15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Livaneli ve Theodorakis yat gezisinde -•ATİNA(AA)- Yunanistan eski Devlet Rakanı Mikis Ttıeodorakıs'in Zülfü l_i vaneli ile birlikte yat yolculuğuna çıktığı bildirüdi. AJman bilgiye göre TTıeodorakis ve Livaneli Braguda" ısimli Türk bandırah bir tekneyle çar^amba akşamı Kaş'tan Meis adasına geçüler. Meis adasının tanhi yerlerini gezip tekrar Baraguda ile Ege'deki b i r Türk sahiline uğramak üzere adadan aynldılar. Şppingep İtalya'dan çekiliyor • BONN(LBA)- Almanya'nın basın devlerinden Axel Springer Verlag, Ilalyan pazanndan çekiliyor. Springer'den yapılan yaalı açıklamaya göre Editoriale Poligrafici acüı şirketteki yûzde 10'luk hisse, İtalyan yayın grubu Monti'ye satılacak. U.zmanlar, Springer'm îtalya'daki faaliyetlerini durdurmasını, iki Almanya'nın birleşmesinden sonra büyüyen iç pazarda yoğunlaştırma pobtikasının biryansıması oîarak değerlendirdiler. TV program yapımcılığı • fÜHA-Televizyon kanallanrun çoğalması ve artan eleman ihtiyaa, televizyon programı yapımcılığı kurslannın açılmasına neden oldu. Televizyon yapımalığı kurslan düzenleyen Meg Ajans Genel Müdürü Mustafa Kara'ya göre "Yeni kanallar, ıhtiyaçlannı karşılamak için ilkönce TRTdeki elemanlan yüksek flyatla transfer ettiler, fakat arük bu kaynak bitti". Kurslar 9 hafta sürüyor ve 1 milyon250binTL. "Geleneksel yemek" • Kültür Servisi - Resim ve Heykel Müzeleri Derneği, 24 ağustos akşamı müzenin bahçesinde "geleneksel yemek" düzenledi. Plastik sanatlann çağdaş gelişimine katkıda bulunmuş kişilere teşekkür plaketlerinin sunulacağı gecenin onur konuklan Robert Anhegger, Halil Bezmen, Adalet Cimcoz adına Mehmet Ali Cimcoz, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, Melda Kaptana, Prof. Dr. Nuretün Sözen ve Mefkure Şerbetçi. Rönesans müzik topluluğunun renklendireceği geceçeşitli etkinliklerle sürecek. Allen, yajan makinesinde • NEWYORK(AA)- Amerikalı ünlü sinema sanatçısı Woody Allen, eski sevgilisi Mia Farrovv'un evlatlık kıa ilecinsel ilişkiye girdığı yolundaki iddialara fcarşıhk "suçsuzluğunu" kanıtlamak için yalan makinesindeifadeverdi. Woody Allen'ın avukatı Martin Obten, müvekkilinin yalan makinesinde ifade verdiğini ve evlatlık kızı Kore uyruklu Şoon-Yi'ye "tecavûz ettığine" ilişkin iddialann doğru olmadığını söylediğini belirtti. ÖzelTVyasası isteniyor • ANKARA (AA) - Merkezi Ankara'da bulunan Gazeteciler Cemiyeti'nin Başkan Yardıması Ali Baransel. özel TV ve radyo yayıncılığına imkan verecek yasanın, TBMM'nin yeni yasama yılında öncelikle ele alınıp çıkanlmasını istedi. Ali Barensel yaptığı yazıh açıklama. özel TV ve radyo uygulamasının demokratik ve çağdaş yayıncıbğın en önemli göstergesi olduğunu belirterek "Ancak sınırsız özgûrlüklere sahip özel TV ve radyo yayıncıbğı düşünülemez. Bu arada frekans konusu ulusal savunmamız açısından büyük önem taşımaktadır" dedi. Mahfuz'a takdir belgesi • KAHİRE(AA)-1989 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Mısırlı ünlü yazar Necib Mahfuz, ABD Yazarlar Birliğj'nin takdir belgesini alacak. ABD Kahıre büyükelçisi Robert Billitro, Mahfuz'u •ziyaret ederek kendisine idünya romancılığına katkılanndan dolayı takdir belgesinin venleceğıni söyledi. "Kurtuluş" dizisinin sanat yönetmeni Gürel Yontan: Elbiseleri ıspanak suyunabatırdık Tuzla'da İzmir'in Kor- donboyu'nu set dekoru olarak yaratan Gürel Yontan, "Türkiye'deki inşaat teknolojisinin ola- naklannı, sinemaya uyarlamaya çahştık" di- yor. BEHİÇAK Yönetmenliğini Ziya Öztan'- ın yaptığı "Kurtuluş" dizisi için kurulan Tuzla'daki seti gezer- ken şaşırmamak elde değil. İzmir'in Kordonboyu'nun can- landınldığı set dekoru hayli et- kileyici. Yıllardır hep sorulan "Bizde neden yapılamıyor" so- rusuna sessiz bir cevap niteliği taşıyor. Kordonboyu son dere- ce basit malzemeler kullanıla- rak, 7 hafta gıbi lasa bir sürede haarlanmış. Sonuç ise, bir Hollywood fil- mi dekorunu aratmayacak mü- kemmellikte. Bu büyük ça- lışmayı gerçekleşüren, fılmin sanat yönetmeni Gürel Yon- tan'la konuştuk. - Bu çakşmayı nasıl gerçekkş- tirdiğinizi bize biraz anlatv nusın? Film çalışmalanmız sırasın- da, bundan önce Ankara kenti- ni kurduğumuzdan, bu çalış- maya biraz daha deneyli girdik. Tabii böyle bir çalışmada en Önemli şey, dekorun kurulacağı uygun coğrafyanın tespiti. Ya- pacağınız yere benzeyen bir yer bulmalısınız. Tabii bir de belge önemli. Bildiğin gibi Türkiye'- de de belge bulmak hiç de kolay değil. Bu yüzden özel arşivlere ginnek zonındasınız. Bu çabş- ma için arşivcilerin ebnde top- lam 10 tane işe yarar fotoğraf bulabildik. Kordonboyu'nda eski bir evde yaşayan yaşb bir kadından bulduğumuz 3-5 fo- toğraf ve o döneme ait buldu- ğumuz bir plan işimize çok ya- radı. Bunlara birebir yerinde abnan detayları da eklemeli- yim. Yani o dönemden kalan evlerden, pencere, denizbk, bal- Dizi için Gürel Yontan'ın cizdiği eski arabalaruı aynısı yapıldı. "Hepsi gerçek gibi ama değil." Tuzla'daki Kordonboyu.çok az fotoğraf ve bir plandan vararlanılarak 7 haftada gerçekleştirildi. Uygulamaya Anadolu Üniversitesi katkıda bulundu.(Fotoğraf:İBRAHİM GÜNEL) kon demirleri, bina süsleri vs. gibi detaylar, yerinde kabplarla abndı ve tekrardan üretildi. Sonra çizimler yapılarak İz- mir'in Kordonboyu bizim ara- zimize ve çekim acılanmıza uy- gun halegetinldi. - Yapılan uygularken nasıl bir yöntem izlediniz? Önce vaptığımız projeyi mo- düler bir sisteme uyguladık, ko- lay üretilsin diye. Sonra taşıyıcı konstrüksiyonun üzerine otu- racağı beton temeli attık. Daha sonra ise çebk taşıyıayı kurup, binalan giydirmeye başladık. Bütün yapı elemanlanndan aldığımız plastik kabplarla de- taylan yeniden üreterek, bi- nalann cephesine uyguladık. 7 hafta gibi kısa bir sürede ise ça- lışmayı tamamjadık. Uygula- mayı Anadolu Üniversitesi'nin yapması, işimizi bayağı kolay- laştırdı. Özelbkle Doç. Ergun Tunçkan'ın uygulamanın ba- şında olması benim için şanstı. - Bu işe başlamadan önce dı- şarıdaki bazı film dekorlarının nasıl yapıldığmı izleme şansın oldu mu? Aslında Amerika'daki fıbn platolannı gezmek istedim. Fa- kat yönetmenle, yapımcı gön- derildi. Beni de gönderecekler- di. Fakat son anda gerçekleş- medı. Tabii böyle bir gezınin işi hızlandırmak açısından, çok olumlu etkileri olabilirdi. Biz birçok şeyi yaparken keşfetmek zorunda kaldık. Kısacası Tür- kiye'deki inşaat teknolojisinin olanaklannı, sinema teklonoji- sine uyarlamaya çabştık. Örne- ğin en basiti dışanda kostümle- ri "yaşanmış" habne getirmek için özel bir okul var. Ben "mut- laka böyle bir okulda okumuş kostüm eskitici bir uzman isti- yorum"dedim. Fakat bu iste- ğim gerçekleşemedi. Bu yüzden bır sürü yöntem denemek zo- runda kaldık. Yanmış yağ dök- me, zımparalama, un dökme, ıspanak suyuna batırma gibi bir sürü şey denedik. - Ispanak suyuna batırma mı? Evet. Elbise eskitmek olduk- ça problemb bir iş. Bu konuda deneme yanılma yöntemiyle bulunmuş basit yöntemler var. Örneğin, yakalardaki kir için, İngiltere'den gelen bir bilgiye dayanarak kakao kullandık ve oldukça başanb bir sonuç al- dık. En çok da ayakkabılan eskit- mekte zorlandık. On kişilik bir ekip, günlerce Sümerbank'ta yapılmış potinleri zımparala- makla uğraştı. - Evet, sanat yöoetmenliği de- yince işin içine kostüm de gj- riyor. Askerlerin elbiselerinin kumaşını nereden buldunuz? Kumaşı özel olarak Hereke'- de dokuttuk. Özel renk dene- meleri yaptık. Her şey bittikten sonra ise kumaşı taşlatarak es- kitmeye çabştık. - Bir de, biraz önce seti gezer- ken, bazı eski arabalar ve eski askeri kamyonlar gördûk. Bun- lan siz mi ürettiniz? Evet, Anadolu Üniversitesi'- nde üretıldıler. Hepsi gerçek gibi, ama değil. Gerçek kam- yonlar gibi hareket edebibyor- lar. Önce şaseleri üretildi, onun üzerine motor takıldı ve sac polyester vs. kullanılarak bizim çizdiğimiz arabalann aynılan yapıldı. Tekerleklerine dikkat ettiysen onlann da özel olarak üretilmiş olduğunu görürsün. - Bu çalışma dekor-kostüm bölümkrinde okuyan öğrenciler için çok ilginç bir ders niteliği taşıyabilir. Tabii, öyle. Fakat ne yaak ki, defalarca söylememe rağ- men akademiden bir öğrenci bile yollamadılar. - Sanat yönetmenliği ulkemiz- de nasıl bir iş? Sanat yönetmeninin kabul görmesi pek yeni değil. Örneğin ancak iki senedir, Ankara Film Festivab'nde sanat yönetmeni- ne ihtiyaç duyulmuş. Bu işi de hep Niyazi Er yapmış. 10 sene- dir böyle bir talep var. - Tuzla'da yaptığınız bu güzel dekor sonradan sökülecek mi? Şimdibk Tuzla Belediyesi'ne tesbm edildi. Bir protokol yapı- lıp bu binalara bazı fonksiyon- lar eklenip halkın kullanıma su- nulacak. Tabii, Tuzla'daki dekor bu film için hazırlanarr420 mekan- dan sadece bir tanesi. BunJann ıcinde, Ankara'nın eski mecbs binası ve Karaoğlan carşısının 1920'lerdeki hab, Alagöz ka- rargahı binası da var. Bazı dc- korlar da eski binalann değişti- rilmesiyle yapıldı. Aynlan WoodyAllen-Mia Farrowçiftinin karşılıkh suçlamalan sürüyor Woody'nin filmlerindeıı sahneler sanki... VVoody'nin kızı yaşında birine tutulmasının artık haber değeri kalmadı. Ama önemli olan, kıa saydığı biriyle ilişkisini Anglo-Sakson dün- yasının onaylamaması. EDtPEMtLÖYMEN ~ LONDRA- Son günlerde İn- gibz ve Amerikan gazetelerinde Woody Allen hakkındaki ya- ymlar, sanki filmlerinden abn- ma sahneler gibi. 12 yıldır New York'un ortasını bölen Central Park'ın biri bir ucunda, öbürü öbür ucunda yaşayan, ama "ortak" bir yaşamı da paylaşan Woody AUen-Mia Farrow çifü "aynbyor". Hemen her aynl- mada rastlanan suçlama-karşı suçlama furyası, Woody'nin filmlerinden sahneler sanki: Mia Farrow'un evlat edindi- ği sırada yaşı bebrsiz, ama şim- di 18-21 olduğu sanılan Koreü Soon-Yi ile 56 yaşmdaki Wo- ody arasında 7 aydır, roman- tikbği aşan, cinsellikte dolaşan bir iüşki varmış. Woody, Soon- Yi'ye "aşkmı" saklamıyor. Ya- zıh bir açıklama yaptı: "Soon- Yi'ye aşık olduğum doğrudur ve bundan memnunluk duyu- yorum. Çok tatb, zeki, ve duy- gulu bir kadm. Yaşamım çevre- sinde mükemmel ve olumlu bir şekildedönüyor." Woody, üvey kızının çıplak fotoğraflanru da çekmiş. Mia, bunlan bulunca küplere bin- miş. Woody, Mia'ya "derhal" evlenme teklif etmış. Ama işe yaramamış. Mia, üvey kızmı evden atmış. Woody, "Manhattan" (1979) filminde 42 yaşında bir yazardır ve 17 yaşında bir öğ- renciye tutulur. "Ev ödevi ya- pan bir kızla çıkıyorum," diye dalga gecer... "Hannah ve Kar- deşleri"nde (1987) bu kez Mia'- nın kocası, Mia'nın kız kardeşi Mia Farrow ile VV oody Allen oğullan Satcnel ve üvey kızlan Dylan 'la birlikte. ile ilişkidedir...Woody-Mia çif- tinin, aynlmadan önceki son filmleri "Kocalar ve Eşler"de üniversite hocası Woody bu kez 19 yaşında bir öğrencisine aşık- tır. Filmlerinde işlemediği ûir konu daha var ki, Woody buna gayet sert tepki gösterdi: Mia'- nın oğlu Fletcher, Woody'nin, diğer çocuklardan ikisiyle ah- lak ve edebe aykın biçimde ibş- ki kurduğunu iddia etti. Wo- ody, "'Boşanma davalannda sık sık başvurulan haince bir suçlamadır bu" dedi. Ancak, pobs iddiayı incebyor. Woody, bu iddiadan vazgeç- mek için Mia'nın avukatının 7 milyon dolar talep ettiğini de söyledi. Woody, üvey kızı 7 ya- şındaki Dylan, 14 yaşmdaki üvey oğlu Moses ile, Mia ile iliş- kisinden olma oğlu 4 yaşmdaki Satchel'in velayetini talep edi- yor. Mahkemeük olan Woody- Mia'nın duruşması 25 ağustos- ta. Neden aynbyorlar? Mia'nın çocuk yapma, yapamazsa evlat edinme merakı en önemli neden belü ki (Kutu'ya bakınız). Bir- bktebkleri, zıtların çekiciliğin- dendı. Aynbna nedenleri de atlıklann, aralannda artık da- ha fazla zamk olamaması. Wo- ody: "Ben kenti severim, o kırlan. O hiç spor sevmez, ben yapmasam duramam. O erken yer, ben geç. O basit lokantalan sever, ben gösterişlileri. Şimdi- ye kadar 9 çocuk büyüttü. Hem de hiç ruhı çalkanüya girme- den. Ateşini ölçmek için bir ter- mometresi bile yok. Ben ise iki saatte bir ateşimi ölçmeden du- ramam." Woody-Mia bozuşmasında dikkati çeken öğe. Woody'nin kızı yaşında birine tutulmuş ol- ması değil. Bunun arük haber değeri kalmadı. Ama önemli olan, kızı saydığı biriyle ilişkisi. Anglo-sakson dünyası, bu tür ilışkilcri henüz onaylamıyor. KIMKIMDIR? Woody Allen Woody Allen... Ruhsal karmaşalann, Amerikan kültüründe nasıl ıfade edildiğını. İsveçb fibn yönetmeni Ingmar Bergman'ın anlatım biçimini andınr bir üslupla büyük başan ile aktardı. Sulu komedi dönemini izleyen ciddi fıbnlerinde sürekli New York'u mekan olarak kullandı. Tel Aviv'den sonra dünyarun en kalababk Yahudi nüfusunu banndıran New York'u, yarattığı "metropolitan" sorunlar ve bi- reysel etkisi açısından sürekb bir fıbn seti olarak gördü, gösterdi. Hollyvvood'u dışladı, kazandığı Oscar'lan abnaya bile gitmedi. Gözde Manhattan'ın "karşı kıyısı ve döküntü" sayılan Bro- oklyn'de orta-alt sınıf bir Yahudi ailesinden_gebyor. Doğum adı Allen Steward Königsberg. 1935 doğumlu. iki kez evlenen Wo- ody, "Annie Hall" filmindeki rol arkadaşı Diane Keaton ile bir- likte de yaşadı. Ancak en uzun ilişkisi Mia Farrow ile olduğu hal- de birbkte oturmadılar. Woody, Manhattan'ın doğu kesiminde Michael's Pub-da her Pazartesi gecesi küçük caz grubu ile klarnet çalarak caz hevesini gideriyor. Mia Farrow VVoody'den 10 yaş genç. Geçmişleri bu kadar farkb olamaz. Ba- bası, fdm yönetmeni John Farrovv, annesi 81 yaşında fıbn sa- natçısı Maureen O'Sulbvan. Ailenin 7. çocuğu. Mia, önce kendi- sinden 29 yaş büyük Frank Sinatra ile evlendi. Sonra da bir za- manlar "altın çocuk" sayılan orkestra yönetmeni Andre Previn ile. Vasat bir fibn artistiyken Woody ile beraberliği sayesinde açıldı. VVoody'nin 13 fıbninin 8'inde rol aldı. Vizyona yakında girmesi beklenen "Kocalar ve Eşler"de de rolü var. Çocuk yapma merakbsı. Çocuk yapamazsa, evlat ediniyor. Çocuk sayısında son du- rum: 9. Mia'nın, Andre Previn'den üç oğlu var. Daha sonra üç kız çocuğunu evlat edinmiş. Woody ile beraberken, biri kız biri erkek iki evlat daha. Ve ortak çocuklan. 4 yaşmdaki Satchel de yineerkek. Mia, 3 çocuk daha evlat edinmek istiyormuş. Mia'nın çocuk sayısını, haber ajanslan da doğru hesaplayamadı. Amerikan AP ajansı dahi, Mia'nın 9 mu, 10 mu çocuğu olduğunu kestiremedi. Fransız sinema adamı Poitrenaud İstanbul'daydı ATtLLAE>ORSAY Geçen hafta İstanbul'a Fransız sinema dünyası- ndan önemb bir konuk geldi. Cannes ŞenbğT- nden tanıdığımız Jacques Poitrena- ud, festivalin, "Un Certain Regard- Belli Bir Bakış" bölümünün seçici ve sorumlusu. Kültür Bakanlığı'nın çağnlısı olarak ülkemize gelen Poitrenaud, aynı zaman- Jacques Poitrenaud da Fransa'daki l'ARP-Yaratıcı, Yö- netmen ve Yapımcılar Birliği'nin de göşteriler-şenbkler sorumlusu. İstanbul'da da Bakanbk Müsteşar Yardıması Gülşen Karakadıoğlu ve yine bakanbktan Mümtaz İdil'le birbk- te, aralannda Aüf Yılmaz, Memduh Ün, Ab Özgentürk, Şerif Gören, Zülfü Livaneli, Ömer Kavur, Tunç Başaran, Fehmi Yaşar, Tunca Yönder, Yıbnaz Duru'nun da bulunduğu yapımcı- yönetmenlerle birlikte olan Poitrenaud, burada Fransa ile Türkiye arasındaki ortak-yapım koşullannın geliştirilmesi konusunda görüş abşverişinde bulun- duğunu söyledi. Poitrenaud, bize buradaki toplantıda yöneünenlerin devletle ilişkilerinde çok sessiz ve edilgin kaldıklannı, oysa Fran- sa'da bu alanda çok canb bir diyaloğun bulunduğunu söyledi. Böyle bir 'tartışma geleneği'nin çok önemb olduğunu vurgulayan Poitrena- ud, sorumlulanndan biri olduğu ve Fransa'da Beaune'da yapılan Sinema Buluşmalan'na önümüzdeki yıl Türki- ye'den de yönetmen, yapımcı ve Kültür Bakanlığı sorumlulannın çağnlacağını belirtti. Ortak yapımlar konusunda dik- katb olunması gerektiğini, bunun kültü- rel değil, parasal ortaklık anlamına gel- diğini, her filmde belb bir ülkenin, belli kültürünün egemen olması gerektiğini söyleyen Poitrenaud, öbür türlü ortaya kültürel açıdan yoz, 'piç'filmlerinçıka- cağını belirtti. Avrupa'da İtalyan, Almanya gibi ül- kelerde Kültür Bakanlığı olmamasını eleştiren Fransız sinemaası, ülkesinin Avrupa'da ulusal sinemaya en çok yar- dım eden ülke olduğunu, daha Andre Malraux'nun Kültür Bakanlığı sırası- nda başlayan bu yardımın, bugün bü- yük boyutlara ulaştığını ve Fransa'nın yalnız İcendi sinemasmı korumak için değil, tüm Avrupa sinemasını canlı tut- mak yolunda belb bir sorumluluk yük- lendiğinı de sözlerine ekledi. Türkmenistan'la kültürel anlaşma Latinalfabesinegegşte ilkadımmatbaa ANKARA(AA>-Kültür Ba- kanı Fikri Sağlar, önümüzdeki günlerde bir grup bibm adamı- nın arkeoloji çabşmalan, bir heyetin de alan ve halk kültürü araştırması için Türkmenis- tan'a gideceğıni bildirdi. Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş'in resmi konuğu olarak Ankara'ya gelen Türkmenis- tan Kültür ve Turizm Bakanı Geldimurad Muhammedov, Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ı ziyaret etti. Sağlar, ziyaret sı- rasında yaptığı konuşmada, iki ülkenin insanlannı birbiri- ne bağlayacak olan kültürel. çalışmalann yoğun bir şekilde olacagını, artık uluslararası ilişkilerin ekonomi ve pobtika- dan önce kültürel olgular ile kunılduğunu kaydederek, "Türkiye Cumhuriyeti bir kül- tür devleti olarak, yapmış ol- duğu kültür anlaşmalanyla kültür ve sanat ibşkilerini çok yoğun bir şekilde sürdürü- yor"dedi. Ekim ayı içersinde büyük bir sanatçı ve kültür adamı kadro- suyla Türkmenistan'a gidilece- ğini bildiren Bakan Sağlar, Rusya Federasyonu'nun da zi- yaret edileceğini açıkladı. Rusya Federasyonu Kültür ve Turizm Bakanı'nın Tür- kiye'yi ziyaretleri şıraanda "Karadeniz Kültürel İşbirliği" fikrini gündeme getirdiklerini anlatan Bakan, Rusya Fede- rasyonu Kültür ve Turizm Ba- kanı'nın bu işbirliğini kabul et- tiğini bildirdi. Bakan Sağlar, önümüzdeki günlerde yapılacak toplanüya 13 ülkenin kaülacagını kaydet- ti. Haziran ayı içersinde İstan- bul'da Türk Cumhunyetleri ile yapılan toplantıda bütün Türkçe konuşan uluslann kül- tür bakanlan ile bundan böyle "Türkçe Konuşan Uluslar Kültür Bakanlan Daimi Kon- seyi"oluşturma karannın ve- nldiğiru anımsatan Bakan Sağlar, aradaki bağlann kuv- veüenmesi için, diî birbğinin obnası gerektiğini, bunun da ancak yazı birbği ile gerçekle- şeceğini ifade etti. Türkmenistan'ın Latin al- fabesıne geçmesi doğrultu- sunda maddi-manevi her tür- lü katkıda bulunacaklannı bildiren Bakan Sağlar, bu ko- nuyla ilgjli ilk çalışmalann matbaa olduğunu bildirdi. Çevirmeninden izinsiz yayına dava ItırhBiüıçe'ııiıımahketne serüveııibıtm^or Kültür Servisi- Bundan tam 600 yıl önce Tunuslutıp bilgini ve bilge şeyh Ömer İbn-i Mu- hammed El Nefzavi tara- fından kaleme abnan ve Nev- zat Erkmen'in çevirisiyle Yol Yayınlan'ndan yayımlanan 16yy Arap seks el kitabı "Iürb Bahçe'nin mahkeme macera- lan bitmek bibniyor. Hakkı- nda, İstanbul Cumhuriyet Başsavalığı'nca, müstehcenlik iddıası ve toplatma istemiyle dava açılan daha sonra İstan- bul 2. Asliye Ceza mahkeme- sinde aklanan Itırh Bahçe'nin çevirmeni Erkmen, kitabı izin- siz yayınlamaya kalkışan Tan Gazetesi hakkında yayının durdurulması konusunda ihti- yati tedbir istemiyle dava açtı. Sir Richard Burton tarafın- dan İngibzceye çevrilen Itırh Bahçe (The Perfumed Gar- den), yaklaşık bir yıl Cumhuri- yet BaşsavcılığYnca açılan ve mahkemece aklanmasıyla so- nuçlanan davadan sonra şimdi de çevirmeni Nevzat Erkmen'- in Tan Gazetesi aleyhine İstan- bul Ticaret Mahkemesi Baş- kanbğı'na açtığı dava nedeniy- le yine mahkemelerde. Erkmen'in mahkemeye sun- duğu dava dilekçesine göre, Tan Gazetesi'nin 17 ağustos tarihb sayısında yer alan bir ilanda, "Mahkeme karanyla serbest kaldı! "14.yüzyıldan" beri ellerden düşmeyen bir seks klasıği. Pek yakında." dendi. 18 ağustos tarihb Tan'- da ise, Itırh Bahçe'nin kapak fotoğrafının da yer aldığı, "Bu kitabın ya>m yasağı mahkeme karanyla kaldınldı. Yatak odanızdaki heyecan doruğa çı- kacak, "lö.yüzyılda" yazılan ve bütün dünya dillerine çevri- len muhteşem kitap "Iürb Bahçe" Süper Tan'da..Yakı- nda başbyoruz. Eğer sağbklı bir cinsel yaşam istiyorsanız, eğer zevkten çıldırmak istiyor- sanız, bu diziyi mutlaka oku- yun.." şeklinde bir ilan yer aldı. 19 ağustos tarihli Tan'da yine Itırh Bahçe adı kullanıla- rak "Yatak odanız alev alev yanacak" duyurusu yapıldı. Bunlara karşılık Nevzat Erkmen 18 ağustos tarihinde gazeteye noter araabğıyla bir ihtarname gönderdi ve gazete- ye giderek sorumlulanyla gö- rüştü. Bunun üzerine 20 ağustos gazetesinde aynı konuyla ilgili "Harika bir seks klasiğLŞeyh Nefzavi'nin Itırb Bahçe'si.. Seks Yaşantmız cıvü cıvıl ola- cak! F.Taner İkinci'nin süper çevirisiyle yakında bu gaze- tede.." biçimmde bir duyuru yeraldı. Kitabın çevirmeni ve yayın haklannın sahip olam Nevzat Erkmen, kendisinden izın alınmadan girişilen bu ha- rekete karşı yayını durdurma davası açtı aynca dava so- nuçlanıncaya dek gazetede yapılacak yayına karşı da taz- minat davası açacağını bildir- di. "Sansürün Tarîhi belgesel oluyor ANKARA (AA) Türk sine- ması bu kez kendi tarihini ele alarak başlangıcından bugüne sinemaya uygulanan sansürü ve gerçeklerini belgesel habne getiriyor. Ünlü sinemacı Aüf Yılmaz, yapımabğını Kültür Bakan- bğı'nın üstlendiği "Sansürün Tarihi" adlı sinema fibninde, başlangıcından bugüne, sine- ma başta obnak üzere tüm sa- nat dallannda Türkiye'de gö- rülen sansürün öyküsünü an- laüyor. Ön çalışması tamam- lanan ve fıbn yapürma kuru- lunda ele alınacak eserin ön projesi için 60 milyon lira öde- me yapıldı. Yeşilçam Fibncilik tarafın- dan hazırlanan ve önümüzde- ki sezon gösterime girmesi planlanan film. "Polis Vazife ve Selahiyetleri YasasTnda yer alan sinema ile ilgili mad- delerin, Mussobni dönemi Italyası sansür hükümleri arasındaki benzerlikleri yansı- tan görüntülerle başhyor. Filmde, bugüne kadar ya- saklanan tüm sinema yapı- mlanndan söz edibrken, ya- saklama gerekçeleri, kesilen parçalar ve bazı yasaklı bö- lümler görüntüleniyor. Yak- laşık 600 milyon braya mal ol- ması beklenenfilmde,eseri ke- sintiye uğrayan veya sansür edilen yapımcı ve yönetmen- lerle yapılacak söyleşilerle çe- şitb eserleri yasaklayan denet- çilerlegörüşmeler de yer abyor. Film sansür olgusuna toplu- mun değışik kültür ve ekono- mik kesimlerinde verilen tepki- yi de anlaüyor. BAŞSAĞLIĞI Cumhuriyet dönemi heykel sanatmıan öncülerinden, onur üyemiz, değerli sanatçı •• •• ZUHTU MÜRİDOĞUI'nu kaybetmiş bulunuyoruz. Acımızı tûm sanat kamuoyuyla paylaşınz. PLASTİK SANATLAR DERNEĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle