23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS1992 PAZAR 12 DIZIYAZI Kültür, mimari, yaşatn içiçe geçmiş durumda. Müslümanlık, dinsel bir referanstan çok etnik bir anlam taşıyorı Boşnaklar Islam içiıı savaşııuyor KORKUNUN BAŞKENTÎ SARAYBOSNA SİNAN GÖKÇEN Bir masanın etrafında beş kişiyiz. Top sesleri kapının hemen dışında. 'Rakı' içilip konserve et otlaruyor. Saraybosnalılar savaştan bu yana pek çok direniş şarkısı yaratmışlar. Ardı ardına söyleniyor. Çoğu, bir gün sevgiliyle tekrar Mil- yaoka nehn kıyısında elele yürüyüp hafıfçe öpüşmenın özlemini mınldanı- yor. Hüzne, keyfe, aşka dair şeyler. Direniş türkülerinden -yani bizim alışkın olduklanmızdan- çok farklı bir vurgulamaya sahipler. Daha çok sev- da türkülerini andınyorlar. Sözleri ve ritmleriyle. Unkas aşka gelip haykınyor birden: "Artık sıkıntılanmı bir kadeh rakıda boğamıyorum. Yüzme öğrendi na- mussuzlar." Unkas, müslüman bir aileden. Ço- ğu Saraybosnalı gibi kanşmış bir aıle de değil bu. Ana, baba, hala, teyze hepsi müslüman. Unkas'a sorduğu- nuzda da 'ben müslümanım' diyor. Bu kımliklendirme baştan beri kafa- mızı kurcalıyor. Hırvat ve Sırp, etnik kimlikler. Bunlann karşısına dini bir kimlik, müslümanlık çıkartılıyor. Şunu peşinen söylemek mümkün : Bosna-Hersekli müslümanlar burada bir din kavgası vermıyor. Ölümü göze alışlan, savaşlan, direnişleri din adına değil. Müslümanlık, hayatın çok önemli bir bileşeni değil Bosna-Hersek'te. Ya- şamı biçimlendiren, çizgilen çizen, ta- nımlar ve kavramlar yaratan, tarzlan yönlendiren bir niteliğe sahip değil. Unkas da, Bosna-Hersek'te karşı- laştığımız, sohbet ettiğimiz diğer müs- lümanlar da günlük hayatlannı isla- miyete dönük sürdürmüyorlar. Yolda karşılaştığmız kişinin, örne- ğin kıyafetine bakarak Hırvat mı, Sırp mı yoksa müslüman mı olduğunu an- lamanız mümkün değil. Bu özellikle Saraybosna için geçerli. Köylerde vur- gu biraz artıyor. Ancak Saraybosna'da, herşeyin içi- çe geçtiği bu kentte çizgiler flulaşmış, eğer tam olarak ortadan kalkmadıysa. Gerçekten de Saraybosna, etnik ve dinsel vurgulann geri çekildiği bir sen- tez kenti. Çok sesli, çok renkli, çok kûltürlü bir kent Saraybosna. Saray- bosna'da anası Hırvat, babası Sırp kocası ya da kansı müslüman çok in- san var. Ya da bu kanşmışbğın çok sayıda kombinasyonunu görmek mümkün. Bu etnik ve dinsel harman sonucu- nu sanatta, müzikte, mimaride ve ya- şamın her alanında dışa vuruyor. Kjli- seyle cami karşı karşıya duruyor. Aynı ARTIK TURKIYE'DE TALKSHOVV VAR. ONLAR DEĞİL SİZ KONUŞUYORSUNUZ. Bu gece saat22.00 ile24.00 arasıtıda 102 FM den yaym yapacak olan sokakta çeşit çeşit mimari çizgiler gör- mek mümkün. Saraybosna eski Yugoslavya'nın rock ve jazz merkezi. Edebiyat ve kül- tür merkezi. Saraybosnalılara göre eski Yugos- lavya'nın tek gerçek kenti Saraybos- na. Belgrad büyük bir köy olarak ta- nımlanıyor. Zagreb, Hırvat şehn. Lyubliana ise sıradan bir Avusturya kentini anımsaüyor. Eğer 'kent'ten kastettiğiniz nüfus, büyüklük gibi fıziksel özelliklerin öte- sinde 'kültür'e ait birşeylerse, bu sıfatı en çok Saraybosna hak ediyor. Zaten, Saraybosnahlar da, savaşa rağmen duvar diplerinde açüklan kı- tap tezgâhlan ile, bombardımana rağ- men vazgeçmedikleri rock ve jazz tut- kulan ile bu sıfaü hakediyorlar. Bu yanmış yıkılmış kentte, herşeye ve herşeye rağmen eündeki sigara iz- maritini yere atmayarak en yakın çöp kutusuna kadar taşıyan Saraybos- nalı'da kentinin hakkını veriyor. Saraybosnalı sadece elinde silah, sa- vaşarak kentine sahip çıkmıyor. tzma- ritini yere atmayarak, sokağın ortası- na tükürmeyerek de kente yönelik sevgisini ve sahiplenmesini gösteriyor. Böylesi bir kentte her hangı bir din- sel vurgunun güçlenmesi zaten müm- kün değil. Bosna-Hersek'te "müslümanlık', dinsel bir referanstan çok etnik bir an- lam taşıyor. Bosnalılar müslüman değildir, ya da 'gevşek' müslümandır demek istemi- yoruz. Buna karar verecek olan da biz değiliz zaten. Kasumız şu. örneğin Türkiye'de bir kişi kendıni ilk ağızda 'ben müslümanım' diye kimliklendiriyorsa bu belli bir yaşam ve düşünüş tarana da işaret eder. Müslüman kadınlann başörtü ve kapalı giysileriyle ziyaret ettiği mezarlıklardaki alışılmış görüntüler burada yok. Kendini 'ben Türküm', 'ben Kürtüm' gibi kimliklennden önce müslümanlı- ğı ile tanıtan bir kişıden bu kimlığe uygun davranışlar beklersiniz. Bosna-Hersek'te olmayan bu. İfade düzeyinde yapılan müslümanlık vur- gulaması yaşam biçiminde karşılığını bulmuyor. Örneğin, kentin müslüman yoğun bir mahallesinde bir cami imamı ile konuşuyoruz. Nasıl bir devlet ıstediği- ni soruyoruz. Yanıt: Laik vedemokra- ük. Yine örneğin, mezarlıkta, minisi yüksek, dekoltesi derin bir kıyafet için- de bir müslüman genç kız, taşında a> - yıldız bulunan bir mezann başında durup ellerini açarak Allah'a dua edi- yor. Saraybosna'da kaldığunız süre için- de başı bağlı tek bir kadın görmedik. Konuğu oldugumuz müslüman evle- rinde kimse bizden kaçmadı. 'Mah- rem' sayılmadık. Yineleyelim. Kastımız şu: Bosna- Hersek'te müslümanlık kimliği, dini anlamının ötesine taşmış. Ulusal bir çağnşım yapıyor. Saraybosnalı bir gazetecı arkadaşı- mız bize şöyle yakınıyor: "Savaş ılk başladığında Izzetbegoviç yönetimi. Boşnak yerine müslüman diyerek, bel- li çevrelerden destek kazanacaklannı umdular. Bu destek gelmedi. Dahası, müslüman denince aklına Jran örne- ğinden başka bir tarz gelmeyen Batı- da soğukluk yaratıldı. Ben kendimi Boşnak olarak tanımlıyorum. Dinimi sorarsan, müslümanım." Türklerin soydaşı değil dindaşı Büyük bir hata yapılıyor. Boşnaklar için 'soydaş' deniyor. Temelde Slav kökenli halklardan olan Boşnaklarla herhangi bir ırksal bağımız yok. Sadece fıziksel özellikle- re bakmak bile bunu anlamak için ye- terli kanıt oluşturuyor. Hırvat ve Avar kanşımı olan Bos- nalılar, 10. yüzyılda Hıristiyanhğm Bogomilciük mezhebine bağlıydılar. Hıristiyanlığın 'baba- oğul- kutsal ruh' üçleme'sini ve tsa'nın Tann'nın oğlu olduğu inananı reddeden inanç- lan yüzünden uzun süre diğer Hıris- yanlann baskısı alunda kalddar. Ozel- likle de Ortodoks Sırbistan ve Bosna krallannın zulmüne uğradılar. 1463 yılında Bosna ve Hersek'in Os- manlı yönetimine girmesiyle çoğu müslümanlığı kabul etti. Müslüman Bosnalılar, Osmanlılar tarafından Boşnak olarak adlandınldı. Ana- dolu'dan gelen dervişler de Nakşiben- dilik, Rifailik, Mevlevibk gibi tarikat- lan Boşnaklar arasında yaydılar. Boşnaklar eski kültürlerinin Müslü- man-Türk kültürü ile kanşması sonu- cu özgün bir topluluk yapısına bürün- düler. Osmanlı yönetim katlannda devşır- me Boşnaklann önemli bir yeri vardır. Damat Ibrahim Paşa, Sofu Mehmed Paşa. Cezzar Ahrned Paşa, Koca Mustafa Paşa, Hersekzade Ahmed Paşa gibi ünlü devlet adamlan Boşnak asıllıydı. Bostancı Ocağı'na abnacak gençler de genelbkle Boşnak devşirme- lerden seçiürdi. Boşnaklar. Boşnakça denen ve Sırbo-Hırvatça'nın Ştokav lehçesi ya- nında, Boşnak Türkçesi denen ikinci bir dil kullanmışlardır. Boşnak Türk- çesi, Ştokav lehçesi ile Türkçe'nin Rumeli ağzının bir kanşımıdır. Aida Abbeyiç ile konuşuyoruz. Ai- da, 21 yaşında. Müslüman bir aileden gebyor. Aida, erkek arkadaşını rahat- hkla eve davet edebıldiğini, babası ile tanıştırabildiğini, geceleri çıkabildiğini anlatıyor. Erkek arkadaşı ise Hırvat. Buna rağmen, herhangi bir tepki almı- yor ailesinden. Zaten Aida, bu soru- muzu da pek anlamıyor. Bize, "bunda ne acayiplik var' gibilerinden bakıyor. Aida, iyi bir müslüman olduğunu ıs- rarla vurguluvor. Anlatüklannm tanığı olmak için bi- a evine davet etmesini istiyoruz. He- men kabul ediyor. Evin kapısını çaldı- ğımızda güleç yüzlü annesi açıyor. Taruştınlıyoruz. Annesi ekonomi uz- manı. Daha sonra babası gebyor. Ba- basının mesleği makina mühendisbği. Sohbete sert bir konyak eşlik ediyor. Herşey sakınmasız ve rahat. Tam İcar- şımızdaki duvarda bir Kuran-ı Kerim asılı. Sözün kısası şu. Bosna-Hersek'te bir din savaşı verilmiyor. Savaşın ta- raflan da zaten bunun kanıtı. Hıryat- larla Boşnaklar - en azından şimdilik- omuz omuza savaşıyor. Bosna - Hersekü müslümanlar, din- leriyle çok banşık yaşıyorlar. Korkut- malann, yasaklann, katı kurallann tutsağı obnadan sürdürüyorlar dini pratiklerini. Aslında, Bosna-Hersek'teki savaşı bir din savaşı haline dönüştürmek, bu biçime sokmak, müslümanlardan çok Sırplann işine gebyor. Bu vurguyu Sırplar daha çok kullanıyor. SÜRECEK Kültür • Saıtat 232 64 26 • 23O 21 87 ENERGY FM de Nedim Şaban ile Bıyık, Üntverslte Seçmelertndekl ÇarpıkUklar veCinsel Tabular konııleınntla özgürce söykfeccbsinız Bu konular bakkmdakı düşütıcelerinizi ınullııbıı öŞrenmek, susinizt luın ıstanbul'a duyurnıak istiyoruz. Arhk konuşnıa sıımı siz de. Bu gece ıv her Puzar öııce rcufyoııuzun, sonra telefönunuzun basına geçmeyı unuimaym. 272 03 91 no'lu lelefonu arayarak gündemdcki konular üzerinde özgurcc Uırtısın Ü II ı\ Y A ffTAMMHTIMM Tİ'RK KADYOSl j»« Aılenin reisı kuyruklu olan. • Her eve lazım. a* (3S06KI H[O-1316-1530-1730-19-1^2145 S479665İ n 00-1ÎO1-1500-171İ-19 3O-2H5 yt IIU1 ÇemMfiıtl; I t f U Bdkırkoy MCMU Ankara K T M m ? 5 ISI62ES0) •10O-133O-'600-18302ı 00 (57264 391 HU0-1300-15OO-170O-190O-21 15 IC5747SI 113O-133O-1530-173O-1930-2130 MISSISSIPPI MASALA Mıra Naır Denzel VVashıngton O K M Ortaköy Kültür Merkezi 258 69 87 1Î.0O-15.30-18.00-20.30 REKIAM FkMl DAĞITIMINOA 249 50 33 BU FİLM HAYATINIZI DECİŞTİRECEK. lzleyenUre 30 Ağıulos Büyük lkramiye Biieli. 29. CADDE Yön : GEORGE GALLO Şş (247 69 47) 11.00-13 30-16.00-18 45-21.45 Beyoğl» DÛNYA (2520162) 12.00-14 15-16.30-18.45-21.15 KodAöyAS (3360050) 11.0O-13.OO-15.0O-17.O0-I90O-2100 Ç.taşŞAFAK-3 (5162660) 11.0O-13.3O-160O-I8.3O-21.00 7. HAHA Beyo§luSİNEPOP (2511176) 12.00-14IS-16.3O-1845-21 00 11oş ŞAfAK-4 (516 2660) 11.00-13 30-16 00-18 30-21 00 Pendık OSCAR (3900969) 1200-1430-1715-2130 SEÇME FİLMLER HAFTASI 6 Horfaiye AS (247 63 15) 12.00-14 3017 00-19 30-21.45 Mephslo ve Amodeus KM seanslor 12 00-1515-18 30-21 45 Cuma » AŞK ÜZERİNE BİR FİLM Cumartes, «- DUŞLER TARLASI Pazar -- MEPHİSTO Pazartes, «- AMADEUS Salı » ÇİNGENELER ZAMANI Çarjanba «• THE DOORS Perşembe •" KOKUSMUS HAYAT YAZ ŞENLİĞİ 5 IZLEYEMEDİKLERİNİZ JEAN ROCHEFORD-ANA GULIENA BERBERİN KOCASI PATRICE LEOUNTE 12 15-14 30-16 45-19 00-21 15 RUMEL HİSARI KONŞER^Rİ ZÜLFÜ LİVANELİ30-31 Ağustos Bllet satış yerlerl : Vakkorama Takslm Tel: 251 28 68 Vakkorama Suadlye Tel: 350 87 42 Rumeli Hisarı Glşesl Tel: 257 75 50 M9tT PflOOUCTION l.(>50.()()0+KJ)\ Yanm pansiyon + yol + çevre gezileri + Nac'abey KARADANLIKYA Prenses Otel'de konaklama, Kayaköy, Ölüdeniz, Xanthos, Letoon, Patara, Dalyan, Kaunos, İztuzu, Tlos, Saklıkent. "PARANIZ PAMUKBANKTAN, TATİIİNİZ BAYBASOSTAN" KAMPANYAMI2 SÜRÜYOR BAYBASÛS TURIZM İSTANBUL ANKARA 338 86 61-338 16 51 425 90 82-417 54 67 Seyahat Acentası tşletme Belge no 2149 7 GECE 8 GÜN 2. *0<).()00+KD\ ••••••«•llMHMai Tam pansiyon + yol + w f geziler -<ekso harcayacağınız filmler DQĞU KARADENİZ'e YEŞEL YOLCULUK İnebolu'dan Hopa'ya Karadeniz. Sarp kapısından Kaçkarlar'a, Uzungöl'den Çamhhemşin'e, Ayder'den Kümbet'e daglann doruklarında yeşil ötesi yolculuk Amasya'da tek Türk mumyası. Hattuşaşta Hıtıt Uygarlığı, Anadolu Uygarlıkları Müzesı, Ankara Kalesi'nde veda yemeği ve buraya sığdıramadıklaruiıi?. PAMUKBANK'LA 12 AYA KADAR VADE BAYBASÛS TURIZMİSTANBUL ANKARA 338 86 61-338 16 51 425 90 82 - 417 54 67 Sevahat Acenusı isletme Bclge no 21-t9 KAŞ'TA ŞİRİN BİR EVİNİZ VAR ANIMOTEL * Tüm odalar Balkonlu, Duşlu, WC.li * 24 saat sıcak su * Panoramik manzaralı cici bir teras 2 KÎŞİt ODA + AÇIK BÜFE KAHVALTI : 150.000 TL. Rezervasyon: 9 (3226) 1791 Not: En az 6 kişilik grubunuz varsa neden MAVI YOLCULUĞU denemıyorsunuz? Teknede tam pansiyon kışi başı günlük 300.000 TL. Adres: Recep Bılgin Cd. No: 12 KA$ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Hacı TÖ'nün Ettikleri... Şadan Gökovah'nın "Turgut Bey'in Izmir'e Yaptıklan" kitabı, bir süre çantamda benimle birlikte dolaştı, gözü- mün önünde, çalışma masamda durdu. Önce, Turgut Bey'in izmir'e ettiği iyilikleri anlatan bir kitap mı acaba di- ye bakıp durdum. Sonra, Turgut Bey'in çevresi dışında kimselere iyilik etmeyeceğini düşünerek, içimden, Göko, valı'dan özür diledim. Malatya olsa, korkularımda haklı olabilirdim. Hacı TÖ, "Malatyalı olsun da çamurdan ol- sun!" diyenlerden miydi? Konuştuklarım anlatıyorlardı, Malatya doğumlular Ankara'ya doluşmuşlardı. Her.köşe Malatyalı mıydı? Ankara'nın kanalizasyonunu ANAP dö- neminde, bir Malatyalı mı yapmıştı? Belki de, sık sık değiş- tirilen kaldırımları onlar döşemişlerdi ne bileyim? An- kara'nın bozulmasında Malatyalıların payı olmuş muydu, onu da bilemem! Politikacılar, doğdukları ya da seçildikleri yerlere önem verirler Malatya, 1950-1960 arasında CHP'nin kalesiydi. Is- met Paşa, oradan seçilir gelir, CHP'nin kazandığı yerlere de "küçük Malatya" derlerdi. 1960'tan sonra "göreceli" olarak yapılan seçimler sonunda, CHP'den başka partiler de Malatya'dan gelmeye başladı; AP'den Hamit Fendoğlu adında kavgacı mı kavgacı biri de seçilip geldi. Fendoğlu bir gün, Tabii Senatör Sıtkı Ulay'ın kulağını ısırmıştı! inönü, Malatya'da seçmenlerine şöyle demişti, bir kahve söyleşi- si sırasında: - Malatyalılar bunu bana yapmayacaklardı, Fendoğlu gi- bi bırıni karşıma çıkarıp Meclis'e göndermeyeceklerdi! demişti. Paşa, bunu şaka yollu söylemişti... Hacı TÖ, 1977 seçimlerinde, Erbakan Hoca'nın MSP'sin- den adaydı. Hacı TÖ, bin oy daha alsa, kazanıp Meclis'e girecekti. O bin oyu alamadı. izmir'e ondan sonra mı düş- man kesildi, ne bileyim? Hacı TÖ, gazeteciler arasında ayrım gözetir; basın top- lantılanna kiminı çağırır, kimini çağırmaz; çağırmadıkları cezalı mıdır? Sanki babasının köşküne çağırıyor! Nerede olursa olsun, politikacı bunu yapamaz! Şadan Gökovalı, kitabını yollarken şunları yazmış: "Dünkü Milliyet'in acar muhabiri, bugünkü Cumhuriyet'- in, satır aralarına bile bir şeyler sığdıran usta yazarı Mus- tafa Ekmekçi'ye dostlukla..." Şadan Gökovalı, on parmağında on becerisi olan kişiler- den. Halikarnas Balıkçısfndan sonra, Ege'nin vurgunu olmuş bir aydın. Perşembe günü çıkan "Kitap" ekinde, Gökovalı nın bu kitabından kısaca söz ediliyordu. Kitabı okumak isteyenler, Izmir'de "Aydın Kitabevi"nden isteye- bilirler. Telefonu: 51/255304. Kitapta, çok ama çok ilginç bölümler var ya, ben 195. sayfada başlayan "Düşmanlığın Kökenleri"nden birkaç tümceyi aktarmak istiyorum. Izmir'de, eski Ege Sanayi Odası Başkanı Dündar Soyer, Hacı TÖ'ye şöyle der: - Beyefendi, şu "hayali ihracat" konusuçokçirkin veza- rarlı boyutlara ulaştı. Hükümet, adeta bunu himaye eder bir tavır takınıyor. Bu imajın silinmesini bekliyoruz... Hacı TÖ, Dündar Soyer'e şu yanıtı veriyor: - Sayın Soyer, siz de yapın... - Sayın Soyer, ANAP ya da Turgut Bey İzmir'e neler yap- neden yaptı? Şoyer: - Turgut özal... Hayatta bir tek düşmanım var benim... Onu eskiden beri tanırım. Bu düşüncemin nedenleri, te- melleri var. Onun hakkında gazetelerde, dergilerde çıkan yazıları biriktirirdim. Artık vazgeçtim. Hele bir karikatür vardı, onu kaybettim. O kadar aklıma takıldı ki. Bir inek var böyle, Semra Hanım başta olmak üzere Turgut Bey, kar- deşleri Korkut morkutfilan sağıyorlar. Bunlann kurdukları bir şirket var: "EGE METAL SANAYİ VE TİCARET AŞ. Sicil No: 8656. Adresi: 1372 Sokak No: 20. TicaretSicil No: 38594/K 928. Tescil tarihi: 25.11.1976. özal, Yönetim Kurulu Başkanı görünüyor. Ortakları ara- sında Ekrem Pakdemirli falan var. O zaman MSP koalisyonda ve Sanayi Bakanlığı MSP'- de. Bunlar, 2 bin ton/yıl kapasiteli şirket kurarak önemli tahsisler alıyorlar. Denebilir ki, Turgut Bey, siyasete atılmak için ilk nakdi kaynağı buradan sağladı..." tı "İlk siyasi hayata atıldığı zaman, evvela Şinasi'ye (Er- tan) gitmiş, sonra bana geldi. Bizden yardım istedi. Benim cevabım gayet kesin oldu. Dedim ki: - Sizi tanıyoruz. Birçok hizmetleriniz olmuştur memleke- te, ama seçtiğiniz siyasi parti, bizim temel düşüncelerimi-, ze, laiklik ilkesine, yani bu ülkenin kuruluşunda en önemli saydığımız ilkelere aykın siyaset güden bir partinin adayı olacağmıza göre, size hiçbir yardım edemeyiz. Bizden araba falan istemişti dolaşmak için... Ondan sonra da Izmir, devamlı, onun ekonomi politikası tenkit edilen bir merkez oldu. Gelemiyordu İzmir'e. Gelip konuşamıyordu. Biz ayrıldıktan sonra Turgut Bey, Ticaret Odası'na geldi. Gelemiyordu tabii... Böylece, olumsuz duyguları gelişti Izmir hakkında. - Sayın Soyer, konuşmanızın başında düşmanlığınızdan söz etmiştiniz. Soyer: - Bir kere gericilik... Türkiye'yi taassup ve karanlığa gö- türmek isteyen hareketin içerisinde Takunyalı Biraderler' olarak anılan kişiler... Ben laikliğe çok büyük önem veren bir insanım. O nedenle, benim temel ilkelerime aykın ha- reketin başında, içinde, yanında olanlara karşı müthiş bir antipati duyarım... - Dündar Bey, İzmir'e yönelik ne gibi yanlışlıklar, ihmal- ler var? - İzmir'e karşı, bir kere, genelde antipatisi olduğu için, Izmir meselelerini tamamen gözardı ederek, daha çok Is- tanbul tarafına yöneldi..." BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Osmanlı devletin- de olaylan günü gü- nüne yazan resmi görevli. 2/ Bir Pasi- fık ülkesi olan Batı Samoa'nın başken- ti... Kır yaşamı için- de aşk konusunu iş- leyen kısa şiir. 3/ Bir çeşit tatlı... Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba ku- maş. 4/ Dik yokuş... Parola. 5/ Kannzan. 6/ Stronsiyum ele- mentinin süngesi... 1 2 3 4 5 9 "En özel" anlamında eski sözcük. 7/ Kasımpatına benzeyen bir çiçek... Iş- çi. 8/ Işyeri... Bez dokuma tezgâhı. 9/ Canhlann sınıflandınlmasıyla il- gilenen bilim dalı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvâsı... Kısa süreli tanıtım filmi. 2/ Eskrimde bir kar- şüaşma türü... Üç kişiyle oynanan bir kâ&t oyunu. 3/ Hz. Muhammed'in dış özelliklerini tasvir eden edebi yapıtlara verilen ad... Istem dışı yapılan hareket. 4/ Insanın yaratılış özelliği... Nazi partisi- nin askeri polis örgütü. 5/ Ürdün'de arkeolojik bir kent. 6/ Bir nota... Kazak başkanlanna verilen ad. 7/ Tavır, davraruş... Kürkü değerli bir yaban kedisi. 8/ Sivrisinek, tatarcık gibi insanı so- kup rahatsız eden küçük sineklerin genel adı... Mikroskop ca- mi. 9/ Mahkeme sonucunu gösteren resmi belge... Anadolu'da kurulmuş eski bir uygarhk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle