20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyn Matbaacılık ve Gazetecılık Türk Anonim Şirketi adına Btrin N»di tstanbul Haberleri: Şeaıy Kalkaa, Dış Haberler: Erjoı Bıkı, Iş-Ekonomi: Şikrn Kctenct, Yun Basan ve Yayan: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecilik TAJŞ. TOrkoca|j Cad. • Gend Yayın Yöneüneni: öıgtB Acar • Genel Yaym Koordinatörü: Hikmet Çetinkayı Haberleri: Mehmet Saraç, KUltün CtM Ürter, Makaleler: Sami Kuaöra*, Spor: AMiUİMdir 39/41 Cagaloğlu 34334 !st. PK: 246 Istanbul. TM: 512 05 05 (20 hat), Tetac • Yan İjleri Müdûrleri: FHsan özbilgen (Sorumlu), Cdıl B»şta«gıç (Haber) • Görsel Yfeelmu, Düzdtme: Abdfllhk Ytna • Müessese Mıldllr V.: Erol Ertut • Koordinatör: Yönetmen: Ali Actr • Düzenleme: Mıutıfa Saglamer • Ankara Temsikısi: CfoKyt Afcmet Korabu • Muhasebe: BıUcat * » r • ldare: Hiistyin Gürer • lşletme öader Çettk • Anayirek, Haber Müdürleri: Mutafe BtUmy, lfik Kaasa, lzmır Temsilci V.: Senbr Kmk, Bilgi-tslem: NaO Inal Bilgısayar Sıstem: Moravet ÇUer • PersoneL Sevgi Bostuaotia Adana temsiicisi: ÇeUn Yi*no4iu • Reklam: Reha IŞIUBM • Dış tlişkıier: Halyı Akyol 22246, Fax: (1) 526 60 72 • BOmiar: Aaksn: Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Teiot: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • tzmlr H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30. Tekx: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adauc tnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), TMex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM:28TEMMUZ1992 tmsak.4 01 Güneş: 5.48 öğle:13 15 lkindi.17.il Akşam: 20.32 Yatsı 22 11 İngiltere AIDS • EDINBURGH(AA)- Ingiltere'de, 4 ayn tip HIV virüsü belirleyen bilim adamlan, AIDS'e karşı aşı geliştınlmesınden umutlu olduklannı açıkladılar. Edinburgh Ünıversitesi'nde görevli DT. Andrew Leigh-Brown, hemofili hastalan arasında üç tip virûse, heteroseksüelkr arasında ise tek tip virüse rastJandığını açıkladı. Leigh-Brown, böylece hemofıh hastalan ve heteroseksüeDerin AIDS'e yakalanmasr arasında hiçbîr bağJantı olmadığrun açığa çıktığmı söyledılngıliz bilim adamı, bu bulgulann, "vûcudun bağışıkük sisteminir., virüsün değişik tiplerine nasıl tepki verdiğinin anlaşılmasına yardımcı olacagmı" belirtti. Leigh-Brown, "Elkin bir aşı geliştirilmesi için bu bilgıler büyük önem taşımaktadır" dedi. İki SÖPÜCÜ otobûste evlendi •OXNARD(AA)-İlginç olaylann sık sık yaşandığı bir ülke olan ABD'nin California eyaletinde, yaşamlannı okul otobüsü sûrmekle kazanan bir çift, bir otobüsün içinde, otobüs sürûcüsü olan bir rahip tarafından evlendirildi. Oxnard kentindekı rukah töreninde, 51 yaşındaki damat Ron Mack, her gün işinde kullandığı açık mavi gömleği ile Lacivert pantolondan oluşan üniformasını giydi. Ron tarafından üç yıl egıtildikten sonra bir sürücü olarak ekmeğini kazanmaya başlayan 56 yaşındakigelin Gayle Garcia da, kendi sürücû üniforması olan beyaz gömlek, siyah pantolon ve kırmızı-siyah kravatı ile nikaha geldi. Bilimsel araştırmalar • İZMİR (AA) - Üniversite bütçelerinden bilimsel çalışmalar ıçin aynlan payın düşük olduğu bildirildi. AA muhabınnın edindiğı bilgiye göre Ege Üniversıtesı'nde 1991 yılında desteklenen 218 araştırma içın 1 milyar915 milyon lira tahsis edıldi. Dokuz Eylül Üniversitesf nde ise aynı dönemde desteklenen 90 proje için üniversite bütçesinin ancak yüzde 1.3'lûk bölümü aynldı. Araştırma projelerinde ilk sırayı fen ve mühendislik konulan alırken, bunu tip ve sosyal konular izliyor. tzmir'del982yıhnda kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi'nde araştırma için aynlan bütçe ödeneklerine bakıldığında, yıllara göre gelişimin istikrarlı olmadığı. projeler için aynlan ödeneğin bütçe içindeki payının 1984 yılında yüzde 1.6,1988'de yüzde 0.9, 1989'da yüzde 2.9,1991 yılında da yüzde 1.3 olarak gerçekleştiği kaydedildi. Yalan, 5 yaşına kadar doğal •tZMİR(ANKA)- Çocuklann 5 yaşına kadar söylediklen yalanlann doğal karşılanması gerektiğj bildirildi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. ŞefıkUysal.AJMKA'ya yaptığı açıklamada "suçluluk, saldırganhk, kıskançhk ve aşağılık duygusunun" çocuklan yalana ittiğini söyledi. Azarlama ve dayağm yalana çözüm olmadığjnı beürten Prof. Dr. Uysal, zeki ve hayal gücü geniş çocuklann öyküler uydurmasını da normal karşılamak gerektiğini ifade etti. Ölümünün onuncu yılında Ingrid Bergman, günahlanyla sevaplanyla anılıyor Mezartaşmda yalnız 'Ingrid' yazıyorGÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Casablanca'yı anımsıyor musu- nuz? Bir devre admı veren filmi? Ya şarkısını? "You mustrememberthis. A kissjust a kiss. A sigh just a sigh. The fundamental things apply. As time goes by* (Anımsamabsın bunu/bır öpücük yalnızca bir öpücüktür/bir iç çekiş de sadece bir iç çekış/en önemli şeyler zaman arttıkça izah edilebilir.) Neden hemen Humphrey Bogart'ı düşünürüz Ing- rid Bergman'ın adı geçince? Elinde sigara, kararlı bakışlana odanın uzaklanna bakan erkek ve pencere önünde, sırtı ona dönük olarak duran soğuk ve gizemli kadın... Siyah- "Bugüne dek bana Ingrid kadar aşık olan bir kadın görmedım. Ancak fılm çekiminin bıttiği günün erte- sinde ona, telefonla bile ulaşamadım." Bob Capa'yla Larry Adler, aynı zamanda aşıktılar Ingrid'e. O ise sabırlı kocasıyla evliliğini sürdürüyor- du. Ortaya, Ingrid için çok şey değiştıren bir ad çıka- na dek: Roberto Rossehni. O sıralar Roberto Rosselini, "Roma Kaçık Kent" ve "Paisa" adh fılmleriyle büyük ün kazanmıştı. Tanışmalannın, Ingrid'in ona bir mektup yazması so- nucu olduğu sanıhyor. Bir partide karşılaşüklan za- man olanlan, her ıkisinin ortak arkadaşı Hedy La- • Bergman, biyografisinde şunlan söylüyor:'Yaşamımın ne- anahtan aldı, hiçbir şey demeden yürüdü. Roberto'- yla birlikte çıkıp gitti." Rosselini, İtalya'ya dönünce Ingrid hemen peşm- den gitti. Kağıt üzerindeki neden, Rosselini nin Stromboli filmınde ovnayacak olmasıydı ama basın, artık gerçek nedeni biliyordu. tyiliğin ve temizliğuı simgesi olarak tanınan kadın, kocasını ve çocuğunu terk ederek evli bir erkeğe kaçmıştı. Onu üne kavuştu- ran ülkede olay, senatoda bile dıle getirildi. Kocasın- dan aynlışı üzücü sahnelere yol açtı ve kıa Pia ik iliş- kisi asla düzelmedi. Bergman-Rosselini çiftinin üç çocuğu oldu: Oğul- , lan Robertino ve iki kızlan Isabella ve Isotta. Isabella Rosselini bugün kendini Sinema tarifai Ingrid Bergman'ı bir yüzyıla damgasuıı vunnuş bir avnç kadm yıMızdaB biri oiarak anrasıyor. beyaz bir kare gelir gözbelleğimize... Şımdi o kadın, Stockholm'ün SoLna semtindeki mezarhkta yatıyor. Mezartaşında. yalnızca "Ingrid" yazıyor ve tarih: 1915-1982. Ar- kasındaki mezarda annesi ve babası yattığı ıçın soyadına gerek görülmemiş. Ingrid Bergman'ı ünlendiren, Amerika oldu, Hollywood. 1938'de Nazi Almanyasrnda fılm çevirişini bile affettiler." Filmlerde iyi kalpli, gizemli ama intiraslı kadın tipi onu bekliyordu çünkü. Sevgi- liler de. Çoğu fılmdekı eşi olan ya da fılmı yöneten, sevgililer. Dış doktoruyken işini bırakan ve yanında 1 yaşındakı kızlanyla İsveç'ten Amenka'ya gelen eşi Petter Lindström'ü ise hüsran bekliyordu. Anthony Quinn, Spencer Tracy, yönetmen Victor Fleming, ünlü fjlm fotoğrafçısı Bob Capa ve müzis- yen Larry Adler... Ardından, Gary Cooper. Lauran- ce Leamer'in kaleme aldığı ve Ingnd'in dıktesine göre yazılmış olan Alan Burgass biyografisine nazaran da- ha nesnel olan biyogrande Gary Cooper, fılm çekimi süresince süren aşklan konusunda şöyle konuşuyor fis olduğu görüşündeyim. Istediğim her şeyi yapabildim. Ye- teneklerim arasında, cesur olmak da vardı ve bu nedenle, bir- çok serüvene atıldım. Bu da benim ilerlememi sağladı. Aynca mizah yeteneğim var; biraz da sağlıklı düşünme yeteneği. Ya- şantım, çok zengjn geçti.' marr şöyle anlatıyor "İlk karşılaştıklannda, birbirle- rine ısrarla baktılar ye gülümsedıler. Ingrid çok güzel- di. Gûzellığinın değerinin bılındığı anlaşjbyordu. Ardın- dan, Ingrid'le Roberto'yu el ele Petter'e giderlerken gördüm. Kocası Petter, bir kenarda duruyor ve keyif- u gözükmeye çalışıyordu. önemli bir anın yak- laştığını anlayarak o yana yürüdüm. Ingrid, hiç kılını kıpırdatmadan kocasına yaklaştı ve "Mr Rosselini bana eve gıderken eşlik edecek. Anahtan verir mi- sin?" Roberto o sırada gülümseyerek bakıyordu. Pet- ter'in fena halde bozuldu|unu görüyordum ama, bir skandal olmasın diye tepkı göstermekten kaçındığı da belli oluyordu. İstemeyerek anahtarlığıru çıkardı ye içinden bir anahtan ayınp kansına uzattı. Ingrid kabul ettirmiş bir yıldız. Casâblanca'nın yeni çekimi yapılacağı ve annesinin rolünü oynacağı şu anda söylenti halinde. Ingrid'- in oynadığı Rosselini filmleri -dört adet- hiç tutulmadı. Üstelik Ingrid artık aile ya- şantısından sıkılmıştı. Rosselini'nin sürek- ü olarak başka kadınlarla çıküğını öğre- nince, iUşkıyı kopardı. Çocııklann vasıliği meselesi ise yülar süren adli sorunlara yol açü. Hollywood ona, Anastasia fılmiyle yeni bir şans tanıdı. Artık melek rolü oynamayacaktı. Daha sonra Londra ve Paris'te tiyatroda roller alan Ingrid, bu ko- nuda Paris'te önemli bir yeri olan sahne koyucu Lasse Schmıdt'le tanıştı ve Pans dışındaki konağına taşındı. Çiftin aşkı 10 yıl sürdü. 196O'lı yıllann sonunda Lasse Schmidt bir başkasıru bulunca, ilişkileri bitti. Ne var ki birbirleriyle dost kalmayı bildiler. Ingrid 67. yaş gününü Londra'da, hasta yatağında kutlarken ma katılan tek kişi, Lasse'ydi. Çıçek ve şampanyayla ;elen Lasse, on yıl sevdiği ve on yıl dost edındıği adını doğum gününde kutluyordu. Ingrid Bergman o gece öldu. ona Foçalı Ferit Oğuz Bayır, 1985'ten bu yana kendi adıyla her yıl bir kişiye düşün ve sanat ödülü veriyor 94yaşındaki 'genç' amca TURHAN KAYAOĞLU Kimi Batılı şehircilere göre kentler savaşlann ürünüdür. Geleneksel tanıma göre kentler ti- caretin ürünü, felsefeci ve siyasal bilimcilere göre ise entelektüel düşüncenin ve politik karar- lann ürelıldıği mekanlardır. Bireyin hem kendi iç dünyası ile ve hem de dış dünya ile ilişkileri bu mekanlarda biçimlenip gelişir ve toplumsal- Iaşır. Her insanın yaşamı boyunca bulunduğu kentler arasında bir ya da iki tanesi özel bir yer tutar. Çünkü o kentlerde onlan dennden etkile- yen ve yazgılannı belirleyen bir şeyler ya- şanmıştır. İnsanoğlu, içinde hep o "özel" kent- lere dönme özlemini duyar. Foça'ya ilk kez 1968 yazında üniversite öğ- rencisi iken gittim. O tarihten sonra her fırsatta bu küçük Iyonya kentine yeniden dönmek bana tanımsız bir zevk verdi. Belki bu küçük kıyı kentinın tarihle bağlantısını, eski Focah- lann binlerce yıl önce Akdeniz'in en aktif gemi- cileri ve tacirteri olduklannı, Fransa sahillerine kadar gide- rek Marsilya kentini kur- duklannı, Odysseus'un teknesinı Foça açık- lanndaki sı- ren kayalan- na çarpmak- tan nasıl kur- tardığını he- nüz bilmi- yordum. Ama açık bir sezgiyle bu kentin "be- nim" kentim olduğunu duyumsu- yordum. Çok uzun bir aynhktan sonra, iki yıl önce Tür- kiye'ye ve Foça'ya yeniden gel- meden önce Foça'nın en eski tiryaküerinden biri olan dostum Tuğrul Er- dem bana bir pansiyonda yer ayırtü: "Pansi- yon-Bir." Pansiyonu işleten kişi bana pansiyonuri sahi- bının yaşh ve çok saygıdeğer bir öğretmen emeklisi olduğunu anlattı. Bu yaşh adam, 1985'ten bu yana her yıl bir kişiye kendi adıyla anılan bir "düşün ve sanat ödülü" veriyordu. O yıl belediye başkan yarduncıüğı yapan dostum Metin Tütün de bu yaşh adamdan sevgi ve saygı ile söz etti bana. Şimdi 94 yaşına ulaşmış olan bu yaşlı adamın adı Ferit Oğuz Bayır. Aylar önce "Nazım Hikmet Vakfı"ndan ge- len bir bültende Ferit Oğuz Bayır'ın Foça'daki bir evini vakfa bağışladığını okumuş, vakıf adı- na sevinmiş ve Ferit "Amca"ya karşı da yürek- ten bir sıcaklık duymuştum. K oça'da "Pahsiyon-Bir'in sahibi Ferit Oğuz Bayır, evini Nazım Hikmet Vakfı'nabağışlamış. 1920 yıhnda Edime Öğretmen Okulu'nu bitiren Ferit Hoca, işgal yıllannda Trakya dağlanndaçetecilikyapmış. Kurtuluş Savaşı'na topçu subayı olarak katılmış. Yeniden Foça'ya geldiğimde, doğru "Pan- siyon-Bir"e Ferit Hoca'nın yanına gittim. Ufak tefekti, üzerinde |çık renkli güzel bir yazhk elbi- se vardı. Ütülü gomleğinin üzerine zarif bir kra- vat takmışü. Zevk, temizlik ve sağhk saçan bir görünümü vardı. Kendimi tanıttım. 94 yıllık deneylı bakışlanyla gözlüğûnün ardından süz- dü benı. Bakışlannda aynı anda hem bir çocu- ğunkı gibi saf bir meraklılık hem olgun bir ka- rarlıhk ve hem de dostça bir gülümseme vardı. 1920 yıhnda Edirne öğretmen Okulu'nu biti- ren Ferit Hoca, işgal yülannda Trakya dağla- nnda çetecilik yapmış ve düzenli ordunun ku- nılmasıyla birlikte Kurtuluş Savaşı'na topçu subayı olarak katılmış. Kendi ifadesine göre 1923 >ıbnda Mustafa Kemal, "Harp bitti, ye- dek subaylar kendilerine iş bulsunlar" deyince, öğretmenlik içın başvuruda bulunmuş ve Fo- ca'dakı Merkez İlkokulu öğretmenliğine sekiz yüz kuruş maaşla atanmış. 1930'lu yıllardan sonra Tonguç'un yanındaki ikinci adam olarak köy enstitülerinin yönetiminde önemli rol oy- namış. Ferit Hoca sürekli arka planda kalmayı yeğlemiş, bu te- vazu ve "gönlü bol"luğunu ya- şamı boyunca her alanda sür- dünnüş. Üst kata, ça- lışma odasına çıkıyoruz. Nazım Hikmet'- tensözediyoruz. Nazım nasıl Anadolu'ya geç- ti ise kendısi gibi birçok öğretme- nin de işgal yıl- lannda Anado- lu'ya öyle geç- tikkrini ve bu anlamda Nazım Hikmet ile ortak bir yanlan (yıutseverlik) ol- duğunu anlatı- yor. Sağlığını ve bunca uzun yaşamını sürekli çabşmaya bağh- yor. "Yaşamımı bir tek sözcükle özeüeyebih- rim" diyor, "çahşmak." Okuma eylemi de Hoca'nın neredeyse yüz yıUlk yaşamında "çalışma" ile sürekli birlikte yürümüş. Çalışma odasındaki kitaplıklarda artık sahaflarda bile bulunması mümkün olma- yan yüzlerce kitap var. Nazım'ın 301u yıllarda basıhruş kitaplannı görüyorum bir rafla, "okşu- yorum, ellerim yanıyor!" Dışanya çıkıyorum. 2.500 yılı aşkın bir zamandır burada varhğmı sürdüren bu kıyı kentine, Foça'ya bakıyorum. Bakışlanm ileride, "Küçükdeniz"in arkasın- da uzanan Mersinaki koylanna doğru kayıyor. Ferit Hoca'nın "vakıf'a bağışladığı ev oralarda bir yerde. Foça'ya dönmenin mutluluğunu yaşıyorum. İzmir'de Asansör'ün önünü dev apartmanlar kapattı Asansördeııizle ayn düştü• Izmir'in simgesi Asansör ve yöresi için kollar sıvandı. Tarihi Asansör, eskisi gibi Mithatpaşalılan Halilnfat'a taşıyacak. Çevre canlı bir kültür merke- zi olarak yeniden düzenlenecek. ÜMİTOTAN İZMlR - Asansör'ün "deniz ve mehtap"la buluştuğu yıllar çok gerilerde kaldı. Şimdi arada dev apartmanlar var. Dario Moreno'nun köhne evinden Napoliten şarkılann sokaklara taştığı akşamlann üzerinden 24 yıl geçti.... ızmir'in simgesi Asansör ve yöresine yeni bir yaşam, yeni bir görünüm için kollar sıvandı. Halılnfatpaşa Mahallesi sakin- leri, yine eski yıllarda olduğu gibi Karataş'tan 40 metre yu- J _ kanya asansörle çıkacaklar. Bu 1983 yıhnda Izmir Belediyesi'ne kez, evlerine giderken renk- bağışlamış. iki kabinli asansö- lenen tarihsel bir çevrenin için- den geçmenin keyfini yaşaya- caklar. Nessim Levi tarafından 1907 yıhnda yaptınlan asansör kompjeksi 1942 yıhnda Şerif Remzi Reyent'e satılmış. Şerif Remiz 1973'te ölünce aşansö- rün yeni sahibi, yeğenı Ökmen Hanım olmuş. Ayla Hanım,"kullanıbnası ve başkasına sa- ulmaması" koşuluyla ^sansörû Izmir'de uzun bir sûre işlevsiz kalan tarifai Asansör, kültürel hizmetler programı çerçevesande yok d- maktan kurtanlarak caedas işlevlerle dooatdacak. (Fotofcraf: ÜMİT OTAN) rün biri önceleri suyla, daha sonra buharla çahşıyormuş. 198S yıhnda elektrikle çalışır duruma getirilmiş. Uzun süre bir köşede işlevsiz kalan tarihi asansöre TANSAŞ sahip çıkü. TANSAŞ, "Kültü- rel Hizmetler Programı" çerce- vesinde "Tarihi Asansör ve Çevresi Kültürel Geüşme Pro- jesi"ni başlattı. Amaç, hem kentin tarihsel bir köşesini yok olmaktan kurtarmak hem de çağdaş işlevlerle donatıp Izmir- lilere geçmişleriyle bağ kurabi- lecekleri mekan yaratmak. Mi- mari projeleri Yüksek Mimar Zehra ve Oktay Ekinci üstlenir- ken yapım çahşmalannı Mimar Güner Eliçin yürütüyor. . Asansör'ün alt kotundaki 302 nolu sokakta bulunan eski evlerin ön yüzleri özgün şekille- rine getirilirken, bu evlerin bod- rum ve zemın katlannda cafe- ler, hediyelik eşya dükkanlan, kitapcılar, sergj reyonlan tasar- lanıyor. Evlerin üst katlannda da pansiyon türü konaklamayı teşvik edici önlemler düşünülü- yor. Asansör'ün hemen önün- deki geniş alan "ressamlar mey- danı" olarak düzenlenecek. Asansör'ün üst kotundaki lokanta, meyhane, çay terası bölümüyle alt kattaki sergi ga- lerisi, bakıa evi ve asansör giriş holü bölümleri büyük ölçüde tamamlanmış durumda. TAN- SAŞ yetkilileri, bu bölümlerin en kısa zamanda hizmete açıla- cağmı. ancak "tarihi sokak dü- zenlemesi" ve "ressamlar mey- danı" çahşmalannın da gelecek yıl başlayabileceği belirtiliyor. Yüksek Mimar Zehra Ekinci ve Yüksek Mimar Oktay Ekin- ci, tarihi asansörün yeniden ya- şama kazandınlmasıyla ilgüi şunlan söylüyorlar "tzmir'de çok az kahnış öz- gün eski semt parçacıklanndan biri olan Asansör, gecmişin unutulmaması bakımından önemli bir yöre. Proje, bir yan- dan tarihi bir köşeyi yok ol- maktan kurtanrken, diğer yan- dan İzmir'e özlemini duyduğu "canb bir kültürel merkez' yara- tacak." Asansör sokağı bugünlerde büyük bir sesazliği yaşıyor. Da- rio Moreno adı verilen sokakta evler neredeyse üzerinize yıkıla- cakmış gibi duruyorlar. Asan- sörün terasında denizi görmek artıkzor. Yığınlaapartman "de- niz ve mehtap" ile asansörün arasında kale gibi. Fransa'da önümüzdeki 7 eylülden itibaren satılamayacak Fraıısızlara Havaııa purosu yerine lıava ALO FO • Ünlü Havana purolannın yaklaşık 30 yıldır hukuksal bir karmaşa içinde üretilmesi Fran- sa'daki tiryakilerini başta siyasiler olmak üzere gerçek bir strese soktu. MİŞEL PERLMAN ~ PARİS - Castro rejiminin ünlü Havana purolan, Fransa'- nın özellikle şık ve siyaset çevre- lerinde müthiş bir "kasırga"ya neden oldu. Dünya görüşleri ne olursa ol- sun, değişik partilere mensup çeşiüi parlamenterler, kitle ileti- şim araçlanna verdikleri bol sayıda demeçte, adeta ağlarca- sına, "Montecristo", "Upp- mann" ve "Por Larranaga" pu- rolannın, Fransa'da, önümüz- deki 7 eylülden itibaren satışa çıkanlamayacağından ötürü, neredeyse gözyaşlan dökecek kadar üzgün olduklannı belirt- tiler. Küba'nın, "Cubatabaco" kuruluşunca üretilip ihraç edi- len purolann Fransa dağıtımını şimdiye değin üstlenmiş Fran- sız KJT'lerinden "SEITA" da kara kara düşünmeye başladı. Söz konusu durumun so- rumlusu ise, şimdi, İspanya'nın "Tabacalera" kuruluşu. Ünlü Havana purolannın yaklaşık 30 yıldır hukuksal bir karmaşa içinde üretilmesi, eninde sonunda, Fransa'daki tiryakilerini, başta siyasiler ol- mak üzere, gerçek bir "stres"e soktu. 6O'lı yıllardaki devletleştirme üzerine ABD'ye kaçan. üretici kuruluş ortaklanndan bir aile, tüm paylannı ABD'li "Cuban Cigar Brands"e satmıştı. En ünlü 3 markayı kapsayan bu satıştan sonra, şimdi de söz konusupaylan İspanyol "Taba- calera" kuruluşu alınca, Paris İstinaf Mahkemesi, lspanyolla- ra hak verdi. Şöyle ki, dağıtım hakkı, bundan böyle onlann. İspanyol kuruluşunun şimdi Küba ile pazarhgında elıne yeni kozlar geçirdiğine dikkat çeki- lirken, puro pazannın her yıl yüzde 10 arttığı da vurgulanı- yor. Bu arada Fransa'da dağıtı- mını üstlenen "SEITA" kuru- luşu da, uğrayacağı kayıplan hesaplamakla meşgul. Fransa siyasilerinin "Hava- na purosu tiryakisi Fransız par- lamenterler kulübü başkanı ve sözcüsü", liberal UDF millet- vekili Andre Santini, kendismin ve meslektaşlannın üzüntüsü- nü özellikle küçük ekranda ser- gilerken. aralanndan kimileri de "Ne yapalım, Montecnsto purolanmızı, bundan böyle dış gezilerimiz sırasında alacağız" diyor. Resmı ve görkemli yemek daveti sonralan. beylere dağıt- tığı, şu ünlü Havana purolan konusunda. Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın ise, elinı tez tutup bol miktarda istıflediği söyleni- yor. Artık telefonda da heyecanlı, solu kesen oyunlar oynayabilirsiniz! 900 900 671 YILDIZ SAVAŞÇISI TRON'A YARDİMG OLUN 900 900 672 VAMPİR AVCISI SEVGİÜNİZ KONT DRAKULA'NIN ELİNDE... NTRONIK BİLGİ Türkiye'nin her yerinden servfslerimizın 1 dokikosı 5833 TL'dır. Ortoloma servis süresi 3-4 dakikodır. Alo Bilgi P.K. 16 Tarabya/lst.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle