07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11AĞUSTOS1992SALI 8 DIŞ HABERLER • * * Cfinton, Rumlara göz kmptıBNEW YORK(AA)-ABD Demokrat Parti Başkan adayı Arkansas Valisi Bıl] Clinton'un Kıbns Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu ilegörüşmesi.KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından Yunan lobisinin oyunu olarak nitelendı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, AA'ya yaptığı açıklamada. "Clinton, insan haklanndan, hak ve adaletten yana olduğuna göre ergeç Kıbns'ta Rumun başlattığı oyunu ve durumu değerlendirecekür" dedi. Denktaş, Kıbns konusunun bir seçim kampanyası çerçevesine sokulmasının, sorunun ABD seçimlerinden sonrayaertelenmek istemesi anlamına geldiğini de belirtti. Vasiliu-Clinton göriişmesini, Demokrat Parti'nin kampanya sorumlusu Yunan asıilı George Stefanopoulos'un ayarladığı bildirildi. Sri Lanka'da terör: 21 ölü • COLOMBO(AA)-Sri Lanka'da önceki gün bir köyc baskın düzcnlcyen tcrörist birgrup. 21 kişiyi palayla keserek öldürdü. 10 kişi>i de varaladı. Hindistan - Sri Lanka Ortak Operasyon Komutanlığı'ndan yapılan açıklamada, büyük orman palalanvcbıçaklar kullanılarak yapılan saldm sırasında bırçok Tamıl kövlüsünün orman içlenne kaçarak canını kurtardığı bclirtıldi. Sn Lanka adasının kuzcy bölümünde bağımsı/lık ısteycn "Tamil-Elam Kurtuluş Kaplanları" adlı terörist örgütûn 1990hazıranında ycniden başlauığı savaşian bu >ana 7 binin üzerinde insan öldü. Atina'ya141 Iraklı göçmen • ATİNA(AA)- Türkiye'den Yunanistan'm Sakız adasına geçen 141 Iraklı göçmen, sivasi sığınma talebinde bulundu. "Kaşif" isimli birTürk teknesi ile cumartesı günü gelen göçmenlcr polıse verdıkleri ifadedc, Irak"ın Zaho böigesınden otobüslerle Çeşme"\ e geldiklerini söylediler. Iraklılar ifadclerinde. lrak'tan Yunanistan'a kaçmak için Türk aracılara kişi başına 1500 dolar ödediklerini iddia ettiler. Iraklılararasında46 kadın \c 18 çocuk bulunduğu bildirildi. Amsterdam'da 3 ton esrar • AMSTERDAM (AA) - Hollanda'da gümrük yetkilileri. başkenı Amsterdam'da bir limanda üç ton esrar ele geçirdiler. Gümrük sözcüsü yaptığı açıklamada. uyuşturucunun Danimarka bandıralı bir kotradan limanda bekleyen bir kam\ ona v üklendiği sırada eie gecirildiğini söyledi. Esrann piyasa değennın >aklaşık 3.6 milyon dolarcivarında olduğunu belirten sözcü, olayla ilgili olarak beş kişinin tutuklandığı bildirdi, ancak bu kişilerin kimliği ve uyruğu hakkında bilgi vermedi. Jivkov suçladı • SOFYA(AA)-' Bulgaristan'da halen devlete zarar vermek \ e \ azdığı kitaplardan haksızkazanç sağlamak sııçlamalanyla vargılanan eskı De\ let Başkanı Todor Jivkov (80) Bulgansian'ın hiçbir zaman bu kadar kötü durumda olmadığım iddia ettı. Devrik lider. "Todor Jivkov içın değil. üç nesıl Bulgann havatı silindiği ıçin acı duyuyorum. Sanki bu dönemlerde hiçbir şey yapılmamış, çalışmamış. sevinç duyulmamış gibı davranıhyor. Beni bırakın, ama hiçbir şev vapılmadığınınöne sürülmesi, halkın emeğinin unutulması benı huztırsuz ediyor" ıfadesıni kullandı. Jivkov demecıni. "Çok sayjdahalaışlemış olabilınm, ama şuuruma hep sosyal siyaset hâkımdı. Göre\ bıldiğim en önemli şey. halkın hayatseviyesınin yükseltilmesıjdi" diye tamamladı. İngiliz basını, Sırplann "etnik temizlik" kampanyasının tarihte ilk kez Türkler tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü Bosna'nın faturası da Türklere eıktı• 'Independent on Sunday* gazetesi, Osmanh Türklerinin Bosna'yı yö- nettikleri sırada "ne denli barbar" olduklannı yazdı. Gazete. geçen yüz- yıldakiayaklanmalar sırasında Hıristiyanların Türkler tarafından "kesil- diğini" öne sürdü. EDİPEMİLÖYMEN LONDRA - İngiliz basını. Bosna-Her- sek'te Sırpların Müslümanlara yönelik ola- rak yürüttükleri "etnik temizlik"i tarihte ilk kez Türklerin gerçekleştirdığini savundu. Basında aynca. Osmanh Türklerinin Bos- na'vı yöncttıklen sırada ne denli barbar ol- duklan ve gecen yüzyılda buradaki ayaklan- malar sırasında Hıristıyanlan "nasıl kestik- leri" de hatırlatıhvor. İngiltere'nin en saygındışpolitika \orum- culanndan Neal Acherson'un ülkenın cn ciddi gazetelerinden "Independent on Sun- day "de \a>ımlanan ve etnik temizliği kına- yan yazısında, "Çeşitli suçların işlendiği bu yüzyılda etnik lemizlik, kabul gören birsiva- set oldu. Türkler 1914-18 savaşında. bu gö- rüşü ilk kez uvgulamaya koydular. Ermeni- ler, yerlerinden edildi ve katledildi. Daha sonra 1923'te ise Anadolu'daki Rum nüfu- su. burada üç bin yıldır yaşadıklan halde topluca sürüldüler" diye vazdı. Tarih bilgisinden yoksun toplumun ko- lektif hafızasının eksikliğinden \e genelde dün>a tarihinden habersiz oluşundan yarar- lanarak, klişe ve kolaycı açıklamalan yeğle- \en kitlelere uygun bu "açıklama" Osmanh Türklerinin "diğer" barbarhklanna ilişkin görüşlerin açıklandığı bir sıraya rasth\or. Yine •"Independent" gazetesinde, İngiliz parlamentosunun 1877 vılında Bosna-Her- sek'e ilişkin olarak yaptığı tartışmalardan bir bölüm yayımlandı. 1875 yılında Bosna- Hersek ayaklanması. ertesi yıl Karadağ ve Sırbistan'a sıçramıştı. Independent. ayak- lanmalan bastırmava çalışan Osmanh yöne- timinin "barbarhğından" söz eden dönemin muhalefet lideri. daha sonra da "Doğu so- runu"nu çözmekle görevlendirilen Başba- kan Gladstone'un konuşmasını "Tarihte Bugün" başlığı altında yavımladı. "Sunday Times" da konuva dört büyük tam sayfa ayırdı ve tanınmış İngiliz tarihci Prof. Norman Stone. "Doğu sorunu" sıra- sında "Türkler yumuşak davranmadı" diye yazdı. Ancak "Şiddet kullanmak. Sırplar için bir yaşam biçımiydi" demeden de ede- medi. Türklere yönelik nefretin bir fırsatla daha kamuoyuna yansıtıldığı sırada, basında Bosna Hersek'teki Sırplann eylemlerini ne- rcdevse mazur gösterecek ifadelere rastlanı- vor. Sadece Belgrad'ın değil, Bosnalı Sırpla- nn lıden Karadzıç'ın bile, Sırp milisler üze- rinde "ne ölçüde denetim sahıbi oiduklan" sorgulanmakta. Sırplar mazur gösteriliyor Ciddi basında dahi. Sırplann Müslüman- lara >önclik tutumunu neredeyse "mazur gösterecek" ifadelere rastlandı. Örneğin. "Sunday Telegraph"da yayımlanan uzun bir makalede de "Sırplar, Bosna'da terör ha- vası estiriyor olabilirler. ancak yaptıkları bir soykınm değildir. Her savaş, kendi tutsak kamplannı yaratır ve bunun istisnası da yoktur. Unutmamak gerekir ki Sırplar da Hırvat ve Müslümanlann denetimindeki kamplarda tutulmaktadır" denildi. Gazeteler aynca, Türkıye'nin soruna bir şekilde müdahalesinin savuşturulması ge- rektiğini de vurguluyorlar. "Observer" gaze- tesi. bunalım Kosova ya da Makedonya'ya sıçrarsa Türkiye ile Yunanistan'm karşı kar- şıva geleceklerini yazdı: "Türklerin Arnavutlara yardımı. Yunan- lılann eski düsmanlan Sırplann yanında yer almasına yol açar. Türkler Makedonya'ya kanşacak olursa. Yunan müdahalesi garan- tidir. Yunanistan'm nasıl bir şekilde kanşa- cağı belli değilse bile, Balkan Savaşı hayaleti büyüyecektir." Falcılığı tcrcih eden bazı gazeteler aynca. Bosnalı Müslümanlara yardım eli uzatıl- mazsa, İran ve Libya'nın, "Müslüman kar- deşlik" ilişkisinden yararlanarak "Avrupa'- nın ortasında dintemelci bir çıbanbaşı yarat- mak" için yanşacaklannı da savunuyor. Kıtle gazetesi "Daily Mail", İran'ın "İslam Konferansı Örgütü"nü toplanüya çağırma sının ardından yüksek düzeyde bir İran he- yetinin Mostar'ı ziyaret cttığıni yazdı: "İslamcı dintemelcilerin Bosna'daki sava- şı fırsat bilcrek Avrupa'ya adım atmalann- dan korkuluyor. Bosnalı Müslüman savaş- çılar artık Suudi yardımı kamuflaj kılığı gi- yip, Suudi > ardımı askeri araçlar kullanıyor- lar. Ortadoğa'dan askeri yardımın akmaya başladığının kanıtlan var. Sırplann Bosna'- daki lemel amaçlan. Avrupa'da İslama din- temelci birdevlcti önlcmekti." Olaylan daha iyi kavrayan ve daha sağ- lam bilgiye davanan ciddi gazeteler ise Bos- nalı Müslümanlann. şarap içip domuz eti yediklerini.kumaroynadıklannı.gençkızla- nn "Batılı gibı" giyindiklerini ve dintemelci- likle ilgileri bulunmadığını belirtti. NATO ve AT, Bosna-Hersek'e yardım konvoylannın korunmasını destekliyor Batı^yardım için müdalıaleyehazır • Bosna-Hersek'e insani yar- dım ulaştınlması için askeri müdahalede bulunulmasını ön- gören BM karar tasansı, Gü- venlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden ABD, İngiltere ve Fransa tarafından kabul edildi. Dış Haberier Servisi - Bosna-Her- sek'e yardımın karayoluyla yerine ulaş- tınlması amacıyla kuvvet kullarulması- nı sağlayacak bir karar almak üzere dün toplanan Birleşrniş Milletler (BM) Gü- venhk Konseyi'nin beş daimi üyesinden ABD, İngiltere ve Fransa'nın anlaşma- ya vardıklan bildirildi. NATO'nun in- sani yardım için askeri harekât başlat- mak konusunda üye ülkelere itiraz için tanıdığı süre sona ererken, hiçbir üye- den olumsuz yanıt ahnmadı. Avrupa Topluluğu (AT) Komisyonu Başkanı Jacques Delors, milüyetçi Sırp yönetici- lerin, ancak askeri bir müdahale ile dur- durulabileceklerini söyledi. Bu arada BM ambargosuna rağrnen, yeni Yugos- lavya'yı oluşturan Sırbistan ve Kara- dağ a silah akışının sürdüğü öne sürül- dü. ABD, Bosna-Hersek'e insani yardı- mın askeri önlemlerle ulaştınlmasını öngören bir karar tasansı için dün top- lanan BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden üçünün anlaşmaya vardıklannı bildirdi. ABD Dışişleri Bakanüğı Sözcüsü Richard Boucher tarafından yapılan açıklamada, "BM'de, ABD ve Güven- lik Konseyi'nin AT üyesi iki ülkesi (İn- gjltere ve Fransa), insani yardımın ulaş- tınlması için gerekli tüm araçlann kulla- nılması konusundaki tasan metni üzerinde anlaşmaya vardılar" dedi. Bo- ucher, karar tasansı metninin Güvenlik Konseyi'nin diğer iki daimi üyesi Rusya ve Çin'e ve BM Genel Sekreteri Butros Galı'ye sunulacağını belirterek, olumlu yanıt ahnması konusunda ülkesinin umutlu olduğunu söyledi. Boucher, me- tinde aynca "ölüm kamplan" olarak adlandınlan toplama kamplanna ulus- lararası gözlemcilerin gönderilmesini öngören bir paragrafin da yer aldığını bildirdi. Bosna-Hersek'e yardım için askeri müdahaleyı onaylayan karar tasansı, Çin ve Rusyarun da onayı alınırsa, çar- şamba günü Güvenlik Konseyi'nin dai- mi olmayan diğer 15 üyesinin onayına sunulduktan sonra kesınlik kazanacak. NATO'nun da Bosna-Hersek'e insa- ni yardım harekâü başlatmak konusun- da üye ülkelere itiraz için verdiği sûre dün doldu ve hiçbir üye itiraz bildirme- di. Reuter'in haberine göre, bir NATO yetkilisi, NATO askeri uzmanlannın artık askeri müdahalenin aynntıb plan- lanna resmen başlayabüeceklerini ve üye ülkelere ne tür kuvvetle katkıda bu- lunabileceklerinın sorulabikceğini söy- ledi. 16 müttefık ülkeden hiçbirinden müdahaleye siyasi açıdan itiraz gelme- mesi, haarlanan üç plandan birinin se- cılerek uygulamaya konulmasma ola- nak tanıyor. Ancak bunun için BM Güvenlik Konseyi'nden müdahaleye zemin hazırlayacak bir karar çıkması gerekiyor. AT Komisyonu Başkanı Jacques De- lors da dün Brüksel'de yapılan olağa- nüstü toplantıda askeri müdahalenin zorunlu olduğunu söyledi. Bosna-Hersek'te yaşanan katüamın Batılılan askeri müdahale gjbi istenme- yen bir yola sevkettiğini behrten Delors, ıSırp I kontrolundaki bölgeler 5-Hah bombardımanı ; SLOVENYA . Zagreb — • HIRVATİSTAN VOYVODİNAl 7 ; NoviSad \ BOSNA-HERSEK BOSNA'YA MÜDAHALE SENARYOSL - Bosna-Hersek'te toplama kamp- larının ortaya çıkması ile NATO çevrelerinde askeri stnano çalışmaları >oğun- lastı. Bu scnaryolarda. Adriyatik'ten Sara> bosna'\ a kara koridoru açılması, Sırp mevzilerinin bonıbalanması, Saraybosna Havaalanı'nın denetim altına alınması ve son çare olarak Sı.bistan'ın başkenti Belgrad'ın bombalanması öngörülüyor. Sup yöneücileri askeri müdahaleden başka hiçbir şeyin durduramayacağını söyledi. Delors, 12 AT üyesinin askeri müda- halede mutabık olmalan durumünda bu ay sonunda Londra'da yapüacak Banş Konferansı'nın bir sonuca ulaşma şansının olabileceğine dikkat çekti. Ko- misyon Başkanı, böyle bir müdahalenin ancak BM kararlan çerçevesinde yapı- labileceğini belirtti. Bu arada, BM kararlan çerçevesinde Adriyatik Denizi'nde Yugoslavya'ya deniz ablukasmı gerçekleştiren NATO Akdeniz Daimi Deniz Kuvveti'nin ko- mutanı Türk Deniz Kurmay Albay Lütfi Sancar, ablukada beklenen hedefe ulaşıldığını söylerken, Baüh uzmanlar Sırbistan ve Karadağ'a silah akışının sürdüğünü belirttiler. Yüksek Askeri Şura'nın son toplanü- sında tuğamiralliğe yükseltilen Albay Sancar, Ankara'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, göreve başladığın- dan bu yana geçen yaklaşık bir aylık süre içinde bölgedeki deniz trafiğinin kademeli olarak önemli ölçüde yavaşla- dığını ve adeta bugünlerde durma nok- tasına geldiğini bildirdi. Batıh uzmanlar ise, silah sevkiyaünın sürdüğünü öne sürdüler. Londra Üni- versitesi Savıınma Araşürmalan Mer- kezi'nden James Gow, Romanya ve Macaristan üzerinden karayoluyla, Ad- riyatik kıyısmdan deniz yoluyla ve kıs- men de Tuna nehri yoluyla Romanya'- dan yapıldığını belirtti. Askeri konularda otoritesi dünyaca Müslümanlar Türkdeğil Dış Haberier Servisi - Halen Bosna-Hersek'te Sırplann insanhk dışı eylcmlen ile karşı karşıya bulunan Müslümanlar, basınımızda bazı büyük gazetelerin iddia ettikleri gibi Türk kökenli olmayıp, soydaşlanmız değildir. Türkler, Osmanh Sultanı 1. Murat"ın(Murat Hüdavendigar)Sırplan 1389'da 1. Kosova Savaşf nda yenmesınden sonra bölgeyi denetim altına aldılar. Yöredeki Sırp ve Hırvatlann bir bölümü. Osmanh İmparatorluğudöneminde Müslümanhğı kabul ederek İslam kültürünün etkisi altına girdiler. Günümüzde, Bosna-Hersek'teki Müslümanlar bu Sırplann torunlandırlar. Bu bakımdan Bosna-Hersekli Müslümanlar. Türklerin dindaşlandır. ama soydaşlan değildir. Yugoslavya'nıneski Devlet Başkanı MareşalTito, 1960'lann sonlannda Müslümanlan 'ayn bir etnik varlık' olarak kabul etmiştı. Titodöneminde Müslümanlar, Yugoslav hükümetlerinde görev almışlardı. Slovenya ile Hırvatistan'ın federasyondan aynlmasından sonra Slobodan Miloseviç'in şovenizminden ürken Bosna-Hersek de bağımsızhğmı ilan etti. Ancak Müslümanlar, Sırpazınhğm tüm haklannın komnacağını ve siyasal gücü paylaşacaklannı sürekli vurguladılar. Müslümanlar, Bosna-Hersek nüfusunun %47'sini oluşturuyorlar. Sırplar ise %31 dola>nnda. Nüfusun geri kalan bölümü ise Hırvatlardan oluşuyor. Müslümanlann en büyük toplum olmalanna rağmen halen ellerinde kalan topraklar Bosna-Hersek'in %5-6'sı dolayında. Ülkenin geri kalan bölümü Sırplarla Hırvatlararasındabölünmüş durumda. Öte yandan Bosna - Hersek'in BM nezdindeki Büyükelcisi Müslüman M uhammed Sacirbey, dünya kamuoyundan. Müslamanlar'a silah verilmesini ve Sırp mevzilerine karşı hava harekâü düzenlenmesini istedi. Sacirbey. Batılı liderleri. insani yardım konusu üzerinde yoğunlaşarak vicdanlannı rahatlatmakla suçladı ve sorunun müzakere masasında çözülememeyeceğini söyledi. kabul edilen Jane's Defence Weekly dergisinin editörü Paul Beaver de, BM ambargosunun silah akışını engeüeye- mediğini söyledi. AA'nın haberine göre, Beaver ambargonun etkisizliğini, silah ücaretinin büyük ölçüde hükümeüer ya da tanınmış silah üreticisi fırmalar tara- fından değil, gizli iş gören aracılar tara- fından yapılmasına bağladı. Bosna Hersek'te Sırp çetelerin kuşat- ma altında tuttuklan Gorazde kentinde önceki gece meydana gelen şiddetli ça- tışmalarda ilk belirlemelere göre 3 kişi- nin öldüğü. 16 kişinin yaralandığı bildi- rildi. Sırp milisler. Bosna Hersek'in doğu kesiminde bulunan 70 bin nüfuslu Go- razde'ye karşı nihai saldınya geçecekle- rini duyurmuşlardı. DIŞ BASIN THEGUARDIAN Süper güç yalpalıyor Irak'ın yenilmesı, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelennin tedirginliğini arttınrken, İran'ın da bölgesel etkınlığınıarttırdı. Sovyetler'in çözülmesi de İran'a Orta Asya'da yeni bir alan açtı. Amerika'nın. İran'ınSovyet Müslümanlanna yönelik girişimleri için seçtiği güvenilir NATO üyesi Türkiye'deki üsler, Irak'a karşı hava saldınlan ıçin hazırdı. Ancak Türkiye'yede artık eskisi kadar güvenilemez. Irak'a karşı olası bir yeni operas>onda üslenn kullanımı konusunda cngcllcr öne sürdü. Aynca Türkiye'nin Balkanlar'dakı manevralan, Yugoslavya bunahmının yayılmasını önlemeye ve denetim altında lutmaya çalışan Amerikan Dışişleri'ni kaygılandınyor. Türkiye Başbakanı haziranda Arnavutluk'a gittiğinde. Kosova'da bir bunalım ortaya çıkarsa askeri yardım vaatetti. Türkiye aynca. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi'ne katılacak Balkan ülkelerine de ekonomik destek vereceğini açıkladı. Dünyanın artık tek süper gücü, rolü konusunda yalpahyor. Moskova'daeski "Amerika-Kanada Enstitüsü"nde Georgi Arbatov. "Amerika için olabilecek en kötü işi yapacağız. Kendısini d üşmansız bırakacağız" demişti. 1986'dakibuöngörü doğrulandı. Amerika'nın 50 yıldır sürdürdüğü siyaset, yani Sovyetler Birliği'ne muhalefet, ortadan kalktı. Başkan Bush, "Yeni dünya düzeni'ndcn sözediyorsa da, bu sözcüğü karşılayacak siyasetten eser yok. Basra KörfezL'nde saldırganlığa karşı uluslararası bir tepki örgütleyebilen Amerika, Yugoslav va konusunda ıktidarsız. Yeni dünya düzeni ile neyin anlatılmak istendiği belli değil. Şimdilik görülen tek çaba, kasımdaki başkanhk seçimi öncesinde Ortadoğu banş görüşmelerinde ilerleme sağlanmasıdır. Bunun dışında, Başkan Bush'un 500 bin kişilik ordusu, havadaki tartışmasız üstünlüğü, yıllık 30 milyardolarhk istihbarat bütçesi vegızli operasvonlar imparatorluğu, BM'deki '*, ^ ağırlığı, Saddam'ı devirmeye vada yönetimi nin acımasızlığını dizginlemeye \aramiyor. (10 Ağustos) BağdattakıSırpları bombalamaya ne dersın? LeMonde'dan ^f\u JJork etmcö Askeri güç şart Başkan Bush, Sırplara karşı tavnnı sertleştirmelidir. Güvenük Konseyi'nin Bosna'ya insani yardımın ulaşması için BM konvoylanna askeri koruma karan çıkartması yeterli değildir. Bosna, Sırbıstan'ın desteğindeki teröristler tarafından yutuluyor. Kentler bombalanarak teslime zorlanıyor. tnsanlar evlerinden, yurtlanndan sökülüyor, öldürülüyor. Cenaze törenlerine bile ateş açıhyor. Toplama kamplan kuruluyor. Ama dünya, demokratik Bosna'nın toprak bütünlüğûnü savunmava yanaşmıyor. Oysa aynı dünya geçen yıl feodal Kuveyt'in yardımına koşmuştu. Güvenlik Konseyi, Sırplann saldınsını uluslararası banşa tehdit olarak niteleyip Bosna-Hersek'in hükümranhğının tekrar kurulmasını talep etmehdir. Bunun için gerekirse kuvvet kullanma karan çıkartmalıdır. Bu karar, NATO tarafından uygulanabüir. Böyle birdurumda yalnızca hava saldınlan yeterli olmayabilir. Bu nedenle gerekirse kara birlikkrinin kullanılması seçeneği iyice incelenmelidir. (8-9 Ağnstos) Günümüzde bazı çevreler tarafından hortlatılmak istenen Sevr Antlaşması, 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanmıştı Sevr Antlaşması'nın üzerinden yetmiş iki yıl geçti MUSTAFA KEM AL - Sevr'i tarihin çöp sepetine attı. Dış Haberier Şervisi - Tarihe Batılı dev- letlerin Osmanh İmparatorluğunu parçala- nıa planlarının somut ifadesi olarak geçen ve günümüzde kimi çevreler tarafından hortla- lılmak istenen Sevr Antlaşmasının imzalan- masının üzerinden 72 yıl geçli. 1. Dünya Savaşı başlangıcında İtılaf De\ letleri arasında yapılan pazarhklar. San Rcmo Banş Konferansı ile son şeklini aldı. Anadolu'daki ulusal direnişin güçlenmesin- dcn korkularak hızlandınlan hazırlıklar so- nucu 11 Mavıs 1920de Babıali hükümetıne unlaşma şartları sunuldu. Mustafa Kemal li- dcrlığındeki Ankara hükümeti. İstanbul hükümetı ile yapılacak herhangi bir anlaş- mayı kabul elmeyeceğini bıldirmesine rağ- men konferansa çağnlmadı. Başta ağır hükümleri kabul etmekte ka- rarsızlık gösteren İstanbul hükümeti. Ana- dolu vc Trak>a'dakı Yunan ve İngiliz güçle- nnin ilerlcmesi üzerine antlaşmayı imzala- maya razı oldu. Damat Ferit Paşa başkanh- ğındaki Osmanh heyeti. bağımsız ve egemen bir de\ lete yaşama hakkı lanıma) an bu ant- laşmavı 10 Ağustos 1920 tarihinde imzaladı. Sevr antlaşması. Osmanh Devletine yaşa- ma alanı olarak İstanbul ve çevresi ile Ana- dolu'nun bir kısmının bırakılmasını öngörü- vor. diğer topraklannı çeşitli devletler ara- sında dağıtıyordu. Batı Trakya'nın tümü ve Doğu Trakya'nın bir kısmı Yunanistan'a \erili\or. İzmirveçevresi görünüşteOsman- lı egemenliğınde bırakılırken kullanılış ve yöneiim hakkı Yunanistan'a devrediliyor- du. Doğu Anadolu'nun bir kısmında sınırla- rını ABD'nin belirle>eceği bir Ermeni Dev- leti kuruluyor. kalan bölgelerde ise bağım- sızlık hakkı saklı kalmak üzere özerk Kürdistan kurulması öngörülüyordu. Anıakya. Antep. Urfa ve Mardin de Fransız cgcmcnliğine bırakılıyordu. Boğazlar'ın herkese açık olması, İtilaf devletleri tarafından oluşturulacak bir ko- mısvonun denetiminde kalması kararlaştı- rıldı. Devlete yalnızca bir muhafız alayı ile komik sayıda jandarma kuvveti bırakılarak tüm ordunun dağıtılması istendi. Bunlara ek olarak adli. kültürel ve ekonomik kapıtülas- yonlar ile mali denetim haklan. azınlıklann korunması gerekçesiyle müdahale olanağı getiriliyordu. Aynca Fransa ve İtalya'ya Türklere bırakılan yerlerde ekonomik nüfuz bölgeleri av nlıyordu. Bütün bunlara ek olarak İstanbul hükü- metinin başına "eğcrantlaşma şartlan kabul edilmezsc hükümctin yetkilerinin ahnacağı" şeklinde bir Damokles kıha asıhyordu. Mustafa Kemal önderliğindeki hükiimet hemen antlaşmanın geçerli olmadığım.Milli Misak sınırlanndan vazgecilmeyeceğini du- yurdu. Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için gerekli olan parlamento onayı. Yunanistan dışında hiçbir devletten çıkmadı. İtilaf Dev- letleri bunun için Kurtuluş Savaşf nın sonu- cunu beklemeyi daha uygun gördüler. Sava- şın Türklerin başansıyla sonuçlanması üze- rine de 1924'te Lozan'da bambaşka koşul- larda yeni bir antlaşma yapıldı. Türk hükümeti adına İsmet İnönü'nün imzaladığı Lozan Antlaşması'nda Anadolu topraklan ile Doğu Trakya'nın ulusal sınırlar içinde kalması sağlanırken kapitülasyonlar kalkı- yor. Türkiye devletinin savaş tazminatı öde- memesi kabul ediliyor, mali bağımsızlık konusunda anlaşmaya vanhyordu. Musul konusunun çözümü daha sonraya bırakıh- yor. ancak Boğazlar üzerinde tam egemenlik hakkı alınamıyordu. Bu sorunun çözümü daha sonraya, Montrö anlaşmasına bırakıl- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle