19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 1992 CARSAMBA DIŞ HABERLER Saraybosna'daki otel bombardıman sonucu büyük hasar gördü, saldında 5 mülteci öldü, en az 100 kişi yaralandı Sırplarmülteci otelini bombaladı Honecker'e umutyok • BERLIN(AA) -Berlin'deki Hoabit Cezaevi'nde tutuklu olarak bulunaneskı Demokratik Almanya Devlet Başkanı Erick Honecker'in rahaısızlığı nedeniyle serbest bırakılmasının söz konusı» olmadığı bıldirildi. Geçen cumariesi günü doktorlar tarafından karaciğer kanseri teşhisi konulan 79yaşındaki eski lidcnn tutukluluk durumunun süreceğı öğrenildi. Berlin Eyaleti Adalet Bakanlığı Sozcüsü Uta Fölster, Honecker hakkmdakiadlitıp raporunun mahkeme tarafından henüz incelenmediğini ve raporun incelcndikten sonra bir karar verileceğini bildirdi. Afrika'ya İngiliz yardımı • LONDRA(AA)- İngıltere'nin, Somali ile kıtlıkıan etkilenen diğcr Afrika ülkelerine 18 milyon sterlin daha yardım vereceği açıklandı. Denizaşın kalkınma yardımlanndan sorumlu Dışişleri Bakan Yardıması Barones Lynda Chalker. Birleşmiş Millctler'in çağnsı ûzerine verilmesi kararlaşünlan 18 milyon stcrlinlik yardımın Somali, Sudan, Etiyopya ve Kenya arasında paylaştınlacağını bildirdi. Sofya'da tren kazası: 8 ölü •SOFYA(AA)- Sofya yakınlanndaki • Kaziçene gannda mcydana gelcn tren kazasında 8 kişi öldü, 52 kişi de yaralandı. İlk belirlemelere göre kaza Burgazdan gelen bir yolcu treninin manevra yapan bir Iokomoiifle çarpışması sonucu meydana geldi. Dün gece 23.00 sulanndaki kazada iki lokomotif ile birlikte üç vagon da raydan çıkarak devrildi. İran'da deprem •TAHRAN(AA)-İran'ın kuzeydoğusundaki Gorgan bölgesinde önceki gece Richter ölçeğiyle 4.2 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Tahran Üniversitesi Jeofızik Merkezi'nden bugün yapılan açıklamada, depremın merkez üssünün başkentin 300kilometre kuzeydoğusunda ve Mazandaran bölgesinin doğusunda bulunduğu kaydedildi. Almanya'daki PKK davası • DÜSSELDORF(AA)- Almanya"nın Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi tarafından görülmekte olan PK K dav asında, önceki gün yapılan 234. duruşmada da birsonuçalınamadı. Yaklaşık üç yıldır süren davanın önceki gûnkü oturumunda, gösteri yaparak şarkı söyleyen 4 sanık mahkeme salonundan dışan çıkanldı. Savcııun iddianamesinde. yasadışı PKK örgütünemensup olarak Almanya'da halk mahkemeleri kurup. örgütten aynlanlan - öldürmeklesuçlananaltı sanıktan dördü, mahkeme . disiplinine uymadıklan gerekçesiyle, gelecek yıhn nisan ayına kada' duruşmalardan men cezasına çarptınldılar. Arafat Rabin'i suçladı • HARTUM(AA)- Filisün Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat. İsrail Başbakanı İzak Rabin'i. '"Selefi gibi işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere merhametsizce davranan, tatlı dilli bircanavar" olarak tanımladı. Arafat Batı Şena ve Gazze Şeridi "ndeki Filistinlılerin İsrail işgaline karşı ayaklanmalannı sürdüreccklerini söyledi. Yaser Arafat, "Hartum'a, şekcr gibı bir dille konuşan ve Fılistin vatandaşlanna karşı acımaM7 bir politika sürdüren İsrail'in yeni canavan ıleyüzyüzegelme öncesinde Sudan yetkilileri ile görüşmelerde bulunmak amacıyla geldim" uedi. • Saraybosna'daki BM yetkilileri, dün bir İngiliz nakliye uçağına ateş açılması üzerine havaalanını yeniden kapattıklannı ve ateş açılan Sırp mevzilerine bir hava saldınsı düzenlenebileceğini açıkladılar. Daha son- ra bir açıklama yapan BM Mültecüer Yüksek Komiserliği. havaalanının açık olduğunu, ancak uçuşlann durdurulduğunu bildirdi. SİNAN GÖKÇEN ^en kapatıldığını \e Sırp mevzilerine hava • — saldınsı düzenlenebileceğini bildirdiler. Saraybosna'nın merkezindeki Avrupa Oteli. önceki gece Sırplann kente düzenle- dikleri bombardıman sırasında isabet alması sonucu altı katlı otelin üç katı ağır hasar gör- dü. İçinde 800 mültecinin banndığı otele • yapılan saldında 4mülteci ve yaralılann tah- İiye cdilmcsine yardım eden bir polis görevli- si öldü. Saldında yaklaşık 100 kişinin de yaralandığı kentteki hastane yetkililerince açıklandı. Otel, yanm saat süren bombardı- SARAYBOSNA - Bosna-Hersek'in baş- kcnti Saraybosna'da halk, önceki gece deh- şet dolu saatler yaşadı. Sırp birlikleri kenti top ateşine tuttu ve içinde yaklaşık 800 mül- tecinin banndığı kent merkezindeki Avrupa Oteli isabet aldı. Saldında 5 kişi öldü, 100'- den fazla kişi yaralandı. Bu arada BM yetkilileri bir açıklama ya- parak, bir ingiliz kargo uçağına ateş açılma- sı üzerine Saraybosna Havaalanfnın yeni- man sırasında. tam yedi kez isabet aldı. Uykulanndan" dehşet içinde uyanan in- sanlar. otelin koridorlannda çığlık çığlığa koşarak. çıkış kapısına doğru yığıldılar. Ote- lin koridorlan yardım bekleyen yaralılarla doluydu. Korku ve dehşet içindeki insanlar otelden çıkanlmaya çalışılırken. otelin çok yakınlanna düşen iki havan topu 8 kişinin yaralanmasına yol açlı. Yaralılardan ikısi İngiliz 1TN televizyonu kameramanlan; ga- zetecilerden birisi hafıf. diğeri ise ağır yaralı. Sırplann Saraybosna'ya düzenledikleri yoğun bombardıman gece boyunca sürdü ve makineli tüfek sesleri aralıksız devam etti. Kentteki sağlık yetkililerinden edındiğimiz bilgilere göre Saraybosna'da son 24 saat içinde meydana gelen olavlarda 20 kişi öldü, yaklaşık 100 kişi deyaralandı. Baskent Saraybosna'da insanlar büyük bir gerginlik içinde. Halk genellikle evlerin- den dışarı çıkmıyor. Sokağa çıkanlar ise ser- seri kurşunlara hedef olmamak için duvar diplerinden yürüyor. Bu arada yaklaşık 900 kadın ve çocuktan oluşan bir konvoy dün Saraybosna"dan Belgrad'a hareket etti. Kentten ilk kez bu büyüklükte bir grubun tahliye ediidiğine dikkat çeken insani yardım amaçlı Çocuk Elçiliği yetkilileri. tahliye edilenlerin 150'- sinin Sırp, diğerlerinin de Hırvat ve Müslü- man olduğunu belirttiler. Saraybosna'daki BM yetkilileri, bir İngiliz nakliye uçağına ateş açılması üzerine. ha- vaalanını yeniden kapattıklannı açıkladılar. Bu açıklamanın ardından BM Mültecüer Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından yapılan başka bir açıklamada ise BM görev- lilerinin havaalanındaki görevlerini sürdür- dükleri ve uçuşlann ertelenmesine rağmen havaalanının açık olduğu bildirildi. BM yet- kilisı. "BM Banş Gücü'nün ilgisi sürdüğü sürece. havaalanı açık demektir" dedi. Üst düzeyde bir BM yetkilisi de olayın New York'taki BM merkezinde değerlendi- rıldığını ve uçağa aleş açılan Sırp mevzilerine bir hava saldınsı düzenlenebileceğini belirtti. Öte yandan, İngiltere, BM .yardım kon- voylanna yardımcı olmak üzere 1.800 aske- rini Bosna-Hcrsek'e yollayamaya hazır olduğunu açıkladı. İngiliz Bakanlar Kurulu toplantısın- dan sonra yapılan açıklamada, İngiliz asker- lerinin BM'nin gerekli görmesi durumunda bölgeye gönderileceği belirtildi. Rusya'da 19 ağustos başansız darbe girişimi anılıyor DIŞ BASEV Gorbaçov'dan darbeuyarısı• Gorbaçov, istikrarsız- lık sürerse Rusya'da "başka güçlerin" devre- ye gireceğini söyledi. Gorbaçov bir yıl önce bugün KGB, ordu ve KP'nin muhafazakar kanadınca görevden uzaklaştınlmıştı. Dış Haberier Senisi - Sov- yetler Birliği'nin son başkanj Mihail Gorbaçov, Rusya'da bir an önce toplumsal ve iktisa- di istikrar sağlanamazsa, "baş- ka güçlerin" devreye gireceğini söyledi. Sovyetler BirüğTnde dağılma sürecine ivme kazandıran 19 Ağustos 1991 tarihli darbe gin- şiminin 1. yıldönümünde Mos- kova'da bir basın toplantısı dü- zenleyen Gorbaçov, eski Sov- yet cumhuriyetlerini bir ba- ğımsız devletler konfederasyo- nu çatısı altında birleşmeye çağırdı. Gorbaçov, Rus siyasi liderlerini de uyararak, ülkenin toplumsal ve iktisadi durumu- nun giderek bozulması karşı- sında "acil önlemler" almalan- nı istedi. Eski SSCB lideri, aksi takdirde, "başka güçlerin" giri- şimde bulunacağını söyledi. Ortak sorunlan çözmek için göstenlen bütün çabaların. an- cak bağımsız devletler konfede- rasyonu çerçevesinde birleştiril- mesi gerektiğini vurgulayan Gorbaçov, bağımsızlıklarını kazanan devletleri. "bitmek tükenmek bilmeyen toprak ça- tışmalanna" girmekten kaçın- maya çağırdı. Eski SSCB lideri. bir gazete- cinin siyasi gelecegi ve alabile- ceği yeni görevlere ilişkin bir so- rusuna ise. "Büyük bir ülkenin devlet başkanıydım. Sizden bu- nu unutmamanızı rica ediyo- rum" diye yanıt verdi. Üç günlük darbe Gorbaçov, 19 Ağustos 1991'- de ordu, KGB ve KP muhafa- zakar kanadınca düzenlenen bir görevinden uzaklaşünlmış- ü. Darbeciler, Sovyet liderinin "sağlık nedeniyle görevini yü- rütemez duruma geldiğjni bildi- rerek, yönetimi 8 kişili Olağa- nüstü Hal Komitesi'nce el kon- duğunu ve Gorbaçov'un yerine yardımcısı Gennady Yenayev- in getirildiğini açıkladılar. Darbe sabahı Moskova'nın önemli merkezleri tanklarca kuşatılıyor ve başkent ile Le- ningrad'da olağanüstü hal ilan ediliyordu. Ülkenin birçok böl- gesinde sıkıyönetim başlatılı- yordu. İlk bakışta ordunun desteğini almış görünen darbecilere ilk başkaldıran Rusya Federasyo- nu Boris Yeltsin'di. Yeltsin, parlamento binası Başansız darbe girişiminden biryd sonraeski SSCB'dcdurum hiç de iç açıcı değil.Kafkasyaet- nik çatoşmalarla kaynarkeo Rusya'da haikın 4'te 3'ü yoksulluk sınınnın altında yaşıyor. Başkent Moskova'da her gün Devlet Başkanı Boris Yeltsin karşıtı gösteriler yapüıyor. (REUTER) önünde duran bir tankın üstü- kova'da parlamento binası gözlendi. Tüm birlikler Mos- önünde toplanan 150 bin göste-na çıkarak, darbeyi sert bir dille kınıyor ve Rus halkının "faşiz- me gecit vermeyeceğini" açıklı- yordu. Rus ordusunun. darbe- nin dışında kalmasını ısteyen Yeltsin'in çağnsı üzerine de madenciler genel greve başladı. Darbenin ikinci gününde, gi- rişimin halk desteğinden yok- sun bulunduğu anlaşıldı. Mos- riciyeateşaçıldı. Ardından askerler, saf değiş- tirerek Yeltsin'e destek verdi. Leningrad'da 200 bin kişi dar- beyi protesto etti. 21 ağustosta ise darbenin ba- şansızlığı kesinleşti. Askerlerin Olağanüstü Hal Komitesi'nin emirlerine uymamaya başladığı kova'dan çekilerek kışlalanna döndüler. Darbecilerin Kırgı- zistan'a kaçtığı bildirildi. Parla- mento. Gorbaçov'u görevine iadeetü. Sovyet Başsavcılığı, darbeci- ler hakkında soruşturma baş- lattı. Gorbaçov. ülkede deneti- min bütünüyle yeniden kendisi- ne geçtiğini açıkladı. KRONOLOJI Sanolı lyıl Dış Haberier Servisi -19 Ağustos 1991 'de girişilen darbe, Sovyetler Birliği'nde Pandora'nın kutusunu birdenbireaçıverdi. İşte Pandora'nın kutusudan çıkanlann belli başlılan: 20-21 ağustos: Litvanyave Estonya bağımsızhk ilan etti. Bunlan diğercumhuriyetler izledi. 23 eylül: Tacikistan'da olağanüstü hal ilan edildi. İzleyen aylarda İslamalarla komünıstler arasında çıkacak çatışmalarda 100'ü aşkmkişiölecekti. lOekim: Çeçen-İnguş'ta milliyetçi general Cahar Dudayev, yönetimi devirdi. I aralık: Moldova'nın Dinyester yöresinde yaşayan Ruslar bağımsızlık ilan etti. II aralık: Dağlık Karabağ'da Ermeniler bağımsızlık ilan etti. 21 aralık: Bağımsız Devletler Toplululuğu (BDT) 11 eski Soveyt cumhuriyetinin kaülımıyla kuruldu. 25 aralık: Gorbaçov istifasını açıkladı ve görevini Boris Yeltsin'e devretti. Yeltsin, Gürcistan ve Karabağ'da bululan Sovyet birliklerini geri çekme karan aldı. 6Ocak 1992: Gürcistan'dan iki hafta süren çatışmalar sonucunda 113 kişi öldü. Gamsahurdia Tiflis'ten kaçtı, askeri konsey yönetimeelkoydu. 19 ocak: Gürcistan'a bağh Güney Osetya'da bağımsızlık için halkoylaması yapıldı. 20mart:BDT,eskiiç çatışmalara son vermek amacıyla bir müdahale gücü oluşturma karan aldı. 28mart: Moldova'da olağanüstü hal ilan edildi. 15 mayıs: Azerbaycan'da Halk Cephesi Muttalibov'u devirdi. 24 haziran: Yeltsin ve Şevardnadze. Güney Osetya'ya müdahale gücü konuşlandınlması için anlaştı. 21 temmuz: 6 aydır süren çatışmalarda yaklaşık 1000 kişinin öldüğü Moldova'nın Dinyester bölgesine müdahale gücü gönderildi. 9 ağustos: Rusya. Dağlık Karabağ'a BM gözetiminde müdahale gücü konuşlandınlmasını önerdi. Müslümanlar da hatalı davrandı JOSECITILEFRO A T'nin Yugoslavya Konferansı Koordinatörü Bu yıl şubat ayında Lord Carrington, benden, Bosna-Hersek'te kurulacak anayasal düzen konusundaki konferansa başkanlık etmemi istedi. Konferansa koalisyon hükümetleri dahil M üslümanlar, Sırplar ve Hırvatlar katıldı. Bosnalı Sırplar. bağımsız Bosna-Hersek'in parçası olmayı istcmediklcrinden. yeni anayasal düzenlemeler yapmak gerekiyordu: Sırplar. ya Yugoslavya Federasyonu içinde kalmak ya da "Büyük Sırbistan'a" katılmak istiyorlardı. Sırplara göre Bosna-Hersek hükümeıinin diğer ülkeler tarafından tanınma talebi anayasaya aykın idi. Çünkü ülkedeki üç toplumdan biri olan Sırp toplumunun bu konuda nzası alınmamıştı. Bosna Parlamentosu'nda Hırvatlar, Müslümanlann safında oy kullandı. Ama ATgörüşmeleri başlayınca Sırplann tarafına geçtiler. Sırplarla Hırvatlar, Bosna Hersek'te bir konfederasvon modeli istiyorlardı. Müslümanlar ise üniterdevletteısrarediyordu. 18martta Saraybosna'da üç grup, anayasal ilkeler konusunda anlaştılar. Bosna Hersek, "üç anayasal birimden" meydana gelen bağımsız bir devlet olacaktı. Bu "birimler" coğrafı açıdan ayn olacaklardı. Her birimde, çeşitli topluluklar bir arada yaşayacaktı. Anayasal ilkelere göre Bosna-Hersek'in sınırlan değiştirilmeyecek, ama bu sınırlar içinde Sırp ve Hırvat toplumlanna özerklik tanınacaktı. Bosna-Hersek'te nisan ayında çarpışmalann başlamasmdan ikiaysüreileüç joplum, bu anayasal ilkelere bağlılıklannı ilan ettiler. Sırplarla Hırvatlar hala bağh. Ama Müslümanlar, haziran ayında, artık bu ilkelere bağlı olmadıklannı açıkladılar. Anayasal ilkelere yanlış olarak "kantonlasma" adı takıldı ve bu ilkelerin aslında Bosna-Hersek'i bölünmesine yönelik olduğu ileri sürüldü. Oysa bu doğru değildir. 18martilkelerimuhteme!ençarpışmalann başlamasını biray ertelemiştir. Üstelik bu ilkeler Bosna-Hersek'in bölünmesine yönelik değildi. Aksine temel amaç. Bosna-Hersek'in Sırp ve Hırvatlar arasında paylaşılmasını engellemekti. Bu ilkeler olmadığı takdirde Sırplar ve Hırvatlar kendi bölgelerini Sırbistan ve Hırvatistan'la birleştirmeyeçalışacaklardı. Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Alia İzzetbegoviç, tüm protestolanna rağmen, bunu bilir. Nitekim bir süre önce Hırvatistan lideri Frango Tudjman'la imzaladığı anlaşmada, savaştan sonra Bosna-Hersek'in "anayasal birimler" halinde yapılanacağı belirtiliyor. Doğal olarak zorla ele geçirilmiş topraklar kabul edilemez. Bölgede bundan önceki etnik bileşim yeniden oluşturulmalıdır. Savaş devam ederken, anayasal düzenlemeden söz etmek biraz hayalci gelebilir. Batı kamuoyu Sırp vahşetine ilişkin haberlerle ayağa kalkmıştır. Müslümanlar ve Hırvatlar tarafından gerçekleştirilen daha ufak çaph şiddct olaylan da muhtcmelen zamanla ortaya çıkacak. Savaş çirkin bir şeydir. İç savaş ise en çirkin savaştır. Bosna'daki savaş temelde bir iç savaştır ve ancak siyasal bir çözümledurdurulabilir. Bu gerçek ne kadarçabuk anlaşılırsa tüm taraflar için o kadar hayırlı olacakür. Yoksa "Büyük Sırbistan" ya da Müslümanlann yönetiminde üniter devlet kurma hayalleri önümüzdeki aylar, hatta yıllarda çok daha büyük çaph acılara yol acabilir. (15-16 Ağustos) KONUK YAZAR Kıbrıs'ta çözümdenne anlıyoruz, Rumlarne bekliyor? • Rumlar ve ABD ile uyumlu çalışan BM Genel Sekreteri'nin Türk ta- rafına baskıyla kabul ettirmeye çalıştığı çözüm, siyasal olarak eşit iki fe- dere devletten oluşmayacak. başkanlık dönüşümlü olmayacak, yüzde yetmiş Rum hakimiyetinde bir düzen öngörüyor. Aynca, Rumlann ku- zeye yerleşme hakkıyla iki kesimlilik delinecek, Türkiye'nin tek başına müdahale hakkı ortadan kaldınlacak. O halde Rumlar ve ABD ile uyumlu çalışan Genel Sekreter ne yapmak istiyorlar? Türk- ler Güzelyurt'u verecek, yüzde 28 dolayına inmiş olacaklar, arkasından BM desteğinde anayasal konulara geçilecek. Bu noktada, eşitliğe dayalı olmayan bir federasyon yapısı Türk tarafına baskı yolu ile kabul ettirilecek. Şöyle ki; a) Türkler ve Rumlar siyasal olarak eşit iki federe devlet oluşturmayacak. Başkanlık dönüşümlü olmayacak, hükümet ve meclis- te Rumlann hakim olduğu bir yapı kurula- cak. Yüzde 70 Rumlann hakim olduğu bir di'zen. b) Belli bir takvim içinde ikî bölgelilik deli- necek. Rumlar kuzeye gelip iş yapacak, yer- leşecek, belki de eski evlerini, arazilerini iste- yecek. Ama Türklerin güneyde kalan mal- îan için bır sistem fıilen çalıştınlmayacak. Yönetimde Rumlar hakim olduğu için böyle bir uygulama, adada zaten siyasi ve idari olarak yürütülemez. c) Türk askeri adadan yavaş yavaş çeki- lecek, federasyonun güvencesi BM veya AT Prof. Dr. EROL MANtSALI Kıbns görüşmelerinde Denktaş, toprakta yüzde 29'a inerek. karşı taraftan siyasal eşit- lik konusunda karşıhk beklemektedir. An- cak Rumlar ve Genel Sekreter Gali, yüzde 29'u yeterli görmüyor ve ek olarak Güzel- yurt'un da verilmesini istiyor. Denktaş ke- sinlikle hayır diyor. Çünkü ne kendisi evet demek istek ve otoritesine sahip, ne de ar- kasında buna destek verecek Kıbns Türkü var. Güzelyurt verilirse. KKTC'ye Beşparrnak Dağlanile verimsiz vcsusıuMeserya ovasnı- dan başk<ı uu ^c v o.aıınıyoı. 'J^ıeıiK ı uı n- ler, adanın dar kıyı şendine bir çizgi halinde ip gibi dizilmiş oluyor. Aynca Güzelyurt verilse bile Rumlann si- yasal eşitlik konusunda kesin güvenceleri yok. Vasiliu evet dese, Rum Ulusal Kon- seyi'nin evet demesi imkânsız. Rum LTusal Konseyi'ni oluşturan unsurlar, bunu açiK bir şekilde, gizlemeye gerek duymadan or- taya koyuyor. ağırlıklı bir şemsiye altma ahnacak. Türki- ye'nin tek başına müdahale imkanı ortadan kaldınlacak. İşte, Rumlann istediği ve Genel Sekreter'- in arkasına ABD'yi alarak açık bir şekilde destek verdiği "çözüm" budur. Şimdi düşünelim; New York görüşmele- rinde Rumlann ve Genel Sekreter Gali'nin varmak istediği sonuç budur. Bu sonucu ne Denktaş ne KKTC halkı ne de Türk kamuo- yu kabul edebilir. Rumlara göre, Sayın Ga- li'ye ve ABD'ye göre çözüm budur. Ancak bu tür bir çözüm bizim tarafımızdan kesin- likle kabul edilemeyecek bir sonuç olduğu halde, bu durum, Denktaş tarafından karşı tarafa açıkça bildirildiğine göre görüşülen nedir? Veya daha açıkçası, görüşrneler niçin yapılmaktadır: a) Türk tarafı, görüşmelerden kaçan taraf olmarnak için, 716 ve 750 sayılı BM karar- lannı yürütmekte olan Genel Sekreter'le gö- rüşmeyi sürdürmektedir. b) Özelükle Demirel hükümeti, görüşme- ler kesilir ise Güvenlik Konseyi ile karşı karşıya kalıp ABD ile arasını bozmamak için her ne pahasına olursa olsun görüşme- leri sürdürmek eğilimindedir. Hükümetin bu zaafı ABD ve Gali tarafından çok iyi bi- linmekte ve değerlendirilmektedir. Kıbns uyuşmazlığının içine girdiği sıkı- şıklık ve sıkıntıda ne KKTC'nin ne Denk- taş'ın ne de Ankara hükümetlerinin suçu vardır. Olsa olsa Ankara hükümetine, "pasif davranması sonucu karşı tarafı daha saldır- gan hale getirmesi suçlaması" yöneltilebilir. Ankara kendisini zayıf konuma biraz da kendisi getirmektedir dersek herhalde yanLş söylemiş olmayız. Rumlar, toprak tavizleri verilse de yöne- timde eşitliği İcabul etmedikleri için ABD ve Gali, Kıbns uyuşmazlığına sürekli Yunan gözlüğü ile baktıklan için esas suçlulardır. Ancak bu suçluluğu tespit edecek ne bir ta- rafsız hakim ne de ayn bir otorite bulunu- yor. O halde tek çıkar yol, hakhlığına inandığımız ilkelerde gerilememektir. Çün- kü özellikle, yönetimde eşitlik ve Türkiye'- nin güvencesi konulannda geri adım atılırsa, yann ada, Bosna-Hersekten Jaha kötü du- ruma düşer. Denktaş bunu çok iyi gördüğü için eşitlik ilkelerinde ısrar etmek tcdir. 26 ekime ertelenen Denktaş-Vasiliu gö- rüşmeleri yine bir sürtüşme şeklınde geçe- cektir. Çünkü Rum tarafında. siyasal olarak eşit iki halk, iki bölgelilik ve Türkiye'nin et- kin ve fıili güvencesi konulannda siyasi irade oluşamamaktadır. Esas niyetleri, uzun vadedc adanın tümü- nü Rum denetimi altına sokmak olduğun- dan eşitliğe dayalı bir siyasi irade ortaya ko- yamıyorlar. Uyuşmazlığa. konjonktürel ve stratejik nedenlerle Rum ve Yunan gözlüğü ile bakan ABD ve AT ise Genel Sekreter'i de kullana- rak, Türk tarafının direncinin kınlması için şimdilik işi bir süre daha ertelemeyi tercih et- mişlerdir. Bıkmadan, usanmadan Ankara'- nın, KKTC'nin ve Denktaş'ın direncinin kınlabilecegi bir fırsat kollanacakür. Ankara hükümeti ve hükümetlerinin bu gerçeği görerek uzun vadeli bir yaklaşımla Kjbns politikasında bazı değişiklikler yap- maya başlaması ve bir ada-iki devlet politi- kasına doğru yavaş yavaş geçmesi gerekiyor. Çünkü karşı tarafın ve destekçilerinin uzur vadeli niyetleri, açık ve seçik olarak ortada iken, mevcut politikalann sürdürülmesı, temmuz ve ağustos görüşmelerinın tekrann- dan başka bir şey olmayacaktır. Bu ise Tür- kiye'nin ve KKTC yönetiminin sürekli baskı altında tutulması ve yıpraülması anlamına gelir. Yine günü geçiştirmek için mevcut Kıbns politikasının devamı yoluna gidilirse hiçbir yere vanlamayacağını temmuz-ağustos gö- rüşmeleri ortaya koymuştur. Artık hüküme- tin. uzun vadede sorunun çözülebilmesi için kısa vadede bazı zorluklan göze alarak, bir ada-iki devlet yönünde. yavaş yavaş politi- kasını değiştinnesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Parlamento ve hükümet bu yönde adım- lar atarak bazı sorunlan göğüslemeli ve hem adadaki iki halk hem de Türk-Yunan ilişki- leri bakımından uzun vadede gerçekten ra- hatlık yaratacak bir yöne yönelmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle