Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11TEMMUZ1992 CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
Hindistarfdan kaçmaya karar verdiğim gün, belki keyiften, belki de açhktan başım dönüyordu
Bırakyakaıııı gideyimBombay
HINDISTAN• • • • • •
BUYUSU
Yazı vefotoğraflar:
TEKİN
SÖNMEZ
• Hindistan'a gelip de, burayı çok
sevdiklerinden olacak, geriye dönemeyenlerin,
hatta bir haftayı doldurmadan, tahtalı köyü
boylayanlann epeyce olduklannı
duymuştum.Makedonyah güzel İskender bile
dayanamamıştı Hindistan'a.
• Bombay Havaalanı'na gitmek için
anlaştığım tâksi sürücüsü, bir saatlik yolu
sonsuza dek kullanmak istiyor sandım bir an.
Yan yollara sapıp duruyor. Sevdiğim Bombay
beni bırakmak istemiyor olmalıydı ki, trafiğin
yumak olduğu yerde bir başka taksiye geçtim.
10 ocak, Bombay: Kaçış
Bomba\ 'dan. arıiıma bakmadan
kjgııaktavım. Mannhcım-Stockholm
11 sınıt ıren bılcıı lutannı. Hindisıan
Ha\a\otlan iç hatlanna öde\incc
Bombav - Madras. Madras - Madu-
rai. Madurai - Bangalore. Bangalore -
Goa. Goa - Kalküta. Kalküia Dclhı
uçuşçızgımıbelırlcmişoldum. Bu\olu
ıkı üı; hat'ıa ıçinde bir makara gib'ı sa-
np bir ullık rü\a saltanatı içın geldi-
ğım Hındistan'dan kaçma\a karar
\erdığım gün belki ke\iften belki de
açlıktan olacak. başım dönüyordu.
L'mutsuz değıldim. ancak günlerdir
sokakta bir şc> ler >ememekte a\ak di-
reııp denır ki bir bü\ü>e bağlanmışça-
sına aghğı \eğledim.
Gclmeden önce \aptırdığım onca
aşının. kökıen bir bağışıklık \ermedi-
ğını bilerek Dr. Saim Ergun"un "yaptı-
ğım bu sanlık aşısının da \aptiracakla-
nnın da tam kesin bir knmeıi harbiye-
si voktur. unuimaa' lümcesini nazar-
lık boncuğu \aparak göğsümde bir
madaha duruşu\la taşıdım \e unut-
madım Hındistan"a gelip de burayı
çok se\ dıklennden olacak. gerive dön-
meşenlerin. hatta bir haftayı doldur-
madan. tahtalı kö\ü bo\la>anlann
epe\ce olduklannı du>muştum. Ma-
kedon\alı güzel İskender bile da\ana-
mamıştı Hindistan'a ki onca çilelı yol-
lar bu de\ adama neşelı bir pik'nik
coşkusmla açılnerdigı halde.
Yanıma aldığım bırkaç paket bıskü-
\i hemen sona erdı. Elektriklı bir gereç
alıp su\a daldırarak otel odasında ça>
demlemek. pinnç haşlamak gibi şinn
girişimlerim de başam la sonuçlanma-
dı: her seferinde nazık bir zorluk çıktı;
\a sıgorta attı. _va a\gıt bozuldu ya da
elektrikle çarpılıp erkence ruh \e be-
den değıştırimı. sık sık göz kırptı bana.
Tannlar \e Tannçalan gücendırdiği-
mı de sanmnordum. yeterince savgı-
lndım onlara her zaman. KJI payı
ha\atta kalmak için \erdieim bunca
eğlenceli çabalann \anina başka şen-
likler de katılınca bu ışı başka bir rü>a-
nın bahanna bırakıp dönüşü açık oîan
uçak bıletımle tez elden gerisin geri>e
kaçmayı bilgiççe kurdum hemen.1
Bu felsefem tam cuk oturmuştu:
benden kat kat üstün olanaklarla pos-
tu bir Mİlığına Kalküta'ya seren kocca
Günther Grass da hem de ne cafcaflı
gidiş ve dönüş, kısa sürede gerisin geri
tü\memışmı\dı?
Bu kez dehşet bir eleştiri-özeleştin
kampanvası başlattım özüme karşı ki
«»= JS-
Hindistan'dasokaklanla\aşamhiçbitmez. Kadıruçoluk çocuk,genç ihtiyar,sürekliyapacakbirşeybulunur
Ömrümün
dönüm
noktasıEvet.osıkısık durumda. o taksiden atlaytp
başka bir taksi ve balıklanıa dalısım ve ancak
höylece Bomhiıv'dankaçışım, benim Hindisıan
öınrümüıt döııüın noktası oldu. Kendime
giivencenıin püsküllü duyguları işte o gün, o
sınıdiiyeniden vııraiıldı ve işte o an, bir büyü
çibı başka şevleripeşısıra çekipgetirdi ve
Maıluraı'cle uçak iletlerimi ipıalettim, Kanniya
Kuımıri den A/anta 'ya Sirinagar 'a dikey bir
çızgı çekip en uçgüneyden en uçkuzeye çıktım
ilkin: soııra Mount Abu. Jaiselnıer den Agra,
Kalküta, Darjeeling, Gangıok doğrultusunda
ıkinci ve yatay bir çizgi daha çekerek
Hindisıan 'ı her ikıyönde otobüs ve trenlerle on
heş bin kilometre yaşadım.
Tiim hunları bana o citi şukayı yapan Bombaylı
taksi sürücüsüneborçhıvum. Farkına
varmadan beni uyarmakla kalmadı, kızıştırdı da.
Artık yüzlene kişının hücum ettiği otohuslerin
arka yan pencerelerinden balıklama
dalabiliyor. trenlerin dolu koridorlarında, tek
ayak üstı'isaatlerceyapış yapış gidebiliyordum,
bövle anlarda bile nazik ruhum sirin bedenimi
terk etmıyordu: kıvanç duyuyordum hayatın
hamarathğmdan.
Evet, işte bu neşeliyazılar, o şirinlik anlarmda
yazddılar.
Fakat ben o anların nuıvi boncuklu
elektriklerinibu vazılara aktarmamava
çalışrım ve Hindistan 'ı kendimden birparça
sayureasma o toprakları severek o insanları
kendime katarak kendimi onlara katarak ki
oncayolda bile beniyalnız bırakmayaryazt
makinemin karşıstnageçtim ki tıpkı bir ruh gibi
vanımdavdı hep.
deyme düşman seçim kampamalan
sıfır kalır; korkakhğım. yiğit olmavı-
şım. anne kuzusu oluşum. sıkıyı gö-
rünce pes edişim, beceriksizliğim ve
hem havadan hem de cepheden kaçı-
şım hem de Anadolu çocukluğu ruhu-
mu >iurişim gibi ipe sapa. su\a sabuna
gelmez sılahlarla özümü yaralamaya
\e karalama\a başladım; becerdim
bunu ki sonunda içimdekı her iki kes-
kin kutbu uzlaştıran bir çözüm bul-
dum.
İki üç haftalık. yiğitçe ölüm kalım
pahastna olsa bile hızlı bir uçak turu ile
narin postu deldirmeden geri\e dön-
meve çalışacaktım. Bu arabulucu so-
nuç iki bıçkın karşu duvgu arasındaki
eleştirel, özeleştırel dozu daha insansı
bir düzeye indirdi ve ben de içte biraz
rilalı huzur bularak usulca yola koyul-
dum.
İlkin Madras'a trenle gitmek. eko-
nomik açıdan uvgun göründü bana.
Turisıler ıçın doiar karşılığı satılan bi-
letlere. yanımda dolar olmadığı ve salt
DM çeki kaldığı için ulaşamadım. Sı-
raya girerek bilet alama>acağımı da
kısa sürede öğrendim.
Bombav Havalimanı'na gitmek için
anlaştığım taksi sürücüsü. bir saatlik
volu sonsuza dek kullanmak istiyor
sandım bir an. Yan yollara sapıyor.
zaman saatini gensin geriye sanyorca-
sına. ileriye ışletıyordu ve arada bir
kırmıa kırmızı tükürüyordu açık pen-
cereden.
L'yuşturucu mu almıştı. sö>lediğim
hiçbır şeyi işitmemek gibi çelik bir
zırha da bürünmüştü sanınm o sırada
bu sürücü. Trafiğin kördüğüm olduğu
bir yerde, inıp öteki sürücülere sor-
dum. güldüler. Dönüp benim sürücü-
ye. bu yola neden girdiği soruldu, ne
hikmetse bizim üstat onlara da yanıt
vermedi; hedefsiz takıldığı boşluğa
ödünç bıraktığı gözlerini yerinden kı-
pırdatmadan, işini bürdürdü ciddiyet-
le.
Durumun civcivli ciddiyetini kavra-
dım. anlaşılan hazırlıksız bir Bombay
turu vapıvorduk. Sevdiğim Bombay
beni bırakmak istemiyor olmahydı ki
trafiğin yumak olduğu bir yerde ava-
danlıklan kaptığım gibi kendimi dışan
atıp biraz ötede duran ötekı taksiye
daldım.
O uyurgezer sürücü inanılmaz bir
çeviklikle yanımda bitiverdi* ve verdi-
ğim parayı da pek cakalı bir biçimde
beğenmediğini gösterdi. Aşk olsun
doğrusu dedim, pes derim ben bu keyi-
fe (artık Türkçe konuşuyordum) peki
bizim uçak ne olacak. derken benim
ikinci taksi çoktan toz olup yola ko-
yulmuştu bile.
El çantama etiket asmadığım için
askeri maskeri görevliden iyi bir zılgıt
yedikten sonra hızlı muhabirlerin yaz-
dıklan gibi on saniyede uçağa dahver-
dim. Havadaydım ve kaçıyordum işte.
Evet. hoşçakal Bombay, sevgilim
Bombay.. Ne tuhaf ben her kenıi seve-
rim delicesine bir aşkla. inan sana rüş-
vetçi sözler döktüımüyorum Madras!
—BtTlt—
"ÎSTANBUL" YAZ SAYISI
İstanbul Dergisi'nin ilk
savısı.İstanbullular için bir
sevinç kaynağı oldu.İstanbul'u
sevenler. "îstanbul"u da
sevdiler. Ve şimdi. ikinci sayısı
çıktı. Bu sayının ağırlıklı
teması "Toplu Taşımacüık"...
Derginin ^azı Kurulu: Pr«»f.
Filiz \lı. Prof. Dr. Mrtin \n<l.
- [)<«,. Dr. Tulav \rtan. Pn.f. ür.
\fifr Batur. Cenpz Bt-ktai- Prof.
Dr. Mu«tafa Ozar. Prof. ür.
Knton Cun. Prof. Dr. Sen<»r
DiMtçıo^lu. \tilla Dor^a^. Prof
Dr. Scmaıl E\ır-e. Prof. Dr.
Mt'hrm-t (ien^. Çelik GultT»o\.
Prof. Dr Malil Inal< ık. Prof. Dr.
llaşılar Kazfian. Prof Ur.
Mül»*c<t-I Kıraj. Orhan Kolnğlu.
Dov- Dr. Sema Kıiksal. Prof. Dr
Doğan Kuhan. Dr. (iülru N«iı«)^u.
Dr. Nf\ra N«iiK»ğlu. Burhan Opuz.
İkinci Sayının
Vaaarian
Adaıet Agaogiu
Afıfe Batur
Atna A ooge
AyşeOicu
Aztz Nesjn
Beraı Maara
Canan Diiâ
Ce-igız BeKtaş
EdherrEfOerr
Feraa Era nç
Gokhan AKç^ra
GoK^a^ Menteş
Gungor Evre^
ıihan Tekeı
Mu'ar Be!
ge
Naa- Yayıa
Nevra NecıpoQiu
raezıh Ne/z'
O-a- Kjiar
Reşat Baya1
RLJT Ayarg
U9^r
Tarye
Tacıser Beıge
İkinci Sayının
Sanatçılan
Seiananıi G z
Tar Oaı
•jena-Tjde"
Prof. Dr. İlber ürtaylı. Dr.
Nazan Ölçer. Prof. Dr. Ferhunde
Özbav. Prof. Dr. Jale Parla.
Prof. Dr. Metin Söıen, Prof. Dr.
Mete Tapan. Doç. Dr. Mete
Tunçay. Prof. Dr. Erol
Tümertekin ve Prof. Dr.
Stefano^ Y erasimos'dan olujuyor.
N a\ın kurulu nıla i^e;
Doe. Dr. Murat Bel^e. Uğur
Büke. l)(.v. Dr. Kdhem Fldem.
(.ahit Ka\ra. Prof. Dr. Zafer
To|ırak. Milmi Ya\uz ve \a\in
Yönetmrni olarak Zevnep \vcı
\iralili. Dcrinnın Yd\ın
koorılınalorlujhJtHİ Orhan ^iln-r
ü^tlrnılı.
Ktanlıul Derjii^i'nin ~ahilıi.
Tarih \ akfı adına Prof.
Dr. İlhan TVkeli.
Hilp ıçın lıl
> 1)52 35 - 2 M ( A «
I M D I B A Y I L E R D E . .
İLAN
T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 991/720
Davacr. Onur Kaya- Şemıkler Yalı Mah. 6436/4 Sok. No: 23 Izmır
Vekili: Av. Mehmet Tahir Demirkun- Marmara Cad. No: 30/45
Haznedar/Bakırkoy
Davalr. Emıne Kaya- Musıafapaşa Mah. Devrim Cad. No: 19 Gebze
(adresı meçhul)
Hâkımliğinıizin 8.5.1992 tarih 991/720 Esas ve 992/391 Karar sa-
yılı ilamı ile davacı Onur Kaya ile davalı Emine Kaya'nın T.M.K'nın
değişik 134. maddesı gereğınce boşanmalanna karar verilmişiır.
Davalı Emıne Kaya'nın adresi meçhul olduğundan, boşanma ila-
mı ozetinin gazeıe ile ilanen teblığıne karar verilmiştir.
Işbu ilam, gazetede neşrınden sonra yasal sure ıçinde temyız olun-
madığı takdırde karar ve ilam kesınleşecektır. 7.7 1992
Basın: 8019
F.hlıyctımı kaybcttım.
hükümsü/dür.
FAHRKTTİS ERGL \
KESES
ERDOGAN ÖZTÜRK'e
Taşıdığın onur bayrağmı
bıraktığm yerden aldık,
ışığınla yürüyoruz.
Hâlâ sımsıkı ayaktaysak senin aşın
ve ilkelerin sayesinde.
Dal boylu fılintamız, yıldızlar
sönmemeliydi. Temmuz kara geldi
bize.
DOĞAN CAN VEAİLESİ
ACIKAYBIMIZ
ALAADDİN SaÇUK SALMANffi
26.01.1926-08.07.1992
üostluk, dürüstlük ve sevgi için
çarpan yüreğin sussa da
Bize sunduğun güzelliklerle
hep aramızdasın...
Eşi:Hûsniye
Çocuklan: Nilgün Murat Ebru Melek İlhan
Torunu: Bengican
İLAN
KARTAL 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1991/721
Davacı Ali Atlama larafından Ayje Atlama aleyhine açılan bo>an-
ma davasından dolayı 1.7.1992 larihinde davacının davasının subut
bulmadığından dolayı reddine karar verilmış, ancak davalının adresi
tespit edilemediğinden gazete ilanları ile gerçekleitirilmekle bu defa
bu hukum özetı olan 1.7.1992 tarih 1992/536 karar sayıh kararın da-
valı Ayşe Atlama'ya teblığ yerıne kaım olmak uzere ilanen teblığ olu-
nur. 7.7.1992"
Basın: 8013
ADANA 4. İCRA MÜDÜRLÜCÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI
1988/4499
Bir borçtan dolayı Adana ıli Seyhan ilçesi Buyukdıkili koyu 10 pafta
231 parselde kayıtlı 12.200 m
!
fabrika ve müştemilatı, şehir imar ça-
pında konuş dışı kentsel kullanım alanlı imar yolu görulmektedir. Işbu
231 parsel Adana-Mersin karayolu uzerinde olup, uzerinde Yuceakın
Plastik, Kaneviçe Fabrikası bulunmaktadır. Fabrikanın yapı ozellik-
leri ve içinde bulunan makine alet ve edavat dosyada mevcut. 31.10.1991
tarıhli bılirkişi raporunda ayrınıılı olarak izah edılmektedir. Kıymetı
ise:
231 parsel uzerindeki yapıların toplam kıymeti:762.500.000.00 TL.
231 parsel uzerindeki makine aksamı kıymeti: 605.150.000.00 TL.
231 parsel uzerindeki zemin tutarı kıymeti: 305.000.000.00 TL.
231 parsel uzerindeki elektrik aksamı kıymeti: 78.900.000.00 TL.
231 parsel uzerindeki ağaçlar toplam değeri: 2.000.000.00 TL,
1.753.550.000.00 TL.
231 parsel uzerindeki fabrika binası, makinelerı, ağaçlan ve arsa
ekonomik bir butun teşkil etmekte olup, birlikte satışa çıkarılmıştır.
Şatış şartlan:
1- Satış 25.9.1992 Cuma gunu saat 10.30'dan U.OO'e kadar Adana
Seyhan Belediyesi Mezat Salonu'nda açıkarttırma suretıyle yapılacak-
tır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin <
fi'o75'inı ve ruçhanlı ala-
caklilar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmek sartı
ile ihale olunur. Boyle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın ta-
ahhudu bakı kalmak şartıyla 5.10.1992 Pazartesi gunu Adana Sey-
han Belediyesi Mezat Salonu'nda saat 10.30-11.00'de ikinci arttırma-
ya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da ruçhanlı aiataknlaıııı aiacagını
ve satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20'si
nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın temi-
nat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı iste-
diğinde 20 gunu geçmemek uzere mehil verilebilir. Dellaüye resmi ihale
pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış be-
dehnden ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gavrimenkul
uzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarmı
dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazam-
dır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan
hariç bırakılacaklardır.
4- Sanş bedelı hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra
ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale
arasındaki farktan ve %30 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak
ve hıçbir hukme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dai-
rede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir orneği gön-
derilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmuş ve munderecatını kabul
etmiş sayılacakları, başkaca bilgı almak istevenlerin 1988/4499 sayılı
dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. KDV
alıcıya aittir. 2.7.1992
( + ) llgililer tabirine ırtifak hakkı sahıpleri de dahıldir.
POLniKAVEOTESI
MEHMED KEMAL
Böyle mi Olurdu?..
Aşık Veysel, bir köylü çocuğu olduğu için, toprağı fabri-
ka gibi sever, "Benim sadık yarim kara topraktır" der. Ül-
kemizde dövüş de, seviş de hep toprak yüzünden olmuş-
tur. "Toprak reformu mu, tarım reformu mu?" tartışmaları
son yüzyılımızı almıştır. Yanıbaşımızda kolhoz denemele-
rini gördüğümüz halde bir çözüm bulamamışızdır.
Gazetede okudum: Sovyetler'in dağılışından sonra
Rusya'da isteyene toprak vereceklermiş. Vaktiyle devletin
halktan aldığını şimdi yeni yönetim isteyene satmak isti-
yor. Toprak dağıtmıyor, toprak satıyor. Toprağı satın ala-
cak köylü de kalmamış.. 1917 Devrimi'nden sonra 7 kasım-
da iktidara gelenlerin ilk işi bir toprak kararnamesi çıkar-
mak olmamış mıydı? Bir kararname ile alınan, başka bir
kararname ile satılıyor.
Çarlık Rusyası'ndaçağdaş üretim mekanizması olmadı-
ğından üretim de azdı. Devrime soyunanlar, 'barış', 'ek-
mek', 'toprak' diyerek iktidara geldiler. Bu sloganlarla ikti-
dara gelmek kolaydı da, iktidarda kalabilmek zordu.
Lenin'i adı NEP olan yeni bir ekonomiye yönelten buydu.
Askerler, işçiler, köylülerle de rejimi pekiştiriyordu. Bu üç
gücün istekleri barış, ekmek, topraktı. Devrimin araçları
da vardı (bugünkü televizyon gibi): Telefon vetelgraf... Bu-
nunla hükümeti ele geçiriyorlar, Kışlık Saray'ı basıyorlar-
dı.
Devrim liderleri işin başında birbirleri ilegeçiniyorlardı.
Kerensky, "Lenin'le aramdakifark 20dakika"dermiş. Kış-
lık Saray'a Lenin 20 dakika önce girmiş. Ah, tarihi değişti-
recek olan şu 20 dakika!..
Gerçekten Lenin 20 dakika geç girse tarih değişir miydl?
Yani iktidara Kerensky gelir, Lenin avcunu mu yalarmış...
Bir varsayım..
Böyle varsayımlar için teoriler uyduranlar vardır. Kleo-
patra'nın burnunadeğin uzanır.
Ya Stalin'le Troçki arasındaki fark ne olacak? Lenin'in
ölümünden sonra Stalin yerine iktidara Troçki gelseydi
sosyalizm böyle mi olurdu?
Bugünkü sosyalizmin dağılışında suç kimin? Stalin tek
ülkede sosyalizm diyordu, şimdi sosyalizmi yayanlar ne
diyecekler? Ülkeler de darmadağın oldu, sosyalizm de...
Toprak satıyorlar; sırafabrikalara, iletişim araçlarına, has-
taneleregelecek...
Stalin dönemi için çok söylendi, daha da söylenecek...
Peki, Gorbaçov için ülkeyi sattı mı denecek? Gorbaçov bir
sattı, Yeltsin üstüne tüy dikti...
Elimin altında bir kitap var: "Stalin Dönemi." Sosyalizm
üstüne dolgun çevirileri olan Alaattin Bilgi dilimize aktar-
mış. Kitabın yazarı da Anna Louise Strong. Yazar, John
Reed geleneğini sürdürenlerden biri. John Reed ise bili-
yorsunuz, "Dünyayı Sarsan On Gün'ün yazarı... ikisi de
sosyalizmin ilk yıllarına sevgiyle bakıyorlar.
"...Kapitalizmin üretim mekanizmasını geliştirip mal
fazlasını doyurucu bir biçimde dağıtamadığı zaman sos-
yalizmin geleceği bekleniyordu. Sosyalizm demek, kapi-
talizmin kusurlarını bilen ve kolektif iktidarın bolluğu geti-
rebileceğine inanmışteknik bakımdan usta işçiler demek-
ti." Bunlar iktidarı alıp ortak zenginliği kullanacaklardı.
Şimdi sıra kapitalizmin yanlışlarını bir an önce ortaya dök-
mekte... Beklemeye değer.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Hastalıkları gü-
neş ışınlanyla tedavi
etmeyi amaçlayan
kuruluş. 2/ Kısa çiz-
me... Çabuk davra-
nan, çevik. 3/ Kısa
saplı odun baltası...
Bazı Türk lehçele-
rinde "ağa" yerine
kullanılan sözcük.
4/ Ilgeç... Bir renk.
5/ Argoda esrar...
Yabancı... Çevresi
yollarla belirlenmiş
olan arsa. 6/ Rek-
lam dışında, satışı
artıncı her türlü pazarlama etkinlik-
Ierinin tümüne verilen ad. 7/ Gidiş.
8/ Verme, ödeme... Yunan mitoloji-
sinde güzel sanatlann dokuz perisin-
den biri. 9/ FilipinJer'in başkenti...
Yiğit.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Müzikte ölçü kahplanna ait do-
ğal vurgu yapısımn geçici olarak de-
ğişmesi... Işaret. 2/ Serbest meslek
adamlannı içinde toplayan resmi bir-
lik... Çekilerek balık avlamaya yarayan daire şeklinde el ağı. 3/
Diyarbakır'ın bir ilçesi... Halk şairi. 4/ Bilginler, yazarlar ve sa-
natçılar kurulu. 5/ Cıva bileşimlerinden zehirli bir madde. 6/
Şaşma belirten bir ünlem... Limonluk. 7/ Japon halk türküle-
rine verilen ad... Konuşmayı etkili kılrnak için araya sıkıştınlan
ve karşıhksız kalacağı bilinen soru. 8/ Küçük çubuklarla oyna-
nan bir oyun... Bir cetvel türü. 9/ Gösterişi seven varhklı kimse.
1.450.()00+KI>\
Yarım pansiyon + yol +
çcvre gezileri + rehberlik
HİÇ DENİZİN ORTAŞINDA
YÜRÜDÜNÜZ MÜ?
Orhannc Kızkıımtı nda konaklama. Turgııt Köyü.
.Şdale. l'ınımıl. Bayırkoş. B\ha.ssos. Ka.stobov
llemıtuı l'apınağı. Hisaronü. İnlıııkü (Knıcl Sayın
Koyu). Di^litf. Bencik. Scliıııiye. Knıdos. Datça
"PARANIZ PAMUKBANKTAN, TATİLİNİZ
BAYBASOS'TAN" KAMPANYAMIZ SÜRÜYOR
BAYBASÛS TURİZMİSTANBUL
86 (>1 - ^3« 16 S 1
ANKARA
Vv.ılı.ıl '\ıi'nl.ıti Iskımı Ik-lgcııo 2 I ıl
)
Mıctosoft
Word 5.5
Türkçe!
R A K İ P S İ
K E L İ M
İŞLEMCİNİZ
Bl«» ÜRÛRLE8 K,1
:» »UimU «ISVUSUIVtUIIOUılit)
i f î
338 01 02-346 85 51
Ö2EL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
86. DÖNEM KAYITUÜU
DEVAM EDİYORI
Hatta sonu-Hafta içi ve
Akşam kursları devam edıyor
Dershane:
ÜSKÜDAR: 343 «7 82-310 92 M
KOZYATAĞI: 382 47 33
TARABYA: 262 08 18