18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM1993 CUMARTESİ HABERLER takdirname •ANKARA (AA)-Devlet Bakanı Mustafa Çiloğlu, Hakkari-Çukurca arasındaki "güvenlik yolu" yapımında çalışırken, bölücü terör örgütü PKK tarafından kaçınlan. daha sonra da serbest bırakılan Kö\ HızmetleriGenel Müdürlüğü'ne mensup 10 işçiyi, takdirname ile odüllendirdi. Devlet Bakanı Çiloğlu, dün makamında kabul ederek takdirname ile odüllendirdiği işçilere hıtaben yaptığı konuşmada, "SizJerdevIetin üniter yapısını bozmak isteyenlere karşı, cephede savaşan askerlergibi mücadale verdiniz"dedi. DEP'li Bilget gözaltında • İstanbul Haber Servisi- Ankara'da geçen pazartesi günü gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Demokrasi Partisi (DEP) Genel Başkan Yardımcısı Kemal Bilget'in İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde olduğu anlaşıldı.DEP yöneticilerinin Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne yaptıklan başvurular şonucu. Bilget'in salı akşamı İstanbul'a ulaşüğı öğrenildi. Geçen pazartesi günü DEP MYK Üyesi Kemal Yüksel'le birlikte Ankara Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesı'ne giden ve Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli iki polis tarafından istanbul'a gönderileceği söylenerek gözaltına alınan Kemal Bilget için Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilileri de. tstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri de "bizde yok" demişti. DEP'li Göneşin dokunulmazlığı • ANKARA (ANKA) - DEP Siirt Milletvekili Naif Güneşin de dokunulmazlığının kaldınlması istendi. Naif Güneş'in dokunulmazlığının kaldınlmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi TBMM Başkanlığı'na gönderildi. Başbakan Tansu ÇıllerinDEP milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldınlmasını istemesi ve bunu destekleyeceğini açıklaması. ANAP'ın buna destek vermesi üzerine, Anayasa Adalet Karma Komisyonu'nda bekleyen DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldınlmasına ilişkin dosyayla birhkte sayı 192'ye ulaştı. Yunanistan'da ölöm cezası kalkıyop • ATİNA(AA)- Yunanistan'da, Papandreu hükümeti, ölüm cezasını kaldırmaya hazırlaruyor. Adalet Bakanı Yorgo Kuvelakis konuyla ilgjli yasa değişıkliği tasansının kısa süre içinde parlamentoya sunulacağını belirtti. Kuvelakis, ölüm cezasının kaldınlma'sının Yunan hukukunun uluslararası hukukla bütünleşrnesi konusunda önemli bir adım olacağını daifade etti. Yunanistan'da ölüm cezası 20yıldanbuyana uygulanmıyor. Erkin'denYunanh bakana protesto • İSTANBUL (AA)- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri TuğruIErkin, AT tarafından Yunanistan'da düzenlenen uluslararası toplantıda, Türkiye aleyhinde bir konuşma yapan Yunan Enerji Teknolojı ve Ticaret Bakanı Constanıinos Simitos'u protesto etti. Erkin,dün yaptığı yazılı açıklamada, 4-6kasımtarihinde gercekleştirilen "Akdeniz Ulkelerinde Enerji ve Kentlerdeki Çevre Sorun!an"konulu toplantıya. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı Müsteşan Mahır Barutçu başkanlığındakı birheyetle İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına katıldığını bıldırdi. Yunanlı bakan Sımıtos'un, toplantının kapanışında konunun dışına çıkarak Türkiye aleyhinde propaganda yaptığını anlatan Erkin, Türk heyetinedecevap hakkı tanınmadığını bildirdi. ' Yasa çağdışı düşünceye giiç veriyor'• Terörle Mücadele Yasasf ndadeğişiklik öngören tasan kitleörgütlerince tepkiyle karşılandı. Tasannın demokratik olmadığını savunan kitle örgütleri, 'laiklik karşıtı suçlann' kapsam dışı tutulmasını ve kitabın 'terör aracf olarak gösterilmesini kınadılar. Haber Merkezi-Terörle Mücadele Yasası'nda değışiklık öngören tasanda "laiklik karşıtı suçların*' kapsam dışı tu- tulması ve kitabın hala "terör aracı". yazar ve yayıncının da "terör suclusu" olarak gösterilmesi tepkiyle karşılandı. Tasannın demokratik olmadığını savu- nan kitle örgütleri. DYP, ANAP ve RP'nin işbirliğiyle yapılan düzenleme- nin çağdışı zihniyete güç ve eylem ola- nağı verecek niteİikte olduğunu behrtti- ler. Atatürkçü Düşünce Derneği jzmir Şubesi Başkanı Avukat İskender Öztu- ranlı. "Terörle Mücadele Yasa Tasansı. şu anld biçimiyle koalisyon protokolüne ve hükümet programına a> kırıdır. Çiinkü demokratik değildir" dedi. Yürürlükteki yasalann terörle mücadele ıçın yeterli olduğunu belırten Özturanlı. görüşleri- ni şöyle dıle getirdi' "Başkaca bir yasaya gerek yokrur. Sorun, >asaların uygulanması. yönetici- lerin becerisi sorunudur. Önemli olan devlet olanaklaruıın gereği gibi kuilanıl- mastdır. Hele "devletın ülkesi ve mılletı ile bölünmez bütünlüğünü' sağlamak amacıyla çıkarılmak istenen bir yasa ta- sansından 'laiklik' ilkesinin kaldınlması, öncelikle anayasava aykırıdır. Çiinkü la- iklik anayasanın koruması altındadır ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşıdır. Laiklik sajgı görmezse cumhurivet çö- ker. Laiklik uygulama alanlarından kal- dırılırsa devlet ölür. Laiklik Türkiye Cumhuriyetfnde bütünleştirici bir öğe- dir. Laiklik olmadan bölünmez bütüniük- ten söz edilemez. Yasa tasiağı bölücü te- rörle, gerici terörii birbirinden ayırmıştır. Oysa terörün bölücüsü de gericisi de bir- dir, birbirinden ayrılamaz." lzmır Barosu Başkanı Yolkan Alpos- kay. yapılan düzenlemeyle Atatürk un kurduğu ve devamında taviz vermek durumunda olunmayan laık Çumhuri- yet'in temellerinin sarsılmak istendiğıni belirterek şunlan söyledı: "12 Eylül rejiminin beslediği antilaik akmtlar ve şeriatçı düşünce, Sıvas'ta kat- liama varan şeriat provaları yapacak gücü bu konıma tablosundan almıştır. Terörle Mücadele Yasası'nda bahsi ge- çen 8. madde lilkcmi/in son zamanlarda içinde bulunduğu bunalıma yeni boyutlar kazandıracak ve çağdışı zinhiyete güç ve eylem imkanı verecek niteliktedir. Bu madde ile Atarürk'ün kurduğu ve deva- mında taviz vermek durumunda olmadı- ğımız laik Cumhuriyet'in temelleri sarsıl- mak istenmektedir. Oysa laiklik, inançlı insanlan da koruması altına alan demok- rasinin vazgeçilmez unsurudur. Bu ne- denle son yıllarda üzerinde çokça durul- ması, kollannıası gereken husus laiklik- tir." Terörle Mücadele Yasası'nın MGK~- nın talimatlan doğrultusunda psikolo- jık savaşın ve topyekun savaşın yoğun- laştınlması için gündeme getırildiğini belirten ÇHD İzmir Şube Başkanı Er- can Demir de şunlan söyledi: "Bu tasannm terör örgütü dedikleri örgütle mücadele etmekle ilgisi yokrur. Demokratik kuruluşlara, basına ve sivil halka vönelik şiddet ve cezalandırmak anlayışını gütmektedir. Koalisyonun ini- siyafifsi/ ortağı SHP'nin, görüntüyü kurtarma çabası da sonuç vermemiştir." Çengel'den kınama SHP İstanbul İl Başkanı Yüksel Çen- gel ise Terörle Mücadele Yasa Tasansf- nın laiklik, Atatürk ılkeleri ve ınsan haklan hıçe sayılarak DYP. ANAP ve RP'nin işbirüğiyle. şeriat özlemcılerine mesaj ve odün verilerek komisyondan geçtığini ılen sürdü. Çengel, sozlerini şöyle sürdürdü: "RP'nin laiklik karşıtı bir parti olduğu /aten bilinivordu. Ancak. asıl anlaşılmaz olan DY P ve ANAP'ın bu konudaki tav- ndır. SHP'nin bütün çabalanna karşm Terörle Mücadele Yasa Tasansı'mn in- san haklanna, laik Cumhuriyet'e vediğer Atatürk ilkelerine aykırı biçimde Adalet Komisyonu'ndan geçmesi. sağ partilerin bütün bu konulardaki gerçek vaklaşım- larını sergilediği gibi bu ülkedeki laik dü- zenin ve demokrasinin tek savunucusu- nun SHP ve sosjal demokratlar olduğu- nu bir kez daha göstermiştir." TBMM Adalet Komisyonu'nda do- kuz yıldan sonra idam karannın kabul edilmesinin de insan haklan konusunda geri gidişin bir göstergcsı olduğunu be- lirten Çengel. "Şeriata ve idamlara her zaman karşı olduğumu/ ve olacağımızı yinelivor, terörle mücadele adına bu ül- kede demokrasiyi engellemeye çalışanla- rı kınıvoruz" dcdi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği'nce yapılan yazılı açıklamada, (ÇYDD) "etnik terör ile dinsel terör ara- sında bir fark gözerilmemesinin kamu vicdanına sığmayacağı"vurgulandı. Prof. Dr. Türkan Saylan ımzasıyla, Terörle Mücadele Yasa Tasansı'nın "Laiklik aleybJndeki terör eyiemknnm" kapsamı konusunda demeğin görüşleri, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, ba- kanter ve milletvekillerine de gönderil- di. Mektup ta "Srvas katliamı ve yurtdj- şında İslam Devleti kurma kküaJan", Taraf dergisinin 32. sayısı ve Muratlı da dağıülan Müslüman Gençlik adlı bildi- rilerden alıntılara yer verildi. Mektupta özetle şu görüşler savunuldu: "Düşünce özgürlüğü, din ve vicdan öz- güıiüğü ile ilgisi olmavan, Cumhuriyeti- mizin laik niteliğini, her türlü bölünmez bütünlüğünü bozmaya yönelik bütün bas- kı, şiddet, tehdit. korkutma vb. yöntemle- ri içeren (Terörle Mücadele Yasası kap- samında) bütün eylemlerin terör kapsa- mında olduğunda en ufak bir tereddüt yokrur. Etnik terör ile dinsel terör arasm- da bir fark gözetilmesi kamu vicdaıuna sığmaz. Aynca TCK'mn 163. maddesi- nin kaldırilnıasının Türkiye'de İslamcı terörii serbest bırakmak amacı taştdığmı da kimse iddia edemez. Sayın miUetvekil- lerimizin ulus ve ülke bütünlüğüne yöne- lik etnik teröre Iıayır', ama İsiamcı terö- re gelince 'evet' demeyecekleri düşünce ve umudumuzu konıyarak, konuyu dik- katlerinize sunmayı görev bildik". N üfus cüzdanımı ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. SEVİM YÜKSEL HOLLANDA Polis, PKK faaliyetlerini takibealdı HALUK BAKIR AMSTERDAM - Hollanda Merkezi İstih- barat Servısi CRI'ın bir yetkilisi. PKK'nın Hollanda'da yaşayan Türk yurttaşlanndan para topladığından haberdar olduklannı, bu faaliyetlerin dikkatle izlendiginı söyledi. Bu arada Lahey ve çevresindeki Türk yurttaşla- nndan tehditle para topladıklan suçlamasıy- la biri kadın iki PKK'lının 8 kasımda gözalü- na alındıklan açıklandı. 31 yaşındaki O.K. ve 26 yaşındaki M.Y. rumuzlu kişilerin tutuklu- luk durumlannın yargıç karanyla uzatıldığı ve halen devam ettiği belirtildı. Birsüredir Hollanda'da süregelen. Türk ve Kürt esnaftan tehditle para toplama faaliyet- leri, dün akşam Hollanda TV'sinde yayınla- nan bır programda ele alındı. Programda konuşan bir Türk esnaf. bır süre önce dağıü- lan ve "PKK ve ASO teşkilatı" imzalı tehdit mektubunu göstererek. kendisinın ve diğer esnafın bu tehditlerden bıktıklannı söyledi. Karanlık çekimle, tanınmamasına özen gös- terilen esnaf. polisin buna karşı bir şey yap- madığını. tek çareyi silahlanarak kendı gü- venliklerini sağlamakta bulduklannı söyledi. Gözlemciler. Fransa'daki PKK'lı tutukla- malanndan sonra. PKK'yi resmen "terörist örgüt" diye niteleyen Hollanda'nın da örgü- tün Hollanda'daki faaliyetlerini engellemeye karar vermiş olabileceğini beliniyorlar. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER Türkiye, işkence yapmakla suçlandı CENEVRE (RELTER) - Birleşmiş Millet- ler İşkence Komitesi. Mısır ve Türkiye'de gözaltına alınanlara sistcmli bir şekilde işken- ce yapılmasına son verilmesini isterken iki ülkeyi kendi polis ve güvenlik güçlerinin. ne- zaretinde tuttuklan kişilerin insan haklannı koruması konusunda zorlama karan aldı. Komitebaşkanı Joseph V'oyame dün yaptı- ğı açıklamada "Hiçbir isrisnai durum -ne ayaklanma, ne savaş ne de başka bir şey- iş- kence uygulamasmı meşrulaştınnaz" dedi. Komite başkanının açıklamasında, gelen sayısızciddi iddialar üzerine Türkiye hakkın- da nisan 1990 tarihınde gizli bir araştırma başlatıldığı belirtildi. Voyame "Türkiye, komitece başlatılan araştırmaya 1992'de Ankara ve Diyarbakır'- daki gözaltı merkezleri ve polis karakoUannı açarak katıldı. BM heyeti Türkiye'de 100 ka- dar işkence kurbanı ile görüştü" dedı. FRANSA 7aydr açım'dcdikinıscügflenmedi İstanbul Haber Servisi - Küçükçekmece Belediyesi ışçılerinden Sabahattin Bingöl yedi aydır maaş alamamalannı. üzerinde "Yedi aydır maaş alanuyorum. Yardımınıza muhtacım" yazılı bir önlük giyerek Yenicami önünde protesto etti. Cuma namazı bıtımındecami merdıvenlerindegösteri yapan Bingöl'e. birgenç dışında kimse para vermedı. 13 yıldır Küçükçekmece Belediyesi'nde çalıştığını belirten Sabahattin Bingöl, yedi aydır maaş alamadıklannı ve buna kimsenin inanmadığını söyledi. En çok acı duyduğu şeyın, Tansu Çiller'in kendi bölgelennden seçilmesine karşın sorunun çözülmesi için yardıma olmaması olduğunu söyleyen Bingöl, "Çiller, Galatasaray'a 10 milyar yardımda bulundu. GS'ı, gösterdiği başandan dolayı bir şilt vererek onurlandırabilirdı. Yardıma gerçekten muhtaç olan biziz" dedi. Bingöl, belediyede yaklaşık bin 300 kişi çalıştığını, bu insanlann vedi aydır maaş alamamasının yaklaşık 10 bin kişiyi ilgilendırdığini belirtti. Öte yandan çöplerin müteahhıde toplatılmasını protesto eden direnişteki işçiler dün Küçükçekmece'de bir yürüyüş yaptı. Polisin güvenJik önlemi aldığı. ancak müdahaleetmediği işçiler, belediye önünde yaptıklan konuşmalarla yürüyüşü olaysız sona erdırdi. PKK'hlar Notredame Kilisesfni işgaletti •Polisin önceki günkü operasyonundan sonra dikkatleri üzerine toplamak isteyen 200 kadar PKK'lı ünlü kiliseyi, yaklaşık 100 PKK'lı daMarsilya'daki Françe 3 TV binasını işgal etti. Önceki gün gözaltına alman PKK'lılardan 59'u serbest bırakıldı. MİŞELPERLMAN PARİS - Fransa'da 200 kişi- lik PKK'lı grup Parisin ünlü Notredame Kilisesi'ni işgal eti- ler. PKK terör örgütüne yöne- lik önceki günkü operasyonda gözaltına alman 110 kişiden 51'inin gözaltı süresi 24 saat uzatıldı. Fransa'nın başkenti Paris'te aralanna kadın ve çocuklan da alan yaklaşık 200 PKK'lı tarihi Notredame Kilisesi'ni işgal ederek Fransız kamuoyunun il- gisini uyandırmaya çalıştılar. Emniyet yetkilileri olayın fçişle- n Bakanhğı görevlilerince izlen- dığini. PKK'hlann, uyanda bulunulması üzerine dağıldık- lannı. olayla ilgili gözaltına alı- nan olmadığını açıkladılar. Bu arada yaklaşık 100 PKK'lının da Marsilya'daki France 3 tele- vizyonu binasını işgal ettiği bil- dirildi. Önceki gün PKK terör örgü- tüne yönelik operasyonda gö- zaltına alınan 110 kişiden 51'- inin gözaltı süresi 24 saat uzatı- lırken, diğerleri serbest bırakıl- dı. AA'nın Paris çıkışlı haberine göre, PKK'nın "Türk diplomat- larmı öldürme, basın mensupla- nnı kaçuroa ve Avrupa çıkarla- nnı hedef alma" gibi eylem planlan yaptığı, polise yakın kaynaklarca kaydedildi. Fransız basmı PKK'ya yöne- lik operasyona geniş yer verdi. Bulvar gazetelerinden Le Pari- sien, "Bu operasyonun nedenJe- rirri ögrenmek gerek. Zira PKK'nm Fransa'daki faaliyetle- ri. polis için hiç de esrarlı değildi. Ancak bunlann PKK'nm eylem yöntemJerinin sertleşmesİDden kaygılandtğını" belirtti. Yazarlar Yasa'yı değerlendirdi Şiddet, dahabüyük şiddeti doğurur Düşünce özgürtiiğünün özü, düşünceyi agkkyabibnektiy ORAL ÇALIŞLAR SHP liden ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın dün gazetemizde ya- yınlanan sö)leşjsinde düşünce suçu ile ıl- gib ılginç değerlendirmeler yapıyor. Te- rörle Mücadele Yasası'nda düşünceye yönelik cezalan savunurken şunlan söy- lüyor: "Düşünce suc mudur, değil midir? Kuşkusuz değildir. Ancak düşüncenin ifadesi suc olmalı mı. olmamalı mı? Fark- lı görüşler var." Bır sosyal demokrat parti genel baş- kanının düşünce açıklamanın suç olabi- leceğini düşünmesini ve savunmasını anlamak mümkün değil. Çünkü bu ül- kedeyıllarcasosyaldemokratlar"düşün- çe suçu" kavramına karşı çıktılar. İnsanlann sırf düşünceleri nedeniyle yargılanıp cezalandınlmasını eleştirdi- ier. Karayalçın'ın 'düşünce suçdeşldır. ama açıkİanırsa suç olabilir" demesi. yıl- lardan beri "düşünce suçu"nu savunan çevrelerin temel mantığıdır. Düşünce özgürlüğünün özü. düşün- ceyi açıklayabilme özgürlüğüdür. Dü- • Demokratlık, kendin gibi düşünmeyenin düşüncelerini açıklama özgürlüğünü savıınmaktır. 'Terörle Mücadele Yasasf ve onun bu şekilde oluşmasını onaylayan SHPyöneticileri ise, hâlâ 'Acaba hangi düşünceyi açıklamak suçtur, hangisi değildir' gibi bir 'abes'i tartışıyorlar. şünce ifade edilmeden zaten bilinemez ki, o düşünce olarak ortaya çıkamaz ki... Karayalçın'ın bu sözlenni birdene- yim eksikliği olarak kabul etmek daha uygun geliyor. Böyle düşünmesini. bir sosyal de- mokrat parti liderinin böyle düşünmesi- ni kavramak kolay değil. Uygar dünyada. hukuk dünyasında. "düşünce özgürlüğü, en aykırı düşüncele- rin de açıklanabiune hakkıdır" diyc bıli- nır ve öğretilir. Başka türlü bır açıkla- ması yoktur. Mural Karayalçın'ın memn olduğu Siyasal Bilgiler Fakültesinde de hocalar "düşünce özgürlüğü"nü böyle öğrettiler Karayalçın Siyasal Bilgılcr'dc öğrencı iken bir Anayasa sına\ında. "Düşünce özgürlüğü, bir fikrin beyinde tutubnası özgürlüğüdür. Eğer bu fikir. kafadan çı- kıp açıkİanırsa suç olabilir. Düşünce an- cak açıklanmadığı, kafada rurulduğu sü- rece özgürdür" deseydi ve bu düşünce- lerini de sınav kağıdına yazsaydı, o ders- ten sınıfta kalırdı. Çünkü bir Mülkiyeli. ifade edilmesi yasak veya suç olan bir düşüncenin. özgürlüğünden sözedile- meyeceğini bilmek zorundadır. Cumhuriyet'in dünkü başyazısında Voltaire'nin ünlü bir sözü aktanlıyor- du. Bu söz düşünce özgürlüğünün sa- vunmanın ABC'sıdir. Şöyle diyor Vol- taire: "Fikirlerinize katılmıyorum: hatta fikirlerinize karşıyım; ama fîkirlerinizi söyleme hakkmızı sonuna kadar savuna- cağım." Bizim sosyal demokrat partimizin ye- ni başkanı ise, "Clkenin ve ulusun bölün- mesini savunmak, özü itibariyle, içeriği itibariyle şiddet içeren bir çağrıdır" di- yor. Bunlar son derece tehlikeli mesaj- lardır. Çünkü bu ülkede her fikirde bölücü- lük arayan ve bulan kafalann sayısı ye- terince çoktur. Her bölücülük de şiddet içeriyor gibi bir yaklaşım. sosyal de- mokrat Başbakan Yardımıcısının ağ- zından çıkarsa, vann gerisini siz düşü- nün. Abeslik, "yağmur yağıyor dedin, o zaman bana ördek dedin"e kadar gider. Geçmişte bunun çok örneklerini yaşa- dık. Demokratlık, kendin gibi düşünme- yenin düşüncelerini açıklama özgürlü- ğünü savunmaktır. "Terörle Mücadele Yasası" ve onun bu şekilde oluşmasını onaylayan SHP yöneticileri ise, hala "Acaba hangi düşünceyi açıklamak suç- tur, hangisi değildir" gibi bir "abes"i, tartışıyorlar. ADALET AĞAOĞLU Terörle mücadele yasası, birkaç açıdan birden üstünde önemle durulmayı gerektiri- yor 1. Burada terör suçu ola- rak, ardarda birçok şey sayılı- yor. O kadar çok ki, insan ne- redeyse "potonsiyel suçlu"luk terörü altında eziliyor. Bana kötü bir yasa nasıl olur, derse- niz, işte böyle olur diyebilırim. Bir yasa 'suç' diye birbınni iz- leyen o kadar çok şeyi bir ara- da sıraladımı, ya karşısındaki- nin keyfı öyle hükmettiği za- man herkes "suçlu" olur, ya da yine keyfıyete göre, kimse "suçlu' değildir: ortada karga- şa vardır. Parçalara bölün- müş, tek tek adlandınlmaya kalkışılmış. 'suç' koşullara göre. her zaman asıl suçu dışta bırakma tehlıkesi yaraür. 2. Bence iyi bir yasa, da- vanın ruhunu doğru sapta- yan, her köşede de pejin suçlu aramayan yasadır. Örnekse, şimdi burada konu terör ol- duğuna göre. ilkin terörü iyi tarif eden bir yasa yapmak ge- rekirdi. Öyleki, diyelim yann PKK sorunu ortadan kalktığında da insanlann ha- yatını şiddetin. zorbalığın, herçeşidine karşı güven altına alabılsin, evrensel haklar çer- çevesinde yaşayabilmemize olanak sağlasın. Oysa bu yasa, 8. maddedeki "laiklik niteliği " sözünü kaldırarak tam karşıtını yapıyor. Laik bir toplumda yaşama hak ve ka- zanımlanmızı dara sokuyor. Laiklik karşıtı eğilimleri ise cesaretlendiriyor. Bunu hem de Sıvas olaylannın hemen arkasından yapıyor ve cirkin bir politik ödün sahnesi sergi- liyor. 3. Görüldüğü kadanyla bu yasa, insanın canını, yaşama hakkını güvene almayı değil, güçsüz bir devleti güven altına almayı amaçlıyor. En aciz yolu seçerek, bir çeşit devlet terörü yaratmayı destekliyor. Yoksa kitabı. sözü, incelemeyi, düşünceyi, tartışmayı "potansi- yel suç" sayma zaafına düş- mez, bu zaaftan doğma bir zorbalığı yasa güvencesine al- mazdı. 4. Yurt içinde ya da dışında "devletin-milletin bütünlüğü- nü bölmeye yönelik" heryayın ve demeci ağır suç kapsamma alan bır yasa bu. Burada "bü- tünlüğü bölme' adı altında nice eleşuri sahibinın, incelemeci- nin canının yanacağı tehlikesi bir yana. insanın bılgılenme, haber alma, düşünce üretme. düşüncesine yeni boyutlar ka- zandırma özgürlüğünün önü- ne de daha kalın duvarlar örül- mekte. Yasaya göre, "bütünlü- ğü bölmeye yönelik' kitap ve büroşürler hemen toplatıla- cak, bunlann yazarlanna. ba- sanlanna. dağıtanlanna ağır para ve hapis cezası kesilecek. Terörle mücadele yasası şimdiye kadar kitaba, düşün- ceye, yazara biçilen cezalan ye- terli görmemiş, daha ağırlannı istiyor. Tokatın şiddetini arttınyor. TBMMM adalet komisyonu üyeleri de şiddetin daha büyük şiddet doğura- cağını hala öğrenemediler de- mek ? Besbelli. bu yasadaki yeni değişiklikler de anayasa gibi tepkisel. Yoksa, basını- yayını 'hizaya getirmek' için kitabı. sözü. düşünceyi 'potan- siyel suçlu' saymak bunlan daha bir sıkı denetim altına al- mak gaflet ve şiddeti içine dü- şülmezdi. 5. Terörün karanlıkta zorbaca saldın. böyle bir şid- det eylemi olduğu düşünülür- se. yüzyıllar boyu aydınlıkta seyretmiş yazının. sözün, bilgi- lendirmenin, düşünce üretme- nin nasıl bir terör suçu işleyebi- leceğini bulmak güçleşir. Te- rör, unutmayalım, dolaysız so- nuç alma yoludur. Yazının- sözün etkisi. tam karşıtı, do- laylıdır. Akıllı bir terör mücadelesi, açık tartışmayı karşısına değil. yanına alan mücadeledir Sivilgiysiliaskeri düzene hazırlıkORHAN PAMUK Kitap yasaklama. kitabı te- rör suçlusu, böylece yazarlan da terörist olarak ilan etme bir kere daha gündemde. Üstelik yakın tarihte yaşadığımız askeri darbelerin acımasız şid- detini aratmayacak bir ölçüy- le. Tek sesli, sivil giysili, ama askeri sıkı düzenli bir Türkiye için bunlar ılk hazırlıklar. Oysa tam tersinin yapılması gerektiğini aklı başında her- kes söylüyordu. Sol ya da sağ, en küçük siyasi fraksiyonlar- dan TÜSİAD gibi kurulu dü- zenin tam göbeğinde yer alan kuruluşlara kadar pek çok ses Kürt sonınuna yanlızca aske- ri yöntemlerle çözüm buluna- mayacağını, asıl çözümün de- mokraside. düşünce özgürlü- ğünde, uzlaşmada, kültürel çeşitlilikte olduğunu pek çok kere söylediler. Düşünceyi. ki- tabı, ifade özgürlüğünü "terör suçlusu" sandalyesine oturt- mak isteyenler. şimdi, bu ses- leri de, belliki kısmak istiyor- lar. Bu yalnızca PKK ile sür- dürülen bir savaş değil, top- lumdaki çok sesliliğe. eleştiri, eleştiri gücüne açılan bir sa*aş da olacak. Kürt sorunun çö- zümü için "asker gibi" düşün- meyen ve fikrini dürüstçe ifa- de eden herkesin "terör suç- lusu" ilan edileceği bir Türki- ye artık demokratik bır ülke sayılamaz. Kıtaplan, bıraktım yanlı- zca yasaklamayı. bir de "terör suçlusu" ilan etmek ancak to- talıter ve faşist ülkelerde görü- lebilecek bir geriük. ilkellik ve vahşet örneği. Bu ilkcllığı Türkiye'ye uygun görenlerin belliki demokrasiyle hiç mi hiç ilgileri vok. Ama onlarla işbir- liği yapan. bir koalisyonu paylaşan, bu gibi ilkelliklere seyirci kalan, ortak olanlar kimler? Masasında oturup yalnızca kitap yazan kişilerin terörsuç- lusu ıian edildiğı. teröristlerle aynı ceza-işkence koltuğuna oturtulduğu bir ülke felakete gıden bir ülkedir. Üstelik bu sefer felakete yol açan şey ger- çek terörün kendisı değil. sö- züm ona onu engellemek için çıkanlan yasanın kendisi ola- cak. Terör bir anlamda de- mokrasinin zıddıysa eğer. ya- zarlan terör suçlusu ilan etme- ye haarlananlar demokrasiye değil. teröre hizmet etmiş ola- caklar. İstediklerinin de bu ol- duğu anlaşılıyor. Bu yasa, tek sesli bir toplum için "kendi gibi düşünmeyen herkese karşı" açılacak topyekun bır savaş için hukuki gerekçeler- den biri. Yeni bir 12 Eylül mü karşrmızaçıkıyor? OKTAY AKBAL(Tûrkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı) Terörle Mücadele yasa tas- lağmı TBMM sanınm belli yerlerden gelen baskılar sonu- cu benimsemek zorunda kalmıştır. Bu gidişin sonu yeni bir 12 Eylül'ün karşımıza çı- kartılması mı olacak? Bakıyo- rum, bu yasada yer alan bazı konulara belli başlı partiler, özellikle sosyal demokratlar karşı. Ne var ki, yasa ille de kabul ettirilmek isteniyor. Bazı kişi ve çevreler gazete, dergi kapatarak, kitap yasakla- tarak, yazarlan, gazetecılen içeri atarak, korkutmalarla karşı karşıya bırakarak ka- muoyu üstünde bir baskı kur- mak istemektedirler. Bir çok kez denenmiş, ama hiç de olumlu sonuçlar verme- miş bu tutumu sağduyu sahi- bi, demokrasiden yana bütün bireylerin kınaması gerekir. Terörle savaşımın yolu dü- şünce ve basın özgürlüğünün önüne yeni yeni engeller dik- mek değildir. Özellikle SHP bu konuda elinden gelen direnişi gös- termelidir. Hatta koalisyon anlaşmasını bozacak, iktidar sorumluluğundan aynlacak kadar. Demokratik gelişme- mize ters düşen bu tür çağdışı anlayışlara bir kez boyun eğersek arkasından daha bü- yük baskılann geleceğini bil- meliyiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle