Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EKİM1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Geçen yıl Ankara'da öğretime başlayan Özgür Üniversite'nin 10 temel ilkesi var
Bu üniversitede hedef, sistem dışı eğitiııı
• Bu üniversitede
tartışmaya katılmayan,
susan öğrenci
istenmiyor.
Sorgulamaya,
tartışmaya ve
dûşünmeye yönelten bir
eğitim uygulanıyor.
FİGEN ATALAY
Bir üniversite düşünün...
Sınav yapılmıyor. diploma ve-
rilmiyor. Derste tartışmaya
katılmayan, susan öğrenci is-
tenmiyor. Hedef, "Sistem dışı
eğrajn"; insaru sorgulamaya,
tartışmaya, düşûnmeye yönel-
ten bir eğitim. "Doğrudan de-
mokrasi uygulayacağız, öğren-
cfler yönetecek, isteğe göre ders-
ler ve hocalardeğiştirilecek'* de-
niliyor. Adı, özgür Üniversite.
Geçen yıl Ankara'da öğreti-
me başlayan özgür Üniversite'-
nin, 10 temel ilkesi bulunuyor.
Bunlardan bazılan şöyle:
• özgür Üniversite, her tür-
lü bilimsel, estetik, entelektüel
ÖZGÜR ÜNİVERSİTE'DE ORTAK DERSLER
Felsefeye giriş, bilim yöntemi, ekonomi
politik, karşılaştırmah edebiyat tarihi,
insanlaşma süreci, diyalektik yöntem ve
bilmenin fızyopsikolojisi.
A grubu dersler:
İşçi sınıfı tanhi, yakın dönem Türkiye
tarihi, gençlik hareketleri ve günümüz,
hukukun gerçekleri/hukukun gerçekliği.
iktisadi felsefe, dinler tarihi ve siyası tarih.
B gnıbu dersler
Türkiye'de sanat eleştirisi ve yöntemi,
felsefe-insan-sınıf, sinema tarihi, kültür
kuramlan, psikiyatriye bakış, egemen dil
kavramlan.
Serbest dersler:
Yaşama kültürü, bilinç durumlanna
giriş, fotoğraf, sinema tekniğı. şiire giriş,
uygulamalı yazarlık, tıp felsefesi.
çabamn metalaştığı bir ortam-
da. bu çabalan gerçek alanına
çekmek ve yeniden saygınlık
kazandırmak amacıyla kunıl-
muştur. Sermaye ve devletten
bağrmsız, ıç işleyişinde demok-
ratik, ögrenme ve öğretme süre-
cinde öğrencı-öğretim üyesi
arasında usla-çırak ilişkisini
esas alan bir işleyişe sahiptir.
• Özgür Üniversite, bilginin
bir egemenlık araa değil, bir
özgürleşme araa olmasını iste-
yenlenn kümelendikleri yerdir.
Elbette bu kendinden menkul
bir özgürleşme çabası değüdir.
Zira bu tür çabalar toplumun
özgürleşme mücadelesi ile ör-
tüştüğü zaman bir anlam taşır-
lar.
• Bilimsel faaliyetin doğa ve
insan bilimleri şeklinde bölün-
müşlüğü, daha sonra da sosyal
bilimlerin alt aynmlara tabi tu-
tulması ve bu sürecin hızlana-
rak devam etmesi, realitenin
anlaşılmasını zorlaştırmakta-
dır. Bilinçli olarak yapılan böy-
le bir 'parçalanma' uzmanlaş-
mayı yücelterek. realitenin an-
laşılmasına değil, anlaşılma-
masına hizmet etmektedir. Öz-
gür Üniversite, bu tür bir par-
çalanmışlığa karşıdır.
• özgür Üniversite, bilimin,
özellikle de toplum bilimlerinin
'evrenselüği' sonınuna kuşku
ile bakar. Bilimsel bilginin kaçı-
nılmaz olarak ideolojik değer
yargılanyla yüklü olduğunun
bilincindedir. Bu yüzden "Batı'-
dan gelen her şey bilimdir, bilim
e\Tenseldir' biçimindeki genel
kabulu reddeder.
• Özgür Üniversite'de bilim
de dahil hiçbır şey yüceltilmez.
Realiteyı anlama çabası etik
kaygılan dışlamaz. Bu yüzden
öğrencilerin, bilimsel, estetik ve
etik kaygılarla yetişmelenni
amaclar.
Özgür Üniversite'nin İstan-
bul İnsan Bilimlen Fakültesi de
kuruldu. 13 kasımda açılacak
olan fakültenin dekanı Cengiz
Gündoğdu ve bazı hocalan ile
görüştük.
Üniversitelerde bilim üretil-
mediğini ve bundan rahatsızhk
duyduklannı belirten Cengiz
Gündoğdu, "Türkiye geJeceğini
yiyor. Burada gençlerin bilinçle-
rini açacağız" diyor.
Derse katılma-sorgulama
Gündoğdu'nun verdiği bilgi-
ye göre. hocalara "şöyle yapın,
böyle yapın' denmeyecek. Ken-
di düşüncelerini anlalacaklar.
Ama hiçbirinin kafasında belli
bir dogma yok, hepsi diyalekti-
ğe inanıyor. "Hocalar özgür.
Peki öğrencilerin özgüriüğü ne-
reye kadarT"
Gündoğdu, öğrenciden derse
katılım sorgulama ve tartı-
şmarun istendiğini belirtiyor ve
yan şaka yan ciddi "Susan
öğrenci adlacak" diyor.
Mom
Emektikrden
siyah
çeknk
• Bir grup emekli, dün sırasıyla
SSK, Bağ-Kur ve Emekli
Sandığı'nın Adana Bölge
müdürlüklerine giderek san şerit
üzerine siyah renkle T.C. Devleti
Emekli Dul ve Yetimleri' yazılı
çelenk bıraktılar.'
ADANA (Cınnburiyet Günev Üleri
Bürosu) - Bir grup emekli. "Ilgisizhk
nedeniyle ısnrap çeken emekliler"in sesıni
duyurmak amaayla sosyal güvenlik
kuruluşlanna siyah çelenk koydu.
Emekliler, kendi aralannda
örgütlendiklerini fark eden bazı
politikacılann ilgi göstermesine dikkat
çekerek,"Beyler bugüne kadar <•
neredeydmiz?" dıye tepki gösterdilttv
Aralannda Hilmi Kürkiü v e Lürfi Akün
gibi gazetecilerin de bulunduğu bir grup
emekli. dün sırasıyla SSK. Bağ-Kur ve
Emekli Sandığı'nın Adana Bölge
müdürlüklerine giderek siyah çelenkler
bıraktılar. San şerit üzerine siyah renkle
"T.C. Devleti Emekli Dul ve Yetimleri''
yazılı çelengi bırakan emekliler, şu
açıklamayı yaptılar:
"Bağ-Kuriu, SSKIı ve Emekli Sandığı
emeklileri, dul ve yetim kardeşlerimiz.
Bizden önceki kuşaklar, yani babalarnnız,
ağabeylerimiz şehit ve gazi muharip olarak
bu vatanı kurtarddar. Bizim kuşaklara
devrettiler. Bizim kuşaklar ise Türkiye
Cumhuriyeri'nin temelini kurdu. Direkleri,
duraklan bizim kuşakların alınteri, bilek ve
kafa güçleri ile yapddı. bina sağlam olarak
bugünlere getirildi. Ne var ki bu yapının
kuruluşu ve sağlamlaştınlışında emegi olan
emekUİer kuşağı bugüne kadar hep
Ogisizlik yüzünden ıstırap çekiyor".
Siyasi iktıdarlar ve partilerin seçim
dönemlerinde sorunlanna eğildiğini ve
çözme sözü verdiğini belirten emekliler,
vaatlerin tutulmadığıru. politikaalann
hep "yan çizdigjni" ve "sozlerini yediğinF'
belirterek şöyle devam ettiler:
"Bu gerçekler karşısında artık haykınş
zamanının geldiğine inanıyoruz. Hak
verilmez alınır sözüne dayanarak bazı
işaretler \ eren koalisyon hükümetimn başı
Tansu Çiller'e binlerce imzalı dilekçe
vereceğiz. Diğer bazı meslek dallanna
verDen zamlar üç yüda yûzde 600-900'ü
bulmuşken bize yansıtıîan oran yüzde
15O'ye bile ulaşmanuştır. Emekliler, siyasi
anlayişınız ne olursa olsun kendi davamzı
üstün tutun ve cağnmıza kulak verin. Bizim
örgütlendiğimizi gören siv asilerin ilgisine
gelince. Amaçlan bizim vumruklaşmamızı
engeUemek, yaklaşan yerel secimkrde
bizleri istismar etmektir. Bey ler bugüne
kadar neredeydiniz, neler yaptınız?"'
Konfeksiyon
makinelerini
mankenler tanıttı
• EPICA İletişim Hizmetleri ve
MODELLA Ajansjn düzenlediği
şovda aksesuarlan Özlem Ersoy.,
Nilgün Han, Tülin Dümenler, Özlem
Güven ve Şehime Ulaş adlı
mankenler tanıttı.
İstanbul Haber Servisi- ASTAŞ fırması. "8.
Konfeksiyon Makineleri >e Konfeksiyon
Aksesuarlan FuarTndakı standında dün bir
deflle düzenledi. Bilgisayar teknolojisi ile üretim
yapan son sistem makinelerin ürettiğı modelleri,
EPICA İletişim Hizmetlen ve MODELLA
Ajans'ın düzenlediği şovda, Özlem Ersoy,
Nilgün Han, Tülin Dümenler, özlem Güven ve
Şehime Ulaş adlı mankenler tanıttı. Türkiye
piyasasında yılda 18 bin adet konfeksiyon
makinesi satışı yapan şirket, satüğı makinenin
teknik eğitimmi ve bakımmı Japon uzmanlar
tarafından sağlıyor. Aynı zamanda, çağın
teknolojisini yakın takibe alan şirket, teksül
sektörünün gereksinimlerini demüşterilerine
aktanyor. Japonya, Almanya, Amerika ve
İngiltere'de makine üretimi yapan JukL Union
Special, Assyst, Setec, Wastema, Sussman,
Gunokl Stickma, Maier, Gygli, Kennedy ve
Lammertz adlı şirketlerin temsilciliğini üstlenen
ASTAŞ'ın. Türkiye piyasasının %40'ına hakim
olduğu belirtildi. Komple bir tesisin gerekli tüm
makinelerinin %80-85'ini karşılayan firma
yetkilileri. bilgisayarh makineler ile hem insan
gücünü, hem de kumaş fırelerini en aza
indirgediklerini anlattılar.
8. Konfeksiyon Makineleri ve konfeksivon Aksesuarlan fuarı için
defıkdüzenlendi.(Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
Felsefe dersi verecek olan
Orhan Gökdemir, Türkiye'de
felsefe eğitıminin belli metinle-
rin ezberlenmesi işine dünüştü-
riildüğünü belirtiyor.
Karşılaştırmalı edebiyat tari-
hi hocası Güngör Gencay, Tür-
kiye'nin her alanda değer bo-
zulması yaşadığını. bunun ede-
biyata da yansıdığıru söylüyor.
Suat Parlar. yakın dönem
Türkiye tarihi adlı dersi vere-
cek. Aslında "dersverme" kav-
ramını kabul etmiyor. "Ders
vermeyeceğim, tartışacağız" di-
yor.
Sinema tekniği adh dersin
hocası Ahmet Soner, sinemanın
yapa yapa öğrenilebileceğini,
senaryo yazmanın kuralı bu-
lunmadığını hatırlatıyor. Der-
sinde herkes içinden geldiğı gibi
yazacak ve çekecek.
Öğrenim sûreci iki yıl
Özgür Üniversite'de dersler
"düzeoli" ve "serbest" olarak
ikı kategoride. Düzenli dersler,
ortak derslerle öğrencinın A ve
B gruplanndan eğilimine göre
şeçeceği derslerden oluşuyor.
îki yıl süresince aldığı dersleri
başanyla tamamlayıp, ikinci yı-
hn sonunda bir öğretim üyesi-
nin yönetiminde bitirme semi-
neri haarlayan öğrenciye, ba-
şanlı olursa "özgür Üniversite
İnsan Bilimleri Üye Beigesi" ve-
rilecek.
Düzenli ya da serbest derslen
izlemek isteyen öğrencilerin ön
kayıt yaptırmalan gerekiyor.
Akademik Kurul. daha sonra
yapılan söyleşi sonunda öğren-
ciyi kabul ya da reddediyor.
50 belediyeııin
primborcu
yok
İZMİR (ANKA) - Türkiye'-
de sadece 50 belediyenin SSK"-
va prim borcu olmadığı açık-
landı. SSK Genel Müdürü Ke-
mal Kıuçdaroğlu, borçsuz bele-
diveleri madalya ile ödüllendir-
mek gerekliğiru söytedi.
SSK Genel Müdürü Kılıcda-
roğlu. SSK'nın prim tahsilatla-
nyla ilgili, kamu ve özel sektör-
den toplam 12 trilyon lirahk
prim alacağı olduklannı bildir-
dı. Gerek kamu gerekse özel
sektörün prim ödemelerine sa-
dık olmamasından yakınan Kı-
lıçdaroğlu, "Kim daha çok
borçlu
1
' sorusuna ise "Her ikisi
de eşjt, özel sektör de, kamu ku-
nıluşlan da prim borçlaruu yüz-
de 50 paylaşmış" dedı.
Borçlu olmayan
belediyeye madalya
Bir başka soru üzerine Tür-
kiye'de 2000'i aşkın belediye
arasında sadece 50 belediyenin
SSK'ya pnm borcu bulunma-
dığını ve bunlann da büyük bö-
lümünü ilçe ve belde belediyele-
rinin oluşturduğunu anlatan
SSK Genel Müdürü Kılıç-
daroğlu, "Asünda borçlu olma-
yan bu belediyelere madaly a ver-
mek lazım, bunlann çoğunluğu
da küçük belediyeler'' dıve ko-
nuştu.
Halen aralannda büyükşehir
konumundaki belediyelerin de
bulunduğu binin üzerinde bele-
diyeyi prim borçlannı tahsil
edebilmek için icraya verdıkle-
rini kaydeden Kemal Kılıçda-
roğlu bu konuda şunlan söyle-
di:
"Prim tahsilatmı yapamadığı-
mız belediyeleri icraya verdik.
Top bizden gitti. İcra işlemleri
hakimlerimizin vicdamna kalmış
bir şey, onlardan anlayış beldi-
vonız. SSK olarak bu konuda
karariüığımızı gösterdik."
Türk-lş\ öııetiıııiııcle
6
iç hesaplaşma
9
pHafla içinde toplanacak BaşkanlarKunılu'nda yönetimden özeleştiri istenecek. Muhalifsendikalarolağanüstü genel
kurulugündeme getiriyor. BaşkanlarKunılu'nda özelleştirme ve teröre karşı izlenecektavnnçerçevesi^zilecek.
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Türk-lş yönetimi birinci
yüını doldururken, yönetimde "iç hesap-
bşma" ve "olağanüstü genel kurul" gün-
deme geldi. Bu hafta içmde Adana'da
toplanacak olan Türk-İş Başkanlar Ku-
nılu'nda. Türk-tş yönetiminden "öz
eleştiri" istenecek. Özelleştirme ve teröre
karşı izlenecek tavnn çerçevesi çizilecek.
Hükümetten. özelleştirmede "taraf ol-
nu" ve "iş güvencesi" garantilerinin is-
tenmesi önerilerinin ele alınacağı Baş-
kanlar Kunılu'nda, yerel yönetimlerde
"parti değil. belediye başkanna oy ver-
me" önensı ele ahnacak.
Türk-lş Başkanlar Kurulu, Dıyarba-
kır'dan sonra, 4-5 kasım günlerinde,
ikinci kez Ankara dışında toplanacak.
Koalisyon hükümetiyle imzalanan top-
lusözleşme göriişmelerinin ardından, ilk
değerlendirmenin yapılacağı toplanüda.
Türk-İş'e üye sendikalar, konfederas-
yon yönetiminden olan sıkıntılannı gün-
deme getirmeye hazırlaruyor. Türk-tş
Genel Başkanı Bayram Meral hakkında
basında yer alan "harçlıkçı" olduğu ıd-
dialan ve Türk-tş Genel Sekreten Şemsi
Denizer'in "Jaguar" olayına adırun ka-
nşması; sol kanatta yer alan muhalif sen-
dikalar tarafından gündeme getirilecek.
Bu arada Türk-İş eski yönetimini oluş-
turan ve o yönetimi destekleyen sendika-
lar da, Türk-tş yönetimi için "olağanüstü
genel kurul" arayışma girdi.
Olağanüstü genel kurul
Eskı Türk-İş Genel Başkanı ve TEK-
SİF Sendikası Genel Başkanı Şevket Yü-
maz'a yakın olan Tes-İş. Tekgıda-tş.
Sağlık-fş. Kristal-İş ve Basisen sendika-
lannın, yönetimde olağanüstü genel ku-
nılun gündeme getirilmesi için altyapı
oluşturma hazırhklanm sürdürdükleri
öğrenildi. Öte yandan, son genel kurul-
da "değişim gnıbu" oluşturarak Şevket
Yılmaz'ı deviren grupta sol kanadı oluş-
turan Türkiye Harb-tş. Basın-tş, Bass.
Liman-tş, Ağaç-İş, Deri-îş. Tümtis ve
Petrol-İş sendikalan da, "Türk-İş'e ivme
kazandımıak" için harekete geçti. Türk-
İş yönetiminin "daha aktif ve net tavır"
izlemesini gündeme getirecek olan sol
sendikalann başkanlan, Başkanlar Ku-
rulu öncesinde bir araya gelecekler.
Daha önce "ANAFa hayır" diyen
Türk-İş yönetimi, bu yere! seçımlerde
"parti değil, belediye başkanı" destekle-
me önensini değerlendirecek. Koalisyo-
nu oluşturan DYP ve SHP'ye çalışma
yaşamına ilişkin vaatlerinı gercekleştir-
medikleri için soğuk bakan Türk-İş. bu
nedenle "işçi kökenli belediye başkan-
lan"nı belirlemek ıçın teşkılatlara yazı
gönderdi. Türk-tş yönetiminde yer alan
sendikalann, belediye başkanlannın "iş-
çi-emekçiye karşı tavnnı" belirleyerek.
yerel seçimlerde dıkkate alma görüşünde
olduğu öğrenildi. Türk-îş eski yönetımi-
ne yakın olan ve sendika kulislerinde yö-
netım değişikliği durumunda Türk-İş
Genel Başkanlığı için adı geçen Tes-İş
Sendikası Genel Başkanı Fanık Barut.
Türk-İş yönetiminin "Türk-İş'in baş eğ-
meyen saygınlığına yaktşmayan" tavırlar
içinde olduğunu belinerek. "Bu taModan
kurtubnak lazundır'' dedi.
Tes-İş özelleştirmeye karşı
Barut. "Türk-İş hepimizin. Yönetimde
uyum yok. Türk-İş Genel Başkanı'nın bir
siyasi partiyi desteklediğini açıklaması
yanltştır. Bu, Türk-İş'in genel başkanma
yakışjnaz. Çelişkidir" dıye konuştu. Ba-
rut, özelleştirmeye sendika olarak karşı
olduklannı da belırlerek.
i4
Ö7eBeştirme
konusunda izlenecek tav;r ne olmalı? Ön-
celikle bu beiirlenmeli. Önleyemiyorsak,
iş güvencesi konusunda ısrarlı oünalıyız.
Aynca. Tes-İş olarak TEK'e talip ola-
cağız." dedi. Sağlık-İş Sendikası Genel
Başkanı Mustafa Başoğlu da. Türk-İ^
Yönetım Kurulu'nun "basanlı olduğu
iddiasında olduğunu" kaydederek.
"Madem öyle, Yönetim Kunıhı,
olağanüstü genel kunıl karannı kendisi
alsın. ^'önetim. genel kurulu toplasın.
Erken seçim Türkiye'nin gündemindeyse,
sendikalarda da olağanüstü genel kurul
bakkı vardır. Türk-İş, imza toplanmasına
bırakmadan, bu karan almalıdır" dedi.
Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Gü-
ral Ercakır da. Başkanlar Kunılu'nda
"daha atak olunması" gerektiğının vur-
gulanacağını belirtti. Ercakır, Güneydo-
ğu sorununun çözümünde bölge halkı-
nın hak ve ısteklennin yerine getirilmesi
konusunda çağn yapılmasını isteyecek-
lerini belirtti. Deri-lş Sendikası Genel
Başkanı Yener Kaya da, Türk-îş Genel
Kurul kararlannın hayata geçnıediğine
dikkat çekerek, "Ayn sesler çıkıyor,
farklı yonmılar yapüıyor. ÖnceUkle genel
kurul kararlan işlerlik ka/anmalı. Özel-
leştirme halka anlatılmalı. Gerekirse tele-
>izyonlarda halka anlatılmalı. Panel ve
mifingler yapılmalı" dedı.
TOKTAMIŞ ATEŞ
70 Yıllık Cumhupiyet
Dün Cumhuriyetimizin 70. kuruluş yıldönümünü kutla-
dık. Biraz buruk da olsak, acılar içinde de olsak, 70 yılı
geride bırakmanın mutluluğunu yaşadık.
Mustafa Kemal, 29 Ekim 1923te TBMM'de bulunan
milletvekillerinin ittifakıyla cumhurbaşkanlığına seçil-
dikten sonra yaptığı teşekkür konuşmasını, şu sözlerte
noktalıyordu: "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve
muzaffer olacaktır".
Acaba Türkiye Cumhuriyeti ve bu cumhuriyetin vatarv
daşları gerçekten mesut, muvaffak ve muzaffer oldular
mı? Yoksa bu sözler, boş bir dilekten ibaret mi kaldı? Işte
Cumhuriyetimizin 70. yılında, çok anahatlarıyla da olsa,
bunun bir muhasebesini yapmak istiyorum.
Önce şu sorunun yanıtını vermek gerek: Türkiye Cum-
huriyeti neydi ve kuruluş amacı nasıl açıklanabilirdi?
Türkiye Cumhuriyeti, halk egemenliğine dayanmaya
çalışan; bağımsız ve çağdaş bir yönetim biçimiydi. Is-
tanbul'un İngilizler tarafından resmen ışgal edildiği 16
Mart 1920 tarihınde yıkıldığı varsayılan Osmanlı Impara-
torluğu'nun kalıntıları üzerinde oluşturulan bir devletti.
Ve Türk devrimi olarak isimlendirdiğimiz büyük dönüşü-
mün temel parçalarından biriydi.
Türk devrimi, "Zora ve dine dayanan yan teokratik bir
monarşiden; halk egemenliğine dayanmaya çalışan la-
ik bir cumhuriyete ve teokratik monarşinin 'ku\'undan,
laik cumhuriyetin 'vatandaş 'ına geçiştir".
Osmanlı imparatorluöu'nda insanların özgüriüğü yok
muydu? Elbette vardı. Özellikle "din ve vicdan özgürlü-
ğü" açısından baktığımız zaman, devlet bu temel üzeri-
ne kurulmuştu. Zaten aksi soz konusu olsaydı çokuluslu
bünyesi ile 600 yıl yaşaması mümkün olmazdı. Zaten
eğer insanlara din ve vicdan özgüriüğü vaat etmese ve
bunu yaşama geçirmese, daha 14. yüzyılda, kuruluş sü-
recinde boğulur kalırdı.
Fakat hernekadar din ve vicdan özgüriüğü tanınmış
olursa olsun ve hernekadar Tanzimat ve Meşrutiyet
sonrasında bu özgürlükler bir ölçüde güvence altına
alınmış olursa olsun, netice olarak "Osmanlı tebası" pa-
dişahın "kullan" idiler ve kaderleri padişahın dudakları
arasından çıkacak iki cümleye bağlıydı.
Cumhuriyetimiz bir demokrasi miydi? Elbette değildi.
Zaten olması da mümkün değildi. Zira özgürlükçü bir
demokrasinin oluşabilmesi veyaşayabilmesi için gere-
ken nesnel koşullardan hiçbiri, o günlerin Osmanlı top-
lumunda yoktu. Ne doğru dürüst bir "örgütlenme" vardı,
nedoğru dürüst bir "iletişim" vardı, ne doğru dürüst bir
"eğitim düzeyi" vardı. "Orta sınıf" diye bir şey, söz ko-
nusu bile değildi. Topluiğne üretmekten bile aciz, ilkel
tarıma dayalı, fukara bir ülkeydik. özgürlükçü demokra-
siyi nasıl uygulayacaktık?
Kaldı ki; o gunlerde dünyanın hiçbir köşesinde, günü-
müz anlamında özgürlükçü demokrasi yoktu. ABD'nin
birçok eyaletinde siyah tenliler oy kullanamazdı. Gene
birçok eyalette okuma yazma bilmeyenler, ilkokul diplo-
ması olmayanlar, belli bir gelire sahip olmayanlar oy
kullanamazlardı. Benzer kısıtlamalar Avrupa demokra-
silerinde de vardı. Hep yazarım. Fransız kadınları, san-
dık başına Türk kadınlarından çok daha sonra gitmişler-
dir.
Işte Cumhuriyetimiz bu çok olumsuz koşullar altinda
ortaya çtktı. Hedefi; çağdaş, modern, bağımsız ve laiR
bt^toplumsal yapı oluşturmaktı. Ve bunu başarabilmek
için, önce o toplumsal yapının insanını, "vatandaşı"
oluşturmayı hedef aldı.
Batı'da gördüğümüz örneklerde, burjuvalaşma süre-
cinde önce vatandaş ortaya çıkmış ve daha sonra Cum-
huriyetimizin de hedef aldığı hususları talep etmişti.
Tüm 19. ve 20. yüzyılı kana bulayan ayaklanmalar, dev-
rimler bu talebin zorla dile getirilmesinden başka bir
şey değildir. Ama Osmanlı imparatorluğu burjuvalaşma
sürecini yaşamadığı için, bunları yaşamadı.
işte tarihsel bir olanağı iyi kullanan idealist bir kadro,
yani Mustafa Kemal ve arkadaşları, aşağıdan "çağdaş
bir toplum" talebi gelmediği halde, bu toplumu "yukar-
dan aşağı" kurma çabasına girdiler.
Ve her şey bir yana, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını
oluşturmuştur. Kaymakamın önünde ayağını uzatarak
oturan köylü örneğine bazen çok kızarız ama, bu örnek
vatandaş olmanın (çarpık da olsa) bir ölçüsü değil mi?
Yûkseköğpenim kredî başvurulan
• ANKARA (AA) - Yükseköğrenim Kredı v e Yurtlar
Kurumu'ndan 1993-94 öğretim yıb için öğrenim ve katkı *
kredisi alacak öğrencilerin başvurulan yann sona eriyor.
Öğrenim kredisi ve katkı kredisi talebinde bulunacak
öğrencilerin. başvurulannı. Yurtkur Bölge ve Yurt
müdürlüklerine yapabilecekler. Öğrenim ve katkı kredisi
kılavuzlan içinde bulunan senet ve belgeler öğrenciler
tarafından. kredi almaya hak kazaruldıkta sonra
doldurularak. Yurtkur'a teslim edilecek. Yurtkur'dan halen
kredi alanlar. kredi alırken okul değiştirenler. kredi borcu
bulunanlar, asgari ücret düzeyinde bir ücretle sürekli çabşanlar
bir yıldan fazla başansız olanlar. burslu. yatılı. yabana
uyruklu olanlar ile bir yükseköğretim kurumunu bıtirmiş
olanlar öğrenim ve katkı kredisinden yararlanamayacak.
Kenan Evren meydanının adı değişti
•TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) - Cumhuriyetin kuruluşunun 70.
yıldönümündeTekirdağ'daki Kenan E\Ten meydanının adı
Cumhuriyet meydanı olarak değiştirildi. Tekirdağ Belediye
Meclisi Başkan Vekili Figer Öngör başkanlığında yaptığı
toplanüda Kenan Evren meydanının adının değıştirilmesine
ilişkin SHP'i üyelerin gündem dışı teklifı olumlu karşılandı.
Yapılan oylamada oy çokluğu ile Cumhuriyet meydanı olarak
kabul edildi. Onceleri Iskele Meydanı olarak bilinen Tekirdağ
girişindeki bu büyük meydanın adı 1978 yıhnda CHP ile meclis
üyelerinin teklifleriyle gazeteci yazar Abdi İpekçi'nin adı
verilerek Abdi tpekçi meydanı olarak değiştirilmişti.
Zmmetci banka memuru tutuklandı
• İZMİT (.\A) - İş Bankası tzmit Alemdar Şubesi'nde görevli
memur Celal Ersoy, zimmetine 2 milyar lira geçirdiği
gerekçesiyle tutuklandı. Banka yetkililerinin hesaplarda
tutarsızhk olduğunu belirmeleri üzerine yaptıklan inceleme
sonucu. Celal Ersoy'un özellikle yurt dışından gönderilen
döviz hesaplanndan zimmetine 2 milyar geçirdiği saptandı.
cenidergisi
3O'ncu sayısı (Kasım) çıktı..!
• Diyanet, Aleviliğin Din Şurası'nda
temsilini kabul etmedi..
• Temel Haklar ve Alevilik..» Sivas felaketinde yeni
boyutlar.. •Diyanet'in keli.. • İslamiyetin çıkmazlan..
• Hallacı Mansur.. •Ahilik.. • A'dan Z"ye Alevilik..
•Sorunların çözümü..*ve önemli konularda yazılar...
Prot. Dr. C. TANYOL - Prof. Dr. N. ÖKTEM - D. CEYHUN
Doç. B. NOYAN - M. N. ORHAN - S. GÖKSU - S. CEM
A. FIRAT - B. Öz - Y. UÇAR - A. HEZARFEN - I. K.
AYDEMİR • Ö. ULUÇAY • A. İLHAN - S. KÜÇÜK
A. ÖZGÜNAY