Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12KASIM1993CUMA CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Milliyetçi
Çinmi,
Milliyetçi
Tayvan mı?
Tayvan'ın hâlâ "Milliyetçi
Çin" olduğunu sananlar bü-
yük bir şaşkınlık yaşıyor.
Buganlerde adada rastlanan en
belirgın milliyetçilik akımı, Çin'e
değil Tayvan'a yönelik.
Çin topraklanndan yûzyıllarca
önce gelen göçmenlerin (tıpkı
Amerika ya da Avustralya'ya yer-
leşen İngiliz koloniciler gibı) yeni
ve farklı bir topluluk oluşrurduk-
lan düşüncesine dayanıyor Tay-
van milliyetçileri. adalannın bu
yüzyü boyunca yalnızca dört yıl
Çin'in yönetiminde kaldığına dik-
kati çekiyor.
Tayvan milliyetçılen. kendileri-
ni "anakaradan gelenler"den (iç
savaşı kaybeden Çan Kay-Şek ile
birlikte 1949da adaya göç eden
Çinlilerden) ayınyor. Ölçüt bu ol-
duğunda, adanın bugünkü nüfu-
sunun yüzde 85"i Tayvanlılardan
oluşuyor.Ancak.bugünün"anaka-
ralılannm" tümüne yakınını. Çin'-
den gelen anne babalann Tayvan'-
da doğmuş çocuklan oluşturuyor.
Tayvan milliyetçiliği, yalnızca
kültürel kimliği koruma kaygısı-
ndan ibaret değil. Kendısi de bir
Tayvanlı olan Lee Tenghui'nin 5
yıllık cumhurbaşkanlığı sırasında
Çang Kay-Şek'in polıs devletınden
kopma sürecine giren Tayvan'ın
siyasal arenasınm gitlikçe daha
çok kamuoyunu yansıtmaya baş-
ladığı görülüyor.
Tayvan milliyetçiliği Şİmdi
Çangın Çin'in meşru hükümeti
olma şeklindeki ıddiasını terkedip,
yerine bağımsız Tayvan Cumhuri-
yeti olmayı benimsemeye doğru
güçlü bir eğilım gösteriyor.
Bağımsızlık, muhalefetteki De-
mokratik İlerleme Partisi'nin res-
mı mücadele sloganı. İküdardaki
Çin Milliyetçi Partisi (Komıntang)
içinde bile bu görüşün yandaşlan
bulunuyor. Taypeı, Birleşmiş Mil-
letler'de kendisine ait bir koltuk
için baskı yapmaya başladı bile.
Bu gerçekleştiği takdirde,
bağımsızlık yanlısı bir hükümetin
on yıl ıçınde Taypei'de iktidara
gelmesi olasılığı büyüyor. Eğer
Tayvan Boğazı'nın her iki yakası-
nda da daha aklı başında hükü-
metler işbaşında olursa,
bağımsızlığın ille de bunalım ya-
ratmayabilir. Ancak. Pekin Tay-
van'ın bağımsızlığı yönünde her
türlü hareketi askeri güç kullan-
makla tehdit ettiği için,
bağımsızlık büyük bir olasılıkla
bölgesel bir kanşıklığa yol açacağa
benziyor.
ABD de dahil olmak üzere,
Asya Pasifık ülkelerinin çoğu böy-
lesine tehlikeli bir olasılığı akıllan-
na bile getirmek istemiyorlar. Do-
ğaldır ki çok daha kalabalık bir
nüfusa. bölgesel askeri güce ve ge-
nişleyen bir pazara sahip bir ülke
olan Çin'le ilişkilerine öncelik veri-
yorlar.
Tayvan. süper bir güç değil. An-
cak, 22 milyonluk nüfusu, yatınm
mallan ihracına dayanan dinamik
ekonomisi ve gittikçe canlanan de-
mokrasisi, Amerikalılar ya da
Asyalılann onun kaderine kayıtsız
kalmalanru olanaksız kılmakta.
VVashington için. Pekin'le zaten
sorunlu olan ilişkilerine yeni so-
runlar eklemek için hiç de uygun
bir zaman değjl. Ne ki uygun za-
manı beklemek bazen daha ciddi
sorunlara da yol açabılir.
Başkan Bfll Clinton'ın daveti
üzerine bu ay Seattle'da yapılacak
olan Asya Pasifık Ekonomik Zir-
vesi'ne hem Çin. hem de Tayvan
katılacak. Bu zirve. bölgesel üder-
lerin durumu yeniden düşünmeyi
ve tartışmayı başlatmalan için iyi
bir fırsat oluşturabılır.
TheNewYorkTimes
Müslüman
kadınlar
örgütleniyor
A
merika Birleşik Devletleri'-
nde Müslüman kadınJar
hızla örgütlenırken yandaş-
lannın sayısı ise üç ya da dört mil-
yonu buluyor. Massachusetts
Üniversitesi'nden Yvonne Haddad
çalışmalannı Amerika'da yaşayan
Müslüman kadınlar üzennde yo-
ğunlaştmyor ve "Müslümanlar bu-
rada seferber olmaj a başladı, çün-
kû artık kendilerini yalnız hissedi-
yoriar" dıyor. Bu örgütlerde kadı-
nlar kocalannın ya da babalannın
arkasından yürümüyor. kültürel
kodlamalar ve dil konusunda de-
nemeler yapıyorlar. Amerika Bir-
leşik Devletleri'nde kabaca 30'un
üzennde Müslüman kadın örgütü
bulunuyor. Bu örgütlerin en büyü-
ğü Müslüman Kadınlar Kuzey
Amerika Konseyi. Konseyin Baş-
kanı Maha Alkhateeb 350'nin üze-
nnde üyeleri olduğunu belirtiyor.
Alkhateeb geçmişte Müslüman
kadınlann örgütlenebilmesinin dil
ve etnik sorunlar nedeniyle müm-
kün olamadığını belirterek "Ame-
rikan toplurounda etnik a/ınlık ol-
mak Müslüman kadınlar için baş-
langıcta çok zordu" dıye konuşu-
yor. TheNewYorkTıınes
ArnavuÜuk'un dönüşüm sanalan
"Komünist rejimin
çökmesinden sonra
ülkemizin kalkınması için
birkaç yıldan fazlasmın
gerekmediğini
düşünüyordum. Ama
bugün, ülkeyi bu hale
getirmek için kırk beş yıl
gerektiğine göre
kalkındırmak için de en az
bir kırk beş yıl gerektiğini
biliyorum."
Konuştuğum genç Arnavut, bu
sözleri aadan çok bilgelikJe dolu bir
ifadeyle söylüyordu. Tiran'ın tam
ortasındaki, etkileyici ve gitgide kü-
çülmekte olan pazar meydanı, biraz
da ülkeyi hızla değişiyor görmenın
y ok ettiği umutlan simgeliyor. Buna
büyük bir otel inşaatının temel çu-
kurunu da eklemek gerek. Ihaleyi
üstlenen. bütün parayı alıp bu şaşır-
tıa kazıyı ortada bırakarak gitmiş.
Ne mutîu ki biraz ötede bir Avus-
turya projesi hemen hemen bitme
aşamasında.
IManzara bir Afrika
ülkesini andınyor
Diktatörü koltuğundan eden dev-
rim, ülkede düşünceyi, basını, eko-
nomiyi ve hatta Tiran caddelerinde
görülen renkleri baskıdan kurtaran
bir özgürlük rüzgan getirdi. Ünlü
giyim şirketi Benetton. Tiranlılara
canlı renklerle bezeli bir vitrin sunu-
yor. Gerçi fiyatlar Arnavutluk ger-
çeğine göre uyarlanmış, ama hahâ
büyük bir çoğunluğun alım gücü-
nün üstünde; giysilerin fıyatı 70 ila
150 dolar arasında değişiyor. Oysa
devlet sektöründe ortalama ayhk
ücret sadece 30 dolar. Bu yüzden,
birçok Tiranlı caddenin öbür ucun-
daki lüksten eser taşımayan mağa-
zalardan eski elbiseler almakla yeti-
niyor.
Ülkenin durumu kaygı verici...
Serbesüeştirmenin ilk etkileri ülke-
de bulunan tanm işletmeleri gibi
Tiran'daki sosyaJ konutlardan bu manzara Arnavutluk'ta işlerin o kadar iyi gitmediğini ortaya koyuyor.
bazı zayıf ekonomik yapılann çök-
mesine yol açmış: Devlet tarafından
hiçbir motivasyon yapılmadan ça-
lıştınlan Arnavutlann "tiksinti veri-
ci'' olarak nitelendirdikleri tanm
kooperatifleri hemen çökmüş. Eski
tanm kooperatifleri tarafından yap-
tınlan sulama kanallan. hangarlar
gibi tesisler de terk edilmiş. "Olaylar
aniden gelişivor. Şimdi ortaklaşa bir
traktör almak ve yardımlaşmak icin
bir araya gelen köylü gnıplan görebi-
Krsiniz" diyen, firan'daki Fransız
Büyükelçiliği'nin bir danışmanına
göre bu yeni tip kooperatifçiliğin
doğuşu...
Fransız Avrupa Ilişkileri Bakanı
Alain Lamassoure, yanm yüzyıl bo-
yunca yaşadığı "yabancı korkusu"-
yla desteklenen içe kapanma politi-
kasına bir son veren Arnavutluk'a
geçenlerde yaptığı zdyarette; Af-
rika'yı birçok kez anımsamış olmalı:
Tiranlılar günde üç saatten fazla su
kullanamıyor, o da giriş katında ya
da birinci katta oturuyorlarsa.
Elektrik kesintileri özellikle kış mev-
simine sıkışmış durumda. İşsizlik
artıyor; altyapıda, özellikle de sağ-
lıkta yapılması gereken birçok şey
var.
Bazı birimlerinin çok çağdaş ol-
masına ve personelinin ınsanüstü
bir gayretle çalışmasına karşın, Ti-
ran Merkez Hastanesi (CHD) bir
yıkıntı görünümünde: Yıkık dökük
binalar; bahçedekı kınlmış ağaçlar;
daracık odalarda kendilerini zivare-
te gelmış kalabalık akrabalannın
arasında yatan hastalar ve onlann
iki adım ötesinde otlayan atlar... Bu
ziyaret sonrasında Fransız-Anıavut
Dostluk Derneği'nin Başkanı Dr.
Renaud Muselier Arnavut doktorla-
nnın yetenekli olmalanna karşın,
hastalara gereksindikleri özeni gös-
termelerinin bu kadar yokluk içinde
olanaksız olduğunu söylüyor.
Fransa hükümeti, birçok önemli
proje içeren bir insanal yardım pa-
keti hazırlamayı kabul etti. Bir ök-
süzler yurdunun ve özürlü çocuklar
için iki merkezin yaptınlması. Mer-
kez Hastanesi de cerrahi servisinin
iyileştirilmesi için bir yardımdan ya-
rarlanacak. Bunlara ek olarak. ge-
rekli yönetim kadrolannın yetiştiril-
mesi için ortak bir program da
Fransa hükümetinın üstiendiğı pro-
jeler arasında. Bu son program. Ar-
navutluk'un üzerine uzun süreden
beri çöken psikolojık baskıdan kur-
tulmasının daha çok vakit alacağını
düşünenlerin ilgısini çekti. Demok-
ratik Cephe'nin mılletvekili ve ilk
demokratik hükümetin başbakan
yardımcısı olan ekonomıst Gramoz
Pasfako bu konudaki endişelerinı
saklamıyor. Başkan Bensha'nın
Demokrat Partisi'yle bozuşan Pash-
ko, şimdikı ıktidan "şeflaf olma-
makla" ve Enver Hoca'dan miras
kalan zihnıyete sahip kimseleri
önemli noktalarda tutmakla suçlu-
yor: "Hükümet, 'Bu ülke artık kur-
tulmuştur' dedirtecek ve yabancı ser-
mayenin kolayca gefanesini sağlaya-
cak açıklığı göstermiyor."
Özelleştırmenin ilk adımlan atıl-
dı. ama bu, ıktidar partisine bağlı
birkaç kişiye yarar sağlamaktan
başka bir şey getırmedi. Gramoz
Pashko, hükümetin yakın tanhin te-
miz bir muhasebesini yapmadığını
ve "gecmiş zamanın tatlı ihtiyarlan-
nı" koruduğunu belirtiyor.
Tıran Bilimler Akademisi'nin bir
yavını olan Tirana International
Tribune gazetesınin yönetıcisı olan
Arben Lesbkaj "Tophımda eski zib-
niyetin direnişinin var olduğunu" ka-
bul edıyor: "Poütikayı siyah-beyaz
olarak görmek; bu önümüzdeki en
büyük engel... Basındaki özgürleş-
meve karşın, bu anlaytş hâlâ parti-
lerimizde >ar. Radyo ve televizyon
her zaman devletin kontrolü altında.
Ülkede bilgiye gerçekten büyük ge-
reksinim duvuluyor. Eskiden birisi
sistemi eleştirdjğinde 'roizyonist' ol-
makla suçlanırdı. Kminim ki şimdi
çıkıp eleştirse 'komünistiik'le suçla-
nır."
ILmutlar bir sonraki
kuşağa mı kaldı?
Hükümet ülkeyi serbestleştirmek
ve yabana yatınmlan garanti altına
almak için gerekli gördüğü her türlü
yasayı çıkardı. Başkan Berisha, ya-
bancı sermayeyi çekmek için gerekli
her şeyın yapılıp yapılmadığı sorul-
duğunda. "Bu ülke en büyükyici ül-
kedir! Bu ülke, ülkelerin en istikrarlı-
stdır ve reformlar büyük ilerleme gös-
termiştir!" diye yanıtlıyor: "Zihniyet
yabancı yatınmcılan çekecek biçûn-
de yavaş yavaş değişiyor. Arnavut-
ItûVun potansiyeü büyük rür."
Gelecek bu çoğunluğu Müs|ü-
man, üç milyon nüfuslu, AGİK
üyesi. insancıl yardımlarla ve dün-
yanın dört bir yanına dağılmış Ar-
navutlann çabalanyla yaşayan
küçük ülke için ne getirecek? Yanm
yüzyıllık içe kapanma çabası tarihe
kanşıp yok olacak mı? Hiç kuşku-
suz "içe kapamklık" politikasının
verdiği zararlan en azından gönne-
yecek olan bugünün yedi sekiz ya-
şındaki çocuklan için umut var.
Pierre Sen ent
KomünistAlmanya'da yaşamak istermisiniz?
G
izli polis her taşın altında: ın-
sanlar sürekli ızlendikleri
kuşkusuyla büyük huzursuz-
luk içinde. Pazarda fiyatlar oldukça
düşük, ancak alacak fazla bir şey
yok. Caddelerde askeri geçit resmini
herkes izlemek ve komünist lideri
alkışlamak zomnda.
Bu sahneler pek çok Doğu Alman
için alışık olduklan bir görüntü;
yakın tarihlerini yansıtan bir kesıl.
Frank Georgi için ise gerçekleştirme
aşamasında olduğu projesinden bir
bölüm. Doğu Almanya'da turist
rehberi ve müzik yapıması olarak
çalışan 28 yaşındaki Frank Georgi,
son derece ilgınç projesini
gerçekleştirmek için kollan sıvadı.
Almanya'nın birleşmesınden önce.
Doğu Almanya'daki komünist
dönemi gerçeğine yakın bir şekilde
canlandırabileceği bir parkın
kurulması için Berlin'in 35
kilometre kuzeyinde yeralan bir
araziyi gözüne kestirmiş bulunuyor.
IRejimi eleştirenler
hapse atılacak
Projesınin iki önemli gereksinime
yanıt vereceğini ileri süren Georgi
"Batı Alman\a'daki ve diğer
ülkelerdeki insanlar bizdm yakın
taritate yaşadıklarunız hakkında
hiçbir şey bilmiyor. Yaratacağnn
parkta insanlar eski Doğu Almanya'-
nın gerçek yüzünü görebilecek. Ayn-
ca, Doğu Almanlar geçmişleriyle
Almanya'nın
birleşmesinden sonra,
orak çekiçli resmi
geçitler. kuyruklar,
yokluklar tarihin
sayfalannda kaldı.
Ancak eski bir Doğu
Almanya vatandaşı.
komünist dönemi
aynen yaşatacak bir
parkın kurulması için
ilk adımlan attı.
Oruk, çckic. u' (iorhiiçnv. (icçmi^tc k;ıljıı lnı
\c ben/cri sahneltr veniden canlandırılacak.
ALMANYA
Bw«n
Ets«nhün*nstadi
ilgili bağlannı kopartmak istemiyor.
Her gün giderek artan bir özlemle
eski günlerini arıvor."
Georgi'nin parkını gezecek ko-
nuklar "oyunun kurallan"na
uyacaklanna ilişkin garanti vermek
zorunda. Böylece parkta kaldıklan
sürece acil durumlar dışında park
smırlannı aşmayacaklar. FConuklar
park görevlileriyle konuşmakta
özgür bırakılacak. Garsonlar.
barmenler, temizlikçiler ve bekçıler
eski Doğu Almanya'da olduğu gibi
gjyinecekler. Ancak bazılan ikili
role soyunup. gizli polis ajanlannı
canlandıracak Konuklar,
komünist rejimi sorgulayıp.
lıderlere eleştiri getirirse. anında
yakalanıp hapse atılacak. Eski uy-
gulamadan tek farkla. suçlu bir saat
GilneyKore
Ayakta yaşadı,
ayakta öldü
Haber Merkezi - Dıni uğruna,
10 yıldır oturmadan,
yatmadan ve hiçbir yere
dayanmadan ayakta duran bir
Budıst keşişin ölüsü de ayakta
dikili olarak bulundu.
Güney Kore'nin Haein-Sa adlı
budist tapınağırun bahçesındeki
küçük bir kulübede 10 yıldır
ayakta durarak dua eden 82
yaşındaki Lee Song Ctaul adlı
keşişin, ölümünden sonra da
ayaklannın üstünde dimdik
durması ülke çapında ilgı
uyandırdı.
Yüzbinlerce Korelinin yakından
tanıdığı ve budizmin hakiki
temsilcisi olarak anılan keşiş Lee,
10 yıldan beri yaşamak için sadece
su ve çavdar eİcmeği ile yetiniy or,
gençlik yıllannda giydiği bir
çuhayı da üzerinden hiç
çıkannadan muhafaza edıyordu.
Haein-Sa Tapınağı'nda dini
törenle yakılacak olan keşiş
Lee'nin külleri. tapınağın Budalar
köşesindeki gümüş muhafazalı bir
cam fanus içine konularak
saklanacak. Stockholnı dcki Çağdaş Müze'den Picasso tablolan çaldıklan için aranan iki hırsmn robot portresi. (The INdependent)
içinde yargılanıp cezası venlecek.
Parka yalnızca Doğu Alman
yapımı Trabant ve VVartburg marka
arabalar sokulacak. Taksiler ise
Sovyet yapımı Volga otomobıller
olacak. Doğu Alman bayTaklan her
yerde dalgalanırken. sosyalist
öğretileri içeren pankartlar
duvarlan süsleyecek. Bayrak ve
pankartlar mümkün olduğunca ası-
llanndan oluşacak.
Dükkanlarda çalışan görevliler
müşterilere kaba ve terş
davranacak: saülan mallar eski
Doğu Almanya'dakilerle benzer ka-
litede olacak.
Doğu Almanya'nın belli başh
bayramlan törenlerle kutlanacak.
İşçi Bayramı, Kadınlar Günü. Ço-
cuklar günü, Doğu Almanya'nın
Kuruluş Günü gibı özel günlerde.
Doğu Alman asken giysisi giymiş
görevliler geçit resmi yapacak.
Parkta aynca gençler için >Tirtlar,
yalnızca nakıt paranın geçerli
olduğu lüks oteller yer alacak.
Alman Markı'run geçerli olduğu
lüks otellerin lobilerindeki
dükkanlann dışında ahşveriş Doğu
Alman parasına benzetilen
kuponlar ile yapılacak. Bir kupon
ortalama 2.70 dolara (36 bin TL.)
satılacak. Ancak fiyatlar Doğu
Almanya'daki pahallılık düzeyine
yakın tutulacak. Bir bardak bira
yanm kupona alınırken, lüks
olmayan bir otelde iki haftalık bir
tatil 30 kupona malolacak.
Kapalı devre bir tele\izyon kanalı
eski Doğu Alman yapımı fılmlere ve
kapitalizmin kötülüklerini gösteren
yapımlara yer verecek.
Georgi "Biz bütün bunlan
yaşadık. Bir kalemde silip atamayız"
diyor. Georgi'nin parkı inşa etmeyi
düşündüğü alan eskiden Doğu
Alman askerlerinin eğitim sahası
idi. Aynı zamanda bu bölgc. nükleer
savaş zamanında gizli ve güvencede
kalması için yerin altında inşa edilen
büyük bir demir çelik deposunu da
banndınyordu. Depo. herhangi bir
yağmalama girişimine karşı önlem
olarak sıkıca kilitli tutulmakla
bırlikte. Georgi tüm depoyu
kamuojoına açmak niyetinde.
I Park 1995'te
tamamfanacak '
Georgi bir yüzme havuzu ve ufak
bir hayvanat bahçesinin yanı sıra,
Doğu Almanya'nın sosyal ve siyasi
yaşamı üzerine bir müzenin
kurulması için de çabalıyor.
Georgi araziyi satın almak için
federal hükümet ile göriişmelere
yakında başlayacak. Kendi
tahminlerine göre arazinin degeri 2
milyon dolar civannda. Parkın
inşası ise ilk belirlernelere göre 30
milyon ile 60 milyon dolara
malolacak. Berlin'de bulunan bir
yatınm kuruluşu tarafından karşı-
lanacak olan harcamalann
karşılığında, bu kuruluş kann bü-
yük bir kısmına el koyacak. Proje,
bir aksilik olmaz ise gelecek ilkba-
harda başlayacak. 1995 yada 1996'-
da bitecek. c
Stephen Kınzer