Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 2 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ • * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
rkvrkf-ckctncı Bosna-Hersek'te Sırplarm giriştiği katliam dün Sultanahmet'te kalaba- sessiz kaldıkları vurgulandı. Buzlar arasına sıkışmış balinava gösterilen duyarlılığın Bosna-Hersek'teki katliama gösteril-
p r O l C S l O S U j,t bir grup tarafından protesto edildi. Sultanahmet Camigi'nde kıhnan mediğinin belirtildiği konuşmalar, gık sık "Ordu Bosna'ya", "Cihada hazırız" ve ''Bosna'da kan zulüm, ya tslam ya ölûm"
cuına namazından sonra tekbir getirerek avluda toplanan grup, Bosna-Hersek'te ölen Müslümanlar için gıyabi cenaze nama- sloganları ile kesildi. Geniş güvenlik önlemleri alan polis gösteriye müdahale etmedi. Grup, daha sonra olaysız bir şekilde da-
2iı kıldı. Daha sonra yapılan konuşmalarda, Birleşmiş Milletler'in ve ABD'nin Bosna-Hersek'te Sırplann yaptığı katliama ğıldı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
WâBaştarafi 1. Sayfada
önce, "Bir on gün ara verdik Bakanlar Kurulu toplantı-
farına, herkes hükümet çalışmıyor havasına girdi"
diyekarşılıyor.
Bir gazetenin manşetine duyarlılık gösteren hükümetin
jleri kanadı, örneğin ANAPGenel Başkanı Mesut Yılmaz-
ın hükümeti vurdumduymazlıkla suçlamasına tepki gös-
termiyor. Başbakan ile Başbakan Yardımcısı, Mesut Be-
yin gazetelerdeki eleştirilerini elbette görmüşlerdir. Ama,
onca tepki arasında "vurdumduymazlık" suçlamasını ya-
nıtlamıyorlar.
Mesut Bey, sert muhalefete geçip böylesine keskin irde-
lemeler yapınca Başbakanın apartopar Bakanlar Kurulu'-
nu toplayacağı kanısınakapılmışolabilir. Nevarki, Başba-
kan Istanbul'da kalmayı, Başbakan Yardımcısı ise ertele-
diği söylenen Şırnak gezisine çıkmayı yeğliyorlar.
Alayımsı ilk cümlesinden sonra Başbakan Demirel,
eleştirilere karşı görüşleri sıralıyor.
"Hükümet, Şırnak olaylan oluyor diye toplansa, acaba
eşkıyanın istediğini yapmış olmaz mı? Bu, bir " diyor.
"Ikincisi" diye sürdürüyor: "Ben kaybolup gitmedim.
Ben varım. Onu ispatlamaya çalışmıyorum. Sonra ben
Jört defa Olağanüstü Hal Valisi yle konuştum. Olağanüstü
Hal Valisi Şırnak 'taydı. içişleri Bakanı yla her saat başı ko-
nuştum. Bakan işinin başında.
Yani, biz buralarda keyfediyor değiliz. Biz de işimizin
başındayız. Üstelik Şırnak 'ta ilk defa oluyor değil olaylar.
Kabineyi bir hafta önce topladık. Her şeyi, muhtemel
olayların hepsini konuştuk. Ona göre tedbirlerimizi de ko-
nuştuk."
Demirel, "Gezdiler, tozdular, oynadılar" suçlamasını
ses tonuyla fazla sokaksı buluyor.
Türkiye içinden
İçişleri Bakanı Sezgin'in istihbarat zayıflığı ya da nok-
sanlığını açık yüreklilikle açıklamasından sonra, Başba-
kan Demirel istihbaratm kolay iş olmadığını belirtiyor.
Telefon söyleşimizde bizeteröristlerin korku salmak ama-
cıyla "haber vereni öldürdüklerini" söylüyor.
Irak sınırını aşarak geldikleri yolundaki bilgilere ters dü-
şen irdelemeler yapıyor Demirel:
"Alakası yok" diye başlıyor. "Türkiye içinde 2.700 kişi
bunlar. Zaten Türkiye'ninkavgasısınırınötetarafındakiyle
değil. Dağlara çıkmış, sığınmış 2.700 kişiyle. Sekiz ay once
Meclis kürsüsunden söylediğim gibi elinde silah dağlarda
gezen 2.700 kişiyle. Adamlar içerde, dışardan gelmiyor."
llkresmihaberlerŞırnak'ı 1.000-1.500teröristinbastığını
gösteriyordu. Başbakan, "O kadar" olmadığını söyledik-
ten sonra, "Neden o kadar kalabalık olsunlar? 150-200 kişi
böyle birpatırtıya yetiyor" diyor.
Erdal Inönü'nün olayı ele alış biçimi değişik. "Hükümet
nerede" sorusunu gülümseyerek dinliyor.
"Dün o gazeteci arkadaşlarla yemekteydik, hükümet
nerede diye sordular. Onlara da söyledim. Bu eleştiriler
Bakanlar Kurulu 'nun hükümet kurulduğundan beri toplan-
masından kaynaklanıyor" diye başlıyor irdelemelerine.
Demirel'e oranla daha farklı bir yaklaşımda Erdal İnönü.
Sözlerini, "Toplantılara on gün ara vermekten ne çıkar?
Herkes görevinin başında. Her konuda hükümet toplana-
rak olaylara baktığı havası yayıldığı için, bugünku durum
yadırganıyor" diye sürdürüyor.
Son cümleleri şöyle: "Olaylar kolay bitmeyecek. Önü-
müzdeki pazartesi Bakanlar Kurulu toplanıyor."
Gelecek hafta Meclis de olağanüstü toplanıyor.
Siyasal havanın olağanüstü olaylarla olağanüstü ısın-
ması bekleniyor.
TURK
KALP
VAKFI
İçki ve sigaradan,
düzensiz beslenmeden
kaçınınız...
Tel: 275 12 44/45-248 58 66-Fax: 266 47 12
DOPLERÜ, RENKLİ EKOKARDİYOGRAFİ,
HOLTER, EFORLU, EFORSUZELEKTRO...
En ileri Standartlarda Kalp
Sağlığı Hizmetleri Sunar.
Tel. 275 12 44/45 - 248 58 66
TÜRK KALP VAKFI Fax:
266 47 12
Incirlik'te yoğun hareketlilik
• Ankara'nın, Irak'a karşı olan bir harekât sırasın-
da*İncirlik'in kullanılmasına yeşil ışık yakmaması-
na karşın, üste yoğun bir hareketlilik göze çarpıyor.
UFUKTEKIN
ADANA (Cumhuriyet Büro-
su) - Irak'a, ABD'nin öncülü-
ğünde yeni bir müdahale olası-
lığının gûçlenmesiyle birlikte
İncirlik Üssü'nde 'savaşa hazır-
lık' anlamına gelebilecek yoğun
bir hareketlilik başladı. Üste
bir süredir konuşlu Çekiç
Güç'e bağlı uçaklann Kuzey
Irak a yönelik uçuşlanna son
günlerde "tank düşmanı savaş
uçaklan'nın da katılmaya baş-
laması dikkati çekerken Ameri-
kalı askeri yetkililerin, İncirlik
Üssü'ndeki yakıt stoklannı art-
urmaya çalıştıklan öğrenildi.
ABD'li yetkililerin, Incirlik
Üssü'ne petrol taşıyan boru
hattının bir an önce onanlması
için talimat verdiği belirtildi.
Bağdat yönetıminin Irak'ın
gûneyinde oturan Şiilere karşı
başlattığı saldınyı kesmek ama-
cıyla, 1,5 yıl aradan sonra tek-
rar gündeme gelen Irak'a
müdahale, dikkatlerin tekrar
Adana'daki İncirlik Üssü'ne
çekılmesıne yol açü. Irak'a mü-
dahale sırasında Türkiye Cum-
huriyeti hükümetinin verdiği
izınle kullanılan İncirlik Üssü'-
nde, eskisi kadar olmasa da hıs-
sedilir biçimde bir hareketlilik
görülmeye başlandı. Kuzey
Irak'taki Kürtleri, Bağdat hü-
kümetinin saldınlanna karşı
korumak amaayla ABD'nin
öncülüğünde 30 Eylüj 1991'de
oluşturulan Çekiç Güç'e bağlı
savaş uçaklannın bu ülkeye yö-
nelik "gözleırT ve 'güvenlik'
uçuşlanna son bir haftadır
tanklara karşı kullanılan T-10
savaş uçaklan da katılmaya
başladı. Üs yakınlanndan da
gözlenebilen Çekiç Güç'e bağlı
savaş uçaklannın Irak'a yöne-
lik uçuşlanna, haberleşmeyi
sağlamak amacıyla AWAÇS ti-
pi 3 uçak da eşlik ediyor. Üsten
bir ilgili, Çekiç Güç'ün görev
alanına giren Kuzey Irak'a yö-
nelik güvenlik uçuşlan için 'sa-
vaşa hazırlık' yorumunun ya-
pılmasının 'abartılı' olacağını
söyledi. Bu yoruma karşın
ABD, İngiltere, Fransa ve Tür-
kiye'ye ait F-16, F-III, Jaguar,
Mirage ve F-4 tipi savas uçakla-
nnın uçuşlanna T biçımindeki
tank tahrip edici uçaklann da
katılmaya başlaması dikkati çe-
kiyor.
Boru hattına tamirat
ABD'li asken yetkililerin,
hırsızlık yapmak amaayla deli-
nen petrol boru hattının bir an
önce tamir edilmesi konusunda
da emir verdiği belirtildi. Yu-
murtalık'ta özel olarak yapılan
askeri liman ile İncirlik Üssü
arasındaki bağlanüyı sağlayan
petrol boru hattının tahrip edil-
mesi konusunda daha önce üs
mühendislik birimi tarafından
bir rapor hazırlandığı, ancak
uygulanması zaman alacağı
için ivedi bir çalışma yapılması-
run istendiği belirtildi.
İncirlik Üssü'nün yakıt tüke-
timinin yakında artacağı bek-
lentisine bağb olarak gündeme
gelen bu gelişmelerin yanı sıra
üstte Çekiç Güç'e bağlı kara,
hava, deniz askerlerinin (1800)
dışındaki Amerikalı asker trafi-
ğinde de bazı değişmeier oldu-
ğu bildiriliyor. ABD'nin Av-
rupa'daki üslerinden geliş-
gıdişlerin de yoğunlaştığını bil-
diren bir ilgüı, "Bir hazırlık ol-
duğu kanısı var. Ancak savaş
sırasındaki kadar değil" dedi.
Heykeltraş Müridoğlu öldü
Kültür Servisi - Cumhuriyet
döneminin ilk heykeltıraşlann-
dan Zühtü Müridoğlu önceki
gün öldü. Göztepe'deki evinde
gece saat 01.00'de banyo yapar-
ken yaşamını yitiren Müridoğ-
lu, 86 yaşındaydı. Zühtü Müri-
doğlu için pazartesi günü saat
10.30'da Mimar Sinan Üniver-
sitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi'nde bir tören yapılacak.
Erenköy Galippaşa Camii'nde-
ki öğle namazından sonra Ya-
kacık mezarlığında toprağa
venlecek.
Eşini 17 yıl önce yitiren Züh-
tü Müridoğlu, yalnız yaşıyor-
du. Hafız Mehrnet Efendi'nin
oğlu olan ünlü heykeltıraş, 26
Ocak 1906 yılında İstanbul'da
doğdu. Sanayi-i Nefıse Mek-
tebi'nde heykel öğrenimi
gördü.(1924- 28)Ihsan Ozsoy-
un öğrencisi olan Zühtü Müri-
doğlu, aralannda Ratip Aşir
Acudoğlu, Hadi Bara, Nusret
Suman ve ilk kadın heykelcimiz
Sabiha Bengütaş'ın da bulun-
duğu Cumhuriyet döneminin
ilk heykeltıraşlanndan.
Avrupa bursunu kazanarak
gittiği Paris'te Collarossi Aka-
demisi'nde Marcel Gimond'un
atölyesinde çahşü. (1928-32).
Türkiye'ye dönüşünde Alay
Köşkü'nde açüğı (1932) ilk kişi-
sel sergisi, aynı zamanda Tür-
kiye'de açılan ilk heykel sergisi
oldu. Ülkemizde heykel sanau-
nın gelişmesine önemli katkılan
oldu. İlk dönem yapıtlannda
A. Maillol'un düzen ve uyu-
mundan etkilendi. Figüratif
heykellerinde yumuşak bir ha-
cimlendirme yöntemi kullandı.
1936'da İstanbul Arkeoloji
Müzesi heykelciliğine. 1940'ta
DGSA heykel bölümü öğret-
menligine, 1955'te Ağaç Uygu-
lama Atölyesi'nin başına geti-
rildi; aynı kurumda profesör
oldu.(1969) DGSA'dan 1971 yı-
lında emekli oldu ancak 1974'e
dek görevini sürdürdü.
D Gnıbu'nun kuruculan
arasında tek heykelci olan Mü-
ridoğlu, o yıllarda fıgür anlayı-
şını bırakarak, önceleri küçük
pışmiş toprakla başlayan çabş-
malannı. ağaç yontarak ve ba-
kır döverek sürdürdü. İlk soyut
çahşmalannı 1950'den sonra
yapmaya başladı. 1950'lerinor-
talannda geometrik soyuta
yöneldı ve heykel aianında bu
SARIYER'İN BAYAN EMNİYET AMİRİ
Türki\e'nin ilk kadın emniyet \tmin tnci Akso>, çabştığı işte gayret gösteren her kadının başaniı
olabileceğini söylüyor. Çoresinden her zaman destek gördüğünii sö\leyen Akso\, kadın olması-
nın işinde hiçbir zaman dezavantajlı bir durum yaratmadığını söyledi.(HATİCE TLNCER)
Karakolbaşındabir 'inci'İstanbul Haber Servisi- Tür-
kiye'nin ilk bayan emniyet ami-
ri İnci Aksoy dün Emniyet
Müdürlüğü binasında İstanbul
Valisi Hayn Kozakçıoğlu'na
takdim edildikten sonra görevi-
ne başladı. Takdimde İstanbul
Emniyet Müdürii Necdet Men-
zirde bulundu. Ha>ri Kozakçı-'
oğlu Türk kadınmın itibannın
Atatürk'ün istediği biçimde her
gün daha da arttığını belirttik-
ten sonra "Kadın polislerimız
genellikle büro ışlerinde görev
alıvorlardı. Bu safhayı değiştiri-
yoruz. İlk kez tüm gûvenlikten
sorumlu olarak İnci Hanım'ı
getiriyoruz. Kamuoyu İnci Ha-
nım'a güvenecek. İncı Aksoy'-
un erkek meslektaşlanndan
geri kalmayacağını göreceksi-
niz" dedi. Emniyet Müdürii
Necdet Menzir de, göreve gelişi
sırasında hayata geçirmeyi
planladığı düşünceleri bir bir
uygulamaya koyduğunu söyle-
di. Bunlardan birisinin de şu
anda hayata geçtiğini belirten
Menzir. înci Aksoy'un son de-
rece başanlı oiacağına inandığı-
nı söyleyerek. "Polis halk ilişki-
lenndeki aksamalann bir süre
sonra Sanyer'den başlayarak
en aza indiğini göreceksiniz.
Aksoy. diğer meslektaşlanna
örnek olacaktır" diye konuştu.
Sanyer Emniyet Amirliği'ne
atanan İnci Aksoy ise, bu göre-
ve getirilişinden dolayı son de-
rece gunır duyduğunu belirte-
rek. "Kanunlar çerçevesinde,
halkla el ele ve içiçe görevimi la-
yığıyla yerine getireceğime söz
veriyorum" dedi.
İnci Aksoy vilayetteki tören-
den sonra Vali Hayri Kozakçı-
oğlu'nun izniyle yeni görev ye-
nnde basın mensuplannın çe-
şitli sorulannı yanıtladı. Tür-
kiye'de ilk kadın emniyet amiri
oluşunu bir şans olarak nitele-
di. Eşinin, emniyet amiri oluşu-
na tepkisinin ne olduğu şekhn-
deki soruya, haberi aldığında
eşinin destegıni istediğini, onun
desteğine ıhtiyacı olduğunu
söylediğini belirterek "Çünkü
ben yeri gelecek gece geç gidece-
ğim veya eve hiç gidemeyece-
ğim. Evdeki sorumluluklanm,
görevlerim aksayacak" diye
konuştu.
Aksoy. eşinin de emni-
yet mensubu olması nedeniyle
emniyetteki işlerin yoğunluğu-
nu bildiğini söyledi.
HAVADURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DÂ
Mcteoroloıi Genel Mü-
dürtûğü'nden alınan bilgt-
ye g t o bûtûn bölgeienmız
az bjlutlu ve açık gece-
cek. Hava sıcaklığında
önenlı txr deŞışiklık ofma-
yac» Rûzgâr, kuzey ve
doğt yurdan güneyınde
gûr»«y ve batı yönlerden
hafrt ara sıra orta kuvvet-,
teeacek Denızterımızde
St Petersourg
ç Ooğu Karadenız ile Ege'de yıldız ve poyrazdan 3-5, yer yer 6 kuvve-
tindkf saatte 10-21, yer yer 27 denız mılı hızla esecek Van Gölü'nde hava,
az bulutiu geçecek.
Amsterdam
Amman
Atına
Bajdat
yaOmuriu sıslı A-açık B-bulutlu G-gûneşt K-*artı S-ast Y-yatmurtu
Cenevre
frarMurt
LefVoşa
Peterstıurj
Lontra
Madnd
Mılano
Mostova
Mûn*
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Roma
Vryara
Zûnh
Y 21°
A 37°
A 35°
A 40°
Y 22°
B 24°
B 22°
A 40°
Y 24°
Y 30°
A 27°
A 30°
B 26°
B 23°
Y 19°
Y 2 4
o
B 25°
A 44°
A 31°
B 26°
B 25°
Türkiye'den
• Boştaraft 1. Sayfada
nn böylesi bir ilke karanna var-
dıklannı, yakında bu çatı kuru-
luşun oluşturulacağını ifade
etti.
Ganiç, uluslarası askeri mü-
dahalenin sınırlı bir mühahele
olması gerektiğini, kendilerinın
yahıızca belli Şırp hedeflerinin
uçaklarla tahrip edilmesini ta-
lep ettiklerini belirtti. Eyüp
Ganiç, "Saldırganın ağır topla-
n ve tanklan var. Ancak bunlar
yer altında saklanıyor, hareket-
lideğiller"dedi.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
anlayışın Türkıye'deki ilk tem-
silcilerinden oldu. Sonraki yıl-
larda yeniden figüre döndü.
Sanatçınm heykelin yanı sıra çi-
zim ve seramik çalışmalan ile
anıt heykelleri bulunuyor.
Küçük boyuttaki heykelle-
nnden başka Beşiktaş'taİci Bar-
baros anıtı. (1942 Hadı Bara
ile), Zonguldak'taki Atatürk
anıtı ve İnönü heykeli (1946
Hadi Bara ile), Anıtkabir bü-
yük merdivenin batı yönünde-
ki kabartma (1953), Büyü-
kada'daki ve Muş'taki
Atatürk heykelleri (1965) gibi
büyük kompozisyonlar ger-
çekleştirdi.
1953'te Londra Çağdaş Sa-
natçılar Enstitüsü tarafından
düzenlenen uluslararası heykel
yanşmasında "Bilinmeyen Si-
yasi Esir" adlı yapıtıyla ödül
kazandı. 1963- 67 arasında
"Mezar Taşı" adını verdiği bir
dizi soyut heykel gerçekleştirdi.
1970'de soyut heykellerin yanı
sıra aynnüdan annmış figüratif
heykeller de yapmaya başladı.
1970'lerin ikinci yansında
küçük boyutlu kil heykelcikler
yaptı. 1980'lerdede figüratif ve
soyut çalışmalannı birlikte sür-
dürdü.
Birçok anıt projesinde derece
kazanan Müridoğlu. 1940'taki
ll.Devlet Resim Heykel Ser-
gisi'nde birincilik, 1956'daki
17.sergide ikincilik, 1966'daki
5.Tahran Bienali'nde İran Sa-
nat ve Kültür Bakanlığı'nın
heykel ödülünü kazandı. Ünlü
heykelüraş, 1979'da Sedat Si-
mavi Vakfı Plastik Sanatlar
Ödülü'nü. 1981'de Atatürk Sa-
nat Armağanı'nı ve aynı yıl
Kültür Bakanlıgı Başan
Ödülü'nü aldı.
Zühtü Müridoğlu, geçen yıl
27 ağustosta gazetemizde ya-
yınlanan röportajında, atölye
olarak da kullandığı evinde ça-
lışırken. heykelcilikte değişken
tavnnı sürdürdüğünü belirte-
rek, artık balerinlerden bıktığı-
nı, "arpacık kumrusu" gjbi
oturmuş ne yapacağını düşün-
düğünü anlatmışü. Heykel yap-
manın güç olmadışnı söyleyen
Müridoğlu, "Güçlük, heykelin
size ulaşabilmesinde. Yapüğım
bir.heykelin yüzde 98'i döküm
aşamasında gıdiyor. Malzeme
olarak ahşap severim, ama ar-
tık zorluyor. Balkonda bir dut
kütüğüm var. Ömriim vefa
ederse onu yontacağım" demiş-
ü.
Zühtü Müridoğlu, Yapı Kre-
di Yayınlan'nın "Ustalar"dizi-
sinde bu yıl yayınlanan çizimle-
ri ve acıklamalannın yer aldığı
'Zühtü Müridoğlu Kitabı' nın
son sayfasındaki yazıda ise şun-
lan diyordu:
"Geldik 1986'ya. Yaş seksen.
Bu seksen yıllık yaşamımda ya-
kınacak bir durum pek olmadı
sanınm. Şanslı bir adamdım.
Çizimlerin başında da anlattım
ya, huysuz, vırvıra bir veledin
onsekiz yaşına dek her aklına
geleni yapmasını hoş karşılaya-
cak kaç ana- baba vardır? Bir
gün 'ben heykelci oldum" diye
gelince, Hafız Mehmet Efendi
hiç karşı çıkmayacak, olacak
şey mi bu? 34 yaşında Aka-
demi'ye hoca olacaksın, hemen
hemen her konuda anlaştığın
bir eş bulacaksın ve 62 yıl çalış-
ma olanağın olacak, daha ne
isteyebilirim bu dünyada?.'
• Baştarafi I. Sayfada
Dün olduğu gibi bugün de Kürt sorunu, Batt ülkeleri,
çokuluslu diplomasi ağları içinde görünüyor.
Sorun, yalnızca Kürtler ve yalnızca Türklerle ilgili de-
ğildir. Böyle olsaydı sorunun çözümü hiç şüphesiz çok
kolay olurdu.
Araya binbir türlü çıkar ve değişik stratejiler giriyor.
Dün öyle oldu, bugün de böyle oluyor.
Kürt sorununun çözümü Şırnak'ta değil, VVashington'-
da, Paris'te, Bonn ve Berlin'dedir.
Sorun, yalnızca Güneydoğu ile ilgili yerel nitelikte bir
sorun da değildir.
Kürt kökenli yurttaşlarımız, Türkiye'nin hemen hemen
her ılınde yaşıyorlar. örneğin, istanbul'un yalnızca bir
semtindeki Kürt sayısı Şırnak'taki Kürt sayısından kat kat
tazladır.
Istanbul'da olduğu gibi Ankara ve Izmir gibi büyük
kentlerde de milyonlarca Kürt yaşıyor.
Bu milyonlarca Kürdün bir kısmı devlet kurumlarında
memur, kamu ve özel sektörde işçi olarak çalışıyor. Ünlü
holdinglerin sahipleri Kürt işadamları Türk burjuvazisi-
nin bol kazançlı katmanlarında dolaşıyorlar.
Bakanlar Kurulu'nda Kürt bakanlar, TBMM'de Kürt
milletvekılleri, silahlı kuvvetlerde çeşitli rütbelerde Kürt
subaylar ve general rütbesinde Kürtler var.
Kürt sorunu yerel bir sorun değil, Türkiye genelindeki
bütün bu toplum kesimlerini de kapsıyor.
öyleyse ne yapmalı?
Bu gibi sorunlar, emperyalist siyasetlerin çıkar ağla-
rından kurtulmadıkça çözüm kolay değildir. Bu yüzden
bölgedekı, çokuluslu çıkarlar sürdükçe, bu sorun da ya-
şanacaktır.
Komşu ülkelerle aramızda -su sorunu gibi- sorunlar
yaşandıkça Suriye ve Irak, bu terör örgütlerine her türlü
lojistik desteği saglayacaklardır.
Terörün önlenmesi için ve Kürt sorunundan Batılı hü-
kümetler ile komşu ülkelerin ellerini çekmeleri için siya-
£al çözümler gerekiyor.
Bu çözüm yollarını bulmak, taraflara benimsetmek ve
uygulamak da çok güç bir olay.
Bu çıkar ilişkileri sürdükçe Kürt sorunu da yaşanacak-
tır. Bu bir maraton; bu maratona hazırlıklı olmak gerekir.
Terör, Kürt sorununun yalnızca bir bölümüdür.
Sorun, demokrasi içinde çözülecektir.
Kürtlere, kültürel kimliklerini geliştirmek için gerekli
olan bütün hak ve özgürlükler verilmelidir. Bu da altında
imzamız bulunan "Paris Şartı"nın da bir gereğidir.
AGİK sürecinde Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin
başka türlü davranması da olanaksızdır.
Bu yüzyılda, bu tür hakların yasaklanması ile hiçbir so-
run çözülmez.
Çözülmemiştir de...
AGİK süreci ve Paris Şartı, Kürtlere, demokratik hakla-
rına kavuşmak ve kültürel kimliklerini geliştirmek için
bulunmaz bir ortam yarattı.
PKK terörü tam bu günlerde arttı.
Ve artıyor.
Yakın tarihe şöyle bir bakın; Kurtufuş Savaşı'ndan son-
ra Kürtlere belki de kültürel hakları verilecekti. Bugün,
gün ışığınaçıkan ve yayımlanan gizli yazışmalar, Ankara
hükümetinin, en azından, o tarihte, böyle bir yaklaşım
içinde olduğunu gösteriyor.
Ankara.hükümetinin görüş değiştirmesinin ana nede-
ni, herhalde, bölgedeki Ingiliz çıkarları ve sonuçta, Ingi-
lizlerin işlerine yarayan "Şeyh Sait Ayaklanması" ve bu
ayaklanmayı izleyen bir dizi ayaklanmadır.
Bu ayaklanmalar olmasa, tarihin akışı başka türlü de
olabilirdi.
Bugün de aynı endişeleri taşımamak elde değil.
Kürt sorunu, AGİK sürecinde çözüme kavuşacakken
etnik terör, bu anlaşmaları ve uzlaşmaları önlüyor.
önlediği gibi Türkler ve Kürtler arasında büyük kent-
lerde çatışmaların çıkmasını körüklüyor.
Türkiye genelinde Türk-Kürt çatışması çıkarsa bundan
kim kazançlı çıkar?.
Türkler mi? Kürtler mi?
Yoksa Türklere ve Kürtlere aynı uğursuz tuzaklan ku-
ran emperyalizmin eski sabıkalılan mı? Kimler?
18 PKK'h yakalandı
GAZİANTEP (Cumhuriyet-
Giiney İUeri Bürosu) - Gazıan-
tep ve Kahramanmaraş'ta, ya-
sadışı PKK örgütüne üye ol-
duklan ve eyiemlere hazırlan-
dıklan öne sürülen 18 kişinin
yakalandığı bildirildi.
Emniyet Müdürlüğü açıkla-
masında, çeşitli tarihlerde polis,
jandanna, kamu kurum ve ku-
nıluşlanna ait binalara sansas-
yonel nitelikh eylemde bulun-
mak, kırsal alana adam götür-
mek, şehir merkezi ile kırsal
alan arasında kuryelik yapmâk
gibi faaliyetlerde bulunan örgü-
tün eylem hazırlığı sırasında
yakalandıklan bildirildi.
Aynca op>erasyonlann deva-
mı sırasında Kahramanmaraş'-
ın Pazarcık ilçesinde, kırsal
alanda örgütün dağ kadrosun-
da bulunan 'Divan' kod adlı
Mehmet Öztoprak ile birlikte
örgüte yardım ve yataklık eden
Mehmet Kozan, Yasin Kurt,
Mustafa İnce, Hüseyin Kara-
boyun, Ramazan Kaya, Ahmet
Becet, Mehmet Becet ve Saim
Çiftçı'nin de yakalandığı kay-
dedildi. Nizip ilçesinde de Bel-
kıs İlkokulu ve Ticaret Lisesi
bahçesindeki gönderde bulu-
nan Türk bayrağını indirip ye-
rine PKK bayrağını asan ve
eylem haarhğında olduklan
tespit edilen Ali Aslan, İsmet
Aslan, Murat Tören, Abdur-
rahman Yılmaz, Doğu Şen ve
Rahmetullah Kahraman yaka-
landı.
Yanıt
• Boştarafi 1. Sayfada
8Uzun bir hazırlık
ve prova gerektiren
böyle bir baskından,
bölgede istihbarata
her gün milyonlarca
lira harcayan devletin
neden haberi olmadı?
Bunun sorumlusu
kim ya da kimler?
ÖOlaylar süresince
kentte kaç konut, kaç
işyeri zarar gördü?
Halkın ve devletin
maddi kaybı ne ka-
dar? Halkın uğradığı
zarar nasıl karşılana-
cak?
10Şırnak'ın kapıla-
n kamuoyuna ne
zaman açılacak? Ga-
zeteciler ve televiz-
yoncular Şırnaklılarla
ne zaman konuşacak?