Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11AĞUSTOS1992SALI
8 DIŞ HABERLER
• * *
Cfinton, Rumlara
göz kmptıBNEW
YORK(AA)-ABD
Demokrat Parti Başkan
adayı Arkansas Valisi Bıl]
Clinton'un Kıbns Rum
yönetimi lideri Yorgo Vasiliu
ilegörüşmesi.KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş tarafından Yunan
lobisinin oyunu olarak
nitelendı. KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, AA'ya yaptığı
açıklamada. "Clinton, insan
haklanndan, hak ve
adaletten yana olduğuna
göre ergeç Kıbns'ta Rumun
başlattığı oyunu ve durumu
değerlendirecekür" dedi.
Denktaş, Kıbns konusunun
bir seçim kampanyası
çerçevesine sokulmasının,
sorunun ABD seçimlerinden
sonrayaertelenmek istemesi
anlamına geldiğini de belirtti.
Vasiliu-Clinton göriişmesini,
Demokrat Parti'nin
kampanya sorumlusu
Yunan asıilı George
Stefanopoulos'un ayarladığı
bildirildi.
Sri Lanka'da
terör: 21 ölü
• COLOMBO(AA)-Sri
Lanka'da önceki gün bir
köyc baskın düzcnlcyen
tcrörist birgrup. 21 kişiyi
palayla keserek öldürdü. 10
kişi>i de varaladı. Hindistan -
Sri Lanka Ortak Operasyon
Komutanlığı'ndan yapılan
açıklamada, büyük orman
palalanvcbıçaklar
kullanılarak yapılan saldm
sırasında bırçok Tamıl
kövlüsünün orman içlenne
kaçarak canını kurtardığı
bclirtıldi. Sn Lanka adasının
kuzcy bölümünde
bağımsı/lık ısteycn
"Tamil-Elam Kurtuluş
Kaplanları" adlı terörist
örgütûn 1990hazıranında
ycniden başlauığı savaşian
bu >ana 7 binin üzerinde
insan öldü.
Atina'ya141
Iraklı göçmen
• ATİNA(AA)-
Türkiye'den Yunanistan'm
Sakız adasına geçen 141
Iraklı göçmen, sivasi sığınma
talebinde bulundu. "Kaşif"
isimli birTürk teknesi ile
cumartesı günü gelen
göçmenlcr polıse verdıkleri
ifadedc, Irak"ın Zaho
böigesınden otobüslerle
Çeşme"\ e geldiklerini
söylediler. Iraklılar
ifadclerinde. lrak'tan
Yunanistan'a kaçmak için
Türk aracılara kişi başına
1500 dolar ödediklerini iddia
ettiler. Iraklılararasında46
kadın \c 18 çocuk bulunduğu
bildirildi.
Amsterdam'da 3
ton esrar
• AMSTERDAM (AA) -
Hollanda'da gümrük
yetkilileri. başkenı
Amsterdam'da bir limanda
üç ton esrar ele geçirdiler.
Gümrük sözcüsü yaptığı
açıklamada. uyuşturucunun
Danimarka bandıralı bir
kotradan limanda bekleyen
bir kam\ ona v üklendiği
sırada eie gecirildiğini
söyledi. Esrann piyasa
değennın >aklaşık 3.6 milyon
dolarcivarında olduğunu
belirten sözcü, olayla ilgili
olarak beş kişinin
tutuklandığı bildirdi, ancak
bu kişilerin kimliği ve uyruğu
hakkında bilgi vermedi.
Jivkov suçladı
• SOFYA(AA)-'
Bulgaristan'da halen devlete
zarar vermek \ e \ azdığı
kitaplardan haksızkazanç
sağlamak sııçlamalanyla
vargılanan eskı De\ let
Başkanı Todor Jivkov (80)
Bulgansian'ın hiçbir zaman
bu kadar kötü durumda
olmadığım iddia ettı. Devrik
lider. "Todor Jivkov içın
değil. üç nesıl Bulgann havatı
silindiği ıçin acı duyuyorum.
Sanki bu dönemlerde hiçbir
şey yapılmamış, çalışmamış.
sevinç duyulmamış gibı
davranıhyor. Beni bırakın,
ama hiçbir şev
vapılmadığınınöne
sürülmesi, halkın emeğinin
unutulması benı huztırsuz
ediyor" ıfadesıni kullandı.
Jivkov demecıni. "Çok
sayjdahalaışlemış
olabilınm, ama şuuruma hep
sosyal siyaset hâkımdı.
Göre\ bıldiğim en önemli
şey. halkın hayatseviyesınin
yükseltilmesıjdi" diye
tamamladı.
İngiliz basını, Sırplann "etnik temizlik" kampanyasının tarihte ilk kez Türkler tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü
Bosna'nın faturası da Türklere eıktı• 'Independent on Sunday* gazetesi, Osmanh Türklerinin Bosna'yı yö-
nettikleri sırada "ne denli barbar" olduklannı yazdı. Gazete. geçen yüz-
yıldakiayaklanmalar sırasında Hıristiyanların Türkler tarafından "kesil-
diğini" öne sürdü.
EDİPEMİLÖYMEN
LONDRA - İngiliz basını. Bosna-Her-
sek'te Sırpların Müslümanlara yönelik ola-
rak yürüttükleri "etnik temizlik"i tarihte ilk
kez Türklerin gerçekleştirdığini savundu.
Basında aynca. Osmanh Türklerinin Bos-
na'vı yöncttıklen sırada ne denli barbar ol-
duklan ve gecen yüzyılda buradaki ayaklan-
malar sırasında Hıristıyanlan "nasıl kestik-
leri" de hatırlatıhvor.
İngiltere'nin en saygındışpolitika \orum-
culanndan Neal Acherson'un ülkenın cn
ciddi gazetelerinden "Independent on Sun-
day "de \a>ımlanan ve etnik temizliği kına-
yan yazısında, "Çeşitli suçların işlendiği bu
yüzyılda etnik lemizlik, kabul gören birsiva-
set oldu. Türkler 1914-18 savaşında. bu gö-
rüşü ilk kez uvgulamaya koydular. Ermeni-
ler, yerlerinden edildi ve katledildi. Daha
sonra 1923'te ise Anadolu'daki Rum nüfu-
su. burada üç bin yıldır yaşadıklan halde
topluca sürüldüler" diye vazdı.
Tarih bilgisinden yoksun toplumun ko-
lektif hafızasının eksikliğinden \e genelde
dün>a tarihinden habersiz oluşundan yarar-
lanarak, klişe ve kolaycı açıklamalan yeğle-
\en kitlelere uygun bu "açıklama" Osmanh
Türklerinin "diğer" barbarhklanna ilişkin
görüşlerin açıklandığı bir sıraya rasth\or.
Yine •"Independent" gazetesinde, İngiliz
parlamentosunun 1877 vılında Bosna-Her-
sek'e ilişkin olarak yaptığı tartışmalardan
bir bölüm yayımlandı. 1875 yılında Bosna-
Hersek ayaklanması. ertesi yıl Karadağ ve
Sırbistan'a sıçramıştı. Independent. ayak-
lanmalan bastırmava çalışan Osmanh yöne-
timinin "barbarhğından" söz eden dönemin
muhalefet lideri. daha sonra da "Doğu so-
runu"nu çözmekle görevlendirilen Başba-
kan Gladstone'un konuşmasını "Tarihte
Bugün" başlığı altında yavımladı.
"Sunday Times" da konuva dört büyük
tam sayfa ayırdı ve tanınmış İngiliz tarihci
Prof. Norman Stone. "Doğu sorunu" sıra-
sında "Türkler yumuşak davranmadı" diye
yazdı. Ancak "Şiddet kullanmak. Sırplar
için bir yaşam biçımiydi" demeden de ede-
medi.
Türklere yönelik nefretin bir fırsatla daha
kamuoyuna yansıtıldığı sırada, basında
Bosna Hersek'teki Sırplann eylemlerini ne-
rcdevse mazur gösterecek ifadelere rastlanı-
vor. Sadece Belgrad'ın değil, Bosnalı Sırpla-
nn lıden Karadzıç'ın bile, Sırp milisler üze-
rinde "ne ölçüde denetim sahıbi oiduklan"
sorgulanmakta.
Sırplar mazur gösteriliyor
Ciddi basında dahi. Sırplann Müslüman-
lara >önclik tutumunu neredeyse "mazur
gösterecek" ifadelere rastlandı. Örneğin.
"Sunday Telegraph"da yayımlanan uzun
bir makalede de "Sırplar, Bosna'da terör ha-
vası estiriyor olabilirler. ancak yaptıkları bir
soykınm değildir. Her savaş, kendi tutsak
kamplannı yaratır ve bunun istisnası da
yoktur. Unutmamak gerekir ki Sırplar da
Hırvat ve Müslümanlann denetimindeki
kamplarda tutulmaktadır" denildi.
Gazeteler aynca, Türkıye'nin soruna bir
şekilde müdahalesinin savuşturulması ge-
rektiğini de vurguluyorlar. "Observer" gaze-
tesi. bunalım Kosova ya da Makedonya'ya
sıçrarsa Türkiye ile Yunanistan'm karşı kar-
şıva geleceklerini yazdı:
"Türklerin Arnavutlara yardımı. Yunan-
lılann eski düsmanlan Sırplann yanında yer
almasına yol açar. Türkler Makedonya'ya
kanşacak olursa. Yunan müdahalesi garan-
tidir. Yunanistan'm nasıl bir şekilde kanşa-
cağı belli değilse bile, Balkan Savaşı hayaleti
büyüyecektir."
Falcılığı tcrcih eden bazı gazeteler aynca.
Bosnalı Müslümanlara yardım eli uzatıl-
mazsa, İran ve Libya'nın, "Müslüman kar-
deşlik" ilişkisinden yararlanarak "Avrupa'-
nın ortasında dintemelci bir çıbanbaşı yarat-
mak" için yanşacaklannı da savunuyor.
Kıtle gazetesi "Daily Mail", İran'ın "İslam
Konferansı Örgütü"nü toplanüya çağırma
sının ardından yüksek düzeyde bir İran he-
yetinin Mostar'ı ziyaret cttığıni yazdı:
"İslamcı dintemelcilerin Bosna'daki sava-
şı fırsat bilcrek Avrupa'ya adım atmalann-
dan korkuluyor. Bosnalı Müslüman savaş-
çılar artık Suudi yardımı kamuflaj kılığı gi-
yip, Suudi > ardımı askeri araçlar kullanıyor-
lar. Ortadoğa'dan askeri yardımın akmaya
başladığının kanıtlan var. Sırplann Bosna'-
daki lemel amaçlan. Avrupa'da İslama din-
temelci birdevlcti önlcmekti."
Olaylan daha iyi kavrayan ve daha sağ-
lam bilgiye davanan ciddi gazeteler ise Bos-
nalı Müslümanlann. şarap içip domuz eti
yediklerini.kumaroynadıklannı.gençkızla-
nn "Batılı gibı" giyindiklerini ve dintemelci-
likle ilgileri bulunmadığını belirtti.
NATO ve AT, Bosna-Hersek'e yardım konvoylannın korunmasını destekliyor
Batı^yardım için müdalıaleyehazır
• Bosna-Hersek'e insani yar-
dım ulaştınlması için askeri
müdahalede bulunulmasını ön-
gören BM karar tasansı, Gü-
venlik Konseyi'nin beş daimi
üyesinden ABD, İngiltere ve
Fransa tarafından kabul edildi.
Dış Haberier Servisi - Bosna-Her-
sek'e yardımın karayoluyla yerine ulaş-
tınlması amacıyla kuvvet kullarulması-
nı sağlayacak bir karar almak üzere dün
toplanan Birleşrniş Milletler (BM) Gü-
venhk Konseyi'nin beş daimi üyesinden
ABD, İngiltere ve Fransa'nın anlaşma-
ya vardıklan bildirildi. NATO'nun in-
sani yardım için askeri harekât başlat-
mak konusunda üye ülkelere itiraz için
tanıdığı süre sona ererken, hiçbir üye-
den olumsuz yanıt ahnmadı. Avrupa
Topluluğu (AT) Komisyonu Başkanı
Jacques Delors, milüyetçi Sırp yönetici-
lerin, ancak askeri bir müdahale ile dur-
durulabileceklerini söyledi. Bu arada
BM ambargosuna rağrnen, yeni Yugos-
lavya'yı oluşturan Sırbistan ve Kara-
dağ a silah akışının sürdüğü öne sürül-
dü.
ABD, Bosna-Hersek'e insani yardı-
mın askeri önlemlerle ulaştınlmasını
öngören bir karar tasansı için dün top-
lanan BM Güvenlik Konseyi'nin beş
daimi üyesinden üçünün anlaşmaya
vardıklannı bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanüğı Sözcüsü
Richard Boucher tarafından yapılan
açıklamada, "BM'de, ABD ve Güven-
lik Konseyi'nin AT üyesi iki ülkesi (İn-
gjltere ve Fransa), insani yardımın ulaş-
tınlması için gerekli tüm araçlann kulla-
nılması konusundaki tasan metni
üzerinde anlaşmaya vardılar" dedi. Bo-
ucher, karar tasansı metninin Güvenlik
Konseyi'nin diğer iki daimi üyesi Rusya
ve Çin'e ve BM Genel Sekreteri Butros
Galı'ye sunulacağını belirterek, olumlu
yanıt ahnması konusunda ülkesinin
umutlu olduğunu söyledi. Boucher, me-
tinde aynca "ölüm kamplan" olarak
adlandınlan toplama kamplanna ulus-
lararası gözlemcilerin gönderilmesini
öngören bir paragrafin da yer aldığını
bildirdi.
Bosna-Hersek'e yardım için askeri
müdahaleyı onaylayan karar tasansı,
Çin ve Rusyarun da onayı alınırsa, çar-
şamba günü Güvenlik Konseyi'nin dai-
mi olmayan diğer 15 üyesinin onayına
sunulduktan sonra kesınlik kazanacak.
NATO'nun da Bosna-Hersek'e insa-
ni yardım harekâü başlatmak konusun-
da üye ülkelere itiraz için verdiği sûre
dün doldu ve hiçbir üye itiraz bildirme-
di.
Reuter'in haberine göre, bir NATO
yetkilisi, NATO askeri uzmanlannın
artık askeri müdahalenin aynntıb plan-
lanna resmen başlayabüeceklerini ve
üye ülkelere ne tür kuvvetle katkıda bu-
lunabileceklerinın sorulabikceğini söy-
ledi. 16 müttefık ülkeden hiçbirinden
müdahaleye siyasi açıdan itiraz gelme-
mesi, haarlanan üç plandan birinin se-
cılerek uygulamaya konulmasma ola-
nak tanıyor. Ancak bunun için BM
Güvenlik Konseyi'nden müdahaleye
zemin hazırlayacak bir karar çıkması
gerekiyor.
AT Komisyonu Başkanı Jacques De-
lors da dün Brüksel'de yapılan olağa-
nüstü toplantıda askeri müdahalenin
zorunlu olduğunu söyledi.
Bosna-Hersek'te yaşanan katüamın
Batılılan askeri müdahale gjbi istenme-
yen bir yola sevkettiğini behrten Delors,
ıSırp
I kontrolundaki
bölgeler
5-Hah
bombardımanı
; SLOVENYA
. Zagreb
— •
HIRVATİSTAN VOYVODİNAl
7
;
NoviSad \
BOSNA-HERSEK
BOSNA'YA MÜDAHALE SENARYOSL - Bosna-Hersek'te toplama kamp-
larının ortaya çıkması ile NATO çevrelerinde askeri stnano çalışmaları >oğun-
lastı. Bu scnaryolarda. Adriyatik'ten Sara> bosna'\ a kara koridoru açılması, Sırp
mevzilerinin bonıbalanması, Saraybosna Havaalanı'nın denetim altına alınması
ve son çare olarak Sı.bistan'ın başkenti Belgrad'ın bombalanması öngörülüyor.
Sup yöneücileri askeri müdahaleden
başka hiçbir şeyin durduramayacağını
söyledi.
Delors, 12 AT üyesinin askeri müda-
halede mutabık olmalan durumünda
bu ay sonunda Londra'da yapüacak
Banş Konferansı'nın bir sonuca ulaşma
şansının olabileceğine dikkat çekti. Ko-
misyon Başkanı, böyle bir müdahalenin
ancak BM kararlan çerçevesinde yapı-
labileceğini belirtti.
Bu arada, BM kararlan çerçevesinde
Adriyatik Denizi'nde Yugoslavya'ya
deniz ablukasmı gerçekleştiren NATO
Akdeniz Daimi Deniz Kuvveti'nin ko-
mutanı Türk Deniz Kurmay Albay
Lütfi Sancar, ablukada beklenen hedefe
ulaşıldığını söylerken, Baüh uzmanlar
Sırbistan ve Karadağ'a silah akışının
sürdüğünü belirttiler.
Yüksek Askeri Şura'nın son toplanü-
sında tuğamiralliğe yükseltilen Albay
Sancar, Ankara'da AA muhabirine
yaptığı açıklamada, göreve başladığın-
dan bu yana geçen yaklaşık bir aylık
süre içinde bölgedeki deniz trafiğinin
kademeli olarak önemli ölçüde yavaşla-
dığını ve adeta bugünlerde durma nok-
tasına geldiğini bildirdi.
Batıh uzmanlar ise, silah sevkiyaünın
sürdüğünü öne sürdüler. Londra Üni-
versitesi Savıınma Araşürmalan Mer-
kezi'nden James Gow, Romanya ve
Macaristan üzerinden karayoluyla, Ad-
riyatik kıyısmdan deniz yoluyla ve kıs-
men de Tuna nehri yoluyla Romanya'-
dan yapıldığını belirtti.
Askeri konularda otoritesi dünyaca
Müslümanlar
Türkdeğil
Dış Haberier Servisi - Halen
Bosna-Hersek'te Sırplann
insanhk dışı eylcmlen ile karşı karşıya
bulunan Müslümanlar, basınımızda
bazı büyük gazetelerin iddia ettikleri
gibi Türk kökenli olmayıp,
soydaşlanmız değildir. Türkler,
Osmanh Sultanı 1. Murat"ın(Murat
Hüdavendigar)Sırplan 1389'da 1.
Kosova Savaşf nda yenmesınden sonra
bölgeyi denetim altına aldılar. Yöredeki
Sırp ve Hırvatlann bir bölümü.
Osmanh İmparatorluğudöneminde
Müslümanhğı kabul ederek İslam
kültürünün etkisi altına girdiler.
Günümüzde, Bosna-Hersek'teki
Müslümanlar bu Sırplann
torunlandırlar.
Bu bakımdan Bosna-Hersekli
Müslümanlar. Türklerin dindaşlandır.
ama soydaşlan değildir.
Yugoslavya'nıneski Devlet Başkanı
MareşalTito, 1960'lann sonlannda
Müslümanlan 'ayn bir etnik varlık'
olarak kabul etmiştı.
Titodöneminde Müslümanlar,
Yugoslav hükümetlerinde görev
almışlardı.
Slovenya ile Hırvatistan'ın
federasyondan aynlmasından sonra
Slobodan Miloseviç'in şovenizminden
ürken Bosna-Hersek de bağımsızhğmı
ilan etti.
Ancak Müslümanlar, Sırpazınhğm
tüm haklannın komnacağını ve siyasal
gücü paylaşacaklannı sürekli
vurguladılar.
Müslümanlar, Bosna-Hersek
nüfusunun %47'sini oluşturuyorlar.
Sırplar ise %31 dola>nnda. Nüfusun
geri kalan bölümü ise Hırvatlardan
oluşuyor. Müslümanlann en büyük
toplum olmalanna rağmen halen
ellerinde kalan topraklar
Bosna-Hersek'in %5-6'sı dolayında.
Ülkenin geri kalan bölümü Sırplarla
Hırvatlararasındabölünmüş durumda.
Öte yandan Bosna - Hersek'in BM
nezdindeki Büyükelcisi Müslüman
M uhammed Sacirbey, dünya
kamuoyundan. Müslamanlar'a silah
verilmesini ve Sırp mevzilerine karşı
hava harekâü düzenlenmesini istedi.
Sacirbey. Batılı liderleri. insani yardım
konusu üzerinde yoğunlaşarak
vicdanlannı rahatlatmakla suçladı ve
sorunun müzakere masasında
çözülememeyeceğini söyledi.
kabul edilen Jane's Defence Weekly
dergisinin editörü Paul Beaver de, BM
ambargosunun silah akışını engeüeye-
mediğini söyledi. AA'nın haberine göre,
Beaver ambargonun etkisizliğini, silah
ücaretinin büyük ölçüde hükümeüer ya
da tanınmış silah üreticisi fırmalar tara-
fından değil, gizli iş gören aracılar tara-
fından yapılmasına bağladı.
Bosna Hersek'te Sırp çetelerin kuşat-
ma altında tuttuklan Gorazde kentinde
önceki gece meydana gelen şiddetli ça-
tışmalarda ilk belirlemelere göre 3 kişi-
nin öldüğü. 16 kişinin yaralandığı bildi-
rildi.
Sırp milisler. Bosna Hersek'in doğu
kesiminde bulunan 70 bin nüfuslu Go-
razde'ye karşı nihai saldınya geçecekle-
rini duyurmuşlardı.
DIŞ BASIN
THEGUARDIAN
Süper güç yalpalıyor
Irak'ın yenilmesı, Suudi
Arabistan ve Körfez
ülkelennin tedirginliğini
arttınrken, İran'ın da bölgesel
etkınlığınıarttırdı.
Sovyetler'in çözülmesi de
İran'a Orta Asya'da yeni bir
alan açtı. Amerika'nın.
İran'ınSovyet
Müslümanlanna yönelik
girişimleri için seçtiği
güvenilir NATO üyesi
Türkiye'deki üsler, Irak'a
karşı hava saldınlan ıçin
hazırdı. Ancak Türkiye'yede
artık eskisi kadar
güvenilemez. Irak'a karşı
olası bir yeni operas>onda
üslenn kullanımı konusunda
cngcllcr öne sürdü. Aynca
Türkiye'nin Balkanlar'dakı
manevralan, Yugoslavya
bunahmının yayılmasını
önlemeye ve denetim altında
lutmaya çalışan Amerikan
Dışişleri'ni kaygılandınyor.
Türkiye Başbakanı haziranda
Arnavutluk'a gittiğinde.
Kosova'da bir bunalım
ortaya çıkarsa askeri yardım
vaatetti.
Türkiye aynca. Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Bölgesi'ne
katılacak Balkan ülkelerine
de ekonomik destek
vereceğini açıkladı. Dünyanın
artık tek süper gücü, rolü
konusunda yalpahyor.
Moskova'daeski
"Amerika-Kanada
Enstitüsü"nde Georgi
Arbatov. "Amerika için
olabilecek en kötü işi
yapacağız. Kendısini
d üşmansız bırakacağız"
demişti. 1986'dakibuöngörü
doğrulandı. Amerika'nın 50
yıldır sürdürdüğü siyaset,
yani Sovyetler Birliği'ne
muhalefet, ortadan kalktı.
Başkan Bush, "Yeni dünya
düzeni'ndcn sözediyorsa da,
bu sözcüğü karşılayacak
siyasetten eser yok. Basra
KörfezL'nde saldırganlığa
karşı uluslararası bir tepki
örgütleyebilen Amerika,
Yugoslav va konusunda
ıktidarsız. Yeni dünya düzeni
ile neyin anlatılmak istendiği
belli değil. Şimdilik görülen
tek çaba, kasımdaki
başkanhk seçimi öncesinde
Ortadoğu banş
görüşmelerinde ilerleme
sağlanmasıdır. Bunun
dışında, Başkan Bush'un 500
bin kişilik ordusu, havadaki
tartışmasız üstünlüğü, yıllık
30 milyardolarhk istihbarat
bütçesi vegızli operasvonlar
imparatorluğu, BM'deki '*, ^
ağırlığı, Saddam'ı devirmeye
vada yönetimi nin
acımasızlığını dizginlemeye
\aramiyor. (10 Ağustos)
BağdattakıSırpları
bombalamaya ne dersın?
LeMonde'dan
^f\u JJork etmcö
Askeri güç şart
Başkan Bush, Sırplara karşı
tavnnı sertleştirmelidir.
Güvenük Konseyi'nin
Bosna'ya insani yardımın
ulaşması için BM
konvoylanna askeri koruma
karan çıkartması yeterli
değildir. Bosna, Sırbıstan'ın
desteğindeki teröristler
tarafından yutuluyor. Kentler
bombalanarak teslime
zorlanıyor. tnsanlar
evlerinden, yurtlanndan
sökülüyor, öldürülüyor.
Cenaze törenlerine bile ateş
açıhyor. Toplama kamplan
kuruluyor.
Ama dünya, demokratik
Bosna'nın toprak
bütünlüğûnü savunmava
yanaşmıyor. Oysa aynı dünya
geçen yıl feodal Kuveyt'in
yardımına koşmuştu.
Güvenlik Konseyi, Sırplann
saldınsını uluslararası banşa
tehdit olarak niteleyip
Bosna-Hersek'in
hükümranhğının tekrar
kurulmasını talep etmehdir.
Bunun için gerekirse kuvvet
kullanma karan
çıkartmalıdır. Bu karar,
NATO tarafından
uygulanabüir.
Böyle birdurumda yalnızca
hava saldınlan yeterli
olmayabilir. Bu nedenle
gerekirse kara birlikkrinin
kullanılması seçeneği iyice
incelenmelidir. (8-9 Ağnstos)
Günümüzde bazı çevreler tarafından hortlatılmak istenen Sevr Antlaşması, 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanmıştı
Sevr Antlaşması'nın üzerinden yetmiş iki yıl geçti
MUSTAFA KEM AL - Sevr'i tarihin çöp
sepetine attı.
Dış Haberier Şervisi - Tarihe Batılı dev-
letlerin Osmanh İmparatorluğunu parçala-
nıa planlarının somut ifadesi olarak geçen ve
günümüzde kimi çevreler tarafından hortla-
lılmak istenen Sevr Antlaşmasının imzalan-
masının üzerinden 72 yıl geçli.
1. Dünya Savaşı başlangıcında İtılaf
De\ letleri arasında yapılan pazarhklar. San
Rcmo Banş Konferansı ile son şeklini aldı.
Anadolu'daki ulusal direnişin güçlenmesin-
dcn korkularak hızlandınlan hazırlıklar so-
nucu 11 Mavıs 1920de Babıali hükümetıne
unlaşma şartları sunuldu. Mustafa Kemal li-
dcrlığındeki Ankara hükümeti. İstanbul
hükümetı ile yapılacak herhangi bir anlaş-
mayı kabul elmeyeceğini bıldirmesine rağ-
men konferansa çağnlmadı.
Başta ağır hükümleri kabul etmekte ka-
rarsızlık gösteren İstanbul hükümeti. Ana-
dolu vc Trak>a'dakı Yunan ve İngiliz güçle-
nnin ilerlcmesi üzerine antlaşmayı imzala-
maya razı oldu. Damat Ferit Paşa başkanh-
ğındaki Osmanh heyeti. bağımsız ve egemen
bir de\ lete yaşama hakkı lanıma) an bu ant-
laşmavı 10 Ağustos 1920 tarihinde imzaladı.
Sevr antlaşması. Osmanh Devletine yaşa-
ma alanı olarak İstanbul ve çevresi ile Ana-
dolu'nun bir kısmının bırakılmasını öngörü-
vor. diğer topraklannı çeşitli devletler ara-
sında dağıtıyordu. Batı Trakya'nın tümü ve
Doğu Trakya'nın bir kısmı Yunanistan'a
\erili\or. İzmirveçevresi görünüşteOsman-
lı egemenliğınde bırakılırken kullanılış ve
yöneiim hakkı Yunanistan'a devrediliyor-
du. Doğu Anadolu'nun bir kısmında sınırla-
rını ABD'nin belirle>eceği bir Ermeni Dev-
leti kuruluyor. kalan bölgelerde ise bağım-
sızlık hakkı saklı kalmak üzere özerk
Kürdistan kurulması öngörülüyordu.
Anıakya. Antep. Urfa ve Mardin de Fransız
cgcmcnliğine bırakılıyordu.
Boğazlar'ın herkese açık olması, İtilaf
devletleri tarafından oluşturulacak bir ko-
mısvonun denetiminde kalması kararlaştı-
rıldı. Devlete yalnızca bir muhafız alayı ile
komik sayıda jandarma kuvveti bırakılarak
tüm ordunun dağıtılması istendi. Bunlara ek
olarak adli. kültürel ve ekonomik kapıtülas-
yonlar ile mali denetim haklan. azınlıklann
korunması gerekçesiyle müdahale olanağı
getiriliyordu. Aynca Fransa ve İtalya'ya
Türklere bırakılan yerlerde ekonomik nüfuz
bölgeleri av nlıyordu.
Bütün bunlara ek olarak İstanbul hükü-
metinin başına "eğcrantlaşma şartlan kabul
edilmezsc hükümctin yetkilerinin ahnacağı"
şeklinde bir Damokles kıha asıhyordu.
Mustafa Kemal önderliğindeki hükiimet
hemen antlaşmanın geçerli olmadığım.Milli
Misak sınırlanndan vazgecilmeyeceğini du-
yurdu. Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için
gerekli olan parlamento onayı. Yunanistan
dışında hiçbir devletten çıkmadı. İtilaf Dev-
letleri bunun için Kurtuluş Savaşf nın sonu-
cunu beklemeyi daha uygun gördüler. Sava-
şın Türklerin başansıyla sonuçlanması üze-
rine de 1924'te Lozan'da bambaşka koşul-
larda yeni bir antlaşma yapıldı. Türk
hükümeti adına İsmet İnönü'nün imzaladığı
Lozan Antlaşması'nda Anadolu topraklan
ile Doğu Trakya'nın ulusal sınırlar içinde
kalması sağlanırken kapitülasyonlar kalkı-
yor. Türkiye devletinin savaş tazminatı öde-
memesi kabul ediliyor, mali bağımsızlık
konusunda anlaşmaya vanhyordu. Musul
konusunun çözümü daha sonraya bırakıh-
yor. ancak Boğazlar üzerinde tam egemenlik
hakkı alınamıyordu. Bu sorunun çözümü
daha sonraya, Montrö anlaşmasına bırakıl-
dı.