Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Özgen Acar •Genel • Görsel Yönetmen: Ali Acar •Düzenleme: İbrahim Yıküz Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay •Haber Müdüriı: Doğan Akın AtatürkBul- Müessese Müdürü: Erol Erkut •Koordinatör:
Yayın Koordinatörii: Hikınet Çetinkaya • Genel «Dış Haberler: Ergun Balcı «İş - Ekonomi: Dinç Tayanç vanNoi25,Kat:4, Bakanlıklar-AnkaraTel:4195020(7Hat),Telex:42344. Fax: Ahmet Korutsan «Muhasebe BüJent Yener
Yayın Danışmanı: Orhan Eiinç »Yaa-ışlen Mü- • Yurt Haberlen: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaö- (4)4195027 •IzmırTemsılcısı: Serdar Kızık, H Zıya BK 1352 S.2 3Tel 4411220 »ldare HâseyinGürer •Işletme öoder Çetik
dür'ten: Aydın Engm(Sorumlu),CeUlBaşl»ngıç« ren «Spor: Abdülkadir Yücetaıan •Düzeltme: Abdullah J
e
Jf,
x
Ş2359. fax: 4419117 «Adana Temsılcısı Çetin Yiğenogn InonuCd. 119 «Bılgı-lşlem: Nail tnal »Bılgısayar Sıstem:
Haber MerlteiMudürü. Ipek Çahştar Yazıcı S. No: 1 Kaf 1, Tel. 3522550-3522601-3522492. Telex 62155. Fax: 3522570 Mârûıet Çüer • Reklam Reha Işıtnuuı
Yıyniayu ve BauK Yenı Gun Hdbcr \ıansı. Basın ve Yayıneıhk A.Ş
TürkocajhCad 39 41 Cağaloflu34334tst PK 246 tstanbul Tel (0,212)5120505(2Ohat)Telex.22246.Fax:(0,2i2)5l38595 6KASIM1993 İmsak: 5.06 Güneş-6.33 Öğle: 11.52 İkindi: 14.36 Akşam:l7 02 Yatsı: 18.23
Sağlam:
YOK
kendini
yeniledi
• YÖK Başkanı Mehmet
Sağlam, YÖK'ün sürekli
kendini yerulediğını ve
geliştirdiğini; kuruluş
yıllanndaki denetim
görevini üniversitelere
devrettiğini belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- 12 Eylül'ün "fethedile-
meyen kaleşT Yükseköğreüm
Kurulu (YÖK) bugün 11 ya-
şıru dolduruyor. Yükseköğre-
tim kurumlanna. eski başkanı
Prof.Dr. İhsan Doğramacı ıle
damgasıru vuran YÖK. 2 yıl-
dır Prof.Dr Mehmet Sağlam
tarafından yönetiliyor. Sağ-
lam'a göre YÖK, 11 yıldır sü-
rekli bir venileşme ve "demok-
ratikleşme" içinde.
Yükseköğretimin planlan-
masında YÖK'ün "olmazsa
olmaz" bir unsur olduğunu
vurgulayan Sağlam, "Eğib'me
baktığınızda, giderek, denetim
yetkisi üniversitelere gitmek
suretiyle daha esnek bir yapı-
ya, daha demokratik bir yapı-
ya doğnı gittiğini sövleyebıli-
riz"dedı.
YÖK görevini
üniversitelere devretti
YÖK'ün sürekli kendini ye-
nilediğini ve geliştirdiğini sa-
vunan Sağlam. kurula yönelik
eleştirileri de, "Yeni olan her
şeye karşı duyulan ilk tepkinin
ounası normal" sözleriyle ya-
nıtladı Cumhunyet'in sorula-
nnı yanıtlayan Sağlam,
YÖK'ün, kuruluş yıllanndaki
denetim görevini üniversitele-
re devrettiğini belirterek. "Ta-
bii insanlan ne kadar tatmin
ediyor, bu. insanlann yorumu-
na bağlı. Ama bugünkü duru-
muna baktığınızda, YÖK'ün
akademik hürriyeti kısıtlayıcı
hiçbir yetkisi .yok" görüşünü
dilegetirdi. YÖK'teki demok-
ratikleşmenin, Yükseköğre-
üm Yasasf ndaki değişiklikle-
re paralel olarak sağlandığına
dikkat çeken Sağlam. "De-
mokratikjeşme, 1982'den bu
yana yasalarda yapdmaya
başlanan değişikliklere paraİel
olarak tedrici bir şekilde başla-
mıştır" dedi. YÖK sonrası
üniversite sayısı. kapasite artı-
şı. yükseköğretım kurumla-
nnda araştırma sayılannda,
1980 öncesine göre 3 katına
yaklaşan bir artış sağlandığını
kaydeden Sağlam. bütün bu
gelişmelerin de YÖK'le sağ-
landığı söyledi Nicel artış
oraruna göre kalite artışırun
sağlanamadığını da vurgula-
yan Sağlam, YÖK'ün kaldı-
nlması yönünde hiçbir hükü-
metin talepte bulunmadığını
söyledi. Sağlam şöyle konuştu
Denetim yetkisi
azaltılıyor
"Hiçbir zaman YÖK'ün
kaldırılması gibi bir yasa tasla-
ğı terilmedi. Yetki ktsıtlaması
meselesi değil olay. Asıl tartışı-
lan, YÖK'ün denetim yetkisi-
dir. Şimdi görüyoruz ki artık,
ünhersitelerin daha çok kendi
kendilerini yönetmesine gjdiş
var. Yükseköğretim planlama
ve koordinasyon konusunda ise
zaten herkes böyle bir kurulu-
şun sürmesinden vana. Yasal
değişikliklerle, YÖK'ün dene-
tim yetkisi de artık yavaş yavaş
azaltılıyor. Üniversitelere ken-
di kendilerini yönerme hakkı
tanmmaya başlandı. O nedenle
YÖK'ün kaldırılması için orta-
da bir neden yok."
YÖK'ün yararlan
YÖK'ün Türk öğretim sis-
temine getirdiği "sayısız ya-
rarlar"ın başında, okullaşma
oranındaki nıcel artışın geldi-
ğine dikkat çeken Sağlam. en
büyük eksiklığin ıse eğitimde-
ki kalite artışını sağlayama-
mak olduğunu ifade etti. Kali-
tenin de öğretim elemanı ye-
tiştirmekle mümkün olabile-
ceğini anlatan Sağlam, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Birincisi, Türk yükseköğ-
retimi. 1981 yılında 40 bin öğ-
renci kabul ederken, bugün
örgün eğitim itibariyle 173 bin
öğrenci kabul ediliyor. İkincisi,
20 binük bir ikili öğretim kapa-
sitesi yaratılmıştır. Y ükseköğ-
retime olan talebi dikkate alır-
sanız bu bir başandır. Yine
198I'de 19 olan yükseköğre-
tim kurumu sayısı bugün 5T-
dir, 3 kata yakın bir artış sağ-
lanmıştır. Artış yapılamayan
bir unsur var, o da öğretim ele-
manı sayKidır. Bu belki kalite
sorununu giindeme getirmiştir.
Kalite aslında öğretim üyesinin
kalitesidir. Yeterli düzeyde ka-
liteli öğretim elemanınız varsa,
çadırda da eğitim yapüsa kali-
te artar. Dolayısıyla bu konu-
da bir başarı sağlanabilmiş
d ğ i l "
Gitti, gidecek, olmadı, değişecek
derkenYÖK, 12yıbnıdoldurdu.
Onca muhalefet, tartışma,
eleştiri, tepki, yeni yasa tasanlan,
onu ne değiştirmeye ne de
ortadankaldırmayayetti. Şimdi
miman başında değil.
YOK'İİYÖK'ü Doğramacı kurdu. 14 Temmuz 1992'de istifa ederek. çağ atlattığını öne sürdüğü YÖK'ü terk etti. YÖK'ü bırakmak acıydı.
12 seııelik iııaııılıııazöyküsü
FİGEN ATALAY
Üniversitelerde "YÖK düze-
ni", 1981 yıhnda kurulan Yük-
sek Öğretim Kurulu ile basladı.
Toplumun bırçok kesimınce
"antidemokratik" olarak rute-
lendirilen 2547 savılı YÖK Ya-
sası, uzun yıllar YÖK Başkanlı-
ğı yapan Prof. Dr. İhsan Doğra-
macı tarafından her zaman
"çok başarıu" bulundu.
Prof. Doğramacı. bu konuda
kendişiyle yapılan göriişmeler-
de. YÖK'ün üniversite yaşamı-
na banş getirdiğini, yükse-
köğretimde büyük gelişmelere
neden olduğunu söylüyor,
"çağın gerisinde kalan sistemin
çağdaş hale getirildiğüıi" iddıa
ediyordu.
Eleştiriler
YÖK'e karşı olanlar ise yıl-
lardır bıkmadan eleştirilerini.
tepkilerini dile getiriyor ve çağ-
daş üniversiteye kavuşmak için
yasanın değişmesi gerektiğini
vurguluyorlar.
Öğretim üyelerinin, öğrenci-
lenn ve toplumun değişık ke-
simlerinden insanlann YÖK'e
yönelık eleştirilerinden bazılan
şöyle sıralanabilir:
"YÖK, üniversitenin bütün
unsuriannı depolitize etmeyi,
sindirmeyi amaçladı >e bunu bü-
yük çapta başardı. Merkeziyetçi
yapıdan dolay ı öğretim eleman-
İan ve öğrenciler yerine Doğra-
macı ve rektör düşünüp karar
verdi. Cniversiteler büyük yok-
luklar ve yoksulluklar içine itil-
di. Fakülteler tüzel kişi ounak-
tan çıkanldı. Büyük yetkiler.
kaynaklar rektörlerin eline ve-
rfldi. Bilimsel çalçma yapmamn
ortamı kalmadı. Öğretim elema-
nı sayısına oranla çok fazla öğ-
renci alındı. Bu yüzden eğitim-
öğretimin kaütesi düştü."
Yıpranma süreci
YÖK. yıllar geçtikçe yıpran-
dı. Eleştiriler. tepkiler, giderek
yoğunlaştı. Bir öğretim üyesine
göre YÖK'e antidemokratik
özellikler kazandıran ana un-
sur, mevcut anayasa içensinde
yeralmaktaydı.
Bu nedenle anayasa değişiklı-
ği gerçekleştirilmeden yapıla-
cak her düzenleme, üniversite-
ler genelinde sözü edilen tahri-
batı durdurmaya yeterli olma-
yacakü.
Koalisyondan önce DYP de
SHP de, YÖK'ün değiştirilme-
sine yönelik sözlerini program-
lanna koydular.
Koalisydnun oluşturulması-
ndan sonra verilen sözlerin ye-
rine getirilmesi, umutla beklen-
me_yebaşladı.
Öğretim üyeleri, yeni yasaya
katkıda bulunmak için haarla-
dıklan yasa tasansını gerekli
makamlara gönderdiler. Ama
beklenen. nedense bir türlü ger-
çekleşmedi.
Akademik yaşama
darbe
İstanbul Üniversitesi İstan-
bul Tıp Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Türkan Saylan yasa-
nın bir türlü değişmemesi ko-
nuşunda. "Her gelen hükümet,
YÖK'ü değiştireceğine, daha de-
mokratik >e katılımcı bir yapı
oluşturacağına söz veriyor, ama
bunlann hiçbirisi gerçekleşmi-
yor. Bunun arkasında hangi
amacın yattığını, hem vaat edilip
hem de vaat edilenlerin yerine
getirilmemesindeki çelişkiyi açı-
klamak ve anlamak çok zor" di-
yor. Prof. Dr. Saylan, YÖK dü-
zeninin ünıversiteler üzerindeki
etkisi hakkında da şunlan söy-
lüyor:
YÖK düzeni ile birlikte üni-
versitelerde ve fakültelerde tam
bir iç kopukluk oluşmuş ya da
oluşturulmuştur. Artık hiç
kimse birbirini tanımıyor, bir-
biriyle iletişım kuramıyor, olup
bitenden haberdar olamıyor.
Böyle bir ortamda akademik
çalışmalar da iştenilen düzeye
bir türlü gelemiyor. O bakım-
dan YÖK'ün ve YÖK sistemi-
nin akademik yaşantımıza bü-
yük bir darbe vurduğuna inanı-
yorum.
Cniverstelerde YÖK düzeni tüm şiddetiyle sürerken, kinüere "fahri doktora'* unvam verflmedi ki! "Fahri doktora fabrikasr' diye njteiendirilen
tstanhul Cniversitesi'nin, bu unvam NATO Genel Sekreteri Dr. Manfred VVömer'a da vermcsi bardağı taşıran damia oldu. Barışa katkılanndan
dolayı bir askeri örgüte odüJ \erilmesi tardşmalara nedeo oldu. Birçok öğretim üyesinin protestosuna rağmen, Kenan Evrea, Turgut Özal, Sûkvınan
DemJrd ve Tabssı Şahinkaya da, "fahri doktorlar" kervanma katıldıiar.
Öğrenciler merkezi yönetim istemiyor
AHMET ŞIK
Üniversite öğrencılen, "üni-
versitelere bilimsellikten uzak,
antidemokratik bir eğitim an-
lay tşını hakim kdan ve üniversite
yönetimlerinin özerkleşmesini
engelleyen bir kurum' plarak
nitelendirdikleri YÖK'ün
kaldınlmasını istiyor.
Kuruluşunun 12. yıldönü-
münde. üniversite öğrencileri
nin YÖK ve protesto boyko-
tuyla ilgili görüşlen şöyle:
Bilge Erkabadayı: YÖK, üni-
versitelerde bilimi kaldıran bir
kurumdur. Kurulduğu günden
bu yana. aydın öğretim üyeleri-
nin üniversitelerde kısıtb olarak
yapmaya çalıştığı bıhmsel eğiti-
mi de, bu hocalan 1402 sayılı
kanunla okullardan uzaklaştı-
rarak tasfıye etmiştır. YÖK'le
üniversite öğrencıleri. öğretım
üyeleri ve profesörlerin. birileri-
nin istediği biçime sokulması
planlanmıştır ki bu plan bugün
de başanyla sürdürülmektedir.
Yapılan boykot genel bir öğ-
renci kitlesinin gönüllülük te-
melinde katıldığı bir eylem biçi-
mi olmamıştır. YÖK'e
karşıyım ancak, karşı olduğu-
mu da böylesine tabandan ko-
puk eylem bıçimleriyle göster-
menin de yanlış olduğunu dü-
şünüyorum.
tlker Canalap: Üniversiteler.
bilimadamlannın, öğrendlenn.
fıkirlerini özgürce söylebildiğı.
daha iyi koşullarda bilimsel eği-
timin yapıldığı ve buna kaynak
sağlayabilmek için hükümete
karşı teklıfler getirerek projele-
rin üretildıği bilimsel eğitim ku-
rumlan olmalıdır. Ancak YÖK
bunu engelliyor.
Tuncay Tok: YÖK. 12 Eylül
darbesinin bir uzantısı olarak
kurulmasına gerek duyulan bir
organdır. Özerk ve demokra-
tik. bilimsel üniversite şianyla
> ola çıkılmasına karşın YÖK'le
üniversitelerde yükselen dev-
rimci nitelikli hareketleri düzen
içensinde eriterek. öğretim üye-
si ile öğrenciler üzerinde fıili ve
psikolojik bir kışiliksizleştirme
politikası izlenmiştir. Bu ku-
rum her şeyden önce anayasal
bir organ değildır. Çünkü ku-
rulurken gerek Milli Eğitim
İnceleme Kurulu gerek Anaya-
sa Komisyonu gerekse o za-
manki 27 üniversite rektörü
tarafından oluşumuna karşı çı-
kılan bir kurumdur. Üniversite
eğitimini paralı hale getirerek
ışçi ve emekçi çocuklanna üni-
versite kapılannı kapatmıştır.
Süleyman ,\ktaş: YÖK ku-
rumunun ortaya çıkmasıyla
birlikte üniversitelerin asıl işlevi
olan ve YÖK Kanunu'nun 3.
maddesınin D bendine göre ilk
amaç olan bireysel faaliyette
bulunup bilgi üretmek. iİcinci
plana atıldı. Öğretim üyelerinin
idari anlamda YÖK'e bağlı ol-
masıyla birlikte YÖK cendere-
sinde bir eğitim öğretım uygu-
lanmaya başlandı. Üniversite-
ler birer yüksek lise, bilima-
damlan öğreticiden öte olma-
yan kışiler. öğrenciler de
araştıncı yönleri gözardı edilen
sıradan talebeler durumuna
düşmüştür. Hükümet güdü-
münde bir eğıtimle de o güdü-
mün nıteliğine uygun bilimsel-
likten uzak üniversiteler yerine
yüksek liseler ortaya çıkmıştır.
Bunun sonucunda da üniversi-
teler önce işlevini. daha sonra
da kimliğini yitirmiştir. Şu an-
da üniversitelerde, çok az bir
kesimin dışında nitelikli işçi
yani gizlı işsizler yaratılmak-
tadır.
Tankut Soykan: YÖK'ü. ege-
men sınıfın toplumsal bir proje-
sı olarak düşünmek gerekir. 12
Eylül'den itıbaren toplum kişi-
lıksizleştirilmeye calışılmıştır
Bunun bir parçası olan YÖK'le
de üniversiteler asli görevlerin-
den uzaklaştınlan birer yüksek
lise durumuna getirilmiştir. Bu-
nunla da mevcut sisteme muha-
lıf aydın kesimin oluşması en-
gellenmiştir.
Düzenlenen ders boykotu da
tamamen öğrenci inisiyatifının
dışında ve öğrencilere karşı ko-
nulmuş bir eylem biçimidir. Bu
eylem YÖK'e karşı olan insan-
lara karşı. diğer kesımlerden
tepki doğuracaktır
Yasemin Aydın: YÖK, ne
üniversite eğitimi alan bizlere
ne de hocalara katkısı olmayan
bir kurumdur. Özerk olması
gereken üniversiteler. ilgisi ol-
mayan insanlann karar abp yö-
nettiği yerler durumuna getiril-
di. Merkezi yönetimle bütün
üniversiteler yönetılemez. Bun-
lara bir tepki olan boykotu da
destekhyorum.
Araştırma görevlileri
Yönetsel
özerklik
sağlanmalı
Araşurma Görevlileri Der-
neği Başkanı Cengiz Kaya.
YÖK'ün üniversiteler üzerin-
deki etkisi ve araştırma görevli-
lerirun durumu üzerine şunlan
söyledi:
Bugün 12 yılını dolduran
Yüksek Öğretim Yasası ve bu-
na bağlı olarak oluşturulan
Yüksek Öğretim Kurulu'nun,
üniversiter sistemin temel işlev-
lennden olan bilim ve sanat
uretmede. yaratıcıhk özelligıni
koyan demokratik tartışma or-
tamını yaratmada ve çağdaş bir
toplum olmada önem taşıyan
bilimsel çözüm üretici ınsanlar
yetiştirmede aciz kaldığı, toplu-
mun her kesiminin ve siyasile-
rin kabul ettiği birgerçektir. Bu
anlamda günümüzde YÖK,
aşılmıştır.
Ama YÖK. amaçlanan
özerk, demokratik ve özgür
üniversiteye açılan tüm yollan
kapatan ve bu geçiş sürecini
uzatan bir anayasal kurum ola-
rak hala karşımızda durmakta-
dır Geçen süreç içerisinde
yürürlükte olan Yüksek Öğre-
tim Yasası'nın demokratik ve
çağdaş bir toplumun oluşu-
munda temel koşullardan biri
olan özerk ve demokratik ürü-
versiteyi şekıllendirmede rol
oynayamayacağı görülmüştür.
Üniversitelerin temel unsur-
lanndan biri olan ve öğretim
üyeliğine kaynak oluşturan
araştırma görevlileri. demokra-
tik olmayan ve objektif kıstas-
lan içenneyen 2547 sayıb yasa-
nın 33. maddesinden kaynakla-
nan suiistimallere maruz
kalmaktadır. Bunun en son ör-
neği, nitelik kavramı gözardı
edilerek yürürlüğe konulan ikili
öğretimde. öğretim elemanlan
normal ders ücretinin iki veya
üç katı ücret alırken. araştırma
görevlileri hiçbir ücret verilme-
den ders. laboratuvar ve uygu-
lamalara girme zorunluluğu
altında bırakılmışlardır.
Bu aşamada. toplumun ve
üniversitelerin duyarh kesimleri
çağdaş çizgidekı üniversite mo-
delini oluşturmada çözüm ve
alternatifleri hızlı bir şekılde
üretmek. bunlan yaşama geçir-
mede etkin rol oynayacak ör-
gütlenmeyı toplumun ve üni-
versitelerin her kesimine
yaymak durumundadır.
Bununla birlikte üniversite-
lerde yönetsel özerkliğin sağla-
nabilmesi için her kademedeki
yöneticilerin seçiminde. araştır-
ma görevlilerinin de oy kullan-
dığı demokratik bir yol izlen-
melıdır.
Özgür tlnhrerslte Dckanı
'YÖKüniversitelerinde
çahşanlargarcHyan'
• Özgür Üniversite İstanbul İnsan Bilimleri Fakültesi
Dekanı Cengiz Gündoğdu: Bugün hala bu üniversitelerde
görev yapan asistanlar, doçentler. profesörler onurlu
insanlarsa bu kurumdan derhal istifa ederler.
Özgür Üniversite İstanbul
İnsan Bilimleri Fakültesi
Dekanı Cengiz Gündoğdu nun
YÖK hakkındaki görüşlen
şöyle:
YÖK tarih olarak geçersizdir.
Bugün Türkiye'de YÖK'e
karşı ciddi, tartışmaya açık,
bilim üretimine yönelik
üniversiteler açılsa bu
üniversiteler, fakülteler boşalır.
Öğrencilerin bugün Türkiye'de
geçerli üniversitelere devam
etmeleri sadece sistemden
kaynaklanan bir
zorunluluktur. Gençler ne
yapacaklannı bilemedikleri
için bu üniversitelere gitmek
zorundadırlar. Bugün hala bu
üniversitelerde görev yapan
asistanlar, doçentler.
profesörler onurlu insanlarsa
bu kurumdan derhal istifa
ederler. Özgür üniversite
deneyimimden vardığım bir
sonuç bu. Bugün Türkiye'de
üniversitelerin, fakültelerin
öğrenci üstünde hiçbir
saygınlığj, ciddiyeti
kalmamıştır. Bunu
üniversitelerde görev yapanlar,
yöneticiler. dekanlar, rektörler
bilsin. Hepsi tarihen
geçersizdir. Hepsi bir anlamda
adına üniversite denilen
hapishanenin gardiyanlandır.