15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bayındır Tıp Merkezi • ANKARA(AA)- Bayındır Holding'ın yaptırdığı BayındırTıp Merkezi. Başbakan Süleyman Dcmiret tarafındanaçıldı. Demirel. " Bu müessese Türkiye için gurur, övünç müessesesi olacaktır"dedi. 11 dalda hizmet verecek tıp merkeziniıı açıhşında konuşan Başbakan Demircl, ülkenin hergün medeni bir eser kazanmasının mutluluk vcrici olduğunu belirlerek "Bunu kirnin yaptığı önemli değildir. Önemli olan medeni eserlerinvarhğıdır. Bu eserler, bu ülkenin insanlanna, insanlığa hizmet verecektir. Onun için bu eseri meydana getirenlere tebriklerimisunuyorum. Bu çeşit gınşim sahiplerinin artmasını diliyorum" diye konuştu. Dikkattrafik! • Haber Merkezi - Yurdun çeşitli yerlerindedün meydana gelen trafık kazalan yine çok sayıda can aldı. Kazalarda ölcnlerin kimtikleri şöyle: Nazmi Hallı, Metin Zeydan, Ergun Aktaş, Suat Ekinci. Seden Baygın. Aziz Ağkaş, Asım Sankaya. Abidin Avcı, Abdullah Dcrebaşı. Mustafa Aktepe, Fatih Bektaş, Süleyman Aktaş. Televizyonların sesi kısılacak TV Servisi -TRT'nin dört kanalında ve özel TV kanallan Intcr Star. Tele-On. Show TV'ye hizmet veren seslendirme sanatçılan. TRT ve özel seslendirme stüdyolannda ücret, ödeme ve çalışma koşullannın iyileştirilmemesi halinde l Temmuz I992 tarihinden itibaren seslendirme yapmayacaklannı açıkladılar. Hastanelerde otomasyon • İSTANBUL(AA)- Bilgısayar kullanımının hastanelerde verimi ve hızı arttırdığı bildirildi. Amıral Bristol Hastanesi'nde düzenlenen semppzyumda, hastanelerde bilgisayar kullanımı konusu ele alındı. Konüşmacılar, Türkiye'de sağlık alanında bilgisayar kullanımının, toplam bilgisayar kullanımının bindebiri oranında olduğunu belirttiler. 'ItıNı Bahçe' davası • Kültür Servisi-nin 16. yüzyılda yazdığı Itırlı Bahçe adlı Arap Seks Elkitabı'nı Türkçeyeçeviren Nevzat Erkmen ile kitabı Yol Yayınlan'ndan yayımlayan İlhanGüngören'in cezalandınlması istendi. Dün yapılan duruşmada, üç kişilik biürkişi raporunun kitabın 'müstehccn olmadığı' doğrultusunda olmasına karşın, Savcı Hüseyin Günay. "Itırlı Bahçe'nin 'halkınarvehaya duygulannı incittiği ve cinsi arzulan tahrik ettiği' yönünde görüş bildirdi. AIDSIi gencîn intikamı • LONDRA(AA)- İngiltere'nin Birmingham kentinde AIDS'li bir gencin intikam amacıyla taşıdığı öldüriicü virüsücinsel ilişki kurduğu dört kadına bulaştırdığı ve bunlardan birinin öldüğü açıklandı. Birmingham'daki AIDS Hizmetleri Dairesfnin müdürii Pete Bellamy, kimliği henüz beürlenemeyen gencin 1980'lerdebirkan nakli sırasında HIV virüsünün vücuduna girmesi sonucuAIDS'e yakalandığının tahmin edidiğini belirterek, "Kanımızca, bu genç kendisinin bu hastalığa yakalanmasına kızarak sırf intikam için cinsel ilişki kurduğu kadınlara bu hastalığı aktanyor. Kendisinin zaman gecirmeden bir hastaneye başvurması ve ilişki kurduğu kadınlann adlannı vermesi gerekiyor" diye konuştu. Dûzeltme •-Cüncyt Arcayürek'in, önceki gün yayımlanan "Türkeş'e Bağışın İçi Dışı" başhklı Güncel köşesinde adıru verdiği Prof. Dr. Oya Araslı bir açıklama yaparak, adırun verilmemesini istemesinin, daha geniş bir araştırma olanağını kullanma arzusundan kaynaklandığını, adının yazılmasını istememesının başka hiçbir nedene bağlanamayacağını bildirdi. Devlet ilgilenmeyince, meydan yabancı avcılara kalıyor Altın var, üreten yokHÜRRİYET UYMAZ Türkiye'nin 2 trilyon dolarlık (14 kat- rilyon TL) maden potansiyeli olmasına karşın. yanhş devlet politikalan yüzün- den maden arama çalışmalan ihmal edi- üyor. Bu. nedenle ülkenin üretip dışsatı- ma yönlendirdiği maden ürünü 500 milyon dolan gecmiyor. Türkiye Ma- dendler Derneği Başkanı İşmet Kasa- poğlu. ülkenin maden potansiyclinin yılda 10 milyar dolarlık bir üretim ile yılda 5 milyar dolarlık bir dışsatım ya- pabilecek kapasitede olduğunu söyledi. Ancak Kasapoğlu'na göre, devlet Batf- nın bilinçli şekilde "Türkiye'de maden yoklur" propagandalanna inanıyor. Böylece devletin 30 yıl önce kurduğu Altın Arama Dairesi en ufak bir rezerv bulamazken, yabancı altın arayıcılan ülkeye gelip iki üç yılda altın bulabili- yor. Kasapoğlu, Türkiye'ye gelen altın arayıcılan ile maden sektörü konusun- daki sorulanmızı şöyle yanıtladı: - 9 yabancı şirket Türkiye'ye gelip al- tın aramaya başladı ve bazılan buldu. Oysa, bugüne kadar ülkemizde altın ol- duğu bile bilinmiyordu neredeyse... •'Türkiye'nin bilimsel olarak, 1990 yı- lında yapılan I. Madencilik Şurası'nda ortaya konan madencilik ürünleri po- tansiyeli, 2 trilyon dolar. Buna karşın, bugün üretip dışsatım yapabildiği mik- tar 500 milyon dolar civannda. Sahip olduğu potansiyele göre ülkemiz. yılda en az 10 milyar dolarlık bir üretim yapa- bilmeli ve 5 milyar dolarlık madencilik ürününü de dışanya satabilmeli. Bu ra- kamlar ülkede madencilik sektörüne il- gi gösterilmemesinden kaynaklanmak- ta. Bazı bakanlar, Türki cumhuriyetleri değerlendirirken. Türkiye açısından on- lann doğal zenginliklerinin öneminden bahsediyor. "Be Allahın kulu. sen ilk ön- ce ayağmın altındakine bak." derler ada- ma." - Bu kadar maden kaynağımız varsa, bugüne kadar neden gerekıiği gibi de- ğerlendirilmedi? Yoksa bu bilinmiyor muydu? "Baa çevrelerce bilinmesine rağmen ülkemizde Türkiye'nin madencilik ürünleri açısından fakir bir ülke olduğu' şeklindeçok yoğun bir kampanya yürü- tüldü. Bunun başlangıç tarihi 4O'lı, 50'li yıllan bulur. Halbuki cumhuriyeti ku- ranlar, ekonomik atıhmda ilk olarak Maden Tetkik Arama'yı (MTA) ve bu- lunan bu madenlen işletme'k üzere de Etibank'ı kurmuşlardır. Zaman içinde bu kurumların atılımlan Batı'nın dık- katıni çekmiş ve Batı'nm uyguladığı master planlarda Türkiye'nin madenci- likte alılım yapmaması şeklinde bir pro- paganda uygulamaya konmuştur. Türkiye'de bunun etkisi hâlâ devam et- mektcdir." - Bu >anlış inanışın gclişmcsinde ma- den mühendislerinin de başansızlığın- dan söz ctmek olası hcrhalde. "E\ct, bu konuda maden mühendis- lerinin de ilgisizliği olmuştur. Çünkü bazı kurum ve kişilerde kendileri tara- fından ortaya konmamış fıkirlere uy- mak bir moda gibi devam etti ve halen de devam ediyor. Bugün üniversite pro- fesörleri bile maden mühendisi yetişti- rirken. Türkiye'de madenlerin çok kısıt- mak üzerc. kım\a sanayiınin birçok da- lında sıvanür kullanılıyor. Bu sıyanür de ithal ediliyor. Gümrüklere sorarsa- nız. üjkeve yılda ne kadar siyanür girdi- ğini görürsünÜ7. Bu konuda hiç kimse bir şey söylemezken. altın eldesinde si- yanür kullanılmasına itıraz ediliyor. Şimdi. bövle bir projc var. burada siya- nür kullanılacaktır, bu da zorunludur. Şöyle bir imaj >aratılıvor: Sanki altın el- dc ctmede birçok metod var. bunun en ucuzu sişanür metodu. Türkiye de geri kalmış.üİke. bunlar bizı istısmar edecek- ler. Böyle bir şey yok. Dünyada altın üreten her ülkc teknoloji olarak siyanür metodu kullanıyor. Şimdi bundandaha ileri bir metod henüz keşfedilmedi, yok." - Var, ama çok pahalı, ya da Euro- gold yetkilisinin deyişiyle laboratuvar • Altın Arama Dairesi, 30 yaşında. Ancak. doğrudürüst bir rezerv bulabilmiş değil. Buna karşılık, Türkiye'ye . gelen yabancılar, 2-3 yıl çalışmayla altın bulabiliyor. Madenciler Derneği Başkanı Kasapoğlu, devletin, 'Türkiye'de maden yok' şeklindeki Batı kaynaklı propagandalara kandığını öne sürüvor. lı veya olmadığı şeklinde öğrencılerine telkinde bulunmaktadır. Fakat, ben sıze şunu söyleyeyim: İzmir Karşıyaka'da MTA'nın 30 yıi önce kurduğu bir Altın Arama Bölge Müdürlüğü var. 30 yıl al- tın aradı bulamadı. 3-5 yıl önce yabancı- lar geldiler, kendi elleriyle koymuş gibi buldular." - Neden, teknik donanım mı yok, bil- gi mi eksik? "Hayır, gereken ilgi yok. gereken ilgi gösterilmiyor. Devlet bunlara teşkilatı- nı kuruyor, binasını kuruyor, personeli- ni veriyor, ama para vermiyor. Bugün MTA elemanlannın araziye çıkacak ne vasıtası var ne de orada harcama yapa- cak en ufak parası." - Altın arama yöntemine gelirsek, si- yanürden başka yol yok mu? "Türkiye'de galvaniz sanayi başta ol- aşamasında. Evet, diğer sektörlerde de sıyanür kullanılıyor ve bu atıklar gelişi- güzel ortamlara veriüyor. Bergamalıla- nn. çevrecilerin bu kadar tepki duyma- larının nedeni. bugüne kadar ülkenin büyük bir bölümünün bu tür atıklarla kirleıilmiş olduğunu bilmeleri... "Altın içeren malzeme öğütülür, çok ince malzeme haline getirilir. Seyreltil- miş hale getirilmiş sıvı siyanürle ıslatılır. Siyanürle altının birleşmesidir teknik. Sıvı halde altınla birlcşcmcmış siyanür zaten geri döner. Geriye katı madde ka- lır. Bu siyanürle yan yana gelmiştır. ama siyanürle bileşik yapmarruştır. Bileşik yapan siyanürü eğer biz atığa verirsek. o zaman altını ka\ bedenz. Bu olayın eko- nomosine ters." - Ya toprakta kalan siyanür ve onun dığer ağır metallerle yapacağı komp- lcksler? Toprakta allının dışında başka ağır melal olmayacak mı? Şirket. altınla uğraşırken. bunlan da loplamayacak elbet. "Şimdi efendim, siyanürle. toprakta bulunabilecek diğer metallerin birleş- mesi söz konusu olabilir. ama altının dışında bileşik yapmamış metal yeryü- zünde olmaz zaten. Ama bu demek de- ğildir ki. hiç bileşik yapmaz, yapabilir. Atığa. siyanür kanşmaz mı. kanşabilir. Ama bunlar, bahsettiğimiz havuzlarla bir kere konlrol altına ahnmaktadır. Üstelik siyanür son derece az miktarda- dır. Burada zehir tehlikcsi tarlaya verdi- ğiniz gübre esamesindedir. Büyütülecek bir olay değildir. Burada siyanür lafı in- sanı ürkütüyor, çok üstüne gidiliyor. - Peki, Türkiye'de madenciliğin iyileş- tirilmesi için neler yapılmalı? "Bunun için önce gerçeklere ve yur- dumuzun gelişmelerine uygun bir ma- den yasası çıkanlmalı. Bir kere Tür- kiye'nin bir maden politikası yok. Türkiye'nin, önce maden politikasını belirlemesi gerekiyor. Türkiye karar ve- recek. ben yeraltı servetlerimi değerlen- direcek miyim, değerlendirmeyecek miyim? Değerlendirirsem, bunlar içinde bazılanna öncelik verecek miyim, ver- meyecek miyim? Eğer öncelik verecek- sem. bunlan en süratli olarak ekonomi- ye nasıl -kazandınnm? Bunun değişik yollan var. Batı bunu nasıl yapmış, ben nasıl yapmayı tercih ediyorum, bütün bunlar ortaya konacak ve bu esaslara hizmeı eden hükümleri taşıyan bir ma- den yasası oluşturacak. Bununla da bit- miyor, bu yasanın tatbikini ve kontrolü- nü devamlı izleyecek bir maden dairesi oluşturacak. Baü'daki maden dairele- rinde uzman olmayan kişi çalıştınlmaz. mühendis olmak kafi değildir. Sektöre hizmet etmiş. genel müdür olmuş uz- man kişiler çalışır. Oralardaki aktif hiz- metlerinden aynldıklan zaman maden dairelerine uzman. üye olarak atanırlar, bu onoral bir durumdur. Ülkenin ma- dencilik konusundaki politikalanna. uygulamalanna bunlar yön verirler. Bizde ise Maden Dairesi sürgün yeridir. Herhangi bir devlet kurumunda bıkıl- mış. işten atılması gereken, fakat yasa gereği atamadıklan kişileri MTA'ya gönderirler, böyle şey olmaz. Bu yasa yürümedi. Kaldı ki yasanın kendi mad- deleri ve anayasa ile çatışan kısımlan var." Satranc Atahk'ın biracümı kaldıHaber \!erkezi - Manila'da yapılmakta olan Satranç Olim- piyatfnın 13. turunda erkekler- de İsviçre ile karşılaşan milli takımımız 3-1 yenilmesine kar- şın. 1. masada oynayan Suat Atalık satrancın dev isimlerin- den Victor Korchnoi ile bera- bere kalma başansını gösterdi. Eski Dünya Şampiyonu Kar- pov ile dünya şampiyonluğu unvanı için mücadele etmiş olan Korchnoi yıllar önce İs- viçre'ye iltica etmiş Rus asıllı çok güçlü bir büyük usta. Suat Atalık 14. ve son turda rakibini yendiği takdirde Türkiye'nin satrançtaki ilk büyük ustası un- vanını elde eden isim olacak. 13. turda dün İsviçre ile karşıla- şan erkek takımımızdan Suat Atalık ve Hakan Han berabere kalırken, Turan Yılmaz ve Suat Soylu kaybettiler. Bayan mili takımımız ise 13. turda Portekiz'i 2.5-1.5 yendi. Nilüfer İpek'in berabere kaldığı maçta. Gülümser Öney ve Günsevil Yılmaz galibiyet aldı- lar. 13. tur sonunda takımımız erkeklerde 26, bayanlarda ise 19 puana sahip. Suat Atalık'ın 13. maçta aldığı beraberlikte 9 puanı bulunurken, Turan Yıl- maz 6.5, Suat Soylu 5.5 puan- dalar. Satranç Oilmpiyat'ı yann ya- pılacak !4. tur ile son bulacak. 28 haziran sabahı da milli lakı- mımız yurda dönecek. Babalık davaları AdHTıp Enstitüsü resmi bilirkişi sayılmıyor İstanbui Haber Servisi - İs- tanbul Üniversitesi'ne bağlı Adli Tıp Enstitüsü'nün babalık davasına ilişkin verdiği rapor bir mahkeme tarafından dik- kate alınmadı. Bir diğer mah- keme ise bilirkişi raporu ver- mesi için enstitüye başvurdu. İzmir 4. Asliye Hukuk Mah- kemesi'nde süren bir babalık davasında Adli Tıp Enstitüsü tarafından verilen rapor, mah- keme hakimi tarafından kanıt olarak kabul edilmedi. Kartal 1. Ağır Ceza Mahke- mesi iieaynı türdeki birdavada babalık davasında rapor ver- mesi için enstitüye başvurulma- sına karar verdi. Tart oradan bir kilo siyanür! • Siyanür, intiharlardan cinayete, kazalara ka- dar her alandakarşımıza çıkıyor. Günlük yaşa- mımızla iç içe. İnsanı kısa sürede öldürebilen bu zehirli madde, Tahtakale, Unkapanı, Karaköy gibi semtlerde açık açık satılıyor. Kilosu 13 -25 bin lira arasında değişiyor ve isteyen herkes elde edebiliyor. yaptılar. Bazı fırmalar, olaylar sonunda bu zehirli maddeleri satmaktan vazgeçti. Ancak yeterli önlemler yine alınmadı. Kimyagerler, dehetimi yapılamayan bu maddelerin rahatlıkla kötü amaçlı kişiler tarafından kullanılabıleccğıne dikkatçektiler. 1986yılına kadar siyanür zehirlenmesindendolayı Adli Tıp Kurumu'na gönderilen bir şüpheli ölüm yoktu. Ancak bu tarihten itiberen Adli Tıbba 9 ölüm olayı yansıdı. Burada yapılan otopsilerde 2 kişinin siyanür kullanılarak öldürüldüğü, 3 kişinin kaza sonucu, 4 kişinin de bu yolla intihar ettiği ortaya çıktı. 1990 yılında Beşiktaş vapur iskelesinde şehir hatlan yolcu gemilerini ilaçlayan 3 işci siyanürden zehirlenerek yaşamlannı yitirdiler. Geçtiğimiz şubat ayında ise 1967 doğumlu Niyazi Yıldızhan. çahştığı kuyumcu atölyesinde fenalaştı ve kısa süresonra yaşamını yitirdi. Adli Tıp'ta yapılan otopside, Yıldızhan'ın siyanür zehırlenmesı sonucunda yaşamını yetirdiği kaydedildi. Siyanür almak için gittiğimiz bazı kimyevi madde satan ticarethaneler, bize istedığimız kadar verebileceklerini söylediler. Gazeteci olduğumuzu öğrendiklerinde ise bazısı "Sizi lanımıyorum, veremem" dedi. Bazısı da "Kimliğinizin fotokopisini alınm, öyle veririm. Çünkü bunu satmak yasak değil. Sizin alnınızda ben bununla intihar edeceğim vecinayet işleyeceğim diye yazmıyor. Biz ne yapabiliriz? Aslında gelişen bu tür olaylardan çok rahatsız oluyoruz" dediler. TAyFUNGÖNÜLLÜ Siyanür. günlük yaşamımızla içiçe. Artık intiharlardan. cinayete, kazalara, suikastlere kadar her alanda karşımıza çıkıyor. Özellikleçinko kaplama sanayıindc kullanılan siyanür, atık madde olarak İstanbul'a su sağlayan havzalara akıyor. Saniyeler içinde insanı öldürebilen bu korkunç madde, İstanbul'da Tahtakele. Unkapanı, Karaköy gibi semtlerde açık açık satılıyor. Kilosu 13 bin lira ile 25 bin lira arasında dcğışcn siyanürü, isteyen herkes elde edebiliyor. Siyanür. geçtiğimiz yılın son ayında gazetelerin yine ilk sayfalanndaydı. Bu kezolaya muhatap olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'ti. Genelkurmay Başkanı Güreş, 2 Arahk 1991 günü beraberindeki komutanlarla birlikte, İstanbul'da bir tugay komutanlığmın denetimi sırasında erbaşlarla birlikte öğle yemeği yedi. Yemek sonrası içtikleri kahveden şüphelendiler. Kahvenin analizini yapan bir laboratuvar zehir olduğunu saptadı. Bu yılın 28 martında ise İstanbui Sangazi'deki askeri lojmanlann su deposuna 50'şer kilogram siyanür ve potasyum kanşımı zehir atıldı. Çok etkili bu zehir, bir telefon ihban sonucu ortaya çıktı. Hem Genelkurmay Başkanı'nın kahvesi olayından. hemdesu deposuna atılan zehirden sonra yetkililer, siyanür ve potasyum satan esnaflan saptamak içinçalışmalar ADANA EMNİYET MDDCRLUĞÜ Kız militanlara bekâret kontrolü UFUKTEKtN Kumlann üstünden, betonlann arasma Son model bir Mercedes'e mi binmek isterdiniz, yoksa Bodnım'da deveye mi? Bodrum'a akın akın gelen yerli ve yabancı turtst- ler, Bodnun'un betonla bürünleşmiş güzelliğinin yanı sıra, devesine binmeden gitmiyor. L'rfalı ve Gaziantepli de>eciler, \atların - arasında. tunı 5 bine kiraladıklan develerini turizmin hizmetine sunmuş dunımda. Develer de gelen dövizin farkına varnnş oia caklarki, kurumlarından vanlarına yaklaşılmıvor(Foıoğraf SUAT KOZLUKLU) Kültür • Sanat 232 64 26 • 23O 21 87 BEYOGLU SINEMASI (251 32 40) YAZ ŞENLİĞİ 1 SİNEMA YAZARLARL\L\ SEÇTİKLERÎ BUGÜN BALIKÇI KRAL TERRY GILLIAM 1 1 30-14.00-16.30-19.00-21.30 REKLAM FllMl DAĞITIMINDA 249 50 33 timaz Gvnty Gozıy'e Con Ç k Ç l h l U l k i • • •• S U R UTARIK AKAN - M£UKE DEMIRAĞ TUNCElKURTİZ I J U ^ I ' M H I Yö..t««: ZEKI OKTEN S«*yo: YILMAZ GÜNEY Ortakây OKM (2S< İ9 171 13.00-1S.30-18.00 20.30 NINJA ALDATMA • KAPLUMBAGALAR II ;i.0O-U.3fll*J»-18JO-21 00 JütSİTl [247(9 47) 14.00-1915 AKDENIZ 12.00-14.15-16 30-1! 45-21.00 BAHCIVAN C.teSAfMUSUMMI 9 1/2 HAFTA 11 0013.» 14.00 183021 00 VAHSI ORKIDE-1 H»bry<tSl(247UI51 1130 1400-1430-1945 2145 m um ıvmı mrt nmo U r A S |33İ 00 50) 11.00 l VAROLMANIN DAYANIIMAZ HAFİFLİĞİ Beyo#lu DUNTA (249 ?3 61) I2.0O-150O-U.O0-21.00 ASTERIX fe!ıSITE(247i9 47) 1130 OMEN IV 26 HAZİUI'U SlMEIUUtOA 11I»I4 15 1700'9.15-21 45 TV, DİZİ ve FİLM SESLENDİRMELERİNDE GÖREVALACAK, YETİŞTİRİLMEK ÜZERE HER YAŞTA BAY-BAYAN KONUŞMACI ADAYLARI ARANMAKTADIR. KURSLAR ÜCRETSİZDİR, SENKROH TV. PROGRAM YAPIMailK LTD. STİ. . ^ s a , MUR:267 60 26-275 61 68 _ SHWARZENEGGER HAFTASI Ko4ıtt«y AS Sinvmau (336 00 50) 13.30-16-00-18-30-21.15 COMMANDO TOTAL RECALL CumoSdı p n a PREDATOR TERMINATOR • 2 Sinema • Tiyatro Gösteri 232 64 26 B230 21 87 ADANA - Adana Emni- >et Müdürlü- ğü. "Sorguda tecavüze uğra- dım" iddialan karşısında, gö- zaltına alınan sanıklardan "ileride polisi ka- ralayacağı kanısına vanlanla- n" adliyeden önce bekâret kontrolüne yolluyor. Adana Emniyet Müdürii Mete Altan, uygulamanın resmi olmadığını ve "kız militanlarla" sınırlı ol- duğunu belirtti. Bu kapsamda değerlendirilerek Adli Tıp'a gönderilen Mücadele Dergjsi muhabiri Yazgül Güder. "in- sanlık onurunu zedeleyici ve aşağılayıcı" bulduğu için test vapılmasına karşı çıktığını söyledi. Emniyet Müdürlüğü'nün bu uygulamayı. 1991 temmuzun- da gözaltına alınan Mediha Curabaz adlı hemşirenin "Po- liste işkence gördüm, kızlık zanm yırtıldı" iddiasından sonra başlaltığı belirlendi. Cumhuriyet'in sorulannı ya nıtlayan Adana Emniyet Mü- dürü Mete Altan, her gelen bayan sanıgın bekâret kontro- lüne göndenlmediğini belirtir- ken, uygulamanın amaçlannı ve aynnülannı da şöyle anlattı: "•Gözaltına aldıgımız sanı- gın ileride polisi karalamaya çalışacağını gözlemlemişsek, öyle bir izlenim edinmişsek, o kızlan, sorgulamanın ardın- dan. önce savcılığa sevk yazı- sıyla gönderiyoruz. 'Emniyet- teki sorgusunu istismar edebi- leceğine inandığımız siyasi kız militanlar için bekâret kontro- lü yapılmasında yarar vardır' diyerek görüşümüzü, hassasi- yetimizi dile getirijoruz. Duru- mu takdir eden savcılık da, adli tıp veya bir hastaneye, sanığı test için gönderiyor." Uygulamanın. Mediha Cu- rabaz adlı hemşirenin iddiala- nndan sonra başlatıldığını doğrulayan Altan şöyle devam etti: "Kesin olarak vurgulamak istiyorum ki. bu uygulama sa- dcce kız militanlarla sınırlıdır. \dana Emnıyctı'ndc sorgula- nan her kız sanık bekâret kont- rolüne gönderilıyor" diye ya- zarsanız bizi varalarsınız. Geçen yıl bir hemşire kız vardı. Sorgudan çıkıp cezaevine gön- derildikten sonra çok çirkin if- tira ve karalamalarda bulun- du. Biz de bu tür karalamala- nn önünü kesmek için böyle bir yola gittik. Olay bundan ibaret." Adana Adli Tıp Kurumu Başkanı Mehmet Özgül, Em- niyet Müdürlüğü'nden sava- lık kanalıyla gönderilen kız sanıklann beraberinde "kızlık muayenesi yapılması" diye not düşüldüğü için test uygulandı- ğını söyledi. Kurumu yaklaşık bir yıldır bu tür sevk yazısıyla gelen sanıklar olduğunu belir- ten Özgül, "Emniyet suistimal- leri önlemek için böyle bir yol uyguluyor sanıyoruz. Biz de gelen sanığa söz konusu mua- yeneyi isteyip istemediğini so- ruyoruz. Zira bekâret testi kişi- ye özel bir test." dedi. Özgür Gündem Gazetesi Diyarbakır muhabirlerinden • Adana Emniyet Müdürii Mete Altan, "Gözaltı- na aldıgımız sanığın, ileride polisi karalamaya çalı- şacağı fikrini edinirsek böyle bir uygulamaya gidi- yoruz. Her kız sanığı kontrole gönderiyorlarderse- niz, bizi yaralarsmız" diye konuştu. Hafız Akdemir'in öldürülme- sini protesto için 10 haziranda yapılan yürüyüş sırasında gö- zaltına alınan Mücadele Der- , gjsi Adana muhabirlerinden Yazgül Güder de. polisin "po- lisi karalayabilecek kız mili- tan" olarak değerlendirilerek • kontrole gönderilerüer arasın- da. Geçen yılın ocak ayında da iki kez birer günlüğüne gözalü- ; na alındığıru anımsatan Gü- ; der, "O zaman ne adli tıbba, ne • de doktora götürmüşlerdi" di- • yor. "Emniyetinkendinisağla- '. ma almak istediğini" söyleyen • Güder, gözaltının öyküsünü • şöyle anlatıyor: ; "Hafız Akdemir'in öldürül- : mesini protesto ederken gözal-; tına aldılar. Sosyalist basından iki kız üç erkektik. Gözlerimiz bağlandı. Şubede kız-erkek di-. ye ayırmayıp epeyce bir kaba; dayak attılar. Sonra hastaneye • götürüldük. Herkes şikâyetini • söyledi. filmler çekildi. Sonra' tekrar şubeye götürüldük.; Sonra sadece üç bayan olarak; bizi aldılar. "Sizi doktor çağın-; yor' J.ediler, gittik Bize, "Sav-; cılığm ve emniyetin direktifı' var. Kızlık muayenesi olmak. istiyor musunuz?" diye sordu.l Ben ve diğer kızlar kabul ctme-! dik.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle