Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM1993 PAZARTESİ
12 DİZİYAZI
E D E B İ Y A T T A
jr,
G ÖL GE L E Rİ
VECİHİ TİMUROĞLU
unya
edebiyatındaki yerimizi, Cumhuriyet'in
izlediği sanat ve düşün politikalanndan
sonra yetiştirdiğimiz yazarlanmızla ve
şairlerimizlealabiliriz.
Osmanlf dan kalan dilsel ürünlerle, dünya
edebiyatında yer edinmemiz olanakh
değildir.
Çağdaş uygarlığa giden yolda,
ilahüere yer yoktur.
İlahiler ne Türk edebiyatının gelişmesine, ne
de dünya edebiyatı içindeki yerini
alabilmesine yardımcı olmaktan çok, köstek
vuracak kadar "köhnemiş"
bir tarikatçılık "züıniyetinin"
simgeleridir.
Çağ, Osmanlıaıtığıyla
yakalanamaz
Dönem Cumhuriyet
dönemidir ama, bazı kafalar
hala 'tarikatçılığı' aşamamıştır
-3-
1992'de, Talim ve Terbiye Kurulu'muz, "ede-
biyat müfredatı"ndan şunu da bekliyor:
"Tûrk edebiyatının dünu ve bugünü ile dünya
edebiyata içerisindeki yerinin ve önenünin kav-
ranılmasına imkan ve zemin hazırlamak.r
'(Açı-
klamalar, madde 7). Haliloğlu ve Aziz Mahmud
Hüdai gibi tarikat ehilleriyle rru yapacağız bu
işi? Recep Kiipçü, Celil Mehmet Kuüzade. Ayas
Ishaki, Abdürrahim Dede, İsmail Gaspıralı, Ay-
bek ve Ata Terzibaşı gibı üçüncü sıruf şair ve ya-
zarlarla ıru dünya edebiyatındaki yerimizi ve
önemimizi belirteceğiz çocuklaranıza?
Hadi canun siz de!
M
elih Cevdet'i okutmayacaksınız, Cahit
Külebiyi "müfredat"ınızdan çıkartacak-
sınız. Oktav Rıfat'ı kapılara yaklaşürma-
yacaksınız, Mehmet Kaplan'ı denemecı sayıp.
her dönemde okutacaksınız. Sabahattin Eyü-
boğhı'nu dışlayacaksınız. Setahittin Hilav ve M.
Nenni gjbi denemecilerin adlannı bıle bilmeye-
ceksinız, Cemal Süreyya gibi bir şiir ve nesir de-
hasının yaşadığından haberiniz olmayacak,
Tarık Buğra ve Yahya Akengin'le dünya edebi-
yattında boy göstereceksiniz!
Bu ızlence. Türk yazınına hakarettir. Üste-
lik,. oyunbazhk. hınûk taşıyor bu izlence!
Çağdaş yazarları kullanmak!
B
uğra ve Akengın'i oyun yazan olarak
sunmak için yanına Ortıan Asena'yı alı-
yorlar. Asena gibi büyük bir oyun ya-
zanru kullanmaktır bu!
Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nu ve Nflıal Atsnı
okutabilmek içın Orhan Kemal ile Yaşar Ke-
mal'ı almak, tümüyle aldatmacadır.
Talim ve Terbiye Kurulu'nun yazın öğretimi
uzmanlan. gerçekten Türk yazınını izlememiş-
ler. EdipCansever'i,TurgutUyar'ı.FetfaiNad'-
yi Memet Fuat'ı larumıyor; Nihal Atsız'a da
haksızlık ediyorlar. Atsız"ın romanlan, onun
kişiliğini zedeler. Çünkü, çok kötü bir ro-
mancıdır. Romanın hiçbir ögesini bilmez. Şo-
venist duygularla "kahramanlar" yaratır. Oysa,
adamın larih incelemelen çok önemlidir. Hele
Aşık Paşazade Tanhı, dil yenilemesmde eşsiz-
dir.
Basit ama önendi ilkeler
B ir öğretim izlencesinin düzenlenmesinde
göz önünde tutulması gereken basıt, ama
önemlı ılkeler vardır. Her şeyden önce.
bir öğretim izlencesi, amaçladığı öğreümin
sınırlanru bilmelidir. Talim ve Terbiye Kurulu-
muz, 2370 sayıh Tebliğler Dergisi'nde yayı-
mladığı yazın öğretimi izlencesi için "açıklama-
lar"ında. yazın öğretiminin amaanı şöyle belır-
liyor: "Türk Dili ve Edebiyatı öğretimi ve eğitimi
yoluyla öğrencilere diğer alanlarda da sağlam,
dengeli, hür ve sistemli düşünme alışkanlığı;
araştırma, taı-üşma, değeriendinne, vorumlama,
sentez ve oluşturma gücü kazandırmak." (Mad-
de 9). Görükiüğü gibi, bir karmaşa var bu
amaçta. Yazın öğretimi yoluyla, Türkçe dûşûn-
meoin yoUan, Türk dilınin incelikleri öğretilebi-
hr. ama sistemli düşûnmenin yollan ve özgür dü-
şünme, ancak felsefe öğrenirruyle gelıştinlebihr.
Sağlam ve dengeli düşûnmenin yolu da, mate-
matik eğitiminden ve mantık öğretiminden ge-
çer.
Edebiyata, bu ölçüde bir yük bindirirseniz,
öğretim disiplininizi yitırirsiniz. Hele, Halioğ-
luy'la. Aziz Mahmut Hüdai ile Niyazi-i Mısri ile
Taşbcalı Yahya ile Keçecizade İzzet Molla vb.
tarikatçılarla. "sağlam, dengeli ve sistemli dü-
şünme" alışkanlığı yaratmanın olanağı yoktur.
Tarikat. gerçeğe ulaşmanm "mürşit'' ile ola-
nakh olduğunu ileri sürer: oysa. çağdaş Tür-
on yıllarda yetişen Hilmi Yavuz,
Yaşar Miraç, Ahmet Erhan, Şükrü Erbaş
gibi şairlerimizi, Talim ve Terbiye Kunılu
üyelerimiz lütfen okusunlar. Behçet
Necatigil gibi büyük bir değeri tanımayan
Talim ve Terbiye Kurulu, bu gençleri
nereden bilecek!
TARIK BUĞRA Türk-
çeyi kullanmakta hatın
sayılır ustalardan ol-
masına karşın, oyunlan-
nda gerçekçiliğin ve çağ-
daşhğın izlerini bulabil-
mek hayli zor.
NtHALATSIZ-Aslı-
| nda tarihsel konularda
| iyi bir araştırmacıydı
ama, yazın izlencesini
I düzenleyenler onu "ro-
I mancı' sınıfına sok-
makta İJeis' görmedi-
ler.
HtLMİ YAVUZ,
Nazun gibi bir ustandan-
sonra Şeyh Bedreddin
Destam'nı yazacak ka-
dar güçlü bir ozan ama
Talim Terbiyecilerce
'tanınmıvor!!!' (akta)
CAHİT KÜLEBİ de
yazın izlencesini hazı-
rlavanlar(!) tarafından
dışlanmaktan kurtu-
lamayan bir Cumhuri-
yet dönemi ustası...(ah>
ta)
ORHAN KEMAL çağdaş yazınımızın bu usta roman ve öy-
kücüsü, mahkeme koridorlannda geçirdiği ömrûnün'dersk-
rini' ders kitaplanna sokmayı başaramadı(!)
rhan Asena'yı, Orhan Kemal'i, Yaşar
Kemal'i edebiyat ders kitaplanna almanın
ardında yatan amaç, onlann değerini
"kullanarak" tarikatçı yazarlara da yer
verebilmekten başka bir şey değildir. Bu da
Cumhuriyet'in yetiştirdiği değerli yazarlara
"hakaretten" öte bir anlam taşımaz.
kiye'nin kurucusu, tek yol göstericinin "büim"
olduğunu. üniversitenin annaana yazdırmışür.
Aziz Hüdai'nın torunlanndan Bedrüımisa Sivri-
oğhı, benim yazın öğretmenliğimı yaptı. İnanın,
bana ulu dedesinden bir tek şür okumadı. Aziz
Mahmut Hüdai'nin Türk edebiyatında hiçbir
yeri yoktur.
Adam, Anadolu'da bırçok dinsel görev aldı-
ktan sonra, memleketi Bursa'dan İstanbul'age-
lip Üsküdar'da bir tekke kurmuş. "Celvetiyye"
tarikatının kunıcusudur. "Celvet", Arapça bir
sözcük olup "yerini yurdunu terk etmek" an-
lamına gelir. Tasavvufta, "kulun Tanrı sıfat-
lanyla halvetten çıktşına, Tanrı'nm varuğmda
fena bulmasma" denir.
Aziz Mahmut Hüdai'nın ılahilennde yapılan
da, tarikatının bu felsefesını yaymaktır. Çağdaş
uygarlığa, bu ilahilerle vanlamayacağmı bilme-
liyiz. Yukanda alınüladığımız genış amaca da
hızmet etmez bu ilahiler. Doğrusu, onlarda şür
tadı da yok. Kargaşa içindeki kafalann kar-
maşık amaçlan içinde tek amaçlan var: "Geriti
ideolonye bağlı bir gençlik yetiştinnek."
Yonn: 'Ölü Ozanlar'
müzesl
ÇALIŞANLAREV / SORULARI - SORUNLARI/ YILMAZ ŞİPAL
Hak duşurucu sure
1990 yılı Aralık ayında Sosyal Sigortalar Kunmu'-
na emeklilik için müracaat ettim.
Çok uzun beklemeler, uğraşlar ve stres sahibi olduktan
sonra, 1. derece 1. kademeden ve %68 orandan emeklili-
ğim tahakkuk etti. Eylûl 1991den itibaren de bana maaş
ödenmeye başlandı.
Arkadaşlanmm, "asgari ücrete göre maaş aldtğını"
uyanları üzerine, eUmdeki belge ve bilgüerle ilgililere git-
tim. Bana çok kızdılar ve aralanndan genç bir bayan
memure, 'itiraz edeceğini bilseydik, sana 10 vü daha ma-
aş bağlamazdık" diye söylenerek eUmdeki belgeleri aldı.
Bu itira/ım üzerine maaş göstergem yüksekli. Aylık
oranun da bir puan artarak, %69'a çıktı. Ancak, ben gene
de kuşkuluyum. Sormak istediklerün:
1) Aşağıda aktardığnn bilgDere göre, hakkrnı asgari
ücretten maaş almak raı?
2) Öyle ise, bundan sonraki zamları takip edebilmem
için derecem, kademem >e göstergem nedir ve ne kadar
etnekli aylığı almam gerekiyor?
3) Yaıiltşhk varsa farklanmı alabüir miyim?
Son 5 ydın prime esas kazançlanm:
1985 yüı: 360 gün 107.340 TL.
1986 yüı: 255 gün 260.695 TL.
1987 "yılı: 360 gün 1.396.860 TL.
1988 yüı: 360 gün 6.223.330 TL.
1989 JTÜ: 90 gün 3.936.000 TL.
Toplam 11.924.225 TL.
C.Ö.
YANTT: 1) 1990 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşh-
bk aylığı almak için başvuranlardan kamu kesimi çalışanlan dı-
şında kalanlara uygulanan "Özel Sektörden Emekh' Olanlar İçin
1990 Yılı Gösterge Tespit TaWosu"na göre. son 5 yılın sigorta pri-
mine esas kazanç toplamı 11 milyon 924 bin 225 ve 5 yıl ortala-
ması, 2 milyon 384 bin 845 lira olanlara, Üst Gösterge Tablosu'-
nun 9. derece 2. kademesinden ve 2.250 göstergeden yaşhhk
aylığı bağlanmaktaydı.
2) Verdiğiniz bilgilere göre 1 Ekim - 31 Aralık 1993 donemınde
2.250 göstergeden, %69 orandan (%69.8) aybk bağlananlara
940 katsayı ile 2 milyon 380 bin lıra sosyal yardım zammı ile bir-
likte 2 milyon 856 bin 270 lira yaşlıhk aylığı ödenmektedir.
3) Sosyal Sigortalar Yasasf nın 116. maddesıne göre:
Sosyal Sigortalar Kunımu
u
malulhık, yaşulık ve ölûm sigorta-
larmdan aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için gerek-
li beigeler tamamlamnca, bağlanacak aylıkları ve yaptlacak toptan
ödemeleri hesap ve tespit ederek en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile
bfldirir.
Sigortalı ve hak sahibi kimseler, karan büdiren \aayi akhklan
günden başlamak üzere bir yıl içinde yetküi mahkemeye başvura-
rak kurumun karanna itiraz edebiürler.
İtiraz, kararm uygulanmasmı durdurmaz."
Konu ile ilgili yargı kararlan ozetı:
(*) (...) Anılan süre, hukuki nitelikçe, hak düşürücü süredir.
(...)
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 13.5.1969 tarih 895 esas ve 5274
karar)
(Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 19.12.1975 tarih, 4560 esas ve
6687 karar) (*) Mustafa Çenberci. Sosyal Sigortalar Kanunu
Şerhı-1977sayfa: 1435/3
ÎLAN
BALJKESİR 2. SULH CEZA
MAHKEMESt'NDEN
24.2.1992 suç tanhınde taklit ve tağşış edılmiş mahiYette peynir
satmaktan sanık Adil Yazan hakkında mahkememızce 12.10.1993
gûn ve 1993/175-818 karan ile TCK'nun 398,402,647/4 ve6. madde-
len gereğınce 550.000.- lira ağır para cezası ve yine 3 ay süre ile cûrme
vasıta kıldığı meslek ve sanaUn ve ucaretın tatiline ve aynca 7 gûn sü-
re ile ışyennin kapatılmasına ve tecılıne dair mahkememızce verilen
ilan kesinieşmış olmakla TCK'nun 402. maddesi gereğince ılan olu-
nur.
Basın: 47357
POLJTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
HP Dergiyi Kanşdnpken.Şair Ahmet özer'den bir mektup aldım, bir de dergi.
Şoyle yazıyor:
"Kıyı 92. sayıya ulaştı. Şimdilik son sayımızı sunuyo-
rum. 8 yıldan beri kültür ve sanatımıza Trabzon'dan açı-
lan bir pencereden guzellikler üretmeye çalışıyoruz.
Köşenize konuk olmaktan onur duyarız."
Dergiyi yaprak yaprak çeviriyorum: Nevzat Ûstün öle-
ii 14 yıl olmuş. Nevzat'a Taksim'de, Kristal'in önünde
rastlamıştım. Hoş beşten sonra,
"Yarın Ankara'ya gidiyoruz" dedi.
"fîencte."
"Otomobille gideceğim, Şükran'la (eşi) gidiyorum.
Berabergidelim."
"Olmaz, biletim alındı, otelim ayrıldı, gazeteye söyle-
dim."
"Öyleyse Ankara da görüşürüz."
Görüşemedik.
Bir trafik kazasında eşi yaralanmış, kendi ölmüştü.
iki soluk öteme yağmur yağıyor
Sen geliyorsun diye
Bütün aşklardan arınmış eski
Bütün düzenlerden ayrılmiş eski
Sıynlıp çıkmış kurulu yasalardan
Geliyorsun ya ne güzel
Görüyomm geldiğini
özgürlük seninle katışmca ne güzel
Saml N. özerdim'in güzel yazısının başlığı: "Unutur-
lar". Eski şairlerden alıyor, teker teker nasıl unutulduk-
larını belirtiyor. Tokadizade'yı örnek gösteriyor. Gaffar
Güney için de şöyle bir not düşmüş' "Kıyı'nın 89. sayı-
sında (Ağustos 1993), M.Türker Acaroğlu, Hocam Gaf-
far Güney' başlıklı yazısında, yaşımız gereği, Gaffar
Güney'le arkadaş olamayacağımızı belirtiyor. Dostluk
yaşa bakmaz. Benim en yakın dostlanmdan biri, (..) 1892
doğumlu (benden altı yaş büyük, babam yaşında) Saffet
Ürfi Beön'd/. 7950detamştık, 1968'de ölümünedek içti-
ğimız ayn gitmedi. Gaffar Güney o bunalımlı çağında,
herkesten değil, biz arkadaşlanndan para isterdi."
Gaffar Guney'den açıldı Gaffar Hoca Ankara Erkek Li-
sesi'nden benim de ögretmenimdı. Yıllar sonra arkada-
şım oldu. Bunalımlı günlerinde bızden de para isterdi;
senli benli konuşurduk. Samet Ağaoğlu da Gaffar
Hoca'nın arkadaşıydı. "Öğretmen Gafur" diye hocanın
öyküsünü yazmıştı. Samet Ağaoğlu, Başbakan Yardım-
cısı olduğu halde görünce arabasını durdurur, hal ve
hatrını sorardı.
Nicedir, Ruşen Hakkı dostumun "Üretimde Sevda"
adlı, Gerçek Yayınları'ndan çıkan kitabı için yazmak, bir
selam salmak istiyordum; geciktim. Ruşen Hakkı'ya da,
Güngör Gencay'a da merhaba!.. Ahmet Özer, eleştiri-
sinde Ruşen Hakkı için şu güzel benzetmeyi yapıyor:
"Izmit Körfezi'nde bir deniz feneridir. Uzak diyarlardan
gelen pek çok gemi, bu fenerin kılavuzluğunda kendini
sağlama almanın mutluluğunu yaşamıştır." Deniz feneri
çok güzel bir benzetme; yakışıyor da.. Izmit Körfezi'nde
yalnız değil Butün deniz fenerleri gibi kendisiyle dolu...
Hasan İzzettin Dinamo'nun ilk şıir kitabı "Deniz Feneri"
gibi...
Mehmet Güler de Yaşar Kemal için "Çağdaş Masal-
c;"diyor. ilhan Selçuk'tan şu parçayı alıyor:
"Ulan, Anadolu'nun tezekli köyünden çıkmışstn;
danalar gibi oradan oraya dolaşmışsın; arzuhalcilik,
bekçiliği, kunduracı çıraklığı yapmışsın; Fransa Cum-
hurbaşkanı MHterranid'/n özel konuğu olup Fransa'ya
gidersin ödül alırsın.. başımıza bela mısın ulan!"
Bir dergıde daha neler olsun!.. Benden bu kadarı..
Merak edenler öteki yazıları da bulurlar. Şair Ahmet
Özer'e sevgiler, selamlar. Bir dergı işte bu, kişi okuduk-
ça açılıyor...
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Hoş kokulu meyveleri
bazı yörelerde kavrula-
rak yemiş olarak yenen
bir cins çalı ya da ağaç. 2/
Tespihlerin baş tarafma
geçirilen uzunca parça...
Islamhktan önce Kâbe'-
de duran üç puttan biri.
3/ Tavlada bir sayı...
Açık duran başparmağın
ucundan, göstermepar-
mağının ucuna kadar
olan uzaklık. 4/ Doku-
macıkkta atkı ipliğini sı-
kıştırmak için kullanılan
araç... Bir akademik unvanın kısa
yazilışı. 5/ Eski dilde bağırsaklar...
Taraça. 6/ Afrika'da bir göl. 7/
Kamboçya'nın para birimi. 8/ Bir
cetvel türii... Karadeniz bölgesin-
de bir dağ geçidi. 9/ Bir topluluğun
oluşturduğu. kültürel gruba özgü
her türlü özelliğe verilen ad... At
tüyünün rengi.
YUKARIDAN AŞAĞIY A:
1/ Ankara yöresine özgü bir halk
oyunu... Tellür elementinin simgesi. 2/ İlaç... Yoksullara yiye-
cek dağıtan hayır kunımu. 3/ Hıristiyan. 4/ Uzun ve yorucu
çahşma... Pamuk ve ipekle kanşık dokunmuş hareli kumaş. 5/
Bir soru sözü... Üstten sağa doğru eğik olan basım harfi. 6/ Bir
tür hafıf makıneli tüfek. 7/Birbağlaç... Suudi Arabistan'ın baş-
kenti 8/ Tarla, bahçe gibi yerlerde ağaç dallanndan örülmüş
bannak... Japon lirik dramı. 9/ Orta Karadeniz böiümünün iç
kesiminde bir akarsu.
KARTAL1. AŞLÎYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1992 112
Davaa Maliye Hazinesi vekili Av. Ülker Tarcan tarafından da-
valılar Abdulganioğlu Yusuf Çelik ve 16 arkadaşı hakkında mahke-
memıze ıkame edüen tapu ıptalı ve eski hale getirme davasında;
Kartai-Soğanlık mahallesi Balıkb Ayazma mevkiınde kaın, 1104
ada, 9 parsel sayılı 238.660 ra2
taşınmaz tapuda Hazıne adına kayıtlı
iken Kartal Belediyesi bu bölgede 3194 sayılı yasarun 18. maddesine
dayanarak ımar uygulaması yaptığını. bu uvgulama netıcesınde Ha-
zıne taşınmazı 3. şahıslann taşınmazlan ile birleşürilerek ıfraz edilmiş
ve üç yenı taşınmaz meydana gelmiştir. Bu parsetlerden 242 no.lu ta-
şınmaz ıse belediye adına tapuya tescıl edılmıştir. İmar düzenlenmesı-
ne karşı İstanbul 2. İdare Mahkemesi"nın 1990»748 E. no.lu ıptal
davası açıldığını, idari yargı sadece imar uygulamasuu iptal edecek,
buna dayanarak yapılmış bulunan tescillerin iptalıne karar vereme-
yeceğı ıçın 286-287 parsellerin tapu ka>ıtknnın iptalleri içın Kartal
2. Asliye Hukuk Mahkemesı'nde hakem sıfaü ile 1991,12 tapu iptali
davası açıldığını. 1991/12 E. no.lu davanın konusu olan 287 no.lu
parsellerde 3. kışiler de hissedar olduğundan ve bu kişıler hakeme tabi
olmadığından mahkememızde bu davayı açmak zaruriyetinde oldu-
ğundan. davalılar, 1 - Argon Kimya San. ve Tic. A Ş. Kâğıthane,
Cendere yolu Ayazma Çayın No: 9 İstanbul, 2- Azim Şahin, Soğan-
bk Orta Mah. No: 73 Kartal, 3- Aliye Başoğlu Esta Soğanlık Köyü
Kartal. 4- Şerife Siderman, Eski Soğanlık Köyü Kartal, 5- Şehmuz
Midyat İçerenköy Caddesı No: 33/20 Kadıköy. 6- Yuksel Akpınar,
Kırkpmar Köyu Bayburt, 7- İsmet Üstûn, Eyüp Mustafa Paşa Sokak
geçici 2 sokak No: 14 Jstanbul adreslerine tebligat yapılamadığı, ma-
hallen zabıta tahkikatı neücesınde keza davalılann adreslerinin bulu-
namadığından ahetle duruşma günü olan 7 12 1993 günû saat 9.30'-
da mahkememizde hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil
etürmenız. aksi takdırde gıyabınızda yargılama>a devam ile karar
venleceği hususu dava dilekçesinın tebügatı >erine kaım almak üzere
ılanen teblığ olunur. 14.10.1993 Basın 47464