Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5OCAK1993SALI* CUMHURİYET
SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 17
GÜNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
MBaftarafil. Sayfada
Askeri bir müdahale konusu, elden geldiğince geriye,
geri plana ablıyor. Fransız Cumhurbaşkanı Mitterrand'-
la görüşen ABO Başkanı Bush, Paris'teki basın toplantı-
sında "Diplomatik bir çözüm, sorunun temelidir" diye-
rek Batı'nın gerçek niyetini açıklıyor.
Batılı iki lider, Bush'la Mitterrand, "Cenevre'deki gö-
rüşmelerin başarısızlığa uğraması halinde BM Güven-
lik Konseyi'nin Bosna-Hersek üzerindeki uçuşa kapalı
alan uygulamasmı sıkılaştırma karannda olduklarını"
açıklıyorlar. Ne var ki "Sırpların -bu- yasağı ihlale de-
vam etmeleri halinde girişilecek askeri müdahalenin
niteliği hakkında bilgi vermekten " kaçınıyoriar.
Kırk saat sürmesi ptanlanan Cenevre konferansı ba-
nşçıl çözüm yollannı araştırır, Batılı liderler askeri mü-
dahaleye gönülsüz olduklarını her vesileyle sergilerken
Bosna-Hersek'te insanlar ölüyor, genç kadınların ırzına
geçiliyor
Bu ve benzeri gelişmeler günlerdir sürerken bize
mektup yazan ya da telefon eden okuyucuların ortak so-
rusu şöyle biçimleniyor: "Batının vurdumduymazlığına
karşı Türkiye Bosna-Hersek'e kendi başına neden aske-
ri müdahalede bulunmuyor?"
Dışişleri Bakanı Çetin soruyu dün, "Karadan veya ha-
vadan mümkün olmadığı için" diye yanrtlıyor.
Ardından Türkiye'nin tek başına askeri -teknik- ve si-
yasal müdahalesindeki olanakstzlıkları açıklıyor.
Karadan ya da havadan müdahalede uçaklar ve aske-
ri birlikJer için Bulgaristan ve Yunanistan'dan geçiş izni
almak gerekiyor.
Yunanistan'ın böyle bir izin vermeyeceği biliniyor.
Bulgaristan ise "olaya başından beri 'bölge ülkelerinin
karışmamasınr istiyor."
Bir varsayım; diyelim ki cephane yüklü uçakların geç-
mesine gereken izinler alındı. Uçakları gönderdik, ne
yapacak, nereyi bombalayacaklar? Bilinmiyor.
Ustelik, Genelkurmay'ın yaptığı hesaplara göre giden
uçak, Bosna-Hersek üzerinde ancak "beş dakika kalabi-
liyor."
Kara harekatındaki zorluklara, hatta olanaksızlıklara
çarpıcı örnekler veriliyor. örneğin, Split ile Saraybosna
arasındaki 80-90 kilometrelik yoldan insani yardımı gü-
ven içinde geçirebilmek için 60 bin kişiye, daha yukarı-
larda, Tuzla'ya yakın yerlerden Saraybosna'ya uzanan
hattı korumak için 115 bin kişiye gereksiniliyor.
Siyasal açıdan başka zorluklar gündemde. Hava ha-
rekatı için BM kararlarını, denizden gidişte Adriyatik'teki
NATO, Batı Avrupa Birligi gibi engelleri aşmak gereki-
yor.
Her hükümet gibi bu hükümet de aynı dertten musta-
rip. Halkın kafasındaki soruları yanıtlayacak davranışlar
yapamıyor.
Orneğin, Türkiye'nin tek başına Bosna-Hersek'e niçin
askeri müdahalede bulunmadığını, gerek askersel ge-
rekse siyasal yönden halka anlatamıyor. Anlatmak için
-örneğin TV'de- herhangi bir girişimde bulunmuyor.
Bu boşluğu gören siyasetçi, Türkiye'nin tek başına as-
keri müdahaleye hevesli olmadığı propagandasına hız
veriyorve...
Etkili oluyor.
HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYADA
IVIeteoroloj! Genel Mu-
dûrlûğü'nden alınan tnlgt-
ye göre, butun bolgeler
çok bulutlu ve yağişh ge-
çecek YağışJar Ege ve
Akdemz kıyılartnda yağ-
mur, ötekı yerlerde karia
karışık yağmur ve kar
şeklinde olacak. Yağışlar
yer yer etkili ve sürekli
olacak. Hava sıcaklığı tûm yurfla tnraz azalacak. Rüzgar, yurdun kuzey ve batı
kesimlerınde kuzey ve doğu, öteki yelerde güney ve doğu yönlerden orta kuvvet-
te, yurdun kuzey ve batı kesımlerınde kuvvetlı olarak esecek Denızlerımızde
rüzgar, Akdemz de gündoğusu ve keşişleme, Gûney Ege de kıble ve keşışleme
dığef denizterımizde gündoğusu ve poyrazdan 3-5, yer yer 6, Batı Karadeniz,
Marmara ile Kuzey Ege de 7-8 kuvvetınde saatte 10-21 deniz mill htzla esecek.
Van Gölü'nde hava, çok buluMu ve kar yağışlı
Adana
Alyon
*«n
Ankara
Antalya
Aytkn
Bursa
Çanattate
Djyartafar
Edrme
Erajrum
Y 9" 4"
K (T -3"
K -1T W
r -6*
9" 4"
6* r
1" t
ş
istanbJ
Izmir
Kars
Konya
Samsun
Trabzcn
Zongukfc*
K 31
1"
K -4" -9"
K ff -1
K -15" -25*
K -r -r
K 3" V
Y S- t
K-1T-23'
K -1* -5*
K T -1"
K 5" T
K r -r
Amstertam
Amman
Atina
Bağdal
BrCteel
Cenfvre
Frattfurt
Lefcoşa
Petostug
Londra
Uadrıd
Mılano
Mostova
Mûnth
Paris
Prag
Riyad
Roma
Vıyana
S
B
Y
B
S
S
B
Y
B
S
B
S
T
15"
T
9"
3"
•r
r
11'
5'
3'
81
4"
B-NT
B
s
B
A
Y
S
-T
T
-5'
17"
w-3'
j yağmurlu ü ssli $ karlı A-aç* B-buhıttu frgûneşli K-kart S-ssJı Y-yaflmurkı
Asbesdi gemi: Göz göre göre ölünı
PKK yanlısı TV dizisi
• Baftarafi I. Sayfada
adındakı polisler aslında "gizli
ajan'Vhr ve Tûrk devleunce Al-
manya'daki "devlet düşmanla-
nnı yok etmekle" görevîendiril-
mişlerdir. İlk iş olarak "Kürt
mülteci" Mesut Baran'ı uzun
namlulu bir tüfekle açık pence-
reden içeri ateş ederek sııtından
vurup öldürürter. İkinci hedef-
leri ise Mesut'un ağabeyi Le-
vent'lir.
Levent Baran da kardeşı gibi
siyasi mültecidır. Ankara'da
Abnan filolojisı okumuştur.
Diyarbakır'da öğretmenlik ya-
parken Goethe, Schiller ve
Brecht'tcn şiirleri Kürtce'ye çe-
virip basmışür. Bu yüzden ha-
pis yatmışUr. Baranlann kız-
kardeşı ise Diyarbakır Cezaevi
Müdürü'nü kaçırmak üzere ha-
"lanan bir operasyonda bom-
Kjd elinde patladığı için ölmüş-
tür.
Bütün bu bilgilen, dızinın
kahramanlanndan Levent, Al-
man polısine anlatırken öğreni-
riz. Alman komiser sorar:
"Adam kaçınnaya teşebbüs
mü? Buna Almanya'da tero-
rizm denir. "Siyasi mülteci Le-
vent cevap verir "Hitler'e karşı
mucadele eden direnişciler de
terörist miydi?" Alman komi-
ser buna verecek cevap bula-
maz.
Sonuçta Alman polisi kalille-
ri suç üstü yakalar. Türk gizli
polisleri -daha doğnısu An-
kara'nın Almanya'daki Kürt
sığınmacilan öldürmek için
gönderdiği özel cinayet timı-
Mesut'u öklümıeyi başardik-
tan sonra Levent'in arabasma
bomba yerleştirmiş, ama başa-
nsız kalrruş, bu kez de Mesut'-
un küçük kızını kaçırmışur.
Hcr neyse, Türk polisleri suç
üstü yakalanınca Abnan komi-
ser onlara "Almanya'da böyle
şeylere göz yumulmayacağını"
söyler ve "yıllarca hapiste çürü-
yeceklerini" müjdeler. Böylece
tefcvizyon seyircisi, Türk devle-
tinin rejim muhaliflerini öldürt-
mek için Abnanya'ya cinayet
timleri yolladığına kanı olur.
Demek ki Almanya'da aslında
Neonazdler Türk-Kürt aynmı
• Baftarafı I. Sayfada
ciler zararlı değildir diyerek hal-
kın karsısmda radyasyonlu çay
içmişlerdi. Bu kez de Çevre Ba-
kanı Doğancan akyürek, zarar-
lı de|ildirdiyerek, asbestli gemi
parçalannı tuttuktan sonra elle-
rini yüzüne sürdü" diye
konuştu.
TMMOB Gcmi Mühendısle-
ri Odası Genel Başkanı Tansel
Timur da Çevre Bakanı Do-
ğancan Akyürck'in tutumunu
clcşlircrck, "Insanlan yanılttık-
lan sonra özür dilemek hiçbir
anlam laşımaz. Bu gemi bir an
öncc Amcrika'ya geri göndcril-
melidir" dedi. Tabip Odası İs-
lanbul Şubcsi Başkanı Doç Dr.
Zeki Karagülle, asbcsıli gcmi-
nin onanmında calıştınîacak
işçilerin kesinlikle kanser ris-
kiylc karşı karşıya kalacaklan-
nıaçıkladı. Kanramarh Sadı-
koglu'nun saün alarak Islan-
bul'da Tuzla Tersanesi'ne çek-
tirtıiği asbestli gcminin Ame-
rika'ya geri gönderilmcsi için
kampanya başlatan DİSK'e
bağlı LİMTER-İş Sendikaa,
lersanc işçilerinc "ölürn gemisi-
ne hayır" başlıklı bildiri dağıttı.
Bu geminin Türkiye'de onan-
mına izin verilmesinin, burada
calıştınîacak olan işçilerin kan-
_¥3pp adam öJdürmekle
değil: Türk devleti parmaklan-
ru ta buralara kadar uzatarak
demokrasiyle hiç bğdaşmayan,
kanlı poliükaanı burada sür-
dürmekte; sonuçta yabanalar
birbirlerini boğazlamakta ve
Almanya'nm iç huzurunu, teh-
dit eünektedir. Neyse ki "Ta-
tort" dizisinin kahraman komi-
serleri Alman hukuk devietinin
nelere kadir olduğunu bir kez
daha göstermiştir. Alman seyir-
cisi artık iç huzunıyla yatağ^na
gidip uyuyabilir. Bize ise "Allah
Allah, şımdi bu da nereden çık-
tı" diye sormak kalır.
13PKKTı
tutuklandı
DtYARBAKIR (Cumtauriyet)
- Geçen cumartesi günü Diyar-
bakır'da devriye görevi yapan
polis ekibine ateş açan bir
PKK'lının yaralı olarak yakalan-
dığı, gUvenlik güçlerince yapılan
operasyonlarda, bölgede yasadı-
sı örgütsel faaliyetlerde bulun-
dukları savlanan 13 kişinin de
yakalanarak sevk edildikleri
mahkemece tutuklandıkları bil-
dirildi.
Olağanüstü Hal Bölge Valili-
ği'nden yapılan açıklamaya gö-
re, geçen cumartesi günü Diyar-
bakır il merkezinde devriye gö-
revi yapan polis ekibine ateş
açan bir militan çıkan çatışma
sonucunda, bir Kaleşnikof tü-
fek, 7 şarjör, mermiler ve 3 el
bombasıyla birlikte yaralı olarak
yakalandı.
Güvenlik güçlerince yapılan
aramalar sırasında, Diyarbakır-
ın Ergani ilçesinde bir, Şırnak1
ın Silopi ilçesi kırsaJ alanuıda da
2 PKK'h yakalandı. Şilopi Uçe-
sinde aynca, örgüt içinde silah-
h faaliyetlerde bulunan ve piş-
manlık duyarak örgütten kaçan
bir militan güvenlik güçlerine
teslim oldu.
Güvenlik giiçlerince Diyarba-
kır, Mardin ve Elazığ'da çeşitli
tarihlerde yapılan operasyonla
yakalanan 13 kişi çıkarıldıkları
mahkemece tutuklandı.
Uç sporcu da aşm
r Vaftarafi t. Sayfada
ile saat 03.00*16 Avcılar'da tavuk
yüklü bir kamyona carptı. Mu-
hammed aynı yerde bir kaza da-
ha gecirmişti.
Yeni yılı arkadaşlannın evin-
de geçiren Beşiktaş'ın bayan
basketbolculanndan Sabire öz-
can ve Pervin Aydın sabah saat
05.00'te evlerine dönmek üzere
yola çıktılar. Pervin aydın'ın
kullandığı otomobil aşın hız yü-
zünden Bebek'te denize uçtu.
Pervin Aydın, denize uçan oto-
mobilden çıkmayı basanrken
Sabire Özcan ise 21 yaşında ya-
şama veda etti.
MEKTUPLARLA KÖY ENSltTÜSÜ
Y1LLARI
t.Hakkı Tonguç
20.000 lira (KDV içinde)
Çagdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
ödemeti gö.derilroeı.
serden ölümüne evet demekle
aynı anlama geleceğini vurgula-
yan LİMTER-İs Sendikası
Genel Başkanı Emin Babakuş.
geminin Türkiye'de sökülmesi-
nc kesinlikle karşı olduklarını
açıkladı.
Babakuş, gemilerin asbestten
temizlenmesi konusunda Avru-
pa ve Amcrika'da çok daha gc-
lişkin tcknolojilcr bulunmasına
karşın sökümün asbesl sökümü
konusunda hiçbir teknolojiyc
ve bilgj birikimine sahip olma-
yan Türkiye'de yaptınlmaya
çalışıldığına dikkat çckerek
şunlan söyledi:
"Bu bir tcsadüf müdür? Biz-
ler bu gemidc çalışıp ölmeyı
rcddediyoruz. Geminin Tür-
kiye'de sökümünün yapılma-
ması için elimizdcn gclen tüm
çabayı gösterecegiz. Çünkü bu-
rada insan yaşamı sözkonusu-
dur. Türk işçisinin de yaşamı cn
az Amerikan işçisi kadar değcr-
lidir. Çevre Bakanı Sayın Do-
ğancan Akyürek'in asbcsıli
gemi parçalannı elinc yüzüne
sürmesi ve hiçbir zaran olmadı-
ğmı söylemesini şaşkınlıkla
karşıladık. Bugün tüm dünya-
da asbcst birinci dcreccdc kan-
serojen madde olarak kabul
cdilmektedir. Radyasyonlu çay
olayında kimi yöncticilcrin tu-
tumuna benzer birtutumla kar-
şılaşmak bizi üzdü."
Scndika tarafından dağıtılan
bildiridc de "PatronJar bîze ge-
mıdc çahşmak için yüksek ücret
tcklif ediyorlar. Bugün bize
yüksek ücrel teklifcdenler daha
düne kadar ücrctlerimizi bile
ödemeyen aynı patronlar değil
mi? Patronlann teklif eluği hiç-
bir ücrcl hayatımızın bedcli ola-
ma/" denildi.
Gemi Mühendiskri Odası
Gcncl Başkanı Tansel Tımur
da asbcsıli geminin bir an öncc
Amerika'ya geri gönderilmesı
gcrcküğini açıkladı. Günümüz-
dc artık gcmi sanayiindc dc
kanserojen olan bu maddcnin
kullanımından gıderek vazge-
çildiğini vurgulayan Timur,
Çcvrc Bakanı Doğancan Ak-
yürek'in tutumunu eleştirerek,
"İnsanlan yanılttıklan sonra
özür dilcmck hiçbir anlam taşı-
maz Halaya düşülmeyip iş iş-
tcn geçmcdcn haırkelc geçilme-
lidir"dcdi.
Tabip Odası Istanbul Şubcsi
Başkanı Doç. Dr. Zeki Kara-
gülle asbcstin kanserojen mad-
dclcr arasında ilk sıralarda yer
aldığına dikkat çekerck, bu ge-
midc calışacak işçilerin kesin-
Dönemin Başbakanlık müsteşan H.Celal Güzel:
Radyasyon sorumlusu bulunsun
GÜNDÜZİlVtŞtR
Çemobil fadasmm yaşandığı
dönemdc Başbakanhk Mûştcşarh-
ğ) görcvindc bulunan ve "konuş-
ma yasağı'' geuren gcndgenin al-
ünda imzaa bulunan Hasan CdaJ
Güzd, söz konusu gendgcnin hiç
bir yasaklayıa unsur taşımadığını,
"Koordinasyon Gendgesi" icerikb
olduğunu söyledi.
YDP GcndBaşkanı Hasan Ce-
lal GÜ2d, " O dönemde eğcr bir
yanhşhk yapılmışsa siyasi sorum-
lusu başta Sayın Başbakan obnak
üzere tüm Bakanlar Kurulu'dur.
Ben bir bürokrat olarak o dönem-
dc ne siyascten nc de leknik olarak
sorumhıluk sahibi dcğüım" dedi.
Türkiye Atom Enenjsi Ku-
rumu'nun Çemobil faciasıran ya-
şandığı dörîcmdç dogrudan Baş-
bakan Turgui Özal'a bağh cWu-
ğunu beürten Hasan Cela] Güad,
radyasyon konusunda konuşma-
ya yetkiü tek kışryı Cahit Aral ola-
rak üan eden gendgenın Türkiye"-
nin qkan açıandan haariandığını
vurguladı. Güzel, o dönemde baa
dış çevrefcrin Türkiye'ye gitme-
ym, radyasyon lcMkesi var" şek-
Knde hern turizmi hem de ihracao
baltalayxa propoganda yapuklan-
nı behrterek, şunlan söyledi: " Dı-
şandan yapılan bu ısüsmarlar, şu
anda söz konusu cdilen sağhk so-
runlannı kesınlJkJc içcrmryordu.
Hükümet dışandan geien bu yan-
hş propagandalan cngclkmek için
o dönernde Türkiye Radyasyon
Güvenlik Komitcsi'ni kurda
Tek yctkıli olarak da Sanayi ve
Tıcaret Bakanı Cahit Aral'ı görev-
lendirdi. Şu anda lam iccrignu ha-
arlay-amayacağım o gcndgc sadc-
ce Türkiye'nin haksız olarak dışa-
ndakı çıkarian bozulmasın diye
haarlatılmışu. Kesinlüde işin sağ-
hk yönünü örtbas etmeye yönelik
değıkü. Şımdi genelgcnin altmda
madem benim imzam var, konu-
nun muhatabı olarak kendfimi
kabul cdebilirim.''
YDP Gend Başkanı Hasan Ce-
lal Güzd, YÖK Başkanı İhsan
Doğramaa'nın "Devlet içinde
devtet" konumunda olduğunu ,
hükürnete hesap %ermc gibi bir zo-
runhıhığu oimamasına karşm ken-
dısıne Çemobil ile ilgüi yöndtilen
soruya "Benim ağzon mühürluy-
dü" şeklinde bir yanıt vermesine
çok gûidüğünü bebrterek, sözlcrini
şöyfe sûrdurdü:
" Şimd) ünıversiletenmız ne ka-
dar özerk olursa olsun, hiç krmse
özdhkk; de sağhkla ügıb bölüm
başkanlan 'Bu konuda bize cmir
verildi, konuşamadık" gibi gayn
addı gerekçeİerie kendılennı sa-
vunmasınlar. Bu tip gackçdcr, o
sahıslann kesinlikle sorumluluğu-
nu ortadan kaldıramaz. Hatıriar-
sanız o dönemdc bazı biüm adam-
lan bdui döncm çay ve süt içmc-
yin diye uyanda buhınurken,
Türkiye Atom Enenıs Kurumu
Başkanı Cahit Aral da bardakhr
doiusu çay ve süt içcrck bunlara
uyulmarnasıru Btcmışlerd]. Kcza
biam çaylanmız radyasyonlu diye
(anıtıhrken, radyasyondan cn az
bwm kadar etkilcncn İnsjhac'nin
çaylannı içmedc de üflcc olarak ya-
nşıyorduk. Yani kısacaa döncm
karambol dönemiydi."
Başbakanhkian alunda ımzası
bulunan gcndgcyi istcttigini befir-
tcn Hasan Cdal Giizd, o dönem-
de hükümet söecüsü olan vc rad-
yasyondan en çok ctkilencn Rizc
ibnden mjllctvekili şeçilen Mcsut
Yıbnaz'm da "Sus pus olurduğuna
dikkati çckerek, sözterini şöyfe ta-
mamladı:
"Şhndi mcsde bu hasta cocuk-
lann adedi nedir? Gerçekten o fa-
aadan ctkilencn kısiler nn? Hangi
tcdbiralınması lazırnken. ahnmadı
da çocuklar bu dunım düştü gibi
sorulann yanıünın aranmas la-
zon. Şimdi bunlara bilimsd açıkJık
gctırilemıyorsa, kimse suçhı ilan
edilemez. Yok, eğer sağhk yönü,
lurizm vc ihracat gcüri gerekçesiyfe
ıhmaJ cdilmişse sorumlulanran
muüaka butunması gerckir."
Radyasyonda 6
vicdan9
temizliği
• Baştarafi I. Sayfada
vakalannın her türlü tedavileri-
nin devlet tarafından sağlanma-
sına, bu bölgeJerde yasayan In-
sanlanmızın sağlığını korumak
amacıyla, Avrupa Konseyi'nce
oluşturulan 'Büyük doğal ve
teknolojik afetlerin önlenmesi,
etkilerinin giderilraesi ortak
araştırma projesi' çerçevesinde
Çemobil nükleer kazasının etki-
lediği bölgelerde araştırma baş-
latılmasına karar verilmiştir. Bu
amaçla, Trabzon ve Edirne ille-
rimizde radyasyonun insan sağ-
lığına etkilerini araştırma ve iz-
leme merkezlerinin süratle kuru-
larak calışmalara başlanması
kararlaştırümıştır. Bu proje için
gerekli katılım payı 1993 yılı
bütçesine konulmuşturf'
Radyasyonun elkilerini araş-
lırmak amacıyla komisyon
üyelerinin yanı sıra TÜBİTAK
lemsilcilerinin dc bulunacağı
bilimsel bir kurul oluşturulaca-
ğını da kaydcden Bakan Aktu-
na, bu kurulun 1-2 gün içerisin-
dc faaliyctlcrine başlayacağını
bildirdi.
Aktuna, "Trakya ve Karade-
niz bölgelerinde ne lür araşür-
malar yapılacağı" yolundaki
bir soru üzerine ise ilk elapta bu
bölgelcrdeki hastanelerdekı ka-
yıtlann incelencceğini, 1986'da
vücudunda radyasyon ölçümü
yapan sahıslann takibealınaca-
ğını vc 1986 yılından sonra do-
ğan çocuklann tespit edilcrck
izleneceğıni söyledi. Yapılacak
araşürmalar için 100 bin franka
cşdcğer miktarda paranın bül-
çeye konulduğunu hatırlatan
Bakan Aktuna, bilimsel kuru-
lun, Trakya ve Karadeniz dışın-
da, bu bölgeierin ürünlerinin
Hacettepe Sağlık Okulu'ndan
almış olduğum diplomamı
kaybettim. Hükümsüzdür.
ZÜBEYDE GÖKTEPE
gönderildiği merkezlerdc dc
araşürmalar yapacağını bildir-
di.
Aktuna aynca durumu ye-
rinde tespit etmek amacıyla
bugün Karadeniz bölgesinc gi-
deceğini, 2 gün boyunca Trab-
zon ve Rize'deki hastanelcrdc
incelemelerle bulunacağını, va-
tandaşlarla görüşcccgıni de
sözlerinc cklcdı.
öte yandan TMMOB Fizik
Mühendisleri Odası Başkanı
Mustafa Gülcnç, dün yaptığı
yazılı açıklamada, Çcrnobil ka-
zasının elkilcri konusunda va-
tandaşlann sağlıklı ve doğru
bilgilcndirilmcsi amacıyla dcv-
Yasak
• Baftarafi I. Sayfada
Karardan sonra Bakırköy In-
cirli Sineması'nda gösterimde
olan "Temel Içgüdü" filmi, sa-
at 18.45 matinasından itibaren
kaldınldı. Istanbul'da aynca Si-
te, Sinepop, Moda, Şafak-1 si-
nemalarında da gösterimi de-
vam eden fılrnin bu gün kaldı-
nlması bekleniyor.
Özen Filmcilik Yönetim Ku-
rulu Başkanı Mehmet Soyars-
lan, film hakkında abnan karar-
larm adalet kavramına ve ana-
yasanın nıhuna aykın olduğunu
söyleyerek şöyle dedi:
"Yasalann vermiş olduğu bir
hakla, biz de islemlere başladık.
Denetim Kurulu'nda geçen bir
filmi Muzır Kurulu nasıl yasak-
lar? Kültür Bakanlığı'nın denet-
lemekurulundan geçen, işletme
belgesine bağlanan bir filme 60
günlük kanuni süresi içinde ida-
re Mahkemesi'ne dava açıüp,
belgesi iptal edilebilir. İse, Sav-
cılık ve Sulh Ceza Mahkemesi-
nin kanştmlması kuvvetler ça-
tışmasını, yetki karmaşasını
olusturur ve sistemi tıkayan tam
bir kaos yaratırT
lct vc meslck kuruluşlannın bir
calışrna grubu oluşturması ge-
rcktiği göriişünü savundu. Ka-
za sonrasındaki öiçümier, rad-
yasyona bağlı olarak ortaya
çıkan hastalıklara ait verilcr kc-
sin olarak açıklanmadan ilcriye
dönük çalışmalann yapılama-
yacağına dikkat çcken Gülenç,
" Bugünkü lartışma içinde kcn-
dilcrinin vc çocuklannın ne
zaman kanser olacaklan dü-
şüncc vc cndişcsi içinde olan
insanlanmız gerçekçi ve doğru
bilgiler ile aydınlatılmalı, gö-
revlcrini yerine getirmeyenler
varsa ncdenlcn ile tanıülmalı-
dır" dedi.
Mehmel Soyaslan, bu arada
Türkiye'deki sincma vc video
gösterim haklannın şirketlerinc
ait olan "Temel İçgüdü"nün İz-
mir'deki YTR (Yeni Asır Tek-
vizyonu) adlı yerel birTV kana-
lında gösterildiği için dc dava
açacaklannı söyledi. Soyaslan,
500 bin seyirci hedcflcdiklcri vc
sinemalarda gösterimi sürcn
"Temel İçgüdü"
nün.telif hakkı kendilerinde
olmasma karşın televizyonda
mılyonlarca kişiye göstermenin
"sinemalan ortadan kaldır-
mak" düşüncesjyle gerçcklcş-
tirdiğini öne sürdü. Adalel
mekanizmasının da buna yar-
dımcı olduğunu vurgulayan
Soyaslan, "Türk sinemasının
geleceğini yok etmeye çalışan
bir düzen bu" görüşünü savun-
du. Sinemacılann da "zarar-
ziyana neden olan bütün kuru-
luşlara karşı" tazminat davası
açacaklannı beürtti.
"Temel İçgüdü", Muzır Ku-
rulu karannın Emniyel Genel
Müdürlüğü tarafından tüm ille-
rc lelcks gccilerck bıldirildi.
likle kanser riskiyle karşı karşı-
ya kaiacaklannı açıkladı.
SOS Isunbul Çevre Gönül-
lüleri Plalformu da "United
Stales" gcmisinin Türkiyc'dcn
çikanlması için eylcm çağnsın-
da bulundu. Platform tarafın-
dan yapılan yazılı açıklamada,
her zcrresi ölüm saçan gemiyi
onanm gerekçcsiyle Türkiye'ye
getirenlerin halkın yaşamını ve
çcvrcyi hiç saydıklan önc sürül-
dü. SOS Istanbul Çevre Gönül-
lüleri 7 Ocak Perşembe günü
Tuzla İçmeler'de balıkçı motor-
lanyla denize açılarak olayın
kınanacağını açıkladılar.
Doğal HayaU Koruma Der-
ncği de konuya ilişkin hazırla-
dığı basın duyurusunu, dünya-
daki çeşitli çevre örgütlerine ve
Amerikan hükümctine gönder-
di. Demeğin Halkla Tiişkiler
Müdürii Mcltem Altan yıllarca
Amerika'da bekletilip Asbesl
sökümü gcrçcklcştirilmeyen gc-
minin tchlikcli auk olarak dc-
ğerlendirilmesi gerektiğini be-
lirterek, "Büyük bir tehlike
oluşluran gcminin biranöncc
Türk karasulan dışına çıkanl-
ması gerekir. Gemi Asbcst sö-
kümünü Amcrika'da gerçek-
lcştirdikten sonra burada çalış-
ünlmabdır" diye konuştu.
Promosyon
U Baftarafi 1. Sayfada .
da kıyasıya cekişmc var. Ezan
ılanlan almak için radyolar, cs-
nafın kapısını aşındınyor.
Muğla vc çevresinde yayına
başlayan özel radyplann umu-
du ise luristlcr. Onümüzdcki
sczon 3-4 dilde yayın yapmaya
hazırlanan bu radyolar, özellik-
lc çevre konulanna vc caretla
carctta kaplumbağalanna dcği-
neceklcr Muğla il merkczandc-
ki ilk radyo Flash sadcce müzik
yayını yaparken, Hamlc Radyo
ve Şah Radyo, habere ağırlık
vermcye başladılar. Bodrum
bclediycsi de bir radyo kurarak.
on saat yayına başladı. Bundan
esinlencn Marmaris Belediyesi
de radyo kurarak yayına başla-
dı.
Dcnizli'de son üç ay içinde
kurulan özel radyolann sayısı
11 'e ulaştı. Onümüzdcki birkaç
hafta içinde iki radyo daha ya-
yına başlayacak. Bu arada
Cumhuriyei Savcıhğı'nın özel
radyolardan 7'si hakkında Tel-
siz Kanunu'na muhalefet ge-
rekcesiyle açUğı davalar ise
devam ediyor.
Uşak'ta özel radyoya valilık
izin vermeyince Denizlili giri-
şimciler Uşaklılara çağn yaptı-
lar ve radyo istasyonlannı bu-
rada kurmalannı sağladılar.
Muğla'daki 5 radyodan da iki-
sini Dcnizlililer kurdu. Denizli
ve çevresindeki yayın alanını
genişlelmek isteyen girişimcile-
rin hcdefi, önce Ege'de sonra
lüm Türkiye'de yayın yapmak.
Burada "Bizim İller" radyosu
dini yayınlar, "Venüs Radyo"
ve "Ana Radyo" müzik yayı-
nıyla dikkat çekiyor.
Manisa'da art arda kurulan 5
özel radyo kasclçilen iflas ettir-
di. Kasetçiler bar açmaya baş-
ladılar. Bu kentle Manisa Spil,
Manisa Mesir, Manisa FM
canlı açık oturumlara da yer vc-
riyor.
Bahkesir'deki üç özel radyo-
dan en çok ilgı çckeni Radyo
Sev.
Adana'da 4 özel radyo yayı-
nını sürdürüyor. Adana'dan
İzmir'e dek sahil hatünda kuru-
lan radyolann cn büyük umu-
du turistler.
özel radyoya en son kavuşan
iki il Aksaray ve Çorum oldu.
"Aksaray'm Sesi" radyosu mü-
zik yayınına ağırlık verecek.
Çorum'daki "FM 19" ise dcnc-
mc yayınına başladı.
AzerbaycanMa
5okulda
dindersi
ANKARA (ANKA) - Azer-
baycan Eğitim Bakanı Feridun
Çelilov, Azerbaycan okullan-
nın beşine bu yıl bir vakfın rica-
sı üzerine isteğe bağlı olarak din
dersi koyduklannı, bunu zo-
runlu hale getirmeyi düşünme-
diklerini söyledi.
Feridun Çelilov, Öğretmen
Dünyası Dergisi'nde yayımla-
nan söyleşisinde, Azerbaycan
Anayasası'nda dinin okuldan
ayn tutulduğunu bildirdi. Çeli-
lov, "Mecbur etsek arkaandan
lran gclir. Dini, bir bilim gibi
öğretmek lazun ama dini okula
sokarsam ilim olur" diye ko-
nuştu.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Baftarafi 1. Sayfada
Hüseyine Batı silah tekellerinin nasıl silah sattıklarını
bir bir ortaya koyacaklardır Daha bugünden bu araştır-
malar yayimlanıyor.
Bugün Bosna-Hersek'te kullanılan silahların yine Batı
silah tekellerince satıldığı da yakında ortaya çıkar.
12 Eylül öncesı Türkiye'ye sokulan 822 bin silah ve
mılyonlarca merminin onda dokuzunun Batı kaynaklı ol-
ması düşündürücü değil midir?
70'li yıllarda Molla Mustafa Barzani'ye siyasal destek
ve silah veren ABD değil miydi? Bu destek, 1975 yılında-
ki Şatt-ül-Arap' konusundaki Irak ve lran uyuşmazlığı
Cezayir Anlaşması ile son bulunca geri çekilmemiş miy-
di?
Savaşlar, silah tekelleri ve petrol kaynakları arasında-
ki ilişki, ne yazık ki çağımızın gerçeğidir.
Bosna-Hersek'te petrol kaynakları olsaydı, Bat. hiç
bu kadar utanç verici kayıtsızlık içinde kalabilir miydi?
•••
Avrupa da 1 Ocak 1993 günü 'tek pazar' uygulaması-
na geçildi Bu tek pazar, sermaye ve emeğin 'serbest
dolaşım' ilkesine dayanıyor.
Türk yurttaşları.'seröesr dolaşım' ilkesinden yararla-
namıyorlar. AT ülkeleri, Helsinki Sonuç Bildirisi ve Paris
Yasasına karşın Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına vize
üzerine vize koyuyorlar.
Batı, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına bu konuda hiç-
bir güvence sağlamıyor.
Türk müsün?
Avrupa'da ikinci sınıfinsan' statüsündesin...
Batı için Türkiye. 'Körfezsa^a^/'nda 'güvenilir mütte-
fik\ Kıbrıs konusunda işgalci devletW
•••
Kürt milliyetçilerinin çıkardığı 'özgür Gündem' gaze-
tesi, yayın yaşamına adını attığı günden bu yana özellik-
le iki yazarı hedef alıyor.
Bu yazarlardan biri llhan Selçuk, biri de benim.
Cumhuriyet, son zamanlarda dinci Zaman gazetesi,
Kürtçü Özgür Gündem ve büyük tirajlı gazetelerde köşe
kapmış dönek Marksistler tarafından hedef seçildi.
Bu saldınların bir kısmına gülüp geçiyor, bir kısmını
da yanıtlıyoruz.
özgür Gündem gazetesinin ikinci sayfasındaki 'Fo-
rum' köşesinde M. Can Yüce de ikide bir sataşır.
Kim bu M. Can Yüce?
PKK Merkez Komrtesi üyesi. Türk Ceza Yasası'nın
125. maddesinden hükümlü. Suçları arasında polis me-
muru Hamdi özüpek ve kızını öldürtmek de var.
Asıl üzerinde duracağım konu bunlar değil; konu, avu-
katının duruşmada M. Can Yüce hakkındaki görüşleri.
Bakın ne demiş avukatı:
-Müvekkilinin ceza ehliyetinden yoksun olduğunu, du-
ruşmalar boyunca merkez komitesi üyesi olduğunu id-
dia ederek bu yolda muhtelifaçıklamalarda bulunduğu-
nu, müvekkilinin beyanlarının çeliskili ve dosya içeriği-
ne ters düştüğünü, müvekkilinin daha önce hastalık
geçirdiğini; yakalandığı sırada arabadan düşerek beyin
travması geçirdiğini, bu durumun ruh sağlığı üzerinde
olumsuz etki yaptığını... (Diyarbakır Sıkıyönetim Komu-
tanlığı 2 No'lu Askeri Mahkemesi 25.4.1984 gün ve
1983/34 sayılı gerekçeli karar, s: 365).
Yüce, gerçekten ruh hastası mıdır? Bunu benim bil-
meme olanak yok, bu konuyu avukatına sormak gerekir.
Gerçekten hastaysa kendisine 'ac/7s7fa/aA-'dilerim...
Özel radyolar tarüşıldı
fc
ÂntenIere takdmış dkkotek
9
ANKARA (Corahuriyel Bü-
rosu) — Hızla çoğalan özel rad-
yolar, tartışma konusu olmaya
devam ediyor. Yaptıklan tek tip
yakınlarla iletisimcilerin tepki-
sini toplayan özelradyolann ya-
yın içerikleri, ODTÜ İşletme
Topluluğu'nun düzenlediği pa-
nelde de "çok kanallı tek
seslilik" olarak nitelendi.
Prof. Dr. Raşit Kaya'nın otu-
rum başkanhgını yaptığı pane-
le davetli olmalanna karşın, özel
radyolardan yalnızca Ankara
Büyükşehir Belediyesi'nin rad-
yosu olan Radyo Anki temsilci-
si katıldı. Panele Ankara Üni-
versitesi lletisim Fakültesi öğre-
tim Görevlisi Ahmet Çiftçi ile
Radyo Anki temsilcisi Ahmet
Tümel katıldı.
özel radyolann, bilgi verme
işlevinin ikinci plana atıldığı ve
sadecemüzikyayını yaptığına
dikkat çekilen panelde konuşan
Rıfat Aras, bu radyoları "Ante-
ne takılmış diskotekler" olarak
niteledi. Yasal boşluktan yarar-
lanaraka, "doğan" radyolann
çok seslilik yerine "çok kanallı
tek seslilik" getirdiğini savunan
Aras.Türkiye'de henüzradyoiş-
letmecileriyle hukukçulann bir
araya gelemediğine değidi. Be-
lediye radyolan örneğini de eleş-
tiren Aras, bu kuruluşlann, be-
lediye başkanlannın propagan-
dasını yapan örgütler olarak de-
ğil, kent sorunlarına ve kentli-
lik bilincine dayalı programlar
üreten kuruluşlar olması gerek-
tiğini söyledi.
ARADA BİR
• Baftarafi 2. Sayfada
e) Bu yasayla öngörülen yüksek kurula, yönetim kuru-
luna, bilim kurullarına ve yürütme kurullarına seçilecek
üyelerle, bağlı kuruluşlann başkanlan için Devlet Me-
murlan Yasası'nda belirtilen yaş sının aranmaz. (Ge-
rekçe Türk Dil ve Tarih kurumlan maddeden ayıklana-
rak yeniden yazıma gidilmiştir.)
Madde 4.99. maddenin (c) ve (d) bölümleri kaldınlmış-
tır. (Gerekçe: TDK ile TTK'nın gelir kaynakları kendi tü-
züklerinde yer alacağından bu bölümlere gerek yoktur.)
Madde 5. 106. maddenin (b) bölümü şöyle değiştiril-
miştir.
Madde 106/b) uygulama ve bilim kollarında yer alan
yarkurullann oluşturulması ve çalışma ilkeleri (Gerek-
çe: Türk Tarih Kurumu bu bölümden çıkanlmıştır.)
Geçici madde 1: Türk Dil ve Türk Tarih kurumlan 17.8.
1983 günü yürürlükte olan tüzüklerirte göre ilk genel ku-
rullarını, bu yasanın yürürlüğe girmesini izleyen altmış
gün içinde yaparlar. Bunun için bu kurumların yaşayan
yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir toplantı yürütme
kurulu oluşturulur. Toplantı kurullarının hazırladığt üye
çizelgesi Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne verilir.
Bu üye çizelgesi Ankara adalet yapısında askıya çıkarı-
lır ve Resmi Gazete'de yayımlanır. Itirazlar on gün için-
de karara bağlanır. Toplantı yürütme kurulunu en yaşlı
üye temsil eder ve genel kurulu da açar.
Geçici madde 2. Türk Dil ve Tarih Kurumu çalışanları
isterlerse kamu görevlisi olurlar, isteıierse bu kurum-
larda çalışırlar.
Madde 6. Yasa yayımı günü yürürlüğe girer.
Madde 7. Yasayı, Bakanlar Kurulu yürütür.
Böyle bir yasa önerisini TBMM Başkanlığı'na suna-
cak bir milletvekili herhalde bulunabilecektir. Ancak "hü-
kümet" öneriye kanlmazsa öneri yaşalaşmada gecikir.
Bu bakımdan "yasakların üzerinde oturamadık" diyen
Bakanlar Kurulu Başkanı kendisi bir tasarıyı yasama
kurumuna göndermelidir. 12 Eylül'ün çizmeleri altından
Atatürk'ün kurumlarını kurtarmayan hükümet demokra-
tikleşmeden söz açamaz. Ancak özellikle Türk Dil Ku-
rumu'nuaçmakkimietkin huffaşlarıngözlerinirencide
edecek ziya olacağından hükümet bize bu utana yaşat-
mada özüriü olamaz. Türk aydınlanma kurumlarını öz-
gürleştiremeyen yasama ve yürütme kurumlan demok-
ratiklikte sınıfı geçemezler. Ulusumuzun kurtancısının
kalıtını yol kesicilerin saldırısından kurtarmadığımız sû-
rece bağışlanmaz bir utanç içinde olacağız.