23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonım Şirketi adına Berin N«di Istanbul Haberlen: Şenay Kalkıuı, Dış Haberler: Ergun Balcı, tş-Ekonomi: Şiikran Kelenci, Yurt Basan ve Yayaıv Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T-A.Ş. Türkocağı Cad. • Genei Yayın Yönetmenı: Ozgen Acar • Genel Yayın Koordınatöru: Hikmct Çetinkaya Haberleri: Mehmel Saraç, Kültür: OI«I Üster, MakaJeler: Sami Kmraöm, Spor: AMiilkadir 39/41 Cağaloğlu 34334 Ist. PK: 246 Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: • Yazı tşleri Mudurleri: Fusun Özbilgen (Sorumlu), Celal Başlangıç (Haber) • Görsel Yucelraan, Duzeltme: Abdullah Yazıcı • Müessese Mudür V.: Erol Erkul • Koordinatör: Yönetmen: Ali Acar • Duzenleme: Muslafa Saglamcr • Ankara Temsılcısı Cüneyt Ahıtıel Konılsan • Muhaseb*: Bulrnı Yener • tdare: Hiisevin Gürer • lşletme: Ondef Çelik • Areayiirek, Haber Mudiirlcri: Muslafa Balbay, Işık Kansu, tzmir Temsılci V.: Scrdar Kızık, Bılgı-tşlem: Nail İnal Bilgısayar Sıstem: Mürâvet Çiler • Personel: Sevgi BosUncıoglu Adana Temsilcısı: Çetin Yiğenoglu • Reklam: iteha Işılman • Dış Ilişkiler: Hiilya Akyol 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Burolar Ankara: Z. Gökalp Blv. Inkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • İzmin H. Ziya Btv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adana: tnftnO Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM: 21 AGUSTOS 1992 lmsak:4.37 Güneş:6.12 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.59 Akşam: 20.02 Yatsı:21.30 • ANKARA (ANKA)- Sağhk Bakanhğı, "Türkiye'de sağhk hizmetlerinın kullanımı"nj ölçraek amacı ile 7 bin haneyi kapsayanbıranket araştırması yaptırdı. Sağlık poliükasının oluşturulması ve genel sağlık sigortasının hazırlık çalışmalannda Sağhk BakanbğYna danışmanük hizmeti veren Birleşmiş Mılletler Kalkınrna Programı (UNDP) aracılıgı ile özel bir şirkete yaptınlan anketin 1 milyar732milyon Iiraya mal olduğu bildirildi. Bütün Türkiye'de örnekleme yöntemi ile yapılan araştırmanın saha çalışmasının tamamlandığaru bildiren Sağlık Bakanlığı yetkilileri, analiz aşamasında bulunan anket sonuçlannın Türkiye'de bugüne kadar yapılan en kapsamlı sağlık araştırması olduğunu söylediler. Güneşteçamaşır asmayın • ADANA(AA)-Güneş ışınlanna maruz kalan deterjanın ciltte tahribat yapma özelliğinin arttığı belirtilerek ellere koruyucu krem sürmeden ya da iyice yıkamadan dışanda çamaşır asılmaması tavsiye edildi. Ankara Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aüf Taşpınar, 'deterjanlann deri üzerindeki etkisi' ile ilgili bir inceleme yaasında, hanımlara, temizlik yaparlarken baa koruyucu tedbirlere özen göstermelerini tavsiyeetti. Son 30-40 yıl içinde gelişen deterjanlann, günlük hayatımızın bir parçası haline geldiğini belirten Prof. Dr. Taşpınar,"Yüzey aktif etkileri çok fazla olan deterjanlareıkisini kirli eşyalarda olduğu kadar deri üzerinde de gösterir" dedi. Açıkhava Müzesi • MUĞLA(AA)- Muğla'nın ilk açıkhava mûzesinin, Milas'a bağlı Kıyıkışlaak Köyü yakınlanndaki Iassosantik kenünde kurulacağı bildirildi. Antikkentte 20 yıldan bu yana İtalyan Prof. Fede Bertı başkanlığında yürütülen kazılann bu sene sonunda tamamlanacağınj bildiren Muğla Valisi Lale Aytaman. Açıkhava Müzesi'nin, gelecek yıl yerli veyabancı turistlerin ziyaretine açılacağını söyledi. Yörede incelemelerde bulunan Vali Aytaman, yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Kent içindeki tarihi kanal, turistlerin ilgi odağı olması açısından yeniden faaliyete geçirilecek. Buradan gösteri mahiyetinde su akıtılacak. Bunun için köy halkının başlatılacak temizlik çalışmalanna katılması gerekiyor." Kalp hastalan • ANKARA (AA)- Hacettepe Ünversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ferhan Özmen. artan sıcaklar ve baa kıyı bölgelerinde nem orarunın yüzde 90'a çıkması üzerine kalp hastalığı bulunanlan uyardı. AA muhabirinin sorulannı çevaplandıran Prof. Dr. Özmen, aşın sıcak ve nemli havalarda kalbin iş yükünün yan yanya arttığını belirterek "Kalbin artan iş yükü ve fazla çabşması, kalp hastalığı olanlarda sıkıntı yaratır. Koroner rahatsızhğı olanlann ağnlannın şiddeti ve süresi artar. Ömrûmûzkısa • ANKARA (AA) - Yaşama şartlannda da Avrupa standardına ulaşılmasının hedef alındığı Türkiye'de, ortalama insan ömrünün Avrupalıdan 7.2-11.4 yıl daha az olduğu ortaya çıktı. DİE'nin son olarak gerçekleştirdiği 1989Türkiye nüfus araştırmasının sonuçlan, Türkiye'de ortaiama ömrün erkekJer için 63.3, kadınlar için ise 66 olduğunu ortaya koydu. Avrupa'da ise 1985-90 dönemini kapsayan ortalama ömrün yaklaşık olarak erkekler için 70.5, kadınlar için ise 77.4 olduğu belirtildi. DİE'nin yaptığı araştırmanın sonuçlan gerek Türkiye'de ve gerekse Avrupa "da kadınlann erkeklerden daha uzun ömürlü olduklannı ortaya çıkardı. Ancak Avnıpalıya göre Türkiye'de ortalama ömürerkeklerde 7.2 yıl daha az iken bu fark Avrupalı ile Türk kadınlan arasında 11.4 yla çıkıyor. İstanbul'un içme suyu kaynaklanndan Büyükçekmece Gölü'nü kirletecek Trakya Serbest Bölge inşaatına başlandı Serbestbölge,kirli suTAYFUN GÖNÜLLÜ îstanbul'da yaşayan her 6 kişiden birinin içme suyu, önümüzdeki yıl- larda kirli akmaya başlayacak. Çün- kü Büyükçekmece Gölü ve su topla- ma havzasını kirletecek olan İstan- bul-Trakya Serbest Bölgesi'nin inşa- atına başlandı. Serbest bölgenin yapımmı üstlenen İSBAŞ Genel Mü- dürü Tuncer Öğün ise Kuveyt'teki petrol yangınını çok özel bir teknikle söndürmeyi başaran Macar Tredex KSTfirmasınınburaya 2 milyon do- lara antma tesisi yapacağını söyledi. Antma tesisinin temelini bugün Çev- re Bakanı Doğancan Akyürek ata- cak. Bölgenin yapımına karşı çıkan İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel ise yapımı "Bu bölgede gerçekleştiri- lecek faaliyetlerin su toplama hav- zasını fazlasıyla etkileyeceği bir ger- çektir" diyerek eleştirdi. Istanbul'a günde 390 bin metreküp içme suyu sağlayan bu bölge faaliyete geçtiğinde 15 bin kişi çalışmaya baş- layacak. Faaliyet gösterecek sektö- rün çevreyi kirletmeyecek olan tekstil sanayii olduğu belirtiliyor. Ancak bu sektör beraberinde, çevre düşmanı boya sektörünü de yanında getire- cek. Bölgenin kirlenebileceğine iliş- kin tehlikeye dikkat çekilen tüm ra- porlar da rafa kaldınlmış durumda. Bu bölgeden, önce Karayollan TEM otoyolunu geçirdi. Ardından da yapımı bir süre ertelenen Çatalca'- daki serbest bölgenin temelini geçen ay içinde Başbakan Süleyman Demi- rel attı. Bölgede çahşmalara baş- lanması, konuyla ilgili kuruluşlan şaşırttı. Bu bölgedeki içme suyunun temizbğinden sorumlu iSKİ'nin Ge- nel Müdürü Ergun Göknel, "Maa- lesefülkemizde yaşanan en büyük so- run olan, ilgili kamu kurum ve kuru- luşlannın arasındaki koordinasyon eksikliği burada da yaşanmıştır" şek- linde konuştu. Mimarlar Odası ise koalisyon hü- kümetinın 30.3.1992 tarihinde yaptığı toplantıda Çevre Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, DPT, İSKİ ve Jller Bankası'nin ilgili birim- lerinin oybirliği ile vardıklan ortak sonucun bir tutanakJa belgelendiğini belirtti. Bu belgedeki karann, İstan- bul-Trakya Serbest Bölgesi'nin Bü- yükçekmece ve su toplama havzasın- da yapılmasının giderilmesi mümkün olmayan ciddi çevre sorunlan yarata- cağı; bu nedenle de, serbest bölge için yeni bir yer seçimi konusunun Ba- kanlar Kunılu'na sunulmasının uy- gun olacağı doğrultusunda olduğu belirtildi. Mimarlar Odası, "Ahnan karardan sonra Çevre Bakanı'run konuyu Bakanlar Kurulu'na iletmesi gerekirken bu yapılmadı. Çahşma hasır altı ediliyor. Ve nihayet 19 tem- muz pazar günü Başbakan Demirel, Türkiye'nin ilk serbest bölgesinin te- melini atıyor" şeklinde açıklamada bulundu. tSKl yönetmeliğinde su toplama havzalan içine hiçbir şekilde yerleşim alanı veya üretim alanlannın kurul- masına izin verilmeyeceği bebrtilme- sine karşın, Büyükçekmece su topla- Jölenin saçta üst üste iki günden fazla kullanılmaması öneriliyor Jöleııiıısonu: KellikGÜNDÜZtMŞİR Günümüzde saç kozmeti- ğinde yaygın kullanılan jölele- rin saç diplerine sürülmesi kel- liğe varan dökülmelere yol açıyor. Insanlarda estetik, psi- kolojik ve seksüel çekiciliğin işareti sayılan saçlarda son yıl- larda bir jöle çılgınlığı yaşanı- yor. Genç ve güzel görünme çabalan sonucu saçlara yöne- lik temizleme, bakım ve şekil- lendirme ürünleri her gün bi- raz daha artarken, önce Ayru- pa'da, daha sonra ülkemizde salgm halini alanjölelerin kul- lanımında dıkkatli olunması isteniyor. Kaduılar kadar erkekler arasında da yaygın kullanılan jölelerin saç diplerine sürül- memesi ve iki günden fazla saçta tutulmamasının büyük önemi olduğunu belirten Cilt Hastalıklan Uzmanı Dr. Me- riç Aksoy şunlan söylüyor: "Jöle saç diplerine sürüldü- ğünde, buradaki hava akımmın kesilmesinden ötürü saçdökülmesi kaçırulmazolu- yor. Bölgesel dökülmeler ısrarla diplere sürülmesinin tekran haünde kelliğe bile yol açabiliyor. Jöle kullanımında dikkat edilecek diğer önemli konu ise sürülen jölenin saçta iki günden fazla tutulmaması. Uzun süre tutulacak olursa başta kepek, kaşıntı, gereksiz sertlik, matlık ve cansızlığa yol açıyor." Uzmanlar çok eski tarihler- de jöle kullanımının varlığına dikkati çekerek, o dönemde şekeru su, hmon suyu, yumur- ta akı, bira, süt tozunun kuJ- lanıldığını, günümüzde ise jö^ lenin köpük, sprey ve çeşitli losyonlarla gerçekleştiğini be- lirtiyorlar. Saçlara canbhk ve şekil verme özelliğinden kay- naklanarak üretilen jölenin etken maddesi ise reçine. Re- çine doğal olarak veya sentez yoluyla elde ediliyor. Reçine taşıyıcı ve yardımcı hammad- delerle regüle edildikten sonra içine güneş ışınlanndan koru- yucular, yıpranmış saç telleri- ni onaran silikon, koku ve renk veren hammaddeler ekleniyor. Jölenin üretiminde akışkanlığı, görüntüsünün berraklığ^, derinin asit alkelen derecesi ile steril ve hijyenik bir ortamda hazırlanmış ol- ması önem kazanıyor. Jölenin içindeki malzemelerde yapı- lan oran değişiklikleri ve ekle- nen bazı katkı maddeleri de jölenin sertliğini ve kahahğını belirliyor. Piyasada satılmak- ta olan jöle çeşitleri şöyle: Saça sadece ıslak bir görünüm veren sertliği azjöle, saça orta derecede sertlik veren jöle, çok sertlik ve kalıcılık sağh- yanjöle velikitjöle. Jöle seçiminde saçın yo- ğunluğu, yıpranmış olup ol- madığı, göriinümün nasıl is- tendiğine göre tercihler yapıl- Jöle seçiminde saçı yoğunluğuna ve yıpranmışbğına göre seçim yapdmalı.Yağlı saçlarda köpük, kuru saçlarda likit jöle seçilmeli. Çıplak düşese tepki büyük • York Düşesi Sarah Ferguson'ın Amerikah mil- yoner John Bryan'la fotoğraflannı yayımlayan Daily Mirror gazetesi, başyazısında Fergie'nin İn- giliz sarayını küçük düşürdüğünü belirtiyor. ması gerektiğini vurgulayan Dr. Aksoy, jöle kullanımında dikkat edilmesi gereken özel- likleri şöyle sıralıyor: • Yeni perma uygulanmış saçlarda likit jöle ıslak görii- nümü verir. Köpük jöle eski permalarda daha yararlıdır. • Krem jöleler ise kahcı bir fön istendiğinde likit ve krem jöle karıştınlarak kullanıhrsa yararlıdır. • Yağlısaçlardaköpükjöle. kuru saçlarda ise likit jöle şe- çilmelidir. • Jöle avuç içinde, eller bir- birine sürtülerek yayıbr ve uy- gulanır. • Uygun kullanı- lan jöleler saçın renk ve yapısını bozmaz. • Kaliteli ve uygun seçilmiş bir jölenin formülü saçı besle- yici maddeler içermeb', nemb- îik derecesi ayarb olmalı. Nemlilik derecesi fazla olan jöleler saçı yakar. • Saça canlıbk ve parlakbk veren matlık verme- yen jöleler kullanıbnalı. • Jöleler, saçı güneşin za- rarb Uv-A ve Uv-B ışmlannın zararlanndan korumabdır. LONDRA (AA) - Eşi Prens Andrevv'den ayn yaşayan York Düşesi Sarap Ferguson'ın 'Ma- li Danışmarum' dediği Ameri- kah milyoner John Bryan'la bir havuz kenannda 'üstsüz' du- rumda öpüşürken gösteren sansasyonel fotoğraflannm İn- giliz basınında yer alması ka- muoyunda büyük tepki yarattı.. Bulvar gazetelerinden Daily Mirror'un, fotoğraflan çeken İtalyan 'Paparrazi' fotoğrafçı Daniel Angeli'ye 50 bin sterbn ödeyerek yayın hakkını aldığı fotoğraflarda, geçen hafta Fransa'da St.Tropez'de kirala- dıklan bir vıllada baş başa tatil yapan york düşesi Fergie (32) 'üstsüz' güneşlenirken ve Bryan'la (37) sarmaş-dolaş öpüşürken görülüyor. Fransa'nın ünlü dergisi Paris Match'm bugünkü sayısında yayımlayacağı fotoğrafkrla il- gili Paris'teki avukaüan araab- ğıyla mahkemeye başvuran John Bryan, derginin sansasyo- nel fotoğraflann yayımlanma- sını durdurmayı başardı, ancak aynı başanyı Londra'da göste- remedi. Yüksek Mahkeme, dün ak- şamüstü yaptığı özel oturumda Amerikab milyonerin söz ko- nusu fotoğraflann Ingiliz gaze- telerinde yer almaması yolun- daki başvurusunu reddetti. York düşesi ile Amerikab sevgilisinin 22 fotoğrafını basan Daily Mirror başyazısında, Fergie'nin sevgilisini 'mali da- nışmanım' diye tanımlayarak İngibz Sarayı'nı küçük düşür- düğünü ve alay konusu yaptığı- nı belirtti. Daily Mirror. bu skandab benzer skandallann iz- lememesi için york dükü Prens Andrew ile Düşes'in derhal bo- şanmalı gerektiğini de hatırlat- ü. Gazete, Krabçe'nin, Fergie'- nin 'Düşes' unvanını geri alma- sını ve çiftin boşanmalan halin- de iki küçük çocuklannın vela- yetinin Prens Andrevv'e yeril- mesini istedi. The Sun gazetesi de başyazı- sında, Fergie'nin Amerikab er- kek arkâdaşını İngibz kamuo- yuna bugüne dek 'mab danış- man' olarak tanıtarak halka yalan söylediğira vurguladı. The Sun, York düşesinin St. Tropez'deki tatibne iki küçük kızıyla gitmesine dikkati çeke- rek Kraliçe II. Elizabeth'in oğlu Prens Andrew'le Fergie'nin res- men boşanacaklannı açıklama- sını istedi. Insan, ağacuı 'kurdu' • Bir kişi ağaçtan yapılan ürünleri kullanarak yılda 7 ağaç harcıyor. Tüm insanlann harcadığı toplam ağaç sayısı 15 milyan aşıyor. ANKARA (ANKA) - Bir in- sanın ağaçtan yapılan ürünleri kullanarak yılda 7 ağaç har- cadığı, bu rakam tüm insanla- ra oranlandığında yılda 15 milyardan fazla ağacın har- candığı belırlendi. The Earth Works Group ta- rafından çocuklara doğayı ko- rumanm önlemlerinin anla- tıldığı kitapçıkta ağaçlann in- sanlar tarafından dikkatsiz kullanılarak hızla tüketihnesi sayılarla saptandı. Kitapçıkta verilen sayısal bilgilere göre, bir insan başta kâğıt olmak üzere ağaçtan yapılan ürünleri kullanarak yılda 7 ağaç har- cıyor, bu da yılda tüm insanlar için toplam 15 milyardan fazla ağacın harcanması anlamına geliyor. İnsanlar ağaçtan ya- pılan ürünler içinde en çok kâğıdı kullanırken bunda Av- rupablar başı cekiyor, Av- rupa'da kişi başına yılbk kağıt tüketim miktan ise 300 kiloyu buluyor. Bir Avrupabnın yıl içinde kullandığı tüm kâğıtlar üst üste yığıldığında iki katb bir evin yuksekbğini aşıyor. Amerika'da ise herkesin gün- lük gazetelerini yeniden değer- lendirmesi haünde 500 bin ağacın kurtulacağı bebrtibyor. Kağıt ve diğer ürünlerin ye- niden değerlendirilmek üzere yok edilmemesinin, ağacın rü- kenmesinin en önemb çözümü oluduğu belirtilen kitapçıkta, 15 yaşmda bir ağaçtan yalnı- zca 700 kâğıttorba yapılabildi- ği, bu 700 torbanın ise büyük bir süpermarkette bir saatten daha az bir sürede dağıtılarak tüketildiği de bildirildi. Yılbaşı ağacı için saksı içine dikilmiş canb ağaçlann tercih edilmesi istenen kitapçıkta, her yıl milyonlarca ağaan yılbaşı için kesildiği de vurgulanarak şu görüşler ifade edildi: "Bir ağacın kâğıt üretebile- cek kadar büyümesi yıllar sü- rer ve kullanıp da attığımız tüm kâğıtları üretebilmek için birçok orman gereklidir. Eski kâğıtlan yeni kâğıt haline dö- nüştürmek çok iyi olmaz mıy- dı? Böylece hem daha çok or- manız hem de daha yeşil bir dünyamız olurdu. Bunu ger- çekleştirebiüriz inarun bunun yolu var." ma havzası içinde bulunan Çatalca'- da 355 bin metrekarebk alanda ser- best bölge inşaatı sürüyor. İnşaaü en- gelleyemeyen kuruluşlar, daha önce aldıklan karan bir yazıyla Başba- kanbğa gönderdiler. Bu yaada ser- best bölgenin başka bir yere taşın- ması gereğini vurgulayan kuruluşlar, şimdi sonucu bekfiyorlar. İSBAŞ Genel Müdürü Tuncer öğün de kamu kuruluşlannın böl- geyle ilgili son aldıklan, fakat uygu- lanmayan kararlan ibşkin, "Bu top- lantılar hep bizim dışımızda yapıldı. 'Bize biraz daha süre tanıyın, bu konuda bir rapor hazırbyoruz' dedik, ama dinlemediler. Antma tesisiyle il- gili raporu Çevre Bakanbğı'na sun- duk ve yetkililer ikna oldu. 'Buraya sanayi tesisi yapıhnasın' demek baş- ka, 'Önlemlerini alarak yapın' demek başka şeydir. Bu bölgenin Türkiye'ye getireceği yarann yanı sıra şimdiye kadar pek gebşme gösteremeyen Ça- talca'da da büyük gelişmeler ola- caktır. Sanayi atığı kesinlikle olma- yacak" dedi. Yeni teknoloji Yapı Merkezi'yle birbkte birkaç ortağı bulunan Macar Tredex KST firmasının burada tam antma yapa- cağı belirtildi. Yapı Merkezi Dış Şir- ketler Koordinatörü Makine Mü- hendisi Yusuf Köpriilü, antma tesisi- nin 2 kademeb biyolojik antma yapa- cağını ve Türkiye'de pek kullanılma- yan "zeoflock" teknolojisinin de kul- lanılacağını kaydetti. Bu teknolojinin suyun içindeki fosfaü ve diğer mad- deleri de anttığı belirtildi. Köprülü, böylece kullanılan suyun üçte ikisi- nin, tekrar kullanılmak üzere, serbest bölgedeki işletmelere geri verileceğini söyledi. Çatalca Belediye Başkanı Gülay Atığ ise kurulacak serbest bölgenin çevreyi kirletmeme şartıyla yanında olduğunu, ancak ekonomik yönün daha ağır bastıgını belirterek, şöyle konuştu: "Bize bacasız sanayi olduğu söy- lendi. Konuyla ilgili olarak birkamu- oyu yoklaması yaptığımızda Çatal- cablann yüzde 95'nin bunun yanında olduğunu gördüm. Ancak bu arada bizim bu konuda hiçbir yetkimiz yok. Ancak Çatalca'da çok işsiz gencimiz var. Tesisin hem ülke hem de Çatalca ekenomısıne yarar sağlayacağına inanıyçrum." İSKİ yönetmeliğinin su koruma alanlan bölümünde Büyükçekmece, "Orta mesafeb koruma alanı" kap- samında. Göknel'in açıklaması Açıklamalann bu kadar net ol- masına karşın, bölgeye tesis kurul- ması engellenemedi. Göknel, "Yine de takipçisi olacağız" diyor, ama bu- radaki faaüyetleri engelleyemiyor. Çünkü inşaat mühürleme yetkisi yok. Ancak bunu, vabbğe veya ilgili kurumlara bildirebibyor. 355 bin metrekarebk bir alanda faaliyet gös- terecek ve İSKİ'nin beürtmesine göre Büyükçekmece Gölü ile buraya su toplayan havzayı direkt etkileyecek tesislerde 15 bin kişi çalışacak. Bölge- de özelbkle tekstil sektörü faabyet gösterecek ve bunun da çevreye pek zaran olmayacağı belirtibyor. Ancak bu sektörün yanında çevre için ol- dukça tehbkeb olan boya sanayii ha- rekete geçecek. İşte bunlardan bin de Nasco AŞ. Ancak bu fırmanın da an- tma tesisini kuracağı bildirildi. İSKİ Genel Müdürü Ergun Gök- nel şöyle konuştu: "içme suyu kaynaklan ile bunlann su toplama havzalannın korunması konusunda İSKİ sorumludur. Bu alanlann korunmasına tek başına İSKİ'nin çabalan yeterli olmaya- caktır. Bu konuda kuruluşumuzun görüşü abnmamıştır. Ancak yine de bu konunun takipçisi olduğumuzu bebrtmek isteriz. Oncehkle Çevre Ba- kanbğı'na olmak üzere diğer ilgili tüm kurumlara başvurduk. Bu baş- vurumuz DPT, Sanayi ve Ticaret Ba- kanlığı, Çevre Bakanlığı ve İller Ban- kası tarafından dikkate abndı. Ser- best bölgenin başka bir yere taşm- ması gereğini vurgulayan yaayı Başbakanlığa gönderdik. Bunun so- nucunu bekliyoruz." Astım, saman nezlesi gibi hastahklann kalıtım yoluyla çocuğa geçtiği öne sürülüyor Alerji genleri aııııedeıı geçerse etkiıı Haber Merkezi - Oxford'da yapılan bir araştırma, astım, saman nezlesi ve diğer alerjik hastahklan taşıyan genlerin sadece anneden çocuğa geçti- ğinde etkin olduğu, babadan geçtiğinde ise, çocuğun bu hastahğa yakalanma olasıhğı- nın daha zayıf olduğunu orta- ya çıkardı. İngiltere'de yayımlanan The Independent gazetesinin konuyla ilgili verdiği haberde, Oxford'da bulunan John Radcliffe Hastanesi'nden Dr. Bill Cookson ve DrJulian Hopkin'in 459'u astım ve sa- man nezlesi hastalığı taşıyan toplam 723 kişi üzerinde yapüklan araştırmanın so- • Anne kalıtsallığının bu hastalıklarda etkin olmasının nedeni, annenin hamileliği sırasında vücudunda üreyen antikorlar ve dışandan yiyecek- ler yoluyla aldığı yabancı maddeler. Bunlann rahimde gelişmekte olan bebeğin bağışıklık sistemini bozduğu belirtiliyor. nuçlanna yer verih'yor.Dok- torlar, alerjik hastahk taşıyan 125 erkek ve kızkardeşin 'Kromozom 11' üzerinde yer alan hastahk genini annelerin- den almış olduğunu ,bu has- talıklan annesinden almayan- lann sayısının ise sadece 78 ol- duğunu buldular. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular ışığmda hazı- rlanan rapora göre, astım, sa- man nezlesi ve allerjik hasta- hklann anneden gelen kalıtım yoluyla çocuklara geçtiği öne sürülüyor. Buna, annenin ha- mile kalmasından önce meta- bolizmadaki bazı genlerin et- kisini kaybetmesine yol açan 'Genomic İmprinting' adı ve- rilen mekanizmanın neden ol- duğu belirtiliyor. Araştırma sonucunda a- çıklanan raporda olay şöyle özetleniyor :"İnsan vücudun- daki birçok hücrede bir genin iki kopyası var. Bunlardan biri anneden diğeri babadan geliyor. Çoğunlukla bu ikisi beraber çalışır. Ama bazen sa- dece biri kullanılırken, diğeri- nin etkisi azalır. Alerjik has- talıklarda babadan gelen gen, bazı nedenlerle işlevsiz kalı- rken, anneden gelen genin ço- cuğun astım ve saman nezlesi- ne olan hassasiyetini belirledi- ği anlaşılıyor. Anne kaht- sallığının bu hastalıklarda. bu denb etkin ohnasımn nedeni, annenin hamileliği sırasında, gerek vücudunda üreyen anti- korlar, gerekse dışandan yiye- cekler yoluyla aldığı yabancı maddelerin rahimde geliş- mekte olan bebeğin bağışıklık sistemine olan etkisiyle ortaya çıkıyor. Doğumdan sonra,» anne sütü yüksek oranda an- tikor, akyuvar ve annenin beslenme yoluyla aldığı mad- deleri iceriyor. Bütün bu un- surlar çocuğun bağışıkhk sis- teminde önemli değişikJildere yol açıyor. Çocuğun anne sü- tüyle beslenmesi ergenlik çağında söz konusu hastalık- lara yakalanma riskini azaltı- yor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle