25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef Sahıbı Cumhıınyet Malbaacılık \e Ga^eıeulık Turk Anonım Şırkeıı adına Berin Nadi Genei Ya>ın >oneımenı O/gen \car O Cıenel Va\ın Koordınaıoru Hiknıeı Çelinkata >a/ı Işlen Mudurlerı FUMII» Chbılgfn (Sorumlu), telal Ba*langif (Haberl • Ya2i Işlerı Mudur Yaçdimusı Salim 4lpaslan 9 Gorsel "loncımcn Alı \car 9 Duzenleme ııstafa Sarçlamer ft -\nkara TemsıLıs< Cune>l \rca\urek, Haber Mudurlen Mmıafa Batbaj, t>ık Kansu. l/mır Temsılcı V Serdar kı/ık. Adana Temsılctsı Çelın 1 igenoglu Isıanbul Haberlen yna> Kalkan. Dış Haberler Ergun Balcı. Is-Ekonomı ^ukran Kelencı. \urı Bauın \e Ya\an Cumhurıve! Matbaacilık ve Gazeıecılik T A Ş Turkocagı Ca< Haberlen Mchmeı Saraç. Kulıur Celal Uıer. Makaleler Sami Karaoren. Spor \bdulkadir %9 41 Cağaloğlu 34334 hı Pk 246 Isıanbul Tel- 512 05 05 (20 haı), Telo 1 ucelman. Durehme Abdullab >a*ıcı • Muessese Mudur V Erol trkue • Koordmaıor 22246, Fa\ (I) 526 60 72 • Burolar \hmel koruUan 0 Muhasebe Bulenı \tner # Bulv e Planlama. Sogı O*manb«şeoglu 0 Idare Huse>ın (jurer # l>leıme Onder ^elık 0 Bıleı-lvlem \ail lııal Bılgısa\ar Stsıem Muruvet C, ilcr • Perionel <<e\gı Bostanuoglu • Reklam Reha Işılman • Oış llışkıler HuUa AkvoJ 22246. Fa\ (I) 526 60 72 • Burolar Ankara: Z Gokalp Blv (nkılap S Nc 19 4, Tel 433 II 41-47, Telex 42344, Fax (4) 433 05 65 • İzmir H Zıya Bi' H52 S 2 1. Tel 83 12 30, Te!e\ 52359, Fa\ (51) 89 53 60 • Adana: lnon Cd 119 S No 1 Kaı I, Tel 19 V 52 (4 haı). Telex. 62155, Fax: (71) 19 25 7 TAKVİM 24HAZİRAN1992 İmsak.3.25 Güneş 5.25 öğle:13 11 lkındı-17 11 Akşam 20.46 Yatsı. 22.37 Öiretmenlere yanşma • İstanbul Haber Servisi- Öğretmenlenn düşüncc birikımlennı eğıtım ve kültür alanına aklarabilmek, yazın dünyasına kaliteli eserler kazandırmak amacıyla Milli E|ium BakanlığYnca öğretmenler arasmda roman, hikâye, şiır, tiyatro ve mizah konulannda yanşma düzenlenecek Emeklive görevi başında bulunan tüm öğretmenlenn katılabileceği yanşma sonunda, birincilere 40'ar milyon, ıkincilere 30'ar milyon. üçüncülere 2O'şer milyon, mansıyon kazananlara da 5'er milyon lira ödül venlecek. Swissotel ve ağaçlar • İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu Belediyesi, bahçesindeki ağaçlann kurumasına yol açtığı içm yann Swıssotel bahçesinde bir gösteri düzenliyor. Ağaçlann kuruma nedenleri konusunda uzmanların da görüşlennı açıklayacağını belırten Beledıye Çevre Komisyonu Başkanı Nusret Avcı, tüm "yeşılseverleri"i yann saat 11 'dekı gösteriye davet ediyor. Kulak ele veriyor •LONDRA(AA)- Teknolojideki son gelişmelerin ışığı altında, suçlulann bundan böyle 'kuJak izlennden' de belirlenebiJeceğı açıklandı. ABD'nin önde gelen patalojistlerinden Dr. Peter Vanczis'in Londra'da University College Hastanesı'nde bilim adamlanyla ortaklaşa geliştirdığı bilgısayarla fotograflama yöntemine göre zanlının olay sırasında kapalı devre vıdeo kamerayla çekiten filminden kulak, burun veya diş görüntüJeri büyütüJerek karta basılıyor ve bilgisayara işleniyor. Zanlının yakalanması halinde, karakolda çekilen fotoğrafı da aynı biigisayara aktanlıyor. 'Evlilik Aşkı Öldüpöyor mu?' •İSTANBU L (AA) - Kadın dcrgisı tarafından Sepetçıler Kasn'nda düzenlenen, "Evhlık Aşkı öldürûyor mu?" konulu panelde, evlilik ve aşkın neden bir arada olamadığı sorusuna yanıtlar arandı. "Evlilik, cinselliği de katlediyor" diyen psikiyatri uzmanı Haydar Dümen, sanayı başta olmak ûzere tüm sistemlerin evlilik üzerine kurulduğu içın evlilığın kutsal bir kurum olarak görüldûğünü söyledi. Bıri 7 yıl, diğeri 8 yıl olmak üzereiki kez mkâhlandığını. 15 yıl da nikâhsız olarak yaşadığını söyleyen modacı Canan Yaka da aşkı öldüren tek şeyin devamlı beraberhk, bir arada yaşama olduğunu belirtti. Dikili şenlikleri • tZMİR(Cımhııriyet Ege Bfirosu) - Dikili Kültür ve Sanat Şenlikleri içın haarlıklar tüm hızıyla sürüyor Buyıl l-8ağustos tanhlen arasında gerçekleştınlecek şenlikler "Balkanlar'da Banş ve lşbırlığı'adınıtaşıyor. • "Dikili Kültür ve Sanat Şenlıklenmızde, demokrasi yolunda 7. yılımıza geldik" diyen Belediye Başkanı Osman Özgüven, "Balkanlar'da Banşve Jşbirliği" kapsamında gerçekleştınlecek buyılki etkinlikler için Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, Macanstan, Yunanıstan ve Yugoslavya'dan Banş Komitesi başkanlannı cağırdıklannı açıkladı. Betoıı yığuıı Datça'yı boğacak• Bodrum'un 20 yıl öncesi neyse Datça'nın bugünkü görünümü öyle. Yazlıklar tepeler- den denize doğru saldınyı başlatmış. De- niz kıyısındaki Datça ile daglardan kopup gelen inşaat yığınla- nnın birîeşmesine az kalmış. Bu hızlı gidiş durdurulamazsa Dat- ça da birkaç yıl sonra Bodrumlaşacak. ÜMİTOTAN DATÇA - Bodrum'un yirmı yıl öncesi neyse, bugünün Dat- çası o. Tepelerden kiyıya doğru beton saldınsı başlamış. Datça, beton kuşatmaiçindesanki "tu- tuklu". Bodrum'un bugününe bakıp, yannın Datçası'ru göre- biliyorsunuz... Datça'da ınşaatlann dışında her şeyin yokluğu yaşanıyor. Kent içinde fosseptikler koku- yor. Belediye Başkanı Mustafa Soytok'un deyimiyle, doktor, bilim adamı yetiştirmekJe tarih- te ünlenen yörede, bir tek uz- man doktor bile yok. "İnsanoğlu ne zaman ve ne- rede kıyı ile karşılaşırsa, orada doğal sistem bozulmaya baş- lar." Datça'da da Doç Dr. Ayşe Filibeli'nin dediği olmuş ve doğal sistem yavaş yavaş Datça'da beton kuşatma birkaç yıl sonrafcıyıUe buluşacağmın sinyallerini veriyor. Datça'nın geleceği Bodrum ve Marmaris'e benzeyecek gibi. fnşaatçıiar duracağa pek benzenüyor. Yakiaşık bfer buçuk saatiik uçurumlu, keskin virajlarla dolu yolu göze alıp, keşfedilmediğini sandığınız yöreye geküğinizde sizi önce kumsallara yerieşmiş ikinci konutlar karşdıyor. "pes" demeye başlamış. Kum- sallann üzerine yapılan yazhk- lar, denizin içine kadar sokulan çok katlı binalar ve tepelerden kiyıya doğru "elini çabuk tu- tan" inşaatçıiar... Deniz kenannda bir banka oturuyorsunuz. Şöyle çepeçev- re doğayı "tanyorsunuz". Bir- birinin içine girmiş beyaz, gri, tuğla rengi kuşatmanın içinde hapsolunmiLŞ gibi hissediyorsu- nuz kendinizi. Datça'nın da keşfedildiğinı anlıyor. hüzün verici sonuçlannı görebiliyor- sunuz. Çevre uzmanı Esra Tar- lan'ın açıklamalan düşünceleri- nıze ortaklık ediyor: "Çevre kalitesi yüksek yerle- re insanlar akın ediyor. Artan nüfus bu kez çevre kalitesini bozuyor. Artan nüfus çevresel ve sosyal yükü etkiliyor Hem ekosıstem hem ınsan sağlığı bo- zuluyor." önce keşfedılıyor, sonra dolduruluyor, sonra da kaçınlıyor. Çevre kalitesi yük- sek yerlerden Datça'da bugün- lerde sonun başlangıcı yaşanı- yor. Beton kuşatma birkaç yıl sonra kıyı ile buluşacağmın sin- yallerini veriyor. Datça Kaymakamı Rıfat Ata, Belediye Başkanı Mustafa Soytok, Datça'nın geleceğinin Bodrum, Marmaris gibi olma- ması için çaba içinde olduklan- nı belirtıyor ama inşaatçılar du- racağa pek benzemiyor. Datça Tunzm Derneğı Başkanı Do- ğan ömer Yalçınkaya, konuya değişik bir yaklaşım getiriyor: "Binlerce yıl önce yöremizin nüfusu 15 bin imiş. Buralar sa- natın, kültürün, bilimin merke- zı olmuş. Şimdi 15 bın nüfus var. Yapılaşmayla doğayı kay- naştırarak ve belli bir denge sağlayarak, daha çok insan bu- ralarda neden bannmasın?" O dengeyi kunnak kolay mı? Datça'dakı yapılaşma hiç de kolay olmadığını gösteriyor. Yaklaşık 1.5 saatiik uçurumlu. keskin virajlarla dolu yolu göze alıp keşfedilmediğini sandığınız yöreye geldığinızde size önce kumsallara yerieşmiş ikinci ko- nutlar "merhaba" diyor. Hangi turistik tesiste bulunursaruz bu- lunun beton yığınlanyla göz göze geliyorsunuz. Bilim adam- lan ve çevreciler de Datça'nın bugününe bakıp geleceği göre- biliyorlar. Işte Prof. Dr. M. Doğa Kantarcı'nın söyledikle- ri: "Datça Yanmadası yepyeni bir insan yerleşmesi ve baskısı altına gjrmektedir. Son derece yok edici ve kaha betonlaşma ile çevre kirlenmesi yanmadayı tehdit etmektedir. Bu doğa ve tarih harmanını korumak, do- ğal güzellikleriyle birlikte uzun yıllar yaşanabilir durumda tut- mak için zaman kaybetmeden önlem almak durumundayız. Yann her şey içın çok geç ola- caktır." " Bir söylenceye göre tann sev- diği kullanru çok uzun yaşasın- lar diye Datça Yanmadası'na gönderirmiş. Şimdilerde "kul- lardan" çok inşaatçılar sıraya girmiş. Datça beton yığınlan- nın arasında şimdilik bir tutsak gibi. Teslim olup olmamaa bu- günden tezi yok ahnacak ön- •lemlere bağh. Bir, iki, üMELİH ŞABANOĞLU 12 Türk erkeği bir araya ge- lirse ne yapar? Futbol dışında hiçbir şey konuşmazlar. 12 Al- man erkeği bir araya gelirse ne olur? 1 l'i bir futbol takımı ku- rup yenecek rakip aramaya başlar. 12'nci Alman da takı- mın antrenörlüğünü yapar. 11 kişilik bir ekıbin aynı ulus- tan olması, çoğu zaman önem taşımaz. Ama Almanlar için 11 kişinin aynı ulustan olması çok önemlidir. Çünkü bir araya ge- len her 11 Alman, bulunduklan yerde kücük bir Alman devleü kurar. Bu, kirni zaman bir avantajdır, kirni zaman da han- dikap oluşturur. Diğer milletler gibi Almanlar da kendi kendilerini yönetmeyi severler. Kendilerini yönetenle- ri sevmeyi ise daha çok severler. Almanlann geceleri rahat uyu- malan iyi yöneüldiklerini his- setmelerine bağüdır. Almanlar, birinin kendilerini çok iyi yö- nettiğini düşünüyorlarsa, sa- bahlan zinde uyarurlar. Çünkü ahşüklan sistemin devam etti- ğinden emindirler. Avantajlan budur. Almanlar, ne zaman ki tepe- dekilerin kendilerini kötü yö- nettiği Vanısına vanr, dünyanın en aamasız milleti olup çıkar- lar. Tek seslı muhalefet korosu hep bir ağızdan bağırmaya baş- lar: Raus. Almanlar kendilerini küçük düşüren yöneticilerinin yol açü- gı olumsuzluklan gidermek için muhalefet yaparlar. Ama asıl olumsuzluk budur. Almanlann bu özellikleri rrullı takımlanna nasıl yansır? İlk saptama: Her başanlı Al- man takımının arkasında, eki- bin saha içindeki duygusal ve fiziksel performansını çok iyi organize eden karizmatik bir futbolcu yatar. Bu futbolcular 1954'te Fntz Walter, 1974'te Franz Beckenbauer ve 1.990'da Lothar Matthâus'tu. Üçü de hem yıldız futbolcuydu, hem neredeyse oyun içinde, takım arkadaşlannın konçlannın bile düşük olup olmadığını denetle- sın Abnany a. Hollanda'ya 3-1 yenüjnce Alman basını, Tekmk Direkrör Berti Vogts'un keflesini istemeye başladı. Creative Colour tarafından yapılan bu fotomontaj, BDrnin Iskoçya'ya yenilmesiyle, dondu kaldı. Finakk Danimarka'ya karşı alınacak sonuç artık öoemli değfl. Bu maçta en önemn" görev, yine HâssJer'e düşüyor. yecek kadar da otoriter. İkinci saptama: Futbol dâhi- si Alman tekrük direktörlerin zirveye çıkması için karizmatik futbolculara ihtiyacı vardır. Sepp Herberger, Helmut Schön, Jupp l5erwall, Franz Beckenbauer. Hadi buna Berü Vogts'u da dahil edelim. Bu' teknik direktörlerin Alman fut- boluna yaptığı katkılan kimse inkâr edemez ama, elinde yıldız ve karizmatik bir futbolcu bu- lunmayan her Alman teknik dırektörün akıbetı kötü olmuş- tur. Elinde bir Beckenbauer olmayan Schön'ün 1978 Dün- ya Kupası'nda düştüğû komik durum, hâlâ hafızalardan çık- madı. Aynı talihsizlik, 1982 Dünya Kupası ve 1984 Avrupa Uluslar Kupası'nda Jupp Der- vvall'in de bâşına geldi. 1982'de Rummenigge, Briegel, Schu- macher, Breitner, Kaltz, Litt- barski, Fischer, Allofs, Förster ve Stıelike gibi 10 yıldız oyun- cuya sahip olan Denvall, elinde karizmatik bir futbolcu olma- dığı için Cezayir yenilgisine ve finalde Jtalya hezimetine razı oldu. Türkiye açısından bakılır- sa, dünya ikinciüği süper bir başanydı. Ama Almanlara gö- re iş değişiyordu: Denvall başa- nsızdı. Madem kı takımda karizma- tik futbolcu yok, o zaman ka- rizmatik bir teknik direktörle bu açık kapaülamaz mıydı? Al- manlar, Denvall'den sonra Beckenbauer'i, işte bu moüfle işbaşına getirdi. Ve şampiyon olmak için sadece sekız yıl bek- lediler. 86'da kupaya kötü baş- layan Almanya, seke seke geldi- ği finalde Arjantin'e teslim oldu. 1990 ise Almanya'nın dünya kupasını en kolay ka- zandığı yıl oldu. Lçüncfi saptama: Almanya her dünya kupasına, ılk dörde ginneyı garantileyerek başlar Çünkü Almanya'nın belli başlı bir futbol ekolü vardır. Bu özel- lik, Almanlann dünya kupala- nnda ilk sınıflan iftiharla geç- mesini sağlar. 1962'den sonra Ahnanya'nın ilk üçe gjremediği tek dünya kupası, 1978'dir. Konu Almanya ve Alman futbolu olunca, yaa, ister iste- mez bir geometri probleminin çözülmesıni andırdı. Üç sapta- madan hareketle, şımdi bır önermeye varalım: Aiman fut- bolunun son führer adayı Tho- mas Hâssler'dir. Hani o, "Tann konuşması için Thomas'a fut- bol topu gönderdf" denilen bücür sanşm. Doğruyu söylemek gerekirse. turnuvadan önce, ne Hâssler'ın takımını sırtlamak gibi bir niye- ti vardı, ne takımın saha içi şef- liğini Hâssler'e teslim etmeye yanaşmayan teknik direktör Berti Vogts'un. Bunun ikı nedeni var: 1. Lothar Vlatthaus ve Rudi V il- lerin sakatlığu Matthâus- un sakatlığı, Beckenbauer'den oyun içinde yönlendirici bir fut- bolcunun üzerine inşa edilmiş bır takım geleneği devralan Vogts'un uykulannı kaçınyor- du. Ama Vogts, Matthâus'un üstlendıği rolü Völler'e vermek- ten yanaydı. Völler, karizmatik bir karaİctere sahip olmaması- na karşın, takım arkadaşlan arasında, kişilığiyle dikkatleri çekiyordu. Ancak Völler'in ko- lundaki sakatlık, daha ilk ma- çın ilk yansmda ortaya çıkmca, Alman takımı kaosa girmeye başladı.. 2. Kaos dönemi: Beckenbau- er teknik direktör olsaydı, saha içindeki kaosu karizmatik kişi- liğiyle bir süre ortadan kaldıra- bibrdi. Vogts'un ise sönük bir kişilığı olduğu için böyle bir şansı yoktu ve Almanya'nın kupa dışı kalması kaçınılmaz görünüyordu. Her kaos dönemi, kendi kafr ramanlannı yaratır. Alman fuU bolunun son kahramanı Hâss- ler, takıma hükmetmek için ışte bu kaosun göz göre üretilmesi- nı bekledı. Son sözünü söyle- mek içın sabırla bekledı. Sanıldığı gibi Euro 92'dc Hâssler'in yıldıa, BDT karşı- laşması veya Isveç maçında at- tığı frikik golleriyle parlamadı. Basit olduğu kadar stratejik bir oyun olan futbolda gaübiyet varhİctır, yenilgi ve elenme ise hiçlik. Führerliğin yolu da bu il- keyi algılamak ve uygulamak- tan geçiyor. Hâssler bu ılkeyi anladığını İsveç maçının son dakıkasında gösterdi. Maç bo- yunca takımda sorumluluğu tek başına üstlenip, Almanya'- nın ve karşılaşmanın temposu- na hükmeden Hâssler, bire bir pozisyonda yakaladığı tsveç defansının üzerine gitseydi, kendi egosuna yenilecekti. Bel- ki skoru 4-2 yapıp Almanlann stadı büyük bir coşku içinde terk etmelerini sağlayıp, gol krallığında avantaj yakalaya- caktı. Ama Hâssler, tüm bu dürtülere kulak asmadı, egosu- nu yendi. Denilebilir ki, kaptı- racağı bir topun kendi kalesine İsveç akını olarak dönmesin- den korktuğu için geriyedöndû ve oyunu yavaşlattı. Buna veril- mesi gereken yanıt 'hayır' ol- malıdır. Hâssler, korktuğu için durmadı. Isveçliler maçı kay- bettiklerini o durduğu zaman anladılar. Bu an, Hâssler'ın ay- nı zamanda, bütün bır oyun boyunca hükmettiği Alman ta- kımı oyunculanna konuşma- dan açıkladığı bır mesajdı: "Bu ekibin führeri benim." Çocukluğumuzda oyun oy- narken bir tekerleme terennûm ederdik hep bir ağızdan: "Bir, iki, üçler. Yaşasın Türkler. Dört, beş, alu. Polonya battı..." Hâssler, İsveç maçında adaylı- ğını koyduğu führerüğı Dani- marka karşısında ılan ederse, şimdıki çocuklar şöyle bağır- mahdır: "Bir, iki, üçler. Yaşasın Hâssler. Dört, beş, alü. Hollan- da batü." Hem de üç kere. BERLİN TÜRK SAĞLIK DERNEĞİ bin Türk yararlaıııyor ALO Lstanbul Haber Servisi - Yolunuz bir gün Ber- Iin'e düşüp de size kentin orta noktasında yer alan Kreuzberg'de Türk Sağlık Bakanlığı'ndan söz ederlerse sakın şaşırmayın. Siz hayretler içinde Berlin'de Türk Sağlık BakanlığYnın işi ne dıye düşünürken karşınızdaki kişi Berİin Türk Sağlık Elemanlan Derneği'nin yerini tarif ede- cektir. Berlin'de haklı bir üne sahip olan Berlin Türk Sağlık Elemanlan Derneği 1983 yıbnda hayli ilginç bır şekilde kurulmuş. O dönemde Berlin'de ev yaptıracak olanlara hukümet vergiden düşürebıleceklennı açıklayın- ca, burada yaşayan doktor, konuşma uzmanı. psikolog, hemşire , eczacı ve dişçiden oluşan Türk sağlık elemanlan bu derneğı oluşturmuş- lar. Berlin'de yaşayan 140 bınin üzerindeki Türke iıızmet götürebılmek ve Alman sağlık kuruluş- lanyla da bir köprû görevi üstlenen bu dernekte 16 Türk ve Alman bıüm adamının görev yaptığını belırten Berlin Türk Sağlık Elemanlan Derneğı Başkanı ve Hecheshorn Akcığer Hasta- lıklan Hastanesi Nükleer Tıp Bölümü yöneticisi Dr.Ali Nadir Savaşer, yapılan çahşmalar hak- kında şu bilgıleri veriyor: •'Derneğimız 1983 -87 yıllan arasında pek faz- la bir varlık gösterememesine karşın, bu süre içinde kendini stabilize etmeye ve yerine oturt- maya çalıştı. 1987 yılında ise bu yapılan çalışma- lann semeresi görüldü. Bu yıl içinde ilk olarak Danışma ve koordinasyon merkezimizi oluştur- duk. Tüzûğümüz gereği, vereceğimiz hizmetler- de dil, din ve ırk aynmı gözetmeyeceğimiz için amacımızı en kökjü şekilde sağlık alanında yardım götürmek uzere planladık. Bir de şert İcoyduk. Berlin'de yaşayan Türk sağlık eleman- lan dışında derneğimiz, Türkçe bilen Alman, Yunan, İspanyol, Yugoslav, Fransız bütün ülke çalışanlanna da açıktı. Ancak eğer bu görevliler Türkçe bihyorlarsa asil üye olarak ıster başkan isterlerse de her türlü görevde bulunabıürler. Danışma ve koordinasyon merkezımizin en bü- yük işlevlen arasuıda ise Berlin'de yaşayan Türklerin örf ve adetlerinden kaynaklanan baa farklılıklann yol açtığı uyumsuzluklann gideril- mesi geliyor." Artık telefonda da heyecanlı, solu kesen oyunlar oynayabilirsiniz! 900 900 671 YILDIZ SAVAŞÇISI TRON'A YARDIMCI OLUN 900 900 672 YAMPİR AVCISI SEVGİÜNİZ KONT DRAKULA'NIN ELİNDE... Türkiye'nin her yerinden servislerimizın 1 dakikası 5833 TL'dır. Ortalama servis süresi 3-4 dokikodır. Alo Bilgi P.K. 16 Tarabya/lst.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle