Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÜL1992PERŞEMBE * • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLER1N DEVAMI 15
«İUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• I Baştarafi I. Sayfada
"Ateşkes Önerisi" başlığıyla çıkan bu bilgileri TÖ önce-
k. i gün yalanladı. Yayımının üzerinden tam aitı gün geç-
tiJcten sonra.
Kaya Toperi'nin açıklamasına göre TÖ, ateşkes çağ-
msında bulunmamış, "bu anlama gelebilecek hiçbir
ifiade KuManmamış'tı.
Ne var ki, Köşk'le "iyi ilişkileri" güncel görüşmelerle
s«jrdüren arkadaşımız Ertuğrul Özkök sonunda daya-
namadı, Köşk'ün yalanlamasını dünkü yazısında ya-
lanladı.
TÖ, kamuoyunda pekişen kimi yargıları tersyüz et-
rneye çabalıyor. Oysa özkök, Tö'nün yalanladığı söz-
lesri "öana söyledi" diye yeniden doğruluyor. Ustelik,
TÖ'nün kabul buyurduğu HEP'li üç milletvekilinden biri
olan Mahmut Alınak'a sormuş, "Evet bize de söyledi"
dhediğini aktarıyor.
Bütün bu bilgiler gözönüne alınınca şu soru akla ge-
liyor: Ortada bir yalan söyleyen var, ama kim? Takdir
kamuoyuna kalıyor.
Kuşkusuz bu tartışmalar, daha güncel, daha önemli
konular arasında kaynayıp gidiyor. Hükümeti gözden
çıkaran ya da gerçeği araştıran, siyasal olayların akı-
şına göre yorum yapmaya çalışan çevreler son yirmi
gündür hükümetin gidip gitmeyeceğini araştırıyor.
Hükümeti kim, hangi yoldan düşürecek, asıl soru bu
ve bu sorunun yanıtında hemen herkes birleşmiş görü-
nüyor.
Derhalgöreve!
SHP'den CHP'ye geçenlerin sayısına dört ya da beş
milletvekili eklenirse, duyarlı sayı 226nın altına düşen
hükümetin görevde kalamayacağı hesaplanıyor.
Hükümeti devirecek kudretli böylece ortaya çıkıyor:
Deniz Baykal! CHP Genel Başkanı ise interStar TV'ye
verdiği demeçte, hükümeti düşürmenin veya erken se-
çirnin karşısında vaziyet alıyor.
Üç aşağı beş yukarı söylediği şu: Güneydoğu'da
yangın var. Ekonomide yıkım işaretleri geliyor. Bu yapı
içinde Türkiye erken seçim ekonomisini kaldırabilir
mi, diye soruyor. Hükümetin 226ya indirilmesini özel-
likle yeglemeyeceklerini söylüyor.
Ne çare, Baykal bir yerde terse düşüyor. Hem de
kendi açıklamalarıyla. Türkiye, Güneydoğu'da ateş
içindeyse, bu ateş giderek güçleniyorsa, ekonomide
tehlikeli işaretler ülkeyi sarsacak kerteye geüyorsa,
bir siyasetçinin, her siyasetçinin ilk görevi, bütün bu
olumsuzlukları yaratan ya da sorunlann çözümünü,
çaresini bulamayan bugünkü hükümeti tez elden, her
olanağı kullanarak düşürmek, yerine, ülkeyi esenliğe
götürecek yeni bir hükümetin gelmesini sağlamak de-
ğil midir?
Hükümeti götürmeye gönüllü bir "müttefik" arıyor-
sa, hemen yanı başında. izmir'de coşan Mesut Yılmaz,
"Ana hedefimiz, şu Allahlık koalisyon hükümetini ala-
şağı etmektir" diyor.
Beri yandan TÖ, "Allahlık" diye nitelediği Mesut
Bey'i ANAP'ın başından uzaklaştırmayaçalışıyor.
Dün -tartışmalara neden olacak bir açıklamayla-
206'ya kadar güvenoyu sorunu olmayacağından söz I
eden Başbakan Demirel ise hükümet konusunu değer- j
lendirirken, "Yunanistan'da kabine bir oy farkla yürü- ı
yor. Türkiye'nin bir hükümet bunalımma tahammülü ,
yoktur. Şu anda başka altematifimiz yok. Doğru Yol- \
suz bir hükümet alternatifi de yok " diye konuşuyor.
Siyaset daha renkleneceğe benziyor.
Diplomaside Kuzey
Irak çıkmazı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kuzey Irak'taki gelişme-
ler, Türk dış politikasını zorlu-
yor. Dışişleri Bakanlığı Sözcü
Vekili Ferhat Ataman, Kuzey
Irak'ta yaklaşan kış koşullan
gözönüne alındığında duru-
mun "endişe verecek boyutlara
ulaşma ihtimali" bulunduğu-
nu, "Türkiye'ye yönelik yeni
bir göç olabileceğini" dile getir-
Lord Avebury.
PKK,terör
orgutu
sayılmaz
LONDRA (Cumhuriyet) - İn-
giliz Parlamentosu İnsan Hak-
lan Grubu Başkanı Lord Ave-
bury üe İngiltere Katolik Kili-
sesi ruhani lideri kardinaL
Basil Hume'un mülteci sorun-
lanna ilişkin danışmanı Micha-
el Feeney'nin Şırnak'ta yaptık-
lan inceleme ardından hazırla-
dıklan raporda Türkiye
hükümeti ağır bir dille eleştiri-
liyor.
"Türk makamlan PKK'dan
terörist diye söz ediyorlarsa da,
PKK'ya destek versin ya da
vermesin, Kürt halkının büyük
çoğunluğu, kendi siyasal gele-
ceğjne kendi karar vermek isti-
yor. Bunu ise,mevcut Türk
Anayasası çerçevesinde yap-
malan mümkün değil. Türkle-
rin çoğunluğu, gerçekleri kabul
edemediği için çoğu Kürt, mu-
halefeti silahla yapmaya yönel-
miştir. Bu nedenle de terorizm
sözcüğünü kullanmak yanlış-
tır," deniliyor.
Nevruz olaylan ardından da
bölgeyi ziyaret eden Ingjliz Par-
lamentosu İnsan Haklan Gru-
bu Başkanı Lord Avebury,
raporda öne sürülen bazı gö-
rûşler hakkında sorulanmızı
şöyle yanıtladı:
-PKK'nın eylemlerinden te-
rorizm diye söz edilemeyeceği-
ni. PKK'nın Türkiye'nin "sö-
mürgeci ve yabancı işgaline
askeri karşılık verdiği"nden söz
edi>orsunuz.
Âvebury- Sömürgeci ve ya-
barcı işgali sözcükleri, halkla-
nn kendi kaderlerini saptama
kotusunda Birleşmiş Millet-
ler'jı çeşitli kararlannda yer
ahr Burada sözü edilen, eski
A-vrupa devletlerinin erhperya-
listeylemleri değildir. Sömürge-
ci davranış, başka biçimler de
alabilir. Buna örnek, Sovyetler
B-iıiiğj, Hindistan, Endonezya
veÇin'dir.
di. ABD ve diğer Batıh ülkele-
rin başlatmak istediği insani
yardımm gerekliliği, Ankara ta-
rafından kabul edilirken, insani
yardım çerçevesinde gönderilen
bazı malzemelerin Diyarbakır
Havaalanı'nda tutulduğu, Dı-
şişleri Bakanlığı taraf'ından
açıklandı.
Ferhat Ataman, dün düzen-
lediği haftalık basın toplantı-
sında, Türkiye'nin ABD başta
olmak üzere. müttefıklerle Ku-
zey Irak'a yardım konusunda
görüşmeler yapüğını, ancak şu
aşamada yardımın nasıl ve han-
gi çerçevede yapılacağının de-
ğerlendirme aşamasında oldu-
ğunu bildirdi. Ataman, yardı-
mın tutannın 80 milyon dolar
olarak yansıdığını, gereksinim-
lerin başında; gıda, nakliye ve
ısınma için yakıt ve sağlık mal-
zemelerinin bulunduğunu be-
lirtti. Türkiye'nin, başından
beri Kuzey Irak halkına "yar-
dım elini uzattığını" söyleyen
Ataman, konunun önümüzde-
ki günlerde Birleşmiş Milletler
gündemine gireceği yolunda
"duyumlar" alındığını da dilı
getirdi.
Ataman, yardım konusu ile
Çekiç Güç arasında "doğrudan
bir ilgi" olmadığını dile getire-
rek, Çekiç Güç'ün görevinin
askeri, oysa yardımın insani ni-
telikte olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Ataman, insani yardım çerçe-
vesinde AT Komisyonu tara-
fından görevlendirilen bir İngi-
liz gönüllü kuruluşunun.
Kuzey Irak'a gönderilmek üze-
re Diyarbakır'a getirdiği mayın
temizleme malzemesinin ha-
vaalanında tutulduğunu açık-
ladı.
di. Ataman, AT Komis-
yonu'nun BM Yaptınmlar
Komıtesı'nden ızın aldığını ve
Türkiye'ye de izin için başvur-
duğunu belirterek. Türkiye'nin
henüz değerlendirmelere de-
vam ettiği bir sırada 15 temmuz
günü bir Fransız uçağı tarafin-
dan getirildiğini ve gerekli de-
ğerlendirmeler sürdüğiı ;~n
malzemenin. henüz Kuzey
Irak'a gönderilmediğini söyle-
Ataman şöyle konuştu:
'Kuzey Irak'taki mayınlann yö-
redeki sivil halkın can güvenliği
bakımından yarattığı riskin bi-
lıncındeyiz. Ancak malzemenin
askeri yönden hassas niteliği
dolayısıyla mayınlann etkisiz
hale getirilmesi için yapılacak
çalışmaların Türkiye'nin sınır
güvenliği bakımından bir tehdit
teşkil etmemesi esastır."
HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DA
IVIeteoroloıı Genel Müdûriû-
5u nden aiınan btlgıye gûre yw-
dun kuzey ve doSu kesımlen
parcalı ve cok bulutlu Marma-
ra'ran do^usu Karadena, Iç
Anadoıunundoğusu. DoOuAk-
denız ile DoQu Anadolu'nun ku-
zey ve batısı sağanak yajışlı ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ _ _ _ ^ ^ ^ . ^ ^ ^ _
ötekı yerter az bulutlu geçecek ~ ~ ^ " ~ ~ " " m m
" m
™ " 1
^ ~ ' ~ ~ "
Hava sıcatdığı tnraz azalacak
Rûzgar, kuzey ve batı yönlerden orta kuvvette. yurdun taey kesımlennde kuvveüıce ese-
cek Denulerimızde ruzgir, Akdenu'de gûnbatısı ve karayel, Giıney Ege'de yıkte ve karayel
ûteta dentztenmızde yıldız ve poyrazdan 3-5, Ege ve Karadenız'de yer yer 6 küvvefinde. saat
te 10-21. Karadenız'de yeryer 27 denız mılı hızia esecek
Amsterdam
dmman
Abna
BaOdat
Brûksel
Cenevre
Frankiurt
Leflcoşa
Petershtjrg
Londra
Madnd
(Alano
Moskova
Mümh
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Roma
23°
28°
28°
34°
20°
28°
B 22°
A 27°
B 16°
A 19°
B 24°
A 24°
Y 14°
Y 20°
B 14°
B 22°
A 17°
B 38°
Y 26°
:
Çj: açrt öukıtlu yagmurtı kartı A-açık B-txjluOu Gguneş* K-kan. S-stsk Y-yagmuriu
Ayaz, darbe heveslîlerini uyardı
UBaştarafi I. Sayfada
Milli Savunma Bakanı Ayaz,
Doğu Blok'unda yaşanan son
gelişmelerin ardından NATO'-
nun yeni stratejiler saptadığını
belirterek, üye ülkelerin silahlı
kuvveılerinde reorganizasyon-
lar yapıldığını haurlattı.
NATO'ya karşı VVarşova Paktı
tehdidinin ortadan kalkmış ol-
masına karşın, Türkiye'nin çev-
resinde meydana gelen yeni
oluşumlann ayru görüntüyü
vermediğini ifade eden Nevzat
Ayaz, bu açıdan Türkiye'nin
savunmasına daha bir önem
verdigini bildirdi. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nde bu bağlamda
yeniden yapılanmaya gidildiği-
ni belirten Bakan Ayaz, konuy-
la ilgili planlamanın geçen
ağustos ayında tamamlandığını
söyledi. Ayaz, özellikle kara
kuvvetlerindeki asker sayısının
indirildiğini hatırlatarak, "or-
dunun, vurucu gücü yüksek,
hareket kabiliyeti fazla ve elekt-
ronik sistemlerle donatılmış bir
yapıya kavuşturulduğunu" an-
İatü.
Ayaz, savunma sanayiinin ge-
lışmesine önem verdiklerini, si-
lahlı kuvvetlerin gereksinimi
olan araç ve gereçlerin önemli
bir bölümünün Türkiye'de imal
edildigini vurguladı. Bu konu-
da F-16 uçaklannı ve ihalesi
yeni yapılan "Black Hawk" he-
likopterlerini örnek gösteren
Bakan Ayaz, dünyada halen
kullanılan 3 bin 600, F-16 savaş
uçağı arasında seçilen "en mü-
kemmel" 9 uçaktan 3'ünün
Türkiye'de imal edildigini bil-
dirdi. Ayaz. deniz kuvvetlerinin
gereksinimi olan denizalü, hü-
cumbot ve fırkateynlerin de.
Gölcük tersanelerinde yapıldı-
ğını ifade etti.
Ayaz, Türkiye'nin bölgesin-
de bulunduğu gelişmelerle ilgili
görüşlerini de açıkladıktan son-
ra kendisine yöneltilen sorulan
yanıtladı. Ayaz, Alman DPA
Ajansı muhabiri Baha Gün-
gör'ün, "Türkiye'de askeri dar-
be olacağı söylentileri dolaşı-
yor. Bazı yabancı basın organ-
lan da bu haberlere yer veriyor.
Siz bu haberleri nasıl değerlen-
diriyorsunuz" sorusunu şöyle
yanıtladı:
"Bugün darbe söylentilerini
üretenler belli bir özlem içinde-
ler ve bunu maksatü olarak
yapıyorlar. Türkiye'nin bu psi-
kolojik baskıdan kurtulması
lazım. 10 yılda bir askeri darbe
olacak gjbi varsayım ve senar-
yolar artık tanhe kanşmışür.
Türkiye'nin yeniden 30 yıl daha
geriye gitmesini kimse isteye-
mez. l5emokratik bir ülkede
Genelkurmay Başkanı da, ko-
nuşsun istiyoruz ve konuşuyor.
Ancak bu kez, neden konuştu
diye çeşitli spekülasyonlar y apı-
hyor. Artık darbe teorilerini
herkes unutsun."
îngiliz İndependent gazetesi
muhabiri Hugh Pope da, Tür-
kiye'nin Azerbaycan-Ermenis-
tan anlaşmazlığı ve çatışmasın-
da direkt taraf olup olmadığını,
Azerbaycan Milli ordusu için
Bakü'ye general gönderip gön-
dermediğini sordu. Ayaz, yanı-
tında, Türkiye'nin bu iki ülke
arasındaki sorunun uluslarara-
sı anlaşmalar çerçevesinde çö-
zülmesinden yana olduğunu
belirterek. "Bizim direkt bir ta-
raf olmamız söz konusu degjl.
Ancak. Azerbaycan halkı bizim
soydaşımızdır. Ermenistan'ın
işgal ettiği topraklan geri ver-
mesi gerekir. Azerbaycan'a gö-
revli olarak hiçbir üniformah
subay ya da, general gönderme-
miz söz konusu değüdir. Gaze-
te haberlerine göre, orduyla iliş-
kisi olmayan emekü generalleri
danışman olarak almışlar, bu
bizi ilgilendirmez." dedi.
Ayaz, kendisine yöneltilen
öteki sorulan da şöyle yanıtla-
dı:
- Avnıpa'nın birçok ülkesnde
genelkurmay başkanlığu savun-
ma bakanlıklanaa bağlıdır. Tür-
kiye'de ise, Başbakanhğa bağh.
Bu durum demokratikleşme açt-
sından bir engel değil mi?
- Bu durum. demokratikleş-
me açısından herhangi bir engel
teşkil etmez. Ancak bu anayasa
konusu olduğu için, benim her-
hangi bir tartışmaya girmem
söz konusu dejildir. Anayasa-
nın yeniden düzenlenmesi sıra-
smda, demokratik sistem içeri-
sinde konu yeniden ele alınır.
- Son gûnlerde, G.Doğu'daki
terörle mücadele sırasında aske-
ri birlikkrin Alman silahlarıtu
kundaklanan Sarayburnu vapumnda hasar büyüktü.
Vapura kundaklama
Baştarafi 1. Sayfada
na gelmiş olmasının sabotaj ih-
timalini arttırdığını söyledi.
Yangırun kesin çıkış nedeni-
nin bugün yapılacak inceleme-
den sonra saptanbileceğini be-
lirten Kılıç, kıç tarafındaki
yolcu salonunun tamamen yan-"
dığını. geminın sefer yapama-
vacak durumda olduğunu söy-
ledi. Abdurahman Kılıç, daha
sonra şunlan söyledi:
"Yangma kısa sürede müda-
hale ederek yangınm gemiyi
tamamen sarmasını engelledik\
Yangma ilk müdaheleyi gemi-
1
nin personeli yaptı. Geminin
iskeleye bağlı olması yangına
müdahale etmemizi kolaylaş-
tırdı. Yangın 15 dakika gibi kı-
sa bir sürede söndürülmüştür."
Olayın görgü tanıklan, yol-
culan boşalttıktan sonra. gemi-
nin ktç tarafında ani bir parla-
ma olduğunu belirterek "Öyle
bir alev çıktı ki sanki benzin tu-
tuşması gibiydi. Bir sigara iz-
mariti va da bir anzadan kay-
ajVnter ı oldurenın eşkalı
• Baştarafi I. Sayfada
kot pantalon ile açık renk bir
gömlek bulunduğu kaydedildi.
._ Olağanüstü Hal Bölge Valisi
Ünal Erkan AA'ya yaptığı
açıklamada, Musa Anter cina-
yetı ile ılgılı belırlı venler elde
ettiklerini söyledi. Erkan, "So-
nuç alınmadan bir açıklama
yapmak doğru değil. Birkaç de-
fa göriişüldüğüne göre, vuran
şahsın göriişenler tarafından
tanınması gerekir. Aynca bu
görüşmelerde bulunan başka
şahıslar da var. Onlarla ilgili ça-
hşmalar sürüyor" çdedi. Erkan
cinayetin arkasında kontrgeril-
la bulunduğunu söylemenin
yanlış bir yakıştırma olduğunu
savunarak şöyle konuştu:
6
Ozel radyolar
• Baştarafi 1. Sayfada
hava sinyal ile deniz-kara ha-
berleşme sistemlerini enterfere
ettiği (bozduğu) gerekcesiyle bu
yayınlara son verilmesi talebin-
de bulunuldu.
Türkiye'de halen 2'si An-
kara'da, dığerleri İstanbul'da
olmak üzere 8 özel radyo yayın
yapıyor. Bunlardan Show Rad-
yo İstanbul ve Ankara. Ankara
Büyükşehir Beledıye Radyosu
(Radyo Anki) Ankara'da. Sü-
per FM, Number One FM,
Radyotek. Genç Radyo. Metro
FM ve Kent FM İstanbul'da
dinlenebiliyor.
"Yakıştırmalann yanlış ol-
duğu, yakıştırmalann başladığı
an bellidir. Bu yakıştırmalan
yapanlar, hemen verilerini orta-
ya koymalıdır. Kimdi bu örgüt?
Kontrgerillayı kim biliyorsa or-
taya koyar. Devlet de yasal ge-
reğini yerine getirir. Hiçbir
ülke, insanlann öldürülmesine,
illegal faaliyete imkan vermez.
Bu bizim ülke için de geçerüdir.
Bunlar bir yakıştırmadır, genel-
de örgütün yakıştırmasıdır. Bu
cinayetin aydınlatılmasında
belli bir mesafe alındı demek
mümkün. TDespite doğru
epeyce ılerleme var. Ama olay
failin yakalanmasıyla tamam-
lanmış olur, bunu da zaman
gösterecektir."
Musa Anter'in öldürülmesin-
den kısa süre sonra olay yerine
giden Diyarbakır Söz gazetesinin
üç muhabirini kaçıran silahlı kişi-
lerin kullandığı 21 SV 004 plakalı
otomobil, dün Adıyaman'da bu-
lundu. Cinayeti soruşturan Di-
yarbakır Emniyet Müdürlüğü
yetkilileri, otomobilin sahibinin
de gözaltına alındığını kaydetti-
ler. Şırnak'ın
Kumçatı köyü ile Silopi ilçesin-
de güvenlik güçleriyle çatışma-
ya giren 4 PKK'lı öldürüldü.
Bölgede düzenlenen operas-
yonîarda 1 PKK'lınm cesedi
bulundu, 4 PKK'lı teslim oldu.
İzmir ve Aydın'da PKK'lı ol-
duklan öne sürülen 7 kişi gözal-
tına alındı.
Olağanüstü Hal Bölge Vali-
liği'nden yapılan açıklamaya
göre güvenlik güçlerince yürü-
tülen çalışmalar sırasında, ça-
tışmaya giren 3 PKK'lı Şırnak'-
ın Kumçatı köyü bölgesinde, 1
PKK'lı da Silopi ilçesinin kırsal
alanında öldürüldüler.
Batman'ın Sason ilçesi kırsal
alanında, ı PKK'lının cesedi
bulundu.
naklanan bir yangma benzemi-
yordu"dediler. Yangında ölen
ve yaralanan olmadı. Yangının
çıkmasından bir süre sonra ga-
zeteleri PKK-ERNK adına
arayan bir kişi, "Güneydoğu-
daki olaylan ve gazeteci Musa
Anter'in öldürülmesini protes-
to için Sarayburnu gemisini
yaktık"dedi.
Bombalar
• Baştarafi 1. Sayfada
İstanbul Haber Servisimizin
bildirdiğjne göre, Taksim'deki
The Marmara Oteli'nin 11. ka-
tındaki asansörün yanında bu-
lunan sandalyenin altına, kimli-
ği belirlenemeyen kişi ya da
kişiler tarafından konulan bir
paket, saat 02.50 sıralannda
otel personeli tarafından farke-
dildi.
Otel vöneticilerinin 055
nolu polis imdat telefonuna ha-
ber vermesi üzerine otele gelen
bomba uzmanlan. saat 03.45'-
te. içinde saatli bomba bulunan
paketi etkisiz hale getirdiler.
The Marmara Oteli Genel
Müdürii Teoman Su, bomba
olayını doğrulayarak otel için-
de görülen şüpheli bir paketin
polise haber verilmek sureüyle
yetkililere teslim edildigini söy-
ledi.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
kullandığı yönûnde yeni iddialar
var. Hatta, SAT-1 T\ "si bu ak-
şam bir program yayımlayacak.
(Dün akşam) Bunu nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
- Terörle mücadele polis ve
jandarma tarafından yürütül-
mektedir. Ancak, gerek duyul-
duğunda vatan savunması
yapan birliklerden takviye alın-
maktadır. Görev sona erdiğin-
de de, o birlikler eski yerlerine
dönmektedirler. Burada, vatan
savunması yapan askeri bırlik-
lerin ve kullandıklan araç ve
gereçlerin terörle mücadelede
kullanıhyor gibi gösterilmesi
maksatlı ve yanlıştır.
- Kuzey Irak'ta bir Kürt devle-
ri kurulma çalışmaları sürdürü-
lüyor. Türkiye ise, lrak'ın par-
çalanmasına ve bir Kürt devleti
kurulmasına karşı çıkıyor. Dev-
let olma yolunda önemli adımlar
atılan Kuzey Irak için ileride ne
yapmay ı düşünüyorsunuz?
- Irak'ın toprak bütünlüğünü
korumasını sadece Türkiye isti-
yor değil. ABD başta olmak
üzere, ingiltere, Fransa, Al-
manya ve diğer ülkeler de aynı
görüşte. Irak parçalanırsa, pra-
da huzur sağlanır mı? önce
bunu düşünmek lazım. Ardın-
dan neler gelebileceğini tahmin
etmek lazım. Evet biz, Kuzey
Irak'ta bir Kürt devleti kurul-
masına karşıyız. Ancak, bu
yöndeki çalışmalan* önlemek
için oraya tek başına bir askeri
müdahalede bulunmamız şim-
dilik söz konusu dejildir.
• Baştarafi l. Sayfada
Olaylara çok daha genış açılardan bakmak gerekir.
Toplumsal olaylar, çok sayıda ve karmaşık yapıdaki
nedenlere ve koşullara bağlı olarak gelişirler.
"Şematik görüş", yüzeysel ve geçici görüntüleri yapı-
sal ve kalıcı oluşumlar olarak algılar.
Bu "şematik görüş" \ster\s\emez "komploteorileri"ne
saplanır. Bu görüşlere kendilerini kaptıranlar her olay-
dan kuşkulanırlar. Bu kuşkucu yaklaşım "paranoya" hali-
ne dönüşür.
Şematik görüş hastalığı, yüzeysellik, düşünce sığlığı,
tembellik, bilgisizlik, ilgisizlik, çapsızlık gibi nedenlere
dayanır.
"Slogan fetişizmi" ve "terminoloji şehveti" bu hastalı-
ğın ilk belirtileridir.
Araştırma, inceleme, tartışma gibi bilimsel yöntemler
şematik görüşlere yabancıdır.
Örneğin Türkiye'de 1980 yılından bu yana uygulanan
model gerçekten "serbest piyasa ekonomisi" midir?
Nedir "serbest"olan "piyasa"?
Ve nasıl oluşur bu serbestlik?
Bu konularda yapılacak bir küçük araştırma, özel sek-
törün, yatırım indirimleri, vergi istisnaları, yeniden de-
ğerlendirme istisnaları gibi çeşitli teşviklerle desteklerv
diğini,1980 sonrasında da devletin ekonomiye müdaha-
lesinin azalmayıp, tersine, arttığmı gösterir.
Yine yapılacak küçük bir araştırma; çıkarılan yasa ve
yayımlanan tebliğlerle "kara para" adı verilen ve çeşitli
kaçakçılık yollarıyla elde edilen doların, markın, frankın
devlet eliyle nasıl aklandığını kanıtlamaya yeter.
Bu paralar kimlere siyasal destek sağlamak için kulla-
nıldı ve kullanılıyor?
Ve hangi yayın organlarına sermaye oluyor?
Bu konular ile birlikte, 80'den sonra ücret ve aylık gibi
emek gelirleri ne ölçüde azaldı; aynı dönemde sermaye
kâr, taiz ve kira gibi sermaye gelirleri ne oranda arttı?
Devlet, bu açıdan ekonomiye nasıl müdahale etti? Dev-
letten özel sektöre nasıl bir "kaynak transferi" yapıldı?.
Bu süreçte ne gibi siyasal gelişmeler oldu?
Ne gerek var bu konuları araştırmaya?
60'lı yıllarda "devrimin şanlı yolu"ndan söz edersin,
80'li ve 90'lı yıllarda da Amerika'nın liderliğindeki "yeni
ekonomik düzen'"e sıkı sıkı sarılırsın...
1930 Dünya Ekonomi Bunalımı patlak verdiğinde, her-
halde, Sovyet Marksizmi bu olayı "Kaprta//zm/n iflası"
olarak sunmuştu. Bugün de Sovyetler Birliği'ndeki dağıl-
ma liberaller tarafından "sosyalizmin iflası" olarak ilan
edilmiyor mu?
Ne kapitalizm iflas eder ne sosyalizm!
Bunlar geçici yenilgiler ve bunalımlardır.
1930'lu yılların kapitalizminin bunalımı gibi 90'lı yıllar-
daki sosyalizmin bunalımı da geçicidir.
Bugün, Avrupa para birliğine Alman Markı'nın yaptığı
"azizlik", dünyanın hiçbir ülkesinde devlet müdahalesi-
nin olmadığı bir tek kapitalist ekonominin bulunmadığını
bir kez daha gösterdi.
Devlet, kapitalist ekonomilerde de hem kamu şirketleri
hem teşvikler hem düzenleyici işlemlerle ekonomiye
yön verir.
Marksistlerin "şınıfsız toplum"u bir düştü; liberallerin
"görünmez el" ile oluşacak serbest piyasaları da öylesi-
ne gerçekleşmeyecek bir düştür!
"Şematik görüş", yaşanan somut koşullan da görmez-
^ikten gelir.
Bugün hemen hemen her konuda araştırmaya ve ince-
lemeye gerek var. Ekonomi konusunda da, terör konu-
sunda da, dış siyaset konusunda da...
Evet, her konuda şematik görüşlerin aldatıcı kolaylı-
ğından sıyrılıp derinlemesine araştırmalar yapmak zo-
rundayız.
Toplumsal gelişmeler, 60'lı yıllarda şemalara sığmadı,
bugün hiçsığmıyor...
Almanya askeri yardımı
HAYDİ!! FENERBAHÇE Yİ DESTEKLEMEYE GİDELİM
C A H T U R 9 FENERBAHÇE'ÜLER DERNEĞİ
ACENTASI O t 0RGANİZASY0NU
HAREK.ET 29 EYLUL
• Luks otobusle gıdış-dönuş
• PAMPAROVA DAĞI nda 4 yıldızlı otelde 1 Gece KonaklamaJ
• Akşam yemeğınde Fenerbahçe Detneğı Yönetım Kurulu
Uyesı değerlı sanaıçı SELÇUK ALAGOZ'u dınleme ımkânı
• Maç bıletı
• Vıze Muamelelerı
••CflnTUR
^T StT*M»T *C£NT*
NOT Konut tonu »lınmayıotclır.
Mıjanıaşı Zalef Sok No 29 Kat ı ısıanDuı
Ttl: 24» 51 27-246 59 60-246 74 07-241 07 57
FENERBAHÇE'LILEB DERNEĞİ
B.oraefe So« in KaıiıopraK-ISTANBUL
Tel: 338 10 83
UBaştarafi 1. Sayfada
Meclis Savunma Komisyonu'-
nun bilgisine başvurulacağını
kaydeden Rühe, "Türkiye'ye
yapılacak yardımlann, ülkede-
ki demokratik hukuk devleti ve
insan haklan konusundaki ge-
lişmelere göre değerlendirilece-
ğini" bildirdi.
Alman Savunma Bakanı,
Türkiye'ye yapılacak yardımın,
silah ve teçhizat dışına kaydın-
lacağını ve yardımın, askerlerin
eğitimi ve diğer konularda yo-
ğunlaştınlacağını kaydetti.
Türkiye'ye askeri yardımın
kontrolsüz bir şekilde sürmeye-
ceğini belirten Volker Rühe,
Almanya'nın 1994 yıına kadar
Türkiye'ye yalnızca 135 milyon
mark tutannda askeri yardım-
da bulunacağını bildirdi.
Alman hükümetinin bu yılın
mart ayında bulundurduğu si-
lah yardımını 25 mayıs tarihin-
de serbest bıraktığını kaydeden
Rühe. "Türkiye'nin Almanya'-
dan aldığı silahlan NATO an-
laşmalan çerçevesinde kullan-
makla sorumlu olduğunu"
söyledi.
Alman Haber Ajansı'na
(DPA) göre Türkiye'ye askeri
yardımın kısılmasıyla ilgili gö-
rüşlerini Savunma Komis-
yonu'nun dün yaptığı toplantı-
sında dile getiren Rühe, mevcut
anlaşmalara göre bundan böyle
Türkiye'ye gönderilecek askeri
yardımın adım adım ve komis-
yonda tek tek incelendikten
sonra gerçekleştirileceğini bil-
dirdi.
AFP, Alman televizyonuna
dayanarak verdiği haberde,
yardımın kısılmasının nedeni-
nin ağustos ayında meydana
gelen Şırnak olaylan sırasında
Alman tanklannın kullanıldığı-
nın anlaşılması olduğunu öne
sürdü. Haberde. Alman televiz-
yonunun "100 kişinin öldüğü
Şırnak olaylan sırasında, Al-
man tanklannın Kürtlere karşı
saldınlarda ve kenti tahrip et-
mekte kullanıldığının anlaşıl-
ması üzerine. Almanya'nın
yardımı kısmayı planladığV'
şeklindeki yorumuna yer veril-
di.
Almanya. Türkiye'ye NATO
anlaşmalan çerçevesinde 1989
ve 1991 yıllan arasındaki üçyıl-
lık dönem içinde 260 milyon
mark tutannda askeri yardım-
da bulundu. Almanya. söz ko-
nusu anlaşmalar çerçevesinde
Türkiye'ye 1991 yılına kadar
I8"er aylık döncmler halinde
toplam 2 milyar mark tutann-
da askeri yardım gcrçekleştirdi.
Mevcut anlaşmalar çerçeve-
sinde Türkiye'ye gönderilecek
askeri yardım paketinde. Fan-
tom tipı 46 keşif uçağı bulunu-
yor. Daha önceden gönderil-
mesi planlanan yardım ise
aynca Fantom tipi 46 keşif uça-
ğı. 131 tank topu, 88 uçaksavar.
M-48 tipi 20 tanktan oluşuyor.
Alman televizyonu
Şırnak'ta
Alman
silahı
kullanıldı
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN - Alman SAT-1 te-
levizyonunda dün gece yayım-
lanan bir programda, "Türk
ordusunun Kürt sivillere karşı
Alman silahlan kullandığY id-
dia edildi. "Akuf adlı program-
da Şırnak ve Cizre'den görün-
lülere de- yer verildi. Alman
Sa\ unma Bakanı Volker Rühe
ve Dışişleri Bakanı Klaus Kin-
kel. programda herhangi bir
yorum yapmazken muhalefet-
teki Sosyal Demokrat Parti
milletvekili Uta Zapf, "Tür-
kiye'ye askeri yardımın tekrar
durdurulmasını" talep ettikleri-
ni açıkladı.
TSİ 23.00'te yayımlanan
programdan önce Çağlayarı
köylüleriyle röponajlar ekrana
getirildi. Köylüler. "Siz Türk
vatandaşı dcğılsiniz" denerek
e\lerinin yakıldığını iddia etti-
ler. Şımak tan Cizre'ye göçmüş
olan halk da "8 tekerlekli tank-
lardan ateş açıldığı" iddialannı
eklediler.
Alman TV ekibinin görüntü-
lediği belirtilen bu tanklar, eski
Demokratik Alman ordusuna
ait.ye BTR 60 PB tipi.
Öte yandan ekrana yansıyan
diğer tank görüntüleri arasında
Batı Alman ordusunun işareti-
ni taşıyan M '3 tipi tanklar da
bulunuyordu.
Alman hükümetinin Tür-
kiye'ye silah ambargosu koy-
masında yine 'Akuf adh haber
programında yayımlanan gö-
rüntüler tayin edici olmuştu.
Silah ambargosu. mart ayın-
da kalkarken Alman ve Türk
dışişleri bakanlan. karşıhklı
mektup teatisinde bulunmuşıu.