Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11AĞUSTOS1992SALI
16 HABERLERIN DEVAMI
BURASITURKIYE
HALUK ŞAHİN
Kolomb'un Mirası
Tam 500 yıl önce bugün, Kristof Kolomb, Hindistan'a ye-
ni bir yol bulmak için çıktığı ürpertici seferin ikinci haftası-
na başlamıştı. 12 Ekim 1492tarihinde Bahama Adaları'nda
karaya ulaşacak olan bu yolculuk, getirdikleri ve götürdük-
leriyle yoğun biçimde tartışılıyor.
Bir yanda Kolomb'u Rönesans ruhunun yarattığı cesur
bir denizci ve girişimci olarak selamlayanlar, öte yanda
onu Bati sömürgeciliğinin acımasız bir ajanı olarak kına-
yanlar...
Birçok yerde Kolomb hakkında yoğun ve sert bir tartış-
ma süregidiyor. "Amerika'nın keşfi"nin 500. yılı bir kutla-
madan çok bir ağıta dönüşüyor yer yer.
öyle sanıyorum ki 1992yılında Kolomb'un bu denli ateşli
tepkilere yol açabilmesi, 12 Ekim 1492 tarihinde Samana
Cay ya da San Salvador Adası kıyılarında başlayan bir
karşıtlaşmanın bugüne uzanmasından ileri geliyor. Bu, 20.
yüzyılda aldığı biçimle Kuzey-Güney karşıtlaşmasıdır ve
21. yüzyıla gittikçe ağırlaşan bir sorun olarak aktarılmakta-
dır.
Asya kıyılarına gelindiğine inanılarak karaya çıkılan o
sabah, Batı'nın bilimsel üstünlüğü, silah gücü, misyoner
ruhu ve tamahkârlığı ile esmer derili insanların yalınlığı,
masumiyeti ve cehaleti karşı karşıya geliyordu.
Kolomb'un babalığını yaptığı bu buluşmanın çocukları,
Batı'daki yerleşik görüşe göre ilerleme, uygarlaşma, kal-
kınma; ama gittikçe etkisini arttıran karşı görüşe göre
"soykırım, kölelik, doğakırım ve sömürü" olacaktı.
• • •
"Put ona tapınanların ölçüsüdür."
19. yüzyılda yaşamış olan bir Amerikan denemecisi
böyle yazmış.
Hayatının son yıllarını sıkıntı içinde geçiren ve uzun süre
gölgede kalan Kolomb'un 18 ve 19. yüzyıllarda Amerikan
yazarlarınca putlaştrılması da, böyle bir puta duyulan ihti-
yaçtan aynlamaz. ABD'nin, bağımsızlığını kazandıktan
sonra gelişip palazlanarak tarihsel bir misyon sahibi ol-
ması bu ihtiyacı filizlendiren dürtüdür. Her imparatorluk
yeni topraklar kadar mitosların üzerinde yükselir.
Mitoslar sarsılmaya başlayınca imparatorluk da tehlike-
de demektir. ölçüler değişince, eski puttar cüceleşip çir-
kinleşebilir. Bu olguyu 20. yüzyıl insanlarından daha iyi
kim bilebilir?
Güney'in esmer tenli insanlarınm bakış açısından bakıl-
dığında, Kolomb hakkında çok parlak değerlendirmeler
yapmak elbette mümkün değildir. Hep bildiğimiz gibi, as-
lında Kolomb'un "Amerika'yı keşfettiği"ni söylemek Batı-
merkezci bir kibirin belirtisidir: Koskoca Aztek uygarlığını
yaratmış bir insan topluluğunun yaşadığı bir yer için "ke-
şif" sözcüğünü, ancak o insanları yok sayanlar (ve siste-
matik olarak yok edenler) kullanabilir.
Ne var ki Kolomb putunu yeni ölçülerle küçültürken,
onun da kendi döneminin çocuğu olduğunu unutmamak
gerekir. Bugünün ölçüleriyle dünü değerlendirmek, kacı-
nılmaz olsa da yanıltıcı olabilecek bir yöntemdir. Napol-
yon'u, çevreci olmadığı için suçlayabilir miyiz?
• • •
Cenovalı denizci Kristof Kolomb'un bundan 500 yıl önce
Ispanya adına Amerika yakınlarına varmasıyla yeni bir
aşamaya giren büyük karşıtlaşma günümüzde de nitelik
değiştirerek devam ediyor. Sömürü ilişkilerinde doğal
kaynakların talan edilmesi, soykırım, kölelik gibi kaba yön-
temlerin yerini, ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra daha ince
bağımlılık ilişkileri almıştı.
21. yüzyıla doğru hızla küreselleşen dünyamızda ise in-
sanlığın esmer derili büyük çoğuniuğunun, güç odaklan-
nın gözünde önemsizleşmekte, hatta marjinalleşmekte
olduğu olgusuyla karşılaşıyoruz. Robotlardan bilgisayar-
lara, askeri dengelerin değişmesinden doğal kaynaklann
tükenmesine, bir çok etken Güney'i devrelerden çıkarıyor.
Metropoller, kendilerini Güney'den gelecek "tehlike"ye
karşı korumak için kapılarını sımsıkı kapıyorlar.
Kolomb'la birlikte "yeni bir dünya keşfedilmiş"ti. Şimdi
sanki o dünya unutulmaya çalışılıyor.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Türkiye Sanayi Plânı
I1AĞLSTOS1932
Memlekctimizin umumî
sanayi plânı hazırlanmıştır.
Rusya'dan alınacak mensucat
fabrikalan tesisatı için tetkikat
yapmak üzere getirilecek 6
mütehassıstan mürekkep
heyete daha üç mütehassıs
ilâveedılecektir.
Tetkıkatın memleketimiz
umum sanayi plânının etrafıle
tavazzuh etmesine ve ihtij ar
olunacak masraftan daha
büyük faydalarelde
edilmesi ne ımkân \erecek.
şekılde > aptınlması ve bu
heyete gerek mensupolduklan
istihsal şubelerinden ve
gerekse noksan olan ihtisası ikmal etmek üzere Türk mühendis
ve memurlannın teşrikı ve heyetin seyahat programile
tetkikatta kullanılacak alât veedevaiın sureti tedariki
hakkında İktisatVekâletibirraporhazırlamıştır. Raporun
esaslan şunlardır:
1- Mütehassıslar heyete ilâveten keten. kendir teknoloğu.
şekercılık, bir klor ve saır kımya sanayu mütehassıslan iltihakı.
2- Bir madenci veya ızabe mühendisi. pamuk teknoloğu, bir
sanayii nesçiye ve makine mühendisi, bir kuvvet membalan
tetkikatı mütehassısı, bir pamuk ziraati mütehassısı.
3- Tetkik seyahatinin İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir,
Nazilli. Aydın mıntakasıdır.
4- Pamuklanmızdan numune olarak bir miktar Moskova'ya
eönderilecektir.
> T -),--t-1 Çm»»ı
4 ıwt IMıl :*•• « u kal-tauhıı
DÎCLE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTÎTÜSÜ
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Enstitümüze 1992-1993 eğitim-öğretim yılının güz yanyılında aşa-
ğıda belirtilen anabilim dallanna kontenjanları dahilinde sınavla yük-
sek lisans öğrencisi alıncaktır.
ANABİLtM DALI KONTENJAN
Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi
— Türk Edebiyatı Eğitimi Bilim Dalı 5
Eğitim Bilimleri Eğitimi
— Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması
ve Ekonomisi Bilim Dalı 6
ADAY KAYDI İÇÎN GEREKLİ BELGELER
1- Noter onaylı lisans diploması veya mezuniyet belgesi
2- Noter onaylı nüfus cüzdan sureti
3- özgeçmiş
4- 2 adet vesikalık fotoğrafı
ekleyecekleri başvuru dilekçesi (adaylar, hangi yabancı dilden sı-
nava gireceklerini dilekçelerinde belirteceklerdir) ile birlikte en geç
14 Eylül 1992 Pazartesi günü mesai bitimine kadar D.U. Sosyal Bi-
limler Enstitüsü Müdurluğü Eğitim Fakültesi Kampusu Diyarbakır
adresine başvurmaları gerekmektedir. Posta ile yapılan basvurular
işleme konulmayacaktır.
SINAV TARİHLERİ
Yabancı Dil Sınavlan: 28 Eylul 1992 Saat 10.00
Bilim Sınavları : 30 Eylül 1992 Saat 10.00
Smavlar; D.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yapılacaktır.
Yüksek Lisans Giriş Sınavı basan notu 100 üzerinden 65'tir.
Duyurulur.
Basın: 34493
Kent lıalkı sorumlu davrandı mı?
Haber Merkezi - Belediye işçi-
leri grevinin 13. gününe girilir-
ken salgın hastahk tehlikesi
kapıya dayandı. Olayın taraf-
lanndan temizlik işçisi, bele-
diye ve hallun sorumluluklan-
nı ne derece yerine getirdiği
sorusu gündeme geldi. Halkla
temizlik işçileri arasında yer
yer de olsa tarüşma ve hatta
kavgaya varan gelişmeler
olurken halkın, kentine sahip
çıkmadığı görülüyor. Sağlık
Bakanı Yıldınm Aktuna, gre-
vi "yakinen ve adım adım" iz-
lediğini belirterek, salgın has-
talık işareti görüldüğü anda,
biriken çöplerin toplaülacağı-
nı bildirdi.
Şimdıye kadar bir salgın
hastahk belirtisi görülmediği-
ni söyleyen Aktuna, böyle bir
belirti olduğu anda, grevin er-
telenmesi konusunu Bakanlar
Kurulu gündemine getirecegi-
ni bildirdi.
Aktuna, sokaklardaki çöp-
lerin hastahklara neden olma-
ması için yapılan Uaçlama ca-
lışmalannda, bakanhğının
yardım ve işbirliği önerisinin
istanbul Belediye Başkanı
Nurettin Sözen tarafından
reddedildiğıni söyledi.
Refık Saydam Hıfzıssıhha
Başkanlığı ile Ankara ll Sağ-
lık Müdürlüğü yetkilileri, biri-
ken çöplerin salgın hastahkla-
ra yol açma olasılığınm arttı-
ğını, kritik günlere girildiğini
bildirdiler. Bu arada İstan-
bul'da çöplerin sağhk açısın-
dan tehlike yaraüp yaratma-
dığı "incelemeye" alındı.
Sağlık Bakanı Aktuna, dün
düzenlediği basın toplanüsın-
da, sokaklarda biriken çöple-
rin halk sağlığını tehdit ettiği-
ni söyledi. Işçilerin grev
yapmasının demokratik bir
hakkın kullanımı olduğunu,
buna sonsuz saygı duyduğunu
belirten Aktuna, şöyle konuş-
tu:
"Nereden bakıhrsa bakıl-
sın, bu grev, biriken çöpter,
üreyen bakteriler, buralarda
oturan insanlar için fevkalade
tehlikelidir. Belediye işçileri,
demokraük hakkını kuilaru-
yor, ama bu hakkını kullanır-
ken, bölgede yaşayan halkın
sağlıklannın korunması gibi
demokratik ve insani haklan-
nı göz ardı edemez."
Grevdeki belediye işçileri-
nin sadece temizlik alanında
çalışmadığını, yol yapımı,
park-bahçe bakımı gibi alan-
lardaki işçilerin de grevde ol-
duğunu anımsatan Aktuna,
şöyle devam etti:
"Beledıye-lş Sendıkası,
halk sağkğına duyarlı bir tavır
ortaya koysaydı ve deseydi ki
'biz yaz mevsimi olması dola-
yısıyla, halkımızın sağlığı açı-
sından grevimizi temizlik
konusunda uygulamayaca-
"ğız\ bunu hepimiz alkışlardık.
Hem demokratik grev hakkı
kullanıhrdı, hem de halk sağlı-
ğı korunurdu. Bu böyle olma-
dı maalesef. Bu jest yapılmadı.
Bundan dolayı fevkalade üz-
günüz. Demokrasi, sadece
kendi hakkını alması için mü-
cadele vermesi değildir; bu sı-
rada başkalannın hakkına da
saygıh olmasıdır."
Aktuna, bakanlığının grevi
yakinen ve adım adım izkdiği-
ni vurgulayarak, bir salgın or-
taya çıkmadan, iki tarafın da
anlayış göstermesiyle biüril-
mesini istedi. Aktuna, "Sağhk
Bakanı olarak çağn yapıyo-
rum, lstanbul'da ve Aİıkara'-
da yaşayan halkımızın sağlığı
adına, lütfen, artık daha fazla
inatlaşmayı bırakın. Insana
saygı duyun ve 5 aşağı, 5 yu-
kan oturun uzlaşın, bu işi biti-
rin" dedi.
Aktuna, grev yapılan bölge-
lerdeki hastanelerden her gün
rapor aldığını belirterek, şöyle
devam etti:
"Olaya asla lakayt değiliz.
Her gün, bir vaka var mı, bir
salgı var mı diye, saat saat izü-
yonız. Eğer böyle bir enfeksi-
yonun başladığını alame eden
bir vaka, vakalann ortaya çı-
kışıru gördüğüm lakdirde,
Sağhk Bakanlığı olarak yasal
haklanmızı kullanınz."
Çeşith yasal yetkileri oldu-
ğunu belirten Aktuna, soru
üzerine, greviri ertelenmesi
konusunu Bakanlar Kurulu
gündemine getirebüeceğini
söyledi. Aktuna, "bir-iki vaka
görülmesi halinde" ilk önlem
olarak çöplerin toplatılması-
nın düşünüleceğini bildirdi.
"Bu uygulamayla, fıilen grev
ortadan kaldınlmış olmaya-
cak mı" sorusuna da Aktuna,
"Grev ortadan kalkmayacak-
tır. Grev devam edecektir. Be-
lediyenin diğer birimlerinde
grev devam eder. Yani salgın
nedeniyle, sapır sapır hastane-
ye insanlar giderken, işte, bir
hafla içerisinde 8-10 çocuk öl-
müşse 'demokratik hak' kul-
lanılmaya devam mı edecek?"
Refık Saydam Hıfzıssıhha
Başkanhğı ile Ankara ll Sağ-
lık Müdürlüğü yetkilileri, dün
öğle saatlerine kadar kendile-
nne ulaşan bir salgın hastahk
vakası olmadığını belirterek,
,önümüzdeki günlerde, böyle
\akaiann ortaya çıkması ola-
sılığının artacağuu söyledikr.
Yetkililer, her türlü önlemin
aluunaya çahşıldığını kayde-
derek, "önümüzdeki günler,
kritiktir" dediler.
İstanbul
İstanbul'da sağlık açısından
tehlikeli boyutlara ulaşan çöp
dağlan nedeniyle grevci işçiler
suçlanırken, halkın da çöpler
konusunda beiediyenin uyan-
lanna uymamasının sonınu
daha büyüttüğü gözleniyor.
Beiediyenin daha grevin ilk
günlerinde başladığı çöplerin
kalın ve ağzı bağh torbalarda
biriktirilmesi, açığa çöp dö-
külrnemesi, organik ve inor-
ganik çöplerin aynhnası ve
canı, metal kâğıt gibi dayanık-
h çöplerin diğerlerinden aynl-
ması yolundaki uyanlanna
kent yaşayanlannın uymama-
sı halkın kentine sahip çıkma-
dığını gösteriyor.
Grevcilerden esnafa
protesto
Sirkeci esnafının dün kam-
yon tutarak dükkânlannın
önünde biriken çöpjeri kaldırt-
mak ıstemesi üzerine Büyük
Postane önünde toplanan te-
mizlik işçileri bunu grev kıncıh-
gı olarak değerlendirerek esna-
ftn hareketini protesto ettiier.
Aralannda 50'şer bin lira
toplayarak 2 mılyon liraya
kamyon kiralayan Sirkeci esna-
fı çöpleri çevik kuvvet nezare-
tinde toplatmak istedi. Bunun
üzerine 500 kadar temizlik işçisi
postane önünde saf tuttu. Za-
man zaman polisle tarüşan işçi-
ler kamyonun götürülmesinden
sonra dağıldılar. Çevre esnafı
bu duruma iki tarafın da olum-
lu yaklaşarak bir çözüm bulun-
ması gerektigini, artık dükkân-
lannın kurtcuklann istilasına
uğradığmı belirtti. İşçilerin ara-
sında bulunan Belediye-lş Be-
yoğlu Şube Sekreteri tlyas
Güven ise iş konulannın çöp ol-
duğunu, grevlerini başka türlü
hayata geçiremeyeceklerini,
yoksa esnafa ve halka karşı bir
tutumlannın olmadığını, grev
yapmanın anayasal haklan ol-
Çöp yığınlan salgın hastalık korknsun
KoNUKYr^ZAR
ı neden oluyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
Çöpler ve vergfler
BÜLEıSTSOYLAN
Bugünlerde pek çok yerde buram buram
kokan şeyin çöp değü de yanhş vergilendir-
me polıtıkası olduğunu söylesem acaba
çok mu fantezi olur?
Olaya yüzeysel yaklaşıldığında herkesin
fantezi demesi normal. Neden? Çünkü gö-
rünüşe bakıhrsa, beiediyenin temizlik işle-
rinde çahşan personeli, biraz daha yüksek
ücret elde edebilmek için greve giderken,
elindeki parası sınırh olan belediyeler de işi
mümkün olduğu kadar az yük getirecek şe-
kilde bağlamaya çalışıyorlar. S.onunda bu
çekişmenin ortalarda bir yerde bitmesi
"mukadder" iken, yeni ücret dengeleri ku-
rulana kadar çöpler ortada kalıyor ve olan
halkın sağlığına oluyor.
Biz bu duruma biraz değişik bir yerden,
konumuz olan vergileme poÛtikası yönün-
den bakıyor ve burunlara gelen kokunun
sadece çöp değil, biraz da yanhş vergi poli-
tikası olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye'de vergi pohtikası, gehr dağılı-
mını her gün biraz daha çarpıtan sosyo-
ekonomik bir yanhş içindedir. Bu yanhşın
teşhisini Türkiye Odaİar ve Borsalar Birli-
ği, Türkiye Sanayici ve İşadamlan Derneğı
gibi işveren kuruluşlan görmekte ve düzel-
tihnesini istemekte ohnasına karşın, hükü-
metler maalesef, gerçek bir vergi reformu
anlamındaki bu konuda hâlâ somut bir
adım atmamakta, yani yanlışı bile bile sür-
dürmektedirler.
Somut olarak söylemek gerekirse; vergi
politikasmdaki yanhş, verginin ağırlıkla,
adam çalıştırma (istihdam) sırasında alın-
ması ve adam çahştırma maliyetlerini dev-
let eliyle aşın yükselterek ekonominin üre-
tici güçlerinin engellenmesi; doğru olanı ise
adam çalıştırma sırasında ahnan ve bu ne-
denle üretim maliyetlerini yükselterek refa-
hı engelleyen bu tür vergilemenin bir an
HAVA DURUMU
önce kaidınlması ya da ağırhğı hissedilme-
yecek düzeye indirihnesidir.
Bu yaklaşımımızı çöp olayı ile bağdaşü-
nrsak konu biraz daha acıklığa kavuşacak-
tır. Bugünkü vergileme politikasında bele-
diyeler, bütün işverenler gibi her çahştırdığı
işçi için ücret üzerinden ahnan bazı vergiler
ve fonlar öderler. Bu vergi ve fonlann işçi-
den mi yoksa işverenden mi kesildiği tartış-
masına girmeye hiç gerek yok. Ortada bir
gerçek vardır; bütün işverenler gibi beledi-
yelerin de işçi çahştırmaktan dolayı mah-
yeüeri net ücret ve bordrodan kesilen vergi
ve fonlar kadardır. Yani işe adam alırken,
sözleşme masasına otururken, zam yapar-
ken hep bu toplam mahyeti göze ahiaak
zorundadırlar.
Toplam maliyet büyükse işçilerine az pa-
ra ayırabiürler, az para ayınnca daha az
hizmet üretebilirler, daha az hizmet üreti-
ünce de ekonomi daha dar, toplumsal re-
fah daha düşük olur.
Yakın geçmişte başlatüan bir olay bu
konuda ilginç ipuçlan vermiş, ama sonuç-
lar yanhş değerlendirikniştir: Bu olay, bazı
belediyelerin çöp toplama işini özel sektör
kuruluşlanna devrederek işi ucuza getir-
mesidir.
Kamu kururnlannın özel sektör kuru-
luşlan kadar dinamik çahşamadığı konu-
sunda tartışmaya gerek yok. Doğrudur,
organizasyon büyüdükçe bürokrasi büyür
ve verim düşer. Bu olgu çöp toplama gibi
yaygın hizmet işlerinde de geçerlidir. Ama
bizce en büyük ucuzluk kaynağı, işi alan
özel kuruluşlann ücret üzerindekı bordro
yüklerini bütün özel sektör kuruluşlannda
yaygın olarak görüldüğu gibi "kendi gay-
reüeri ile" azaltabihneleridır. O halde şunu
açık söylemek gerekin Belediyelerin işçi ça-
hştırma sırasında kendilerine devlet eliyle
bindirilen yükleri fazladır ve bu yükü taşı-
yamamaktadırlar, bu yüzden de hizmet
aksamaktadır. Hizmetin aksamaması için
TÜRKIYE'DE
bunun müteahhit ehyle yaptınlması, işi be-
cerememekten değil, adam çalıştırma üze-
rindeki yükü ancak bu şekılde giderebil-
mektendir.
Bütün adam çalıştırma işlerinde "istih-
dam vergisj" anlamındaki vergi ve fonlar
kaldınlmalıdır. Gerçek anlamda bir vergj
reformu düşünüldüğü zaman, ekonomi
üzerindeki vergi yükü, ücretlerden ticari
kazançlara ve rantlara kaydınlmahdır.
Devletin yükünün, ağırhkh olarak çahştı-
ran ve çahşana çektirilmesi mantıkh bir
vergi pohtikası değildir. Üretim faktörle-
rinden birinin üzerine çökertilen ağırhk
bütün dengeleri etkiler. Belediye temizhk
işçilerinin maaşında da bunun sıkıntısı ya-
şanmaktadır. işveren belediyeler, işçisine
verecegi net ücretin üzerine bir de bordro
kesintileri yüklendiği zaman işin altından
kalkamamaktadırlar. Bu durum biraz da-
ha zorlanırsa, hizmeti işin alündan herhan-
gi bir şekilde kalkan özel kuruluşlara devir
yaygınlaşmak zorunda kalaçaktır.
Bu durumda kaybeden yine devlet ola-
cağına göre, naal olsa kaybedeceği vergiyi
baştan hafifleterek doğru politikalara yö-
neunelidir.
Somut önerimiz, vergi pohtikasını behr-
leyenlerin, belediye temizlik işçilerinin üc-
ret bordrolanndan başlayarak kısım kısım
adam çahştırma vergilerini kaldırmaya
başlamasıdır. Aksi haJde bordro üzerinden
vergi ahnak isteyen politika sayesinde çöp-
ler bir tarafta, işçiler bir tarafta bekleyecek
ve Türk ekonomisınin parçası olan bir hiz-
met yürüyemeyecektir. Oysa 11 Temmuz
1992 günü yayımlanan 3824 sayıh kanun.
belediye temizlik işçilerinin ücret bordrola-
n üzerinden ahnan vergiyi bir kalemde kal-
dırmaya dahi imkân veren yetkiyi hükü-
mete tanunışür. Sırf böyle bir yetki kulla-
rulmadığı için çöpler kaldınlamıyorsa
acaba burnunuza gelen koku sadece o çöp-
lerin kokusu mudur?..
DÜNYA'DA
yeyre bakanlığı Meteo-
roloji Genel Müdürlüğü'-
nden alınan bılgıye gâre
bütün bölgelenmız açık ve
az bulutlu geçecek. Hava
sıcakiığı artacak Rûzgâr,
kuzey ve doğu, yurdun
Güneydoğusu'nda güney
ve doğu yönlerden hafıf,
ara sıra orta kuvvette ese-
cek DenizlerTmızde rûz-
gâr, Güney Ege'de yıldız ve karayel, Batı Akdemz'de günbatısı ve karaye),
Doğu Akdentz'de günbatısı ve lodos, dığer denizlerimızde yıldız ve poyraz-
dan 2-4, yer yer 5 kuvvetinde saatte 4-16, yer yer 21 denız mılı hızla ese-
cek. Van Gölü'nde hava, az bulutlu ve açık geçecek.
Adana
Afyon
AJn
Ankara
Anölya
Aydın
Bursa
ÇanaMıale
ftyartatjr
Edıme
Eraınım
Estoşehr
Islanbul
Izmıf
Kaıs
Konya
Mersın
Samsım
Tratam
Zongutdak
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
31"
31°
26»
32°
39°
39°
34°
33°
39°
35°
26°
32°
32°
37°
25°
31°
32°
30°
29°
28°
25°
15»
13°
16°
25°
26°
W
23°
43°
19°
10»
14°
21°
26°
10»
16°
24°
22°
21°
19°
aç* yaflmurlu kartı A K" B Oulbtlu G guneşlı K kartı S aslı >
duğunu söyledi.
lstanbul'da 13. gününe giren
belediye işçilerinin grevi nede-
niyle Vali Hayri Kozakçıoğlu
üe Büyükşehir Belediye Başka-
nı Nurettin Sözen dün vilayette
bir araya geldi. İstanbul Vali-
Kği'ne saat 10.40'ta gelen Nu-
retün Sözen ve Belediye Genel
Sekreteri Tuğrul Erkin, Vali
Kozakçıoğlu ile yaklasık 45 da-
kika süren bir görüşme yaptüar.
Görüşmeden sonra gazetecile-
rin sorulannı yanıtlayan Vali
Kozakçıoğlu, çöplerin sağhk
açısından tehlike yaratıp yarat-
madığının incelemeye ahndığını
beiirterek "Bugün (dün) somut
karar ortaya çıkabilir" dedi.
Çöplerin halk sağlığını tehdit
eder duruma gelmesı halinde vi-
layetin devreye girebikceğini
belirten Kozakçıoğlu, "Yoksa
konu vüayetin dışındadır. Işçi-
işveren ilişkisi vardır bu konu-
nun içerisinde. Bu ilişkilerin
nasıl gelişürilecegine dair yasa
hükümlen de var, ama bakük ki
bu halk sağlığını ilgilendiren
noktaya gehneye başladı. O ne-
denle aruk vilayet devreye gir-
meye başlamışür" dedi.
Vali Hayri Kozakçıoğlu, bir
gazeteanın "Çöpler toplanacak
mı" sorusuna da şu karşıhğı
verdi:
"Şu anda çöp olayını şöyle çö-
zeriz, böyle çözeriz diyemiyo-
ruz. Çünkü her ikımızin de dı-
şında. Bu konuda yasayla yetki-
lı olan bazı kuruluşlar da var.
Zannederim bu işi elbüiigiyle
beraber çözeceğiz. Istanbullu
rahat etsin, emin olsun. tstan-
bulluyu ilgilendiren sorun mut-
laka çözülecektir."
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen da gö-
rüşmeden sonra Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, toplantıda
geli^melerle ilgili Vali Kozakçı-
oğlu'na bilgi verdıklerini, gelış-
meleri anlattıklannı söyledi.
Sendika ile ücret konusunda
anlaşmazlığın sürdüğünü hatır-
latan Sözen, "Sendikanın bu
tutarsızhğından tstanbul halkı
zararb çıkıyor. Görüşmelerde
yeni hiçbir şey yok. Biz saatlerce
toplandık. Oneri getırmelerinı
istedik" dedi.
Yüksek Hakem Kurulu toplşndı
Taraflan dinleyecekler
İş Ekooomi Servisi- tstanbul,
Ankara, Trabzon ve lzmir-
Konak belediyelerinde grev sü-
rerken Yüksek Hakem Kurulu
(YHK) dün grev yasağı kapsa-
rrhnda bulunan Ankara Su
Kanalızasyon İdaresi'nde çah-
şan 3 bin işçinin toplu iş sözleş-
mesini görüşmek üzere toplan-
dı.
" YHK'mn 45 dakika süren
toplantısından sonra bir açıkla-
ma yapan Türk-lş Genel Eği-
tim Sekreteri Mustafa Başoğlu,
kurulun karannı vermeden ön-
ce yann (bugün) taraflan dinJe-
me karan aldığını belirttı. Bele-
diye-lş Sendikası, YHK'ya
verdiğı öneride sözleşmenin
144-166 bin lira yevmiyeyle ba-
ğıtlanmasını istemişti. Belediye-
Iş Teşkılatlanma Sekreteri Ali
Başdemir, ASKİ sözleşmesinin
grevdeki belediye işçilerine bas-
kı yapmak amacıyla bir an ev-
vel bitirilmek istendiğini savun-
du.
Ankara Büyükşehir Beledi-
yesi yetkilileri ile Belediye-İş
Sendikası arasında sürdürülen
toplu iş sözleşmesi görüşmele-
rinde işverenin ücret zamlannın
alüşar ayhk dilimler hahnde uy-
gulanması önerisi, sendika ta-
rafından kabul edihnedi.
Belediye işçileri grevinde Ça-
lışma ve Sosyal Güvenlik Baka-
nı Mehmet Moğultay'ın arabu-
luculuğu gündeme geldi. Bakan
Moğultay'ın, Çorlu'da meyda-
na gelen kaza ve Aytekin Ko-
til'in cenazesi nedeniyle bügün
İstanbuTa gelerek sendika yö-
neticileriyle görüşebUeceği bil-
dirildi. Belediye-lş Teşkilatlan-
ma Sekreteri Ali Başdemir,
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Murat Karayalçın'ın
da bugün İstanbul'a gideceğini
beUrterek "Belki üçü orada bir
araya gelir" dedi.
İstanbul'da grevdeki beledi-
ye işçileri, temizlik işlerinin özel
sektöre devredilmesi yönünde
son günlerde yoğunlaşan açık-
lamalan sert dille eleştirdiler.
Özelleşürmenin sendikasız, as-
gari ücretle işçi çahştırmak an-
lamına geldiğini belirten işçiler
"Taşeronlar on günlük işçi ça-
lıştınyor. Belediye araçlannı
kullanıyorlar. İşçiler araçlann
çahştınhnasını bümedıkleri
için, belediye araçlan da hurda
haline geliyor. Araç gerec her
şey belediyeden veriliyor. Ozel-
leştirme, belediyelerin yandaş-
lanna belediye kasasından para
aktarmalanndan başka bir şey
değildir" diye konuştular.
işçiler grev sonrasmda temiz-
lik işlerinin özel sektöre devre-
dihnesine karşı toplusozleşme-
ye bir madde koymak istedikle-
rini bu maddenin de belediye
yönetimlerince kabul edihnedi-
ğini belirttiler. Grevci işçiler
sokaklarda biriken çöplerin de
kaldınlamayacağıru savuna-
rak, "Bu grev kıncıhktır" dedi-
ler. Beyoğju Beledıyesi'nde grev
sürdüren işçiler "Esnaf çöpünü
tek tek kaldırsın, ama hepsi so-
kağa atıyor, ondan sonra da
kaldırmaya çahşıyorlar. Birik-
miş çöpü kaldıramazlar" diye
konuştular. Halkın sokaklarda
biriken çöpleri toplaması içjn
yasal bir engel yokken, Bele-
diye-lş Sendikası yetkilileri
bunun grevin amacına ters düş-
tüğünü belirterek "Halk çöpü
toplayacağma belediye başka-
nına baskı yapsın" önerisinde
bulundular.
Belediye yönetimlerinin, işçi-
lerin çok maaş aldıgı izlenimi
uyandırdığını kaydeden işçiler
ayhk net maaslarının 1.5 mfl-
yon lira olduğunu vurguladılar.
17 yühk temizlik işçisi Hasan
Santaş, sosyal haklarla birükte
1 milyon 680 bin üra ayhk aldı-
ğını belirterek " Halk on gün
çöpe dayanamadı, biz her gün
bu işin içindeyiz" diye konuştu.
Belediye-İş Sendikası'nca hal-
ka dağıtıhnak üzere hazırlanan
broşürlerde de sendikanın iste-
diği 160 bin lira brüt yevmiye-
nin kabul edilmesi halinde, işçi-
lerin eline net 3 milyon 183 bin
lira geçeçegi kaydedildi. İşçiler
10 milyon lira istedikleri gibi bir
hava yaraülmak istendiğini sa-
vunarak "Biz soyguncu muyuz
ki 10-20 milyon isteyelim" dedi-
ler.
Sokaklardaki çöp torbalan-
nın çöp toplayıcılan ve hurdaa-
lar tarafından yırtıldığını savu-
nan işçiler "Biz bırakın çöpleri
yaymayı, grevde olduğumuz
halde çöpleri üaçhyoruz" şek-
linde konuştular.
Belediye-İş Sendikası Genel
Başkanı Fuat Alan, eski
TBMM Anayasa Komisyonu
Başkanı Burhan Apaydın'ın
hükümetin çöplerin toplatıhna-
sı yönünde karar alması gerek-
tiğı sözlerini tepkiyle karşılaya-
rak "Belediye işverenleri grevi-
mizi demokratik hak olarak
değerlendirirkeiL, sayın Burhan
Apaydın'ın grev kınahğuıı teş-
vik eder açıklamalara girişmesi
anlaşıhr değildir" dedi.
ACIBİRÖLÜM
Baromuzun 4836 sicil sayısında kayıtlı
AVUKAT
AYTEKİN KOTÎL
9.8.1992 günü vefat etmiştir.
Değerü meslektaşımızın cenazesi 11.9.1992 Sah günü (bugün)
Fatih Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra
Zincirlikuyu Mezarhğı'nda topra|a verilecektir.
Merhuma Tann'dan rahmet, kederh ailesine ve dostlanna
başsağhğı diliyoruz.
İSTANBUL BAROSU B AŞKANLIĞI