Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21AĞUSTOS1992CUMA •••» CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
OLAYLAREV
ARDBNDAK1
GERCEK
• Baştarafi 1. Sayfada
için yazıyoruz. Bir sorunu çöz-
tnenin ilk koşulu, gerçekteri gö-
rebilrnektir. Hiç kimse başmı
devekuşu gibi kuma gömmesin;
hamasi laflarla üstesinden geli-
nebilecek bir sorun karşısında
değiliz.
Ancak bugerçeklerin varlığı,
ne terörü yüreklendirmeli, ne de
bir başka yamlgıya yol açmalı.
Türkiye 'yiparçalamak kolay iş
değil. Lozan sınırlan içinde,
cumhuriyet yönetiminde yaşa-
yan toplumun, ne sabn tüken-
miştir, ne de bütün potansiyel-
leri ortaya dökülmüştür. Ger-
çekte sabırlann tükenmesi de
Anadolu halkı için bir talihsiz-
lik olacaktır. Çünkü "Kürt
realitesi" bir gerçekse, "Türk
realitesi" de bir düs değildir. Bu
iki "realite"yi bağdaşurmakye-
rine çatıştırmaya kalkışmak,
Anadolu'da yaşayan halka
"ihanet."
Kürt sorununun demokratik
yöntemlerle çözümleneceği yo-
lunda inancımızı yitirmiş deği-
liz. PKK'nın mesafe aldığı bir
gerçektir; ama, bu yöntemlerin
bir çıkış yolu yoktur. Terör ör-
gütü, Anadolu'da yaşayan
komşuyu komşuya düşman ede-
mez; iki halkın birbirinin boğa-
zına sanlması çağdaş dünyamn
bugünkü koşullarında olanak-
sızdır.
Yeter ki devlet, somnu tü-
müyle ve yeniden gözden geçi-
rerek sağlıklı bir yönlem, siya-
set ve yaklaşımı yürürluğe ko-
yabilsin.
Dikkat edilırse "devlet" söz-
cüğünü kullandık; ' 'siyasal
iktidar"ya da "hükümet" de-
medik. Çünkü Türkiye'nin bu-
günkü yapısında, ' 'devlet'
J
in si-
yasal iktidan ve hükümeti aşan
ağırlığı gereğinden daha bü-
yüktür.
Bu arada sorumsuz cumhur-
başkanınm tutumuna da dikkat
edilmelidir. Tarafsız ve sorum-
suz olması gereken Cumhurbaş-
kam -son yılların moda
deyişiyle- "Kürt kartını
oynamaya"yönelmistir; Sayın
Ozal işleri büsbütün kanştırmak
yolunda yürüyor. Cumhurbaş-
kanımız, ne yazık ki anayasal
sorumluluğunun bilincinde de-
ğildir ya da bile bile lades de-
mektedir.
Bir sorun, çözülmesi kaçınıl-
maz noktaya gelindiğinde, çö-
zülür.
Çünkü kural kesindir:
Eğer sorunu çözmesi gereken
güç, sorunu çözemezse, sorun o
gücü çözer.
•
Yazımızı bitirirken çok
önemli bir noktaya daha değin-
mek istiyoruz. Bu satırların ya-
zıldığı saate kadar Şırnak'tan
doğru dürüst haber almak ola-
naksızdı. Gerçek bilgileri sağla-
mak için gazetecilere gerekli ko-
layhklar gösterilmedi; halkın
bilgi edinme hakkı bir anlamda
kısülanmış oldu. Oysa Şırnak
olayından çok daha beterlerinin
yaşandığı bölgelerde bile durum
değişiktir; Bosna-Hersek 'teki
çatışmalarda basın her şeyi ya-
kından izlemektedîr; gazetecilik
görevi bunu gerektirir.
Kamuoyu doğru bilgi edine-
mediği zaman, söylentiler olay-
larm boyutlanm daha çok şişi-
rir; kaş yapayım derken göz Çi-
karmak buna denir. Toplumun
neyin ne olduğunu bilmesi, de-
mokrasilerde temel kuraldır. Ki-
mi zaman olağanüstü durumlar
ortaya çıkabilir; yine de örnek-
ler ortadadır. Basın dıslandığı
zaman doğacak sakıncaların
enini boyunu hesap etmek çok
güçtür. Barış, savaş, isyan, te-
rör, deprem, yangın gibi bütün
olaylarda basının, işin içinde
görevini yürütmesi uygar dün-
yada doğal bir kural sayıl-
maktadır. •*••*•*
GUVCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
yapılmış, sokaktaki insan birden teröristlerin yoğun ate-
şiyle karşılaşmışti.
Halk tekrar evlerine çekilmiş, -saat 12.00-. Bakan'a göre
"çatışmalar tekrar başlamıştı."
Sezgin iki önemli noktaya, soruların gidip gelip takıldığı
önemli iki noktaya açıklık getirdi. Biryerde açıkyüreklilikle
"noksanlanmızı" d ile geti riyordu.
Devlet, teröristlerle savaşımda önemli etkenlerden biri-
ni, halkı yanına alarak sağlamıştı. Ancak devlet -yıllardır
onca çabaya karşın- hâlâ "istihbaratta zayıfkalmıştı, kalı-
yor"du.
Istihbarat noksanlığının önemli göstergesi, sonuncu ve
taze kanıtı, son Şırnak baskınıydı. Adamlar, ellerinde ağır
silahlar, roketatarlar, havan topları, uzun menzilli silahlar-
la Kuzey Irak'tan giriyor, yol alıyor, Şırnak'a geliyor. Kimi
evlere baskı yaparak yerleşiyor ve birden bire...
PTT'de 40 milyarlık ağır hasar, jandarma binasının tahri-
bi gibi önemli sonuçlar alıyor. iki bine yakın terörist nere-
deyse elini kolunu sallayarak Şırnak'ta mevzileniyor.
Kenti bir baştan öteki başa yangın yerine çeviriyor.
Terörist ateşi başladığı dakikaya kadar devlet istihbaratı
mışıl mışıl uykuda. Ancak ateşle birlikte uyanıyor. Elbette
devlet sonradan ağır basıyor. Duruma "hâkim oluyor.'Ne
çare, saldırıyla savununun kaç insana, maddi açıdan kaç
milyara mal olduğunu dün yetkili yetkisiz, etkili etkisiz kim-
se kestiremiyordu.
Yeni baş ağrısı
Başbakan Demirel, önceki gün son dokuz ayda 24 polis,
179 er, 62 korucu ile 326 vatandaşın öldüğünü açıklıyor.
Terör gün be gün öylesine aşamalara giriyor ki dün açıkla-
nan bir gün sonra, hatta bir iki saat önceki rakamlar bir iki
saat geçince değişiyor.
Bu nedenle terörle, hele Güneydoğu'daki eşkıya hare-
ketleriyle bağlantılı bilançolar yapmak giderek zorlaşıyor.
Neredeyse saatbaşı saptamalar kamuoyuna sunulacak.
istatistik, Güneydoğu'da şaşkın.
içişleri Bakanı Sezgin'le sabahki söyleşimizde Irak sını-
rımızın etten duvara dönüştüğünü, sızma hareketlerinin
oradanaslabaşarılı olamayacağının "resmen" öne sürül-
düğünedeğindik. "v
ofc"diyor, "Bir tarafıvar.Hakuk, Zaho
gibi yerlerde bahsettiğiniz türden değil durum."
Kuzey Irak'ta otorite boşluğu nerede başlarsa, -tabii
Saddam'ın kışkırtmaları eksik değil- oradan sızmalar sü-
rüyor. Yani sızmalar, kolaylıkla gerçekleşiyor.
Son Şırnak olayı, içeride ve dışarıda başımızı ağrıtaca-
ğa benziyor. içeridekl baş ağrısına kimin kaynaklık edece-
ğini söylemek gerekmez.
Yine karıştırıcı bir rol üstleniyor Tö ve Nevruz olayların-
da psikolojik üstünlük kazanan hükümetin "Kürtlere eği-
tim hakkı' vermemesini" büyük noksanlık diye ilan ediyor.
Bu irdelemeyi son Şırnak olaylarına ha bağladı ha bağla-
yacak!
Yarın, önceleri söylediklerinin tersine gelişmeler olur-
sa, hiç kuşkunuz olmasın; yanlış anlaşıldığını öne süre-
cektir. Fakat Sezgin dün TÖ'yü yanıtlıyor; "Sekiz yıldır
süregelen 'teşhis yanlışlığı' olayları bu noktaya getirdi"
diyor.
Dışarıdaki dostlar, iki gündür zaten içeriden faaliyette.
Fransız haber ajansı, Şırnak'ın havadan bombalandığını
yayıyor. HEP milletvekilleri -besbelli aralarında konuşup
anlaşmışlar- Şırnak baskınını devlete yıkmaya hevesle-
nen demeçler veriyorlar.
Bizim Türey Köse, HEP milletvekillerinden Zübeyr Arda,
Kemal Okutan, Hatip Dicle, Orhan Doğan'lakonuştu. "Çok
ölüden" söz ediyor her biri. Ne var ki hepsi önce devletin
ateş açtığını, -neredeyse PKK savunuda- ve "insanlan
devletin telef ettiğini" öne sürüyorlar.
Olaylara değinen bilgileri sıralarken bir yandan da Şır-
nak'la bağlantı kuramadıklarını belirtmeyi ihmal etmiyor-
lar.
Hem telefonla dahi bağlantı kuramıyorlar Şırnak'la hem
de kesin yargılar içeren onca bilgiyi nasıl alıyorlar?
Gizemli birolay!
AKTAŞ mahkûm oldu
• Baştarafi 1. Sayfada nemdeki tarife fıyaündan değil,
h i d limahkemelerdır. Bıze göre Ana-
dolu yakasında oturan tüm
aboneler, ticarethaneler ve sa-
nayicilerin tamamı, AKTAŞ'ı
yasal çerçevede mahkemeye ve-
rebilecek durumdadır. Eğer 900
bin elektrik abonesi bu haksız-
hklar konusunda biraz daha
bilinçlenip dava açacak olursa,
AKTAŞ mahkeme kapılannda
sürünür" dedi.
Anadolu yakasındaki bir şir-
ketin yetkilileri, bundan bir sü-
re önce, AKTAŞ tarafından
kendilerine gönderilen fatura-
lann, elektriği tükettikleri dö-
okunma tarihinde geçerh'
olan fıyat üzerinden hesaplan-
dığını farketti. Bu nedenle 10 ay
içinde AKTAŞ'a belediye ver-
gisi ve KDV ile birlikte fazla-
dan ödedikleri yaklaşık 17 mil-
yon lirayı geri almak için dava
açtılar.
Söz konusu davada, da-
vacının iddiası, "AKTAŞ tara-
fından kendilerine elektrik sa-
tıldığı. ancak şirketin, tükettik-
leri elektrik enerjisi bedelinin
hesaplanmasında ve zamlı bi-
ri.,1 fıyat uygulamasında hatalı
davrandıgı, yürürluğe giren
zamlı fıyatın daha önceki aylar-
da tüketilen enerjiye de uygu-
landığı. bu nedenle kendilerin-
den 10 ay boyunca fazla elekt-
rik bedeli tahsil edildiği " şek-
lindeydi. Şirket, AKTAŞ'a
fazladan ödedikleri bu bedelin,
en yüksek banka iskonto faizi
oranında tahsil edilmesini isti-
yordu.
AKTAŞ ise/'Hesapla-
malann Elektrik Tarifeleri
Yönetmeliği'ne göre yapıldığı-
nı, tahakkuk işleminin yasalara
uygun olduğunu ve hata mev-
cut olmadığını, söz konusu fa-
turalara iüşkin vergilerin de ait
Ambargo bilmecesi
ERGÜN AKSOY
HABUR - PKKnın Kuzey
Irak'a uyguladığı ambargoyu
kaldırmasının ardından bu kez
Kürdistani Cephe'nin Türk
kamyon sürücülerine yönelik
ambargo karan aldığı öne sü-
rüldü. Habur sınır kapısında
bekleyen çok sayıda araç, dün
de Irak tarafına gjriş yapamadı.
Gümrük müdürlüğü yetkilileri,
problemin peşmergelerden
kaynaklandığını savundular.
KYB'nin Zaho sorumlusu
Aras Talabani ise Türk sürücü-
lerine yönelik herhangi bir uy-
gulama başlatmadıkannı belir-
terek "Türk yetkililer, kapıyı iki
üç gün sonra açacaklannı biı-
dirdiler" dedi.
PKK'nın Kuzey Irak'a yöne-
lik bir ay önce başlattığı ambar-
goyu önceki gün kaldırmasına
karşın Kuzey Irak'a mal götü-
ren araçlann karşı tarafa geç-
melerine izin verilmediği kay-
dedildi.
Habur Gümrük Müdürlüğü
yetkilileri, problemin Kuzey
Irak tarafından kaynaklandığı-
nı söylediler. Yetkililer, "Kuzey
Irak'tan bir heyet bizi ziyaret
etti. Ambargonun kaldınlması-
na karşın tek bir aracı Kuzey
Irak'a istemediklerini söyledi-
ler. Ambargo nedeniyle açlık
tehlikesiyle karşı karşıya kal-
dıklannı vurguladılar. Ancak
kimseye mul'.uıç olmadıklannı
belirttiler ve bundan sonra da
kimseye muhtaç olmayacakla-
nnı bildirdiler. Gerekirse Tür-
kiye'den resmi olarak gıda tale-
binde bulunacaklanna ve bunu
güvenlik kordonuyla Irak'a ge-
çireceklerini belirttiler. Bu talep
üzerine biz de kamyonlann
karşıya geçmesine izin vermi-
yoruz. Çünkü can güvenliği
yok. Peşmergelerle tekrar görü-
şeceğiz. Şoförlerin can güvenli-
ğinin sağlanması yönünde ga-
ranti alırsak o zaman araçlann
geçişine izin veririz. Ancak an-
ladığımız kadanyla Kürdistani
Cephe bu tutumunu sürdüre-
cek" dediler.
Habur Gümrük Müdürlüğü
yetkilileriyle dün iki saatlik bir
görüşme yapan KYB'nin Zaho
sorumlusu aynı zamanda Celal
Talabani'nin yeğeni Aras Tala-
bani, Türk şoförlere yönelik
herhangi bir ambargo karan al-
madıklanru acıkladı. Aras Ta-
labani, şunlan söyledi:
"Türk yetkililer bize kapıyı
iki üç gün sonra açacaklannı
söylediler. Bizim aldığunız ya-
sak karan yok. Şoförlerin can
güvenilği konusunda ise hiçbir
problem yoktur. Irak'a geçecek
olan tek bir Türk şoförünün kı-
lına bile zarar gelmez. Bizler
kefiliz. Türk yetkililerle konuyu
tekrar görüşeceğiz."
Kuzey Irak'taki Kürt yöneti-
mi temsilcileri, Kuzey Irak'a
Türkiye'den mal taşıyan kam-
yonlara PKK'nın uyguladığı
ambargonun kaldınlmasından
sonra kendilerinin bir engelle-
me yapmadıklannı söylediler.
Ankara'daki temsilciler. Ku-
zey Iraklılann her türlü mala
"muhtaç" olduklannı söyleye-
rek kendJleriııiii, kam>oııiann
"akılgeçişini engellemelerinin
dışı" olacağını söylediler.
Kürt yönetiminin, Habur ka-
pısından geçen kamyonlardan
"vergi" aldığını hatırlatan tem-
silciler, kanşıkhğın bu vergi
alma görevlılerinin konudan
haberdar olmama olasılığından
kaynaklanabileceğini bildirdi-
ler. PKK tarafından uygulanan
ambargonun kaldınldığını du-
olduklan idarelere yaünlmış ol-
duklannı" belirterek davanın
reddini istiyordu.
Taraflann mahkemeye ver-
dikleri kanıtlara göre, dosya
üzerinde bir bilirkişi incelemesi
yapünldı. Bilirkişinin yapüğı
inceleme sonucu, davacı şirke-
tin AKTAŞ'tan alacaklı oldu-
ğunu saptadı. Ancak, AK-
TAŞ'ın bilirkişinin hazırladığı
rapora itiraz etmesi üzerine,
ikinci bir bilirkişi kurulu oluş-
turuldu. Fakat, bu bilirkişi he-
yeti de, ilk raporun doğru oldu-
ğunu saptayarak, AKTAŞ'ın
davacı şirketten fazla para aldı-
ğına karar verdi. Rapor kapsa-
mı daha sonra mankemece de
yerinde görülerek dava konu-
sunda şu hüküm verildi:
"1- Davanın kabulü ile 15
milyon 631 bin 588 lira alacağın
dava tarihi olan 20 Eylül 1991
tarihi itiban ile yüzde 48 rees-
kont faizi ile birlikte davahdan
(AKTAŞ) alınıp davacıya veril-
mesine,
2-Hesaplanan 468 bin 950 li-
ra ilam harcından 117 bin 240
lira peşin harcın mahsubuna,
kalan 351 bin 710 lira ilam har-
cının davahdan (AKTAŞ) alı-
yan kamyon sürücülerf ise dün narak Hazine'ye gelir kaydına,
sabahtan itibaren Habur sınır 3- Davaa taraf için hesapla-
kapısmda 10 kilometrelik bir nan 1 milyon 207 bin 800 lira
araç kuyruğu oluşturdular. nisbi vekâlet ücretinin de dava-
Irak'a bırakılmamalannı eleşti- cı tarafın yapüğı aşağıdaki dö-
ren şoförler, "Yasağı hangi ta- kümü yazılı 536 bin 440 lira
raf uyguluyor anlayamadık. yargılama giderinin davalı ta-
raftan alınarak, davaa tarafa
verilmesine, davalının yaptığı
yargılama giderlerinin üzerinde
bırakılmasma ilişkin, Yargıtay
Gümrük Müdürlüğü, peşmer-
geleri sorumlu tutuyor. Kürdis-
tani Cephe ise yasak karan
almadıklannı söylüyor. Ne ya-
pacağımızı şaşırdık. Zaten bir
aydır tek kuruş para kazanma-
dık. Ambargoyu delmeye çalı-
şan 8 arkadaşırruzın kamyonla-
n yakıldı. 3 arkadaşımız da
Kuzey Irak'ta kayboldu. Ta-
raflar birbirleriyle uyuşamıyor,
arada bizlergidiyoruz. Kapırun
bir an önce açılmasını istiyo-
ruz" dediler.
Habur'da gerginlik tırmarur-
ken kamyon sürücüleri kapırun
açılması halinde protesto yürü-
yüşü yapacaklannı söylediler.
Bu arada Kürdistani Cephe-
nin isteği üzerine Kuzey Irakta-
ki Halil İbrahim gümrüğüne
PTT tarafından üç ankesörlü
telefon çekildiği, hatlann Türk
tarafından verildiği öğrenildi.
ş gy
yolu açık, oybirliği ile karar ve-
rilip, verilen karar davaa vekili
ile davalı vekilinin yüzlerine
karşı, açıkça okunmuştur."
Faturalama
• Baştarafi 1. Sayfada j a n .
dırma sısteminin farklı olma-
sından kaynaklandığını öne
sürüyor. Berkan, aynca abone-
lerin kendi malı olan sayaçlar-
dan kira almadıklannı, ancak
yönetmeliğe uygun olarak ba-
kım ücreti aldıklannı belirte-
rek. aboneye zamanında ulaş-
mayan faturalar için de hiçbir
şekilde gecikme cezası almadık-
lannı savunuyor.
Yayınımız üzerine gazetemi-
ze gelerek AKTAŞ'ın uygula-
malanna yönelik suçlamalan
yanıtlayan AKTAŞ Genel Mü-
dürü Berkan, Elektrik Tarifele-
ri Yönetmeliği'ne aykın hiçbir
uygulamalan olmadığını belir-
terek, iddialann doğru olmadı-
ğını öne sürüyor. Berkan, bu
uygulama farklılığını şöyle an-
lauyor:
"Faturalann yüksek olması-
nın ilk nedeni elektrik tarifele-
rindeki artışlardır. 1 Eylül 1990
tarihinde işletmeyi devraldığı-
mız zaman elektrik birim fıyatı
115 lira civanndaydı, bugün
581 lira. Dört misline yakın bir
zam görmüş. Bizim faturalan-
mızın daha yüksek görülmesi-
ninin nedeni ise, TEK ile
AKTAŞ arasındaki faturalan-
dırma sistemindeki farklılıktan
kaynaklanıyor. Fiyatta bizim
TEK ile hiçbir farklıbğımız
yok. Biz devraldığımızda. Ana-
dolu yakasında sayaçlar dört
ayda bir okunurdu. Daha son-
ra basılan faturalar, ikinci dört
ayı okumaya gidildiğinde abo-
nelere verilirdi. Şündi bu süreyi
belki de üç aya indirmişlerdir,
bilmiyorum. Biz ise, işletmeyi
devraldıktan sonra iki ayhk
okuma ve faturalandırma siste-
mi geliştirdik ki, burada özelleş-
tirmenin gereği de bu zaten,
abone üzerindeki alacaklann
daha çabuk toplanması.
Rumeli yakasındaki abone-
nin eline 3^4 ay öncesinin fatu-
rası geliyor, bizim abonelere de
son iki ayın faturası. Elektriğin
birim fıyatlan sürekli arttığı
için de AKTAŞ aboneleri aynı
kilovat saat tüketim için daha
yüksek fatura ödüyorlar. TEK
aboneleri ise o dönemde 3-4 ay
öncesinin faturasını ödediği
için daha az para ödüyormuş
gibi görünüyorlar. Bu nedenle
TEK ile AKTAŞ fatura fiyatla-
nnı karşılaştırmak için, okuma
dönemlerine bakmak lazım.
Deniliyor ki, fazla fiyatla satılı-
yor elektrik, halbuki değil."
Bu açıkJamadan sonra Ber-
kan'a, "AKTAŞ, faturalan
elektriğin tüketildiği döneme
ait tarifeden değil, son okuma
tarihindeki zamlı tarifeden fı-
yatlandınyor. Oysa, kendisi
TEK'e olan elektrik borcunu
tükettiği zamandaki birim fi-
yattan ödediği için vatandaşın
üzerinden trilyonlar vuruyor"
şeklindeki savlan anımsatma-
mız üzerine bunlann asılsız ol-
duğunu söylüyor.
Böyle bir uygulamanın söz-
konusu olmadığı konusunda
ısrar eden Berkan, "Kesinlikle
öyle bir şey yok. Biz de TEK gibi
aboneye, enerjiyi tükettiği dö-
nemdeki elektrik birim fiyatıru
göz önüne alarak faturalanz.
iki ayhk bir faturaysa, onun or-
talamasını alınz. Hiçbir zaman
son tarifeyi uygulamayız" dedi.
GOZLEM
UĞURMUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
15 Ağustos 1984-18 Ağustos 1992 tarihleri arasında
bölgedeki çatışmalarda ölü sayısı şöyle:
Subay 52
Astsubay 54
Erveerbaş 723
Polis 49
Uzmançavuş 12
KK 190
Bekçi 1
TOPLAM 1081
Muhtar 39
öğretmen 32
Sivil 1235
TOPLAM 1306
PKK 1923
GENEL TOPLAM 4310
1984 yılında şehit olan güvenlik görevlisi sayısı toplam
28. 1985'te bu sayı 69a çıkıyor; 1986'da 41 asker, polis,
köy korucusu şehit oluyor; bu sayı, 1987de 60'açıkıyor.
1988'de bu sayı 55'tir. 1989da şehit güvenlik görevlisi sa-
yısı 139'a, 1990da 157'ye, 1991 de de 277ye çıkıyor.
1992 yılının ilk sekiz ayında bölgede şehit olan subay,
polis, er, erbaş, uzman çavuş ve köy korucusu sayısı
255'tir.
Aynı yükselen kanlı grafik PKK için de söz konusudur.
1984 yıhnda 16 PKK'lı öldürülmüş, bu sayı 1985 yılında
99'a yükselmiş, 1988'de bu sayı 32, 1987'de 89, 1988'de
de 124 olmuş, öldürülen PKK'lı sayısı 1989'da 159'a,
1990'da 342'ye ve 1991'de de 399a yükselmiş.
1992 yılının ilk sekiz ayında öldürülen PKK'lı sayısı
663'tür!
Aynı yükselen grafiği bir de 1984 yılı 15 ağustosundan
bu yana öldürülen siviller için de görmek gerekir:
1984 yılında öldürülen sivil yurttaş sayısı, 16; bu sayı
1985'te 66'ya, 1986'da 77'ye, 1987'de 234eçıkıyor.1988'-
de bölgedeki çatışmalarda 124 sivil yurttaş yaşamını yiti-
riyor, 1989'da bu sayı 178'e, 1990'da 211'eve 1991'de de
277'ye çıkıyor.
1992 yılının ilk sekiz ayında 147 sivil yurttaş yaşamını
yitirdi.
Buraya bir nokta koyup, 12 Eylül 1960 öncesi terör olay-
larından sayılar verelim:
1974-1980 arası, 5388 kişi terör olaylarmda yaşamını
yitirmiştir.
Bu 5388 kişinin 2109'u sol, 1286'sı sağ eğilimlidir. 1611
kişinin de eğilimleri saptanamamıştır.
1974-1980 arasında 281 güvenlik görevtisi de şehit ol-
muştur. (1960'lardan 1980'lere Türkiye Gerçeği, Oğuz-
han Müftüoğlu, s:74-80)
Bu sayıları gelin Kurtuluş Savaşı'ndaki şehit sayısı ile
karşılaştıralım:
22 gün süren Sakarya savaşında 277 subay ve 5436 er
ve erbaş olmak üzere 5713 şehit verildi. Aynı savaşta,
Yunan ordusundan 208 subay ve 3958 er öldürüldü.
(Büyük Dönemeç, Sakarya Meydan Muharebesi, Ibra-
himArtuç,s:311)
"Büyük Taarruz"öa 146 subay ve 2397'si er ve erbaş ol-
mak üzere 2543 şehit verildi. (Büyük Taarruz, Başkomu-
tan Meydan Muharebesi, İbrahim Artuç, s:288)
Savaş tarihi yazarı emekli kurmay albay İbrahim Ar-
tuç'un "Kıbns'ta Savaş"adlı incelemesinde 1974 Kıbrıs
Barış Harekâtı'nda Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 415'i ka-
ra, 65i deniz, 5'i hava ve 13'ü de jandarma olmak üzere
toplam 498 şehit verildiği yazılıyor (s: 318).
Yarıçapı 200 kilometre olan bölgede her yıl öldürülen-
lerin sayısı artıyor ve Şırnak olayından önce 4310 kişiyi
buldu.
Türkiye'de Türkü Kürde, Aleviyi Sünniye kırdırmak isti-
yorlar. Bu uğursuz planı Türkü ve Kürdü ile bozmak zo-
rundayız.
Bu planı hep birlikte bozmazsak yarınki kaçınılmaz fe-
laketlerden kurtulamayız...
TÜRK KALP VAKFI
Muayene ve Kontrol için
275 12 44 - 248 58 66
Nüfüs cüzdapımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
AHMET YAZICI
Hâkim hü\iyetimi kaybettim.
hükümsüzdür.
AYŞEHAYATAYSAL
TCDD aldığım banliyö kartımı
kaybettim, hükümsüzdür.
ALPER TÜYSÜZ
AaKAYIP
Kozan eşrafmdan merhum Ali Yiğenoğlu ve Nezihe
Yiğenoğlu'nun evlatları, Kamil, Hatice, Çetin
Yiğenoğlu'nun kardeşleri, Ali ile Eda'nın sevgili babaları
HALİL
İĞYİĞENOĞLU(1952)
20.8.1992 günü vefat etmiştir. Merhumun cenazesi bugün
(21.8.1992) öğle namazını müteakip Kozan'da toprağa
verilecektir.
YİĞENOĞLU AİLESİ
Belediye grevi
Danıştay'dan ret
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) - Danıştay, "genel" sapğı
tehdı ettiği" gerekçesiyle, Ba-
kanlar Kurulu karan ile durdu-
rulan belediye grevinin ertelen-
mesi üzerine açılan davayı
reddetti.
Danıştay 8. Dairesi, yürüt-
rnenin durdurulması için Türk-
İş ve Belediye-İş Sendikası tara-
fından açılan davayı. dün baş-
kan Metin Güven başkanbğın-
da yapdan toplanüda karara
bağladı. Kararda, Türk-İş ve
Belediye-İş'in başvurusunun
gerekcelerinin yerinde görül-
mediği ve istemlerinin oybirliği
ile reddedildiği açıklandı. Me-
tin Güven, Başbakanlık'tan is-
tenen belgelerin kendilerine
dün ulaştığını belirterek. "Ko-
nunun aciliyeti nedeniyle he-
men toplanan kurul, karannı
ret yönünde oluşturdu" diye
konuştu.
Danıştay nöbetçi heyetinin
verdiği bu karara itiraz edilebi-
leceği belirtildi. Ancak bu kara-
ra yapılacak itiraz, bir üst kuru-
luş olan Danıştay İdari Dava
Daireleri Genel Kurulu'nca ka-
rara bağlanacak. Adli tatil ne-
deniyle nöbetçi heyet dışındaki
Danıştay üyeleri tatilde bulun-
duklan için. bu kurulun 7 eylül-
den önce toplanması clas
görülmüyor.
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYA'DA
vre Bakanlığı Meteorolo-
I Müdürlüğü nden alı-
nan bilgiye göre yurdun gü-
ne^taü kepimleri parçalı bu-
krHıGûney Egenin k; kesim-
leri ie Göller Bölgesi yer yer
sağnak ve gök gûrültülü sa-
Oarit yağışlı, öteki yerter
aç* ve az buluttu geçecek.
Ha« sıcaklığı artmaya de-
varr edecek. Rûzgâr yurdun
kuay kestmlerinde kuzey ve
dodı cttğer yerlerde güney
v « latı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında zaman
zaran kuvvetlice esecek. Denizterimizde rûzgâr. Karadeniz ve Marmara yıldız ve poy-
raz.Ege'de yıtdtz ve karayel. Akdeniz'de gün batısı ve lodostan 3-5 yer yer 6 kuvve-
\jra saatte 10-21 yer yer 27 deniz mili hızla esecek. Zonguldak A
buludu yajmırlu
C I
A-açık B-buiuOu G-4ûm$li K-kalı S-sst Y-yaOmuriu
Amslerdam
Amman
Abna
Bağdat
Brüksel
Cenevre
Frankfurt
Lefkosa
Petersburg
Londra
Madrid
Milano
Uoskova
Murah
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Roma
Vıvana
Zunh
B
A
Y
A
B
Y
Y
A
Y
B
B
Y
Y
Y
B
B
e
A
B
8
Y
23°
30°
34°
36°
26°
33°
31°
32°
17°
22°
32°
33°
15°
30°
20°
29°
30°
39°
31°
32°
32°
ÇAĞDAŞ YAŞAM
HERKESİN HAKK1DIRİ
Kamulaştırdığımız gecekondu
önleme bölgesinde
7600 Konutluk ESENKENT PROJESÎYLE
düşü gerçeğe dönüştürüyoruz-.
Bayındırhk ve Iskan Bakanı
S a y ı n O n u r K U M B A R A C I B A Ş I
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
S a y ı n M u r a t K A R A Y A L Ç I N
Ve değerli
Belediye Başkanı arkadaşlanmın
huzurlanyla gerçekleşecek temel atma töreninde
Tüm halkımizı yanımızda görmek istiyoruz.
Dr. Gürbüz ÇAPAN
Esenyurt Belediye Başkanı
Tören Alanı
TEM (E-6) Yolu, Esenkent/ESENYURT
22 ajusıos cumartesi Saat: 11.00
"Çağdaş biryaşam herkesin hakktdtr"
S.S. ESENKENT ESENEVLER KONUT YAPI KOOPERATİF1.ERI BİRLİĞI
Msrkeı Mah Kraç YbkJ Ûıer EsenyıatiSTANBUL Tel: 586 47 97 - 586 47 98
I