Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK1993 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Türk Özelleştirmesi
Prof. Dr. LÜTFÎ DURAN
T
ürkıye'de alü-yedı yıl-
dır sık sık sözû edıien
ve sayıh da olsa, uygu-
laması yapılan "ozelleş-
tvme ' operasyonunun
bugüne kadar yeteriı
düzenlemelerfe hukuksal bırçerçeveye
oturtulamamış olduğu ve bu yuzden
bırtakım guçlüklere ve sakıncalara yol
açüğı ılen surülmektedır (x) Meğer,
özelleşürme konusundakı eksıklık
bundan ıbaret değılmış Enerjı ve Ta-
bu Kaynaklar Bakanı'tun açıklaması-
na göre fîkrı altyapısı olmayan bır
meflmtn (ımış) bu Türkıvede" O ne-
denle hükümete geldıklerınden berı
özelleştırme ıçm Bakanhğa bağlı kuru-
htşlarda "duşünme ve planlama yapıl-
makta ımış (Cumhunyet, "Santrallara
yabana ortak aranıyor" 31 Aralık
1992, Sl)
Oysa ANAPıktıdandonemıbtryana
bırakjlsa bıle bır yıldır ulkeyı yöneten
DYP-SHP hukumetme, koalısyon
protokolu ve hükümet programına al-
dığı ve kımı uygulamalannı da gerçek-
leştırdığı özelleştınne kavramını hâlâ
daha nasıl algılamamış ve ûzennde an-
laşmaya varamamış olduğu sorulabı-
lır Ne yazık kı. Sayın Bakan'ın dedığı
doğru ve yennde bır saptamadır Bu-
na kanıt sayılabılecek düşunce ve ör-
neğı, aynı açıklamada kendısı ortaya
koymaktadır Şöyle kı, Sayın Bakan'a
göre Ozelleştırme, kesınlıkle yalnız
satış değıldır Hedef Devletai pavvtı
kuçûitme ve rasvonel ışletme Bunun
çeşıtb metotlan var Bölüm bölüm sa-
lışîar olabılır ortakhklar kurulabılır "
örneğın, eleklnk santrallannın venm-
lı çalıştınlabılmesı ıçın yap-ışlet-devret
modclınden esmlenen bır formülle bu
ısletmelenn "yüzde 5 l'ın altında hısse-
lennın" yabana gmşımalere devn bı-
çımınde özelleşunlmesı yoluna gıdıle-
bılır Bu yöntemle Haane sadece ke-
fîl olarak görünecektır 'Kaptmızda
bu model çerçevesınde yatınm yap-
mak ıçın sıraya gıren yerh yabancı
konsorayumlar var, sıra beklıyorlar
Onun ıçın bızı ızlemeye devam edın "
(Cumhunyet, aynı sayı, s 17). Kamu
Ortakhğı Idaresı Başkanı da aynı dü-
şüncelen paylaşıyor Cmuhunyet, 3
Ocak 1993, s 7 ve ınterStar JV'de aynı
gûnkü "Kımuzı Koltuk" söyleşısı)
Tûrk özefleştirme düzeni
Elektnk santrallannı özelleşürmeye
haarlanan ılgılı Bakan'ın anlayış ve
nıyetını değerlendırebılmek ıçın bu
konudakı düzenlemelere kısaca goz
atmak gerekır ANAP ıktıdan done-
mınde yapılan tum duzenlemeler gıbı
özelleşürmeye ılışkın olanlar da arap-
saçına benzeyen bır kurallar yumağı-
dır Özelleştırme tenmı ılk kez,
1986'da çıkanlan 3291 numarab, uzun
başlıklı mozaık kanunda (m 13-16)
kullanılmışsa da bundan önce ve son-
ra yururluğe konulan bırçok kanun ve
kanun hukmünde kararname (KHK)
ıle bu husustakı mevzuat makıbk halı-
ne gelmış bulunmaktadır Bu konuda-
kı karmaşa o denlı yoğunlaşmış kı bu-
gûn özelleştırme karan almaya hangı
organ ya da makamın yetkılı olduğu
noktasınm bıle tartışmaya açık olduğu
söylenmektedır (x)
Özelleştırme sayılabılecek bır ışlem,
1984 tanhlı "Tasarruflann teşvıkı ve
kamu yatınmlannın hızlandınlması
hakkında'kı 2983 numaralı kanunda
1985'te yapılan degışıkhkle, "KÎT"ler
le bunlara aıt tesıslere hakıkı ve hükmı
şahıslann ortak olması ıçın çıkanla-
cak" hısse senetlendır Buna karşılık
aynı kanunda ongörulen ışletme hak-
kı venlmesı, özelleştırme nıtelığı taşı-
mayıp, yennegöre kamu hızmetı ya da
bayındırhk ımüyaa ya da sıradan kıra
sozleşmelendır ve bunlar farklı huku-
kı rejımJerebağlıdır Özeileşunlmesıne
karar venlen KİTler ve bağlı ortakhk-
lan doğrudan doğruya, müessese ışlet-
me ve ışletme bınmlen ıse anonım or-
taklık hahne getınldıkten sonra saü-
labılır Bu kurala gore müessese, ışlet-
me ve ışletme bınmlen hısse senetlen-
ne bağlanıp satılabıldığı halde, bunla-
nn bır tur holdmgı durumunda olan
IClTler, ancak butün halınde devredı-
lebılecektır "Kamu Ortaklığı Fonu"-
nudüzenleyen 1984 tanhlı yönetmelık
(m 16-18) hısse senetlen satışı hakkın-
da bır takun hukümler ıçermekte ıse
de, KİT'lenn ve ortaklıklannın bütün
olarak satışı daha sonra çıkanlan
KHK'larla ongorulmuş olduğu ıçın
yönetmelıkte hıçbır kurala bağlanmış
değıldır
Anılan yönetmelık, hısse senedı sa-
tışlannda. tesıste çalışanlara ve yorc
halkına öncelık ve ozel şartlar tanına-
bıleceğını gerçek ve tuzel kışılere bellı
oranlardan fazla hısse saulmamasına
karar venlebıleceğını kabul etmekte-
dır(m 18) Yonetmelığın hısse senedı
satışlan ve ışletme hakkı venlmesı (m
23) konusunda ıdareye takdır yetkısı
taruyan bu hükümlenn dışında, özel-
leşürme operasyonuna ısteklı oiarak
kaülanlara ve ahcı sıfaUnı kazananla-
ra yasal duzenlemelerde herhangı bır
hak ve gûvence öngörulmemıştır
Özelleştırmeye ıbşkın mevzuaün he-
men tümü, ıdarenın ıç düzen ve ışleyı-
>ıyle ılgıh ve ûçüncü kışıler bakımın-
dan yaptınmı bulunmayan şekıl ve
usul hükümlennden ıbarettır Böyle
olunca, bu konudakı keyfı davranışla-
n onlemek ve haksız ışlemlen engelle-
mek pek kolay gonınmemektedır
Özelleştirmenin
degerlendirilmesi
Gerçekten Tûrkıye'dekı ozelleşür-
meler. 1970'b yıllann sonunda başla-
yıp 1990 lann ılk yülanna kadar Baü
demokrasılennde ve dağılan Doğu
Bloku ulkelennde süren devletsızleş-
tırme ve hberalleşürme akımının bır
takhdı olarak, düşunmeden modaya
uyma bıçımınde ortaya çıkmış ve bıraz
da uluslararası ekonorruk kuruluşla-
nn (IMF, Dünya Bankası, OECD)
dayatması ıle ıvedıbkk uygulamaya
geçınlmek ıstenmışür Bu arada, ko-
münıst rejımlenn çokuşünden sonra
bırleşen Baü ve Doğu Almanva'da gı-
nşılen buyûk çaptakı özelleşürme ope-
rasyonunun yakın zamanda durdu-
rulmuş olduğıınu ışaret etmekte yarar
vardır Aynca, ılen sanayıleşmış ulke-
lerle az gehşmış Türkıye'nın ıçınde bu-
lunduklan tanhsel, ekonomık, sıyasal,
sosyal ve kültürel koşuilar arasındakı
buyuk farklar goz onune abnmadan
gınşılen özelleşürme operasyonu, Baü
demokrasılennde görûlen genış ve gü-
vencelı yasal kural ve usullere benzer
ya da yakm duzenlemeler dahı yapı-
lmadan, bolük pörçuk ve sık sık değış-
tınlen. dağınık ve kanşık bazı hükum-
lerle gerçekleşünlmek ıstenmışür Bu
bakımdan Enerjı ve Tabıı Kaynaklar
Bakanı'nın. Turkıye'de özelleştır-
menın"Tıknaltyapısı olmadığı"ve "dü-
şunme ve planlama" gerektırdığı gö-
rüşü ısabeüıdır
Belkı bu yuzden belkı de Yurütme
ve tdareye, ısteyerek ve bılerek, tam
bır serbestbk tanımak ıçın özelleştır-
menın yasal dûzenkmelennde bu ope-
rasyonun ne tanımı yapılmış, ne konu-
su veya konulan, ne amaç veya amaç-
lan belırlenmış, ne de prosedurû gu-
vencelı esaslara bağlanmışür örne-
ğın özelleşürmenın "hedefı (nın) dev-
letınpayını küçûltmeverasyonel"ışlet-
me" olduğu, hıçbır kanunda veya
KHK'da yer almamakta ve sadece Sa-
yın Bakan'ın kendmce uygun görduğu
bır amaç olarak ortaya çıkmaktadır
Özelleşürme ıle çok çeşıtlı amaçlar gu-
düiebıhr, uygulamada bu kaynak.
toplu konut ve otoyol yapımlannın fı-
nansmanında ya da bütçe açıklannın
bır ölçude yamanmasında kullanıl-
maktadır BununJa beraber, Sayın Ba-
kan'ın ongördüğu hedefler doğrultu-
sunda özelleşürme yapılması ıçm yasal
bır engel yoktur Ancak, s*uş yapı-
lmadan, yanı mulkıyet devrodılmeden
özelleşürmeden soz edılemez Nıtekım
Sayın Bakan'ın, elektnk santrallannın
özelleşunlmesı ıçın onerdığı modelde,
bu ısletmelenn yuzde 5l'ın (50olsage-
rek) alünda hısselenrun yabancı gın-
şımalere devn kabul edılmektedır Şu
halde, elektnk santrallannın yanya
kadar mûlkıyeünın yerh ve yabana
yaünmalara saüşı öngorûlmektedır
Oysa, elektnk santrallan ve ıletım te-
sıslen, Türk hukuk sıstemınde, kanun-
sal mal nıtelığındedır ve ne alım-satı-
ma, ne de başka ozel avnî hak kısıtla-
masına konu olabılır Bu lübarla,
elektnk santrallannın sadece "ışleüne
hakkı" daha doğrusu ışletme gore-
vı belırlı bır süre ıçın ozel gerçek ve
tûzel kışılere venlebılır Aslında bu ış-
letme hakkı ya da gorevı, kamu
hızmeü olan elektnk konusunu ıçerdı-
ğınden -bana ıleülen bılgıler doğru ıse
Danıştay'ın kısa sure once hukümete
ılettıgı bır ıstışan karannda da belırttı-
ğı uzcre anavasaya ve ılgılı kanunlara
gore bır kamu hızmetı ımtıyaandan
baka bır şey değıldır Bu statudekı bır
tesısın ve ışletmenın asıl sahıbı ve so-
rumlusu devletür
Günümuzde ıse ımüyaz sözleşme ve
şartlaşması her zaman ve her noktada
yetkıb organ ve makamlarca kamu ya-
ranna değışiınlcbılccck ve uygulamala-
n süreklı denetlenebılecek bır duzen
ıçensınde, kamu hızmeünı kesınüsız ve
gereğı gıbı yürutmekle y^kümludûr
Boylesı bır kamusal hukuk rejımın-
de. Sayın Bakan'ın lasarladığı gıbı
Hazıne'nın kımseye kefil olması soz
konusu edılemez Meğer kı, Osmanlı-
nın 19 yûzyıl ortalannda demıryolu
yapımı ve ışleülmesı ıçın yabana yatı-
nma ve gınşımalere verdığı küometre
garantısı sıstemıne dönülsün
1
Aynca,
Sayın Bakan'ın basına yaptığı aynı
açıklamada, AKTAŞ olayında hata-
nın ışleüneden değıl, sıstemden kay-
naklandığı yolundakı belırlemesı de
doğru sayılamaz Çunku, ımüyaz sıs-
temı uyannca gorülen kamu hızmetle-
nnde ıdare, daha önce bağıtlanan söz-
leşme şartlaşma ıle ongörulmemış olsa
bıle kamu yarannın gerektırdığı ön-
lemlen almak ve yaptınmlan uygula-
mak yetkısıne sahıpür Butun bu ne-
denlerle elektnk santrallannın ve ışlet-
melennın özelleşünlmesı mûmkün ol-
mayıp, ancak ışletme görevı" adı al-
ünda kamu hızmeü ımtıyazına bağ-
lanması soz konusu olabılır
Bugun Turkıye'de özelleşürme ko-
nusunda yürurlükte bulunan yasal hü-
kümler o denlı yetersız ve karmaşıkür
kı, elektnk enerjısı tesıa, ûreümı,
dağıtımı ve satışı gıbı çok buyük ve ya-
şamsal önemı olan kamu mallan ve
hızmetlennı duzenlemek şoyle dursun,
tamamen tıcan, sıraı ve mah nıtelıkte-
kı müessese, ortakbk, ışletme ve ışlet-
me bınmlennın ve hatta Hazıne port-
föyunde bulunan hısse senetlennın
saüş yohı ıle ozel kışılere devnnı bıle
sağlıkh ve geçerlı bıçımde gerçekleştı-
rebılmekten uzakür Bu dunım, yanı
yetersız düzenleme, Fransa Devlet
Şûrasrnın ıçühadına göre başh başına
bır hukuka avkınlık nedenıdır Tûrk
özelleşürme rejımınde yasa kurallan-
nın eksıklık ve serbestlığı yetmıyor-
muş gıbı, ÇİTOSAN çımento fabnka-
lan ıle USAŞ'ın özelleşünlmesının
muhalefet mılletvekıllennce dava ko-
nusu yapılması uzenne, o dönemde
yetkılı olan Yüksek Planlama Ku-
rulu'nun yer aldığı, saüş yöntemlennı
bebrieyen 7 Mart 1990 ta'nhb ve90/2
sayıb karannm sonlanna doğru, "özel-
leşünlecek kuruluşun nıtehğıne göre
ozelleşürmede hangı yöntem ve hangı
oncebkle uygulama yapılacağtnın yu-
kanda yazılı sıraya bağlı olmaksızm
YPK tarafından aynca behrlenmesı"
kabul edılmekle yapılmak ıstenen dü-
zenleme anJamsız ve elkısız kahnışür
Üstebk bu ve benzen özelleşürmeye
ıbşkın dûzenleyıcı genel ışlemler, Res-
mı Gazete'de ya da başka resmı bır or-
ganda yayımlanmadığından, ılgıblenn
bılgısıne ulaşmamakta ve ıdarenın
dosyalannda kapab kalmaktadır
Oysa hukuk devleünde açıkbk (ale-
nıyet), günumuzde şefTaflığa (saydam-
bk) vardınldığı gıbı, kamu ışlennın ve
ışlemlennın sağbklı ve geçerlı ola-
bılmesı ve çeşıtb deneümlerden geçın-
kbilmesı ıçın her şeyden önce, konu-
lan n Yürütrne ve fdareye açık bono
oluşturmayacak şekılde, esaslı ve cıddı
olarak yasayla duzenlenmesı ve onem-
b aynnülann da yonetmelıkte ya da
herhangı bır kurul karannda değıl
Danıştay'dan geçınlecek Bakanlar
Kurulu'nca çıjcanlacak tüzüklerde yer
abnaa gerekır Işte özelleşürme ışlen-
nın kanunsuzluk, usulsüzluk, yolsuz-
luk ve haksızbk şaıbelennden annnuş
olarak yurutülebılmesı de konunun
böyle bır yaklaşım ve yöntemle ele
alınıp, başından sonuna etraflıca yenı-
den duzenlenmesıne bağlıdır Yoksa,
Osmanb'dakı "konser" mısıllû, "Turk
özelleşürmesı de böyle olur " demek-
ten kımse abkonamaz
(•) Turgut Tan, "KfTlenn ÖKflqtınfanes ve
Sorunlar Amme Idaresı Dergısı alt 25 sayı 1
Mart 1992, s 27-64
ARADABIR
Prof. Dr. AYHAN O. ÇAVDAR
A.Ü. Tıp Fakültesi
BilimAdamı Sonımluluğu
Ülkemızde "bılım adamlığı" ünıversıte öğretım üyelığı
ıle eşanlamlı sayılmaktadır Turkıye gıbı gelışmekte
olan ulkelerde bılımın temel kaynağı doğal olarak unı-
versıtelerdır Ancak gelışmış toplumlarda bılım adamla-
rı ünıversıtelerın yanında bağımsız ya da ozel bılımsel
araştırma" kurumlannda da görev alabılmektedır öte
yandan gelışmış ulkelerde doçent, profesor gıbı ünıver-
sıte öğretım uyelığını belırteyen unvanlar, ünıversıte
d.şında ve gunlük yaşamda kullanılamadığı gıbı, ünıver-
sıteden ayrıldıktan sonra da yasamboyu yararlanılabı-
len ' statu sembolu' değıldır
Bılımın evrensellığı gerçek bılım adamlarını evrensel
bır konuma getırmektedır Bılım adamı her şeyden ön-
ce ınsanlığa karşı daha başka bır deyışle, yaşadığı top-
luma ve ulkesıne karşı sorumluluk taşıyan aydın kışıdır
Bılım adamları genış bır ufuk ve yaratıcı beyın gucüne
sahıp, gerçeklerı nesnel yöntemlerle araştran, soruştu-
ran ve olaylara yansız gozle bakabılen, hatta kendı araş-
tırma sonuçlannı bıle ırdeleyıp ozeleştırısıyle değerlen-
dırebılen, çevresındekılerden bıraz farklıca sayılabıle-
cek kışılerdır
Bılım adamları, çalışmalarında nedervsonuç ılışkılerı-
nı saptarken tum etkenlerı bır arada duşunen, değışık
oiasılıkları goz onunde bulunduran, tek yonlü, tek boyut-
lu duşunce ve kararlardan kaçınan ozgün kışılerdır
Gerçek bılım adamı, çok kere kendı bılımsel tutkulan
ve dünyası ıçınde, Yüce Ataturk'un deyışıyle "ıdealıst
(ulkucü)" dıye tanımlanabılen toplumun ve ınsanlığın
yararını kendı kışısel çıkarlannın ustunde gorebılen,
günluk dalgalanmalardan etkılenmeyen, erdemlı ve
onurlu kışılığıyle aydın sorumluluğunu benlığınde bır-
le*.tırebılen ozverıh kışılerdır
Bılım adamı bağımsız karar verebılen, yansız düşün
ve fıkırlennı gerektığı zaman, başta bulunan yonetıcıler-
le bağdaşıp bağdaşmadığını gözetmeden açıkca, uy-
garca ve özgurce tartışabılen kışıdır Bılım adamı, esen
ruzgârlarla ve yan etkıleşımlerle fıkır, karar ve beyan
değıştırmeyen sağlıklı kafa Ve ahlak yapısına sahıp seç-
kın kışıdır Oysa unıversıtelerımızde son 12yıIda sayıla-
rı hızla çoğalan, yetersız bılımsel değerlendırmelerle ve
ıvedının ıvedısı venlmış kararlarla ünıversıte öğretım
üyelığıne yukseltılenler arasında gerçek ve aydın bılım
adamları adeta kaybolmuşlardır
Yıne son 10-12 yılda, sayıları hızlı bır tempo ıçınde ar-
tan nıtelıksız öğretım uyelen, yüksek oğrenımın gelece-
ğını karartnaktadır Yuzeysellık tırsatçılık, haksız ka-
zanç, hızla köşe dönme gıbı yakışıksız kavram ve olgu-
lar toplumumuzun her kademesınde nasıl egemen ol-
muşsa toplumun bır kesıtı olan unıversıteler de aynı
olumsuzluklardan etkılenmıştır Nıtektm bılımsel yön-
temlerle yeterınce ıncelenmemış konularda ünıversıte
öğretım üyesı sıfatıyla venlen çelışkılı beyanlar, toplu
ıletışım araçlanna da yansıtılmakta ve kolay ün kazan-
ma yollanna sapılmaktadır Bu durum, ne bılım adamı
ne de aydın sorumluluğuyla bağdaşmaktadır Aslında
böylesıne davranış bozuklukları topluma yarardan çok
zarar getırmektedır Buna karşın ırtsanlığı ya da bellı bır
toplumu ılgılendıren konularda ancak kanıtlanmış verı-
lerın ışığında yapılabılecek aydınlatıcı beyanlar kamuo-
yuna ölçülü, cıddı bır program çerçevesınde yansıtılma-
lıdır
Bugünkü ortam ve koşuilar bır kez daha kanıtiamıştır
kı ulkemızdekı gerçek bılım adamlarına ozgür ve uygun
çalışma ortamı yaratılmadıkça, devlet ve ünıversıte ka-
tında gereklı yetkı ve saygınlık gosterılmedıkçe maddı
ve manevı gonenç ve çalışma huzuru sağlanmadıkça
onlardan sağlıklı uyanlar beklenmesı çok zordur
TARTIŞMA
Sayın Deminere açık mektupayın
Başbakamm,
sıyası
hayatınızda
asken
vönetımlenn
sıze uyguladığı vasaklar ve
surgunler ulusumuzun tüm
fertlennıdennden uzmuştür
Bu ara rejımler sızı o kadar
tedırgın ettı kı, seçım
meydanlannda ve koabsyon
protokolunuzde, 12 Eylül
hukukunun geürdığı tüm
haksızbklan sonuçlan ıle
beraber alTedeceğınıze daır soz
verdınız
Bunun ıçın, demokraükleşme
pakeü, şefFaf yoneüm gıbı bır
dızı kavramdan bahsettmız
Ancak, çoğumuz neslek
hayatımızda üstün başan
sağlamış. Ataturk ılke ve
devnmlennecandan bağb,
hıçbırsıyası veıdeolojık akımın
ıçınde ohnamış, fakat ısunsu ve
asılsız ıhbarlar sonucu 12 Eylül
kıvımınauğramış
oğreünenlenn sonınlannın
çozümunü gozardı etünız
Bızım de kınlan onurumuz,
zedelenen kışıbğımız ve
gaspedılen demokratık
haklanmıza care aramak
hakkımız değıl mı''
Iade-ı ıübar ıçın goreve dönme
arzulanmıza, dıleklenmıze
hangı kurum karar verecek
9
Zınarbozan'dan,
Hamzakoy'dan dönenler
mılletın ıradesıne sığındılar Bız
mağdurlar nereye sığınacağız''
Devlei baba, bu fedakar ancak
boynu bukük evlatlanna ne
zaman el uzatacak''
îlgıb mahkemeler göreve
dönme karannı bızım ıçın
çoktanverdı MılhEğjtım
Bakanbğı kımın ve neyın
emnnı bekbyor
9
Saygılanmla
AhmetKalkan
PENCERE
Bilgisayar çağına girdik gireli
B^r ı
• ^^
ışbjşlayıp
^ehnmız
ıslanalı.
Nışanıaşı,
Guzelbahçe
S S l k S
vedolaylannda
hdlu gcçmıyorkı elektnk
akımı kcsıbnesın vc karanbkta
kalma\alım Eskıdende
kcsılırdı elektnk, ama böylesıne
jcciccı değıldı Anlaşılan bu da
bıriurçaeatlamaprogramı
Eh hcraıandahızianılrnahkı
ç-ağa yenşelım ve atlayalım
Elektnk akımındakı bu
kesıntılenn her bın ortalama
bırsaatsüruyor Derken,
havagazı mırnav. pısss
Derken, çop tepelen "Yüksel kı
yenn bu verde&ldır
1
"
Kaldınmlardalcı kınk
dokukluk penşanbk. avak
takılma ve sendeleme. duşerken
doğrulma doğrulurken düşme
gostenlen deaynı çağ atlama
programına gore hızîandı
Anlaşılan, yetkıbler sporla pek
başı hoş olmayan ınsanlanmızı
buyoldan kalkındırmak
ıstıyor çağdaşbırınsanın
hareketlı olması gereküğmı bu
yoldan anlatıyor
Ama ne gam Bütun bu
penşanbklar arasında mağaza
Yirminci yıl kutlaması
^ stanbul Devlet
• Senfonı
• Orkestrası nın
• 25Arahkl992
I günü
• ^ AKM'dekı
" ^ ^ konsennde
orkestranın 20 kuruluşyılı
kutlandı Daha once
orkestraya hızmet venmış
emcklı sanatçılar bırer plaketle
onurlandınldılar
Bıraz gecıkmışde olsa nıhayet
haürlanmışolmakbu
sanatçıianduvgulandırdı tşın
gjnbı. en ön sırada yerlennı
alan bugunkü ıdarealer ve
^cfler yanında, emeklı
clcmanlarsalonunarka
sıralanna kadar çeşıtlı yerlere
djğıiilmıştı Sayılan 17 olan
70-80 yaşında bastonlu. koltuk
dcğneklı eskı muzıkçılenn arka
sıralardan sahneyemıp
plaketlennı aldıktan sonra
lekrar yerlenne dönmesı bır
problem oldu
Orkestranıneskı
müdurlennden Sayın
Mukerrem Grupu nun ılk
provasından (1944), 28 yıl
sonrakı son prova ve konsenne
kadar ıçınde kesınüsız çalışmış
vebutanhı ıçınde yaşamış bır
eleman olarak Sayın
Mukerrem Berk'ın
konuşmasındakı bazı yanlış
değerlendırmeler benı uzmuş ve
bu yazıyı yazmaya zorlamıştır
1-1972 yıbİDSO nın kuruluş
yılı değıl Istanbul Beledıye
Konservatuvan Şehır
Orkestrası'nın IDSO'na
donüştuğu yıldır
2-lst Şehır Orkestrası'ndan
İ DSO'na geçen elemanlann
sayısı 17 değıl 35'tır Aslında
kadrosu64KIŞI olan Şehır
Orkestrası, 27 elemanını
l%9dakurulanlst Devlet
Opera Orkestrası na vermış, bu
arada bunyesıne 13 yenı sanatçı
almış, 15 elemanı da ıntıkal
esnasında yaş haddınden veya
kendı ısteklenyle emeküye
aynlmış ve genye kalan 35 kışı
IDSO'nın nüvesını
oluşturmuştur Tabııdırkı
daha sonrakı yıllarda bu
kadroya nıce genç ve değerh
eleman kaülmış ve İDSO
bugünku ıfühar ettığımız
dunımagelmıştır
3- Uzun seneler Istanbul müzık
hayaüna damgasını vurmuş
bulunan ve üçdeğerlı
orkestrayı(Ist ŞehırOrk,lst
Dev OperaOr.İDSO)
Istanbul halkına adeta hedıye
etmış bulunan hepımızın hocası
Cemal Reşıt Rey'ın adı ıkı
cumle ıle savruşturulmuştur
4-ŞehırOrkestrası28yıl
boyunca en genış kadrolu
senfonık eserlen tanınmış
şeflerle çalmış, dünyanın en
buyuk solıstlenneeşbk etmış,
hıç aksatmadan 15 gunde
bazen haftada bır penyodık
konserlervermış, muntazaman
radyo emısyonlan yapmışür
5- ıst Beledıvesı ust duzey
yetkılılen, "bızden bu kadar"
adlanmız Fransızca Ingıbzce.
İtalyanca ya, daha ne ıstenz,
varsın kışın Çamurkent, yaan
Tozkent olsun bu şehır,
Avrupa Topluluğu'nun bızı
hâlâ Âvrupa'dan saymamasına
hayretedenz "Yoksa bız bu
dunyadan değıl" mıyız"'
Pek unlu Rumelı Caddesı'ne
gelınce, orada da hızla gelışen
Bıryöntem uyannca
ışportaalar gunden güne
artıyor, çeşıtlenıy or, eskıden
kaldınmın bır kenannı
tutarken. sımdı yer yer bütün
kaldınmı kaphyorlar
Demokratık Doğrusu, buda
çok yararlı, çok çağ atlatıcı bır
tutum' Nışantaşı ve
dolaylannda yaşayanlar,
"Artık bızım de
Mahmutpaşamız var" dıyorlar,
'Şu şehır ıvı kı sahıpsız kaldı da
vüzümuz guldü, ya kalkıp bın
sahıp çıksaydı bu şehre ne
hallere duşerdık kım bılır
1
"
Zeyyat Selimoğlu
Istanbul Hemşensı
deyıp orkestrayı bırakmamış,
tam tersıne orkestrayı devlete
geçırmek ıçın dıdınen orkestra
elamanlanna gücendıklennı
ıfadeeünışlerdır
6- Konuşmada İDSO'nun
Fılarmonı Derneğı olmadan
yaşayamayacağ] ıfade edılmış.
haar bulunan Kultür Bakanhğı
Müsteşan na da adeta tasdık
ettınlmeye kalkışılmıştır
Orkestranın mılyarlar tutan
maaşını ödeyen, her türlü
ıhüyaanı temıneçalışan Kültür
Bakanhgı'nı adeta yok
farzetmek akıl alır şev değıldır
Fılarmonı Derneğı Başkanı
olmak kımseye boyle konuşma
hakkı vermez
7- "Tanh benımle başlar'
fıknne ınanmak ve bunu
herkese bılhassa eskı günlen
bılmeyen genç kuşağa telkıne
çalışmak, bılmem, ama
sanatçılara pek de yakışmıyor
Dr. Hamit Alacalıoğlu
İDSO emeklı uyesı
Güneş Herkesi Aydınlatır.u
Özdeyış "Fılozof Seneca'nın
1
- Yeryuzunde gun ışığına layık olmayan nıce ınsan
var, ama guneş her gun doğar '
Oysa evrende yalnız bır guneş yok
Guneşler var
Kımı zaman bır oğretmen ta uzaktakı bırkoyde guneş
gıbıdır, çevresını aydınlatır Kımı zaman bırkıtap, kışının
kapkaranlık yaşamına guneş gıbı doğar İnsanlık buyük-
lü kuçuklü sayısız guneşlerle donatılmıştır Çağları ve
ülkelen aydınlatan kışılerı, akımları, felsefelerı, buluşla-
n duşünun' Edıson ampulü ıcat ettığı gün, yenı bır gu-
neş keşfedılmedı mı?
18ıncı yuzyılda oluşup gelışen "Aydınlanma Devn-
mı' bır guneşı sımgeler
•
18 ıncı yüzyıl deyıp geçmeyın
1789 bır sımgedır
Demokrası, ınsan hakları, mıllıyetçılılk, sanayı kaprta-
lızmı, laıklık kavramları ıç ıçe
Hepsı bırbırıyle bağıntılı Insanın Tann'nın kulu ve kra-
lın tebası olmaktan yurttaşlığa terfı etmesı kolay mı?
Ummetı aşıp mıllete geçmek ıçın laıklık gerekıyor Sana-
yı kapıtalızmı burjuva turetmeseydı laıklık de olamazdı
Ya demokrası'' insan sıyasal ıktıdarın kaynağını gokten
alıp toprağa ındırmek zorunda değıl mû Öyleyse kılıse
ıle hesaplaşmak zorundadır insan Hakları Bıldırısı nın
18'ıncı yuzyılda yayımlanması bır rastlantı mı''
Hayır
Aydınlanma Felsefesı'nın toplumsal bırdevrımın ozü-
nü oluşturması insanlık tarıhınde tan yerının ışıması an-
lamına gelıyor, devrımın en kısa tanımı da şoyle
- Bılımın dınden, aklın mançtan bağımsızlaşmasına
"Aydınlanma " denır
•
Edıson un ampulu Amerıka'da ıcat edıldı, butün dün-
yayı sardı herkes kullanıyor
Aydınlanma Felsefesı de Batı da keşfedıldı, 18'ına
yuzyıldan bu yana dalga dalga dunyayı sarıyor, her ül-
kenın yapısına gore bıçım bıçem ve ad kazanıyor Ana-
dolu'da Aydınlanma Devrımı'nın adını tarıh koydu
Kemalızm
1
Osmanlı Imparatorluğu yıkılıyor Anadolu da emper-
yalızme karşı bırsavaş venlıyor, padışah kaçıyor, halıfe-
lık kaldırılıyor laık cumhunyet kuruluyor, demokrasının
"olmazsa olmaz ' koşulunun temelı atılıyor
Yalnız sıyaset değıl bu
Ideolojı kapsamını da aşıyor
Felsefeyı ıçerıyor
Insanlıkta her toplumun Aydınlanması ya yaşanmıştır
ya da yaşanacaktır Edıson un ampulu gıbıdır bu ıcat, ıs-
ter ıstemez odalarımıza gırecek
Aydınlanma nın mıllıyetı yok
1
Anadolu da kımler yaşıyor? Turk mu
?
Kurt mu' Erme-
nı mı? Çerkez mı? Arap mı? Abaza mı' Rum mu? Yahudı
mı? Ne farkeder kı? Herkes Aydınlanma dan payını ala-
cak ya da geçmışın karanlığında yaşamak ıçın dırene-
cek
•
Yeryuzunde ılk kez, Islam dunyasında Aydınlanma
Devrımı'nı gerçekleştırmenın bırfaturası var
Devrımın bedelı odenecek
ödüyoruz
Ne demek Musluman toplumda laik cumhunyet kur-
mak? Bırkaç yuzyıl oncesıne değın, Hırısityanlık dunya-
sında da tek laık devlet yoktu Batı da Aydınlanma, kımı
yerde devrımle kımı yerde evrımle gerçekleştı
Ama gerçekleştı
Aydınlanma nın mıllıyetı yoktur, dını ve mezhebi de
yoktur, Aydınlanma, Türkçesı Kemalızm'le Anadolu'ya
yayıldı Bu buyuk devnmı, ne mezhep, ne dın, ne mılİH
yet ne sınıf çatşmasının çerçevesıne sığdırabılırız;
Aydınlanma herkese lazımdır Insanlığın devrımını ya
da evrımını dar mıllıyetçılığın sığ dunya goruşuyle açık-
lamak olanaksız
ÇAĞDAŞ GAZETE DERGt KİTAP BASIN VE
YAYINA.Ş.
YÖNETİM KURULU'NDAN SİOL NO: 116951-63832
Şırketırruz 1992 \ilı çahsma ve sonuçlanna ılışkın olağan genel kuruiu
aşağıda yazjh gundemı goruşmek uzere 4 Şubat 1993 Perşembe gunu saat
11 00 de şırket merkea olan Turkocağı Caddesı 39-41 Cagaloglu-lstan-
buJ adresınde loplanacaktır
Mududuğunuzce mahzur olmadığı takdırde yukanda bebrulen gün ve
saat ıçın gerekb ıznın venlmesını müsaadeleruuze arz edenz
GÜNDEM
1 Açılışvebaşkanlıkkunılununoluşrnası
2 1992 vılı ışlem ve hesaplanna üışkm yoneüm kuruiu ve denetçı rapor-
lannın okunması goruşulmesı veona\lanması
3 1992 vıb bıknço ve kar zarar hesaplanmn ıncelenmesı onaylanması
ıle yoneüm kuruiu üvelen ve denetçının aklanması
4 1993 yılı ıçın >onetım kuruiu uve adedının tespıtı vönetım kuruiu
üyelenmn seçımı ıle ucretlennın behrlenmesı
5 1993 yılı ıçın denetçı seçımı ık ucreünın belııienmesı
6 Düekler
NE VARSA YÜREĞİMİZDE
İLHAN KARAMAN'ın ılk şıır kıtabı olan bu yapıt Gerçek
Sanat Foyuılarrarasındaçıktı
Tel:2434533
İKİ ŞALOM ARASEND A
NAtMTtRALt'nın Gezı Notlan' Cem Yayutevi Yayutfan
arasında çıktı
Tet5271741
< i
ACLAN URAZ
ÇOCUK İŞÇİLER
"Chlld Work(
FOTOĞRAF ALBÜMÜ
(Siyah beyaz)
1987 -1992
n