Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24OCAK1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Etike'nin
rosimleri
• Kiiitür Servisi - Abdi
İpekçı Deneme Yanşması
ödülü de bulunan ressam
Serap Etıke. Ankara Gar
Sanat Galensf nde birresim
sergisiaçtı.G.Ü Mesleki
Eğıtım Fakültesı öğretim
görevlısi olan Etıke"nin
resimleri. yağlıboya, guvaş ve
desenlerden oluşuyor
Bıreysellığını. duygu ve
duşünceevreninı
dışavurmada fov anlatımı
yeğleyen sanatçı. 'Ressam ve
emokrasi' adlı şıın ıle
^anatına bakışını dıle
geünyor: •"Karşıtlan sevenm
Karşıt renkleri kullanınm
resımlenmde Karşıtlann
olduğuyerde Demokrasi
vardır Benim
resimlerimde Demokrasi
vardır'"
ASM kapandı
• ANKARA(ANKA)-
Ankara, bır sanat merkezıni
dahayitirdi Ankara Sanat
Merkezi, Ankara Oyuncular
Bırliğı Tiyatrosu'nun
sunduğu 'Sığıntılar' oyunu
üe sona erdi. Ankara
Oyuncular Bırliğı
TıyatrosıTnun sanat
merkezinın kapatılmasını
protesto amacıyla sahneye
koyduklan oyunda Mert
Egemen. Yücel Kalabakh.
Nebil Sayın. Ece Önder,
Ahmet Bilgin ve Birser Bilgin
rol alıyor. Tıy atro. salon
bulana dek "Sığıntılar' ıle
bırlikte Erbil Tuşalp'ın "12
Eylül'de Neredeydin?"
oyununu Anadolu'da
çıkacaklan turnede
sahneleyecek.
Fransızlardan
lans gösterisi
• İZMİR(AA) - Fransızlann
ünlü dans topluluğu "Plaızir
DOffir".' Kentten Kente'
adını verdıklen çağdaş dans
gösterisinı yann akşam İzmır
Devlet Opera ve Balesi'nde
sunacak. Gösterinın
kore grafısını. Michel
Kelemenis yaprruş. 'Kentten
Kente', dünyadakı sekiz
büyük liman kentinden
derlenmiş bir repertuan
ıçenyor Gösterideki ışık, ses
ve giysı dılının anlatımı,
seyahat etme ve iletişim
kurma arzusunu ifade
ediyor. Bale tutkunlan için
kaçınlmaz bır fırsat olarak
nıtelenen gösteriyı. Fransız
S f i y f c k
gerçekleştıriyor.
İki yeni çocuk
kitabı
• ANKARA(AA)-Türkiye
İş Bankası Kültür Yayınlan,
Nevzat Erkmen'in 'Arsadakı
Çadır". MehmetGüler'in
"BalonlarGökyüzünün
Olsun' adlı yapıtlannı
yayımladı. Nevzat
Erkmen'ın'Arsadaki Çadır"
adlı kitabı İş Bankası Kültur
Yayınlan Çocuk Dizisi'nin
50 kitabı olarak yayımlandı.
117 sayfadan oluşan kıtapta
54 öy kü yer alıy or. Mehmet
GülerınBalonlar
Göky uzünün Olsun" adlı
kitabı İş Bankası Kültür
Yaunlan'nın 51. kitabı
olarak basıldı. 101 sayfadan
oluşan kitapta 13öykü\er
alıyor.
Yenisey
yazıtları
• ANKARA(AA)- Doç. Dr.
Osman Fıkri Sertkaya. Türk
E>il Kurumu'nda verdiği
"Güney Sibırya da Bulunan
Yenisey Yazıtlan" konulu
konferansta. Günev
Sıbırva'dayaptığıçalışmalan
dıa gösterisi eşliğınde sundu.
Sertkaya. "Yenisey
yaznlannı Rus
araştırmaalarla yeniden
yorumladık. Kayabaşı
külhyesinde Moğol.
Göktürk. Çin yazıtlannı
inceledik. Bu k'itabeleri Rus
araştırmaalarla külliye
halınde yeniden
yorumlamak istıyoruz"'dedı.
Sertkaya. Göktürk kıtabeleri
çevresınde gördüğü
heykellerden de soz ederek.
"Türk kültüründe heykel
olmadığıru söyleyenler
yanıhyor. Zira Türk
külturünde heykel var.
Bunun bırçok örneğını
gördük Ancak bu he> keller
Yunan heykelleri gıbı
özenılerek yapılmamış.
Bunlar sadece kaba hatlan
bellı olan hey keller" diye
onuşıu.
Bosnayararına
oyun
• ANKARA(AA) - Ankara
Devlet Opera ve Balesi. bu
hafta sahneleyeceği iki oyunu
Bosna-Hersek yaranna
oyna>acak. Devlet Opera ve
Balesi yetkililerinden alınan
bilgıye göre Ankara Devlet
Opera ve Balesi
sahneleyeceği 'Öylesine Bir
Dınleti' ve "Damdakı
Kemancı' adlı iki temsilinin
gelinni Bosna-Hersek
halkınaverecek.
Günlük yaşamımızdaki cinselliği,eşcinselliği ve cinselşiddeti yorumlayan sanatyapıtlanüzerine
ikte medyaya karşı sanatBERAL MADRA
Elektronik resim selı cinsel-
lıkle ilgili bütün yasaklara mey-
dan okurken. 20.yy. boyunca
cınsellıği ırdeleyen ve yapıldık-
ları dönemlerde toplumlann
sert tepkıleriyle karşılaşan sa-
nat yapıtlannın bugünkü du-
rumlannı düşünüyor musu-
nuz? Şo> le bir gözden geçirelim
örnekleri ..
Touluose Lautrec'in açık sa-
çık Moulin Rouge kızlan (
İ89O'lar), Pıcasso'nun "Avıg-
nonlu Kızlar"ı (1907) bugün bı-
zim için sıradan olan konular
tutucu Avrupa burjuvazısinın
yüzüne çarpıyordu.
Cinsellik irdelemeleri
Marcel Duchamp'ın "Çeş-
me", "Şışe AskıhğY" gibı, ıkı
hazır nesnesının ıçerdığı an-
lamlar ırdelendiğinde, derin bır
cınsellık araştırması ortaya
çıkıyordu. Çeşme, içbükey biçı-
mı ile bir vajina ya da döl yatağı:
şışe askıhğı. üstündeki çıkıntı-
larla modern bir fallustu. Bu iki
yapıt, sanat anlayışına getirdiği
"sil baştan"alıkla öylesine tep-
ki aldıki, 1960'a kadar bu yapıt-
lann varlığından söz edilmedı!
Freud'ün bilinçaltı araştır-
malannın etkisiyle cinsellik iko-
nografisinin geniş açılımlara
girdiği akımlar olan Gerçeküs-
lücülük ve Dada'daki ömekler
sayısızdır. Max Ernst. Francis
Pıcabia ve Magntte'ın resımle-
nndeki cinsellik ırdelemelen.
günümüze değin sayısız sa-
natçının bilerek ya da bilmeye-
rek kullandığı. bınlerce kez yı-
nelenmiş ana örneklerdır.
AIDS'in habercisi
Sanat ve yaşamın birleşmesi
aşaması olan Pop- Art ve Yenı
Gerçekçilik'te sanatçı, cınsellıği
tüketim ekonomisinin öngor-
düğü bütün biçimleriyle kul-
landı. toplumun yenilık arayışı
içindeki dovumsuzluğunun
önüne atılan bir pazar malı ol-
duğunu ileri süren bu akımlar-
daki cinsellik alegorilen de ana-
örneklerden türetılerek günü-
müze değin sanat yapıtlannda
bol bol yinelenmektedir.
80"Ii yıllann resim patlaması
ıçınde "cinsellik" baş köşeye
oturdu; sanatçılar. kişisel cınsel
deneyimlerini ve öykülerine re-
simlenyle açıklamakla, top-
lumsal yaşamın ikinci yüzünün
açıkça tartışılmasını ıstıyor-
lardı.
Özellikle eşcinselliğın ve cin-
sel şiddetin irdelendiği resimler.
aynı zamanda AIDS felaketı-
nın de habercısıvdiler. 80"lı
yıllann sonunda ABD'de Jeff
Koons. Ciccıolina ile cinsel ıliş-
kisini bütün aynntılanyla,
medyalar yoluyla ve kıtsch
mega- heykellerle küresel ızleyi-
cinin önüne çıkardı; elektronık
medyalardakı hiper cinsellikle
başa çıkmavı amaçlayan ama
boşa giden bır çabaydı. bu !
Zararsız çıplak kadınlar
Bızde. sanatta cinsellik sor-
gulaması vakın zamana kadar
öneçıkmadı.
Post- empresyonıst ve post-
ekspresyonıst çıplak kadın re-
simlerinın çoğu ressamlann
atölyelerinde saklandı. Aynca-
lıklı bir azınhk için çok heyecan
vericı olan bu "geleneğe aykın"
resimler. çıplak kadın kartpos-
tallannı kolaylıkla elde edebi-
len geniş kitle için "uygun" de-
ğildi ! Oysa, örneğin Namık
Ismail ve Ibrahim Çallı'nın çıp-
laklan bir cinsellik irdelemes'i
değil. geleneksel bır konunun
ışlenmesidır.
Ne ki. yüzyılın ilk yansında
yapılan "zararsız" çıplak kadın
resımlen. bugünkü resim
alıcısının da gözdesidir.
6O'lı ve 70'li yıllarda da sana-
ta egemen olan soyut ekspres-
yonizm ve eleştirel gerçcklik
ıçınde cınselliğe pek sıra gelme-
di. Bedri Rahmı Eyüboğîu cın-
selhği, şıir- desen birlıktelığinde
sundu.
Alegorik ve simgesel
Yüksel Arslan cinselliğin
görsel dilbılgısıni oluşturan ıl-
lüstrasyonlannı Pans'te sür-
dürdü. Gürdal Duvar'ın 1973'-
le yaptığı ve ortadan kaldınlan
ekspresyonist çıplak kadın hey-
kelı de hala saklanıyor.
70'li yıllann ortasından sonra
Cıhat Burak, Burhan Uygur,
Komet, Alaatin Aksoy, Meh-
met Güleryüz'ün resimlerinde
alegon ve simgesel anlamda
cınsellik öğeleri ve anlatımlan,
Nur Koçak'ın foto- gerçekçi re-
simlerinde tüketim kapsamın-
da feliş-kadın imgeleri izlendi.
1983'ten başlayarak, kişisel
manifesto, kimlik sorgulaması
ve bir kuşağın yaklaşımı içinde,
Bedri Baykam hemen tüm ser-
gilennde cınsellıği, gözüpek bir
atılımla irdeledı.
Fallus ve vajina yorumu
Mustafa Ata, Hale Arpacı-
oğlu, Fuat Acaroğlu. Arzu Ba-
şaran. Emre Zeytinoğlu, Murat
Morova, F.Tülin Öztürk gibi
sanatçılann resimlerinde alego-
rik fıgürler olarak Ömer Uluç,
Kemal Önsoy ve Mithat Şen'in
resimlerinde soyut ve simgesel
olarak yer aldı, cinsellik. 1992'-
de Hale Tenger ve Arzu Başa-
ran fallus ve vajina yorumlany-
la. Paul Mc Millan ve İsmet
Doğan da "Mapplethorpe"
türü fotoğraf düzenlemeleriyle
konuyu gündemde tutmaya
çalıştılar.
Cinsel şiddet çılgınlığı
Kıtlenın ilgisını sonuna dek
sömüren filmler. televizyonlar
ve basılı medyalar cinselliği, eş-
cinselliği, cinsel şıddeu günlük
yaşantımız içinde bir hıper- ger-
çeğe dönüştürdü.
Bu hiper- gerçeği ırdelemeye
çalışan, modern- post- modern
yorum yöntemlerini kullanan
sanat yapıtlannın , elektronik
resim seli ve medya boyutunda-
ki cinsellik. eşcinsellik ve cinsel
şiddet çılgınlığıyla başedeme-
me, bunlara yenik düşme sakın-
casıyla karşı karşı olduklannı,
geçmışteki gibi bir tepki ve ılgi
odağı olamayacaklannı, olsa
olsa neo-konservatist çevreler-
den tepki alabileceklerini. ister
istemez düşünmemiz gerekiyor.
Londra'da bir
Türk oyunu
Kültür Servisi- Arukat Eşber
VağmnrdereK'nin cezae^imleyliren
kaletne aldığı "Vior Masanın Sor-
gucusu' adlı tiyatro oyıınu, önü-
müzdcki sezon I ondra'da "Cros-
sng EJoundarics"(Sınırlan Aş-
mak) adı>la sahneiecek. İngihere
Pen Kulübü Sekreteri Mand>
Garner tarafından açıklanan ha-
berde. L luslararası Çağdaş Sa-
natlar Kunmu'nun (Intitute of
Contemperary Arts, ICA) oyunun
sahneye konmasını üstk'ndiğini
açıklandı. Yağmurdereli'niıı "Mor
Masanm Sorgucusu" oyunu bir si-
yasi sanığın polis tarafından sor-
gulanmasını alaycı bir dille anlatı-
yor. O>un, özellikle '68 sonrası
yükselen siyasi gösterikrdeıı ke-
sitler sunarak başlıvor >e son yir-
mi vılın bir tarihsel dökümünü
yapıyor. Avukat \ azar Eşber Yağ-
murdereli. pasaportla ilgili başvu-
rusu bir vıldan bu \ana cevap-
landırılmadığı için, yurtdışuıa çt-
kamıv or ve oyunun sahne çabşma-
larına katılamıvor.
Yücel Erten:
Merkeziyetçi
yönetimden
vazgsçilmeli
ANKARA(AA) -Devlet Ti-
yatrolan Genel Müdürü Yü-
cel Erten. Devlet Tiyatro-
lan'nda yapısal bır değişikli-
ğe gerek duyulduğunu belir-
terek. "Türkiye'nin kültür ve
sanat mozaığinı Ankara'dan
belirleyemezsınız ve yönete-
mezsınız. Merkeayetçı yöne-
timden bir an önce vazgeçıl-
melidir" dedı.
Erten, son yıllarda tiyatro
izleyıcisının de dahil olduğu
topluluğun, medyanın ucuz
ve kolay eğlencesine kapıl-
dığını kaydetti.
Devlet Tiyatrolan'nın uzun
yıllardır büyük bir emek so-
nucunda kazandığı izleyicisini
medyaya kaptırdığnı belirten
Erten. "Bir yandan yıllar bo-
yunca emekle yetişüribnış
izleyici medyanın etkiieri ile
ucuz. kolay ve yüzeysel bir
alanla karşı karşıyadır.
Kültür ve sanat alanında
bir çölleşme var. Bu aşamada
tiyatroyu yeniden canlandır-
mak için yapıt çeşitliliğine ve
izleyicinin beklentılerine yanıt
vermek zorundayız."
DT Genel Müdürü Erten,
tiyatrolann repertuannda si-
yasi bir otoritenin doğrudan
müdahalesinın olamaya-
cağıru savunarak, "Siyasi de-
ğışiklikler sanıldığı oranda re-
pertuara etkı etmemiştir An-
cak böyle bir seçim yöneticile-
rin siyasi otoriteye sempatık
görünmek için kendi tasarruf-
lanndan kaynaklanmış olabi-
lır" diye konuştu.
Yücel Erten. 1993-94 tiyat-
ro sezonu repertuannda iç ve
dış dünyada önem kazanan ve
Türkiye'yı yakından ilgılendı-
ren olaylara paralel olarak
hazırlanan oyunlann izleyici-
ye sunulacağını anlattı.
Erten, ilk etapta Bosna-
Hersek, ırkçılık konulannın
ele alındığı oyunlann sahnele-
neceğini ve yurtdışı turnelerde
de göstenleceğini belırtti.
Oktay Anılanmert'in'sergisi Galeri Baldem'de
Tuvalde bedenin dili
Oktay Amlanmert'in 'tdeaJ'i arayanlar1
tsimli çahşması.
KültürServisi -Beyazın ve eylemin hakimiyetinde-
ki resmler...
Okta> Anüanmert. Galeri Baldem'de 16 şubata
dek sergilenen resimleri\ le yeni bir döneme adun ar>
>or. Önceki vıllarda "Beslenme",
"Gelecek ile' Gezinti" gibi baş-
lıklar altında sergjler açan sa-
natçı, bu kez cinselliktcn anndır-
dığı ikili figürleriyle farklı bir
serüvene şirişiyor.
Bu resımlenk. beyaz üstünde
gittikçe aklaşan, birbirine kan-
şan, kavnaşan figürler zaman za-
man birbirlerini taşıyor, yönleDdi-
riyor.süriilüvor.
tlk anda göze çarpan bu eylem-
ler her izlevicinin kendisine göre
algıla> acağı mesajlarla yüklü...
Sanatçının resimlerindeki ikili fi-
gür kompozisyonlannda, 'iyi-
kötü", "ters-döz". "dunnak-hare-
ket etmek" gibi karşıtlara ilişkin ipuclan yakala-
mak raümkün.
Resimlere hükmeden bevazlık ise zıtlıklann üret-
tiği e\lemleri derinleştiriyor. sonsuzluğa taşıyor.
Sanatçının her
bir resmi bir
eylemi
simgeliyor;
yapılması
istenen ya da
zorla yaptınlan
eylemleri...
"Ak Üstünde Ak Çıplaklar", "İdeale Yokuluk",
"IdeaM Arayanlar", "Acele Taşınma", "Zaman
İçinde Umutlu Koşu" gibi adlar taşıyan bu resünler-
de kesinleşnuş çizgiler, belirgin yüzler aramamak
gerek. Anılanmert, dikkat cekmek
istediği noktaiarda voğunlaştırıyor
çizgisini... Sanatçının her bir resmi
bir eylemi simgeliyor; yapdmasi is-
tenen ya da zorla yaptınlan eylem-
leri...
Ba sergisinde "taşıraa-sırtlama"
eylemi etrafında anlatımını zengin-
leştiren Oktay Anılanmert yıkan.
ezeıı, yönlendiren bir güçe karşı di-
renme eğilürande...Sık sık baş-
kaldıran, ancak engellenemeyen
sürükleniş bu resimlerüı >urucu un-
suru. Aynı zamanda tiyatroyla da
çok y akından ilgilenen, pandomimi
bir anlatım aracı olarak ele alan
Oktay Anılanmert, gecmiş yıllarda
iki ayn dönemde akademide mim riy atrosu kurmuş-
ru. Tiyatroda sectiği ktsa »e öz anlatım yohmu res-
minde de kullanan sanatçıya göre,u
Mün de tüm re-
sûnsel ögeleri içeriyor."
Istanbul Şehir Tiyatrolan, 'Evita'müzikalini Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda sahneliyor
ANIL AL
'Evita' tam dört yıl sonra ye-
niden İstanbul'da sahneleniyor.
1989'da İstanbul Şehir Tiyatro-
lan tarafından sadece bir ay sü-
resince dört ayn Evita ile sahne-
lenen ünlü müzikalde bu kez iki
'Evita' oynuyor. Yıllar sonra
sahnelenecek salon bulan 'Evi-
ta'yı yine Kenneth Urmstone
yönetiyor.
1979'dan bu yana dünyanın
çok çeşitlı yerlerinde farkh top-
luluklarla çahştığmı. 30"dan
fazla Evita'yı yönettığini söyle-
yen Urmstone. "Türkiye'deki
Evita da sahnelenmeye başla-
yınca dünyanın tam dört farklı
yöresınde benim yönetüğim
Evitalar sahneleniyor olacak"
diyor.
Çok ilgi çekici kişilik
Evita gibi bir müzıkalı Türkı-
ye'de Türkçe olarak sahneye
ko>Tnanın zorluklannı soruyo-
ruz Urmstone'a:
"Aslında biz bu yıl yalnızca
bir tazeleme yapıyoruz. Birkaç
yenı katılan dışında yüzde 50'-
den fazlasını 1989'da çalıştığım
insanlann oluşturduğu bir
ekıple çalıştığım için şimdi her
şey çok daha kolay. 1989'da
şarkı söyleyebilenler bu kadar
çok dans etmeye alışık değildi-
ler, dans edebilenler ise bu ka-
dar şarkı söylemeye. O dönem-
de sıfırdan başladığırruz ıçın
belli bir aşama çok zor olmuş-
tu. Şimdi en başta Evita karak-
terini canlandıran oyuncu de-
ğjşti. Bunun da büyük bır
katkısı var. Dıl sorununa gelın-
ce, müzıkalin Türkçede, İngiliz-
ceyle karşılaşünldığında kula-
ğa çok daha hoş geldığini söyle-
yebilirim. "
Neden'Evita'?
"Birinci neden, Andrevv
Onknemeyen harsmacb:Evita
Geçen > a/ Bursa, Adana ve Mersiıı'de sahnelenen 'Evita'^ysuTndan ba^la> araktstanbul'da. Yine Kenneth Urmstone'un sahneye
koyduğu ünlü popüler operanın 'Evita'lan bu kez Ruhsar OcaJ ve Nurseli fdiz. CheŞi ise sadece Cihan Ünal canlandınyor.
Lloyd VVebber'ın müziğını çok
sevmem. Oyunlaşünlmadan
önce de Lloyd'un müziğı parça-
lan hit olmuş çok satan bir
plaktı. İkıncisı. Eva'nın yaşa-
möyküsü beni çok etkıledi.
Hıçbir şeyı olmayan fakir bir
kız, sıfırdan başlayarak bir ül-
kenın devlet başİcanı oluyor.
Devlet başkanı değildı aslında,
ama Peron'u ne kadar etkiledi-
ğini bibyoruz. Göstende bir
kahraman ve anti-kahraman
olarak çızılen Eva Peron gerçek
hayattan gelen son derece ı'.gı
çekıcı bır kişıhk. Ve aynı za-
manda müzikale konu olmuş
olaylar ve tarihi dönem hala o
kadar çok ulkenin sıyasal-top-
lumsal yaşamı ve tarihiyle
çakışıyor ki oyunun neden bu
kadar çok ülkede bu kadar tek-
rarlanarak o_ynandığına şaşma-
mak gerek. Orneğın Filipinler'-
ın İmelda Marcos'u bile aynı
karakter."
Evrensel bir tarih
O>oınun, hemen hemen her
ülke için geçerli evrensel bır te-
maya sahıp olduğunu vurgulu-
yor:
"Bence bu kadar çok ülkede
oynanmasının nedenı, bu ev-
rensel ıçenk ve tanhle bağ-
lantısı. Müzikalde evrensel bir
tarih anlatılıyor. Örneğin
1989'da provalar sürerken bir
gün Taksim Meydanfna indi-
ğımde bizim sahnede provasını
yaptığımız olaylarla karşılaş-
üm. Sanki oyunun birinci bölü-
mündeki son sahneyı oynuyor-
lardı. Bizim setimizi almışlar ve
Taksim'de kurmuşlar: Bağıran
çağıran insanlar oradan oraya
kaçışıyor. bariyerlerin arkasına
şaklanmaya çahşıyorlardı.
İnsanlar Evıta'yı tekrar tekrar
görmek istiyorlar. Şimdi oyun
Türkiye'de ikinci kez sahneleni-
yor. Bu, dünyanın her yerinde
böyle. Bir de şovda çok fazla
görsel aynntı ve zengınlik var."
1989'da Evita rolü için neden
dört ayn oyuncuya gerek du-
yulmuştu?
Ashnda başta Evita rolü için
iki isim düşünülüvordu. Zuhal
Olcay ve Füsun Önal. Ben bu
ojıınculan seçmiştim. Sonra-
dan Deniz Türkali'yi, Füsun
bazı temsillere çıkamayacağı
için ekledik. Daha sonra da Ar-
sen'i (Arsen Gürzap) ekledik.
Gerçeği şöylemek gerekirse Çe-
hov'un 'Üç Kızkardeş'inde ızle-
yip çok beğendiğim Arsen'i.
Gencay Gürün'ün ncası üzeri-
ne oyuna dahil ettim. Aslında-
dört Evita'yla çahşmak çok zor
oldu.
Füsun Önal harikaydı
1989'da Füsun ÖnaJ neden
bır süre sonra oyun dışı bırakıl-
dı?
Gerçekten bilmiyorum. Ben-
ce Füsun olağanüstüydü. Bu sı-
rada Che'yi canlandıran Çihan
Ünal söze kaülıyor" Füsun
müzikalden çıkartılmadı. Evi-
ta'yı üç gece oynadı. Zaten
programımız da böyleydi"
Eskisinden daha başanlı
1989'da Neco ile birlikte
Che'yi canlandıran iki sanatçı-
dan biri olan Cihal Ünal "Ara-
dan geçen bu ûç yılhk zaman
içinde çalışmayı bırakmadım.
Şarkı söylemeyi daha çok sever
oldum. Ö yüzden şimdiki Che'-
de 1989'a göre çok daha rahat
söylüyorum. Bütün bir toplu-
uk olarak da 1989'dan çok
daha ıyi olduğumuzu söy-
eyebilirim. Ruhsar, çok iyi bır
Evita oldu. Eminim Nurseli de
o\le olacak" dıyor.
iki yeni Evita
Istanbul Devlet Opera ve Ba-
lesi sanatçısı Ruhsar Öcal ken-
disine Evita müzıkalınde başrol
teklif edıldiğınde çok heyecan-
lanmış ve daha geniş kitlelerle
tanışabileceği için çok sevin-
mıştim. Operadakı geçmişım-
den dolayı Evita rolü benim
için çok kolaydı. 1.5 ayda ha-
zırlandım ve tumeye çıktık.
Kenneth Urmstone da çok ba-
şanlı olduğumu. dünyanın ilk
üç Evitası arasında sayılabilece-
ğımi söyledi. Fakat bu çevrede
yalnızca rolü başanyla oyna-
mak yetmiyor. Oyunu bütün
yaz sırtımda götürdüğüm halde
hep başkalanndan söz edildi,
Zuhal'in, Füsun'un adlan do-
laşü. Onun için Evita'yı artık
eskisi gibi sevmiyorum" diyor.
Provalarda izlediğimiz Sak-
lambaç'ın alımlı sunuçusu, ti-
yatro oyuncusu Nurseli tdiz ise
bir yıldan beri bu role hazırlan-
dığını, ama bu konuda çok spe-
külasyon yapıldığı için 1 şubat-
taki ilk oyunundan önce ko-
nuşmak istemedığıni söyledi.
TürkBaksi
tumeye
çıkıyor
ANKARA(AA) - Devlet
Opera ve Balesi (DOB) Genel
Müdürü Rengim Gökmen,
opera ve bale alanında Türk
Cumhuriyetleriyle olan ilişki-
lerin yoğunlaştınlacağinı be-
lirterek. "Bu yılın haziran
ayında "Atatürk Oratoryosu',
*Boş Beşik'. 'Arşın Mal Alan'
gjbi yapıtlarla, Azerbaycan'a
ve diğer Türk Cumhuriyetle-
rine turneler düzenleyecegiz"
dedi.
DOB Genel Müdürü Ren-
gim Gökmen, opera ve bale
alanında Türk Cumhuriyetle-
ri içerisınde, özellikle bu dalda
oldukça gelişmiş bir birikime
sahip olan Azerbaycan ile iliş-
kilerin yoğunlaştığıru söyledi.
Gökmen, değişim programı
çerçevesinde, mart ayında
Azerbaycan'dan 4 bale sa-
natcısının geleceğini, Türk ba-
lerin-baletlenn katıümı ile bir
"gala bale" düzenleyecekleri-
ni ve bu "gala bale"nin Anka-
ra'nın yanısıra Istanbul ile
İzmir'de de sergıleneceğini
açıkladı. Gökmen aynca, ma-
yıs ayında gerçekleştirilecek
"Uluslararası Opera ve Bale
Günleri" için de Azerbaycan
ve diğer Türk Cumhuriyetle-
rinden konuk sanatçılar gele-
ceğini bildirdi.
Rengim Gökmen, tstanbuT-
da sergjlenecek olan "Donki-
şot" ve "Giselle" baleleri için
Bakü'den davetli sanatçı gelece-
ğini, aynca, Ankara'da sahnele-
nen "Rida" operası için 21 şu-
batta, "Sevil Berben" için de
mart ayında konuk sanatçılann
geleceğini söyledi.