Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 2 AĞUSTOS1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Livaneli ve
Theodorakis yat
gezisinde
-•ATİNA(AA)-
Yunanistan eski Devlet
Rakanı Mikis
Ttıeodorakıs'in Zülfü
l_i vaneli ile birlikte yat
yolculuğuna çıktığı bildirüdi.
AJman bilgiye göre
TTıeodorakis ve Livaneli
Braguda" ısimli Türk
bandırah bir tekneyle
çar^amba akşamı Kaş'tan
Meis adasına geçüler. Meis
adasının tanhi yerlerini gezip
tekrar Baraguda ile Ege'deki
b i r Türk sahiline uğramak
üzere adadan aynldılar.
Şppingep
İtalya'dan
çekiliyor
• BONN(LBA)-
Almanya'nın basın
devlerinden Axel Springer
Verlag, Ilalyan pazanndan
çekiliyor. Springer'den
yapılan yaalı açıklamaya
göre Editoriale Poligrafici
acüı şirketteki yûzde 10'luk
hisse, İtalyan yayın grubu
Monti'ye satılacak.
U.zmanlar, Springer'm
îtalya'daki faaliyetlerini
durdurmasını, iki
Almanya'nın birleşmesinden
sonra büyüyen iç pazarda
yoğunlaştırma pobtikasının
biryansıması oîarak
değerlendirdiler.
TV program
yapımcılığı
• fÜHA-Televizyon
kanallanrun çoğalması ve
artan eleman ihtiyaa,
televizyon programı
yapımcılığı kurslannın
açılmasına neden oldu.
Televizyon yapımalığı
kurslan düzenleyen Meg
Ajans Genel Müdürü
Mustafa Kara'ya göre "Yeni
kanallar, ıhtiyaçlannı
karşılamak için ilkönce
TRTdeki elemanlan yüksek
flyatla transfer ettiler, fakat
arük bu kaynak bitti".
Kurslar 9 hafta sürüyor ve 1
milyon250binTL.
"Geleneksel
yemek"
• Kültür Servisi - Resim ve
Heykel Müzeleri Derneği, 24
ağustos akşamı müzenin
bahçesinde "geleneksel
yemek" düzenledi. Plastik
sanatlann çağdaş gelişimine
katkıda bulunmuş kişilere
teşekkür plaketlerinin
sunulacağı gecenin onur
konuklan Robert Anhegger,
Halil Bezmen, Adalet
Cimcoz adına Mehmet Ali
Cimcoz, Dr. Nejat F.
Eczacıbaşı, Melda Kaptana,
Prof. Dr. Nuretün Sözen ve
Mefkure Şerbetçi. Rönesans
müzik topluluğunun
renklendireceği geceçeşitli
etkinliklerle sürecek.
Allen, yajan
makinesinde
• NEWYORK(AA)-
Amerikalı ünlü sinema
sanatçısı Woody Allen, eski
sevgilisi Mia Farrovv'un
evlatlık kıa ilecinsel ilişkiye
girdığı yolundaki iddialara
fcarşıhk "suçsuzluğunu"
kanıtlamak için yalan
makinesindeifadeverdi.
Woody Allen'ın avukatı
Martin Obten, müvekkilinin
yalan makinesinde ifade
verdiğini ve evlatlık kızı Kore
uyruklu Şoon-Yi'ye "tecavûz
ettığine" ilişkin iddialann
doğru olmadığını söylediğini
belirtti.
ÖzelTVyasası
isteniyor
• ANKARA (AA) - Merkezi
Ankara'da bulunan
Gazeteciler Cemiyeti'nin
Başkan Yardıması Ali
Baransel. özel TV ve radyo
yayıncılığına imkan verecek
yasanın, TBMM'nin yeni
yasama yılında öncelikle ele
alınıp çıkanlmasını istedi.
Ali Barensel yaptığı yazıh
açıklama. özel TV ve radyo
uygulamasının demokratik
ve çağdaş yayıncıbğın en
önemli göstergesi olduğunu
belirterek "Ancak sınırsız
özgûrlüklere sahip özel TV
ve radyo yayıncıbğı
düşünülemez. Bu arada
frekans konusu ulusal
savunmamız açısından
büyük önem taşımaktadır"
dedi.
Mahfuz'a takdir
belgesi
• KAHİRE(AA)-1989
Nobel Edebiyat
Ödülü sahibi Mısırlı ünlü
yazar Necib Mahfuz, ABD
Yazarlar Birliğj'nin
takdir belgesini alacak. ABD
Kahıre büyükelçisi Robert
Billitro, Mahfuz'u
•ziyaret ederek kendisine
idünya romancılığına
katkılanndan dolayı takdir
belgesinin venleceğıni
söyledi.
"Kurtuluş" dizisinin sanat yönetmeni Gürel Yontan:
Elbiseleri ıspanak suyunabatırdık
Tuzla'da İzmir'in Kor-
donboyu'nu set dekoru
olarak yaratan Gürel
Yontan, "Türkiye'deki
inşaat teknolojisinin ola-
naklannı, sinemaya
uyarlamaya çahştık" di-
yor.
BEHİÇAK
Yönetmenliğini Ziya Öztan'-
ın yaptığı "Kurtuluş" dizisi için
kurulan Tuzla'daki seti gezer-
ken şaşırmamak elde değil.
İzmir'in Kordonboyu'nun can-
landınldığı set dekoru hayli et-
kileyici. Yıllardır hep sorulan
"Bizde neden yapılamıyor" so-
rusuna sessiz bir cevap niteliği
taşıyor. Kordonboyu son dere-
ce basit malzemeler kullanıla-
rak, 7 hafta gıbi lasa bir sürede
haarlanmış.
Sonuç ise, bir Hollywood fil-
mi dekorunu aratmayacak mü-
kemmellikte. Bu büyük ça-
lışmayı gerçekleşüren, fılmin
sanat yönetmeni Gürel Yon-
tan'la konuştuk.
- Bu çakşmayı nasıl gerçekkş-
tirdiğinizi bize biraz anlatv
nusın?
Film çalışmalanmız sırasın-
da, bundan önce Ankara kenti-
ni kurduğumuzdan, bu çalış-
maya biraz daha deneyli girdik.
Tabii böyle bir çalışmada en
Önemli şey, dekorun kurulacağı
uygun coğrafyanın tespiti. Ya-
pacağınız yere benzeyen bir yer
bulmalısınız. Tabii bir de belge
önemli. Bildiğin gibi Türkiye'-
de de belge bulmak hiç de kolay
değil. Bu yüzden özel arşivlere
ginnek zonındasınız. Bu çabş-
ma için arşivcilerin ebnde top-
lam 10 tane işe yarar fotoğraf
bulabildik. Kordonboyu'nda
eski bir evde yaşayan yaşb bir
kadından bulduğumuz 3-5 fo-
toğraf ve o döneme ait buldu-
ğumuz bir plan işimize çok ya-
radı. Bunlara birebir yerinde
abnan detayları da eklemeli-
yim. Yani o dönemden kalan
evlerden, pencere, denizbk, bal-
Dizi için Gürel Yontan'ın cizdiği eski arabalaruı aynısı yapıldı. "Hepsi gerçek gibi ama değil."
Tuzla'daki Kordonboyu.çok az fotoğraf ve bir plandan vararlanılarak 7 haftada gerçekleştirildi.
Uygulamaya Anadolu Üniversitesi katkıda bulundu.(Fotoğraf:İBRAHİM GÜNEL)
kon demirleri, bina süsleri vs.
gibi detaylar, yerinde kabplarla
abndı ve tekrardan üretildi.
Sonra çizimler yapılarak İz-
mir'in Kordonboyu bizim ara-
zimize ve çekim acılanmıza uy-
gun halegetinldi.
- Yapılan uygularken nasıl bir
yöntem izlediniz?
Önce vaptığımız projeyi mo-
düler bir sisteme uyguladık, ko-
lay üretilsin diye. Sonra taşıyıcı
konstrüksiyonun üzerine otu-
racağı beton temeli attık. Daha
sonra ise çebk taşıyıayı kurup,
binalan giydirmeye başladık.
Bütün yapı elemanlanndan
aldığımız plastik kabplarla de-
taylan yeniden üreterek, bi-
nalann cephesine uyguladık. 7
hafta gibi kısa bir sürede ise ça-
lışmayı tamamjadık. Uygula-
mayı Anadolu Üniversitesi'nin
yapması, işimizi bayağı kolay-
laştırdı. Özelbkle Doç. Ergun
Tunçkan'ın uygulamanın ba-
şında olması benim için şanstı.
- Bu işe başlamadan önce dı-
şarıdaki bazı film dekorlarının
nasıl yapıldığmı izleme şansın
oldu mu?
Aslında Amerika'daki fıbn
platolannı gezmek istedim. Fa-
kat yönetmenle, yapımcı gön-
derildi. Beni de gönderecekler-
di. Fakat son anda gerçekleş-
medı. Tabii böyle bir gezınin işi
hızlandırmak açısından, çok
olumlu etkileri olabilirdi. Biz
birçok şeyi yaparken keşfetmek
zorunda kaldık. Kısacası Tür-
kiye'deki inşaat teknolojisinin
olanaklannı, sinema teklonoji-
sine uyarlamaya çabştık. Örne-
ğin en basiti dışanda kostümle-
ri "yaşanmış" habne getirmek
için özel bir okul var. Ben "mut-
laka böyle bir okulda okumuş
kostüm eskitici bir uzman isti-
yorum"dedim. Fakat bu iste-
ğim gerçekleşemedi. Bu yüzden
bır sürü yöntem denemek zo-
runda kaldık. Yanmış yağ dök-
me, zımparalama, un dökme,
ıspanak suyuna batırma gibi bir
sürü şey denedik.
- Ispanak suyuna batırma mı?
Evet. Elbise eskitmek olduk-
ça problemb bir iş. Bu konuda
deneme yanılma yöntemiyle
bulunmuş basit yöntemler var.
Örneğin, yakalardaki kir için,
İngiltere'den gelen bir bilgiye
dayanarak kakao kullandık ve
oldukça başanb bir sonuç al-
dık.
En çok da ayakkabılan eskit-
mekte zorlandık. On kişilik bir
ekip, günlerce Sümerbank'ta
yapılmış potinleri zımparala-
makla uğraştı.
- Evet, sanat yöoetmenliği de-
yince işin içine kostüm de gj-
riyor. Askerlerin elbiselerinin
kumaşını nereden buldunuz?
Kumaşı özel olarak Hereke'-
de dokuttuk. Özel renk dene-
meleri yaptık. Her şey bittikten
sonra ise kumaşı taşlatarak es-
kitmeye çabştık.
- Bir de, biraz önce seti gezer-
ken, bazı eski arabalar ve eski
askeri kamyonlar gördûk. Bun-
lan siz mi ürettiniz?
Evet, Anadolu Üniversitesi'-
nde üretıldıler. Hepsi gerçek
gibi, ama değil. Gerçek kam-
yonlar gibi hareket edebibyor-
lar. Önce şaseleri üretildi, onun
üzerine motor takıldı ve sac
polyester vs. kullanılarak bizim
çizdiğimiz arabalann aynılan
yapıldı. Tekerleklerine dikkat
ettiysen onlann da özel olarak
üretilmiş olduğunu görürsün.
- Bu çalışma dekor-kostüm
bölümkrinde okuyan öğrenciler
için çok ilginç bir ders niteliği
taşıyabilir.
Tabii, öyle. Fakat ne yaak
ki, defalarca söylememe rağ-
men akademiden bir öğrenci
bile yollamadılar.
- Sanat yönetmenliği ulkemiz-
de nasıl bir iş?
Sanat yönetmeninin kabul
görmesi pek yeni değil. Örneğin
ancak iki senedir, Ankara Film
Festivab'nde sanat yönetmeni-
ne ihtiyaç duyulmuş. Bu işi de
hep Niyazi Er yapmış. 10 sene-
dir böyle bir talep var.
- Tuzla'da yaptığınız bu güzel
dekor sonradan sökülecek mi?
Şimdibk Tuzla Belediyesi'ne
tesbm edildi. Bir protokol yapı-
lıp bu binalara bazı fonksiyon-
lar eklenip halkın kullanıma su-
nulacak.
Tabii, Tuzla'daki dekor bu
film için hazırlanarr420 mekan-
dan sadece bir tanesi. BunJann
ıcinde, Ankara'nın eski mecbs
binası ve Karaoğlan carşısının
1920'lerdeki hab, Alagöz ka-
rargahı binası da var. Bazı dc-
korlar da eski binalann değişti-
rilmesiyle yapıldı.
Aynlan WoodyAllen-Mia Farrowçiftinin karşılıkh suçlamalan sürüyor
Woody'nin filmlerindeıı sahneler sanki...
VVoody'nin kızı yaşında
birine tutulmasının artık
haber değeri kalmadı.
Ama önemli olan, kıa
saydığı biriyle ilişkisini
Anglo-Sakson dün-
yasının onaylamaması.
EDtPEMtLÖYMEN ~
LONDRA- Son günlerde İn-
gibz ve Amerikan gazetelerinde
Woody Allen hakkındaki ya-
ymlar, sanki filmlerinden abn-
ma sahneler gibi. 12 yıldır New
York'un ortasını bölen Central
Park'ın biri bir ucunda, öbürü
öbür ucunda yaşayan, ama
"ortak" bir yaşamı da paylaşan
Woody AUen-Mia Farrow çifü
"aynbyor". Hemen her aynl-
mada rastlanan suçlama-karşı
suçlama furyası, Woody'nin
filmlerinden sahneler sanki:
Mia Farrow'un evlat edindi-
ği sırada yaşı bebrsiz, ama şim-
di 18-21 olduğu sanılan Koreü
Soon-Yi ile 56 yaşmdaki Wo-
ody arasında 7 aydır, roman-
tikbği aşan, cinsellikte dolaşan
bir iüşki varmış. Woody, Soon-
Yi'ye "aşkmı" saklamıyor. Ya-
zıh bir açıklama yaptı: "Soon-
Yi'ye aşık olduğum doğrudur
ve bundan memnunluk duyu-
yorum. Çok tatb, zeki, ve duy-
gulu bir kadm. Yaşamım çevre-
sinde mükemmel ve olumlu bir
şekildedönüyor."
Woody, üvey kızının çıplak
fotoğraflanru da çekmiş. Mia,
bunlan bulunca küplere bin-
miş. Woody, Mia'ya "derhal"
evlenme teklif etmış. Ama işe
yaramamış. Mia, üvey kızmı
evden atmış.
Woody, "Manhattan"
(1979) filminde 42 yaşında bir
yazardır ve 17 yaşında bir öğ-
renciye tutulur. "Ev ödevi ya-
pan bir kızla çıkıyorum," diye
dalga gecer... "Hannah ve Kar-
deşleri"nde (1987) bu kez Mia'-
nın kocası, Mia'nın kız kardeşi
Mia Farrow ile VV oody Allen oğullan Satcnel ve üvey kızlan Dylan 'la birlikte.
ile ilişkidedir...Woody-Mia çif-
tinin, aynlmadan önceki son
filmleri "Kocalar ve Eşler"de
üniversite hocası Woody bu kez
19 yaşında bir öğrencisine aşık-
tır. Filmlerinde işlemediği ûir
konu daha var ki, Woody buna
gayet sert tepki gösterdi: Mia'-
nın oğlu Fletcher, Woody'nin,
diğer çocuklardan ikisiyle ah-
lak ve edebe aykın biçimde ibş-
ki kurduğunu iddia etti. Wo-
ody, "'Boşanma davalannda
sık sık başvurulan haince bir
suçlamadır bu" dedi. Ancak,
pobs iddiayı incebyor.
Woody, bu iddiadan vazgeç-
mek için Mia'nın avukatının 7
milyon dolar talep ettiğini de
söyledi. Woody, üvey kızı 7 ya-
şındaki Dylan, 14 yaşmdaki
üvey oğlu Moses ile, Mia ile iliş-
kisinden olma oğlu 4 yaşmdaki
Satchel'in velayetini talep edi-
yor. Mahkemeük olan Woody-
Mia'nın duruşması 25 ağustos-
ta. Neden aynbyorlar? Mia'nın
çocuk yapma, yapamazsa evlat
edinme merakı en önemli neden
belü ki (Kutu'ya bakınız). Bir-
bktebkleri, zıtların çekiciliğin-
dendı. Aynbna nedenleri de
atlıklann, aralannda artık da-
ha fazla zamk olamaması. Wo-
ody: "Ben kenti severim, o
kırlan. O hiç spor sevmez, ben
yapmasam duramam. O erken
yer, ben geç. O basit lokantalan
sever, ben gösterişlileri. Şimdi-
ye kadar 9 çocuk büyüttü. Hem
de hiç ruhı çalkanüya girme-
den. Ateşini ölçmek için bir ter-
mometresi bile yok. Ben ise iki
saatte bir ateşimi ölçmeden du-
ramam."
Woody-Mia bozuşmasında
dikkati çeken öğe. Woody'nin
kızı yaşında birine tutulmuş ol-
ması değil. Bunun arük haber
değeri kalmadı. Ama önemli
olan, kızı saydığı biriyle ilişkisi.
Anglo-sakson dünyası, bu tür
ilışkilcri henüz onaylamıyor.
KIMKIMDIR?
Woody Allen
Woody Allen... Ruhsal karmaşalann, Amerikan kültüründe
nasıl ıfade edildiğını. İsveçb fibn yönetmeni Ingmar Bergman'ın
anlatım biçimini andınr bir üslupla büyük başan ile aktardı. Sulu
komedi dönemini izleyen ciddi fıbnlerinde sürekli New York'u
mekan olarak kullandı.
Tel Aviv'den sonra dünyarun en kalababk Yahudi nüfusunu
banndıran New York'u, yarattığı "metropolitan" sorunlar ve bi-
reysel etkisi açısından sürekb bir fıbn seti olarak gördü, gösterdi.
Hollyvvood'u dışladı, kazandığı Oscar'lan abnaya bile gitmedi.
Gözde Manhattan'ın "karşı kıyısı ve döküntü" sayılan Bro-
oklyn'de orta-alt sınıf bir Yahudi ailesinden_gebyor. Doğum adı
Allen Steward Königsberg. 1935 doğumlu. iki kez evlenen Wo-
ody, "Annie Hall" filmindeki rol arkadaşı Diane Keaton ile bir-
likte de yaşadı. Ancak en uzun ilişkisi Mia Farrow ile olduğu hal-
de birbkte oturmadılar. Woody, Manhattan'ın doğu kesiminde
Michael's Pub-da her Pazartesi gecesi küçük caz grubu ile klarnet
çalarak caz hevesini gideriyor.
Mia Farrow
VVoody'den 10 yaş genç. Geçmişleri bu kadar farkb olamaz. Ba-
bası, fdm yönetmeni John Farrovv, annesi 81 yaşında fıbn sa-
natçısı Maureen O'Sulbvan. Ailenin 7. çocuğu. Mia, önce kendi-
sinden 29 yaş büyük Frank Sinatra ile evlendi. Sonra da bir za-
manlar "altın çocuk" sayılan orkestra yönetmeni Andre Previn
ile. Vasat bir fibn artistiyken Woody ile beraberliği sayesinde
açıldı. VVoody'nin 13 fıbninin 8'inde rol aldı. Vizyona yakında
girmesi beklenen "Kocalar ve Eşler"de de rolü var.
Çocuk yapma merakbsı.
Çocuk yapamazsa, evlat ediniyor. Çocuk sayısında son du-
rum: 9. Mia'nın, Andre Previn'den üç oğlu var. Daha sonra üç
kız çocuğunu evlat edinmiş. Woody ile beraberken, biri kız biri
erkek iki evlat daha. Ve ortak çocuklan. 4 yaşmdaki Satchel de
yineerkek.
Mia, 3 çocuk daha evlat edinmek istiyormuş. Mia'nın çocuk
sayısını, haber ajanslan da doğru hesaplayamadı. Amerikan AP
ajansı dahi, Mia'nın 9 mu, 10 mu çocuğu olduğunu kestiremedi.
Fransız sinema adamı Poitrenaud İstanbul'daydı
ATtLLAE>ORSAY
Geçen hafta
İstanbul'a Fransız
sinema dünyası-
ndan önemb bir
konuk geldi.
Cannes ŞenbğT-
nden tanıdığımız
Jacques Poitrena-
ud, festivalin, "Un
Certain Regard-
Belli Bir Bakış"
bölümünün seçici ve sorumlusu.
Kültür Bakanlığı'nın çağnlısı olarak
ülkemize gelen Poitrenaud, aynı zaman-
Jacques Poitrenaud
da Fransa'daki l'ARP-Yaratıcı, Yö-
netmen ve Yapımcılar Birliği'nin de
göşteriler-şenbkler sorumlusu.
İstanbul'da da Bakanbk Müsteşar
Yardıması Gülşen Karakadıoğlu ve
yine bakanbktan Mümtaz İdil'le birbk-
te, aralannda Aüf Yılmaz, Memduh
Ün, Ab Özgentürk, Şerif Gören, Zülfü
Livaneli, Ömer Kavur, Tunç Başaran,
Fehmi Yaşar, Tunca Yönder, Yıbnaz
Duru'nun da bulunduğu yapımcı-
yönetmenlerle birlikte olan Poitrenaud,
burada Fransa ile Türkiye arasındaki
ortak-yapım koşullannın geliştirilmesi
konusunda görüş abşverişinde bulun-
duğunu söyledi.
Poitrenaud, bize buradaki toplantıda
yöneünenlerin devletle ilişkilerinde çok
sessiz ve edilgin kaldıklannı, oysa Fran-
sa'da bu alanda çok canb bir diyaloğun
bulunduğunu söyledi.
Böyle bir 'tartışma geleneği'nin çok
önemb olduğunu vurgulayan Poitrena-
ud, sorumlulanndan biri olduğu ve
Fransa'da Beaune'da yapılan Sinema
Buluşmalan'na önümüzdeki yıl Türki-
ye'den de yönetmen, yapımcı ve Kültür
Bakanlığı sorumlulannın çağnlacağını
belirtti. Ortak yapımlar konusunda dik-
katb olunması gerektiğini, bunun kültü-
rel değil, parasal ortaklık anlamına gel-
diğini, her filmde belb bir ülkenin, belli
kültürünün egemen olması gerektiğini
söyleyen Poitrenaud, öbür türlü ortaya
kültürel açıdan yoz, 'piç'filmlerinçıka-
cağını belirtti.
Avrupa'da İtalyan, Almanya gibi ül-
kelerde Kültür Bakanlığı olmamasını
eleştiren Fransız sinemaası, ülkesinin
Avrupa'da ulusal sinemaya en çok yar-
dım eden ülke olduğunu, daha Andre
Malraux'nun Kültür Bakanlığı sırası-
nda başlayan bu yardımın, bugün bü-
yük boyutlara ulaştığını ve Fransa'nın
yalnız İcendi sinemasmı korumak için
değil, tüm Avrupa sinemasını canlı tut-
mak yolunda belb bir sorumluluk yük-
lendiğinı de sözlerine ekledi.
Türkmenistan'la kültürel anlaşma
Latinalfabesinegegşte
ilkadımmatbaa
ANKARA(AA>-Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar, önümüzdeki
günlerde bir grup bibm adamı-
nın arkeoloji çabşmalan, bir
heyetin de alan ve halk kültürü
araştırması için Türkmenis-
tan'a gideceğıni bildirdi.
Turizm Bakanı Abdülkadir
Ateş'in resmi konuğu olarak
Ankara'ya gelen Türkmenis-
tan Kültür ve Turizm Bakanı
Geldimurad Muhammedov,
Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ı
ziyaret etti. Sağlar, ziyaret sı-
rasında yaptığı konuşmada,
iki ülkenin insanlannı birbiri-
ne bağlayacak olan kültürel.
çalışmalann yoğun bir şekilde
olacagını, artık uluslararası
ilişkilerin ekonomi ve pobtika-
dan önce kültürel olgular ile
kunılduğunu kaydederek,
"Türkiye Cumhuriyeti bir kül-
tür devleti olarak, yapmış ol-
duğu kültür anlaşmalanyla
kültür ve sanat ibşkilerini çok
yoğun bir şekilde sürdürü-
yor"dedi.
Ekim ayı içersinde büyük bir
sanatçı ve kültür adamı kadro-
suyla Türkmenistan'a gidilece-
ğini bildiren Bakan Sağlar,
Rusya Federasyonu'nun da zi-
yaret edileceğini açıkladı.
Rusya Federasyonu Kültür
ve Turizm Bakanı'nın Tür-
kiye'yi ziyaretleri şıraanda
"Karadeniz Kültürel İşbirliği"
fikrini gündeme getirdiklerini
anlatan Bakan, Rusya Fede-
rasyonu Kültür ve Turizm Ba-
kanı'nın bu işbirliğini kabul et-
tiğini bildirdi.
Bakan Sağlar, önümüzdeki
günlerde yapılacak toplanüya
13 ülkenin kaülacagını kaydet-
ti.
Haziran ayı içersinde İstan-
bul'da Türk Cumhunyetleri ile
yapılan toplantıda bütün
Türkçe konuşan uluslann kül-
tür bakanlan ile bundan böyle
"Türkçe Konuşan Uluslar
Kültür Bakanlan Daimi Kon-
seyi"oluşturma karannın ve-
nldiğiru anımsatan Bakan
Sağlar, aradaki bağlann kuv-
veüenmesi için, diî birbğinin
obnası gerektiğini, bunun da
ancak yazı birbği ile gerçekle-
şeceğini ifade etti.
Türkmenistan'ın Latin al-
fabesıne geçmesi doğrultu-
sunda maddi-manevi her tür-
lü katkıda bulunacaklannı
bildiren Bakan Sağlar, bu ko-
nuyla ilgjli ilk çalışmalann
matbaa olduğunu bildirdi.
Çevirmeninden izinsiz yayına dava
ItırhBiüıçe'ııiıımahketne
serüveııibıtm^or
Kültür Servisi- Bundan tam
600 yıl önce Tunuslutıp bilgini
ve bilge şeyh Ömer İbn-i Mu-
hammed El Nefzavi tara-
fından kaleme abnan ve Nev-
zat Erkmen'in çevirisiyle Yol
Yayınlan'ndan yayımlanan
16yy Arap seks el kitabı "Iürb
Bahçe'nin mahkeme macera-
lan bitmek bibniyor. Hakkı-
nda, İstanbul Cumhuriyet
Başsavalığı'nca, müstehcenlik
iddıası ve toplatma istemiyle
dava açılan daha sonra İstan-
bul 2. Asliye Ceza mahkeme-
sinde aklanan Itırh Bahçe'nin
çevirmeni Erkmen, kitabı izin-
siz yayınlamaya kalkışan Tan
Gazetesi hakkında yayının
durdurulması konusunda ihti-
yati tedbir istemiyle dava açtı.
Sir Richard Burton tarafın-
dan İngibzceye çevrilen Itırh
Bahçe (The Perfumed Gar-
den), yaklaşık bir yıl Cumhuri-
yet BaşsavcılığYnca açılan ve
mahkemece aklanmasıyla so-
nuçlanan davadan sonra şimdi
de çevirmeni Nevzat Erkmen'-
in Tan Gazetesi aleyhine İstan-
bul Ticaret Mahkemesi Baş-
kanbğı'na açtığı dava nedeniy-
le yine mahkemelerde.
Erkmen'in mahkemeye sun-
duğu dava dilekçesine göre,
Tan Gazetesi'nin 17 ağustos
tarihb sayısında yer alan bir
ilanda, "Mahkeme karanyla
serbest kaldı! "14.yüzyıldan"
beri ellerden düşmeyen bir
seks klasıği. Pek yakında."
dendi. 18 ağustos tarihb Tan'-
da ise, Itırh Bahçe'nin kapak
fotoğrafının da yer aldığı, "Bu
kitabın ya>m yasağı mahkeme
karanyla kaldınldı. Yatak
odanızdaki heyecan doruğa çı-
kacak, "lö.yüzyılda" yazılan
ve bütün dünya dillerine çevri-
len muhteşem kitap "Iürb
Bahçe" Süper Tan'da..Yakı-
nda başbyoruz. Eğer sağbklı
bir cinsel yaşam istiyorsanız,
eğer zevkten çıldırmak istiyor-
sanız, bu diziyi mutlaka oku-
yun.." şeklinde bir ilan yer
aldı. 19 ağustos tarihli Tan'da
yine Itırh Bahçe adı kullanıla-
rak "Yatak odanız alev alev
yanacak" duyurusu yapıldı.
Bunlara karşılık Nevzat
Erkmen 18 ağustos tarihinde
gazeteye noter araabğıyla bir
ihtarname gönderdi ve gazete-
ye giderek sorumlulanyla gö-
rüştü.
Bunun üzerine 20 ağustos
gazetesinde aynı konuyla ilgili
"Harika bir seks klasiğLŞeyh
Nefzavi'nin Itırb Bahçe'si..
Seks Yaşantmız cıvü cıvıl ola-
cak! F.Taner İkinci'nin süper
çevirisiyle yakında bu gaze-
tede.." biçimmde bir duyuru
yeraldı. Kitabın çevirmeni ve
yayın haklannın sahip olam
Nevzat Erkmen, kendisinden
izın alınmadan girişilen bu ha-
rekete karşı yayını durdurma
davası açtı aynca dava so-
nuçlanıncaya dek gazetede
yapılacak yayına karşı da taz-
minat davası açacağını bildir-
di.
"Sansürün Tarîhi
belgesel oluyor
ANKARA (AA) Türk sine-
ması bu kez kendi tarihini ele
alarak başlangıcından bugüne
sinemaya uygulanan sansürü
ve gerçeklerini belgesel habne
getiriyor.
Ünlü sinemacı Aüf Yılmaz,
yapımabğını Kültür Bakan-
bğı'nın üstlendiği "Sansürün
Tarihi" adlı sinema fibninde,
başlangıcından bugüne, sine-
ma başta obnak üzere tüm sa-
nat dallannda Türkiye'de gö-
rülen sansürün öyküsünü an-
laüyor. Ön çalışması tamam-
lanan ve fıbn yapürma kuru-
lunda ele alınacak eserin ön
projesi için 60 milyon lira öde-
me yapıldı.
Yeşilçam Fibncilik tarafın-
dan hazırlanan ve önümüzde-
ki sezon gösterime girmesi
planlanan film. "Polis Vazife
ve Selahiyetleri YasasTnda
yer alan sinema ile ilgili mad-
delerin, Mussobni dönemi
Italyası sansür hükümleri
arasındaki benzerlikleri yansı-
tan görüntülerle başhyor.
Filmde, bugüne kadar ya-
saklanan tüm sinema yapı-
mlanndan söz edibrken, ya-
saklama gerekçeleri, kesilen
parçalar ve bazı yasaklı bö-
lümler görüntüleniyor. Yak-
laşık 600 milyon braya mal ol-
ması beklenenfilmde,eseri ke-
sintiye uğrayan veya sansür
edilen yapımcı ve yönetmen-
lerle yapılacak söyleşilerle çe-
şitb eserleri yasaklayan denet-
çilerlegörüşmeler de yer abyor.
Film sansür olgusuna toplu-
mun değışik kültür ve ekono-
mik kesimlerinde verilen tepki-
yi de anlaüyor.
BAŞSAĞLIĞI
Cumhuriyet dönemi heykel sanatmıan
öncülerinden, onur üyemiz, değerli
sanatçı
•• ••
ZUHTU
MÜRİDOĞUI'nu
kaybetmiş bulunuyoruz. Acımızı tûm
sanat kamuoyuyla paylaşınz.
PLASTİK SANATLAR DERNEĞİ