26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28TEMMUZ1M2SAU CUMHURIYET JOT» HABERLEREV DEVAMI 17 Pazarcılardan 'örgütlü' eylem Ö]NDER BALOĞLU ESKtŞEHİR - SSK emeklile- rinin, ağustos ayında almalan gereken vergi ıadelerinin öden- mesi, ılgili banka şubelerine yollanan talimatlarla, ikinci bir enrıre kadar durduruldu. SSK Genel Müdûrü Kemal Kılıçdaroğlu, "Vergi iadeleri- nin ödenmesi konusunda bir sıkıntı olacağını sanmıyorum" dedi. SSK emeklilerinin vergj iade- lerini ödeyen bankalann genel rnüdürlükleri larafından şube- lere göndenlen yazıda, şöyle denikÜ. "SSK Genel Müdürlüğü'n- den alınan 20.6.1992 tarih ve 430 sayılı yaada, 2587 yazılı ka- nun gereği, işçi emeklilerine ödemekte olduğumuz vergi ia- delerinin, Maliye ve Gümriik Bakanüğı'nca karşılanması ge- rektiği belirtilerek, merkez şu- bemiz nezdinde Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca yeterli avans bulundurulmadığı tak- dirde, vergi iade ödernelerinin yapılmaması istenilmiştir. Bu nedenle, SSK emeklilerine ait vergi iade işlemlerinin eskiden olduğu gibi devam ettirilmesi, ancak vergi iadesi ödemelerinin ikinci bir talimatımıza kadar yapılmaması gerekmektedir." tş Ekonomi Servisi • Şişli Be- lediyesi'nin Feriköy pazarını başka yere taşıma karan üzeri- ne başlayan pazarcı eylemi Is- tanbul geneline yayıldı. İstan- bul'da dün 50 dolayında semt pazan kurulmazken, Feriköy pazan esnaflan "Fato istifa", "Burası Jsrail değü" sloganlan ile Şişli Belediyesi 'ne yürüdüler. Hal Komisyonculan Derne- ği yöneticileri, pazaralann dün alım yapmaması nedeniyle yaş meyve ve sebzenin büyûk kıs- mının ellerinde kaldığını belir- terek, taraflan uzlaşmaya ça- ğırdılar. Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik, Feriköy pazannı kaldırmadığını, pazarcı esnafın daha iyi ve çağdaş bir yerde ça- lışmasını sağJamaya çalışuğını bildirdi. Feriköy pazarının başka ye- re kaldınlmasını protesto eden yaklaşık 5 bin pazarcırun tez- gâh açmaması iizerine dün İs- tanbul'da 50 semt pazan kurul- madı. Yaklaşık bin 500 pazarcı dün sabah Feriköy pazar yerin- de toplanarak "Meseleler so- kakta değjl, uygarca masada çözülür", "Pazara mı geldik, mezara mı?", "Pazarcı çalış- kan, mazbut ve azimlidir", "Emniyetimiz teminaümızdır, polisle el ele" yanlı pankartlar- Ia gösteri yaptılar. Burada hep- birlikte İstiklal Marşı okuyan pazarcılar güvenlik kuvvetleri- Bosna, BM için sınavdır • Baştarafi 1. Sayfada GANİÇ - Genellikle hep Sa- raybosna'dan bahsediyoruz. Çünkü hükümet, başkanlık, tüm yasal kunımlar bu kentte. Bu nederüe, eğer Saraybosna düşerse Bosna-Hersek varhğını yitirir. Tüm yetkiJüer öjdürü- lür. kunımlar ele geçirilir ve Bosna biter. Bu nedenle biz Sa- raybosna'yı çok vurguluyoruz. Ancak Müslümanlara karşı işlenen soykınm pek çok kentte sürmektedir. Bu kentlerdeki durum Saraybosna'dan daha vahimdir. Bu kentlerin dünya ile bağlanüsı kopmuştur. Tele- fon yoktur, iletişim yoktur. Bu kentlere gazeteciler de gireme- mektedir, böylece oradaki kat- liamlann şahidi de yoktur. - Sizce Sırplann niyeti nedir? Bosna-Hersek 'te kendi denetim- lerinde bağımsız bir devlet mi kurmak, yoksa Bosna'nın Sır- bistan ile birleşmesini mi sağla- mak? GANİÇ - Tüm olup bitenler, Büyük Sırbistan projesinin uzanüsıdır. Sırplar, Bosna'yı ele geçirmeyi başanrlarsa, Sır- bistan'la birleşecektir. Biz Müslümanlar, Avrupa tarzı bir demokrasi istiyoruz. Komünizm, Müslümanlara uy- gun bir rejim değildi. Müslü- manlar elbette o dönemde kurallara uydular, ama hiçbir zaman önemli görevlere gele- mediler. Elbette yükselen bir- kaç kişi vardı ama bunlar daha çok dekorasyon niteliğindeydi. Şimdi biz demokrasiyle bir olanak gördük. Sırplar bunu durdurmak istiyorlar. Silahımı- zın, ordumuzun olmadığınj bi- liyorlar. Ordumuz yok, çünkü Yugoslav ordusu, Sırp general- ler tarafından yöneülen bir Sırp ordusuydu. Biz Avrupa'nın kalbine çok yakınız. Şimdi Sırplar tüm Müshımanlan öl- dürerek bu sorundan kurtul- mak istiyor. • - Londra'nın yeni bir konfe- rans çağrısmı nasıl değerleruUri- yorsunuz? GANİÇ - Bu toplanülar hiç- bir sonuç üretmiyor. Temel bir hata yapüıyor. Bosna'yı üç et- nik gruba bolüyorlar. Biz ülke- mizi böyle bölmek istemiyonız. Biz bu toplanülann, bir yanda Bosna'nın yasal yönetimi öte yanda ise saldırgan olmak üze- re düzenlenmesini istiyoruz. Carrington'a öneri Toplantılan düzenleyenlerin Bosna'da ne olup bittiğine dair gerçek bilgileri yok. Biz Lord Carrington'a, Bosna'ya bir he- yet göndermesini, bu heyetin tüm Bosna'yı dolaşarak bilgi toplamasını önerdik. Böylece, bizim kanalımızdan onlara ula- şandeğil kendi topladıkJan bil- gilere dayanarak Bosna'daki duruma ihşkin bir değerlendir- me yapabilecekJerdi. î Bosna'da binlerce kişi öldü- rüldü, 1 milyondan fazla kişi evsiz kaldı. Ama onlar Londra'da yapüklan açıkJama- larda, tüm bu olaylar Ay'da oluyormuş gjbi konuşuyorlar. Temel sorun budur. - BM'nitı Bosna politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? GAMÇ - Bizim petrolümüz, uranyumumuz yok. Biz Ku- veyt değiliz. Bu saptama bizi, BM'nin politikaiannın etkinli- ği, BM'nin yeterliüği sorusuna getirir. BM hiç de hızlı değil. Son derece yavaş hareket edi- yor. Gerçek bilgilerden yok- sunlar. Şuna inanıyorum ki, BM Güvenlik Konseyi Bosna-Her- sek konusunda ciddi bir şeyler yapnaz, askeri müdahaleden uzak durursa, gelecekte hiç kirtse BM'nin çabafanru ciddi- ye dmayacaktır. Çünkü, BM'- nin sizı koruyacağına olan inanç yok olacakür. O zaman da şöyle bir tablo ortaya cıka- caktır. Bosna gibi küçük bir ülke alabildiği kadar silah ala- cak. ülkesine silah yığacaktır. Çünkü bu ülkeyi yönetenler, "BM bizim hakkımızda konu- şabilir ama biz BM'nin hızlı ve ciddi girişimlerde bulunmayı düşüneceği kadar önemli bir ül- ke değiliz" diye düşünecektir. Körfez krizi başladığında tüm dünya iki saat içinde tepki gösterdi. Bosna halki alü aydır katJediliyor. Ve dünya sadece konuşuyor ve çok yavaş hare- ket ediyor. Bosna sorunu, BM için bir sı- navdır. Ve BM bu sınavda ba- şansızdır. BM, her şeyden önce kendi kabul ettiği kararlan uy- gulamaktan acizdir. BM Gü- venlik Konseyi'nin 752 sayılı karan, Yugoslav Ordusu'nun Bosna'dan derhal çekilmesini istemektedir. Bu gerçekleşme- miştir. BM, kendi kararlannı nasıl uygulayacağmı bilme- mektedir. BM, ya kendi karar- lannı yaşama geçirebilmenin bir yolunu bulmalı ya da tüm dünyaya, 'Biz bu işi beceremi- yoruz' demelidir. Tekrar ediyo- rum, BM Bosna'da bir sınav vermektedir ve bu sınavda ba- şansızdır. Ancak, bu durumu tersine çevirme şansına da sahiptir. Hemen bu gece BM Güvenlik Konseyi'nin alacağı bir askeri müdahale karanyla her şey ter- sine çevrilebilir. BM Banş Gficfi - Bosna 'daki BM Banş Gücû askerlerinln Sırplarayardım et- tiğiyolunda bazı iddialar var. GANİÇ - Şöyle bir dunım var. BM görevfileri Bbsna'ya gelirken durum hakkında yete- rince bilgilendirilmiyorlar. Böylece bu görevliler Bosna'ya, burada bilinen rürde bir savaş olduğu ve bu savaşın iki tarafi olduğu düşüncesiyle geliyorlar. Böyle bir kabul, savaşan her iki tarafa da eşit davranmak sonu- cunu doğuruyor. Bosna'daki durum bu değüdir. - Bosna 'da hâlâ siyasi bir çö- züm bulunabileceği konusunda iyimser misiniz? GANİÇ - Ben her zaman si- yasi çözüm için iyimserim. An- cak Sırplann yapmaya çaiıştığı, tümümüzü öldürmektir. Tüm bu görüşmeler ve toplantılar sürerken, Sırplar ülkenin yüzde 80'ini ele geçirdiler ya da tahrip ettiler. E»unya da pek bir şey yapmadan bu durumu izliyor. Bu bir insanlık sınavıdır. Biz kendimizi savunabiliriz ancak silahımız yok. Bize silah verin. Biz banşçı bir ülkeyiz. Saldırga- nı defettikten sonra başkalan- nın toprağına göz dikecek deği- liz. - Türkiye'den silah yardunı talebiniz oldu mu? GANİÇ - Türkiye'nin bize yardım edeceğini umuyoruz. Türkiye çok güçlü ve önemli bir ülkedir. Uluslararası platform- larda nüfuzu vardır. Bu nedenle Türkiye'nin bu uluslararası ku- ruluşlarda nüfuzunu bizim için kullanmasını istiyoruz. Eğer Türkiye bu yöntemin geçerli ol- madığını görürse, Türkiye'nin bazı tavsiyelerine ihtiyacımız olacaktır. - Tavsiyemi, yoksa Türkiye'- nin askeri müdahalesine mi ihti- yacmtz olacak? GANİÇ - Türkiye'yle tarih- sel, kültürel bağlanmız var. Ancak tüm bunlann ötesınde bizim için asıl önemlisi Tür- kiye'nin bölgenin demokratik- leşmesinde oynayacaği roldür. - Türkiye'denherhangibirsöz aldınız mı? GANİÇ - Söz almadık. Ama umuyoruz. nin kordonunda Şişli Beledi- yesi'ne yürüdüler. Pazarcılar "Artist Fato, sadist Fato", "Fato korktu, pazarcı bura- da", "Artist baskan isüfa" slo- ganlan attılar. fstanbul Umum Pazarcılar Esnaf Odası Başkanı Geyhan Akkaş burada yaptığı konuşmada, Feriköy pazannın kurulmasına izin verilinceye kadar İstanbul çapında pazar- cıların cezgâh açmama eylemı- nin süreceğini belirtti. Pazara- lar daha sonra, pazann kurula- cağı perşembe günü tekrar buluşmak üzere Feriköy pa- zan'na doğru yürüyerek dağil- dılar. Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik, iddia edılenlenn aksıne, pazar esnafının daha iyi ve çağdaş bir yerde çalışmasıru sağlamak istedigini bildirdi. "Pazann kurulduğu yerde ya- şayan insanlann da istekleri doğrultusunda pazan, sokak içlerinden, konutlann ve işyer- lerinin önünden alıp. çevreye zarar vermeyen bir yere taşı- maktayım" diyen Girik, beledi- yenin resmi kayıtlannda işgali- ye parası ödeyen 290 tezgâh olmasına rağmen, tezgâhlann yasal olmayan yoldan tüm çev- reye yayıldığını kaydederek şöyle devam etti: "Yaptınlan pazara öncelikle kayıtlı 290 esnaf yerleştirilecek, daha sonra kalan tezgâhlar di- ğer esnaflara dağıtılacaktj. Bu dağıüm tamamen noter huzu- runda ve iki tarafin da katılımı ile yapılacaktır. Yaptınlan 600 adet tezgâh hiçbir şekilde para ile satılmayacakür." Fatma Gi- rik, Feriköy pazannın taşınaca- ğı Bomonti Bira Fabrikası'nın arkasında kurulan Lalaşahin Açık Halk Pazan'nm tuvalet, otopark, çağdaş ulaşım olanak- lan, standartlara uygun tezgah- lanyla modern bir semt pazan olduğunu söyledi. "Bugüne ka- dar pazarcı esnafının ekmeğiyle oynamadım" diyen Girik, pa- zarcı esnafı örgütlerinin ka- muoyunu maksatlı olarak. yanlış bilgilendirdiğini savun- du. Şişli Belediyesi Başkan Yar- dımcısı Bilgın Özcan da yeni pazar yeri için iki rnilyar lira harcandığını belirttti. "Beledi- yemize kayıtlı 280 pazar esnafı var. Yeni kurduğumuz pazar yerinde 2.35 metre uzunluğun- da 400 tezgâh var. 200 tezgâh daha yapıyoruz. Feriköy pazan pazartesi ve perşembe günleri kuruluyor, biz isterserüz, yeni yerde yedi gün kurun dedik. Tek cevap alamadık. Feriköy pazannda bir kısım esnaf so- kaklan işgal etmiş, kiminin 5-6 tezgâhı var. Günlük 200-300 bin liraya kiraya veriyorlar. Şimdi haksız kazanç elde ede- meyecekleri için yeni yere taşın- mak istemivorlar. Ama kesin- likle taşınacaklar." istanbul Umum Pazarcılar Esnaf Odası yöneticileri ise, be- lediyenin haksız kazanc iddia- lanna karşı, "Belediye memu- runa yolsuzluk yaptırmasın, belgesiz esnafa tezgâh açtırma- sın" diye konuştular. Dernek yöneticileri, belediyenin göster- diği yeni pazar yerinin calışma- ya uygun olmadığını belirterek şöyle dediler: "Tezgâhlar 1.5 metre ve sıkı- şık, pazarcılar ancak sırt sırta çalışabilir. Esnaf sebzesini, meyvesini nereye koyacak, Tez- gâhın çevresinde en az 30 met- rekare alan olması laam. Yeni pazar yeri uzak, vatandaş oia- ya gitmez." Pazarcılar, Feriköy pazannın eski yerinde kurul- masına izin verilmediği sürece, İstanbul'da semt pazarlannın kurulmayacağmı belirttiler. Feriköy halkı da pazar yü- zünden ikiye bölünmüş durum- da. Halkın bir kısmı pazann eski yerinde kalması gerektiği- ni, pazann kaldınlması nede- niyle manav fiyatlannın arttığı- nı, bir kısmı da çöp ve gürültü- den kurtulduklannı, pazann kaldınhnasından memnun ol- duklannı belirtiyorlar. Görüş- lerini aldığımız bazı kişiler şöyle konuştular: İsmail Dûndar (Tezgahtar)- "Pazann kaldınlması kötü ol- Cnmhurbaşkanı Turgut Özal'm kıa Zeynep Öaü U e raodacı A d n a n G ü n g ö r . ü n ö n c e k i g e c e nisan töreniyle ilgili fotograflar basına dağıtıldı. Marmaris Okluk Koyu'ndaki Devlet Konu- kevi'nde yapüan, Özal ve Güngör aileleri dışında kimsenin davet edilmediği nişan töreninin, Çankaya Köşkü'nün özel fotografçısı tarafından göriintülendigi öğrenildi. Fotograflann biri Cumhurbaskanı Özal'ı, Zeynep Özal ile Adnan Güngör'ün nişan vüzüklerini takarken göhin- tülüyor. Öteki folograflarda ise Zeynep Özal'm, gece raavisi renginde, desenli kumaştan bir elbise ile iizerine ceket giydigi görülüyor. Adnan Güngör'ün lacivert pantolon, kruvaze beyaz ceket ve açık rnavi reakli gömlekten oluşan kıyafeti, desenli bir kıravatla bütünleniyor. Yii- züklerin takılmasından sonra şarapanya içildi ve Adnan Güngör, Zeynep Özal'a nişan pasta- slndan yedirdi. Nişan töreni için Semra Özal ve Zeynep Özal'm saçlannı Marmaris'in beş yıl- dızlı oteli Grand Azur'un kuaförlerinin yaptığı öğrenildi. Zeynep Özal'ın, nişan (öreninden sonra konukevinden aynlarak geceyi Marmaris'te bir otelde geçirdigi öğrenildi. du, bizim de ışlenmız durdu." Kenan Tugut (Dükkân sahi- bi)- "iyi oldu. Gürültü ve kala- bahktan rahatsız oluyorduk." Selma Şahin (Ev harumı)- "Pazar kaldırilmasın. Manav- lar çok pahallı. ALşveriş yapa- mıyoruz." Sait Kuzu (Manav) - "Biz vergi veriyoruz, kira veriyoruz, bir şey kazanamıyoruz. Pazara- lar haksız kazanç sağhyordu. kaldınlması iyi oldu." İstanbul'daki pazarlann açıl- maması nedeniyle hallerde sa- tışlann durma noktasına geldi- ği bildinldı. İstanbül Hal Komisyonculan Dernegi Baş- kanı Orhan Alanlıoğlu, İstan- bul'daki üç halin müşterilerinin yüzde 50'sinin pazarcı esnaf ol- duğunu, pazarcılann dün alım yapmaması nedeniyle günlük ortalama 6 rnilyar liralık satışın 3 rnilyar liraya düştüğünü be- lirtti. Üretici ve tüccann gön- derdiği, mevsim nedeniyle gün- lük satılması gereken yaş sebze ve nıeyvenin büyük kısmının el- de kaldığını kaydeden Alanlı- oğlu "Üretici ve tüketici menfa- atlerini koruma açısından, taraflara uzlaşma çağnrruzı yi- neliyoruz" dedi. Alanlıoğlu, pazaralann eyleminin sürmesi halinde vatandaşlan doğrudan halden alışveriş yapmaya çağı- racakiannı söyledi. 'Türkler 50bin • Baştarafi I. Sayfada da çekıldiği iddia edilen bir filmle de desteklenen 50 daki- kalık programda, "Bugünkü Türkiye'nin olaydan sorumlu olmadığı, ancak tıpkı Almanya gibi, bu olayın tarihi gerçeğini kabullenmesi gerektiği" savu- nuldu. Olayın sürekli tek yanlı olarak verildiği. birçX>k tarihi gerçekten hiç söz edilmeyen programda, olaya bizzat tanık olduklannı ifade eden iki kadı- nın anılanna yer verildi. Os- manlı ordusunda Kıalay gö- revlisi olarak çalışan bir Alma- nın çektiğjni iddia ettiği fotoğ- raflar gösterildi, tanıklığına başvuruldu. Türkiye'nin,jeopolitik konu- munu ve Amerika ile yakın iliş- kısini koz olarak kullanarak. 24 nisanın "Ermeni Soykınmını Anma Günü" ilan edilmesini engdledigi aktanlan program- da, Talat Paşa'nın Ermeni soy- kınmını emrettiği iddia edilen telgrafının gerçekliğini, Türkler dışında herkesin kabul ettiği de öne sürüldü. Türkiye Büyükelçiliği, prog- ramın hazırlanışında Türk kay- naklanndan da yararlanmak amacıyla kendilerine bir başvu- rugelmediğini açıkladı. Gaııiç Ankara'dan yeni gii'işiııı istedi Moğultay: 'SSK, ANAP döneminde bu hale geldi' ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Bosna-Hersek Cumhur- başkanı Yardıması Eyüp Ga- niç, Türkiye'den, Bosna-Her- sek'teki olaylarla ilgili olarak yeni bir girişim başlatmasını is- tedi. Ankara'ya dün gelen Ganiç, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ve üst düzey yetkilileriyle bir görüşme yaptı. .Görüşmeden sonra bir açıklama yapan Ga- niç, Türkiye'nin Bosna-Her • sek'te yaşanan Şırp saldınlan- nın engellenmesi için yeni çaba- lar göstermesini istemek için Ankara'ya geldiğini söyledi. Bosna-Hersek'teki saldırganlı- ğm etnik bir çaUşma ya da iç savaş olmadığını, bağımsız bir devlete karşı bir saldın olduğu- nu vurgulayan Ganiç, "De- mokratik ülkelerden bu saldır- ganlığı durdurmasını istiyoruz" dedi. Dışişleri Bakanı Çetin de gö- rüşmeden sonra yaptığı açıkla- mada, yeni girişimin değerlen- dirilmeİcte olduğunu, gerekli açıklamalann değeriendirmeler sonunda yapılabileceğini bildir- di. Bosna-Hersek'teki sorunun bir yardım sorunu olmadığıru vurgulayan Çetin, konunun esasına inmeden çözülemeyece- ği gerçeğinin bilindiğini, ancak bu gerçeği, "yeni bir gırişimle bir kez daha ortaya koymamız lazım"dedi. Alo seks hatları kesiliyor • Baştarafi 1. Sayfada veriyoruz. Bu zaman dilimı içinde erotik ve seks servisi yap- maya devam edenlerin sözleş- melerini ihtarda bulunmadan feshedeceğiz" dedi. Bu tür yayınlarla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da memnuniyetle karşılandığı bil harekete geçmesi gerektiğini dirildi. Açıklamada, Alo Bilgi'- Ulaştırma Bakanı Topçu'- nun 900'lü seks kanallannın kapatılacağına ilişkin karan. sektörün ilk kuruluşu Alo Bilgi'den destek gördü. Alo Bilgi'den yapılan açıkla- mada, sözkonusu karann vurgulayan Topçu şöyle konuş- tu: "Seks yaymlan İsviçre'de bile halkı rahatsız ediyor ve ön- lem alınıyor. Bizim halkımızı rahatsız etmediği düşünülemez. Bu konuda çok sabırlı davran- dık. 'Zamanla düzeltirler' de- dik. Ama olmadı." Topçu, isteyen vatandaşlann telefonlannı 900'lü konuşmaya hemen kapattıklarını anımsat- tı. nin ilk hatlannı faaliyete geçir- digi 16 Eylül 1991 'den bu yana en saygm servisleri ürettiği ve Türk gelenek ve göreneklerine uygun çizgiden sapılmaması yönünde mücadelede öncü ro- lünü üstlendiği görüşü dile geti- s\\d\. Açıklamada, Topçu'nun kararının kâğıt üstünde kalrna- ması da istenerek. "Kamuoyu nezdinde karann takipçisi ola- cağız" denildi. HUKUKSUZ DEMOKRASİ HalitÇelenk 3. bası 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. CUMHURİYET YOLUNDA Yunus Nadi 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağa/oğlu-tslanbul Öderaeli gönderilmez. ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Mehmet Moğul- tay, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'm, sosyal sigorta sistemi- nin özelleşürilmesi gerektiğine ilişkin açıklamasmın "talihsiz" oJduğunu belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanı, anayasada öngörülen 'sosyal devlet' ilkesi- ni benimsemiyorsa, halkımız elbette bunun değerlendirmesi- ni yapacaktır" dedi. Moğultay. SSK'nın batma noktasına bu- gün gelmediğini ifade ederek. "Gelir durumlan uygun olma- yanlan güvencesiz bırakmayı. savunduğumuz 'sosyal devlet ilkesi gereği göze alamayız" di- ye konuştu. Moğultay, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Cumhur- baş_karu Ozal'ın, Türkiye'deki sigorta sistemlerinin, sadece kendilerini değil, devleti de ba- tıracağına iüşkin sözlerini anımsatarak, şunlan söyledi: "Öncelikle belirtmek isterim ki, SSK, bugün batma noktası- na gelmişse. 7 ayda*kendiliğin- den bu duruma düşmemiştir. 7 ay önce bu duruma düştüğü ta- rafımızdan saptanarak, çareler aranmaya başlanmıştır. 1980 sonrası, SSK kaynaklan hesap- sız bir şekilde kullanılmıştır. Kurumun kaynaklan, geleceğe dönük değerlendirme yapüma- dan. dagıtjlarak eritilmiştir. SSK. hizmet veren bir kurum ohnaktan çıkanlıp, hizmet sa- tın alan bir kurum halıne geti- rilmiştir. Gelir kaynaklannın akışı izlenmeyerek. girdi azal- ması olmuştur. Harcamalar arttınlmıştır. Süper emeklilik olayı ile geçıci kaynak yaranl- maya çalışıhrken, halkın devle- te olan güveni sarsılmışür. Aktüaryal denge bozulmuş, ge- leceğe yönelik hiçbir strateji ve plan yapılmamıştır. Kurum, sa- hipsiz bırakılmış, hizmet götür- düğü kesime ve hizmeti götüren personeline yabancılaştınlmış- tır." Bu eksiklikleri düzeltme giri- şimJerinin başladığı veiyileşme- nin gözlemlendiği. kamuoyun- da her şeyin tartışılarak desteği- nin alındığı bir dönemde, Cumhurbaşkanı'nın bu açıkla- masımn, daha önce "sosyal devlet" konusunda yaptığı gibi talihsiz bir açıklama olduğunu kaydeden Moğultay, şu göriiş- lere yer verdi: "Kurumlan önce çauştırma- yıp, sonra da 'işte olmuyor' di- yerek, özelleştirme konusunu gündeme getirmek, hele bunu SSK için getirmek, sosyal dev- let anlayışı ile bağdaşmaz. Sa- yın Cumhurbaşkanı, anayasa- da öngörülen 'sosyal devlet' ilkesini benimsemiyorsa, halkı- mız elbette bunun bir değerlen- dirmesini yapacaktır." Moğultay, özel sigortalardan yararlanmayı engelleyen bir an- layış içinde elbette olmadıklan- nı vurgulayarak, "'Biz, asgari bir güvenceyi, devletin kontro- lü ve desteğinde. katıhmla sağ- lamaya çalışıyoruz. Gelir duru- mu iyi olaniann bunu ek güven- celerle gelişü'rmesi doğaldır. Ama, gelir durumlan uygun ol- mayanlan güvencesiz bırakma- yı, savunduğumuz 'sosyal dev- let' ilkesi gereği göze alamayız" dedi. ftOZTFM UĞURMUMCÜ • Baştarafi 1. Sayfada gerekir. Sayı vermekyararlıdır. örneğin, 195O..'lkinci Cumhuri- yef'olsun; 27 Mayıs 1960 'Üçüncü Cumhuriyet', 12 Mart 1970 sonrası 'Dördüncü Cumhuriyet' ve 12 Eylül 1980 sonrası da Beşinci Cumhuriyet'.. Niçin olmasın? Fransa'da da 'Beşinci Cumhuriyet' yok mu? Böylece Fransa ile cumhuriyet kupasında beş-beş be- rabere kalmış oluruz, kötü mü? Fransa'da tmparatorlukları cumhuriyetler, cumhuri- yetleri de imparatorluklar izlemiştir. Bizde de cuntalar cuntaları, ne var bunda? Hem Cumhurbaşkanı özal da 12 Eylül cunta hükümeti- nin ekonomiye emir-kumanda zinciri içinde ve emirle yön veren sivil bürokran değil midir? Olur böyle vakalar! Fransa'da '1. Cumhuriyet' kimler tarafından kuruldu? 'Jakobenler' tarafından.. Bu 'Jakobenler', ihtilalci, te- rörist ve cuntacıydılar. Jakobenler, kurdukları 'ihtilal mahkemeleri' ile giyoönleri çalıştırıp terör yaraftılar. Ne oldu sonra? Onlar da giyotinleri boyladılar! Geldi Napolyon ve imparatorluğunu ilan etti. Savaş- mavaş derken Elbe Adasına sürüldü; adadan kaçarak yeniden iktidarı ele geçirdi, derken VVaterloo'da Ingilizle- re yenilince tası- tarağı toplayıp Sainte-Helene Adası'na yerleşti. 1821'de de mide kanserinden sizlere ömür... Napolyon'dan sonra Fransa'da yeniden krallık devri başladı. Derken efendim, -üzerinize afiyet- Paris'te komünistlik fırtınalan esmez mi? 1830 ve 1848 ihtilalleri, kargaşalar, işçi ayaklanmaları, terör, şu bu; falan filan derken oldu mu '2. Cumhuriyet'. 'İkinci Cumhuriyet' de bir aldatmacaydı. Kimsenin cumhuriyetçi olduğu da yoktu. 1853 yılında cumhurbaş- kanlığına seçilen Luis Napolyon, darbe yapıp İkinci Im- paratorluğu' ilan etmez mi?. Haydi yeniden imparatorluk ve yeniden savaş ve yeni- den cumhuriyet. Geldi mi 'Üçüncü Cumhuriyet', geldi. Gelince ne yapt? Gelir gelmez,'Parîs Komünü'nü kuranları astı kesti. So- mürgeler elde etti. Birinci ve İkinci Oünya savaşlarına girdi. Hitler, Fransa'yı işgal edince direnişler başladı. Bu di- renişler sonunda General Charles de Gaulle Paris'e gir- di ve geçici bir hükümet kurdu. Sonra da görevinden çekildi. 1958 yılında Cezayir'deki olaylar, Paris'e de sıç- radı. Generale de böylece iktidar yolu yeniden açıldı. 1946-58 arasındaki döneme 'Dördüncü Cumhuriyet', 1958 yılından sonraki döneme de 'Beşinci Cumhuriyet' adı takıldı. Bizde 'Beşinci Cumhuriyet' ile de yetinmek ayıp olur. Oldu olacak 'Altıncı Cumhuriyet' olsun. 'Altıncı Cumhuriyet' 1983 yılında cunta hükümeti Baş- bakan Yardımcısı Özal eliyle ANAP tarafından kurulmuş olsun. 'Türk Jakobenleri' olan Kemalistler de özal'a oldum olası karşılar. özal liberal devrimcidir, dönek Marksistle- rimiz de öyle. Şaka bir yana... Cumhuriyet, "halk yönetimi demektir. Halk egemen mi- <dir, değil midir?. Sözgelişi işçilersendikal haklara sahip- ler mi? Memurların grev hakkı var mı?. Emekçiler, sendi- kalar ve partiler eliyle devlet yönetimine katılabiliyorlar mı? Düşünce ve örgütlenme özgürlükleri sağlanmış mı? Yargı bağımsız ve üniversite özerk mi? Bunlar önemlidir, bunlar olmuyorsa, olmamışşa ve ol- mayacaksa cumhunyetlere 1,2,3,4,5 diye numara ver- mekle sorun çözülmez! Her cumhuriyet, başlangıçta, baskı ve şiddet yöntem- lerine başvurur. Fransa daki gibi 'ihtilalmahkemeleri'de kurar, Türkiye'deki gibi 'İstiklalMahkemeleri'de.. önem- li olan bugün bağımsız yargı ve hukuk devleti güvencele- rini benimseyip uygulamaktır! Yeryüzünde, söyler misiniz, hangi demokrasi gül bah- çesinde kurulup gelişmiştir? Başlangıçta, şiddete başvuran devrimler, tarihsel sü- reçler içinde aşama aşama gelişerek evrimlere dönü- şürler. Demokrasi ve sivil toplum da bu evrimlerle olu- şur. İşte örnek, Fransa. Kurtuluş Savaşı sonunda Atatürk ve Atatürk'ün düşün- ce ve silah arkadaşları tarafından kurulan cumhuriyet, gelişerek bugünkü aşamalara ulaşmıştır. Bu düşünce ve örgütlenme özgürlüklerinin önündeki en büyük engel, 12 Eylül ürünü cunta anayasasıdır. Gelin önce şu anayasayı değiştirelim. Anayasayı değiştirmek, cumhuriyeti numaralamaktan çok daha güç iştir. 'İkinci Cumhuriyet' kahramanları, bre yiğitler, buyu- run, önden buyurun!... Vakıf arazfleri kapanın elinde KEMAL YURTERİ ANKARA - Vakıflar Genel Müdürü Fadıl Ünver, vakıflara ait çok sayıda arazinin üzerine gecekondu yapıldığım söyledi. Vakıflara ait arsa ve binalan denetlemekte güçlük geçtikleri- ni belirten Ünver, "Ne yapaca- ğımı ben de şaşırdım. Okmey- danı'ndaki arsaya 5 katlı bina yapılmış, kimse ses çıkarmamış. İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN GAİBE VE 3. ŞAHISLARA DUYURU Sayı: 1992/191 Davacı tstanbul Muhakemet Müdürlügü vekili Av. Gülsüra Saatçi tarafından davalı kayyum Zekeriya Temlzel aleyhine ikame olunan tescıl davasının yapılan duruşmasında; Dava konusu olan Kınalıada, tskele ve Muratoğlu Sokağı'nda bu- iunan 116 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden Yani Ilyas- ko'nun ölü veya sağ olduğuna dair aynca ortada bulunmadığından kendisini tanıyan büen de olmadığından aıulan taşınmazın maliki de bulunmaması nedeni ile adı geçen malikin uzun zamandan beri gaip olması sebebi Ue taşınmazın kayyumla yönetildifi, kayyumluk süre- sinin 10 yılı doldurduğu bildirilerek adı geçenin M.KInun 530. raad- desi uyannca gaipliğine ve tasınmaz kaydının Hazine'ye intikaline karar verilmesi istenmekte olduğu için iş bu ilan tarihinden itibaren bir yıl içinde gaibin adresini ya da gaibi tanıyanlann kimler olduklannı mah- kememize bildirmediğı ya da gaip kişinin mahkememize müracaat et- mediği takdirde gaipliğine karar verilecegi tüm ilgili kişilere ilanen du- yurulur. 25.6.1992 Basın: 33236 Herhalde bunlara göz yumul- du" dedi. • Vakıflar Genel Müdürlüp tarafından geçrniş dönemde ve- rilen ihalelerle ilgili soruşturma başlatan Fadıl Unver, yapılan incelemeler sonucunda, vakıf- lar tarafından ihale edilmesine karşm yıllardır tamamlanma- mış inşaatlar saptandığını ifade etti. Belediyelerin. istanbul'- daki birçok vakıf arazisinin üs- tünde gerçekleştirilen gecekon- dulara tapu tahsisi verdiğini kaydeden Ünver, Alibeyköy'de bu şekilde vakıf arazisi üzerine inşa edilmiş çok sayıda gece- kondu bulunduğunu açıkladı. Kapalıçarşı'da değerli vakıf bina ve dükkânlann benzerle- rinden daha düşük bedelle kira- ya verildiği yolunda iddialar olduğunu söyleyen Ünver, bu savlann incelendiğini ancak, bu bina ve dükkânlann kiralan konusunda, kira sözleşmeleri nedeniyle bir gjrişimde buluna- madıklannı söyledi. Ünver, "İstanbul'da bulunan vakıf bi- ı na ve arazilerini incelemek için 10 gün kalacağım ve savlan ye- rinde araştıracağım" dedi. Vakıflar Genel Müdürlügü için kendilerine bağlı vakıflar da ayn bir sorun oluşturuyor. 12 Eylül sonrası çığ gibi artan vakıflann, yürürlükteki yasalar çerçevesinde denetlenmelerinde güçlük çekiliyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlanna göre sağlık alanında 300'ü aşkın, eğitim alanında ise 200 vakıf hizmet veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle