09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5OCAK1993SALJ CUMHURİYET SATFA HABERLER İzmip'e yatırımı SHPazbuldu • İZMİR (AA) - SH P Izmir ll Başkanı Turan Karakaş, yatınmlarda lzmir'e layık oldugu ağırlığın verilmediğini, bunun için parti üst yönetimi ve bakanlarnezdinde girişimlerde bulunacaklannı söyledi. Karakaş, konuyu, 9 ocakta toplanacak SHP küçük kurultayına götüreceklerini bildirdi. Izmir için üretilen hizmetlerin artünlması konusunu görüşmek ûzere, oarşamba günü partili jelediye başkanlan, perşembe günü de ilçe başkanlan ile birer toplantı yapacağını açıklayan Karakaş," Bu toplanUlarda, 'belediyelere daha çok kaynak sağlanması için neler yapabilirizf konuşacağız" dedi. Türkeş'ten 2000e Doğpu'ya dava •ANKARA(AA)-MÇP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, 2000'e Doğru dergisinde yayımlanan bir yazıda 'İsrail'le işbirligi yaptığY yolundakı iddialar Ü2erine, dergı hakkında 50 milyon liralık lazminat davasıaçtı.Türkeş'in • avukatı Mehmet Refet Eke tarafından Ankara Nöbelçi AsliyeHukuk Mahkcmesi'ne verilen dava dılekçesinde, derginin geçen kasım ayındaki sayısında MÇP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş ıle ilgili bir yan yayımlandığı ve yazıda Alpaslan Türkeş'in yabancı Aihbarat örgütleriyle bağlanüsı olduğu iddiasına yer verildiği kaydedildi. Cevheri, Azerbaycan'a gitti • İSTANBUL (AA) - Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri, resmi lemaslarda bulunmak üzere bugün uçakla Azerbaycan'a gitti. Cevheri, hareketinden önceAtatürk Havalimanı'nda yapüğı açıklamada, Bakü'deki temaslan sırasında, tanmsal işbirligi anlaşmaa imzalayacaklannı bildirdi. Cevheri, Azerbaycan ile tarihten gelen ilişkilerin önümüzdeki asırda da dcvam edeceğini, öteki Türk cumhuriyetleriyle de her türlü faaliyetleri geliştirmek istediklerini belirtti. Cezaevinde açlık grevi •ŞANLIURFA (Cumhuriyet)-HEPİl Başkanı Muhsin Melik, Şanhurfa Cezaevi'nde 56 tutuklu ve hükümlünün 14 gündür sürdürdüğü açlık grevinin endişe verici Soyutlara ulaşüğını söyledi. Muhsin Melik, yaptığı yaalı açıklamada Şanhurfa Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlülerin haftada bir gün görüş izni ve ısmma somnlannın çözümünü istediklerini, ancak bu istemlerinin karşılanmadığından yakındı. Tutuklu ve hükümlülerin 14. gününe giren açlık grevinin endişe verici boyutlara ulaşüğını öne süren Muhsin Melik, HEP-ÖZDEPve İHD yöneücilerinin tüm girişimlenne karşın açhk grevinin sona erdirilmesini sağlayacak olumlu gelişmeleı sağlayamadıkannı söyledi. Melik, "Tutuklu ve hükümlülerin hakh grevini destekliyoruz" dedi. Gürcistaıfe yardım • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Gürcistan Cumhuriyeti içinde yer alan Guney Osetya Özerk Bölgesi'ne acil insani yardım yapmaya karar verdi. Gıda madeleri, ilaç ve jenaratörden oluşan 660 bin dolarlık yardım, dün Ankara'dan yola çıktı. Dışişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklamada, Güney Osetya'da olan çatışmalar ve bölgenin son üç yıl nde karşı karşıya kaldıgı uç buyük doğal afet nedeniyle, Guney Osetya'ya yardım yapılmasının kararlaştırıldığı bildirildı. Kızılay'a ait kamyşonlarla gönderilen ve ayrım yapılmaksızın Güney Osetya'da yaşayan tum etnik gruplara dağıtılacak yardım malzemesinin gönderilmesi hususunda Gürcistan hükumetinin göstermiş olduğu anlayış ve işbirliğinin Ankara tarafından "takdirle karşılandığı" da açıklamack yer aldı. SHP'nin İstanbul Raporu'nu hazırlayan Gürseler'e göre özel bir yasaya ihtiyaç var IstaııbııTayeııi yapılamııa• Gebze, İstanbul'a bağlanmalıdır. • İstanbul ve bağlı bölgede bütün bakanlıklann bölge müdürlükleri kurulmalıdır. • Kaymakamlann yetkileri artınlarak halen valiler tarafından yürütülen bir kısım yetkiler devredilmelidir. • Semt belediyejeri kurulmalıdır. • İstanbul'da yaratılan rantlardan lstanbul'un daha fazla yararlanması sağlanmah. . . • İstanbul'un içinde yoğunluk artıncı yatınmlar; örneğin yeni küçük ya da organize sanayi bölgeleri kurulması yasaklanmahdır. ANKARA (Cumhuriyet Bü- roso) - İstanbul için aranan yeni yapılanma modeli, koalisyon ortaklannın haarladıklan ra- porlar doğrultusunda, İçişleri Bakanhğı'nca kesinleştiriliyor. Bu çahşmalarda SHP'yi temsil eden ve SHP'nin İstanbul rapo- runu haarlayan Başbakanlık Başdanışmanı Güneş Gürscler, yeni yapılanmada lstanbul'un, Trakya'nın tamamı, Sakarya ve Kocaeli illerin katılımıyla bir bütün olarak düşünüldüğünü bildirdi. Gürseler, bölgede cev- resel etki değerlendirmesi yapıl- mamış olan yatınmlara izin verilmemesinin de hükme bağ- lanması gerekeceğini belirterek "İstanbul yalnız bırakılamaz" dedi. Güneş Gürseler, hazırhk- lar ve koalisyonun SHP kana- dının bu konudaki yaklaşımı konusunda Cumhuriyet'in so- rulannı şöyle yanıtladı: İstanbul için bugün yapıbnak istenen necbr? GÜRSELER- İstanbul'u bugünü ve yannı ile değerlendi- rirken geniş düşünmek, günü- müzün kahp ve sınırlanni aşmak gerekır. İstanbul ülke nüfusunun yüzde 15'ini bann- dırmaktadır. Bu oran 1985 nü- fus sayımında yüzde 11 idi. Yıl- hk nüfus artış ofanı yüzde 4.8'- dir. İstanbul, 10 milyona yaklaşan nüfusuyla, kentsel, bölgesel ve metropolitan sonın- lanyla yalnız bırakılamaz. İs- tanbul'a yeni bir idari yapılan- ma, yeni yönetim şekli ve yeni parasal kaynaklar bulunmab- dır. tstanbul'da oluşan çok bü- yük ranllardan yararlanarak lstanbul'un parasal sorunlan- na çözüm aranmalıdır. Bu am- açla, şu düzenlemeleri içeren bir "İstanbul yasas" çıkanlma- lıdır: "istanbul'un sorunlanna bulunacak çözüm, İstanbul'u tümüyle Trakya ve Kocaeli, Sa- CHP'den istifalar sürüyor Tekiııistifasında yöııeticileri suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosa) - SHP Parti Meciisi üyesa ve CHP eski milletvekili Vamık Tekin'de CHFden istifa etti. Tekin istifa dilekçesinde, yöne- timin sosyal demokraüan birleş- tirici ve bütünleştirici olmadığmı ve politikalannın CHP'yc yakı- şmadığı gerekçesini gösterdi. Vamık Tekin, CHP Genel Merkezi'ne gönderdiği istifa di- lekçesinde, CHP'ye nesilcr boyu ödenecek borcun yetmeyeceğini belirterek, üyeliğjnden yöneücı- liğine kadar her türlü görevde bulunmuş bir insan olarak istifa etmekten büyük üzüntü duydu- ğunu ifade etti. CHP yeniden açılırken sosyal dcmokratlann birteştirilmesinin platformu ola- cağı umudu icinc girdiklerini be- lirten Tekin şunlan beHrtti: "Şimdiki oluşum ise kavgacı, bölünerek daha da küçülmeci, benci, marinaleşmeye ye klüp- lemeye gtdecek bir poliükayı be- nimsemiş görünmektedir. Sos- yal demokrat kitlelerin birbirle- riyle kavga etürilmesinin CHP'- liklc bağdaşmadığına inanıyo- rum. Alternaüfi olmadığı, ya- lanının Türk halkına yuttur- maya çalışıldığı "sözde serbest piyasaa", "sosyal devlet bitmiş- tirci" poütikalann stepnesi ol- maya teşnc, sözde yeni sol sıyasi görüşlerin gönlümüzün kutsal yerinde oturan gerçek CHP'ye yakışmayacağına inanıyonım" Egeliişadamlanıun gözüde politikada ANKARA (ANKA) - fstan- departicilikle.kişiselliderliksa- bul'daki Türk Genç İşadamlan vaşının birbirinden aynlması Derneği'nden (TÜGİAD) son- ra Ege Genç İşadamlan Derne- ği de (EGİAD), genç işadamla- nnın siyasete "fıili olarak" gir- meleri gerektiğini bildirdi. EGİAD Başkaru Yılmaz Men, TÜGİAD gibi, üyelerini politikaya sokmak için "Siyaset dersleri" vermemekle beraber, Türkiye'nin siyasal yaşamını herkesın sahiplenmesi gerekti- gini söyledi. Bugüne kadar genç işadamlan olarak toplandıklan dernek çaüsı alunda Türkiye'ye yön verenlere •'müşavirlik göre- vi" yapüklannı, ancak dernek üyeleri içinde aktif olarak poli- tikaya girmek isteyenlerin ço- ğunlukta olduğunu belirten Yılmaz Men, fıili olarak poliük hareketin içinde olmak isteyen üyeleri teşvik edeceklerini açık- ladı. Türkiye'de siyasi yapı- lanmarun gelişmiş ileri ülkeler- den farklı olduğunu ifade eden Men, siyasi parti sayısının çok- luğundanyakınarak." ÜIkemiz- lazım. Bence sağda vc solda T- şer siyasi partinin olmasj yeter- lidir. Bundan fazla sayıda parti ülkemiz için lükstür, gcrcksiz- dir" diye konuştu. Yılmaz Men, Başbakan Sü- leyman Dernirel ile Koç Hol- ding Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD İsUşare Konseyi Başkanı Rahmi Koçarasındaki anlaşmazlıkla ilgili görüşlerini de şöyle özetledi: '•Demirerin tepkisine yol açan Rahmi Koç'un, 'koca bir yılı laila geçirdik' sözünden, 'biz para kazanamadık' anla- mını çıkartnamak lazım. İşada- mı, iş yapıyorsa elbette para ka- zanacakür. Koç'un para ka- zanıp kazanmadığı değil, koca yıl içinde yeni bir yatınm yapıp yapmadığından bakmak lazım. Bir yılın yaünmlar yönünden boşa gidip gıtmediği önemlidir. Burda demagoji var. Olaylan farkh biçimde ele alıyor sayın Başbakan." Dalan'ıngözü - Sözen'inkoltuğunda içPoötikaSerrisi-DYP İs- tanbul Milletvekili veeski Belediye Başkanı Bedretün Daian, "ŞartlaT bugünkü gibi olursa" belediye başkanlığına aday olacağını söyledi. Dalan, "Şu gerçek ki İslanbul ve İstanbullu bugün yinc Dajan'ı anyor. Eğer bu şartlar bir yıl sonra da geçerliyse be de adayım'dedi. Dalan. İstanbullulann, Belediye Başkanı Nurettın Sözen'in yönetiminden sonra kendisini aramaya başladıklannı öne sürdü. Sözen'in 4 yıl içinde İstanbul'u "nursuzlaştır dığını" iddia eden Dalan, "Biz İstanbul'u yeniden ışıklaştıra- cağız" diye konuştu. ANAP ile DYP'nin taban programlannın tamamıyla birbirinin aynı olduğunu söyleyen Dalan, "Memleketin geleceği açısından" da bu iki partinin birleşmesinin hayırlı olduğunu vurguladı. ÖzellikleANAP'mson kongresinden sonra bu iki parti arasmda fark olmadığının bir kcz daha ortaya çıktığını ifade eden Dalan, "Farklı olan yalnızca üst kaderne yöneticiler. Onun dışında biz biriz. Aramızda fark yok" dedi. İHV IzmirTemsilcisi Lök, 10 yıl sonra bile işkence tespiti yapldığını belirtiyor Taııı aıaçlaııişkenceciyekarşı • İnsan Haklan Vakfi İzmir Temsilcisi Prof. Dr. Veli Lök 1989 yıhndan beri tıbbi tanı araçlanyla işkenceyi belgelediklerini vurgulayarak, "İşkenceci kaçıyor biz kovalıyoruz. Onlar işkencenin izini kaldırmaya çalışıyorlar. Biz de bulmaya çalışıyoruz" dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Fala- ka, kaba dayak, vücuda elekürik verilmesi gjbi işkence yöntemleri aradan 10 yıl geçse bilc tesbit edilebiliyor. İşkenceyi tesbit ede- bilmek için sintigrafı, bilgisayarlı tomogra- fi, ultrasonografı gibi araçlar kullanılıyor. İnsan Haklan Vakfi İzmır Temsilcisi Prof. Dr. Veli Lök 1989 yıhndan beri tıbbi tanı araçlanyla işkenceyi belgelediklerini vur- gulayarak, "İşkenceci kaçıyor biz ko- valıyoruz. Onlar işkencenin izini kaldırma- ya çalışıyorlar. Biz de hekimler olarak bul- maya çalışıyoruz" dedi. İnsan Haklan Vakfi kunıcu üyesi ve İzmir temsilcisi Prof. Dr. Veli Lök, çağdaş teknolpji ürünü tanı araclannı işkencenin belirlenmesinde kullandıklannı belirterek, 64 olay üzerindeçahştıklannı söyledi. 1989 yıhndan beri tanı araçlanyla işkenceyi tes- bit etüklerini vurgulayan Lök, 12 yıl önce yapılan işkenceyi bile belgelediklerini an- lattı. Lök, 1970'li yıllann başmdan beri sin- tigrafınin çeşitli tümöral olaylann ortaya cıkanlmasında kullanıldığını hatırlatarak şunlan söyledi: "Vücuda bir izotop madde şınnga edili- yor ve o, tümoral bölgede izleniyor. Biz 1989 yılında bunu falakadan geçirilmiş bir Prof. Dr.VeH Lök rik işkencesini ortaya çıkarmak için biyop- si yöntemini kulandıklannı vurguladı. Lök, biyopsi yönteminin uygulanabilin- yurttâşa uyguladık. Olumhı sonuç alınca mesi için vücutta iz bulunması gerektigini, devam ettik. Daha sonra gördük ki ABD'- bir milimetrelik bir iz bulunması halinde de dayak yiyen çocuklann durumlannın saptanmasında da sintigrafı kullanılmış. Ancak bizimki şu özelliği taşıyor: Sıstema- tik olarak işkence olaylan için bunu ilk kez kullanan ülke biziz. 1990 yılında bunu yayınladık. Uluslararası platformda geniş bir ses getirdi. Şu anda çeşitli ülkelerde iş- kenceyi belırlemek için kullanılıyor." Sintigrafinin yanı sıra bilgisayarlı to- mografi ve ultrasonografı gibi tanı araç- lannıda kullanrlıklannı belirten Lök, elekt- dokudan örnek ahnarak işkencenin tesbit edıldiğıni söyledi. Lök, "Türkiye'de 64 olay ınceledik. Bu 64 olayın ortalaması 10.5 yıl. Yani bu kadar yıl önce yapılan iş- kenceleri saptadık. Sintigrafinin yakaladığı işkence oranı yüzde 55. Yakalayama- dıklannda ise vücut geçen sürede kendini onarmış demektir. İşkencenin üzerinden 2.5 yıl geçmesi halinde bunu yakalama oranı yüzde 95" dedi. Lök, İnsan Haklan Vakfi'nın Ankara, İzmir ve İstanbul'da kurulan merkezlerin- de işkence bulgulannın ortaya çıkanldığını, gerekli tedavinın ise ücretsiz yapıkiığını belirtti. İşkence gören kişinin başvurması halinde Vakıfın Türk Tabibler Bırlığı ile yaptığı protokol çerçevesinde bu kişiyi komisyona sevk ettiğini anlatan Lök, komisyonun yapılan inceleme sonunda ra- por verdiğini kaydetti. Lök, bu raporlann mahkemelerde değerlendirilmesi konusun- da işe şunlan anlattı: "Tabü bizim kullandığımız yöntemleri adli tabibler kullanmıyor. Aslında kulan- malan gerekir. Sanıyorum yakın zamanda kullanacaklar. Ama mahkerneler bu ra- porlan gözönüne aldı. örneğin, çocuk ka- çırma davasından yargılanan hastabakıa Yüksel Yağjz olayında biz bilimsel olarak işkenceyi saptadık. Mahkeme bunu gözö- nüne aldı ve kabul etti. En son Söke'de ço- cuk yaşında kişilerc işkence yapıkiığını or- taya koyan belgemizle mahkeme polisler hakkında dava açtı." İşkencecinin peşini bıkmaya niyetleri ol- madığını belirten Lök, sözlerini şöyle sür- dürdü: "İşkenceci kaçıyor, biz kovalıyoruz. On- lar suçlu zaten. Yani onlar hastalık yaratan mikroplar gibi. Biz de o mikrobu yaka- layıp tedavi eden hekimleriz. Önceden iş- kencenin tedavisiyle uğraşıyorduk. Şimdi işkencenin önlenrnesi için uğraşıyoruz. On- lar işkencenin izini kaldırmaya cahşryorlar. Biz de hekimler olarak bulmaya çalışı- yoruz. Aramızda bir yanş var. Ancak on- lar her geçen gün kaybediyorlar. Sahalan daralıyor. Bızım bu cahşmalanmız sonucu dayak vc falaka olaylan, elektrik işkencesi İzmir'de kalktı. İstanbul ve Ankara'da sürüyor. Şimdi burada vücuda su sıkılırken vanülatörle rüzgar verilerek iş- kence yapılıyor. Çok aa veren bir olay. Bunu da önleyeceğiz. İşkence ile mücadele- miz onlar bu işken vazgeçene kadar süre- cek. CMUK'da bu konuda önemli bir adım." karya illeriyle birlikte düşün- meyi gereklirmektedir. İstanbul bütün bu yukanda belirtüğimiz özclliklerini, 5 bin 712 kilometre kare yüzölçümü içinde gerçekkştirmemiştir. İs- tanbul bütün bir Trakya'da, Kocaeli yanmadasında yaşa- maktadır. Gelişen otoyol ağı iç- inde Kapıkule'deki gümrük satış mağazasını, Lüleburgaz, Çorlu ve Çerkezköy'deki fabri- kalan, Kocaeli rafmerisini, Kocaeli ve Sakarya'daki fabri- kalan İstanbul'dan ayn düşün- mek mümkün değildir." Bu çalışmalan nastl gerçek- leştireceksiniz? GÜRSELER- Bu nedenle öncelikle İstanbul için bir böl- gesel planlama anlayıanın ge- Uştirilmesi gerekir. istanbul merkez olmak üzere Edirne, Kırklareli. Tekirdağ, Kocaeli ve Sakarya illeri plan bölgesi ol- arak ilan edilmelidir. Bu böl- gede Devlet Planlama Teşki- latı'na bağlı olarak bir bölge planlama örgütü kurulmalıdır. Bu örgütün başında tstanbul Valisi bulunmalıdır. Aynca bölge içjndeki illerin valilerinin ve kamu kurumlannm bölge müdürlerinin üniversite rek- ıtörlerinin ve İstanbul Büyükşe- [hir Belediye Başkanfnın katıl- ğı bir Bölge Planlama Kurulu joluşlurulmalı ve karar organı bu kurul olmalıdır. İstanbul Valisi ile Büyükşeh- ır Belediye Başkanf nın y'etkile- ri uyumlu hale getinlmelidir. Bu forntül iki organı çatışır hale getirmez mi? GÜRSELER- Bu nedenle her iki organın yetkilerinin ke- sin çizgilerle aynlması ve atan- mış ile seçılmiş iki ayn statünün özelliklerinin korunması gerek- lidir. Bu nedenle, ülke dûzeyın- de yerel yönetimlerin yetkileri artınlırken İstanbul'da beledi- yenin devreden çıkanhnası dü- şünülemez. SHP, İstanbul için somut ola- rak neleri istiyor, buntarı stralar mısınız? GÜRSELER- İslanbul'un yönetimi ile ilgili olarak; Yalova'nın İstanbul'a bağlı olmasının bir anlamı kalma- mışlır. Bugün ulaştığı düzey göz önüne ahnarak il olması düşünülebılir. Gebze, İstanbul'a bağlanma- hdır. İstanbul ve bağlı bölgede bü- tün bakanlıklann bölge müdür- lükleri kurulmalıdır. Kaymakamlara bir kısım yetkiler devredılmelidir. Semt belediyeleri kurulmalı- dır. Dcvletin İstanbul'dan top- ladığı vergilerden İstanbul'a daha fazla pay ayrılmalı; köp- rü, PTT gibi sadcce İstanbul'da toplanan bir kısım gelir tümüy- le İstanbul'a bırakılmalıdır. Yeni küçük ya da organize sanayi bölgeleri kurulmalı. Başta İstanbul'dakiler olmak üzere tüm bölgedeki devlet has- tanelerinin belediyelere devri sağlanmahdır. Bu devirle bir- likte genel bütçcden bölgenin sağlık hizmetleri için pay aynl- ması sürmelidir. ^Gündem'in satışı tehditle engeUenîyor6 ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Ozgür Gündem gazetesinin dağıtımının Birleşik Basın Da- ğıum temsücilerinin ölümle teh- dit edilmesi yüzünen yapılama- dığı öne sürüldü. Gazetenin Şanlıurfa Bürosu'ndan yapılı açıklamada, bayilerin Ozg Gündem satüklan için ölümle tehdit edildiği, gazete dağıtıcısı- na koruma verilmesi isleminin de valilikçereddedildiğibelirtil- di.. Özgür Gündem gazetesi Ur- fa bürosundan Kemal Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, Birle- şik Basın Dağıtım baş bayiin- den sonra kentteki diğer bayile- rin de özgür Gündemi salma- malan yolunda tehdit edildiğini söyledi. Gazeteyi kendi olanak- lanyladağıtabibnek için valilik- ten koruma istendiğini belirten Kemal Kılıç, bu ıstemlerine de valilikçe, "Hiçbir gazete dağı- tım aracına saldın ve tehdit ol- madığı" gerekçesiyle olumsuz yanıt verildiğini söyledi. Kemal Kılıç, "Basın Urfa'da özgür de- ğil. Bayilere giden ve kendilerini emniyet mensubu olarak tanı- tan kişiler, tehditler savuruyor- lar. 5 bayi tehdit edildiklerine dair bize yazı verdi. Gazeteleri kendi olanaklanmızla satmaya çalışıyoruz" dedi. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA izlik, Işverenin Gûvencesi... Bir ülkede işsizlik oranı arttıkça ücretlerin duştüğü bi- linen bir olaydır. Onun için de işsizlerin giderek çoğal- ması işverenler için bir güvencedir. Bugün ülkemizdeki gençlerin büyük bir çoğunluğunu işsizler oluşturuyor. Diplomalı ve diplomasız işsiz sayısı giderek artıyor. DİE tarafından yapılan araştırmalarda (Petrol-lş YIIIH ğı) toplam işsizlerin yüzde 25'ini 15-19 yaş grubu oluştu- ruyor. Yüzde 24'ünün de 20-24 yaş grubu olduğunu dü- şünürsek işsizlerin (15-24 yaş) yüzde 49u genç insan- lardır. Olaya bir başka açıdan yaklaşırsak Petrol-lş'in aıaş- tırmasında şu çarpıklık ortaya çıkıyor: "Hızlı nüfus artışı, genç nüfus karakteri, göç ve coğrafi dağınıklık doğrudan doğruya okullaşma oranını etkile- mektedir. 6 ve daha yukan yaştaki nüfus içinde okuma- yazma bilmeyenlerin oranı 1985'te yüzde 225,1990da ise yüzde 20 civarındadır. 1988 UNESCO tstatistik Yıl- lığı'nda Türkiye 75 ve yukan yaştaki nüfusun 4'te biri okur yazar olmayan ülkeler arâsında yer almaktadır. Okur yazar olup diploma alamayanların sayısı DİE veri- lerine göre 7.9 milyondur. Bitirilen son öğrenim kuru- muna göre 18.7 miiyon kişi ilkokul, 2.7 milyonu ortaokul, 1.9 milyonu lise diplomalı olup, meslek okulu diplomalh ların sayısı 908 bindir. Fakülte ve yüksek okul diplomalh lann sayısı ise 952 bin kişidir. Bir başka deyişle Türkiye'- de her 100 kişiden 22.6'sı okur-yazar değil, 78.57 ilkoku- lu bitirmeden hayata atılmıştır. 43.3'ü ilkokul mezunu, 6.6'sı ortaokul mezunu, 45'i ise lise mezunu olarak ör- gün milli eğitim sistemi içinde toplam 95.7'si herhangi bir meslek eğitimi görmeden hayata atılmıştır." İşsizlik ve eğitimsizlik çizgisi eşit bir biçimde gelişen Türkiye'de ilginç bir görüntü de şudur "İnsani kalkınmışlık düzeyini ö'çen değerlendirmeye göre 160 ülke arasmda 71. sırayı alan Türkiye'nin en bü- yük sorunu eğitimsizlik ve işsizliktir..." 1991 ve 1992yılları arâsında DlE'nin yaptığı biraraştır- mada da 350 bin kişinin tanıdık kanalıyla ış aradığı orta- ya çıkmıştır. Iş ve Işçi Bulma Kurumu'na ise başvurular yüzde 8"ı aşmıyor. Yine 350 bin kişi tek başlarına iş arı- yor. 130 bin kişi ise umutlannı yitirdikleri için "simsara" gidip iş peşinde koşuyor. Acaba siyasal iktidarlar bu konuda ne yapıyor? Bakalım: "Genç işsiz oranları yüksek seyrederken işbaşma ge- len hükümetler gençlere iş olanaklan yaratılmasına ge- reken ciddiyeti vermemişlerdir. Hükümetlerin gençlere olan ilgısizliğine hızlı nüfus artışı ve işten çıkarmalar ek- lenince, genç işsizler ordusu' çığ gibi büyumüştür. Tür- kiye, gençlere iş olanaklan yaratılması açısından tüm Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmıştır Şimdiye kadar alınan önlemler kalıcı çözümler üretmekten uzak düş- müştür. Son yıllarda renkli projelerden biri olarak ileri sürülen LİMME, ikinci yılı sonunda durduruldu. Genç iş- sizlere iş edindirme konusunda hem nicelik hem de rrf- telik açısından sınırlılıklara sahip buproje 'tozlu raflara' kafdınlmadan önce sonuçlannın incelenmesi bazı yak- laşımlara yardımcı olacaktır." LİMME projesinin sonuçlan pratikte sorunların çtkma- sına neden oldu. örneğin Milli Eğitim Bakanlığı ile Tu- rizm Bakanlığı, turist rehberliği sertifîkası konusunda anlaşamadılar. Böylece sertifika verilecek umuduyla eğitim gören LİMME öğrencileri sokakta kaldı. DYP-SHP hükumetinin Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan da ANAP'ın bu projesini uygulamama kararını durdurdu. Evet, eğitim ve işsizlik Türkiye'nin gündeminde ama nedense görmezlikten geliniyor. Hızlı bir nüfus arhşı oian Türkiye'de ilkokullarda öğrenci sayısı artarken Av- rupa ülkelerinde düşüyor. Türkiye'de bölgelere göre okullaşma dengesiz bir biçimde gelişiyor. Sonuçta çar- pık bir tablo ortaya çıkıyor. Gençliğin bir gelecek kaygısı var bugün. Diplomalı ol- sun, diplomasız olsun şu soru hep gündemde: "Yannımız ne olacak?" Gençler "Yaşam pahalı" diyorlar ve ekliyorlar: "Biz bu yaşam koşullannda nasıl geçineceğiz..." Üniversite mezunu gençlerin yüzde 7'si işsiz olan bir toplumda elbet gelecek kaygısı yaşanır. Adamına göre işçi alımının yaptldığı Türkiye'de siya- sal iktidarlar bugüne dek bir çözüm yolu bulamadılar. Acaba bundan sonra bulacaklar mı? Kuzey irak Operasyonunmalıyeti 400ıııilyan aşıyor ANKARA (Cumhariyet Bü- rosu) - İçişleri Bakanı İsmet Sezgin Kuzey Irak'ta yapılan son operasyonun maliyetinin 400 milyar lirayı aşlığını belirt- ti. HEP Muş miletvekili Mu- zafier Demir. TBMM'de bir basın toplanüsı düzenleyerek, Kuzey Irak operasyonu ile ilgj- H yazılı soru önergesine İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in verdiğı yanıtlannı acıkladı. Sezgjn'i verdiği bilgilere göre, Kuzey Irak'ta yapılan son askeri ope- rasyona 18 tabur kuvvet, bin gecici köy konıcusu, tank ve arhlı araçlar katıldı. Hava kuvvetlerince 900, helikopter- ler tarafından da 70 sorti ger- çekleştirildi. Harekat sırasında 1500 PKK'lımn ölü ya da sağ olarak ele geçirildiğı, aynca bin kişinin de Peşmergelere teslim olduğu bildirildi. HEP Muş miletvekili De- mir, İcişileri Bakanı Sezgin'in operasyonun mah'yetini 400 milyar lira olarak açıkladığını belirterek bu rakamın gerçekçi olmadığmı söyledi. Demir, maliyetin 400 milyann çok üzerinde olması gerektigini be- lirterek "Milli Savunma Ba- kanının açıklaması 13 trilyon lira olduğu şekhndeydi. Gü- neydoğu meselesmin gerçekle- ri Türk kamuoyundan saklan- maktadır" dedi. Güneydoğu'da terörü dur- durmak için yapılanlann aske- ri harcamalarla sınırh kal- madığını ifade eden Demir, köy kouculannın maaşlannın bu bölgede grev yapan perso- nele ödenen ve "Apo tazmi- natı" adı verilen Olağanüstü Hal Tazminatının hcsaplan- masıyla bu yükün çok daha fazla olduğunun ortaya çıka- cağını bildirdi. Kürt halkının etnik ve kül- türel varhgmın kabul edilmesi, şidet ve intikama dayalı poli- ükalardan vazgeçilmesi gerek- tigini ifade eden Demir, "Kürt meselesinin tartışılması ve çö- züm yollannın bulunması için TBMM çatısı altında HEFin de içinde yer alacağı bir koo- sensus sağlanmalı" diye ko- nuştu. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 5856sicil sayısında kayıtlı, değerli meslektaşımız, dostumuz, arkadaşımız Av. DOĞAN BAKANAY 1.1.1993 günü vefat etmiştir. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesi ile meslektaşlanmıza ve yakınlanna başsağhğı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle