23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14KASIM1993PAZAR HABERLER Cindoruk döndü • İstanbul Haber Servisi - Almanya Federal Meclis Başkanı Rita Süssmuth'un resmi konuğu olarak bu ülkeye yaptığı ziyareıini tamamlayan T BMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve beraberindeki heyet. dün akşam yurda döndü. Almanya'da Başbakan Helmut Kohl"lede bır araya gelen Cindoruk, temaslannın çok olumlu geçtiğini belirterek terörle ilgili olarak bu ülke tarafından yakın tarjhte olumlu kararlann ahnacağını söyledi. İsmaîl Beşikçi tutuklandı • ÇORUM/İSKİLİP (Cumhuriyet): Yazar ve Sosyolog Dr. İsmail Beşikçi tutuklandı. Çorumun Iskilip ilçesine ailesini ziyarete gıden Beşikçi, önce gözaltına ahnmıştı. Beşikçi, daha sonra tutuklanarak İskilip cezaevine gönderildi. İSKİKomisyonu • ANKARA(ANKA)- TBMM'deİSKİolayını araştırmak için kurulan komisyonun başkanlığına DYPBalıkesirMılletvekıli Cemal Özlaylan seçildi. Resmi Gazete'de yer alan TBMM karannagöreİSKİ yolsuzluğunda > aşanan \ e genel müdürün dışında kalan idan ve siyasi bütün boyut ve parasal ilişkileri, İstanbul Belediyeleriileilgib yolsuzluk, partizanlık ve savurganlıkyapıldığı iddıalannı açıklığa kavuşturmak amacıyla kurulan komis\ onun başkanlığına Cemal Öztaylan seçildi. Ekrem Pakdemiıü Hayaliihracat raporuna şerlt • ANKARA(ANKA) -TBMM'dehayali ihracat konusunu araştırmak üzere oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun ANAP'lı üç üyesi Ekrem Pakdemirli. Faruk Saydam ve MuzafFer Ancı 15 sayfalık birmuhalefet şerhi hazırladı. Yazıda rapor. alt alata sıralanmış. mantık bütünlüğünden ve gerçeklerden uzak olarak nitelenerek. hayalı ihracat yapılan dönemde Türkiye'nın ihracalmda önemli gelişmeler olduğu ve bu tür suiistimallerin doğal karşılanması gerektiği belirtiliyor. Raporda. hayali ihracattan AN AP'ın ve dönemin siyasilerinin sorumlu tutulmayaçalışıldığı kaydedilerek, iddialar reddediliyor. ANAP'tanafisle seçim çağnsı • ANKARA (ANKA) - Mart 1994 seçimlen için belediye başkan aday başvurulannı 15 kasımda başlatacak olan ANAP yönetimi. tüm örgüt binalanna afış asarak halka çağn yapacak. ANAP Basın vePropaganda Başkanlığı haarlattığı "Yetenekli, dürüsl, yurtsever insanian işbaşına çağınyoruz, insan gıbi yaşanacak bir Türkiye'nin inşasına yeniden başln oruz"' yaalı afışleri örgüt binalanna astıracak. Örgüte genelge gönderen Basın ve Propaganda Başkanı Cumhur Ersümer, aday adaylanna çağn niteliği taşıyan afışlerin örgüt binalanna asılmasıru istedi. Ünlüsaraç toprağaverildî •TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) Geçirdıği rahatsızlık sonucu önceki gün İstanbul'da yaşamıni yitiren Tekirdağ Belediye Başkanı Cemal Ünlüsaraç. dün Tekirdağ'da toprağa \erildi. Orta Camii'de kılınan cenaze namazından sonra Tekirdağ Kabristanı'nda defnedilen Cemal Ünlüsaraç'ın cenaze törenine. Vali Şenol Engin, resmi daire müdürleri. parti il başkanlan. yakınlan ve kalabalık bir halk topluluğu katıldı. 72 yaşında ölen Ünlüsaraç, 26 Mart 1989'daki yerel seçimlerde SHPden Tekirdağ Belediye Başkanlığına seçilmişti. Karayalçın, genel başkan seçildikten sonra ilk mitingini Adana'da gerçekleştirdi SHP'nin kavgası düzenle • SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın Adana'da ilk kez halka hitapetti.Vergi yüzsüzlerinin yakasına yapışacaklannı söyleyen Karayaiçın, "Vergi reformu geliyor" dedi. UFUK TEKİN ADANA - SHP Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Mu- rat Karayalçın. parlamentonun son dört yılda vergiyle ilgili hiç- bır yasa çikarmadığına dikkat çekerek "İşçinin sigorta primini ödemeden milyarlık düğûn ya- panların, tergi yüzsüzlerinin ya- kasına yaptşacağız. Vergi refor- mu geliyor" dedi. Solda birlık konusuna değinen Karayalçın. "CHP'yle yaptığımız görûş- meler Mahmutpaşa pazarlığına dönüşmek üzereydi. Ama biz kardeşlerimizle sertleşmevece- ğiz. Düzenle kavga edeceğiz" diye konuştu. Genel başkan seçilmesinden sonra ilk kez Adana'da düzen- lenen bir mitingde halka sesle- nen Murat Karayalçın, bir saat gecikmeyle özel uçakla geldiği havalanında büyük coşkuyla karşılandı. SHP'li Bakanlar Fikri Sağlar, Tahir Köse, tbra- him Tez ve Genel Sekreter Halil Çulhanoğlu'nun eşlık ettiği Ka- rayalçın. dört kilometre uzak- bktakı Uğur Mumcu Alanı'na. ancak bir saat 20dakikada ula- şabildi. Yol boyunca sürekli "Ben doğuluyum, güneyliyim, kuzeyliyim, banlıyım. ben Kür- düm, Lazım, Çerkezim, ben Türk'üm diyen Karayalçın geli- yor" denilerek anons edilen Ka- ra>alçın, göstenlen yoğun ilgi. atılan "Halkçı Karayalçın" slo- ganlan. yolunun sık sık kesil- mesi, kesilen kurbanlar, bal- SHP lideri ilk mitingini Adana'da yaptı(Fotoğraf: AA) konlardan karanfiller atılması nedeniyle Adana'da moral bul- du. Konuşmasına bir buçuk saat gecikmeyJe 14.30'da başîayabi- len Murat Karayalçın: ilk iş olarak "umıtuldu" deyip Ana- kent Belediye Başkanı Seiahat- tin Çolak'ı anons etti. Türkiye'- nin 70 yıllık tarihinde belki de en zor günleri yaşadığını ve zor- luklann başında da terörün gel- diğini belirten Karayalçın ya yı- pranma ya da eleştirilme gibi bir korkulanrun olmadığını vurgulamaya özen gösterdi. Karayalçın. iktidar ortaklığını "muhalefette olup da olumsuz- luklar karştsmda çaresiz kauna- mak amacıyla" sürdürdüklerini söyledi. Terör konusuna ağırlık verdiği konuşmasında "7 yıl iktidardaydınız, ne yaptmız" NöTLAR MUSTAFA BALBAY sorusunu yönelterek ANAP'ı eleştiren Karayalçın. halen tartışması süren terör yasa tasansı için "Böyle direndik, masaya yumnığuniuza vurduk demek istemiyorum, ama bu başarı demokrasinin, halkın, insan haklannın başansıdır" diye konuştu. Adana mitınginden sonra Türkiye Kent Kooperatifleri Merkez Birliği toplantısına ka- ülmak üzere Antalya'ya gelen Murat Karayalçın, ülke bütün- lüğünü bozmaya yönelik silahlı saldınlann devletten daha sert bir şekilde karşılık görecegini söyledi. Antalya il örgütünün verdiği öğle yemeğinde konuşan Kara- yalçın, terör ile Güneydoğu so- runun birbirine kanştınlması- nın çözümü güçleştirdiğine dikkat çekerek "Silahlı Çatış- manın değişen niteliği nedeniyle silahlı kımetlerimiz suııra kay- dınhnalıdır" diye konuştu. Karayalçın. solda birlik ko- nusuna değınirken de "Bu iş 12'ye 5 kala tıkandı. Bir adım daha atamadık""dedi. Solda birligın mutlaka gerçekleşeceği- ne inandığını kaydeden Kara- yalçın. "Ama bunun için kaybe- decek zamammız yok. Partimizi seçimlere hazırlamak zorunda- yız" diye konuştu. Murat Karayalçın, özelleştir- meye ilişkin görüşlerini açıklar- ken de bu girişimin başanya ulaşması için işssizlik sigortası- nın bir an önce yürürlüğe gir- mesi için çaba göstereceklerini, ışçi>i tasfıye edecek hiçbir adı- mın yanında olmayacaklannı sövledi. SoldaartıksözmeydanlannADANA - SHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Murat Karayalçın. sıkınülı bir haftanın ardından Adana'da genel baş- kan sıfatıyla ilk mitingini yaptı. SHP ye Karayalçın için yeni bir dönem başladı. Önce parti içini ele alabm. Grup Başkanı Aydın Gfiven Gürkan la Karayalçın arasında kongre sonrasında za- man zaman artan soğukluğun önemli ölçü- de giderildiği söylenebilir. Karayalçın'ın Terörle Mücadele Yasası'nda kararlı bir tutum takınması ve DYP'yi belli bir çizgiye getirmeyi başarması. parti içindekı konu- munu da güçlendirdı. Gürkan ve onu des- tekleyen milletvekilleri. bu konuda Kara- yalçın'a tam destek vcrdiler. elde edilen ba- şandan onlar da mutlu. Gürkan, Kara- yalçın'a bu konudaki tutumundan dolayı açıkça teşekküretti. Nitekim dünkü miung- de de Gürkan ve Karayalçın birlikteydı. SHP. "solda birlik" konusunda da ken- dınee "yükü üzerinden attı". Partinin başı- na geçer geçmez Parti Meclisi'nı toplayıp, solda birlik konusunda girişimlerde bulun- ma yetkisi alan Karayalçın, bu konudaki çabalannı hafta başında noktaladı. Dün başladığı ve bundan sonra çıkacağı seçim meydanlannda birleşme konusunda ete- ğinde taş olmadığını düşünüyor. "Girişinü- mi yaptım, çabamı harcadım, ama sonuç çıkmadı" diyor Karayalçın. Sonra da ekh- yor: "Ama birgfin mutlaka birleşeeeğiz." Solda artık söz, seçim meydanlannın, sandığın. Son anda sürpriz bir değişiklik olmazsa, SHP, CHP ve DSP yerel seçimlerde ayn ayn kozlannı paylaşacaklar. Göriinen o ki. Karayalçın, Baykal'dan çok Ecevit'i vur- mayı hedefiiyor. SHP kurmaylannın bu konudaki değerlendirmesi şu: "Artık CHP yüzde 3'lûk bir partidir. DSP, yüzde 10 sınırtnı zorlamaktadır. Bu iki parti arasında ciddi rakip DSP'dir." Karayalçın da dün Baykal'dan çok Ece- vit'e yüklendi. Şu andaki kamuoyu yoklamalan, sol partiler arasındaki sıralamayı, SHP, DSP, CHP olarak gösteriyor. Oranlar ne olacak? Nasıl değişecek? Önümüzdeki günlerde se- çim meydanlan bunu gösterecek. Karayalcın. Adana'ya özel bir havayo- lundan kiralanan uçakla, gazetecilerle bir- likte geldi. Ankara'dan kalkan uçak, To- roslar'ın karb zirvelenni aştıktan sonra Çu- kurova güneşiyle buluştu. Tarsus'u yalayıp geçen Berdan Çayı çevresindeki sürülmüş topraklar, yeni makyaj yapmış bir genç kız gibi gülümsüyordu. Ankara'da sıfınn altı- ndaki sıcaklıktan sonra gözleri kamaştıran Çukurova güneşi, hepimizin içini ısıtü. Karayalçın ve beraberindeki bakanlar. milletvekilleri. parti yöneticileri, kalabalık bır grubun eşliğinde havaalanından kent merkezıne girdıler. Mitingden iki gün önce Adana'ya gelip hazırlıklara katılan Genel Sekreter Yardımcısı Etem Cankurtaran'ın, Karayalçın'ı Adanalılara takdim ederken kullandığı cümleler şunlardı: "Ne vunıp kurtulacak halkımız var diye- rek insan haklarına sahip çıkan, ne verip kurtulacak toprağımız var diyerek ülke bü- tünlügüne sahip çıkan Karayalçın geliyor. Karayalçın, ben Türküm, ben Kürdüm ve Aleviyim, ben Arap uşağıyım. ben Ada- nolu'yum diyor. Türkiye'nin yüzde ellisini oluşturan genç- ler, Murat Abiniz geliyor." Bu sözlere. yol kenanndaki. balkonlar- daki y urttaşlardan olumlu tcpkıler geliyor. Güneş-I otobüsünün hoparlöründen SHP parçalannın yanı sıra. "Bir şarktsın sen, ömür boyu sürecek". "Beraber yiirü- dük biz bu yoUarda" parçalanyla onursal başkan İnönu'ye gönderme yapılıyor. Eski adı İstasyon Alanı olan yeni Uğur Mumcu Alanı'ndaki konuşmasında Ka- rayalçın, daldan dala her konuya değindi. SHP lideri, hafta içinde dışişleri yetkili- lerinden Türkiye'nin dış politikası, Bal- kanlar, Kafkasya ve Orta Doğu politikası hakkında çeşitli brifıngler almıştı. Bunun ışığında konuşmasının önemli bir bölümü- nü dış politikaya ayırdı. Ama halkın derdi bunlar değildı. Karayalçın. "Suriye" de- dikçe, halk "İşsizlik" diye bağınyordu. Karayalçın. Gürcistan'ı anlatmaya çalışı- rken, orta sıralardaki memurlar. "Toplu sözkşme" diye karşılık veriyordu. Miting alanındakı kalabalığın arasında bağırarak sesinı dujurmaya çahşanlar. bir anlamda SHP'nin yapması gerekenleri anımsatı- yordu Karavalçın'a. Vergi konusunda yapılacak düzenlemeleri üzerine basa basa anlatan Karayalçın. zenginlere yüklendi. Artık şenlık başlıyor! Karayalçın, dün Adana'da ilk sınavını verdi. Baykal ise Çanakkale'deydi. İki li- der. bir ayı aşkın süredir birliğin zeminini yokladılar, ancak olmadı. Şimdi söz seçim alanlannın! izlenlmler Karayalçın görücüye çıkü ÇETtN YİĞENOĞLU ADANA - SHP'nin "genç önderi" Murat Karayalçın ge- nel başkan seçildikten sonra Adanahlann deyimiyle halkın karşısında ilk kez "görücüye çıktı" ve tam not aldı. SHP'nin bir dizi açık hava toplantısının ilkıni düzenlen- dıği Adana'da. dün Adanalı- lar. Anakent Beledıyesi için önümüzdeki seçimlerde aday adayı olacak Çukobirlik Ge- nel Müdürü Sedat Doğan ile Anakent Belediye Başkanı Selahattin Çolak'ı n "gövde gösterisi''nden çok "öne çık- raa yanşı" diye tanımlanabile- cek çekişmelerine de unık ol- dular. Adana merkez olmak üzere İçel, Hatay, Gaziantep. Kahramanmaraş ve Adıya- man örgütlerinin katkısıyla gerçekleştirilen rnitingde, bu olgu kortej belediye yakınına geldiğinde açıkça görüldü. Havaalanından hiçbir engelle karşılaşmadan gelen Karayal- çın'ın bulunduğu Güneş-1 otobüsünün önü Adana Ana- kent Belediyesi yakınındakı kavşakta kesildı. Çolak'ın ye- ğenı Kazım Banşık'ın başkanı olduğu şpförler odasmın ha- arlığını sezen Doğan'm yan- daşlan da kavşakta önlem alı- nca dört kilometrelik yolun üç buçuk kilometresi on dakı- kada kat edilirken beş yüz metre. ancak yanm saatte aşı- labildi. tlksınav Ancak bır gerçek varsa bu "militan gnıplann yapay coş- kusundan" çok apartmanlann balkonlanndan atılan çiçek- lerle kaldınmlarda kendiliğin- den oluşan kalabalıklar, sanı- nz SHP yöneticilerini mutlu etmeye yetti. "Işte örgüt, işte SHP" sloganıyla karşılanan Karayalçın'ın konuştuğu Uğur Mumcu Alanfndaki kalabalığın coşkusu için ben- zer şeyler söylenebildi. Karayalçın. bu ilk "smavı"- nda iç poÜtikadan dış politi- kaya, ekonomiden sosyal gü- venh'ğe, güvenlikten teröre he- men her konuda konuşarak biraz da "mıtuk yeteneği'"ni göstermek istedi. fzleyenlerin izlenimlerine göre bunda ba- şanlı da oldu. Çolak'ı yanına alıp kitleye tanıtırken alandakilerin "Çu- kobirlikçüer" ısrarla "Sedat Doğan" diye slogan atmasına karşın "ÇukobirUkçiler maf- yası"ndan söz etti de ne hik- metse Sedat Doğan'ın adını ağzına almadı. Bu da Doğan yandaşlannın biraz canını sıkü. Bazı partililer. Kara- yalçın'ın bu tutumunu Adana delegasyonunun (Doğan yanlısı) kurultayda attığı"yııh- İarı" unutmadığına vorum- ladı. SHPIiler "Türkiye'yi güzel- leştirecek genç öndeıİeri"nin dünkü ilk sınavında başanlı olduğuna inandılar. HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Müslümanlık ve Çağdaşlaşma... Müslümanlığı yeni kabul ettiği günlerdeydi. Uzun bir görüşme sırasında Roger Garaudy'e sormuştum: - Önce kiliseye bağlı bir gençlik.örgütünde etkindiniz. Sonra unlü bir Marksistdüşünür oldunuz. Şimdı de Müs- lümanlığı kabul ettiniz. Bu çizgıde bir çelişki yok mu? Sorumu biraz gülümseyerek yanıtlamıştı: - Hayır, yok!.. Islam'ın "öz"ü ile o öze uygun olarak 1400 yıl öncesının koşullarına getirilen "çözüm'Ver; bir- birine karıştırmamak gerekir. Ben o "öz"ü benimsedi- ğim için Müslüman oldum. Dönemin sorunlannm çözü- mü için getirilen kurallan ise "dahiyane" buluyorum. Ama o kurallarm bugünün dünyasında da geçerli olması savının islam a kötülük olduğu kanısındayım!.. Sayın Garaudy bir yandan bunları söylerken, öte yan- dan şarabını yudumluyordu... Biraz sonra da, "Türkçe ezan" ve "Turkçe ibadeti" savunacaktı... • Cumhuriyet tarihinde yapılan ilk Din Kurultayı olayi üzerinde durmak gerekir. İlhan Selçuk ne güzel yazmış: "İslam'da içtihat kapısı 11'inci yüzyılda kapanmıştı; ama, Atatürk devrimiyle kendiliğinden açıldı; artık'içM- hat kapısı'ncten geçmek için imamlara gerek yok... İnsa- nın kendisi, kendisinin imamıdır. Çağımızın Müslümanı, İslam 'ı yorumlamak için başkasının aklına gereksinme duymuyor." Keşke öyle olsaydı! öyle olsaydı. zaten laikliği korumak gibi bir sorunu- muz kalmazdı. O düzeye gelmış bir Müslüman için laikli- ğe karşı çıkmanın bir tutarlılığı olabilir mi? Dünya nüfusunun yaklaşık beşte biri Müslüman. Ama Müslümanların bılim dünyasına ve teknik gelişmelere katkısı neredeyse "yok' düzeyinde. KocaArapaleminin bilime katkısı ise, küçücük israil'in ancak yüzde 4'ü ka- dar. Bu olumsuz tabloya ters düşen tek Müslüman ülke, "laik" Türkiye... • islam dünyasındaki geriliğin nedeni din mi? Hayır!.. Hıristiyan dünyası ortaçağda "karanlık dönemi" ya- şarken, İslam dünyasında bırçok önemli bilgin yetişiyor- du. Çünku Hıristiyan dünyasındaki bağnazlık^o dönem- deki İslam dünyasında yoktu. Örneğin bni Haldun, şu düşünceyi açıktan savunabıliyordu: "Bitkilerın en yüksek cinsi, hayvanlann aşağı olan cinsine yakındır. Bu aşağı tabakadan türeyerek hayva- nın türü ve cinsi çoğalmış. aşamalı bir biçimde düşünce sahibi olan insanın oluşumuna kadar yükselmiştir..." Laik Türkiyede bile, Darvvin ın okul kitaplarından çı- karılması kavgasını veren "Özal'cı" milli eğitim bakan- ları gbrdük. Aradan 650 yıl kadar geçtikten sonra, yuka- rıdaki düşünceleri "korkmadan" savunabılecek bilim adamları çıkabilir mi, koca İslam dünyasında?.. Geriliğin nedeni din değıl, dinı baskı aracı yapmanın nedeni geriliktir!.. • İslam dünyasında bu gerçeklerı gören önemli din adamları hiç mi yok? Var.. Giderek sayıları da, sesleri de yükseliyor. Eski Oiyanet işleri Başkanı Prof. Said Yazıcıoğlu da bunlardan birisi: "Dinde değişmeyen, Kuran'da belirtilen, genellikle inançla ilgili temel kavramlardır... Modern hayat karşı- sında insanlarımızın pek çok problem ve ihtiyaçlan söz konusudur. Buniann cevabı, asırlarca önce, o dönemle- rin özelliklerine ve şartlanna gore bulunan çözümlerde aranamaz..." • Müslümanlığın çağdaşlaşması. bir anlamda "öz"üne dönmesine bağlı. Müslümanlık öncesi Arap ve iran kültürünün mirasırv dan arındırılmasına bağlı. Zerdüşt dininin, hatta putpe- restliğın kalıtlarından kurtarılmasına bağlı... Türk din adamları, Arap ve iranlı din adamlarının etek- lerinden tutarak çağı yakalayamazlar. "Şura" kafasını bir yana bırakıp 'kurultay"\ar düzenleyebilirlerse. tüm islam dünyasına hizmet etmiş olurlar... Bunun için yeterli "akıl'lan olduğuna eminim. Ama yeterli "yürek"\er\ var mı, onu bilemem!.. Birdal: DemirePin kıblesi Genelkurmay'a dönük ANK,\RA (ANKA) - İnsan Haklan Derneğı (İHD) Genei Başkanı Akın Birdal. Cumhur- başkanı Süleyman Demireri demokratik hak ve özgürlük- lerden yana olmamakla suç- layarak "Demirerin kıblesi Mecüs'e değil Genelkurmay'a çe>Tİli" dedi. Birdal. yerel se- çimler için demokratik çözüm bulunmasını istedi. Birdal şun- lan sö\ledi: "Demirel. o zaman bile idamların kaldırılmasından yana tavır ko>madı. Bunun an- cak referandumla sağlanabile- ceğini söyledi. Kendisi de bugün devletin en tepe noktasında de- mokratik hak ve özgürlüklerin ancak kışlada kullanılabileceği- ni görüsündedir." Tüzük yetkisini kullanarak Belediye Meclisi'ne başkanlık yapan II Başkanı ile Belediye Başkanı arasında uzlaşma sağlanamıyor Çakmur-Değirmencigerginliğigenelmerkezekadaryansıdı • İzmir Anakent Belediye Başkanı bunalımı dile getiren bir mektup yazarak SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'dan çözüm bulmasını istedi. Karayalçın, Çakmur'a henüz yanıt vermezken, SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu, Çakmur ile Değirmenci'nin uzlaşmaktan başka bir seçeneği olmadığını söyledi. SERDAR KIZDC İZMİR- Anakent Belediye Başkanı Yük- sel Çakmur la İl Başkanı Hilmi Değirmenci arasındaki "kavganın" boyutlan, SHP Ge- nel Merkezf ne değın uzandı. Yerel seçımler yaklaşırken SHP'nin en şanslı olabileceği bir ilde örgütün yaşadığı sı- kıntı. genel merkezi de kapsayarak doruğa tırmanıyor... Sıkıntı. kurultayın ardından başladı. İl Başkanı Hilmi Değirmenci'nin, tüzükten al- dığı bir yetkiyi kullanarak Anakent Beledi- yesi Meclisi'nin SHP grup toplantısına baş- kanlık etmeye kalkışması, kavgada ilk kml- cım oldu. Değirmenci parti tüzüğünde yazılı bir hükmü uyguladığını söylüyor, bundan kimsenin gocunmaması gerektiğıni vurgulu- yordu Karşı cephedeki Çakmur ise antidemok- ratık bulduğu bu uygulamayı sindiremeye- ceğını belirtıyordu. Bu durumu Mussolini, Hhler düzeninin uygulamalanna benzeterek Değirmenci'yi belediye yönetimine "fiikn el koymak"la suçluyordu. Ardından da grup toplantılanna kaülmayacağını söyledi Çak- mur. Ve öyle yaptı. Herkesin sorunun çözül- mesini beklediği bir anda ikinci grup toplan- tısına da kaülmayan Çakmur, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'a şu mektubu yazdı: "Izmir'de yerel yönetimler özerkliğine ay- kın bir olay yaşanıyor. İl Başkanı grup top- lantılanna geliyor, Belediye Başkanı'm bir yana itiyor ve grubtı yönetiyor. Eğer amaç, Belediye Başkanı olarak beni elimine etmekse il başkahının tutumunu devam ertirmesine gnTyıımnnıı? Bu tüzük hükmü demokrasiye aykırıdır. İl Başkanrnın tutumu, Izmir'de prestijimizi yok ediyor. Dunıma bir an önce el koyunuz..." Mektuba yanıt yok Çakmur bu mektubuna düne kadar bir yanıt alamadı. Dünkü grup toplantısına da katılmadı. Çakmur kendineyönelik buhareketin "ge- nel merkez güdümlü" olduğunu savunuyor. Grup toplantısının arifesinde SHP Genel Sekreteri HaKl Çulhaoğlu ise bakın neler söy- lüyor: "Bu konuyla Genel Sekreter \ ardımcımız Ertöz Bey ilgileniyor. O, uzlaştıracaktır. Var- sa bir şekli. uzlaşfırabilûorsak uzlaştırırtz, ama gerekirse meşru platform ne diyorsa, o yapılır. Oturacaklar, anlaşacaklar. Bunun başka bir yolu yok..." SHP İzmir İl Başkanı Hilmi Değirmenci Konuyu çözmekle görevlendirilen ilgili Genel Sekreter Yardımcısı Ertöz Suiçmez'in değerlendırmeleri daha da ilginç. Sorunun boyutlannın giderek büyüdüğünü, partinin yerel seçimlerdeki durumunu bile etkilediği- ni söylediğimiz Suiçmez şu değerlendirmele- ri yapıyor- "Izmir'deki sorun. II Başkanı ile Belediye Başkanı arasındaki kişisel tartışmadan öte bir şey değil. İl Başkanı tüzük hükümlerini uygu- lamak istemektedir. Bu bakımdan haklıdır. Ama Belediye Başkanımız da çok deneyimli bir politikacı ve değerli bir arkadaşunızdır. Kendi aralarındaki tarttşma konusu. parti ta- banını rahatsız edecek boyutta değildir. Bü- yük bir ihtimalle önümüzdeki hafta Izmir'e geleceğim. Otunıp birlikte konuşacağız. Si- yaset meşru zeminde > apılır. Bi/im partimizin yönetim anlayışı tüzükle belirlenmiştir. Buna uyacağız, ama yazılı kurallann dışında bir de siyasetin kurallan vardır. Bu kurallar da in- sanların birbirlerine anlayış ve saygı göster- mesini gerektirir. Her iki arkadaşımızdan da bunu rica ediyorum. Bunu sağlavacağız." İl Başkanı Hilmi Değirmenci. tüzük hü- kümlerini uygulamaktan öteye bir şey yap- madığını söylerken "Ortada belediye yöneti- mine el koymak diye bir şey yok. Sayın Çak mur, belediye meclisi ile meclis parti grubunu karıştınyor. Toplantılara katılmak zorunda. Aksi halde gereğinin >apılması için durumu genel merkeze bildireceğiz" diyor. Çakmur üzerine söylentiler Bu arada Çakmur'un SHP'den tümüyle ipleri kopardığı ve başka partiden belediye başkanlığına aday olacağı yolunda haberler çıkıyor. Yine SHP'nin Çakmur'u istifaya zorlayarak kendısinden kurtulmayı istediğı yolunda göriişler de öne sürülüyor. Çak- mur'un bu değerlendirmelere yanıü şöyle: "Bu konuyu uzatmak istemiyonun. Beni bıktırmak, usandırmak için çalışıyorlar. Bun- lar, Ankara'va benim ihraç dos> amla gidiyor- lar. Ben aday olmayacağımı açıklamışım. Ah- lakla çalışan bir insanım. Bakın, tüzüğe da- yanılarak vapılan böyle bir uygulama, hiçbir kentte yok. Izmir'de ilk defa başlatılıyor..." Çakmur konuy-u. Genel Başkan Karayal- çın'a değin uzatıyor. Bakın neler söylüyor: "Sayın Kara>alçm'a yazdığım mektubun yanıtını alamadım. Acaba Murat Bey'in başı- na bir ü başkanı gelip 'Ben tüzuk hükmünü çalıştınyorum' deseydi, kendisi bunu kabul edebilir miydi? Diğer partilere geçeceğim ko- nusundaki haberlere gelince, beni o partiye. bu partiye yakıştıranlara bir sözüm var; ölün- ceye kadar sos> al demokrasi mücadelesi vere- ceğim. Bu söylentiler parti içinden geliyor. Ben bunu İl Başkanı ile aramda bir kavga ola- rak görmüvonun. Bu, genel merkezden doğ- ma bir durumdur..." Bundansonraneolacak? Partitabanınında merak ettiği bu soruyu şu sözleriyle yanıthyor Çakmur. "Demokrasi için her şeyi göze alıyorum. Bir yandan Genel Başkan Beledıyelere özerklik" diyecek, 'Yerel yönetimler. yerel parlamentolardır' diyecek, bir yandan da ge- nel merkezden 'Bu iki başkanın arasındaki bir tartışmadır' denecek. Bu anlaşıhnaz bir tutum. "Yerel yönetimler yerel parlamento olacak' diyen zihniyet, belediye başkanlanıun başına il başkanlarını > asi olarak diker mi? Bu tür yöntemler Mussolini, Hitler döneminde vardı. Ben genel merkezden şu acıklamayı bekh'yonım; yerel yönetimlerin özerkliğine inamyoruz, parti devleti anlav ışına biz de kar- şıyız ve parti tüzüğünün bu hükmü değişecek- tir. Topluma açıklama bekliyorum. Bunu İl Başkam'ndan değil, genel merkezden bekliyo- rum. Tüzük hiçbir zaman kamusal bir emir değildir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle