Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11TEMMUZ1992 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Post-Modernizmve
Getirdikleri...
Böyle bır eğılım, bır kolektıf salgın (epıdemı) olarak tum dunyayı sarmış
bulunuyor İnsanlık tanhı açısından olaya bakarsak, geleceğın trajık bır
belırsızlık ve mutsuzluk çağı olacağını rahatça söyleyebılınz
Prof. Dr. İSMAİL TUN ALI
Son on onbeş >ıldır kultur dunyasında en
çok >dalıp çızılen. konuşulan ve tartışılan
kavramlardan bın hıç kuşkusuz post-
modern kavramıdır Hatta, bu kavram ıle ılgı
ıçınde kullanılan post-ındustnel toplum, post
empınzm \e post-strukturalızm kavramlany-
la yenı bır kultur çağının, yenı bır tanhsel
donemın ıfade edıldığı gorulur Bu bağlam
ıçınde, post-modern yenı bırdun>a-goruşunu
dile getıren, gunluk vaşama kadar gırmış bır
'moda' kavramı olur Nasıl 1950 6O'lı yıllar
gençlığı exıstentıalızm'ı, 1960/70'1ı yıllar genç-
lığı strukturalızm ı benımsemış ve bunlan bı-
rer yaşam slogaru yapmışlarsa, gunumuz
gençîığı de post-moderrnzm'ı benımsemış go-
runuyor
AkıTa karşı...
Şımdı, bır moda etkınlığı değıl de, bır kultur
kavramı olarak bu post-modern nedır
0
He-
men belırtmelıyız kı, post-modern'ın, tıpkı
exıstentıalızm'de ve strukturalızm'de olduğu
gıbı felsefi bır ıçenğı vardır Sonra, bu ıçenk
post-modern bır sanat anlayışına, ethık goru-
şune ve post-modem diye nıteleyebıleceğımız
bır toplum kuramına aktanlır Post-modern
kavramında dıle gelen bu felsefi ıçenk, her
şe>den once modern kavramına karşı felsefi
bır başkaldınyı ıfade eder Post-modernıst
olarak orlaya çıkan tum sanatsal, ethık ve
toplumsal anlayışlar. modernızm'e karşı bu
başkaldın. bu tepkı duşuncesını ılkece payla-
şırlar Şu halde ılk sorulması gereken soru
post-modern'ın kendısıne bır tepkı olarak or-
taya çıktığı modern ya da modernızm nedır
sorusu olmalıdır Modern kavramı, Renaıs-
sance'tan ben dun>a tanhıne egemen olmuş,
bılımsel. sanatsal, ahlaksal ve toplumsal
formlan varatmış olan akıl (ratıo) ıle bır oz-
deşlığı ıfade eder ve Descartes'ın cogıto (duşu-
nuyorum)'unda evrensel yapıcı bır guce sahıp
olur Modern olmak, bu anlamda akılcı (ra-
tıonalıst) olmak anlamına gelır Bu nedenle,
Renaıssance ıle doğan matematık pozıtıf do-
ğa bılımlennın sanat ve ethık goruşlennın,
toplum anlayışlannın temelınde hep akıl (ra-
tio) bulunur ve tüm bu anlayışlar modern
kavramı altında toplanırlar Renaıssance'tan
kalkan akılcılık, hıç kuşkusuz, ""Aydınlanma
Çağf nda gelışmesının tepe noktasına ulaşır
ve gunumuzde onun kapsamı ıçındekı yennı
alır Akılcılık, bu nedenle. gunumuz duşunce
ve sanat, ethık ve toplum sıstemlennı de belır-
leyen bır ana kategon olur Örneğın. sanat
alanında soyut, soyut dışa-vurumcu, punst \e
mınımahst anlayışlar, toplum yaşamında du-
zenleyıcı akıl-devlett ve onun yıne akılcı top-
lumsal kurumlan gıbı Post-modern eylem,
moderne karşı çıkarken, aslında başta akılcı-
de\ let olmak uzere, tum bu akla dayalı anla-
yış ve kurumlara karşı cıkmaktadır Post-
modern eylem, bu ana nıtelığı ıle de sonunda
akılcılığın bır dekonstruksıyonu olur Boyle
bır eylem, akılcı sıstemlere veduzene, kısacası,
duzenleyıcı akla karşı bır başkaldırıdır Bu-
nun doğal sonucu olarak, 'akılcılığın dekonst-
ruksıyonu' bıreysellığın onculuk ettığı, ılkın
sanatta ve sonra toplumsal yaşamda yenı olu-
şumlara neden olur Bu oluşumlann temel
ozelhğı ıse, onlann sıstemsızlığı ve eklektıkle-
ndır Çunku her sıstem, aklın temellendırdığı
bır duzendır Post-modern, duzenleyıcı, ev-
rensel bır aklı ılke olarak yadsıdığına gore,
artık ne sanat dunyasında ne de toplum yaşa-
mında tutarlı, sıstemlı bır yapı soz konusu
olacaktır Oysa daha Platon'dan ben aklın ın-
sanlan bırleştırdığını, bırevsellığın ayırdığını
bılıyoruz 'Akılalığın dekonstruksıyonu'nun
aşın bır bıreyselcıhğe donuşmesı. sanat ala-
nında doğal olarak aşın bır subjektıvızm'ın ve
keyfılığın, bır estetık değerler yozlaşmasının
meydana gelmesıne neden olur Bunun or-
neklennı, başta mımarlık olmak uzere tum
sanatlarda gormekteyız 'Akılcıhğm de-
konstruksıyonu", kuşkusuz yalnız sanat ala-
nında değıl, toplum yaşamında da etkısını
gostenr, ozellıkle de "akılcı devlet"ın kurum
ve yapılannın 'ozelleştınlmesı ve bıreyselleştı-
nlmesı' eğılımınde Bu eğılımın amacı, şımdı-
ye kadar buyuk bır çaba ıle meydana getınl-
mış, başta en buyuk akılcı bır yapı olan devletı
ve onun yıne akılcı olan toplumsal kurumlan-
nı etkısızleştırmektır Tum bu eylem, bıreyın
ozgurluğu adına vapılırken aslında, bıreyın
toplumsal yaşam guvencesı ve toplumsal öz-
gurluğu tehlıkeye atılmaktadır Bunun sonu-
cu, ekonomık alanda akılcı, toplumsal değer-
lenn yennı, bıreysel pragmatık değerler,
ethık alanında, ıyılık. durustluk, yardımsever-
lık vb gıbı erdemlenn yennı yıne çıkarcı de-
ğerler almaktadır Kısaca, toplumsal varlığın
her kesımınde bır değerler yozlaşması ortaya
cıkmaktadır
Akıl çağını beklemek
Boyle bır eğılım, bır kolektıf salgın (epıde-
mı) olarak tum dunyayı sarmış bulunuyor
İnsanlık tanhı açısından olaya bakarsak, gele-
ceğın trajık bır bebrsızlık ve mutsuzluk çağı
olacağını rahatça söyleyebılınz Şımdı şunu
sorabılınz Bu gıdışe nasıl dur denebılır
0
Buna
venlecek yahn bır yanıt, "insanlık ancak yenı
bır akıl-çağına. yenı bır 'aydınlanma çağVna
ulaşınca" bıçımınde olabılır Bu bakımdan
yapılacak şey, umutla bu yenı akıl çağıru bek-
lemektır
ARADABIR
MUSTAFA ÇOŞTUROĞLU
Prof. Fehmi Yavuz:
Yakınmasız Yaşam
Prof Fehmı Yavuz onur yuklu yaşamını bır yıl önce bugun
Datça da noktaladı 11 Temmuz 1991 Ardında da çok
yonlu, ozgun bır kışılık modelı bıraktı Bu kışılık evrım ve
devrım doğrultusundakı ışlevsellık ıçınde oluştu Hıçbır
odun vermeden
1
Gorev ve ışlev, organların yaratıcısıdır' dıye bır ılke
vardır yaşamda Bu hocamızınkışılığıyleoylesıneortuşur
kı hıçbırı oburunu dışarıda bırakmaz
Kendısı medrese kokenlıdır Ama yaşamın akışma bır
koy oğretmenı olarak dalmıştır Buradan başlar hoca ken-
dı kışılığının yapımına Unıversıtede oğretıcı ve yonetıcı,
bakanlık duzeyınde de devlet adamı olur Her aşamanın
hakkını vere vere Bu onurlu gorevlerınden soz etmezdı
ama koy oğretmenhğı ıle ovunurdu Bakanlığmdan ve de-
kanlığından soz edınce de tanhsel ve toplumsal bır değışı-
mı dıle getınrdı ' Anılarım adlı yapıtı bu gerçeğın soylu
orneklenyle yukludur
Anılarım henuzbıtırmıştı Koyoğretmenlığıyleovungen-
lığını, yapıtın başına koyacağı bır tumce ıle çarpıcı kılmak
ıstıyordu Tumcesı de şuydu
"Bır koy oğretmenı, koşeyı ancak boyle doner "
Bu tumcenın denk duşup duşmedığını yakın dostlarına
soruyor goruşlerını alıyordu Bellıydı kı "koşe donme
deyımını ıçıne sındıremıyor yaşamına yaraştıramıyordu
örneğın bu deyım bazı karanhk çağrışımlar yaptınyordu,
"uçkağıtçılık ' gıbı Aldığı goruşler de bu doğrultudaydı
Sonunda tumceyı Bır koy oğretmenı darboğazdan boyle
geçtı bıçımıne soktu
Tumce eskısı gıbı kalsaydı bıle 'koşe donme deyımı
hocanın kışılığıne ve yaşamına ılışkın olarak yenı bır ıçenk
kazanacaktı Cunku bır donemın Sıyasal Bılgıler Fakulte-
sı Dekanı Prof Fehmı Yavuz san ı bılım haysıyetının, unı-
versıte onurunun başat bır sımgesı durumuna gelmıştı
Unıversıtelerımızın ve laık okulların şımdıkı durumunu go-
rup de o donemlerı anımsayınca bır nostaljı duygusuna
kapılmamak olası değıldır
işte bu noktada Fehmı Yavuz hocamıztn kımlığı ortaya
çıkar Yakınma ve geçmışe ozlem yerıne çareler uretıp
seçenekler turetmek Boylece "yakınmasız yaşam kav-
ramı, hocamızın kımlığı ve kışılığıyle ozdeşleşmıştır Top-
lumlar bır aşamadan bır başka aşamaya yukselınce ya da
ılerıye donuk yenı bır evreye gınnce turlu alanlarda yenı
yenı modeller (paradıgma) uretmek zorundadır Çunku
eskı modellerle yenı yı gelıştırıp korumak olası değıldır
Yenı evrede eskı kalıplara ve modellere sarılmak, -hoca-
mızın deyımıyle- gelenek bekçılığıne soyunmak, tum yı-
kımların kaynağıdır Yakınmalar bundan sonra sokun
eder İşte Fehmı Yavuzlar kuşağı bu gerçeğın bılıncınde
devlet yapısını yenıden duzenlemeye gırıştıler 27 Mayıs
Devrımı ıle başlatılan atılımın adına ' Mehtap Projesı
denmıştı Bu etkınlık ıçınde hoca ıle çevresı bır yandan
akademık uretkenlık yaparlarken ote yandan da alan ça-
lışmalarının eğıtkenlığını surdurmuşlerdı Yakınma yerıne
çare uretmektır bu
Bu proje rafa kaldırılıp yerıne gelenek bekçılığı yeğle-
nınce toplumsal akışta burgaçlar başladı Burgaçlardan
kurtulmak ıçın yarış atlarına oynarcasına, kımılerı komu-
nızme, kımılerı de şerıatçılığa bel bağlıyordu Bır başka
kesım de Kemalıst modelın olduğu ve gomulduğu uzerın-
de ahkam kesıyordu Her uç kesım de dunyadakı gelışme-
lere gozlerını kapayarak bır tur yazgıcılık (fatalızm) kuluç-
kasına yatmışlardı Bu burgaç ve kargaşa ortamında
Fehmı Yavuz hocamız, kendıne ozgu lyımserlık ve seve-
cenlık ıçınde geleceğe ve dunyayafuturolojı (gelecekçılık)
kavrammın merceğınden bakıyordu Yaratıcılığa donuk
ussallığı ılke edınerek Ve de Ataturkçu doğrultudan sap-
madan
Hoca, ozellıkle son yıllarını bır ınsanbılım (antropolojı)
uzmanı gıbı eskı yapıtlarıtaramayavermıştı ' Ahmedıye ,
"Muhammedıye 'Mızraklı ilmuhal' vb kıtaplarda yazılı
yaşamsallığını yıtırmış bılgılerı ortaya çıkarıyor, devlet
ettyle bunlann genc beyınlere zorla aktarıldığını bır goz-
tem kulesınden bakarcasına bır bır saptıyordu
Ibnı Haldun un unlu yapıtı "Mukaddıme 'den bıle taşıl-
laşmış bılgıler derlıyordu Boylesı etnografık malzeme
durumundakı bılgılerle uğraşmak, çoğunun gozunde bır
kentbılım uzmanının yapacağı ışler değıldı Ama hoca
başka turlu duşunuyordu O, kentleşme ıle uygarlaşmayı
eşanlamda goruyordu Uygarlaşmanın yolu da ussallığı
devındıren sağlıklı kulturden geçıyordu Asıl bu ıncelık
gözden kaçırılıyordu
Kalıcı kışılık sımgest değerlı hocamız, aramızdan ayrıla-
na değın dımdık ayakta kalmış, dıpdırı goruşler, duşunce-
ler uretmıştır Saygın anısı onunde eğılırız
TARTIŞMA
İLAN
SIVAS 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Esas No 1992/213
Davacı Necatı Yuvacı'ya vekâleten Hasan özdemır veküı Av Nıl
Toydenur tarafından davalı Orhan Uzun aleyhıne mahkemenuzde açı-
lan ızale-ı şuyuu davasının yapılan açık yargılaması sırasında,
Venlen ara karan gereğınce, kendısıne duruşma daveüyesı teblığ edı
lemeyen ve tüm araştırmalara rağmen adresı tespıt edılemeyen davalı
Orhan Uzun adına ılanen tebhgat yapılmasma karar verdmış olmak-
la, adı geçenın duruşma günü olan 8 9 1992 günü saat 8 30"da duruş-
mada bızzat bulunması veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, aksı
takdırde yokluğunda karar venleceğı HUMK'nun 509 ve 510 mad-
delen geregınce ış bu duruşraa davetıyesı yenne geçerlı olmak üzere
ılanen teblığ olunur
Basın 48601
1312 Yıldır Yanan Ateş
Tanh bır bılım dalı ırmağıdır ve bu ırmağın başmı da devlet
tutmuştur Üstelık, bu oykude halkların yen çok sılık, etkılen de pek
zayıftır ^
y nsanoğlunun ılkcllıkten ujgarlık basa-
lmağına yukselışının, hayvanlar dunya-
sındansıynlışınınoykusu olan tanhı btzler
genellıkle ınsanlığın toplumsal vonunun
gclıym-değışım bo>utunda anlatımı ola-
rak bılınz Tanhı, dunya halklan yaratırlar
ama onu yazanlar halka sunanlar başka
kesımlerdır
Tanh bır bılım dalı ırmağıdır \ e bu ırma-
ğın başını da devlet tutmuştur Ustelık, bu
oykude halklann yen çok sılık, etkılen de
pek zayıftır Kısacası, tanhı yaratanlar yo-
netıcı kesımdır
Bu anlayış, halkın onemını sıfırlayarak
kendı onderlennı tannlaştınp ona tapın-
ma>ı gundeme getınrken bır başka alanda
tersını vapar Halkın onden olan >ığıt kışı-
len tanhı dennden etkıleyen halk kahra-
manlannı kotulemek, unutturmak Tan-
hm gerçek yapıcısı olan kıtlelen ve kışılen
tanhın dışına atma çabalan ve bunun so-
nuçlannı onemlı bır olay ve ılgınç bır kışıde
yakalayabılıyoruz Imam Hüseyın ve Ker-
bcla katlıamı
Butun İslam ulkelennı etkıleyen ve etkı-
sını bugün bılesurduren Kerbela katlıamı.
bu yıl 11 lemmuz cumartesı gunune denk
duşen 10 Muharrem 680 yılında meydana
gelmıştı (Donerlı olmayan, gunumuz tak-
vımıne gore gerçek tanh 10 Ekım 680'dır)
Ne yazık kı bu konu resmı tanh tarafından
unutturulmak ıstenmektedır
Imam Huseyın'ın dedesı, Hz Muham-
met, damadı olan Imam Alı'nın de yardı-
mıyla Arabıstan'da kolecı-tefecı bezırgan
somurüsüne karşı, koleler yoksul Araplar
ve gençlerden oluşan ılencı bır kumeyı ha-
rekete gecırerek toplum duzenını değıştır-
me sa\ aşımı başlattı Egemen guçler genle-
tılıp Mekke alınınca, Hz Muhammet.
onemlı beylen, Islam olmalan karşılığında
eskı konumlannda bıraktı Ekonomık du-
rumlannı koruyan bu bevler, Hz Muham-
met olunce, hemen yenı toplumun yonetı-
mıne el attılar Once dolajlı adamlannı
ışbdşına getırdıler Halkın bunlara dıren-
mesı ışın gıderek sılahlı mucadele>e donuş-
mesını doğurdu Fakat Emevı hanedanı
zor voluyla kolecı-bezırgan tefecı feodahz-
mı adına >onetıme elm koydu
İslamıyetı yaratan eşıtlıkçı güçler, Arap
mıhtanzmının bu en hoyrat takımına karşı
Eğitini-lş mi Eğit-Sen mi?
Bu yurdun çılekeş oğretmenlennın yeten kadar sorunu vardır. Lutfen
yapay aynlığımızın çozumune yardımcı olunuz. Tek oğretmen
sendıkası ıstıyoruz.
A maç eğıtımcınm orgutsel bırlığı olmak
/»gerekır A>nıış\erendenucretalan a\-
nı ışkolunun çeşıtlı bınmlennde çalışan
cmckçılcnn. ayn ayn orgutlere bolunmele-
nnın anlamsızlığı ortada Pratıkte ınandın-
cı bır dçıklaması yapılabılır >aran savunu-
labılır mı a\n orgutlenn' Ne acıdır kı eğı-
tımcılenmız halen doğru durust \asal bır
orgutlenme olanagına kavuşmuş değıller
16Mart 1848"deoğretmenokullan "darul-
mudllımın açılmış O gunden ben Os-
manlı donemını savmazsak altı oğretmen
oreutu kurmuş kapatmışız "TODMF -
TÖS - TOB-DER - EĞIT DER - EĞI-
T1M IŞ.- EĞIT SEN" Gerçekte EĞ1TIM-
IŞ'le EGIT-SEN'ı avn ayn kuruluş olarak
yazmaya elım bıle varmıvor Soz konusu
kuruluşlanmızın kurulup yıkılmasında, bı-
zım hıç mı suçumuz yoktur
9
Tek yanlı suç
olmavacağına gore sıyasal yapının butun
çarpıkhğına karşın mevcut orgutlenmızın
sele kapılışında kapısına kılıt takılışında.
orgul bıre\lenne >oneltılecek hıçmı eleşlm
yokturdersınız
9
Gecmışı bır yana bırakardk dıyeceğımızı
venıden somutlarsak EĞ1TIM-IŞ ve
EĞIT-SEN d>nı amaçlı a\nı ınançlı ıkı ıle-
ncı eğıtımcı orgutçudurler Ikısının arasın-
da vapav \e zorlama ayncalıklan yarat-
mdk, kımın ışıne varar*
1
Subjektıf nıvetımız
ne kadar ı>ı olursa olsun, pratık sonuç bı-
zım ı>ılığımıze olmaz Taban vargucuyle
bırlık ıstıjor Yıne ı>ı nıvetlennden hıç mı
hıç kuşku duvmadığımız, orgutlenn hder-
lennden bu sese kulak vermelennı dılıyo-
ruz Mersın, Kırşehır Adana voresınde,
tanıdığımız arkadaşlann tumu bırlıkten,
tek sendıkadan vana Ne EĞIT-SEN'ın.
" EĞ1TIM-1Ş grevlı toplusozleşmeh sendı-
ka ıstemıyor Mevlana tekkesı gıbı kım
olursan ol gel" eleştınsı ınandıncı, ne de
otekının, 'EĞIT-SEN çok sosyahst Na-
maz kılanlan, sosyahst olmavanlan orgute
almı>or savıanlamlı Sendıkanın once çı-
kar ekonomık sonra sıyasal amaçlı bır
meslek orgutu olduğu gerçeğını artık kabul
eımeh\ız
Sağlıklı orgutler sağlıklı sıyasal ıktıdar-
lardan sonra doğarlar Ko> Enstıtulen
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra kuruldular
Menderes ya da asker ıktıdarlanndan son-
ra bo>le bır kurumun yaşama geçebıleceğı-
nı duşunebılıyor mu> uz° İşçı Partısı, TOS,
27 Mavıs'tan sonra gun ışığına çıktılar
Turkıye"de edebıyaı patlamas\ dıvebılece-
ğımız olay. 1960-1970 yıllan arasındd ya-
şandı 1970-1980 12 Mart ıle 1980-1990 12
Eylul donemlen ıse her bakımdan en ku-
rak enkısırdonemdırler
Memur sendıkalan ıle ışçı sendıkalannı,
ışlevsel açıdan bırbınne kanştırmamak ge-
rekır Işçı sendıkalannın oncelıklen farklı
ve onemhdır Memur sendıkalannda sışa-
sal oncelık mı yoksa ekonomık onc^lık mı
mucadeleye başladılar Hak, adalet, eşıtlık,
insanlık ıdeallenvle yold çıkan bu guçler,
kendılenne onder olarak Islamıyeu eşıtlık-
çı temelde sa\ unan bır aıleyı seçtıler O da
Imam Alı ve çocuklan ıdı
Arap zorbalığı ve zulmu karşısında
Imam Huseyın. baş eğmıvordu Yapılan
zulum onun vıcdanını kanatıyordu Bu
>uzden Emevı padışahı Yezıt'e karşı bırey-
İem gelıştırmek ıçın Kufe ye gıtmeye karar
verdı Yolda onu, Yezıt'ın askerlen tara-
fından kesıldı
Yonetım ona Yezıt'e baş eğmesını,
Kufe'ye gıtmekten vazgeçmesını onerdı
Huseyın bu onenlen kabul etmedı Yanın-
da kendı soyundan 72 kışı vardı Sonuçta
Kerbela'da bu katlıamdan çocukiarla ka-
dınlar kurtuldular
2lalıme baş eğmemek ıçın can veren
Imam Huseyın bu çarpışmanm gerçek galı-
bı oldu Çunku Arap Turk Acem, Tatar
butun M usluman halklann gozunde Imam
Huseyın gerçek bır yığıt bır halk kahrama-
nı olarak olumsuzleştı Onun Kerbela'da
yaktığı yığıtlık ateşı hıç sonmedı Zahmlere
karşı mucadele eden halklar onun kışılığın-
den sonsuz guç aldılar
Bılıyorum kı Kerbela'da 680 yılından
ben yanan ateş, insanlık var oldukça son-
meyecektır
RIZAZELYUT ' ' - " ' - . ' "V->^-
konusu bızce yaşamsal onem taşımaz On-
ce ılencı bır İcoşu yolunda orgutlenmek,
sonrasını yuruyüş ıçınde düşurunek doğru
olan
EĞITIM-IŞ Genel Başkanı sayın Altun
>a "Çok sendıkadan korkmayalım Fran
sa sendıkalar cennetı Aynı ışkolunda da
bırçok sendıka olabılır Yeter kı arkadaşla-
nmız sendıkalaşsın once " dıyesıymış
Doğa! olarak bu kulaktan duyma. aktar-
mdlı bır bılgı Eğer Altunya boyle dedıyse,
sadece sendıkalaşmanın önemını vurgula-
mıştır bıçımınde anlıyoruz Fransa'dd,
Amenka'da aynı ışkolundakı sendıka çe-
şıtlılığı, bır kez bıze hıç benzemez İşsızlık
sıgortası. eğıtımcıye sağlanan ınısı>atıf, al-
dıklan ucret, baa dallarda kendı yonetıcı-
lennı kendılen seçme ozgurluğu, onlara
neredeyse dola>lı dokunulmazlık getırmış-
tır Putun bunlara karşın Batı sendıkalan-
nın en buvuk sorunu, aynı ışkolunda par-
çalanmışlıklandır Ozellıkle ABD huku-
metı ve ışverenlen aynı ışkolunda. a>nı
fabnkada yarattıklan bu yapd> farkhlık-
tan olabıldığınce yararlamrlar Sozun kısa-
sı, ıkı sendıkanın, ıkı değerlı başkan ve
vonetıcılenne seslenıvoruz Sayın Nı>azı
Altunya ve Ismet Aktaş ve obur değerlı vo-
netıcı arkadaşlar
1
Ozvennıze. sağduyunu-
za. tanh bılınanıze guvenıv onız Her geçen
gun aleyhımıze komplolar orulebılır Bu
vurdun çılekeş oğretmenlennın yeten ka-
dar sorunu vardır Lutfen yapay aynlığı-
mızın çozumune yardımcı olunuz Tek
oğreımen sendıkası ıstıyoruz
HASAN KIYAFET
PENCERE
İLAN
ÇANKIRI KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No 1991/256
Davacılar Alı Ekız mırasçılan v s davalı Emıne Karabatak v s Ha-
ane arasında mahkemenuzde devam eden davada yapılan yargılamada
venlen ara kararı geregınce,
Yargıtay 16 Hukuk Dau-esı'nın 4 7 1991 tanh ve 19M/9945-9742
sayüı üamıyla BOZUK gelmış ve bütün aramalara rağmen davalı Fatma
Çağlayan'm adresı tespıt edılemedıgınden Yargıtay ılamı ve duruşma
günu teblığ edılememıştır
Yargıtay 16 H.rJsının 4 7 1991 tanh ve 1991/9945-9742 sayılı ka
rar özetı aynen asağıya çıkanlmış olup, duruşmasının 26 5 1992 gu-
nu saat 09 00'da yapılmasına karar venlmış olup, ılanın teblığınden
ıtıbaren ÎO gunluk sure ıçınde Yargıtay bozma üamına karşı dıyecek
lennı bıldınnesı veya kendısını bır vekıl ıle temsıl ettırmesı HUMK
509 ve 510 maddelerı gereğmce duruşmaya gelmedığı takdırde yok
luğunda yurutüleceğı davetıye yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ
olunur
YARGITAY BOZMA İLAMININ ÖZETt
Mahkemece yapılan mceleme, arastırma ve uygulama hukme ye-
terlı bulunmamaktadır Çekışmelı parsellenn Ashye Hukuk Mahke-
mesı'nden aktanlan tapu ıptalı ve tescıl davasının konusunu oluştu-
rup oluşturmadığı saptanmamış, her taşınmaz yönunden dayarulan
tapu ve vergı kayıtları usulen uygulanmamış kayıt kap&amları yerel
ve teknık bıhrkışüer aracılığı ıle behrlenmemış, taşınmazlann ayn ayn
öncesının kıme aıt olduğu, kımden kıme kaldığı, taşınmazlar uzenn-
dekı alyedhğın başlangıç tanhı ve surdüruluş bıçımı konusunda ye-
rel bılırkışı ve tamklar olaylara dayalı bılgı alınmamış, tekmk bılırkı-
şıye tapu ve vergı kayıtları uygulamalarını gösterır komşu parsellenn
malıklen ve nıtelıklenru belırtır keşfi ve uygulamayı ızlemeye olanak
verır bıçımde krokı çızdınlmemıştır Eksık ınceleme ıle hukum ku-
rulması ısabetsız olduğundan temyız ıtırazlannın kabulu ıle hukmun
BOZULMASINA 4 7 1991 gunünde oybırlığıyle karar verıldı
İLAN
I ANKARA
4. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı 1992/618
Davacı TEK Ankara Elektnk Dağıtım Müessesesı veküı tarafın-
dan davalı Medıha Demır aleyhıne açılan kaçak elektnk kullanımın
dan doğan alacak davasının yapılan yargılamasında,
Davalı Medıha Demır'm Ankara Nacı Çakır mahallesı, 36 Sokak
7/2 Çankaya-Ankara adresıne dava dılekçesı ve duruşma günü teb-
hğ edılememış, emnıyet araştırmasında da tanınmadığı belırtıldığın-
den, dava konusu 421 427 hralık kaçak elektnk kullanımından do-
ğan alacak davasının ve duruşma günunun davalırun yukandakı ad
resıne ılanen tebhğıne karar venlmış olup, duruşma gunu olan 8 9 1992
gunu saat 10 20'ye kadar ıbraz etmek ıstedığınız dehllennızı gönder
menız, aksı takdırde gıyabınızda ılanen karar venleceğı hususu teb
hğ olunur 2 7 1992
Basın 32228
TURK KALP VAKFI
Muayene, Teşhis, Tedavi
Laboratuvar, Röntgen
275 12 44 / 45
248 58 68
İLAN
T.C
GAZİANTEP 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
1990/1436
Davacı thsan Kelleşker vekılı Av Necdet Kutsal tarafından davalı-
lar Emıne Şanlı ve arkadaşlan aleyhıne açılan Yaacık Mah pafta 69,
ada 1510, parsel 256'da kayıtlı bulunan taşınmaz hakkında açılan or-
taklığın gıderılmesı davasının yapılıp bıtınlen açık duruşması sonun-
da.
Söz konusu davanın taksımı kabıl olmadığından satılarak ortaklı-
ğın gıdenlmesıne karar verümıştır
Davahlardan Mustafa Koçum, Halıse Akıncı ve Fende Kırmızıgul
gösterüen adreslennde bulunamamış olup dava dılekçesı ılanen teb-
lığ edılmıştır
Davalılann karara bır ıürazlan var ıse ılan tanhınden ıubaren 8 gün
ıçensmde ıtırazlannı yapmalan, yapmadıkları takdırde kararın kesın-
leşeceğı teblıgat yenne kaım olmak üzere ılan olunur 19 5 1992
Basın 48745
Bosna-Hersek'te Petro)
Varmı?Yok
Bsraz demır, manganez, komur var, 'G-7'yı (Zengın-
ler Kulubu ndekı yedı devletm kurduğu grup) ırgalaya-
cak yeraltı kaynaklarına sahıp değıl Bosna-Hersek
Ustelık bu kuçuk ulkede yaşayan Boşnaklar, Müslu-
mandır Eskıden Bogomıl mezhebıne bağlanan Slav-
lar, çeşıtlı baskılar yuzunden Bosna'ya sığınmışlar
Bogomıller, Hırıstıyanlığın Kutsal Üçlemesı'nı dışlı-
yorlar Isa'da Tanrısallığı yadsıyorlar, kılıse rutbelerı-
ne ve vaftıze boşverıyorlar Sırplar, dın duşmanı say-
dıkları Bogomıller'ı asıp kesıyor, Papa, Bosna kılısesı-
ne karşı Haçlı Seferı açıyor Osmanlı'nın gelışıyle
Bogomıller soluk alıyorlar islamı benımsıyorlar, rahat
edıyorlar
Slav kokenlı Bogomıl, Musluman Boşnak olup çıkı-
yor
Dın, mezhep, mıllıyet duşmanlığı kolay kolay son bu-
lur mu' Osmanlı, 15'ıncı yuzyılda Bosna-Hersek'ı fet-
hetmıştı, aradan beş yuzyıl geçtı, 21'ıncı yuzyıla 8 kala,
Sırp yıne Boşnak'ı katledıyor, Sırbıstan Devlet Başkanı
Slobodan Mılosevıç'ın gözunu kan burumuş, kadın er-
kek çolukçocukdemıyor
Kan akıyor
G-7 seyredıyor
Eğer kan yerıne petrol aksaydı, Zengınler Kulubü
uzaktan bakar mıydı
9
Kuveyt orneğı ortada'
•
Arkadaşımız Cuneyt Arcayurek'ın dun gazetemızde çı-
kan yazısından bırkaç satır aktarıyorum Helsınkı'de
Başbakan Demırel ıle Amerıka Cumhurbaşkanı Bush
goruşuyorlar
"Demırel- Bosna-Hersek'te Bırleşmış Mılletler mu-
dahalesı gerekıyor Dıkkat ettınızse, bu sabah Zırve'de
konuşan her lıder, mudahalenın gereklı olduğunu soy-
luyor Bır mudahale bu bakımdan zorunlu gorunuyor
Bush- Pekı, bu mudahale nasıl olacak"> Askerı mı
olacak?
Demırel- Her turlu ımkânla, her turlu mudahaleden
bahsedıyorum
Bush- Ama nasıl olacak?
Demırel- Elbette Kuveyt gıbı olacak BM bır karar
çıkaracak, bır mudahalenın yapılabılırlığını soyleye-
cek Çunku sorun, TurkıyeSırbıstan ya da ABD ıle
Sırbıstan arasında bır sorun değıl O bakımdan Ku-
veyt'e benzer bır mudahale gereklı gorunuyor "
Bush, elbette açıkça dıle getırmedı, ama "Başkan'ın
ne duşunduğunu dunya âlem bılıyor
- Kuveyt gıbı bır mudahale nasıl olacak'? Bosna-Her-
sek'te petrol yok kı _
•
Boşnaklar, Avrupa nın ıçınde Musluman topluluğu
1
Hırıstıyan denızınde, bır Islam adasıi Tarıhte ılk kez
Islam ulkelen Istanbul da bır araya gelerek Hırıstıyan
Batı'yı uyardı
- Akan kanı durdurun
1
Insanın en kutsal hakkı 'yaşam hakkı' değıl mı? Dun-
yaya ınsan hakları ve temel ozgurlukler konusunda
ders veren Batı'yı bu kez Başbakan Demırel Helsınkı'-
de uyarıyor
t - Mudahale gerekıyor*
Avrupa, Bosna'ya bakarken, kayıtsız Yıne de Tur-
kıye'nın gırışımlerıyle Batı'da bır devınım başladı
Muslumanlar Hınstıyanları ınsan hakları alanında
eleştırıyorlar
l
- - - . - "
- Nerede uygarlık? , „
•
Tanh, geçmışten geleceğe nıce kan davasını taşıyor,
kuşaktan kuşağa ınsanların damarlarına ışleyen duş-
manlıkların gudulerı surup gıdıyor Kuşkusuz, her sa-
vaşın kokenınde çıkar paylaşımı yatar, gozune kan
oturmuş ınsanın yureğındekı karanlık geçmışın kotu
mırasına dayanır Sırbıstan Devlet Başkanı Mılosevıç'-
ın kıyıcılığında, Katolıklerle Bogomıllerın yuzyıllarca
oncekı çatışmasının ılkellığı sezılmıyor mu
7
Osmanlı ya sığınan Bogomıl, Kelıme-ı Şehadet getı-
rerek kendını bır sure kurtarmış, ama 21'ıncı yuzyıla 8
kala, Musluman dunyası Avrupa'ya sefer eyleyemez
Artık 'cıhan hâkımı' Istanbul'da değıl, VVashıngton'da
oturuyor
NÂZIM HİKAAET
KULTUR VE SANAT VAKFI
NÂZIM HİKMCT ŞİİR ÖDÜLÜ
KATTLMA KOŞULLARI
1- Adaylar odüle, hıçbır yerde yaymlanmamı^ beş şıırte katıla-
bılırler
2- Adaylara yönelık yaş ve konu sınıriaması yoktur
3- Ödül, Türk vatandaşı olmayan şaıriere de açıktır Ancak
şıırlenn Turfcçe yazılması zorunludur
4- Şıırier daktılo ıle bırer aralıklı ve 8 nusha olarak gondenle
cektır
5- Başvunılar, kapalı zarf ıçınde bulunan ısım ve kısa bır öz-
geçmış ıle bırtıkte Vakfın aşağıdakı adresıne postayla yapıla
caktır Dosyaya ve zarfa altı rakamlı bır rumuz konulacaktır
(Postadakı kaybolmalardan vakıf sonımlu tutulamaz)
<- Son başvunı tanhı 1 Kasım 1992'dır Sonuçlar 10 Ocak.
1993 gûnu açıklanır
7- Seçıcı kurul değerlendırmesını, her şııre 100 uzennden ven
lecek puanlama ıle yapacaktır
S- Seçıcıler Kunılu, odülu tek bır saıre verebıleceğı gıbı, ıkı
şaır arasında payfaşttrma yolunda karar da alabılır Aynca
maosıyon ya da ozendınne odulu verebılır
9- Ödul ıçın yapılan başyurular kesınlıkle açıklanmayacak, sa-
dece odullendınlen şaırienn adlan açıklanacaktır
10- Nâzım Hıkmet Kultur ve Sanat Vakfı Yonetım Kurulu
uyelen yanşmaya katılamazlar
11- Seçıa Kurul, Ataol BEHRAMOĞLU, Asım BEZIRC1,
Konur ERTOP, Attılâ ILHAN, Alpay KABACALI, Şukran
KURDAKUL ve Ahmet OKTAY'dan oluşmaktadır
12- Ödül kazanan jaıre
a) Plaket, belge ve Nâzım Hıkmet'ın sekız altten
oluşan şnr kılaplan venlecektır
b) Beş formaya kadar kıtabının telıfı odenerek basımı
gerçckleştınlecektır (Vakıf, mansıyon ya da özcl
ödül alan şaınn kıtabfnı basıp basmamakla ser-
besttır
c) Foça'da bulunan NÂZIM HIKMET Kultur ve Sa-
nat Vakfı FERIT OĞUZ BAYIR Yazarlar
Evı'nde bır hafta konuk edılecektır
13- Öduller, 15 Ocak 1993'te duzenlenecek törenlc venlecek
tır
OenarU Yazgan Sok. Mehtı Bey Apt 10/10 80050 Tünrt IST
Tel (1) 252 63 14-15 Fax (1) 252 63 14
Huvıyetımı ka>bettım,
hukumsuzdur
HÜSEYtN ULUŞAN
Huvıyetımı kaybettım,
hükumsüzdur
SAKGÜL ULUŞAN