15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS1992 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Köydeyim MELIH CEVDET ANDAY Kırlar bomboş Orman ve koru tannçası Dıana (Artemıs) yoklara kanşmış Kırlarda, sularda, ormanlarda dolaşan, erkeklerden ka- çan Nympha'lann ızı bıle yok At adam Kheı- ron unutulmuş çoktan Nerde tann Pan, ner- de Bakkha'lar7 Tann Dıonysos nerde9 Belden ûstü ınsan, belden aşağısı teke ya da at olan Satyr'len bılen, goren yok Tann Dıonysos'- un alayından sarhoş bılge Sılenos'u gozlenm boşuna aradı Ne sevenm o masalı Sılenos bır gûn ormanda, bır ağacın altında uyuya kalmış da, Phrygıa kralı Nıdas yakalamış onu, "Soyle bana Sılenos" demış, "Bu dünya- da ıstenecek en ıyı şey nedır9 " Bılge Sılenos ıse, "En ıyısı dunyaya gelmemektır" dıye yanıtlamış kralı Cınler, umacılar çekıp gıtmış Sanıyorum kı bunlar başka dunyalara goç ettıler, kırlan bomboş bıraktılar Masal deyıp de geçmeyın, dunyanın en bu- yuk ınsanbıbmcılennden James George Fra- zer, başyapıü olan Altın Dal'a (dılımızeçevın- si Payel Yayınlan arasında çıktı Çevıren Mehmet H Doğan) bır masalı kurcalamakla başlıyor ışe Bız bu soylenım konusunu Mıto- lojı Sözluğu'nden (Azra Erhat) okuyalım on- ce "Dıana'nın Roma'da anlatılan efsanelen Yunan Artemıs'ınden esınlıdır Orestes İtal- ya'ya Tauns Artemıs'ını getırmış ve Nemı'ye yerleştırmış Gerçekten de Latıum'un bu şehn çevresınde bır gol, kutsal bır koru ve Dıana'- nın bır tapınağı vardı Tauns'te olduğu gıbı burada da tannçaya ınsan kurban edılırdı Tapınağa başrahıp olabılmek ıçın kendınden öncekı başrahıbı tannçaya kurban etmek ge- rekırmış, bu tapınakta " tşte James G Frazer bundan ışe başlıyor, dıyor kı "Bu konuda bıze kadar gelmış çok az sayı- dakı olgu ve soylencelen bıldırmekle başlıyo- rum Bır oyküye gore, Nemı'dekı Dıana tapı- mı, Orestes tarafından başlatılmıştır, Orestes, Tauns yanmadası (Kınm) Kralı Thoas'ı ol- durdukten sonra kız kardeşı ıle bırbkte Ital- ya'ya kaçmış, yanında Tauns Dıana'sı ım- gesını de getırmıştır Soylencenm bu tannçaya bağladığı kanb dınsel toren, klasık okurlann yabancısı değıldır. kıyıya çıkan her yabancı, bu tannçanın sunağında kurban edılmekte- dır Fakat bu tören Italya'ya getınhnce daha yumuşak bır şekıl almıştır Nemı'dekı tapı- nakta ûzennden dal kopanlamayan bır ağaç yetışmektedır. Ancak sahıbınden kaçmış bır kolenın, eğer gucu yeterse, onun dallanndan bınnı koparmasına ızın venlmektedır Bu gı- nşımınde başanlı olan koleye rahıple bır tek dovuş yapma hakkı venhr ve eğer onu oldu- rurse Ormanlar Krah (Rex Nemorensıs) un- vanıyla onun yenne egemenlık surerdı Soy- lence, yazgıyı belırleyen bu dalın, Sıbylla'nın buyruğu ıle Aeneas'ın oluler ulkesmde tehlı- kelerle dolu gezısıne çıkmadan once kopardı- ğı Alün Dal olduğunu soyluyor " Frazer, bu bolumun sonunu şoyle bağlıyor "Nemı rahıplığı konusunda eskıl çağlardan bıze kalan olaylar ve kuramlar bunlar ışte Bu kadar kuçuk, bu kadar az gereçten soruna bır açıklama getırmek olanaksız Genye. daha genış alanda yapılacak bır araştırmanın bıze aradığımız ıpucunu sağlayıp sağlayamayaca- ğını denemek kalıyor Yanıtlanması gereken ıkı soru var Bınncısı, rahıp, oncelını neden öldurmek zorundaydı17 îkıncısı, onu oldurme- den once neden Altın Dal'ı koparması gerekı- yordu9 Bu kıtabın bundan sonrası bu sorulan yanıtlamaya çalışacaktır " Sız şu Frazer'm yaptığı ışe bakın1 Eskı bır masaldan ıkı soru çıkanyor, duşuyor, bu so- rulann ardına ve sonunda bır başyapıt koyu- yor ortaya Öyle kı, okursanız butun ılkel top- lumlann yaşamını oğrenıyorsunuz Berum bu konuya, ozel bır merakım \ardır, o yuzden Altın Dal'ı başucu kıtabım yaptım Boyledır bılım adamı kafası, vıdıvıdıcıdır, herkese onemsız gorunen bır şeyden yepyenı gerçeklere vanr, bılınmedık bır dunya çıkanr ortaya Fransız doğa bılımcısı Georges Cuvı- er, kınk dokuk bır kese kemığınden bılınme- dık hayvan turlennı ortaya çıkardı Vıdıvıdı- cıbk değıl de nedır bu9 Benım bulunduğum koy olan Ören Köyu'- nde (Muşerref Hekımoğlu'nun Edrerrut Ore- nı değıl, Gokova Ören'ı) bır gelenek var, 2, 3, 4 ağustos gunlen, dağ koylennde oturanlar aşağı ınıyor ve burada denıze gınyorlar, amaçlan gunahlanndan annmak Buralı bır hemşehnm, "Gunahı azsa ıkı gun yeter" dedı Hıç günah ışlememış olan, demek denıze gıre- meyecek Pekı, nerden kaynaklanıyor bu ınanç, bu gelenek9 Araştınlsa kım bılır, neler çıkar ortaya Ama nerde bızde o vıdıvıdıcı kafa9 Bır ya da ıkı kez yazmıştım, Ören'ın eskıl adı Keramos'tur, keramıklen ıle unlu ımış ılk çağda O uygarlıktan bugune bırkaç duvar, epey dıkılı taş ve ıkı aslan yonutu kalmış Ko- yumuz ınsanlan, bu kahntılar arasında hıç meraka kapılmadan dolaşıp duruyorlar Bu benım çok hoşuma gıdıyor, sankı aradan bın- lerce yıl geçmemış, antık çağ surup gıdıyor, eskı Keramos tanhını kapamamış Yalnız tannlar, tannçalar, su penlen, kır penlen or- tahkta yok Bu koye, yıllar oluyor, bır Mavı Yolculuk'ta gelmıştık Yalı mahallesırde bm- kı ev ya vardı, ya yoktu Şımdı oyle mı ya1 Guzel bır kordon, gaanolar, bahçeler ıçınde konutlar, çocuk bahçesı, Kıran Dağlan'na tı- nnanan çam ormanlan, tertemız bır denız Her yıl daha da gehşmış, guzelleşmış buluyo- rum Keramos'u Gokova'nm buyusunu, bakın, Sabahattın Eyûboğlu nasıl anlatıyor bır yaasında "Knıdos'u ıhtışamlı yalruzlıgı ve yıtınlmış Afrodıt'ın unutulmaz yası ıçınde bırakıp kor- feze gırdığımız zaman Balıkçı'yla Paluko bıze bırbınnden guzel koylen gosterme yanşına gırdıler Knıdos'la Şehır Adası (eskı Kedraı) arasında hâlâ bugun bıle sessız ve ınsansız buklum buklum uzayıp gıden kıyı Gokova'- nın zumrut tacı gıbıdır Tabıat ana bu tacı Gokovalılann bük dediKİen eşsız nakışlarla donatmıştır Bır yanı lacıverte, bır yanı yeşıle kaçan bır mav menevış kucaklar butun buk- len ve buklenn ıçındekı sayısız buklen Sular parmak parmak olup, çam ve buhur orman- lannın yureğıne kadar gırer Parmaklann ucunda sedef beyazhğında çakıllar ya da kumlar vardır En güzeha< seçemedığınız ıçın hıçbınnde durmaz, dondukçe donersınız buk- ler ıçınde Derman buku ve Lomgoz, bu buk- lenn en baş dondurucu olanlandır İçlenne gemıler saklansa yanı başlanna varmadan go- rulmez ve kıvnmlannın tamamı ancak helı- kopterle görülebıhr "Gokova cennetmın özellığı, vahşılıkle uy- sallığı, sertlıkle yumuşaklığı, sarp kayalıklann ve \ uce dağlann heybetıyle büklenn dantela ıncelığını bırleştınnesındedır Bu ozellık So- ğut ve Şehır Adası arasında en olgun sentezmı kurar Bır yanda kuçuk kuçuk adalar, koylar, ote yanda Kıran Dağlan Denızden bırden bı- re ve dımdık bın metre fışkıran kayalıklar Anadolu yaylası bu dağlann ustünden ustun- den bakar Akdenız'e ve bazan gemılen batı- ran ruzgâr sağanaklar fırlatır yukandan Kedraı adasına Gokova'nın yureğj denebılır İ 0 dorduncu yuzyıldan kalma at nah bıçı- mınde, sahnesız bır tıyatrosu da var bu ada- nın Hele mınnacık bır de plajı var kı bırakıp gıdemez ınsan kolay kolay Bembeyaz bır kumsal duşünun, kumlann her tanesı tosto- parlak ve hepsı bırbınne tıpa tıp eşıt Mıtolo- j;k bır böcegın yumurtalan gıbı1 Bu kum, ko- yun yemyeşıl sulan altında ellı metre kadar pınldıyor, sonra denız bızden mavıleşıyor ve maestro rüzgânnın kaldırdığı obek obek kö- pukJerle bır hızlı ırmak gıbı akıyor onumuz- den ve sız o beyaz kumlann yansıttığı ışık nakışlan üstunde yuzerken tâ karşımızda gıt- tıkçe morlaşan heybetb Kıran Dağlan'nı go- ruyorsunuz goklenn yansına kadar "Anlatmakla bıtmez Gokova'nın guzelbğı Ama Şehır Adası'ndan sonra karşıya gecıp Kıranlann eteğınden suzulerek Gereme'ye, seramıklenyle un salmış antık Keramos şehn- ne geldınız mı Gokova'nın buyusu bıter " PENCERE ARADABIR VURAL ARIKAN Eski Maliye Bakam Dünya Bankası ye Vergi Sistemimiz Geçen gunlerde ulkemızde vergı sıstemımn duzenlen- mesınde Dunya Bankası'nın ıncelemeveonerılerınınağır- lıklı yeralacağına daırTV'de bır haberdınledık Haberyurt dışında bulunan yetkılı bır sıyasıden kaynaklanıyordu Hıç şuphe yok kı vergı koymak ve hak yetkısı meclısındır Ne var kı, 1971'den ıtıbaren hukumetlere anayasada sınırlı yetkı verılmış olmasına karşın vergı sıstemımn yurutme (ıcra) organınca duzenlendığını, bu suretle sıstemın sıs- temsızlık halıne donuşumunu yaşamış bulunuyoruz lcra- ca, dış kredı bulabılmek, yurtdışında tahvıl satabılmek amacıyla Dunya Bankası'na odun verılmesı söz konusu olabılır Kanımca konu uç boyutludur Bırı dış borçlanmay- la, oburu vergı sısternının nıtelığıyle, uçuncusu de ıç kay- nak sorununu çozebılmek ıçın neler yapılması gereğı ıle ılgılıdır Bu uç boyutu sıra ıle ayrı ayrı değerlendırehm VERGI SISTEMİNİN NİTELİĞI Amacı ıster fıskal, ıster ekonomık gelışmeyi teşvık, ıster sosyal olsun bır ulkede uygulanan vergı yasalarının tumu vergı sıstemını oluştu- rur Sıstem, bılımsellığı oluşturan ya da oğretıyı oluşturabı- lecek bırbınne bağiı ılkeler topluluğu şeklınde tanımlanır O halde vergı sıstemını belırleyen hususun da ılkelerden ıbaret olduğunu kabul etmek gerekır Eğer vergı sıstemı ıçerısınde yer alan ılkeler arasında bır butunluk, bırbırını tamamlayan oğeler varsa, sıstemın butunluğu, bılımsellı- ğı, oğretıye açıklığı kabul edılır Tersı durumda sıstemsız- lık var demektır Bu ıse vergı' gıbı tarıhsel hukuksal bır olguda keyfıhğın yer aldığı anlamını taşır Türk vergı sıste- mımn ılkelere ılışkın kaynakları şunlardır Anayasada yer alan ılkeler, -Turk hukuk sıstemımn getırdığı ılkeler obur ulkelerde genel kabul gormuş ılkeler, her bır vergı yasasında bulun- ması, gereken çağdaş malıyecılık anlayışına uygun duşen ılkeler UYUM KURALI Kuşkusuz tespıt edılen ılkeler, hukuksal nıtelık taşır ve oluşacak vergı yasalarında bulunması ge- reklı tekmklerı ıçerır Bır de bunların otesınde vergı sıstemımn başarısımn, uygulandığı ulkedekı devlet ve toplumsal yapıya uygunlu- ğuna ve yukumlu psıkolojısını goz ardı etmemesıne bağlı bulunduğunu ıfade etmek gerekır Buna 'Vergının Uyum" kuralı adını vermekte sakınca yoktur Uyum kuralı, seçıle- cek vergı turune ve zamanlamaya da muessırdır örneğın Osmanlı devletı askerı bır kımlık taşır Fetıhle- rın bellı başlı ıkı amacı vardı Bırı ganımet yoluyla ıktısadı ımkan sağlamak, dığerı devlet hudutlarını genışletmektır Bu durum, Osmanlıda arazı rejımını etkılemış, yankıları da ekonomık, malı sahada gorulmuştur Fethedılen yerlerdekı tahrır (yazım) yontemının gelıştı- rılmesı vergıye yonelıktır - Fetıh sırasında ordu ıkmalını sağlayabılmeye yonelık nuzul mukellefıyetı (askerı bırlığın beslenmesı ıçın belırlı mıktardakı un ve arpadan ıbaret tarım urünunun temını, konaklama yerınde bulundurulmasıdır) - Sürsat mukellefıyetı Un ve arpadan başka cepheye gı- den ordularm yol boyunca halk tarafından laşe edılmesı- dır Değışık karakterde olmasına karşın ıştıra ve obur aynı vergılerde nuzul ve sursatın yetersızlığı halınde getırılmış- tır - Ordunun geçmedığı eyaletlerde de nuzul ve sursatın tahakkuku ve bedelımn vergı şeklınde alındığı tespıt edıl- mıştır Goruluyorkı, devlet şeklı vetoplum yapısı vergı sıs- temını etkılemektedır Uyum kuralının, vergının zaman- lamasına etkınlığı bırkaç ornekle açıklanabılır Bılındığı gıbı Emlak Vergısı, Osmanlı devletınde 1860 yıl- larından ıtıbaren vergı sıstemıne gırer Vergı ılkesı, gunu- muzde gorulduğu uzere, rayıç değerdedır Bırkaç ılde de- nenmesıne, yargı da dahıl çeşıtlı meslek mensuplarının "rayıç değer" tespıtınde, gorevlendırılmelerıne karşın ba- şanlı olamamış, sonuçta kaldırılmıştır Ulkemızde ıncelenmeyen bır konu Batı'da oteden berı ışlenen vergı psıkolojısıdır Vergı psıkolojısının, vergı ge- lırlerının doğru zamanında alınmasında buyuk rolu olduğu gıbı, ıcraya guvenle de sıkı sıkıya ılgılıdır Vergı psıkolojısının ıcra uzvuna guvenı sarsan ıkı onem- lı faktöru vardır 1) Yukumlulerde vergılerm adıl dağıtılmasına darr bır kanı varsa, bırı vergı altında ezılırken oburunden hıçbır vergı alınmıyorsa, 2) Vergı gelırlerının tuketımınde "ısra- fın" varlığı hakkında yukumlulerde bır kanı yer etmışse Ulkemız yonunden her ıkı faktorun varlığı yadsınamaz Bu nedenle yenı duzenlemede konu ağırlıklı yertutmakta- dır Dunya Bankası nın konuya nasıl yaklaştığını, kısaca belırtmeye çalıştığımız kuralları anlayış şeklını bekleye- lım, görelım TARTTŞMA Tiyatnoda Katılımcılık ve Demokratıklik '-s 1 Ağustos 1992 tanhb gazetenızde 4* 1 Avukat Alı Turgan, "tstanbul Şehır Tıyatrosunda tyı Şeyler Oluyor" başlıklı bır yazı yazarak bızlen hem sevındırdı hem de dûşundurdü Sevındırdı, çünku İstan- bullular artık kendı tıyatrolan hakkında fıkır üreüyorlarsa bır yerde de ona sahıp çı- kabıbyorlar demekür Düşundurdu, çün- ku bır kez daha kağıt uzennde olanla, uygulamada bulunulan arasındakı denn aynmın nasıl gözlerden uzak kaldığını gör- duk Şehır Tıyatrolan Yonetmebğı'nde değı- şıklık yapıbrken katılımcılık ve demokra- tıklığı baz olarak alan komısyonun, üyatro gıbı tümüyle spesıfık bır sanat alanının ozelbklennı pek de düşunememış olduğu, ıkı yılbk uygulama sonucu butün çıplakbğı ve sakıncalanyla ortaya çıktı Şoyle kı, bu- gun tıyatronun yedı kışıden oluşan yone- tım kurulunun üç uyesı bu sanatın dışında- dır Beledıyeye bağlı bır memur olan müdur, beledıyede danışman olan bır dok- tor mesleğı muhasebecılık olan bır beledı- ye mecbsı üyesı, sanatsal konularda soz ve oy sahıbıdır Bu üyeler, ılgı alanlannın tu- mu ıle dışında kalan üyatro sanatı konu- sunda doğaldır kı -kendılennı aşıp gıden hususlarda- genel sanat yonetmenının ağ- zının ıçıne bakmak zorundadırlar Ne var kı bugûnkü genel sanat yonetmenı de üyat- ro sanaünm ıçınden gebnedıgı ıçın, yanıl- ma ve adı geçen o uç uyeyı de yanıltma olasıbklannı -elınde olsa obnasa- artür- maktadır Aynca bır üye de genel sanat yonetmenının seçtırdığı kışı olunca, sanat- çılar genel kurulunun seçüğı ıkı uye daıma azırüıkta kalmaya mahkum bulunmakta- dır Boyle bır uygulamaya "katıbma ve de- mokratık" dıyebılmek de -safdıllık değılse- mutlaka haylı naıf bır ıyınıyet urunudur Keza Sayın Turgan'ın ılen surduğu, "Ge- nel sanat yoneünenının rejısörlen atayaca- ğı aynı maddede bebrtılmışse de, elbette bu demek değıldır kı, genel sanat yoneünenı bu konuda yoneüm kurulunun olumlu gö- ruşunu abnayacaktır" savı da gene yukan- dakı nıtelememızı doğrulamaktadır Tıyatro çevrelennden oğrendığımıze go- re ıkı yılbk uygulama gostermışür kı, rejı- sor seçınıı sadece ve sadece genel sanat yonetmenının tasarrufunda kalmıştır Da- hası, oyunlann hangı sure ıle hangı sahne- lerde sergıleneceğme de yöneüm kurulu değıl, bızzat genel sanat yonetmenı karar vermışür/' Nıtekım bunu fark eden ve kendısı de bır hukukçu olan genel sanat yoneünenı bun- dan ıkı yıl once basına "Bu repertuvann sevabında da gunahından da ben sorumlu değıbm" dıyebılmıştır Sonra da çarklan tersıne çevırerek gûnahlan yonetım ve re- pertuvar kurullanna, sevaplan da kendı tarafma doğrultabılmışür Sayın Turgan, "Genel sanat yonetmenı, rejısörlen tek ba- şına, yöneüm kurulunun olumlu göruşünü abnadan gorevlendınrse, bu ışle'm, yonet- mebğın, sorumluluğun yöneüm kurulu ve genel sanat yonetmenıne aıt olduğu hûk- müne aykın duşer ve ıdare mahkemesıne gıtüğınde o ışlem ıptal edıbr karusındayım" dıyor Dayandığı hukuk mantığı son dere- cede sağlam bır manük Çunku IBŞT yo- netmehğının değışık 14 maddesının ılk fıkrası hıçbır yoruma meydan bırakmaya- cak şekılde açıkür "Şehır Tıyatfolan'nın butun sanat cabşmalanndan genel sanat yonetmenı ve yoneüm kurulu sorumludur Zaten Beledıye Başkanı Sayın Sözen de ba- sında çıkan o zamankı ıfadelennde "Işba- şına geldığımızde tıyatro tek kışının ege- menlığındeydı O halde Şehır Tıyaü-osu'nun yapacağı her sanatsal etkınbğı -bu etkınbğı yapacak olan rejısörlenn bebrlenmesı de bunun ıçındedır- mutlaka yoneüm kurulunda on- ceden oylanmış ve karar deftenne geçınl- mış olması vazgecıbnez bır koşuldur Bu yapıbnıyorsa, o ışlemlen ıdare mahkeme- sınde ıptal etürme olasıbğı, tum Şehır Tı- yatrosu sanatçılannın ve ozelbkJe de üyat- ronun yöneüm kurulu üyelennın ûzennde durması gereken çok onemb bır husustur ACLAN DERfiSER Hukuk Danışmanı / İstanhul İSTANBUL BUYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANIİGFNDAN İHALEİLANI BELEDİYEMİZE TAHSİŞ EDİLMİŞ BULUNAN 50.000 TON TUNÇ BİLEK KÖMÜRÜNÜN NAKLİYE İŞİ İHALESİ YAPILACAKTIR 1. 1992-1993 yıh içın vılayet makamınca belediyemize tahsis edılmiş bulunan 50.000 ton Tunç Bilek kömürünün (25.000 ton Anadolu yakası, 25.000 ton İstanbul yakası) nakliye işi 4.800.000.000.- TL + KDV sanıl değerle 4768 sayılı yasanın 3. maddesine göre kapalı zarf eksiltme usulü ile ihalesi yapılacaktır. İhaleye katılmak ısteyen isteklilerden aşağıdaki şartlar aranmaktadır: a. Son 3 yılın herhangi bir yıh içinde en az 750.000.000.- TL'hk her türlü yükleme bo- şaltma ve nakliye sadece 750.000.000.- TL'lık nakliye hizmetlerini başanyla yaptıklanna. daır idarece kabul edilebilir bir belge vermeleri ve bu belgede sözü edilen işin başlangıç ve bitiş tarihlerinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Ancak sınırh sorumlu taşıyıcı koo- peratifleri yetkili mercilerden yeterli kapasıte belgesi verdıklen takdirde bunlardan, yu- kanda belırtilen iş bitirme belgesi aranmaz. b. Ticaret Odası belgesi venlmesi, c. İmza sirküleri venlmesi, d. İstekliler adına vekâleten iştirak ediliyorsa vekâletname, noter onaylı imza sirküleri, e. Açık konut adresını göstenr belge, f. İsteklilenn ortak gınşimi olması halinde bu şartnameye ekli örneğine uygun olarak ginşım beyannamesi ile ortaklarca imzalanan ortakhk sözleşmesi vermesi, g. Geçici teminatı 144.000.000.- TL Şartnamesi: 500.000.- TL bedelle Tanzim Satış Müd.lüğünden satın alınabilir. Yukanda yazılı işin 8 Eylül 1992 günü saat 11.00'de İstanbul Büyükşehir Belediye En- cümeni'nde 4768 sayılı yasanın 3. maddesine göre kapalı zarf eksiltme usulü ile şartna- mesi uyannca ihalesi yapılacaktır. İhaleye katılmak isteyenlerin belediyeye müracaat etmeleri gerekmekte olup şartname- sinde yazıh belgelerle bırlikte (tekhfleri içeren kapalı zarflan saat 10.00'a kadar) yukan- da yazılı ihale gün ve saatinde İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni'nde hazır bulun- malan gerekmektedir. İlan olunur. Basın: 35966 Yine 1 Koyup 20 Abcrt raı?- Özal yaman bır çıkış yaptı Oyle gorunuyor kı Okluk'ta uslenen Cumhurbaşkanı yi- ne 1 koyup 20 almak" uzerıne duşunuyor Hesap tutar mı? Korfez Savaşı nda tutmamıştı Şırnak Savaşı nda tutar mı? • Hıç kuşkusuz Sayın özal bılgısayarla uç aşağı beş yuka- rı "hesab-ı ıhtımalat" üzerıne çeşıtleme yapmıştır, kur- maylarıyla tartışmıştır, çevresınde devletın goreneklerını, ışleyışını, kurallarını bılen bır suru uzman var Bırı uyarmıştır - Ama Sayın Cumhurbaşkanım, sızın hukumetı ve Mıllı Guvenlık Kurulu'nu Dıyarbakır'da toplantıya çağırdığınız gun ve saatte Buyuk Mıllet Meclısı'nın Ankara'da olağa- nustu toplantısı var Bunu bılıyorsunuz. -Bılıyorum - Şey Yanı Dıyarbakır 'dakı toplantı bır gun sonra yapıl- sa daha munasıp olmaz mı? -Olmaz - Anlayamadım, Sayın Cumhurbaşkanım - Ben ozellıkle aynı gun ve aynı saatte hukumetı Dıyar- bakır'a çağırıyorum - Nıçın? - Bu bır hesaptır, bır taşla kaç kuş vuruyorum gorüyor- sun, hem koalısyon hukumetını zora hem de Mesut'un gı- rışımını boşluğa duşuruyorum -NasıP - Meclısı olağanustu toplantıya cağıran kım? -ANAPi - Bırak sen şımdı ANAP'ı' Aklınızı partilere takmışsınız, Meclıs'ı olağanustu toplantıya çağıran bızım Mesut değıl mı7 Puan toplamak ıstıyor - Evet - El mı yaman bey mı yaman' - Bey yaman Sayın Cumhurbaşkanım, ama, şımdı ne olacakP -1 koyup 20 alacağım Suleyman abımden buyuk oldu- ğumu kanıtlayacağım, Meclıs'ın de ustunde olduğumu herkes gorecek, bana kafa tutmanın ne demek olduğunu Mesut anlayacak 1 Halk da elbet benı alkışlayacak - Dıyarbakır'dakı toplantıyı bır gun sonra yapsanız Mec- lıs'e saygı gostersenız - O zaman Mesut kursuye çıkacak, alıp verecek, ben ge- rıde kalacağım - Sız daha ıyı bılırsınız - Kah kah kah Çağrıyı aldığı zaman Suleyman Bey'in yuzunun ne hale geleceğını gorur gıbıyım Mesut da usta- sının kım olduğunu gorsun' - En buyuk sızsınız, sızden buyuk yok Sayın Cumhurbaş- kanım, bız bu hesabı yapamayız - Hıh> Hesap bu kadar değıl kı - Anlamadım - Karadenız Ekonomık Işbırlığı'nın Istanbul'dakı toplantı- sını hatırlasana 1 -Evet - Hanı Suleyman Bey benı dışlamıştı, anlaşmaya imza atmamı engellemıştı Cumhurbaşkanının anlaşmayı ım- zalama yetkısı yoktur Başbakan ımzalar" demıştı - Hatırladım Cumhurbaşkanım, sız ofkelenıp toplantıyı terk etmıştınız, basın da 'uluslararası duzeyde bır skan- daf'dıye olayın uzerıne gıtmıştı - Şımdı ıntıkamımı alıyorum - Alıyorsunuz - Gorsunler en buyuk kım' - Gorsunler Beyefendı - Hadı bıraz denıze gırelım - Gırelım Sayın Cumhurbaşkanım - Paletlerımı getırın • Karar verıldı Kımı gazetecının dılıyle "şok çağn" yapıl- dı Sız bu satırları okuduğunuz zaman Cumhurbaşkanı, hukumetı Dıyarbakır da toplayıp muradına ermış olacak, bakalım sonuçta ne çıkacak? Ozal "1 koyup 20 mı alacak''" Yoksa sıfıra sıfır elde sıfır mı kalacak? VEF^T Merhum, Hacıyusufzade Mehmet Beyın torunu, merhum Mehmet Alı Tecımer'ın ve merhume Leman Tecımer'ın kızı, merhume Emel Tecımer'ın, Omer Tecımer ve Sıbel Tecımer'ın ablaları Dıla Tecımer'ın halası, Aylın Pamuk'un annesı, Ruya Pamuk'un anneannesı, Orhan Pamuk'un kayınvalıdesı, Kâzım Turegün'un eşı NADİDE TÜREGÜN vefat etmıştır. Cenazesı 28 8 1992 gunu Teşvıkıye Camıı'nde kılınacak ıkındı namazından sonra Zıncırbkuyu Mezarhğı'na defnedılecektır AİLESİ Çelenk gönderılmemesı, arzu edenlenn Turk Eğıtım Vakfı'na bağışta bulunmaları nca olunur Ablamız, halamız NADİDE TÜREGÜlV'ü kaybettik. Çok özleyeceğiz. DİLA-ÖMER-SİBEL TECİMER II • • OLUM Geleceğı de gördum. Yokoluşu gördum Aşk, şıır ve muzıkle zamanın akışının dışına çıkmaya boşuboşuna çabaladığımı anladım. CEMALÖZPAMtR 1970-24.8.1992 DÜZELTME 27 6 1992 tarıhlı gazetemızde yayımlanan 49707 basın nolu Akçakoca lcra Daıresı ılamnda dosya nosu sehven 1992/124 olarak çıkmıştır, doğrusu 1992/125 olacakür Düzeltınz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle