27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24OCAK1993PAZAR PAZARKONUĞU Atlantik Plakçılık'ın sahibiAhmet Ertegün, Ender Uslu'nunsanat, spor, siyaset veBodtum'la ilgilisorularınıyanıtladı 'ABD'de yaşıyoruz,ancakTürkiye'ye çok yakınız'- Aılantik Plak, Wamer Brothers ve Cosmos futhol takımından tanıyoruz sı:ı. Ayrıcu, ABD'deki Türk lobısinin de en öndegelen isimlerinden birisiniz. Şimdi size şunu sormak istivorum: Yazlık olarak neden Bodrum'u seçtı- ni:.' - Ben ve eşım, bundan aşağı yukan 22-23 yıl önce Türkiye'de bir evııniz olmasmı istedik. Bu evi istememizin sebebı Türkiye'de dostlanmıa ağırla- maktı. Biz New York'ta oturuyoruz. Londrada ve Paris'te deevimiz var. Dostlanmıan kendi memleketlerinde muazzam evlen. şatolan var. Bütün ahbaplannı, dostlannı davet ediyor- lar. Ben New York'ta yaşayan bir Türk olarak bizim bütün çevremizde- kı insanlan Türkiye'ye çağırmak isti- yordum. Ama burada bir evimiz yok- tu. Yalnız, aılemizin Ankara'da ve İstanbul'da bir ıki apartmanı var. Fa- kat ben Türkiye'de hiç yaşamadım. İkı yaşımdayken, babam Atatürk'- ün hukuk müşaviriydi; babamı büyü- kelçı olarak Cenevre'ye gönderdi. O zaman Societe des Nations, yani Bir- leşmış Milletler'in kuruluşundan önce yapılan İsviçre'deki Internatio- nal Societe'ye Türk temsilci olarak Londra'ya. oradan da VVashington'a CITIMII fcHilıt(|Bi|lr Yeni televizyon kanailan açıldıkça, daha çok rekabet veondan dolayı daha iyi programlar olacak. Radyolar da aynı şekilde. InşalJah önümüzdeki yıllarda bizim gazeteler de biraz iyileşir, birazdaha haber verirler. Sansasyonel, mühim olmayan olaylan unutup, dünyada neler olduğunu da anlayabiliriz. atandı. Onun için biz hiç Türkiye'de yaşamadık. Ben de Türkçemi Avru- pa'da öğrendim. Eşim Mika'yla bera- ber bütün Türkiye'yi oıomobille gez- dik. Birçok yerlere gittik. Daha çok denız kenannda, güzel bir yerde, yazın dostlanmızı çağırabileceğimiz bir yer aradık. Antalya'ya Side'ye, Alanya'va gittik. Otomobille deniz kenanndaki bütün köyleri dolaştık ve doğrusu hiç hoşumuza gidea bir yer bulamadık. Artık Islanbul'a döne- cektik -ki, ben "Burada, birkaç kişi- den duydum. Entelektüellenn filan gıttiğı bir köy varmış. Adı Bodrum'- muş. Bir de oraya gidelim" dedim. Hakıkaten çok sakin, hoş, açık ve fe- rah bir yer. Sokakta yürüyorduk, bir ev gördük. Bu, on dokuzuncu asır İngiliz haritaiannda Ağa'nın Konağı olarak gözüküyor. Evin yalnızduvar- lan kalmış. Biraralık binien burasını kiralarruş. Eros Disko olarak da işlet- mişJer. Güzel bir bahçesi vardı arkas- nda. Ama her yaru otlar sarmıştı. Bir- kaç da güzel ağaç vardı. Limon ve portakal ağaçlan filan... Burasını ahp restore etmeye karar verdik. Ve bu restorasyon için epey çahşuk. Eşim Mika. dünyaca tanınmış bir tasanma ve iç mimardır. Eski şeylerle ilgili bir insan. Evin restorasyonu için Os- manlı mimarisini iyi bilen bir mimar bulduk. Bu zat Turgut Cansever'di. Ve Turgut Bey hakikaten filozof bir adam. Aynı zamanda tarihi iyi bilen, Bodnım mimarisini çok iyi anlayan bir adam. Bu evi dış görünüşüyle eski haline getirdi. Bu restorasyonda Ağa Han ödülünü aldık. Bu bizim için bü- yük şereftir. - Bir şev daha sormak istivorum. On dört kişiyi bir anda ağırlayabilecek bû- yüklükte bir eve sahipsiniz ve birçok konuğunuzu burada ağırlıyorsunuz. Örneğin Nureyev de geldi... - Evet, Nureyev birkaç defa geJdi... - Konuklarvuz memnun kaldılar mı? Bodnım 'la ügili izlenimleri neydi? - Şimdiye kadar Bodnım'a gelip de Bodrum'u sevmeyen kimseye rast- tamadım. Bu sene mesela Enzo Brian, İrlanda'run en meşhur roman yazan, beş altı gün geçirdi burada. Dedi ki, "Irlanda'dakı sihri başka yerde bula- bileceğimı zannetmiyordum." Bize birçok sanatçı geliyor tabii. Geçen sene Michael Douglas, Michael Cai- • Türkiye için biraz lobicilik yapıyorum. Ama ABD'deki birçok Türk işadamı, Türkiye için benim kadar, hatta benden fazla çalışıyor. Bunlann başında Jak Kamhi geliyor. Onun Amerika'daki gücü çok muazzam; çok yakın dostlan var. Aynj zamanda Selahattin Beyazıt, Nejat Eczacıbaşı, Rahmi Koç veaüesi... Bunlann hepsi çok çahşıyorlar Türkjye ile Amerika arasındaki dostluk için. ki dostluk için. Ben Amerikan-Türk Dostluk Der neği'nin başkanıyım. Aynı zamanda geçen yıl Amerika'da. İspanyadan gelen Sefarad Yahudilerinin beş yü- züncü yıldönümüydü. Ben de Ameri- ka'da o derneğin başkanıyim. Biz ta- bii Amerika'da oturmamıza rağmen, Türkiye'ye de çok yakın hıssediyonız kendimizi. - Türkiye'nin dısarıdan görünüşü nasıl? futbol merakhsıdır. Hatta Meksika'- ya verilen Dünya Kupası'nı biz iste- miştik. En sonunda başardık. 1994'te Dünya Kupası Amerika'da olacak. Ben de onun kurucu komisyon üyesi- yim. Sanıyorum çok başanü olacağız. Şimdiye kadarkı en çok sükse yapan kupa olacak. Çünkü Amerika'da her şey çok gelişmiş. Yani televizyon, her türlü otel ve her türlü örgüt bakımın- dan da. teknolojik bakımdan da çok ileriyiz. "Bodnım'a ilk geidiğiın zaman, burası yazar, şair ve ressamlann kaldığı küçük bir balıkçı köyû, ayıu zamanda da tarihi bir yerdi. Bu özelliğini kaybettirmemeye çalıştığımız halde, Bodnım popüler oldukça işimiz güçleşiyor. Ama gerçekte Bodnım'un ruiıu var. Bu apayn bir şey. Burası ne Kuşadası, ne Antalva ne de başka yerlere benziyor. Bodnnıı'ıuı başka özeüiği var." ne geldi. Ondan sonra Mick Jagger birkaç defa geldi. Prenses Margaret, Prens Charles geldi. Fakat onlardan daha mühimi, mesela Gerome Rob- bins... Amerika'nın, belki dünyanın en büyük koregrafı. Ondan sonra Stavros Niarkos gibi büyük bir işadamı, yazar John Ric- hardson... Picasso'nun hayatı üzerine üç ciltlik bir biyografîsi var. îlk cildi yeni çıktı. Bu. Picasso'nun hayatıyla ilgili yazılmış en önemli kitap. Bize gelenler arasında, aynı zaman- da birçok önde gelen Amerikalı Kongre üyesi var. Ben Türkiye için biraz lobicilik yapıyorum. Ama ABD'deki birçok türk işadamı, Tür- kiye için benim kadar, hatta benden fazla çalışıyor. Bunlann başında Jak Kamhi geliyor. Onun Amerika'daki gücü çok muazzam: çok yakın dost- lan var. Aynı zamanda Selahattin Be- yazıt, Nejat Eczacıbaşı, Rahmi Koç ve ailesi... Bunlann hepsi çok çahşı- yorlar Türkiye ile Amerika arasında- - Türkiye yavaş yavâş bütün dün- yada yeni bir imaj kazandı. Hele bu son on yılda. Turgut Özal bu memle- keti dışa açtı. Ben ne Amerikan politi- kası ne Tûrk politikasıyla ilgiliyım. Çünkü benim görevim Türkiye ve Amerika'nın. her zaman aralannın iyi olmasmı sağlamak. Bunu yap- mam için tarafsız olmam lazım. Ben- ce Türkiye'de çok büyük liderlerimiz var. Yalnız Turgut Bey değil; Süley- man Demirel veînönü. Bunlarkendi- lerini memlekete veren insanlar. Doğ- ru düşünen insanlar... Biüyor musu- nuz. bizim problemlerimiz politik de- ğjl. ekonomik. - Biraz da spordan söz edelim ister- seniz. Sizin özellikle/utbola ilginizibi- liyoruz. Bu daldaki çalısmalarıniz nasıl? - Biz 1980'li yıllardan beri Ameri- ka'ya Dünya Kupasfru getirmeye çalışıyorduk. Bunu yapmak için ağa- beyimle beraber. Henry Kissinger'ı da ekibımize aldık. Kissinger büyük - Sizin bir de Cosmos adlı futbol lakımmız vardı... - Cosmos kaimadı artık. Lig kal- madı. I982'de lig büsbütün iflas etti. Profesyonel ligyok artık Amerika'da. Onun için amatörlerle oynuyoruz. Ama geçen yıj Amerikan takımıyla İstanbul'a geldim. Türkiye ile çok gü- zel bir maç yaptık. Herkes çok mem- nundu; berabere kaldık. Romanya'yı yendik Romanya'da. Takım fena takım değil. Yalnız yazlan bütün ele- manlar geliyor ve 1994'e kadar inşal- lah bizim Amerikan takımı da kuv- vetli bir takım olacak. Tabii biz ev sahibi oiduğumuz için bir de eski şampiyon Almanya, oto- matikman finale giriyoruz. AJmanya ve Amerika nasıl olsa bu 24 takım arasında olacak. Diğer 22 takımın hangısi olacağı daha belli değil. - Ste çok sorulmuşıur. "Nasıl baş- ladınız" diye. Eğer bu sorudan artık gma gelmediyse, bize de anlatır mısmı:? Türkiye den Amerika 'ya göç nasıl oldu? Orada nasıl başladınız, ne- reden nereye geldiniz? - Ben küçükken hep Avrupa'da büyüdüm. Ağabeyim entelektüel bir gençti. Paris'te uzun zaman Sorbon Universitesi'ne gitti ve orada birçok önemli kişiyie dost oldu. Andre Bre- ton'la dostluğu vardı, birçok Paris en- telektüeliyle de... O zaman, 1935-36 yıllannda, Fransa'da, Amerikan cazı- na karşı büyük ilgi duyuluyordu. Amerikan siyah cazı üzerine, ilk önemli kitaplar 1934'te çıktı. Ondan sonra ressafiı Delone'nin oğlu Char- les Delone, ilk disko grafıği yaptı caz üzerine. Ve ben 1932-33 senelerinde Londra'dayken, ağabeyim beni Pal- ladium'a götürdü. Orada Duke El- lington'ın ve Cape CaJvane'ın orkest- ralannı gördüm; caza merakım böyle başladı. - Aüenizde müziğe meraklı olan başkaları da var mıydı? - Annem müziğe çok meraklıydı ve çok iyi piyano çalardı. Oysa hiç ders almamıştı, ama her nasılsa piyanoda her şeyi çalabiürdı. Aynı zamanda ut, gitar gibi sazlan çalardı ve bizim evde bütün yeni plaklar mevcuttu. Yani bütün yeni çıkan popüler plaklar. Annem, Münir Nurettin'in plaklannı filan da getirtirdi. Ama aynı zamanda Louis Armstrong, Maurice Chevali- er, Josephine Baker gibi sanatcılann bütün plakJan bizim evde vardı. - Babanız Münir Ertegün 'ü anlatır mısınız? - Babam gerçekten bize önemli şey- ler öğrettı. Yani. biz küçükken, hep sefaretlerde büyüdük. Sefaretler, tabii büyük binalar, şoförler, limuzinler... Ama babam derdi ki, fazla su akıtma, duş yaptığın zaman elektriği söndür! "Niçin?" derdım ben, "Çünkü bu si- zin sarfettiğiniz paralar, Türkiye'nin fakir köylüsünün. bütün gün çalıştık- tan ve gûnün sonunda ekmeğinin ya- nsını kesip hükümete vermesiyle toplanıyor. Onun için yanm ekmek yiyor. O yanm ekmek Ankara'ya gi- dip sana geliyor; sen de burada adamın yanm ekmeğiyle bu duşu yapıyorsun" derdi. Bunu bize çok küçükken öğretti ki, biz, büyükelçi çocuklan olarak fazla şımarmayalım diye. Çünkü memleke- tini çok seven bir insandı. Bütün ha- yatını Türk halkına verdı... O bize fel- sefe öğretti; çünkü bü)oik bir filozof- tu. Bunlar, hepimiz için çok mühim derslerdi... Annem de bize müzık sevgisi aşı- ladı. Bizdeki müzik sevgisi, hep an- nemden geliyor. Babam öldükten sonra annem ve kızkardeşim Tûrkiye'ye döndü. Ben hâlâ doktora yapmak için çalışıyor- dum. -Peki, Wamer Brothers ile ilişkileri- niz nasıl başladı 7 -1968 senesinde Atlantik'i, Warner Brothers Şirketi'ne sattık. Karşıhklı bir de sözleşme imzaladık. Öyle bir sözleşmeydi ki bu, kazanan büyük kısmı. o zamandan beri bize geliyor. Çok iyi şartlar alünda çalışıyoruz ve çok memnunuz.... Ağabeyim, VVamer Bros'un Ame- rika dışındaki şırketlenain başkanı oldu. Ben Atlantik'i devam ettiriyorum hâlâ... Bizim grup. dünyanın en büyük plak şirketi oldu. İkr tane büyük şir- ket var. Biri bizimki, öteki de eskiden CBS olan şırket. Şimdi Sony toplulu- ğu içınde yer alıyor bu şirket... - Sizin plaklaruıı yaptığınız ve lanse ettiğiniz sanatçılar kimler? - Bunlann arasında Ray Charles, Aretha Frankün. Otis Reading, Bobby Darrin, Sony and Cher, Bette Midler, Led Zeppeİın, Eric Clapton, Rolling Stones, Mick Jagger, Phill Collins, Genessis gibi. birçok tanınmış sanatçı ve topluluk var. Böyle yüzlerce önemli sanatçı keşfet- tik. Yeni isimleri söylemiyorum, çün- kü burada daha tanınrruyorlar. Ama çok daha yeni artistlerimiz var. - Türkiye'de de önemli sanatçı- larımız var kesfedilmeyi bekleyen. On- lar ilginizi çekmiyor mu? - Biüyor musunuz, siz evi gezerken ben Herald Tribune okuyordum. Clıarles Aznavour hakkında bir ma- kale vardı. Bundan yıllar önce ben birçok yabana sanatçıyı lanse etmeye çahştım. Aralannda Mireille Mathi- eu, Charles Aznavour da vardı. Ame- rika'da hiçbir yabana sanatçı tutul- muyor. Bana sık sık "Niçin bir Türk sanatçıyı Amerika'da tanıtmıyorsu- K«yltaü yana dOMÜ Babam bir filozoftu ve memleketini çok severdi. Derdi ki, "Fazla su akıtma. duş yaptığın zaman elektriği söndür!" Sorardım ben niçin diye. Cevabı şöyleolurdu: "Çünkü bu sizin sarfettiğiniz paralar, Türkiye'nin fakir köylüsünün, bütün gün çalıştıktan vegünün sonunda ekmeğinin yansmı kesip hükümete vermesiyie toplanıyor." nuz?" diye soruyorlar. Türk değil, İtalyan sanatçı bileyok Amerika'da... Fransız sanatçı yok. Yalnız İngilizce konuşulan memleketlerden sanatçı geliyor. Yani Avustralyalı, İngiliz, Kanadalılar var. Yalnız ıngilizce ko- nuşulan memleketlerden. Çünkü Amerika'da, çok Amerikan tarzı ol- ması lazım. Amerikah olmazsanız ve fngilizce anadılinız değilse, işiniz çok Çokgüç. Şimdi Amerika'da birkaç Türk müzisyen var. Bunlara Türk müzis- yen diyoruz, ama bunlar Amerika!da doğmuş Türk asıllılar. Rock'n roll da çalışan birçok yapıma, davulcu, şarkıa var. Bunlar, ancak analan ya da büyü- kanneleri, büyük babalan Türk olan gençler. Fakat aralanndan şimdiye kadar büyük bir yıldız çıkmadı. Ame- rika'da zaten, diğer ülkelerde yetişip gelmiş sanatçılardan, Maurice Che- vaüer zamanından beri kimse çıkmadı. örneğin Julio Iglesias dünyada en popüler, plaklan en çok satan sa- natçılardan biri. Amerika'da o kadar büyük bir ünü yok. Amerika'da, an- cak İspanyolca konuşanlar alıyor plaklannı. TAŞÇI EMLAK "Gayrimenkulde güven" Gayrimenkullerinizi satmak istiyorsanız Cankaya, Gaziosmanpasa, Kavaklıdere, Ayrancı, Kızılay, Bahçeli'den daire, arsa, villa, büro, apartman, otel işhanı, mağazalannızı bildiriniz. Saygılanmızla... Emlak Müşaviri Ş. Adem Yavuz Sok. 16/19 Kızılay-ANKARA •Tel: 425 04 96-417 47 43-417 48 29-417 47 81 «Fajc; 418 24 90 TEŞEKKÜR Annemin rahatsızhğına zamanında teşhis koyan ve başanlı tedavisi ile kısa sürede sağhğına kavuşturan değerli dost ve büyük insan Doç. Dr. MEHMET SlMGUR'a (psikiatrist) yürek dolusu teşekkürlerimi sunanm. Av. E.MÜSLÜM ÖZCAN Askerî Yargıtay CMUK'tan bozdu ERCİYESÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Rektörlüğümüze baglı FEN, SAĞLIK vc SOSYAL BlÜMLER ENSTİTÜLERİNE. 1992-1993 Eğılım-öğro- lım Yılı "BAHAR" yanyılında aşağıda belirtiten programlara sınavla lisansüstü öğrencileri alınacaktır öğrenci almacak programlar. kontenjanlar ve adaylarda aranılacak şartlar ile sınava gırmek islediklerini belırten başvunı dilckcesi ekındc aşağıda bdırtılcn bclgclcrte ilgili enstitü müdürlüklenne şahsen müracaal etmelen gerekmekledır. YtKSEK ÜSANS 10 10 5 IS 10 DOKTORA 5 5 5 S EMSTrrO PROCRAM FENBİLİMLERİ MAKİNA KİMYA MATEMATİK ELEKTRONİK BİLGİSAYARDESTEKLİ TASARIMÜRETİMVE PROGRAMC1L1K SAĞLIK BİLİMLERİ MORFOLOJİANABİLİMDALI - - a-HİSTOLOJİ-EMBRlYOLOJİ - ' 3 b-ANATOMİ - 3 SOSYAL BİLİMLER TEFSİR - 5 KELAM - . 4 MEZHEPLERTARİHİ . - 3 İSLAMHUKUKU -, 3 DİNSOSYOLOJlSİ - 3 DİNLERTARİHl - i DİNEĞİTİMİ • - 3 TÜRKDİLİ ' - 5 HALK EDEBİYATI - , 5 CENELTÜRKTARİHİ ' - 2 YENİÇAĞ TARİHİ - 2 CUMHURİYETTARİHİ - 2 BAŞVXIRACAK ADAYLARDAN JSTENECEK BELGELER 1- Başvurmak ıslcğı programi belirıcn dilckçe. 2- Yükscklısania başvuranlar için lısans, dokloraya bajvuranlar kpn yükscklisans mczuniyel belgesı veya onaylı folokopısi. V Yûkseklısansa başvuranlar için lisans. doktoraya havşuranlar tçin lisans ve yükseklisans programlannda gör- dukleri derslen ve noı ortalamasını gösteren belge. 4- ÖTgeçmış 5- Bir ade( vesikalık fotoğraf ı SINAVTARlHLF.Rİ Yabancı Dıl Sınavı (LX)KTORA) 15.02 1993 Pazarlcsisaal 10.00'da Bılım Sınavı 16.02 1993 Salı saal: 10.00'da Başvurv tarihi Aıiaylann «>r müracaal Larih) olan 12.02.1993 saat. 17.00'ye kadar enstitü müdürlüklenne şahsen aday kaydı yaplırmaları gerekır Posla ile yapılan tuşvurular kabul edılmeyecekıir. DUYURL'LUR Baan 17981 YAŞANANLARDAN İZLER- İZLEMMLER Kâzım Yenice 20.000 lira(KDViçinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğtu-tstanbul Ödemelı goaderiJmez. GÖK^ELPOLAT ANKARA-Askcri Yargıtay Daireler Kurulu, Şentepe Dev- Yol Davası'nda yargılanan ve 1978 yılındaki bir banka soygu- na kaüldıklan gerekçesiyle ömürboyu ağır hapis cezaana çarpUnlan iki sanık hakkında. CMUK hükümlcrini uygu- layarak, Ankara I nolu sıkıyö- netim askeri mahkemesinin karannı bozdu. Daireler kurulu, bu sanıklar- la ilgili daha önce verdiğı karar- da; sanıklardan birinin banka soygununa silahlı olarak katıl- dığını kabul elmişü. Şimdi isc. bu karanndan dönerck, CMUK1a getirilen yeni düzen- leme karşısında, öncelikle sa- nıklann emniyet ifadelennin özgür ıradeyc dayanıp dayan- madığını incclcdi ve daha önce banka soygununa silahlı olarak katıldığıni kabul cttiğı sanığın. ifadcsini özgür ıradcsı altında vermediği gerekçesiyle. yerel mahkcmc karunnı bozdu ve bu suçtan beraaiine karar verilme- sini isledi. Kararda. "her yeni usul ka- nununun. ö/clliklc kamu düzc- nini ilgilcndirmcsi vc karinc olarak da sanık lchınc olacağı ncdcniylc. gcçmiştckı ışlemlere dc 'davanın dcrdcst olması ko- şuluyla' uyguUınacağı "yani. makablinc şamil olacağı' kabul cdilmiştır "dcnildı. Askcn Yargıtay Darreler Kurulunun. CMUK'ta degi- şiklik yapan 3842 sayılı yasanın yürürlüğc jîirdiği 1 aralık 1992 GİDERAYAK Y4ŞARKEN Vedat Günyol 20.000 lıra (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbut Ödemeli gonderilmcz. ROMAN VE \AZARLIK ONURU Samim Kocagöz 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödemeli gönderilmez. PUŞÜNÜYORUM ÖYLEYSEVURUN bhan Selçuk 2). bajı 20.0fX) lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul İS.O. tSTANBUL ŞANAYİ ODASI ISO-9000STANDÂRTLARI İLE İLGİLİ UYGULAMALIÇALIŞMALAR ISO-9000 serisi kalite gûvence sistemleri konusuyla ilgili oiarak, 1993 yıhnda uygulamaya yönelik çalışrnalara ağırlık verilmesi ve bunlann ön plana çıkanlmasj odamızca öngörülmûştür. öncelikle etektronik, kimya ve konfeksıyon sanayiıne mensup firmalarda, kalite güvencesi sistemirun kurulması için "Claude Te- tard, Roland Lanzarone, Pıerre Poisson ve Jaojues L.Fertın" iamJi Fransız uzmanlann kaulımıyla 26 Ocak 1993 tarihinden iubaren 3 hafta süreylegerek bu sektörlerin sorunlannın tarlışılacağı grupçahş- malan, gerekse istekte buiunacak firmalann işyerterinde Fransu uzmanlarca ISO-9001, 9002, 9003 standarüan ile ilgili eksperüzler yapüacakur. Bu programın uygulanmasına ilişkin olarak 25 Ocak 1993 günü saat 09.30-12.30/13.30-17.30 saatleri arasında Odakule binamızın konferans saJonunda bir ön (oplanü yapılacak ve burada en son geliş- melerin ışığı alünda, daha sonraki günlerde yapılacak çalışmalar ve eksperüzfcıie ilgili aynnüh bilgi verilecekür. Daha sonra, 26-29 Ocak 1993 tarihleri arasında Meşrutiyct Cad. No. 118 adresindekı ana binamızın 3. kaundaki toplanu salonunda 09.30-12.30/13.30-17.30 saatleri arasında yukanda bahsedilen sanayı dallannın sorunlannın tartışılıp çözümlerinın bulunmasına yönelik grup çalışmalan, toplanülann verimı açısından Ingilizce olarak yapı- iacakur Bu itibarla, söz konusu toplanulara katılmak, aynca Fransız uz- manlann işyerinizde ISO-9001, 9002, 9003 standartlan ile ilgili eks- pertiz (AUDIT) yapmalannı istediğınız takdirde katılımcıların isim- leri ile ekspertiz lalebinızın odamız kalite ve standanlar subesine faksla (251 30 87 - 249 39 63 - 245 50 22) bildinlmesini önemle rica edenz. İSTANBUL SAN AYİ ODASI Basın: 17963 larihindcn 10 gün sonra aldığı ve henüz kesinleşmeyen davala- n doğrudan ilgilendiren içtihat karannda, sanıklardan Ferit Murat Cankoçak'ın Ziraat Bankası Akay şubesi soygunu- na silahlı olarak kauıdığınııı, itiraz üzerine daireler kurulun- da daha önce yapılan inceleme- de sabit görüldüğü anımsatıla- rak şöyle denildi: "Daireler kurulunun bu ko- nudaki karan, kural olarak bağlayıa nitelikte olmakla be- raber, 3842 sayılı yasanın 13. maddesiyle CMUK'a eklenen 135/a maddesi hükmü karşısın- da, bu sanık ve diğer sanık Ccmal Akın ile ilgili sübut delil- lerinin ve özellikle ikrarlannın yasada men edilen yöntemlerle elde edilip edılmediği hususu- nun ıncelenmesi gerekecegi kabul edilmiştır." Yerel mahkemenın, gerek önceki mahkumiyet ve gerekse direnme hükmünde, sanığın sonradan kabul etmediğı emni- yet ifadesınin diğer buigularla birlikte değerlendirilerek mah- kumiyet hükmüne dayanak yapıldıgı belirtelen daireler ku- rulu karannda şu görüşe yer verildi: "CMUK'un 135/a maddesi- ne göre. yasaca yasaklanmış yöntemlerlc elde edilen ifadeler, sanığın nzası olsa dahi' delil olarak değerJendiriJemez. Ta- bip raporuna göre, olaydan 8 gün sonra emniyetce ifadesi alı- nan sanığın vücudunda; kendi- sine 'bedensel cebir ve şiddet' uygulandığına dair iz ve bulgu- lar yer almaktadır. Bu durum- da, anılan yasa hükmü gereği, zora dayah olduğu anlaşılan emniyet ifadesınin sübut delili olarak kabulü mümkün görül- memışüT.y ' Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, bu gerekçeyle sanık Ferit Murat Cankoçak hakkın- da bu suçtan beraat karan ve- rilmesini, örgüt üyelıği suçunun ise, TCK'run 168. maddesi kap- samında değerlendirilerek, ye- niden mahkumiyet hükmü ve- rilmesi gereküğinj belirtti. Diğer sanık Cemal Akın hak- kında da dört eylemi sabit gör- njedi ve bu eylemlerden beraat karan verilmesi gerektiğini be- lirterek, sabit görülen üç eyle- minden dolayı yeniden değer- lendirme yapılmasını istedi. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nun bu karanna, üye hakim albay Meün Tüzün, üye hakim albay Muhteşem Saya- şan karşı oy kullandılar. Üye hakim albay Güner Bozkurk ise, gerekçeye muhalif kaldı. Peııtagonla Iııcirlik krizi UBaştarafil.Sayfâda Türkiye'nin münefîklerin ope- rasyon isteğini askıya almtş ol- ma karanna bağlıyorlar. Gü- neydeki bütün füzeterin temiz- ieıimiş olmasma karşıo, kuzeyde Irak'ın yeni kışkırtmalara gir- mesinin Türk hükümetinin müt- tefiklerin tstedigı operasyon için henüz "evet" dememesine bağla- nıyor. Hükümet kaynakJarı, Kuzey Irak'ta Bagdat yönerjminin 25 radar kilitlcmesi yaptığmL, bun- lardan sadece sekizine karşı meşnı müdafaa hakkmın kulla- mlmış oMuğuna dikkat cekerek, sıkı kontrol altında olan mütte- fiklerin zaman, zaman "eüerinin ve kollannın" bağlandığmı bikii- riyoriar. Sekiz meşnı müdafaa hakkm- dan çoğunluğunun HARM fûze- leri tarafından yapüması da meşnı müdafaa hakkmın kıdla- nıMığmın kanıtı olarak gösterili- yor. Çünkü, HARM fuzeleri ancak atrfmış uçaksavar füzeie- rinin i/Jerini takip ederek bu fü- zeieri imha ediyor. Başka bir deyişle, HARM fuzeleri yerde duran bir fiize rampasm in etmek için kullanılaınıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle