Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15OCAK1993CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Nazım'ınŞM.doğum
yıldönömö
• ANKARA (AA)- Ünlü Türk şairi
Nazmi Hikmet, doğumunun 91.
yıldönümünde bugün. çeşitli etkınliklerle
anılacak. Sosyalist Birlik Partisi'nın
Ankara"da düzenleyeceği anma
töreninde, Metin Altıok. Azime
Korkmazgil veZerrinTaşpınar. Naam
Hikmet'in şiiri ve dünya görüşünü
değerlendirecek. Toplanuda aynca.
Naam'ın kendi sesınden şiirleri
dınletılecek. Naam Hikmet Kültürve
Sanat Vakfı ise. Jstanbul AKM'de bir
tören düzenleyecek. Törende Kültür
Bakanı Fikri Sağlar vegazeteci-yazar
İlhan Selçuk birer konuşma yapacak.
Ahşap Heykel
Sempozyumu
• Kültür Servisi- Değırmendere
Beledıyesi ve Mimar Sinan
Üniversitesi'nin ortak sanat programı
çerçevesinde 5-30 temmuz tarihleri
arasmda " 1. Değirmendere Ahşap
Heykel Sempozyumu" düzenlenecek. !lk
sernpozyumun ulusal ölçüde yapılacağı
etkinlik, önümüzdeki yıldan itibaren
uluslararası ölçüde gerçekleştirilecek ve
sempozyuma katılacak sanatçılar
belediye tarafından ağırlanacak.
Karma sepgi
• Kültür Servisi- Ramiz Aydın, lbrahim
Balaban, Şadan Bezeyiş, Serap Demirağ.
Ekrem Kahraman ve Erol özdenin
eserlerinden oluşan karma resim sergisi.
Ankara Oluşum Sanatevi'nde açıldı.
Sergı 28 ocak tarihine kadarizlenebilir.
Resim sergisi
• Kültür Servisi- Kocaeb Anadolu
Lısesı'nde resim öğretmenliğı yapan
Hüseyin Savran'ın Akbank Adana Sanat
Galetisi'nde açılan resim sergisi, 29 ocak
tarihine kadar sanatseverler tarafından
ziyaretedılebilir.
Çevre afîşleri
• ANKARA (ANKA)- Alman
sanatçılan tarafından gerçekleştirilen
çevre afişleri, Ankara"da Alman Kültür
Merkezi'ndeaçılacak. "Dünyayı sadece
ödünçaldık" başlıkb sergi Bavyera
Eyaleti Belediyeleri Kültür Bölümleri
tarafından hazırlandı. Sergi 28 ocak
tarihine kadar izlenebilecek.
İdare lambaları
• ANKARA (UBA)- Türk yazarlan
arasında önemli bir yere sahıp olan
Adalet Ağaoğlu'nun hayaündaki ikinci
önemli tutkusunun 'idare lambalan'
olduğu öğreruldi. 30 yıldır bulduğu her
lambayı koleksiyonuna katan Ağaoğlu,
lambalarda tarihi yakalamaya çalışuğını
ve idare lambasırun çeşıtlerine göre o
döneminyaşam standardı hakkında bilgi
sahibı olduğunu söyledi. Yurtdışındaki
'bit pazarlannT; Türkiye'deki köy ve
kasabapazarlanni dölaşa+akcam,
kristal, porselen, opal hazneli farklı
yapıdaki kent ve köy Jambalannı
toplayan Ağaoğlu. "Lambalarda tarihi
yakalamaya çabşıyorum" dedi.
Televizyon istasyonu
• BATMAN (Cumhuriyet)- Batman
Belediyesi, Batman'ıngenelindeyayın
yapacak televizyon istasyonu kuruyor.
Yeni belediye sarayı içinde kurulan
televizyon istasyonu, mart aymda yayına
başlayacak. Belediye Başkanı Ataullah
Hamidi, istasyonun kaca mal olacağını
bilemediğini ancak. bölgenın en iyi kanalı
olacağıru ve bunun için de hiç bir
harcamadan kaçmayacağını söyledi.
PTT tiyatrosu
• ÎZMÎR (Cumhuriyet)- Izmir PTT
Başmüdürlüğü bünyesinde 1982-1983
sezonunda oluştunılan "İzmir PTT
Tiyatrosu"nun bugüne kadar on üç oyun
sergilediğiacıklandı. PTT Tiyatrosu. bu
sezona 19 ocak saat 20.30'da Atatürk İl
Halk Kütüphanesi Salonu'nda
sahneleyeceği "Yapı Ustası Solness"adb
dramla başlayacak. Sahneye bu sezon iki
oyun koymayı hedefleyen tiyatroda. PTT
çalışanlan, emeklileri ve bunlann
yakınlan görev alıyor.
Emek Ödülü
•ANKARA (AA> Ankara Uluslararası
Film Feştivali'nce her yıl dağıülan
"Emek Ödülü"nün bu yıl Türk
sinemasının 85yaşındaki sanatçısı Nubar
Terziyan'a verilmesi kararlaştınldı.
Festival Komitesi, adı hiçbir zaman
afişlerin en başında yer almamasına
rağmen. Türk sinemasını sırtlarup
bugüne getirenlerden biri olan ve 85 yılhk
yaşarrunın yansından fazlasmı sinemanın
içinde geçirip sinemaya örnek olmuş
Nubar Terziyan'ın bu ödüle layık
olduğunu söyledi.
"PâşaiteGeneraTin
Yunanca çevîıHsi
• ANKARA (Cumhunyet Bûrosu) -
Gazeteci Erbil Tuşalp'in " Paşa üe
General" adlı kitabı Yunancaya
çevinliyor. Yunanistan'ınetkin
yayınevlerinden J. Floras'ın politika
dizisi çerçevesinde yayınlanacak eserin
çevirisini Yannis Topçuoğlu yapıyor.
Eserinin çevirisini üstlenen Topçuoğlu,
İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesini bitirdikten sonra 1978
yılında Atina'ya göç eden bir lise
öğretmeni. Yayınevinin, eseri Şübat
yına doğru okurlann beğenisine
sunacağı beürtiliyor.
AKyeOfcayresim
sergisi
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
Ressam Aliye Olcay'ın iîk kişisel resim
sergisi Teku Sanat Galerisi'nde
sergılenmeye başladı. Sergisi 26 ocak
tarihine kadar açık kalacak. Asıl
mesleği modacılık olan sanatçı, Sema
Ümit, Lütfü Günay ve Akgün
Büyükişleyen'dendersaldı. Bugüne
kadar 25 karma resim sergisinde
eserlerini sergileme olanağı bulan
Olcay, bazı özel otel ve mağazalann
istekleri üzerine resımler yaptı.
S Î N E M A
A T t L L A
DORSAY
K. S. Ruben'in 'Zehirli Sarmaşık' filrni aile olgusunu savunan bir erotik gerilim
'Refah toplumu'nun perde arkası
Zehirli Sarmaşık (Poison İvy) / Yönetmen: Katt Shea Ruben < Gö-
rüntü: Phedon Papamichael / Müzik: David Michael Frank / Öyun-
cular: Drew Barrymore, Tom Skerritt, Cheryl Ladd. Sara Gilbert /
Bir New Line Pictures yapımı / 92 dakika.
Alabıldiğıne çekici. "Türk lokumu
gibi". ama içi kötü. ruhu zedelenmiş bir
genç kız... Ve onun çevresindekilere
yaptığı kötülükler...
Bu konu. sanki aile içı dramlannm bü-
yük rağbet gördüğü 1940-50'lerden
fırlamış gelmişe benziyor. Nitekim "İvy"
adını taşıyan (ve ülkemizde zamanında
"Zehirli Sarmaşık" adıyla gösterilmiş)
benzer konuda bir film vardı. 1947 yapımı
fîlmde başrolü Joan Fontaine oynamıştı.
Bu yeni "Zehirli Sarmaşık"ın baş kişisi.
İvy adlı çekici bir genç kız. Aile sorunlan
içinde büyümüş. alabildiğine "yalnız" olan
genç kız. okul arkadaşı. çirkin ve içine dö-
nük Cooper'le dostluk kurar. Ve gelip
onun evine yerleşır. Cooper'in kalbinı
çaldığı gibi babasının, hasta yatağından
pek az çıkan annesınin ve hatta köpekJeri-
nın bile dostluğunu kazanmayı bilecek.
ama sonuç olarak bu aileye ancak felaket
getırecektir....
ABD yeraltı sinemasından gelen ve sis-
tem-dışı birkaçfilmiyle dikkat çekmiş olan
kadın yönetmen Katt Shea Ruben, bizlere
oldukça ilgi çekici bir çağdaş Amerikan ai-
lesi tablosu sunuyor. Anfızem hastahğı ne-
denıyle oldukça genç yaşta kendısini ya-
tağına kapatmış bir anne... Evinde bula-
madığı yakınlığı yabancı \e kendısinden
çok küçük bir genç kızda bulmaya çalışan,
işinde de (TV yorumculuğu) başannın
sonuna gelmiş. tüm orta yaş bunalımlany-
la "malul"" bir baba... İkısiyle de vakınhk
kuramamış. annesine sevgisini göstermeyi
asla başaramadığı gıbı babasıyla da yete-
rince yakınlaşamamış. kompleks küpü bir
genç kız... Ve bu ailenin içıne bomba gibi
düşen, tüm kendine güven ve pervasızlık
görünümü altında. aslında çok sorunlu,
çok yalnız İvy...
Katt Shea Ruben. bize bu kişileri tarutı-
yor. Onlara inanıyor. onlara ilgi duyuyo-
ruz. Bu Amerikan taşra çevresinde. bir "re-
fah toplumu" görünümü altında yaşanan
bıreysel dramlar, gerçek anlamıyla ilgimızi
çekiyor. Bunda Ruben'in kadın du-
yarlılığıyla örülmüş yumuşak anlatımının.
konusuna ve kışilerine sevgiyle. sevecenbk-
le yaklaşmış olmasının büyük payı var.
Kadın yönetmen, tüm hasta, sağlıksız yan-
lanna karşın. yine de "aile"'yi koruyor, sa-
vunuyor. Ve bir yabanotü gibi dışandan,
"sokaklardan" gelip ailenin koynuna giren
bir genç kızın yol açabileceği dramlan; me-
lodrama kaymadan, abartıya düşmeden.
yaün biçimde anlatıyor.
Bu yalınlık, yer yer çok ınçelikli sinema
bölümleriyle destekleniyor. Örneğin anne-
nin "düşüş" sahnesı herhalde yıllarca unu-
tulmayacak düzeyde. Denetlenmiş. estetik
bir erotizm anlayışı da Ruben'in olumlu
hanesıne yazılabılir.
Oyunculann da çok başanlı olduğunu
söylemek gerekir. Bir zamanlar (1920-30'-
larda) Amerikan tiyatro ve sinemasmda
fırtına gibi esen Barrymore kardeşlerin.
'"profıl" dıye anılan yakışıklı John, büyük
karakter oyuncusu Lionel ve usta oyuncu,
"abla" Ethel Barrymore'un oluşturduğu
efsanenin mirasçısı olan Drew, John
Barrymoreun oğlu, kendisi de (başansız)
bir aktör olan John Barrymore Jr'ın kızı.
Bu ünlü ailenin mirasını. daha çocuk yaşta
•'E.T." vb. fılmlerde rol alıp sonra büyük
bir bunalıma ve uvoışturucu batağına düş-
mekle ödemiş olan Drew, anlaşılan artık
bunlan atlatmış ve alabildiğine çekici bir
genç kız olarak Barrymore adını yeniden
yaşatacak.
En çok "Alien'deki rolüyle anımsadığı-
mız Tom Skernt'in baba. "Char-
lie'nın Melekleri'"nd,en biri olan Cherly
Ladd'in anne kompozisyonlan kusursuz.
"Roseanne" dizisinden anımsanan Sara
Gilbert ise değişik. "çirkin"fiziğiyleönem-
li ve kendine özgü bir o>Tjncu.
"Zehirli Sarmaşık" türündealçakgönül-
lü bir başan. yıbn ılgiye değer fılmlennden
bıri.
YENİ
BAŞLAYANLAR:
Evde Tek Başına 2 : iste yme
Holl>"wood küçük. ama "büyük" oyu-
nucusu Macaulay Culkin karşınızda!
Culkin, bırincisinin gjşe rekorlan
kırması üzerine Hollyuood'lu yaımcı-
lann hemen kollan sıvavip ginştıği ikin-
ci "Evde Tek Başına" filminde, bu kez
New York'ta... Havaalında anne ve ba-
basından "kurtuluyor" ve "ver elini
New York!" Yönetmenliğini Chris Co-
lumbus'un üstlendiği. Culkin'in yanı
sıra başrollerini Joe Pesci ile Daniel
Stern'ın paylaştıklan bu hoş güldürüyü
özellikle çocuklar kaprmasın.
(Çemberlitaş Şafak I. Şişli Site. Kadı-
köy Süreyya, Beyoğlu Dünya, Bakırköy
İncirli, Ankara Kızüırmak, Ankara Ka-
vaklıdere, Ankara Derya, İzmir Şan,
İzmit Sekaj
Bodyguard: Ünlü şarkıcı Whitney
Houston. ılk kez beyazperdede... Yönet-
menliğini Mick Jackson'm üstlendiği
"Bodyguard" filminde başrolleri Kevin
Costner ile paylaşan Houston, koruma
görevlisine (Kevin Costner) aşık olan
ünlü bir yıldıa canlandınyor. Senaryo-
sunu Hollyvvood'un ünlü yönetmenle-
rinden Lawrence Kasdan'ın asbnda Ste-
ve McQueen"i düşünerek 1970'li >ıllarda
yazdığı film, daha çok Whitney Hous-
ton'ın şarkılan için izlenebilecek, sıra-
dan bir aşk fılmi.
(Beyoğlu Emek, Kadıköy Reks, Şişli
Kent, Bakırköy 74, Çemberlitaş Şafak 2,
Maslak Mövenpick, önümüzdeki cıona
gününden itibaren de Ankara Akün sine-
malarında)
E.T.' filminin küçük
yıldızı Drew Barrymore,
'Zehirli Sarmaşjk'ta kötü
kalpli ve yalnız bir genç
k'ızı canJandınyor.
CASOD'DAN KINAMA
Güney'in anısı
kirletiİmek
istoıiyor
• Fatoş Güney'e yönelik iddi-
alan nefretle kınadıklannı be-
lirten ÇASOD Başkanı Ergün,
'saygısızca yapılan bu saldınyı
protesto ediyoruz"dedi.
Kültür Servisi- ÇASOEH Çağdaş Si-
nema Oyunculan Derneği)adına bir
açıklama yapan Başkan Habl Ergün,
Fatoş Güney'e yönelik suçlamalan
nefretle kınadıklannı belirterek, "Fa-
toş Güney, bazı politik çıkar çatışma-
lanna alet edilmeye çalışılmaktadır"-
dedi.
Halil Ergün, " Fatoş Güney, sine-
mamızın uzun soluklar kazanmasında
büyük emekleri geçmiş, uluslararası
ortamda sinema sanatımıza saygın bir
yer kazandırmış ölümsüz Yıbnaz Gü-
ney'le adı her zaman anılacak değerli
bir ınsanımızdır" biçiminde konuştu.
Özel yaşamı çarpıtmaya kalkışmanın,
özlük ve insan haklanna müdahalenin
sa\Tjnabilir hiçbir yanı ohnadığmı vur-
gulayan Ergün, "işin alçakça bir yanı
da bu yaklaşımla. Yılmaz Güney'in
anısı ve ülkemizdeki doldurulamaz
kimliği kirletilmek istenmektedir"-
görüşünü dile getirdi.
Günümüzde her türlü değerin yerle
biredilmeyeça!ışıldığına,duyarsızlık-
lann ve tepkisizliklerin yoğun örnek-
lerle yaşandığına dikkat çeken Ergün,
"Herşeyin kabaca metalaştınldığı. ne
olursa olsun ama sansasyon olsun
mantığının kol gezdiği medya saldnsıru
hüzünle gözlemb'yoruz. Bız Çağdaş Si-
nema Oyunculan Derneği olarak, in-
san onurunu, sanatçı ve kültür adam-
lannın kimlik onurlannı sonuna kadar
yılmadan savunacağız. Güzelliğjn.
aydınlığın, hoşgörünün kısaca tüm in-
san haklannın yanında olacağız. Bu
anlayışla Fatoş Güney'e ve Yılmaz
Güney'e saygısızca yapılan saldınyı
protesto ediyoruz. Bu haberi sinsince
kullanma anlayışını da nefretle kıruyo-
ruz"dedi.
Aşın şiddet öğeleri içeren polisiye 'Suçlu Kim?', zend bir polisin maceralannı anlatıyor
Post-modern bir polisiye fihııiSuçlu Kim? (Ricochet) j Yönetmen: Russell Mulcahyl Senaryo: Fred
Dekker, Menno MeynesjGörüntü: Peter LevyıMüzik: Alan Silvestriî
Oyuncular: Denzel IVashington, John Lithgow, Ice T. Lindsay Wag-
ner, Josh Evans, Kevin Pollack/Bir Silver Films (ABD) yapıtnı.
"Highlander" serisini göremediğimiz
Russell Mulcahy'nin yeni filmi "Rıcochet-
Suçlu Kim?", Amerikan sinemasının
klasik polisiye b'r entrikayı kullanarak,
ama ona yepyeni ve aşın bir şiddet. birdizi
görsel şok ve görkemli seyirlik bölümler
ekleyerek yapma) a başladığı yeni-polisiye
filmlerin bir başka örneği sayılabilir. Tıpkı
"Ölüm Silahı" serisi. "Zor Ölüm" serişi
veya Scorsese'nin "Korku Burnu" çeviri-
mi gibi...
Tam bir soygun anında tutuklatuğı azjlı
bir gangsteri içeri attıran zenci bir polis
memuru (benzersız Denzel VVashington),
hukuk eğitimi görmüş, sava yardımcıbğj-
na yükselmiş, ileride başkanlığa bile oy-
nayabilecek ıddialı bir kişidir. Ancak tu-
tuklattığı gangster de öyledir. Ve adam bir
avuç yandaşıyla birbkte görkemh bir "fı-
rar"la içeriden kaçtıktan sonra tek düşün-
düğü, kendisini içeri attıran adamı. yalnız-
ca bir anda öldürmek değil, tüm İcariye-
rini, kişibğini ve geleceğini çökerterek yok
etmekür. Böylece amansız bir düello baş-
lar.
"Korku Burnu" filminin ana semasını
izleyen film, kuşkusuz ilginç öğeler içeren
ve Mulcahy'nin sinemacı kişiliğine ışık tu-
tan bir yap-m. Bu tür sinemada, gerçek an-
lamda bir psikolojik yaklaşım, kişilerini
kıb kırk yararak inceleme. davraruş neden-
lerini inarubr kılma gibi kaygılar yoktur.
Yönetmen, daha çok görselbğe sığınır, şok
etkisı yaratacak sahneler düzenler, her şeyi
iri boyutlarda tutar. özelbkle final bölüm-
lerini eskı deyimiyle "mahşeri" (kıyamete
yakışır) bir aünosfere büründürür...
"Suçlu Kim"de de aynen böyle oluyor.
Kendine özgü davranışlan olan zenci po-
4is, perdede görebiküğimiz Ih acımasız, en
akıîlı katillerden birinin rakibi olmak
şanssızlığına eriştikten sonra, gerçekten de
başına gelmedik kalmıyor. Belleğini, onu-
runu, saygınbğını, inanılırbğını ve de kuş-
kusuz geleceğini. adamın eylemleriyle birer
birer yitiriyor. Sonunda ise iki kahra-
manımıza, büyük kent dekoru önünde
görkemli bir hesaplaşmadan başka çare
kalmayacaktır.
Film, yer yer kimi bilim-kurgusal masal-
larda göregeldığimiz ürkünç bir ilkel çağ
(bir ortaçağ) atmosferi yaratıyor. Buna en
görkemli örnek, katil Blake'in tutukevinde
DORSAY'IN YILDIZ TABLOSU
FMtUi
Zertitii Sarmaşık
Son Mohikan
Mütrıiş Yemek
ölüm Kadma
Yakışır
ACJ Ay
GistarUHN SlMaalv
Şjşli Site 2, Kadıköy Moda, B. Sinepop. Şafak 2
Beyoğlu Fitaş, Topkapı Sur, Bakırköy Kayra,
Kadıköy Hakan, Şişli Novabaran
Harbiye As
B. Atlas Bakırköy Renk, KSM, Beşiktaş Mıstık
B. Lale. K. Ocak, Ankara Satı, Ankara M. Paşa,
Pendik Oscar
•e^rteadlraa
• • *
•••
•••
• •
• Sıradan • * Görülebtlir ••• Gerçekten ifginç • • * • Başyaprt.
Uli Edel'in yeni fîlmi Madonna ile William Defoe'yu biraraya getiriyor
Madonna'dan yineerotizm
bir diğer ha>dutla giriştiği savaşım bölü- \
mü. Tam bir ışık-gölge şenüğı içinde, ilkel
insanlar gibi. madeni silahlar ve çılgın yü-'
reklendirmelerle yapılan bu savaşım, ger-,
çekten de önemli bir atmosfer başansı. Fi- '
nal bölümüdeöyle...
Bu bölümün, fılmde kimi görüntüleri
yer alan James Cagney'in oynadığı ünlü
"White Heat-Beyaz Cehennem" klasiğinin
yine çok ünJüfinaündenesinlenmiş olduğu
açık.
İlginç bir oyuncu olan ve bu fılmde de
yeteneklerinin değişik bir yüzünü gösteren
Denzel Washington'a karşıbk John Lith-
gow, yine o fılmde James Cagney'in kom-
pozisyonundan esinlenmiş ve gerçekten de
ona yaklaşan bir oyun çıkanyor. Kadın
sava rolünde, bir zamanlann "biyonik
kadın"ı Lindsay \Vagner var. Ve onun
çıplak VVashington'la karşılaşüğı sahne,
azınsanmayacak bir erotizm içeriyor.
"Suçlu Kim?". andığımız yeni-polisiye '
akım içinde ilginç bir yer tutacak. kendine
özgü nitelikleri olan ve rahatça izlenen bir
film. Mulcahy ise kuşkusuz tümüyle yaba-
na aülmayacak bir yönetmen. Ancak bu
tür filmlerdeki abartmanın ve görselbğe
aşın yaslanma çabasının, sonuç olarak
anbk tüketim açısından ne denli sürükle-
yici olsalar da. kalıcılıklan o denli tartış-
malıfilmlereyol açtığını hep ve hâlâ düşü- ^
nüyorum. Biraz daha ölçülü, biraz daha "J
"gerçekçi" olmak, ayaklannı biraz daha
yere basmak, bu "post-modern" polisiye •
filmlere çok daha saygınbk kazandırabilir- \
di. :
Kültür Servisi -Pop müzik dünyasırun
"çılgın kadını" Madonna, "Erotica" adlı
son albümünün videoklipleri ve son derece
müstehcen fotoğraflardan oluşan kitabı
"Sex"ten sonra, yeni fılmi "'Body of Evi-
dence" ile yine olaylar yaratacağa benzi-
yor. Madonna'yı alüna kez beyazperdeye
getiren "Body of Evidence", konusunu bir
seks cınayetinden alan bir "mahkeme fil-
mi".
Yönetmenliğini çalışmalannı ABD'de
sürdüren Abnan yönetmen Ub Edel'in
yaptığı fılmde, kalbinden rahatsız olan 60
yaşlanndaki zengin bir adamın ölümün-
den genç ve güzel sevgilisı sorumlu tutu-
luyor. Ancak, bu kez "anayet silahı" "sa-
kıncab" bulunan "Temel İçgüdü"de olduğu
gibi bir buz kıracağı değil, kadının kendi
vücudu!
Türkiye sinemalannda da gösterilen
1989 yapımı filmi "Brooklyn'e Son Çıkış"
ile dikkatleri üzerine çeken Alman yönet-
men Uli Edel, "Bir Cinayetin Anatomisi"
türünde bir film çekmek istemiş. Bu tür
filmlerin katıksız oyunculuk gücüne da-
yandığını behrten Edel. fılmdeki temel
ögelerden mahkeme salonunu bir tiyatro
sahnesine benzeterek, "Oyuncunun fazla
seçeneği yok.fizikselhareket sınırb ve elin-
de replikleriyle oyunculuk yeteneğinden
başka birşey yok" diyor. "Body of Eviden-
ce" filminde en çok zorlandığı sahnelerin
oldukça erotık sevişme sahneleri olduğunu
söyleyen Edel, bu tür sahnelerde oyuncu-
lann sınırlamalann ötesine geçmeleri ge-
rektiğini, bunun için de herkesin birbirine
güvenmek durumunda olduğunu belirti-
yor. Fılmde başrolleri Oliver Stone'un
Hakkındaki suçlamalan yanıtlayan Fatoş Güney:;
'Çılgın' Madonna içinfilmçekmek, bir tür
"Müfreze" filminde Oscar'a aday gösteri-
len VVilliam Defoe ile paylaşan Madonna,
film çekme sürecini (şarkıcılığından olsa
gerek) "canlı sahne şov"una benzettiğini
söylüyor: "Burnunun dibindeki kala-
balığın farkında olduğun gibi, kameranın
yakınbğmm da farkında olmak ve tıpkı in-
sanlarla oynadığın gibi oynamak zorun-
dasın." Madonna Wilb'am Defoe ile birlik-
te oynamaktan da çok hoşnut: "Boyu çok
'canlı sahne şovu' yapmak gibi...
uzun olmadığı için yanında cüce gibi
kalmıyorum..."
Senaryosunu Brad Mirman'ın yazdığı,
görüntü yönetmenliğini Doug Milsome'ın
üstlendiği ve Madonna ile William Defoe'-
nun yanı sıra Joe Mantegna, Anne Archer,
Julianne Moore ve Jurgen Prochnovv'un
rol aldığı "Body of Evidence", Türkiye si-
nemalannda 22 ocak tarihinde gösterime
girecek.
'Yılmaz'ın ölüsüvle
bile uğraşıyorlar9
Kültür Servisi- Fatoş Güney, çeşitli
yayın organlannda Yılmaz Güney ile ilgili
olarak kendisine yöneltılen suçlamalan
yanıtladı. Fatoş Güney, Yılmaz Güney'in
ardından geçen 8 yıl boyunca kendisiyle il-
gili çeşitli söylentilere kulak asmamayı ve
kişinin özel yaşamına saygıyı yok pahası-
na çiğneyenleri muhatap almamayı kendi-
ne ilke edindiğini ancak bu kez,' Yılmaz'ın
kültür ve sanat mirasını yaşatmak adına
yaptıklanma sıra geldi"-
dedi.
"Yılmaz Güney Vakfı
kuruluş gecelerinde top-
lanan paralann. onun
anısını yaşatmak yerine,
Paris'te bir ev satın
aldığına"yönelik iddi-
alara karşıbk Fatoş Gü-
ney, Almanya'nın üç
kentinde düzenienen
sözü edilen toplantılann
11, 12, IŞEkim 1991 tarihlerinde, Alman-
lann da içinde bulunduğu Yılmaz Güney
Vakfına Destek Derneği tarafından
yapıldığına dikkat çekerek şunlan söyledi:
. "Evimi satın aldığım tarih ise Mart
1990'a isabet etmektedir. Yani babamın
vefatından sonra payıma düşen mirasla,
bedelı nakit olarak ödenerek evin saun
alınışı bu toplanlılardan 20 ay öncesine
rastgelmektedir. Bu gecelerden geriye ka-
lan 40 bin mark ise yine aynı dernek ka-
nabyla doğrudan Güney Vakfı hesabına
• Fatoş Güney,
Yılmaz Güney
Vakfı veözel
yaşamına yönelik
savlan yanıtladı.
gönderilmişür. Yıbnaz Güney Kültür ve
Sanat Vakfi'nın kuruluşu için gereken 300
milyon TL'yi tamamlamaya yetmemiş,
ancak yine aynı miktar, kendi şahsi katkı-1
lanmla ve kimi bağışlarla biraraya getiri-;
lerek bloke edılmiştir. Böylece Vakfırnı/"
resmen işlerlik kazanmış duruma gelmiş-
tir." 21 Ocak 1990 tarihinde Paris Zem't
salonunda yapılan Yılmaz Güney anıtı fa-',
abyetinin belgelerinin de ilgili kuruluşlara,
örgütlere, deraeklere -
açık hesap verildiğıni
vurgulayan Güney,,
anıtın yapılması için
gereken 47 bin 199 •
Frank açığın. Güney'
Production tarafından;
kapatıidığmı ve anıtın
yapımının 6 Nisan
1991 tarihinde tamam-
landığını belirtti.
Fatoş Güney, Paris'-
teki evinde Paris Kürt Enstitüsü Başkanı
Kendal Nezan'la birbkte yaşadığına yöne-
lik sava da. "evimde yalnızca oğlum Yıl-
maz'la birlikte yaşadıgım tüm yakınlanm
tarafından bilinen bir gerçektir. Çünkü
evim herzaman beni ziyaret etmek isteyen
dostlanma açiktır"yanıtını verdi.
Fatoş Güney, "Yılmaz'la sağbğında uğ-
raşanlar ölüsünü de rahat bırakmayacak-
Iar. Engellemelerle, pisliklerle, yıpratma
çabalanyla her zaman karşılaşacağız"
görüşünü dıle getirdi.