Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet f
Sahibi: Cumhurıyeı Matbaacılık te Gazetecilik Turk Anonim Şirketi adına
Berin V«di # Genel Yayın Yönetmem. Ozgen Acar # Genel Vayın
:oordınaıoru: Hikmel Çetinkaja • Yazı Işleri Mudurlen: Fusufl Özbilgen
(Sorumlu), Cttal Boşlaııgıç 0 Yazı Işlerı Mudur Yardımcısı: Salhn Alpaslan
Sayla Du/enı Yonetmenı: Ali Ac«r • Adana Temsılcısr Çelin ligenoglu
tç Politika: Mehmel Tezkan, İstanbul Haberleri: Şen»> Kalkan, Dış Haberler. Ergun B«la,
Kultur: MiirşilBalabanlılar, Makaleler: Sami Karaören, Spor. Abdiilkadir Yüceiman, Düzeltme:
Abdullah Vazıcı • Koordinalör: Ahmel Korulsan 6 Mali lşler: Erol Eriul • Muhasebe:
Bulenl Yener • Bütçe-Planlama: Sevgi Osmanbeşeoglu • Idare: Hüseyin Gürer • lşletme:
Öoder Çelik • Bılgı-Işlem: Vail fnal • Personel: Sevgi Bostancıoglu
Basan w Ybyaıt: Ccımlıurisn MııbuaU vc GazeuaHk TAŞ. Ttrtocagı Cad. 39/41 Ca|ıloglu
34334 Isl PK. 246 Isunbul Ttl 512 05 05 (20 h«), TOct 22246, Fu. (I) 526 60 72 • BamUtr
Aıün: Zıya GAkalp Blv lnkılip S. No- 19/4, Ttl. 433 II 4M7. Tcta. 42344, F«j: (4) 133 05 65
• lıair. H Tıyt Hlv 1352 i 2/3, Td- 13 12 j0, Tdec 52359, ttı: (51) 19 53 «0 • U u t
inOnO Cad. 119 S. No 1 K» I. Tel. 19 37 52 (4 hju). Tden: 62155, Fax: (71) I» 25 7J
TAKVtM 9 HAZİRAN İ992 fmsak: 3.26 Güneş: 5.24 Öele: 13.08 fkindi: 17.07 Akşam: 20.41 Yatsı: 22.31
Fidan Dikme
Senliğı
• İstanbul HI İstanbul Haber Servisi -
Bahçeşehir'de, yeşili
korumak ve yaşatmak için.
"Fidan Dikme Şenliği"
düzenlendi.
Bahçeşehir'in fidanlığında
dikime hazır hale geürilen
300fidan.Soroptimistler ve
çevredostlan tarafından
dikildi. Giderek yok olan
ekolojik değerlere sahip
çıkabilmek amacıyla
düzenlendıği açıklanan
"Bahçeşehir Fidan Dikme
ŞenliğTnde, "2000'li yıllann
şehrinde. bugünden geleceğe
değerli birşeylerbırakmak
istiyoruz"dendi.
Ooğa tükeniyor
fZMİR (ANKA) - Köylerin
kentleşmesi, hızlı
sanayileşme ve çevre kirliliği
gibi etkenler yüzünden
doğanın hızla tükenmekte
olduğu bildirildi. Doğal
Hayau Koruma Derneği'nce
yayımlanan bir raporda,
Türkiye'nin değişik
bölgelerinde yaşayan hayvan
popülasyonunun tam olarak
bilinmediği belirtilirken,
oluşumlan milyonlarca yılda
gerçekleşen birçok canlı
türünün de 25-30 yıl gibi kısa
sürede yok olduğu bildirildi.
öncelikle sahildeçarpık
yapılaşmanın ortaya
çıkardjğı sorunlann
hayvanlann yaşama
ortamlannı ortadan
kaldırdığı ve yasalann çok
sayıda hayvan türünün yok
olması karşısında yetersiz
kaldığı kaydedilen raporda,
Türkiye'de bugüne kadar
yaşamı tehlike alüna giren
250 ceşit bitki saptandıği
görüşüne yer verildi.
Miniklerin
sevinci
• İstanbul Haber Servisi - -6
yaş arası çocuklann üye
olduğu Çekirdek Çocuk
Yuvası vc Kulübü'nün
gelenekscl yılsonu gösterisi
Marmara Üniversitesi
Göztepe Kampusu Üzümcü
Kültür Merkezi'ndeyapıldı.
Minikler, bıryıl boyunca
öğrendikleri bale, folklor,
rontlardan örnekler
sundular.Türkçe-İngilizce
şarkı ve şiırlerle ızleyicilerin
beğenisini kazandılar. Altı
yaşmtnikleri "Yuva"dan
uçmanın sevincini yaşarken
daha küçük kardeşleri bir yaş
daha büyümenin
mutluluğundaydı.
İntihar
nedenleni
ADANA (AA) -Türkiye'de
intiharedenlerin
çoğunluğunu, sürekli
hastalığı bulunanlann
oluşturduğu, aşkm ise intihar
nedenleri arasında 3. sırada
yeraldıği belirlendi. Devlet
Istatistik Enstitüsü (DİE)
verilerine göre intihar
nedenleri arasında, yüzdc
33.31 'lik oranla 'sürekli
rahatsızlık' ilk sırayı alıyor.
Bunu yüzde 28.15'lik oranla
'aile geçimsizliği', yüzde
10.68'lik oranla da "hissi ibşki
ve istediğj ile evlenememe'
izliyor.
0. Ontadoğu'da
diploma töreni
• Haber Merkezi-Özel
Ortadoğu İlkokulu'dan
mezun olan öğrencilere
diplomalan törenle verildi.
Fenerbahçe Sosyaf
Tesisleri'nde düzenlenen
diploma töreninde konuşan
ilkokul müdürü Güven
Haşimoğlu. 'Geleceğimiz
olan çocuklanmızı mezun
ctmenin mutluluğunu
yaşıyoruz. hayata atılmanın
temel taşı olan ilkokulu
başanyla bitiren
öğrencilerimizin bundan
sonraki öğrencilik yaşamlan
da mutlu ve başanlı geçer'
dedi.
Turizmde çevreci seçenek: Pansiyonlar
• Antalya yöresinde yapılan bir araştırmada bölgedeki turizm yatınmlannda
en büyüİc payı, lüks oteller ve tatil köylerinin aldığı belirlenmiş. Türkiye'deki
turizmin zengin olanaklanndan yararlanılabilmesi için, çok yıldızlı tesislerin
değil, ağırlıklı olarak pansiyonculuğun desteklenmesi belirtiliyor.
OKTAY EKtNCİ
Turizm amaçlı dev tesisler.
salt ülkemizde değil, hemen her
ülkede çok yoğun bir çevre
tahribatına yol açıyor. öte yan-
dan çok sayıda turisü'n ziyaret
etmesine karşm, gerek kentsel
dokulara gerekse doğal ve kül-
türel çevreye en az zarar verilen
bölgelerde küçük tip otellerin
ve ev pansiyonculuğunun
yaygın olması "ortak özellik..."
Bizde özellikle 60'b ve 70'li
yıllarda, Ayvalık, Bodrum,
Marmans, Kuşadası, Alanya
gibi tatil kasabâlannda, hatta
Izmir. Antalya, Mersin gibi
kentlerde, turizm denince akla
gelen ilk hizmet türü "pansiyon-
culuk"tu.
Yerli ve yabana turistler, bu
konuüarda kalırlarken, ev
halkı ve hatta mahalle komşu-
lanyla bile yakınhklar kurar-
lardı; kalıcı dostluklar ortaya
çıkardı. Bugün, bazı kıyı kasa-
balanmızda yerleşmiş olan pek
çok yabana aile, o yıllarda ül-
kemize gelip insanlanmızla
kaynaşan ve kültürümüzü se-
ven 70'li yıllann "pansiyoncu"
turistleridir.
12 Eylül'den sonra ise turizm
anlayışında köklü bir değişiklik
oldu. 12 Mart 1982'de, konse-
yin rmzasıyla yürürlüğe giren
Turizmi Teşvik Yasası. halk ti-
pi pansiyonculuk yerine, büyük
ve lüks tesislerin özendirilmesi-
ni temel aldı. Böylece, tatil yö-
relerindeki pansiyon türü hiz-
met veren küçükişletmeler, "teş-
vik gören" ve "kredi desteği
alan" büyük tesislerle rekabet
edemediler.
Dahası. vönetmelikteki "en
az 15 oda" zorunluluğu karşısın-
da, pansiyon olabileck yüz-
lerce ev yıkılarak, yerierine bü-
yük binalar dikildi. Kıyı yerieş-
melerindeki imar planlan, "tu-
rizm yönetmeliklerine uygun"
yapılaşmaya olanak sağlamak
üzere, eski kent dokulannı ve
doğal peyzajı gözden çıkardı-
lar. Turizme yönelik tüm plan-
lama ve tasanm süreci, "çok
yıldızlı tesis" projeleriyle bü-
tünleşıi.
Son yıllardaki "gelişen turiz-
min" yatınm türlerine de bakıl-
dığında, 1982 sonrası "teşvik
politikasının" çok büyük bir
oranda, "kısa sürede bol döviz
geliri getirecek" tesisler üzerin-
deodaklandığı görülüyor.
Örneğin, Sanayi ve Ticaret
Bakanbğı ile Alman Kalkınma
Enstitüsü tarafından Antalya
yöresinde yapılan ortak bir
araştırmada, bölgedeki turizm
yatınmlanndan en büyük payı
çok lüks otellerin ve tatil yörele-
rinin aldığı belirlenmiş.
Araştırmaya göre 1989-1992
yıllannı içerön 4 yıllık dönem-
de, yatınm miktarlannın tesis
türlerine göre dağılımı şöyle:
4 ve 5 yıldızlı otelkr: 847.4
milyon DM
Tatil köyleri: 435.2 milyon
DM
1, 2 ve 3 yıldızlı oteller 210.5
milyon DM
Pansiyonlan 9.2 milyon DM
Bu "tercih tablosuna" karşın,
TÜRSAB kaynaklanna göre
ülkemize gelen turistlerin ancak
%23 kadan 4 ve 5 yıldızlı otel-
lerde kalmakta. 31/12/1990 ta-
rihi itibanyla, bakanbktan "Tu-
rizm Yatınm Belgesi" almış
olan tesislerde toplam yatak
sayısı 325 bin olarak saptanmış.
Bu kapasite içerisinde "belge
alabilmiş" pansiyonlardaki ya-
taklann toplam sayısı ise sadece
9 bin kadar. Yani. oran olarak
%3'ü bile bulmuyor (%2.7).
öte yandan İspanya örneğin-
deki gibi "bizdeki olumsuz de-
neyimi yıllardır yaşayan ve piş-
man olan" bölgeler dışında,
özellikk Güney Fransa, îtalya
ve Yunanistan'daki "patlama
düzeyini çoktan aşmış" turizm
sektörüne bakıldığında, pansi-
yon türü tesisler, bu ülkelerdeki
konaklama gereksiniminin
%60-%70'ini karşılıyorlar.
Türkiye'de ise "turizm gelir-
lerini arttırmak" adına böyle-
sine yoğun bir devlet desteği gö-
ren lüks tesisler, fıziksel ko-
numlan ve "imar düzenleri"
nedeniyle yol açtıklan büyük
çevre tahribaüannın yanı sıra
"maliyetleri" açısından da za-
ten sınırb olan ekonomik kay-
naklan önemli ölçüde zorlu-
yorlar.
örneğin, 4 ve 5 yıldızlı otel-
lerde inşaat, mobilya ve öteki
tüm donanımlarla birlikte "bir
tek yatağm" ortalama maliyeti
1992 için 50 bin DM'a yaklaş-
mış durumda. (120 milyon lira)
Aynı maüyet tatil köylerinde
yaklaşık olarak yan yanya aza-
brken (25 bin DM), 1,2 ve 3 yıl-
dızlı otellerde 10 bin DM, pan-
siyonlarda ise sadece 5 bin DM
(12 milyon bra) dolayında he-
saplanıyor.
Yani başka deyişle, "uygun
yer bulunamadığı savıyla" bir
SİT alanında, tarihi bir saray
bahçesinde ya da ormanbk ara-
zide kurulan ve bulunduğu ala-
nın doğal/kültürel çevre değer-
lerini de yok eden dev bir tesisin
her bir yatagı, ülkeye verdiği bu
"onanbnaz zarara" ek olarak,
herhangi bir pansiyondaki ya-
tağın tam "on kaüna" mal olu-
yor. Kuşkusuz, sahibine getir-
diği "gebr" de elbette aynı
oranda fazla, ama ulusal çıkar-
lar açısından "götürdüğü" çok
daha yüksek. Bu "gerçeklerin"
ve değeriendirmelerin ışıği altı-
nda, 1982 sonrasındaki turizmi
teşvik politikasında köklü bir
"yeniden yapılanmaya" gjdile-
rek. halk tipi ev pansiyonculu-
ğunun özendirilmesi dunımun-
da, gercekleşebilecek sağlıklı
gelişmeleri şöyle özetlemek
mümkün.
1- Yöre halkı turizmle yeni-
den dost olacak.
2- Tatil kentlerindeki gele-
neksel mimari dokunun vazge-
çilmez öğeleri olan "yöresel
yapılar", turizmle bütünleşerek
korunmuş olacak.
3- Kıyı kasabalannın mevcut
aJtyapılan zorlanmayacak.
4- Büyük ve lüks tesisler için
kullanılan kıyı arazilerimiz ço-
ğunlukla tarihsel ya da doğal
SİT alanı nitebğinde olduğun-
dan, bu alanlar yerine kentsel
yerleşmelerde yatak olanağının
sağlanmasıyla, çevre koru-
nacak.
5- Turizm gelirleri "beüi ser-
maye odaklannda" toplanma-
yacak.
Türkiye'nin hem tüm doğal
ve tarihsel güzellikleri, kültürel
kimliği ve "kişibği" ile "Türki-
ye" olarak kalabilmesi, hem de
bu değerlerini de "gebştirerek"
turizmin zengin olanaklann-
dan yararlanabibnesi için, salt
çok yıldızlı tesisleri değil, daha
da ağırlıklı olarak pansiyoncu-
luğu desteklemek, yaygmlaştır-
mak ve güçlendirmek gereki-
yor.
Batı'nın uygar ülkelerinde
yıllardır "gözetilen" bu "hazır"
potansiyel ivedi olarak devreye
sokubnadığı takdirde, yok olan
değerler yüzünden çok yakında
"turizmi de tümüyle yitirmek"
tehlıkesi kapımızı çalacak...
OIT nUZUIlIU
kendisinden neredevse bir
genç Unkapanı Köprüsü'nün
ayaklan dibinde, bir büzünlü bekkyiş içinde. Parçalanıu eskisi gibi kim bir ara-
ya getirecek, yaralannı kim saracak bümiyor. O, sadece güneşin yeniden üzerin-
de doğmasını umuyor. Betonla demirin yalnızuğı, küskünlüğü yaşayıp yaşama-
dığmı kim bilebflir? Bir mendilin sessizce, bir o kadar da ho>ratça yere düşüşüne,
o mendili yerden alanın yürek carpıntısına, atan elin hafıf terliliğine, o sıcaklığa
tanık, mendili birkaç saniye de oisa şefkade üzerinde tutan Galata Köprüsü'nden
başka. O'nun kaç sevdaya ya da ayniığa gözyumduğunu kim bilebibr ? Kac kişi-
nin üzerinden kendisini ölümüne denize attığuu, kimlerin korkuluklanna da-
yanıp gün banmına ağladığuu, kimlerin oltanın ucunda sallanan istavritlere ağız
dolusu güldüğünü, bir dilim beyaz peynir, bir dflim kavun ve bir duble rakının
doyumsuz tadını, bir fahişenin çığlık çtğlığa söylediği türkünün isyanını "Altm
bıçak, gümüş makas ile doğradılar tenini, nasıJ kıydın Mefaret Hanım kendi
keodini" kim annnsayabilir ? O'ndan başka... Galata Köprüsü şimdi ne olacak?
Anakent Beledivesi Çevre Koruma Daire Başkanı Tuncer Çelik, onu ıskartaya
çıkarmavacaklannı, jilet de yapmayacaklarını sövlüyor. "Şu anda becerebüdi-
ğimiz kadarıyla dubalarını, parçalannı emniyet altında tutuyonız" diyor Çelik.
Köprüyü yine Halic üzerinde 'İhya" etmeyi planlıyorlar. Bu konuda projeler,
ihaîeler hazırlanıyor. Özünö bozmadan, Haliç'in su sirkülasyonunu etküemeden
Balatla Hasköy arasında ona yeniden yaşam vermeyi istiyorlar. Halkın gözün-
deki Galata Köprüsü imajını bozmamalan gerektiğini biliyorlar. Köprü, şimdilik
de oisa bilinmeyen bir zamana bıraktı kendisini. Sait Faik Anasıyanık, "tnsan
Köprü'den geçmediği zaman acaba Köprü düşünür mü" diye sonıyor.
Beyiıı kaııaıııalaıında büyük aıtış
GÜNDÜZ tMŞtR
Tıp dilinde beyin damarlannın ba-
lonlaşıp, yırülması sonucu meydana ge-
len( anevrizma)beyin kanamalannda
geçen yıla oranla yüzde 200 oranı-
nda artış görülüyor. Uzmanlar, özellik-
le efor sonrası başta ve ensede ani ola-
rak saplanan ağnlarla kendisini belli
eden beyin kanamalanna karşı ge-
cikmeden hastaneye başvurulmasını
öneriyorlar.
Dünya Sagbk Teşkilatı verileri her yıl
her 100 bin kisiden 4-25 kişinin, pimi çe-
kılmış bir el bombasına benzetilebılen
anevrizmaya yakalandığını ortaya ko-
yuyor. Beyin kanamalannın en sık,
travmadan sonra beyin damarlannın
baionlaşıp yırtılması sonucu meydana
geldiğine dıkkatı çeken İ.Ü Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Nöroşirürji Ana Bibm
Dab Başkanı Prof.Dr. Cengiz Kuday,
hafıf bir başağnsından derin komaya
kadar değişikllkler gösterebilen beyin
kanamalannın belirtileri hakkında şun-
lan söylüyor: " Bu tip kanamalar baş
ağnsı, ense ağnsı, bazen şuur kaybı, bu-
lanü ve çift görme gibi bozukluklara yol
açabibyor. Yapılan istatistiklere göre
kanamalı şekilde hastaneye başvuran
hastalann yüzde 48'inde baş ağnsı, yüz-
de 10'nunda genel bir halsizlik, yüzde 7
sinde göz arkasında şiddetb bir ağn, ve
yüzde 4'ünde de çıft görme veya görme
kaybı görülüyor. Beyin kanamalan
anevrizma dışında beyin tümörlerinin
kendi içindeki kanamalan, çeşitb enfek-
siyonlar, yüz hastabklan ya da çeşitli ze-
hirlenmelere bağb olarak da ortaya çı-
kabiliyor."
Prof. Cengiz Kuday, merkezlerine be-
yin kanaması tanısıyla gecen yıl sadece
32 kişinin başvurmasına karşın, bu yıl
ilk 5 ay içinde 69 beyin kanamab has-
tanın başvurduğunu vurgulayarak .
şunlan söyledi: " Haftada ortalama 3
kişi beyin kanaması teşhisiyle merkezi-
mize başvuruyor. Rakamlardaki bu
önemli artışın nedenini rahatlıkla ülke-
miz insanlarındaki sağlık bilincinin ön-
ceki yıllara oranla gelismiş olmasına
bağlayabiliriz.
Uzmanlar, beyin kanamalannın en
çok 40-50 yaşlan arasında geçirildiğini,
kadınlara oranla erkeklerde daha sık
rastlandığını bebrtiyorjar. Beyin kana-
malannın yerine, cinsine ve şiddetine
göre çeşitb' değişikler gösterdiğini belir-
ten Prof. Dr Cengiz Kuday, beyin ka-
namalannın teşhis ve tedavi yöntemleri
hakkında şunlan söylüyor: " Beyin ka-
namalannın teşhisi günümüzde klmik
bulgulann dışında belden su abnmasıy-
la kesin olarak belirlenebiliyor!'
Datça'nm Sorunlan Sempozyumu
Deııiziıı geleceğî iç açıcı değil
ÜMİTOTAN
DATÇA - Datça'da üç gün-
dür yörenin çevre sorunlan tar-
uşılıyor. Çevreciler, bilinıa-
damlan gönîşlerini birbirierine
anlatmak zorunda kaldılar.
Datçablar çevrelerinin sorunla-
nna pek kayıtsız göründüler.
Kimileri gerekli duyurunun ya-
pılmadığinı öne sürdü, ancak
belediye yetkibleri sık sık ho-
parlörden vayın yaptıklannı
söylediler. flk gün sempozyu-
ma topluca gelen muhtarlar da
bir konuşmacının "ilkokul me-
zunundan turizmci olmaz"
yaklaşımına içerleyip bir daha
gözükmediler...
Datça Yanmadası Çevre So-
runlan Sempozyumu'nun
üçüncü gününde de gündem,
kumsaldan yazlıklara taşınan
kumdu. İstanbul Universitesi
Deniz Bilimleri Enstitüsü öğre-
tim görevlilerinden Prof. Dr.
Oğuz Erol, sempozyuma gön-
derdiği bildirisinde, "Gebekum
kumullan geçmiş dönemlere ait
oluşumlardır ve oradan alına-
cak bir kürek kumun yerine ye-
nisini bulmak ariık mümkün
değildir" diyordu. İnşaatçılar
da kumu nereden bulacaklannı
soruyorlardı.
Kolay değildi, o kadar beton
yığıruna kum gerekiyordu.
Gebekum, Kekova yöresin-
deki Patara kumsalını andın-
yor. Tek fark var. Patara'da
kumu rüzgâr, Gebekum'da ise
inşaatçılar götürüyor. Datça'-
nın önemli ekolojik yapısı olan
kumsalından kumlann gitmesi
bir yana üzerine yazhklar da
boy gösteriyor. Üç gün boyun-
ca her şey İconuşuldu, yalnızca
"bunca inşaatın sonu nereye
varacak" sorusu hep "teğet"
gecildi.
Doç. Dr. Sabri Şener, denize
yakın tüm turistik yörelerde ol-
duğu gibi Datça'da da sulann
durumunun pek iç acıcı olma-
diğını bebrtip, görüşlerini şöyle
aktanyordu:
"Datça, Marmaris ve Göko-
va gibi denize yakın yerleşim
alanlannda içme, rekreasyon
ve sulama amacıyla kullanılan
sularda 8000 microhmos cm
tuzluluk ve 1.0-1.5 pomboriçe-
ren içme ve kullanma sulanna
rastlanmıştır. Özellikle son yıl-
larda yaşanan kurakhk ve ar-
tan su ihtiyacı nedeniyle aşın su
kullanımı bu bölgede bitki geli-
şimini ve toprak tuz dengesini
olumsuz yönde etkilemekte-
dir."
Sempozyumun başanyla uy-
gulanması için büyük çaba har-
cayan Doç. Dr. Ayşe Fih'beli ve
Çevre Yük. Müh. Oya Gürel'in
bildirilerinden kıyılarla ilgib"
planlama bekleyen sorunlan sı-
ralarsak şöyle:
• Deniz seviyesinde yüksel-
me,
• Kıyı erozyonunun kontro-
lü,
• Kıyılann rekreasyonel
amaçla yağlanması.
• Sulak alan ve habç ıslahı.
• Kıyısal ortamlann atık
bertarafında kullanılması.
• Kıyısal akiferlere tuz girişi-
mi ve çökme.
Banş Maratonu
6
Ali ve Aleko'dan
barışaçağn
9
tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Bodrumlu Gönüllü-
lerden Cenk Sezgın, Ankara
ile Atina arasında "Banş Yol-
culuğu Maratonu" gerçekleş-
tiriyor.
20 haziranda Ankara'dan
yola çıkacak olan Cenk Sez-
gin. Karadeniz'den iübaren
yolculuğu deniz motosikleti
(jetbika) ile sürdürecek. Kara-
deniz'den iübaren kıyıyı izle-
yerek Bodrum'a dek deniz
motosikleti ile gelecek olan
Sezgin buradan adalar üzerin-
den Au'na'ya gececek. 10 gün
süreh' yolculuk aynı zamanda
deniz motosikktiyle kat edil-
miş en uzun mesafe olma özel-
bğiyle bir rekor nitebği taşı-
ybr.
"Banş Yolculuğu Marato-
nu" Türk-Yunan dostluğuna
katkıyı amaçbyor. Bodrumlu
Gönüllüler, 1988'de 23 Nisan
Çocuk Bayramı'nda, Yunan
adalarindan çocuklan Bod-
rum'a davet ederek 10 gün sü-
reyle Bodrum'da Türk-
Yunan Çocuklan Banş Şenb-
ği gerçekJeştirmişlerdi.
Gönüllüler şimdi de banş
Dünya Zirvesi
yolculuğu ile bir adım daha
atarak banş ginşimlenne bir
yenisini eklemeyi amaçlıyor-
lar. Bodrumlu sanatçılardan
Saynur Gelendost'un "Türk
Ab ile Yunan Aleko" adb röl-
yefı yolculuk başlangıcında
Kültür Bakanı Fikri Sağlar ta-
rafından Atina'da yetkih'lere
iletibnek üzere banş yolcusu
Cenk Sezgin'e verilecek. Kül-
tür Bakanbği'nca da destekle-
nen "Banş Yolculuğu" için
"Ali ve Aleko'dan Banşa
Çağn" adb bir beste yapıldı.
Bestenin söz ve müziği Osman
Tevfık Karasapan'a ait.
20 haziranda Ankara'dan
başlayacak yolculukta Cenk
Sezgin'e çevreciler de eşlik ede-
cek. Cenk Sezgin, Ankara'dan
Karadeniz'e gelerek yolculu-
ğuna Karasu'dan itibaren de-
niz motosikletiyle devam ede-
cek.
Sezgin, Şile, İstanbul, Siüvri-
Tekirdağ, Gelibolu, Çanakka-
le, Ayvabk, Dikib', Foça, Çeş-
me, Didim, Yabkavak, Tur-
gutreis ve Bodrum'dan sonra
Kos, Patmos, Mykenoskee
adalanndan Atina'ya gececek.
Gorbi, Yeşilhaç başkanı
Dış Haberler Servisi • Rio-
daki Dünya Çevre Zirvesi'nde
tutumunu değiştirmeyen
ABD, iyice yalnız kaldı. Biyo-
çeşitlilik anlaşmasını ımzala-
mayı kesinbkle reddeden
ABD, önceki gün Rio'nun
dünyaca ünlü Copacabana
plajında yürüyüş yapan bin-
lerce kişi tarafından protesto
edildi.
Aralannda ünlü Brezilyab
futbolcu Pele'nin, aktrist Shir-
ley McLaine ve Obvia New-
ton-John'un bulunduğu yürü-
yüşte, 'Bush doğru olanı yap'
veya 'Bush Amerikan halkını
temsil etmiyor' şeklinde yazı-
lann bulunduğu pankartlar
dikkat çekti.
Dünya Zirvesi'ndeki heyet-
ler, çevre kirliliğini önlemek
için gerekli olan paranın kim-
den ve nasıl sağlanacağı soru-
nunu tartışmak için bir araya
geldiler. Amerika'dan yardım
konusunda ümit kesildikten
sonra, Üçüncü Dünya ülkele-
ri liderleri, yeni para kaynak-
lan aramaya koyuldular.
Öte yandan ABD Başkanı
George Bush, Rio de Janeiro'-
da yapılan Dünya Zirve'sinde
'savunma durumuna geçmesi'
için hiçbir neden olmadığını
söyledi. Bush, Camp David'-
de Ingiltere Başbakanı John
Major ile düzenlediği ortak
basın toplantısında, Rio'ya
'iyi, güçlü ve ileriye dönük bir
mesajla gittiğini' belirterek
çevreyi korumak kadar, Ame-
rikablann işlerinı güvence alü-
na abnanın da görevleri arası-
nda bulunduğunu söyledi.
Zirvede, eski SSCB Devlet
Başkanı Mihail Gorbaçov,
'Uluslararası Yeşilhaç' ku-
ruluşunun başkanlığına secil-
di. 'Parlamenter Dünya Zirve-
si' adıyla bibnen ve devlet baş-
kanlan ile başbakanlann oluş-
turduğu resmi zirveye paralel
olarak ruhani bderlerle parla-
mento üyelerini bir araya geti-
ren grubun toplanüsında,
Gorbaçov oybirliği ile 'Yeşil-
haç' Başkanbğı'na geurildi.
Grup sözcüsü, Gorbaçov'-
un 1990 yılında Moskova'da
ortaya atüğı öneri üzerine yeni
kurulan "Yeşılhaç'ın amacı-
nın, 'Uluslararası Kızılhaç'ın
insanlar için yapüğını doğa
için yapmak' olarak tanımla-
dı.
Artık telefonda da
heyecanlı, solu
kesen oyunlar
oynayabilirsiniz!
900 900 671
YILDIZ SAVAŞÇISI
mON'A
YARDIMCIOLUN
900 900672
VAMPİR AVCISI
SEVGİÜNİZ KONT
DRAKULA'NIN
EÜNDE...
Törkiye'nin her yerinden servislerimizın
1 dakikosı 5833 TL'dır. Ortalama servis süresi
3-4 dakikadır. AJo Bilgi P.K. 16 Tarabya/lst.