Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 KASIM1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Dünyamızınkanayanyarası: Sıânmaalar
CrîiîonJe
B
irleşmiş Milletler Sığınmaa-
lar Yüksek Komiseri Sadako
Ogata, 18 kasım uluslararası
tehlikedeki toplumlar günü nede-
niyle Le Mond'un kendisiyle yaptığı
söyleşide sığınmacılann bugünkü
durumlannı ve geleceklerini değer-
lendirdi. Ogata, devletlerin doğru
yola yönlendirilmesinin o kadar et-
kili ve çabuk sonuç vermediğine
dikkat çekerken, olumlu yönde ge-
lişmeler kaydedildiğini behrtti.
- Bosna'daki partilerin başkan-
lannı tıiye Cenevre'ye çağırdınız?
OGATA - Bosna'daki durum çok
ciddi. Yerde 30 santim kar var. Si-
lahlı adamlar beni ılgılendirmiyor,
ne isterlerse yapabilirler.
Ama biz. sivil kurbanlara yardım
götünneliyız. Bosna'daki parti baş-
kanlannı Cenevre'ye çağırdım çün-
kü onlann bize, insani yardımın
ulaşması için kesın bir güvence ver-
melerini ıstıyomm. Olaylar bu şekil-
de devam edemez.
- Ya reddederlerse?
OGATA - Herkes bu zorluklar-
dan kimin sorumlu olduğunu ve
kimi kmayacağını öğrenecek.
- Ya koşul öne sürerlerse?
OGATA - tnsani yardım için ko-
şul öne sürülmemeli.
- Ama daha önce size yalan söyle-
mişlerdi
OGATA - Ama başka ne yapabi-
lirizki?
- Geçen şubat ayında, Birleşmiş
Mflktkr sstetni içinde auşumamış
bir şey yaptmız. Kurallara uymaya-
rak, yardonm dağıtılmasını engelle-
yen savaşçılan protesto etmek için
Bosna'ya yapılan insani yardımı
askıya aldınız.
OGATA - Hayır, kurallan çiğne-
medim. Ben sadece doğru buîdu-
ğum bir şeyı yaptım. Kimse bana
emir vermedi. Konvoylan engelle-
yen Bosna'daki partilere çok
kızgındım. Karanrrun bıraz siyasi
olduğu doğru. O zamandan beri,
ayru şeyi yine yaptık ama daha gizli
bir şekılde. Bunu tekrar yapabili-
nm. Konvoylar aralıksız olarak
durduruluyor ve saldınya uğru-
x)irleşmiş Milletler Sığınmacılar
Yüksek Komiseri Sadako Ogata:
"Uluslararası topluluk, savaşlann
yıktığı, yoksul bıraktığı ülkelerine
geri dönecek sığınmacılara nasıl
yardım edebilir, asıl sorun budur.
Ülkelerin yenidenyapılanmasını
sağlamak için elimizden geleni
yapmalıyız."
yorsa, başka ne yapılabilir ki?
- Sığınmacılar Yüksek Komiserli-
gTnin (SYK) eski Yugoslavya'daki
temsilcileri zırhlı araçlarla geziyor ve
kurşun geçirmez \elek giyiyor. Bu
onlar için alışılmadık bir durum.
SYK bu yeni konuma nasıl uyum sağ-
ladı?
OGATA - Bu ülkede SYK'nın 11
görevlisi yaşamıru kaybettı. Bunun
üzerine, bir korunma sıstemi oluş-
turduk ve güvenlikten sorumlu özel
bınmler kurduk. Çahşanlanmızı ile-
tişim araçlanyla donatuk. Bu ön-
lemler. SYK görevlilerinin eskiye
oranla çok daha fazla tehlikeye
atıldığı ıç çatışmalarda daha etkıü
ve hızh olmalannı sağlıyor.
- Müdahale görevi gereğince ve in-
sani amaçlar aduıa yapılan son aske-
ri müdahalelef (ömeğin Somali)
hakkmda ne düşönüyorsunuz?
OGATA - Somali'run durumunu
göz önüne alarak, bundan sonra in-
sani müdahale hakkıru ilan etmeden
önce iki kez düşünmeliyiz. Kuşku-
suz uluslararası topluluğun Somali'-
de harekete geçmesi önemlidir. Bu-
gün Somali'nin bırçok bölgesinde
kanunlar yeniden işliyor ve düzen
sağlanmış durumda. Örneğin Gü-
ney Somali'de. Kenya'ya sığınan
Somalililer geri dönmeye başladı.
Ama müdahaleler halkın milliyet-
çı duygulannı körüklerse olaylar
karmaşık duruma geliyor. Somali'-
de olaylar insani bir müdahalenin
sınırlannı ve olasıbklannı gösterdi.
Bu hepimızın ûzerinde düşünmemiz
gereken bir ders. Askeri ve insani
müdahalenin birbirine kanştınlma
olasıbğı ve riski her zaman vardır.
- Krizlerin ayru anda ortaya
çıkması ve birden çok olması duru-
munda ne yapıyorsunuz?
OGATA - Müdahale kapasitemi-
zi, 25 milyon dolarlık acil fon saye-
sinde arttırdık. Bu yıl fonu ta-
mamıyla tükettik.
SYK'nın etkinliği yeterli değil.
Bunun çok daha büyük bir uluslara-
rası güç tarafından ele alınması ge-
rekli. Azerbaycan'da veya Tacikis-
tan'da yalnızız. Yanımızda sadece
doktorlar var. Azerbaycan'da altı
ay kalmayı dûşünüyoruz. Bugün
çatışmalar ikinci bir evreye gırdi.
Krizlerin çoğalması durumunda,
bunlann karşısında tutunamayaca-
Sığınmaalara
postanın azizliği
Vietnamlı bir grup sığınmacının, ABD'ye
yolladığı komünizm karşıtı mektup, adresin
bulunamaması üzerine Vietnam'a gönderildi.
Sığınmacılar, ülkeye geri döndükleri takdirde,
can güvenliklerinin sağlanamayacağından
korkuyor.
4
O'a yakm Vietnamlı, ABD Pos-
ta Servisi'nin bir hatası sonucu
yaşamlanrun tehlikede olduğu-
nu söyleyerek yetkililerden kendıleri-
ne sığınmaa statüsü sağlanmasıru is-
tedi. Olay. bundan ikı yıl önce, tek-
nelere binip Vietnam'dan kaçan ve
Hong Kong'a sığınma talebinde bu-
hınan binlerce insanın ülkeye kabul
edibp edilmeyeceğine karar vermek
üzere bir sığınmacı kampına konul-
malanyla başlamışü.
Yetkililer, kampta bulunanlardan
39'unun komünizm karşıtı bir
demek kurduklanru ve kamp dı-
şındaki bır örgütle birlikte cabşmava
başladıklannı, derneğin kuruluş tö-
reni fotoğraflan, üyelerinin isimleri
ve Vietnam hükümetine karşı yürüt-
meyı planladıklan etkinliklerin
aynntılannı Califomia'daki anti-
komünist bir derneğe postala-
dıklanru söylediler.
Ancak, Califomia'daki adresı
okuyamadığı anlaşılan ABD Posta
Servisi memurlan, mektubu zarfta
yazılı Hong Kong'daki adrese değil
de,_yietnam'a geri gönderdiler.
Üç ay sonra mektup sığınmaa
kampına geri döndü. Zarfin üzennde
Amenkalı posta memurlannca "gön-
derkiye iade" damgasının yanı sıra
"Yanbşukla Ho Chi Minh kentine
gönderildT damgası basılmıştı.
Sığınmaalar, mektubun açıbp
okunduktan sonra yeniden kapatıl-
mış olduğunu söjlediler. Geride
yalnızca fotoeraflar kabnıştı.
Mektup, Hong Kong'a 1991 Ka-
sımı'nda geri döndüğünde, durum
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yük-
sek KomiserliğYne bildinldi.
Ancak. Î992 yıhnda Birieşmiş Mil-
letler temsilciüği Vietnam dam-
gasının ve posta işaretlerinin sahte
olduğunu saptayınca. grup üyeleri
sığınmaa statüsüne kabul edılmedı
Kampta tutulan kışilenn talebi
üzerine Hong Kong yetkililennin
Hanoiyle yapüklan yazışmalar so-
nucu. nisan ayında Vietnam yetkili-
leri zarfin üzerindeki damgalann ger-
çek olduğunu bıldirdi. Ne var ki,
yüksek komiserliğin temsilcisı Cihan-
şah Essadi temsılalığın göruşünün
değışmediğıni söyledı "Mektubun
sahte olduğu konusundaki kuşku-
lanmızı bir yana bnnksak bile, ülkele-
rine döndüklerinde olacaklardan duy-
dnklan korku çok inandıncı değil. 35
bin Vietnamunm Hong Kong'dan
Vietnam"a geri döndüğü >e hiçbirinin
tutuklanmadığı herkesçe bilinen bir
gerçektir." Teknısyen, marangpz,
terzi ve isçilerden oluşan 39 Viet-
namlı'nın coğu korunma konumun-
dan çıkanlmış durumdaydı Ancak.
bu olaylardan sonra sığınmaalann
haklannı savunanlar. bu insanlann
sığınmaa statüsüne abnmak için çok
sağlam bir gerekçeleri olduğunu ileri
sürüyorlar.
Hong Konglu avukat Mkhael
Danvyne, "önceden yapdan araştır-
ntalar bu insanlann korkmalan için
bir neden olmadığmı saptamts olsa
bile, bu karar artık geçerli değil. Posta
klaresimn yaptığı bir hataya kurban
gitmişler. Kötü niyetle hareket etme-
mKİer" dedi.
Insan haklan gruplan yüksek ko-
miserbkten, kalan 37 kişinin duru-
munun yeniden incelenmesi isteğin-
de bulundu. Essadi ise birkaç ay bo-
yunca sınırdışı etme olayı yaşan-
mayacağını ve bu nedenle "aceleye
gerek olmadığuıı" belirtti.u
Bu iki ki-
şinin \ ietnam'daki durumlannı göz-
lenuemek için bol vaktimiz >ar. Nasıl
muamele gördüklerine bakalım, yeni
bir tutum alıp almayacağnuz o za-
man ortaya çıkacakür" dedi.
Barbara Basler
Vietnam'dan teknelere bınerek kaçan ve genellikk ılk durak olarak Hong
Kong'a ya da Tayvan'a sığınan bu insanlar bütün dünyada 'Hekne insanlan" adıvla tarunıvor. Yeni bir >aşam
umuduyla, ülkclerini, hatta ailelcrini terkeden bu insanlan, daha büyük zorluklar, hastafıklar.ölümler ve uç
bucaksız bir çöl gibi uzayan belirsu bir geiecek bekliyor.suz
Dünya Kalaşnikofdewini kapatiyor
S
ovyetler Birliği'nin dünyaca
ünlü Kalaşnikof marka makı-
neli tüfeklerine ilgi azaldı.
Önce soğuk savaşm sona ermesiyle
gelen perestroyka, sonra da Sovyet-
ler Birbği'nin dağılmasıyla oluşan
silahsızlanma, Kalaşnikof üretimini
düşürdü.
Kalaşnikoflan üreten iki fabrika-
dan birinin bulunduğu Tula, yüzyıl-
lardır silah üretimiyîe ünlenmiş bir
kent. 1712'de kurulan ilk tüfek ve
tabanca fabnkasından sonra Tula,
Rusya'nın ateşlı silahlar başkentine
dönüşmüş. Assompüon Katedrali'-
nin içindekı müze kentin gecmişini
gözler önüne seriyor.
Etkileyıci ve büyüleci silahlann
yanıara Tula'da üretilen tüm silah-
lann bir örneğini burada görmek
mümkün.
Fabrikanın baş mühendisi Vaten-
tin Babakin, müzeyi gezdirirken,
son yıllarda üretimin gerilediğini be-
lirtiyon
"Ne yazık ki Kalaşnikof makineli
tüfek üretimimizde düşüş oldu. Bu yi
Içişleri Bakanlığı'ndan sadece 40 bin
adetlik bir sipariş aldık. Perestroy-
kadan önce yıllık üretim 200 binden
aşağı düsmüyordu." Babakin, So-
ğuk Savaş'ın sona ermesinin ve eskı
Sovyetler Bırliği'nin silahsızlan-
masının kendi fabrikasını etkilediğı-
nisaklamıyor.
Yeni model Kalaşnıkoflann ocak
ayından itibaren, serbest ekonomik
bölgeye dönüştürülen öteki fabrika-
Soğuk
Savaş'ın sona
ermesi,
Sovyetler
Birliği'nin ünlü
Kalaşnikof
tüfeğinin
üretimini de
etkiledi. Rusya
için
yüzyıllardır
silah üreten
Tula
kentindekı
fabrikanın
mühendisi,
üzüntüyle
siparişlerin
düştüğünü
söylüyor.
da üretıleceğını belirten Babakin,
Tula'dakı fabrikada üreülen silah-
lann sıvil kullanıma uygun duruma
getırileceğini sözlerine ekliyor: "Sa-
vaştan sonra dikiş makinderi de üret-
tik. l zıın süredir soğutucular için
kompresör üretiyoruz. Sonuç olarak
askeri endüstrinin yön değiştinnesi
bizi sivil silahlarda indirime zorladı."
Fabrikanın atölyelennden birin-
de üretilen Kalaşnıkofun kısa mo-
deli AKC-74 hakkında bilgi veren
atölye şefi açıklamalara babasının.
büyükbabasırun veonun babasının-
da da bu fabrikada çalıştığıru belır-
terek başlıyor. Burada AKC-74'ü
oluşturan 99 parçanın teker teker
bırleştınldiğı ve birleştirme operas-
yonunda makıne kullanılmadığj
önemle belirtıliyor. Atölyedeki işçi-
ler iş makinelerinin üzerine eğilrniş
çahşıyorlar. Havada ağır bir koku
var: Yanmış makine yağı.
Babakin. müzedeki en değerli
parçalann bulunduğu bölüme gelın-
çe. gururla, av tüfeklerini gösterdı.
İki yılda yapılan bu tüfeklerin tama-
men el yapımı olduğunu belirten
Babakin, gümüş. sedef ve fildişi
kakmalara ve namludaki altın süsle-
melere dikkat çekti.
Babakin 5 milyon ruble (69 mil-
yon TL.) değerindeki bu tüfeklerin
muhteşem görüntülennin yanısıra
çok iyi birer av tüfeği olduklannı ve
bazı müştenlerin bunu Afnka'da fıl
avında kullandığını sözlerine ekler-
ken bu tüfeklerin üretiminin artık
zorlaştığını belirtti.
Babakin fabrikadaki üretimin
yön değiştirmesi karşısında yeni
modeller üzennde çalışmalann yo-
ğunlaştınldığını belirtti. Gerek kul-
lanım kolayhklan gerek görünüm-
leri açısmdan geiecek vaat eden ha-
valı tabancalann dışında ülkedeki
yasalann kullanılmasına ızin ver-
mediğj diğer modeller de bulunu-
yor. Babakin iç piyasanın önemine
dikkat çekerken sözlerine şöyle de-
vam etti:
"Yasal engeUer nedeniyle pazar,
bugün oldukça smırlı. Ancak yakı-
nda tüm uygar ülkelerde olduğu gibi
bizde de silah taşıma yasası çıkacak.
Herkes istediği herhangi bir silaha
sahip olabilecek."
LeMonde
LucPerrot
Toprakta
bekleyen
olum
6O'dan fazla ülkede binlerce
kadın, erkek ve çocuk kara
maymlannm yol açtığı kazalar
sonucu ölüyor veya sakat kahyor.
Konuyla ilgıb düzenlenen bir
panelde konuşan uzmanlar, acil
önlem abnmadığı takdirde ölü
sayısının artacağına ilişkin
kaygılannı dile getirdiler.
Insan Haklan Gözlem Örgütü
araştırma komisyonunun
hazırladığı 510 sayfabk rapora göre,
dünya üzenndeki 100 milyon kara
mayını insanlann hayatını tehdıt
ediyor.
INûkleer silahlardan
daha tehlikeli
Kamboçya'da yapılan kapsamlı
bır ınceleme. 30 bin kişinin
mayınlann patlaması sonucu sakat
kaldığını ortaya çıkardı.
ttalya.Çin veeskiSovjetler
Birlıği mayın üreten ülkelerin
başında geliy or. Ancak 48 ülkeden
100 kuruluş da 340çeşit mayın
üretıp. dış ülkelere ihraç ediyor.
ABD'de Senatör Patrik J.Leahy.
Birleşmiş Milletler'e sunduğu bır
bildiri ile mayın ihracatına sınır
getiren Amerikan önerisini
gündeme getirdi. Senatör. verdiğı
bir demeçte önerinin bir çok
ülkeden destek gördüğünü bebrtti.
Batı Avrupa ülkelerinden çoğu
öneriyi kabul etmeye hazır
görünürken, tngiltere çekimser
kalmayı yeğledi. Silah Projesi
VVashington Bürosu Başkanı
Stephen D. Goose. mayınlann
kimyasal ve biyolojık silahlardan
daha tehlikeli olduğunu belirterek
şöyle diyor:"Mayınların öidürdüğü
ya da sakat bıraktığı insan sayısı
biyolojik. nükleer \e kimy asal
silahlardan ölen toplam insan
say ısından daha yüksek. Maym
kullanmakta tsrar eden ülkeler dünya
kamuoyunun sesine kulak \ermiyor.
Bu ülkelerdeki silah kullanımı ancak
uluslararası yaptırımlarla
kısıtlanabilir."
Senatör Leahy, dünyayı
mayınlardan anndırma konusunu
Başkan Clınton ve İzak Rabin ile
görüştüğünü belirterek, mayınlann
yalnızca insan kaybına değil,
üçüncü dünya ülkelerinde
ekonomik kayıplara da y ol açtığını
ileri sürdü. Kamboçya'yı örnek
vererek konuşmasını şöyle
sürdürdü"Kamboçya gibi ülkelerde
köylünün tek mal varlığı öküz.
Tarlasını sürerken ökuzün bir
mayına basarak ölmesi, o çiftçi için
her şeyin bitmesi anlanuna geliyor.'"
IMayınlan temizlemek
için yeni yöntemler
Leahy aynca Savtınma
Bakanlığı'nın kendisine bu konuda
pek destek vermediğini öne sürerek,
"Savıınma Bakanlığı. \BD1imaym
üreticilerinin kendi kendini yok eden
mayın ürcttiğini. böylece
mayınlann uzun süreü bir tehlike
oluştuımadığını söylüyor" diyor.
Askerler, mayın tarlalannm
temizlenmesi için bazı yeni
yöntemler geliştirdi: Mayın
tarlalanna patlayıa yerleşürerek
patlatmak; tank tarafından çekilen
bir çeşit saban ile toprağı sürmek
gibi. Ancak çiftçilerin ve dığer
sıvıllenn yoğun olarak yaşadığı
bölgeleri bu yöntemler ile taramak
olası değil.
Bir asken sözcü pek çok mayın
tarlasının hala eski yöntemler ile
temizlendiğıni belirtiyor. Leahv,
Hollanda'da 2. Dünya Savaşı'ndan
kalan patlamamış mayınlar
yüzünden insanlann hala
yaşamlannı yitirdığini belirterek,
"Bir de topraklarının her tarafı
mayınla kaplı olan olan Kamboçya,
\ngola, Bosna ve Afganistan'ı
düşûnün' diyor.
TneNewYorkTimes
ğımız bir gerçek.
- Veni sığınmacılann profıli nedir?
OGATA - Yeni sığınmaalar ku-
zeyden geliyor. Yugoslavya'da sa-
vaşm çıkmasından önce SYK ve
öteki uluslararası örgütler güney-
den. üçüncü dünya ülkelerinden ge-
len sığmmaalarla ılgilenmeye
abşkındı Kuzeyli sığınmacılann ge-
reksınimleri değişik. Onlara bir çatı
veya Tacikistan'da olduğu gibi inşa-
at malzemeleri ve aynca ısınma için
yakıt gerekiyor. Bunlar oldukça pa-
halı gereksinımler. Diğer fark da
yeni sığınmaalann toplu göçü da-
ha çok iç çauşmalann geçmışinden
dolayı ortaya çıkıyor.
IEkonomik yapünmiar
yeterince etkili nû?
- Soğuk Savaş'm sona ermesi
SYK'mn yaldaşımını nasıl bir deği-
şikliğe uğrattı?
OGATA - Sığınmaalann geldigi
ve Soğuk Savaş sırasmda ilşkne-
mediğimiz ülkelere daha büyük bir
önem veriyoruz. Sığınmacılann
toplu akınmı engellemeye çalışarak
ve geri dönenlere yardım ederek
daha etkin bir rol oynuyoruz. Şiddet
olaylannı engelleyecek olanaklara
sahip olmamakla birlikte. eskiye
oranla insan haklannı daha iyi sa-
vunuyoruz.
- Bu o kadar etkili değil...
OGATA -En azından toplu gö-
çün temel nedenleri olan insan hak-
lanna tecavüzü, sefaleti ve etnik ge-
rilimleri konuşabiliyoruz.
- Ama bu ülkelere karşı hiçMr
yaptuım öngörülmüyor.
OGATA - Toplumlan ve hükü-
metlenn tuturnlannı zor kullanarak
değiştiremeyiz. Yabana güclerin
uyguladığı askeri yapünmlar, so-
runlan sadece yÜ2eysel olarak çö-
zümler veya çözümlemiş görünür.
Ekonomik yaptınmlann meyveteri-
ni toplamak için çok uzun süre bek-
lemek gerekir ve bu yaptınmlann
getirdiğı sorunlar. genellikle yoksul
halkın sırtına yüklenir.
- İç savaşm büyük yıknüara neden
olduğu Angola gibi bazı ülkeler ihmal
ediöyor
OGATA - Çünkü hükümetler
umutsuzlar. Paralannınbirişeyara-
mayacağını biliyorlar. Bu bir etkin-
lik sorunudur. Ayru olay Yugoslav-
ya'da da gelişiyor. Geçen yıl para
çok çabuk geldi, ama bu yıl paranın
gelmesı gittıkce yavaşlıyor. Birleş-
miş Mılletlenn çok ciddi bütçe so-
nınlan var. ama borç alarak yaşa-
yabiliyor. Biz öyle değıliz. Bizkn
operasyonlanmızı fınanse etmek
için paramınn olması gerekli. Bağı-
şlardan toplanan paralar bütcemi-
zin ancak yüzde 5"ini oluşturuyor.
- SYK görev alanını genişleterek
yersiz kişilerle ilgilenebilir mi?
OGATA -19 milyon sığınmaayla
ilgjlenen SYK'nın fazladan 24 mil-
yon kişıyle ilgilenecek olanağı yok.
Ama bu konuda kuvvetb baskılann
hedefı olduğumuz doğnı. Ömeğin
Penı'da yersizler Lima'nın çevresin-
de toplandı ve Peru hükümeti onla-
ra müdahale etmemiz için baskı
yapü. Ama biz başka örgütlerin ha-
rekete geçmesıni tercih ediyoruz.
Genel olarak iki ilkeyı izliyoruz: tlk
önce yersiz kişiler sığınmaa olma
durumuna geldiğinde müdahale
ediyoruz. Sonra, onlann ülkelerine
geri dönüp yerleşmeleri için yardım
ediyoruz. Ama bir topluluğun yer
değiştirmesı durumunu büyük bir
tehlike olarak görmeyiz. Bu yüzden
çekımser kalıyoruz.
I Kamboçyalı sığınmacdar
I ülkelerine döndü
- Bircok sığınmacı ülkesine hiçbir
zaman dönenıeyecek mi?
OGATA - Son yırmı yıl içinde 30
milyon sığınmaa için çözüm bulun-
du. Ya ülkelerine geri döndüler ya-
da kendilerini sığınmaa olarak ka-
bul eden ülkelere yerleştiler. Bugün-
kü sığınmaalar için de bır çözüm
bulunacağına ınaruyorum.
Geçen yıl en azından 2.4 milyon
sığınmaaya ülkesine kavuşturmayı
başardık. Tüm Kambocyahlar bu-
gün kendi ülkelerinde. Belki geri
döndüklerinde cennetle karşılaşma-
dılar ama anavatanlannda yaşıyor-
lar. Pakistan'daki bır buçuk milyon
Afgan sığınmaa da ülkesine geri
döndü. Mozambiklilerin de ülkele-
rine geri dönmesi için geniş çaplı bir
operasyon başlattık. Sığınmaalar
kendi ülkelerine geri dönecekler
ama arada Somali gibi yolunda git-
meyen operasyonlar oluyor. So-
mali'nin hangi yönde gelişeceği he-
nüz belırli değil.
- Kamboçyalılann yeniden ülkele-
rine kavuşrnası bir başanydı ama on-
lann yeniden yerleşmesi...
OGATA - Kamboçya operasyo-
nu en fazla fınanse edılen operas-
yonlardan biriydi. Ve en önemlisi
para zamanında geldı. Bana göre
uluslararası topluluk, ülkenin eko-
nomik kalkınma bölgesi sayümasın-
dan dolayı avantajlı durumda.
- Siyasi bir ilke olan sığınma hakkı
gün geçtikçe daha az uygulanıyor.
Bu geüşme karşısmdaki tutumunuz
nedir?
OGATA - Sığınma hakkını koru-
mak için ilk önce ekonomik göcleri
engellemek zorundayız. Eğer bu
yapılmazsa, kimse ekonomik ne-
denlerden dolayı ülkesini terk edip
siyasi sığınma hakkı isteğınde bulu-
nanlan engelleyemez.
Jean-Pierre Langeüier
IsabeUeVichniac