışlar görmemezlikten gelinerek
Türk toplumu haksızca suçlanmıştır.
Kadın-erkek konusunda kadınlann da
erkeklerin de inandıklan değerler vardır.
Bunlar ortak değerlerdir. Buna inanan-
lara saygı göstereceğiz. buna inanmayan-
lara da saygı göstereceğiz. Ben birçok
bakımdan ve özellikle
aile içinde kadının daha
güçlü olduğu ve erkeğin
ezildiği kanaatindeyim.
Ama kadının doğuştan
olan üstünlüğünü, bu
hâkimiyet kurma gücünü
siz nasıl engellersiniz,
onu bilemem.
Türkiye'de tamamına
yakını alnı secde gören,
bıyıkh olarak tarif edilen
Türk erkeklerinden olu-
şan Doğruyol Büyük
Kongresi belki de hiçbir
kadın oyu almadan
Sayın Tansu Çiller'i Ge-
nel Başkan ve Başbakan
seçtikten sonra artık bu
konuda mevcut iddialar
spekülasyondan öteye gjdemez. Sanıyo-
rum ki Sayın Çiller, kadın ohna niteliğin-
den dolayı bir rahatsızhk duymamak-
tadır.
Yeni Medeni Kanun değişikliği, böyle-
sine bir konuda oturmuş bir toplumda
(köylerimizde uzun yıllardır kadın muh-
tarlanmızın bulunduğu da göz önüne
abndığında) tamamen kadın-erkek me-
selesini ele aJmakla isabetli bir çıkış. nok-
tasında olduğu kanaatinde değilim.
Buna rağmen birçok hükmü zaten fiilen
yaşanan hayatımızda olan bu değişikbk-
lerin kanunda yapılmasına genelde karşı
değilim.
Ailede problerrder çıkar
-Siz, özellikle kaduüara öngörûlen hak-
lar konusunda Medeni Kanun değişikugini
geleneksel toplum yapmuza ters düşeceği
düşüncesiyle eUştirnüştiniz. Bu görüşü-
nüzde ısrar ediyor musunuz? Gerçekten
değişiklik geleneksel toplumyapumza ters
düşebiür mi?
SUNGURLU Kadmlar için öngörü-
len haklar konusunda eleştiride buhın-
duğıımu hatırlamıyorum. Ancak, benim
düşüncelerim bazı kimselere öyle görü-
nebilir.
Şu anda hazırlanmış olan yasa tasansı-
nda bazı hususlar ailede problem yarat-
mayı, ihtilaf çıkarmayı adeta hedeflemiş
hükümlerdir.
Gelenekte toplum yapısına ters düşüp
düşmemesi ise bu işin öncülüğünü ya-
panlar tarafmdan ifade edibnekte, gele-
neksel toplum yapısmdan şikâyet edenler
ise bu haklan talep etmektedirler.
^-Sizce Medeni Kanun'da boşanmayı
k'olaylaştıran bir değişiklik yapıbnah nu?
SUNGURLU Medeni Kanun gereğin-
ce boşanmak zordur. Ben, ailenin yıkı-
lmasına çok şiddetle karşı çıkan bir kişi-
yim. Çünkü aile son derece ulvi bir mües-
sesedir. Aileyi ayakta tutan o anlayış ve
eğıtimdır. Ailede karşıbkh fedakarük ge-
rekir. Bu sebeple benim boşanmadan
yana olmam mümkün değildır. Ancak
kabul etmek lazım ki. aile birliği ne yaak
ki kanunlarla himaye edilemiyor. Şu
anda boşanmada bellı ufak tefek, aynntı
niteliğinde değişiklikler yapılabilir. An-
cak ayaküstü evlenip, ayaküstü boşan-
madan yana değilim.
Evlibk. en çok eşleri ilgilendirir. Buna
karşılık boşanma ise eşlerden önce ço-
cuklan, eşlerden sonra da aileleri ve top-
lumu ilgilendiren bir eylemdir.
-Yeni tasanda eşlere mal paylaşımım
öngören hükümler getiriliyor. özellikle de
bu, bir boşanma durumunda kadınlann
korunması amaayla
yapıldı, deniyor. Bu
hükümleri destekü-
yor musunuz.
SUNGURLU
Mal paylaşımıyla il-
gili hükürnler, son
derece kaüdır.
Olayın yapısına göre
hâkime takdir hakkı
vermeyen bu hü-
kümler doğru değil-
dir. Ancak, boşan-
mada mali yönden
her iki eşi de koru-
yanvehâkimede tak-
dir hakkı getiren hü-
kümler koymak ge-
rekh'dir.
- Anayasa Mahke-
mesi karanyla erkeğin aile reisi statüsüne
son verildi. Bu kararla ilgili görüşleriniz
nedir?
SUNGURLU Her ailede kim güçlüy-
se, kim işbilir ise o kişi reistir. Aile reisliği
biraz içerde, daha çok da dışarda, yani
aile dışmda aile birliğinin temsiü bakımı-
ndan anlam ifade eder. Burada bir eşitlik
kelimesi uğnına bir kargaşaya yol açmak
doğru değüdir.
- Yeni Medeni Kanun değişiklik tasansı
kadının kimliğini kaybetmemesi acısından
genç kızhk soyadını da taşıyabilmesini ön-
görüyor. Buna kanhyor musunuz?
SUNGURLU İsteyen kadının evlilik-
ten sonra, kanundaki gibi kızhk soyadını
da eşinin soyadından önce taşıma arzu-
suna karşı çıkmıyoruz. Bunun hiç kimse-
ye getirebileceği bir zarar yoktur.
-Sizce tasan, Türkiye Büyük Millet
MecHsi'nin ilgili konüsyonlannda ne za-
man görüşühneve başlanabitir?
SUNGURLU Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin ilgili komisyonunda bu ta-
sannın ne zaman görüşüleceği konusun-
da hiçbir bilgim yok. Komisyon günde-
mini bilmiyorum. Komisyon üyelerinin
olaya verdikleri müstaniyeti de bilmiyo-
rum. Hükümetin kanun tasansına hangi
derecede müstaniyet tanıyacağı konu-
sunda da bir bilgim yok. Ancak kapsamlı
bir kanun olup, komisyonlarda yoğun
bir çabşmayı gerektirdiğini görüyor ve
hayırlı olmasını diliyorum.
Ben birçok
bakımdan ve
özellikle aile içinde
kadının daha
güçlü olduğu ve
erkeğin ezildiği
kanaatindeyim.
Bence kadınlar
doğuştan
avantajlı