25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 12KASIM1993CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Işimizyaşamak, ama nasıl? MELİH CEVDET ANDAY T anhten ıbret almamız gerektığını soylerler ya. ıbret alan gorulmemış- tır Aynca bu sozun ne demeğe geldığı de pek bı- hnmez Ben tanh oku- dum, ama nesınden ıbret alacağımı çıkaramadım Gelmış geçmış bütun buyuk adamlann olmuş olduklannı soylemek buna bakarak da. "Sonu- muz nasıl olsa ölünT dıye konuşmaya kalkmak, ıbret dersı değıl dın dersıdır. başka bır devışle korkutmacadır "Evet, Biiyiik Iskender dünyayı ele ge- çirmiş, ama sonunda o da olmuş" de- mek. "Otur oturduğun yerde, hiçbir işe kanşma"demeklebırdır Budurumda bıze otekı dunyayı. orada çekeceğımız ceza>ı duşunmekten başka ış kalmaz Bu da korkaklığı. tembellığı oğutle- mektır kısacası Yaşamımızı etlıye sutluye kanşma- dan mı sona erdırelım. yoksa oleceğı- mızı bıle bıle. başanlara ermeğe mı çalışalım1 Ne guzeldır Pyrrhus ıle Cineas'ın konuşması1 Lnlu yazar Simone de Beauvoir "Denemeler" adlı kıtabında tanhçı Ptutarhos'tan alarak anlaur (Payel Yavınlan-Çevnren Asım Bezir- ci) "Bir gun Pyrrhus yeryüzunu almak icin diışler kuruyordu. -Önce V unanistan'a başeğdireeğiz divordu. -\ a sonra? diy e Cineas sordu. -Sonra Afrika'ya el atacağız. -Afrika'dan sonra? -Asya'ya geçeceğiz. Anadolu'yu, \rabistan'ı alacağız. -Sonra? -Hindistan'a kadar gideceğiz. -Peki. ondan sonra? - \h. dedi Py rrhus, ondan sonra dinle- neceğim. -Niçin? diye sordu Cineas, niçin şim- diden dinlennüyorsunuz?" Bana sorarsanız. ınsan bır kez eyle- me gırmesın. dınlenmeğe de sıra gel- mez bır turlu Nıtekım Sımon de Beauv oır şunu eklıy or konuşmanın al- tına "Hani öğrencüer vardır, 'A' demiyc- ceğim işte! diye ayak direr. -Ama niçin? diye sorarsımz. -Çünkü arkasmdan "B" demek gere- kecek." Pans"e gıdıp de clochard'lan gorme- yen.onlannılgınçyaşamlanıleılgılen- meyen yok gıbıdır Bızdekı berduş'un karşılığıdır bu Fransızca sozcuk Işsız guçsuz. evsız barksız bır kışı (Berduş sozcuğu. hane berduş'tan kısaltmadır, "eyi omuzunda" demek) İşadamı sabahleyın sert adımlarla ışıne gıderken bakmış kı, aşağıda. Seı- ne nehn kıyısında clochard'ın bın yan gelmış yatıyor -Hey'dıyeseslenmış Nevapıyorsun orada9 -Guneşlenıyorum demış clochard -Çalışsan daha ıyı olur -Ne olur0 -Kazandığın paranın yansinı yer yansını saklarsın -Sonra9 -O parayla >enı bır ışe gırersın -Sonra9 -Paranı arttınrsın, sonra yenı bır ışe daha gırersın -Sonra1 -Boylebovlezengın olursun -Sonra9 -V an gelıp keyfıne bakarsın Clochard. -Ben şımdı keyfime bakıyorum ya demış Çalışmak mı. çalışmamak mı9 Gerçekte bu, bızım seçımımıze bağlı değıldır. y aşamak ıçın çalışmak zorun- dayız Ya berduş9 dıye soracak olursanız onunkı de kold> değıldır hanı aç kal- ma>ı kışın soğuktan donmayı goze almanız gerekır Ama ben durumun dan yakınan bır berduş. bır clochard gormcdım Demek keyıflennce yaşı- yorlar Çok vıl oluyor Bır akşam Kddı kov vapuruna yetışmek uzere hızlı hız- lı ıskeleye yururken bır sarhoşyolumu kestı -Banaellı kuruş ver dedı O zaman meyhanede bır bardak şa rap ellı kuruşa ıçılıyor Hanı zengınle- nn yoksullara. sersenlere doğru >olu gostermek ıçın takındıklan ığrenç bır tutum vardır ben de o akşam oyle bır tavırla. para ısteyen sarhoşa -Sen şımdı bununla şarap ıçersın dedım Adam pışkın pışkın, -Elbette şarap ıçeceğım, demez mı9 Aşkolsun1 -Vetmez ellı kuruş, dedım, al sana ıkı buçuk lıra. beş bardak ıç1 Adam şaşırdı. baka kaldı Eğer bır kentte berduş. clochard v arsa bız onlara y ardım etmek zorun- da\ızdır Hıç kımseve çalışma dersı vermemelıvız. ayıp olur \ ukarda "yaşamak için çalışmak zorundayız" demıştım, ama bızı ıstedı- ğımız, se\dığımız ışte çalışmakta da ozgur bırakmazlar Genç ıken. arkadaşlanmdan bın Guzel Sanatlar Akddemısı'm bıtırdı evınde resım yapıyor Bır gun annesı yanına gelmış -Oğlum. resım yapıyorsun, ıyı. gu- zel ama kendıne bır ış bul. demış, son- ra boş vakıtlennde gene resım yapar sın Demek resım yapmayı ış saymıyor Ne dıveceksınız' Bız kendımız ıçın değıl, başkalannın gozune gırmek ıçın çalışıyor olmava- hm9 Konumuzun unutulan bır yanı var V aptığımız ışı sevsek. ya da se\dığımız ışı vapsak ıyı olmaz mı1 Gerçı bunlar bırbınnden ayn şe> ler- dır ışımızı sevmek kolay olmadığı gıbı sev dığımız ışı yapmak fırsatı da her za- man elımıze geçmez Ama Montaigne bu konuda iyimser- dir. "Yaşamak ve Çalışmak" başhklı denemesınde dıvor kı "Doğa bir ana gibı da>ranmış bize. istemiş ki üitıy açlarunızı gidermek zevkü bir iş de olsun ustelik: Aklımızın istediği şey, iştihamızın da aradığı şey olsun. Onun kurallarını bozmaya hak- kımızyok." Bana gehnce Ben eskı terbıyeye gore yetışmış olduğum ıçın dıyeceğım çalışmav ı dınlenmekten one aİınm, ışı- mı yapmadan kevfe dalamam dalga geçemem Eğer yapacağım bır ış yoksa o da benı ennçsız kılar, yoksa kendımı kandınyor muyum dıye duşunmekten kendımı alamam Boyle zamanlarda. Montaıgne'ın şu sozlen ıle kendımı vatıştırmaya bakanm "Biz pek şaşkın varlıklarız: Filânca y aşamını ışsiz guçsuz gecirdi deriz; bu- | gün hiçbir şey yapmadım, deriz... Bir j şey y apmadım ne demek? V aşadınız y a! : Bu sizın yalnız başlıca işiniz değil. en parlak, en şerefli işinizdır." Bunu anlamak guç gelıyor bana Yaşamak ama nasıl yaşamak1 Doğru yaşadığımıza nasıl ınanalım'7 Buna ınanırsak. yaşam gerçekten de mutluluk vencı olur, o zaman bır şey yaratmanın tadını alınz Doğru yaşa- mayı başarmak guçtur. çok guçtur ama bu uğurda çalışmaya değer Ben şımdı yazımı bıtırdığım ıçın bır kadeh ıçkı almayı hak etmış olduğum kanısındavım Yazmak bırışse1 ARADABIR HÜSNÜ MERDANOĞLU Başbakanlık Uzmanı Yasa Düzenlemede Dil ve Yazım Toplumda huzur guven ve adaletın sağlanması amacıyla yetkılı organlar tarafından hukuk duzenıne konulan kurallara yazılı hukuk kuralları denır Bu kurallardan beklenılen sonu- cun alınabılmesı ıçın bunlann hazırlanmalannda hukuk ılkete- rıne uyulmasının onemlı olduğu kadar dıl ve yazım ılkelerıne de uygun olarak yururluğe konulmalarının onemı yadsınıla- maz Kısaca, kural ların kuralsız olarak yururluğe konulma- sı duşunulemez Osmanlı donemınden gunumuze değın karşılasılan her so- runa yenı bır hukuk kuralı ıle çozum arama eğılımı, hukuk ku- rallarımızı sayı ad ve konu yonunden çoğaltmıstır Bu coğal- ma yazılı hukuk kurallarının yururluğe konulmasında uyula- cak ılkelerı gosteren yasa duzeyınde yazılı başvuru kaynağına bağlı olmadığı ıçın gorevı gereğı yazılı hukuk kurallarımız ıçın- de sureklı olarak bulunan uzman kışıler bıle bu kurallar karşı- sında zorlanmaktadırlar Kımı yasalarda (ya da KHK lerde), dığer kanunlann bu kanuna aykırı hukumlerı yururlukien kaldırılmıstır' gıbı hü- kumlerın yer alması hukuk kurallarını hazırlayanlann ve burt- lan benımseyenlerın de dağınık hukum ve metınler karşısın- da ne denlı zorlandıklannı gostermektedır Doğal olarak, ekonomık sıyasal teknık ve ekınsel (kulturel) gereksınımler zaman ıçınde değışen koşullara gore başkala- şım gosterdığı ıçın bu başkalasıma koşut olarak hukuk kural- larında da degışıklıkler gerekmekte ya da yenı hukuk kuralları- nın yururluğe konulması kaçınılmaz olmaktadır Yenı hukuk kuralları yururluğe konulurken daha once yu- rurluğe konulmus olan aynı konudakı eskı hukumlerle ılışkısı- nın kurulması yururlukten kaldırılan hukumlerın açık olarak belırtılmesı ve herkes ıçın genel hukumler ıçeren bu kurallann her yonu ıle eksıksız hazırlanmaları gerektr Bunun ıçın de, hukuk kuralları yururluğe konulmadan once ınceleme ve araştırmaya yeterlı zaman ayırılması gerektığı gıbı yazılı hu- kuk kuralı yururluğe koyma ılkelerı duzenleyıcı ışlemlerle de- ğıl yasa olarak yururluğe konulmalıdır Çunkü ıdarenın yurur- luğe koyduğu duzenleyıcı ıslemlere, yasama organı nın uyması beklenemez Ulkemızde yerlesmıs hukuk ılkelerınden olan yasa bılme- menın geçerlı ozur sayılamayışı, bu kurallann yazım ve hukuk ılkelerı doğrultusundaolabıldığınceyanlıssızhazırlanmalarını ve bu kurallann herkes tarafından kolayca bulunabılmelennı ve bulunduklarında da kolayca anlasılır dıl duzeyınde olmala- rını gerektırır Oysa yururlukte bulunan kımı hukuk kuralları- mızda Metıalık-ı Osmanıyede devaır-ı devletçe (1) gıbı guncellığını yıtırmıs hukumler yer almaktadır Buna benzer hukuk duzenımızde yer alan bınlerce hukum gunun koşulları- na gore ele alınmalarını beklemektedır Ele alınmalarını bekleyen bır baska hukuk kuralları da, ka- nun hukmunde kararnamelerdır (KHK) KHK uygulaması, 1961 Anayasası nın 64 maddesının 1971 yılında değıştırılmesıyle bugunku anlamda hukukumuza gır- mıstır Bu uygulamayla ozellıkle son yıllarda bırçok konuda yapılan duzenlemeler yasama yetkısının devrı olarak gorulup tartısmalara neden olmustur Ayrıca yasa hukmunde karar- name yolu gerçek hukukçuların saçlarını dıken dıken edecek bır bıçımde amacına çok ters duşen bırtutumla rastgele kulla- nılıyor ve kararnamelerı kaleme alantar uçuncu sınıf hukukçu ahlakıyla davranıp sıyasal durumlara gore ıçterıne olur olmaz seylerı (2) doldurdukları yonuyle de eleştırılmektedır Her ne kadar yururluğe konulan KHK'lerın kımılerınde du- zenleme hataları varsa da (512 sayı11 KHK nın 13 maddesı ıle butunu değıştırılen 3182 sayılı yasanın 20 maddesının aynı KHK nın 43 maddesı ıle aynı maddenın 1 fıkrasının yumrlük- ten kaldırılması gıbı) maddı hatalar yeterlı ınceleme yapılma- dan kısa sure ıçınde bır cok hukuk kuralının yururluğe konul- masından kaynaklanmaktadır Kaldı kı çıkarılan KHK lerın anayasa gereğı hemen TBMM ye sunulup öncelık ve ıvedılıkle goruşulmesı gerekır- ken bu gereğe de uyulmamakta KHK ler yıllarca yasama or- ganında beklemektedır Temel duzenleme yapılırken toplu- mu yakından ılgılendıren sorunların halk temsılcılerının yer aldığı organda tartısılması olanağı da ortadan kalkmaktadır' (3) Sonuç Yasa ve duzenleyıcı ışlemlerde ozlenen şekıl ve ya- zım bırlığının kurulması, hukuk duzenıne konulacak yenı kurat- ların yeterlı zaman dılımı ıçınde tartışılarak hukuk ve sekıl hatalarından arındırıldıktan sonra yururluğe konulması gele- cek kuşaklara bırakılacak duzenlı hukuk varlığının gereğıdır Yonetımın ve yonetılenlerın uymak zorunda olduğu hukuk kurallarını herkesın kolayca bulabılmelerı, bulduklannda da kolayca anlayabılmelerı ıçın onlemlenn alınması önde gelen odev olarak benımsenılmelıdır Bu kurallann dıl ve ıçenk yönu ıleguncelleştırılmesı ıse şeffaf hukuk devletı nın baslıca gore- vı olduğu gıbı ozlemı duyulan temız toplum ıçın de kaçınıl- maz bır gerektır Cunku adaletın sağlanması bu kurallann esıt ve eksıksız uygulanması ıle olası olduğu gıbı hukuka sahıp çı- kılması ancak o kuralları tanımak ve anlayabılmekle olanaklı- dır Hukuk kurallarının bellı ılkelere uyularak yururluğe konul- masının sağlanması ıçın yasal duzenleme yapılması ıle hukuk kurallarını bu arada KHK lerın de guncellestırılerek yasa tek- nığıne uygun olarak konularına gore ayırıp yasalastırmak go- revı ıse Yasa yapmak uzere mıllet tarafından yetkılendırı- len yasama organı uyelerınındır Türk AyH Dünü ve 19. yuzyılda, Turk aydını ıle Batı avdını arasındakı en temel farklardan bın de 'haklann kavranışf na ılışkındır Batılı aydın bıre> olarak ortaya çıkmıştır Bu nedenle de temel savaşımı bıreysel haklar yönünde olmustur. Oysa Turk avdını hiçbir zaman bırey haklarınm hak olduğunu aklına getırmemıştır NEZAHATDEMİRHAN Yıldız Üımersitesı u Turkıye'de "aydın" denılınce ılk akla gc- len ozellığı. Tanzımat ve Jon Turk hareket- lennden ben etkısını surduren Batılılaşmiş devlet aydını kımlığını gunumuze taşımış olmasıdır Turkıye'de 19 yuzyılda. sozcuğun Batılı anlamına bır olçude benzeven "aydın" go- rulmeye başlar Ancak bu aydın. Batılı avdının tersıne. belırlı bır sınıtın urunu ola- rak ortaya çıkmamiş halk karşısında hep sınıflarustu bır konumda kalmiştır Bu sı- nıflarustu konum da hem oğretmen hem de kurtancı rollerı uzennde toplamıştır Entelektüel urun vermekte Batılı benzerle- nne gore çok kısır olan Turk avdını buna karşılık uğruna olunecek kurtarma reçete- len konusunda olağanusıu doğurgan ol muştur \ıne 19 yuzyılda Batı ıle Turk avdını arasındakı en onemlı fark. Batı nın aydını- nın hep devletın dışında kalması buna kar şılık Turk aydınının kesınlıkle şu ve bu bıçımde burokrası ıçınde yer alması ya da buna çabalamasıdır Batı da ıktıdarlar av- dınlardan hiçbir zaman hoşlanmamışlar- dır Buna karşılık Turk aydını ortayaçıkı- şından ıtıbaren devlet orgutunun yarattığı kışı olmustur Devletın Batıhlaşma çabasi doğrultusunda açtığı okullarda yetışmış onun ulemava karşı surdurduğu mucade- lede destekçibi olmuş. onun burokrasısının esas kay nağını oluşturmuş. onun ordusun- da okullu subay olarak veralmıştır Surgu- negıden Turk aydınlan >a kendı arzulanv- la ya da devlet gorev lısı olarak gıtmışlerdır Anlaşılıyor kı Turk aydını en zor dönem- lerde bıle devletın ıçınde kalmiştır Aynca 19 vuzvılda, Turk aydını ıle Batı aydını arasındakı en temel farklardan bın de "hakların kavrantşı'na ılışkındır Batılı aydın. bırey olarak ortaya çıkmıştır Bu ne- denle de temel savaşımı bıreysel haklar yonunde olmustur Oysa Turk aydını hıç- bır zaman bırey haklannın hak olduğunu aklına getırmemıştır Batı aydınının temel ışlevı düşunce ve çozum uretmek olmustur Boylece Batılı aydın ıçınde yer aldığı ıdeo- lojı doğrultusunda davranmıştır Turk aydını îse duşunce uretmemış. bunlan Batı'dan aktarmıştır Ancak Osmanlı top- lumunun kulturel dokusu Batfnınkıyle aynı hamurdan olmadığından bunlar elıt arasında geçerlı olmanın otesıne geçeme- miş. halk arasında herhangı bır vankı va- ratmamiştır Avnca Turk avdını çoğu zaman halkıyla zıtlaşmış ve bır oranda halktan şuphelenmış ve halkın da şuphe- lendığı kışı olmustur 20 yuzvılın başına gelındığınde, Turk aydınının ortak sorunu ulusu kalkındır- mak devletı kurtarmak kulturu veahlakı gelıştırmek bılım ve teknık bakımdan çağ- daş uvgarlığı yakalamaktı Duşunuş bakı- mından ortak yanlan da koke ınmeyen sonuna kadar gıtmeyen bır eleştın ve ozel- lıkle Batı duşuncesının kulturunun ve bılı- mının venlennı mutlakdoğrulargıbıkabul etmektı Bu vuzden Batıliîaşmanın ulkeyı kesın olarak çağdaşlaştırabıleceğıne ınan- mişlardı Ancak attıklan her adımı. halkın tepkısıne yol açmamabi ıçın dıkkatlı atmak zorunda kalmışlardır Çunku halk Tanzı- mat"tan Cumhunyet"e varan donem bo- yuncaavdınlann başvurduğu ve guç aldığı bır kavnak değıldır Daha çok etkısız ka- lınmaMgereklı bır tehlıke olarak gorulmuş- tur Bu nedenle geleneksel yapıyı tamamen degıştırmevı amaçlayan duşunceler gelış- tırmemişlerdı Bu tutumlanvla ıster İslam- cı. ıster Batıcı ıster Turkçu olsun, aydınlar duşuncelennde gelenekçılığıne yer vermış- lerdır Cumhunvet donemınde Turk toplu- munda ortava çıkan gelışmeler yenı yapı- laşmalar yaratırken. aydın kesımınde de bu yapılaşmalara uygun genışlemeler ve değışmeler gorulmeve başlandı Yenı rejım ozellıkle eğıtım sıstemınde oldukça genış çaplı değışımler varatmıştı İlk okullann Anadolu va da vavılmaya başlaması ve bu arada alfabe deâışıklıâı ıle okuma yazma- nın kolaylaşması sonucunda. kırsal kesım eskısıvle kıyaslanmayacak kadar çok eğı- tım gorme olanaklanna kavuştu Bu sure- an sonunda Turk toplumunda, oncekıler- den belırlı avnmlar gosterebılen venı bır aydın tıpı doğdu Kırsal kesımde okuma fırsatı bulan gençlerden bazılan daha son- ra yukseköğrenıme devam edebılıyordu. yaygın olanı oğretmenlığın meslek secılme- sıydı Koy oğretmenlığı, yenı cumhunyet devletı açısından da buyuk oneme sahıptı Çunku rejımın verleşmesı Osmanlı İmpa- ratorluğu'ndan kalma geleneksel ıdeolojı- nın değışmesıne bağlıydı Koy oğretmenı boylece devletın yenı cumhunyetçı anlayı- şını koyde temsıl edecek kışıvdı Bu neden- le koy oğretmenlen daha ılk andan baş- layarak yalnızca eğıtımsel değıl avnı zamanda sıyasal olan bır çerçeve ıçınde kendılennı buldular Tek partılı donemın sonlanna doğru ıse bu rejıme karşı daha adem-ı merkezıyetçı, bazı bakımlardan daha geleneksel (ozellık- le kulturel duzeyde). ama ekonomık açı- dan kapıtalıst ılışkılenn yaygınlaşmasın- dan yana olan yerel aydınlar çoğaldı Gorelı bır gelenekçılıkle ozel gınşımcılığı bırleştıren "Demokrat Parti" hareketının kırsal kesımde yaygınlık kazanmasında bu gıbı yerel aydınlann (avukat. doktor noter vb serbest meslek sahıbı kışılenn) onemlı rolu olmustur Bunlar. "eğitim gormuş" ol- mak bakımından Turkıye'de o zaman hala geçerlı olan aydın (okumuşlar) tanırruna uymakla bırlıkte benımsedıklen sıyasal ve ıdeolojık tutumlanyla kultur yuklu klasık Turk avdınından farklıydılar Turkıye, 1960'lardan bu yana hızlı bır kapıtalıst gelışmeye sahne oldu Bunun so- nucunda Turk ekonomısınde teknık ele- manlara gereksınım duvuldu Eğıtım sıste- mı ıçınde de bu gereksınıme yanıt verebıl- mesı ıçın bellı duzenlemelere gıdıldı. bu anlayışla eğıtım vapan venı unıversıteler açıldı, ama bılımsel veterlılıklen tartışıl- makta Özel teşebbusun boylece gelışmesı ve ulkede bu değışıme uygun çeşıtlı yapıla- nn doğması bır anlamda saglandı Ama kultur dunvasıyla ıç ıçe olan gerçek aydın- lann, sorumluluk duygusu ıçınde yureğı yanan aydınlann durumu aynca ustunde durulmavadeğer TARTIŞMA Insan hakları mı, Kürt hakları mı?üneydoğu'd terorolaylan başlayıp.PKK l l 11) 13 1 H29 tarıhlı ll Özel Idaresı Kanunu (rad 78) (2) Mumtaz SOYSAL. 29 10 1990 Unhlı Mıllıyet gazetesı başhklı makale (3) Turgut TAN 27 9 199^ tanhlı Cumhunyet gazetesı •AÇI erlenmız, subaylanmız pusuyaduşurulup oldurulduklen zaman haberlerde şoyle denıhy ordu '•Erlerimiz, subaylarımız pusuya duşıirülüp ökiurulduter." Sonralan toplu oldurmeler başladı, karakollar basıldı, araçlar durdurulup terhıs olan sılahsız erlenrruz, dağ köylenndekı öğretmenlenmız, savcımız, yargıamız, doktorumuz, yuzlerce kundaktakı bebek. çadırdakı çocuk. uykuda, ışınde olan ınsanlanmız oldürulmey e başlandı Şımdı haberlerde Otuz er. üç astsubay, bir subay öMûrüldu" denıhy or Sankı yabana bır ulkede, sılahsız, masum yerlı halka karşı, ışgal kuvvetlenrun yanında çarpışırken oldurulmuş. paralı askerler gıbı Sankı bu erler haraç almak ıçın dağ başında sahıpsız bır koy basmışlar da ev sahıbı tarafından öldurulmuşler Her akşam bu korkunç, bu alçakça oldurmeler kundaklamalar, yıkmalar, yakmalardaha cansız. daha yorumsuz venbyor Cumhunyet'te çıkan "dizi yan'Ma banştan yana, şaır, ıİımlı bır Kıirt lıder olarak tanıtılan "Kürdistan Sosy alist PartisT bden Kemal Burkay, Bıngol'de terhıs olup memleketlenne donerken yollankesılerekPKK tarafından kurşuna dızılen 33 sılahsız enmız ıçın "Bingöl olaylan" dıyor "Obnasaiyi ohırdu" demeye getırdıkten sonra hemen ustune basa basa goruşunu şoyle açıklıyor "O halde bir taraf sistemli bir şekilde kumazca bu sonucu almay a çahşırken PKK'yı suçlamak gerçekçi olmaz" (Cumhunyet 31 7 1993dızı yazı) Kemal Burkay'a gore Turk askennın orada bır ışı de yok "Bugûn bizim Kürdistan dediğimiz Doğu ve Gıineydoğu Uleri, y ani Turk hukümetinin Doğu ve Guneydoğu dediği iller, büyük çoğunluğu ile nüfusu Kürt olan illerdir. O alde burada Federatif bir y apı oluşturabiUriz. Resmi dil Kürtçe olur." Kemal Burkay ın Dicle v e Fırat hakkındakı goruşu de şoy le Mesela su sonınu. diyoruz ki bu ırmakların kay nakları Kürdistan'dadır. Dicle'nin, Fırat'ın. Bunda en başta Kurt halkının soz sahıbı olması gerekir. Çıinku bizim ûlkemizden doğan ınnaklardır." Bu yazı dızısınde oğrendığımıze gore "Küıtler 35 milyonluk bir nüfüstur" (Kemal Burkay Cumhunyet. 2 8 1993) Turkıye'nın nufusu 60 mılyon olduğuna gore demek Turkler, Turkıye'de Fırat ve Dıcle uzennde soz sahıbı olmavan, 25 mılyon nufuslu zavallı bır azınlık Bu düşunceler haydı bır Kurt lıdenne an dıyelım Doğu ve Guneydoğu Ânadolu'da bağımsız bır Kurt devletı kurmak ıçın yıllarca Turk devletıne karşı savaş veren bır Kurt bdennden başka turlu duşunmesı beklenemez Ama Turkıye'de "tnsan haklan"nı konımak ıçın Turk aydınlan tarafından kurulan bır deraek, Bingöl katlıamı nedenıyle HEP Genel Merkezi onune konulan sıyah çelenkler arasında adı geçtı dıye habenn çıktığı gazeteye "Siyah çetenkle ilişkimiz yok" başlığıyla açıklama gondenyor (Aydınhk, 29 5 1993) Aynı şekilde 1991 kışında İstanbul'da, Bakırkoy'de bır markete PKK mılıtanlan tarafından aülan bomba sonucu olen onca masum ınsan ıçın butün gazetelerde meslek kunıluşlan tarafından olayı kınayanbıldınlerçıkmışü Bu kuruluşlar arasında adı geçen dernek de sayıldığı ıçın "PKK vahşeti demedik" dıye bır açıklama y apmıştı (Mılhyet, 29 12 1991) Budernek sözcusüsune gore. "PKK'nm bir koy u basıp 30 kişiyi öldürmesı terördiır. ama bu, ınsan haklan ihlaline ginnez" (Cumhunyet, 14 12 1992) Bu ınsan haklan savunuculanna gore PKK'nın köylen basıp sılahsız, masum ınsanlan oldurmesı "insn haklan ihlaline" gırmez, ama duny a eşcınsellennın İstanbul'da yapacaklan toplantıya ızın venlmemesı "insan hakları ihlaline" gırer (Cumhunyet. 2 7 1993) Bugun Turkıye'de sağa olsun, solcu olsun, aydın olup da Kürt sorunu ıle teroru bırbınne kanştıran tek kışı yok Kurt sorununa yurtıçınde, yurt dışında en çok sahıp çıkan unlu Turk yazarlan, Turk romancılan, Turk aydınlan Her gun, her toplantıda, her açık otunımda ınsan haklan adına yapılan konuşmalar, hep Kurt haklan, Kurtlere yapılan ışkence. devlet teroru. Kurtlere ozgurluk ustüne Ben bır yerde Türkıye'de yaşayan, Turk yasalanna gore y onetım ve pohtıkada en ust duzeye çıkmış, ış alanmda zengın olmuş, un yapmış Kurt aydmlanndan PKK terörunü kınayan. karşı çıkan tek bır eylem. tek bır yazı gormedım Amasya'nın dağ koyünden, Adana ovasından askere alınmış. Guneydoğu'ya gondenlmış, tam bır buçuk yıl gece nobetlen, yuruyuşler. kar. ruzgar, evıne sozlüsune ozlem Tezkere alıp evıne donerken araçtan ındınlıp kurşuna dızılıyor Doğduğu koyde toprağa venhrken annesı, babası, kardeşlen tabutuna sanlmışbırakmıyorlar Butun koylukentlıyuruyor Ateş duştuğu yen yakmış. hem de nasıl yakmış. bağırmak ıstıy orlar "kahrolsun katilkr, kahrolsun PKK". Hemen araya gıny orlar, uyany orlar Aman ha bu "şovenlik" olur, "böluculuk" olur, Kurt kardeşlenmıze karşı bır kışkırtma olur İyı. guzel, doğru da bıraz da Turklere ozgurluk. Turkleresaygı BerinTaşan PENCERE SulUİUk... Sabahın korunde telefon -Zırrrrr Uyandım, açtım - Alooo Bırses - ilhan Beysınız değıl mfi -Evet - Sayın Selçuk bızım evde sular kesık Duşundum, ne yanıt vereyım? Bereket aklıma geldı, televızyon Turkçesıyle sordum - Sıze nasıl yardımcı olabılırım'? Sayın Selçuk, ben kendımı duşunmuyorum, sular ke- sılınce aklıma geldı, Allah aşkına şu Surıye'nın suyunu halâ neden kesmıyorlar? Baktım herıf sulunun bın, lafı uzatmadan telefonu ka- pattım • Su uzerıne dılımızde ne guzel soyleyışler, deyişler, ozdeyışler var - Suyu mu cıktı? - Başından aşağıya kaynar sular dokuldu - Dumen suyundan gıttı - Su koyverdı - Eşek sudan gelınceye kadar dovdu - Pışmış aşa soğuk su kattı - Ayakları suya erdı Surıye'ye Hahz Esad'a bır 'heyet yolladık, Ankara'da atıp tutuyorduk, ama, gazetelerde okuduğumuza gore Şam a gıdınce bızımkılerın ayakları suya ermış Çunku Esad, az kalsın hepsını bır kaşık suda boğayazmış Oysa nedıyorduk - Keseceksın Fırat ın suyunu, Surıye'nın Arabı gore- cek gununu • Medyamızda ılgınç bır moda turedı, gazetecı artık ha- ber peşınde koşmuyor, sıyasal ıktıdar sahıplerıyle al takke ver kulah kulıs yapıyor, boş vakıtlennde devleti yonetıyor, gazetelerle televızyon ekranları mahalle kah- vesıne donuştu, her kafadan bır ses - Surıye nın suyunu kesmelı - Pekı suyu ne yapacağız, cebımıze mı koyacağız? Baraj var ya - Kaç gunde dolar? - Yapmayın yahu 1 Bır gun, bır ay, sonra ne olacak? Hem adamın suyu kesılır mP - Barajları açalım Sunye'yı sular altında bırakalım, cezasını bulsun - Yapmayın, halkın ne suçu var? - Yahu ya kesın şu suyu ya da sesınızı kesıp oturun - Oturamayız, Surıye duşmanımız PKKyı beslıyor, Apo yu koruyor Her gun bır laf, her gun bır palavra her gun olmaya- cak duaya amın • En suyuna tırıt varsayımları en cıddı dış polıtıka mal- zemesı gıbı kullanmak gunluk ışımız Huyumuz suyumuz değıştı Bır devlet, komşusunun suyunu kesmek ya da komşu- sunu sular altında bırakmakuzerınedış polıtıka turetımı- ne gırışır mı'' Devletın ya da hukumetın başındakıler boyle bır sılahı kullanmayı duşunseler bıle gunde beş vakıt karrruoyuna pompalarlar mı? Ermenıstan a uç beş bomba salla, Bulgarıstan'ın umuğunu sık, Yunanıstan a gozdağı ver Surıye'nın su- '^yunu kes, Irak topraklarına ıkıde bır dalış yap ! Devlet teknesı su alıyor, bız kendımız zıftlenmekten gemıyı onarmaya vakıt bulamıyoruz ı , CUMHURIYET KİTAP KULÜBÜ Tuyap 12 Kıtap Fuarında ÜÜİMZAGÜNÜ İLHAN SELÇUK Yarın 13 Kasım Cumartesı Saat 16 00-18 00 Tuyap Kıtap Fuarı (Alt Kat) Cumhunyet Kıtap Kulübû Standı Tepebaşı-lstanbul BİLGİ YAYINEVİ TÜYAP KİTAP FUARI IMZfl GÜNLERİ 12 Kasım Cuma UM-19,00 Arası GÜL ABUS SEMERCİ Genç yazarlığını 3 ödülle sürdüren isim. 1993 Ömer Seyfettin Öykü Yarışması Birincisi CANIM KOCACIM kitabını imzalıyor. Gınş Kat (BSalonu 4 Sokak) 105-106 Nohi Stand TUYAP KITAP FUARI, TEPEBASI / ISTANBUL M BİLGİ YAYINEVİ UZAFFER İZGÜ IMZA GÜND I 12-13 Kasım Cuma-C.tesi 14.00 -19.00^\ Gınş Kat (BSalonu 4 Sokak) 105-106 Nolu Stand TUYAP KITAP FUARI. TEPEBASI / ISTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle