Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyn Matbaacılık ve Gazetecılık Türk Anonim Şirketi adına Btrin N»di tstanbul Haberleri: Şeaıy Kalkaa, Dış Haberler: Erjoı Bıkı, Iş-Ekonomi: Şikrn Kctenct, Yun Basan ve Yayan: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecilik TAJŞ. TOrkoca|j Cad.
• Gend Yayın Yöneüneni: öıgtB Acar • Genel Yaym Koordinatörü: Hikmet Çetinkayı Haberleri: Mehmet Saraç, KUltün CtM Ürter, Makaleler: Sami Kuaöra*, Spor: AMiUİMdir 39/41 Cagaloğlu 34334 !st. PK: 246 Istanbul. TM: 512 05 05 (20 hat), Tetac
• Yan İjleri Müdûrleri: FHsan özbilgen (Sorumlu), Cdıl B»şta«gıç (Haber) • Görsel Yfeelmu, Düzdtme: Abdfllhk Ytna • Müessese Mıldllr V.: Erol Ertut • Koordinatör:
Yönetmen: Ali Actr • Düzenleme: Mıutıfa Saglamer • Ankara Temsikısi: CfoKyt Afcmet Korabu • Muhasebe: BıUcat * » r • ldare: Hiistyin Gürer • lşletme öader Çettk •
Anayirek, Haber Müdürleri: Mutafe BtUmy, lfik Kaasa, lzmır Temsilci V.: Senbr Kmk, Bilgi-tslem: NaO Inal Bilgısayar Sıstem: Moravet ÇUer • PersoneL Sevgi Bostuaotia
Adana temsiicisi: ÇeUn Yi*no4iu • Reklam: Reha IŞIUBM • Dış tlişkıier: Halyı Akyol
22246, Fax: (1) 526 60 72 • BOmiar: Aaksn: Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No:
19/4, Tel: 433 11 41-47, Teiot: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • tzmlr H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30. Tekx: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adauc tnönü
Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), TMex: 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM:28TEMMUZ1992 tmsak.4 01 Güneş: 5.48 öğle:13 15 lkindi.17.il Akşam: 20.32 Yatsı 22 11
İngiltere AIDS
• EDINBURGH(AA)-
Ingiltere'de, 4 ayn tip HIV
virüsü belirleyen bilim
adamlan, AIDS'e karşı aşı
geliştınlmesınden umutlu
olduklannı açıkladılar.
Edinburgh Ünıversitesi'nde
görevli DT. Andrew
Leigh-Brown, hemofili
hastalan arasında üç tip
virûse, heteroseksüelkr
arasında ise tek tip virüse
rastJandığını açıkladı.
Leigh-Brown, böylece
hemofıh hastalan ve
heteroseksüeDerin AIDS'e
yakalanmasr arasında hiçbîr
bağJantı olmadığrun açığa
çıktığmı söyledılngıliz bilim
adamı, bu bulgulann,
"vûcudun bağışıkük
sisteminir., virüsün değişik
tiplerine nasıl tepki
verdiğinin anlaşılmasına
yardımcı olacagmı" belirtti.
Leigh-Brown, "Elkin bir aşı
geliştirilmesi için bu bilgıler
büyük önem taşımaktadır"
dedi.
İki SÖPÜCÜ
otobûste evlendi
•OXNARD(AA)-İlginç
olaylann sık sık yaşandığı bir
ülke olan ABD'nin
California eyaletinde,
yaşamlannı okul otobüsü
sûrmekle kazanan bir çift, bir
otobüsün içinde, otobüs
sürûcüsü olan bir rahip
tarafından evlendirildi.
Oxnard kentindekı rukah
töreninde, 51 yaşındaki
damat Ron Mack, her gün
işinde kullandığı açık mavi
gömleği ile Lacivert
pantolondan oluşan
üniformasını giydi. Ron
tarafından üç yıl egıtildikten
sonra bir sürücü olarak
ekmeğini kazanmaya
başlayan 56 yaşındakigelin
Gayle Garcia da, kendi
sürücû üniforması olan
beyaz gömlek, siyah
pantolon ve kırmızı-siyah
kravatı ile nikaha geldi.
Bilimsel
araştırmalar
• İZMİR (AA) - Üniversite
bütçelerinden bilimsel
çalışmalar ıçin aynlan payın
düşük olduğu bildirildi. AA
muhabınnın edindiğı bilgiye
göre Ege Üniversıtesı'nde
1991 yılında desteklenen 218
araştırma içın 1 milyar915
milyon lira tahsis edıldi.
Dokuz Eylül
Üniversitesf nde ise aynı
dönemde desteklenen 90
proje için üniversite
bütçesinin ancak yüzde
1.3'lûk bölümü aynldı.
Araştırma projelerinde ilk
sırayı fen ve mühendislik
konulan alırken, bunu tip ve
sosyal konular izliyor.
tzmir'del982yıhnda
kurulan Dokuz Eylül
Üniversitesi'nde araştırma
için aynlan bütçe
ödeneklerine bakıldığında,
yıllara göre gelişimin
istikrarlı olmadığı. projeler
için aynlan ödeneğin bütçe
içindeki payının 1984 yılında
yüzde 1.6,1988'de yüzde 0.9,
1989'da yüzde 2.9,1991
yılında da yüzde 1.3 olarak
gerçekleştiği kaydedildi.
Yalan, 5 yaşına
kadar doğal
•tZMİR(ANKA)-
Çocuklann 5 yaşına kadar
söylediklen yalanlann doğal
karşılanması gerektiğj
bildirildi. Ege Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Psikoloji
Bölümü Başkanı Prof. Dr.
ŞefıkUysal.AJMKA'ya
yaptığı açıklamada
"suçluluk, saldırganhk,
kıskançhk ve aşağılık
duygusunun" çocuklan
yalana ittiğini söyledi.
Azarlama ve dayağm yalana
çözüm olmadığjnı beürten
Prof. Dr. Uysal, zeki ve hayal
gücü geniş çocuklann
öyküler uydurmasını da
normal karşılamak
gerektiğini ifade etti.
Ölümünün onuncu yılında Ingrid Bergman, günahlanyla sevaplanyla anılıyor
Mezartaşmda yalnız 'Ingrid' yazıyorGÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - Casablanca'yı anımsıyor musu-
nuz? Bir devre admı veren filmi? Ya şarkısını?
"You mustrememberthis. A kissjust a kiss. A sigh
just a sigh. The fundamental things apply. As time
goes by*
(Anımsamabsın bunu/bır öpücük yalnızca bir
öpücüktür/bir iç çekiş de sadece bir iç çekış/en önemli
şeyler zaman arttıkça izah edilebilir.)
Neden hemen Humphrey Bogart'ı düşünürüz Ing-
rid Bergman'ın adı geçince? Elinde sigara, kararlı
bakışlana odanın uzaklanna bakan erkek
ve pencere önünde, sırtı ona dönük olarak
duran soğuk ve gizemli kadın... Siyah-
"Bugüne dek bana Ingrid kadar aşık olan bir kadın
görmedım. Ancak fılm çekiminin bıttiği günün erte-
sinde ona, telefonla bile ulaşamadım."
Bob Capa'yla Larry Adler, aynı zamanda aşıktılar
Ingrid'e. O ise sabırlı kocasıyla evliliğini sürdürüyor-
du. Ortaya, Ingrid için çok şey değiştıren bir ad çıka-
na dek: Roberto Rossehni.
O sıralar Roberto Rosselini, "Roma Kaçık Kent"
ve "Paisa" adh fılmleriyle büyük ün kazanmıştı.
Tanışmalannın, Ingrid'in ona bir mektup yazması so-
nucu olduğu sanıhyor. Bir partide karşılaşüklan za-
man olanlan, her ıkisinin ortak arkadaşı Hedy La-
• Bergman, biyografisinde şunlan söylüyor:'Yaşamımın ne-
anahtan aldı, hiçbir şey demeden yürüdü. Roberto'-
yla birlikte çıkıp gitti."
Rosselini, İtalya'ya dönünce Ingrid hemen peşm-
den gitti. Kağıt üzerindeki neden, Rosselini nin
Stromboli filmınde ovnayacak olmasıydı ama basın,
artık gerçek nedeni biliyordu. tyiliğin ve temizliğuı
simgesi olarak tanınan kadın, kocasını ve çocuğunu
terk ederek evli bir erkeğe kaçmıştı. Onu üne kavuştu-
ran ülkede olay, senatoda bile dıle getirildi. Kocasın-
dan aynlışı üzücü sahnelere yol açtı ve kıa Pia ik iliş-
kisi asla düzelmedi.
Bergman-Rosselini çiftinin üç çocuğu oldu: Oğul-
, lan Robertino ve iki kızlan Isabella ve
Isotta. Isabella Rosselini bugün kendini
Sinema tarifai Ingrid Bergman'ı bir yüzyıla damgasuıı vunnuş bir
avnç kadm yıMızdaB biri oiarak anrasıyor.
beyaz bir kare gelir gözbelleğimize... Şımdi
o kadın, Stockholm'ün SoLna semtindeki
mezarhkta yatıyor. Mezartaşında. yalnızca
"Ingrid" yazıyor ve tarih: 1915-1982. Ar-
kasındaki mezarda annesi ve babası yattığı
ıçın soyadına gerek görülmemiş.
Ingrid Bergman'ı ünlendiren, Amerika
oldu, Hollywood. 1938'de Nazi Almanyasrnda fılm
çevirişini bile affettiler." Filmlerde iyi kalpli, gizemli
ama intiraslı kadın tipi onu bekliyordu çünkü. Sevgi-
liler de. Çoğu fılmdekı eşi olan ya da fılmı yöneten,
sevgililer. Dış doktoruyken işini bırakan ve yanında 1
yaşındakı kızlanyla İsveç'ten Amenka'ya gelen eşi
Petter Lindström'ü ise hüsran bekliyordu.
Anthony Quinn, Spencer Tracy, yönetmen Victor
Fleming, ünlü fjlm fotoğrafçısı Bob Capa ve müzis-
yen Larry Adler... Ardından, Gary Cooper. Lauran-
ce Leamer'in kaleme aldığı ve Ingnd'in dıktesine göre
yazılmış olan Alan Burgass biyografisine nazaran da-
ha nesnel olan biyogrande Gary Cooper, fılm çekimi
süresince süren aşklan konusunda şöyle konuşuyor
fis olduğu görüşündeyim. Istediğim her şeyi yapabildim. Ye-
teneklerim arasında, cesur olmak da vardı ve bu nedenle, bir-
çok serüvene atıldım. Bu da benim ilerlememi sağladı. Aynca
mizah yeteneğim var; biraz da sağlıklı düşünme yeteneği. Ya-
şantım, çok zengjn geçti.'
marr şöyle anlatıyor "İlk karşılaştıklannda, birbirle-
rine ısrarla baktılar ye gülümsedıler. Ingrid çok güzel-
di. Gûzellığinın değerinin bılındığı anlaşjbyordu. Ardın-
dan, Ingrid'le Roberto'yu el ele Petter'e giderlerken
gördüm. Kocası Petter, bir kenarda duruyor ve keyif-
u gözükmeye çalışıyordu. önemli bir anın yak-
laştığını anlayarak o yana yürüdüm. Ingrid, hiç kılını
kıpırdatmadan kocasına yaklaştı ve "Mr Rosselini
bana eve gıderken eşlik edecek. Anahtan verir mi-
sin?" Roberto o sırada gülümseyerek bakıyordu. Pet-
ter'in fena halde bozuldu|unu görüyordum ama, bir
skandal olmasın diye tepkı göstermekten kaçındığı da
belli oluyordu. İstemeyerek anahtarlığıru çıkardı ye
içinden bir anahtan ayınp kansına uzattı. Ingrid
kabul ettirmiş bir yıldız. Casâblanca'nın
yeni çekimi yapılacağı ve annesinin rolünü
oynacağı şu anda söylenti halinde. Ingrid'-
in oynadığı Rosselini filmleri -dört adet-
hiç tutulmadı. Üstelik Ingrid artık aile ya-
şantısından sıkılmıştı. Rosselini'nin sürek-
ü olarak başka kadınlarla çıküğını öğre-
nince, iUşkıyı kopardı. Çocııklann vasıliği
meselesi ise yülar süren adli sorunlara yol açü.
Hollywood ona, Anastasia fılmiyle yeni bir şans
tanıdı. Artık melek rolü oynamayacaktı. Daha sonra
Londra ve Paris'te tiyatroda roller alan Ingrid, bu ko-
nuda Paris'te önemli bir yeri olan sahne koyucu Lasse
Schmıdt'le tanıştı ve Pans dışındaki konağına taşındı.
Çiftin aşkı 10 yıl sürdü. 196O'lı yıllann sonunda
Lasse Schmidt bir başkasıru bulunca, ilişkileri bitti.
Ne var ki birbirleriyle dost kalmayı bildiler. Ingrid 67.
yaş gününü Londra'da, hasta yatağında kutlarken
ma katılan tek kişi, Lasse'ydi. Çıçek ve şampanyayla
;elen Lasse, on yıl sevdiği ve on yıl dost edındıği
adını doğum gününde kutluyordu.
Ingrid Bergman o gece öldu.
ona
Foçalı Ferit Oğuz Bayır, 1985'ten bu yana kendi
adıyla her yıl bir kişiye düşün ve sanat ödülü veriyor
94yaşındaki 'genç' amca
TURHAN KAYAOĞLU
Kimi Batılı şehircilere göre kentler savaşlann
ürünüdür. Geleneksel tanıma göre kentler ti-
caretin ürünü, felsefeci ve siyasal bilimcilere
göre ise entelektüel düşüncenin ve politik karar-
lann ürelıldıği mekanlardır. Bireyin hem kendi
iç dünyası ile ve hem de dış dünya ile ilişkileri bu
mekanlarda biçimlenip gelişir ve toplumsal-
Iaşır. Her insanın yaşamı boyunca bulunduğu
kentler arasında bir ya da iki tanesi özel bir yer
tutar. Çünkü o kentlerde onlan dennden etkile-
yen ve yazgılannı belirleyen bir şeyler ya-
şanmıştır. İnsanoğlu, içinde hep o "özel" kent-
lere dönme özlemini duyar.
Foça'ya ilk kez 1968 yazında üniversite öğ-
rencisi iken gittim. O tarihten sonra her fırsatta
bu küçük Iyonya kentine yeniden dönmek
bana tanımsız bir zevk verdi. Belki bu küçük
kıyı kentinın tarihle bağlantısını, eski Focah-
lann binlerce yıl önce Akdeniz'in en aktif gemi-
cileri ve tacirteri olduklannı, Fransa sahillerine
kadar gide-
rek Marsilya
kentini kur-
duklannı,
Odysseus'un
teknesinı
Foça açık-
lanndaki sı-
ren kayalan-
na çarpmak-
tan nasıl kur-
tardığını he-
nüz bilmi-
yordum.
Ama açık bir
sezgiyle bu
kentin "be-
nim" kentim
olduğunu
duyumsu-
yordum.
Çok uzun
bir aynhktan
sonra, iki yıl
önce Tür-
kiye'ye ve
Foça'ya
yeniden gel-
meden önce
Foça'nın en
eski tiryaküerinden biri olan dostum Tuğrul Er-
dem bana bir pansiyonda yer ayırtü: "Pansi-
yon-Bir."
Pansiyonu işleten kişi bana pansiyonuri sahi-
bının yaşh ve çok saygıdeğer bir öğretmen
emeklisi olduğunu anlattı. Bu yaşh adam,
1985'ten bu yana her yıl bir kişiye kendi adıyla
anılan bir "düşün ve sanat ödülü" veriyordu. O
yıl belediye başkan yarduncıüğı yapan dostum
Metin Tütün de bu yaşh adamdan sevgi ve
saygı ile söz etti bana. Şimdi 94 yaşına ulaşmış
olan bu yaşlı adamın adı Ferit Oğuz Bayır.
Aylar önce "Nazım Hikmet Vakfı"ndan ge-
len bir bültende Ferit Oğuz Bayır'ın Foça'daki
bir evini vakfa bağışladığını okumuş, vakıf adı-
na sevinmiş ve Ferit "Amca"ya karşı da yürek-
ten bir sıcaklık duymuştum.
K
oça'da "Pahsiyon-Bir'in sahibi
Ferit Oğuz Bayır, evini Nazım
Hikmet Vakfı'nabağışlamış. 1920
yıhnda Edime Öğretmen Okulu'nu bitiren
Ferit Hoca, işgal yıllannda Trakya
dağlanndaçetecilikyapmış. Kurtuluş
Savaşı'na topçu subayı olarak katılmış.
Yeniden Foça'ya geldiğimde, doğru "Pan-
siyon-Bir"e Ferit Hoca'nın yanına gittim. Ufak
tefekti, üzerinde |çık renkli güzel bir yazhk elbi-
se vardı. Ütülü gomleğinin üzerine zarif bir kra-
vat takmışü. Zevk, temizlik ve sağhk saçan bir
görünümü vardı. Kendimi tanıttım. 94 yıllık
deneylı bakışlanyla gözlüğûnün ardından süz-
dü benı. Bakışlannda aynı anda hem bir çocu-
ğunkı gibi saf bir meraklılık hem olgun bir ka-
rarlıhk ve hem de dostça bir gülümseme vardı.
1920 yıhnda Edirne öğretmen Okulu'nu biti-
ren Ferit Hoca, işgal yülannda Trakya dağla-
nnda çetecilik yapmış ve düzenli ordunun ku-
nılmasıyla birlikte Kurtuluş Savaşı'na topçu
subayı olarak katılmış. Kendi ifadesine göre
1923 >ıbnda Mustafa Kemal, "Harp bitti, ye-
dek subaylar kendilerine iş bulsunlar" deyince,
öğretmenlik içın başvuruda bulunmuş ve Fo-
ca'dakı Merkez İlkokulu öğretmenliğine sekiz
yüz kuruş maaşla atanmış. 1930'lu yıllardan
sonra Tonguç'un yanındaki ikinci adam olarak
köy enstitülerinin yönetiminde önemli rol oy-
namış.
Ferit Hoca
sürekli arka
planda kalmayı
yeğlemiş, bu te-
vazu ve "gönlü
bol"luğunu ya-
şamı boyunca
her alanda sür-
dünnüş.
Üst kata, ça-
lışma odasına
çıkıyoruz.
Nazım Hikmet'-
tensözediyoruz.
Nazım nasıl
Anadolu'ya geç-
ti ise kendısi gibi
birçok öğretme-
nin de işgal yıl-
lannda Anado-
lu'ya öyle geç-
tikkrini ve bu
anlamda Nazım
Hikmet ile ortak
bir yanlan
(yıutseverlik) ol-
duğunu anlatı-
yor.
Sağlığını ve
bunca uzun yaşamını sürekli çabşmaya bağh-
yor. "Yaşamımı bir tek sözcükle özeüeyebih-
rim" diyor, "çahşmak."
Okuma eylemi de Hoca'nın neredeyse yüz
yıUlk yaşamında "çalışma" ile sürekli birlikte
yürümüş. Çalışma odasındaki kitaplıklarda
artık sahaflarda bile bulunması mümkün olma-
yan yüzlerce kitap var. Nazım'ın 301u yıllarda
basıhruş kitaplannı görüyorum bir rafla, "okşu-
yorum, ellerim yanıyor!" Dışanya çıkıyorum.
2.500 yılı aşkın bir zamandır burada varhğmı
sürdüren bu kıyı kentine, Foça'ya bakıyorum.
Bakışlanm ileride, "Küçükdeniz"in arkasın-
da uzanan Mersinaki koylanna doğru kayıyor.
Ferit Hoca'nın "vakıf'a bağışladığı ev oralarda
bir yerde.
Foça'ya dönmenin mutluluğunu yaşıyorum.
İzmir'de Asansör'ün önünü dev apartmanlar kapattı
Asansördeııizle ayn düştü• Izmir'in simgesi Asansör ve yöresi için kollar
sıvandı. Tarihi Asansör, eskisi gibi Mithatpaşalılan
Halilnfat'a taşıyacak. Çevre canlı bir kültür merke-
zi olarak yeniden düzenlenecek.
ÜMİTOTAN
İZMlR - Asansör'ün "deniz
ve mehtap"la buluştuğu yıllar
çok gerilerde kaldı. Şimdi arada
dev apartmanlar var. Dario
Moreno'nun köhne evinden
Napoliten şarkılann sokaklara
taştığı akşamlann üzerinden 24
yıl geçti....
ızmir'in simgesi Asansör ve
yöresine yeni bir yaşam, yeni
bir görünüm için kollar sıvandı.
Halılnfatpaşa Mahallesi sakin-
leri, yine eski yıllarda olduğu
gibi Karataş'tan 40 metre yu-
J _
kanya asansörle çıkacaklar. Bu 1983 yıhnda Izmir Belediyesi'ne
kez, evlerine giderken renk- bağışlamış. iki kabinli asansö-
lenen tarihsel bir çevrenin için-
den geçmenin keyfini yaşaya-
caklar.
Nessim Levi tarafından 1907
yıhnda yaptınlan asansör
kompjeksi 1942 yıhnda Şerif
Remzi Reyent'e satılmış. Şerif
Remiz 1973'te ölünce aşansö-
rün yeni sahibi, yeğenı Ökmen
Hanım olmuş. Ayla Hanım,"kullanıbnası ve başkasına sa-
ulmaması" koşuluyla ^sansörû
Izmir'de uzun bir sûre işlevsiz kalan tarifai Asansör, kültürel hizmetler programı çerçevesande yok d-
maktan kurtanlarak caedas işlevlerle dooatdacak. (Fotofcraf: ÜMİT OTAN)
rün biri önceleri suyla, daha
sonra buharla çahşıyormuş.
198S yıhnda elektrikle çalışır
duruma getirilmiş.
Uzun süre bir köşede işlevsiz
kalan tarihi asansöre TANSAŞ
sahip çıkü. TANSAŞ, "Kültü-
rel Hizmetler Programı" çerce-
vesinde "Tarihi Asansör ve
Çevresi Kültürel Geüşme Pro-
jesi"ni başlattı. Amaç, hem
kentin tarihsel bir köşesini yok
olmaktan kurtarmak hem de
çağdaş işlevlerle donatıp Izmir-
lilere geçmişleriyle bağ kurabi-
lecekleri mekan yaratmak. Mi-
mari projeleri Yüksek Mimar
Zehra ve Oktay Ekinci üstlenir-
ken yapım çahşmalannı Mimar
Güner Eliçin yürütüyor. .
Asansör'ün alt kotundaki
302 nolu sokakta bulunan eski
evlerin ön yüzleri özgün şekille-
rine getirilirken, bu evlerin bod-
rum ve zemın katlannda cafe-
ler, hediyelik eşya dükkanlan,
kitapcılar, sergj reyonlan tasar-
lanıyor. Evlerin üst katlannda
da pansiyon türü konaklamayı
teşvik edici önlemler düşünülü-
yor. Asansör'ün hemen önün-
deki geniş alan "ressamlar mey-
danı" olarak düzenlenecek.
Asansör'ün üst kotundaki
lokanta, meyhane, çay terası
bölümüyle alt kattaki sergi ga-
lerisi, bakıa evi ve asansör giriş
holü bölümleri büyük ölçüde
tamamlanmış durumda. TAN-
SAŞ yetkilileri, bu bölümlerin
en kısa zamanda hizmete açıla-
cağmı. ancak "tarihi sokak dü-
zenlemesi" ve "ressamlar mey-
danı" çahşmalannın da gelecek
yıl başlayabileceği belirtiliyor.
Yüksek Mimar Zehra Ekinci
ve Yüksek Mimar Oktay Ekin-
ci, tarihi asansörün yeniden ya-
şama kazandınlmasıyla ilgüi
şunlan söylüyorlar
"tzmir'de çok az kahnış öz-
gün eski semt parçacıklanndan
biri olan Asansör, gecmişin
unutulmaması bakımından
önemli bir yöre. Proje, bir yan-
dan tarihi bir köşeyi yok ol-
maktan kurtanrken, diğer yan-
dan İzmir'e özlemini duyduğu
"canb bir kültürel merkez' yara-
tacak."
Asansör sokağı bugünlerde
büyük bir sesazliği yaşıyor. Da-
rio Moreno adı verilen sokakta
evler neredeyse üzerinize yıkıla-
cakmış gibi duruyorlar. Asan-
sörün terasında denizi görmek
artıkzor. Yığınlaapartman "de-
niz ve mehtap" ile asansörün
arasında kale gibi.
Fransa'da önümüzdeki 7 eylülden itibaren satılamayacak
Fraıısızlara Havaııa purosu yerine lıava
ALO FO
• Ünlü Havana purolannın yaklaşık 30 yıldır
hukuksal bir karmaşa içinde üretilmesi Fran-
sa'daki tiryakilerini başta siyasiler olmak üzere
gerçek bir strese soktu.
MİŞEL PERLMAN ~
PARİS - Castro rejiminin
ünlü Havana purolan, Fransa'-
nın özellikle şık ve siyaset çevre-
lerinde müthiş bir "kasırga"ya
neden oldu.
Dünya görüşleri ne olursa ol-
sun, değişik partilere mensup
çeşiüi parlamenterler, kitle ileti-
şim araçlanna verdikleri bol
sayıda demeçte, adeta ağlarca-
sına, "Montecristo", "Upp-
mann" ve "Por Larranaga" pu-
rolannın, Fransa'da, önümüz-
deki 7 eylülden itibaren satışa
çıkanlamayacağından ötürü,
neredeyse gözyaşlan dökecek
kadar üzgün olduklannı belirt-
tiler.
Küba'nın, "Cubatabaco"
kuruluşunca üretilip ihraç edi-
len purolann Fransa dağıtımını
şimdiye değin üstlenmiş Fran-
sız KJT'lerinden "SEITA" da
kara kara düşünmeye başladı.
Söz konusu durumun so-
rumlusu ise, şimdi, İspanya'nın
"Tabacalera" kuruluşu.
Ünlü Havana purolannın
yaklaşık 30 yıldır hukuksal bir
karmaşa içinde üretilmesi,
eninde sonunda, Fransa'daki
tiryakilerini, başta siyasiler ol-
mak üzere, gerçek bir "stres"e
soktu.
6O'lı yıllardaki devletleştirme
üzerine ABD'ye kaçan. üretici
kuruluş ortaklanndan bir aile,
tüm paylannı ABD'li "Cuban
Cigar Brands"e satmıştı.
En ünlü 3 markayı kapsayan
bu satıştan sonra, şimdi de söz
konusupaylan İspanyol "Taba-
calera" kuruluşu alınca, Paris
İstinaf Mahkemesi, lspanyolla-
ra hak verdi. Şöyle ki, dağıtım
hakkı, bundan böyle onlann.
İspanyol kuruluşunun şimdi
Küba ile pazarhgında elıne yeni
kozlar geçirdiğine dikkat çeki-
lirken, puro pazannın her yıl
yüzde 10 arttığı da vurgulanı-
yor.
Bu arada Fransa'da dağıtı-
mını üstlenen "SEITA" kuru-
luşu da, uğrayacağı kayıplan
hesaplamakla meşgul.
Fransa siyasilerinin "Hava-
na purosu tiryakisi Fransız par-
lamenterler kulübü başkanı ve
sözcüsü", liberal UDF millet-
vekili Andre Santini, kendismin
ve meslektaşlannın üzüntüsü-
nü özellikle küçük ekranda ser-
gilerken. aralanndan kimileri
de "Ne yapalım, Montecnsto
purolanmızı, bundan böyle dış
gezilerimiz sırasında alacağız"
diyor.
Resmı ve görkemli yemek
daveti sonralan. beylere dağıt-
tığı, şu ünlü Havana purolan
konusunda. Fransız Dışişleri
Bakanlığı'nın ise, elinı tez tutup
bol miktarda istıflediği söyleni-
yor.
Artık telefonda da
heyecanlı, solu
kesen oyunlar
oynayabilirsiniz!
900 900 671
YILDIZ SAVAŞÇISI
TRON'A
YARDİMG OLUN
900 900 672
VAMPİR AVCISI
SEVGİÜNİZ KONT
DRAKULA'NIN
ELİNDE...
NTRONIK
BİLGİ
Türkiye'nin her yerinden servfslerimizın
1 dokikosı 5833 TL'dır. Ortoloma servis süresi
3-4 dakikodır. Alo Bilgi P.K. 16 Tarabya/lst.