Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
\*m EYLÜL1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Fahrettin Kerim
Bökay
Kötüphanesi
Kûltür Servisi- Eskı İstanbul
vaJilerinden Prof. Fahrettin
K erim Gökay'ın adına
ku-rulan kütüphane açtldı.
Fahrettin Kerim Gökay
Vakfı tarafından, vakfın
Cağaloğlu'ndaki binasının
gi riş kaünda düzenlenen
kütüphanede halen
Fsıhrettin Kerim Gökay'ın
çalışma yıllanna ait fotoğraf
sergisiyeralıyor.
Cczanne'ın
tabloları
LONDRA(AA)-
İngiltere'deki Christie's
müzayede şirketi, kasım
ayında yapılacak açık
arttırmada, ünlü Fransız
ressamı Cezanne'ın yedi
tablosunun 12milyon
sterline (yaklaşık 256 milyar
lira) satılmasırun
beklendiğıni açıkladı.
Cezanne'ın satılacak eserleri
arasında ünlü "Banyo
Yapanlar' ve 'Kendi
Portresi' ile sanatçının 19.
yüzyılın sonlanndan itibaren
30 yıl içinde değişen çizim
stiUerini içeren tabloları
bulunuyor.
Şemsettin
Günaltay Köşkü
Kûltür Servisi - Erenköy'deki
'Şemsettin Gûnaltay Köşkü',
ashna uygun şekilde
yenüenerek TÜRKOK'un
istanbul Merkezi olarak
törenle kullamma açıldı.
Bahçe içindeki üç katlı
köşkün bir kati, Şemsettin
Gûnaltay ve köşkün çeşitli
tarihlerde çekilmiş
fotoğraflannın bulunduğu
özel bir bölümde
sergileniyor.
Zihinsel özürlü
çocuklarlasanat
tSTANBUL(AA)- Zihinsel
özürlü çocuklara yaklaşık iki
yıldan bu yana. "Sanatsal
etkinükler" eğitimi veren
Nüans Sanat Merkezi, bu
yılki faaliyetini ekim ayında
başlayacak resim ve seramik
dersleriyle sürdürecek.
Yönetici Mimar Engin
Yaman. merkezde, derslerin
uzman pedagog ve psikolog
denetiminde verildiğini ve
amaçlannın zihinsel özürlü
çocuklan topluma
kazandırmak olduğun
belirtti. Yaman, okullann
açık olduğu süre içinde
çalışmalannı
sürdürdüklerini, böylece
özürlü çocuklann kendilerini
yaşıtlanndan
soyutlamadıklanru da
vurguladı.
Sanat Fuarı'nda
imza günü
Kültör Servisi- TÜYAP 2.
İstanbul Sanat Fuan'nda
bugünsaat 14.00 ile 19.00
saatleri arasında Feriha
Büyükünal ile Sezer Tansuğ
kitaplanru imzalayacaklar.
Öğpencilerden
grup sergisi
Kültür Servisi- Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Seramik ve Cam
Ana Sanat Dah öğrencileri, 1
ekimde, İstiklal
Caddesi'ndeki Saint Antoin
Kilisesi avulusunda bir grup
sergisi açacaklar. 21 ekime
dek sürecek sergide, Begüm
Değim, Şehnaz Sayar,
Mehtap Karakaya, Esra
Ersen, Şule Kemerdere,
Tuba Ersen, Nalan
Danabaş. Tarkan Çakan ve
Zeynep Künelgin'in yapıtlan
yeralacak.
Bakırköy Çocuk
ŞenliğiKültür Servisi- Bakırköy
Çocuk Şenliği kapsarnında,
Bakırköy Belediyesi ile
Cumhuriyet Kitap
JCulübü'nün işbirliğiyle
(iüzenlenen imza günlerine,
pumartesi Yalvaç Ural-Ferit
Avcı, pazar günü, Aziz
JNesin. 28 eylül pazartesi
jMüjdat Gezen, salı, Tank
[Dursun K.-Ayşe Kilimci,
içarşamba günü, Gülten
Oayıoğlu, 1 ekimperşembe
günü Gülsüm Akyüz-Kemal
Ipzer, cuma da Fatih
İErdoğan ve Mehmet Güler
jkatılacaklar.
Goethe'nin aşk
mektupları
PASEL(AA)-Edebiyat
tiünyasının ünlü ismi
NVolfgang Goethe'nin aşk
mektuplan açık arürmaya
çıkanhyor. Edebiyat
fcarihçileri, Goethe'nin 26
^aşında iken Kontes Auguste
Ştolberg'eyazdığı
mektuplann gizli kalması
için son derece titizlik
jgösterdiğini ve yüzünü bir
Jcez bile görmediğj Kontes'e
f'Mektuplanmı sakın kimse
jgörmesin" diye ricada
toulunduğunu hatırlatıyorlar.
Türk asıllı Bulgar vatandaşı şarkıcı, çalışmalannı Paris-Sofya-İstanbul üçgeninde sürdürüyor
Ibrahimova "açık müzik" yapıyor• İki yıl önce bir süre
Anıavutköy'de Nai-
ma'da söyleyen
Yıldız İbrahimova'-
nın annesi ve babası
Türk.
• Ibrahimova, ço-
cukluğunda, sesi çok
güzel olan anneanne-
sinin söylediği türkü-
ler ve şarkılan dinle-
yerek yetişmiş.
HANDAN ŞENKÖKEN
Aslında klasik caz da, Rus
romanslan da söylüyor, folklor
ve çağdaş müzik de... Daha çok
şov türü konserlerinde aryalar
seslendiriyor. Sergilerde doğaç-
lamalar, workshop ve fılm mü-
zikleri de yapıyor.Kendisini sa-
dece caz şarkıcısı olarak tanım-
lamak haksızhk olur. Ona
göre de nasıl tanımlanacağı "hiç
önemli değil.'
İri yeşil gözlü, kısacık san
saçlı Türk asıllı Bulgar vatan-
daşı Yıldız Ibrahimova, sürekli
güleç bir yüzle yaptıklanndan,
yapacaklanndan alabıldığince
alçakgönüllü birtavırla söz edi-
yor. Kendinden son derece
emin; yoğun tasanlar, prog-
ramlar içinde "mücadelesini"
sürdürüyor.
Son olarak, TÜ RSAK'ın dü-
zenlediği "Gemide Gala" gece-
sinde onu ancak birkaç parçay-
la dinleyebildik. Hoş bir rast-
lantıyla "Seni Seviyorum
Rosa" fılmindeki aryalan ses-
lendiren Ibrahimova, iki yıl
önce bir süre Naima Caz Ku-
lübü'nde program yapmışiı.
Yıldız Ibrahimova Sofya'da
yaşıyor, ama iş gereği çoğunluk
Paris'te bulunuyor. Fransa'da
konuk olduğunu vurguluyor
ısrarla: "Orada misafır olarak
kalmayı tercih ediyorum, yaşa-
mayı değil. Çok az bulunuyo-
rum, ama evim Sofya'da."
Silistre'de doğan, ama Sof-
ya'da büyüyüp yetişen sanatçı
40 yaşında. Yaşını hiç göster-
Fransa'da misafirim, ama evim Sofya'da. Artık Bulgaristan'da Türkçe şarkı söyleyebilirim. Şu sizin koyu çaylannıza da bir rürlü abşamadım.
miyor. üstelik '"kadın olmasına
karşın yaşından hiç utanmı-
yor." Annesi ve babası Türk.
Çocukluğunda sesi çok güzel
olan anneannesinin bulduğu
türküleri, şarkılan dinlemiş.
Sofya Devlet Konservatuvan"-
nın Opcra Bölümü'nden mezun
olan sanatçı, opera yerine cazı
yeğlemiş. 15 yıldır müziğin için-
de.
Ancak 12 yıl önce Bulgaris-
tan'da yaptığı ilk plak türküler-
den oluşuyor. İbrahimova.
Türk rriüziği ve çok eski,
300-400 yılhk. çok ilginç türkü-
leri bulup seslendirmiş. Bu eski
müziği; sözleri çok iyi oturmuş,
müziği çok kaliteli ve nitelikli
buluyor. Aynca 'buradaki pi-
yasa müziğinden de çok farklı."
İlk kez 1985'te Batı'ya açılan
Yıldız İbrahimova, yıllardır
ABD'den Japonya'ya. Kore'-
dcn Meksika'ya ve tüm Avru-
pa'da konserler veriyor. 12
yıldan sonra bu yıl "şansı yerin-
de": 4 tane CD çalışması
yapmış. Paris ve Zagreb'de bir
CD (henüz ismi belirlenmemiş),
"lllusory Everaity" adh LP-CD
ve "Hard way to freedom" adh
bir CD. Fransa'da bir grupla
çalışmalannı sürdürüyor.
Piyanist Antoine Herve ile
çeşitli konserler gerçekleştiri-
yor. Fransızlann yanısıra İsviç-
reliler ve Almanlarla da çalışı-
yor.
"Çok ilginç ve farklı prog-
ramlar yaptım. Aslında ben caz
desem de, tam anlamıyla caz
değil.
Çünkü caz denilince Ameri-
kan cazı anlaşıhyor. Caz Amc-
rika'dan çoktan çıktı, Avrupa'-
ya iyice yerleşti. Biz kendi
aramızda "Open Music" diyo-
ruz.
Yani açık müzik, herşeyi içi-
ne alan, folklor olsun, çağdaş
müzik olsun hepsini içine alıyor
ve yeni bir müzik oluşturuyor.
Yaptığımız şovlarda da özel
kostümler, dekorlar oluyor. Bu
şovlarda Türkçe de söylüyo-
rum. Türk motiflerini kullanı-
yorum. Bulgaristan'ın en bü-
yük liyatrosunda Dostoyevs-
ki'nin oyununda oynadım, ro-
manslar söyledim. Çok da se-
viyorum.
Fransızlarla yaptığım müzik-
te Türk folklorundan, dünya
folklorundan elemanlan caza
katarak yeni şeyler üretiyoruz.
Fransa'da çok ilgiyle karşılanı-
yor. Sonuçta yaptığım müzik.
çağdaş müzik, caz \v folkloru
bir araya getiriyor."
İki yıl önce "Bulgaristan'da
caz yaparak para kazanan tek
kişi" olduğunu belirten Yıldız
İbrahimova. şimdi de aynı ko-
nırtpda. Ancak şu anda Bulga-
ristan'da durumun ekonomik
açıdan çok zor olduğunu \e ge-
leceğin belirsizliğini vurgulu-
yor: '" Sistem kökten dcğişiyor,
insanlaı stres içinde, şok geçiri-
yor. Geleceğin ne olacağı belli
değil ve çok uzun süre de\am
edecek. Ozellikle sanatçılar ve
müzisyenler için çok ağır bir
durum. Ama ben şikayetçi de-
ğilim. İki aydan beri Bulgaris-
tan'dayım. Hemen hemen gü-
naşın konserlerim var, benimle
ilgili filmçekildi."
Yaşamından hoşnut. "Şika-
yet edemem, sokakta kal-
madım. evim var. Dünyayı ge-
zip dolaşıyorum, para peşinden
koşmuyorum çok şükür. Sırf
para için şarkı söylemiyorum.
Dünyada büyük para alan caz-
cı yok.
Çok zengin olmak istesey-
dim, daha önce opera şarkıcısı
olurdum. Bulgaristan'dan
çıkan opera şarkıcılan çok iyi-
dir. güzel para kazarurlar ve
dünyada iyi anılırlar. O zaman
tercihim opera olurdu, çünkü
eğitimini gördüm."
Sürekli Bulgaristan'da yaşa-
saydı, yaptığı çalışmalarla ve
konserlerle geçimini 'çok zor'
şağlayacağını da belirten Yıldız
İbrahimova, yine de bir solist
olmanın Bulgaristan'da da,
Batı'da da avantajh olduğunu
söylüyor.
Batı'da Türkçe söylüyor
İbrahimova. Bulgaristan'da da
Türkçe şarkı söylemeye yeni
başlamış. Beş yıl Türkçe konuş-
manın yasak olduğunu anımsa-
lan sanaıçi. yine anneannesin-
den öğrendiği çok eski Türkçe
parçalan seslendirdiğini anlaü-
yor sevinçle. "Bugüne kadar
Türkiye ve Türkçe dendi mi,
belli bir tedirgınlik, korku
vardı, Ama şimdi biraz değişti
bu durum. Bu nedenle rahatça
Türkçe söyleyebilirim. Fakat
daha önce asla söyleyemiyor-
dum."
Geçen yıl İstanbul'da yapılan
Uluslararası Tiyatro Festiva-
li'nde zenci yönetmen La mama
\EUen Sıev.art) ile bir workshop
gerçekleştiren Yıldız İbrahimo-
va, ekim ayında Ankara'da ser-
gı açacak bir Bulgar sanatçının
scrgisinde happeningyapacak.
Bu noktaya gelebilmek için
"çok mücadele etmiş" İbrahi-
mova. Bu mücadelesi hala sü-
rüyor. "Bulgaristan'da tek
başına çabaladım şimdiye ka-
dar. Arkamda kimse olmadı.
Kimseye metreslik yapmadım.
Çünkü orada da, her yerde ol-
duğu gibi yükselış böyle oluyor.
Sadece kendime güvendim.
Türk adımın bana engel oldu-
ğunu, değiştirmem gerektiğini
söylüyorlardı. Adımdan vaz-
geçmedim, vazgeçemem de.
Artık korkmuyorum, çünkü
kendime güveniyorum. Ve tek
başıma her yerde çabahyo-
rum."
Hem Bulgaristan'da yaşıyor
hem de dünyanın dört bir ya-
nında çeşitli calışmalar gerçekleş-
tiriyor. Bu, Yıldız İbrahimova
için "çok güzel bir duygu', çün-
kü onun için 'hiç sınır yok' ve
kendini "çok özgür" hissediyor.'
Portakal Sanat ve Kültür Evi'nin sonbahar müzayedesi 22 kasımda
Nekeyifler yaşandıo apartmanda• Salvatore Valery'nin
insan boyutlanndaki 2
tablosu bir zamanlar bir
apartmanın girişinde du-
ruyormuş. 'Düşünün o
apartmanın görkemini'
diyor Raffı Portakal.
'Acaba o apartmanın
içinde hangi keyifler
vardı?'
NtLGÜNTOPTAŞ
Türkiye'nin belli başh antika
ve müzayede kuruluşlan
sonbahar müzayedelerine hazır-
lanıyor. Son yıllarda büyük ve
ilgi çekici organizasyonlara dö-
nüşen müzayedeciliğin ülke-
mizdeki en eski uygulayıcılann-
dan Portakal Sanat ve Kültür
Evi sonbahar müzayedesini 22
kasımda yapacak.
Asıl işlevi antikaalık olan
Portakal Sanat ve Kültür Evi'-
nin sahibi Raffı Portakal. "mü-
zeyede geleneklerinin" 1918'-
leredayandığını belirterek, son-
bahar müzayedelerinin son
yıllann birikimini ortaya çıkar-
maya yönelik olduğunu söylü-
yor.
Müzayedelerde sadece pahalı
eserler bulunmamasına özen
gösterdiğini anlatan Portakal,
şöyle diyor:
"Eserleri ve yaygınlığı bir pi-
ramide benzetecek olursak, el-
betteki piramidin en tepesinde
en şık en hoş eserlerin bulun-
ması doğal, ama bunun yanısı-
ra, hemen hemen herkesin ala-
Müzayededeyeralacaktombakleğen-ibrik. Valery'nin tablosu insan boyutlannda.
bileceği. okur-yazar kesımın
ulaşabileceği ve tat alabileceği
şeyleri de dükkanda ve müza-
yedelerde bulundurmaktan ke-
yif alıyorum. Eserlerin seçimini
yaparken bunu öne çıkarmaya
çalışıyorum. Mesela hoş bir
mendil, ufak bir ilan. bir fotoğ-
raf.gravürler. hatta sanat değeri
olan ama önemli hattatlar tara-
fından yazılmayan hat örnekle-
ri."
Sonbahar müzayedesi için
şimdiden tablo, tuğralı gümüş-
ler. tombak. hatlar, seramikler-
den oluşan 150-200 eser seçtik-
lerini ifade eden Rafii Porta-
kal'ın "gözdesi" bir tiyatro
ilanı. San ipek üzerine eski
harflerle yazılmış. Adana'dan
bir thatro ilaru. Tabi bunun
yanısıra yine •"piramidin tepe-
sinden" de eserler var. Örneğm
Türkiye'de bir süre resim öğret-
menliği yapmış. Resim Heykel
Müzesi'nde yapıtlan bulunan
İtalyan ressam Salvatore Va-
lery'nin insan boyutlanndaki
çift tablosu. Portakal'dan öğ-
rendiğimize göre. çok hırpa-
lanmış ama, kalitesi, boyutu ve
çift oluşu itiban ile "süper"
olan tablolann ilginç bir öykü-
sü de var: "Bu tablolar bir
apartmanın girişinde duruyor-
muş. Düşünün o apartmanın
görkemini, o apartmanın sa-
hiplerinin dönemindeki zevki-
ni, acaba apartmanın içinde
hangi keyifler vardı? İnsanın bu
resimleri yalnız kendinin değil
apartman sakinlerinin, hatta
başka insanlann da faydalana-
bileceği bir alana koyması beni
son derece duyguîandınyor.
Sonra bunlar çalınıyor, teİcrar
bulunuyor. Sahibi de muhafaza
edemiyeceği için müzayedeye
veriyor."
Tablolar arasında yine "çift"
Halifler, Şevket Dağ'. Hoca A\i
Rıza. Çallı İbrahim, Hüseyin
Rıfat Çeteci. Hüsnü, Nazıni
Ziya. Hüseyin Avni Lifij gibi
tanınmış ressamlann yapıtlan
var.
Hat sanatı örneklerinden,
Yesari'nin, Hafız Osman'ın,
Aziz Efendi'nin levhalan. külli-
ye-i serifleri bulunuyor. Müzaye-
dede oldukça ilgi çekeceğe benze-
yen eserler arasında tombak le-
ğen ibrik ve sini bulunuyor.
Portakal'ın verdiği bilgiye göre,
çift HaliHer, gümüş leğen ibrik,
gümüşler ve Hüsnü'nün natür-
mortu gjbi 25-30 eserden olu-
şan koleksiyon bir aileye ait.
Mirasın paylaşılamaması nede-
niyle eserler müzayedeye veril-
miş.
Raffı Portakal. eserlerin da-
ha çok eve girmesinden yana
bir politika izlemeye çalıştığını
vurgulayarak. anadilimizi
farkında olmadan öğrendiği-
miz gibi, sürekli birlikte ya-
şadığımız kültürel ve sanatsal
eserlerin de bize çok şey öğrete-
ceğini belirtiyor.
Seksen iki yaşında otuzuncu fılmini çeviren Japon yönetmen Kurosava:
"Ben geçmiş zamanların adamıyım"
CUMHURORANCI
TOKYO- 82 yaşındaki Japon sinema
ustası Akira Kurosa\a'nın otuzuncu fil-
mi 'Henüz Değü" (Madadayo) 1993
nisanında dünya sinemalannda gösteri-
me girecek. 'Şimdiki zaman beni hiç il-
gilendirmiyor. Ben geçmiş zamanın
adamıyım' diyen Kurosava. 1990'da
çektiği "Düşler'den ve 199l'de çevirdiği
'Ağustosta Rapsodi'den sonra 'Henüz
Değü" adh yeni fılminde 1945 Tok>o-
su'nda geçen bir olayı anlatıyor.
"Henüz Değil'. bir Japon öğretmen ile
dört öğrencisınin savaş yıllarında bir-
birleriyle dayanışmasını konu alıyor.
Kurosava'nın 'çocuklann da anlayabi-
leceği bir şey yapmak istedim' dcdiğı
filmde mizah ön planda.
Bir doksan boyundaki yaşlı Kurosa-
va, filmle ilgili basın toplantısuıda. en
çok filmin içerdiği mesajı soran gazete-
cilere sinirlendi: 'Ne mesajı! Eleştirmen-
ler fılmlerimde ille de bir mesaj bulmak
istiyorlar! Düşler'i alahm Orada Ryu
Çişu'nun son ö\küde oynadığı \aşlı
lerinin doğumgününü kutlarken tören-
le 'Madadayo' (Henüz Değil) diyorlar.
Böylece. öğretmenlerinin "ikincı hayat'a
başlaması için \aktin erken olduğunu.
kendisınden öğrenecek daha çok şc\
• Kurosava'nın yeni fılmi l
Henüz
Değil', 1993 nisanında dünya sinema-
lannda gösterime girecek. Japon sine-
ma ustası, bu kez. 1945 Tokyosıfnda
geçen bir olayı anlatıyor.
adam eleştırmenlere göre sinıgesel bir
tipleme. Oysa ben o adamı tanıdım. O
adamı bcyazperdede de yaşatmak iste-
dim. o kadar.' 10 miKon dolara (yak-
laşık 75 milvar TL) mal olan 'Henüz
Değil'. adını eski bir Japon geleneğın-
den alıyor. Öğrenciler her yıl öğretmen-
bulunduğunu behrımiş oluyorlar.
Kurosava. neden bö> le bir konuy u iş-
ledığı yolundakı birsoruvu şöyleyanıtla-
dı: "Eskıdcn öğretmenler öğrencileri-
ni se\erdi. Şımdîşsc öğrcncısıne zevkle
ders veren öğretmen kalmadı. Herkes
gibi öğretmenler de tuhaflaştı. Geçmiş-
teki güzel insan ilişkilerini işlemek iste-
dim biraz da...'
Kurosava. didaktik olmadığını. kim-
seve öğretecek bir şeyi bulunmadığını
\urgula>arak "Millet eğlenmek için
para verip sinemaya gidiyor. İki saat
boyunca geçmişteki gerçek bir hayatı
> aşarlar. hem eğlenirler hem de biraz acı
çekip üzülürler. Hepsi bu" dedi.
Basın toplantısını ekranlara getiren
Japon NHK Televizyonu. filmin sei
çalışmalanndan bir bölüm dc gösterdi.
O sırada çekilen sahnede, öğretmen. öğ-
rencılerinin önüne düşmüş. vapav ola-
rak yağdırılan yağmur allında. elinde
şemsiye yürüyordu. Birden Kurosava
avazı çıklığı kadar bağırmaya başladr.
'>'aşlı olduğunu unutuvorsun galiba.
Hı/lı yiirüyorsun. çocuklar ne dcdığıru
duvmuyor. Hem. şemsiye öyle tutul-
maz. Doğru tul şcmsiyeyi!"
Bakanlık komisyon oluşturdu
Oscar'aaday
adayısaptanacak
Kültür Senisi - Kültür Bakanlığı. Türkiye'nin, önümüzdeki
yıl Amerikan Sinema Sanatlan ve Bilimleri Akademisi tarafından
düzenlenen "Oscar" ödüllerinin "En İyi Yabancı Film"
dalındaki yanşma bölümüne katılmasını kararlaştırdı.
Kültür Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada. en iyi yabancı
film dalında Oscar aday adayı olacak Türk fılmini belirlemek
üzere Kültür Bakanlığı tarafından bir komisyon oluşturuldu.
Külıür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Gülşen Karakadı-
oğlu başkanlığında ilk top-
• KültürBakan-
lığı, Türkiye'nin
gelecek yıl En İyi
Yabancı Film
Oscarf na aday
adayı olacak
Türk fılmini
belirleyecek.
lantısmı yapan komisyon-
da. en iyi film dalında yan-
şacak filmin l Kasım.,
1991-31 Ekim 1992 tarihle-.
ri arasında Türkiye'de gös-
terime girmiş fılmler arasın-
da olması gerektiği karar-
laştınldı. Alınan kararlara
göre bu yıl halen çekilmek-
te olan filmler 31 ekime ka-
dar gösterime girerlerse de-
ğerlendirmeye alınabile-
cekler.
Komisyon, 2 kasımda
tekrar toplanarak Oscar'a
aday adayı olacak fılmi be-
lirleyecek Seçilen filmin İngilizce altyaalı kopyası bakanlık ta-
rafından yapılacak.
Türkiye'den katılacak fılmi belirlemek üzere oluşturulan ko-
misyonda, Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Gülşen Ka-
rakadıoğlu'nun yanı sıra Telif Haklan ve Sinema Genel Müdü-
rü Gürbüz Mutlu, Bakan Danışmanı Prof.Dr. Oğuz Onaran,
Mahmut Tali Öngören. Atilla Dorsay. Dr. Ahmet Boyacıoğlu
ve Halil Ergün yer alıyor.
Çizgi fılmler
çocuklan eğitiyor
ANKARA (AA) - Londra
Üniversitesi'nden Dr. Martyn
Barrett. şiddet içeren çizgi
fılmlerin dahi çocuklan eğitti-
ğini söyledi.
Hacettepe Üniversitesi'nin
düzenlediği 7. Ulusal Psikoloji
Kongresi'nde "Çocuk ve Tele-
vizyon" konusunda bir konfe-
rans veren İngiliz Dr. Barrett,
çocuklann çeşitli filmlere deği-
şik lepkıler verdiklcrini. en faz-
la sevdikleri filmin ise "Ninja
Kaplumbağalar" olduğunu
bildirdi. Barrett. İngiltere'de
5-7 yaş arasındaki çocuklarda
yaptığı araştırmada. genellikle
hayvan fıgürlerinin yer aldığı
çizgi filmlern daha çok sevildi-
ğinin belirlendiğini kaydede-
rek şunlan söyledi:
"4 yaşındaki çocuklar fılm-
lerdeki kahramanlann gerçek
olmadığını kavrayamazlar ve
onlarla bütünlcşırler. 7 yaşın-
da ıse rol yaptıktonnın ve ha-
yal ürünü olduklannın farkına
\anrlar. Çocuklar ne kadar
saldırgan olursa olsun. prog-
ramlann hayal ürünü oldukla-
nnı biliyorlar ve bu nedenle de
masal kadar zararsız düşünü-
yorlar. Şiddet içeren fılmler
dahi çocuklan psikolojik so-
runlan olmadıklan takdirde
şiddete itmiyor."
Barrett. çocuklann Ninja
Kaplumbağalar çizgi fılmini
çok beğenmelerinin en önemli
nedeninin hayvan kahraman-
lar ve şiddet içermesi olduğunu
da belirterek "Çizgi fılmlerde
çocuklan çeken öğeler. hay-
van. şiddet ve konuşmadır."
diye konuştu.
Çocuğun zeka ve psikolojik
yönden bir sorunu olmadığı
takdirde porno çizgi fılmler
hariç her tür çizgi fılmi seyre-
debileceğine dikkati çeken
Barrett. önemli olanan aile ta-
rafından bu öğeler kullanıla-
rak çocuklann korkutulma-
ması olduğunu söyledi. Bar-
rett. böyle olduğu takdirde
çocuklann saldırganlığa itile-
bileceğini kaydetti.