Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS1992 PAZAR
PAZAR KONUKLARI
Leyla Tavşanoğlu, kadın ve erkeğin cinsel sorunlan ile iktidarsızhk ve isteksizliği iki uzmanla konuştu
Yüksel: Erkekkencüni
asker gjbi hissediyor
lErkeklerde cinsel iktidarsızlık
nelerden kaynaklanır? Tarifeder misint?
YÜKSEL - İktidarsızlık kelimesi 'im-
potence'dan geliyor. Bu oldukça eski bir
deyiştir. Bugün gerek psikiyatri, gerek
genel cinsel sınıflamalar sorunlan içinde
kaldınlmıştır. Bunun kaldınlmış olması
ideolpjik olarak da önemli. Çünkü top-
lumsal yaşam içinde cinsellik, bildiğıniz
gibi, gizli, mahrem bir şey olarak kabul
edilmekle bırlikterinselliğeilişkin bütün
davranışlanmız, bütün seçimlerimiz ve
uygulamalanmız ciddi bir sansür altın-
dadır, ciddi bir denetim altındadır. Bir
yandan cinselliğimizi nasıl uyguladığımı-
za bakılırken diğer taraftan da sanki bir
cinsel ilişkiyi yürütebilmek, yerine getir-
mek bir başan, bir zorunluluk gibi görü-
lür. Cinsel eylemi gerçekleştirdiğiniz
zaman da iktidar sahibi oiduğunuz anla-
mına geliyor. Bu, erkekler için söylenen
bir şey. Çünkü kadınlarda iktidarsızlık
söz konusu değil.
Bu, dolayısıyla erkekliği. erkek olma
davranışını, erkek cinsine ait özelliklerle
cinselliğe ilişkin özellikleri birbirine eş
düşüren ve erkek kışilığıni de sadece cin-
selliğe indirgeyen bir bakışın ifadesidir.
Bir hayli uzun zaman da kullanılmıştır.
Oldukça yeni, son 15-20 yıldır birtakım
sınıflamalardan çıkanlıp eleştirilebilir
bir şey haline getirilmiştir. Bu sözü bir
çok doktor kullanır. Bazı seksologlar ve
bir çok ürologlar kullanır. O yüzden cin-
sellikle ilgili daha birinci cümlemize baş-
ladığımız zaman bir değer ya da ideoloji
yüklediğimizin farkına varmamızı göste-
ren bir işaret diye düşünüyorum.
cinsellik dendiği zaman
akla gelen şey, bir kadın,
bir de erkek vardır, bu
kadınla erkek bir araya
gelirler. Bunlann cinsel
organlan birbirinin içine
girer, değer... Böyle bir
şeydir. Cinsellik bundan
ibaret değil. Cinsel istek
duyulduğu zaman da
insanlann istediği sadece
bu değil ve cinsel arzu
sadece bir kadınla bir erkek
arasında olan bir şey de
değil.
Şimdi, erkekte cinsel zorluğun olması
ya da cinsel fonksiyonlarda bir aksama-
nın olması... Bunu da şöyle değerlendir-
mek lazım. istenen cinsellik nedir? Cin-
sellik dendiği zaman akla gelen şey, bir
kadın, bir de erkek vardır, bu kadınla er-
kek bir araya gelirler. Bunlann cinsel
organlan birbirinin içine girer. değer...
Böyle bir şeydir. Cinsellik bundan ibaret
değil. Cinsel istek duyulduğu zaman da
insanlann istediği sadece bu değil ve cin-
sel arzu sadece bir kadınla bir erkek ara-
sında olan bir şey de değil. Bir erkekte
cinsel bozukluk var, dersek hemen onun
cinsel organının sertleşmesinde ya da bo-
şalmasında bir güçlük olduğunu düşüne-
biliriz. Fakat aslında bütün bunlardan
önce cinselliğin fızyolojik olarak, bir cin-
sel işlevin tamamlanması, çeşitli basa-
maklann yerine gelebilmesi için öncelik-
le cinsel arzu gerekmektedir. Cinsel arzu
olmadığı zaman bundan sonraki adım-
lann olamayacağı anlaşılabilir.
Bir kadının cinsel isteğim yok detnesi.
bizim toplumda ona prim bile yapabilir.
Ne hanım hanımcık kadın, değerlendir-
mesi bile yapılabilir. Ama bir erkeğin,
benim cinsel isteğim yok, demesi bizim
toplumda mümkün değildir. Bunu ne
eşine, ne partnerine söyleyebilir. Erkek-
lerin kendi erkeklik rollerini gercekleştir-
me sırasındaki mağduriyetlerinden biri
de cinselliğe sanki Türk askeri gibi her
zaman hazır, istekli olacaklanna ilişkin
bir beklenti y'ükler. Bu da tam da cinsel
anlamda bir şey istedikleri zaman istek-
lerini gerçekleştirmede onlara oluştura-
cak bir handikaptır.
^^^••G'/tf?/ iktidarsızlık ya da şim-
diki deyimiyle erkeklerde cinsel zorluğa
neden olan unsurlar, etkenler nelerdir?
YÜKSEL - Bunu ikiye ayırmamız la-
zım. Bunlardan birisi bedensel zorluklar,
yani bir bedensel hastahğa bağlı olarak
cinsel organda sertleşmenin olmaması
ya da sertleşme olmasma rağmen boşal-
manın istenen erken zamanda olması.
İkincisi psikolojik. Fakat bu organik ve
psikolojik nedenlere baktığınız zaman
bunlar zaman zaman değişir, moda ne-
denler vardır. Çünkü tıp da kendi içinde
gelişen, ilerleyen bir şeydir. Bir ara psiko-
lojik nedenler çok modaydı, daha sonra
organik nedenler çok güncel olmaya,
tartışılmaya başlandı. Bunlann toplum-
sal sıklığına dair net bir şey söyleyemiyo-
ruz. Elimizde çok kesin veriler yok.
Fakat özellikle 40 ya da 50 yaş üzerinde-
ki erkeklerde bedensel bir gerekçeye bağ-
lı olan cinsel aksamanın olma şansı daha
yüksek. Daha gençlerdeyse bunun psi-
kolojik nedenlerden olma şansı daha
fazla artıyor. Ama her yaş grubunda çe-
şitli gerekçeler söz konusu olabiliyor.
Bazen biz sadece konuşarak, kişinin öy-
küsünü dinleyerek hangi gruba ait oldu-
ğuna karar verebiliyoruz. Bazı durum-
Prof. Şalıika
Yüksel
1971 yılmdan buyana İ.Ü. Tıp
Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı
öğretim üyesi. 15 yıldır eriş'kinlerde
psikoterapiyapıyor. Özellikle
psikolojik travmalarla ilgileniyor.
Bıaıa, cinsel travmaya uğrayan ya da
iskencegörmüş kişilerin tedavileride
giriyor. 10yıldırfeminist. MorÇatı
Kadın Sığınağı Vakfı ve İnsan Hakları
Vakfı İşkence Tedavi Merkezi
kurucusu ve üvesi.
larda da bunun organik nedenlere bağlı
olup olmadığını anlamak için pek çok
tetkikler, uzun aşamalı işlemlerin yapıl-
ması gerekebiliyor. Ve sonucun her za-
man yüzde yüz bilınmediğı durumlar da
olabiliyor.
Hormonlann neden olduğu bir cinsel
aksama belki en az rastlananıdır. Da-
marlarda bozukluk yapan bazı hastahk-
lann. bu arada diyabet hastalığının cin-
sel zorluklarda önemli gerekçelerden biri
olduğunu biliyoruz. Omuriliğe ait ve ge-
nital organlara ait bazı hastalıklar bunda
rol oynayabiliyor. Bunlann bir bölümü
tedavi edilebilir hastalıklar. Bir bölümü
de daha uzun devreli, daha kalıcı hasta-
lıklar olabiliyor. Bunun da tabii aynmı-
na vanlması gerekiyor. Psikolojik ne-
denler dediğimiz zaman bunun içinde
kişinin kendi ruhsal gelişimine ait neden-
ler, ailesinin özelliklerine ait nedenler ve
sosyal özelliklere ait nedenler tabii ki
ağırlıklı oluyor.
Cinsel zorluk partnere de bağlı bir
olaydır. Bu sorunlar cinsel uyuma, bazı
yakınlıklara, birbirlerinde uyandırdıkla-
n duygulara çok fazla tabidir. Çok rahat
cinsel yaşantısı olan, belirli birzorluktan
yakınmayan bir kişi zaman zaman cinsel
isteksizlikten ya da her zamanki fonksi-
yonunu gösterememekten de söz edebi-
E.(rkekler kendi erkeklik
rollerini gerçekleştirirken
cinselliğe sanki Türk askeri
gibi her zaman hazır, istekli
olacaklarmış gibi bakarlar.
lir. O sırada ya partnenyle arasında bir
sorun vardır, aralannda başka alanlarda
zorluklar vardır ya da yaşamının başka
alanındaki sorunlar onun için ön plan-
dadır ve onun cinselliğe olan ilgisini
azaltmıştır. Böyle bir durumda da kon-
santre olması pek mümkün değildir.
Örneğin iflas eden bir insanın, o sırada
cinsel keyfı çok rahat yaşayabileceğini
pek beklemeyiz.
olan kişilerde ya da bir iki kere böyle bir
deneyim yaşadıktan sonra, ya bu hep sü-
rerse kaygısını taşıyanlarda daha sınava
girerken ben nasıl olsa kalacağım. nasıl
olsa başansız olacağım, endışesini yaşa-
mak gibi birbirini üreten bir duruma ge-
çer. Olabilir bir şeydir, düzelmesi müm-
kündür. Fakat düzelebilmesi için kişinin
bu yaptığının farkına vanp bunu yap-
maması gerekir.
WBBKMErkekteki cinsel zorluklarda
sigaranm etkisi olabilir mi?
YÜKSEL - Sigarayla ilgili, bazı damar
hasıalıklanna yol açması nedeniyle bazı
şeyler düşünebiliriz. Onun dışında siga-
rayla cinsellik arasında doğrudan bir
bağ kurmak uygun değil.
eıken olabilir mi?
yiyecekler ve içki bir
YÜKSEL - Fazla miktarda içkinin
olumsuz etkisi var. Fazla miktarda içki-
nin ereksiyonu vurucu etkisi olabilir.
Uykuyu arttırarak etkisi olabiliyor. Şim-
dilerde, geleneksel tıp bilgileri dışında
bazı bilgilere önem verilmektedir. Çok
doğnıdur da. Gıdalarla çeşitli bedensel
özellikler arasında ilgj kurulabilmekte-
dir. Ama birebir bir bağlantıdan söz
etmek mümkün değil. Yani şöyle bir bes-
lenmeyle daha iyi de, bu tür beslenmeyle
kötü olur, demek mümkün değil.
^^H^HCıroe/ zorluk erkeğin partne-
rine bağlı olabilir mi? Bu, geçici ya da ka-
lıcı olabilir mi?
JJizde çiftler geliyor, çok
iyi anlaşıyoruz, her
alanda iletişimimizçok
iyi, bir tek cinselliğimiz
bozuk'diyorlar. Örneğin
bunlar yeni evli çift
olmasın. Eskiden
cinsellikleri çok iyiyken
birden aksamalar olmuş.
Burada bir doyum söz
konusudur.
YÜKSEL - Cinsel yakınlıkta partnerle
olan ilişki asla ihmal edihnemelidir. Bazı
kere, yalnız cinscllikle ilgili değil, cinsel-
lik dışı genel ilişkinin aksaması, arada
bazı bozukluklar olması, iletişimsizlikler
olması farklı açılardan reddetme ya da
kanıksama hayatın her alanında çiftler
arasında çıkabilir. Ama öncelikle kendi-
ni cinsellikte belli ediyor. Cinsel uyum iyi
giderken aksamaya başlaması, onlann
yaşamlannın diğer alanlanndaki aksa-
malann işareti olabilir. Çünkü kavgala-
nn ve dövüşlerin çok olduğu evlerde bile
genellikle sorunlar üzerinde fazla konu-
şulamaz. Ya da sorunlar üzerinde çiftler
konuşmaya başladığı zaman anlaşma-
nın olması genellikle çok da kolay değil-
dir. O yüzden biraz tartışmayı, konuş-
mayı, medeni bir şekilde iletişimi arttır-
maya çalışırken de taraflar bunu çok
becerikli bir şekilde, lafı ya da kavgayı
arttınp ya da kavgayı asıl hedeflerine oe-
ğil de bunun dışındaki çevrelere yoğun-
laştırarak aralanndaki kopukluğu
muhafaza ederler. Çünkü bazı kere bu
kopukluklar ya da zorluklann konuş-
mayla çözülmeyeceği ortaya çıkar. Ko-
nuşmamak ya da kavgayı bir başka biçi-
me dönüştünrıek ilişkinin "ahenk" için-
de götürülmesini kolaylaştınr.
Bize çiftler geliyor. Biz çok iyi anlaşı-
yoruz, l:eralanda iletişimimizçok iyi, bir
tek cinselliğimiz bozuk, diyorlar. Diye-
lim bunlar yeni evli çiftler olmasın. Bir
Prof. Yfiksei cinsel uyumda partnere büyük iş düştüğünü savunuyor
IPsikolojik sorunlara bağlı ola-
rak sormak istediğim bir nokta var. Bir
erkek düsünelim; yılladır evli, performan-
sı iyi. Derken bir kadma bağlanıyor. Bu
duygu giderek aşka dönüşüyor. Derken o
kadınla bırlikte oluyor, ama cinsel birleş-
me mümkün olmuyor. Bunu nasıl izah edi-
yorsunuz?
YÜKSEL - Bu imtihan kaygısı gibi.
Cinsellik, genel olarak bir gösteri gibidir
bazı zamanlarda. Kişiler bunu bir göste-
ri gibi alabilirler. Cinsellikte özellikle
erkek için çok istenen durumlarda, ya
çok heyecanlanırsam, ya o sırada bir so-
run çıkarsa gibi çeşitli kaygılar uyandı-
nr. Kaygı ise erkekteki cinsel ereksiyo-
nun oluşmasıyla zıt bir olaydır. Tam
ilişki sırasında kaygının artması ereksi-
yonu bozucu, oluşmasını engelleyici bir
durum yaratacaktır.
Bunun olacağı endişesiyle çok takıntılı
süredir beraberükleri olan ve eskiden de
cinsellikleri çok iyi giden çiftlerken son-
radan bir aksama var. Bu daima bıkma
demek değil. Zaman zaman bir doygun-
luk, bir doyum söz konusu olabilir. Ama
bir şeyler ters giderken aralannda bir ko-
pukluk, bir yabancılaşma, zaman içinde
birbirlerinin farkh gelişmeleri ya da bir-
birlerinin farklı taraflannı artık inkar
edilmez biçimde görmeleri bunlan birbi-
nnden çok uzaklaştınnakta ve yabancı-
laştırmaktadır. Bunu yok saydıklan.
yokmuş gibi davrandıklan için bir tek
cinsel zorluk var. derler. Oysa bakarsak
bu tip insanlar, çok az yalnız kalıyorlar-
dır. çok işleri veçok dostlan vardır. Böy-
lece aslında aralannda bir kopukluk
olduğunu. başbaşa kaldıklannda pay-
laşmamalannı görmeme kolayhklan
vardır. O yüzden, bizim sadece cinselliği-
miz bozuk, her şeyimiz iyi, diyen birçifte
biz pek itimat etmeyiz.
LAktifkadını
kabul edemiyoruz
(admların cinsel sorunlarmı
anlatır mısmız? Bunlar neden kavnaklanı-
vor?
POROY - Ülkemizde+ıüyük değişik-
likler oluyor. Gerçekten cinsel yaşamda
da önemli değişiklikler oluyor. Depres-
yon, şizofreni gibi bazı psikiyatrik du-
rumlar dışında kadında mutlaka geçici
olarak bazen isteksizlik olabilir. Bu is-
teksizlik partnerden, ya da çevreden kay-
naklanabilir. Tıbbi seksoloji açısından
baktığımız zaman bu isteksizlik patolo-
jik bir durum. Çünkü nonnalde Allah
Baba kadın ve erkeği cinselliğe her za-
man hazır durumda yaratmış. Bizim
toplumda birkaç durum var. Kırsal ke-
simden büyük kentlere göç, gecekondu
havalisine geliş var. Buralarda ataerkil
aile otoritesinden kurtulan kadınlar var.
Genelde daha çok çalışarak ezilen kadın-
lar var. Bir okumuş kesim var. Bir de
parasal durumu iyi, okumuş, ya da az
okumuş hanımlar var. Bunlarda etken
değişik gözüküyor. Bence sorun daha
çok partnerden kaynaklanıyor. Ülke-
mizde kadın daha çok meslek sahibi
olur, ekonomik özgürlüğünü alabilirse,
seçtiğj erkeği kendine koca değil, eş part-
ner olarak alacak konuma gelebilirse o
zaman sorunlar daha azalacaktır. Ama
baktığımızda evlilik genelde hâlâ kadı-
nın bir nevi yaşam sigortası gibi. Çalışan
kadınsanız. işvereninizle fikir aynbğına
düşerseniz, uyuşamazsanız işten aynlır-
sınız. Ama evlenirken mali nedenlerle
evlendiyseniz aynlamıyorsunuz. Ama
diyeceksiniz ki, Baü'da bu halledilmiş
mi? 1992 yılında Avusturyalı Kantner
adlı bir kadın doğum uzmanı ait jenital
bölgede ağn ile gelen fakat klinik tablo
olarak hiçbir sorun gözükmeyen kadın-
lan incelemiş. Rakamlar çok alarm veri-
ci. Bu kadınlann yüzde 67'sinde cinsel
birleşmede ağn görünüyor. Yüzde 62'-
sinde isteksizlik var. Yüzde 52'si seyrek
orgazm oluyor. Yüzde 43'ü kasıklarda
ağn nedeniyle cinsel birleşmeden kaçı-
yor. Fakat klinik olarak onlann incelen-
melerinde patolojik bir bulgu yok. Ka-
dınlann yüzde 25'i de vita sexualis'den,
yani cinsel yaşamdan memnun değil.
Yüzde 15'şi ise bilgi venniyor.
Ben dış ülkelerde seksoloji kongreleri
sırasında bu araştırmalan yapan kişilerle
konuşuyorum, hem de sıradan kadınlar-
la konuşuyorum. Okumuş orta sınıf ve
üstü kadınlar diyorlar ki: Batı'daki femi-
nist hareketin, erkeklerde kadına karşı
getirdiği bir ilgısızlik var.
Dr.Akif
Poroy
İstanbuldoğumlu. A vusturya Lisesi ve
İ.Ü. Tıp Fakültesimezunu.
Uzmanhğmı Almanya'dayaptı. Daha
sonra birsüre A BD 'de ve
Almanya 'dakihastanelerde çalıstı.
Kadın doğum üzerine tıbbiseksoloji
uzmanlığıyaptı. Altıkitapyazdı. Son
kitabı "CinselSağlık." Çeşitliyaym
organlarmayazılaryazdı.
Televizvondaprogram yapıyor.
Amiral Bristol Hastanesi Kadın
Doğum Bölümü 'nde çalışıyor.
boyutuna iniyor.
I^^^BBKadınlarda cinsel isteksizlik
belirtisi okm bir de vaginismus olayı var...
POROY - Vaginismus olayı, vagina-
nın giriş kısmından itibaren üçte birlik
bölümünün gayri ihüyari olarak refleks
gibi kasılmasıdır. Yani kadının istemi dı-
şında kasılması olayıdır. Ben bunu yurt-
dışında çalışırken iğfal olmuş kadınlarda
görürdüm. Ama Türkiye'ye geldikten
sonra yavaş yavaş hayretim artmaya
başladı. Bir kadın geliyor, dört senelik
evli, ama daha bakire. Üç senelik evli,
daha bakire. En fazla dttkuz senelik evli
olup da bakireliği bozulmamış kadın
gördüm. Kan koca evde kardeş kardeş
yaşıyorlar, bir cinsel birleşme olamıyor.
Kadında feci bir kasılma var. C?eçen yılki
Kadın Doğum Bölümü Başkanı Dr. Poroy, kadınlarda cinsel isteksizliğin çeşitli
nedenleri olabikceğini beürtti.
Bundan 20 ya da 25 yıl önceydi. Kendi
başımdan geçen bir olayı anlatayım.
Yurtdışındaydım. Biryabana havayolu-
nun bir hostesinin mantosunu tuttum.
Kadının bana söylediği "Uzun zaman-
dır hiç kimse mantomu tutmamışu" ol-
du. Çok şaşırmıştım bu sözlere. Kendım-
den örnek vereyim. Bir yere gittiğim
vakit eşimın sandalyesini çekerim, ona
yol veririm. Ama çalışma düzenı içinde,
benden küçük ya da büyük bir kadın ji-
nekolog meslektaş odaya girdiyse ve ben
yerimde oturuyorsam ayağa kalkmam.
ürkiye'de cinsellik
konusunda bütün taraflara
hak veriyorum. Çünkü ne
yazık ki yetiştiriliş böyle...
Partnerde en büyük sorun,
bence, şu veya bu ortamda
konuşamama. Bu çok
büyük sorun. Artı, hep
suçlama var. Kadın erkeği
suçluyor, erkek kadını
suçluyor. Ve bu suçlamalar
bir zincirin halkalan gibi
birbirine bağlanıyor.
Çünkü çalışma düzeninde bir eşitlik var
ve böyle davranmak ayıp değil. Ama iş-
te. ayağa kalkmama, manto tutmama,
giderek yatakta birtakım değişiklikler
yaratıyor. Geçen yıl Dünya Seksoloji
Kongresi'nde Italyan erkeklerinin "ha-
yır" demeleriyle ilgili bir istatistik vardı.
20 yıl, ya da 15 yıl önce cinselliğe her za-
man hazır olan İtalyan erkeklerinin bu-
gün daha çok "hayır" dedikleri görülü-
yor. Bu özellikle genç erkekler arasında
yaygın.
Bir de bu moda, imaj olaylan kadınla-
n çok büyük bir strese sokuyor. Ve tabii
bir de partner sorunu... İnsanlar niçin
yaşadıklannı bilmiyorlar. Harra gürra,
patırtı gürültü gidiyor ve cinsellik o ka-
dar geri plana kalıyor ki hele bizim ülke-
mizde ancak çocuk oldu mu. olmadı mı
Dünya Seksoloji Kongresi'ne bir tebliğ
vermiştim. 1990 yüı içinde 36 çift tedavi
etmişim. Bunlar üç ay ile dokuz yıl arası
birleşme olmayan evli çiftlerdi. Bu da va-
ginismus şikâyetinden kaynaklanıyor-
du. Bunlardan 28'i yüksek okul mezunu.
Tedavide yüzde 90'ın üzerinde başan el-
de ettik. İİci tanesi tedaviyi mali yönden
bırakmışü. Bunun tedavisinde Hart-
mann-Fithian yöntemi kullanılıyor.
Bunllar da Masters-Johnson gibi 30 yıl-
dan ben bu tedaviyi yapan iki Amerikalı
uzman. Bunlann yöntemleri gerçekten
başanlı oluyor. Benim şaştığım şu: Vagi-
nismus şikâyetiyle bize başvuranlann
gecmişine bakuğımızda bunlann büyük
çoğunluğu çocuk çağlarda masturbas-
yon yaparken anneleri tarafmdan yaka-
lamp dayak yemişler. Bunlann içinde bir
vaka vardı. O da ilk âdet gördüğünde to-
kat yemiş. Meğer ülkemizin bazı kesim-
lerinde, galiba Sıvas dolaylannda. genç
kız ilk âdet gördüğü zaman güzel bir şa-
mar atıyorlarmış. Bunun amaa da, artık
dikkatli ol, mesajını vermekmiş. Ama
bana sorarsanız bu, genç kızda çok bü-
yük bir yıkım yapıyor.
Dışanda görülen vaginismusla Tür-
kiye'de görülen vaginismusun oluşumu
çok değişik. Türkiye'de cinsellik çok
ayıp günah sayılıyor. İspanya'da,
Italya'da Katoliklik nedeniyle de bu tip
vakalar görülüyor. Kadın hep günah tel-
kiniyle büyüyor. Sonra onu bir gün ev-
lendiriveriyorlar. Evlendiği aşkam da
fahişeymişçesine, bu adamla seviş, di-
yorlar. O oluyor. Türkiye'de hep bu iki
yüzlülük var. Gecenlerde bir tanıdığım,
Türkiye'de binbir yüzlülük var, dedi. Bu
belki de daha doğru.
Vaginismusun tedavisi çok başanlı.
Nüksetmiyor. Çok acı bir şey tabii. Bize
gelen vakalann çoğu da platonik bir aşk-
la severek evlenmişler. Ama seksüaliteye
varamıyorlar. Evlilik öncesi cinsellikleri
genelde, yine tabular dolayısıyla, sürtme
yoluyla, dışta boşalma yoluyla gerçek-
leşmiş. Kız bakire mi bakire. Ama evlen-
dikten sonra duhul imkânı olmuyor.
UI^^^^MVaginismus olaymdan yola çı-
kar ak kadmların partnerleriyle olan
uyumsuz iliskilerinden cinsel soğukluk
duyduklarını söyleyebilir miyiz?
POROY - Türkiye geneline bakuğı-
mızda gariplikler görüyoruz. Mahmut
Makal'ın bir yazısı vardı: Merkeplerle
birleşme Anadolu kültürünün bir parça-
sıdır, diyordu. Buna çok hayret etmiş-
tim. Ama araştınnca gerçekten böyle
olduğunu öğrendim. Bir erkek merkep-
lerle birleşmek zorunda kalırsa ondan
sonra da evlenip bir kadınla birleşirse o
kadına da merkep muamelesi yaparsa o
kadın da kusura bakmasın. Toplumun
böyle bir yapısı varsa o adamı da suçla-
mamak gerek. Ben Türkiye'de cinsellik
konusunda bütün taraflara hak veriyo-
rum. Çünkü ne yazık ki yetiştiriliş böy-
le... Partnerde en büyük sorun, bence, şu
veya bu ortamda konuşamama. Bu çok
büyük sorun. Artı, hep suçlama var. Ka-
dın erkeği suçluyor, erkek kadını suçlu-
yor. Ve bu suçlamalar bir zincirin halka-
lan gibi birbirine bağlanıyor. Zaten
partnerlikte cinsellik kötü gitmeye başlı-
yorsa sorunlar taksit taksit oluşur. Kar-
şısındakini anlayamama, onun durumu-
na inememe... Bir de toplumun yapısın-
dan kaynaklanan bir şey var. Vakıa
dünyanın her yerinde kısmen bu görülü-
yor. Kadın ayn, erkek ayn yaşıyor. Ya
da aile içinde yeni evlileri belli bir yaşa
kadar bir türlü yalnız bırakmıyorlar. Aı-
leler iyi niyetli. Evlatlan mutlu olsun isti-
yorlar. Ama onlan da kendi hallerine
bırakmıyorlar.
Bir sorun daha var. Kadın çok aktif
olursa eşi kadını çok deneyimli görüyor,
ondan rahatsız oluyor. Çok pasif olursa
da bu sefer, çok yastık gıbisın diyor. Bir
çok şeyler, doğuyla batı kültürü arasın-
da kalmamızdan kaynaklanıyor. Örne-
ğin kadın mini etek giyiyor, bir adam da
geliyor, bacağma çimdik atıyor. Baü'da
bu moda var. Ama orada moda kadının
kadınlığmı ön plana çıkarmak, ona hiz-
met etmeyi amaçlıyor. Çünkü orada
kadının çevresiyle sorunu var. Erkek 14
yaşından beri seksen bin kadın tanımış.
Artık gidip, hele çekici olmayan bir ka-
dınla uğraşacak hali yok. Kadın bu ne-
denle hep kendini çekici göstermek zo-
runda.
Bir kadın hastamdan duydum. Kadın
arabasıyla trafıkte gidiyor. Arkadaki
araba geliyor hafıfçe dokunduruyor. Bi-
raz daha gidiyorlar, biraz daha dokun-
duruyor. Kadın sonunda arabadan ini-
yor. 'Beyefendi, galiba freniniz tutmu-
yor, arabama çarpıyorsunuz' diyor.
Adam ise gayet terbiyesiz bir şekilde cin-
sel tacizde bulunuyor. Kadın o anda an-
lıyor. Meğer adam otomobiliyle kadının
^ehirde bir kısım kadın
cinselliği istiyor. Gene
feminizmde de olay var.
Kadın daha fazla istediği
zaman sorun çıkıyor.
Çevreye bakıyorum
piyasada epeyce kadın
dergisi var. Aına erkek
dergisi çok az. Kadın daha
fazla bilgi sahibi olduğu
zaman erkek yeterince bilgi
sahibi değil. Çünkü
yeterince kaynak yok.
otomobiline dokundurarak bir seksüel
zevk duyuyor. Öylesine sapıklıklar var ki
söylenecek söz kalmıyor. Sokağa çıktığı-
nızda kitlenin sizinle ilgili değer yargısı
negatifse davranışı da negatif yönde ola-
caktır.
yaklaşıyor?
İTürk kadını cinselliğe nasıl
POROY - Türk kadını değişik... Üç
beş tane kadın... Hem kent, ge-
cekondu, kırsal kesim var... Yaş grupla-
nnı ayırmak lazım. Kadının statüsünde
aynca mali kesimler de var. Kadın kırsal
kesimde erkek çocuğun anası, kaynana
olduğu zaman kariyer kazanıyor. Şehir-
de bir kısım kadın cinselliği istiyor. Gene
feminizmde de olay var. Kadın daha faz-
la istediği zaman sorun çıkıyor. Çevreye
bakıyorum piyasada epeyce kadın dergi-
si var. Ama erkek dergisi çok az. Kadın
daha fazla bilgi sahibi olduğu zaman er-
kek yeterince bilgi sahibi değil. Çünkü
yeterince kaynak yok. Kadın daha fazla
istediği zaman aynı Batı'daki gibi erkek-
te 'impotence' oluyor ya da kadının ag-
resif olmasını erkek hazmedemiyor, cin-
sel alanda yani, daha doğrusu aktif
olmasını hazmedemiyor. Oysa kadın ak-
tif olursa erkeği daha çok uyanr, erkeğin
cinselliğini daha yükseltir. Frekansını da
yükseltir, kalitesinı de yükseltir. Dolayı-
sıyla kadın da daha fazla tatmin olur. Bu
tür düzeyde yaşayan insanlar kanımca
az. Türkiye'de doğum kontrolünde yüz-
de elli geri çekme yöntemi uygulanıyor.
Geri çekme yönteminde penisin boşal-
madan dışan çıkması lazım. Bunu yapa-
bilmesi için de erkeğin şuurunun açık
olması lazım. Oysa tam orgazma vardığı
zaman şuurda hafif bulanıkhk olur. Ya-
ni erkek boşalsa bile kadın boşalamıyor.
Sonra dediğimiz gjbi kadında doyum-
suzluk oluyor. tstekli bir kadın olsa bile
bu doyumsuzluk onda cinsellikten kaçı-
şa yol açıyor ya da kadının aktif olması
erkeğin kaçmasına neden oluyor. Bu ka-
çışlarla da bir noktaya gelinmiyor. O ev-
lilik müessesesi yürüyor, ama bir haz, bir
zevk alınmıyor. Bakarsanız boşanmala-
nn çoğalması da bunun bir yansıması
oluyor.