Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bayındır Tıp
Merkezi
• ANKARA(AA)- Bayındır
Holding'ın yaptırdığı
BayındırTıp Merkezi.
Başbakan Süleyman Dcmiret
tarafındanaçıldı. Demirel.
" Bu müessese Türkiye için
gurur, övünç müessesesi
olacaktır"dedi. 11 dalda
hizmet verecek tıp
merkeziniıı açıhşında
konuşan Başbakan Demircl,
ülkenin hergün medeni bir
eser kazanmasının mutluluk
vcrici olduğunu belirlerek
"Bunu kirnin yaptığı önemli
değildir. Önemli olan medeni
eserlerinvarhğıdır. Bu
eserler, bu ülkenin
insanlanna, insanlığa hizmet
verecektir. Onun için bu eseri
meydana getirenlere
tebriklerimisunuyorum. Bu
çeşit gınşim sahiplerinin
artmasını diliyorum" diye
konuştu.
Dikkattrafik!
• Haber Merkezi - Yurdun
çeşitli yerlerindedün
meydana gelen trafık
kazalan yine çok sayıda can
aldı. Kazalarda ölcnlerin
kimtikleri şöyle: Nazmi
Hallı, Metin Zeydan, Ergun
Aktaş, Suat Ekinci. Seden
Baygın. Aziz Ağkaş, Asım
Sankaya. Abidin Avcı,
Abdullah Dcrebaşı. Mustafa
Aktepe, Fatih Bektaş,
Süleyman Aktaş.
Televizyonların
sesi kısılacak
TV Servisi -TRT'nin dört
kanalında ve özel TV
kanallan Intcr Star. Tele-On.
Show TV'ye hizmet veren
seslendirme sanatçılan. TRT
ve özel seslendirme
stüdyolannda ücret, ödeme
ve çalışma koşullannın
iyileştirilmemesi halinde l
Temmuz I992 tarihinden
itibaren seslendirme
yapmayacaklannı
açıkladılar.
Hastanelerde
otomasyon
• İSTANBUL(AA)-
Bilgısayar kullanımının
hastanelerde verimi ve hızı
arttırdığı bildirildi. Amıral
Bristol Hastanesi'nde
düzenlenen semppzyumda,
hastanelerde bilgisayar
kullanımı konusu ele alındı.
Konüşmacılar, Türkiye'de
sağlık alanında bilgisayar
kullanımının, toplam
bilgisayar kullanımının
bindebiri oranında
olduğunu belirttiler.
'ItıNı Bahçe'
davası
• Kültür Servisi-nin 16.
yüzyılda yazdığı Itırlı Bahçe
adlı Arap Seks Elkitabı'nı
Türkçeyeçeviren Nevzat
Erkmen ile kitabı Yol
Yayınlan'ndan yayımlayan
İlhanGüngören'in
cezalandınlması istendi. Dün
yapılan duruşmada, üç
kişilik biürkişi raporunun
kitabın 'müstehccn olmadığı'
doğrultusunda olmasına
karşın, Savcı Hüseyin
Günay. "Itırlı Bahçe'nin
'halkınarvehaya
duygulannı incittiği ve cinsi
arzulan tahrik ettiği'
yönünde görüş bildirdi.
AIDSIi gencîn
intikamı
• LONDRA(AA)-
İngiltere'nin Birmingham
kentinde AIDS'li bir gencin
intikam amacıyla taşıdığı
öldüriicü virüsücinsel ilişki
kurduğu dört kadına
bulaştırdığı ve bunlardan
birinin öldüğü açıklandı.
Birmingham'daki AIDS
Hizmetleri Dairesfnin
müdürii Pete Bellamy,
kimliği henüz beürlenemeyen
gencin 1980'lerdebirkan
nakli sırasında HIV
virüsünün vücuduna girmesi
sonucuAIDS'e
yakalandığının tahmin
edidiğini belirterek,
"Kanımızca, bu genç
kendisinin bu hastalığa
yakalanmasına kızarak sırf
intikam için cinsel ilişki
kurduğu kadınlara bu
hastalığı aktanyor.
Kendisinin zaman
gecirmeden bir hastaneye
başvurması ve ilişki kurduğu
kadınlann adlannı vermesi
gerekiyor" diye konuştu.
Dûzeltme
•-Cüncyt Arcayürek'in,
önceki gün yayımlanan
"Türkeş'e Bağışın İçi Dışı"
başhklı Güncel köşesinde
adıru verdiği Prof. Dr. Oya
Araslı bir açıklama yaparak,
adırun verilmemesini
istemesinin, daha geniş bir
araştırma olanağını
kullanma arzusundan
kaynaklandığını, adının
yazılmasını istememesının
başka hiçbir nedene
bağlanamayacağını bildirdi.
Devlet ilgilenmeyince, meydan yabancı avcılara kalıyor
Altın var, üreten yokHÜRRİYET UYMAZ
Türkiye'nin 2 trilyon dolarlık (14 kat-
rilyon TL) maden potansiyeli olmasına
karşın. yanhş devlet politikalan yüzün-
den maden arama çalışmalan ihmal edi-
üyor. Bu. nedenle ülkenin üretip dışsatı-
ma yönlendirdiği maden ürünü 500
milyon dolan gecmiyor. Türkiye Ma-
dendler Derneği Başkanı İşmet Kasa-
poğlu. ülkenin maden potansiyclinin
yılda 10 milyar dolarlık bir üretim ile
yılda 5 milyar dolarlık bir dışsatım ya-
pabilecek kapasitede olduğunu söyledi.
Ancak Kasapoğlu'na göre, devlet Batf-
nın bilinçli şekilde "Türkiye'de maden
yoklur" propagandalanna inanıyor.
Böylece devletin 30 yıl önce kurduğu
Altın Arama Dairesi en ufak bir rezerv
bulamazken, yabancı altın arayıcılan
ülkeye gelip iki üç yılda altın bulabili-
yor. Kasapoğlu, Türkiye'ye gelen altın
arayıcılan ile maden sektörü konusun-
daki sorulanmızı şöyle yanıtladı:
- 9 yabancı şirket Türkiye'ye gelip al-
tın aramaya başladı ve bazılan buldu.
Oysa, bugüne kadar ülkemizde altın ol-
duğu bile bilinmiyordu neredeyse...
•'Türkiye'nin bilimsel olarak, 1990 yı-
lında yapılan I. Madencilik Şurası'nda
ortaya konan madencilik ürünleri po-
tansiyeli, 2 trilyon dolar. Buna karşın,
bugün üretip dışsatım yapabildiği mik-
tar 500 milyon dolar civannda. Sahip
olduğu potansiyele göre ülkemiz. yılda
en az 10 milyar dolarlık bir üretim yapa-
bilmeli ve 5 milyar dolarlık madencilik
ürününü de dışanya satabilmeli. Bu ra-
kamlar ülkede madencilik sektörüne il-
gi gösterilmemesinden kaynaklanmak-
ta. Bazı bakanlar, Türki cumhuriyetleri
değerlendirirken. Türkiye açısından on-
lann doğal zenginliklerinin öneminden
bahsediyor. "Be Allahın kulu. sen ilk ön-
ce ayağmın altındakine bak." derler ada-
ma."
- Bu kadar maden kaynağımız varsa,
bugüne kadar neden gerekıiği gibi de-
ğerlendirilmedi? Yoksa bu bilinmiyor
muydu?
"Baa çevrelerce bilinmesine rağmen
ülkemizde Türkiye'nin madencilik
ürünleri açısından fakir bir ülke olduğu'
şeklindeçok yoğun bir kampanya yürü-
tüldü. Bunun başlangıç tarihi 4O'lı, 50'li
yıllan bulur. Halbuki cumhuriyeti ku-
ranlar, ekonomik atıhmda ilk olarak
Maden Tetkik Arama'yı (MTA) ve bu-
lunan bu madenlen işletme'k üzere de
Etibank'ı kurmuşlardır. Zaman içinde
bu kurumların atılımlan Batı'nın dık-
katıni çekmiş ve Batı'nm uyguladığı
master planlarda Türkiye'nin madenci-
likte alılım yapmaması şeklinde bir pro-
paganda uygulamaya konmuştur.
Türkiye'de bunun etkisi hâlâ devam et-
mektcdir."
- Bu >anlış inanışın gclişmcsinde ma-
den mühendislerinin de başansızlığın-
dan söz ctmek olası hcrhalde.
"E\ct, bu konuda maden mühendis-
lerinin de ilgisizliği olmuştur. Çünkü
bazı kurum ve kişilerde kendileri tara-
fından ortaya konmamış fıkirlere uy-
mak bir moda gibi devam etti ve halen
de devam ediyor. Bugün üniversite pro-
fesörleri bile maden mühendisi yetişti-
rirken. Türkiye'de madenlerin çok kısıt-
mak üzerc. kım\a sanayiınin birçok da-
lında sıvanür kullanılıyor. Bu sıyanür
de ithal ediliyor. Gümrüklere sorarsa-
nız. üjkeve yılda ne kadar siyanür girdi-
ğini görürsünÜ7. Bu konuda hiç kimse
bir şey söylemezken. altın eldesinde si-
yanür kullanılmasına itıraz ediliyor.
Şimdi. bövle bir projc var. burada siya-
nür kullanılacaktır, bu da zorunludur.
Şöyle bir imaj >aratılıvor: Sanki altın el-
dc ctmede birçok metod var. bunun en
ucuzu sişanür metodu. Türkiye de geri
kalmış.üİke. bunlar bizı istısmar edecek-
ler. Böyle bir şey yok. Dünyada altın
üreten her ülkc teknoloji olarak siyanür
metodu kullanıyor. Şimdi bundandaha
ileri bir metod henüz keşfedilmedi,
yok."
- Var, ama çok pahalı, ya da Euro-
gold yetkilisinin deyişiyle laboratuvar
• Altın Arama Dairesi, 30
yaşında. Ancak. doğrudürüst
bir rezerv bulabilmiş değil.
Buna karşılık, Türkiye'ye
. gelen yabancılar, 2-3 yıl
çalışmayla altın bulabiliyor.
Madenciler Derneği Başkanı
Kasapoğlu, devletin,
'Türkiye'de maden yok'
şeklindeki Batı kaynaklı
propagandalara kandığını
öne sürüvor.
lı veya olmadığı şeklinde öğrencılerine
telkinde bulunmaktadır. Fakat, ben sıze
şunu söyleyeyim: İzmir Karşıyaka'da
MTA'nın 30 yıi önce kurduğu bir Altın
Arama Bölge Müdürlüğü var. 30 yıl al-
tın aradı bulamadı. 3-5 yıl önce yabancı-
lar geldiler, kendi elleriyle koymuş gibi
buldular."
- Neden, teknik donanım mı yok, bil-
gi mi eksik?
"Hayır, gereken ilgi yok. gereken ilgi
gösterilmiyor. Devlet bunlara teşkilatı-
nı kuruyor, binasını kuruyor, personeli-
ni veriyor, ama para vermiyor. Bugün
MTA elemanlannın araziye çıkacak ne
vasıtası var ne de orada harcama yapa-
cak en ufak parası."
- Altın arama yöntemine gelirsek, si-
yanürden başka yol yok mu?
"Türkiye'de galvaniz sanayi başta ol-
aşamasında. Evet, diğer sektörlerde de
sıyanür kullanılıyor ve bu atıklar gelişi-
güzel ortamlara veriüyor. Bergamalıla-
nn. çevrecilerin bu kadar tepki duyma-
larının nedeni. bugüne kadar ülkenin
büyük bir bölümünün bu tür atıklarla
kirleıilmiş olduğunu bilmeleri...
"Altın içeren malzeme öğütülür, çok
ince malzeme haline getirilir. Seyreltil-
miş hale getirilmiş sıvı siyanürle ıslatılır.
Siyanürle altının birleşmesidir teknik.
Sıvı halde altınla birlcşcmcmış siyanür
zaten geri döner. Geriye katı madde ka-
lır. Bu siyanürle yan yana gelmiştır. ama
siyanürle bileşik yapmarruştır. Bileşik
yapan siyanürü eğer biz atığa verirsek. o
zaman altını ka\ bedenz. Bu olayın eko-
nomosine ters."
- Ya toprakta kalan siyanür ve onun
dığer ağır metallerle yapacağı komp-
lcksler? Toprakta allının dışında başka
ağır melal olmayacak mı? Şirket. altınla
uğraşırken. bunlan da loplamayacak
elbet.
"Şimdi efendim, siyanürle. toprakta
bulunabilecek diğer metallerin birleş-
mesi söz konusu olabilir. ama altının
dışında bileşik yapmamış metal yeryü-
zünde olmaz zaten. Ama bu demek de-
ğildir ki. hiç bileşik yapmaz, yapabilir.
Atığa. siyanür kanşmaz mı. kanşabilir.
Ama bunlar, bahsettiğimiz havuzlarla
bir kere konlrol altına ahnmaktadır.
Üstelik siyanür son derece az miktarda-
dır. Burada zehir tehlikcsi tarlaya verdi-
ğiniz gübre esamesindedir. Büyütülecek
bir olay değildir. Burada siyanür lafı in-
sanı ürkütüyor, çok üstüne gidiliyor.
- Peki, Türkiye'de madenciliğin iyileş-
tirilmesi için neler yapılmalı?
"Bunun için önce gerçeklere ve yur-
dumuzun gelişmelerine uygun bir ma-
den yasası çıkanlmalı. Bir kere Tür-
kiye'nin bir maden politikası yok.
Türkiye'nin, önce maden politikasını
belirlemesi gerekiyor. Türkiye karar ve-
recek. ben yeraltı servetlerimi değerlen-
direcek miyim, değerlendirmeyecek
miyim? Değerlendirirsem, bunlar içinde
bazılanna öncelik verecek miyim, ver-
meyecek miyim? Eğer öncelik verecek-
sem. bunlan en süratli olarak ekonomi-
ye nasıl -kazandınnm? Bunun değişik
yollan var. Batı bunu nasıl yapmış, ben
nasıl yapmayı tercih ediyorum, bütün
bunlar ortaya konacak ve bu esaslara
hizmeı eden hükümleri taşıyan bir ma-
den yasası oluşturacak. Bununla da bit-
miyor, bu yasanın tatbikini ve kontrolü-
nü devamlı izleyecek bir maden dairesi
oluşturacak. Baü'daki maden dairele-
rinde uzman olmayan kişi çalıştınlmaz.
mühendis olmak kafi değildir. Sektöre
hizmet etmiş. genel müdür olmuş uz-
man kişiler çalışır. Oralardaki aktif hiz-
metlerinden aynldıklan zaman maden
dairelerine uzman. üye olarak atanırlar,
bu onoral bir durumdur. Ülkenin ma-
dencilik konusundaki politikalanna.
uygulamalanna bunlar yön verirler.
Bizde ise Maden Dairesi sürgün yeridir.
Herhangi bir devlet kurumunda bıkıl-
mış. işten atılması gereken, fakat yasa
gereği atamadıklan kişileri MTA'ya
gönderirler, böyle şey olmaz. Bu yasa
yürümedi. Kaldı ki yasanın kendi mad-
deleri ve anayasa ile çatışan kısımlan
var."
Satranc
Atahk'ın
biracümı
kaldıHaber \!erkezi - Manila'da
yapılmakta olan Satranç Olim-
piyatfnın 13. turunda erkekler-
de İsviçre ile karşılaşan milli
takımımız 3-1 yenilmesine kar-
şın. 1. masada oynayan Suat
Atalık satrancın dev isimlerin-
den Victor Korchnoi ile bera-
bere kalma başansını gösterdi.
Eski Dünya Şampiyonu Kar-
pov ile dünya şampiyonluğu
unvanı için mücadele etmiş
olan Korchnoi yıllar önce İs-
viçre'ye iltica etmiş Rus asıllı
çok güçlü bir büyük usta. Suat
Atalık 14. ve son turda rakibini
yendiği takdirde Türkiye'nin
satrançtaki ilk büyük ustası un-
vanını elde eden isim olacak.
13. turda dün İsviçre ile karşıla-
şan erkek takımımızdan Suat
Atalık ve Hakan Han berabere
kalırken, Turan Yılmaz ve Suat
Soylu kaybettiler.
Bayan mili takımımız ise 13.
turda Portekiz'i 2.5-1.5 yendi.
Nilüfer İpek'in berabere kaldığı
maçta. Gülümser Öney ve
Günsevil Yılmaz galibiyet aldı-
lar.
13. tur sonunda takımımız
erkeklerde 26, bayanlarda ise
19 puana sahip. Suat Atalık'ın
13. maçta aldığı beraberlikte 9
puanı bulunurken, Turan Yıl-
maz 6.5, Suat Soylu 5.5 puan-
dalar.
Satranç Oilmpiyat'ı yann ya-
pılacak !4. tur ile son bulacak.
28 haziran sabahı da milli lakı-
mımız yurda dönecek.
Babalık davaları
AdHTıp
Enstitüsü
resmi bilirkişi
sayılmıyor
İstanbui Haber Servisi - İs-
tanbul Üniversitesi'ne bağlı
Adli Tıp Enstitüsü'nün babalık
davasına ilişkin verdiği rapor
bir mahkeme tarafından dik-
kate alınmadı. Bir diğer mah-
keme ise bilirkişi raporu ver-
mesi için enstitüye başvurdu.
İzmir 4. Asliye Hukuk Mah-
kemesi'nde süren bir babalık
davasında Adli Tıp Enstitüsü
tarafından verilen rapor, mah-
keme hakimi tarafından kanıt
olarak kabul edilmedi.
Kartal 1. Ağır Ceza Mahke-
mesi iieaynı türdeki birdavada
babalık davasında rapor ver-
mesi için enstitüye başvurulma-
sına karar verdi.
Tart oradan
bir kilo siyanür!
• Siyanür, intiharlardan cinayete, kazalara ka-
dar her alandakarşımıza çıkıyor. Günlük yaşa-
mımızla iç içe. İnsanı kısa sürede öldürebilen bu
zehirli madde, Tahtakale, Unkapanı, Karaköy
gibi semtlerde açık açık satılıyor. Kilosu 13 -25
bin lira arasında değişiyor ve isteyen herkes elde
edebiliyor.
yaptılar. Bazı fırmalar, olaylar
sonunda bu zehirli maddeleri
satmaktan vazgeçti. Ancak
yeterli önlemler yine alınmadı.
Kimyagerler, dehetimi
yapılamayan bu maddelerin
rahatlıkla kötü amaçlı kişiler
tarafından kullanılabıleccğıne
dikkatçektiler.
1986yılına kadar siyanür
zehirlenmesindendolayı Adli
Tıp Kurumu'na gönderilen bir
şüpheli ölüm yoktu. Ancak bu
tarihten itiberen Adli Tıbba 9
ölüm olayı yansıdı. Burada
yapılan otopsilerde 2 kişinin
siyanür kullanılarak
öldürüldüğü, 3 kişinin kaza
sonucu, 4 kişinin de bu yolla
intihar ettiği ortaya çıktı.
1990 yılında Beşiktaş vapur
iskelesinde şehir hatlan yolcu
gemilerini ilaçlayan 3 işci
siyanürden zehirlenerek
yaşamlannı yitirdiler.
Geçtiğimiz şubat ayında ise
1967 doğumlu Niyazi
Yıldızhan. çahştığı kuyumcu
atölyesinde fenalaştı ve kısa
süresonra yaşamını yitirdi.
Adli Tıp'ta yapılan otopside,
Yıldızhan'ın siyanür
zehırlenmesı sonucunda
yaşamını yetirdiği kaydedildi.
Siyanür almak için
gittiğimiz bazı kimyevi madde
satan ticarethaneler, bize
istedığimız kadar
verebileceklerini söylediler.
Gazeteci olduğumuzu
öğrendiklerinde ise bazısı "Sizi
lanımıyorum, veremem" dedi.
Bazısı da "Kimliğinizin
fotokopisini alınm, öyle
veririm. Çünkü bunu satmak
yasak değil. Sizin alnınızda
ben bununla intihar edeceğim
vecinayet işleyeceğim diye
yazmıyor. Biz ne yapabiliriz?
Aslında gelişen bu tür
olaylardan çok rahatsız
oluyoruz" dediler.
TAyFUNGÖNÜLLÜ
Siyanür. günlük
yaşamımızla içiçe. Artık
intiharlardan. cinayete,
kazalara, suikastlere kadar her
alanda karşımıza çıkıyor.
Özellikleçinko kaplama
sanayıindc kullanılan siyanür,
atık madde olarak İstanbul'a
su sağlayan havzalara akıyor.
Saniyeler içinde insanı
öldürebilen bu korkunç
madde, İstanbul'da Tahtakele.
Unkapanı, Karaköy gibi
semtlerde açık açık satılıyor.
Kilosu 13 bin lira ile 25 bin lira
arasında dcğışcn siyanürü,
isteyen herkes elde edebiliyor.
Siyanür. geçtiğimiz yılın son
ayında gazetelerin yine ilk
sayfalanndaydı. Bu kezolaya
muhatap olan Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Doğan
Güreş'ti. Genelkurmay
Başkanı Güreş, 2 Arahk 1991
günü beraberindeki
komutanlarla birlikte,
İstanbul'da bir tugay
komutanlığmın denetimi
sırasında erbaşlarla birlikte
öğle yemeği yedi. Yemek
sonrası içtikleri kahveden
şüphelendiler. Kahvenin
analizini yapan bir
laboratuvar zehir olduğunu
saptadı.
Bu yılın 28 martında ise
İstanbui Sangazi'deki askeri
lojmanlann su deposuna
50'şer kilogram siyanür ve
potasyum kanşımı zehir atıldı.
Çok etkili bu zehir, bir telefon
ihban sonucu ortaya çıktı.
Hem Genelkurmay
Başkanı'nın kahvesi
olayından. hemdesu
deposuna atılan zehirden
sonra yetkililer, siyanür ve
potasyum satan esnaflan
saptamak içinçalışmalar
ADANA EMNİYET MDDCRLUĞÜ
Kız militanlara
bekâret kontrolü
UFUKTEKtN
Kumlann üstünden, betonlann arasma
Son model bir Mercedes'e mi binmek isterdiniz, yoksa Bodnım'da deveye mi? Bodrum'a akın akın gelen yerli ve yabancı turtst-
ler, Bodnun'un betonla bürünleşmiş güzelliğinin yanı sıra, devesine binmeden gitmiyor. L'rfalı ve Gaziantepli de>eciler, \atların -
arasında. tunı 5 bine kiraladıklan develerini turizmin hizmetine sunmuş dunımda. Develer de gelen dövizin farkına varnnş oia
caklarki, kurumlarından vanlarına yaklaşılmıvor(Foıoğraf SUAT KOZLUKLU)
Kültür • Sanat 232 64 26 • 23O 21 87
BEYOGLU SINEMASI (251 32 40)
YAZ ŞENLİĞİ 1
SİNEMA YAZARLARL\L\ SEÇTİKLERÎ
BUGÜN
BALIKÇI KRAL
TERRY GILLIAM
1 1 30-14.00-16.30-19.00-21.30
REKLAM FllMl DAĞITIMINDA
249 50 33
timaz Gvnty Gozıy'e Con
Ç k Ç l h l U l k i
• • ••
S U R UTARIK AKAN - M£UKE DEMIRAĞ
TUNCElKURTİZ I J U ^ I ' M H I
Yö..t««: ZEKI OKTEN
S«*yo: YILMAZ GÜNEY
Ortakây OKM (2S< İ9 171
13.00-1S.30-18.00 20.30
NINJA
ALDATMA • KAPLUMBAGALAR II
;i.0O-U.3fll*J»-18JO-21 00
JütSİTl [247(9 47)
14.00-1915
AKDENIZ
12.00-14.15-16 30-1! 45-21.00
BAHCIVAN
C.teSAfMUSUMMI
9 1/2 HAFTA
11 0013.» 14.00 183021 00
VAHSI ORKIDE-1
H»bry<tSl(247UI51
1130 1400-1430-1945 2145
m um ıvmı mrt nmo
U r A S |33İ 00 50) 11.00
l
VAROLMANIN
DAYANIIMAZ
HAFİFLİĞİ
Beyo#lu DUNTA (249 ?3 61)
I2.0O-150O-U.O0-21.00
ASTERIX
fe!ıSITE(247i9 47) 1130
OMEN IV
26 HAZİUI'U SlMEIUUtOA
11I»I4 15 1700'9.15-21 45
TV, DİZİ ve FİLM
SESLENDİRMELERİNDE
GÖREVALACAK,
YETİŞTİRİLMEK ÜZERE
HER YAŞTA BAY-BAYAN
KONUŞMACI ADAYLARI
ARANMAKTADIR.
KURSLAR ÜCRETSİZDİR,
SENKROH TV. PROGRAM YAPIMailK LTD. STİ.
. ^ s a , MUR:267 60 26-275 61 68 _
SHWARZENEGGER HAFTASI
Ko4ıtt«y AS Sinvmau (336 00 50) 13.30-16-00-18-30-21.15
COMMANDO TOTAL RECALL
CumoSdı p n a
PREDATOR TERMINATOR • 2
Sinema • Tiyatro
Gösteri
232 64 26 B230 21 87
ADANA -
Adana Emni-
>et Müdürlü-
ğü. "Sorguda
tecavüze uğra-
dım" iddialan
karşısında, gö-
zaltına alınan
sanıklardan "ileride polisi ka-
ralayacağı kanısına vanlanla-
n" adliyeden önce bekâret
kontrolüne yolluyor. Adana
Emniyet Müdürii Mete Altan,
uygulamanın resmi olmadığını
ve "kız militanlarla" sınırlı ol-
duğunu belirtti. Bu kapsamda
değerlendirilerek Adli Tıp'a
gönderilen Mücadele Dergjsi
muhabiri Yazgül Güder. "in-
sanlık onurunu zedeleyici ve
aşağılayıcı" bulduğu için test
vapılmasına karşı çıktığını
söyledi.
Emniyet Müdürlüğü'nün bu
uygulamayı. 1991 temmuzun-
da gözaltına alınan Mediha
Curabaz adlı hemşirenin "Po-
liste işkence gördüm, kızlık
zanm yırtıldı" iddiasından
sonra başlaltığı belirlendi.
Cumhuriyet'in sorulannı ya
nıtlayan Adana Emniyet Mü-
dürü Mete Altan, her gelen
bayan sanıgın bekâret kontro-
lüne göndenlmediğini belirtir-
ken, uygulamanın amaçlannı
ve aynnülannı da şöyle anlattı:
"•Gözaltına aldıgımız sanı-
gın ileride polisi karalamaya
çalışacağını gözlemlemişsek,
öyle bir izlenim edinmişsek, o
kızlan, sorgulamanın ardın-
dan. önce savcılığa sevk yazı-
sıyla gönderiyoruz. 'Emniyet-
teki sorgusunu istismar edebi-
leceğine inandığımız siyasi kız
militanlar için bekâret kontro-
lü yapılmasında yarar vardır'
diyerek görüşümüzü, hassasi-
yetimizi dile getirijoruz. Duru-
mu takdir eden savcılık da, adli
tıp veya bir hastaneye, sanığı
test için gönderiyor."
Uygulamanın. Mediha Cu-
rabaz adlı hemşirenin iddiala-
nndan sonra başlatıldığını
doğrulayan Altan şöyle devam
etti:
"Kesin olarak vurgulamak
istiyorum ki. bu uygulama sa-
dcce kız militanlarla sınırlıdır.
\dana Emnıyctı'ndc sorgula-
nan her kız sanık bekâret kont-
rolüne gönderilıyor" diye ya-
zarsanız bizi varalarsınız.
Geçen yıl bir hemşire kız vardı.
Sorgudan çıkıp cezaevine gön-
derildikten sonra çok çirkin if-
tira ve karalamalarda bulun-
du. Biz de bu tür karalamala-
nn önünü kesmek için böyle
bir yola gittik. Olay bundan
ibaret."
Adana Adli Tıp Kurumu
Başkanı Mehmet Özgül, Em-
niyet Müdürlüğü'nden sava-
lık kanalıyla gönderilen kız
sanıklann beraberinde "kızlık
muayenesi yapılması" diye not
düşüldüğü için test uygulandı-
ğını söyledi. Kurumu yaklaşık
bir yıldır bu tür sevk yazısıyla
gelen sanıklar olduğunu belir-
ten Özgül, "Emniyet suistimal-
leri önlemek için böyle bir yol
uyguluyor sanıyoruz. Biz de
gelen sanığa söz konusu mua-
yeneyi isteyip istemediğini so-
ruyoruz. Zira bekâret testi kişi-
ye özel bir test." dedi.
Özgür Gündem Gazetesi
Diyarbakır muhabirlerinden
• Adana Emniyet Müdürii Mete Altan, "Gözaltı-
na aldıgımız sanığın, ileride polisi karalamaya çalı-
şacağı fikrini edinirsek böyle bir uygulamaya gidi-
yoruz. Her kız sanığı kontrole gönderiyorlarderse-
niz, bizi yaralarsmız" diye konuştu.
Hafız Akdemir'in öldürülme-
sini protesto için 10 haziranda
yapılan yürüyüş sırasında gö-
zaltına alınan Mücadele Der- ,
gjsi Adana muhabirlerinden
Yazgül Güder de. polisin "po-
lisi karalayabilecek kız mili-
tan" olarak değerlendirilerek •
kontrole gönderilerüer arasın-
da. Geçen yılın ocak ayında da
iki kez birer günlüğüne gözalü- ;
na alındığıru anımsatan Gü- ;
der, "O zaman ne adli tıbba, ne •
de doktora götürmüşlerdi" di- •
yor. "Emniyetinkendinisağla- '.
ma almak istediğini" söyleyen •
Güder, gözaltının öyküsünü •
şöyle anlatıyor: ;
"Hafız Akdemir'in öldürül- :
mesini protesto ederken gözal-;
tına aldılar. Sosyalist basından
iki kız üç erkektik. Gözlerimiz
bağlandı. Şubede kız-erkek di-.
ye ayırmayıp epeyce bir kaba;
dayak attılar. Sonra hastaneye •
götürüldük. Herkes şikâyetini •
söyledi. filmler çekildi. Sonra'
tekrar şubeye götürüldük.;
Sonra sadece üç bayan olarak;
bizi aldılar. "Sizi doktor çağın-;
yor' J.ediler, gittik Bize, "Sav-;
cılığm ve emniyetin direktifı'
var. Kızlık muayenesi olmak.
istiyor musunuz?" diye sordu.l
Ben ve diğer kızlar kabul ctme-!
dik.