Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21AĞUSTOS1992CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Felsefe ÎJstüne
MELİH CEVDET ANDAY
"Felsefe", halkın gozunde anlaşılmaz, da-
hası gulünç bır uğraştır Ukalalık edenlere
"Felsefe yapma" denmesı bır kuçumsemeyı
göstenr. Bırakalım halkı, okumuş yazmış
olanlar ıçınde bıle bır felsefe metnıne ılgı du-
yan, parmakla gostenlecek denlı azdır, çunku
boyle bır metın, arılaşılmazlığı >anında, ya-
rarsız da sayılır Aykın gelecek ama, felsefe
sevgısı, felsefenın yararsızlığı kabul edılmeden
oluşamaz Şıır de, muzık de boyledır Nedır
yarar
9
Adamına gore değışır bu Bana sorar-
sanız, denm kı, felsefe, şıır, muak benı zengın-
leştınr, ama buna yarar dıyebılir mıyız
9
Burada bır soru dıkılıyor karşımıza Öyle
ıse felsefe yalnızca felsefecıler arasında mı ge-
çerlıdır
0
Felsefeyı halka anlatmanın olanağı
yok mudur''
Olmaz olur mu, ancak şu koşulla kı, felsefe
dılını, bır uzmanlık dılı (ust-dıl) olmaktan çı-
kanp basıtleştıreceksınız Bundan da ortaya
kımı darlıklar, dahası kayıplar çıkacaktır el-
bette, katlanacaksınız
Bu konuyu, sayın Önay Sozer'ın Sımavı
Yayınlan arasında yenı basılan "Felsefenın
ABCsf adlı kıtabı dolayısıyle açtım Kıtabın
adından da anlaşıldığına gore yazar bıze bu
kıtabı ıle felsefeyı tanıtacak demektır Sayın
Sozer, onsozun başında şoyle dıyor "ABE-
CE, yanı alfabe, bır dıldekı sesh ve sessız harf-
lenn tumünu göstermek üzere kullanılan yazı
ımlennm, yanı harflenn bır lıstesıdır
Bır konunun alfabesınden sozettığımızde
genellıkle o konu uzenne ılkın bılınmesı gere-
ken şeylen soylemek ıstenz " Kendısı de felse-
fecı olan yazar, demek felsefeyı basıtleşürerek
anlatacak bıze, bundan herhangı bır ra-
hatsızlık duymayacak
Neden duysun
1
Gelmış geçmış fılosoflann
bır çoğu bunu yapmışlardır, demek soyledık-
lennın halk arasında da yapılmasını ıstemış-
ler, bundan çekınmemışlerdır
Kımı ornekler uzennde durayım
Fredenck Copleston "Felsefe Tanhı" adlı
yapıtının Platon'a ayırdığı bolumunde şoyle
dıyor
"Akademf dekı çalışmalan yonetmenın ya-
nısıra, Platon'un kendısı dersler venyor ve ız-
leyıalen notlar alıyorlardı Belırtmek onemlı-
dır kı bu dersler yayınlanmıyor ve 'halksal' bır
okuma amacı ıle yayınlanan dıyaloglar ıle
karşıtlık ıçınde duruyorlardı "
Ne
1
I>ıaloglar, Platon felsefesının halk ıçın
basıtleştınlmış bıçımlen mı
9
Gel de merak et-
me, bu buyük duşunür derslennde neyı, nasıl
anlaüyordu
7
Sürdurelım okumayı "Platon'un halksal
yapıtlan, dıyaloglan, ehmızde bulunmakta-
dır , ama derslen değıl Anstoteles açısından
ıse durum tam karşıtıdır, çunku Anstoteles'ın
ehmızde olan çalışmalan onun derslennı tem-
sıl etmekteyken, yayınlanmış yapıtlannın ya
da dıyaloglannın kendılen bıze dek ulaşma-
mış, ama ancak kımı parçalan kalmıştır "
Anstoteles'e aşağıda yenıden geleceğımız
ıçın, burada sadece ve kısaca Platon uzennde
duralım Demek Platon, felsefesını yalnızca
derslennde dıle getınyor, başka bır deyışle,
arada U2manhk dılı kullanıyor, sonra da halkı
bundan yoksun bırakmamak ıçın konusunu
dıyaloglara çevınyor
Anstoteles'te durum bunun tam tersı
Felsefe Tartışmalan dergısının son sayısında,
(12 kıtap) Arda Denkel, "Yayımlanışlan on-
cesınde Anstoteles'ın yapıtlan" başlıklı
yazısının bır yennde şoyle dıyor
"Anstoteles'ın, duşunce dunyasının çehre-
sını değıştıren ve gunumuzu de kapsayacak
bıçımde bınyıllar boyu suren buyuk ve dın-
mek bılmez bır etkı kaynağı olmuş yapıtlan,
İ.Ö 322'dekı olümünden üç yuz yıl sonra, I
Ö 40 ıle 20 arasında, Andromıcus tarafından
Roma'da derlenıp yayımlanmıştır Anstote-
les'ın şımdı bıldığımız çaptakı buyük düşunsel
etkıyı yapışı bundan sonra başlar Doğrudur,
o, yapıtlan yayımlanmadan once de ün
yapmış bır fılozoftu, ancak bu oldukca buyuk
bır derece farkıyla boyleydı O donemde Ans-
toteles'ın etkısı sınırlı olduğu ıçın, goruşlenne
ılışkın bılgıler de yayınlanışı ertesıne gore çok
daha azdı Her şeyden once, gençlık donemın-
de yazmış olduğu populer (yanı eksotenk)
yapıtlan ıle tarunmaktaydı Andromıcus'un
yayınladıklan bunlar değıl, Penpatetık oku-
lun ıçınde, uzmanlar arasında eğıtım ıçın kul-
lanılıp tartışmalan amaçlanan (esotenk) ya-
pıtlardır Sozunu ettığım populer yapıtlar Or-
taçağlan aşıp gunumüze ulaşamamıştır Bıyı-
lardan gende yalnızca bırkaç fragman kalmış
bulunuyor "
Bu açıkJamadan da anlaşıldığına gore,
felsefe dılı esotenk ve eksotenk olmak uzere
ıkıye aynlıyor Bunlardan ılkı, dılımızde ıçrek
termınıyle, ıkıncısı dışrak termınıyle karşılanı-
yor İçrek (Fr Esotnque), eskıden seçkm ve
soylenenı anlayabılecek kımselere venlen eğı-
tımı dıle getınrdı Felsefe AnsıkJopedısı'nde,
"Gızlı, gızem ve gız tenmlenyle anlamdaş ola-
rak da kullanılrnışsa da anlamdaş değıldır,
ancak anlam yakınlığı vardır" deruyor
Bu termının karşıtı olan dışrak, gene o
ansıklopedıde şoyle anlamlandınlıyor "Ge-
nel ve herkesın olabılen " Surdurehm okuma-
yı "Üstunlere özgu bulunan gızlı bıhmalığe
karşıt olarak herkese açık bulunan bılımcıhğı
dıle getınr Anstoteles, sabahlan seçkm oğ-
rencılenne, akşamlan da halka ders venrmış,
seçkınlere oğretılenler gızlı ve halka oğretılen-
ler açıkmış "
Felsefeden korkuyu yaratan ışte bu ıçrek
dıldır
Pekı, boyledır dıye felsefeden uzak mı dura-
9
Bence hayır
Gazetemızın 6 Ağustos tanhlı Kıtap ekın-
de, elımızdekı kıtap ustune yazan sayın Tây-
lan Altuğ, yazısına şoyle başlıyor
"Bellı bır konu alanına ılışkın ılkel bılgılen
alan dışı okura basıtleşürerek sunmayı amaç-
layan 'elkıtaplan' ya da 'gınş'ler, varbk ne-
denlen bakımından daıma sorunlu olmuşlar-
dır Nıtekım bu yonde hemen akla gelen ra-
hatsızlık. her basıtleştırmenın aslında bır ek-
sıltme olduğudur Şımdı, eksıltmelenn mık-
tan arttıkça, şuphesız anlaşıhrlık marjının ge-
nışleyeceğı de doğrudur Ama ne var kı, an-
laşılırlığı, anlaşılması beklenen şeylen eksılt-
mek suretıyle saglamak, belkı zorunlu ama
hıç de venmlı bır yol değıldır Çunku bu du-
rumda yalıtkanlık ya da yuzeyselhk bılgıyı
tehdıt etmeğe başlar Konu felsefe olunca ış
daha da çetrefilleşır Çunku felsefe, basıtlık
uğruna ındırgenebılır bır bılgı dalı hıç değıldır
Ama ote yandan, felsefenın yaygınlaşmasına
da hıç bır aklı başında felsefecı hayır dıyeme-
yeceğıne gore, bu durumda bır gınş kıtabı
bağlarrunda ne yapılmah
9
Bence, Önay So-
zer'ın yaptığı şey yapılmalı Felsefenın ABCsı
adı altında Felsefenın XYZ'sı dılegetınlmeh,
ya da daha ıyı bır soyleyışle, felsefenın ABC-
sının, aslında felsefenın XYZ'sı olduğu göste-
nlmelı
Pekı, bır felsefe kıtabını, otekı kıtaplardan
ayıran ozellık nedır
9
Bu sorunun yanıtını da elımızdekı kıtaptan
okuyalım
"Yıne de bır felsefe kıtabını ele aldığımızda
boyle bır metnm ılk bakışta ortaya çıkan (ve
başka metınlerde bulunmayan) bır ozellığı
var Felsefe metınlen sorulara pek çok yer
vermesı, daıma sorular sorması ıle başka me-
tınlerden aynlmaktadır "
Daha aşağısına bır gozatalım
"Butun bunlara bakarak felsefe yapmanın
başlıca koşulunun soru sormak, gıderek sor-
gulamak olduğunu soyleyebılecek mıyız
9
An-
cak butun başka ınsanlar da bu arada çocuk-
lar da soru soruyor Bu nedenle onlar fılozof
mu
9
Yıne de fılozoflann soru sormasının bu-
tün bu turlu sıradan sorulardan ıkı onemlı
noktada aynldığını soyleyebılınz Bu sorular
rasgele değıl, bellı bır araştırma amacıyla so-
rulmakta ve akla hızmet etmektedır Bır şeyı
araştırmada daıma akıl (ve mantık) egemen
olacağına gore, kısaltarak felsefedekı sorgula-
malann akıl adına yapıldığını, burada asıl so-
ru soranın akhmız olduğunu soyleyebıhnz "
"Felsefenın ABCsı" adh kıtabı, felsefeye
yakın olanlann okuyacağını bılıyonım, felsefeye
uzak olanlann ıse kesenkes okumalan gerek-
tığıne ınanıyorum
ARADA BIR
AHMET CEMAL
Darbeler Demokrasisinde
Cumhupiyet Arayışları
Özu oturmamış yonetım bıçımlerıne yenı adlar aramak,
ıçerığı açısından başarısız doktora tezlennı suslu başlıklar
ve cıltlerle seçıcı kurullara sunmaya kalkışmak kadar an-
lamsızdır Kısa suredır gıderek artan yoğunlukta gunde-
me gelen ıkıncı cumhurıyet' tartışmalan da kanımca bu
tûr gırışımlerden farksız değıldır
Bu bağlamda ılk saptanması gereken nokta, yenı bır
'cumhurıyet' ısteğının farklı ıkı kesımden geldığıdır llkke-
sımın asıl amacı, boylece Ataturk'u olabıldığınce gundem-
den çıkarmaktır Boyle duşunenlere gore, Ataturk'un kur-
duğu cumhurıyetın yerını ıkıncısı aldığında artık 'cumhurı-
yetımızın kurucusu ndan da fazla soz etmeye gerek kal-
mayacak dahası, bu ıkıncı cumhurıyette belkı başta laıklık
olmak uzere Ataturk'un temel ılkelerınden bıle olabıldı-
ğınce odun verılebılecektır
Sevr bıle Lozan'dan lyıydı' gafletının mucıtlen", bu bı-
rırtcı kesımden gelmedır
Aslında ıyı nıyetlı, dıye adlandırmak ıstedığımız ıkıncı
kesım ıse ılk cumhurıyette yerıne oturtulamayanları oturt-
manın ve duzeltmenın çaresını, cumhurıyetın başındakı
sayının değıştırılmesınde aramaktadırlar Bu bağlamda
savunulan duşuncelere gore Turkıye Cumhurıyetf nın yo-
netım bıçımıne temel olan ılkeler, eleştırel degerlendırme-
lerı ve çağa uygun duşecek yaklaşımları gereksınmekte,
bu gereksınîmın karşılanabılmesı ıse başta, örneğm 'res-
mı tarıh'le hesaplaşılması olmak uzere, koklu çabaları ko-
şul kılmaktadır
Cumhurıyetın kuruluşundan bu yana, Turkıye'de 'bır
şeylerın yerıne oturamadığı, elbet doğrudur, ancak onemlı
oian, bu oturamayanları ve bunlar arasında oncelık
sırasını tam saptayabılmektır
Turkıye Cumhurıyetı'nde, çok partılı yonetıme geçılışten
bu yana yaşanan en buyuk bunalım, hep demokrası bu-
nalımı olagelmış, sozu edılen bunalımın doruk noktalarını
da hep asker mudahalesı ya da darbeler oluşturmuştur
Darbelerın kendısınden çok, her defasında bu darbeler
karşısında sonradan alınan tutumlar, kanımızca ulkemız-
de demokrası bılıncının ne ölçude yerleşebıldığının ya da
yerleşemedığının en sağlam gostergelerı sayılmak gere-
kır
Tarıhın akışı ıçerısınde olayların farklı yorumlandığı, da-
hası, vanlan asamalara gore farklı yorumlanması gerektı-
ğı, bır gerçektır Ulkemızdekı ılk askerı mudahale 27
Mayıs 1960 tarıhınde gerçekleşmış bu mudahale sonucu,
uygulamalarıyla artık demokrasıyle hıçbır ılıntısı kal-
mamış olan Demokrat Partı ıktıdarı devrılmış, sonradan
oluşturulan Kurucu Meclıs'ten de, Turkıye'nın bugune ka-
dar gorduğu en demokratık ve ılerıcı anayasa olan 1961
Anayasası çıkmıştır 27 Mayıs, 12Martve12Eylüldarbele-
rınden oldukça olumlu nıtelık taşır
Uçuncu darbe olan 12 Eylul 1980 darbesı bellı bır ıktıda-
ra değıl, ama ulkede Ataturkçuluk ve aydın duşunce adına
ne varsa, hepsıne bırden oldurucu bır sılah nıtelığıyle yo-
nelmış, darbenınlıderıveyonetıcılerı, Ataturkçuluk kımlığı
ıle Ataturk'un vasıyetını bıle çığnemekten çekınmeyerek,
ülkeyı ıdeolojık bır yozlaşmaya surüklemışlerdır Bununla
da yetmılmemış, darbenın lıderı, Turk halkına 'seçeneksız'
sunulan bır anayasaya kendını de bır maddeyle sokarak
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştur
Şımdı saptanması gereken onemlı nokta şudur Demok-
rası, çatısı altında butun ozgurluklerı barındıran, ama ken-
dısıne yonelen oldurucu darbeler karşısında hareketsız
kalması da beklenemeyecek bır yonetım bıçımıdır Başka
deyışle, halkın ozgur ıstencıyle (ıradesıyle) verdığı oyların
dışında, her turlu ıktıdar yolunu kesın bır tutumla kapama-
yan bır demokrası, çatısı altında barındırması gereken bu-
tun ozgurluklerı de tehlıkeye atmış demektır
12 Eylul'un uzerınden 12 yılın geçmış olmasına karşın
hâlâ eskı beş general ıle onlann 'ıcazetlı' kurullan tarafı-
ndan yapılma bır anayasa çerçevesınde yonetılıyor ol-
mak, Turk halkınm demokrası bılıncı açısından lyımserlığe
yol açabılecek bır konum değıldır Turkıye'de, ozgur se-
çımlerle ışbaşına geçen ılk ıktıdarın yapması gereken
-eğer demokrası, gerçekten ıstenıyorsa- darbenın kefıllığı-
nı ustlendığı anayasanın yerıne Turkıye Buyuk Mıllet
Meclısı'nın ıradesının urunu bır anayasayı yururluğe koy-
makt Oysa bu henuz yapılamamıştır Yapılamadığı gıbı,
bu bağlamda koktencı bır tutuma kararlılıkla gıtmek yerı-
ne, 'kısmı değışıklıklerle' yetınılmesı tehlıkesı de belırmış-
tır Turkıye'nın sıyasal yaşamında bugun en onemlı bu-
nalım, ışte budur ve hepsı de seçmenlerın ozgur oylarıyla
Meclıs'e gelmış butun partıler, yenı bır anayasa hedefınde
buyuk bır kararlılıkla bırleşemedıklerı surece, demokra-
sının can duşmanı olan darbeler de Turkıye nın gunde-
mında yeterınce mahkum edılmış olmayacaktır
TARTTŞMA
Istanbul Şehir Tiyatroları'nda lyi Şeyler Oluyor
Gencay Gürün, bütün eleştınlere karşın, çok ıyı oyunlan tstanbuTun
gormesını sağlamıştır.
İ
'stanbul Şehır Tıyatrolan, bugüne değın
onemlı ışlevlen yenne geürdı Ne var kı,
tartışmalar, dedıkodular, çekışmeler de
eksık olmadı Bunlann çoğu, basına yansı-
dı Sanat camıasının yapısal ozellığırun de
bunda etkısı var dıyelım Şehır Tıyatrolan
YonetmenlığVnde değışıklık yapıldığını,
kaiılımcılık ve demokratıklıgın amaçlandı-
ğını değışıklık gerekçesınde okuyunca se-
vındım Çunku tartışmalar, dedıkodular,
çekışmeler azalacak dıye duşundum Örne-
ğm, yonetmelığın değıştınlen 14 madde-
sınde, genel sanat çalışmalanndan yonetım
kurulu ve genel sanat yonetmenı sorumlu
tutulmuştur Genel sanat yonetmenın rejı-
sorlen atayacağı aynı maddede belırtılmış-
se de, elbette bu demek değıldır kı, genel
sanat yonetmenı, bu konuda yonetım ku-
rulunun olumlu goruşünü almayacaktır
Yoksa, demokraükhk ve katılımcılık, kâğıt
uzennde kalır Dahası, genel sanat cabş-
malanndan sorumluluğun yonetım kurulu
ıle genel sanat yonetmenıne aıt olması
bıçımındekı hukmun anlamı kalmaz
Soyleme (lafza) gore yorum yapılamaya-
cağı da bellı olduğuna, genel amaan, yo-
netmebğın ruhunun gozetılmesı de gerek-
mesıne göre, başka turlu duşunmek ola-
naksızdır Gencay Gürun, butun eleştınle-
re karşın çok ıyı oyunlan tstanbul'un gör-
mesını sağlamıştır Şımdırejısorlen,yone-
tım kurulunun olumlu goruşunu aldıktan
sonra atayacağına, gorevlendıreceğıne
gore, ona kendı bıldığıni okuyor denıleme-
yecekür
Gencay Gürun, bır genel sanat çab-
şması sayılan rejısor atama ve gorevlendır-
me yetkısını, yoneüm kurulunun olumlu
goruşunu aldıktan sonra uygulayacağına
gore, artık ona gecmışte çok haksız olarak
yoneltılen bu eleştın de dayanaksız kala-
caktır Nıtebkh yapıtlann seçılmesınde
onun katkılannı unutmak, haksızbk olur
Sayın Nurettın Sozen ve beledıyç meclısı,
başanb bır ış yapmışlardır
Bır üyatro seyırcısı ve hukukçu olarak
behrteyım kı. Sayın Gurun, rejısorlen tek
başına, yoneüm kurulunun olumlu görü-
şünu almadan gorevlendınrse, bu ışlem,
yonetmelığın sorumluluğun yoneüm kuru-
lu ve genel sanat yonetmenıne aıt olduğu
hukmune aykın düşer ve ıdare mahkemesı-
ne gıtüğınde o ışlem ıptal edıbr kanısı-
ndayım Çunku, yetkının olmadığı yerde
sorumluluk yoktur Madem kı sorumluluk
genel sanat yonetmenı ıle yonetım kurulu-
na aıttır, öyleyse rejısor gorevlendınlme-
sınde de yoneüm kurulunun olumlu goru-
şunun alınması. goruş aynhğı doğarsa, ço-
ğunluk karanna uyulması gerekır
Öte >andan, repertuar kurulunun oluş-
turubnası, ılgıb kuruluşlann temsıl edıbne-
sı, yıne yoneüm kurulunun gorevb ve yet-
kılı kılınması da gereklıydı Bu da olumlu,
güzel bır düzenlemedır
ALİTURGAN
Avukat I Istanbul
tLAN
T.C.
BODRUM
SULH HUKUK MAHKEMESİ
Sayı 1988^361-1991 467
Davaa Kemal Gulman vekılı Avukat Metın Barbaros Alçı tarafından
davalılar Mehmet Taner Yuksel ve 97 arkadaşı ale>hıne mahkememıze
açılan ortakbğın gıdenlmesı davasımn vapılan açık duruşması sonunda
Bodrunı ılçesı Gundoğan koyu Buruncukmevkundekaın682parsel
sayılı 33 280 m
2
mıktanndakı taşınmaan umum arasında açık arttırma ıle
satılarak ortaklığın gıdenlmesıne karar venlmış olup taşınmazda hısse-
dar bulunan Zehra Bozkurt, Neskhan Güre Safiye Çağırgan, A Erhan
Tdbanlıoğlu Mustafa Kemal Çtngı, Türkan Tekın Baysel Tunay Dılek
Beşergıl Ismaıl özkan^ Baykal Bıngöl, Selma Sımohna Ahmet Çınel,
Mustafa Şenel Ersan Ozguvena, Suheyla Crakoca Ismet öcal, Hayatı
Ormanaer Erdal Karaküçuk Fatma Gulsen Ka>alı Şencan Ünser Se-
dat lldaş Pınar Karaer, Aydın Aksov Süeda Durgu, Habıbe Ej-up Ko-
rap Ayşe Incıla Manço, Zehra Belgın özkul lbrahım Denız, Turan
Genç Âyhan Unsur Nıhal Ayanoğlu Lutfı Erdogan Işıl Koksal Sıdıka
Efser tyıa Nacıye Ekmekçıbaşı, Bahattın Işler, Ilknur TabanJıoğlu na
mahkememıan 1988 361 Esas, 1991 467 karar sayılı 15 10 1991 tanhh
karan adreslen meçhul olduğundar/tebbğ edılememış olup ılanen teblığı-
ne karar venlmıştır
tşbu ılanın gazetede yayımlandığı tanhten ıtıbaren 8 gün ıçerısınde
temyız edılmedığı takdırde kesınleşeceğı ılan olunur 5 8 1992
Basın 35014
İLAN
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 1024
Davaa Hazıne vekılı aşağıda kımlığı yazılı davalılar aleyhıne açmış
olduğu tespıtın ıptalı ve tescıl davasımn yapılan yargüaması sonunda
Davanın reddıne karar venlmış, venlen karan davaa Hazıne vekılı
31 7 1992 tanhlı dılekçesı ıle temyız etrruştır
Karar ve temyız dılekçesı davalılara teblığ edılemedığınden ılanen
teblıgıne ılan tanhınden ıtıbaren temyız talebınız var ıse 15 gün ıçınde
mahkememıze bıldırmenız ılan olunur
KİMLİĞ1 Ismet Hüseyın oğlu Sevım Hüseyın Kıa, Rahım Hûse-
yın oğlu Zorba Husevın oğlu
Basın 49592
İLAN
KARŞIYAKA 3. SULH HUl(UK
HAKİMLİĞİ'NDEN
Davaalar Dına Bekışpğlu ve Erdal Bea vekılı tarafından davalı Ayşe Pe-
ken vs aleyhıne Hakımlığımızın 1992 528 esas sayılı dosyası ıle açılan
Karşıyaka Gumuşpala Mahallesı Emek mevkıı 25MIID pafta 36938
add 2 parselde kayitlı taşınmazın Uksımen veya satılarak ortakbğın gıde-
nlmesı ıle ılgılı davada davalı Avşe Peken ın adresı bulunamamış olmak-
la duruşma gunu olan 23 9 1992 gunu s>aat 10 10 da duruşmada hazır
bulunması aksı takdırde yokluğunda davanın sonuçlandınlacagı ılanen
tebbg olunur 30 7 1992
Basın. 35273
TERCAN
ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ
İLAN
1991 175
Davaa Hazıne vekıb Av Mıne Ansoy tarafında davablar Fatıme
Yusuf Ayşe Kenan Guler Guneş ın adreslennın tum aramalara rağ-
men tespıt edılemedığınden ılanen teblıgatın yapılmasına karar venl-
mış olup davahlann duruşma gunu olan 2 10 1992 günu saat 9'da
mahkememızde hazır bulunmalan veya kendılennı bır veküle temsıl
ettırmelen duruşmaya gelmedıklen takdırde davanın yokluklannda
bıtınleceğı 7201 sayılı Tebbgat Kanununun 28 29 30 31 maddelen
gereğınce ılan tanhınden ıtıbaren 15 gün sonra kendısıne tebbgat ya-
pılmış sayılacağı ılanen tebbğ olunur
Basın 49625
TEKSTILIŞÇILERISENDIKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
DUYURUSU
Sendıkamızın 22-23 Ağustos 1992 tanhlerinde top-
lanması kararlaştırılmış olan olağanustu kongresı ıleri
bır tarihte toplanmak üzere ertelenmistır Konu
20.8.1992 günü ılanen duyurulmuştur. Ancak sen-
dikamızın 7 kişiden oluşan genel yonetım kurulunun
3 üyesı bu karara katılmamıştır Genel yonetım ku-
rulu 4 kışılık çoğunluğu ıle bu kararı almıştır. Ancak
azınlıkta olan 3 yönetim kurulu üyesi, ana tüzüğü-
müze ve yasalara aykın olarak yasal olmayan kongre
toplamak istemekteler. Aynı konuda DISK Genel Baş-
kanlığı, sendikamızın ve DISK ana tüzüğünde hıçbir
yasal dayanağı olmadan bu hukuk ve tüzük dısı
kongrenın yapılmasını destekleyen bır açıklama ya-
pılmıştır.
Bu durumu dıkkate alan genel yönetim kurulu
kongrenın 22-23 Ağustos 1992 tarıhınde yapılama-
yacağını, 19-20 Aralık 1992 tarıhine ertelendığını tek-
raren duyurur
Tekstıl Işçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu
BEŞİM USTA, MEHMET BULUT,
ALİ AYKUT, SELAHATTİN UYAR
DİSK GENEL BAŞKANLIĞI'NDAN DUYURU
TEKSTİL IŞÇİLERİ SENDİKASI SAYIN KONGRE
DELEGASYONUNUN DİKKATİNE
Üyemız Tekstıl Işçileri Sendıkası'nın Olağanustu Kongresı -
nın butun yasal ışlemlerı tamamlanmış olup, daha önce Tekstıl
işçılerı Sendikası Yönetim Kurulu karan ıle ılan edıldığı gıbı
22-23 ağustos tanhlerinde yasaya uygun olarak yapılacaktır
Oemokrası anlayısımız gereğı sendıkaların nıhaı karar mercıı
olan kongre delegelerının soz konusu tarihte kongrede hazır
bulunmalannı onemle duyururuz
DİSK YÖNETİM KURULU ADINA
GENEL BASKAN
KEMAL NEBİOĞLU
İLAN
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 1991 618
Davacı Hazıne vekılı aşağıda kımlığı yazılı davablar aleyhıne açmış
olduğu tespıtın ıptab ve tescıl davasımn yapılan yargılaması sonunda
Davanın reddıne karar venlmış venlen karan davacı Haane vekıh
31 7 1992 tanhlı dılekçesı ıle temyız etmıştır
Karar ve temyız dılekçesı davalılara tebbğ edılemedığınden ılanen
teblıgıne, ılan tanhınden ıtıbaren temyız talebınız var ıse 15 gun ıçınde
mahkememıze bıldırmenız ılan olunur
KlMLİĞt Kemal Inık
Basın 49593
PENCERE
Anadohı Eski Taşra DejjL.
"Kıyı"
Kultur ve sanat dergısı
Trabzon'da yayımlanır
KunduracılarCad No42/D
Ahmet özer, dergının 76'ncı sayısına bır mektupla an-
lamlı bırkaç tumce eklemış
"Sevgılı ılhan Ağabey, Anadolu'da bır kultur-sanat der-
gısının 76 aydır duzenlı çıkışının ne anlama geldığıni bildh
ğınıze ıçtenlıkle ınanıyorum "
"Kıyı" derlı toplu bır dergı, ıçerığı guzel, keşke ulkenın
her yanında okunabılse
•
"Öykuşıır"
Aylık yazın dergısı
PK 562 Kızılay-Ankara
8'ıncı sayısmın kapağını açtım, bırkaç sayfa çevırdım;
karşıma Rıfaz llgaz çıkmasın mı
1
Şaırın nerelerde oldu-
ğunu bılmıyordum, şıırınden oğrendım
"Uzat ellennı
Ellerımden tut
Son sıcaklığım sende kalsın "
Devrek4Temmuz1992"
llgaz ın sıcaklığı tukenmez
"Öykuşıır" yonetmenı Ibram Erdem'den de bır mektup
"Sayın Ilhan Selçuk, Anadolu'da bır dergıyı çıkarmaya
çalışıyorum Bu olgunun somut yapısını sız çok ıyı bılırsı-
nız Elbettekı Cumhurıyet okuruyum Ama gazetemın du-
yarsızlığını anlayamıyorum Özel sayı yaptık, sıze dergı-
mızıyolladık Bır kez olsun sayfalarınızda yer alamadık "
•
"Anadolu Ekını"
Aylık kultur-sanat-eğıtım dergısı .
inkılâpS 27/2 Kızılay-Ankara
Umıt Sarıaslan'ın çabasıyla uç yıldan berı çıkan dergıde
Merıç Velıdedeoğlu, Hıfzı Veldet Hocamızın "şaırlıksavın-
dan uzak şıırlerı "nden bır tutam yayımlamış
Hocanın ıkı dızesı
"Ve artık sonsuz yatsıya hazırlantrken
Bır altın ırmak kestı yolumu"
•
Istanbul dışında çıkan dergılerı, gazetelerı -kuşkusuz
bana yollananları- hep bır yerlere koyarım, gunu geldığın-
de soz açmak ıçın, ama, zaman geçer, ısteğımı yerıne ge-
tıremem, bırınden soz ederken bırının hakkını çığneyece-
ğımden korkarım Kımbılır, bılmedığımız, tanımadığımız
nıce kışı, nıce dost, yöresınde bır sanat ve kultur erı gıbi
çalışıyor, ulaşım dağıtım, ıletışım guçluğunden okurlarına
ulaşamıyor Oysa bu çabalar çok değerlıdır, yerelın çok-
seslı toplumdakı onemını kavramış değılız, Adana'da ya-
yımlanan "Artı"n\n (bılım ve kultur dergısı) ağustos sayısı-
na bır goz atınca bu gerçeğı bır kez daha anladım (Atatürk
Bulvarı Arabacıoğlu Iş Merkezı No 9, K 6/17)
Basın yayın yaşamı tekelleşıyor, kultur, sanat, bılım der-
gıcılığı de holdınglerın elıne geçıyor Yaşadığımız ekono-
mık sureçte bır başka gelışmeye olanak var mı? Holdıng-
ler reklam olur dıye bu alana el attılar Elbette para gucu,
kendı ıdeolojısını topluma dayatacak Bır yayım holdıngı,
bır yandan porno dergısı çıkarırken, ote yandan mızah,
moda, dedıkodu, 'elevızyon, sanat dergısı de yayımlıyor;
beğen beğendığınıi Tekeller ve holdıngler buyuk kentte
unlu sanatçıyı kendıne çekıyor, azımsanmayacak paralar
donuyor ortalıkta, amatorluk donemı gerıde kalıyor Sart
Faık'ın guzelım oykulerını parasız ya da uç kuruş otuz pa-
raya yoksul edebıyat dergılerıne verdığı yıllar da çok gerı-
lerde kaldı
•
Ancak Anadolu da eskı taşra değıl, unıversıtelerın sayısı
artıyor, Anadolu aydınları çoğalıyor, aydınlanma devrımı
ıster ıstemez meyvelerını venyor
Bılgısayarlı dızgı ışlemlerının getırdığı kolaylıklar Ana-
dolu ya yayıldığı zaman, hıç ummadığımız gelışmelerle
karşılaşabılırız, yerel basın tekelleşmenın ezıcı baskısın-
dan kendısını kurtarabılır, ama, ne zaman''
TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI'NDAN
DUYURU
Tekstıl İşçılerı Sendikası Yönetim Kurulu, oybıriığı ıle aldığı
15 7 1992 gün ve 20 sayılı bır kararla, 22-23 Ağustos 1992
tarıhlennde seçımlı olağanustu genel kurulun toplantıya çağı-
nlmasına karar vermış ve yasaya uygun olarak tûm ışlemlen
tamamlamıştır +
Olağanustu genel kurul ışlemlerının yürütülmesı sırasında,
bazı yönetim kurulu uyelennce ılçe seçım kurulunca ılan edı-
len delege lıstesıne ıkı kez ıtıraz edılmışse de bu ıtırazlar ılçe
seçım kurulunca reddedılerek delege lıstesı kesınleşmıştır
Ilçe seçım kurulu yargıcı tarafından gönderılen bır yazıdan
öğrendığımıze göre bu yönetim kurulu üyelen yasal yöntem
yönetim kurulu karar deften olarak nıtelendınlmesı mümkün
olmayan bır defter edınerek oybıriığı ıle alınmış olağanustu
genel kurul karannın ertelendığıne karar almışlar ve bunu Cum-
hunyet gazetesının 20 8 1992 günlü nüshasında ılan etmış-
lerdır
Hemen belırtelım kı bu yönetim kurulu üyelerının bu karan
aldıkları defter yasanın öngördüğü usule uygun bır defter ol-
madığı gıbı alınan bu erteleme kararı da tüzüğe ve yasaya ay-
kındır
Bu nedenle Tekstıl İşçılerı Sendıkası'nın olağanustu genel
kurulu yasaya uygun olarak alınan yönetim kurulu karan uya-
nnca, karariaştmlan 22-23 ağustos tanhlennde DISK bınasında
toplanacaktır
Tüm delegelere, üyelere ve ılgılılere önemle duyurulur
TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI
GENEL BAŞKANUĞI
Anti-Arabesk Tatil.
Deniz, kum, güneş mükemmel.
Ortam özentisiz ve samimi.
Mekân güzel, müzik güzel,
yemekler güzel.
Istanbul Erkek Lisesi mezunlarına,
Opera-Bale ve Konservatuar
mensuplarına, öğretim üyelerine,
Cumhuriyet ve Abra dergisi
okurlarına
indirinıli.
Tel: 9 (6353) 2206
MOTELAMPHORA
A l t ı n k u m - D i d i m