Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9HAZİRAN1992SAU CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Yaşar: İzmip
havaaldı
• Ekonomi
Servisi-
Viking-Birlik!
Kâğıtçıhk
MüşteriJer
Toplantısf-
nda konuşan
Yaşar
Holding İdare Meclisi
Başkanı Selçuk Yaşar,
"Geçmiş iktidaı döneminde
İstanbul ve Ankara
büyürken İzmir hava
alroışür" dedi. Viking Kâğıt
veŞelülozAŞ Genel
Müdürü Bülent Özakdağ ise
"Kişi başına kâğıt-karton
. tüketimiABD'de3llkg,
- Avrupa ortalaması 93 kg,
Asyaortalaması 19.8 kg,
. dünya ortalaması da 44.8
, kg'dır. Türkiye, kişi başına
20.6 kg kâğıt tüketimi ile
dünya ortalamasının çok
• alundadır. Kâğıt ürünleri
. ihracaümız 55 milyon
. dolar, ithalaümızjse 300
milyon dolardır. * dedi.
Kuruüzümün
maliyeti 6.300 TL
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Börosu)-Tanş'in
1992-1993 kampanya
r
dönemi ahmlannda
çekirdeksiz kuru üzümün
" maliyet fiyatı 6 bin 300 lira
1
olarak belirlendi.Tariş
• Üzüm Birliği Yönetim
Kurulu Asbaşkaru Ali Rıza
• Türker, kuru üzüm
desteklemealım fiyaürur.
• ilanı için henüz erken
' olduğunu söyledi. Sağhklı
fiyat belirlemesinin ürünün
• gelişiminden, gerçekçi
rekolte tahminlerinden
sonra yapılabileceği
kaydedildı.
Altı güzel
ihracat elçisi
-. • Ekonomi Servisi -
--.Dünyanın En İyi Mankeni
.-. yanşmasının cuma geceki
galasında Türkiye'yi
Düsseldorf fuannda temsil
(.edecek altı "İhracat Elçisi"
c- seçildi. Yanşmanın ana
ı .sponsoru İstanbul Tekstil
-. ve Konfeksiyon
- İhracatçılan Birlikleri
i, (İTKİB), 6-9eylül tarihleri
arasında yapıiacak İGEDO
L Fuan'na Dünyanın En İyi
u Mankeni adaylan
'arasından seçilen bu 6
mankenlegidiyor.
Almanya.Ispanya,
Iskoçya. Avusturalya,
Senegal veHaitili
'• mankenler Düsseldorf ta
Türk tekstil ve konfeksiyon
"sanayinin ürünlerini
•"• şunacak.
İş Bankası'nda
uyuşmazlık
. • Ekonomi Seryisi -
] Banka-Sigorta İsçileri
Sendikası(BASISEN)ile
" Türkiye İş Bankası AŞ
arasında, 17 bin 500 çalışanı
kapsayan toplu iş
...sözleşmesi görüşmelerinde
- anlaşma sağlanamadı.
^ Halen ortakma aylık brüt
** ücretin 2 milyon 750 bin lira
olduğu İş Bankası'nda,
, sendika. ilk 750 bin lira için
; yüzde 180, ikinci 750 bin
*için yüzde 155, üçüncü 750
bin için yüzde 135, geri
kalan bölüm için yüzde
^ 115'lik ücret artışı teklif
^ediyor.
'şİRKETLERDEN
HABERLER
{ • VAKKO, şirketlerinin
Z özkaynaklannı büyütüyor.
* Vakko bünyesinde yer alan
* dört kuruluşun sermayeleri
* toplam 57 milyar 300
1 milyon lira arttınldı.
l Grubun ana şirketi
! konumundabulunan
; Vakko Tekstil ye Hazır
Giyim Sanayii İşletmeleri
AŞ, daha önce 1 milyar lira
olân sermayesini 49 milyar
. artürarak 50 milyar liraya
* çıkardı. Aynca Vakko'nn
. pazarlama şirketi olan
• Vakko İç ve Dış Pazarlama
; AŞ'nin sermayesi de 500
• milyon liradan 3 milyar
* liraya yükseltildi.
• DIGITAL Equipment
Corporation, Birleşmiş
Milletler'in l-14haziran
tarihleri arasında
' düzenlediği, Çevre Zirvesi
olarak da anılan Çevre ve
Gelişim (UNCED) konulu
konferansında kayıt sistemi
ve mesaj servisi sağlıyor.
•YATSAN,üretüği
yatakJara 20 yıl garanti
veriyor. Yatsan yetkilileri,
kesintisiz yay sistemiyle
vücudun tam kontürütünü
alıyor. Yatsan'in yeni
yataklan ABD'li Leggett
Plattpatentiyle üretiliyor.
Erez'denhükümete tam destekANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Odalar ve Bor-
salar Birliği (TOBB) Başkanı
Yahm Erez, hükümete gerek
ekonomik konularda, gerekse
anarşi ve terör karşısında aldığı
önlemlerle ilgili olarak tam
destek verdi. Erez, ekonomik
konularda hükümetin "can
acıtıcı dahi" olsa aldığı önlem-
leri bir an önce uygulamaya
koyması gerektiğini belirtirken
"Ekonomik konularda hükü-
metin tespıt ve hedefleri doğru-
dur" dedi. Anarşi ve terör ko-
nusunda hükümete tam destek
verdiklerini bildiren Erez,
önceki gün yapılan ara yerel se-
çimlerin ise "Türk halkının ko-
alisyonu desteklediğinin gös-
tergesi" olduğunu söyledi. Tür-
TOBB BAŞKANTNDAN'
• Ekonomi: Türkiye 1992'ye hiç de iç açıcı ol-
mayan ekonomik tabloyla girmiştir. Hükümetin
alacağı doğru karann destekçisi olacağız. Hükü-
metin ekonomik konulardaki tespitleri doğrudur.
• Anarşi ve Terör: Hükümetin bu konudaki
çabalanna TOBB her türlü destegi verecek.
• Dış Politika: Türkiye dış politikasında hayal-
perest olmamalıdır.
• Şeçim sonuçlan: Sonuçlar Türk halkının bu
koalisyonu desteklediğinin göstergesidir.
kiye'nin en önemli sorununun
kaynak sıkıntısı olduğuna işa-
ret eden Erez, iç borçlanmaya
çare bulunması ve vergi adaleti-
nin sağlanması gerektiğini de
bildirdi.
Erez, yeni görevine başlarken
düzenlediği basın toplanüsında
şöyle konuştu:
"Türkiye 1992'ye hiç de iç
açıcı olmayan bir ekonomik
tabloyla girmiştir. Nasıl ekono-
mik tablo uzun yıllardan beri
süregelen yanlışlıklarla oluş-
muşsa, bu bozuk ekonomik
Gecikmeli, sansürlü 3.8 milyarlık3. İktisat Kongresi'nin perde arkası
Kongre DFFye tuziuyageldi
•4 kez ertelenen İktisat Kongresi'nin organi-
zasyonu için iki vakfa kanşık bir öyküyle tam
3.8 milyar lira ödendf.
TÜNCAY ÖZKAN
İZMİR- İzmir İktisat Kong-
resi, gerçekleşene kadar geçen 2
yıllık zaman içinde pek çok kez
siyasilerin sansüründen geçti, 4
kez ertelendi ve organizasyonu
için iki vakfa kanşık bir öyküyle
tam 3.8 milyar lira ödendı. Bu
vakıflar, kendi üstlenmeleri ge-
reken işi de, DPTye yapürdı-
lar.öyle ki kapıdaki güvenlik,
kontrol işlemlerini de DPT
müsteşar yardımalan ile, genel
sekreteri yapülar. Bilimsel ye-
terlilik açısından çok önemli
olan bildirilerin güncelleşüril-
mesi konusunda kauhmcılara
"Geç kaldınız. biz bildirileri bir
yıl önce bastırdık" yanıtı veril-
di. Böylece Türkiye ekonomisi-
ne ilişkin veriler, en az iki yıl ön-
cesinin istatistikleriyle belgelere
geçti.
Kongrenin hazırlık çahşma-
lan, ilk olarak 1990 yılında baş-
ladı. Kongrenin yapılmasına
ilişkin karar, ANAP hükümeti
döneminde verildi. Almanya'-
dan 3.5 milyon markhk bir tek-
nik yardımın ahnması için Prof.
Cem Alpar ile kamu çahşan-
lanrun ağırlıklı olarak oluştur-
duklan Pazarlama Vakfı da
kongrenin organizasyonuna ta-
lip oldu. Bu vakfın kurucu-
lanrun arasında kongreyi dü-
zenlemekle görevli Devlet Ba-
kanı Işın Çelebi de yeraldı.Çele-
bi, 3. İktisat Kongresi'nin or-
ganizasyonu için bir ihale açtı.
Ihale komisyonluğunun da
başkanlığını yapü. Ihaleyi ken-
disinin de kurucu üyeleri arasın-
da yer aldığı Pazarlama Vakfı
kazandı. Ancak 20 haziran se-
çimleri öncesinde siyasi fınans-
manını vakıftan karşıladığı id-
dialan üzerine Işın Çelebi,
Bu organizasyon için DPT
bütçesinden 3.8 milyar lira
aynldı.Organizasyonun genel
koordinatörlüğü de Cem Al-
par'a verildi.Alpar, gelişmeleri
şöyle anlattı.
" Biz, bildiri sunacak arka-
daşlanmızı , öğretim üyelerini
saptadık.Diğer personeli bul-
duk. Bunlara paralar ödedik.
Ancak bir türlü kongre günü
üzerinde karara vanlamadı.
Vakıf, para ödemeye devam
etü tabii.
Ancak daha sonra bir başka
vakfın adı duyulmaya başladı
kongre organizasyonunda.
EGEV (Ege Ekonomisini Güç-
lendirme Vakfı) adlı kuruluş, si-
yasi isteklerde yoğunlaşınca,
olayın İzmir ayağının koordi-
nasyonunda görevlendirildi.
Pazarlama Vakfı da, buna karşı
direnrnedi.Bunda vakıf üzerin-
deki siyasi baskının etkili oldu-
ğu iddia ediliyor.Pazarlama
vakfı da, bütcedeki 3.8 milyar-
dan 2 milyan, bu vakfa aktardı.
DYP milletvekili adaylığf-
dan DPT müsteşarlığına geti-
rilen İlhan Kesici y işe önce
Cem Alpar ile, Prof.Dr. Kenan
Mortan'ın hazırladıklan ve-
kongrenin birinci günü gösteri-
lecek olan fılmle başladı.Filmin
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
ile 1980 sonrasını öven görün-
tüleri ve metni değiştirildi. Ma-
kaslanan kısımlann yerine Sü-
leyman Demirel'in göriintüleri
konuldu. Yeni bir metin Mor-
tan'a okutuldu. Tüm çağnh-
lann listesini de DPT yapü. Bu
aşamadan sonra da bütün iş,
DPTye kaldı. Bunun üzerine,
organizasyonu üstlenen iki
vakıf da kenara çekilip, DPT-
nin çalışmalanna seyirci kaldı-
lar. Kongrenin bütün çahş-
malarını DPT'nin elemanları
gerçekleştirdi. Hatta bozulan
fotokopi makinelannda çekıl-
mesi gereken metinleri ellerine
ahp, otel otel fotokopi maki-
nesi arayanlar arasında DPT
daire başkanlan dahi görüldü.
DPT elemanlannın deyimiyle
parayı vakıflar.alırken, zahmeti
DPT çekti.
tablonun da çok kısa bir sürede
düzeltileceğini kimse umut et-
memelidir. Ekonomide sihirli
reçeteler yoktur."
Yeterince vergi alındığını,
ancak bazı kesimlerden fazla
vçrgi, bazı kesimlerden ise hiç
almmadığını kaydeden Erez,
"Yapıiacak iş vergi adaletini
sağlamak olmaüdır" dedi. Erez
daha sonra şöyle devam etti:
"Türkiye, Orta Asya'daki
Türk cumhuriyetleri ile ilişkile-
rini geliştirdiği gibi Rusya Fe-
derasyonu ile iüşkilerine aynı
önemi vermek mecburiyetinde-
dir ve vermektedir."
Üstü kapah olarak TÜSİAD'ı
da eleştiren Erez: "Odalar
Birliği, Türk iş âleminin en
üst ve yasal tek kuruluşudur.
Ben ve arkadaşlarım bu tem-
silcilik hakkımızı en iyi şe-
kilde kullanacağız. Bunu kulla-
nırken de kavgacı olmayacağız.
Türkiye'ye hizmet etmek iste-
yen hangi dernek, hangi teşek-
kül varsa Odalar Birliği'nin
şemsiyesi altında onlara da yer
vardır. Ancak bunu dışanda
kalıp TOBB'nin temsilcilik
hakkını kullanarak çözmeye
kalkanlarla her türlü mücadele-
yi yapacağız. Erez daha sonra
Türkiye'de 20 Ekim seçimlerin-
den sonra DYP-SHP koalisyo-
nunun en iyi çözüm olduğun,u
benotarihlerdede söylemiştim"
dedi.
Türkiye'nin ekonomik açı-
dan rahatlaması için bir dizi ön-
lem ahnması gerektiğini, bun-
lardan ilkinin de "Hazine arazi-
si üzerindeki gecekondulara
100 metrekare üzerinden 25
milyon lira karşıhğmda tapu
verilmesi" olduğunu belirten
Erez, vergi affıru ise "gecikmiş
bir af' olarak niteledi. Erez,
TOBB Başkanlığını 4 yıl sür-
dürmeye kararlı olduğunu da
belirtti.
TOBB Yönetim Kurulu'nurı
dünkü toplanüsında, Erez oy-
birliğı ile başkanhğa secılırken,
başkan yardımcıbklanna da
Ali Osman Ulusoy, Fuat Mi-
ras, Yavuz Zeyünoğlu ve Rıza
Aydın geürildiler.
Soğaıı tüketiciye acı, vurguncuyatatlı
BÜLENT KIZANLIK
• Yeni ürün piyasaya çıkmadan önce depodaki
mala zam yapmaya kalkan büyük üretici ve tücx^r
soğanı çarşı-pazarda 3 bin liraya kadar tırmandırdı.
bir hafta-10 gün sürdüğü ve
Adana mahsulünün çıkmasının
da etkisiyle fıyatlann gerileme-
ye başladığı bildiriliyor.
İstanbul Ticaret Odası Pa-
tates-Soğan Meslek Komitesi
Başkanı Rüşdü Ersoy, Cum-
huriyet'in soğan fiyatlanndakı
yükselişle ilgili sorulannı tepki
ile karşıladı."Kışın 500-600 li-
radan soğan sattığımızda. kim-
se neden bu kadar ucuza satı-
yorsunuz diye sormadı" diyen
Rüşdü Ersoy, "Bu dönemde
müstahsil beş kuruş kazan-
madı, tabii bunun acısını çıka-
racak" şekilde konuştu. Eldeki
stoklann bitüğini, yeni ürünün
Soğanda, spekülatörler bu
yüki son zam fırsaüru da ka-
çırmadılar. Haziran ayı başın-
da yeni mahsulün piyasaya
çıkması ve bollukla bırhkte fı-
yatlann daha da düşmesi bek-
îenirken, "eldeki ürün bitti"
diye yaygara yapan bazı büyük
üreüci ve tüccar, geçen ay fıyat-
ların yarı yarıya artmasına
neden oldu. Müstahsilde bin
500, toptanada bin 800 - 2 bin
liraya kadar çıkan soğan, çarşı
pazarda ise 3 bin lirayı aşü.
Spekülatörlerin 3 hafta ka-
dar önce başlayan zam keyfınin
de henüz tam anlamıyla
çıkmadığını kaydeden Rüşdü
Ersoy, Suluova, Polatlı, Kara-
cabey, Tekirdağ ve Silivri'de
yoğunlaşan üretimin geçen
yıbn da üstünde gerçekleşmesi-
ninbeklendiğinikaydetüve"Fi-
yatlar bin liraya düşer" dedi.
Soğan ücaretiyle uğraşan Sa-
cit Yorgancı "Üretici bin liraya,
bin 200 liraya satmadığı zaman
bunu ekmez" derken, Rami'de
kuru gıda toptanalığı yapan
Tevfık Tiryakioğlu "15-20 gün
önce eldeki stoklar bitti diye laf
çıkardılar. Bu yanlış bir politi-
kaydı. Bu şekilde fiyatlan çı-
karmaya çalışular. Ama bu bir
hafta bile sürmedi. Çünkü piya-
sada söylenenin aksine mal
yokluğu olmadığı ortaya çıktı"
şeklinde konuştu.
Zam zinciri nedeniyle
tarlada 1300 lira olan
soğan bazı pazarlarda
yüzde 100 değer
kazanarak 3000
lira gibi bir
fiy att sabbyor.
Tüccar
liradan
satıyor.
B U G Ü N L E R D E
K U L L A N M A N I N
E N K E Y İ F L İ Y O L U :
CONRADIN BENZERSİZ YORUMUNU ÇOK İŞİTTİNİZ. ŞİMDİ İLK KEŞFEDENLERDEN BİRİ SİZ OLL'N:
31 AĞUSTOS'A KADAR *. CONRAD ISTANBULDA ODA TİYATI US $ 99 **
MUTLAKA YARARLANIN...
REZERVASYONLARINIZ İÇİN LÜTFEN CONRAD İSTANBUL' U
YA DA SEYAHAT ACENTEMZ1 ARAY1N.
• OTEL REZERVASYON DIRLMUNA GORE * ' KATMA DEĞER VERGISI HARIÇTİR.
ADPES: YILDIZ CADDESİ. P.K. 203 BEŞİKTAŞ 80700 İSTANBUL TEL: (I) 227 30 00 FAX. (11 259 66 67
CONRAD
İSTANBUL
H I L T O N H O T E L S
LRFTIM
Beyaz eşya
artıyor,
kahverengi
düşüyor
Ekonomi Servisi - Bu yılın ilk
dört ayında geçen yıhn aynı dö-
nemine göre modern hayatın
vazgeçilmez elektrik ve elektro-
nik ev eşyalanndan müzik seti
ve televizyon üretiminde gerile-
me kaydedilirken, fınn, ça-
maşır makinesi, dikiş makinesi
ve video üretiminde artış oldu.
Devlet İstatistik Enstitüsü
(DÎE) verilerine dayanarak
yapılaa hesaplamalara göre
1991 ocak-nisan döneminde 65
bin 986 adet olan müzik seti
üretimi, yüzde 50.5'lik gerileme
ile bu yılın aynı döneminde 32
bin 690 adete düştü. Söz konu-
su dönemler itibanyla yüzde
7.8 azalan televizyon üretimi de
837 bin 316 adetten 771 bin
583"e geriledi.
Üretimi artanlar
Öte yandan, geçen yılın ilk dört
ayında 181 bin 154 adet olan
fınn üretimi, yüzde 61.8 arüşla
bu yıl aynı dönemde 293 bin
89'a yükseldi. Üretimi artan di-
ğer ürünlerden buzdolabında
yüzde 29.1 oranında arüş gö-
rüldü. Böylece,"buzdolabı üreti-
mi 250 bin 685'ten 323 bin 694'e
çıktı.
1991 yılı ocak-nisan döne-
minde 207 bin 18 adet çamaşır
makinesi üretilirken. bu >ıl bu
miktar 305 bin 384'e yükseldi.
Çamaşır makinesindeki üretim
artışı yüzde 47.5 oldu.
Söz konusu dönemde aynca,
dikiş makinesi üretimi de yüzde
7.4 oranında artarak 74 bin
309'a çıktı. Geçen yıl aynı dö-
nemde 69 bin 182 adet dikiş
makinesi üreülmişti.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
Devlet Olmadan..
3.izmir iktisat Kongresi'nin sonuçlan, eylül sonrasında
yayımlanmış olacak. Hükümete ve Türk kamuoyuna alter-
natifler sunmayı hedefleyen kongreden çıkan sonuçlar, alter-
natif sunmaktan çok formülü aynı, markası farklı ilaçlar yada
tek reçete gibiydi. DPT müsteşannın özetlediğine göre dev-
let ekonomiden elini eteğini çekecek; 2000'li yıllara KİT'siz,
iktisadi devlet teşekkülsüz, kamu açıkları, enflasyon aşağı
çekilmiş, çağdaş sanayileşme ve yatırımlar özel sektör eliyle
gerçekleştirılmış olarak gırilecekti.
4 günlük kongre çalışmalarını izleyenler, Türkiye'yi kurta-
racak bu tek reçete (!) çevresinde gerçek bir düşünce bom-
bardımanına muhatap oldular. istanbul'a dönüş yolunda yor-
gun, yorgun olmaktan da çok çizilen tablonun karamsarlığın-
da düşünüyordum: TİSK kaynaklı en doğru verilere göre
özel sektör, sendikalı-sendikasız, yılda ortalama 400 bin işçi
çıkarıyordu. Türkiye'de şu sıralarda toplu pazarlık hakkını
kullanabilen işçi sayısı 1.2 milyona kadar düşmüştü. Su top-
lamın da üçte ikisi kamu iş yerlerirtde çalışıyorlardı. 2000
yılına KİT'siz girilecekse bu, ekonominin gelışmesi, ayakta
durması için zorunlu ise 800 binlerle sayılan kamu çalışanı ne
olacaktı? özelleştirme aşamasında kaç yüz bin işçi işini kay-
bedecekti? Kamu işçi atmadan, özel sektör yılda %30-40'lara
ulaşansirkülasyon, işçi çıkarması ile çalıştığına göre özelleş-
tirme aşaması dışında olarak her yıl olağan işinı kaybetmeye
başlayanlar, bugünkü 400 binin iki katına mı ulaşacaktı?
Varlığını, gücünü bir anlamda sadece kamu örgütlenmesin-
den alan sendikalar, sendikalılaşma, iş barışı ne olacaktı?
önümüzdeki yıllarda olabıleceklerı, iktisat Kongresi'nde
geleceğin ekortomisinin programlamasını yapanların günde-
me getirmediklerini, düş dünyamda karamsarlığım artarak
düşünüyordum ki yanıma oturduğunu fark etmediğim izmir iş
dünyasının önemli isimlerinden Prof. Ali Nail Kubalı seslendi.
Tabii İktisat Kongresi izlenimlerimi merak ediyordu. Görüş
birliğine varılan, Türkiye'nin düze çıkması için kaçmılmaz
gösterilen tek reçetenin'nasıl uygulanabileceğini kavraya-
madığımı, kaygılanmı anlatmaya çalıştım. "Gerçekleşemez,
gerçekçi değil çünkü. Söyleyenler de söylediklerine inanmı-
yorlar" diye yanıt verdi. Dünyada bu tek reçetenin üzerinde
tartışmalar başladığını, fikir babası ABD'de çok önemli görüş
değişikliklerinin olduğunu anlattı. ABD'de yaşanan son zenci
patlaması olayından sonra hükümetin bugüne kadar izlediği
politikaları tümü ile gözden geçırmeye başladığını, sosyal
devlet kavramına yeniden dönüşüm sürecine girildiğini vur-
guladı. "Başkan Bush'un talımatı ile eğitimde, sağlıkta, her
alanda durum saptaması yapılıyor. ûzel sektör eliyle yapılan
sosyal hizmetlerin ancak üst düzey gelir sahibi olanlara yö-
nelik geliştiği ortaya çıktı. Sosyal barışın, sosyal adaletin bo-
zulması ile bağlantılı çok büyük bır tehdit altında olduğu gö-
rüldü. Devlet yeniden devreye giriyor. Dünya buna yöneliyor"
sözleri ile bilgilendirmesini sürdürdü.
3. İzmir İktisat Kongresi'nden neden tek reçete etrafında,
alternatifsiz görüşier çıktı? Hükümet, iktidarı oluşturan siyasi
partiler, hatta özel sektör işveren örgütlerinin sözcüleri, sü-
rekli demokrasi veçokseslilik gereğinin altını çizerken, bilim-
sel verilerin toplandığı bir tartışma platformunda alternatif
ses ye görüşlerin yok denecek kadar az olması asıl düşündü-
rücü ve kaygı verici olmalı değıl mi? İster istemez, 12 Eylül'ün,
YOK'ün düşünülenin çok ötesinde amacına ulaştığı sonucu
çıkmıyor mu?
İstanbul'da işe başlar başlamaz gelen ilk haber ise insan
faktörü gözardı edilerek gelıştırılecek modellerin uygulan-
masının ne kadar zor olacağını göstermek, iktisat Kongresi
sonuçlarının gerçekleşebilirliğini tekzip etmek üzere düzen-
lenmiş gibiydi: On binlerle belediye işçisi toplusözleşme
uyuşmazlığını protesto etmek üzere iş bırakmış, zaten felç
olan eski şehir trafiğini felç etmiş, protesto mitingi yapıyor-
lardı. Belediyelerin eski ücretlerinı odemede dahi nasıl zor-
landığını, bu gidişte belediye hizmetlerinde özelleşmeye
kayış eğilimlerinin, sonunda işten çıkarmaların gundeme
geldiğini bildikleri halde. Belediye işçileri kılitlenen toplusöz-
leşme uyuşmazlığında, belediye başkanlarını ücret artışı ver-
meye zorlamada kararlı görünüyorlardı.
Zonguldak olayını anımsayın. Dünyanın işçi sınıfı tarihinde
bilinen en uzun süreli toplu direnişi, en büyük kitlelı, uzun yü-
rüyüşlerini.. özal'ın, madenlerın zarar ettiğı, istenen ücret
artışlarının verilmeyeceği, madenlerin kapatılabıleceğı tehdi-
di üzerine, sadece maden işçisi değıl, kadını, çocuğu, esnafı,
köylüsü ile bir kent halkı kenetlenip ayaklanmamış mıydı?
Makro ekonomistler için gelecek 10 yılda devletin küçülme-
si, ekonomiden çıkması, KİT'lerin tarihe karışrnası, ekonomi-
nin düze çıkmasının en başarılı yolu olabilir. Ancak halk
yığınları, yüz binlerle işçi, aileleri ve onlann sırtından geçinen
işsizler için, bu doğru ve geçerli bir çözüm mü? Daha da
önemlisi gerçekleşebilirliği var mı? Ne ekonomist, ne sosyal
bilimci, ne de uzmanız. Sadece gözlemci ve gazeteci olarak
bize olabilir gibi görünmüyor. Olamayacak, gerçekleşeme-
yecek çözümlerin, Türkiye'yi kurtaracak bilimsel hedefler
olarak gösterilmesini dedoğrusuanlayamıyor, kavrayamıyo-
ruz.
ITKIB'de
huzursuzluk
EStN SUNGUR
İSTANBUL- İhracata poli-
tika bulaşıyor. Türkiye ihra-
caünın yuzde 30'unu gerçek-
leştiren İstanbul Tekstil ve
Konfeksiyon İhracatçı Birlik-
leri'nde genel sekreterliğe par-
tili bir ismin getirilmek isten-
mesi, İTKİB yönetimi ile Hazi-
ne'nin arasını açtı.
İTKİB'de Tuncer Öğün'ün
İstanbul Serbest Bölgeler AŞ
Genel Müdürlüğü'ne getiril-
mesinden sonra uzun bir süre
boş kalan genel sekreterliğe,
geçen yıl eski Çukobirlik genel
müdürlennden Mustafa Boya-
cıoğlu atanmışü. DYP'nin ik-
tidara gelmesinden sonra
İTKİB'in genel sekreterlik ma-
kamı yeniden kıymete bindi.
Hazdne'den sorumlu Devlet
Bakanı Tansu Çiller'in talima-
üyla eski DYP İstanbul Genç-
liîc Kollan Başkanı Taner
Mustafaoğlu, İTKİB Genel
Sekreterliği'ne getirilmek is-
tendi.
Yılbaşında İTKİB Yönetim
Kunılu'na kadar gelen bu tali-
mat, yönetim kurulunun "Top-
lu halde istifa ederiz" demesi
üzerine geri çekildi. Ancak
Tansu Çiller'in bu atama ko-
nusunda ısrarlı olduğu ve Ha-
zine'ye "Bayramdan sonra bu
işı bitirin" talimaünı yerdiği
öğrenildi. Çiller'in, İTKİB Ge-
nel Sekreterliği'ne getirmek is-
tediği Taner Mustafaoglu'nu,
İTKİB yönetimine karşı mu-
halefetin başını çeken Veysi
Balinin de desteklediği bildiri-
liyor.
'İTKİB Başkanı Sezer Mavi-
tuncalılar, İTKİB'in özel bir
statüsünün olduğunu hatırla-
tarak "Kuruma politika bu-
laştırılmasını istemiyoruz. Yıl-
başında genel sekreterin de-
ğiştirilmesi konusunda baskı
geldi. Direndik. Şimdi henüz
kesin bir talimat gelmedi, ama
aynı yönde hareket olduğunu
duyuyoruz" dedi.
Mustafa Boyacıoğlu'nun
genel sekreterlik görevini başa-
nyla yürüttüğünü ve bır ekip
anlayışı içinde İTKİB'de bü-
yük reformlar gerçekleştirdik-
lerini anlatan Mavituncahlar,
birlığın Hazine'ye bağlı görün-
mesine karşılık özel statüsü ne-
deniyle bir özel sektör kuru-
luşu gibi çalışüğına işaret ede-
rek "Partili yöneücilerin gel-
mesi burayı arpalık haline geti-
rir. İşe göre adam anlayışını
yerleştirene kadar çok uğ-
raşük. Şimdi bunlann hepsinin
yok olmasına izin veremeyiz.
Yönetim kurulundaki hiçbir
arkadaşın beklentisi yok" diye
konuştu.
İTKİB'in kuruluş statüsüne
göre genel sekreteri görevden
alma yetkisi, Hazine ve Dış Ti-
caret Müsteşarhğı'nda bulu-
nuyor. Ancak yerine atanacak
kişinin İTKİB Yönetim Ku-
rulu'nca önerilmesi ve Ha-
zine'ce onaylanması gerekiyor.
Mavituncablar, Hazine'nin
Boyacıoğlu'nu görevden al-
ması halinde yerine başka isim
önermeyeceğini belirterek
"Mustafa Boyacıoğlu kendi is-
teğiyle istifa ederse bunun için
bir şey yapamam, ama zorla
görevden ahnması halinde di-
renmeye kararlıyız" dedi.