Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS1992 PAZAR
12 DIZIYAZI
Kültür, mimari, yaşatn içiçe geçmiş durumda. Müslümanlık, dinsel bir referanstan çok etnik bir anlam taşıyorı
Boşnaklar Islam içiıı savaşııuyor
KORKUNUN
BAŞKENTÎ
SARAYBOSNA
SİNAN GÖKÇEN
Bir masanın etrafında beş kişiyiz.
Top sesleri kapının hemen dışında.
'Rakı' içilip konserve et otlaruyor.
Saraybosnalılar savaştan bu yana
pek çok direniş şarkısı yaratmışlar.
Ardı ardına söyleniyor.
Çoğu, bir gün sevgiliyle tekrar Mil-
yaoka nehn kıyısında elele yürüyüp
hafıfçe öpüşmenın özlemini mınldanı-
yor. Hüzne, keyfe, aşka dair şeyler.
Direniş türkülerinden -yani bizim
alışkın olduklanmızdan- çok farklı bir
vurgulamaya sahipler. Daha çok sev-
da türkülerini andınyorlar. Sözleri ve
ritmleriyle.
Unkas aşka gelip haykınyor birden:
"Artık sıkıntılanmı bir kadeh rakıda
boğamıyorum. Yüzme öğrendi na-
mussuzlar."
Unkas, müslüman bir aileden. Ço-
ğu Saraybosnalı gibi kanşmış bir aıle
de değil bu. Ana, baba, hala, teyze
hepsi müslüman. Unkas'a sorduğu-
nuzda da 'ben müslümanım' diyor.
Bu kımliklendirme baştan beri kafa-
mızı kurcalıyor. Hırvat ve Sırp, etnik
kimlikler. Bunlann karşısına dini bir
kimlik, müslümanlık çıkartılıyor.
Şunu peşinen söylemek mümkün :
Bosna-Hersekli müslümanlar burada
bir din kavgası vermıyor. Ölümü göze
alışlan, savaşlan, direnişleri din adına
değil.
Müslümanlık, hayatın çok önemli
bir bileşeni değil Bosna-Hersek'te. Ya-
şamı biçimlendiren, çizgilen çizen, ta-
nımlar ve kavramlar yaratan, tarzlan
yönlendiren bir niteliğe sahip değil.
Unkas da, Bosna-Hersek'te karşı-
laştığımız, sohbet ettiğimiz diğer müs-
lümanlar da günlük hayatlannı isla-
miyete dönük sürdürmüyorlar.
Yolda karşılaştığmız kişinin, örne-
ğin kıyafetine bakarak Hırvat mı, Sırp
mı yoksa müslüman mı olduğunu an-
lamanız mümkün değil. Bu özellikle
Saraybosna için geçerli. Köylerde vur-
gu biraz artıyor.
Ancak Saraybosna'da, herşeyin içi-
çe geçtiği bu kentte çizgiler flulaşmış,
eğer tam olarak ortadan kalkmadıysa.
Gerçekten de Saraybosna, etnik ve
dinsel vurgulann geri çekildiği bir sen-
tez kenti. Çok sesli, çok renkli, çok
kûltürlü bir kent Saraybosna. Saray-
bosna'da anası Hırvat, babası Sırp
kocası ya da kansı müslüman çok in-
san var. Ya da bu kanşmışbğın çok
sayıda kombinasyonunu görmek
mümkün.
Bu etnik ve dinsel harman sonucu-
nu sanatta, müzikte, mimaride ve ya-
şamın her alanında dışa vuruyor. Kjli-
seyle cami karşı karşıya duruyor. Aynı
ARTIK TURKIYE'DE
TALKSHOVV VAR.
ONLAR DEĞİL SİZ
KONUŞUYORSUNUZ.
Bu gece saat22.00 ile24.00
arasıtıda 102 FM den yaym
yapacak olan
sokakta çeşit çeşit mimari çizgiler gör-
mek mümkün.
Saraybosna eski Yugoslavya'nın
rock ve jazz merkezi. Edebiyat ve kül-
tür merkezi.
Saraybosnalılara göre eski Yugos-
lavya'nın tek gerçek kenti Saraybos-
na. Belgrad büyük bir köy olarak ta-
nımlanıyor. Zagreb, Hırvat şehn.
Lyubliana ise sıradan bir Avusturya
kentini anımsaüyor.
Eğer 'kent'ten kastettiğiniz nüfus,
büyüklük gibi fıziksel özelliklerin öte-
sinde 'kültür'e ait birşeylerse, bu sıfatı
en çok Saraybosna hak ediyor.
Zaten, Saraybosnahlar da, savaşa
rağmen duvar diplerinde açüklan kı-
tap tezgâhlan ile, bombardımana rağ-
men vazgeçmedikleri rock ve jazz tut-
kulan ile bu sıfaü hakediyorlar.
Bu yanmış yıkılmış kentte, herşeye
ve herşeye rağmen eündeki sigara iz-
maritini yere atmayarak en yakın çöp
kutusuna kadar taşıyan Saraybos-
nalı'da kentinin hakkını veriyor.
Saraybosnalı sadece elinde silah, sa-
vaşarak kentine sahip çıkmıyor. tzma-
ritini yere atmayarak, sokağın ortası-
na tükürmeyerek de kente yönelik
sevgisini ve sahiplenmesini gösteriyor.
Böylesi bir kentte her hangı bir din-
sel vurgunun güçlenmesi zaten müm-
kün değil.
Bosna-Hersek'te "müslümanlık',
dinsel bir referanstan çok etnik bir an-
lam taşıyor.
Bosnalılar müslüman değildir, ya da
'gevşek' müslümandır demek istemi-
yoruz. Buna karar verecek olan da biz
değiliz zaten.
Kasumız şu.
örneğin Türkiye'de bir kişi kendıni
ilk ağızda 'ben müslümanım' diye
kimliklendiriyorsa bu belli bir yaşam
ve düşünüş tarana da işaret eder.
Müslüman kadınlann başörtü ve kapalı giysileriyle ziyaret ettiği mezarlıklardaki alışılmış görüntüler burada yok.
Kendini 'ben Türküm', 'ben Kürtüm'
gibi kimliklennden önce müslümanlı-
ğı ile tanıtan bir kişıden bu kimlığe
uygun davranışlar beklersiniz.
Bosna-Hersek'te olmayan bu. İfade
düzeyinde yapılan müslümanlık vur-
gulaması yaşam biçiminde karşılığını
bulmuyor.
Örneğin, kentin müslüman yoğun
bir mahallesinde bir cami imamı ile
konuşuyoruz. Nasıl bir devlet ıstediği-
ni soruyoruz. Yanıt: Laik vedemokra-
ük.
Yine örneğin, mezarlıkta, minisi
yüksek, dekoltesi derin bir kıyafet için-
de bir müslüman genç kız, taşında a> -
yıldız bulunan bir mezann başında
durup ellerini açarak Allah'a dua edi-
yor.
Saraybosna'da kaldığunız süre için-
de başı bağlı tek bir kadın görmedik.
Konuğu oldugumuz müslüman evle-
rinde kimse bizden kaçmadı. 'Mah-
rem' sayılmadık.
Yineleyelim. Kastımız şu: Bosna-
Hersek'te müslümanlık kimliği, dini
anlamının ötesine taşmış. Ulusal bir
çağnşım yapıyor.
Saraybosnalı bir gazetecı arkadaşı-
mız bize şöyle yakınıyor: "Savaş ılk
başladığında Izzetbegoviç yönetimi.
Boşnak yerine müslüman diyerek, bel-
li çevrelerden destek kazanacaklannı
umdular. Bu destek gelmedi. Dahası,
müslüman denince aklına Jran örne-
ğinden başka bir tarz gelmeyen Batı-
da soğukluk yaratıldı. Ben kendimi
Boşnak olarak tanımlıyorum. Dinimi
sorarsan, müslümanım."
Türklerin soydaşı değil dindaşı
Büyük bir hata yapılıyor. Boşnaklar
için 'soydaş' deniyor.
Temelde Slav kökenli halklardan
olan Boşnaklarla herhangi bir ırksal
bağımız yok. Sadece fıziksel özellikle-
re bakmak bile bunu anlamak için ye-
terli kanıt oluşturuyor.
Hırvat ve Avar kanşımı olan Bos-
nalılar, 10. yüzyılda Hıristiyanhğm
Bogomilciük mezhebine bağlıydılar.
Hıristiyanlığın 'baba- oğul- kutsal
ruh' üçleme'sini ve tsa'nın Tann'nın
oğlu olduğu inananı reddeden inanç-
lan yüzünden uzun süre diğer Hıris-
yanlann baskısı alunda kalddar. Ozel-
likle de Ortodoks Sırbistan ve Bosna
krallannın zulmüne uğradılar.
1463 yılında Bosna ve Hersek'in Os-
manlı yönetimine girmesiyle çoğu
müslümanlığı kabul etti. Müslüman
Bosnalılar, Osmanlılar tarafından
Boşnak olarak adlandınldı. Ana-
dolu'dan gelen dervişler de Nakşiben-
dilik, Rifailik, Mevlevibk gibi tarikat-
lan Boşnaklar arasında yaydılar.
Boşnaklar eski kültürlerinin Müslü-
man-Türk kültürü ile kanşması sonu-
cu özgün bir topluluk yapısına bürün-
düler.
Osmanlı yönetim katlannda devşır-
me Boşnaklann önemli bir yeri vardır.
Damat Ibrahim Paşa, Sofu Mehmed
Paşa. Cezzar Ahrned Paşa, Koca
Mustafa Paşa, Hersekzade Ahmed
Paşa gibi ünlü devlet adamlan Boşnak
asıllıydı. Bostancı Ocağı'na abnacak
gençler de genelbkle Boşnak devşirme-
lerden seçiürdi.
Boşnaklar. Boşnakça denen ve
Sırbo-Hırvatça'nın Ştokav lehçesi ya-
nında, Boşnak Türkçesi denen ikinci
bir dil kullanmışlardır. Boşnak Türk-
çesi, Ştokav lehçesi ile Türkçe'nin
Rumeli ağzının bir kanşımıdır.
Aida Abbeyiç ile konuşuyoruz. Ai-
da, 21 yaşında. Müslüman bir aileden
gebyor. Aida, erkek arkadaşını rahat-
hkla eve davet edebıldiğini, babası ile
tanıştırabildiğini, geceleri çıkabildiğini
anlatıyor. Erkek arkadaşı ise Hırvat.
Buna rağmen, herhangi bir tepki almı-
yor ailesinden. Zaten Aida, bu soru-
muzu da pek anlamıyor. Bize, "bunda
ne acayiplik var' gibilerinden bakıyor.
Aida, iyi bir müslüman olduğunu ıs-
rarla vurguluvor.
Anlatüklannm tanığı olmak için bi-
a evine davet etmesini istiyoruz. He-
men kabul ediyor. Evin kapısını çaldı-
ğımızda güleç yüzlü annesi açıyor.
Taruştınlıyoruz. Annesi ekonomi uz-
manı. Daha sonra babası gebyor. Ba-
basının mesleği makina mühendisbği.
Sohbete sert bir konyak eşlik ediyor.
Herşey sakınmasız ve rahat. Tam İcar-
şımızdaki duvarda bir Kuran-ı Kerim
asılı.
Sözün kısası şu. Bosna-Hersek'te
bir din savaşı verilmiyor. Savaşın ta-
raflan da zaten bunun kanıtı. Hıryat-
larla Boşnaklar - en azından şimdilik-
omuz omuza savaşıyor.
Bosna - Hersekü müslümanlar, din-
leriyle çok banşık yaşıyorlar. Korkut-
malann, yasaklann, katı kurallann
tutsağı obnadan sürdürüyorlar dini
pratiklerini.
Aslında, Bosna-Hersek'teki savaşı
bir din savaşı haline dönüştürmek, bu
biçime sokmak, müslümanlardan çok
Sırplann işine gebyor. Bu vurguyu
Sırplar daha çok kullanıyor.
SÜRECEK
Kültür • Saıtat 232 64 26 • 23O 21 87
ENERGY FM de
Nedim Şaban ile
Bıyık, Üntverslte
Seçmelertndekl ÇarpıkUklar
veCinsel
Tabular konııleınntla
özgürce söykfeccbsinız
Bu konular bakkmdakı
düşütıcelerinizi ınullııbıı
öŞrenmek, susinizt luın
ıstanbul'a duyurnıak
istiyoruz.
Arhk konuşnıa sıımı siz de.
Bu gece ıv her Puzar öııce
rcufyoııuzun, sonra
telefönunuzun basına
geçmeyı unuimaym.
272 03 91 no'lu lelefonu
arayarak gündemdcki
konular üzerinde özgurcc
Uırtısın
Ü II ı\ Y A
ffTAMMHTIMM
Tİ'RK KADYOSl
j»« Aılenin reisı kuyruklu olan.
• Her eve lazım.
a* (3S06KI H[O-1316-1530-1730-19-1^2145
S479665İ n 00-1ÎO1-1500-171İ-19 3O-2H5
yt IIU1
ÇemMfiıtl; I t f U
Bdkırkoy MCMU
Ankara K T M m
? 5
ISI62ES0) •10O-133O-'600-18302ı 00
(57264 391 HU0-1300-15OO-170O-190O-21 15
IC5747SI 113O-133O-1530-173O-1930-2130
MISSISSIPPI
MASALA
Mıra Naır
Denzel VVashıngton
O K M Ortaköy Kültür
Merkezi 258 69 87
1Î.0O-15.30-18.00-20.30
REKIAM FkMl DAĞITIMINOA
249 50 33
BU FİLM HAYATINIZI DECİŞTİRECEK.
lzleyenUre 30 Ağıulos Büyük lkramiye Biieli.
29. CADDE
Yön : GEORGE GALLO
Şş (247 69 47) 11.00-13 30-16.00-18 45-21.45
Beyoğl» DÛNYA (2520162) 12.00-14 15-16.30-18.45-21.15
KodAöyAS (3360050) 11.0O-13.OO-15.0O-17.O0-I90O-2100
Ç.taşŞAFAK-3 (5162660) 11.0O-13.3O-160O-I8.3O-21.00
7. HAHA
Beyo§luSİNEPOP (2511176) 12.00-14IS-16.3O-1845-21 00
11oş ŞAfAK-4 (516 2660) 11.00-13 30-16 00-18 30-21 00
Pendık OSCAR (3900969) 1200-1430-1715-2130
SEÇME FİLMLER HAFTASI 6
Horfaiye AS (247 63 15) 12.00-14 3017 00-19 30-21.45
Mephslo ve Amodeus KM seanslor 12 00-1515-18 30-21 45
Cuma » AŞK ÜZERİNE BİR FİLM
Cumartes, «- DUŞLER TARLASI
Pazar -- MEPHİSTO
Pazartes, «- AMADEUS
Salı » ÇİNGENELER ZAMANI
Çarjanba «• THE DOORS
Perşembe •" KOKUSMUS HAYAT
YAZ ŞENLİĞİ 5
IZLEYEMEDİKLERİNİZ
JEAN ROCHEFORD-ANA GULIENA
BERBERİN KOCASI
PATRICE LEOUNTE
12 15-14 30-16 45-19 00-21 15
RUMEL
HİSARI
KONŞER^Rİ
ZÜLFÜ
LİVANELİ30-31 Ağustos
Bllet satış yerlerl :
Vakkorama Takslm Tel: 251 28 68
Vakkorama Suadlye Tel: 350 87 42
Rumeli Hisarı Glşesl Tel: 257 75 50
M9tT
PflOOUCTION
l.(>50.()()0+KJ)\
Yanm pansiyon + yol +
çevre gezileri + Nac'abey
KARADANLIKYA
Prenses Otel'de konaklama, Kayaköy,
Ölüdeniz, Xanthos, Letoon, Patara,
Dalyan, Kaunos, İztuzu, Tlos, Saklıkent.
"PARANIZ PAMUKBANKTAN, TATİIİNİZ
BAYBASOSTAN" KAMPANYAMI2 SÜRÜYOR
BAYBASÛS TURIZM
İSTANBUL ANKARA
338 86 61-338 16 51 425 90 82-417 54 67
Seyahat Acentası tşletme Belge no 2149
7 GECE 8 GÜN
2. *0<).()00+KD\
••••••«•llMHMai
Tam pansiyon + yol +
w
f
geziler -<ekso harcayacağınız filmler
DQĞU KARADENİZ'e
YEŞEL YOLCULUK
İnebolu'dan Hopa'ya Karadeniz. Sarp kapısından
Kaçkarlar'a, Uzungöl'den Çamhhemşin'e,
Ayder'den Kümbet'e daglann doruklarında yeşil
ötesi yolculuk Amasya'da tek Türk mumyası.
Hattuşaşta Hıtıt Uygarlığı, Anadolu Uygarlıkları
Müzesı, Ankara Kalesi'nde veda yemeği ve
buraya sığdıramadıklaruiıi?.
PAMUKBANK'LA 12 AYA KADAR VADE
BAYBASÛS TURIZMİSTANBUL ANKARA
338 86 61-338 16 51 425 90 82 - 417 54 67
Sevahat Acenusı isletme Bclge no 21-t9
KAŞ'TA ŞİRİN BİR EVİNİZ VAR
ANIMOTEL
* Tüm odalar Balkonlu, Duşlu, WC.li
* 24 saat sıcak su
* Panoramik manzaralı cici bir teras
2 KÎŞİt
ODA + AÇIK BÜFE
KAHVALTI : 150.000 TL.
Rezervasyon: 9 (3226) 1791
Not: En az 6 kişilik grubunuz varsa neden MAVI
YOLCULUĞU denemıyorsunuz?
Teknede tam pansiyon kışi başı günlük 300.000 TL.
Adres: Recep Bılgin Cd. No: 12 KA$
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Hacı TÖ'nün Ettikleri...
Şadan Gökovah'nın "Turgut Bey'in Izmir'e Yaptıklan"
kitabı, bir süre çantamda benimle birlikte dolaştı, gözü-
mün önünde, çalışma masamda durdu. Önce, Turgut
Bey'in izmir'e ettiği iyilikleri anlatan bir kitap mı acaba di-
ye bakıp durdum. Sonra, Turgut Bey'in çevresi dışında
kimselere iyilik etmeyeceğini düşünerek, içimden, Göko,
valı'dan özür diledim. Malatya olsa, korkularımda haklı
olabilirdim. Hacı TÖ, "Malatyalı olsun da çamurdan ol-
sun!" diyenlerden miydi? Konuştuklarım anlatıyorlardı,
Malatya doğumlular Ankara'ya doluşmuşlardı. Her.köşe
Malatyalı mıydı? Ankara'nın kanalizasyonunu ANAP dö-
neminde, bir Malatyalı mı yapmıştı? Belki de, sık sık değiş-
tirilen kaldırımları onlar döşemişlerdi ne bileyim? An-
kara'nın bozulmasında Malatyalıların payı olmuş muydu,
onu da bilemem!
Politikacılar, doğdukları ya da seçildikleri yerlere önem
verirler Malatya, 1950-1960 arasında CHP'nin kalesiydi. Is-
met Paşa, oradan seçilir gelir, CHP'nin kazandığı yerlere
de "küçük Malatya" derlerdi. 1960'tan sonra "göreceli"
olarak yapılan seçimler sonunda, CHP'den başka partiler
de Malatya'dan gelmeye başladı; AP'den Hamit Fendoğlu
adında kavgacı mı kavgacı biri de seçilip geldi. Fendoğlu
bir gün, Tabii Senatör Sıtkı Ulay'ın kulağını ısırmıştı! inönü,
Malatya'da seçmenlerine şöyle demişti, bir kahve söyleşi-
si sırasında:
- Malatyalılar bunu bana yapmayacaklardı, Fendoğlu gi-
bi bırıni karşıma çıkarıp Meclis'e göndermeyeceklerdi!
demişti. Paşa, bunu şaka yollu söylemişti...
Hacı TÖ, 1977 seçimlerinde, Erbakan Hoca'nın MSP'sin-
den adaydı. Hacı TÖ, bin oy daha alsa, kazanıp Meclis'e
girecekti. O bin oyu alamadı. izmir'e ondan sonra mı düş-
man kesildi, ne bileyim?
Hacı TÖ, gazeteciler arasında ayrım gözetir; basın top-
lantılanna kiminı çağırır, kimini çağırmaz; çağırmadıkları
cezalı mıdır? Sanki babasının köşküne çağırıyor! Nerede
olursa olsun, politikacı bunu yapamaz!
Şadan Gökovalı, kitabını yollarken şunları yazmış:
"Dünkü Milliyet'in acar muhabiri, bugünkü Cumhuriyet'-
in, satır aralarına bile bir şeyler sığdıran usta yazarı Mus-
tafa Ekmekçi'ye dostlukla..."
Şadan Gökovalı, on parmağında on becerisi olan kişiler-
den. Halikarnas Balıkçısfndan sonra, Ege'nin vurgunu
olmuş bir aydın. Perşembe günü çıkan "Kitap" ekinde,
Gökovalı nın bu kitabından kısaca söz ediliyordu. Kitabı
okumak isteyenler, Izmir'de "Aydın Kitabevi"nden isteye-
bilirler. Telefonu: 51/255304.
Kitapta, çok ama çok ilginç bölümler var ya, ben 195.
sayfada başlayan "Düşmanlığın Kökenleri"nden birkaç
tümceyi aktarmak istiyorum. Izmir'de, eski Ege Sanayi
Odası Başkanı Dündar Soyer, Hacı TÖ'ye şöyle der:
- Beyefendi, şu "hayali ihracat" konusuçokçirkin veza-
rarlı boyutlara ulaştı. Hükümet, adeta bunu himaye eder
bir tavır takınıyor. Bu imajın silinmesini bekliyoruz...
Hacı TÖ, Dündar Soyer'e şu yanıtı veriyor:
- Sayın Soyer, siz de yapın...
- Sayın Soyer, ANAP ya da Turgut Bey İzmir'e neler yap-
neden yaptı? Şoyer:
- Turgut özal... Hayatta bir tek düşmanım var benim...
Onu eskiden beri tanırım. Bu düşüncemin nedenleri, te-
melleri var. Onun hakkında gazetelerde, dergilerde çıkan
yazıları biriktirirdim. Artık vazgeçtim. Hele bir karikatür
vardı, onu kaybettim. O kadar aklıma takıldı ki. Bir inek var
böyle, Semra Hanım başta olmak üzere Turgut Bey, kar-
deşleri Korkut morkutfilan sağıyorlar.
Bunlann kurdukları bir şirket var: "EGE METAL SANAYİ
VE TİCARET AŞ. Sicil No: 8656. Adresi: 1372 Sokak No: 20.
TicaretSicil No: 38594/K 928. Tescil tarihi: 25.11.1976.
özal, Yönetim Kurulu Başkanı görünüyor. Ortakları ara-
sında Ekrem Pakdemirli falan var.
O zaman MSP koalisyonda ve Sanayi Bakanlığı MSP'-
de. Bunlar, 2 bin ton/yıl kapasiteli şirket kurarak önemli
tahsisler alıyorlar.
Denebilir ki, Turgut Bey, siyasete atılmak için ilk nakdi
kaynağı buradan sağladı..."
tı
"İlk siyasi hayata atıldığı zaman, evvela Şinasi'ye (Er-
tan) gitmiş, sonra bana geldi. Bizden yardım istedi. Benim
cevabım gayet kesin oldu. Dedim ki:
- Sizi tanıyoruz. Birçok hizmetleriniz olmuştur memleke-
te, ama seçtiğiniz siyasi parti, bizim temel düşüncelerimi-,
ze, laiklik ilkesine, yani bu ülkenin kuruluşunda en önemli
saydığımız ilkelere aykın siyaset güden bir partinin adayı
olacağmıza göre, size hiçbir yardım edemeyiz.
Bizden araba falan istemişti dolaşmak için...
Ondan sonra da Izmir, devamlı, onun ekonomi politikası
tenkit edilen bir merkez oldu.
Gelemiyordu İzmir'e. Gelip konuşamıyordu.
Biz ayrıldıktan sonra Turgut Bey, Ticaret Odası'na geldi.
Gelemiyordu tabii...
Böylece, olumsuz duyguları gelişti Izmir hakkında.
- Sayın Soyer, konuşmanızın başında düşmanlığınızdan
söz etmiştiniz. Soyer:
- Bir kere gericilik... Türkiye'yi taassup ve karanlığa gö-
türmek isteyen hareketin içerisinde Takunyalı Biraderler'
olarak anılan kişiler... Ben laikliğe çok büyük önem veren
bir insanım. O nedenle, benim temel ilkelerime aykın ha-
reketin başında, içinde, yanında olanlara karşı müthiş bir
antipati duyarım...
- Dündar Bey, İzmir'e yönelik ne gibi yanlışlıklar, ihmal-
ler var?
- İzmir'e karşı, bir kere, genelde antipatisi olduğu için,
Izmir meselelerini tamamen gözardı ederek, daha çok Is-
tanbul tarafına yöneldi..."
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Osmanlı devletin-
de olaylan günü gü-
nüne yazan resmi
görevli. 2/ Bir Pasi-
fık ülkesi olan Batı
Samoa'nın başken-
ti... Kır yaşamı için-
de aşk konusunu iş-
leyen kısa şiir. 3/ Bir
çeşit tatlı... Yünden
dövülerek yapılan
kalın ve kaba ku-
maş. 4/ Dik yokuş...
Parola. 5/ Kannzan.
6/ Stronsiyum ele-
mentinin süngesi...
1 2 3 4 5
9
"En özel" anlamında eski sözcük. 7/
Kasımpatına benzeyen bir çiçek... Iş-
çi. 8/ Işyeri... Bez dokuma tezgâhı.
9/ Canhlann sınıflandınlmasıyla il-
gilenen bilim dalı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ İnce kum ve çimentoyla yapılan
düzgün döşeme sıvâsı... Kısa süreli
tanıtım filmi. 2/ Eskrimde bir kar-
şüaşma türü... Üç kişiyle oynanan bir
kâ&t oyunu. 3/ Hz. Muhammed'in
dış özelliklerini tasvir eden edebi yapıtlara verilen ad... Istem
dışı yapılan hareket. 4/ Insanın yaratılış özelliği... Nazi partisi-
nin askeri polis örgütü. 5/ Ürdün'de arkeolojik bir kent. 6/ Bir
nota... Kazak başkanlanna verilen ad. 7/ Tavır, davraruş... Kürkü
değerli bir yaban kedisi. 8/ Sivrisinek, tatarcık gibi insanı so-
kup rahatsız eden küçük sineklerin genel adı... Mikroskop ca-
mi. 9/ Mahkeme sonucunu gösteren resmi belge... Anadolu'da
kurulmuş eski bir uygarhk.