07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS1992 CUMA 8 DIŞHABERLER Collor suçlu bulundu • BRAZIL(AA)- Brezılya'da yolsuzluk suçlamalanyla karşı karşıya bulunan Devlet Başkanı Fernando Collor Mellor'un giderek köşeye sıkıştığı bildirilıyor. Başkan hakkındaki iddıalan soruşturmakla görevli bir scnato araştırma komitesi, di'n Collor ve Mellor'u "riişvet yoluyla çıkar sağlamaktan" suçlu buldu. Andrevv hızını kesti • NEWIBERIA(AA)- ABD'de Floridanın güneyi, Louisiana kıyılan ve son olarak da Bahama'yı etkisi altınaalan Andrevv kasırgasının toplam 19 kişinin ölümüne yol açüğı bildirildi. Yetkililer, Florida'da 15, Louisiana'da l ve Bahama'da da 3 kişinin ölümüne yol açan kasırganın Tropikal fırtınaya dönüştüğünü ve hızının kesildiğini belirtliler. Milan'da kaçakçı Türk • MİLAN (AA) - Italya'da uzun süredir uyuşturucu kaçakçılığından aranan bir Türk'ün Milan polisi tarafından tutuklandığı bildirildi. Yetkililerin yaptığı açıklamada, kaçakçılık suçuyla aranan İhsan Cesuroğlu'nun "Bir cafede içkı ıçerken narkotik şubeden bir polisin kendisini şanseseri tanıması sonucu yakalandığı kaydedildi. 33 yaşındaki Cesuroğlu, geçen yıl Milan'da uyuşturucu kaçakçılığından gıyaben 14 yıla mahkum olmuştu. ABD ambargosu tartışılsın • HAV ANA (AA) - Küba, BM Genel Kurulu'nda ABD'nin kendisine karşı uyguladığı ekonomik ambargonun tartışılmasını istediğini bildirildi. Küba. ABD'nin uyguladığı ekonomik ambargonun eylül ayında başlayacak BM Genel Kurulunda görüşülmesi konusunda bu ülkeninn BM Büyükelçisi Carlos Zamora aracılığı ile BM Genel Sekreteri Butros Gali'ye bir mektup verdiği kaydedildi. G.AfPika'ya siyah polis • PRETORİA(AA)- Güney Afrika Yasa ve Düzen Bakanı Hernus Kriel. polis kuvvetlerinin kamuoyundaki güvenini arttıtmak amacıyla, üst düzeydeki 13 polis yetkilisinin emekli edildiğini açıkladı. Krielemekliye avnlanlann yerineilk kez si\ahlann da gelebileceğini debıldırdı. Seul'de Çin büyükelçiliği • SEUL(AA)-Güney Kore ile Çin arasmda diplomatik ilişki kurulmasından sonra, Çin dün Seul'de büyükelçilik açtı. Daha önce Çin Ticaret Temsilciliği'nin bulunduğu bina büyükelçilik olarak kullanılmaya başlandı. Güney Kore ve Çin dışişleri bakanlan diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin protokolü geçen pazartesi günü imzalamışlardı. Buna karşılık Tayvan, Güney Kore'nin bu girişimini onaylamayarak, Seul'deki büyükelçiliğini aynı gün kapatmıştı. İran-Contra davası çıkmazda • \\ASHINGTON(AA)- ABD bölge mahkemesi jürisinın, Iran-Contra davasında, dönemin merkezi haberalma teşkilatının (CIA) denizaşın operasyonlann sorumlu Başkan yardımcısı Clair George'nun suçlu olup olmadığı konusunda kesin bir karara \ aramadığı bildirildi. 6 gün boyunca yaklaşık 30 saat devam eden davada, George hakkındaki 9 suçlamaya karşın 12 mahkemejürisinin kesin bir sonuca ulaşamadığı belirtildi. KKTC Cumhurbaşkanı, yeni tur görüşmelerde bir çözüm dayatılacağını belirterek "Gerekirse başkası gider" dedi Denktaş: Baskı sürecekseben yokııııı• KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, gerekir- se 26 ekimde başlayacak New York görüşmelerine Kıbns Türkleri adına katılacak kişinin meclis ve hükümetce değiştirilmesini istedi. Denktaş, kendi- sini "toprak veren kişi" olarak tanıtanlan eleştirdi. belirterek, "Gerekirse, görüş- mecinin, hükümet ve meclisçe değiştirilmesini" isteyerek, "Aynı baskı yapılacaksa, ben bu işte yokum" dedi. Denktaş, "Bu baskılar nede- İZZETRIZAYALIN LEFKOŞA - KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş, "26 ekimde başlayacak New York görüşmelerinde, Türk tarafına yeniden baskı yapılacağını ve görüşmeler tamamlanıncaya kadar bunun sürdürüleceğini" niyle New York'tan sağlığı teh- likeye girerek döndüğüne" işa- retle, "Dört haftada reva görü- len baskının, siyasal ahlak açısı- ndan 750 sayılı karardaki, "Ta- raflar eşittir ve kendi gönül- leriyle kabul edebildikleri bir anlaşma geçerlidir. Kimse bas- kı yapamaz' ilkesine de, sağlığı- na da aykın olduğunu" söyledi. "Kimsenin, bana bunu bir daha yapmaya hakkı yoktur. Bakın söylüyorum. Ben hala açılamadım" diyen Denktaş. şöyle konuştu: 'Dörthaftaezildik' "Görüşmelere, bunun için bi- lerek oturahm. Gerekirse go- riişmeciyi hükümet ve meclis değiştirir. Başkalan gider. Ama ben aynı baskı yapılacaksa -ki Gali raporunda yapılacağı hak- kında yine ima var, tamamla- nıncaya kadar devam edecekler diyor- empoze edilmeye yo- kum. Dört hafta bizi orada ez- diler, elediler. kendi haritalan- nı, kendi bilmem nelerini hiç şartsız kabul edelim diye. Yine aynı baskıyla, bize bu sefer bu raporu kabul ettirecekler. Ol- maz böyle şey. Biz müzakereye hazınz. Haklanmızı korumak ıçm müzakereye hazınz. Eşit şartlarda müzakereye vanz. Empoze edilmeye yokuz." Partilere eleştiri "BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin kişiliğı ve sicili ile ilgili" bir soruyu, "Genel Sekreterle işbirliği yapmaya mecbur bir insan olduğu" gerekçesiyle. "Bana sormamış ol" sözleriyle karşılayan Denktaş, "Dış geüş- melerin" yanı sıra "iç siyaset'"i değerlendirirken, "kendisini toprak veren kişi olarak tanı- tanlar"ı ayıpladı. "Biz burada akıl yoluyla, halkımızın haklannı korumaya çalışıyoruz. Ucuz politika yap- mıyoruz" diyen Denktaş, "Kıbns'ta bazı partılerin köy- lerde. kendisini ve dcmokratik bir atılım olarak kabul ettiği ve desteklediği hareketin ilgilileri- ni "toprak veren kişiler olarak tanıtmanın ayıp olduğunu" be- lirtirken şöyle konuştu: "Demokratik atılım olarak kabul ettiğimiz ve meclisin de- mokratikleşmesi için başlatıl- mak zorunda kalınan bir hare- keti, toprak verenler ve verme- yenler olarak dönüştürmeye çalışıyorlar. Bu ayıptır. Bu an- cak meclisi monopole almış in- sanlann, karşılaştıklan zorluk- tan kurtulmak için söyleyebile- cekleri şeylerdir. Böyle şey yok- tur. Bir Hakkı Atun'u, bir Serdar Denktaş'ı ve onun arkadaşlan- nı toprak veren kişiler diye gi- dip de tarutmak, onlan destek- leyen Rauf Denktaş'ı toprak veren isimler diye tarutmak, kimseye yakışmaz." Londra Konferansı'nda, gerektiğinde askeri müdahaleyi savunan Türkiye yalnız kaldı Bosna'ya çözüm zamaııa 'havale' EDtPEMİLÖYMEN LONDRA - Bosna-Hersek buna- lımına kalıcı ve adil bir çözüm bu- lunması amaayla çalişmalanna çarşamba günü başlayan Banş Konferansı, bunahmın çözümünü zamana bıraktı. Askeri müdahale, bir secenek olmaktan tamamen çık- tı. Sırp mevzilerine karşı askeri müdahaleye girişilmesini savunan Türkiye, görüşünde yalnız kaldı. Londra Konferansı'nın, Bosna'- nın sorunlannı çözmek yerine, sü- rüncemede bıraküğı ve bunahmın Kosova ve Makedonya'ya sıçrama- ması için ortada hiçbir neden kal- madığı, savaşın gerçekten durdunıl- ması için de Sırbistan'a gerekli gözdağının verilemediği düşünülü- yor. Konferansta Bosna için atılması öngörülen ve Güvenlik Konseyi'nin onayına sunulacak kısa vadeli adımlar şunlar: - Ateş kesilecek. İnsan haklanna saygı gösterilecek. Etnik temizlik sona erecek. Tutsak kamplan boşal- tılacak. - İnsancıl yardım ve bunun için askeri destek 5-10 bin kişi artünla- cak. Ancak BM banş gücü sadece yardım ulaşımında görev alacak, ça- tışmaya girişmeyecek. Kaç asker gerektiğine BM Mültecilere Yardım Yüksek Komiserliği karar verecek. - Bosna'da banş konusu, Ce- nevre'de başlatılacak "sürekli kon- ferans" ile ele alınacak. - Bosna-Sırbistan sınınnda BM gözlemcileri silah aktanmını engel- leyecek. ABD kaynaklan, bu konu- ya önem verdiklerini ve Amerikalı gözlemcileri sınıra hızla yerleştirebi- leceklerini belirttiler. - Sırbistan'a yönelik ekonomik ambargonun daha iyi işlemesi sağla- nacak. Rusya ve Romanya'nın, Tuna Nehri'nden Sırbistan'a petrol ve diğer temel maddeleri sağladıkla- n biliniyor. Romanya, nehirde ge- rekli önlemleri alarak ambargonun delinmesini engelleyeceğini evvelki gün açıklamıştı. Konferansm son gününde, Batf- nın, Sırbistan üzerindeki baskısını biraz arttırdığı, ancak "ileri gitmedi- ği" görüldü. Sırbistan üzerindeki bu kadar baskı bile, toplantıya katılan Sırp temsilciler arasındaki görüş ay- nlıklannın ortaya çıkmasına neden oldu. Sırbistan Cumhurbaşkanı Mi- loseviç ile Yugoslavya Başbakanı Paniç arasında ilginç bir tartışma çıktı. Miloseviç, Paniç'in "Tüm Sırplar adma konuşamayacağını" söyledi. Paniç ise buna itiraz etti. Öte yandan, konferansa sadece göz- Bosnalı küçük mültcci, konferansm > apıldığı Londra'daki binanın önünde, gösteri yapanlara katıbnış ve elinde- ki pankartla önümüzdeki kış aylarında bölgede doğabilecek felakete dikkat çekmeye çalışıvor. lemci statüsünde çağnlan ve toplan- tılara katılmayan Bosnalı Sırplann lideri Radovan Karacic, "banş ha- varisi" kesildi ve Bosna'da ele geçir- dikleri topraklann yüzde 20"sini Müslümanlara iade edebilecekleri- ni, tutsak kamplannı kapatabile- ceklerini, Müslüman kentlerine uyguladıklan kuşatmadan vazgeçe- bileceklerini söyledi. Ambargonun sıkılaştınlması ve daha iyi denetlenmesi, Rusya'yı iki- lem karşısında bırakacak. Rusya, Batı'da yeni kavuştuğu müttefikleri ile ters düşmek istememekle birlikte, Sırbistan ile geleneksel kültürel, dini ve tarihi dostluğunu da zedelemek istemiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Andrey Kozirev. Rusya'run, petrol ve diğer temel maddeleri Sırbistan'a sağlayarak ambargoyu deldiği id- dialannın "araştınlacağını" da vaat eüi Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ile Yunanistanh meslektaşı Mi- hail Papaconstantinou'nun bugün Yunanistan'ın Londra Büyükelçiliği ikametgahında görüşmeleri bekleni- yor. Görüşmenin, iki bakanın "tanış- masından öteye gitmeyeceği" belirtili- yor. Hikmet Çetin. Makedonya dahil 4 eski Yugoslav cumhuriyeti ile diplo- matik ilişki kurma sözleşmesinin pro- tokollerini evvelki gün Londra'da imzalamışü. Makedonya'mn tanın- ması. Türkiye ile Yunanistan arasında anlaşmazlık yaratan bir konu. İki ba- kanın görüşmesinde bu konunun da ele ahnması bekleniyor. Öteyandan Bosna-Hersek Dev let Başkanı Alia İzzetbegoviç, Sı rbistan'la ateşkes ve diyalog yap- mayı reddetti ve Sırplar'ı Bosna- Hersek'te "soykınm' yapmakla suç- ladı. Son günlerdir çok şiddetli bombardımana hedef olan Saray- bosna önceki geceyi sakin geçirdi. Boşna-Hersek Devlet Başkanı Alia İzzetbegoviç, Sırbistan'la ateş- kes ya da diyalog yapmayı reddetti ve Sırplar'ı Bosna-Hersek 'te soykınm yapmakla suçladı. izzetbegoviç, Figaro gazetesinin dünkü sayısında yer alan demecin- de. "Sırbistan'ın Bosna-Hersek'te yaptığı işgal değil bir soykınmdır" dedi. İşgal kuvvetleriyle görüşnıe yapılabileceğini belirten izzetbe- goviç, ancak "katıllerle görüşmenin zor olduğunu" söyledi. Halen Yugoslavya konferası'na katılmak üzere Londra'da bulunan İzzetbegoviç demecinde, bölgedeki saldırgan eylemler sürdükçe Sı- rplai'la her türlü görüşme sürecini reddettiğini tekrarladı. İzzetbegoviç şöyle dedi: "Sırplar- la diyalog yapmak söz konusu değil. Öncelikle saldırganlıklara bir son vermek gerekır. Bu da Sırplara bağlı bir şey. Kentlerimiz bombalan- dıkça, masum sivil halk katledildik- çe hiçbir diyalogdan söz edilemez. • Sırp birlikleri geri çekilmeden ateş- kes olamaz". Bosnalı güçlerin yaşamlannı sür- dürmeR için savaşmak zorunda ol- duklannı belirten İzzetbegoviç, "Müslümanlar için ya da herhangi bir üniter de\ let için savaşmıyoruz. Ben, demokratik, laik ve merkezi- yetçi bir Bosna-Hersek devleti için mücadele ediyorum" dedi. Son günlerde çok şiddetli Sırp bombardımanına hedef olan baş- kent Saraybosna'nın önceki geceyi nispeten sakin geçirdiği haber verili- yor. Londra Konferansı'nın başla- masıyla Bosna-Hersek'te yoğun çatışmalann azaldığı gözleniyor. Ancak önceki gün Hrasno bölgesin- de 4 binanın yanmasına neden olan bombalı saldmda üçü çocuk olmak üzere 6 kişi ölmüş 10 kişi de yara- lanmıştı. Bu arada Saraybosna Kriz Mer- kezi'nin verdiği bilgiye göre, salı gece yansından beri çatışmalar sı- rasında kentte 28 kişi öldü 127 kişi de varalandı. Öte yandan merkezi Brüksel'de bulunan "Uluslararası Gazeteciler Federasyonu' (FIJ), eski Yugoslav- ya'da görev yapan gazetecilerin ko- runmasını istedi. BOTNİN KIBRIS KAKARI AııkaraMa şaşkınlık • Genel Sekreter'ce sunulan ra- porun Güvenlik Konseyi'nde bir karar tasansı olarak kabul edil- mesi ardından Türk diplomatlar durum değerlendirmesi yapıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'- nin, Genel Sekreter Butros Gali tarafın- dan sunduğu raporu bir karar tasansıyla kabul etmesi Türk tarafında şaşkınJıİcla karşılandı. Karar tasannın kabulünden sonra, Türk diplomatlar toplanarak du- rum değerlendirmesi yapmaya başladı- lar. KKTC Rauf Denktaş'ın New York'a gitmemesinin de değerlendirmeye alındı- ğı belirtiliyor. Türk taraıı, Güvenlik Konseyi'nin gö- rüşmelcr tamamlanmadan bir karar al- maması için Güvenlik Konseyi üyeleri nezdinde çeşitli girişimlerde bulundular. Görüşülen üyelerin, karar alınmasına ge- rek olmadığı yönüode görüş belirtmele- rinden bir kaç gün sonra böyle bir karann ahnması Türk tarafında şaşkınlık yarattı. Güvenlik Konseyi'nin karan, geçtiğimiz pazartesi günü TBMM'de yapılan genel görüşme sırasında Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün toplantılara ara veril- mesinin Türk tarafının "stratejisine" uy- gun olduğunu, ve göriişmelerin başanh olduğu yönündeki açıklamalannı tartış- ma lı duruma getiriyor. Güvenlik Konseyi'nin karannda, Ga- li'nin Denktaş'a sunduğu ve Denktaş ta- rafından kabul edilmeven harita da kabul edildi. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Filiz Dinç- men. yaptığı yazılı açıklamada şunlan söyledi: "Güvenlik Konseyi'nin 29 ağustos 1992 tarihinde Kıbns konusunda kabul ettiği 774 sayıh kararda da New York gö- rüşmelerinde ilerleme sağlandığı teyid olunmaktadır. Bununla beraber. kararda çözüm şeklinin iki toplum arasında ser- bestçe müzakere edilmesi ve Kıbns'taki iki halk tarafından kabul edilebilir olması ilkesiyle bağdaşmaz nitehkte olarak yo- rumlanabilen unsurlar mevcuttur. Karar aynca Birleşmiş Milletler Genel Sekre- teri'nin New York görüşmelerine ara ver- mek ve taraflan doğrudan yöntemle 'fı- kirler dizisi' çerçevesinde bir anlaşma müzakere eünek amacıyla 26 ekimde gö- rüşmeleri yeniden başlatmaya davet eden 14 ağustostaki açıklamasının maksadına aykın düşen unsurlar da ihtiva etmekte- dir. Kararda, 26 ekimde New York'ta başlaması öngörülen doğrudan göriişme- lerin zemininin önceden hazırlanabilmesi maksadıyla Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin ve temsilcilerinin ilgili taraf- larla temaslarda bulunmalan istenmekte- dir." Kıbns için ıızlaşıııa daha fazla geciktirilmemelidir ÖZKERÖZGÜR KKTC, Cumhuriyetçi Türk PartisiGenel Başkanı Prof. Dr. Erol Manisalı 19 Ağustos 1992 tarihli Cumhuriyet'teki yazısında Ankara'- daki hükümete Kıbns politikasını değiştir- mesini ve yeni bir Kıbns politikası saptama- sını öneriyor. Değiştirilmesini istediği politi- ka 20 Temmuz 1974 çıkarmasından sonra Kıbns Türk tarafı ile Türkiye'nin birlikte be- lirleyip on sekîz yıldır dünyaya kabul ettir- meye çalıştıklan iki toplumlu, iki bölgeli fe- deral Kıbns cumhuriyeti politikasıdır. Ma- nisalı'nın Türkiye'ye salık verdiği yeni Kıbns politikası ise "bir ada-iki devlet" poli- tikasıdır. Dr. Manisah'nın yaklaşımında Kıbns Türklerinin kendi ıstem ve istençlerine yer yoktur. Kıbns Türkleri l%3yıhndanberidiryaşa- dıklan ve gördükleriyle, yani kendi öz dene- yimleriyle diğer toplumdan tamamen kop- mak mı yoksa federal bir çatı altında yan yana da olsa yeni bir işbirliğine yönelmek mi istiyor? Yazar bu soruyu sormak gereğini bile duymadan Ankara'ya "bir ada-iki devlet" politikasını, yani iki toplumu birbirinden ta- mamen koparmayı salık vermektedir. Bu son derece anti-demokratik yaklaşımı yadırgamamak elde değildir. Kıbns Türk tarafı ve Türkiye on sekiz yıl- dır dünyaya federal çözümü kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu politika Kıbns Türk top- lumunun yasama orgarunda oybirliği ile alınmış kararlara yansımıştır. Türkiye'de ise bu politika 1974 yılından beridir bir devlet politikası olarak BM ve diğer uluslararası platformlarda savunulmaktadır. Gelinen aşamada BM, Genel Sekreteri Butros Gali'nin düşünceler dizisi ve Güven- lik Konseyi kararlan ile federal tezi kabul et- miştir. Gali düşünceler dizisi ile Güvenlik Konseyi'nin taraflarca benimsenen 750 sayı- lı karannın federal çözüm için çizdiği çerçe- ve, Denktaş'ın 1977'de Makarios'la, 1979'- da da Kiprianu ile imzaladığı donık anlaş- malannın öngördüğü çerçevedir. Yani iki fe- dere devletten oluşacak siyasal eşitliğe sahip iki toplumun kuracağı iki kesimlı federal bir cumhuriyet söz konusudur. Yanıltıcı bilgi Profesör Manisalı, BM Genel Sekreteri'- nin Kıbns sorununun çözümüne ilişkin dü- şünceler dizisi hakkında Cumhuriyet okur- lanna yanıltıa bilgi vermektedir. Manisaiı'- ya göre Gali düşünceler dizisine göre Türk- ler ve Rumlar siyasal olarak eşit iki fedeıe devlet oluşturmayacak, hükümet \e mecliste Rumlann hakim olduğu bir yapı kurulacak, Türk askeri adadan yavaş yavaş çekilecek. federasyonun güvencesi BM veya AT cumhurbaşkanının genel halk oylaması ile seçilmesini. Kıbns Türk tarafı ise cumhur- başkanlığının iki toplum arasında rotasyo- nunu öngören bir sistemi tercih etmektedir.) Bakanlar Kurulu, Kıbns Rum ve Kıbns Türklerinin 7:3 oranında katılımıyla oluşur. Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardım- ası, bakanlan kendi toplumlanndan seçer- ler ve her ikisinin imzasını taşıyan bir enstrü- manla atarlar. Dışişleri, maliye ve savunma bakanlıkla- nndan biri Kıbns Türkleri'ne tahsis edilir. Cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanı aynı top- lumdan olmaz. Bakanlar Kurulu kararlan. çoğunluk oyuyla alınır. Ancak Bakanlar Kurulu'nun dışişleri, savunma, güvenlik, bütçe, vergilen- dirme, muhaceret ve yurttaşlık konulannda- ki kararlan hem cumhurbaşkanı hem de nında katılımı ile oluşacaktır. Bütün yasalar, her iki mecliste çoğunlukla geçirilecektir. "Federal Cumhuriyet ile Kıbns Rum ve Kıbns Türk Federe devletlerinin güvenliği garanti edilecektir." 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmalan'nın gecerliliği devam edecek ve aşağıda belirle- nen ve ilavelerle Lamamlanacak bir belgeyle takviye edilecektir. Garanti Antlaşması, federal cumhuriyetin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü güvence altına alacak ve herhangi başka bir ülkeyle tümüyle veya kısmen birleşmeyi ve herhangi bir taksim veya aynlmayı dışlayacak. Kıbns Rum ve Kıbns Türk federe devletlerinin gü- venliğini sağlayacak; ve federal cumhuriye- tin yeni anayasal düzeninin toplumlardan herhangi biri tarafından tek taraflı değiştiril- • Prof. Dr. Erol Manisalı 19 ağustos 1992 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki yazısında hükü- mete Kıbns polikasım değiştirmesini öneriyor. Manisah'nın Türkiye'ye salık verdiği yeni Kıbns politikası "bir adada-iki devlet" politikasıdır. Doktor Manisah'nın yaklaşımında Kıbns Türklerinin kendi istem ve istençlerine yer yoktur. ağırlıklı şemsiye altına alınacak ve Türkiye'- nin tek başına müdahale imkanı ortadan kaldınlacaktır. Oysa Gali düşünceler dizisindc Manisah'- nın değindiği konularla ilgili bölümler şöyle- dir. "Federal cumhuriyet. siyasal açıdan eşit, iki federe devletin tek toprağı olacaktır. İki federe devlet eşit ve benzer yetki ve işlevlere sahip olacaktır" "Federal yüriitme organı; federal cum- hurbaşkanı, federal cumhurbaşkan yardım- cısı ve federal bir bakanlar kurulundan olu- şur. Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkan yar- dımcısı ülkenin birleşik (united) yapısıru ve iki toplumun siyasi eşitliğini sembolize eder. (Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkan yar- dıması seçimleri konusunda iki taraf farklı tutumlar sergilemişür. Kıbns Rum tarafı. cumhurbaşkan yardımcısı tarafından onay- lanmalıdır. Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkan yar- dımcısı ayn ayn veya ortaklaşa dışişleri. sa- vunma, güvenlik, bütçe, vergilendirme ve yurttaşlık konulanna ilişkin yasama karar- lannı veto etme hakkına sahiptir. C.B ve C.B.Y ayn ayn veya ortaklaşa, ya- sama veya bakanlar kurulu kararlannı yeni- den göriişülmek üzere iade etme hakkına sa- hiptir." "Yasama bir alt, bir de üst meclisten olu- şacaktır. Her iki meclisin başkanlan aynı toplumdan olmayacaktır. Bütün yasalann her iki Meclis'ten geçmesi zorunludur. Alt meclis, 70:30 oranında Rum ve Türk- lerin oluşturduğu iki toplumlu karakterc sa- hip olacaktır. Üst meclis, iki federe devletin 50:50 ora- mesine karşı güvence oluşturacaktır. -Bir yandan, Yunan ve Kıbnslı Rum bir- liklerinin asker ve teçhizaü, öte yandan da Türk ve Kıbnsh Türk birliklerinin asker ve teçhizatına ilişkin sayısal birdenge, kapsam- lı çerçeve antlaşmanın iki toplum tarafın- dan, ayn referandumlarda onaylanmasın- dan .... ay içinde sağlanacaktır. Takvim Kıbnslı Rum ve Kıbnslı Türk birliklerinin üzerinde mutabık kalınacak daha düşük bir düzeye indirilmesine ve ittifak antlaşması tahunda öngörülmeyen tüm Kıbnslı olma- yan güçlerin çekilmesine ilişkin bir takvim oluşturulacaktır. Bu takvim, federal cumhu- riyetin oluşturulmasından önce tümüyle ve ilavede belirtilen eylem programının uygu- lanmasına ilişkin aşamalara paralel olarak uygulanacaktır. Federal cumhuriyet, cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkan yardımcısının ortak ve genel komutasında olacak, eşit büyüklük ve teçhi- zatta bir Kıbns Rum, bir de Kıbns Türk bir- liğinden oluşan. federal bir güç bulundura- caktır. Kıbns Rum Birliği, Kıbns Rum top- lumunca yönetilen federe devlette konuş- landınlacaktır. Kıbns Türk Birliği, Kıbns Türk toplumunca yönetilen federe devlette konuşlandınlacaktır. Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısı, birliklerin yerle- ri hakkında müştereken karar vereceklerdir. Her bir federe devlet ile federal cumhuri- yetin bir polis gücü olacaktır. "Garanti Antlaşması: federal cumhuriye- tin bağımlılığını teyit edeceği AGİK ilkeleri- ne tutarlı olacak bir şekilde, garantör devlet- lerin ve federal cumhurbaşkanı ve cumhur- başkanı yardımcısının temsilcilerinden olu- şacak bir teftiş ve teyit komitesi öngörecek- tir. Birleşmiş Milletler, teftiş ve teyit komite- sine, işlevlerini yerine getirmesinde yardımcı olacak destek personelini sağlayacaktır. Devam edecek BM Genel Sekreteri'nin düşünceler dizi- sinden de görüleceği gibi Kıbns'ta gelinen aşamada siyasal eşitliğe sahip olacak iki top- lumun iki kesimli federal yeni bir devlet ku- rarak Kıbns'ın egemenh'ğini paylaşmalan söz konusudur. Garanti Antlaşması 1960'- taki gibi yürürlükte kalacağı için Türkiye'- nin tüm ada üzerindeki söz hakkı devam edecektir. Uluslararası toplum adına BM'nin öngör- düğü bu dengeli düzenleme Kıbns Türk ta- rafı ve Türkiye'nin yıllardır üzerinde durdu: ğu, istediği ve kabul ettirmeye çahşüğı bir düzenlemedir. Uzun ve yorucu çalışma ve temaslar sonu- cu ortaya çıkan bu düzenlemeyi Kıbns Türk tarafı ile Türkiye'nin reddetmesini istemek Kıbns Türklerini dünyada ne istediğini bil- meyen bir toplum konumuna ıtmek, Türki- ye'yi de uluslararası toplum ve hukukla karşı karşıya getirmek demektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle