19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS1992 ÇARŞAMBA HABERLER İ ç yayına • tç PoUtika Servisi - Aylık >zgür Halk, Haftalık Yeni JJlke ve Azadi dergilerinin S3n sayılan Devlet Güvenlik ^ahkemesi'nce toplatıldı. "~eni Ülke. 6-22 ağustos tarihli »yısındaki yazılannda L ürdistan adını kullandığı ran toplatıldı. Böylece Yeni lkenın 96 sayısından 38'i *f>latılmış oldu. Azadi'nin de »n sayısında yer alan, Kürdıstanda özgür basın «mlulann boy hedefi" ^berinde, "Türkiye (umhuriyeti ülkesınin bir ölümünün Kürdistan olarak ıLmlendinldiği. vatandaşlann t r kısmının Kürt ulusu carak gösterildiği ve böylece evletin ülkesı ve milleti ile Ölünmez bütünlüğünü fc>zmayı hedefalan p-opaganda yapıldığı" grrekçesi toplatma nedeni oara ileri sürüldü. Aylık (zgür Halk dergisinin 22. sıyısıda da benzer gerekçelerle ttplandı. DoğıTya asker doktoplap • ANKARA(ANKA)- Stğhk Bakanı Yıldınm Akctuna C>oğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki sağlık personeli açığının kspatılması için Milli Ssvunma Bakanhğı ve Genelkurmay Başkanlığı ile ortak çalışma yapacaklannı ve kura çekerek Doğu'ya giden doktorlann aynı yerde askerliklerini de yapmalannın sağlanacağını bildirdi. Grap Ekin'e gözaltı • ANKARA (ANKA) - Özgün müzik yapan Grup Ekin üyelerinden Dalga Yüoesan ve thsan Cibelik ile Ankara Halk Sahnesi oyunculanndan Esra Aksu'nun polis tarafından gözaltına alındığı, bu kişilerin hayatlanndan endişe edildiğı bildinldi. İmzadan çıkan kararnameler •ANKARA(ANKA)- . Curnhurbaşkanı Turgut Özal, çeşitli bakanlıklardaki atamalara, yeni belediyelerin kurulmasına ve sınır tespitine ilişkin 58 kararnameyi imzaladı. Sermaye piyasası kurulu başkan yardımcıüklanna Dr. Nevin Verki, Enver Çaptı ve Caner Ertuna atanırken Bülent Tarhan ve Mehmet Kılıncer, Başbakanhk başmüfettişliğine getirildi. Şehir merkezine açılan ateş sonucu 1 polis öldü PKK'dan Şırnak'asilahlı saldırı• Ağn, Şırnak ve Diyarbakır'ın bazı ilçelerinde PKK saldınlannda 5 kişi ya- şamını yitirirken 13 kişi de yaralandı. Malazgirt'te birkaç gündür süren ger- ginlik dün de devam etti. Haber Merkezi - Ağn'nın Aş- kale Köyü ve Diyarbakır'ın Çermik, Lice, Dicle ilçeleriyle Şırnak'ın şehir merkezine PKK saldınsı sonucu dün 5 kişi öldü, 13 kişi de yaralandı. Hakkâri'- de 'Ozgür Gündem' Gazetesi muhabiri Halit Yalçın'ın da aralannda yer aldığı 5 kişi, PKK'ya yataklık ettikleri ge- rekçesiyle tutuklandı. Malaz- girt ilçesinde durumun gergin olduğu bildiriliyor. Şırnak'a saldırı Şırnak şehir merkezine terö- ristlerce silahlı saldın düzenlen- di. Saldın sonrası, güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada bir polis me- muru öldü, alu asker de yara- landı. Edinilen bilgiye göre saat 20.30 sıralannda Şırnak şehir merkezine saldın düzenleyen PKK'lı militanlar resmi kurum ve kuruluşlara ait binalan hedef aldılar. ÂNKA'nın haberine göre saldında PKK'Ular uzun namlulu silahlannın yanı sıra roketatar ve havan topu kul- landılar. Içişleri Bakanı Ismet Sezgin AA'ya yaptığı açıklamada, bö- lücü teröristlerin saat 20.30'dan itibaren kentin dışından taciz atışı açmaya başladıklannı be- lirterek, aüşlara, emniyet ve güvenlik yetkilileri tarafından karşılık verildiğini kaydetti. Şır- nak'taki çatışmada bir polis memurunun öldüğünü söyle- yen Sezgin, şehirde zırhü, silahlı panzerler ve araçlann devriye gezdığinı. çatışmanın arahklı olarak sürdüğünü bildirdi. Saldın sırasında ANKA mu- habirine bilgi veren SHP Şırnak İl Başkanı Yusuf Uğur ise her- kesin büyük bir korku içinde evlerine kapandığını belirterek, "Nevruz olaylanna benzer bira gece yaşanıyor. Ne olduğunu bilemiyorum, her yerden maki- neli tüfek ve top sesleri geliyor. Şehir bir savaş alanı görünü- münde"dedi. Gazeteciye tutuklama Hakkâri Valisi Cemalettin Sevim'den alınan bilgiye göre 11-12 Ağustos 1992 tarihlerin- de yapılan arama ve operas- yonlarda, aralannda "Özgür Gündem" Gazetesi Hakkari muhabiri HaKt Yalçın ile kar- deşi Mehmet Zeki Yalçın'ın da bulunduğu 10 kişi gözaltına abnriı. önceki akşam, Diyarbakır Çermik ilçesi yakınlannda Yayıkh Köyü'ne gjden bir trak- töre PKK tarafmdan ateş açıldı. Traktörde bulunan Ya- şar Karakaya ile Mehmet Şük- rii öztürk yaşamlannı yitirdi- ler. Lice'nin Oyuklu Köyü'ne önceki gece PKK'Ular tarafın- dan baskın düzenlendi. 2 ev ile 1 traktörü ateşe veren PKK'- lılar, henüz kimliğj öğrerûle- meyen bir kişiyi öldürdüler. Aynı grup, köy muhtan Ali De- mirtaş'ın oğlu Mustafa Demir- taş'ı da yanlanna alarak köy- den kaçülar. Dicle'nin Başköyü yakırunda Hayri Akar'ın kullandığı 21 ED 138 plakab minibüs PKKlılann silahlı saldınsına uğradı. Olayda, Resul Ceylan hayaünı kaybetti. Yaralanan 3'ü ağır 6 kişi Diyarbakır Dev- let Hastanesi'nde tedavi aJtına alındı. Ağn'nın Aşkale Köyü'ne PKK tarafından düzenlenen saldın sonucu bir kişi öldü iki kişi yaraland) ÂNKA'nın haberine göre Muş'un Malazgirt ilçesinde başlayan, Faruk Eren'in ölü- müne ve 15 kişinin yaralan- masına yol açan olaylar durul- madı 'Muş kuşatmada' HEP Muş Milletvekili Mu- zaffer Demir, Muş'un kuşatma altında olduğunu belirterek "Malazgirt'in akıbetinden en- dişe duyduğunu" söyledi. "Demokratik girişimciler" gazeteci cinayetleri için Ekşi ile görüştü Basın konseyine duyarfalık çağrısı • Demokratik girişim yürütme kurulu, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi ile görüşerek, Kon- sey'in gazetecilerin öldürülmesi konusunda daha duyarlı davranmasını istedi. • Ekşi de konseyin bu konularda ilgisiz kalmadığı- nı söyledi. ÖLDÜRÜLEN ŞOFÖRÜN BABASINA YARDIM İSTANBUL (ANKA)- De- mokratik Girişim Yürütme Kurulu'nu temsilen İnsan Hak- lan Derneği İstanbul Şube Baş- kanı Ercan kanar. gazeteci Ragıp Duran ve avukat Eşber Yağmurdereli'den oluşan he- yet. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'den, Basın kon- seyi'nin gazetecilerin öldürül- mesine sesiz kalmamasını, bu konuda üzerine düşen görevi yapmasını istediler. Tek yanlı haber Demokratik Girişim Yürüt- me kurulu'nu temsilen oluştu- rulan heyet. Oktay Ekşi'ye Kürt gerçeği konusunda gaze- telerde çıkan tek yanlı, tahrif edilmiş haberlerin ve gizlenen gerçeklerin, Basın Konseyi ta- rafından aynntılı olarak ince- lenmesini kamuoyuna tahrifatlı bilgi veren gazete ve gazeteciler hakkında soruşturma açılması- nın sağlanmasını istediler. Heyet, basın Konseyi ve di- ğer gazeteci cemiyetleriyle, ga- zetecilerin öldürülmesini önle- mek ve alınması gereken ön- lemleri tartışmak amaayla, İstanbul ve Diyarbakır'da se- minerler düzenleyerek kamuo- yunun aydınlaülmasına katkı- da bulunması gerektiğini kaydettiler. Demokratik Giri- şim Yürütme Kurulu temsilci- leri Basın Konseyi'nin gazetele- rin toplatılması, gazetecilerin gözaltına alınması konusunda görevini yerine getirmediğini ileri sürerek konseyin bu konu- da hakkında kapsamü bir araş- tırma yaparak yayınlamasını istediler. Basın Konseyi Başka- nı Oktay Ekşi ise "Bu konulara Konsey olarak yakın ilgi duyu- yoruz" dedi. İcişleri Bakanı Sezgin çeki Fevzi Şahin'e verdi (Fotoğraf: AA) Demirel'den 50milyon bağış ANKARA (AA) - Keçiören'de teröristlerin kurşununa hedef olarak ölen taksi şoförü Bilal Şahin'in babası Fevzi Şahin'e 60 milyon lira maddi yardım yapıldı. 50 milyon lirası Başbakan Süleyman Demırel, 10 milyon lirası da Türk Polisini Güçlendirme Vakfı tarafından sağlanan yardırrunceki, İşişleri Bakanı tsmet Sezgin tarafından Fevzi Şahin'everildi. İsmet Sezgin çeki verirken yapüğı konuşmada, devlete kastedenlerin şimdi de vatandaşlara silah sıkmaya başladığını kaydederek "Bılal'in acısı yüreğimizde" dedi. Içişleri Bakanı Sezgin, "Milletin birliği ve bütünlüğünü bozmak isteyenler vatandaşı korkutup yıldırmaya çalışıyorlar. Devlet olarak arkaruzdayız. Vatan için ölenlerdevletin himayesindedir" diye konuştu. Teröristler tarafından öldürülen taksi şoförü Bilal Şahin'in babası Fevzi Şahin de şunlan söyledi: "Vatan millet sağolsun. Biz vatan için her zaman canımızı vermeye hazınz. Oğlum teröre karşıydı. Tekrar dirilse o teröriste yine taviz vermezdi. Bu olanlar bizi yıldırmaz. Bir oğlum daha olsaydı onu da vatan için şehit vermeye hazırdım." Içişleri Bakanı İsmet Sezgin, Keçiören'de teröristlerin silahlı saldınsına uğrayarak yaralanan polis memuru Servet Tuncer'i ziyaret etü. Cumartesi günü teröristin capraz ateşine maruz kalan ve bir teröristi yaralayarak yakalanmasmı sağlayan Servet Tuncer'i ziyaret eden Içişleri Bakanı Sezgin "Servet, teröristlere hak ettikleri en iyi cevabı vermistir" dedi. METROPOL ATİLLA DORSAY "ShovvTV, ScarletT'i Seçiyor...n "Show TV Scarlett'i seçiyor..." Kendine güvenen genç kızlarımız, beyazperdenin 50 küsur yıllık klasikleşmiş filmi "RüzgârGibi Geçti"ninkahramanı, şımarık, kaprisli, gurur- lu, hırslı ve alabildiğine çekici Scarlett OHara'nın yeni se- rüvenlerini anlatan "Scarlett" romanının çekilmesi tasar- lanan filminde bu rolü oynamak için, açılan uluslararası bir yarışmanın Türkiye bölümüne katılarak şanslarını de- niyorlar. Deneyimli Haldun Dormen dostumuz da 1960'lar- dan beri rafa kaldırdığı film yönetmenliği hevesini, bu yarı- şma filmlerini yöneterek bir nebze olsun gideriyor. ', Bu genç kızlarımızın gerçekten bir şansı var mı? Yok ca- nım!.. Irlanda kökenli, kızıl saçlı, öfkeli ve taşkın Scarlett'i bırakınız bir Türk kızını, ama Anglo-Sakson olmayan her- hangi bir yabancı dilberin oynaması için hiçbir şans yok..., Scarlett rolü, birsürprizolmazsa, bir Amerikan veya Ingili- ze kalacak, şüpheniz olmasın... Yapımcılar, onca sorun; arasında bir de yeni yıldızın ingilizcesiyle mi uğraşsınlar? Yapılan, temelde bir reklam kampanyasının parçasıdır. 1938'lerde efsanevi yapımcı David O'Selznick'in de (Ame- rika çapında) böyle bir yarışma yaparak aylar boyu Scar- lett'i aradığını anımsayan yapımcılar, şimdi, geiişen tek- noloji sağolsun, neredeyse tek bir ülkeye dönüşen dünya- mızda, aynı işi dünya ölçüsünde yaparak, çekilecek fifme dev bir reklam kampanyası oluşturuyorlar. Amerikan usu- lü promosyonun dev boyutlarıdır önümüze gelen... Yine de olaya olumsuz bakmıyorum. Ortaya, rahmetli Vivien Leigh'in belleklerimizde mitoslaşan hırçın güzelli- ğiyle pek aşık atamasalar ve zaman zaman pek "alatur- ka " gözükseler de, güzel ve yetenekli genç kızlar geliyor. Oldukça yapay duran yerli bir Rhett Butler'ın önünde (Eee, baba Clark'ın yerini tutmak da kolay mı?) repliklerini heye- canla, hevesle söylüyor ve geçip gidiyorlar. Scarlett ola- masalar da en azından bir bölümü, sinemaya, tiyatroya, TV'ye kazandırılacak gençler bunlar... Ama asıl önemlisi, bu olayın, dışarıya, dünyaya açılan Türkiye'nin "kadın cephesi'ndeki simgesel rolü... Kabuk- larını çatlatan, kabına sığmayan, kıpır kıpır bir ülkede, kadın da geleneksel edilgin durumundan sıyrılarak daha cesur, dahayürekli, daha hırslı. dahaetkin birkonumage- çiyor. Her yerde, her alanda, yeni bir genç kız kuşağı geli- yor: Alımlı, kişilikli, birçok konuda erkekle birlikte olmaya, onunla rekabet etmeye istekli bir kuşak... Kuşkusuz geçmişi unutmamak gerek. Daha 1920-30'lar- da Atatürk'ün istek ve çabalarıyla Türk kadınının kazandığı başarıları, Afet Inan, Sabiha Gökçen, Keriman Halis, Sai- me Berksoy, Bedia Muvahhit ve diğerlerini gözden kaçır- mamak gerekli. Kadının kişilik savaşımı, ülkemizde özel- likle Cumhuriyet'ten beri sürüyor. Az yol da alınmadı. Ancak bu oldukça yavaş, toplumda bir türlü gerekli htzı ve ivmeyi kazanamayan gelişme, çağın büyülü kutusu te- levizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte hızlandı. Kadın, artık geleneksel utangaçlığından, sılikliğinden, ezikliğinden sıyrılıyor. Yalnızca "Saklambaç" adlı ilginç TV yarışma programı bile bunun bir göstergesi... Kadını erkekle eşit bir konumda kultenan, hafif "flört" kokan, kız-erkek birlik- teliğini, toplumumuzun geleneksel yapısına katı bir saldı- nda bulunmadan, araya cinselliği ve erotizmi katmadan ("kırmızı noktalı" filmlerin kulağı çınlasın!) sunan düzeyli ve çağdaş bir program bu... Evet, yeni Scarlett olasılıkla Türkiye'den çıkmayacak. Ama Türkiye'de kadın-erkek ilişkileri gitgide çağdaşlaşa- cak ve kadınlarımızın kendilerine olan güveni artacak... Ah, bir de çeşitli vesilelerle ekrana gelen o alımlı, bakımlı, rahattavırlı, güleç yüzlü genç kızlarımız, ülkemizi bir kan- ser gibi saran kültürsüzlük ve bilgi sığlaşması olayının ya- rattığı çemberleri de kırıp en azından o özendikleri Batı ül- kelerinin genç insanları denli bilgili, meraklı ve kültürlü olabilseler!.. HABERLERİN DEVAMI Trilyonlllk SOrulara yanit yok Abonenin AKTAŞ şikâyetibitmiyor • Baştarafi 1. Sayfada eski kiracının borçlannı ödetti- riyor. Hazine arazilerini işgal ediyor. Vatandaşlar da AKTAŞ'ın göndermediği faturalar için kendilerinden gecikme cezası aldığını, yüksek faturalar ödet- tiğini, geceyan}a£nda elektrik- lerini kestiğini ve anzalan tamir etmediğını ileri sürövor. Bu arada, AKTAŞ'a ilişkin bu suçlamalar konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanhğı ise hala susuyor. Ge- çen hafta Çırağan Oteli'nde katıldığı bir toplantı sırasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanı Ersin Faralyalı'ya bizzat yazüı olarak takdim ettiğimiz sorular hala yanıtlanmayı bekliyor.Bakarra sunduğumuz sorulan aynen yayunhyoruz: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı, Temmuz 1992 tari- fesine göre elektriğin kilovat saatini, kalkınmada öncelikli iUere 439 liraya, kendi mües- sese müdürlüklerine 542 lira- ya satarken ÇE-AŞ Kepez'e 333.60 liradan, Kayseri Elekt- rik'e 324 liradan ve Aktaş'a da 370.60 liradan veriyor. Ba- kanhğınız, kalkınmada önce- likli iUere ve "Battı, batıyor" denilen kendi kurumlanna bi- le göstermediği bu kolaybğı, bu özel şirketlere neden göste- riyor? Neden, bu şirketler, yıl- lardır elektnğj daha ucuza aldıklan halde TEK ile aynı fı- yata satıyorlar? Aktaş Elektrik AŞ'ye, reaktif enerji üretmek üzere kompan- zasyon tesisi kurması için ne kadar süre tarundı? Şirketin 1 Eylül 1990 tarihinden bu yana yaklaşık 800 milyar lira reak- tif enerji bedeli tahsil ettiği, ancak bugûne kadar tesis kur- ma yönünde bir adım atmadı- ğı ve bundan da önemlisi, öyle bir tesisin kurulabilmesi için gereken finansmanın çoktan toplanmış olduğu ileri sürülü- yor. Aktaş'ın kurması gereken kompansazyon tesisinin mali- yeti ne kadardır? Şirketin bu tesisi kurması için abonelerin- den daha ne kadar para (mil- yar, trilyon?) tahsil etmesi gerekiyor? Bu arada TEK, şir- ketin kendisine olan borçlan- nı daha ne zamana kadar iptal etmeye devam edecek? TEK. 20654 sayıh Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği'ni ay- nen uygularken Aktaş'ın son iki yıldır bu yönetmeliğin bazı hükümlerini çiğneyerek abo- neleri zor durumda bıraktığı ve haksız kazanç sağladığı ile- ri sürülüyor. Bunlardan ban- lannı aşağıda sıralıyoruz: •Yönetmelikte 'Abonenin kendi malı olan sayaçlardan kira alınmaz' denmesine kar- şm Aktaş, abonenin kendi malı olan sayaçlardan kira alı- yor. Şirketin bugüne değin bu yoklan topladığı paranın 2.5 milyar lira dolayında olduğu öne sürülüyor. •'Borcunu ödemeden aynlan abonelerden sonra aynı yere taşınan kiracı ya da mülk sa- hiplerinden eski aboneye ait borçlann ödenmesi talebi ve şartı koşulmayacaktır' hük- müne karşın Aktaş eski borç- lannı ödemeyen aboneye söz- leşme yapürmıyor, elektrik vermiyor. •'Bağlantı gücü 6 kilovata kadar olan abonelerden reak- tif bedeli alınmaz' hükmüne karşın Aktaş, bağlantı gücü 3 kilovaü aşmayan abonelerin- den bile bu reaktif bedelini alı- yor. •'TEK'te trafodan sonra abo- ne tarafından yapılabilen şe- beke tesislerini Aktaş, abone- sine yaptırtmayarak kendi yan şirketlerine fahiş fıyatlar- la yaptınyor. Fiyatlar, TEK abonesinin harcamalanndan iki-üç kat daha fazla olabili- yor. •TEK, ilk kez elektrik bağla- tacaklann ödemesi gereken katılım payını, aynen yönet- melikte belirtildiği gibi aylık yüzde 2.5 üzerinden faize bağ- hyor. Aktaş ise öncelikle bu katılım payını faize bağlama- ya yanaşmıyor, kabul ettiğin- de de bu payı yüzde 2.5 üzerin- den değil, yüzde 7 üzerinden faize bağlıyor. •TEK'te 1600 kilovata kadar olan enerji isteklerinde, abone trafo yerinin irtifakıru ver- mekle ve 49 yıllığına kira söz- leşmesi yapmakla yükümlü tutuluyor. Aktaş'ta ise bu uy- gulama esnasında 200'ü aşan, 400 kilovata kadar olan istek- lerde, trafo yerinin irtifak hakkı ve kira sözleşmesi Aktaş lehine yapıhyor. Yani, trafo- nun komple tesisi ve alçak ge- rilim tesisi abone tarafından fınanse edildikten sonra işlet- me ve bakım karşılığı Aktaş'a devrediliyor. •TEK, iki kişinin başvurusu halinde bir direk, daha fazla kişinin başvurusunda ise diğer' direkleri bağlıyor. Ancak Ak- taş, iki kişinin başvurusunu, elektrik direği için yeterli bul- muyor. Bu durum ikinci ve üçüncü direkler için de geçerli. • 1985 yılında çıkan bir karar- nameye göre cami ve mescit- lerden elektrik ücreti alınmı- yor. TEK'te de bu aynen uygulandığı halde, Aktaş, borcunu ödemediği gerekçe- siyle İstanbul Küçükyalı Mer- kez Camii'nin elektriğini kese- biliyor. •TEK'te usül gereği cuma günü de dahil olmak üzere hafta sonu ya da geceleyin abonenin elektriği kesilmiyor. Aktaş, bu zamanlarda da elektrik kesimi yaptığı için birçok abonesini zor durumda bırakıyor. Öyle ki tören sıra- sında bile düğün salonlannın elektriğinin kesildiği görülü- yor." AKTAŞ'a ilişkin bu ve ben- zeri şikayetlerin büyük bir bö- lümü TEK Genel Müdür- lüğü'ne ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na da ulaşmış olmasına karşın, ba- kanlığınız neden bu konuda bir soruşturma başlatmayı ge- rek görmedi? 30 binlere ulaştı- ğı söylenen şikayet dilekçeleri- nin daha artması mı bekleni- yor? Neden başvurular yanıt- lanmıyor? Bu şikayetler, şirketin iki yıl- dan bu yana yönetmeliği çiğ- neyerek abonelerinden mil- yarlarca lira toplanması. şir- ket ile yapılan sözleşmenin iptali için yeterli değil mi? AK- TAŞ ile yapılan sözleşme, şir- ket hangi koşullara uymadı- ğında iptal edilebilir? • Istanbul'un Anadolu yaka- sında 70 küsur milyar lira har- cayarak yatınm yapıldığı halde, AKTAŞ'ın bakanlığj- nızdan 140 milyar lira aldığı iddia ediliyor. 1 Eylül 1990 ta- rihindeki devir teslim sırasın- da da şirketin, TEK'e ait mil- yarlık malzemeleri, bir şekilde TEK'e geri vermediği öne sü- rülüyor. Bu iddialann doğru- luk derecesi nedir? Ozel bir şirket olan AK- TAŞ'a ilişkin kamuoyunda oluşan bu gûvensizliği ve tep- kilen ortadan kaldırmadan, Türkiye genelindeki benzer hizmetlerin özelleştirilmeye çalışılması ne derece sağlıklı olacak? Bu tür girişimler, ka- muoyunca ne derece destekle- necek? Ortada Elektrik Mühendis- leri Odası İstanbul şubesinin "AKTAŞ, kazançlannın de- netlenmeyeceğinin garantisi içinde kendi yönetmeliklerini uyguluyor" şeİclinde bir iddia varken bakanlıkça yapılan "O ilkti, bundan sonrakilerde bu deneyimden yararlanılarak benzer yanlışhklar yapılma- yacak, endişeniz olmmasın" yolundaki açıklamalara, abo- neler ne kadar inanabilir? Batı'da olduğu gibi Türkiye'- de de bu tür özel şirketleri de- netleme kurullan ne zaman oluşturulacak? AKTAŞ'ın ça- lışmalannı ve uygulamalanru nasıl denetliyorsunuz? Seçim öncesinde gerek DYP, gerekse SHP, stratejik öneme sahip olan ve "milli görev" olarak nitelenen elektriğin özelleştirilmemesini savunu- yordu. Bu süre zarfında ne değişti de daha iki yıl öncesin- de karşı çıktığınız TEK'i özel- leştirmek için girişimlere baş- ladınız? TEK'in bu birimleri neden özelleştirilmeli? Daha ucuz ve kaliteh" bir hizmet sağlamak için mi? Türkiye'de santral sayısı art- masına karşın elektrik fiyatla- n neden sürekli arüyor? İstanbul Haber Servisi- Ana- dolu yakasındakı Elektnk hiz- metlerini yürüten AKTAŞ Elektrike yönelik şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor.Gazete- mizi telefon yağmuruna tutan AKTAŞ aboneleri, belgeleriyle birlikte kapımıza dayanıyor. Gelemeyenler de şikayetlerine ilişkin belgeleri fakslarla bize ulaştınyorlar. Haksızlığa uğradıklannı söy- leyen AKTAŞ abonelerinin yakınmalan şöyle: Kenan Af- şar. Samandra Sevenler cad- desi'nde oturuyor. Afşar, elekt- rik direklerini kendileri dikme- lerine ve 3-4 aydır defalarca başvurmalanna karşın AK- TAŞ'ın kendilerine hat bağla- madığını söylüyor. Afşar, AKTAŞ hat bağlamadığı için pek çok insanın kaçak elektrik kullanmak zorunda kaldığıru belirterek, "Defalarca bize hatı- mızı bağlayın, paranızı verelim dedik. ama hala bu semtte di- reklerini kendi olanaklanyla dikmiş 30-40 hane AKTAŞ'ın kendilerine hat bağlamasını bekliyor. Hala bağlanmadı" di- yor. Kartal Maltepe'de oturan Ramazan Keleş ise bize 18 Ey- lül 1992 tarihinde AKTAŞ'a ödediği 1 milyon 199 bin 109 li- ra tutanndaki iki faturayı faks- layarak, "AKTAŞ şirketince, kullanılmayan elektrik için ge- len faturalar ektedir. Sayaç kapalı olmasına rağmen fatura gelmiştir" diyor. Tekin Yayınevi'nden Metin Aldemir de oturduğu Burhan Sitesi ve civanna Mayıs ve Ha- ziran aylanna ait faturalann gelmediğini belirterek," Bütün muhite Mart ile mayıs arasında faturalar gelmedi. 7. ayın fatu- rası geldi, onu ödedik. Bu gel- meyen faturalan da daha sonra cezah olarak ödedik. Benim eli- me geçmeyen fatura bedelim 322 bin 403 liraydı. kendileri ggöndermedikleri haldı 82 bin 206 bin lira gecikme cezası aldı- lar. Gecikme faizi yüzde 25'in üzerinde. 27 bin lira da guvence bedeli diye bir para aldılar ki. bunun ne olduğunu bilmiyo- rum. Sonuçta ben AKTAŞ'ın kendi hatasını 417 bin 720 lira- ya ödedim. Aynı gecikme cezası bu semtte oturan diğer ınsan- lardan da alındı" diye konuşu- yor. Aldemir aynca, trafo yü- zünden AKTAŞ'la 3 aydır yaşadıklan sorunlan da şöyle anJatıyor:" Oturduğumuz Bur- han Sitesi'nde elektrik voltajla- nmız sürekli düştüğü için bah- çemize bir trafo almak istedik. Aynı sitede oturan AKTAŞ Genel Müdür yardımcılann- dan Mustafa Nafız bir süre baş- ka mahalleden kaçak hat çeke- rek bizim sitenin elektrik voltaj- lannı yükseltti. Daha sonra da bahçemize bir trafo getirtti. Bir gece 11.30'da büyük bir güriil- tüyle yerimizden fırladık, küçük bir trafo getireceklerini söylemelerine karşın, heyyula gibi bir trafo getirip bahçeye koydular. Ertesi gün de trafoyu boyamaya başladılar.' Burası özel mülkiyettir, bu trafoyu bu-. raya koyamazsınız' deyip işçile- ri dışan çıkarılık. Daha sonra bize plan, projeleri getirdiler. Ancak gösterdikleri projeler, bizim evin biraz ilerisindeki başka bir konutun bahçesine aitti.Oraya bu trafoyu koyama- mışlar, bizim başımıza yıkülar. Oysa, biz bahçeyi çocuklann oynayabileceği bir park olarak planlamıştık. Itiraz edince, Na- fız, 'Bahçenize AKTAŞ abidesi diktim, niye itiraz ediyorsunuz' diye gülüyordu. daha sonra o da devreden çekildi, hala iste- mediğimiz heyyula trafoyu bahçemizden almalannı bekli- yoruz. Noter kanahyla ihtarna- me çektiğimiz halde hala bu yanlışlannı düzeltmediler." Ümraniye'den Gülten Özçi- çek'in AKTAŞ'la sorunu da sokaklanndaki elektrik direkle- rindeki kablolann tamamen açıkta olmasıyla ilgili. Birçocu- ğun bile yetişebileceği yüksek- likteki açık kablolar konusun- da önlem alınmasını istemek üzere AKTAŞ'ı arayan Özçi- çek, en az 10 kişiye bağlandığını ve karşısına çıkan lann her biri- ne sorununu defalarca anlattı- ğını belirterek, en sonunda Sinan çavuşun kendisine, "İmar İskan bloklannın eski ol- duğunu, tesisatın kendilerine öyle teslim edildiğini' söylediği- ni anlattı. Bunun üzerine yetki- liye. bu tamir işlerini kimin yapacağını sorduğunu belirten Özçiçek, çabalannın sonuçsuz kaldığını söylfiyor. Özçiçek,bu duyarsızlık karşısında tepkileri- ni, " Faturalan gönderip para tahsil etmeyi biliyorlar. Gere- kince gecikme zammını da ko- yuyorlar, ama hiç masraf yapmak istemiyorlar. Ödediği- miz paralar oldukça yüklü. Devlet buna bir dur demeli ve sorunlanmıza sahip çıkmah" biçiminde dile geüriyor. TALABANİ'DEN DEMİREL'E MEKTUP 'PKK ambargosunu biz kıralım' ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Türkiye'den Kuzey Irak'a giden kamyonlara uy- gulanan PKK ambargosu- nun etkili olması üzerine, Kürt yönetimi temsilcileri "PKK tehditlerinin yarattığı psikolojik yılgmlığm" kınl- ması için, Türk hükümetine çağnda bulundu. Kürdistan Yurtsever Birliği lideri Celal Talabani, Başbakan Süley- man Demirel'e gönderdiği mektupta. ambargonun kı- nlması için Kürt kamyonla- nnın Kuzey Irak'tan gelerek, Türkiye'den mal taşımasını önerdi. ABD ve Avrupa'da, BM ambargosunun Kuzey Irak için kaldınlmasına yönelik temaslar için bulunan Kür- distan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani ve Kürdistan Yurtsever Birli- ği (KYB) lideri Celal Talaba- ni, şimdi de PKK ambargosu engeliyle karşı karşıya geldi- ler. PKK. Türkiye ile KDP ve KYB ilişkilerini kastede- rek, "yabana devletlerle iş- birliği" yaptıklan gerekçesiy- le temmuz ayında Kuzey Irak'a Türkiye'den gelen kamyonlan tehdit etmeye başladı. Kuzey Irak'a yöne- lik insani yardım ve malzeme taşıyan kamyonlann sürücü- lerini özellikle Cizre. Şırnak. İdil, Mersin ve Adana bölge- sinde "misilleme tehditleriy- le" korkutan PKK, bu ama- anda başanlı oldu. Kürt kaynaklan, ambargo önce- sinde günde yüzlerce kamyo- nun geçtiği Habur sınır kapı- sından, bir kaç gün öncesine kadar tek bir kamyon geçişi olmadığını belirtiyorlar. Ka> nak'.ar. bölgede ilaç kıtb- ğının lehlikeli boyutlara ulaş- tığını. genel olarak çeşitli mallann fıyatlannın da yüz- de yüzü aşan oranlarda arttı- ğını belirtiyorlar. Alınan bil- giye göre, ambargodan önce 6 dinar olan şekerin kilosu şu an 20 dınara ulaşmış bulunu- yor. Ankara'daki KDP ve KYB yetkilileri, Habur kapı- sının Kuzey Irak tarafında bir güvenlik sorunu olmadı- ğını, KDP ve KYB'nin kont- rolü altındaki bu yollarda, gerekirse konvoy oluştura- rak, tam güvenlik sağlayabil- diklerini bildiriyorlar. Içişleri Bakanı İsmet Sez- gin de Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Şoför esnafı- mızıri endişelenmesıne neden olacak bir durum yoktur. Eğer hala korktuklan veya çekindikleri için gitmiyorlar- sa, gerekirse, konvoy oluştu- rur, başına adam koyar, öyle göndeririz" dedi. Talabani ve Barzani'nin, önümüzdeki günlerde An- kara'ya gelerek, konuyla ilgi- li olarak yetkililerle görüşme yapmak istedikleri öğrenildi. Dışişleri Bakanüğı yetkileri, Barzani ve Talabani'nin gö- rüşme için başvuruda bulun- madığını bildiriyorlar.:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle