15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA' CUMHURİYET 9 HAZİRAN 1992 SAU 16 HABERLERIN DEVAMI BURASI TURKİYE HALUK ŞAHtN Türkiye'yi Tanıtmak... Amerika'dan yeni gelmiş olan dostum New York'taki ün- lü Türk yürüyüşüyle ilgili görüşlerini şöyle anlatıyordu: "Bakıyorum, milletvekillerinin de kattldığı yürüyüşleri ve mehter takımını, yeterli sayıda Amerikalı seyretmedi diye, kültür ve turizm bakanlarını eleştiriyorlar. Aslında tam tersi olmalı. Çünkü ne kadar az Amerikalı seyretse o kadar iyi propaganda, ne kadar çok Amerikalı seyretse o kadar kötü propaganda. Yani özellikle az insan seyrettiği için, propaganda açısından başarılı oldu, bravo düzenle- yenlerediyebiliriz." Dostum şaka yollu bunları söylerken o yürüyüş için har- cananparanın çok daha etkilibiçimlerdekullanılabileceği- ni savunuyor. Haklı... Mehter takımına gelince... Bilemiyo- rum. Ben eleştirilmesi moda olan her şey gibi mehter takımı eleştirilerinin de abartılmış olduğunu düşünüyo- rum. (Lahmacun ve kılıç kalkan oyunu da bence aynı kate- goride.) İyi düzenlenmiş ve çok yönlü bir programın içinde pekâlâ mehter takımı ve kılıç kalkan ekibi de bulunabilir. Rengârenk giysileri ve egzotik müzikleriyle yabancılar ta- rafından beğenileceklerine kuşkum yok. Yeterki herşeyin onlarla başlayıp onlarla bittiği sanılmasın. Çok boyutlu zenginliğimizin bir öğesi de tarihi askeri bandomuz niçin olmasın? "Çok boyutlu" kelimelerinin al- tnı çizmek istiyorum. * • • Tanıtma amacıyla kullanılacak parayı uzun dönemde iyi harcamanın yollarından birisi de dünyanın büyük üniver- sitelerinde "bağışlı kürsü"ler kurmaktır. Devletin ve bazı zenginlerimizin bu yolda attıkları tek tük adımları duyduk- çaseviniyorum. "Bağışlı kürsü" yöntemi Amerika'da şöyle işliyor: Bir kurum, şirket ya da kişi seçtiği üniversiteye 500 bin dolar ile bir milyon dolar arasında para bağışlıyor. Üniversite de genellikle bir o kadar para koyduktan sonra toplam banka- ya yatırılıyor. Üniversite, bu paranın yıllık faizi ile o kürsü- ye seçkin bir profesör atadığı gibi, öğrencilere burs vere- rek parlak beyinleri bu alana çekebiliyor Elde edilen gelir bazen yayınların yapılmasına da olanak tanıyor. Böylece dünyanın en önemli üniversitelerinden birinde sürekli olarak bilgi üreten, eleman yetiştiren bir birim oluşturmuş oluyorsunuz. Devletin resmi tanıtma bürola- nndan çok daha inandırıcı bir birim. Zaman\a ortaya ciddi bir birikim ve hatta bir "ekol" çıkabiliyor. Ermenilerin California ve New York üniversitelerinde bu tûrden kürsüleri var. Ermeni Cumhuriyeti'nin Dışişleri Ba- kanı Hovanissian geçen yıla kadar Californiya'daki kürsü- nün başındaydı. Rumlar da Onassis adına böyle bir kürsü kurmuşlar. Türkiye ve Türk kültürü hakkında derslerin okutulduğu Michigan, Chicago, Indiana, New York, Harvard gibi üni- versiteler Türkiye'den gelecek böyle bir öneriye sıcak bakacaklardır. Bu türden kürsüler dünyaya ve tarihe belirli bir perspek- tiften bakarak, yarın siyasal açıdan da birilerinin işine ya- rayacak birikimler oluşturuyorlar. Böyle kullanıldığında para bir günde uçup gitmiyor. Uzun süreli olarak işlemeye devam ediyor. Birikiyor. Çalı ateşi yakmak yerine çınar ağacı dikmeye benziyor. 60 YILONCE Cumhuriyel 'Istanbul Şark'lz kalmalı!' 9HAZİRAN1932 Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan ltalyan kadın muharirlerinden Maunazel Marcehella d'Arle önümüzdeki pazar günü Suriye'ye hareket edecektir. İtalya'b muharrire, Suriye ve Filistin'i gezdikten sonra Yunanistan'a geçecek ve oradan Sofya'ya giderek bulgarcaya tercüme edilmekte olan bir komedisi ile meşgul olacakür. Matmazel Marcehella d'Arle birçok gazete ve mecmualara yazılar yazmakta ve aldığı paralarla dünya seyahati yapmaktadır. Dün birmuharririmizlegörüşûrken memleketimiz hakkında şunlan söylemişü'r: İstanbul'u veTürk'leri çok beğendim. Kadınlannız çok zarif... Fikrimce Beyoğlu tarafı tamamen A vrupa'lılaşmalı, fakat İstanbul Istanbul olarak kalmalı, yani şimdiki hususiyetlerini muhafaza etmelidir. ANKARA PTT BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1- Başmüdürlüğümüz Ankara Lokal Santrallerinde abonelere ait telefon ve teleks kontör fotoğraflarımn çekimi (1 yıllık) yaptınlacak- tır. 2- thaleye ait şartname Başmüdürlüğumü? Malzeme Müdürlüğü'n- den temin edilebilir. 3- Ihale 25.6.1992 günü saat 15.00'de Başmüdürlüğümüzde yapıla- caktır. 4- Geciken teklifler kabu! edilmez. 5- Başmüdürlüğümüz ihaleyi yapıp yapmamakta veya tercih yap- makta serbesttir. Basın: 29452 DUYURU T.C GÖNEN ASLİYE HUKUK HÂKtMLİĞİ'NDEN Esas No: 1985/173 Karar No: 1990/304 Davacı Mahmure Tunç vekili Av. Mahide Gecikli tarafından dava- lılar Samiye Özyazıcı, Gonen Nüfus Müdürlüğü ve katılanlar Murat Akça, Seher BaJta, Muhsin Balta, Tahsin Balta, Sabri Balta, Sehine Ergeç, Cavit Dibercoşkun Ibrahim Balta, Vahide Güvenler, Osman Nuri Aygen ve Nurcan Aygen (Topraktepe) aleyline açılan nüfus ka- yıt düzeltimi davasının yargılaması sonunda; Mahkemetnizin 5.10.1990 tarih ve 1985/173 esas, 1990/304 karar sayılı kararı ile (Gönen Malkoç Mahallesi Cilt 005/05, Sh: 92, kü- tuk: 359'da nüfusa kayıtlı Abdülvehap ve Vahide'den olma, 1.12.1945 doğumlu Samiye özyazıcılar'ın bu hanedeki kaydının iptali ile Su- surluk ilçesi, Beyköy Cilt: 012/02, Sh: 60 kütük: 54'de nüfusa kayıtlı Hüseyin Aygen ve yine Susurluk ilçesi Günaydın Mahallesi Cilt: 024/01, Sh: 69, kütük: 24'de nüfusa kayıtlı, Kadir kıa, Sıdıka Akça'nın ni- kâhsız beraberliklerinden doğdugu ve baba isminin Hüseyin, anne is- minin Sıdıka olduğu anlaşılmış olmakla, davalı Samiye Özyazıcılar'- ın Susurluk ilçesi, Beyköy cilt: 012/02, Sh: 60, kütük: 54'de nüfusa kayıth Hüseyin Aygen kızı olarak nüfusa tesciline) karar verilmiştir. Davalüardan OSMAN NURİ AYGEN ve NURCAN AYGEN (TOP- RAKTEPE)nin adresleri tespit edilemediğinden, bu sahıslar adına ila- nen tebligat yapüjnasına karar verilmiş olmakla, tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen duyurulur. Basın: 47975 \argı reformuna veto • Baştarafi 1. Sayfaaa sayılı kanunun, TBMM Genel Kurulu'nda kabulünden bir gün sonra. 22 Mayıs 1992 tari- hinde yapılan üst düzey bir top- lantıda. başta hükümet yetkili- leri ve yöneticiler olmak üzere. bu kanunla yüriirlükten kaldı- nlan ve içeriği yukanda açıkla- nan düzenlemeler karşısında büyük endişelerini açıklamış- lar. doğacak kanuni boşlukla- nn yaratacağı olumsuz durum- lara değinerek. bu konularda, vakit geçirilmeden yeni düzen- lemelere gidilmesini ve bu dü- zenlemelerin olağanüstü hal ve terörle mücadele konulannı menfı yönde etkilemeyecek şe- kilde yapılması gereğini, önemli gerekçelerle ortaya koymuşlar- dır. Sayın Başbakan'ın da katıl- dığı bu düzeltme ihtiyacı, kanu- nun yûrürlüğe girmeden önce bir defa daha incelenmesini ge- rektiren ayn bir sebep olarak değerlendirilmiştir." Ozal, temel hak ve özgürlük- lerin özüne ve ruhuna uygun olarak yasayla sınırlanabileceği yönündeki anayasa hükmünü anımsatarak, "Hal böyle olun- ca, savaş, seferberlik. sıkıyöne- tim veya olağanüstü hallerle, bu olağanüstü durumlann or- taya çıkardığı ağır tehlikeleri normal hallerle bir tutmak, anayasanın 13, 14 ve )5. mad- delerine aykın olacaktır" dedi. Özal, veto gerekçesinde, ya- sayla getirilen bazı değişiklikle- ri olumlu karşıladığını. ancak DGM'lerin Kuruluş ve Yargj- lama Usulü Hakkında Yasa"- nın 16., Terörle Mücadele Yasasf run 11. ve Polis Vazife ve Selahiyet Yasası'nın 13. mad- desinin 3. fıkrası ile ek 2. mad- desinin 1. fıkrasının kaldınlma- sıntn, genel suçlarla terör suçla- nnın aynı ölçüler içinde değer- lendirilmesi sonucunu doğura- rak, büyük bir sakınca yarattı- ğını öne sürdü. _ _ . Özal'ın gerekçeleri Özal'ın veto gerekçeleri. şu noktalarda toplanıyor: "- Temel hak ve hürriyetler, anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle ana- yasanın özüne ve ruhuna uygun olarak kanunla smırlanabilir. Savaş. seferberlik. sıkıyönetim veya olağanüstü hallerle. bu olağanüstü durumlann ortaya çıkardığı ağır tehlikeleri normal hallerle bir tutmak. anayasaya aykın olacaktır. - Devlet Güvenlik Mahke- meleri'nin kuruluşu anayasa- nın 143. maddesinde düzenlen- miştir. DGM'nin görevine giren suçlar sebebiyle yakala- nan veya tutuklanan kimse, genelde tutuklama yerine en ya- kın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç 48 saat ve toplu olarak işlenen suç- larda en çok 15 gün, anayasa- nın 120. maddesi gereğince olağanüstü hal ilan edilen bö'l- gelerde yakalanan veya tutuk- lanan kimseler hakkında belir- GÖVCEL • Baştarafi 1. Sayfaaa Hele beklentileri büyük olanlara, kampanya boyunca mangalda kül bırakmayanlara... örneğin ANAP lideri Me- sut Bey'e, RP'ye, sosyal demokratya da dernokratiksolcu- luğu hiç kimseye bırakmayan Ecevit'e... Seçim sonuçları özellikle muhalefete ders verdi. DYP ya da SHP değil, koalisyon kazandı. ANAP, öylesine yüksek- ten uçuyordu ki başka yetenekler sergileyeceğine genç yaşına sığınan Mesut Bey, hükümetin daha henüz kurul- duğu günlerde başlamıştı iktidar türküleri söylemeye. Belki dili varmıyordu açıktan ilan etmeye, ama tıpkı 1950'de Demokrat Parti'nin devirdiği Ismet Paşa gibi 20 Ekim'de ANAP yerine başka partilere oy vererek "halkın yanıldığını" düşünüyordu. Yılmaz'a göre yaşını başını almış, siyasal görüşleriyle de artık kocamış "Baba", ilk seçimde devrilip gidecekti. Oysa ilk seçimde devrilen kendisi oldu. Mesut Beysonuç- lardan o denli etkilenmiş ki kesin rakamları öğrendikten hemen sonra koalisyon partilerinin toplam yüzde 58'e va- ran oyunu "güvenoyu olarak değerlendirirlerse hata ede- ceklerini" söylüyordu. Peki ama böylesine bir başarıdan sonra koalisyon partilerinin ne yapması gerekirdi? Mesut Bey mutlu olsun diye oturup ağlayacaklar mıydı? Oysa 7 Haziran, Mesut Bey'i üçüncü partiye indirmeseydi, ka- muoyu neler seyredecekti neler. Halkın yanılgısını düzelt- meye yöneldiğinden başlayacak, iktidara son bir avans tanıyacaktı. Kasım92yedekbekleyecek,ancak"umutsuz vaka" diye nitelediği hükümetten ülkeyi bir an önce kurtar- manın gereğine işaretle erken seçim davulları çalacaktı. Yaötekiler? Tabii bütün bunları sürekli sağladığı gibi ANAP bu se- çimde birinci partiye yükselebilseydi yapacakt?. Üstelik yeri geldiğinde öne sürdüğü erken seçim, ana muhalefetin doğal hakkıydı. Ne çare, bizim ana muhalefet, 7 Haziran gecesi başka havalardaydı. Mesut Yılmaz Bey "Bu sonuçlara bakarak erken seçim kararı verirlerse hata ederler" diyecek kadar seçimden yılmış, seçimden kaçar bir ruhsal durum sergili- yordu. öyle ki demokrasilerde görülmemiş garip bir siya- set açıklıyor, seçim istemeyen bir ana muhalefet konumu- na düşüyordu. Ya DSP? SHP'nin eriyip bittiğine, geride kalan sağların DSP ile bütünl<?şeceğine bir kez inanmış, inandırılmıştı. Fakattt, 7 Haziran gecesi, birde baktı ki yüz- de 23.10 oranında oy SHP'ye ve de bozdur bozdur harca dercesine halkın yüzde 2.38'inden küçük bir pay da DSP'- ye. Ya RP? Ohooo, 7 Haziran'da dünyayı fethediyordu. Ge- nel seçimden yerel seçime geçiyor, genel seçimle devlet yönetimine geçeceğini söylüyordu. Bir hayal ki klasman- da ancak yüzde 15'lik değeri var. Sonuçlar bir başka bi- çimde şöyle yorumlanabilir. Halkımız oy verecek değerde muhalefet bulamadığından koalisyon partilerine kaydı. Doğrusunu söylemek gerekirse DYP'ye değil, bu yaşın- da "Baba'nın bir şey yapabilme çabalarına, çırpınışlan- na" omuz verdi, destek verdi. Çengelköy SuJtan Murat MahaUesi'ndeki ge- cekondulardaoturanyaklaşıklOOkişie>lerinin yıkılmasını protesto etmek için valiliğin önütıde oturnıa eylemi yaptı. Cecekondularmın bulunduğu arazinin kooperatif evleri yapmak isteyen ATA-2 adlı bir yapı kooperatifine satılması sonucu. e\lerî \ıkı{ma}a başlanan Çengeiköy Sultan Murat Mahailesi sakinleri, sorunlarına bir çözüm bulması için İstanbul V'alisi Hayri Kozakçıoğlu ile görüşmek istediler. V aliliğe girmeye çaltşan ve çoğunluğunu kadınlarnı oluşhırduğu yaklaşık 100 kişi, polisJerin kendilerini engellemelcri üzerine, valiliğin önünde oturma eylemi vaptılar. Hükümet ÖzaFa direniyor • Baştarafi 1. Sayfaaa lis tatile girse de çıkacak. O za- man, tatilden bir süre sonra ge- rekirse Meclis"i yeniden toplar. kanunu çıkannz" diye konuş- tu. Demirel. dün Bakanlar Ku- rulu toplantısına girerken, bir soru üzerine, "Veto etmiştir. Neyı değerlendireceğiz? Parla- mentoya gelir. Ne ılktir, ne son- dur. Parlamento gereğini düşü- nür" dcdi. Demirel, gazeticile- rin sorulanna şu yanıtlan verdi: - Özal. veto gerekçelerini açıklarken dile getirdiği endişe- lere MGK toplantısında sizin ve bazı hükümet üyelerinin de ka- tıldığını ileri sühiyor. DEMİREL- MGK'da konu- şulmuş konular onlar. Daha çok odur. Bizim. kendimizin sevk ettiği ve Meclis'ten geçirdi- ğimiz kanunumuz hakkında şüpheye düşmemiz gibi bir du- rum yok. - Hükümetin, cumhurbaşkanı sorununu çözmek için referan- dum önerisi \eya başka girişûn- leri olabüir mi? DEMİREL- Şu anda. şu da- kikada, bu kapının önünde konuşulacak konu değil bun- lar. Devlet Bakanı ye Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada, hiçbir gücün halkın iradesine kargı duramayacağını vurgula- dı. Inönü. şunlan söyledi: "Beklenen bir şeydi. Alıştık. Onlar gönderecek, biz tekrar çı- karacağız. Demokratikleşme yolundan bizi kimse döndüre- mez. Halkımızın bu desteği sür- düğü müddetçe. kı son seçimler bunun en acık göstergesidir, hiçbir güç halkın iradesine karşı duramaz. Demokratikleşmeye ilişkin yasa tasanlanmız bir bir yaşama geçirilecektir." Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Cumhurbaşkanı Özal'ın, yargı- da reform niteliğinde venilikler getiren yasaya ilişkin vetosunu değerlendirirken. "Ne de olsa. belli alışkanbklan olan, statüyü benımsemiş, ondan kopama- yan kişılere karşın, belli konu- İarda reformlar yapmak güç oluyor" dedi. TBMM'den, ANAP dahil tüm siyasi partile- rin oylan ile geçen yasayla, Tür- kiye'nin altına imza koyduğu uluslararası hukuk ve insan haklan metinlerinin gereğinin yerine geürildiğini kaydeden Oktay. getirilen yeniliklerin Türkiye koşullanna uygun ol- duğunu da bildirdi. Oktay, "Terör suçu ile genel suçu birbi- rinden nasıl ayırt edersiniz? Te- rör suçu, daha fazla gözaltı süresi gerektiriyorsa, o konuda yargıç karan ile süre uzatması da söz konusu. Kaldı ki Olağa- nüstü Hal Yasası"nda bu süre- ler iki katına zaten çıkanuyor. Bir suçun, terör suçu olup ol- mamaşı, gözaltı süresini etkile- mez. Önemli olan o süre içeri- sinde sorgulamayı yapabilmek- HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DA Mana Genel Müdüriüğü'nden alınan bıigiye göm vurdun ku2Bybatj kestmlerı parçalı çok bulut- lu, Marmara, Batı Karaöenız ile Iç Anadolu'nun kuzeyba- tısı sağanak ve gök gûrûltü- lû sağanak yagtslı, diger yer- ler az buluttu ve açık geçe- cek. Hava stcaMığında önem- li bir deflişildik ofmayacak. Rûajar; güney ve batı yönierden hafif orta kuv- vetie. yajış alan yerterde yağış anında yer yer kuvvetlice esecek Van Gölü'nde hava, az bulutlu ve açık geçecek. Rûzgâr, gûney ve batı yönierden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl küçûk dalgalı olacak. S, P«ersbu<-g AflTStefdafn Arfımân Atına Bağdat Brüksel Onevre Frantfurt Leftoşa Petersburg londra Madnd Ulano Moskma Mûnıh Oslo Pans Praç Rryad Roma Vıyana Zûnh B A B A Y Y Y A 8 8 Y Y 8 Y B Y Y A Y Y Y 17» 31° 26° 37° 19° 19° 22° 32° 23° )6° 19° 20» 22° 21° 26° 21° 18° 41° 24° 20° 20° açi* < £ î > bulutlu yajmufiu ast A-açıfc B-bulutlu G-gûneşlı K-hartı S-sel r-yajmuriu tir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Özal'ın veto gerekçeleri arasında yer alan gözaltı süresine ilişkin görüşle- rini değerlendirirken. "Ülke koşullanna uygun olduğunu düşünerek. bu yasadaki düzen- lemeleri yaptık" diyen Oktay. bır başka soru üzerine de, "Bu yasa, koalisyon protokolünde- ki. hükümet programındaki esaslan yerine getiriyor. Tür- kiye'nin altına imza koyduğu uluslararası hukuk ve insan haklan metinlerine. sözleşmele- re de uvgundur. Yasa ile tüm bu hususlar gerçekleştirilmiş- tif'dedi. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin de. "Biz bunun kanunlaşmasını istiyoruz" dedi. Sezgin. Cum- huriyet'in. "Bu yasa konusun- da sizin bakanlık teşkilatınızda sıkıntılar olduğu biliniyor" yo- lundaki görüşü üzerine, "O, benim düşüncem, diyor. Dü- şüncesini söylüyor. Ama. o ya- sa çıkıncaya kadar. Yasa çık- tıktan sonra uygulamakla memur arkadaşlar" karşılığnı verdi. Veto ortaklan kızdırdı DYP Genel Başkan Yardım- cısı Hasan Ekinci, Özal'ın sürp- riz vetosunu değerlendirirken, "Bu son yaptıklan, bardağı ta- şıran damlalar oluyor. Parla- mentodaki gruplann tamamı, Ozal'a karşı büyük bir birikim içindedir" dedi. SHP Genel Sekreten Cevdet Selvi de, Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal'ın adeta bir muhalefet partisi lideri gibi davrandığını söjledi. Türkiye Barolar Birliği Baş- kanı Önder Sav da. \eto edilen yasanın çağdaş uygar Batı ülke- lerindeki kurumlaşmaya uygun bir düzenleme olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "İnsan haklan ve özgürlükle- ri daha güvenli kılacak. top- lumda ışkence söylentilerini öteleyecek, sorgulamadan ıti- baren savunmayı zanlının ya- nında bulunduracak değ'şiklik- lcri içcren biryasaydı." Ozal, vetoya alışüANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal, bürokrasinin üst ka- demelerine yapılan atamalara ilişkin kararnamelerin yani sıra, bugüne kadar 5 önemli yasayı vetoetti. özal'ın, koalisyon hü- kümeti döneminde ilk veto et- tiği yerel ara seçimlerin yılda iki kez yapılmasını dUzenleyen ya- saya ilişkin yaptığı iptal başvu- rusu, Anayasa Mahkemesi'nce reddedildi. Cumhurbaşkanı Özal, koau's- yon hükümeti döneminde ilk olarak, 10 Aralık 1991 tarihin- de TBMM'de kabul edilen, "2972 sayılı Mahalli ldareler ve Mahalle Muhtarları ile Ihtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Ka- nunun 29. Maddesi'nde Deği- şiklik Yapılmasına Dair Ka- nun"u veto etti. Kamuoyunda, "Yerel seçimlerin ertelenmesi kanunu" olarak bilinen yasanın aynen Cumhurbaşkanlığı'na gönderilmesi üzerine, Özal'ın iptal istemiyle Anayasa Mahke- mesi'ne yaptığı başvuru redde- dildi. Yüksek Mahkeme iptal gerekçesinde, yerel ara seçimle- rin yılda iki kez yapılmak üzere düzenlenmesinin anayasaya ay- kın olmadığına işaret etti. Özal daha sonra, kadınlara 20, erkeklere 25 yılda emekli ol- tilen süreler iki kat olarak hesaplanmak suretiyle hâkim önüne cıkanlma mecburiyeti tanınmış iken, bu madde yüriir- lükten kaldınlmaktadır. - Ankara, Diyarbakır, Erzin- can, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya ve Malatya illerinde Devlet Güvenlik Mahkemeleri bulunmaktadır. Olağanüstü hallerde özel bir mahkeme ku- rulma yoluna gidilmediğinden, halen Güneydoğu'da devam eden olağanüstü hal nedeniyle. bu bölgede devlet aleyhine işle- nen suçlarda bu mahkemeler- den sadece Diyarbakır DGM, tüm yükü karşılamaya çabş- maktadır. Büyük şehirler başta olmak üzere. terör olaylannın yayılma eğiliminde olması ve bölücü örgütlerin olaylan, Ola- ğanüstü Hal Bölgesi dışına yay- ma çabalan her bölgede DGM'lerin yükünü arttıracak- tır Olağaniistü hallerde gözaltı -Bilindiği gibi, büyük olaylar cereyan etmekte, bazen yüzü aşkın kişiler yakalanmakta, ay- nı olayda pek çok kişinin ölüm sebebinin tespiti ve delillerin toplanması yolunda büyük gayret sarf edilmektedir. Ceza Muhakeme Usulü Kanunu'- nun 108 ve 128. maddelerinde yapılan değişiklikle; yakalanan şahıs bırakılmazsa, yakalama yerine en yakm sulh hâkimine gönderilmesi için gerekli süre hariç, 24 saat içinde sulh hâkimi önüne çıkanlacağı ve sorguya çekileceğı, üç veya daha fazla kişinin bir suça iştiraki halinde toplu olarak işlenen suçlarda delillerin toplanmasındaki güç- lük veya fail sayısının çokluğu ve benzeri nedenlerle cumhuri- yet savcısının bu süreyi dört güne, soruşturmanın beürlenen bu sürede de sonuçlanmaması halinde. cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kara- nyla sekiz güne kadar keza uza- tılabileceği, kabul edilmiştir. 2845 sayıh DGM'lerin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkın- da Kanun'un 16. maddesinin kaldınlarak. yakalanan şahsın azami sekiz gün içinde sulh hâ- kiminin huzuruna çıkanlması, delillerin yeteri kadar toplan- mamasına neden olacak, bu- nun sonucu $ulh hâkimi suçlu- yu ve suçsuzu teşhis edemeden karar vermek zorunda kalacak- tır. Delillerin yeterince toplana- maması, çoğu zaman sanığın hürriyet hakktnı da menfi yön- de etkileyecektir. Hâkim, iste- mediği halde meydana gelen ve pek çok kişinin ölümüne neden olan olaylarda, noksan tahki- katla karar verecektir. O ne- denle Ceza Muhakeme Usulü Kanunu'nun 108 ve 128. mad- delerinde değişikliğe gidilirken, anayasava uygun olarak dü- zenlenen özel kanunlardaki maddelerin saklı tutulması ge- rekmektedir. - Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerini belirleyen 148. maddesinde dahi; olağa- nüstü hallerde sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkanlan ka- nun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından ana- yasaya aykınlığı iddiasıyla. Anayasa MahJcemesi'nde dava, açılamayacağı kesin bir şekilde hüküm altına almmıştır. Ana-"; yasanın 19. maddesinde; 'Ya-' kalanan ve tutuklanan kişi,." tutuklama yerine en yakın j mahkemeye gönderilmesi için: gerekli süre hariç en geç 48 saat' ve toplu olarak işlenen suçlarda J en çok 15 gün içinde hâkim' önüne çıkanlır. Kimse, bu süre-"; ler geçtikten sonra hâkim kara- \ n olmaksızın hürriyetinden' yoksun bırakılamaz. Bu süre-i ler, olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir' şeklindeki hüküm karşısında, -: normal hallerle toplu olarak iş- • lenen suçlan, olağanüstü hal, • sıkıyönetim ve savaş hallerini, - aynı değerde tutmamak gerek- •'• tiği bir defa daha vurgulanmış-. tır. - Belirlenen bu durumlar, çerçeve 30. maddeyle kaldın- • lan; Terörle Mücadele Ka-. nunu'nun 11. maddesi, Polis .' Vazife ve Selahiyetteri Ka- • nunu'nun ek ikinci maddesi • için de geçerlidir. - Polis Vazife ve Selahiyet. Kanunu'nun 13. maddesinin . altıncı fıkrası, "Soruşturma ko-. nusunun açığa çıkanlması ba- • kımından kesin bir mahzur doğmuyorsa kişinin yakalandı-. ğı yakınlanna derhal duyuru- ' lur" hükmünü taşımaktadır." Bu hüküm de yüriirlükten kal- dınlmaktadır. Anayasanın, '• "Kişi hürriyeti ve güvenliği" başlığım taşıyan 19. maddesi- nin 7. fıkrasında, "yakalanan veya tutuklanan kişinin duru- mu, soruşturmanın kapsam ve ' konusunun açığa çıkmasının sakıncalannın gerektirdiği ke- sin zorluk dışında, yakınlanna derhal bildirilir'" hükmü yer al- maktadır. Görülüyor ki, genel- de yakalanan ve tutuklanan kişinin durumu, yakınlanna derhal bildirildiği halde, soruş- turmanın kapsam ve konusu- nun açığa çıkmasının sakınca- lannın gerektirdiği kesin zorun- luluk arz eden hallerde. genel hükümlerden aynlmanın ana- yasaya aykın bir yönü bulun- mayacağı belirlenmiştir. Ana- yasaya rağmen, bu değişikliğin yapılıp, uygulanmaya başlan- ması. özellikle örgüt mensupla- nnın ikan ve onlara verilecek bir alarm anlamını taşıyacak ve örgüt mensuplannın karşı ön- lem almalannı sağlayarak, ola- yın incelenmesi ve operasyonun devamı yönünden büyüîc boş-. luklara neden olabilecektir. Bu . nedenle, bu maddenin kaldınl-. ması da uygun mütalaa edilme- • mistir. özal, yasamn, tutuklu kalı- nacak süreye üst sınır getiren hükmüne de karşı çıkarak, ya- pılan değişikliğin, yargıcın bu konudaki takdir hakkını tartış- malı bir duruma getirebileceği- ni, özellikle terörle ilgili suçlar- da, sanıklann bir daha yakala- namamasına neden olabileceği- ni savundu. Bu konuda getiri- len 7 yıllık üst ceza sının koşulunun, TCK'nın "Devletin şahsiyeüne karşı cürümler" başlıkh bölümündeki suçlan iş- leyenlerin tutuklanmamalan sonucunu doğuracağını da be- lirten özal, 7 yılbk süre koşulu- nun kaldınlması gerektiğıni söyledi. Yasa neler getiriyordu? ANKARA (Cumhuriyet Bü- lundurma olanağını da sağla- rosu) - Cumhurbaşkanı Turgut yacak. Zanlının avukat tutacak Özal tarafından veto edilen ya- ekonomik gücünün bulunma- sa, Türk ceza yargılama siste- ması halinde, kendisine, baro minde reform niteliğinde yeni tarafından avukat tahsis edile- düzenlemeler getiriyordu. cek. Bu şekilde sağianan avuka- TBMM Genel Kurulu'ndan, ün ücreti devlet tarafından ma olanağı sağlayan yasayı ve- ANAP da dahil olmak üzere karşılanacak. to ederek TBMM'ye iade etti. tüm siyasi partilerin oylan ile - Avukatlar, polis, savcılık ve "5434 sayılı Emekli Sandığı Ka- bir saat içinde geçen yasa ile ge- sorgu yargıcı önündeki sorgu nunu, 506 sayılı Sosyal Sigorta- ünjen yenilikler şöyle: işlemleri de dahil olmak üzere ••- Gözalü süresi, normal suç- soruşturmanın her aşamasında larda 24 saate, toplu suçlarda ^ T bulunabılecekler. Avu- ise 4 güne indirildi. Toplu suç- ^ t i ^ V™ soruşturmanın her lar için öngörülen bu 4 günlük süre, soruşturmanın boyutu ve sanık sayısının fazlahğı gibi ne- denlerle sorgulamanın tamam- lar Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bagımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Ku- rumu kanunu, 2926 sayılı tanm- da kendi adına ve hesabına ça- E f mu Kanunu ile 2025 sayılı Ta- nm Işçileri Sosyal Sigortalar Kanunu'nda değisiklik yapılma- sı hakkında kanun" adlı yasa, 23 Ocak 1992 tarihinde Meclis'- te kabul edilerek Cumhurbaş- kanlığı'na sevk edilmişti. Özal, şubat ayında da Ziraat Bankası ve Tanm Kredi Koope- ratiflerine 5 milyon liraya kadar borçlu olan küçük çiftçilerin, ana parayı ödemeleri halinde, birikmiş faiz ve gecikme zamla- rının affedilmesine ilişkin yasayı veto etti. Özal'ın bazı üst düzey bürokratlann atanmasına ve gö- revden alınmalarına ilişkin ka- rarnameleri geri göndermesi ve- ya onaylamamakta direnmesi üzerine hazırlanan by-pass ya- sası da geçen günlerde Cumhur- başkanlığı'nca TBMM'ye iade edildi. Özal, Adalet BakanlığY- ndaki üst düzey atamalarda kendisini devreden çıkaran ya- sayı, 15 gunlük inceleme süre- sinin dolmasından sonra veto etti. Kamu kuruluşlarının birbiri- ..ne olan borçlarının karşıhklı olarak silinmesini düzenleyen Tahkim Yasası da geçen günler- de Özal tarafından veto edilerek TBMM'ye iade edildi. soruşturma dosya- sındaki tüm belgeleri ahp, ince- lanamaması halinde, savcının leyebilecekler. istemi ve yargıan karan ile 4 . Ceza üst sının 6 aya kadar gün daha uzatılabilecek. - TutukJulukta geçecek süre- ye sınır getirildi. Haarhk soruş- turmasının 6 ay içinde tamam- lanıp, haarlanacak iddianame ile davanın açılamaması duru- munda, tutuklu bulunan sanık derhal serbest bırakılacak. Ha- zırlık soruşturmasının bu süre içinde tamamlanması halinde ise, davanın bu süre de dahil ol- mak üzere 2 yıl içinde tamamla- namaması durumunda, sanık, yargılandığı suça öngörülen ce- zanın ait sının 7 yıl ya da daha altında ise yine tahliye edilecek. Eğer 7 yıldan daha fazla ise tah- liye karan verilip verilmemesi yargjcın takdirinde olacak. Yargıç, bu durumda, kefalet karşılığında da tahliye karan verebilecek. - Polis, gözaltına aldığı kişiye. ne ile suçlandığını acıkça anla- tacak, isterse "susma hakkı'nın bulunduğunu ve bu hakkı kul- lanabileceğjni söyleyecek. Polis aynca, gözaltına alınan zanhya, sorgusu sırasında avukatını bu- olan suçlar nedeniyle tutukla- ma karan verilemeyecek. Bu konudaki tek istisna, kamu dü- zenini sarsan suçlar için getiril- di. Yalnız, bu türden suçlar için tutuklama karan verilebılecek. - İşkence, kötü muamele ya da yasalann yasaklayıp, suç saydiğı tüm tutum ve davranış- lann sorgulamada kullanılmaa kesin olarak yasaklanıyor. Bu; yolla edinilen ifade metinleri, mahkemeler tarafından göz önünde tutulmayacak, bunlar kanıt olarak kabul edilmeye- cek. İNGİLİZCE'yi 8 ayd* koooşun sizi Amerikalı dostlannuzls tan^dnüım. Bahariye Cad. 62/3 349 59 38 TIY4TRODA DEVRIM Zehra İpşiroğlu 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-fstanbul Ödemeli gonderilmez. DOSTUM MOZART Nadir Nadi 8. bası 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-îstanbul Ödemeli göoderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle