29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ • * * * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 rkvrkf-ckctncı Bosna-Hersek'te Sırplarm giriştiği katliam dün Sultanahmet'te kalaba- sessiz kaldıkları vurgulandı. Buzlar arasına sıkışmış balinava gösterilen duyarlılığın Bosna-Hersek'teki katliama gösteril- p r O l C S l O S U j,t bir grup tarafından protesto edildi. Sultanahmet Camigi'nde kıhnan mediğinin belirtildiği konuşmalar, gık sık "Ordu Bosna'ya", "Cihada hazırız" ve ''Bosna'da kan zulüm, ya tslam ya ölûm" cuına namazından sonra tekbir getirerek avluda toplanan grup, Bosna-Hersek'te ölen Müslümanlar için gıyabi cenaze nama- sloganları ile kesildi. Geniş güvenlik önlemleri alan polis gösteriye müdahale etmedi. Grup, daha sonra olaysız bir şekilde da- 2iı kıldı. Daha sonra yapılan konuşmalarda, Birleşmiş Milletler'in ve ABD'nin Bosna-Hersek'te Sırplann yaptığı katliama ğıldı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK WâBaştarafi 1. Sayfada önce, "Bir on gün ara verdik Bakanlar Kurulu toplantı- farına, herkes hükümet çalışmıyor havasına girdi" diyekarşılıyor. Bir gazetenin manşetine duyarlılık gösteren hükümetin jleri kanadı, örneğin ANAPGenel Başkanı Mesut Yılmaz- ın hükümeti vurdumduymazlıkla suçlamasına tepki gös- termiyor. Başbakan ile Başbakan Yardımcısı, Mesut Be- yin gazetelerdeki eleştirilerini elbette görmüşlerdir. Ama, onca tepki arasında "vurdumduymazlık" suçlamasını ya- nıtlamıyorlar. Mesut Bey, sert muhalefete geçip böylesine keskin irde- lemeler yapınca Başbakanın apartopar Bakanlar Kurulu'- nu toplayacağı kanısınakapılmışolabilir. Nevarki, Başba- kan Istanbul'da kalmayı, Başbakan Yardımcısı ise ertele- diği söylenen Şırnak gezisine çıkmayı yeğliyorlar. Alayımsı ilk cümlesinden sonra Başbakan Demirel, eleştirilere karşı görüşleri sıralıyor. "Hükümet, Şırnak olaylan oluyor diye toplansa, acaba eşkıyanın istediğini yapmış olmaz mı? Bu, bir " diyor. "Ikincisi" diye sürdürüyor: "Ben kaybolup gitmedim. Ben varım. Onu ispatlamaya çalışmıyorum. Sonra ben Jört defa Olağanüstü Hal Valisi yle konuştum. Olağanüstü Hal Valisi Şırnak 'taydı. içişleri Bakanı yla her saat başı ko- nuştum. Bakan işinin başında. Yani, biz buralarda keyfediyor değiliz. Biz de işimizin başındayız. Üstelik Şırnak 'ta ilk defa oluyor değil olaylar. Kabineyi bir hafta önce topladık. Her şeyi, muhtemel olayların hepsini konuştuk. Ona göre tedbirlerimizi de ko- nuştuk." Demirel, "Gezdiler, tozdular, oynadılar" suçlamasını ses tonuyla fazla sokaksı buluyor. Türkiye içinden İçişleri Bakanı Sezgin'in istihbarat zayıflığı ya da nok- sanlığını açık yüreklilikle açıklamasından sonra, Başba- kan Demirel istihbaratm kolay iş olmadığını belirtiyor. Telefon söyleşimizde bizeteröristlerin korku salmak ama- cıyla "haber vereni öldürdüklerini" söylüyor. Irak sınırını aşarak geldikleri yolundaki bilgilere ters dü- şen irdelemeler yapıyor Demirel: "Alakası yok" diye başlıyor. "Türkiye içinde 2.700 kişi bunlar. Zaten Türkiye'ninkavgasısınırınötetarafındakiyle değil. Dağlara çıkmış, sığınmış 2.700 kişiyle. Sekiz ay once Meclis kürsüsunden söylediğim gibi elinde silah dağlarda gezen 2.700 kişiyle. Adamlar içerde, dışardan gelmiyor." llkresmihaberlerŞırnak'ı 1.000-1.500teröristinbastığını gösteriyordu. Başbakan, "O kadar" olmadığını söyledik- ten sonra, "Neden o kadar kalabalık olsunlar? 150-200 kişi böyle birpatırtıya yetiyor" diyor. Erdal Inönü'nün olayı ele alış biçimi değişik. "Hükümet nerede" sorusunu gülümseyerek dinliyor. "Dün o gazeteci arkadaşlarla yemekteydik, hükümet nerede diye sordular. Onlara da söyledim. Bu eleştiriler Bakanlar Kurulu 'nun hükümet kurulduğundan beri toplan- masından kaynaklanıyor" diye başlıyor irdelemelerine. Demirel'e oranla daha farklı bir yaklaşımda Erdal İnönü. Sözlerini, "Toplantılara on gün ara vermekten ne çıkar? Herkes görevinin başında. Her konuda hükümet toplana- rak olaylara baktığı havası yayıldığı için, bugünku durum yadırganıyor" diye sürdürüyor. Son cümleleri şöyle: "Olaylar kolay bitmeyecek. Önü- müzdeki pazartesi Bakanlar Kurulu toplanıyor." Gelecek hafta Meclis de olağanüstü toplanıyor. Siyasal havanın olağanüstü olaylarla olağanüstü ısın- ması bekleniyor. TURK KALP VAKFI İçki ve sigaradan, düzensiz beslenmeden kaçınınız... Tel: 275 12 44/45-248 58 66-Fax: 266 47 12 DOPLERÜ, RENKLİ EKOKARDİYOGRAFİ, HOLTER, EFORLU, EFORSUZELEKTRO... En ileri Standartlarda Kalp Sağlığı Hizmetleri Sunar. Tel. 275 12 44/45 - 248 58 66 TÜRK KALP VAKFI Fax: 266 47 12 Incirlik'te yoğun hareketlilik • Ankara'nın, Irak'a karşı olan bir harekât sırasın- da*İncirlik'in kullanılmasına yeşil ışık yakmaması- na karşın, üste yoğun bir hareketlilik göze çarpıyor. UFUKTEKIN ADANA (Cumhuriyet Büro- su) - Irak'a, ABD'nin öncülü- ğünde yeni bir müdahale olası- lığının gûçlenmesiyle birlikte İncirlik Üssü'nde 'savaşa hazır- lık' anlamına gelebilecek yoğun bir hareketlilik başladı. Üste bir süredir konuşlu Çekiç Güç'e bağlı uçaklann Kuzey Irak a yönelik uçuşlanna son günlerde "tank düşmanı savaş uçaklan'nın da katılmaya baş- laması dikkati çekerken Ameri- kalı askeri yetkililerin, İncirlik Üssü'ndeki yakıt stoklannı art- urmaya çalıştıklan öğrenildi. ABD'li yetkililerin, Incirlik Üssü'ne petrol taşıyan boru hattının bir an önce onanlması için talimat verdiği belirtildi. Bağdat yönetıminin Irak'ın gûneyinde oturan Şiilere karşı başlattığı saldınyı kesmek ama- cıyla, 1,5 yıl aradan sonra tek- rar gündeme gelen Irak'a müdahale, dikkatlerin tekrar Adana'daki İncirlik Üssü'ne çekılmesıne yol açü. Irak'a mü- dahale sırasında Türkiye Cum- huriyeti hükümetinin verdiği izınle kullanılan İncirlik Üssü'- nde, eskisi kadar olmasa da hıs- sedilir biçimde bir hareketlilik görülmeye başlandı. Kuzey Irak'taki Kürtleri, Bağdat hü- kümetinin saldınlanna karşı korumak amaayla ABD'nin öncülüğünde 30 Eylüj 1991'de oluşturulan Çekiç Güç'e bağlı savaş uçaklannın bu ülkeye yö- nelik "gözleırT ve 'güvenlik' uçuşlanna son bir haftadır tanklara karşı kullanılan T-10 savaş uçaklan da katılmaya başladı. Üs yakınlanndan da gözlenebilen Çekiç Güç'e bağlı savaş uçaklannın Irak'a yöne- lik uçuşlanna, haberleşmeyi sağlamak amacıyla AWAÇS ti- pi 3 uçak da eşlik ediyor. Üsten bir ilgili, Çekiç Güç'ün görev alanına giren Kuzey Irak'a yö- nelik güvenlik uçuşlan için 'sa- vaşa hazırlık' yorumunun ya- pılmasının 'abartılı' olacağını söyledi. Bu yoruma karşın ABD, İngiltere, Fransa ve Tür- kiye'ye ait F-16, F-III, Jaguar, Mirage ve F-4 tipi savas uçakla- nnın uçuşlanna T biçımindeki tank tahrip edici uçaklann da katılmaya başlaması dikkati çe- kiyor. Boru hattına tamirat ABD'li asken yetkililerin, hırsızlık yapmak amaayla deli- nen petrol boru hattının bir an önce tamir edilmesi konusunda da emir verdiği belirtildi. Yu- murtalık'ta özel olarak yapılan askeri liman ile İncirlik Üssü arasındaki bağlanüyı sağlayan petrol boru hattının tahrip edil- mesi konusunda daha önce üs mühendislik birimi tarafından bir rapor hazırlandığı, ancak uygulanması zaman alacağı için ivedi bir çalışma yapılması- run istendiği belirtildi. İncirlik Üssü'nün yakıt tüke- timinin yakında artacağı bek- lentisine bağb olarak gündeme gelen bu gelişmelerin yanı sıra üstte Çekiç Güç'e bağlı kara, hava, deniz askerlerinin (1800) dışındaki Amerikalı asker trafi- ğinde de bazı değişmeier oldu- ğu bildiriliyor. ABD'nin Av- rupa'daki üslerinden geliş- gıdişlerin de yoğunlaştığını bil- diren bir ilgüı, "Bir hazırlık ol- duğu kanısı var. Ancak savaş sırasındaki kadar değil" dedi. Heykeltraş Müridoğlu öldü Kültür Servisi - Cumhuriyet döneminin ilk heykeltıraşlann- dan Zühtü Müridoğlu önceki gün öldü. Göztepe'deki evinde gece saat 01.00'de banyo yapar- ken yaşamını yitiren Müridoğ- lu, 86 yaşındaydı. Zühtü Müri- doğlu için pazartesi günü saat 10.30'da Mimar Sinan Üniver- sitesi Güzel Sanatlar Fakül- tesi'nde bir tören yapılacak. Erenköy Galippaşa Camii'nde- ki öğle namazından sonra Ya- kacık mezarlığında toprağa venlecek. Eşini 17 yıl önce yitiren Züh- tü Müridoğlu, yalnız yaşıyor- du. Hafız Mehrnet Efendi'nin oğlu olan ünlü heykeltıraş, 26 Ocak 1906 yılında İstanbul'da doğdu. Sanayi-i Nefıse Mek- tebi'nde heykel öğrenimi gördü.(1924- 28)Ihsan Ozsoy- un öğrencisi olan Zühtü Müri- doğlu, aralannda Ratip Aşir Acudoğlu, Hadi Bara, Nusret Suman ve ilk kadın heykelcimiz Sabiha Bengütaş'ın da bulun- duğu Cumhuriyet döneminin ilk heykeltıraşlanndan. Avrupa bursunu kazanarak gittiği Paris'te Collarossi Aka- demisi'nde Marcel Gimond'un atölyesinde çahşü. (1928-32). Türkiye'ye dönüşünde Alay Köşkü'nde açüğı (1932) ilk kişi- sel sergisi, aynı zamanda Tür- kiye'de açılan ilk heykel sergisi oldu. Ülkemizde heykel sanau- nın gelişmesine önemli katkılan oldu. İlk dönem yapıtlannda A. Maillol'un düzen ve uyu- mundan etkilendi. Figüratif heykellerinde yumuşak bir ha- cimlendirme yöntemi kullandı. 1936'da İstanbul Arkeoloji Müzesi heykelciliğine. 1940'ta DGSA heykel bölümü öğret- menligine, 1955'te Ağaç Uygu- lama Atölyesi'nin başına geti- rildi; aynı kurumda profesör oldu.(1969) DGSA'dan 1971 yı- lında emekli oldu ancak 1974'e dek görevini sürdürdü. D Gnıbu'nun kuruculan arasında tek heykelci olan Mü- ridoğlu, o yıllarda fıgür anlayı- şını bırakarak, önceleri küçük pışmiş toprakla başlayan çabş- malannı. ağaç yontarak ve ba- kır döverek sürdürdü. İlk soyut çahşmalannı 1950'den sonra yapmaya başladı. 1950'lerinor- talannda geometrik soyuta yöneldı ve heykel aianında bu SARIYER'İN BAYAN EMNİYET AMİRİ Türki\e'nin ilk kadın emniyet \tmin tnci Akso>, çabştığı işte gayret gösteren her kadının başaniı olabileceğini söylüyor. Çoresinden her zaman destek gördüğünii sö\leyen Akso\, kadın olması- nın işinde hiçbir zaman dezavantajlı bir durum yaratmadığını söyledi.(HATİCE TLNCER) Karakolbaşındabir 'inci'İstanbul Haber Servisi- Tür- kiye'nin ilk bayan emniyet ami- ri İnci Aksoy dün Emniyet Müdürlüğü binasında İstanbul Valisi Hayn Kozakçıoğlu'na takdim edildikten sonra görevi- ne başladı. Takdimde İstanbul Emniyet Müdürii Necdet Men- zirde bulundu. Ha>ri Kozakçı-' oğlu Türk kadınmın itibannın Atatürk'ün istediği biçimde her gün daha da arttığını belirttik- ten sonra "Kadın polislerimız genellikle büro ışlerinde görev alıvorlardı. Bu safhayı değiştiri- yoruz. İlk kez tüm gûvenlikten sorumlu olarak İnci Hanım'ı getiriyoruz. Kamuoyu İnci Ha- nım'a güvenecek. İncı Aksoy'- un erkek meslektaşlanndan geri kalmayacağını göreceksi- niz" dedi. Emniyet Müdürii Necdet Menzir de, göreve gelişi sırasında hayata geçirmeyi planladığı düşünceleri bir bir uygulamaya koyduğunu söyle- di. Bunlardan birisinin de şu anda hayata geçtiğini belirten Menzir. înci Aksoy'un son de- rece başanlı oiacağına inandığı- nı söyleyerek. "Polis halk ilişki- lenndeki aksamalann bir süre sonra Sanyer'den başlayarak en aza indiğini göreceksiniz. Aksoy. diğer meslektaşlanna örnek olacaktır" diye konuştu. Sanyer Emniyet Amirliği'ne atanan İnci Aksoy ise, bu göre- ve getirilişinden dolayı son de- rece gunır duyduğunu belirte- rek. "Kanunlar çerçevesinde, halkla el ele ve içiçe görevimi la- yığıyla yerine getireceğime söz veriyorum" dedi. İnci Aksoy vilayetteki tören- den sonra Vali Hayri Kozakçı- oğlu'nun izniyle yeni görev ye- nnde basın mensuplannın çe- şitli sorulannı yanıtladı. Tür- kiye'de ilk kadın emniyet amiri oluşunu bir şans olarak nitele- di. Eşinin, emniyet amiri oluşu- na tepkisinin ne olduğu şekhn- deki soruya, haberi aldığında eşinin destegıni istediğini, onun desteğine ıhtiyacı olduğunu söylediğini belirterek "Çünkü ben yeri gelecek gece geç gidece- ğim veya eve hiç gidemeyece- ğim. Evdeki sorumluluklanm, görevlerim aksayacak" diye konuştu. Aksoy. eşinin de emni- yet mensubu olması nedeniyle emniyetteki işlerin yoğunluğu- nu bildiğini söyledi. HAVADURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DÂ Mcteoroloıi Genel Mü- dürtûğü'nden alınan bilgt- ye g t o bûtûn bölgeienmız az bjlutlu ve açık gece- cek. Hava sıcaklığında önenlı txr deŞışiklık ofma- yac» Rûzgâr, kuzey ve doğt yurdan güneyınde gûr»«y ve batı yönlerden hafrt ara sıra orta kuvvet-, teeacek Denızterımızde St Petersourg ç Ooğu Karadenız ile Ege'de yıldız ve poyrazdan 3-5, yer yer 6 kuvve- tindkf saatte 10-21, yer yer 27 denız mılı hızla esecek Van Gölü'nde hava, az bulutiu geçecek. Amsterdam Amman Atına Bajdat yaOmuriu sıslı A-açık B-bulutlu G-gûneşt K-*artı S-ast Y-yatmurtu Cenevre frarMurt LefVoşa Peterstıurj Lontra Madnd Mılano Mostova Mûn* Oslo Pans Prag Rıyad Roma Vryara Zûnh Y 21° A 37° A 35° A 40° Y 22° B 24° B 22° A 40° Y 24° Y 30° A 27° A 30° B 26° B 23° Y 19° Y 2 4 o B 25° A 44° A 31° B 26° B 25° Türkiye'den • Boştaraft 1. Sayfada nn böylesi bir ilke karanna var- dıklannı, yakında bu çatı kuru- luşun oluşturulacağını ifade etti. Ganiç, uluslarası askeri mü- dahalenin sınırlı bir mühahele olması gerektiğini, kendilerinın yahıızca belli Şırp hedeflerinin uçaklarla tahrip edilmesini ta- lep ettiklerini belirtti. Eyüp Ganiç, "Saldırganın ağır topla- n ve tanklan var. Ancak bunlar yer altında saklanıyor, hareket- lideğiller"dedi. GOZLEM UĞUR MUMCU anlayışın Türkıye'deki ilk tem- silcilerinden oldu. Sonraki yıl- larda yeniden figüre döndü. Sanatçınm heykelin yanı sıra çi- zim ve seramik çalışmalan ile anıt heykelleri bulunuyor. Küçük boyuttaki heykelle- nnden başka Beşiktaş'taİci Bar- baros anıtı. (1942 Hadı Bara ile), Zonguldak'taki Atatürk anıtı ve İnönü heykeli (1946 Hadi Bara ile), Anıtkabir bü- yük merdivenin batı yönünde- ki kabartma (1953), Büyü- kada'daki ve Muş'taki Atatürk heykelleri (1965) gibi büyük kompozisyonlar ger- çekleştirdi. 1953'te Londra Çağdaş Sa- natçılar Enstitüsü tarafından düzenlenen uluslararası heykel yanşmasında "Bilinmeyen Si- yasi Esir" adlı yapıtıyla ödül kazandı. 1963- 67 arasında "Mezar Taşı" adını verdiği bir dizi soyut heykel gerçekleştirdi. 1970'de soyut heykellerin yanı sıra aynnüdan annmış figüratif heykeller de yapmaya başladı. 1970'lerin ikinci yansında küçük boyutlu kil heykelcikler yaptı. 1980'lerdede figüratif ve soyut çalışmalannı birlikte sür- dürdü. Birçok anıt projesinde derece kazanan Müridoğlu. 1940'taki ll.Devlet Resim Heykel Ser- gisi'nde birincilik, 1956'daki 17.sergide ikincilik, 1966'daki 5.Tahran Bienali'nde İran Sa- nat ve Kültür Bakanlığı'nın heykel ödülünü kazandı. Ünlü heykelüraş, 1979'da Sedat Si- mavi Vakfı Plastik Sanatlar Ödülü'nü. 1981'de Atatürk Sa- nat Armağanı'nı ve aynı yıl Kültür Bakanlıgı Başan Ödülü'nü aldı. Zühtü Müridoğlu, geçen yıl 27 ağustosta gazetemizde ya- yınlanan röportajında, atölye olarak da kullandığı evinde ça- lışırken. heykelcilikte değişken tavnnı sürdürdüğünü belirte- rek, artık balerinlerden bıktığı- nı, "arpacık kumrusu" gjbi oturmuş ne yapacağını düşün- düğünü anlatmışü. Heykel yap- manın güç olmadışnı söyleyen Müridoğlu, "Güçlük, heykelin size ulaşabilmesinde. Yapüğım bir.heykelin yüzde 98'i döküm aşamasında gıdiyor. Malzeme olarak ahşap severim, ama ar- tık zorluyor. Balkonda bir dut kütüğüm var. Ömriim vefa ederse onu yontacağım" demiş- ü. Zühtü Müridoğlu, Yapı Kre- di Yayınlan'nın "Ustalar"dizi- sinde bu yıl yayınlanan çizimle- ri ve acıklamalannın yer aldığı 'Zühtü Müridoğlu Kitabı' nın son sayfasındaki yazıda ise şun- lan diyordu: "Geldik 1986'ya. Yaş seksen. Bu seksen yıllık yaşamımda ya- kınacak bir durum pek olmadı sanınm. Şanslı bir adamdım. Çizimlerin başında da anlattım ya, huysuz, vırvıra bir veledin onsekiz yaşına dek her aklına geleni yapmasını hoş karşılaya- cak kaç ana- baba vardır? Bir gün 'ben heykelci oldum" diye gelince, Hafız Mehmet Efendi hiç karşı çıkmayacak, olacak şey mi bu? 34 yaşında Aka- demi'ye hoca olacaksın, hemen hemen her konuda anlaştığın bir eş bulacaksın ve 62 yıl çalış- ma olanağın olacak, daha ne isteyebilirim bu dünyada?.' • Baştarafi I. Sayfada Dün olduğu gibi bugün de Kürt sorunu, Batt ülkeleri, çokuluslu diplomasi ağları içinde görünüyor. Sorun, yalnızca Kürtler ve yalnızca Türklerle ilgili de- ğildir. Böyle olsaydı sorunun çözümü hiç şüphesiz çok kolay olurdu. Araya binbir türlü çıkar ve değişik stratejiler giriyor. Dün öyle oldu, bugün de böyle oluyor. Kürt sorununun çözümü Şırnak'ta değil, VVashington'- da, Paris'te, Bonn ve Berlin'dedir. Sorun, yalnızca Güneydoğu ile ilgili yerel nitelikte bir sorun da değildir. Kürt kökenli yurttaşlarımız, Türkiye'nin hemen hemen her ılınde yaşıyorlar. örneğin, istanbul'un yalnızca bir semtindeki Kürt sayısı Şırnak'taki Kürt sayısından kat kat tazladır. Istanbul'da olduğu gibi Ankara ve Izmir gibi büyük kentlerde de milyonlarca Kürt yaşıyor. Bu milyonlarca Kürdün bir kısmı devlet kurumlarında memur, kamu ve özel sektörde işçi olarak çalışıyor. Ünlü holdinglerin sahipleri Kürt işadamları Türk burjuvazisi- nin bol kazançlı katmanlarında dolaşıyorlar. Bakanlar Kurulu'nda Kürt bakanlar, TBMM'de Kürt milletvekılleri, silahlı kuvvetlerde çeşitli rütbelerde Kürt subaylar ve general rütbesinde Kürtler var. Kürt sorunu yerel bir sorun değil, Türkiye genelindeki bütün bu toplum kesimlerini de kapsıyor. öyleyse ne yapmalı? Bu gibi sorunlar, emperyalist siyasetlerin çıkar ağla- rından kurtulmadıkça çözüm kolay değildir. Bu yüzden bölgedekı, çokuluslu çıkarlar sürdükçe, bu sorun da ya- şanacaktır. Komşu ülkelerle aramızda -su sorunu gibi- sorunlar yaşandıkça Suriye ve Irak, bu terör örgütlerine her türlü lojistik desteği saglayacaklardır. Terörün önlenmesi için ve Kürt sorunundan Batılı hü- kümetler ile komşu ülkelerin ellerini çekmeleri için siya- £al çözümler gerekiyor. Bu çözüm yollarını bulmak, taraflara benimsetmek ve uygulamak da çok güç bir olay. Bu çıkar ilişkileri sürdükçe Kürt sorunu da yaşanacak- tır. Bu bir maraton; bu maratona hazırlıklı olmak gerekir. Terör, Kürt sorununun yalnızca bir bölümüdür. Sorun, demokrasi içinde çözülecektir. Kürtlere, kültürel kimliklerini geliştirmek için gerekli olan bütün hak ve özgürlükler verilmelidir. Bu da altında imzamız bulunan "Paris Şartı"nın da bir gereğidir. AGİK sürecinde Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başka türlü davranması da olanaksızdır. Bu yüzyılda, bu tür hakların yasaklanması ile hiçbir so- run çözülmez. Çözülmemiştir de... AGİK süreci ve Paris Şartı, Kürtlere, demokratik hakla- rına kavuşmak ve kültürel kimliklerini geliştirmek için bulunmaz bir ortam yarattı. PKK terörü tam bu günlerde arttı. Ve artıyor. Yakın tarihe şöyle bir bakın; Kurtufuş Savaşı'ndan son- ra Kürtlere belki de kültürel hakları verilecekti. Bugün, gün ışığınaçıkan ve yayımlanan gizli yazışmalar, Ankara hükümetinin, en azından, o tarihte, böyle bir yaklaşım içinde olduğunu gösteriyor. Ankara.hükümetinin görüş değiştirmesinin ana nede- ni, herhalde, bölgedeki Ingiliz çıkarları ve sonuçta, Ingi- lizlerin işlerine yarayan "Şeyh Sait Ayaklanması" ve bu ayaklanmayı izleyen bir dizi ayaklanmadır. Bu ayaklanmalar olmasa, tarihin akışı başka türlü de olabilirdi. Bugün de aynı endişeleri taşımamak elde değil. Kürt sorunu, AGİK sürecinde çözüme kavuşacakken etnik terör, bu anlaşmaları ve uzlaşmaları önlüyor. önlediği gibi Türkler ve Kürtler arasında büyük kent- lerde çatışmaların çıkmasını körüklüyor. Türkiye genelinde Türk-Kürt çatışması çıkarsa bundan kim kazançlı çıkar?. Türkler mi? Kürtler mi? Yoksa Türklere ve Kürtlere aynı uğursuz tuzaklan ku- ran emperyalizmin eski sabıkalılan mı? Kimler? 18 PKK'h yakalandı GAZİANTEP (Cumhuriyet- Giiney İUeri Bürosu) - Gazıan- tep ve Kahramanmaraş'ta, ya- sadışı PKK örgütüne üye ol- duklan ve eyiemlere hazırlan- dıklan öne sürülen 18 kişinin yakalandığı bildirildi. Emniyet Müdürlüğü açıkla- masında, çeşitli tarihlerde polis, jandanna, kamu kurum ve ku- nıluşlanna ait binalara sansas- yonel nitelikh eylemde bulun- mak, kırsal alana adam götür- mek, şehir merkezi ile kırsal alan arasında kuryelik yapmâk gibi faaliyetlerde bulunan örgü- tün eylem hazırlığı sırasında yakalandıklan bildirildi. Aynca op>erasyonlann deva- mı sırasında Kahramanmaraş'- ın Pazarcık ilçesinde, kırsal alanda örgütün dağ kadrosun- da bulunan 'Divan' kod adlı Mehmet Öztoprak ile birlikte örgüte yardım ve yataklık eden Mehmet Kozan, Yasin Kurt, Mustafa İnce, Hüseyin Kara- boyun, Ramazan Kaya, Ahmet Becet, Mehmet Becet ve Saim Çiftçı'nin de yakalandığı kay- dedildi. Nizip ilçesinde de Bel- kıs İlkokulu ve Ticaret Lisesi bahçesindeki gönderde bulu- nan Türk bayrağını indirip ye- rine PKK bayrağını asan ve eylem haarhğında olduklan tespit edilen Ali Aslan, İsmet Aslan, Murat Tören, Abdur- rahman Yılmaz, Doğu Şen ve Rahmetullah Kahraman yaka- landı. Yanıt • Boştarafi 1. Sayfada 8Uzun bir hazırlık ve prova gerektiren böyle bir baskından, bölgede istihbarata her gün milyonlarca lira harcayan devletin neden haberi olmadı? Bunun sorumlusu kim ya da kimler? ÖOlaylar süresince kentte kaç konut, kaç işyeri zarar gördü? Halkın ve devletin maddi kaybı ne ka- dar? Halkın uğradığı zarar nasıl karşılana- cak? 10Şırnak'ın kapıla- n kamuoyuna ne zaman açılacak? Ga- zeteciler ve televiz- yoncular Şırnaklılarla ne zaman konuşacak?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle