06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21AĞUSTOS1992CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Felsefe ÎJstüne MELİH CEVDET ANDAY "Felsefe", halkın gozunde anlaşılmaz, da- hası gulünç bır uğraştır Ukalalık edenlere "Felsefe yapma" denmesı bır kuçumsemeyı göstenr. Bırakalım halkı, okumuş yazmış olanlar ıçınde bıle bır felsefe metnıne ılgı du- yan, parmakla gostenlecek denlı azdır, çunku boyle bır metın, arılaşılmazlığı >anında, ya- rarsız da sayılır Aykın gelecek ama, felsefe sevgısı, felsefenın yararsızlığı kabul edılmeden oluşamaz Şıır de, muzık de boyledır Nedır yarar 9 Adamına gore değışır bu Bana sorar- sanız, denm kı, felsefe, şıır, muak benı zengın- leştınr, ama buna yarar dıyebılir mıyız 9 Burada bır soru dıkılıyor karşımıza Öyle ıse felsefe yalnızca felsefecıler arasında mı ge- çerlıdır 0 Felsefeyı halka anlatmanın olanağı yok mudur'' Olmaz olur mu, ancak şu koşulla kı, felsefe dılını, bır uzmanlık dılı (ust-dıl) olmaktan çı- kanp basıtleştıreceksınız Bundan da ortaya kımı darlıklar, dahası kayıplar çıkacaktır el- bette, katlanacaksınız Bu konuyu, sayın Önay Sozer'ın Sımavı Yayınlan arasında yenı basılan "Felsefenın ABCsf adlı kıtabı dolayısıyle açtım Kıtabın adından da anlaşıldığına gore yazar bıze bu kıtabı ıle felsefeyı tanıtacak demektır Sayın Sozer, onsozun başında şoyle dıyor "ABE- CE, yanı alfabe, bır dıldekı sesh ve sessız harf- lenn tumünu göstermek üzere kullanılan yazı ımlennm, yanı harflenn bır lıstesıdır Bır konunun alfabesınden sozettığımızde genellıkle o konu uzenne ılkın bılınmesı gere- ken şeylen soylemek ıstenz " Kendısı de felse- fecı olan yazar, demek felsefeyı basıtleşürerek anlatacak bıze, bundan herhangı bır ra- hatsızlık duymayacak Neden duysun 1 Gelmış geçmış fılosoflann bır çoğu bunu yapmışlardır, demek soyledık- lennın halk arasında da yapılmasını ıstemış- ler, bundan çekınmemışlerdır Kımı ornekler uzennde durayım Fredenck Copleston "Felsefe Tanhı" adlı yapıtının Platon'a ayırdığı bolumunde şoyle dıyor "Akademf dekı çalışmalan yonetmenın ya- nısıra, Platon'un kendısı dersler venyor ve ız- leyıalen notlar alıyorlardı Belırtmek onemlı- dır kı bu dersler yayınlanmıyor ve 'halksal' bır okuma amacı ıle yayınlanan dıyaloglar ıle karşıtlık ıçınde duruyorlardı " Ne 1 I>ıaloglar, Platon felsefesının halk ıçın basıtleştınlmış bıçımlen mı 9 Gel de merak et- me, bu buyük duşunür derslennde neyı, nasıl anlaüyordu 7 Sürdurelım okumayı "Platon'un halksal yapıtlan, dıyaloglan, ehmızde bulunmakta- dır , ama derslen değıl Anstoteles açısından ıse durum tam karşıtıdır, çunku Anstoteles'ın ehmızde olan çalışmalan onun derslennı tem- sıl etmekteyken, yayınlanmış yapıtlannın ya da dıyaloglannın kendılen bıze dek ulaşma- mış, ama ancak kımı parçalan kalmıştır " Anstoteles'e aşağıda yenıden geleceğımız ıçın, burada sadece ve kısaca Platon uzennde duralım Demek Platon, felsefesını yalnızca derslennde dıle getınyor, başka bır deyışle, arada U2manhk dılı kullanıyor, sonra da halkı bundan yoksun bırakmamak ıçın konusunu dıyaloglara çevınyor Anstoteles'te durum bunun tam tersı Felsefe Tartışmalan dergısının son sayısında, (12 kıtap) Arda Denkel, "Yayımlanışlan on- cesınde Anstoteles'ın yapıtlan" başlıklı yazısının bır yennde şoyle dıyor "Anstoteles'ın, duşunce dunyasının çehre- sını değıştıren ve gunumuzu de kapsayacak bıçımde bınyıllar boyu suren buyuk ve dın- mek bılmez bır etkı kaynağı olmuş yapıtlan, İ.Ö 322'dekı olümünden üç yuz yıl sonra, I Ö 40 ıle 20 arasında, Andromıcus tarafından Roma'da derlenıp yayımlanmıştır Anstote- les'ın şımdı bıldığımız çaptakı buyük düşunsel etkıyı yapışı bundan sonra başlar Doğrudur, o, yapıtlan yayımlanmadan once de ün yapmış bır fılozoftu, ancak bu oldukca buyuk bır derece farkıyla boyleydı O donemde Ans- toteles'ın etkısı sınırlı olduğu ıçın, goruşlenne ılışkın bılgıler de yayınlanışı ertesıne gore çok daha azdı Her şeyden once, gençlık donemın- de yazmış olduğu populer (yanı eksotenk) yapıtlan ıle tarunmaktaydı Andromıcus'un yayınladıklan bunlar değıl, Penpatetık oku- lun ıçınde, uzmanlar arasında eğıtım ıçın kul- lanılıp tartışmalan amaçlanan (esotenk) ya- pıtlardır Sozunu ettığım populer yapıtlar Or- taçağlan aşıp gunumüze ulaşamamıştır Bıyı- lardan gende yalnızca bırkaç fragman kalmış bulunuyor " Bu açıkJamadan da anlaşıldığına gore, felsefe dılı esotenk ve eksotenk olmak uzere ıkıye aynlıyor Bunlardan ılkı, dılımızde ıçrek termınıyle, ıkıncısı dışrak termınıyle karşılanı- yor İçrek (Fr Esotnque), eskıden seçkm ve soylenenı anlayabılecek kımselere venlen eğı- tımı dıle getınrdı Felsefe AnsıkJopedısı'nde, "Gızlı, gızem ve gız tenmlenyle anlamdaş ola- rak da kullanılrnışsa da anlamdaş değıldır, ancak anlam yakınlığı vardır" deruyor Bu termının karşıtı olan dışrak, gene o ansıklopedıde şoyle anlamlandınlıyor "Ge- nel ve herkesın olabılen " Surdurehm okuma- yı "Üstunlere özgu bulunan gızlı bıhmalığe karşıt olarak herkese açık bulunan bılımcıhğı dıle getınr Anstoteles, sabahlan seçkm oğ- rencılenne, akşamlan da halka ders venrmış, seçkınlere oğretılenler gızlı ve halka oğretılen- ler açıkmış " Felsefeden korkuyu yaratan ışte bu ıçrek dıldır Pekı, boyledır dıye felsefeden uzak mı dura- 9 Bence hayır Gazetemızın 6 Ağustos tanhlı Kıtap ekın- de, elımızdekı kıtap ustune yazan sayın Tây- lan Altuğ, yazısına şoyle başlıyor "Bellı bır konu alanına ılışkın ılkel bılgılen alan dışı okura basıtleşürerek sunmayı amaç- layan 'elkıtaplan' ya da 'gınş'ler, varbk ne- denlen bakımından daıma sorunlu olmuşlar- dır Nıtekım bu yonde hemen akla gelen ra- hatsızlık. her basıtleştırmenın aslında bır ek- sıltme olduğudur Şımdı, eksıltmelenn mık- tan arttıkça, şuphesız anlaşıhrlık marjının ge- nışleyeceğı de doğrudur Ama ne var kı, an- laşılırlığı, anlaşılması beklenen şeylen eksılt- mek suretıyle saglamak, belkı zorunlu ama hıç de venmlı bır yol değıldır Çunku bu du- rumda yalıtkanlık ya da yuzeyselhk bılgıyı tehdıt etmeğe başlar Konu felsefe olunca ış daha da çetrefilleşır Çunku felsefe, basıtlık uğruna ındırgenebılır bır bılgı dalı hıç değıldır Ama ote yandan, felsefenın yaygınlaşmasına da hıç bır aklı başında felsefecı hayır dıyeme- yeceğıne gore, bu durumda bır gınş kıtabı bağlarrunda ne yapılmah 9 Bence, Önay So- zer'ın yaptığı şey yapılmalı Felsefenın ABCsı adı altında Felsefenın XYZ'sı dılegetınlmeh, ya da daha ıyı bır soyleyışle, felsefenın ABC- sının, aslında felsefenın XYZ'sı olduğu göste- nlmelı Pekı, bır felsefe kıtabını, otekı kıtaplardan ayıran ozellık nedır 9 Bu sorunun yanıtını da elımızdekı kıtaptan okuyalım "Yıne de bır felsefe kıtabını ele aldığımızda boyle bır metnm ılk bakışta ortaya çıkan (ve başka metınlerde bulunmayan) bır ozellığı var Felsefe metınlen sorulara pek çok yer vermesı, daıma sorular sorması ıle başka me- tınlerden aynlmaktadır " Daha aşağısına bır gozatalım "Butun bunlara bakarak felsefe yapmanın başlıca koşulunun soru sormak, gıderek sor- gulamak olduğunu soyleyebılecek mıyız 9 An- cak butun başka ınsanlar da bu arada çocuk- lar da soru soruyor Bu nedenle onlar fılozof mu 9 Yıne de fılozoflann soru sormasının bu- tün bu turlu sıradan sorulardan ıkı onemlı noktada aynldığını soyleyebılınz Bu sorular rasgele değıl, bellı bır araştırma amacıyla so- rulmakta ve akla hızmet etmektedır Bır şeyı araştırmada daıma akıl (ve mantık) egemen olacağına gore, kısaltarak felsefedekı sorgula- malann akıl adına yapıldığını, burada asıl so- ru soranın akhmız olduğunu soyleyebıhnz " "Felsefenın ABCsı" adh kıtabı, felsefeye yakın olanlann okuyacağını bılıyonım, felsefeye uzak olanlann ıse kesenkes okumalan gerek- tığıne ınanıyorum ARADA BIR AHMET CEMAL Darbeler Demokrasisinde Cumhupiyet Arayışları Özu oturmamış yonetım bıçımlerıne yenı adlar aramak, ıçerığı açısından başarısız doktora tezlennı suslu başlıklar ve cıltlerle seçıcı kurullara sunmaya kalkışmak kadar an- lamsızdır Kısa suredır gıderek artan yoğunlukta gunde- me gelen ıkıncı cumhurıyet' tartışmalan da kanımca bu tûr gırışımlerden farksız değıldır Bu bağlamda ılk saptanması gereken nokta, yenı bır 'cumhurıyet' ısteğının farklı ıkı kesımden geldığıdır llkke- sımın asıl amacı, boylece Ataturk'u olabıldığınce gundem- den çıkarmaktır Boyle duşunenlere gore, Ataturk'un kur- duğu cumhurıyetın yerını ıkıncısı aldığında artık 'cumhurı- yetımızın kurucusu ndan da fazla soz etmeye gerek kal- mayacak dahası, bu ıkıncı cumhurıyette belkı başta laıklık olmak uzere Ataturk'un temel ılkelerınden bıle olabıldı- ğınce odun verılebılecektır Sevr bıle Lozan'dan lyıydı' gafletının mucıtlen", bu bı- rırtcı kesımden gelmedır Aslında ıyı nıyetlı, dıye adlandırmak ıstedığımız ıkıncı kesım ıse ılk cumhurıyette yerıne oturtulamayanları oturt- manın ve duzeltmenın çaresını, cumhurıyetın başındakı sayının değıştırılmesınde aramaktadırlar Bu bağlamda savunulan duşuncelere gore Turkıye Cumhurıyetf nın yo- netım bıçımıne temel olan ılkeler, eleştırel degerlendırme- lerı ve çağa uygun duşecek yaklaşımları gereksınmekte, bu gereksınîmın karşılanabılmesı ıse başta, örneğm 'res- mı tarıh'le hesaplaşılması olmak uzere, koklu çabaları ko- şul kılmaktadır Cumhurıyetın kuruluşundan bu yana, Turkıye'de 'bır şeylerın yerıne oturamadığı, elbet doğrudur, ancak onemlı oian, bu oturamayanları ve bunlar arasında oncelık sırasını tam saptayabılmektır Turkıye Cumhurıyetı'nde, çok partılı yonetıme geçılışten bu yana yaşanan en buyuk bunalım, hep demokrası bu- nalımı olagelmış, sozu edılen bunalımın doruk noktalarını da hep asker mudahalesı ya da darbeler oluşturmuştur Darbelerın kendısınden çok, her defasında bu darbeler karşısında sonradan alınan tutumlar, kanımızca ulkemız- de demokrası bılıncının ne ölçude yerleşebıldığının ya da yerleşemedığının en sağlam gostergelerı sayılmak gere- kır Tarıhın akışı ıçerısınde olayların farklı yorumlandığı, da- hası, vanlan asamalara gore farklı yorumlanması gerektı- ğı, bır gerçektır Ulkemızdekı ılk askerı mudahale 27 Mayıs 1960 tarıhınde gerçekleşmış bu mudahale sonucu, uygulamalarıyla artık demokrasıyle hıçbır ılıntısı kal- mamış olan Demokrat Partı ıktıdarı devrılmış, sonradan oluşturulan Kurucu Meclıs'ten de, Turkıye'nın bugune ka- dar gorduğu en demokratık ve ılerıcı anayasa olan 1961 Anayasası çıkmıştır 27 Mayıs, 12Martve12Eylüldarbele- rınden oldukça olumlu nıtelık taşır Uçuncu darbe olan 12 Eylul 1980 darbesı bellı bır ıktıda- ra değıl, ama ulkede Ataturkçuluk ve aydın duşunce adına ne varsa, hepsıne bırden oldurucu bır sılah nıtelığıyle yo- nelmış, darbenınlıderıveyonetıcılerı, Ataturkçuluk kımlığı ıle Ataturk'un vasıyetını bıle çığnemekten çekınmeyerek, ülkeyı ıdeolojık bır yozlaşmaya surüklemışlerdır Bununla da yetmılmemış, darbenın lıderı, Turk halkına 'seçeneksız' sunulan bır anayasaya kendını de bır maddeyle sokarak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştur Şımdı saptanması gereken onemlı nokta şudur Demok- rası, çatısı altında butun ozgurluklerı barındıran, ama ken- dısıne yonelen oldurucu darbeler karşısında hareketsız kalması da beklenemeyecek bır yonetım bıçımıdır Başka deyışle, halkın ozgur ıstencıyle (ıradesıyle) verdığı oyların dışında, her turlu ıktıdar yolunu kesın bır tutumla kapama- yan bır demokrası, çatısı altında barındırması gereken bu- tun ozgurluklerı de tehlıkeye atmış demektır 12 Eylul'un uzerınden 12 yılın geçmış olmasına karşın hâlâ eskı beş general ıle onlann 'ıcazetlı' kurullan tarafı- ndan yapılma bır anayasa çerçevesınde yonetılıyor ol- mak, Turk halkınm demokrası bılıncı açısından lyımserlığe yol açabılecek bır konum değıldır Turkıye'de, ozgur se- çımlerle ışbaşına geçen ılk ıktıdarın yapması gereken -eğer demokrası, gerçekten ıstenıyorsa- darbenın kefıllığı- nı ustlendığı anayasanın yerıne Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı'nın ıradesının urunu bır anayasayı yururluğe koy- makt Oysa bu henuz yapılamamıştır Yapılamadığı gıbı, bu bağlamda koktencı bır tutuma kararlılıkla gıtmek yerı- ne, 'kısmı değışıklıklerle' yetınılmesı tehlıkesı de belırmış- tır Turkıye'nın sıyasal yaşamında bugun en onemlı bu- nalım, ışte budur ve hepsı de seçmenlerın ozgur oylarıyla Meclıs'e gelmış butun partıler, yenı bır anayasa hedefınde buyuk bır kararlılıkla bırleşemedıklerı surece, demokra- sının can duşmanı olan darbeler de Turkıye nın gunde- mında yeterınce mahkum edılmış olmayacaktır TARTTŞMA Istanbul Şehir Tiyatroları'nda lyi Şeyler Oluyor Gencay Gürün, bütün eleştınlere karşın, çok ıyı oyunlan tstanbuTun gormesını sağlamıştır. İ 'stanbul Şehır Tıyatrolan, bugüne değın onemlı ışlevlen yenne geürdı Ne var kı, tartışmalar, dedıkodular, çekışmeler de eksık olmadı Bunlann çoğu, basına yansı- dı Sanat camıasının yapısal ozellığırun de bunda etkısı var dıyelım Şehır Tıyatrolan YonetmenlığVnde değışıklık yapıldığını, kaiılımcılık ve demokratıklıgın amaçlandı- ğını değışıklık gerekçesınde okuyunca se- vındım Çunku tartışmalar, dedıkodular, çekışmeler azalacak dıye duşundum Örne- ğm, yonetmelığın değıştınlen 14 madde- sınde, genel sanat çalışmalanndan yonetım kurulu ve genel sanat yonetmenı sorumlu tutulmuştur Genel sanat yonetmenın rejı- sorlen atayacağı aynı maddede belırtılmış- se de, elbette bu demek değıldır kı, genel sanat yonetmenı, bu konuda yonetım ku- rulunun olumlu goruşünü almayacaktır Yoksa, demokraükhk ve katılımcılık, kâğıt uzennde kalır Dahası, genel sanat cabş- malanndan sorumluluğun yonetım kurulu ıle genel sanat yonetmenıne aıt olması bıçımındekı hukmun anlamı kalmaz Soyleme (lafza) gore yorum yapılamaya- cağı da bellı olduğuna, genel amaan, yo- netmebğın ruhunun gozetılmesı de gerek- mesıne göre, başka turlu duşunmek ola- naksızdır Gencay Gürun, butun eleştınle- re karşın çok ıyı oyunlan tstanbul'un gör- mesını sağlamıştır Şımdırejısorlen,yone- tım kurulunun olumlu goruşunu aldıktan sonra atayacağına, gorevlendıreceğıne gore, ona kendı bıldığıni okuyor denıleme- yecekür Gencay Gürun, bır genel sanat çab- şması sayılan rejısor atama ve gorevlendır- me yetkısını, yoneüm kurulunun olumlu goruşunu aldıktan sonra uygulayacağına gore, artık ona gecmışte çok haksız olarak yoneltılen bu eleştın de dayanaksız kala- caktır Nıtebkh yapıtlann seçılmesınde onun katkılannı unutmak, haksızbk olur Sayın Nurettın Sozen ve beledıyç meclısı, başanb bır ış yapmışlardır Bır üyatro seyırcısı ve hukukçu olarak behrteyım kı. Sayın Gurun, rejısorlen tek başına, yoneüm kurulunun olumlu görü- şünu almadan gorevlendınrse, bu ışlem, yonetmelığın sorumluluğun yoneüm kuru- lu ve genel sanat yonetmenıne aıt olduğu hukmune aykın düşer ve ıdare mahkemesı- ne gıtüğınde o ışlem ıptal edıbr kanısı- ndayım Çunku, yetkının olmadığı yerde sorumluluk yoktur Madem kı sorumluluk genel sanat yonetmenı ıle yonetım kurulu- na aıttır, öyleyse rejısor gorevlendınlme- sınde de yoneüm kurulunun olumlu goru- şunun alınması. goruş aynhğı doğarsa, ço- ğunluk karanna uyulması gerekır Öte >andan, repertuar kurulunun oluş- turubnası, ılgıb kuruluşlann temsıl edıbne- sı, yıne yoneüm kurulunun gorevb ve yet- kılı kılınması da gereklıydı Bu da olumlu, güzel bır düzenlemedır ALİTURGAN Avukat I Istanbul tLAN T.C. BODRUM SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı 1988^361-1991 467 Davaa Kemal Gulman vekılı Avukat Metın Barbaros Alçı tarafından davalılar Mehmet Taner Yuksel ve 97 arkadaşı ale>hıne mahkememıze açılan ortakbğın gıdenlmesı davasımn vapılan açık duruşması sonunda Bodrunı ılçesı Gundoğan koyu Buruncukmevkundekaın682parsel sayılı 33 280 m 2 mıktanndakı taşınmaan umum arasında açık arttırma ıle satılarak ortaklığın gıdenlmesıne karar venlmış olup taşınmazda hısse- dar bulunan Zehra Bozkurt, Neskhan Güre Safiye Çağırgan, A Erhan Tdbanlıoğlu Mustafa Kemal Çtngı, Türkan Tekın Baysel Tunay Dılek Beşergıl Ismaıl özkan^ Baykal Bıngöl, Selma Sımohna Ahmet Çınel, Mustafa Şenel Ersan Ozguvena, Suheyla Crakoca Ismet öcal, Hayatı Ormanaer Erdal Karaküçuk Fatma Gulsen Ka>alı Şencan Ünser Se- dat lldaş Pınar Karaer, Aydın Aksov Süeda Durgu, Habıbe Ej-up Ko- rap Ayşe Incıla Manço, Zehra Belgın özkul lbrahım Denız, Turan Genç Âyhan Unsur Nıhal Ayanoğlu Lutfı Erdogan Işıl Koksal Sıdıka Efser tyıa Nacıye Ekmekçıbaşı, Bahattın Işler, Ilknur TabanJıoğlu na mahkememıan 1988 361 Esas, 1991 467 karar sayılı 15 10 1991 tanhh karan adreslen meçhul olduğundar/tebbğ edılememış olup ılanen teblığı- ne karar venlmıştır tşbu ılanın gazetede yayımlandığı tanhten ıtıbaren 8 gün ıçerısınde temyız edılmedığı takdırde kesınleşeceğı ılan olunur 5 8 1992 Basın 35014 İLAN KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 1024 Davaa Hazıne vekılı aşağıda kımlığı yazılı davalılar aleyhıne açmış olduğu tespıtın ıptalı ve tescıl davasımn yapılan yargüaması sonunda Davanın reddıne karar venlmış, venlen karan davaa Hazıne vekılı 31 7 1992 tanhlı dılekçesı ıle temyız etrruştır Karar ve temyız dılekçesı davalılara teblığ edılemedığınden ılanen teblıgıne ılan tanhınden ıtıbaren temyız talebınız var ıse 15 gün ıçınde mahkememıze bıldırmenız ılan olunur KİMLİĞ1 Ismet Hüseyın oğlu Sevım Hüseyın Kıa, Rahım Hûse- yın oğlu Zorba Husevın oğlu Basın 49592 İLAN KARŞIYAKA 3. SULH HUl(UK HAKİMLİĞİ'NDEN Davaalar Dına Bekışpğlu ve Erdal Bea vekılı tarafından davalı Ayşe Pe- ken vs aleyhıne Hakımlığımızın 1992 528 esas sayılı dosyası ıle açılan Karşıyaka Gumuşpala Mahallesı Emek mevkıı 25MIID pafta 36938 add 2 parselde kayitlı taşınmazın Uksımen veya satılarak ortakbğın gıde- nlmesı ıle ılgılı davada davalı Avşe Peken ın adresı bulunamamış olmak- la duruşma gunu olan 23 9 1992 gunu s>aat 10 10 da duruşmada hazır bulunması aksı takdırde yokluğunda davanın sonuçlandınlacagı ılanen tebbg olunur 30 7 1992 Basın. 35273 TERCAN ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ İLAN 1991 175 Davaa Hazıne vekıb Av Mıne Ansoy tarafında davablar Fatıme Yusuf Ayşe Kenan Guler Guneş ın adreslennın tum aramalara rağ- men tespıt edılemedığınden ılanen teblıgatın yapılmasına karar venl- mış olup davahlann duruşma gunu olan 2 10 1992 günu saat 9'da mahkememızde hazır bulunmalan veya kendılennı bır veküle temsıl ettırmelen duruşmaya gelmedıklen takdırde davanın yokluklannda bıtınleceğı 7201 sayılı Tebbgat Kanununun 28 29 30 31 maddelen gereğınce ılan tanhınden ıtıbaren 15 gün sonra kendısıne tebbgat ya- pılmış sayılacağı ılanen tebbğ olunur Basın 49625 TEKSTILIŞÇILERISENDIKASI GENEL YÖNETİM KURULU DUYURUSU Sendıkamızın 22-23 Ağustos 1992 tanhlerinde top- lanması kararlaştırılmış olan olağanustu kongresı ıleri bır tarihte toplanmak üzere ertelenmistır Konu 20.8.1992 günü ılanen duyurulmuştur. Ancak sen- dikamızın 7 kişiden oluşan genel yonetım kurulunun 3 üyesı bu karara katılmamıştır Genel yonetım ku- rulu 4 kışılık çoğunluğu ıle bu kararı almıştır. Ancak azınlıkta olan 3 yönetim kurulu üyesi, ana tüzüğü- müze ve yasalara aykın olarak yasal olmayan kongre toplamak istemekteler. Aynı konuda DISK Genel Baş- kanlığı, sendikamızın ve DISK ana tüzüğünde hıçbir yasal dayanağı olmadan bu hukuk ve tüzük dısı kongrenın yapılmasını destekleyen bır açıklama ya- pılmıştır. Bu durumu dıkkate alan genel yönetim kurulu kongrenın 22-23 Ağustos 1992 tarıhınde yapılama- yacağını, 19-20 Aralık 1992 tarıhine ertelendığını tek- raren duyurur Tekstıl Işçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu BEŞİM USTA, MEHMET BULUT, ALİ AYKUT, SELAHATTİN UYAR DİSK GENEL BAŞKANLIĞI'NDAN DUYURU TEKSTİL IŞÇİLERİ SENDİKASI SAYIN KONGRE DELEGASYONUNUN DİKKATİNE Üyemız Tekstıl Işçileri Sendıkası'nın Olağanustu Kongresı - nın butun yasal ışlemlerı tamamlanmış olup, daha önce Tekstıl işçılerı Sendikası Yönetim Kurulu karan ıle ılan edıldığı gıbı 22-23 ağustos tanhlerinde yasaya uygun olarak yapılacaktır Oemokrası anlayısımız gereğı sendıkaların nıhaı karar mercıı olan kongre delegelerının soz konusu tarihte kongrede hazır bulunmalannı onemle duyururuz DİSK YÖNETİM KURULU ADINA GENEL BASKAN KEMAL NEBİOĞLU İLAN KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 1991 618 Davacı Hazıne vekılı aşağıda kımlığı yazılı davablar aleyhıne açmış olduğu tespıtın ıptab ve tescıl davasımn yapılan yargılaması sonunda Davanın reddıne karar venlmış venlen karan davacı Haane vekıh 31 7 1992 tanhlı dılekçesı ıle temyız etmıştır Karar ve temyız dılekçesı davalılara tebbğ edılemedığınden ılanen teblıgıne, ılan tanhınden ıtıbaren temyız talebınız var ıse 15 gun ıçınde mahkememıze bıldırmenız ılan olunur KlMLİĞt Kemal Inık Basın 49593 PENCERE Anadohı Eski Taşra DejjL. "Kıyı" Kultur ve sanat dergısı Trabzon'da yayımlanır KunduracılarCad No42/D Ahmet özer, dergının 76'ncı sayısına bır mektupla an- lamlı bırkaç tumce eklemış "Sevgılı ılhan Ağabey, Anadolu'da bır kultur-sanat der- gısının 76 aydır duzenlı çıkışının ne anlama geldığıni bildh ğınıze ıçtenlıkle ınanıyorum " "Kıyı" derlı toplu bır dergı, ıçerığı guzel, keşke ulkenın her yanında okunabılse • "Öykuşıır" Aylık yazın dergısı PK 562 Kızılay-Ankara 8'ıncı sayısmın kapağını açtım, bırkaç sayfa çevırdım; karşıma Rıfaz llgaz çıkmasın mı 1 Şaırın nerelerde oldu- ğunu bılmıyordum, şıırınden oğrendım "Uzat ellennı Ellerımden tut Son sıcaklığım sende kalsın " Devrek4Temmuz1992" llgaz ın sıcaklığı tukenmez "Öykuşıır" yonetmenı Ibram Erdem'den de bır mektup "Sayın Ilhan Selçuk, Anadolu'da bır dergıyı çıkarmaya çalışıyorum Bu olgunun somut yapısını sız çok ıyı bılırsı- nız Elbettekı Cumhurıyet okuruyum Ama gazetemın du- yarsızlığını anlayamıyorum Özel sayı yaptık, sıze dergı- mızıyolladık Bır kez olsun sayfalarınızda yer alamadık " • "Anadolu Ekını" Aylık kultur-sanat-eğıtım dergısı . inkılâpS 27/2 Kızılay-Ankara Umıt Sarıaslan'ın çabasıyla uç yıldan berı çıkan dergıde Merıç Velıdedeoğlu, Hıfzı Veldet Hocamızın "şaırlıksavın- dan uzak şıırlerı "nden bır tutam yayımlamış Hocanın ıkı dızesı "Ve artık sonsuz yatsıya hazırlantrken Bır altın ırmak kestı yolumu" • Istanbul dışında çıkan dergılerı, gazetelerı -kuşkusuz bana yollananları- hep bır yerlere koyarım, gunu geldığın- de soz açmak ıçın, ama, zaman geçer, ısteğımı yerıne ge- tıremem, bırınden soz ederken bırının hakkını çığneyece- ğımden korkarım Kımbılır, bılmedığımız, tanımadığımız nıce kışı, nıce dost, yöresınde bır sanat ve kultur erı gıbi çalışıyor, ulaşım dağıtım, ıletışım guçluğunden okurlarına ulaşamıyor Oysa bu çabalar çok değerlıdır, yerelın çok- seslı toplumdakı onemını kavramış değılız, Adana'da ya- yımlanan "Artı"n\n (bılım ve kultur dergısı) ağustos sayısı- na bır goz atınca bu gerçeğı bır kez daha anladım (Atatürk Bulvarı Arabacıoğlu Iş Merkezı No 9, K 6/17) Basın yayın yaşamı tekelleşıyor, kultur, sanat, bılım der- gıcılığı de holdınglerın elıne geçıyor Yaşadığımız ekono- mık sureçte bır başka gelışmeye olanak var mı? Holdıng- ler reklam olur dıye bu alana el attılar Elbette para gucu, kendı ıdeolojısını topluma dayatacak Bır yayım holdıngı, bır yandan porno dergısı çıkarırken, ote yandan mızah, moda, dedıkodu, 'elevızyon, sanat dergısı de yayımlıyor; beğen beğendığınıi Tekeller ve holdıngler buyuk kentte unlu sanatçıyı kendıne çekıyor, azımsanmayacak paralar donuyor ortalıkta, amatorluk donemı gerıde kalıyor Sart Faık'ın guzelım oykulerını parasız ya da uç kuruş otuz pa- raya yoksul edebıyat dergılerıne verdığı yıllar da çok gerı- lerde kaldı • Ancak Anadolu da eskı taşra değıl, unıversıtelerın sayısı artıyor, Anadolu aydınları çoğalıyor, aydınlanma devrımı ıster ıstemez meyvelerını venyor Bılgısayarlı dızgı ışlemlerının getırdığı kolaylıklar Ana- dolu ya yayıldığı zaman, hıç ummadığımız gelışmelerle karşılaşabılırız, yerel basın tekelleşmenın ezıcı baskısın- dan kendısını kurtarabılır, ama, ne zaman'' TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI'NDAN DUYURU Tekstıl İşçılerı Sendikası Yönetim Kurulu, oybıriığı ıle aldığı 15 7 1992 gün ve 20 sayılı bır kararla, 22-23 Ağustos 1992 tarıhlennde seçımlı olağanustu genel kurulun toplantıya çağı- nlmasına karar vermış ve yasaya uygun olarak tûm ışlemlen tamamlamıştır + Olağanustu genel kurul ışlemlerının yürütülmesı sırasında, bazı yönetim kurulu uyelennce ılçe seçım kurulunca ılan edı- len delege lıstesıne ıkı kez ıtıraz edılmışse de bu ıtırazlar ılçe seçım kurulunca reddedılerek delege lıstesı kesınleşmıştır Ilçe seçım kurulu yargıcı tarafından gönderılen bır yazıdan öğrendığımıze göre bu yönetim kurulu üyelen yasal yöntem yönetim kurulu karar deften olarak nıtelendınlmesı mümkün olmayan bır defter edınerek oybıriığı ıle alınmış olağanustu genel kurul karannın ertelendığıne karar almışlar ve bunu Cum- hunyet gazetesının 20 8 1992 günlü nüshasında ılan etmış- lerdır Hemen belırtelım kı bu yönetim kurulu üyelerının bu karan aldıkları defter yasanın öngördüğü usule uygun bır defter ol- madığı gıbı alınan bu erteleme kararı da tüzüğe ve yasaya ay- kındır Bu nedenle Tekstıl İşçılerı Sendıkası'nın olağanustu genel kurulu yasaya uygun olarak alınan yönetim kurulu karan uya- nnca, karariaştmlan 22-23 ağustos tanhlennde DISK bınasında toplanacaktır Tüm delegelere, üyelere ve ılgılılere önemle duyurulur TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANUĞI Anti-Arabesk Tatil. Deniz, kum, güneş mükemmel. Ortam özentisiz ve samimi. Mekân güzel, müzik güzel, yemekler güzel. Istanbul Erkek Lisesi mezunlarına, Opera-Bale ve Konservatuar mensuplarına, öğretim üyelerine, Cumhuriyet ve Abra dergisi okurlarına indirinıli. Tel: 9 (6353) 2206 MOTELAMPHORA A l t ı n k u m - D i d i m
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle