Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31TEMMUZ1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 17
OLAYLARIV
ARDINDAKI
GERÇEK• Bastarafi 1. Sayfada
si 21 Kasım 1990'da yapıldı ve
"PlarisŞartı" imzalandı. AGİK,
demokrasi, barış ve birliğe da-
yanan yeni bir çağın hukuksal
temelini oluşturuyordu.
Heksinki'de toplanan son zir-
ve, bu süreç içinde bir toplantı-
dır ve günümüzün en "acil" so-
runu olarak ortaya çıkan Bosna-
Hersek'e ilişkin kararlar alın-
mıştır. Bu yolda AGİK'in, Bir-
leşmif Milletler kararlanm uy-
gulamada yardımcı rolüne çık-
tığı görülüyor. Yayımlanan bil-
diride Sırbistan kınanmıs, Belg-
rudsavaş sorumlusu olarak suç-
lanmıs,
u
üzüntû"ler dile getiril-
miştir.
Bildirinin yaytmlanmasından
sonra BAB ve NATO da Sırbis-
tan'a karşı Birlesmiş Milletler
yaptınmlannı uygulamak üzere
harekete geçeceklerini açıkla-
mışlardır.
Helsinki'de alman mesafe
Bosna-Hersek'le yakmdan ilgi-
li Türkiye açısından olumlu bir
adımdır.
Ankara uluslararası alanda ve
Türkiye'nin çıkarlan doğrultu-
sunda etkinliğini sürdürmekte-
dir; bu etkinlik aym zamanda
barış ve uluslararası dayanısma-
nın yörüngesine de oturuyor.
Koalisyon hükümetinin dısa
dönük politikası tutarlı bir çiz-
gi izlemektedir; içe dönük prog-
ramda demokratikleşmeyi ger-
çekleştirebilirse kendisinden
bekleneni vermiş olacaktır.
Ancak demokratikleşmenin
sanıldığmca kolay olmadığı da
ilk deneyimlerden sonra anlaşıl-
mıştır. Bu konuda kamuoyu
"bekle ve gör" duyguları
içindedir.
• • •
Sırbistan
• Bastarafi 1. Sayfada
Alman yetkili, BAB'ın Otranto
Boğazı ve Yugoslavya açıkla-
nndaki uluslararası sularda bir
filo görevlendirilmesini benim-
sediğini söyledi.
Hollandah bir yetkili ise filo-
da 5 yz. da 6 firkateyn ya aa
destroyer, 4 deniz devriye heli-
kopteri ve sayısı belirlenmeyen
helikopterin görev yapmasırun
kararlastınldığını kaydetti.
Bakanlar aynca Bosna-Her-
sek'in başkenti Saraybosna'da
açlık çeken ve yaralı insanlara
yardım ulaştırmak için karadan
bir koridor açılmasının yolları
üzerinde uzmanlann çalışmalar
yapmalannı kararlaştırdılar.
Ancak yetkililer, böyle bir kori-
dor açılmasının yeni bir BM
karan gerektirdiğini söylediler.
NATO Genel Sekreteri
Manfred Wörner, yaptığı açık-
lamada NATO dışişleri bakan-
lannın BAB tarafından yapılan
çağnyı kabul ederek operas-
yonlara katılmayı kararlaştır-
dıklanru söyledi. NATO'nun
göndereceği ilk savaş gemileri-
nin İtalya ile Fransa'dan gelece-
ğini ve pazartesi günii Adriya-
tik'te olacaklan bildirildi.
NATO'nun Akdeniz'deki de-
niz gücüne bağlı gemilerin Yu-
goslavya'ya uygulanan ambar-
goyu denetleme operasyonuna.
katılma karan almasından son-
ra, küçük birfilonunPortekiz'-
in başkenti Lizbon'da haar
beklediği bildirildi.
Demirerin konuşması
Öte yandan Başbakan Süley-
man Demirel, dün sabah Hel-
sinki'de, Avrupa'da askeri per-
sonel indirim beigesini
(AKKA-1A) imzaladıktan
sonra AGİK zirvesinde birinci
konuşmacı olarak 51 devlet ve
hükümet başkanına hitap etti.
Başbakan daha sonra AGİK
zirvesinde yaptığı konuşmada.
17yıl önceyine bukentte Hel-
sinki Nihai Senedi'ni imzaladı-
ğını hatırlatü, AGİK'in Av-
rupa'run değişimi anlamına
geîdiğini, soğuk savaşın sona
ermesi ile eski düşmanlann or-
tak olduklanru ifade etti.
Başbakan Süleyman Demirel
dün akşam saat 21.00 sıralann-
da indiği Eşenboğa Havali-
manı'nda AGİK toplantısında-
ki temaslara ve toplantıda
alınan kararlara ilişkin bilgi
vermek üzere bir basın toplan-
tısı düzenledi.
Başbakan Demirel, AGİK'in
gerektiğinde askeri tedbirlere
başvurabilmesi yönünde ilk
adımm Saraybosna'daki vahşe-
ti durdurmak için NATO Ak-
deniz Çağn Kuvveti'nden böl-
gedeki ambargoyu denetleme-
sinin istenmesi olduğunu belir-
terek, "AGİK şimdiden
NATO'nun askeri gücünden
yararlanmak suretiyle banşı te-
siste bir adınu atmış bulunuyor.
Bunu fevkalade önemli sayıyo-
rum" diye konuştu.
Demirel, kendisinin de top-
lantıda ve ikili görüşmelerinde
yaptınm gücünün şart olduğu-
nu, Saraybosna'da kan dökül-
mesine müdahale edilmesi ge-
rektiğini dile getirerek, BM ve
AGİK isterse Türkiye'nin aske-
ri lcuvvet vermek suretiyle bu
yaptınma kaulacağını açıkça
ifade ettiğini de söyledi.
MTFte sivil dönem başlıyor
• Genelkurrnay Başkanı Orgeneral Güreş'in
emri ile MİT Müsteşan Korgeneral Koman ve
Müsteşar Yardımcısı Tümgeneral Uruk, bu
ağustosta MİT'teki görevlerinden alınarak kıta-
ya gönderilecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Genelkurmay Başkan-
lığı. MiJli İştihbarat Teşki-
latı'nda (MİT) üst düzey
görevde bulunan askeri yetki-
lilerini geri çekiyor. MİT
Müsteşan Teoman Koman,
önümüzdeki günlerde şahsi te-
rörün başlayacağını ileri süre-
rek "Örgütlerin bu konuda
hazırlıklan var" dedi. Ko-
man, PKK'nın lideri Abdul-
bakan Süleyman Demırel'e bu
yıldan itibaren MİT'in üst dü-
zey görevlerinde askeri perso-
nel görevlendirilmesine karşı
olduğunu ve halen görevde
bulunan iki üst düzey yetkiliyi
de ağustos ayından itibaren
kıta da görevlendireceğini ilet-
tiği bildirildi. Genelkurmay
yetkilileri, Orgeneral Güreş'in
vaklaşık 3-4 ay kadar önce bu
mesajı Başbakan Demirel'e
lah Öcalan'ın nerede olduğu- aktardığını belirttiler. Orge-
nun MİT tarafmdan bilindiği- neral Güreş'in bu karan çer-
cevesinde,
Korgeneral
nideaçıkladı.
Genelkurmay Başkanı Or-
general Doğan Güreş'in Baş-
MİT Müsteşan
Teoman Koman
ve Müsteşar Yardımcısı Tüm-
general Ömer Uruk, bu ağus-
tos ayı sonu itibanyla MIT-
leki görevlerinden aynlarak,
kıtalarda görev yapmaya baş-
layacaklar.
MİT Müsteşan'mn
yemeği
MİT Müsteşan Teoman Ko-
man önceki gece gazetecilere
verdiği yemekte çeşitli sorulan
yanılladı. Koman, UBA'nın
verdiği habere göre önümüzdeki
günlerde şahsi terörün başlaya-
cağı yolundaki açıklamalan
üzerine hedefın kimler olacağı-
nın sorulmasına karşüık, "San-
sasyon yaratacak herkes olabi-
lır. Ama bunlan söylüyorum
diye kıyamet kopmamalı. Şunu
da söyleyeyim ki önleyebilirsek,
olmaz]' karşılığını verdı. Abdul-
lah Öcalan'ın nerede olduğu
konusundaki bir soruyu da ya-
nıtlayan Koman, "Elbette
Apo'nun nerede olduğunu bili-
yorum. Hem de 100 metrekare-
lik bir alanjçinde nerede oldu-
ğunu biliyorum. Bu 100 metre-
karelik alanı da apartman farkı
için veriyorum" dedi. Koman,
Apo'nun neden yok edilmediği-
nin sorulması üzerine. Türkiye'-
nin terör yöntemleri kullanma-
dığını ifade etti. Koman, Apo
eğer gece yer değıştirse bile, sa-
bah nerede olduğunun kendi-
since bilineceğini de vurguladı.
PKK'nın Bekaa Vadisi'ndeki
kamplannın şeklen boşaltıldığı-
nı aktaran Koman, MİTteki
görevini bırakıp bırakmayacaği
yolundaki soruya şu karşıbğı
verdi:
"Ben. birkaç ay önce bu gö-
revden aynlma niyetimi, bağlı
olduğum Sayın Başbakan'a ilet-
tim. Iznini istedim. Tabii, daha
sonra göreve devam edeceğim
bir kurum olması laam. Sayın
Genelkurma) Başkanı ile de gö-
rüştüm. Sayın Genelkurmay
Başkanı. bundan sonra MİT'in
başına üst düzey yönetici ver-
memeyi düşündüğünü söyledi."
Koman, MİTte çalışan per-
sonelden yalnızca yüzde 6.5'-
inin asker kökenli olduğunu dile
getirdi. Koman, Çetin Emeç ve
diğer faili meçhul cinayetlerle il-
gili bir soruyu yanıtîarken de
Çetin Emeç'in kurban gittiği
dönemdeki olaylann hepsinin
araştınldığını, belirli bilgiler el-
de edildiğJni, ancak o dönemler-
de ve Çetin Emeç cinayetiyle
ılgili sıkıntılar bulunduğunu
söyledi. MİTin cinayet tahki-
katı yapan bir kurum olmadığj-
nı da anımsaıan Koman, Emeç
ve benzeri cinayetlerle ilgili
MİT'in yapüğı saptamalann
geliştirilmesi gerektiğini sözfcri-
ne ekledi.
Genelkurmay Başkanhğı, yabancı dil bilen komandolar gönderecek Oüşlemekten
w
Su I)istaıı"a müdahale ohırsa, hazırız
9
ANKARA (Cumuhuriyet Bii-
rosu) - Genelkurmay Başkanh-
ğı. Bosna-Hersek'te yaşanan
olaylar çerçevcsinde Birleşmiş
Milletler'in (BM) Sırbistan'a
"olası bir askeri müdahale" ka-
ran alması konusunda Türk Si-
lahh Kuvvetleri'nin (TSK) ha-
zırlıklı olduğunu bildirdi.
Genelkurmay yetkilileri, " Ge-
nelkurmay Başkanhğı heralter-
natife göre burada hazırlıkhdır.
Şu anda karar verilirse, Genel-
kurmay Başkanhğı hükümetin
ve Meclis'in bu konuda alacağı
tüm kararlar için hazırlıkhdır"
dediler. Sırbistan'a olası askeri
müdahalede, Türkiye'den ya-
bancı dil bilen komandolar gö-
revlendirilecek. Komandolar,
TBMM'nin yurtdışına asker
gönderilmesine karar verilmesı
halinde, bir aylık bireğitim dev-
resi sonrasında Sırbistan'a gön-
derilecek.
Başbakan Süleyman Demi-
rerin önceki gün Finlandiya'-
nın başkenti Helsinki'de,
Bosna-Hersek'teki olaylara,
BM şemsiyesi altında }apılacak
bir askeri müdahale çerçevesin-
de, Türkiye'nin asker göndere-
ceğini açıklamasının ardından,
Genelkurmay Başkanlığı da
haarlıklı olduğunu bildirdi.
Genelkurmay yetkilileri, BM'-
nin askeri müdahale karan al-
ması halinde. Türkiye'den de
anında Sırpça ve İngilizce bilen
erler dahil, bir komando birliği
oluşturularak kısa süreli bireği-
time ahnacağını ve daha sonra
da BM'nin oluşturacağı askeri
güce gönderileceğini belirtti-
ler. "Yapılan hazırlıklarla bu
birliğin asgari zaman içinde ha-
zır olması için hazırlıklıyız" di-
yen askeri kaynaklar, eğitim
süresinin ise vaklaşık bir ay ola-
cağını kaydettiler.
Adriyatik denizinden Sırbis-
tan'a uygulanacak ambargoya
Türkiye'nin gemi verip verme-
yeceğine ilişkin soruya da Ge-
nelkurmay yetkilileri, "Karar
bize ait değil. Karar siyasi oto-
riteye ait. Meclisin ve hüküme-
tin karar vermesi halinde gön-
derilir" karşılığını verdiler.
Memurlar dün de yemek boykotu yaparak, hukümetio verdiği zammı protesto ettiler. (ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
'Babanın üvey evlatları'
• Bastarafi 1. Sayfada
siyah bir tabut yakarak "Dev-
let dediler. hakkımızı yedi-
ler", "Baba değil akbaba" slo-
ganlanyla protestoda bulundu-
lar. Tanm memurlan dün
Başbakan Süleyman Demirel'e
telgraf çektiler. Telgrafta "87 ve
151'in Meclis'te hâlâ onaylan-
mamasını. ücretimin tek taraflı
belırlenmesini kınıyorum. Sen-
dikam Tanm-İş'le toplu sözieş-
meye oturulmasını istiyorum'"
denildi. Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastanesi vc karayollan me-
murlan dün yemek boykotu
yaptılar. Tüm Enerji-Sen sendı-
kasına üye Türkiye Elektrik
Kurumu memurlan da dün ye-
mek boykotu yaparak. yemek-
lerini Darülaceze'ye gönderdi-
ler.Öte yandanGaziosmanpaşa'-
da pazarcılann saldınsına uğ-
rayarak komaya giren ve Çapa
Tıp Fakultesi Hastanesi'ne kal-
dınlan zabıta memuru Hüse>in
Elik'i ziyaret eden bini aşkın za-
bıta saldınyı kınadı. Hastane
personeli de işi bıraktı ve "Yaşa-
sın memurlann birliği" sloga-
nıyla zabıta memurlannı destek-
lediler.
vazgeçmem
• Bastarafi 1. Sayfada
spotlann aydınlığına karşın,
onunla sanki biraz daha aydın-
lanan salona bir sıcaklık yayılı-
yor. Gülen derin gözleriyle
utangaç utangaç salonu inceli-
yor. En az bizler kadar heye-
canlı.
Beyaz tişörtü, jean mont ve
pantolonuyla sıradan görünü-
şünün ardındaki etki hep aynı;
çok sade, o denli carpıcı.
Sorulara başlamadan önce
IPI Elektronik A.Ş.'den Yeşil
Giresunlu ve Yaşar Kekeva ilk
iki albümü, "Tracy Chapman'-
ile "Crossroads'un süper satı-
şından kendisine altın ve platin
plak veriyor. Konserin spon-
söriüğünü üstlenen Sümerbank
da çini bir seramik tabak arma-
ğan ediyor.
Konuşmasına antiîtar olan
bir star olarak, müzik geçmişi
ve şarkılannın arkasındaki fel-
sefeyi yorumlayarak başhyor:
"Her şeye şıırle başladım, sonra
müzik yazdım. Lise yıllanmda
şiir ve müziği birleştirerek de-
vam ettim. Arkadaşlanm ve ai-
lem beğenilerini belirtıyordu.
\ma ben, büyük kitlenin seve-
bıleceğini tahmin etmiyordum.
Popüler müzikten farklı olan
tarzıma beklenmedik ilgi, beni
çok şaşırttı. Müziğe başladı-
ğımdan bu yana büyük pazann
benden istediğini değil, kendi
stilimi sürdürdüm. Birinci ve
ıkinci albümümde lirizm ve söz-
ler ön planda olmasına rağmen,
üçüncü albümümde orkestraya
daha büyük ağırlık veriliyor.
Böylece daha canlı bir biçime
kayuşuyor."
Polıtikayla çok yakmdan
ılgılenen Chapman, şimdi
Amerika'da seçim yanşındaki
üç adaydan hangisini tercih
edeceğini açıklamıyor. "Ama
hiçbir zaman George Bush'a
oyumu vermedim, vermeyece-
ğim de." Chapman. Amerika'-
daki siyah-beyaz aynmının her
zaman söz konusu olduğunu
belirtiyor.
SavaronaMa köşe kapmaca
• Bastarafi 1. Sayfada
dan gelerek katıldığı gecede
Başbakan Vekili Erdal înönü,
eşi Sevinç İnönü, Turizm Baka-
nı Abdülkadir Ateş'in yanı sıra
birçok ışadamı ile İstanbui sos-
yetesinin tanınmış simalan var-
dı.
Saat 20.00'de kokteylle baş-
layıp, yemekle devam eden ve
Savarona'da noktalanan gece-
de siyasetçiler arasında ilginç
olaylar da yaşandı.
Özallar kokteyle. ANAP İs-
tanbui milletvekili Leyla Yeni-
ay Köseoğlu ile birlikte geldiler.
Özallar'ı Çubuklu Kulüp 29'un
merdivenlerinde davet sahibi
armatör Kahraman Sadıkoğlu
\e eşi, kapı girişinde ise, gazete-
ci Mehmet Barlas karşıladı.
Barlas ile öpüşen Özallar'a
ikinci olarak "hoşgeldiniz" di-
yen Adnan Kahveci oldu. Sem-
ra Özal'la 'küs' olduklan bili-
nen Kahveci'nin hem girişte
tokalaşması hem de Ö'zallar'ın
kendilerine aynlan yere otur-
duklannda yanlanna giderek
bir süre sohbet etmesi davetliler
arasında "Özal, ANAP liderli-
ğine Kahveci'yi hazırlıyor" bi-
çimindeyorumlara neden oldu.
Davette herkes, Özal ile Er-
dal İnönü'nün karşılaştıklann-
da birbirlerine karşı "nasıl bir
tavır" gösterecekleri beklentisi
içindeydi. Ancak, Özal ve İnö-
nü, yemeğin sonuna dek gözgö-
ze bile gelmediler.
El öpme kuyruğu
Klup 29un.bahçesinde bîr
süre dinlenen Özallar'ın önün-
de el öpme kuyruğu oluştu. Bu
şırada gazeteci Mehmet Barlas,
Özallar'ın yanına giderek İstan-
bui Valisi Hayri Kozakçıoğlu'-
nun eşini biraz rahatsız ederek
Semra Özal ile aralanna otur-
du. Elindeki servis tabağıyla bir
süre Semra ve Turgut Ozal'a
servis yaptı. özallar'a iyi dilekle-
rini ileten gazeteciler arasında
Ertuğrul Ozkök ile Kenan
Akın da dikkat çekerken, gece-
de bulunan ANAP'lı milletve-
killerinden Güneş Taner ile eski
bakan ve milletvekili Müker-
rem Taşçıoğlu'nun hoşgeldiniz
bile demedikleri görüldü. Cem
Kozlu ise sadece Turgut Özal'-
ın elini sıkmakla yetindi.
Özal'ın gelişine ilgi gösterme-
yen İnönü ise Özal'ın davetlile-
re "Sayın Cumhurbaşkanımız,
our president" diye üç kere tak-
dimi sırasında tam karşılannda
bir yerde İstanbui Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettın Sö-
zen, Kültür Bakanhğı Müsteşa-
n Emre Kongar. Turizm Baka-
nı Abdülkadir Ateş ile sohbeti-
ni sürdürdü. Özal bu anonslara
rağmen bahçede sadece 5-6 ki-
şiden alkış toplayabildi.
Semra Özal'ın yakın arka-
daşlanndan birisi olarak bili-
nen milletvekili Melike Hasefe
de •hoşgeldiniz' kuyruğundan
sonra Rahmi Turan'la 'mini
etek' üzerine söyleşti. Aralann-
da geçen konuşmada Hasefe,
"Bir mini etekle Tansu Çiller'i
nasıl mat ettiğini" anlattı.
Efe-Zeynep Özal çifti gece
boyunca daha çok Leyla Yeni-
ay Köseoğlu ile sohbet etmeyi
tercih ettiler.
Özal-İnönü sırt sırta
Mesut Yılmaz'ın kardeşi
Turgut Yılmaz da eşi ile birlikte
bir ara Özallann yanına uğradı.
Saat 21.30'a doğru Klup'ün
Osmanlı Çadın bölümünde ve
havuzbaşında başlayan yemeğe
Özallar herkesten sonra katıldı.
Özal ile İnönü'nün masası yan
yanaydı fakat karşılıklı masa-
larda sırt sırta oturduklanndan
birbirlerini görememiş gibi dav-
randılar.
Davetliler bir yandan yemek
yerken bir yandan da, Haldun
Dormen ve Nevra Serezli'nin
sunuculuğunu yaptığı Savaro-
na ile ilgili konuşmalan dinledi-
ler.
Savarona'da bir zamanlar
Atatürk'e hizmet etmiş ikinci
kaptan Adnan Ülgezen ile mü-
rettebattan Niyazi Söker birer
konuşma yaptılar ve kendileri-
ne Savarona plaketleri verildi.
Savaronayı yeniden inşa eden
ustalann yöneticilerine de pla-
ketler verildi.
Svviss Otel tarafından yapılan
Savarona pastasını kesmek
üzere kürsüye gelen Özal, Kah-
raman Sadıkoğlu'nun ne kadar
zor bir işi başardığını belirtir-
ken, konuşmasında zaman
zaman imalı sözler de kullandı.
Özal şöyle dedi:
"Ben bu konuyu ta başından
beri biliyorum. Savarona'nın
deniz kuvvetlerinden ihaleye cı-
kanldığı noktada o zaman hü-
kümet başkanı olarak konu
birkaç kez önümüze geldi. Bir
teklifte, müze halinde karada
muhafaza edelim bir başka tek-
lifde hurdaya gitmesi gerekli
deniyordu.
Uzun mücadeleler
Öyle anlaşılıyor ki, Kahra-
man Sadıkoğlu ihaleyi kazan-
dıktan sonra çok uzun mücade-
leler yaptı. Kendisı bana bura-
ya gelmemi bu münasebette
teklif ettiği zaman. biraz düşün-
düm bu sıralar mümkün oldu-
ğu kadar Marmaris'te kalmayı
tercih ediyorum ama dedim ki.
birçok insanlar var. insanlann
bir kısmı yapıcıdır. ufak da olsa
bir kısmı yıkıcıdır. Yapıcı in-
sanlan desieklemek lazım. Ya-
pıcı insanlann arkasında kuv-
vetle destek olmak lazım.
Ancak bu şekilde yıkıcılann sa-
yısının artmasına mani olabili-
iTz. Yıkıcılar gene fonksiyonu-
nu göreceklerdir, bütün dünya-
dada böyle olmuştur. İş isteme-
yenler devamlı negatif konuşan
insanlar olacaktır. Devamlı
tenkit eden ama hiçbir iş yap-
mayan insanlar olacakür. Bu
benim geçirdiğim uzun meslek
hayatımda tecrübe ve politik
hayatımda gördüğüm husus-
tur.
den sıkılan İnönü. "Ben şimdi
daha önemli bir işle uğraşaca-
ğım kahve içeceğim" diyerek
masasına döndü.
Kuğu Göiü eşliğinde Herkes giremedi
Özal'ın "yapıa insanlan des-
teklemek gerekir" sözleri bü-
> ük alkış alırken. Özal'ın pasta-
yı kesmesi sırasında havuz
kenannda bulunan organizas-
yon düzenlevicilerinden Nedim
Göknil de havuz kenanndaki
kınk bir ızgaraya basınca smo-
kiniyle birlikte kendisini ha-
vuzda buldu.
Atatürk'ün yatının yeniden
açılış töreninde Müzeyyen Se-
nar da unutulmamıştı. Senar.
Atatürk'ün sevdiği şarkılan
seslendirdi.
Geceyansı anonsla Sava-
rona'nın Dolmabahçe'den geli-
şı duyuruldu. Kocaman beyaz
gövdesiyle. sadece direklerdekı
iki ışığı yanan Savarona karan-
lıklar içinde yaklaştı. Kulüp
29'un önüne yaklaştıkça sırayla
ışıklannı -yakmaya başladı
Tüm davetliler ayağa kalkarak
"Kuğu Gölü" müziği eşliğinde
giderek aydınlanan ve bembe-
yaz bir kuğu gibi süzülmeye
başlayan Savarona'nın gelişinı
alkışlarla karşıladılar.
Gazeteciler ve davetlilerin
büyük bölümünün gemıyi izle-
diği sırada bütün bir gece bir-
birlerine selam vermeyen İnönü
ve Özal'ın derin bir sohbete dal-
dıklan görüldü. Yanlannda
gene Mehmet Barlas yanaşmış-
tı ve konu dış politikaydı. Özal
Körfez savasının bazı ülke dev-
let başkanlannm başını >ediği-
ni belirtiyordu. Mehmet Bar-
las'ın verdiği Thatcher örneği-
ne ise "o zaten çok uzun süre
kalmıştı ondan oldu" diyordu.
Barlas'ın Gorbaçov örneğine
ise İnönü karşı çıktı. "Gorba-
ço\'un gidişinin Körfez sava-
şıyla bir Tlgisi yok" dedi. Sohbe-
tin bu şekilde dc\am ctmcsin-
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Bastarafi 1. Sayfada
Deneyimli ve bilgi sahibi gazeteci, demokrasinin oldu-
ğu gibi bilgi toplumunun da vazgeçilmez öğesidir.
Ne acı ve yazık ki habere, gerçeğe, olaya, olguya, bel-
geye ve bilgiye dayalı gazetecilik günümüzde ilgi görmü-
yor. Bu tür gazeteci sayısı gün gectikçe azalıyor.
Bunların yerine, soyut sözcüklere, komplo teorilerine,
kuşkulu varsayımlara ve saplantılara dayalı gazetecilik
ön plana çıkıyor. Dedikodu gazeteciliği prim yapıyor.
Günlük dedikodulara dayalı yüzeysel gazetecilik geçer
akçe sayılıyor.
Türkiye'de bu kadar can alıcı konu olan Kürt sorununu,
geçmişi ve geleceği ile incelemeden bu konuda nasıl "fi-
kir" ve hele hele "yargı sahibi" olunur?
önceki günkü "Dış Haberler" sayfası, bu açıdan, gaze-
teciliğin nasıl yapılacağını gösteren bir örnektir.
Sayfada, Makedonya sorunu, güncel gelişmeleri ve ta-
rihsel boyutu ile inceleniyor ve özlü bilgiler veriliyor. Bu
bilgiler verilirken de haberin içinde şu yorum yapılıyor:
- Makedonya 'nın ileride Yunanistan 'ın Kürt sorunu ola-
cağı düşünülebilir.
Makedonya, Yugoslavya'nın Üsküp çevresi ile Vardar
Ovası'nı, Yunanistan'ın Selanik ve çevresini, Bulgaris-
tan'ın güneybatısını ve Arnavutluk'un da doğusunu içine
alan bir coğrafya parçasıdır.
Bu coğrafya parçasının yarısını aşan büyük bölümü
Yunanistan topraklarında kalmaktadır. Bölgede Yunanlı-
lar ile Slav kökenli Yunan yurttaşları yaşıyor.
Makedonya sorunu, Yugoslavya, Bulgaristan ve Yuna-
nistan arasında tartışma konusu olmuş; 2. Dünya Sa-
vaşı'ndan sonra Yugoslavya ve Bulgaristan arasında
oluşumunaçalışılan birlik, bu iki ülke arasında Makedon-
ya sorunundan kaynaklanan uyuşmazlık yüzünden kuru-
lamamıştı.
Makedonya'nın Yugoslavya'da kalan bölümünde Me-
reşal Tito tarafından 1944 yılında Yugoslavya Federas-
yonu'na bağlı "Sosyalist Makedonya Cumhuriyeti" ola-
rak kuruldu.
Yugoslavya'nın dağılması üzerine Makedonya Cum-
huriyeti bağımsızlığını ilan etti.
Yunanistan, "Makedonya Cumhuriyeti" adı altında bir
devlet kurulamayacağını, "Makedonya" adının Yunanis-
tan'ın kuzey bölgesinin adı olduğunu, bu adda bir cum-
huriyet kurulmasına izin vermeyeceklerini ileri sürüyor
ATülkeleride Yunanistan'ın bututumunedeniyle "Ma-
kedonya Cumhuriyeti"n\ henüz tanımıyorlar.
AT ülkeleri kendi aralarındaki gümrük duvarlarını yıkıp
sınırları da kaldırarak birleşme sürecine girdiği dönem-
de Sovyetler Birliği dağılıyor; bu dağılmadan sonra Yu-
goslavya'da etnik kargaşa ve iç savaş başhyor. Aynı
günlerde Ermenistan-Azerbaycan arasında silahlı çatış-
ma başhyor. Aynı süreç içinde Kuzey Irak'ta Kürt devleti
kuruluyor; Güneydoğu'da PKK terörü yayılıyor.
Etnik kargaşalar, 1. Dünya Savaşı yıllarını anımsatırca-
sına orman yangınları gibi yayılıyor. Yunanistan da, "Ma-
kedon milliyetçiliği"nin kendi topraklarında kargaşa
çıkarmasından endişe ediyor.
Kapitalist dünya Avrupa'da birleşirken sosyalist dünya
Avrupa ve Asya'da dağılıp parçalanıyor, Yunanistan ve
Türkiye gibi NATO ülkeleri de Batı destekli Makedon ve
Kürt milliyetçilikleri ile kargaşaya itiliyor...
Imdat sağanağı
HAKKI ERDEM
Sıra Savarona yı dolaşmaya
gelmişti, ancak yata tüm davet-
üleri almadılar. Sadece Özallar
ve yakınian ile İnönü ve çevresi
ve bazı yabancı konuklar alın-
dı. Savarona yatı. konuklannı
aldıktan sonra Boğaz'a doğru
hareket etti ve Çubuklu'dan
dönerek gece 02.30'a kadar sü-
ren bir Boğaz gezisi sonunda
Özal'lann kaldıklan Çırağan
Oteli açıklannda demirledi.
Savarona gezisi sırasında
Kahraman Sadıkoğlu hem
Özallar'a hem de İnönü'ye yatın
odalannı ve Atatürk'ün yeni-
den eski biçimine benzetilmeye
çahşılan dairesini gezdirdi. Bu
geziler sırasında da yat içinde
kendiliğinden oluşan bir köşe-
kapmaca oynandı ve Özal ile
İnönü hiç karşılaşmadan aynı
yatta 2 saat gezmeyi başardılar.
Semra Hanım'ın
straplesi
Yeşil. yerlere kadar uzanan
ve işlemeli straples bir tuvalet
giymiş olan Semra Özal önce
ait arka güverteyle çıkıp otur-
du. Gelinine "Gel Zeynep gel"-
dıye seslendi fakat sonra üşüye-
rek içeri girdi. Çevresinde Leyla
Yeniay Köseoğlu. Füsun Kah-
veci, Zeynep, Melike Hasefe ile
oturdu.
İnönüler. Abdülkadir Ateş.
Nurettin Sözen. Uğur ve Duy-
gu Büke ve bazı dostlan ile bir-
likte üst güvertede ve kahvc
salonunda oturdular. Özallar
ait kattan motora bincrek aynl-
dıktan sonra çıkış kapısına in-
dikleri için de Savarona'daki
Boğaz gezisi sırasında birlikte
oturmamış oldular.
SARA\ BOSNA - Avrupa-
nın ortasında bir Lübnan görü-
nümü veren Sara>bosna'da top
scslcrivle gök gürültüsü birbiri-
nc kanşıyor. Sırp katliamına
maruz kalan Müslüman Boş-
naklar. sılah sesleri altında ca-
milere toplanıp. birlik ve da>a-
nışmu dualan edi>or. vaazlar
dinliyor.
Saravbosna halkı Helsinki
zirvesinden umudunu giderek
>ıliri\or. Sırbistan'a askeri mü-
dahale umudunu artık taşıma-
>an halkın tek istcği. silah >ar-
dımı. Müslüman Boşnaklar,
Türkiye'den de gıda ve ilaç yar-
dımı yerine silah yardımı istek-
lcrinidilegetiriyor.
Saravbosna'vı dört bir >an-
dan çevırmış olan Sırplar. top
\e silah ateşinı önceki gece bir
ölçüde azalttılar. Gün boyu sık
sik silah sesleri yükselen kentte.
akşam üzeri Sırplann top ve ha-
van ateşi başladı. Top mermile-
rinden biri. radyo-tv merkezi-
nin az ötesindeki olimpik spor
merkezine isabet etti. Alevler ve
dumanlar yükselen spor mer-
kezinin imdadına bardaktan
boşanırcasına başlayan sağa-
nak yağmuryetişti. Topateşleri
yağmur ve gök gürültüsü ara-
sında yine sürdü.
Saraybosna'da sabah ışıkla-
nyla birlikte savaşın tüm sıkın-
tılanna karşın. >aşam başlı>or.
Bir de >ağmur ardından tem-
muz güneşi çıkınca Saravbos-
nalılar. sokak aralannda dolaş-
maya başlı>or. Ancak. Sırplar-
la Müslüman Boşnaklar ve
Hırvatlar arasındaki bölgeleri
bir sınır çizgısi gibi ayıran Mil-
jacka Nehri kıvılannda temkin
elden bırakılmıvor. Karşı kı\ı-
ya açık olan sokak başlannda
ve meydanlarda karşıdan karşı-
ya koşarak gecilebiliyor. Geciş-
lerde zaman zaman Sırplann
ateşlediği mermilerden kaçmak
için zıkzak yapmak gerekiyor.
Tek tük BM Banş Gücü zırhlı
araçlannın dolaştıği sokaklar-
da olaylan izleyen gazetecilerin
üzerine de zaman zaman ateş
açılıyor.
Müslümanlann yoğun ola-
rak bulunduğu Başçarşı ava-
nnda sokak aralanndaki bar ve
kafelerde bile gündüz saatlerin-
de canlılık göze çarpıyor. Boş-
naklar. tüm sıkıntılanna kar-
şın, ellerinde kalan bir miktar
bıra ve votkalannı yudumlu-
vor.
Müslüman Boşnaklar. dün
cuma namazı için camilerdc
toplandı. Bir kısmı ayakta kala-
bilen camilerde bir kısmı da İla-
hiyat Fakultesi bahçesindeki
Gazi Hüsrev Be> Medresesi'-
ııde nama/iannı kılabildi. Ho-
canın verdiği vaaz ve hutbe de
savaş üzerineydi. Silahlannı ya-
nıbaşlanna bırakan Boşnak-
lar'a Hoca İsmet Sipahiç birlik
çağnsında bulundu ve "Musu-
betten korunmak için daya-
nışma"nın önemini vurgulayan
ayetlerokudu. Hoca'nm mesajı
"Düşmana karşı her şeyinizle
mücadele lazım. Moralinizi
bozmayın. birlik içinde müca-
deleye" oldu.
Başçarşıda vecami avlusun-
da konuştuğumuz Boşnaklar.
Türkive'dcn silah istediklerini
dile getirdiler. Sırplara karşı
mücadele veren 37 yaşındaki
milis Raşit Numunoviç. "Sila-
hımız \ ar, ama yetersiz. Sırplar-
da her şey var. Türkiye bize
yivecek değil. silah göndersin.
tank göndersin" diye konuşu-
vor.
. İLAN
ARSİN KADASTRO HÂKİMLtĞt'NDEN
Esas No: 1992/20
Davacı Halim Gürsoy tarafından davalılar aleyhine açıian kadastro
tesbitinin iptali ve tescil davasımn yapılan ilk tensibi sırasında,
Duruşma günü, davahlardan Hasan, Alibey, Ayşe, Emine, Mak-
bule, Hayriye, Mahbup Zehra, Mahmut Gürsoy,ve Emine Gürsoy'a
bunca aramalara rağmen tebliğ edilemediğinden davahlann duruş-
ma günü olan 21.8.1992 tarihinde bizzat duruşmaya gelmeleri veya
kendilerini vekille (emsil ettirmeleri, kendilerini vekille temsil ettir-
medikleri takdirde duruşmaların gıyaplarında yapılacağı ve duruş-
ma gününün 7201 sayılı teblıgat yasasının 29. maddesi gereğince da-
valılaratebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 48787
İLAN
T.C.
KAYSERİ
ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ
Davacı Maliye Hazinesi vekili tarafından açıian gaiplik davasımn
verilen ara kararında:
Kayseri'nin Akyazı mevkiinde kain, 177 pafta, 786 ada ve 3 ve 4
parselin sahiplerinden olan Ekmekçioğullan'ndan Mehmet olarak tes-
cil edilen yerin maliklerinden olan kişinin gaipliğine karar verilmesi-
ni Hazine vekili istemiş olduğundan bu kişinin mahkememizdeki
1992/174 esas sayılı dosyasımn her türlu delilleriyte birlikte yargıia-
manın atılı bulunduğu 24.9.1992 günü başvurması, aksi takdirde ga-
ipliğine karar verileceğı ilan olunur. 30.6.1992
Basın: 48765