26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL1992PERŞEMBE * • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLER1N DEVAMI 15 «İUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • I Baştarafi I. Sayfada "Ateşkes Önerisi" başlığıyla çıkan bu bilgileri TÖ önce- k. i gün yalanladı. Yayımının üzerinden tam aitı gün geç- tiJcten sonra. Kaya Toperi'nin açıklamasına göre TÖ, ateşkes çağ- msında bulunmamış, "bu anlama gelebilecek hiçbir ifiade KuManmamış'tı. Ne var ki, Köşk'le "iyi ilişkileri" güncel görüşmelerle s«jrdüren arkadaşımız Ertuğrul Özkök sonunda daya- namadı, Köşk'ün yalanlamasını dünkü yazısında ya- lanladı. TÖ, kamuoyunda pekişen kimi yargıları tersyüz et- rneye çabalıyor. Oysa özkök, Tö'nün yalanladığı söz- lesri "öana söyledi" diye yeniden doğruluyor. Ustelik, TÖ'nün kabul buyurduğu HEP'li üç milletvekilinden biri olan Mahmut Alınak'a sormuş, "Evet bize de söyledi" dhediğini aktarıyor. Bütün bu bilgiler gözönüne alınınca şu soru akla ge- liyor: Ortada bir yalan söyleyen var, ama kim? Takdir kamuoyuna kalıyor. Kuşkusuz bu tartışmalar, daha güncel, daha önemli konular arasında kaynayıp gidiyor. Hükümeti gözden çıkaran ya da gerçeği araştıran, siyasal olayların akı- şına göre yorum yapmaya çalışan çevreler son yirmi gündür hükümetin gidip gitmeyeceğini araştırıyor. Hükümeti kim, hangi yoldan düşürecek, asıl soru bu ve bu sorunun yanıtında hemen herkes birleşmiş görü- nüyor. Derhalgöreve! SHP'den CHP'ye geçenlerin sayısına dört ya da beş milletvekili eklenirse, duyarlı sayı 226nın altına düşen hükümetin görevde kalamayacağı hesaplanıyor. Hükümeti devirecek kudretli böylece ortaya çıkıyor: Deniz Baykal! CHP Genel Başkanı ise interStar TV'ye verdiği demeçte, hükümeti düşürmenin veya erken se- çirnin karşısında vaziyet alıyor. Üç aşağı beş yukarı söylediği şu: Güneydoğu'da yangın var. Ekonomide yıkım işaretleri geliyor. Bu yapı içinde Türkiye erken seçim ekonomisini kaldırabilir mi, diye soruyor. Hükümetin 226ya indirilmesini özel- likle yeglemeyeceklerini söylüyor. Ne çare, Baykal bir yerde terse düşüyor. Hem de kendi açıklamalarıyla. Türkiye, Güneydoğu'da ateş içindeyse, bu ateş giderek güçleniyorsa, ekonomide tehlikeli işaretler ülkeyi sarsacak kerteye geüyorsa, bir siyasetçinin, her siyasetçinin ilk görevi, bütün bu olumsuzlukları yaratan ya da sorunlann çözümünü, çaresini bulamayan bugünkü hükümeti tez elden, her olanağı kullanarak düşürmek, yerine, ülkeyi esenliğe götürecek yeni bir hükümetin gelmesini sağlamak de- ğil midir? Hükümeti götürmeye gönüllü bir "müttefik" arıyor- sa, hemen yanı başında. izmir'de coşan Mesut Yılmaz, "Ana hedefimiz, şu Allahlık koalisyon hükümetini ala- şağı etmektir" diyor. Beri yandan TÖ, "Allahlık" diye nitelediği Mesut Bey'i ANAP'ın başından uzaklaştırmayaçalışıyor. Dün -tartışmalara neden olacak bir açıklamayla- 206'ya kadar güvenoyu sorunu olmayacağından söz I eden Başbakan Demirel ise hükümet konusunu değer- j lendirirken, "Yunanistan'da kabine bir oy farkla yürü- ı yor. Türkiye'nin bir hükümet bunalımma tahammülü , yoktur. Şu anda başka altematifimiz yok. Doğru Yol- \ suz bir hükümet alternatifi de yok " diye konuşuyor. Siyaset daha renkleneceğe benziyor. Diplomaside Kuzey Irak çıkmazı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kuzey Irak'taki gelişme- ler, Türk dış politikasını zorlu- yor. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Ferhat Ataman, Kuzey Irak'ta yaklaşan kış koşullan gözönüne alındığında duru- mun "endişe verecek boyutlara ulaşma ihtimali" bulunduğu- nu, "Türkiye'ye yönelik yeni bir göç olabileceğini" dile getir- Lord Avebury. PKK,terör orgutu sayılmaz LONDRA (Cumhuriyet) - İn- giliz Parlamentosu İnsan Hak- lan Grubu Başkanı Lord Ave- bury üe İngiltere Katolik Kili- sesi ruhani lideri kardinaL Basil Hume'un mülteci sorun- lanna ilişkin danışmanı Micha- el Feeney'nin Şırnak'ta yaptık- lan inceleme ardından hazırla- dıklan raporda Türkiye hükümeti ağır bir dille eleştiri- liyor. "Türk makamlan PKK'dan terörist diye söz ediyorlarsa da, PKK'ya destek versin ya da vermesin, Kürt halkının büyük çoğunluğu, kendi siyasal gele- ceğjne kendi karar vermek isti- yor. Bunu ise,mevcut Türk Anayasası çerçevesinde yap- malan mümkün değil. Türkle- rin çoğunluğu, gerçekleri kabul edemediği için çoğu Kürt, mu- halefeti silahla yapmaya yönel- miştir. Bu nedenle de terorizm sözcüğünü kullanmak yanlış- tır," deniliyor. Nevruz olaylan ardından da bölgeyi ziyaret eden Ingjliz Par- lamentosu İnsan Haklan Gru- bu Başkanı Lord Avebury, raporda öne sürülen bazı gö- rûşler hakkında sorulanmızı şöyle yanıtladı: -PKK'nın eylemlerinden te- rorizm diye söz edilemeyeceği- ni. PKK'nın Türkiye'nin "sö- mürgeci ve yabancı işgaline askeri karşılık verdiği"nden söz edi>orsunuz. Âvebury- Sömürgeci ve ya- barcı işgali sözcükleri, halkla- nn kendi kaderlerini saptama kotusunda Birleşmiş Millet- ler'jı çeşitli kararlannda yer ahr Burada sözü edilen, eski A-vrupa devletlerinin erhperya- listeylemleri değildir. Sömürge- ci davranış, başka biçimler de alabilir. Buna örnek, Sovyetler B-iıiiğj, Hindistan, Endonezya veÇin'dir. di. ABD ve diğer Batıh ülkele- rin başlatmak istediği insani yardımm gerekliliği, Ankara ta- rafından kabul edilirken, insani yardım çerçevesinde gönderilen bazı malzemelerin Diyarbakır Havaalanı'nda tutulduğu, Dı- şişleri Bakanlığı taraf'ından açıklandı. Ferhat Ataman, dün düzen- lediği haftalık basın toplantı- sında, Türkiye'nin ABD başta olmak üzere. müttefıklerle Ku- zey Irak'a yardım konusunda görüşmeler yapüğını, ancak şu aşamada yardımın nasıl ve han- gi çerçevede yapılacağının de- ğerlendirme aşamasında oldu- ğunu bildirdi. Ataman, yardı- mın tutannın 80 milyon dolar olarak yansıdığını, gereksinim- lerin başında; gıda, nakliye ve ısınma için yakıt ve sağlık mal- zemelerinin bulunduğunu be- lirtti. Türkiye'nin, başından beri Kuzey Irak halkına "yar- dım elini uzattığını" söyleyen Ataman, konunun önümüzde- ki günlerde Birleşmiş Milletler gündemine gireceği yolunda "duyumlar" alındığını da dilı getirdi. Ataman, yardım konusu ile Çekiç Güç arasında "doğrudan bir ilgi" olmadığını dile getire- rek, Çekiç Güç'ün görevinin askeri, oysa yardımın insani ni- telikte olduğunu vurguladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ataman, insani yardım çerçe- vesinde AT Komisyonu tara- fından görevlendirilen bir İngi- liz gönüllü kuruluşunun. Kuzey Irak'a gönderilmek üze- re Diyarbakır'a getirdiği mayın temizleme malzemesinin ha- vaalanında tutulduğunu açık- ladı. di. Ataman, AT Komis- yonu'nun BM Yaptınmlar Komıtesı'nden ızın aldığını ve Türkiye'ye de izin için başvur- duğunu belirterek. Türkiye'nin henüz değerlendirmelere de- vam ettiği bir sırada 15 temmuz günü bir Fransız uçağı tarafin- dan getirildiğini ve gerekli de- ğerlendirmeler sürdüğiı ;~n malzemenin. henüz Kuzey Irak'a gönderilmediğini söyle- Ataman şöyle konuştu: 'Kuzey Irak'taki mayınlann yö- redeki sivil halkın can güvenliği bakımından yarattığı riskin bi- lıncındeyiz. Ancak malzemenin askeri yönden hassas niteliği dolayısıyla mayınlann etkisiz hale getirilmesi için yapılacak çalışmaların Türkiye'nin sınır güvenliği bakımından bir tehdit teşkil etmemesi esastır." HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DA IVIeteoroloıı Genel Müdûriû- 5u nden aiınan btlgıye gûre yw- dun kuzey ve doSu kesımlen parcalı ve cok bulutlu Marma- ra'ran do^usu Karadena, Iç Anadoıunundoğusu. DoOuAk- denız ile DoQu Anadolu'nun ku- zey ve batısı sağanak yajışlı ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ _ _ _ ^ ^ ^ . ^ ^ ^ _ ötekı yerter az bulutlu geçecek ~ ~ ^ " ~ ~ " " m m " m ™ " 1 ^ ~ ' ~ ~ " Hava sıcatdığı tnraz azalacak Rûzgar, kuzey ve batı yönlerden orta kuvvette. yurdun taey kesımlennde kuvveüıce ese- cek Denulerimızde ruzgir, Akdenu'de gûnbatısı ve karayel, Giıney Ege'de yıkte ve karayel ûteta dentztenmızde yıldız ve poyrazdan 3-5, Ege ve Karadenız'de yer yer 6 küvvefinde. saat te 10-21. Karadenız'de yeryer 27 denız mılı hızia esecek Amsterdam dmman Abna BaOdat Brûksel Cenevre Frankiurt Leflcoşa Petershtjrg Londra Madnd (Alano Moskova Mümh Oslo Pans Prag Rıyad Roma 23° 28° 28° 34° 20° 28° B 22° A 27° B 16° A 19° B 24° A 24° Y 14° Y 20° B 14° B 22° A 17° B 38° Y 26° : Çj: açrt öukıtlu yagmurtı kartı A-açık B-txjluOu Gguneş* K-kan. S-stsk Y-yagmuriu Ayaz, darbe heveslîlerini uyardı UBaştarafi I. Sayfada Milli Savunma Bakanı Ayaz, Doğu Blok'unda yaşanan son gelişmelerin ardından NATO'- nun yeni stratejiler saptadığını belirterek, üye ülkelerin silahlı kuvveılerinde reorganizasyon- lar yapıldığını haurlattı. NATO'ya karşı VVarşova Paktı tehdidinin ortadan kalkmış ol- masına karşın, Türkiye'nin çev- resinde meydana gelen yeni oluşumlann ayru görüntüyü vermediğini ifade eden Nevzat Ayaz, bu açıdan Türkiye'nin savunmasına daha bir önem verdigini bildirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bu bağlamda yeniden yapılanmaya gidildiği- ni belirten Bakan Ayaz, konuy- la ilgili planlamanın geçen ağustos ayında tamamlandığını söyledi. Ayaz, özellikle kara kuvvetlerindeki asker sayısının indirildiğini hatırlatarak, "or- dunun, vurucu gücü yüksek, hareket kabiliyeti fazla ve elekt- ronik sistemlerle donatılmış bir yapıya kavuşturulduğunu" an- İatü. Ayaz, savunma sanayiinin ge- lışmesine önem verdiklerini, si- lahlı kuvvetlerin gereksinimi olan araç ve gereçlerin önemli bir bölümünün Türkiye'de imal edildigini vurguladı. Bu konu- da F-16 uçaklannı ve ihalesi yeni yapılan "Black Hawk" he- likopterlerini örnek gösteren Bakan Ayaz, dünyada halen kullanılan 3 bin 600, F-16 savaş uçağı arasında seçilen "en mü- kemmel" 9 uçaktan 3'ünün Türkiye'de imal edildigini bil- dirdi. Ayaz. deniz kuvvetlerinin gereksinimi olan denizalü, hü- cumbot ve fırkateynlerin de. Gölcük tersanelerinde yapıldı- ğını ifade etti. Ayaz, Türkiye'nin bölgesin- de bulunduğu gelişmelerle ilgili görüşlerini de açıkladıktan son- ra kendisine yöneltilen sorulan yanıtladı. Ayaz, Alman DPA Ajansı muhabiri Baha Gün- gör'ün, "Türkiye'de askeri dar- be olacağı söylentileri dolaşı- yor. Bazı yabancı basın organ- lan da bu haberlere yer veriyor. Siz bu haberleri nasıl değerlen- diriyorsunuz" sorusunu şöyle yanıtladı: "Bugün darbe söylentilerini üretenler belli bir özlem içinde- ler ve bunu maksatü olarak yapıyorlar. Türkiye'nin bu psi- kolojik baskıdan kurtulması lazım. 10 yılda bir askeri darbe olacak gjbi varsayım ve senar- yolar artık tanhe kanşmışür. Türkiye'nin yeniden 30 yıl daha geriye gitmesini kimse isteye- mez. l5emokratik bir ülkede Genelkurmay Başkanı da, ko- nuşsun istiyoruz ve konuşuyor. Ancak bu kez, neden konuştu diye çeşitli spekülasyonlar y apı- hyor. Artık darbe teorilerini herkes unutsun." îngiliz İndependent gazetesi muhabiri Hugh Pope da, Tür- kiye'nin Azerbaycan-Ermenis- tan anlaşmazlığı ve çatışmasın- da direkt taraf olup olmadığını, Azerbaycan Milli ordusu için Bakü'ye general gönderip gön- dermediğini sordu. Ayaz, yanı- tında, Türkiye'nin bu iki ülke arasındaki sorunun uluslarara- sı anlaşmalar çerçevesinde çö- zülmesinden yana olduğunu belirterek. "Bizim direkt bir ta- raf olmamız söz konusu degjl. Ancak. Azerbaycan halkı bizim soydaşımızdır. Ermenistan'ın işgal ettiği topraklan geri ver- mesi gerekir. Azerbaycan'a gö- revli olarak hiçbir üniformah subay ya da, general gönderme- miz söz konusu değüdir. Gaze- te haberlerine göre, orduyla iliş- kisi olmayan emekü generalleri danışman olarak almışlar, bu bizi ilgilendirmez." dedi. Ayaz, kendisine yöneltilen öteki sorulan da şöyle yanıtla- dı: - Avnıpa'nın birçok ülkesnde genelkurmay başkanlığu savun- ma bakanlıklanaa bağlıdır. Tür- kiye'de ise, Başbakanhğa bağh. Bu durum demokratikleşme açt- sından bir engel değil mi? - Bu durum. demokratikleş- me açısından herhangi bir engel teşkil etmez. Ancak bu anayasa konusu olduğu için, benim her- hangi bir tartışmaya girmem söz konusu dejildir. Anayasa- nın yeniden düzenlenmesi sıra- smda, demokratik sistem içeri- sinde konu yeniden ele alınır. - Son gûnlerde, G.Doğu'daki terörle mücadele sırasında aske- ri birlikkrin Alman silahlarıtu kundaklanan Sarayburnu vapumnda hasar büyüktü. Vapura kundaklama Baştarafi 1. Sayfada na gelmiş olmasının sabotaj ih- timalini arttırdığını söyledi. Yangırun kesin çıkış nedeni- nin bugün yapılacak inceleme- den sonra saptanbileceğini be- lirten Kılıç, kıç tarafındaki yolcu salonunun tamamen yan-" dığını. geminın sefer yapama- vacak durumda olduğunu söy- ledi. Abdurahman Kılıç, daha sonra şunlan söyledi: "Yangma kısa sürede müda- hale ederek yangınm gemiyi tamamen sarmasını engelledik\ Yangma ilk müdaheleyi gemi- 1 nin personeli yaptı. Geminin iskeleye bağlı olması yangına müdahale etmemizi kolaylaş- tırdı. Yangın 15 dakika gibi kı- sa bir sürede söndürülmüştür." Olayın görgü tanıklan, yol- culan boşalttıktan sonra. gemi- nin ktç tarafında ani bir parla- ma olduğunu belirterek "Öyle bir alev çıktı ki sanki benzin tu- tuşması gibiydi. Bir sigara iz- mariti va da bir anzadan kay- ajVnter ı oldurenın eşkalı • Baştarafi I. Sayfada kot pantalon ile açık renk bir gömlek bulunduğu kaydedildi. ._ Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan AA'ya yaptığı açıklamada, Musa Anter cina- yetı ile ılgılı belırlı venler elde ettiklerini söyledi. Erkan, "So- nuç alınmadan bir açıklama yapmak doğru değil. Birkaç de- fa göriişüldüğüne göre, vuran şahsın göriişenler tarafından tanınması gerekir. Aynca bu görüşmelerde bulunan başka şahıslar da var. Onlarla ilgili ça- hşmalar sürüyor" çdedi. Erkan cinayetin arkasında kontrgeril- la bulunduğunu söylemenin yanlış bir yakıştırma olduğunu savunarak şöyle konuştu: 6 Ozel radyolar • Baştarafi 1. Sayfada hava sinyal ile deniz-kara ha- berleşme sistemlerini enterfere ettiği (bozduğu) gerekcesiyle bu yayınlara son verilmesi talebin- de bulunuldu. Türkiye'de halen 2'si An- kara'da, dığerleri İstanbul'da olmak üzere 8 özel radyo yayın yapıyor. Bunlardan Show Rad- yo İstanbul ve Ankara. Ankara Büyükşehir Beledıye Radyosu (Radyo Anki) Ankara'da. Sü- per FM, Number One FM, Radyotek. Genç Radyo. Metro FM ve Kent FM İstanbul'da dinlenebiliyor. "Yakıştırmalann yanlış ol- duğu, yakıştırmalann başladığı an bellidir. Bu yakıştırmalan yapanlar, hemen verilerini orta- ya koymalıdır. Kimdi bu örgüt? Kontrgerillayı kim biliyorsa or- taya koyar. Devlet de yasal ge- reğini yerine getirir. Hiçbir ülke, insanlann öldürülmesine, illegal faaliyete imkan vermez. Bu bizim ülke için de geçerüdir. Bunlar bir yakıştırmadır, genel- de örgütün yakıştırmasıdır. Bu cinayetin aydınlatılmasında belli bir mesafe alındı demek mümkün. TDespite doğru epeyce ılerleme var. Ama olay failin yakalanmasıyla tamam- lanmış olur, bunu da zaman gösterecektir." Musa Anter'in öldürülmesin- den kısa süre sonra olay yerine giden Diyarbakır Söz gazetesinin üç muhabirini kaçıran silahlı kişi- lerin kullandığı 21 SV 004 plakalı otomobil, dün Adıyaman'da bu- lundu. Cinayeti soruşturan Di- yarbakır Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, otomobilin sahibinin de gözaltına alındığını kaydetti- ler. Şırnak'ın Kumçatı köyü ile Silopi ilçesin- de güvenlik güçleriyle çatışma- ya giren 4 PKK'lı öldürüldü. Bölgede düzenlenen operas- yonîarda 1 PKK'lınm cesedi bulundu, 4 PKK'lı teslim oldu. İzmir ve Aydın'da PKK'lı ol- duklan öne sürülen 7 kişi gözal- tına alındı. Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği'nden yapılan açıklamaya göre güvenlik güçlerince yürü- tülen çalışmalar sırasında, ça- tışmaya giren 3 PKK'lı Şırnak'- ın Kumçatı köyü bölgesinde, 1 PKK'lı da Silopi ilçesinin kırsal alanında öldürüldüler. Batman'ın Sason ilçesi kırsal alanında, ı PKK'lının cesedi bulundu. naklanan bir yangma benzemi- yordu"dediler. Yangında ölen ve yaralanan olmadı. Yangının çıkmasından bir süre sonra ga- zeteleri PKK-ERNK adına arayan bir kişi, "Güneydoğu- daki olaylan ve gazeteci Musa Anter'in öldürülmesini protes- to için Sarayburnu gemisini yaktık"dedi. Bombalar • Baştarafi 1. Sayfada İstanbul Haber Servisimizin bildirdiğjne göre, Taksim'deki The Marmara Oteli'nin 11. ka- tındaki asansörün yanında bu- lunan sandalyenin altına, kimli- ği belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından konulan bir paket, saat 02.50 sıralannda otel personeli tarafından farke- dildi. Otel vöneticilerinin 055 nolu polis imdat telefonuna ha- ber vermesi üzerine otele gelen bomba uzmanlan. saat 03.45'- te. içinde saatli bomba bulunan paketi etkisiz hale getirdiler. The Marmara Oteli Genel Müdürii Teoman Su, bomba olayını doğrulayarak otel için- de görülen şüpheli bir paketin polise haber verilmek sureüyle yetkililere teslim edildigini söy- ledi. GOZLEM UĞUR MUMCU kullandığı yönûnde yeni iddialar var. Hatta, SAT-1 T\ "si bu ak- şam bir program yayımlayacak. (Dün akşam) Bunu nasıl değer- lendiriyorsunuz? - Terörle mücadele polis ve jandarma tarafından yürütül- mektedir. Ancak, gerek duyul- duğunda vatan savunması yapan birliklerden takviye alın- maktadır. Görev sona erdiğin- de de, o birlikler eski yerlerine dönmektedirler. Burada, vatan savunması yapan askeri bırlik- lerin ve kullandıklan araç ve gereçlerin terörle mücadelede kullanıhyor gibi gösterilmesi maksatlı ve yanlıştır. - Kuzey Irak'ta bir Kürt devle- ri kurulma çalışmaları sürdürü- lüyor. Türkiye ise, lrak'ın par- çalanmasına ve bir Kürt devleti kurulmasına karşı çıkıyor. Dev- let olma yolunda önemli adımlar atılan Kuzey Irak için ileride ne yapmay ı düşünüyorsunuz? - Irak'ın toprak bütünlüğünü korumasını sadece Türkiye isti- yor değil. ABD başta olmak üzere, ingiltere, Fransa, Al- manya ve diğer ülkeler de aynı görüşte. Irak parçalanırsa, pra- da huzur sağlanır mı? önce bunu düşünmek lazım. Ardın- dan neler gelebileceğini tahmin etmek lazım. Evet biz, Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurul- masına karşıyız. Ancak, bu yöndeki çalışmalan* önlemek için oraya tek başına bir askeri müdahalede bulunmamız şim- dilik söz konusu dejildir. • Baştarafi l. Sayfada Olaylara çok daha genış açılardan bakmak gerekir. Toplumsal olaylar, çok sayıda ve karmaşık yapıdaki nedenlere ve koşullara bağlı olarak gelişirler. "Şematik görüş", yüzeysel ve geçici görüntüleri yapı- sal ve kalıcı oluşumlar olarak algılar. Bu "şematik görüş" \ster\s\emez "komploteorileri"ne saplanır. Bu görüşlere kendilerini kaptıranlar her olay- dan kuşkulanırlar. Bu kuşkucu yaklaşım "paranoya" hali- ne dönüşür. Şematik görüş hastalığı, yüzeysellik, düşünce sığlığı, tembellik, bilgisizlik, ilgisizlik, çapsızlık gibi nedenlere dayanır. "Slogan fetişizmi" ve "terminoloji şehveti" bu hastalı- ğın ilk belirtileridir. Araştırma, inceleme, tartışma gibi bilimsel yöntemler şematik görüşlere yabancıdır. Örneğin Türkiye'de 1980 yılından bu yana uygulanan model gerçekten "serbest piyasa ekonomisi" midir? Nedir "serbest"olan "piyasa"? Ve nasıl oluşur bu serbestlik? Bu konularda yapılacak bir küçük araştırma, özel sek- törün, yatırım indirimleri, vergi istisnaları, yeniden de- ğerlendirme istisnaları gibi çeşitli teşviklerle desteklerv diğini,1980 sonrasında da devletin ekonomiye müdaha- lesinin azalmayıp, tersine, arttığmı gösterir. Yine yapılacak küçük bir araştırma; çıkarılan yasa ve yayımlanan tebliğlerle "kara para" adı verilen ve çeşitli kaçakçılık yollarıyla elde edilen doların, markın, frankın devlet eliyle nasıl aklandığını kanıtlamaya yeter. Bu paralar kimlere siyasal destek sağlamak için kulla- nıldı ve kullanılıyor? Ve hangi yayın organlarına sermaye oluyor? Bu konular ile birlikte, 80'den sonra ücret ve aylık gibi emek gelirleri ne ölçüde azaldı; aynı dönemde sermaye kâr, taiz ve kira gibi sermaye gelirleri ne oranda arttı? Devlet, bu açıdan ekonomiye nasıl müdahale etti? Dev- letten özel sektöre nasıl bir "kaynak transferi" yapıldı?. Bu süreçte ne gibi siyasal gelişmeler oldu? Ne gerek var bu konuları araştırmaya? 60'lı yıllarda "devrimin şanlı yolu"ndan söz edersin, 80'li ve 90'lı yıllarda da Amerika'nın liderliğindeki "yeni ekonomik düzen'"e sıkı sıkı sarılırsın... 1930 Dünya Ekonomi Bunalımı patlak verdiğinde, her- halde, Sovyet Marksizmi bu olayı "Kaprta//zm/n iflası" olarak sunmuştu. Bugün de Sovyetler Birliği'ndeki dağıl- ma liberaller tarafından "sosyalizmin iflası" olarak ilan edilmiyor mu? Ne kapitalizm iflas eder ne sosyalizm! Bunlar geçici yenilgiler ve bunalımlardır. 1930'lu yılların kapitalizminin bunalımı gibi 90'lı yıllar- daki sosyalizmin bunalımı da geçicidir. Bugün, Avrupa para birliğine Alman Markı'nın yaptığı "azizlik", dünyanın hiçbir ülkesinde devlet müdahalesi- nin olmadığı bir tek kapitalist ekonominin bulunmadığını bir kez daha gösterdi. Devlet, kapitalist ekonomilerde de hem kamu şirketleri hem teşvikler hem düzenleyici işlemlerle ekonomiye yön verir. Marksistlerin "şınıfsız toplum"u bir düştü; liberallerin "görünmez el" ile oluşacak serbest piyasaları da öylesi- ne gerçekleşmeyecek bir düştür! "Şematik görüş", yaşanan somut koşullan da görmez- ^ikten gelir. Bugün hemen hemen her konuda araştırmaya ve ince- lemeye gerek var. Ekonomi konusunda da, terör konu- sunda da, dış siyaset konusunda da... Evet, her konuda şematik görüşlerin aldatıcı kolaylı- ğından sıyrılıp derinlemesine araştırmalar yapmak zo- rundayız. Toplumsal gelişmeler, 60'lı yıllarda şemalara sığmadı, bugün hiçsığmıyor... Almanya askeri yardımı HAYDİ!! FENERBAHÇE Yİ DESTEKLEMEYE GİDELİM C A H T U R 9 FENERBAHÇE'ÜLER DERNEĞİ ACENTASI O t 0RGANİZASY0NU HAREK.ET 29 EYLUL • Luks otobusle gıdış-dönuş • PAMPAROVA DAĞI nda 4 yıldızlı otelde 1 Gece KonaklamaJ • Akşam yemeğınde Fenerbahçe Detneğı Yönetım Kurulu Uyesı değerlı sanaıçı SELÇUK ALAGOZ'u dınleme ımkânı • Maç bıletı • Vıze Muamelelerı ••CflnTUR ^T StT*M»T *C£NT* NOT Konut tonu »lınmayıotclır. Mıjanıaşı Zalef Sok No 29 Kat ı ısıanDuı Ttl: 24» 51 27-246 59 60-246 74 07-241 07 57 FENERBAHÇE'LILEB DERNEĞİ B.oraefe So« in KaıiıopraK-ISTANBUL Tel: 338 10 83 UBaştarafi 1. Sayfada Meclis Savunma Komisyonu'- nun bilgisine başvurulacağını kaydeden Rühe, "Türkiye'ye yapılacak yardımlann, ülkede- ki demokratik hukuk devleti ve insan haklan konusundaki ge- lişmelere göre değerlendirilece- ğini" bildirdi. Alman Savunma Bakanı, Türkiye'ye yapılacak yardımın, silah ve teçhizat dışına kaydın- lacağını ve yardımın, askerlerin eğitimi ve diğer konularda yo- ğunlaştınlacağını kaydetti. Türkiye'ye askeri yardımın kontrolsüz bir şekilde sürmeye- ceğini belirten Volker Rühe, Almanya'nın 1994 yıına kadar Türkiye'ye yalnızca 135 milyon mark tutannda askeri yardım- da bulunacağını bildirdi. Alman hükümetinin bu yılın mart ayında bulundurduğu si- lah yardımını 25 mayıs tarihin- de serbest bıraktığını kaydeden Rühe. "Türkiye'nin Almanya'- dan aldığı silahlan NATO an- laşmalan çerçevesinde kullan- makla sorumlu olduğunu" söyledi. Alman Haber Ajansı'na (DPA) göre Türkiye'ye askeri yardımın kısılmasıyla ilgili gö- rüşlerini Savunma Komis- yonu'nun dün yaptığı toplantı- sında dile getiren Rühe, mevcut anlaşmalara göre bundan böyle Türkiye'ye gönderilecek askeri yardımın adım adım ve komis- yonda tek tek incelendikten sonra gerçekleştirileceğini bil- dirdi. AFP, Alman televizyonuna dayanarak verdiği haberde, yardımın kısılmasının nedeni- nin ağustos ayında meydana gelen Şırnak olaylan sırasında Alman tanklannın kullanıldığı- nın anlaşılması olduğunu öne sürdü. Haberde. Alman televiz- yonunun "100 kişinin öldüğü Şırnak olaylan sırasında, Al- man tanklannın Kürtlere karşı saldınlarda ve kenti tahrip et- mekte kullanıldığının anlaşıl- ması üzerine. Almanya'nın yardımı kısmayı planladığV' şeklindeki yorumuna yer veril- di. Almanya. Türkiye'ye NATO anlaşmalan çerçevesinde 1989 ve 1991 yıllan arasındaki üçyıl- lık dönem içinde 260 milyon mark tutannda askeri yardım- da bulundu. Almanya. söz ko- nusu anlaşmalar çerçevesinde Türkiye'ye 1991 yılına kadar I8"er aylık döncmler halinde toplam 2 milyar mark tutann- da askeri yardım gcrçekleştirdi. Mevcut anlaşmalar çerçeve- sinde Türkiye'ye gönderilecek askeri yardım paketinde. Fan- tom tipı 46 keşif uçağı bulunu- yor. Daha önceden gönderil- mesi planlanan yardım ise aynca Fantom tipi 46 keşif uça- ğı. 131 tank topu, 88 uçaksavar. M-48 tipi 20 tanktan oluşuyor. Alman televizyonu Şırnak'ta Alman silahı kullanıldı DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN - Alman SAT-1 te- levizyonunda dün gece yayım- lanan bir programda, "Türk ordusunun Kürt sivillere karşı Alman silahlan kullandığY id- dia edildi. "Akuf adlı program- da Şırnak ve Cizre'den görün- lülere de- yer verildi. Alman Sa\ unma Bakanı Volker Rühe ve Dışişleri Bakanı Klaus Kin- kel. programda herhangi bir yorum yapmazken muhalefet- teki Sosyal Demokrat Parti milletvekili Uta Zapf, "Tür- kiye'ye askeri yardımın tekrar durdurulmasını" talep ettikleri- ni açıkladı. TSİ 23.00'te yayımlanan programdan önce Çağlayarı köylüleriyle röponajlar ekrana getirildi. Köylüler. "Siz Türk vatandaşı dcğılsiniz" denerek e\lerinin yakıldığını iddia etti- ler. Şımak tan Cizre'ye göçmüş olan halk da "8 tekerlekli tank- lardan ateş açıldığı" iddialannı eklediler. Alman TV ekibinin görüntü- lediği belirtilen bu tanklar, eski Demokratik Alman ordusuna ait.ye BTR 60 PB tipi. Öte yandan ekrana yansıyan diğer tank görüntüleri arasında Batı Alman ordusunun işareti- ni taşıyan M '3 tipi tanklar da bulunuyordu. Alman hükümetinin Tür- kiye'ye silah ambargosu koy- masında yine 'Akuf adh haber programında yayımlanan gö- rüntüler tayin edici olmuştu. Silah ambargosu. mart ayın- da kalkarken Alman ve Türk dışişleri bakanlan. karşıhklı mektup teatisinde bulunmuşıu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle