Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 12KASIM1993CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Işimizyaşamak, ama nasıl?
MELİH CEVDET ANDAY
T
anhten ıbret almamız
gerektığını soylerler ya.
ıbret alan gorulmemış-
tır Aynca bu sozun ne
demeğe geldığı de pek bı-
hnmez Ben tanh oku-
dum, ama nesınden ıbret alacağımı
çıkaramadım Gelmış geçmış bütun
buyuk adamlann olmuş olduklannı
soylemek buna bakarak da. "Sonu-
muz nasıl olsa ölünT dıye konuşmaya
kalkmak, ıbret dersı değıl dın dersıdır.
başka bır devışle korkutmacadır
"Evet, Biiyiik Iskender dünyayı ele ge-
çirmiş, ama sonunda o da olmuş" de-
mek. "Otur oturduğun yerde, hiçbir işe
kanşma"demeklebırdır Budurumda
bıze otekı dunyayı. orada çekeceğımız
ceza>ı duşunmekten başka ış kalmaz
Bu da korkaklığı. tembellığı oğutle-
mektır kısacası
Yaşamımızı etlıye sutluye kanşma-
dan mı sona erdırelım. yoksa oleceğı-
mızı bıle bıle. başanlara ermeğe mı
çalışalım1
Ne guzeldır Pyrrhus ıle Cineas'ın
konuşması1
Lnlu yazar Simone de
Beauvoir "Denemeler" adlı kıtabında
tanhçı Ptutarhos'tan alarak anlaur
(Payel Yavınlan-Çevnren Asım Bezir-
ci)
"Bir gun Pyrrhus yeryüzunu almak
icin diışler kuruyordu.
-Önce V unanistan'a başeğdireeğiz
divordu.
-\ a sonra? diy e Cineas sordu.
-Sonra Afrika'ya el atacağız.
-Afrika'dan sonra?
-Asya'ya geçeceğiz. Anadolu'yu,
\rabistan'ı alacağız.
-Sonra?
-Hindistan'a kadar gideceğiz.
-Peki. ondan sonra?
- \h. dedi Py rrhus, ondan sonra dinle-
neceğim.
-Niçin? diye sordu Cineas, niçin şim-
diden dinlennüyorsunuz?"
Bana sorarsanız. ınsan bır kez eyle-
me gırmesın. dınlenmeğe de sıra gel-
mez bır turlu Nıtekım Sımon de
Beauv oır şunu eklıy or konuşmanın al-
tına
"Hani öğrencüer vardır, 'A' demiyc-
ceğim işte! diye ayak direr.
-Ama niçin? diye sorarsımz.
-Çünkü arkasmdan "B" demek gere-
kecek."
Pans"e gıdıp de clochard'lan gorme-
yen.onlannılgınçyaşamlanıleılgılen-
meyen yok gıbıdır Bızdekı berduş'un
karşılığıdır bu Fransızca sozcuk Işsız
guçsuz. evsız barksız bır kışı (Berduş
sozcuğu. hane berduş'tan kısaltmadır,
"eyi omuzunda" demek)
İşadamı sabahleyın sert adımlarla
ışıne gıderken bakmış kı, aşağıda. Seı-
ne nehn kıyısında clochard'ın bın yan
gelmış yatıyor
-Hey'dıyeseslenmış Nevapıyorsun
orada9
-Guneşlenıyorum demış clochard
-Çalışsan daha ıyı olur
-Ne olur0
-Kazandığın paranın yansinı yer
yansını saklarsın
-Sonra9
-O parayla >enı bır ışe gırersın
-Sonra9
-Paranı arttınrsın, sonra yenı bır ışe
daha gırersın
-Sonra1
-Boylebovlezengın olursun
-Sonra9
-V an gelıp keyfıne bakarsın
Clochard.
-Ben şımdı keyfime bakıyorum ya
demış
Çalışmak mı. çalışmamak mı9
Gerçekte bu, bızım seçımımıze bağlı
değıldır. y aşamak ıçın çalışmak zorun-
dayız
Ya berduş9
dıye soracak olursanız
onunkı de kold> değıldır hanı aç kal-
ma>ı kışın soğuktan donmayı goze
almanız gerekır Ama ben durumun
dan yakınan bır berduş. bır clochard
gormcdım Demek keyıflennce yaşı-
yorlar
Çok vıl oluyor Bır akşam Kddı
kov vapuruna yetışmek uzere hızlı hız-
lı ıskeleye yururken bır sarhoşyolumu
kestı
-Banaellı kuruş ver dedı
O zaman meyhanede bır bardak şa
rap ellı kuruşa ıçılıyor Hanı zengınle-
nn yoksullara. sersenlere doğru >olu
gostermek ıçın takındıklan ığrenç bır
tutum vardır ben de o akşam oyle bır
tavırla. para ısteyen sarhoşa
-Sen şımdı bununla şarap ıçersın
dedım
Adam pışkın pışkın,
-Elbette şarap ıçeceğım, demez mı9
Aşkolsun1
-Vetmez ellı kuruş, dedım, al sana
ıkı buçuk lıra. beş bardak ıç1
Adam şaşırdı. baka kaldı
Eğer bır kentte berduş. clochard
v arsa bız onlara y ardım etmek zorun-
da\ızdır Hıç kımseve çalışma dersı
vermemelıvız. ayıp olur
\ ukarda "yaşamak için çalışmak
zorundayız" demıştım, ama bızı ıstedı-
ğımız, se\dığımız ışte çalışmakta da
ozgur bırakmazlar
Genç ıken. arkadaşlanmdan bın
Guzel Sanatlar Akddemısı'm bıtırdı
evınde resım yapıyor Bır gun annesı
yanına gelmış
-Oğlum. resım yapıyorsun, ıyı. gu-
zel ama kendıne bır ış bul. demış, son-
ra boş vakıtlennde gene resım yapar
sın
Demek resım yapmayı ış saymıyor
Ne dıveceksınız'
Bız kendımız ıçın değıl, başkalannın
gozune gırmek ıçın çalışıyor olmava-
hm9
Konumuzun unutulan bır yanı var
V aptığımız ışı sevsek. ya da se\dığımız
ışı vapsak ıyı olmaz mı1
Gerçı bunlar bırbınnden ayn şe> ler-
dır ışımızı sevmek kolay olmadığı gıbı
sev dığımız ışı yapmak fırsatı da her za-
man elımıze geçmez
Ama Montaigne bu konuda iyimser-
dir. "Yaşamak ve Çalışmak" başhklı
denemesınde dıvor kı
"Doğa bir ana gibı da>ranmış bize.
istemiş ki üitıy açlarunızı gidermek
zevkü bir iş de olsun ustelik: Aklımızın
istediği şey, iştihamızın da aradığı şey
olsun. Onun kurallarını bozmaya hak-
kımızyok."
Bana gehnce Ben eskı terbıyeye
gore yetışmış olduğum ıçın dıyeceğım
çalışmav ı dınlenmekten one aİınm, ışı-
mı yapmadan kevfe dalamam dalga
geçemem Eğer yapacağım bır ış yoksa
o da benı ennçsız kılar, yoksa kendımı
kandınyor muyum dıye duşunmekten
kendımı alamam Boyle zamanlarda.
Montaıgne'ın şu sozlen ıle kendımı
vatıştırmaya bakanm
"Biz pek şaşkın varlıklarız: Filânca
y aşamını ışsiz guçsuz gecirdi deriz; bu- |
gün hiçbir şey yapmadım, deriz... Bir j
şey y apmadım ne demek? V aşadınız y a! :
Bu sizın yalnız başlıca işiniz değil. en
parlak, en şerefli işinizdır."
Bunu anlamak guç gelıyor bana
Yaşamak ama nasıl yaşamak1
Doğru yaşadığımıza nasıl ınanalım'7
Buna ınanırsak. yaşam gerçekten de
mutluluk vencı olur, o zaman bır şey
yaratmanın tadını alınz Doğru yaşa-
mayı başarmak guçtur. çok guçtur
ama bu uğurda çalışmaya değer
Ben şımdı yazımı bıtırdığım ıçın bır
kadeh ıçkı almayı hak etmış olduğum
kanısındavım Yazmak bırışse1
ARADABIR
HÜSNÜ MERDANOĞLU
Başbakanlık Uzmanı
Yasa Düzenlemede
Dil ve Yazım
Toplumda huzur guven ve adaletın sağlanması amacıyla
yetkılı organlar tarafından hukuk duzenıne konulan kurallara
yazılı hukuk kuralları denır Bu kurallardan beklenılen sonu-
cun alınabılmesı ıçın bunlann hazırlanmalannda hukuk ılkete-
rıne uyulmasının onemlı olduğu kadar dıl ve yazım ılkelerıne
de uygun olarak yururluğe konulmalarının onemı yadsınıla-
maz Kısaca, kural ların kuralsız olarak yururluğe konulma-
sı duşunulemez
Osmanlı donemınden gunumuze değın karşılasılan her so-
runa yenı bır hukuk kuralı ıle çozum arama eğılımı, hukuk ku-
rallarımızı sayı ad ve konu yonunden çoğaltmıstır Bu coğal-
ma yazılı hukuk kurallarının yururluğe konulmasında uyula-
cak ılkelerı gosteren yasa duzeyınde yazılı başvuru kaynağına
bağlı olmadığı ıçın gorevı gereğı yazılı hukuk kurallarımız ıçın-
de sureklı olarak bulunan uzman kışıler bıle bu kurallar karşı-
sında zorlanmaktadırlar
Kımı yasalarda (ya da KHK lerde), dığer kanunlann bu
kanuna aykırı hukumlerı yururlukien kaldırılmıstır' gıbı hü-
kumlerın yer alması hukuk kurallarını hazırlayanlann ve burt-
lan benımseyenlerın de dağınık hukum ve metınler karşısın-
da ne denlı zorlandıklannı gostermektedır
Doğal olarak, ekonomık sıyasal teknık ve ekınsel (kulturel)
gereksınımler zaman ıçınde değışen koşullara gore başkala-
şım gosterdığı ıçın bu başkalasıma koşut olarak hukuk kural-
larında da degışıklıkler gerekmekte ya da yenı hukuk kuralları-
nın yururluğe konulması kaçınılmaz olmaktadır
Yenı hukuk kuralları yururluğe konulurken daha once yu-
rurluğe konulmus olan aynı konudakı eskı hukumlerle ılışkısı-
nın kurulması yururlukten kaldırılan hukumlerın açık olarak
belırtılmesı ve herkes ıçın genel hukumler ıçeren bu kurallann
her yonu ıle eksıksız hazırlanmaları gerektr Bunun ıçın de,
hukuk kuralları yururluğe konulmadan once ınceleme ve
araştırmaya yeterlı zaman ayırılması gerektığı gıbı yazılı hu-
kuk kuralı yururluğe koyma ılkelerı duzenleyıcı ışlemlerle de-
ğıl yasa olarak yururluğe konulmalıdır Çunkü ıdarenın yurur-
luğe koyduğu duzenleyıcı ıslemlere, yasama organı nın
uyması beklenemez
Ulkemızde yerlesmıs hukuk ılkelerınden olan yasa bılme-
menın geçerlı ozur sayılamayışı, bu kurallann yazım ve hukuk
ılkelerı doğrultusundaolabıldığınceyanlıssızhazırlanmalarını
ve bu kurallann herkes tarafından kolayca bulunabılmelennı
ve bulunduklarında da kolayca anlasılır dıl duzeyınde olmala-
rını gerektırır Oysa yururlukte bulunan kımı hukuk kuralları-
mızda Metıalık-ı Osmanıyede devaır-ı devletçe (1) gıbı
guncellığını yıtırmıs hukumler yer almaktadır Buna benzer
hukuk duzenımızde yer alan bınlerce hukum gunun koşulları-
na gore ele alınmalarını beklemektedır
Ele alınmalarını bekleyen bır baska hukuk kuralları da, ka-
nun hukmunde kararnamelerdır (KHK)
KHK uygulaması, 1961 Anayasası nın 64 maddesının 1971
yılında değıştırılmesıyle bugunku anlamda hukukumuza gır-
mıstır Bu uygulamayla ozellıkle son yıllarda bırçok konuda
yapılan duzenlemeler yasama yetkısının devrı olarak gorulup
tartısmalara neden olmustur Ayrıca yasa hukmunde karar-
name yolu gerçek hukukçuların saçlarını dıken dıken edecek
bır bıçımde amacına çok ters duşen bırtutumla rastgele kulla-
nılıyor ve kararnamelerı kaleme alantar uçuncu sınıf hukukçu
ahlakıyla davranıp sıyasal durumlara gore ıçterıne olur olmaz
seylerı (2) doldurdukları yonuyle de eleştırılmektedır
Her ne kadar yururluğe konulan KHK'lerın kımılerınde du-
zenleme hataları varsa da (512 sayı11 KHK nın 13 maddesı ıle
butunu değıştırılen 3182 sayılı yasanın 20 maddesının aynı
KHK nın 43 maddesı ıle aynı maddenın 1 fıkrasının yumrlük-
ten kaldırılması gıbı) maddı hatalar yeterlı ınceleme yapılma-
dan kısa sure ıçınde bır cok hukuk kuralının yururluğe konul-
masından kaynaklanmaktadır
Kaldı kı çıkarılan KHK lerın anayasa gereğı hemen
TBMM ye sunulup öncelık ve ıvedılıkle goruşulmesı gerekır-
ken bu gereğe de uyulmamakta KHK ler yıllarca yasama or-
ganında beklemektedır Temel duzenleme yapılırken toplu-
mu yakından ılgılendıren sorunların halk temsılcılerının yer
aldığı organda tartısılması olanağı da ortadan kalkmaktadır'
(3)
Sonuç Yasa ve duzenleyıcı ışlemlerde ozlenen şekıl ve ya-
zım bırlığının kurulması, hukuk duzenıne konulacak yenı kurat-
ların yeterlı zaman dılımı ıçınde tartışılarak hukuk ve sekıl
hatalarından arındırıldıktan sonra yururluğe konulması gele-
cek kuşaklara bırakılacak duzenlı hukuk varlığının gereğıdır
Yonetımın ve yonetılenlerın uymak zorunda olduğu hukuk
kurallarını herkesın kolayca bulabılmelerı, bulduklannda da
kolayca anlayabılmelerı ıçın onlemlenn alınması önde gelen
odev olarak benımsenılmelıdır Bu kurallann dıl ve ıçenk yönu
ıleguncelleştırılmesı ıse şeffaf hukuk devletı nın baslıca gore-
vı olduğu gıbı ozlemı duyulan temız toplum ıçın de kaçınıl-
maz bır gerektır Cunku adaletın sağlanması bu kurallann esıt
ve eksıksız uygulanması ıle olası olduğu gıbı hukuka sahıp çı-
kılması ancak o kuralları tanımak ve anlayabılmekle olanaklı-
dır
Hukuk kurallarının bellı ılkelere uyularak yururluğe konul-
masının sağlanması ıçın yasal duzenleme yapılması ıle hukuk
kurallarını bu arada KHK lerın de guncellestırılerek yasa tek-
nığıne uygun olarak konularına gore ayırıp yasalastırmak go-
revı ıse Yasa yapmak uzere mıllet tarafından yetkılendırı-
len yasama organı uyelerınındır
Türk AyH Dünü ve
19. yuzyılda, Turk aydını ıle Batı avdını arasındakı en temel
farklardan bın de 'haklann kavranışf na ılışkındır Batılı aydın bıre>
olarak ortaya çıkmıştır Bu nedenle de temel savaşımı bıreysel haklar
yönünde olmustur. Oysa Turk avdını hiçbir zaman bırey haklarınm
hak olduğunu aklına getırmemıştır
NEZAHATDEMİRHAN Yıldız Üımersitesı
u
Turkıye'de "aydın" denılınce ılk akla gc-
len ozellığı. Tanzımat ve Jon Turk hareket-
lennden ben etkısını surduren Batılılaşmiş
devlet aydını kımlığını gunumuze taşımış
olmasıdır
Turkıye'de 19 yuzyılda. sozcuğun Batılı
anlamına bır olçude benzeven "aydın" go-
rulmeye başlar Ancak bu aydın. Batılı
avdının tersıne. belırlı bır sınıtın urunu ola-
rak ortaya çıkmamiş halk karşısında hep
sınıflarustu bır konumda kalmiştır Bu sı-
nıflarustu konum da hem oğretmen hem
de kurtancı rollerı uzennde toplamıştır
Entelektüel urun vermekte Batılı benzerle-
nne gore çok kısır olan Turk avdını buna
karşılık uğruna olunecek kurtarma reçete-
len konusunda olağanusıu doğurgan ol
muştur
\ıne 19 yuzyılda Batı ıle Turk avdını
arasındakı en onemlı fark. Batı nın aydını-
nın hep devletın dışında kalması buna kar
şılık Turk aydınının kesınlıkle şu ve bu
bıçımde burokrası ıçınde yer alması ya da
buna çabalamasıdır Batı da ıktıdarlar av-
dınlardan hiçbir zaman hoşlanmamışlar-
dır Buna karşılık Turk aydını ortayaçıkı-
şından ıtıbaren devlet orgutunun yarattığı
kışı olmustur Devletın Batıhlaşma çabasi
doğrultusunda açtığı okullarda yetışmış
onun ulemava karşı surdurduğu mucade-
lede destekçibi olmuş. onun burokrasısının
esas kay nağını oluşturmuş. onun ordusun-
da okullu subay olarak veralmıştır Surgu-
negıden Turk aydınlan >a kendı arzulanv-
la ya da devlet gorev lısı olarak gıtmışlerdır
Anlaşılıyor kı Turk aydını en zor dönem-
lerde bıle devletın ıçınde kalmiştır
Aynca 19 vuzvılda, Turk aydını ıle Batı
aydını arasındakı en temel farklardan bın
de "hakların kavrantşı'na ılışkındır Batılı
aydın. bırey olarak ortaya çıkmıştır Bu ne-
denle de temel savaşımı bıreysel haklar
yonunde olmustur Oysa Turk aydını hıç-
bır zaman bırey haklannın hak olduğunu
aklına getırmemıştır Batı aydınının temel
ışlevı düşunce ve çozum uretmek olmustur
Boylece Batılı aydın ıçınde yer aldığı ıdeo-
lojı doğrultusunda davranmıştır Turk
aydını îse duşunce uretmemış. bunlan
Batı'dan aktarmıştır Ancak Osmanlı top-
lumunun kulturel dokusu Batfnınkıyle
aynı hamurdan olmadığından bunlar elıt
arasında geçerlı olmanın otesıne geçeme-
miş. halk arasında herhangı bır vankı va-
ratmamiştır Avnca Turk avdını çoğu
zaman halkıyla zıtlaşmış ve bır oranda
halktan şuphelenmış ve halkın da şuphe-
lendığı kışı olmustur
20 yuzvılın başına gelındığınde, Turk
aydınının ortak sorunu ulusu kalkındır-
mak devletı kurtarmak kulturu veahlakı
gelıştırmek bılım ve teknık bakımdan çağ-
daş uvgarlığı yakalamaktı Duşunuş bakı-
mından ortak yanlan da koke ınmeyen
sonuna kadar gıtmeyen bır eleştın ve ozel-
lıkle Batı duşuncesının kulturunun ve bılı-
mının venlennı mutlakdoğrulargıbıkabul
etmektı Bu vuzden Batıliîaşmanın ulkeyı
kesın olarak çağdaşlaştırabıleceğıne ınan-
mişlardı Ancak attıklan her adımı. halkın
tepkısıne yol açmamabi ıçın dıkkatlı atmak
zorunda kalmışlardır Çunku halk Tanzı-
mat"tan Cumhunyet"e varan donem bo-
yuncaavdınlann başvurduğu ve guç aldığı
bır kavnak değıldır Daha çok etkısız ka-
lınmaMgereklı bır tehlıke olarak gorulmuş-
tur Bu nedenle geleneksel yapıyı tamamen
degıştırmevı amaçlayan duşunceler gelış-
tırmemişlerdı Bu tutumlanvla ıster İslam-
cı. ıster Batıcı ıster Turkçu olsun, aydınlar
duşuncelennde gelenekçılığıne yer vermış-
lerdır
Cumhunvet donemınde Turk toplu-
munda ortava çıkan gelışmeler yenı yapı-
laşmalar yaratırken. aydın kesımınde de
bu yapılaşmalara uygun genışlemeler ve
değışmeler gorulmeve başlandı Yenı rejım
ozellıkle eğıtım sıstemınde oldukça genış
çaplı değışımler varatmıştı İlk okullann
Anadolu va da vavılmaya başlaması ve bu
arada alfabe deâışıklıâı ıle okuma yazma-
nın kolaylaşması sonucunda. kırsal kesım
eskısıvle kıyaslanmayacak kadar çok eğı-
tım gorme olanaklanna kavuştu Bu sure-
an sonunda Turk toplumunda, oncekıler-
den belırlı avnmlar gosterebılen venı bır
aydın tıpı doğdu Kırsal kesımde okuma
fırsatı bulan gençlerden bazılan daha son-
ra yukseköğrenıme devam edebılıyordu.
yaygın olanı oğretmenlığın meslek secılme-
sıydı Koy oğretmenlığı, yenı cumhunyet
devletı açısından da buyuk oneme sahıptı
Çunku rejımın verleşmesı Osmanlı İmpa-
ratorluğu'ndan kalma geleneksel ıdeolojı-
nın değışmesıne bağlıydı Koy oğretmenı
boylece devletın yenı cumhunyetçı anlayı-
şını koyde temsıl edecek kışıvdı Bu neden-
le koy oğretmenlen daha ılk andan baş-
layarak yalnızca eğıtımsel değıl avnı
zamanda sıyasal olan bır çerçeve ıçınde
kendılennı buldular
Tek partılı donemın sonlanna doğru ıse
bu rejıme karşı daha adem-ı merkezıyetçı,
bazı bakımlardan daha geleneksel (ozellık-
le kulturel duzeyde). ama ekonomık açı-
dan kapıtalıst ılışkılenn yaygınlaşmasın-
dan yana olan yerel aydınlar çoğaldı
Gorelı bır gelenekçılıkle ozel gınşımcılığı
bırleştıren "Demokrat Parti" hareketının
kırsal kesımde yaygınlık kazanmasında bu
gıbı yerel aydınlann (avukat. doktor noter
vb serbest meslek sahıbı kışılenn) onemlı
rolu olmustur Bunlar. "eğitim gormuş" ol-
mak bakımından Turkıye'de o zaman hala
geçerlı olan aydın (okumuşlar) tanırruna
uymakla bırlıkte benımsedıklen sıyasal ve
ıdeolojık tutumlanyla kultur yuklu klasık
Turk avdınından farklıydılar
Turkıye, 1960'lardan bu yana hızlı bır
kapıtalıst gelışmeye sahne oldu Bunun so-
nucunda Turk ekonomısınde teknık ele-
manlara gereksınım duvuldu Eğıtım sıste-
mı ıçınde de bu gereksınıme yanıt verebıl-
mesı ıçın bellı duzenlemelere gıdıldı. bu
anlayışla eğıtım vapan venı unıversıteler
açıldı, ama bılımsel veterlılıklen tartışıl-
makta Özel teşebbusun boylece gelışmesı
ve ulkede bu değışıme uygun çeşıtlı yapıla-
nn doğması bır anlamda saglandı Ama
kultur dunvasıyla ıç ıçe olan gerçek aydın-
lann, sorumluluk duygusu ıçınde yureğı
yanan aydınlann durumu aynca ustunde
durulmavadeğer
TARTIŞMA
Insan hakları mı, Kürt hakları mı?üneydoğu'd
terorolaylan
başlayıp.PKK
l l
11) 13 1 H29 tarıhlı ll Özel Idaresı Kanunu (rad 78)
(2) Mumtaz SOYSAL. 29 10 1990 Unhlı Mıllıyet gazetesı
başhklı makale
(3) Turgut TAN 27 9 199^ tanhlı Cumhunyet gazetesı
•AÇI
erlenmız,
subaylanmız
pusuyaduşurulup
oldurulduklen zaman
haberlerde şoyle denıhy ordu
'•Erlerimiz, subaylarımız pusuya
duşıirülüp ökiurulduter."
Sonralan toplu oldurmeler
başladı, karakollar basıldı,
araçlar durdurulup terhıs olan
sılahsız erlenrruz, dağ
köylenndekı öğretmenlenmız,
savcımız, yargıamız,
doktorumuz, yuzlerce
kundaktakı bebek. çadırdakı
çocuk. uykuda, ışınde olan
ınsanlanmız oldürulmey e
başlandı Şımdı haberlerde
Otuz er. üç astsubay, bir subay
öMûrüldu" denıhy or Sankı
yabana bır ulkede, sılahsız,
masum yerlı halka karşı, ışgal
kuvvetlenrun yanında
çarpışırken oldurulmuş. paralı
askerler gıbı Sankı bu erler
haraç almak ıçın dağ başında
sahıpsız bır koy basmışlar da ev
sahıbı tarafından
öldurulmuşler Her akşam bu
korkunç, bu alçakça
oldurmeler kundaklamalar,
yıkmalar, yakmalardaha
cansız. daha yorumsuz
venbyor Cumhunyet'te çıkan
"dizi yan'Ma banştan yana,
şaır, ıİımlı bır Kıirt lıder olarak
tanıtılan "Kürdistan Sosy alist
PartisT bden Kemal Burkay,
Bıngol'de terhıs olup
memleketlenne donerken
yollankesılerekPKK
tarafından kurşuna dızılen 33
sılahsız enmız ıçın "Bingöl
olaylan" dıyor "Obnasaiyi
ohırdu" demeye getırdıkten
sonra hemen ustune basa basa
goruşunu şoyle açıklıyor "O
halde bir taraf sistemli bir
şekilde kumazca bu sonucu
almay a çahşırken PKK'yı
suçlamak gerçekçi olmaz"
(Cumhunyet 31 7 1993dızı
yazı) Kemal Burkay'a gore
Turk askennın orada bır ışı de
yok "Bugûn bizim Kürdistan
dediğimiz Doğu ve Gıineydoğu
Uleri, y ani Turk hukümetinin
Doğu ve Guneydoğu dediği iller,
büyük çoğunluğu ile nüfusu Kürt
olan illerdir. O alde burada
Federatif bir y apı oluşturabiUriz.
Resmi dil Kürtçe olur." Kemal
Burkay ın Dicle v e Fırat
hakkındakı goruşu de şoy le
Mesela su sonınu. diyoruz ki bu
ırmakların kay nakları
Kürdistan'dadır. Dicle'nin,
Fırat'ın. Bunda en başta Kurt
halkının soz sahıbı olması
gerekir. Çıinku bizim
ûlkemizden doğan ınnaklardır."
Bu yazı dızısınde oğrendığımıze
gore "Küıtler 35 milyonluk bir
nüfüstur" (Kemal Burkay
Cumhunyet. 2 8 1993)
Turkıye'nın nufusu 60 mılyon
olduğuna gore demek Turkler,
Turkıye'de Fırat ve Dıcle
uzennde soz sahıbı olmavan, 25
mılyon nufuslu zavallı bır
azınlık
Bu düşunceler haydı bır Kurt
lıdenne an dıyelım Doğu ve
Guneydoğu Ânadolu'da
bağımsız bır Kurt devletı
kurmak ıçın yıllarca Turk
devletıne karşı savaş veren bır
Kurt bdennden başka turlu
duşunmesı beklenemez Ama
Turkıye'de "tnsan haklan"nı
konımak ıçın Turk aydınlan
tarafından kurulan bır deraek,
Bingöl katlıamı nedenıyle HEP
Genel Merkezi onune konulan
sıyah çelenkler arasında adı
geçtı dıye habenn çıktığı
gazeteye "Siyah çetenkle
ilişkimiz yok" başlığıyla
açıklama gondenyor
(Aydınhk, 29 5 1993) Aynı
şekilde 1991 kışında
İstanbul'da, Bakırkoy'de bır
markete PKK mılıtanlan
tarafından aülan bomba
sonucu olen onca masum ınsan
ıçın butün gazetelerde meslek
kunıluşlan tarafından olayı
kınayanbıldınlerçıkmışü Bu
kuruluşlar arasında adı geçen
dernek de sayıldığı ıçın "PKK
vahşeti demedik" dıye bır
açıklama y apmıştı (Mılhyet,
29 12 1991) Budernek
sözcusüsune gore. "PKK'nm
bir koy u basıp 30 kişiyi
öldürmesı terördiır. ama bu,
ınsan haklan ihlaline ginnez"
(Cumhunyet, 14 12 1992) Bu
ınsan haklan savunuculanna
gore PKK'nın köylen basıp
sılahsız, masum ınsanlan
oldurmesı "insn haklan
ihlaline" gırmez, ama duny a
eşcınsellennın İstanbul'da
yapacaklan toplantıya ızın
venlmemesı "insan hakları
ihlaline" gırer (Cumhunyet.
2 7 1993)
Bugun Turkıye'de sağa olsun,
solcu olsun, aydın olup da Kürt
sorunu ıle teroru bırbınne
kanştıran tek kışı yok Kurt
sorununa yurtıçınde, yurt
dışında en çok sahıp çıkan unlu
Turk yazarlan, Turk
romancılan, Turk aydınlan
Her gun, her toplantıda, her
açık otunımda ınsan haklan
adına yapılan konuşmalar, hep
Kurt haklan, Kurtlere yapılan
ışkence. devlet teroru. Kurtlere
ozgurluk ustüne Ben bır yerde
Türkıye'de yaşayan, Turk
yasalanna gore y onetım ve
pohtıkada en ust duzeye çıkmış,
ış alanmda zengın olmuş, un
yapmış Kurt aydmlanndan
PKK terörunü kınayan. karşı
çıkan tek bır eylem. tek bır yazı
gormedım
Amasya'nın dağ koyünden,
Adana ovasından askere
alınmış. Guneydoğu'ya
gondenlmış, tam bır buçuk yıl
gece nobetlen, yuruyuşler. kar.
ruzgar, evıne sozlüsune ozlem
Tezkere alıp evıne donerken
araçtan ındınlıp kurşuna
dızılıyor Doğduğu koyde
toprağa venhrken annesı,
babası, kardeşlen tabutuna
sanlmışbırakmıyorlar Butun
koylukentlıyuruyor Ateş
duştuğu yen yakmış. hem de
nasıl yakmış. bağırmak
ıstıy orlar "kahrolsun katilkr,
kahrolsun PKK". Hemen araya
gıny orlar, uyany orlar Aman
ha bu "şovenlik" olur,
"böluculuk" olur, Kurt
kardeşlenmıze karşı bır
kışkırtma olur İyı. guzel, doğru
da bıraz da Turklere ozgurluk.
Turkleresaygı
BerinTaşan
PENCERE
SulUİUk...
Sabahın korunde telefon
-Zırrrrr
Uyandım, açtım
- Alooo
Bırses
- ilhan Beysınız değıl mfi
-Evet
- Sayın Selçuk bızım evde sular kesık
Duşundum, ne yanıt vereyım? Bereket aklıma geldı,
televızyon Turkçesıyle sordum
- Sıze nasıl yardımcı olabılırım'?
Sayın Selçuk, ben kendımı duşunmuyorum, sular ke-
sılınce aklıma geldı, Allah aşkına şu Surıye'nın suyunu
halâ neden kesmıyorlar?
Baktım herıf sulunun bın, lafı uzatmadan telefonu ka-
pattım
•
Su uzerıne dılımızde ne guzel soyleyışler, deyişler,
ozdeyışler var
- Suyu mu cıktı?
- Başından aşağıya kaynar sular dokuldu
- Dumen suyundan gıttı
- Su koyverdı
- Eşek sudan gelınceye kadar dovdu
- Pışmış aşa soğuk su kattı
- Ayakları suya erdı
Surıye'ye Hahz Esad'a bır 'heyet yolladık, Ankara'da
atıp tutuyorduk, ama, gazetelerde okuduğumuza gore
Şam a gıdınce bızımkılerın ayakları suya ermış Çunku
Esad, az kalsın hepsını bır kaşık suda boğayazmış
Oysa nedıyorduk
- Keseceksın Fırat ın suyunu, Surıye'nın Arabı gore-
cek gununu
•
Medyamızda ılgınç bır moda turedı, gazetecı artık ha-
ber peşınde koşmuyor, sıyasal ıktıdar sahıplerıyle al
takke ver kulah kulıs yapıyor, boş vakıtlennde devleti
yonetıyor, gazetelerle televızyon ekranları mahalle kah-
vesıne donuştu, her kafadan bır ses
- Surıye nın suyunu kesmelı
- Pekı suyu ne yapacağız, cebımıze mı koyacağız?
Baraj var ya
- Kaç gunde dolar?
- Yapmayın yahu
1
Bır gun, bır ay, sonra ne olacak?
Hem adamın suyu kesılır mP
- Barajları açalım Sunye'yı sular altında bırakalım,
cezasını bulsun
- Yapmayın, halkın ne suçu var?
- Yahu ya kesın şu suyu ya da sesınızı kesıp oturun
- Oturamayız, Surıye duşmanımız PKKyı beslıyor,
Apo yu koruyor
Her gun bır laf, her gun bır palavra her gun olmaya-
cak duaya amın
•
En suyuna tırıt varsayımları en cıddı dış polıtıka mal-
zemesı gıbı kullanmak gunluk ışımız
Huyumuz suyumuz değıştı
Bır devlet, komşusunun suyunu kesmek ya da komşu-
sunu sular altında bırakmakuzerınedış polıtıka turetımı-
ne gırışır mı'' Devletın ya da hukumetın başındakıler
boyle bır sılahı kullanmayı duşunseler bıle gunde beş
vakıt karrruoyuna pompalarlar mı?
Ermenıstan a uç beş bomba salla, Bulgarıstan'ın
umuğunu sık, Yunanıstan a gozdağı ver Surıye'nın su-
'^yunu kes, Irak topraklarına ıkıde bır dalış yap
!
Devlet teknesı su alıyor, bız kendımız zıftlenmekten
gemıyı onarmaya vakıt bulamıyoruz ı ,
CUMHURIYET KİTAP KULÜBÜ
Tuyap 12 Kıtap Fuarında
ÜÜİMZAGÜNÜ
İLHAN SELÇUK
Yarın 13 Kasım Cumartesı Saat 16 00-18 00
Tuyap Kıtap Fuarı (Alt Kat) Cumhunyet Kıtap Kulübû Standı
Tepebaşı-lstanbul
BİLGİ YAYINEVİ
TÜYAP KİTAP FUARI IMZfl GÜNLERİ
12 Kasım Cuma UM-19,00 Arası
GÜL ABUS SEMERCİ
Genç yazarlığını
3 ödülle
sürdüren isim.
1993 Ömer Seyfettin Öykü
Yarışması Birincisi
CANIM KOCACIM
kitabını imzalıyor.
Gınş Kat (BSalonu 4 Sokak) 105-106 Nohi Stand
TUYAP KITAP FUARI, TEPEBASI / ISTANBUL
M BİLGİ YAYINEVİ
UZAFFER İZGÜ
IMZA GÜND
I 12-13 Kasım Cuma-C.tesi 14.00 -19.00^\
Gınş Kat (BSalonu 4 Sokak) 105-106 Nolu Stand
TUYAP KITAP FUARI. TEPEBASI / ISTANBUL