Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24OCAK1993PAZAR
PAZARKONUĞU
Atlantik Plakçılık'ın sahibiAhmet Ertegün, Ender Uslu'nunsanat, spor, siyaset veBodtum'la ilgilisorularınıyanıtladı
'ABD'de yaşıyoruz,ancakTürkiye'ye çok yakınız'- Aılantik Plak, Wamer Brothers ve
Cosmos futhol takımından tanıyoruz
sı:ı. Ayrıcu, ABD'deki Türk lobısinin
de en öndegelen isimlerinden birisiniz.
Şimdi size şunu sormak istivorum:
Yazlık olarak neden Bodrum'u seçtı-
ni:.'
- Ben ve eşım, bundan aşağı yukan
22-23 yıl önce Türkiye'de bir evııniz
olmasmı istedik. Bu evi istememizin
sebebı Türkiye'de dostlanmıa ağırla-
maktı. Biz New York'ta oturuyoruz.
Londrada ve Paris'te deevimiz var.
Dostlanmıan kendi memleketlerinde
muazzam evlen. şatolan var. Bütün
ahbaplannı, dostlannı davet ediyor-
lar. Ben New York'ta yaşayan bir
Türk olarak bizim bütün çevremizde-
kı insanlan Türkiye'ye çağırmak isti-
yordum. Ama burada bir evimiz yok-
tu. Yalnız, aılemizin Ankara'da ve
İstanbul'da bir ıki apartmanı var. Fa-
kat ben Türkiye'de hiç yaşamadım.
İkı yaşımdayken, babam Atatürk'-
ün hukuk müşaviriydi; babamı büyü-
kelçı olarak Cenevre'ye gönderdi. O
zaman Societe des Nations, yani Bir-
leşmış Milletler'in kuruluşundan
önce yapılan İsviçre'deki Internatio-
nal Societe'ye Türk temsilci olarak
Londra'ya. oradan da VVashington'a
CITIMII fcHilıt(|Bi|lr
Yeni televizyon kanailan
açıldıkça, daha çok rekabet
veondan dolayı daha iyi
programlar olacak. Radyolar
da aynı şekilde. InşalJah
önümüzdeki yıllarda bizim
gazeteler de biraz iyileşir,
birazdaha haber verirler.
Sansasyonel, mühim
olmayan olaylan unutup,
dünyada neler olduğunu da
anlayabiliriz.
atandı. Onun için biz hiç Türkiye'de
yaşamadık. Ben de Türkçemi Avru-
pa'da öğrendim. Eşim Mika'yla bera-
ber bütün Türkiye'yi oıomobille gez-
dik. Birçok yerlere gittik. Daha çok
denız kenannda, güzel bir yerde,
yazın dostlanmızı çağırabileceğimiz
bir yer aradık. Antalya'ya Side'ye,
Alanya'va gittik. Otomobille deniz
kenanndaki bütün köyleri dolaştık ve
doğrusu hiç hoşumuza gidea bir yer
bulamadık. Artık Islanbul'a döne-
cektik -ki, ben "Burada, birkaç kişi-
den duydum. Entelektüellenn filan
gıttiğı bir köy varmış. Adı Bodrum'-
muş. Bir de oraya gidelim" dedim.
Hakıkaten çok sakin, hoş, açık ve fe-
rah bir yer. Sokakta yürüyorduk, bir
ev gördük. Bu, on dokuzuncu asır
İngiliz haritaiannda Ağa'nın Konağı
olarak gözüküyor. Evin yalnızduvar-
lan kalmış. Biraralık binien burasını
kiralarruş. Eros Disko olarak da işlet-
mişJer. Güzel bir bahçesi vardı arkas-
nda. Ama her yaru otlar sarmıştı. Bir-
kaç da güzel ağaç vardı. Limon ve
portakal ağaçlan filan... Burasını ahp
restore etmeye karar verdik. Ve bu
restorasyon için epey çahşuk. Eşim
Mika. dünyaca tanınmış bir tasanma
ve iç mimardır. Eski şeylerle ilgili bir
insan. Evin restorasyonu için Os-
manlı mimarisini iyi bilen bir mimar
bulduk. Bu zat Turgut Cansever'di.
Ve Turgut Bey hakikaten filozof bir
adam. Aynı zamanda tarihi iyi bilen,
Bodnım mimarisini çok iyi anlayan
bir adam. Bu evi dış görünüşüyle eski
haline getirdi. Bu restorasyonda Ağa
Han ödülünü aldık. Bu bizim için bü-
yük şereftir.
- Bir şev daha sormak istivorum. On
dört kişiyi bir anda ağırlayabilecek bû-
yüklükte bir eve sahipsiniz ve birçok
konuğunuzu burada ağırlıyorsunuz.
Örneğin Nureyev de geldi...
- Evet, Nureyev birkaç defa geJdi...
- Konuklarvuz memnun kaldılar mı?
Bodnım 'la ügili izlenimleri neydi?
- Şimdiye kadar Bodnım'a gelip de
Bodrum'u sevmeyen kimseye rast-
tamadım. Bu sene mesela Enzo Brian,
İrlanda'run en meşhur roman yazan,
beş altı gün geçirdi burada. Dedi ki,
"Irlanda'dakı sihri başka yerde bula-
bileceğimı zannetmiyordum." Bize
birçok sanatçı geliyor tabii. Geçen
sene Michael Douglas, Michael Cai-
• Türkiye için biraz lobicilik yapıyorum.
Ama ABD'deki birçok Türk işadamı,
Türkiye için benim kadar, hatta benden
fazla çalışıyor. Bunlann başında Jak
Kamhi geliyor. Onun Amerika'daki gücü
çok muazzam; çok yakın dostlan var.
Aynj zamanda Selahattin Beyazıt, Nejat
Eczacıbaşı, Rahmi Koç veaüesi...
Bunlann hepsi çok çahşıyorlar Türkjye ile
Amerika arasındaki dostluk için.
ki dostluk için.
Ben Amerikan-Türk Dostluk Der
neği'nin başkanıyım. Aynı zamanda
geçen yıl Amerika'da. İspanyadan
gelen Sefarad Yahudilerinin beş yü-
züncü yıldönümüydü. Ben de Ameri-
ka'da o derneğin başkanıyim. Biz ta-
bii Amerika'da oturmamıza rağmen,
Türkiye'ye de çok yakın hıssediyonız
kendimizi.
- Türkiye'nin dısarıdan görünüşü
nasıl?
futbol merakhsıdır. Hatta Meksika'-
ya verilen Dünya Kupası'nı biz iste-
miştik. En sonunda başardık. 1994'te
Dünya Kupası Amerika'da olacak.
Ben de onun kurucu komisyon üyesi-
yim. Sanıyorum çok başanü olacağız.
Şimdiye kadarkı en çok sükse yapan
kupa olacak. Çünkü Amerika'da her
şey çok gelişmiş. Yani televizyon, her
türlü otel ve her türlü örgüt bakımın-
dan da. teknolojik bakımdan da çok
ileriyiz.
"Bodnım'a ilk geidiğiın zaman, burası yazar, şair ve ressamlann kaldığı küçük bir balıkçı köyû, ayıu zamanda da tarihi bir
yerdi. Bu özelliğini kaybettirmemeye çalıştığımız halde, Bodnım popüler oldukça işimiz güçleşiyor. Ama gerçekte Bodnım'un
ruiıu var. Bu apayn bir şey. Burası ne Kuşadası, ne Antalva ne de başka yerlere benziyor. Bodnnıı'ıuı başka özeüiği var."
ne geldi. Ondan sonra Mick Jagger
birkaç defa geldi. Prenses Margaret,
Prens Charles geldi. Fakat onlardan
daha mühimi, mesela Gerome Rob-
bins... Amerika'nın, belki dünyanın
en büyük koregrafı.
Ondan sonra Stavros Niarkos gibi
büyük bir işadamı, yazar John Ric-
hardson... Picasso'nun hayatı üzerine
üç ciltlik bir biyografîsi var. îlk cildi
yeni çıktı. Bu. Picasso'nun hayatıyla
ilgili yazılmış en önemli kitap.
Bize gelenler arasında, aynı zaman-
da birçok önde gelen Amerikalı
Kongre üyesi var. Ben Türkiye için
biraz lobicilik yapıyorum. Ama
ABD'deki birçok türk işadamı, Tür-
kiye için benim kadar, hatta benden
fazla çalışıyor. Bunlann başında Jak
Kamhi geliyor. Onun Amerika'daki
gücü çok muazzam: çok yakın dost-
lan var. Aynı zamanda Selahattin Be-
yazıt, Nejat Eczacıbaşı, Rahmi Koç
ve ailesi... Bunlann hepsi çok çahşı-
yorlar Türkiye ile Amerika arasında-
- Türkiye yavaş yavâş bütün dün-
yada yeni bir imaj kazandı. Hele bu
son on yılda. Turgut Özal bu memle-
keti dışa açtı. Ben ne Amerikan politi-
kası ne Tûrk politikasıyla ilgiliyım.
Çünkü benim görevim Türkiye ve
Amerika'nın. her zaman aralannın
iyi olmasmı sağlamak. Bunu yap-
mam için tarafsız olmam lazım. Ben-
ce Türkiye'de çok büyük liderlerimiz
var. Yalnız Turgut Bey değil; Süley-
man Demirel veînönü. Bunlarkendi-
lerini memlekete veren insanlar. Doğ-
ru düşünen insanlar... Biüyor musu-
nuz. bizim problemlerimiz politik de-
ğjl. ekonomik.
- Biraz da spordan söz edelim ister-
seniz. Sizin özellikle/utbola ilginizibi-
liyoruz. Bu daldaki çalısmalarıniz
nasıl?
- Biz 1980'li yıllardan beri Ameri-
ka'ya Dünya Kupasfru getirmeye
çalışıyorduk. Bunu yapmak için ağa-
beyimle beraber. Henry Kissinger'ı
da ekibımize aldık. Kissinger büyük
- Sizin bir de Cosmos adlı futbol
lakımmız vardı...
- Cosmos kaimadı artık. Lig kal-
madı. I982'de lig büsbütün iflas etti.
Profesyonel ligyok artık Amerika'da.
Onun için amatörlerle oynuyoruz.
Ama geçen yıj Amerikan takımıyla
İstanbul'a geldim. Türkiye ile çok gü-
zel bir maç yaptık. Herkes çok mem-
nundu; berabere kaldık. Romanya'yı
yendik Romanya'da. Takım fena
takım değil. Yalnız yazlan bütün ele-
manlar geliyor ve 1994'e kadar inşal-
lah bizim Amerikan takımı da kuv-
vetli bir takım olacak.
Tabii biz ev sahibi oiduğumuz için
bir de eski şampiyon Almanya, oto-
matikman finale giriyoruz. AJmanya
ve Amerika nasıl olsa bu 24 takım
arasında olacak. Diğer 22 takımın
hangısi olacağı daha belli değil.
- Ste çok sorulmuşıur. "Nasıl baş-
ladınız" diye. Eğer bu sorudan artık
gma gelmediyse, bize de anlatır
mısmı:? Türkiye den Amerika 'ya göç
nasıl oldu? Orada nasıl başladınız, ne-
reden nereye geldiniz?
- Ben küçükken hep Avrupa'da
büyüdüm. Ağabeyim entelektüel bir
gençti. Paris'te uzun zaman Sorbon
Universitesi'ne gitti ve orada birçok
önemli kişiyie dost oldu. Andre Bre-
ton'la dostluğu vardı, birçok Paris en-
telektüeliyle de... O zaman, 1935-36
yıllannda, Fransa'da, Amerikan cazı-
na karşı büyük ilgi duyuluyordu.
Amerikan siyah cazı üzerine, ilk
önemli kitaplar 1934'te çıktı. Ondan
sonra ressafiı Delone'nin oğlu Char-
les Delone, ilk disko grafıği yaptı caz
üzerine. Ve ben 1932-33 senelerinde
Londra'dayken, ağabeyim beni Pal-
ladium'a götürdü. Orada Duke El-
lington'ın ve Cape CaJvane'ın orkest-
ralannı gördüm; caza merakım böyle
başladı.
- Aüenizde müziğe meraklı olan
başkaları da var mıydı?
- Annem müziğe çok meraklıydı ve
çok iyi piyano çalardı. Oysa hiç ders
almamıştı, ama her nasılsa piyanoda
her şeyi çalabiürdı. Aynı zamanda ut,
gitar gibi sazlan çalardı ve bizim evde
bütün yeni plaklar mevcuttu. Yani
bütün yeni çıkan popüler plaklar.
Annem, Münir Nurettin'in plaklannı
filan da getirtirdi. Ama aynı zamanda
Louis Armstrong, Maurice Chevali-
er, Josephine Baker gibi sanatcılann
bütün plakJan bizim evde vardı.
- Babanız Münir Ertegün 'ü anlatır
mısınız?
- Babam gerçekten bize önemli şey-
ler öğrettı. Yani. biz küçükken, hep
sefaretlerde büyüdük. Sefaretler, tabii
büyük binalar, şoförler, limuzinler...
Ama babam derdi ki, fazla su akıtma,
duş yaptığın zaman elektriği söndür!
"Niçin?" derdım ben, "Çünkü bu si-
zin sarfettiğiniz paralar, Türkiye'nin
fakir köylüsünün. bütün gün çalıştık-
tan ve gûnün sonunda ekmeğinin ya-
nsını kesip hükümete vermesiyle
toplanıyor. Onun için yanm ekmek
yiyor. O yanm ekmek Ankara'ya gi-
dip sana geliyor; sen de burada
adamın yanm ekmeğiyle bu duşu
yapıyorsun" derdi.
Bunu bize çok küçükken öğretti ki,
biz, büyükelçi çocuklan olarak fazla
şımarmayalım diye. Çünkü memleke-
tini çok seven bir insandı. Bütün ha-
yatını Türk halkına verdı... O bize fel-
sefe öğretti; çünkü bü)oik bir filozof-
tu. Bunlar, hepimiz için çok mühim
derslerdi...
Annem de bize müzık sevgisi aşı-
ladı. Bizdeki müzik sevgisi, hep an-
nemden geliyor.
Babam öldükten sonra annem ve
kızkardeşim Tûrkiye'ye döndü. Ben
hâlâ doktora yapmak için çalışıyor-
dum.
-Peki, Wamer Brothers ile ilişkileri-
niz nasıl başladı
7
-1968 senesinde Atlantik'i, Warner
Brothers Şirketi'ne sattık. Karşıhklı
bir de sözleşme imzaladık. Öyle bir
sözleşmeydi ki bu, kazanan büyük
kısmı. o zamandan beri bize geliyor.
Çok iyi şartlar alünda çalışıyoruz ve
çok memnunuz....
Ağabeyim, VVamer Bros'un Ame-
rika dışındaki şırketlenain başkanı
oldu.
Ben Atlantik'i devam ettiriyorum
hâlâ...
Bizim grup. dünyanın en büyük
plak şirketi oldu. İkr tane büyük şir-
ket var. Biri bizimki, öteki de eskiden
CBS olan şırket. Şimdi Sony toplulu-
ğu içınde yer alıyor bu şirket...
- Sizin plaklaruıı yaptığınız ve lanse
ettiğiniz sanatçılar kimler?
- Bunlann arasında Ray Charles,
Aretha Frankün. Otis Reading,
Bobby Darrin, Sony and Cher, Bette
Midler, Led Zeppeİın, Eric Clapton,
Rolling Stones, Mick Jagger, Phill
Collins, Genessis gibi. birçok
tanınmış sanatçı ve topluluk var.
Böyle yüzlerce önemli sanatçı keşfet-
tik. Yeni isimleri söylemiyorum, çün-
kü burada daha tanınrruyorlar. Ama
çok daha yeni artistlerimiz var.
- Türkiye'de de önemli sanatçı-
larımız var kesfedilmeyi bekleyen. On-
lar ilginizi çekmiyor mu?
- Biüyor musunuz, siz evi gezerken
ben Herald Tribune okuyordum.
Clıarles Aznavour hakkında bir ma-
kale vardı. Bundan yıllar önce ben
birçok yabana sanatçıyı lanse etmeye
çahştım. Aralannda Mireille Mathi-
eu, Charles Aznavour da vardı. Ame-
rika'da hiçbir yabana sanatçı tutul-
muyor. Bana sık sık "Niçin bir Türk
sanatçıyı Amerika'da tanıtmıyorsu-
K«yltaü yana dOMÜ Babam
bir filozoftu ve memleketini
çok severdi. Derdi ki, "Fazla
su akıtma. duş yaptığın
zaman elektriği söndür!"
Sorardım ben niçin diye.
Cevabı şöyleolurdu: "Çünkü
bu sizin sarfettiğiniz paralar,
Türkiye'nin fakir
köylüsünün, bütün gün
çalıştıktan vegünün sonunda
ekmeğinin yansmı kesip
hükümete vermesiyie
toplanıyor."
nuz?" diye soruyorlar. Türk değil,
İtalyan sanatçı bileyok Amerika'da...
Fransız sanatçı yok. Yalnız İngilizce
konuşulan memleketlerden sanatçı
geliyor. Yani Avustralyalı, İngiliz,
Kanadalılar var. Yalnız ıngilizce ko-
nuşulan memleketlerden. Çünkü
Amerika'da, çok Amerikan tarzı ol-
ması lazım. Amerikah olmazsanız ve
fngilizce anadılinız değilse, işiniz çok
Çokgüç.
Şimdi Amerika'da birkaç Türk
müzisyen var. Bunlara Türk müzis-
yen diyoruz, ama bunlar Amerika!da
doğmuş Türk asıllılar. Rock'n roll da
çalışan birçok yapıma, davulcu,
şarkıa var.
Bunlar, ancak analan ya da büyü-
kanneleri, büyük babalan Türk olan
gençler. Fakat aralanndan şimdiye
kadar büyük bir yıldız çıkmadı. Ame-
rika'da zaten, diğer ülkelerde yetişip
gelmiş sanatçılardan, Maurice Che-
vaüer zamanından beri kimse
çıkmadı.
örneğin Julio Iglesias dünyada en
popüler, plaklan en çok satan sa-
natçılardan biri. Amerika'da o kadar
büyük bir ünü yok. Amerika'da, an-
cak İspanyolca konuşanlar alıyor
plaklannı.
TAŞÇI EMLAK
"Gayrimenkulde güven"
Gayrimenkullerinizi satmak istiyorsanız
Cankaya, Gaziosmanpasa, Kavaklıdere,
Ayrancı, Kızılay, Bahçeli'den daire, arsa,
villa, büro, apartman, otel işhanı,
mağazalannızı bildiriniz. Saygılanmızla...
Emlak Müşaviri
Ş. Adem Yavuz Sok. 16/19 Kızılay-ANKARA
•Tel: 425 04 96-417 47 43-417 48 29-417 47 81 «Fajc; 418 24 90
TEŞEKKÜR
Annemin rahatsızhğına zamanında teşhis koyan ve
başanlı tedavisi ile kısa sürede sağhğına kavuşturan
değerli dost ve büyük insan
Doç. Dr.
MEHMET SlMGUR'a
(psikiatrist) yürek dolusu teşekkürlerimi sunanm.
Av. E.MÜSLÜM ÖZCAN
Askerî Yargıtay CMUK'tan bozdu
ERCİYESÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Rektörlüğümüze baglı FEN, SAĞLIK vc SOSYAL BlÜMLER ENSTİTÜLERİNE. 1992-1993 Eğılım-öğro-
lım Yılı "BAHAR" yanyılında aşağıda belirtiten programlara sınavla lisansüstü öğrencileri alınacaktır öğrenci
almacak programlar. kontenjanlar ve adaylarda aranılacak şartlar ile sınava gırmek islediklerini belırten başvunı
dilckcesi ekındc aşağıda bdırtılcn bclgclcrte ilgili enstitü müdürlüklenne şahsen müracaal etmelen gerekmekledır.
YtKSEK
ÜSANS
10
10
5
IS
10
DOKTORA
5
5
5
S
EMSTrrO PROCRAM
FENBİLİMLERİ MAKİNA
KİMYA
MATEMATİK
ELEKTRONİK
BİLGİSAYARDESTEKLİ
TASARIMÜRETİMVE
PROGRAMC1L1K
SAĞLIK BİLİMLERİ MORFOLOJİANABİLİMDALI - -
a-HİSTOLOJİ-EMBRlYOLOJİ - ' 3
b-ANATOMİ - 3
SOSYAL BİLİMLER TEFSİR - 5
KELAM - . 4
MEZHEPLERTARİHİ . - 3
İSLAMHUKUKU -, 3
DİNSOSYOLOJlSİ - 3
DİNLERTARİHl - i
DİNEĞİTİMİ • - 3
TÜRKDİLİ ' - 5
HALK EDEBİYATI - , 5
CENELTÜRKTARİHİ ' - 2
YENİÇAĞ TARİHİ - 2
CUMHURİYETTARİHİ - 2
BAŞVXIRACAK ADAYLARDAN JSTENECEK BELGELER
1- Başvurmak ıslcğı programi belirıcn dilckçe.
2- Yükscklısania başvuranlar için lısans, dokloraya bajvuranlar kpn yükscklisans mczuniyel belgesı veya onaylı
folokopısi.
V Yûkseklısansa başvuranlar için lisans. doktoraya havşuranlar tçin lisans ve yükseklisans programlannda gör-
dukleri derslen ve noı ortalamasını gösteren belge.
4- ÖTgeçmış
5- Bir ade( vesikalık fotoğraf ı
SINAVTARlHLF.Rİ
Yabancı Dıl Sınavı (LX)KTORA) 15.02 1993 Pazarlcsisaal 10.00'da
Bılım Sınavı 16.02 1993 Salı saal: 10.00'da
Başvurv tarihi
Aıiaylann «>r müracaal Larih) olan 12.02.1993 saat. 17.00'ye kadar enstitü müdürlüklenne şahsen aday kaydı
yaplırmaları gerekır
Posla ile yapılan tuşvurular kabul edılmeyecekıir.
DUYURL'LUR
Baan 17981
YAŞANANLARDAN
İZLER-
İZLEMMLER
Kâzım Yenice
20.000 lira(KDViçinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğtu-tstanbul
Ödemelı goaderiJmez.
GÖK^ELPOLAT
ANKARA-Askcri Yargıtay
Daireler Kurulu, Şentepe Dev-
Yol Davası'nda yargılanan ve
1978 yılındaki bir banka soygu-
na kaüldıklan gerekçesiyle
ömürboyu ağır hapis cezaana
çarpUnlan iki sanık hakkında.
CMUK hükümlcrini uygu-
layarak, Ankara I nolu sıkıyö-
netim askeri mahkemesinin
karannı bozdu.
Daireler kurulu, bu sanıklar-
la ilgili daha önce verdiğı karar-
da; sanıklardan birinin banka
soygununa silahlı olarak katıl-
dığını kabul elmişü. Şimdi isc.
bu karanndan dönerck,
CMUK1a getirilen yeni düzen-
leme karşısında, öncelikle sa-
nıklann emniyet ifadelennin
özgür ıradeyc dayanıp dayan-
madığını incclcdi ve daha önce
banka soygununa silahlı olarak
katıldığıni kabul cttiğı sanığın.
ifadcsini özgür ıradcsı altında
vermediği gerekçesiyle. yerel
mahkcmc karunnı bozdu ve bu
suçtan beraaiine karar verilme-
sini isledi.
Kararda. "her yeni usul ka-
nununun. ö/clliklc kamu düzc-
nini ilgilcndirmcsi vc karinc
olarak da sanık lchınc olacağı
ncdcniylc. gcçmiştckı ışlemlere
dc 'davanın dcrdcst olması ko-
şuluyla' uyguUınacağı "yani.
makablinc şamil olacağı' kabul
cdilmiştır "dcnildı.
Askcn Yargıtay Darreler
Kurulunun. CMUK'ta degi-
şiklik yapan 3842 sayılı yasanın
yürürlüğc jîirdiği 1 aralık 1992
GİDERAYAK
Y4ŞARKEN
Vedat Günyol
20.000 lıra (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbut
Ödemeli gonderilmcz.
ROMAN VE
\AZARLIK
ONURU
Samim Kocagöz
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli gönderilmez.
PUŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSEVURUN
bhan Selçuk
2). bajı 20.0fX) lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
İS.O.
tSTANBUL ŞANAYİ ODASI
ISO-9000STANDÂRTLARI İLE İLGİLİ
UYGULAMALIÇALIŞMALAR
ISO-9000 serisi kalite gûvence sistemleri konusuyla ilgili oiarak,
1993 yıhnda uygulamaya yönelik çalışrnalara ağırlık verilmesi ve
bunlann ön plana çıkanlmasj odamızca öngörülmûştür.
öncelikle etektronik, kimya ve konfeksıyon sanayiıne mensup
firmalarda, kalite güvencesi sistemirun kurulması için "Claude Te-
tard, Roland Lanzarone, Pıerre Poisson ve Jaojues L.Fertın" iamJi
Fransız uzmanlann kaulımıyla 26 Ocak 1993 tarihinden iubaren 3
hafta süreylegerek bu sektörlerin sorunlannın tarlışılacağı grupçahş-
malan, gerekse istekte buiunacak firmalann işyerterinde Fransu
uzmanlarca ISO-9001, 9002, 9003 standarüan ile ilgili eksperüzler
yapüacakur.
Bu programın uygulanmasına ilişkin olarak 25 Ocak 1993 günü
saat 09.30-12.30/13.30-17.30 saatleri arasında Odakule binamızın
konferans saJonunda bir ön (oplanü yapılacak ve burada en son geliş-
melerin ışığı alünda, daha sonraki günlerde yapılacak çalışmalar ve
eksperüzfcıie ilgili aynnüh bilgi verilecekür.
Daha sonra, 26-29 Ocak 1993 tarihleri arasında Meşrutiyct Cad.
No. 118 adresindekı ana binamızın 3. kaundaki toplanu salonunda
09.30-12.30/13.30-17.30 saatleri arasında yukanda bahsedilen sanayı
dallannın sorunlannın tartışılıp çözümlerinın bulunmasına yönelik
grup çalışmalan, toplanülann verimı açısından Ingilizce olarak yapı-
iacakur
Bu itibarla, söz konusu toplanulara katılmak, aynca Fransız uz-
manlann işyerinizde ISO-9001, 9002, 9003 standartlan ile ilgili eks-
pertiz (AUDIT) yapmalannı istediğınız takdirde katılımcıların isim-
leri ile ekspertiz lalebinızın odamız kalite ve standanlar subesine
faksla (251 30 87 - 249 39 63 - 245 50 22) bildinlmesini önemle rica
edenz.
İSTANBUL SAN AYİ ODASI
Basın: 17963
larihindcn 10 gün sonra aldığı
ve henüz kesinleşmeyen davala-
n doğrudan ilgilendiren içtihat
karannda, sanıklardan Ferit
Murat Cankoçak'ın Ziraat
Bankası Akay şubesi soygunu-
na silahlı olarak kauıdığınııı,
itiraz üzerine daireler kurulun-
da daha önce yapılan inceleme-
de sabit görüldüğü anımsatıla-
rak şöyle denildi:
"Daireler kurulunun bu ko-
nudaki karan, kural olarak
bağlayıa nitelikte olmakla be-
raber, 3842 sayılı yasanın 13.
maddesiyle CMUK'a eklenen
135/a maddesi hükmü karşısın-
da, bu sanık ve diğer sanık
Ccmal Akın ile ilgili sübut delil-
lerinin ve özellikle ikrarlannın
yasada men edilen yöntemlerle
elde edilip edılmediği hususu-
nun ıncelenmesi gerekecegi
kabul edilmiştır."
Yerel mahkemenın, gerek
önceki mahkumiyet ve gerekse
direnme hükmünde, sanığın
sonradan kabul etmediğı emni-
yet ifadesınin diğer buigularla
birlikte değerlendirilerek mah-
kumiyet hükmüne dayanak
yapıldıgı belirtelen daireler ku-
rulu karannda şu görüşe yer
verildi:
"CMUK'un 135/a maddesi-
ne göre. yasaca yasaklanmış
yöntemlerlc elde edilen ifadeler,
sanığın nzası olsa dahi' delil
olarak değerJendiriJemez. Ta-
bip raporuna göre, olaydan 8
gün sonra emniyetce ifadesi alı-
nan sanığın vücudunda; kendi-
sine 'bedensel cebir ve şiddet'
uygulandığına dair iz ve bulgu-
lar yer almaktadır. Bu durum-
da, anılan yasa hükmü gereği,
zora dayah olduğu anlaşılan
emniyet ifadesınin sübut delili
olarak kabulü mümkün görül-
memışüT.y
'
Askeri Yargıtay Daireler
Kurulu, bu gerekçeyle sanık
Ferit Murat Cankoçak hakkın-
da bu suçtan beraat karan ve-
rilmesini, örgüt üyelıği suçunun
ise, TCK'run 168. maddesi kap-
samında değerlendirilerek, ye-
niden mahkumiyet hükmü ve-
rilmesi gereküğinj belirtti.
Diğer sanık Cemal Akın hak-
kında da dört eylemi sabit gör-
njedi ve bu eylemlerden beraat
karan verilmesi gerektiğini be-
lirterek, sabit görülen üç eyle-
minden dolayı yeniden değer-
lendirme yapılmasını istedi.
Askeri Yargıtay Daireler
Kurulu'nun bu karanna, üye
hakim albay Meün Tüzün, üye
hakim albay Muhteşem Saya-
şan karşı oy kullandılar. Üye
hakim albay Güner Bozkurk
ise, gerekçeye muhalif kaldı.
Peııtagonla Iııcirlik krizi
UBaştarafil.Sayfâda
Türkiye'nin münefîklerin ope-
rasyon isteğini askıya almtş ol-
ma karanna bağlıyorlar. Gü-
neydeki bütün füzeterin temiz-
ieıimiş olmasma karşıo, kuzeyde
Irak'ın yeni kışkırtmalara gir-
mesinin Türk hükümetinin müt-
tefiklerin tstedigı operasyon için
henüz "evet" dememesine bağla-
nıyor.
Hükümet kaynakJarı, Kuzey
Irak'ta Bagdat yönerjminin 25
radar kilitlcmesi yaptığmL, bun-
lardan sadece sekizine karşı
meşnı müdafaa hakkmın kulla-
mlmış oMuğuna dikkat cekerek,
sıkı kontrol altında olan mütte-
fiklerin zaman, zaman "eüerinin
ve kollannın" bağlandığmı bikii-
riyoriar.
Sekiz meşnı müdafaa hakkm-
dan çoğunluğunun HARM fûze-
leri tarafından yapüması da
meşnı müdafaa hakkmın kıdla-
nıMığmın kanıtı olarak gösterili-
yor. Çünkü, HARM fuzeleri
ancak atrfmış uçaksavar füzeie-
rinin i/Jerini takip ederek bu fü-
zeieri imha ediyor. Başka bir
deyişle, HARM fuzeleri yerde
duran bir fiize rampasm in
etmek için kullanılaınıyor.